E-posta listemize abone ol
Derin düşünceler, haber bültenleri ve gelecek etkinlikler
Urantia Kitabı nedir?
Urantia Vakfı tarafından ilk olarak 1955'te yayınlanan The Urantia Kitabı, insanlığın sonsuz kaderini anlatıyor. Yaşam inancının kişisel manevi ilerlemenin ve edebedi sonsuz hayatta kalmanın anahtarı olduğunu bize öğretiyor. Aynı zamanda bireylerin insan toplumunun ve bir bütün olarak evrenin ileri evrimi için tanrıların planını açıklıyor.
Son haberler
Sorunlar karşısında nasıl daha fazla inanca sahip olabilirim?
Dünya üzerinde zafer sahibi bir insan yaşamının bilinci; insan kısıtlılığının çirkin gösterisiyle karşılaştığı zaman, varoluşun her tekrar eden bölümünü sarsan, hataya yer bırakmayan bir biçimde “Bunu yapamazsam bile, benim içimde yaşayan bunu yapabilecek biri kainat âlemlerinin tümünün Yaratıcı-Mutlaklık’ının bir parçası olarak yapamadığımı gerçekleştirecek” ~ Urantia’nın Kitabı, 4:4.9 (59.5)
Fakat Havona’ya ulaşmadan çok önce bahse konu zamanın yükseliş çocukları; belirsizlikten beslenmeyi, hayal kırıklığını içselleştirmeyi, bariz başarısızlık üzerine daha çok gayrete gelmeyi, zorluklar karşısında hayat bulmayı, enginlik karşısında boyun eğmez cesareti sergilemeyi ve açıklanamaz olanın zorluğuyla karşılaşıldığında yenilmez inancı yerine getirmeyi öğrenmiştir. ~ Urantia’nın Kitabı, 26:5.3 (291.3)
Duanın yararı üzerine yürütülen bilimsel kuşkular ile sürekli mevcut kutsal kaynaklardan yardım ve rehberlik arama dürtüsünü bağdaştırmak ne kadar zor olursa olsun, inancın içten duasının kişisel mutluluğun, bireysel öz-denetimin, toplumsal uyumun, ahlaki ilerleyişin ve ruhsal kazanımın sağlanmasında kudretli bir güç olduğunu hiçbir zaman unutmayın. ~ Urantia’nın Kitabı, 91:6.3 (999.6)
İsa, şunları söylediğinde Tanrı-bilen faninin derin olan kendinden eminliğini temsil etmişti: “Tanrı-bilen bir krallık inananı için, dünyasal her şey yıkılsa ne olur?” Geçici teminatlar kırılgandır, ancak ruhsak kesinlikler yıkılmazdır. İnsansı düşmanlığın, bencilliğin, kabalığın, nefretin, kötü niyetin ve kıskançlığın taşkın dalgaları fani ruhunu dövdüğünde, mutlak bir biçimde yok edilemez olan ruhaniyetin hisarı biçimindeki içsel bir burcun orada var oluşunun güvencesinde huzur bulabilirsiniz; en azından bu durum, ruhunun idaresini ebedi Tanrı’nın ikamet eden ruhaniyetine adamış olan her insan varlığı için doğrudur. ~ Urantia’nın Kitabı, 100:2.7 (1096.4)
Hayal kırıklığıyla nasıl yaşayabilirim?
Cennet üzerinde hayal kırıklığı, hiçbir zaman yenilgi olarak değerlendirilmemektedir; kazanımlar hususundaki erteleyiş hiçbir zaman bir utanç olarak addedilmemektedir; ~ Urantia’nın Kitabı, 26:8.3 (294.2)
Tanrı-bilen bireyler, talihsizlik karşısında cesaretlerini yitirmemekte ve hayal kırıklıkları karşısında ümitsizliğe kapılmamaktadır. İnananlar, tamamiyle maddi olan büyük çaplı değişikliklerin sonucunda gelen tüm umudu yitirme halinden muaftırlar. Ebedi yaşamın adayları, fani yaşamın beklenmeyen tüm iniş-çıkışları ve rahatsızlık verici etkileri ile mücadele etmenin canlandırıcı ve yapıcı bir yönteminin uygulayıcılarıdır. Gerçek bir inananın yaşamış olduğu her bir gün, doğru olaşan şeyi yapmayı daha kolay bulmaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 156:5.13 (1739.8)
Ancak, yaşam, anlayışlı ve minnettar bir biçimde başarısız olmayı öğrenmezseniz mevcudiyetin üzerinize yük olduğu hale gelecektir. Kaybedişte, soylu ruhların her zaman elde etmekte olduğu bir sanat bulunmaktadır; sizler, nasıl güler yüzlü bir biçimde kaybetmek gerektiğini öğrenmek zorundasınız; sizler, hayal kırıklığına düşmekten korkmamalısınız. Başarısızlığı kabul etmekten hiçbir zaman çekince duymayın. Hiçbir zaman, aldatıcı gülümseyişler ve parıltılı iyimserlik altında başarısızlığı gizlemeye girişmeyin. Başarıyı duyurmak her zaman kulağa iyi gelmektedir; ancak, sonuç olarak yaşanan şeyler hayret verici olabilir. ~ Urantia’nın Kitabı, 160:4.13 (1779.5)
Bakışlarını yalnızca zamanın gölgesel ve geçici alıcılıklarına dikerken, kutsal değerlerin ve gerçek ruhsal gerçekliklerin ebedi dünyalarına ait sonsuz erişimlerin daha yüksek ve daha gerçek kazanımları karşısında gözleri görmez hale gelen bu budala kişilerin yaşamlarında hayal kırıklığı ne de yıkıcı bir şeydir. ~ Urantia’nın Kitabı, 177:4.10 (1926.3)
İsa, şunları söylediğinde Tanrı-bilen faninin derin olan kendinden eminliğini temsil etmişti: “Tanrı-bilen bir krallık inananı için, dünyasal her şey yıkılsa ne olur?” ~ Urantia’nın Kitabı, 100:2.7 (1096.4)
Tanrı'yı nasıl bulabilirim?
Buna karşılık olarak İsa: “Eğer gerçekten Tanrı’yı bulmak istiyorsan, bu arzu kendi içinde, onu çoktan bulmuş olduğunun kanıtıdır. ~ Urantia’nın Kitabı, 130:8.2 (1440.2)
Dünya, yaşam ekmeğinin tam da mevcudiyeti içinde yiyecek arayan aç ruhlar ile doludur; insanlar, tam da kendileri içinde yaşamakta olan Tanrı’yı arayarak hayatlarını yitirmektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 159:3.8 (1766.4)
“Gerçek Tanrı hiçbir zaman erişilemez bir uzaklıkta değildir; o bizim bir parçamız olup; onun ruhaniyeti bizim içimizden bize seslenir.” ~ Urantia’nın Kitabı, 3:1.4 (45.2) Şayet sen, bu ölümsüz ruhaniyetin bilinç dışı yönlendirilişlerini takip edersen, Tanrı’yı bulmanın daha yüksek hale gelmiş doğrultusunda devam etmeden emin olabilirsin. Ve, cennet içindeki Yaratıcı’ya eriştiğin zaman, bu, onu ararken gittikçe artan bir biçimde onun gibi olman nedeniyle gerçekleşecektir. ~ Urantia’nın Kitabı, 133:4.9 (1475.2)
Kurtarılmak ne demektir?
Tanrı’nın derin sevgisi ve bağışlamasıyla, bizler kurtarılacağız. ~ Urantia’nın Kitabı, 131:1.7 (1443.3)
Bu sebeple, “her kim en sonunda Koruyucu’nun yardımına ihtiyaç duyarsa, o kişi onun tarafından kollanacaktır,” “ve bunun için yardıma ihtiyaç duyan kişi fazlasıyla affedilecektir.” ~ Urantia’nın Kitabı, 2:4.1 (38.1)
İnanç vasıtasıyla sizler aklanırsınız; inanç vasıtasıyla kurtarılırsınız; ve, bu aynı inanç vasıtasıyla sizler, ilerleyici ve kutsal kusursuzluk yolunda ebedi bir biçimde gelişirsiniz. ~ Urantia’nın Kitabı, 150:5.3 (1682.5)
İnsan kurtuluşu gerçektir; o, yaratılmışın inancı tarafından kavranabilen ve böylece insan deneyiminin bir parçası haline gelebilen iki gerçekliğe dayanmaktadır: Tanrı’nın babalığı gerçeği ve insanın kardeşliği olarak onunla ilişkili gerçeklik. ~ Urantia’nın Kitabı, 188:4.13 (2017.8)
Sizler, sahip olduğunuz inanç ile kurtuluşa eriştirilmiş olduğunuzu bildiğinizde, Tanrı ile olan ilişkiniz gerçek bir huzura kavuşur. Ve, bu cennetsel huzurun yolunda takip eden herkes, ebedi Tanrı’nın sürekli gelişmekte olan evlatlarının ebedi hizmetiyle kutsanma nihai sonuna sahiptirler. ~ Urantia’nın Kitabı, 143:2.6 (1610.1)
Ölünce ne oluyor?
Fani ölüm, beden içindeki maddi yaşamdan kaçışın bir işleyiş biçimidir; ve düzeltici öğretim ve kültürel eğitimin yedi dünyası boyunca ilerleyici yaşamın malikâne dünya deneyimi, ebediyetin kapılarına erişmenin nihai sonu kazandırılmış zamanın yükseliş unsurlarının evrimsel maddi mevcudiyet ve daha yüksek ruhaniyet erişimi arasına katılan geçiş yaşamı biçimindeki fani kurtuluş unsurlarının morontia sürecine olan tanıştırılmalarını yansıtmaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 47:10.7 (540.3)
Siz orada, tam olarak aşağıda kaldığınız yerden devam etmeye başlarsınız. ~ Urantia’nın Kitabı, 47:3.7 (533.5)
İnsan Evladı’nın ölüden dirilmiş olduğunu bilmekten keyif almaktasınız çünkü sizler bu bilginin aracılığıyla siz e kardeşlerinizin de aynı zamanda fani ölümden kurtulacak oluşunu bilmektesiniz. Ancak, bu türden kurtuluş öncesinde, gerçekliği aramanın ve Tanrı’yı bulmanın ruhaniyetinden doğmuş olmanıza bağlıdır. ~ Urantia’nın Kitabı, 193:2.2 (2054.3)
Bu aşağıdaki görev tamamladığında, sen benimle birlikte yukarıda hizmet vereceksin.” ~ Urantia’nın Kitabı, 192:2.10 (2049.1)
Cennete gidecek miyim?
Cennet’in hükümranlığının anahtarları: samimiyet, samimiyet ve daha fazla samimiyettir. ~ Urantia’nın Kitabı, 39:4.14 (435.7)
Siz orada, tam olarak aşağıda kaldığınız yerden devam etmeye başlarsınız. ~ Urantia’nın Kitabı, 47:3.7 (533.5)
ve İsa “Babamın evi içinde birçok malikâne bulunmaktadır” ~ Urantia’nın Kitabı, 30:4.17 (341.7)
Urantia üzerinde cennet kavramı kullanılırken, bu kavramsallaşma zaman zaman bu yedi malikâne dünyaları anlamına gelmektedir; bu dünyalar arasında ilk malikâne dünyası birincil cennet olarak adlandırılırken, aynı sıralandırma içerisinde yedinci dünya ise yedinci cennete karşılık gelir. ~ Urantia’nın Kitabı, 15:7.5 (174.5)
Günah nedir?
Kötülük, bu dünyanın doğal düzeni içinde içkin bir konumdadır; ancak, günah, ruhsal aydınlıktan zipzifiri karanlığa düşmüş olanlar tarafından bu dünyaya getirilmiş bilinçli isyana ait bir tutumudur. ~ Urantia’nın Kitabı, 148:4.6 (1660.5)
“Günah, Yaratıcı’nın idaresi olarak kutsal kanuna bilinçli, isteyerek ve kasti bir biçimde gerçekleşen karşı geliştir. Günah, kutsal bir biçimde yönlendirilmeye ve ruhsal bir biçimde doğrutulmaya olan isteksizliğin ölçüsüdür. ~ Urantia’nın Kitabı, 148:4.4 (1660.3)
Yanlış yargı olan kötülüğün olasılığı sadece; insan iradesinin bilerek ve özümseyerek, bilinçli bir biçimde, kasıtlı ahlaki olmayan yargıyla bütünleşmesiyle günaha dönüşür. ~ Urantia’nın Kitabı, 3:5.15 (52.1)
Yanlış bir biçimde başlamış halde, geri dönmek ve doğru olanı yapmak büyük ve soylu karakteri gerektirmektedir. İnsanın öz aklı fazlasıyla sık gerçekleşen bir biçimde, bir kere girildiği zaman yanlışın yolunda devam edişi haklı çıkarma eğilimi göstermektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 184:2.12 (1981.6)
Korkunun kaynağı nedir?
Bağlı kalabilmek onun karakter ölçüsünde en yüksek erdemken, cesaret öğretilerinin tam kalbindeydi. ~ Urantia’nın Kitabı, 140:8.20 (1582.1)
Korku ve kızgınlık, karakteri zayıflatmakta ve mutluluğu yok etmektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 140:5.6 (1573.8)
Ve, gece vaktinde görülen bu hayal Petrus’un aklında devam ederken, rüyasında İsa’nın şunu söylediğini görmüştü: “Neşelen; benim; korkma.” ~ Urantia’nın Kitabı, 152:4.2 (1703.2)
“Ancak, korkmayın; Tanrı’nın krallığına olan giriş ile ebedi yaşamı içten bir biçimde bulmayı arzulayan her bir kişi, bu türden sonsuza kadar sürecek kurtuluşu bulacaktır. ~ Urantia’nın Kitabı, 166:3.5 (1829.2)
Kötülüğün karşı duyuşundan korkmayın zira ben her zaman sizinleyim, çağların sonuna kadar. ~ Urantia’nın Kitabı, 191:4.4 (2042.1)
Ruh nedir?
En öncül başlangıcından itibaren ruh gerçektir; o kâinatsal olan, varlığını devam ettirmenin niteliklerine sahiptir. ~ Urantia’nın Kitabı, 16:9.2 (195.8)
Kutsal ruhaniyet, insan akılının ilk ahlaki etkinliği ile eş zamanlı olarak gelmektedir; ve, bu, ruhun doğum anıdır. ~ Urantia’nın Kitabı, 133:6.5 (1478.4)
Tüm ruh-evrilir nitelikteki insanlar, kelimenin tam anlamıyla, Baba olan Tanrı ile Yüce Varlık olarak Anne olan Tanrı’nın evrimsel evlatlarıdır. Ancak, bu türden bir ana kadar; fani insan kutsal mirasının ruh-bilincine varırken, İlahiyat kan bağının bu teminatı inançla gerçekleştirilmelidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 117:6.8 (1289.1)
Fani yaratılmışların varlığını sürdürmesi tamamiyle, fani aklın içindeki ölümsüz bir ruhun müdahil olması sonucunda gerçekleşmektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 36:6.5 (404.3)
Kişiliğin ebedi varlığını devam ettirmesi, kararları ölümsüz ruhun varlığını devam ettirme olanağını belirleyen fani aklın tercihine tamamen bağımlıdır. Akıl Tanrı’ya inandığı ve ruh Tanrı’yı tanıdığı zaman, bununla birlikte destekleyici Düzenleyici’yle birlikte bu esnada hepsinin Tanrı’yı arzulamasıyla ruhun varlığını devam ettirmesi kesinleşir. ~ Urantia’nın Kitabı, 5:5.13 (69.8)
Melekler gerçek mi?
Melekler cennet içinde ruhaniyet hizmetçileridirler; ~ Urantia’nın Kitabı, 167:7.3 (1841.2)
Yüksek melekler hakkındaki öğreti bir mit değildir; insan varlıklarının belirli toplulukları mevcut bir biçimde, kişisel meleklere sahiptirler. Cennetsel krallığın çocukları hakkında konuşurken İsa’nın şu sözleri bunun tanınışı içindeydi: “Bu küçük olanların bir tanesini bile küçük görmekten sakının, çünkü şunu bilmenizi isterim ki, onların melekleri her zaman benim Yaratıcım’ın sahip olduğu ruhaniyetin mevcudiyeti görmektedir.” ~ Urantia’nın Kitabı, 113:1.1 (1241.3)
Nihayetin koruyucusu, kişiliğinizin kutsallığı ile tutarlı olası her biçimde sizleri etkilemektedir; bu melekler hiçbir koşulda, insan iradesinin özgür eylemine karışmamaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 113:5.1 (1245.7)
Din ve bilim bir arada var olabilir mi?
ikame eden ve kutsal olan Düzenleyici tarafından oldukça kesin ve etkili bir biçimde ruhaniyete sahip edildiği için böylelikle Tanrı’yı tanımanın kutsal bilincini ve Tanrı’yı bulmak amacı için varlığını devam ettirmenin göksel güvencesini bireyin deneyimlemelerinde gerçekleştirememenin başarısızlığı her zaman daha fazla onun gibi olmanın ilerleyici deneyimiyle söz konusu olamayacaktır. ~ Urantia’nın Kitabı, 5:1.6 (63.4)
Her ne kadar siz; maddi yaşam boyunca yaşamakla yükümlü olsanız da, beden ve onun gerekliliklerinden kaçmaya yetkin olmasanız da; yine de niyet ve nihai amaçlar bakımından siz, hayvansal doğayı Ruhaniyet’in üstünlüğü için artan bir biçimde denetim altına almakla güçlendirilmiş bir niteliğe sahip halde bulunmaktasınız. ~ Urantia’nın Kitabı, 34:6.9 (381.3)
Ruhsal ilerleme; gökteki Tanrı’nın iradesini yerine getirmek için candan amaç olarak Tanrı’yı bilme ve onun gibi olma arzusu biçimindeki kusursuzluk açlığının öz bilinciyle birleşen ruhsal açlığın ussal tanınmasına dayanmaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 100:2.1 (1095.5)
Din; ruhunda kavranılabilecek doğruluğun parıltısını takip ederek kendisini sonuç olarak, Sınırsız’ın tasarımı ve Ebedi’nin amacıyla tanımlayacak oluşunun güvencesini insanı verir. ~ Urantia’nın Kitabı, 101:10.7 (1117.1)
İnsan, en yüksek idealleri uyarınca yaşamayı hayal dahi edemez; ancak, o, Tanrı’yı bulma ve giderek onun gibi olma amacına sadık kalabilir. ~ Urantia’nın Kitabı, 103:4.3 (1133.3)
Ve, bunun sonrasında, İsa takipçilerine; kusursuzluk— ve hatta kutsal erişim olarak — insan mücadelesinin tümünün başlıca amacının gerçekleşiminde eğitimine başladı. ~ Urantia’nın Kitabı, 140:5.15 (1574.8)
Evrenimizi kim yarattı?
Kâinatın Yaratıcısı Nebadon’un yerel evreninin kişisel yaratanı değildir; sizin yaşadığınız evren onun Mikâil olan Ebadı’nın yapıtıdır. ~ Urantia’nın Kitabı, 1:2.9 (24.7)
Yerel bir evren çocuklarına göre bir Mikâil Evladı tüm işlevsel gerekçeleri ve niyetleri bakımından Tanrı’dır. O Kâinatın Yaratıcısı’nın ve Ebedi Evlat’ın yerel evren kişilikleştirilmiş halidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 5:3.6 (66.2)
Bizim Yaratan Evladı’mız, Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat içinde eş zamanlı kökene ait olan sınırsız kimliğin 611.121’inci özgün kavramsallaşmasının kişilikleşmesidir. Nebadonlu Mikâil, kutsallığın ve sınırsızlığın 611.121’inci kâinatsal kavramsallaşmasını kişilikleştiren “kendisinden türeyen tek Evladı”dır. ~ Urantia’nın Kitabı, 33:1.1 (366.2)
Musevi bebek olarak Yeşu bin Yusuf; tıpkı daha önceki ve o zamana kadar ki tüm diğer bebekler gibi, ancak bu bahse konu bebeğin Cennet’in bir kutsal Evladı’na ilaveten nesnelerden ve varlıklardan oluşan bu yerel evrenin tamamının yaratıcısı olarak Nebadon’un Mikâili’nin vücutlaşımı oluşu dışında, gebe kalınıp, dünyaya gelmişti. ~ Urantia’nın Kitabı, 119:7.5 (1317.1)
İsa; bir kişinin akran insanlarını, komşuluğun tüm dünyayı içine alacak bir biçimde genişleyeceği, ve böylece insanların hepsinin bir kişinin komşuları yapan düzeyde, samimi bir sevgi olarak, etkin ve düşünmeden gerçekleştirilen iyiliği sunmak için gelmişti. . . . Nebadon’un Mikâili, bağışlamanın üzerinde egemen olduğu bir Evlat’idi; merhamet, onun doğasının özüydü. ~ Urantia’nın Kitabı, 140:8.11 (1580.6)
Yeyüzünde yaşam nasıl başladı?
600.000.000 yıl önce Jerusem’den gönderilen Yaşam Taşıyıcıları’nın heyeti Urantia üzerine ulaşmış olup, Satania sisteminin 606’ncı dünyası üzerinde yaşamı faaliyete geçirmek için hazırlıksal nitelikteki fiziksel şartların çalışmasına başlamıştır. ~ Urantia’nın Kitabı, 58:1.1 (664.2)
Yaşam Taşıyıcıları unsurları olarak adlandırılmamız sizlerin zihinlerini karıştırmamalıdır. Biz gezegenlere yaşam taşıyabilmekte olup, bunu hâlihazırda gerçekleştirmekteyiz; ancak biz Urantia’ya yaşam getirmedik. Urantia yaşamı, bu gezegene özgü bir biçimde benzersiz niteliktedir. Bu âlem, yaşamın-değişikliğe-uğratıldığı bir dünyadır; burada ortaya çıkmakta olan yaşamın tümü bu gezegen üzerinde bizler tarafından tasarlanmıştır; ~ Urantia’nın Kitabı, 58:4.1 (667.5)
Satania Yaşam Taşıyıcıları, yaşamın bir sodyum klorür işleyiş biçimini önceden tasarlamış bulunmaktadırlar; bu nedenle, okyanus sularının yeterli bir biçimde tuzsal hale gelmesine kadar aktarım faaliyeti için hiçbir girişimde bulunulamaz. Urantia protoplazma türü, yalnızca elverişli bir tuz çözeltisi içerisinde faaliyet gösterebilir. Bitkisel ve hayvansal olarak atasal yaşamın tümü, bir tuz-çözelti yaşam alanı içinde evrimleşmiştir. Ve daha yüksek bir biçimde düzenlenmiş kara hayvanları bile; “tuzlu derinlik” içine her küçük hücrenin gerçek anlamıyla daldığı şekilde onunla özgürce yıkandığı bir biçimde, kan akışı içerisinde bu aynı hayati tuz çözeltisi bedenleri boyunca dolaşmış olmasaydı, yaşamlarına devam edemezdi. ~ Urantia’nın Kitabı, 58:1.3 (664.4)
Yaşam Taşıyıcıları yaşamın işleyiş biçimlerini tasarladığında ve enerji sistemlerini oluşturduktan sonra, orada ilave bir olgular bütünü ortaya çıkmak zorundadır, “yaşam nefesinin” bu cansız türlere aktarılması gerekmektedir. Tanrı’nın Evlatları, yaşam türlerini inşa edebilirler; fakat yaşam kıvılcımına gerçekte katkıda bulunan Tanrı’nın Ruhaniyeti’nin tam da kendisidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 36:6.4 (404.2)
550.000.000 yıl önce Yaşam Taşıyıcı birliği Urantia’ya dönmüşlerdir. Ruhsal ve aşkın fiziksel kuvvetler ile eş güdüm halinde bizler; bu dünyanın kökensel yaşam işleyiş biçimlerini başlatmış olup, onları âlemin konuksever sularına yerleştirdik. Gezegen-ötesi kişilikler dışında, gezegensel yaşamın başlangıç zamanlarından Gezegensel Prens olarak Caligastia’ya dönemine kadar, Urantia kökenine; bizlerin üç özgün, özdeş ve eş zamanlı olarak gerçekleşen deniz-yaşam aktarımında sahip olmuştur. Bu üç yaşam aktarımı; merkezi veya diğer bir değişle Avrasya-Afrika konumlu, doğusal veya diğer bir değişle Avustralya konumlu ve Grönland ve Amerika kıtalarını içine alan konumda batısal olarak adlandırılmıştır. ~ Urantia’nın Kitabı, 58:4.2 (667.6)
450.000.000 yıl önce, bitki yaşamından hayvan yaşamına olan geçiş meydana gelmiştir. Bu başkalaşım, ayrılma sürecinde bulunan kıtaların geniş kıyı şeritlerine ait kapalı sıcak iklim körfezleri ve kıyı göllerinin sığ sularında gerçekleşmiştir. Ve özgün yaşam işleyiş biçimleri içinde içkin her şey içerisinde bulunan bu gelişim, kademeli olarak gerçekleşmiştir. Orada, öncül ilkel bitkisel yaşam türleri ve daha sonraki oldukça farklılaşmış belirgin hayvan organizmaları arasında birçok geçiş aşaması var olmuştur. Mevcut zaman içerisinde bile geçiş balçık kalıpları varlığını devam ettirmektedir; ve onlar neredeyse hiçbir biçimde, ne bitkiler ne de hayvanlar olarak tanımlanamamaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 58:6.1 (669.2)
Gezegenimiz özel mi?
Aşkın evreninizde kırk gezegen arasında sadece tek bir ılıman gezegen düzeyinizde bulunan varlıklar için yerleşime elverişli değildir. ~ Urantia’nın Kitabı, 15:6.15 (173.5)
Güneşiniz, ölümcül ışınların ciddi bir taşkınını dışa doğru yaymaktadır; ve Urantia üzerindeki sizin keyifli yaşamınız, bu benzersiz ozon tabakasının faaliyetine benzer biçimde, görünüşte kırk kazasal nitelikteki koruyucu faaliyetten daha fazlasına ait “rastlantısal” etki altındadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 58:2.4 (666.1)
Ve bu nedenle — Urantia üzerinde veya herhangi bir yerleşkede — evrim her zaman bir amaç dâhilinde gerçekleşmiş olup, hiçbir biçimde şans eseri meydana gelmemiştir. ~ Urantia’nın Kitabı, 65:0.7 (730.7)
İçinde bulunduğunuz küçük ve önemsiz olan gezegen yerel evren öneminin bir parçasıdır, bu durumun nedeni yalın bir ifadeyle onun Nasıralı İsa’nın fani ana dünyası olmasıdır. ~ Urantia’nın Kitabı, 20:5.5 (228.2)
İnsanlar evrimleşti mi yoksa yaratıldı mı?
Evrim, insan gelişiminin temel kuralıdır; ancak bu sürecin kendisi, farklı dünyalar üzerinde büyük değişiklikler göstermektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 49:1.4 (560.3)
Yaşamın daha alt düzey topluluklarından daha yüksek organizmalarının gelişimi rastlantısal değildir. ~ Urantia’nın Kitabı, 49:1.7 (560.6)
Evrime dair bilgi çağdaş bir keşif değildir; eski dönemlerin insanları, insan ilerleyişinin yavaş ve evrimsel kimliğini anladılar. ~ Urantia’nın Kitabı, 74:8.5 (837.4)
Fizik ve kimya, öncül denizlere ait ilk çağ protoplazmasından bir insan varlığının nasıl evirildiğini tek başına açıklayamaz. ~ Urantia’nın Kitabı, 65:6.8 (738.1)
Ve bu aşamada, ilkel memelilerin doğumundan itibaren yirmi bir bin yılı kaplayan bir süreç olarak gelişimin neredeyse dokuz yüz neslinden sonra Primatlar, ansızın, ilk gerçek insan varlıkları olarak iki dikkate değer yaratılmışı dünyaya getirdiler. ~ Urantia’nın Kitabı, 62:4.6 (707.5)
İlk insanlar kimlerdi?
M.S. 1934 yılından ilk iki insan varlığının doğuşuna kadar yalnızca 993.419 yıl geçmiştir. ~ Urantia’nın Kitabı, 62:5.1 (707.7)
URANTİA; ikizler olarak ilk iki insan varlığı on bir yaşında iken, ve onlar mevcut insan varlıklarının ikinci neslinin ilk doğan üyelerinin ebeveynleri olmadan önce yerleşik bir dünya olarak kaydedilmiştir. ~ Urantia’nın Kitabı, 63:0.1 (711.1)
Bu iki dikkate değer yaratılmış, gerçek insan varlıklarıydı. Onlar, birçok atasının sahip olduğu gibi, kusursuz insan başparmaklarını ellerinde bulundururken; günümüz insan ırklarının tıpkı sahip olduğu gibi kusursuz ayaklara sahiptiler. ~ Urantia’nın Kitabı, 62:5.2 (707.8)
İnsan ikizlerinde yeni birçok duygu öncül bir biçimde ortaya çıkmıştır. Onlar; eşyalar ve varlıkların ikisi içinde besleyebildikleri beğeniyi deneyimlemiş olup, dikkate değer kibri sergilediler. Ancak duygusal gelişim bakımından en ilgi çekici gelişme; ibadet bütünlüğü olarak — saygı, ağırbaşlılık ve hatta minnettarlığın ilkel bir türünü içine alan bir biçimde — gerçek insan hislerinin yeni bir topluluğunun ansızın ortaya çıkmasıydı. Doğal olgulara karşı duyulan önemsemezlik ile birleşince korkunun ilkel dini dünyaya getirmesi yakındı. ~ Urantia’nın Kitabı, 62:5.4 (708.2)
Andon ve Fonta toplam on dokuz çocuğa sahipti; ve onlar, neredeyse elli torun ve altı büyük torundan oluşan bir aile birlikteliğini memnuniyetle deneyimlediler. ~ Urantia’nın Kitabı, 63:3.2 (713.2)
Evrende aklın hüküm sürdüğü başka bir yaşam var mı?
Sayısız gezen sistemlerinin hepsi; onu tanıyacak, onun kutsal şefkatini algılayacak ve onu bunun karşılığında sevecek çeşitli birçok akıl sahibi yaratılmışlıklara sonunda ev sahibi yapması için onun tarafından yaratıldı. Kâinatın âlemlerinin tümü, Tanrı’nın bir yapıtı ve onun türlü yaratılmışlarının ikamet ettiği bir yaşam alanıdır. “Tanrı cenneti yaratmış ve yeryüzüne şekil vermiştir; evren düzenini kurmuş ve bu dünyayı sadece yaratmak için oluşturmamıştır, onu yaşama mesken oluşturması için belirli bir amaç dâhilinde şekillendirmiştir. ~ Urantia’nın Kitabı, 1:0.2 (21.2)
Yaratılmış yaşamın neredeyse sonsuz olan bir çeşitliliği ve diğer yaşam dışavurumları, uzayın sayısız dünyalarını tanımlar. Fakat ussal yaşamın ayrıca Kâinatsal bir işleyiş biçimi olmasına rağmen, herhangi bir sistem içerisinde ilişki içerisinde bulunan dünyaların bir topluluğu içinde benzerliğin belirli ortak noktaları bulunmaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 15:6.16 (173.6)
Ben size, yerleşik veya yerleşime elverişli gezegenlerin sadece yaklaşık olarak rakamsal değerini sunabilirim; çünkü bazı yerel evrenler, ussal yaşamlar için onlar dışında kalanlara kıyasla elverişli olan daha fazla dünyaya sahiptir. ~ Urantia’nın Kitabı, 15:2.1 (165.6)
Yerleşik dünyalarının tümü, örneğin şu an Urantia üzerinde olduğu gibi, gazların solunum değişimi için elverişli atmosfersel bir okyanusa sahip değildir. Birçok gezegenin öncül ve sonraki aşamaları boyunca sizin mevcut düzeyinizin varlıkları var olamazdı; ve bir gezegenin solum etkenleri çok yüksek veya çok düşük olduğunda, ancak ussal yaşam için tüm diğer temel gereksinimler yeterli olduğunda, Yaşam Taşıyıcıları Üstün Fiziksel Düzenleyicileri’nin ışık-enerji araçları ve ilk elden uyguladıkları güç dönüşümleri aracılığıyla doğrudan bir biçimde kendilerine ait yaşam-işleyiş değişimlerini yerine getirmeye yetkin varlıklar olarak fani mevcudiyetin değişikliğe uğramış bir türünü sıklıkla bu dünyalar üzerinde oluştururlar. ~ Urantia’nın Kitabı, 49:2.24 (563.1)
Who is Jesus?
İsa, görünmez olan O’nu maddi yaratılmış için görünür kılan insan sureti içindeki ruhsal mercektir. O; göksel birliklerin bile bütünüyle anlamaya cüret edemediği, sınırsız niteliklere sahip bir Varlık’ı, beden içinde, sizler tarafından bilinir hale getiren ağabeyinizdir. ~ Urantia’nın Kitabı, 169:4.13 (1857.4)
İsa gerçekten, yaşamının ve ölümünün insanları iyilik ve doğru kurtuluş için kazanabilmesi bakımından bir kurtarıcıdır. İsa insanları o kadar derinden sevmektedir ki, onun derin sevgisi insan kalbi içindeki derin sevgi karşılığını uyandırmaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 188:5.2 (2018.1)
ancak, o sonsuza kadar, başlangıç yükselişinin dünyalarından kâinat âlemleri boyunca ve oradan Havona’ya ve son olarak Cennet’e kadar tüm Cennet kutsal yolcuları için ilham kaynağı ve onların rehberidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 129:4.7 (1425.6)
Ben yaşamın ekmeğiyim.
Ben yaşayan suyum.
Ben dünyanın ışığıyım.
Ben tüm çağların arzusuyum.
Ben ebedi kurtuluşun açık kapısıyım.
Ben sonsuz yaşamın gerçeğiyim.
Ben iyi çobanım.
Ben sonsuz kusursuzluğun yoluyum.
Ben yaşamın yeniden dirilişiyim.
Ben ebedi kurtuluşun sırrıyım.
Ben yolum, gerçekliğim ve yaşamım.
Ben, sınırlı çocuklarımın sonsuz Babası’yım.
Ben gerçek asmayım; sizler dallarsınız.
Ben, yaşayan gerçekliği bilen herkesin umuduyum.
Ben, bir dünyadan diğerine olan yaşayan köprüyüm.
Ben yaşam ve ebediyet arasındaki yaşayan zincirim.
~ Urantia’nın Kitabı, 182:1.10 (1965.4)
İsa gerçekten de dirildi mi?
İsa’nın yeniden dirilişine dair anlamadığımız birçok şey bulunmaktadır. Ancak bizler, onun bizlerin ifade ettiği biçimde gerçekleştiğini ve yaklaşık olarak belirtilen zamanda gerçekleştiğini bilmekteyiz. ~ Urantia’nın Kitabı, 189:1.4 (2021.3)
Saat iki elli de, maddi ve morontia etkinliklerinin birleştiği yoğun titreşimler Yusuf’un yeni kabrinden gelmeye başlamıştı, ve M.S. 30’da, Nisan’ın 9’u olan bu Pazar sabahı üç elli de Nasıralı İsa’nın yeniden dirilmiş olan morontia biçimi ve kişiliği mezardan gelmişti. ~ Urantia’nın Kitabı, 189:1.1 (2020.4)
Onun maddi veya diğer bir değişle fiziksel bedeni, yeniden diriliş kişiliğinin bir parçası değildi. İsa kabirden geldiğinde, onun bedeni oyukta rahatsız edilmemiş halde kalmaya devam etmişti. O defin mezarından, giriş önündeki kayaları hareket ettirmeden ve Pilatus’un mührünü bozmadan ortaya çıkmıştı. ~ Urantia’nın Kitabı, 189:1.7 (2021.6)
O Yusuf’un bu kabrinden, yeniden diriltilmiş morontia yükseliş varlıkları gibi, morontia kişiliklerinin sureti içinde bu Satania yerel sistemine ait ilk malikâne dünyalarının yeniden diriliş odalarından ortaya çıkmıştı. ~ Urantia’nın Kitabı, 189:1.9 (2021.8)
Kabirden yükselmesiyle İsa’nın gerçekleştirmiş olduğu ilk şey Cebrail’i karşılamak ve kendisine evren olaylarını Emanuel’in altında devam etmesine emretmek olmuştu; ve, bunun ardından, o Melçizedekler'in başına, kardeşsel selamlarını Emanuel’e göndermelerine salık vermişti. . . . ve, Yaratanlarını düzeylerinin bir varlığı olarak selamlamak ve kabul etmek için burada toplanmış bulunan, yedi malikâne dünyanın bir araya gelmiş morontia topluluklarına dönen bir biçimde, İsa fani-sonrası sürecinin ilk kelimelerini söylemişti. ~ Urantia’nın Kitabı, 189:1.10 (2022.1)
İsa derin sevgi hakkında ne demişti?
Müjdeye olan sadakatiniz içinde neşenizi sürdürürken, gerçekliğin Babası’na kalpleriniz içinde kardeşleriniz için yeni ve daha büyük bir derin sevgiyi serpmesi için dua edin. Sizler insanların tümünü benim sizleri derinden sevmiş olduğum gibi seveceksiniz; sizler insanların tümüne beni sizlere hizmet ettiğim gibi hizmet edeceksiniz. ~ Urantia’nın Kitabı, 191:4.3 (2041.6)
Tanrı’nın babalığına dair inanç savının kabul edilişi sizlerin aynı zamanda inanın kardeşliğine ait ilişkilemsel gerçekliği hiçbir kısıtlama olmadan kabul etmeniz anlamına gelmektedir. Eğer insan sizlerin kardeşiniz ise, o, Baba’nın kendiniz gibi sevmenizi istediği komşunuzdan çok daha büyük öneme sahiptir. ~ Urantia’nın Kitabı, 193:1.2 (2053.4)
Yaşamını derin sevginin dünyada en büyük şey olduğunu ispat etmeye ada. Tanrı’nın derin sevgisi insanı kurtuluş aramaya itmektedir. Derin sevgi, tüm ruhsal iyiliğin atasıdır, gerçekliğin ve güzelliğin özüdür.” ~ Urantia’nın Kitabı, 192:2.1 (2047.5)
‘Ruhaniyetiniz içinde aceleci olmayın, zira kızgınlık budalaların göğüslerinde barınır.’’ İsa konuşmasına son vermeden önce, şu ilave cümlelerde bulunmuştu: “Ruhaniyet rehberinizin sizi, kutsal evlatlığın düzeyi ile tutarlı bulunmayan hayvansal kızgınlığın bu engelsiz patlamalarına kendinizi salıverme eğiliminden kurtarmada çok az sorun çekeceği bir biçimde kalplerinizin derin sevginin egemenliği altında bulunmasına izin verin.” ~ Urantia’nın Kitabı, 149:4.2 (1673.2)
Tanrı’yı olası en yüksek düzeyde ve komşunuzu kendiniz gibi derinden sevme olarak, derin sevginin bu büyük ve olumlu kanununa doğru dönüşmüş olduğunu hatırlayacaksınız. Ve, ben de size, Tanrı ve insan için olan derin sevginin bu en yüce düzeydeki kanununun insanın tek bütüncül görevini oluşturmakta olduğunu duyurmaktaydım.” ~ Urantia’nın Kitabı, 142:3.22 (1599.14)
İsa'nın kardeşleri var mıydı?
Gün doğumuyla birlikte, çocuğun doğum sancıları tamamiyle belirgin haldeydi; ve, M.S. 7.yılda Ağustos’un 21’nde öğlen vakti, kadın akran yolcularının yardımı ve iyi niyetli hizmetleriyle, Meryem, bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Nasıralı İsa; dünyaya doğmuş, Meryem’in bu tür olası bir tesadüf nedeniyle öncesinden beraberinde getirmiş olduğu kıyafetlere sarılmış ve yakındaki bir samanlığın üzerine konulmuştu. ~ Urantia’nın Kitabı, 122:8.1 (1351.5)
Bu Nasıra ailesinin yaşamındaki bir sonraki önemli olay, M.Ö. 3.yılda Nisan’ın ikisinin erken sabah saatlerinde James olarak ikinci çocuğun doğumuydu. ~ Urantia’nın Kitabı, 123:1.5 (1357.2)
M.Ö. 2.yıl olarak bu yılda, beşinci doğum gününün yıldönümüne bir aydan biraz daha kısa bir süre önce, İsa; Temmuz’un 11’inin gecesi doğmuş olan kız kardeşi Miryam’ın gelişiyle oldukça mutlu olmuştu. ~ Urantia’nın Kitabı, 123:2.3 (1357.7)
Nasıra ailesinin dördüncü üyesi olarak, Yusuf, M.S. 1.yılda Mart’ın 16’sında Çarşamba sabahı doğmuştu. ~ Urantia’nın Kitabı, 123:4.9 (1362.1)
Onun üçüncü kardeşi, Şimon, M.S. 2.yıl olan bu yılın Nisan ayının 14’nde, Cuma akşamı doğmuştu. ~ Urantia’nın Kitabı, 123:6.7 (1365.2)
İsa’nın ikinci kız kardeşi olan Marta, Eylül’ün 13’unde Perşembe akşamı doğmuştu. ~ Urantia’nın Kitabı, 124:1.7 (1367.3)
M.S. 5.yılda Haziran’ın 24’ünde, Çarşamba akşamı Yude dünyaya geldi. ~ Urantia’nın Kitabı, 124:3.4 (1370.2)
Pazar gecesi, M.S. 7.yılda Ocak’ın 9’unda bebek kardeşi Amos doğmuştu. ~ Urantia’nın Kitabı, 124:5.2 (1373.2)
M.S. 9.yılda Nisan’ın 17’sinde, Çarşamba akşamı ailenin bebeği Ruth dünyaya gelmişti; ~ Urantia’nın Kitabı, 126:3.2 (1389.5)
İsa Altın Kural hakkında ne demişti?
Dağdaki Vaaz’dan Son Akşam Yemeği’ndeki söyleşiye kadar, İsa takipçilerine, kardeşsel sevgi yerine babasal sevgiyi dışa vurmalarını öğretmişti. Kardeşsel sevgi, komşunuzu kendiniz gibi sevme anlamına gelmekte olup, bu başlı başına, “altın kuralın” yeterli bir biçimde yerine getirilişi anlamına gelecekti. Ancak, babasal şefkat, akran fanilerinizi İsa’nın sizleri derinden sevdiği sevmenizi gerektirmektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 140:5.1 (1573.3)
İsa’nın ahlaklılığı her zaman olumlayıcıydı. İsa tarafından güçlü bir biçimde yinelenmiş altın kural, faal bir toplumsal anlaşmayı talep etmektedir; eskinin yasaklayıcı altın kuralına ancak bireysel düzeyde uyulabilirdi. İsa ahlakı, tüm kurallardan ve seremonilerden ayıklamış olup, ruhsal düşünüşün ve gerçek anlamıyla doğru olan yaşamın ihtişamlı seviyelerine yüceltmişti. ~ Urantia’nın Kitabı, 140:10.5 (1585.3)
Ve, ruhaniyetin rehberliği altındaki bu türden faniler bu altın kuralın gerçek anlamının farkına vardıklarında, dostane bir evren içindeki vatandaşlığın güveni içinde coşkunluğa erişirler; ve, ruhaniyet gerçekliğine dair onların idealleri yalnızca, İsa’nın hepinizi derinden sevdiği gibi akranlarını sevdiklerinde tatmin olur; ve, bu, Tanrı’nın derin sevgisinin farkına varışın gerçekliğidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 180:5.8 (1950.3)
Bu, gerçek dinin özüdür; komşunuzu kendiniz gibi derinden seviniz. ~ Urantia’nın Kitabı, 180:5.7 (1950.2)
Aile yaşamının gerçek değeri nedir?
Medeniyet içinde değerini uzun yıllar koruyan neredeyse her şey, kökeni aile kurumundan almaktadır. Aile; erkek ve kadının sahip olduğu çatışmasal farklılıkları uyumlu hale getirmeyi öğrenirlerken aynı süreçte çocuklarına temel barış gayelerini öğrettikleri bütünlük olarak, ilk başarılı barış topluluğudur. ~ Urantia’nın Kitabı, 68:2.8 (765.5)
Her ne kadar dini, toplumsal ve eğitimin kurumlarının tümü kültürel medeniyetin varlığını sürdürebilmesi için hayati derecede öneme sahip olsa da, aile en üstün uygarlaştırıcıdır. Bir çocuk, hayata dair temel bilgilerin çoğunu ailesinden ve komşularından öğrenmektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 82:0.2 (913.2)
Aile, bir nesilden diğerine kültür ve bilgi nehrinin boyunca aktığı kanaldır. ~ Urantia’nın Kitabı, 84:0.2 (931.2)
Aile; ebeveyn ve çocukların, insanların tümü arasındaki kardeşliğin gelişmesi için oldukça temel nitelikte bulunan sabır, toplumsal fedakârlık, hoşgörü ve tahammülün derslerini öğrendikleri kardeşsel bütünlüğün ana birimidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 84:7.28 (941.9)
İnsan Kardeşliği nedir?
İnsanların krallığı, Tanrı’nın babalığı üzerine kuruludur. ~ Urantia’nın Kitabı, 134:4.1 (1486.4)
İnsanın kardeşliği, nihai olarak, Tanrı’nın yaratıcılığının tanınmasına dayanmaktadır. Urantia üzerinde insanın kardeşliğinin tanınması için en kolay yol, mevcut-zaman insanlığının ruhsal dönüşümlerini yerine getirmektir. ~ Urantia’nın Kitabı, 52:6.7 (598.2)
Yaratılmış kardeşiniz biçimindeki insan bilincine sahip bir hale gelirsiniz çünkü siz çok daha önceden Yaratan Yaratıcı biçimindeki Tanrı bilincine sahip bir konumda bulunmaktasınız. ~ Urantia’nın Kitabı, 16:9.14 (196.10)
İnsan ilerleyişinin nihai amacı, Tanrı’nın babalığının saygı dolu bir biçimde tanınması ve insanlığın kardeşliğinin sevgi dolu bir biçimde gerçekleştirilişidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 143:1.4 (1608.1)
Eğer yalnızca her fani devinimsel şefkatin bir odağı haline gelebilseydi, sevginin bu iyi huylu virüsü yakın zaman içinde, tüm medeniyetin sevgiyle kaplanacağı ve onun insanlığın kardeşliğinin gerçekleşmiş hali olacağı bir düzeyde insanlığın duygusal duygu-akışını kaplardı. ~ Urantia’nın Kitabı, 100:4.6 (1098.3)
Cennetin Krallığı nedir?
Cennetin krallığı ne toplumsal ne de ekonomik bir düzendir; o tamamen, Tanrı-bilen bireylerin ruhsal kardeşliğidir. Bu türden kardeşliğin, şaşırtıcı siyasi ve ekonomik gelişmelerin sonucunda ortaya çıkan yeni ve büyüleyici bir toplumsal olgu olduğu gerçektir. ~ Urantia’nın Kitabı, 99:3.2 (1088.3)
Cennetin krallığı ne maddidir, ne de yalnızca ussaldır; o, Tanrı ve insan arasındaki ruhsal bir ilişkidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 134:4.2 (1486.5)
Tanrı ruhaniyettir; ve Tanrı, insanın kalbinde ikamet etmesi için kendi ruhani benliğine ait bir nüve vermektedir. Ruhsal olarak insanların tümü eşittir. Cennetin krallığı; toplumsal kastlardan, sınıflardan, tabakalardan ve ekonomik topluluklardan uzaktır. Sizlerin hepsi, birbirinizin kardeşidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 134:4.7 (1487.4)
Cennet’in hükümranlığının anahtarları: samimiyet, samimiyet ve daha fazla samimiyettir. . . . En yüksek ahlaki tercih, olası en yüksek değerin tercihidir; herhangi bir âlem içerisinde veya onların tümü içerisinde her zaman Tanrı’nın iradesini tercih etmektir. ~ Urantia’nın Kitabı, 39:4.14 (435.7)
“Yahya, krallığa sizleri hazırlamak amacıyla tövbeyi duyurarak geldi; şimdi ben size, cennetin krallığına girmenin bedeli olarak, Tanrı’nın hediyesi niteliğindeki inancı duyurmak için geldim. Eğer siz, yalnızca, Babamın sizi sonsuz bir sevgi ile derinden sevdiğine inanacak olursanız, bunun sonrasında sizler, Tanrı’nın krallığı içinde olacaksınız.” ~ Urantia’nın Kitabı, 137:8.17 (1537.4)
Nasıl İsa gibi yaşayabilirim?
O gerçekliği yaşadı, hatta bunu öğrettiği şekliyle bile gerçekleştirdi. O gerçeklikti. Her ne kadar bu tür içtenlik zaman zaman acı çekmesine neden olduysa da o, kurtarıcı gerçekliği kendi nesline duyurmakla sınırlandırılmıştı. O şüphesiz bir biçimde gerçekliğin tümüne sadıktı. ~ Urantia’nın Kitabı, 100:7.2 (1101.6)
O cesurdu, ancak hiçbir zaman dikkatsiz değildi; tedbirliydi, ancak bunu hiçbir zaman korkakça yapmamaktaydı. Duygudaştı, ancak aşırı derecede duygusal değildi; benzersizdi, ancak tuhaf değildi. Dindardı, ama sofu değildi. Ve o, bu derecede fazlasıyla dingindi, çünkü kusursuz bir biçimde bütünleşmişti. ~ Urantia’nın Kitabı, 100:7.4 (1102.1)
İsa hakkında söylenen “Tanrı’ya güvendi” sözü doğruydu. İnsanlar arasında bir insan halinde, olabilecek en ulvi biçimde gökteki Yaratıcı’ya inandı. O Yaratıcısı’na, küçük bir çocuğun dünyasal ebeveynine güvendiği gibi güvendi. Onun inancı kusursuzdu, ancak hiçbir zaman aşırı bir biçimde kendinden emin değildi. ~ Urantia’nın Kitabı, 100:7.7 (1102.4)
“O iyi şeyler yapmak için uğraşmıştı.” ~ Urantia’nın Kitabı, 100:7.8 (1102.5)
Gerçek derin sevgi var mı?
Gerçek sevginin tümü Tanrı’dan gelmektedir; ve, insan kutsal şefkati, kendisi bizzat bu derin sevgiyi akranlarına bahşederken almaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 117:6.10 (1289.3)
Gerçek derin sevgi ne taviz verir, ne de nefreti onaylar; o nefreti yok eder. ~ Urantia’nın Kitabı, 188:5.2 (2018.1)
Bağışlama gerçekten de nasıl oluyor?
Tanrı kendi çocukları ile ilgili her şeyi bilmesi sebebiyle onun için onları affetmek hiçbir zorluk yaratmaz. Tıpkı, insanın komşusunu daha iyi anladığında onu affetmesi ve hatta ona sevgi beslemesinin önü rahatlıkla açıldığı gibi Yaratan’ın kendi çocuklarını bilmesi için de aynı durum söz konusudur. ~ Urantia’nın Kitabı, 2:4.2 (38.2)
Eğer bir insan yapmakta olduğu şeylerin kötülüğünün farkına varırsa ve kalbinden gelerek günahlarından pişmanlık duyarsa, bunun sonucunda o bağışlama talep edebili; o, cezalandırmadan kaçabilir; o, felaketi derin mutluluğuna dönüştürebilir. ~ Urantia’nın Kitabı, 131:8.5 (1452.3)
Cennet içindeki Baba, ona sormayı düşünmenizden önce bile sizleri atfetmiş halde bulunur; ancak, bu türden bağışlama, akran insanlarını bağışladığınız türden bir zamana kadar kişisel nitelikteki dini deneyiminizde tarafınıza sunulmuş bir konumda bulunmamaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 146:2.4 (1638.4)
Beden içindeki kardeşinizi bağışladığınızda, sizler bu eylemin aracılığıyla, kendi yanlışlarınızı Tanrı’nın hâlihazırda bağışlamış oluşu gerçeğini kabul etmek için ruhunuzda yetkinliği yaratmaktasınız. ~ Urantia’nın Kitabı, 170:2.23 (1861.5)
Tanrı'nın iradesi nedir?
Tanrı’nın iradesini gerçekleştirme neredeyse; içsel yaşamı Tanrı ile — bu türden bir yaratılmış yaşamını içsel anlam-değerine mümkün kılan bir biçimde yaratmış tam da bu Tanrı ile — paylaşma gönüllülüğünün bir dışavurumundan başka bir şey değildir. ~ Urantia’nın Kitabı, 111:5.1 (1221.2)
Kendisine ait ikamet eden Düzenleyici’nin rehberliğini bilinç dâhilinde veya bilinçsiz olarak takip eden her fani, Tanrı’nın iradesi uyarınca yaşamaktadır. Düzenleyici mevcudiyetinin bilinci, Tanrı’nın mevcudiyetinin bilincidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 107:0.4 (1176.4)
“Her ne kadar sizler, akıllarınız içinde faaliyet göstermekte olan bu kutsal ruhaniyeti gözleyemez olsanız da, orada, sahip olduğunuz ruhsal güçlerin denetimini cennetsel Yaratıcı’ya ait bu ikamet eden ruhaniyetin öğretisine ve rehberliğine ne derece bıraktığınızı keşfedebileceğiniz kullanışlı bir yöntem bulunmaktadır; bu, akran insanlarınızı derinden sevebilme derecenizdir. ~ Urantia’nın Kitabı, 146:3.6 (1642.2)
Dua nedir?
Dua; mevcut olanın, olması gerekene dönüştürülmesinden oluşan kutsal tasarımın bir parçasıdır. ~ Urantia’nın Kitabı, 144:4.9 (1621.8)
İdeal dua, ussal ibadete götüren ruhsal birlikteliğin bir türüdür. Gerçek dua, ideallerinize olan erişim için cennete doğru uzanmanın içten tutumudur. ~ Urantia’nın Kitabı, 144:2.2 (1618.6)
Dua, insanın daha az düşünmesi ancak daha çok farkındalığa erişmesi için tasarlanmıştır; bilgiyi arttırmak için değil, kavrayışın genişletilmesi için tasarlanmıştır. ~ Urantia’nın Kitabı, 143:7.4 (1616.6)
Dua karmaşadan bir kaçış yöntemi değildir; bunun yerine, tam da karmaşa karşısında büyüme için bir uyarımdır. Dua sadece değerler için yapılmalı, şeyler için değil; büyüme için, tatmin için değil. ~ Urantia’nın Kitabı, 91:8.13 (1002.5)
Etik duaların tümü, birey-ötesi kazanımın idealist hedefleri için ilerleyici bir biçimde amaçlamayı harekete geçiren bir etki ve bir rehberdir. ~ Urantia’nın Kitabı, 91:4.2 (997.7)
Tanrı bizi cezalandırıyor mu?
Sevgi besleyen hiçbir baba, kendi ailesinin hata işleyen bir üyesi üzerinde zarar verici cezanın bir parçası hiçbir zaman olmamaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 54:5.4 (617.4)
“Artık Allah'ın bir kişinin günahından dolayı bir milleti cezalandırmasından korkmayacaksınız; ne de cennetteki Baba bir milletin günahları nedeniyle inanan çocuklarını cezalandıracaktır... ~ Urantia'nın Kitabı, 145:2.8 (1630.4)
İsa’nın sürekli öğretmiş olduğu tek kavram olarak, Tanrı’nın gerçek ve sevgi dolu bir Baba olduğu düşüncesini bir kez kavradığınızda, sizler derhal; başlıca arzusu, neredeyse kendisine denk olan birinin, onlar yerine ve onların konumunda ölümü biçiminde onlar için ızdırap çekmeye gönüllü olmadığı müddetçe tebaalarında yanlışı yakalamak, onları yerinde bir biçimde cezalandırılmak olan, katı ve her şeye gücü yeten bir yönetici halinde alınmış bir kral olarak Tanrı’yı görmenin her türlü ilkel düşüncesini tamamiyle terk etmek zorundasınız. Fidye ve kefarete dair bütüncül düşünce, Nasıralı İsa tarafından öğretilmiş ve onun tarafından örneklendirilmiş olan Tanrı kavramsallaşmasıyla bağdaşmaz haldedir. Tanrı’nın sınırsız sevgisi, kutsal doğada hiçbir şeyden sonra gelmemektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 188:4.8 (2017.3)
Ancak, bir şeyden emin olabilirsiniz: “Yaratıcı sıkıntıyı, yanlış bir eylem için keyfi bir cezalandırılış olarak göndermemektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 148:5.3 (1661.5)
Cehennem var mı?
Öncül insan, cehennemin veya gelecekteki cezalandırışın hiçbir düşüncesini yürütmemişti. İlkel insanlar, bütünüyle kötü talih dışında, gelecek yaşamı tıpkı bu günkü yaşam gibi gördüler. Daha sonra — cennet ve cehennem olarak — iyi hayalet ve kötü hayaletler için ayrı bir nihai son fikri yürütüldü. ~ Urantia’nın Kitabı, 86:4.7 (953.6)
Tanrı Baba’dır; insan onun evladıdır. Bir babanın derin oğlu için duymuş olduğu derin sevgi olarak sevgi, Yaratan ve yaratılmışın evren ilişkilerinde merkezi gerçeklik haline gelmektedir — kötülükte bulunan öznesinin acılarından ve cezalandırılışından tatmin arayan bir kralın adaleti değil. ~ Urantia’nın Kitabı, 188:5.1 (2017.9)
Şunu her zaman akılda tutun: Gerçek din; Tanrı’yı Yaratıcı’nız, insanı kardeşiniz olarak bilmektir. Din, ceza tehditlerine veya gelecekteki gizemli ödüllerin büyüsel sözlerine olan kölesel bir inanış değildir. ~ Urantia’nın Kitabı, 99:5.2 (1091.1)
Tanrı’nın hükümranlığına karşı gösterilecek kararlı kötülüğün ve kasıtlı isyanın karşılığında kaçınılmaz bir sonuç olan en yüksek derecedeki ceza hükümranlığın altında barınan bir bireysel öznenin mevcudiyetini hiç yaşanmamış gibi kaybetmesidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 2:3.2 (36.7)
eğer amacınızda içten ve kalbinizde dürüst olursanız sizin için oluşturulmuş bireysel vadeniz, ayrılmış olan vadeyi tüketmeniz için sahip olduğunuz yetiden her zaman oldukça daha fazla olacaktır. ~ Urantia’nın Kitabı, 28:6.7 (314.6)
Maddi serveti arzulamak doğru mu?
ancak, eğer siz maddi iyeliklerden oluşan serveti, ilginizi tamamiyle alan ve şefkatinizi krallığın ruhsal amaçlarına olan bağlılıktan başka yöne çeken hazinelere dönüştürmek bir günahtır. ~ Urantia’nın Kitabı, 165:4.5 (1821.5)
Zenginliklerin, cennetin krallığına giriş ile doğrudan hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır; ancak, servete derinden sevgi besleyişin ilişkisi bulunmaktadır. Krallığın ruhsal bağlılıkları, maddiyatı baş tacı eder tutuma taabiyet ile bağdaşan nitelikte bulunmamaktadır. ~ Urantia’nın Kitabı, 163:2.10 (1803.1)
İsa sıklıkla dinleyicilerini, “bir insanın mutluluğunun maddi iyeliklerinin çokluğundan gelmediğini” duyuran bir biçimde, başkalarının sahip olduğu şeylere göz koymaya karşı uyarmıştı. ~ Urantia’nın Kitabı, 140:8.17 (1581.4)
Kurtuluştan emin olanlar, sonsuza kadar; şehvetten, kıskançlıktan, nefretten ve servetin aldatıcılıklarından uzaktırlar. ~ Urantia’nın Kitabı, 131:3.4 (1447.1)
Hiçbir soylu insan, beden içindeki kardeşlerini köleleştirerek veya onları adil olmayan bir biçimde kullanarak zenginlikleri biriktirmez ve servet-gücünü toplamaz. ~ Urantia’nın Kitabı, 132:5.18 (1464.2)
Tanrı'nın derin sevgisi nasıl?
Kutsal doğanın sınırsız bütünlüğünün yanı sıra Tanrı’nın kendi yaratılmışlarıyla ilgili kişisel ilişkilerinin baskın karakteri yine sevgidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 2:5.12 (40.4)
Tanrı özü gereği sıcak, doğası gereği merhamet sahibi, ve etkisi sonsuza kadar sürecek ölçüde bağışlayıcıdır. Buna ek olarak, Tanrı’nın sevgi-dolu sıcaklığını herhangi bir etkiyle harekete geçirmek gibi gereklilik hiçbir zaman söz konusu bile değildir, onun bu sevgi dolu doğası kesinlikle koşulsuzluk ve süreklilik arz eder. ~ Urantia’nın Kitabı, 2:4.2 (38.2)
Tanrı her bireyi, cennetsel ailesindeki kişisel bir evladı olarak sever. ~ Urantia’nın Kitabı, 12:7.8 (138.3)
Kutsal derin sevgi yalnızca yanlışları bağışlamamaktadır; onları içine almakta ve mevcut olarak yok etmektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 188:5.2 (2018.1)
Tanrı içimizde mi?
Yaratılan sadece Tanrı içerisinde var olmaz, aynı zamanda Tanrı yaratılanın içinde mevcuttur. “Biz onun içinde ikamet ettiğimizi biliyoruz; çünkü o bize kendi ruhunu verdiği için o içimizde yaşıyor. Cennet Yaratıcısı’nın bu hediyesi insanın ayrılamaz can yoldaşıdır.” “O ezeli ve her şeye nüfuz eden Tanrı’dır.” “Sonsuza kadar hüküm sürecek olan Yaratıcı ger fani çocuğunun aklında saklıdır.” “Evladının bu can dostu kendinin kalbinde yaşarken insan bir arkadaş bulmanın peşine düşer.” “Gerçek Tanrı hiçbir zaman erişilemez bir uzaklıkta değildir; o bizim bir parçamız olup; onun ruhaniyeti bizim içimizden bize seslenir.” “Yaratıcı evladının içinde yaşar. Tanrı her zaman bizimledir. O ebedi kaderin yol gösterici ruhaniyetidir.” ~ Urantia’nın Kitabı, 3:1.4 (45.2)
Dünya, yaşam ekmeğinin tam da mevcudiyeti içinde yiyecek arayan aç ruhlar ile doludur; insanlar, tam da kendileri içinde yaşamakta olan Tanrı’yı arayarak hayatlarını yitirmektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 159:3.8 (1766.4)
Sizlerin içinde ikamet eden Kâinatın Yaratıcısı’nın bir nüvesi bulunmakta olup, böylelikle siz doğrudan bir biçimde Tanrı’nın Evlatları’nın tümüne ait kutsal Yaratıcı ile doğrudan bir biçimde ilişkili halde bulunmaktasınız. ~ Urantia’nın Kitabı, 40:6.8 (448.7)
Artık acı çekmekte olan faniler bir daha, Tanrı’nın derin sevgisini bilmenin ve cennet içindeki Yaratıcı’nın merhametini anlamanın vermiş olduğu teselliden alıkonulmamalıdır. . . . Tanrı’nın içinizde ikamet etmekte olduğunu kavramıyor musunuz, sizleri kim olduğu hale getirmek için şu anda kim halinde oluşunuza dönüşmüş bulunduğunu!” ~ Urantia’nın Kitabı, 148:6.10 (1664.2)
Ay ışığının altında orada dururlarken, İsa şunları söyleyen bir biçimde konuşmasına devam etti: “Her insan aklı içerisinde, cennet içindeki Yaratıcı’nın hediyesi olan kutsal bir ruhaniyet yaşamaktadır. Bu iyi ruhaniyet sürekli olarak, bizlerin Tanrı’yı bulmasına ve Tanrı’yı bilmesine yardım etmek amacıyla, Tanrı’ya doğru yönlendirmek için çabalar; ~ Urantia’nın Kitabı, 133:3.7 (1472.6)
Ölümsüz müyüz?
Tanrı ilk olarak insanı derinden sevmekte, ve ona — ebedi gerçeklik olarak — ölümsüzlüğün potansiyelini bahşetmektedir. Ve, insan Tanrı’yı derinden severken, benzer bir biçimde mevcudiyet içinde ebedi hale gelmektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 117:4.14 (1285.3)
Yedi Katmanlı olan Tanrı’nın İlahi birlikteliğinde Yaratıcı Evlatlar fani yaşamın ölümsüzlüğe dönüşmesinin ve sınırlılığının sınırsızlığa olan kavuşmasına ulaşımının işleyişini sağlar. ~ Urantia’nın Kitabı, 0:8.11 (12.2)
İkametleri biçiminde Düzenleyicilerin gönderilmesi, gerçek anlamıyla Yaratıcı olan Tanrı’nın anlaşılmaz nitelikteki gizemlerinden birisidir. Kâinatın Yaratıcısı’nın kutsal doğasına ait olan bu nüveler kendileri ile birlikte yaratılmış ölümsüzlüğünün potansiyelini taşımaktadır. Düzenleyiciler ölümsüz ruhaniyetler olup, onlarla beraber gerçekleşen birliktelik bütünleşen faninin ruhu üzerinde ebedi yaşamı bahşetmektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 40:7.1 (448.8)
Tanrı’nın varlığının mevcudiyeti, Cennet’ten fani insanın aklında yaşaması ve ebedi varlığını sürdürmesinin evrimleşen ölümsüz ruhuna yardımcı olmak için gönderilen ruh Gözlemleyicisi olan kutsal varlığın nüfuzu tarafından insan deneyimlemesinde gösterilmiştir. ~ Urantia’nın Kitabı, 1:2.3 (24.1)
ve, ben, Tanrı’nın inanç evlatları haline gelecek olan herkese ebedi yaşamı vereceğim. Ve, bu, yaratılmışlarım seni tek gerçek Tanrı ve her şeyin Babası olarak bilmesi gereken ebedi yaşamdır; ve, senin dünyaya göndermiş olduğun kişiye inanmaları gereken. ~ Urantia’nın Kitabı, 182:1.3 (1963.5)
Bana ve sana açığa çıkarmış olduğum şeylere inanmaya devam et; ve, sen, ebedi yaşamın hediyesini alacaksın.” ~ Urantia’nın Kitabı, 181:2.11 (1957.1)
İnsanlardan korku duymaya bir son ver; karanlıkta vakitlerini boşa geçiren ve gerçekliğin ışığı için açlık çeken akranların için ebedi yaşamın iyi haberlerini duyurmaktan korkma. ~ Urantia’nın Kitabı, 192:2.11 (2049.2)
Nihai sonumuz nedir?
Kutsal kusursuzluğa varışın olanaklılığı tüm insanlığın ebedi ruhsal gelişiminin kesin ve nihai kaderidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 1:0.4 (22.1)
Tanrı sadece kaderin bir belirleyicisi değildir; o aynı zamanda insanın ebedi istikametidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 5:4.3 (67.1)
Cennet, tüm ruhaniyet kişilikleri için nihai hedefinin son noktası ve esas kökenin nüfuz alanı olması bakımından benzersizdir. ~ Urantia’nın Kitabı, 11:9.1 (126.6)
Ruhaniyet tanımlanışı kişilik kurtuluşunun sırrını oluşturup, ruhsal yükselişin nihai sonunu belirlemektedir. ~ Urantia’nın Kitabı, 40:5.4 (445.5)
Ve, bu tek Tanrı, bizlerin Mevcut Kılıcısı ve ruhun en nihai sonudur. ~ Urantia’nın Kitabı, 131:4.2 (1448.1)
Hayatın anlamı nedir?
Zaman tarafından belirlenen bu çocukların bu aşkın hedefi ebedi Tanrı’yı bulmak, onun kutsal doğasını kavramak ve Kâinatın Yaratıcısı’nı tanımaktır. Tanrı-bilen yaratılmışlar; onun kişiliğin Cennet mükemmeliyetinde ve haklı yüceliğin evrensel alanında olduğu gibi kendi yaşam alanlarında tıpkı onun gibi olmak gibi onları sürükleyen tek bir isteğe, sadece tek bir yüce amaca sahiptirler. Ebediyeti taşıyan Kâinatın Yaratıcısı’ndan “Kusursuz olun, hatta benim olduğum kadar kusursuz olun” ~ Urantia’nın Kitabı, 1:0.3 (21.3)
Kutsallığın kusursuzluğuna ulaşmak için verilen bu muhteşem ve evrensel hüküm, kusursuzluğun Tanrısı’nın tüm uğraş veren yaratılmışlarının en yüksek amacı olması gereken ilk emridir. Kutsal kusursuzluğa varışın olanaklılığı tüm insanlığın ebedi ruhsal gelişiminin kesin ve nihai kaderidir. ~ Urantia’nın Kitabı, 1:0.4 (22.1)
Ve, bunun ardından Üstün, onların tümüne dönen bir biçimde, şunun söyledi: “Müjdenin taşımakta olduğu bütüncül anlamı kavramada başarısız oldunuz diye umutsuzluğa kapılmayın. Sizler yalnızca, fani insanlar olarak, sınırlı niteliktesiniz; ve, sizlere öğretmiş olduğum şey sınırsız, kutsal ve ebedidir. Sabırlı ve cesur olun çünkü sizlerin önünde, içinde, tıpkı Cennet içindeki Babanızın kusursuz olduğu gibi, kusursuz hale gelmenin deneyimine olan ilerleyici erişimini sürdüreceğiniz ebedi çağlara sahipsiniz.” ~ Urantia’nın Kitabı, 181:2.25 (1961.4)
Okuyuculardan alıntılar
“Kitabı okuduktan sonra benim için değişen en büyük şey Tanrı'ya olan sevgimin artması oldu. Tanrı'nın bir parçasının kalbimde olduğunu bilmek bana büyük bir güven duygusu verdi ve Tanrı'yla ilişkimi derinleştirmeme yol açtı.”
Yeesook Yoon, South Korea
“Bir daha asla birçok dini kökenden gelen insan gruplarına konuşma yapmaktan endişe etmeyeceğim. İslamcıların ve Hıristiyanların kendileri ve diğer inançlar arasında güçlü bariyerler inşa ettiklerini biliyoruz, ancak Urantia Kitabı'nda açıklandığı gibi Üstadın öğretileri eninde sonunda herkese galip gelecektir!”
Nugroho Widi, Indonesia
“Urantia Kitabı o zamanlar zihnimi örten perdeyi kaldırarak Tanrı'yı anlamamı sağladı-önce içimdeki Tanrı'yı, sonra dışımdaki Tanrı'yı ve son olarak da dini kişileştirmenin ötesinde çeşitlilik içindeki Tanrı'yı.”
Obol Sunday Jimmy, Uganda
“Yay ve Akrep takımyıldızları arasındaki güney gökyüzüne baktığımda, Evrensel Baba'nın çok uzaklardaki ikametgahı olan Cennet'e doğru baktığımın rahatlatıcı farkındalığıyla uyandırdığı ezici duyguyu ifade edecek kelime bulamıyorum.”
Zwelakhe “Patrick” Kubheka, South Africa
" Urantia'nın Kitabı'nı bulduğumda hayatım bir yol ayrımındaydı; din, bilim, felsefe ve her türlü yeni çağ edebiyatı içimde büyüyen boşluğu dolduramıyordu. Dualarım kabul oldu." —Quebec, Kanada
“For more than 25 years I have searched through Eastern and Western religions and philosophies until I found The Urantia Book, which synthesizes them all.”—Spain
“Familiarizing myself with The Urantia Book had the amazing effect of confirming rather than undermining the experience and knowledge life had already given me. The book combined my uncoordinated thoughts and ideas into a new and unified picture of the universe.”—Ukraine
“Geleneksel dinler bende hep bir şeyi eksik bıraktı. Onların tasvir ettiği Tanrı ya tutarsız ya da kişisel deneyimle erişilemeyecek haldeydi. Bu kitapta her şey benim için yerli yerine oturdu. Herkes için bir Tanrı var ve onun insanlık için muhteşem bir planı var. Bu kitapla kainata hayranlık duyacaksınız.” —Merrick, NY, ABD
“I have been reading The Urantia Book for the past four years. I lost my beloved wife eight months ago. God gave me a positive assurance through the pages of this book, so authentic, about the heavenly realm.”—Kingdom of Bahrain
" Urantia'nın Kitabı'nı okuduktan sonra hayatım yepyeni bir büyük anlam kazandı. Artık korkacak hiçbir şey yoktu ve her şey dört gözle beklenecek bir hal aldı. Eğer okuyacağınız tek bir kitap varsa, o da bu beşinci dönem gerçekliğin açığa çıkarılışı olsun." - Aylesbury, İngilere
"25 yılı aşkın bir süredir Urantia'nın Kitabı okuyucusuyum. Aldığım en büyük zevklerden biri, bu harikulade kitabın değerlerini gerçek yaşam deneyimlerimlerinde kullanarak onun derinliğini kanıtlamak oldu." -Elko, NV, ABD
“Since I was twenty years old I had been looking for the truth. All my family is Catholic but I wanted more answers; I did not like dogma. I was and I am in love with Jesus. . .how could the Church be all of the truth? Finally The Urantia Book found me, and each time I read it, it fills my heart.”—Chile
“The Urantia Book makes it possible for me to live each day free from debilitating fear and uncertainty. I now know there is a divine order and plan for the universe and for my life, and I know I am constantly in the care of my guardian angels.”—United States
“When I encountered The Urantia Book, after a long inner search, my questions about the purpose of life and the future after death were answered. It combined science, philosophy and religion. It was so logical, so intelligent and the universe was so full of love, it was a true revelation! Finally, there was a sense to it all! The Book became a part of my life, ennobled it, and made me learn to love my fellow men much more.”—France
“As a child I would look up at the stars and wonder, Who am I? Why am I here? Is there life out there? What happens when we die? I hoped that when I died, my questions would be answered. Finding The Urantia Book showed me that answers are already here.”—United States