Urantia’nın Kitabı
Kısım I / Bölüm 1
Yüksek Evren Kişilikleri Topluluğun Başı tarafından Urantia’daki Cennetin İlahları ve kâinatın âlemlerinin tümü hususundaki doğruları yansıtmak için atanan Kutsal bir Orvonton Danışmanı tarafından yazılmıştır.
Urantia’nın Kitabı
1. Makale
1:0.1 (21.1) KÂINATIN Yaratıcısı tüm yaratılmışların Tanrı’sı, tüm madde ve varlıkların İlk Kaynak ve Merkezi’dir. İlk önce Tanrı’yı bir yaratan olarak, daha sonra bir denetleyici olarak ve en sonunda sınırsız bir koruyucu olarak düşünün. Kâinatın Yaratıcısı hakkındaki gerçek peygamberin “Sen Tanrım teksin ve senin yanında hiçbir eşin benzerin yok. Cenneti, cennetlerin tümünü barınan tüm misafirleriyle yaratan, koruyan ve denetleyen sensin. Tanrı Evlatları tarafından evrenler inşa edildi ve Yaratıcı kendisini bir elbise gibi olan ışıkla kapladı ve tüm cennetler âlemine bir perde gibi yaydı” sözüyle insan aklına yerleşmeye başlamıştır. Sadece birçok tanrının bulunabileceği yerde tek Tanrı olarak hüküm süren Kâinatın Yaratıcısı kavramı fani insanın Yaratıcı’yı kutsal yaratan ve sınırsız denetleyici olarak kavramasına imkân sağladı.
1:0.2 (21.2) Sayısız gezen sistemlerinin hepsi; onu tanıyacak, onun kutsal şefkatini algılayacak ve onu bunun karşılığında sevecek çeşitli birçok akıl sahibi yaratılmışlıklara sonunda ev sahibi yapması için onun tarafından yaratıldı. Kâinatın âlemlerinin tümü, Tanrı’nın bir yapıtı ve onun türlü yaratılmışlarının ikamet ettiği bir yaşam alanıdır. “Tanrı cenneti yaratmış ve yeryüzüne şekil vermiştir; evren düzenini kurmuş ve bu dünyayı sadece yaratmak için oluşturmamıştır, onu yaşama mesken oluşturması için belirli bir amaç dâhilinde şekillendirmiştir.
1:0.3 (21.3) Aydınlanan dünyaların tümü Kâinatın Yaratıcısı’nı, ebedi yapıcı ve tüm yaratılmışlıkların sınırsız koruyucusu olarak tanır ve ona ibadet eder. Evren’in irade sahibi yaratılmışlıkları âlemler Yaratıcı olan Tanrı’ya ulaşmanın ebedi serüveninin cezp edici uğraşına çok uzun bir Cennet yolculuğuyla başlamışlardır. Zaman tarafından belirlenen bu çocukların bu aşkın hedefi ebedi Tanrı’yı bulmak, onun kutsal doğasını kavramak ve Kâinatın Yaratıcısı’nı tanımaktır. Tanrı-bilen yaratılmışlar; onun kişiliğin Cennet mükemmeliyetinde ve haklı yüceliğin evrensel alanında olduğu gibi kendi yaşam alanlarında tıpkı onun gibi olmak gibi onları sürükleyen tek bir isteğe, sadece tek bir yüce amaca sahiptirler. Ebediyeti taşıyan Kâinatın Yaratıcısı’ndan “Kusursuz olun, hatta benim olduğum kadar kusursuz olun” biçiminde yüce bir buyruk çıktı. Cennet’in habercileri sevgi ve bağışlama içerisinde bu kutsal emri çağlar ve evrenler boyunca ve hatta en düşük seviyede hayvan-kökenli Urantia’nın insan ırklarına varıncaya kadar taşıdı.
1:0.4 (22.1) Kutsallığın kusursuzluğuna ulaşmak için verilen bu muhteşem ve evrensel hüküm, kusursuzluğun Tanrısı’nın tüm uğraş veren yaratılmışlarının en yüksek amacı olması gereken ilk emridir. Kutsal kusursuzluğa varışın olanaklılığı tüm insanlığın ebedi ruhsal gelişiminin kesin ve nihai kaderidir.
1:0.5 (22.2) Urantia fanileri sınırsız bir biçimde kusursuzluk için neredeyse hiçbir umut besleyemezler, fakat bu kusursuzluğa erişim tüm insanoğlu için tamamiyle mümkündür. Sınırsız Tanrı’nın fani insan için belirlediği tanrısal ve kutsal hedefe ulaşmak için bu amaç doğrultusunda gezende faaliyetlerde bulunduklarında ve bu kaderi elde ettiklerinde, onların tüm kendilerini gerçekleştirmeleriyle ve akla ulaşımlarıyla Tanrı’nın kendisinin sınırsız ve ebedi alanında olduğu gibi kutsal kusursuzluğun onların yaşam alanlarındaki tamamlanmışlığına erişeceklerdir. Böyle bir kusursuzluk maddi bakımdan evrensel, idraki algılayışla sınırsız veya ruhani deneyimle nihai olmayabilir; fakat iradenin, kişiliğin kusursuzluk istencinin ve Tanrı-bilincinin kutsallığının tüm sınırlı yönleriyle nihai ve eksiksizdir.
1:0.6 (22.3) “Kusursuz olun, hatta benim olduğum kadar kusursuz olun” kutsal emrinin gerçek anlamı fani insanı onların bu uzun ve cezp edici çabalarında ruhsal değerlere ve gerçek evren anlamlarının daha üst düzeylerine erişimi için dışsal bir biçimde başından beri teşvik eder ve içsel bir biçimde onu sürekli kendisine doğru çağırır. Bu âlemlerin Tanrı’sı için gösterilen bu görkemli arayış zaman ve mekânın tüm dünyalarının sakinlerinin yüce serüvenidir.
1:1.1 (22.4) Yaratıcı olan Tanrı’nın tüm isimleri tüm evrenler boyunca bilinir, onların arasında onu İlk Kaynak ve Kâinatın Merkezi olarak tanımlayanlar en sıklıkla karşılaşılanlardır. Baş Yaratıcı farklı evrenlerde ve aynı evrenin farklı bölümlerinde bile çeşitli birçok isimlerde bilinir. Yaratılanın Yaratan’a atfettiği isimler yaratılanın Yaratıcı’yı algılayışından doğan kavramsallaştırmasına fazlasıyla bağlıdır. İlk Kaynak ve Kâinatın Merkezi kendisini doğasını dolaysız olarak açığa vurma dışında hiçbir zaman bir isim üzerinden açığa çıkarmamıştır. Eğer biz kendimizi bu Yaratıcı’nın çocukları olduğumuza inanıyorsak bizim onu Yaratıcı olarak adlandırmak zorunda oluşumuz sadece doğal bir gerekliliktir. Fakat bizim bu kendi tercihimiz sonucunda açığa çıkan isimdir, ve bu isim İlk Kaynak ve Merkez’le olan kişisel ilişkimizin tanınmasıyla doğmuş ve değişime uğramıştır.
1:1.2 (22.5) Kâinatın Yaratıcısı hiçbir zaman keyfi bir tanınma biçimini, resmi ibadeti veya kölesel hizmeti evrenlerin akıl sahibi yaratılmışlarının iradesine dayatmaz. Zaman ve mekân dünyalarının evrimsel sakinleri kendi kalpleri doğrultusunda onu tanır, sever ve gönüllü olarak ona ibadet eder. Yaratıcı onun maddi yaratılmışlarının ruhani özgür iradelerinin teslimiyetini zorla veya baskıyla sağlamayı reddeder. Yaratıcı’nın istencini yapma konusunda insan iradesinin sevgi dolu bağlılığı insanın seçkin tercihinin Tanrı’ya sunulan bir hediyesidir; gerçekte yaratılan iradesinin böyle bir ithafı Cennet Yaratıcısı’na karşı verilebilecek gerçek değerin tek olası hediyesini oluşturur. Tanrı’da, insan yaşar, hareket eder ve kendi varlığına sahip olur; Yaratıcı’nın iradesine bağlı olmayı tercih etmekten başka insanın Tanrı’ya verebileceği hiçbir şey yoktur. Bu ilaveten bu kararlar evrenlerin akli iradeye sahip yaratılanlar tarafından etkileşim halinde olup Yaratıcı Yaratan’ın sevgi dolu baskın doğasını oldukça tatmin edecek gerçek ibadeti oluşturur.
1:1.3 (22.6) Siz tam anlamıyla Tanrı-bilincine sahip olduğunuz zaman, görkemli Yaratıcı’yı gerçekten keşfettiğinizde ve kutsal denetleyicinin nüfuz edici varlığının kendisini gerçekleştirmesini denetimlemeye başladığınızdan sonra, ve tüm bunların sonucunda kendi aydınlanmanızın ve Kutsal Evlatlar’ın Tanrı’yı aşığa çıkarış biçimiyle ve anlamınca siz İlk Muhteşem Kaynak ve Merkez’i yeterli bir biçimde tanımlayacak bir kavramsallaşmayla Kâinatın Yaratıcısı için bir isim bulacaksınız. Ve böylece, farklı dünyalarda ve çeşitli evrenlerde Yaratan bu isimlere karşılık gelen tüm ilişkiler bütününde birçok tanımlamalarla aynı anlamla bilinir hale gelir; fakat bu isimlerin ve sembollerin her birinin herhangi bir âlemdeki yaratılmışların kalplerinde kurduğu tahtın karşılık bulduğu derece ve derinlik farklılık gösterir.
1:1.4 (23.1) Kâinatın âlemlerinin tümünün merkezinin yakınında Kâinatın Yaratıcısı genel olarak İlk Kaynak anlamına gelen adlandırmalarla bilinir. Uzay evrenlerinin çevrelerine doğru Evrensel Merkez anlamına gelen kavramlar sık bir biçimde kullanılır. Yıldızlar tarafından aydınlatılmış yaratılmışlıkların daha uzağında ise sizin yerel evreninizin yönetim merkezi olan dünyasında İlk Yaratıcı Kaynak ve Kutsal Merkez olarak bilinir. Buraya yakın bir yıldız kümesinde Tanrı, Âlemlerin Yaratıcısı olarak ifade edilir. Bir diğerinde ise, Sınırsız Koruyucu, ufuk noktasında ise Kutsal Denetleyici olarak bilinir. Kendisi aynı zamanda Aydınlığın Yaratıcısı, Yaşamın Bahşedişi ve Her-Şeye-Gücü-Yeten Birlik olarak tarif edilir.
1:1.5 (23.2) Bir Cennet Evladı’nın bahşedilmiş bir yaşam yaşadığı bu dünyalar üzerinde Tanrı genel olarak kişisel ilişkilerin, duygusal sevginin, ve yaratıcı sadakatin tanımlayıcı sıfatlarıyla adlandırılır. Sizin yıldız kümenizin yönetim merkezinde Tanrı Kâinatın Yaratıcısı olarak kaynak gösterilir, ve yerleşik dünyaların üyesi olan sizin yerel güneş siteminin farklı gezegenlerinin üzerinde Yaratıcıların Yaratıcısı, Cennet Yaratıcısı, Havona Yaratıcısı ve Ruh Yaratıcısı olarak çeşitli biçimlerde bilinir. Cennet Evlatları’nın bahşedişlerinin açığa çıkardıklarıyla Tanrı’yı tanıyanlar sonunda Yaratan-yaratılanın güçlü etkileyici ilişkisinin duygusal cazibesine erişebilir ve Tanrı’yı “bizim Yaratıcımız” biçiminde içselleştirebilirler.
1:1.6 (23.3) Cinsiyete sahip olan yaratılmışların bir gezegeni üzerinde, aile duygusu uyarılarının akıl sahibi varlıkların kalplerinde bulunduğu bir dünyada, bir Baba olarak Yaratıcı kavramı ebedi Tanrı’yı tanımlamak için hayli tanımlayıcı ve yerinde bir isim haline gelir. Sizin gezegeniniz üzerinde, Urantia’da, en iyi bilinen biçimde ve evrensel olarak kabul ediliş biçimiyle kendisi Tanrı olarak bilinir. Geçmişte sizin peygamberleriniz onu düzgün bir biçimde “sonsuza kadar var olan Tanrı” olarak adlandırıp onu “ebediyeti barındıran” olarak kaynak gösterdiler. Ona verilen isim aslında baskın bir öneme sahip değildir, aslında dikkate değer nokta sizin onu bilmenizin ve onun gibi mükemmel olmak için ondan feyz almanızın gerekliliğidir.
1:2.1 (23.4) Tanrı ruhani dünyanın başat bir gerçekliği; akli alanın gerçeklik kökenidir; Tanrı’nın varlığı tüm maddi alanlar boyunca onların hepsini etkisi altına alacak biçimde hüküm sürer. Tüm yaratılmış akli varlıklara göre Tanrı bir kişiliktir, ve kâinatın âlemlerinin tümüne göre ise o ebedi gerçekliğin İlk Kaynak ve Merkezi’dir. Tanrı ne bir insan gibi ne de makine gibidir. Baş Yaratıcı evrensel bir ruhaniyet, ebedi doğru, sınırsız gerçeklik ve yaratıcı kişiliğidir.
1:2.2 (23.5) Ebedi Tanrı sınırsız bir biçimde gerçekliğin olası en yüksek amaca getirilmesinden veya evrenin kişiselleştirmesinden her zaman çok daha fazlasıdır. Tanrı sadece basit bir tanımlamayla insanın en yüce isteği veya onun fani arayışının bir amacı değildir. Yine Tanrı ne sadece bir kavram, ne de doğruluğun olası-kudreti değildir. Kâinatın Yaratıcısı doğayı tarif etmek için kullanılan ne eş anlamlı bir sözcük ne de doğa kanunlarının ete kemiğe büründüğü bir bünyeye için kullanılan bir anlamdır. Tanrı başlı başına aşkın bir gerçekliktir, sadece yüce değerler içerisinde insanın geleneksel kavramlaştırmalarından ibaret değildir. Ne Tanrı ruhsal anlamların bir psikolojik odaklanması, ne de “insanın en soylu yapıtı”dır. Tanrı insanların akıllarında bu kavramların herhangi biri veya hepsi bile olabilir, fakat gerçekte kendisi her zaman bütün bunlardan daha fazlasıdır. Tanrı, ruhani barışı dünya üzerinde sevinçle karşılayan ve kişiliğin ölümde hayatta kalışını deneyimlemeyi arzulayan herkes için bir kurtarıcı kişilik ve sevgi dolu bir Yaratıcı’dır.
1:2.3 (24.1) Tanrı’nın varlığının mevcudiyeti, Cennet’ten fani insanın aklında yaşaması ve ebedi varlığını sürdürmesinin evrimleşen ölümsüz ruhuna yardımcı olmak için gönderilen ruh Gözlemleyicisi olan kutsal varlığın nüfuzu tarafından insan deneyimlemesinde gösterilmiştir. İnsan aklında bu kutsal Düzenleyici’nin varlığı üç deneysel olgular bütününde açığa çıkar:
1:2.4 (24.2) 1. Tanrı’yı kavramak için akli kabiliyet — Tanrı-bilinci.
1:2.5 (24.3) 2. Tanrı’yı bulmak için ruhani arzu — Tanrı-arayışı.
1:2.6 (24.4) 3. Tanrı gibi olmak için duyulan özlem kişiliği — Yaratıcı’nın iradesini gerçekleştirmek için duyulan samimi istek.
1:2.7 (24.5) Tanrı’nın varlığı hiçbir zaman bilimsel deneylerle veya mantıksal çıkarsamalardan biri olan saf akılla ispatlanamaz. Bunun yerine Tanrı sadece insan deneyimlemelerinin yaşam alanlarında açığa çıkabilir; yine de Tanrı’nın gerçekliğinin asli kavramı mantığa uygunluk, felsefeye yatkınlık, dine özsellik, ve herhangi bir kişiliğin varlığını sürdürmesi umuduna karşı olmazsa olmazlık gösterir.
1:2.8 (24.6) Tanrı’yı gerçekten bilenler onun varlığının gerçekliğini deneyimlemiş olanlardır; bunun gibi Tanrı-bilen faniler deneyimlemelerinde sadece insanoğlunun diğerleriyle paylaşabileceği yaşayan Tanrı’nın varlığının olumlu kanıtını taşırlar. Tanrı’nın varlığı insan aklının Tanrı-bilinci ve onun fani düşünme gücünde ikamet eden, Kâinatın Yaratıcısı tarafından ona karşılıksız olarak verilen hediye olan Düşünce Denetleyicisi’nin Tanrı-varlığı arasındaki bütünlük dışında tüm olası görüngülerin ötesindedir.
1:2.9 (24.7) Kuramsal bir biçimde Tanrı’yı Yaratan olarak düşünebilir, ve onu Cennet’in kişisel yaratanı ve kusursuzluğun merkezi evreni olarak görebilirsiniz, fakat zaman ve mekân evrenlerinin tümü Yaratan Evlatlar’ın Cennet birliği tarafından yaratılmış ve düzenlenmiştir. Kâinatın Yaratıcısı Nebadon’un yerel evreninin kişisel yaratanı değildir; sizin yaşadığınız evren onun Mikâil olan Ebadı’nın yapıtıdır. Yaratıcı evrimsel evrenleri kişisel olarak yaratmadıysa bile; onları fiziksel, akli ve ruhani enerjilerin dışavurumlarında ve onların evresel ilişkilerinin birçoğunda kontrol eder. Yaratıcı olarak Tanrı Cennet âleminin kişisel yaratıcısıdır, ve Ebedi Evlat ile etkileşim halinde tüm diğer kişisel evren Yaratanları’nın yaratıcısıdır.
1:2.10 (24.8) Maddi olan kâinatın âlemlerinin tümü içinde bir fiziksel denetleyici olarak İlk Kaynak ve Merkez, ebedi Cennet Adası’nın işleyişleri dâhilinde faaliyetlerde bulunur, ve bu mutlak yerçekimi merkeziyle ebedi Tanrı kâinatın âlemlerinin tümü boyunca ve merkezi evrende kozmik fiziksel düzeyin üst denetimini eşit bir biçimde uygular. Akıl olarak Tanrı, Sınırsız Ruh’un İlahiyatı’nda faaliyet gösterir; ruh olarak Ebedi Evlat’ın ve onun kutsal çocuklarının kişiliğinde açığa çıkmış bir biçimde bulunur. Bu İlk Kaynak ve Merkez’in Cennet Kişilikleri ve Mutlaklıkları ile eş güdümünün ilişkisi, Kâinatın Yaratıcısı’nın tüm yaratılanlar ve onların bütün düzeyleri üzerindeki doğrudan kişisel faaliyetlerini hiçbir biçimde küçükte olsa engellemez. Onun katmanlı ruhunun varlığıyla Yaratan Yaratıcı onun yaratılmış çocuklarıyla ve kendi yarattığı evrenleriyle aracısız bir ilişkiyi yönetir.
1:3.1 (25.1) “Tanrı ruhaniyettir.” O evrensel bir ruhani mevcudiyettir. Kâinatın Yaratıcısı sınırsız bir ruhani gerçekliktir; O “egemen, ebedi, ölümsüz, gözle görülemez, ve tek gerçek Tanrı”dır. Siz “Tanrı’nın doğumu” olsanız bile, Yaratıcı’yı sizin gibi sizin yapınızda veya fiziğinizde düşünmemeniz gerekir, çünkü onun ebedi mevcudiyetinin yerleşkesinden gönderilen Gizem Görüntüleyiciler’i tarafından yerleştirilmiş “onun görüntüsü içinde” yaratılmanız gerektiği söylenmiştir. Ruhani varlıklar her ne kadar insan gözlerine karşı görünmez ve ete ve kana sahip olmasalar da gerçektirler.
1:3.2 (25.2) Geçmişin kâhini zamanında “Bak işte, Tanrı benimle birlikte hareket ve ben onu göremiyorum; o benden bağımsız olarak da devinim halinde, fakat ben bunu algılayamıyorum” dedi. Biz Tanrı’nın yapıtlarını sürekli bir biçimde gözlemleyebiliriz, ve aynı zamanda onun görkemli idaresinin maddi kanıtları hakkında yüksek bir bilince sahip olabiliriz, fakat bırakın insan nüfuzunda onun temsilci ruhunun farkına varmayı onun kutsallığının açığa çıkmış halinin gözle görülebilen niteliklerine nadir bir biçimde gözlerimizi yöneltebiliriz.
1:3.3 (25.3) Kâinatın Yaratıcısı kısıtlı ruhani niteliklere ve maddi engellerin düşük seviyedeki yaratılmışlarından kendisini sakladığı için görülmez değildir. Onun görünmezliği hususunda bu durumun yerine: “Siz benim yüzümü göremezsiniz, hiçbir fani için benim varlığımın görülmesi ve bire bir biçimde benimle bir yaşanması söz konusu değildir.” Hiçbir maddi insan Tanrı’nın ruhaniyetini dolaysız olarak gözle göremez ve onlar kendilerinin fani varlığını koruyamazlar. Kutsal kişiliğin mevcudiyetinin ruhani mükemmelliği ve ihtişamı alt sınıf ruhani varlıklar veya maddi kişiliklerin herhangi bir düzeyi tarafından erişimi imkânsızdır. Yaratıcı’nın kişisel mevcudiyetinin ruhani ışıltısı “hiçbir fan, insanın yaklaşamayacağı hiçbir maddi yaratılmışın gördüğü veya göreceği bir ışıktır.” Fakat ruhanileştirilmiş aklın inanç-gözüyle Tanrı’yı anlamak için bedenin gözlerinden Tanrı’yı görüp görememek hiçbir önem arz etmez.
1:3.4 (25.4) Kâinatın Yaratıcısı’nın ruhani doğası onun ortak varlığı olan Cennetin Ebedi Evladı tarafından tamamen paylaşılır. Yaratıcı ve Evlat onların birleşik kişilik eş güdümü olan Sınırsız Ruhla birlikte aynı ölçüde evrensel ve ebedi ruhaniyeti bütünüyle ve koşulsuz olarak paylaşır. Tanrı’nın kendisinin ve kendi içinde bulunan ruhu mutlak, Evlat’ta koşulsuz, Ruhaniyet’te evrensel, ve bunların hepsinde ve bunlar tümüyle birlikte sınırsızdır.
1:3.5 (25.5) Tanrı evrensel bir ruhaniyet; Tanrı evrensel bir kişiliktir. Sınırlı yaratılmışların yüce kişisel gerçekliği ruhtur; kişisel kainatın nihai gerçekliği ise absonit ruhtur. Sadece sınırsızlığın dereceleri mutlaktır, ve sadece bu seviyeler üzerinde madde, akıl ve ruh arasında kesinsel bir bütünlük mevcuttur.
1:3.6 (25.6) Âlemler içinde Yaratıcı olan Tanrı potansiyel olarak maddenin, aklın ve ruhun üst deneticisidir. Sadece kendisinin ucu bucağı olmayan kişilik itibarı sayesinde Tanrı kendisinin ifade edilemeyecek ölçüde yarattığı irade sahibi yaratılmışlarının kişilikleriyle dolaysız olarak iletişim halindedir. Fakat, âlemlerdeki geniş bir alana yayılan Tanrı iradesi olan sadece onun birimlere ayrılmış oluşumlarında Cennet’in dışından ilişkiye geçilebilir. Bu Cennet ruhaniyeti zamanın fanilerinin akıllarında ikamet eder, ve burada Kâinatın Yaratıcısı’nın kutsallığı ve doğasının bir parçası olan ölümsüz ruhun varlığını sürdürmeye çalışan yaratılmışların evrimini geliştirir. Fakat bu evrimsel yaratılmışların akıllarının kökeni yerel evrenlerde başlar, ve cennete Yaratıcı’nın iradesini yerine getirmeyi tercih eden yaratılmışlarının bu ruhani erişiminin deneyimsel dönüşümlerinin nihai sonucu olan kutsal kusursuzluğu elde etmelidirler.
1:3.7 (26.1) İnsan’ın içsel deneyimlerinde, akıl maddeyle bütünleşir. Böyle maddesel-birlikteliğe sahip olan akıllar fani ölümden kurtulamazlar. Ölümsüz ruhun varlığını devam ettirmenin düzeni, böyle bir Tanrı-bilincine sahip aklın yavaşça ruh öğretisine dönüşmesi ve sonunda ruhaniyetle yönetilen bir oluşuma sahip olması vasıtasıyla fani aklın içindeki bu dönüşümleri ve insan iradesinin bu türlü düzenlenmelerinde sağlanmış olur. İnsan aklının maddesel etkileşimden ruhsal bütünlüğe olan bu evrimi fani aklın potansiyel ruh fazlarının ebedi ruhun morantiya gerçekliklerine doğru hal değişimiyle sonuçlanır. Maddenin hükmü altında olan fani akıl gittikçe artan bir biçimde maddeleşmeye, ve sonuçta nihai kişilik tükenmesinden yoksunluk duymaya mecburdur. Fakat akıl tarafından zemini hazırlanan ruh, bu kişilik varoluşunun varlığını devam ettirmesi ve ebediyete ulaşmasının yoluyla artan bir biçimde ruhanileşerek sonunda benzersizliğe erişir.
1:3.8 (26.2) Ben Ebediyet’ten geliyorum, ve ben birçok kere Kâinatın Yaratıcısı’nın varlığına dönüşlerde bulundum. Ebedi ve Evrensel Yaratıcı olan İlk Kaynak ve Merkez’in kişiliğini ve mevcudiyetinin bilgisine sahibim. Tanrı’nın mutlak, ebedi ve sınırsız olmasının yanı sıra kendisinin aynı zamanda doğası gereği iyi erdem sahibi, kutsal ve merhametli olduğunun bilincindeyim. “Tanrı ruhaniyettir” ve “Tanrı sevgidir” gibi büyük bildirilerin doğruluğunu, ve onun bu iki niteliğinin neredeyse tamamının bütünlüksel bir biçimde Ebedi Evladı’nın bünyesinde evrende açığa çıkarıldığını biliyorum.
1:4.1 (26.3) Tanrı’nın kusursuzluğunun sınırsızlığı öyle bir derecededir ki bu sınırsızlık ebedi bir biçimde onun gizemini oluşturur. Ve Tanrı’nın idrak edilemeyen gizemlerinin en büyüğü fani akılların içlerinde kutsallığı barındırışının olgusallığıdır. Kâinatın Yaratıcısı’nın zamanın yaratılmışları arasındaki bu geçici ikamesinin anlamı kâinattaki tüm gizemlerin arasından en derinidir; insan aklındaki bu kutsal mevcudiyet gizemlerin gizemidir.
1:4.2 (26.4) Fanilerin fiziksel bedenleri “Tanrı’nın tapınaklarıdır”. Egemen Yaratan Evlatlar kendilerinin yaşam verdikleri dünyaların yaratılmışlarının yakınlarına gelmelerine ve “tüm insanları kendilerine doğru çekmelerine”; onların bilinçlerinin “kapılarında durmalarına” “ve bu kapıları çalmalarına” bunların sonucunda “onlara kalplerinin kapılarını açanların” içeriye buyur ettiklerine karşı hoşnutluk duymalarına, Yaratan Evlatlar ve onların fani yaratılmışları arasında bu içten kişisel iletişimin olmasına rağmen yine de fani insanlar onların içinde ikamet eden Tanrı’dan bir nüveye sahip olduklarından onların bedenleri Tanrı’nın tapınaklarıdır.
1:4.3 (26.5) Siz bizim bulunduğumuz yerin aşağısında ikamet ettiğinizde, hayatınızın gidişatı geçici bir biçimde dünya üzerinde harekete geçirildiğinde, bedendeki bu deneyimleme yolculuğu tamamlandığında, ruhun geçici kaldığı bu fani bedeni oluşturan tozun “geldiği dünyaya tekrar geri döndüğünde”; tüm bu gelişmelerin aydınlığında artık açığa çıkmıştır ki içinizde ikamet eden Ruh onu size veren Tanrı’ya geri dönecektir. Kutsallığın bir parçası ve bölümü olan Tanrı nüvesi bu gezegenin her fani varlığında geçici bir süreliğine barınır. Size verilen bu nüve kullanım hakkından doğan bir özel mülkiyet niteliği göstermez ve bu sebeple tamamen size ait değildir, bunun yerine siz fani varoluşunuzdan ruhani varlığınızı devam ettirmeyi başarırsanız bilinçli bir biçimde sizinle birlikte var olması için tasarlanmıştır.
1:4.4 (26.6) Biz sürekli Tanrı’nın gizemiyle karşılaşmaktayız; onun sınırsız iyiliği, bitip tükenmek bilmeyen bağışlaması, kıyaslanamaz bilgeliği ve üstün karakteri gerçeğinin sınırsız tayfının sürekli artan bir biçimde kendisini ortaya çıkarmasıyla hayretler içinde kalmaktayız.
1:4.5 (26.7) Kutsal gizem kaynağını insanın kusurlu niteliği ile Cennet Kutsal Üçlemesi’nin kusursuzluğu olarak maddi ile ruhsal, zaman-mekan yaratılmışı ile Kainatsal Yaratan, zamansal ile ebedi olan biçimindeki, sınırlı ile sınırsız arasında mevcut bulunan içkin farklılıktan alır. Kainatsal derin sevginin Tanrısı yaratılmışlarının her birine her koşulda, kutsal gerçeklik, güzellik ve iyilik niteliklerini ruhsal olarak kavramaları için onların kabiliyetlerinin en üst noktasına kadar kendisini açığa çıkarır.
1:4.6 (27.1) Her ruhsal varlık ve her fani yaratılmışlık için kâinatın âlemlerinin tümünün her dünyası üzerinde ve her kâinat alanında Kâinatın Yaratıcısı kendi merhametli ve kutsal kişiliğinin bütününü bu tür ruh varlıklarının ve fani yaratılmışlarının algılayacağı ve kavrayacağı biçiminde kendisini açığa çıkarır. Tanrı ruhani veya maddi hiçbir bünyenin tarafını tutmaz. Evrenin herhangi bir evladının verilen bir zaman aralığında Kutsal mevcudiyetten hoşnutlukla yararlanması böyle bir yaratılmışın sadece yüce maddi dünyanın ruhani gerçekliklerini algılaması ve onu kavraması kabiliyetiyle sınırlıdır.
1:4.7 (27.2) İnsanın ruhani deneyimlemelerinin bir gerçekliği olarak Tanrı bir gizem değildir. Fakat, maddi düzenin fiziksel akıllarına göre ruhani dünyanın gerçekliği hakkında tekdüze bir yargıya varılmaya teşebbüs edildiğinde bu gizem ortaya çıkar. Bu gizemler o kadar güç algılanır ve o kadar derindir ki; zaman ve mekânın maddi dünyalarının evrimleşen fanileri tarafından ebedi Tanrı’nın algılanışı ve Sınırsızın sınırlılar tarafından tanınışının felsefi mucizesine ulaşımı sadece Tanrı-bilen fanilerinin inanç-algısıyla mümkündür.
1:5.1 (27.3) Tanrı’nın büyüklülüğünün ve sınırsızlığının onun kişiliğinin açıkça görülmemesine ve onu perdelemesine izin vermeyin. “Kulağı tasarlayanın kendisi, duyamaz mı?” Gözleri biçimlendirenin kendisi, göremez mi?” Kâinatın Yaratıcısı kutsal kişiliğin en yüksek noktası tüm yaratılmışlar boyunca kişiliğin kökeni ve kaderidir. Tanrı sınırsız ve kişiseldir; ve kendisi sınırsız bir kişiliktir. Yaratıcı’nın kişisel sınırsızlığı onu maddi ve sınırlı varlıkların bütüncül kavramalarının sonsuz ötesinde konumlandırsa da Yaratıcı tam anlamıyla bir kişiliktir.
1:5.2 (27.4) Tanrı, insan aklının anladığı kişilik kavramından ve kendisi herhangi bir üstün kişilik kavramsallaşmasından bile çok daha fazlasıdır. Fakat, kişiliğin nihai amacının ve bilgisinin oluşturduğu en üst düzey varlık gerçekliği kavramına sahip maddi yaratılmışların akıllarıyla bu tür idrak edilemeyecek kavramları tartışmak gereksizdir. Maddi yaratılmışların Kâinatın Yaratıcısı için en nihai olası kavramı, kutsal kişiliğin engin bilgisinin ruhani nitelikteki olası en yüksek amacında bütünleşir. Bu sebeple her ne kadar Tanrı’nın kişiliğin insan kavramsallaşmasının ötesinde olduğunu biliyor olsanız bile, siz Kâinatın Yaratıcısı’nın ebediyetten, sınırsızlıktan, gerçeklikten, iyilikten ve güzel kişilikten çok daha azı anlamına gelemeyeceğini de eşit ölçüde bilmelisiniz.
1:5.3 (27.5) Tanrı kendi yarattığı hiçbir yaratılmışlarından saklanmaz. Kendisi sadece “hiçbir maddi yaratılmışın yaklaşamayacağı bir ışığın içinde ikamet ettiğinden” dolayı birçok varlık düzeyi için erişilemezdir. Kutsal kişiliğin bu enginliği ve ihtişamı evrimsel fanilerin sınırlı akıllarının algılayışının çok ötesindedir. Tanrı “elinin derinliğiyle suların hacmini, ve yine elinin bir karışıyla evreninin büyüklüğünü ölçebilir. Dünyanın yörüngesinde oturup bir perde gibi cennetleri bir perde gibi kapatıp sonunda içinde yaşamın hüküm süreceği bir evreni oluşturan Tanrı’dır.” “Tüm bunları yaratana, onların dünyalarını sırayla getirip onları isimleriyle çağırana gözlerinizi dört açıp dikkatlice bakın”; ve göreceksiniz ki “Tanrı’nın görünmeyenleri onun tarafından var edilenler tarafından ancak kısmen anlaşılabilmesi doğruluk arz eder. Bugün, siz yaşayan bir varlık olarak; görünmez Yapıcı’yı onun çok katmanlı ve çeşitli yapıtlarıyla, ve aynı zamanda onun Evlatlarının ve sayılamayacak derecedeki yardımcılarının hizmetleri ve açığa çıkarışlarıyla kavramak zorundasınız.
1:5.4 (28.1) Maddi faniler Tanrı’nın kişiliğini göremeseler de onlar kendisinin bir kişilik olduğu kesinliğinden memnuniyet duymalı Kâinatın Yaratıcısı’nın kendi düşük seviyedeki sakinlerinin ebedi ruhani gelişimlerini sağlayacak kadar dünyayı çok sevdiği gerçeğini yansıtacak doğruları inançla kabul etmeli; onun “kendi çocuklarının varlığından büyük bir keyif aldığından emin olmalıdır. Bir kusursuz, ebedi, sevgi dolu ve sınırsız Yaratan kişiliği oluşturan bu insan-üstü ve kutsal niteliklerin hiçbirinden Tanrı mahrum değildir.
1:5.5 (28.2) Üstün evrenlerin çalışanları dışında yerel yaratılmışlarda Tanrı, yerel evrenlerin egemenleri ve imara açılmış dünyalardaki yaratıcılar olan Cennet Yaratıcı Evlatları’ndan başka kişilerden veya yerleşik bir durumdan oluşan hiçbir dışavuruma sahip değildir. Yaratılmışın inancı eğer kusursuz olsaydı kendi Yaratıcısı’nı ararken Yaratıcı Evladı ile karşılaştığı zaman Kâinatın Yaratıcısı’nı gördüğünden emin olacak, ve onun Evladı’ndan başka bir şeyi görmek için kanıt istemeyecek veya beklemeyecekti. Fani insan yalın bir değişle ruh değişimini tamamlamadan ve Cennet’e gerçekte ulaşmadan Tanrı’yı göremez.
1:5.6 (28.3) Cennet Yaratıcı Evlatları’nın doğaları İlk Muhteşem Kaynak ve Merkezi’nin sınırsız doğalarının evrensel mutlaklığı içerisinde koşulsuz potansiyellerin hepsini kapsamaz, fakat Kâinatın Yaratıcısı her durum ve koşulda Yaratıcı Evlatlar’da kutsal bir biçimde var olur. Mikâil’in emri altındaki bu Cennet Evlatları, Işıldayan Sabah Yıldızı’ndan ilerlemeci hayvan evriminin en düşük insan yaratılmışına kadar tüm yerel evren kişiliğinin yönetimi için bile kusursuz kişiliklerdir.
1:5.7 (28.4) Tanrı ve onun muhteşem ve merkezi kişiliği olmadan, uçsuz bucaksız olan kâinatın âlemlerinin tümü boyunca hiçbir kişilik oluşmazdı. Bu bakımdan Tanrı bir kişiliktir.
1:5.8 (28.5) Her ne kadar Tanrı ebedi bir kudret, görkemli bir mevcudiyet, aşkın bir nihai amaç ve muhteşem bir ruh olsa bile, ve kendisi tüm bunların hepsinden sınırsız bir biçimde daha fazlası olsa da, yine de Tanrı sonsuza kadar sürecek kelimenin tam anlamıyla kusursuz Yaratan kişiliğidir. “Seven ve sevilen” bir kişi “bilebilir ve bilinebilir,” ve bu kişi bizimle arkadaş olabilir, ve böylece sizin diğer insanlar tarafından bilinişiyle ve diğer insanların bilindikleri biçimde Tanrı’nın bir dostu olarak tanınırsınız. Bunların ışığında Tanrı gerçek bir ruh ve ruhani bir gerçekliktir.
1:5.9 (28.6) Kâinatının tümüne açığa çıkarıldığı şekliyle; Kâinatın Yaratıcısı’nı gördüğümüz, onun sınırsız sayıdaki çeşitli yaratılmışlarının içinde onun bulunduğunu anladığımız, onun Egemen Evlatları’nın kişiliklerinde ona dikkatle baktığımız, onun kutsal mevcudiyetini burada veya orada, yakında ve uzakta hissetmeye devam ettiğimizde onun kişiliğinin yüceliğinden ne kuşku duyalım ne de onu sorgulayalım. Tüm bu ucu bucağı olmayan yetki dağıtımına rağmen, Tanrı her zaman gerçek kişiliğini korur ve kâinatın âlemlerinin tümü boyunca değişik bölgelere ayrılmış yaratılmışlarının sayısız ev sahipleriyle kişisel iletişimini sonsuza kadar sürdürür.
1:5.10 (28.7) Kâinatın Yaratıcısı’nın kişiliğinin bilgisi genişlemiş ve daha doğru bir Tanrı kavramı olarak akla başat biçimde vahiy yoluyla ulaşmıştır. Nedensellik, bilgelik ve dinsel deneyimin bütünü Tanrı’nın kişiliğini çağrıştırır ve onun yorumlanmasını sağlar, fakat hepsinin birleşimi yine de tamamiyle onun kişiliğini tanımlamaya yetmez. İkame eden Düşünce Denetleyicileri bile birey öncesi niteliğini taşır. Herhangi bir dinin olgunluğu ve taşıdığı doğruluk payı onun Tanrı’nın sınırsız kişiliğine dair kavramlaştırmasıyla ve İlahiyat’ın mutlak birlikteliğini algılayışıyla orantılıdır. Bununla birlikte Kişisel İlahiyat’ın bilgisi Tanrı’nın bütünlüğü kavramını ilk kez tasarlanışından sonra dinsel olgunluğun bir ölçüsü haline gelir.
1:5.11 (29.1) İlk çağ dinleri birçok kişisel tanrılara sahiplerdi, ve onlar insan görüntüsü biçiminde yansıtılmışlardı. Açığa çıkarılan bilgi İlk Sebep’in bilimsel nedenselliğinde yalnızca mümkün olan Tanrı’nın kişilik kavramının doğruluğunu onaylar ve sadece Evrensel Bütünlük’ün nihai olmayan felsefi bilgisinde belirtilir. Sadece kişilik yaklaşımıyla herhangi bir insan Tanrı’nın birliğini kavramaya başlayabilir. İlk Kaynak ve Merkez’in kişiliğini reddetmek maddecilik ve panteizm arasında bir tercih yapılmasını gerektirecek iki felsefi karmaşayı beraberinde getirir.
1:5.12 (29.2) İlahiyat’ın üzerine yapılacak tasavvurlarda kişilik kavramı bedensellik fikrinden yoksun bırakılmalıdır. Bir maddesel beden ne insan ne de Tanrı’daki karakter için hayatiyet arz etmez. Bedenselliğin hatası insan felsefesinin bu iki örneğinde görülebilir. Maddecilikte insan kendi bedenini ölüm esnasında kaybettiği için kişilik olarak varlığının sona geldiği varsayılır; panteizmde ise Tanrı herhangi bir bedene sahip olmadığı için bir kişilik olarak tasvir edilmez. İlerleyici kişiliğin insan-üstü türü akıl ve ruhun bir bütünlüğünde faaliyette bulunur.
1:5.13 (29.3) Kişilik, Tanrı’nın basit bir niteliği değildir; bunun yerine bu nitelik, kelimenin tam anlamıyla kusursuz dışavurumun ebediyeti ve evrenselliğinde gösterilen sınırsız doğanın ve bütünleştirilmiş kutsal iradenin birliksel eş güdümünü simgeler. Kişilik, yüce bir anlamda, kâinatın âlemlerinin tümü için Tanrı’nın açığa çıkarılışıdır.
1:5.14 (29.4) Tanrı, ebedi, evrensel, mutlak ve sınırsız olarak ne bilgelikte ne de bilgide büyümeye devam eder. Tanrı sınırlı insanın eksik bir yargıyla veya algıyla düşünebileceği bir biçimde deneyim kazanmaz; fakat onun kendi ebedi kişiliğinin alanlarında, kendini gerçekleştirmenin devamlı ilerlemesinden faydalanması, evrimsel dünyaların sınırlı yaratılmışları tarafından yeni bir deneyim elde edilmesiyle belli bir biçimde karşılaştırılabilir ve benzetilebilir.
1:5.15 (29.5) Engin evren içinde Kâinatın Yaratıcısının, kutsal yardımla ruhani bakımdan kusursuz dünyalara doğru yukarı çıkmayı arzulayan sınırlı her ruhun kişilik mücadelesinde dolaysız olarak katkıda bulunuşu bir gerçek olmasaydı, sınırsız Tanrı’nın mutlak kusursuzluğu, kusursuzluğun koşulsuz kesinliğinden kaynaklanabilecek istenmeyen bağlayıcılıklarının sebebini oluştururdu. Kâinatın âlemlerinin tümü boyunca her ruhani varlığın ve her ölümlü yaratılmışın ilerleyici deneyimi, sonu olmayan kendini gerçekleştirmenin bitmeyen kutsal çevresi içerisinde Tanrı’nın ezelden beri gelişen İlahi-bilincinin bir parçasıdır.
1:5.16 (29.6) “Tüm sıkıntılarınızda Tanrı’da acı çeker” söylemi kelimenin tam anlamıyla doğru bir yargıdır, tıpkı “tüm zaferlerinizde Tanrı’da sizinle beraber bir başarı elde eder” gerçeği gibi. Onun birey öncesi kutsal ruhu sizin gerçek bir parçanızdır. Cennet Adası kâinatın âlemlerinin tümünün tüm fiziksel başkalaşımlarıyla iç içedir; Ebedi Evlat tüm yaratılanların akli yansımalarını içine alır, ve Birleştirici Bünye tüm akli yansımaları ve genişleyen kâinatı kapsar ve bütünlüğü altına toplar. Zaman ve mekânın evrimsel yaratılmışlarının tümünün kişiliğinde, her varlığın ve birlikteliğin yükselen ruhlarının ve genişleyen akıllarının içerisinde ilerlemeci mücadelelerinin bireysel deneyimlerinin hepsinde Kâinatın Yaratıcısı kutsallık bilincinin bütününde kendisini gerçekleştirir. Bu sebeple “Onun bünyesinde biz hepimiz yaşar, hareket eder ve varlığımıza sahip oluruz” sözünün tüm anlamı kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde doğrudur.
1:6.1 (29.7) İnsan kişiliği kutsal Yaratan kişiliği tarafından şekillendirilmiş zaman-mekân ve ışık-gölgenin bir ürünüdür. Bu bakımdan hiçbir gerçekliğin ışığı onun gölgesi incelenerek yeterli bir biçimde kavranamaz. Bunun yerine gölgeler onların esas kaynakları olan gerçek özü bakımından değerlendirilmelidir.
1:6.2 (30.1) Tanrı bilime göre bir neden, felsefeye göre bir fikir, dinselliğe göre bir kişilik ve hatta şefkat sahibi cennetlik Yaratıcı’dır. Tanrı bilim adamına göre bir esas kuvvet, filozofa göre bütünlüğün bir hipotezi, din adamına göre yaşayan ruhani bir deneyimdir. İnsanın Yaratıcı Tanrı’nın kişiliği hakkında yeterli olmayan kavramsallaşması yalnızca evrende insanın ruhani gelişimiyle arttırılabilir ve bu kavramsallaşma, yalnızca zaman ve mekânda kutsal yolculuğu yapanların sonunda Cennet’te yaşayan Tanrı’nın kutsal karşılamasına ulaştığında gerçekten yeterli bir anlamsal bütünlüğü haline gelecektir.
1:6.3 (30.2) Kişiliğin Tanrı ve insan tarafından birbirine taban tabana zıt idrak edildiği farklı bakış açılarının varlığını hiçbir zaman gözden kaçırmayınız. İnsan kişiliğe sınırlılıktan sınırsızlığa bakmaya çalışarak kişiliği görür ve onu algılar; bunun karşısında Tanrı sınırsızlıktan sınırlılığı görerek onu değerlendirir. İnsan kişiliğin olası en alt seviyesine sahiptir, Tanrı ise en yüksek, hatta en yüce, nihai ve mutlak kişiliği kendi içerisinde barındırır. Bu sebeple, kutsal kişiliğin daha yerinde kavramları insan kişiliğinin gelişmiş düşüncelerinin, özellikle Yaratan Evlat olan Mikâil’in Urantia’daki yaşamının bahşedilişinin insani ve kutsal kişiliğinin gelişmiş dışavurumunun ortaya çıkmasını sabırla beklemek zorunda kalmıştır.
1:6.4 (30.3) Fani insan aklında ikame eden birey öncesi kutsal ruh, kendi mevcut varoluşunun geçerli kanıtını kendi mevcudiyetinde taşır, fakat kutsal kişiliğin kavramsallaşması samimi olan kişisel dini deneyimlerin ruhani içeriğiyle ancak algılanabilir. Herhangi bir insan olan veya kutsal olan kişilik, kutsallığın dışsal tepkilerden veya bu insanın maddi mevcudiyetinden bağımsız olarak bilinebilir ve kavranabilir.
1:6.5 (30.4) Ahlaki yakınlığın ve ruhani uyumun belli bir derecedeki birlikteliği iki birey arasındaki arkadaşlık için olmazsa olmaz koşullardan biridir; sevgi dolu bir kişilik kendisini kalbinde sevgi taşımayan bireye çok nadiren kendisini anlatabilir. Kutsal bir kişiliğin bilgisine yaklaşmak için bile, insanın kişilik kazanımlarının tümü onun bu yöndeki çabalarına tamamen adanmalıdır; aksi halde yeteri kadar istekli olmayan kısmi bir sadakat boş bir uğraş olacaktır.
1:6.6 (30.5) İnsan kendisini ve kendi türünün kişilik değerlerini daha fazla bir bütünlükte anladığı ve takdir ettiğinde kendisi Özgün Kişilik’i tanımak için daha büyük bir arzu duyacak, ve böyle bir Tanrı-tanıyan insan daha samimi olarak Özgün Kişilik’e benzemek için yüksek bir gayret gösterecektir. Siz Tanrı hakkında kendi görüşlerinizi tartışabilirsiniz, fakat onunla ve onun içinde yaşanılan deneyim sade bir akli mantığın ve insanın tüm uzlaşılamaz tartışmalarının ötesindedir ve üstündedir. Tanrı-tanıyan insan kendi ruhani deneyimlerini, inanmayanları ikna etmek için değil bunun aksine inananların karşılıklı memnuniyeti ve onların aydınlanmasını sağlamak için açıklar.
1:6.7 (30.6) Evren bilgisinin bilinebileceğini ve anlaşılabileceğini varsaymak evrenin bir akıl tarafından inşa edildiğini ve bir kişilikle idare edildiğini farz etmektir. İnsan aklı sadece diğer insan veya insan-üstü akılların akli olgusallığını algılayabilir. Eğer insanın kişiliği evreni deneyimleyebiliyorsa orada evrenin bir yerinde saklı kutsal bir akıl ve mevcut bir kişiliğin varlığı söz konusudur.
1:6.8 (30.7) Tanrı ruh kişiliği olarak ruhaniyettir, ve insanda aynı zamanda bir ruhtur. Nasıralı İsa, insan deneyimlerinde bu ruh kişiliğinin olası kendini gerçekleştirmesinin tamamına ulaşmıştı, bu sebeple onun Tanrı’nın iradesini yerine getirdiği hayatı Tanrı’nın kişililiğinin insan için en nihai ve en gerçek açığa çıkışının temsilidir. Kâinatın Yaratıcısı’nın kişiliği bile sadece mevcut dinsel deneyimde anlaşılabilir, bu bakımdan İsa’nın dünyevi yaşamında, gerçek bir insan deneyimiyle Tanrı’nın kişiliğinin kendini böyle gerçekleştirmesinin ve onun açığa çıkışının kusursuz örneğinden ilham alırız.
1:7.1 (31.1) İsa “yaşayan Tanrı” hakkında konuştuğu zaman cennet içindeki Yaratıcı olan bir kişisel İlahiyat’ı kaynak olarak gösterdi. İlahiyat’ın kişilik kavramı amaç birliğinin oluşmasına olanak sağlar; akli ibadeti destekler; ve ferahlatıcı doğruluğu beraberinde getirir. Etkileşim birey olmayan maddeler arasında söz konusu olabilir, fakat amaç birliği ilişkileri için aynı durum söz konusu değildir. Yaratıcı ve evladın Tanrı ve insan olarak amaç birliği ilişkileri ikisinin de kişisel olmayan bünyevi durumlarında mümkün değildir. Her ne kadar kişisel bütünlük sadece Düşünce Düzenleyicisi’nin birey dışı varlığı tarafından fazlasıyla sağlansa da, yalnızca kişilikler birbirleriyle bir bütünlük ve birliktelik oluşturabilirler.
1:7.2 (31.2) İnsanın Tanrı’yla olan bütünleşmesi bir su damlacığının okyanustaki tamamlanmışlığını bulabilmesine benzetilemez. İnsan kutsal bütünlüğe ilerleyici olan karşılıklı ruhani bütünlükle, kişisel Tanrı ile kişilik temasıyla, tüm samimiyetle kutsal doğaya artan bir biçimde varışla ve kutsal iradeye akli benimseyişle erişir. Böyle bir yüce ilişki sadece kişilikler arasında gerçekleşebilir.
1:7.3 (31.3) Doğrunun kavramsallaşması kişilikten ayrı, olası bir biçimde uygulanabilir, güzelliğin kavramsallaşması kişilikten bağımsız var olabilir, fakat kutsallığın kavramsallaşması sadece kişiliğin ilişkilerinde anlaşılabilir. Sadece kişiliğe sahip bir birey sevip sevilebilir. Güzellik ve gerçeklik değerleri bile eğer onlar sevgi dolu Yaratıcı olan kişisel Tanrı’nın kendine ait niteliklerinden biri olmasaydı, onlar varlığını devam ettirme içinde olan ümidin kapsamından ayrılırdı.
1:7.4 (31.4) Tanrı’nın nasıl ebedi, değişmeyen, her şeye gücü yeten ve kusursuz olduğunu, fakat aynı zamanda sürekli değişen ve açıkça gözle görülebilen yasayla-sınırlandırılmış, göreceli sınırlılıkların evrimleşen evreni tarafından nasıl kuşatıldığını bizim tamamiyle anlamamız mümkün değildir. Fakat bünyelerimizin ve yaşadığımız çevrenin sürekli değişmesine rağmen hepimiz iradenin bütünlüğünün ve kişiselliğinin kimliğini idare ettiğimizden dolayı kendi kişisel deneyimlerimizde böyle bir doğruyu bilebiliriz.
1:7.5 (31.5) Nihai evren gerçekliği matematikle, mantıkla veya felsefeyle algılanamaz; ancak bu durum bir kişilik olan Tanrı’nın kutsal iradesine ilerleyici bir biçimde uyumla mümkündür. Ne bilim, ne felsefe, ve ne de din felsefesi Tanrı’nın kişiliğini başlı başına doğrulayabilir. Sadece Cennetsel Yaratıcı’nın inanç sahibi evlatlarının kişisel deneyimleri Tanrı’nın kişiliğinin mevcut ruhani gerçekleştirmeleri üzerinde etkide bulunabilir.
1:7.6 (31.6) Evren kişiliğinin daha yüksek seviyedeki kavramsallaşmaları kişiliği, birey-bilincini, birey-iradesini ve bireyin kendisini gerçekleştirmesi için olasılık anlamlarını çağrıştırır. Ve bu karakteristik özellikler bu anlamlara ek olarak Cennet İlahiyatları’nın kişilik birlikteliğinde olan bu tür diğer ve eşit kişiliklerin amaç birlikteliği anlamını karşılar. Ve bu birlikteliklerin mutlak bütünlükleri o kadar kusursuzdur ki kutsallık tek bir bölünmez bütünlük olarak tanınmaya başlar. “Koruyucu Tanrı tekdir.” İnsan olan baba figürünün bölünmez karakteri her nasıl fani kız ve erkek evlatların doğmasına engel olmuyorsa, kişiliğin bölünemezliği Tanrı’nın fani insanların kalplerinde yaşaması için kendi ruhunu bahşedişi onun kişiliğinin bölünmezliğine engel olmaz.
1:7.7 (31.7) Birliktelik kavramıyla ilişkili bölünmezliğin bu kavramsallaşması İlahiyatın Nihayet’i tarafından zaman ve mekânın aşkınlığını yansıtır; bu sebeple ne zaman ne de mekân mutlak veya sınırsız olabilir. İlk Kaynak ve Merkez tüm akıl, madde ve ruhu aşan bir sınırsızlıktır.
1:7.8 (31.8) Ne Cennetin Kutsal Üçlemesi kutsal birlikteliğin gerçekliğine herhangi bir biçimde zarar verebilir, ne de bu üç ebedi kişiliğin varlığından herhangi biri İlahiyat’ın bölünmezliği gerçekliğini değiştirebilir. Cennet İlahiyatı’nın bu üç kişiliği tüm evren gerçeklik yansımalarında ve tüm yaratılmışların ilişkilerinde tek bir bütünündür. Bu noktada, emrim altındaki hiçbir dilin evren hakkında bahsi geçen sorunlarının bize nasıl göründüğü hususunda fani canlı aklını yeterli bir derecede aydınlığa kavuşturmayacağının tamamen bilincindeyim. Fakat siz böyle bir sebepten ötürü güven kaybetmemelisiniz; Cennet varlıkları içerisinde benim topluluğuma ait yüksek kişilikler için bile bu kavramların tamamı apaçık bir aydınlığa kavuşmamıştır. İlahiyat ile alakalı bu derin ve karmaşık gerçeklerin Cennet’e olan uzun fani yükselişin başarılı evreleri süresince sizin aklınızın ilerleyici bir şekilde ruhaniyet kazanımıyla artan bir biçimde açıklık kazanacağını da buna ek olarak unutmayın.
1:7.9 (32.1) [Yedinci aşkın-evrenin yönetim merkezi olan Uversa üzerinde bulunan Zamanın Ataları tarafından görevlendirilen göksel kişiliklerin bir topluluğunun üyesi olan bir Kutsal Danışman tarafından Nebadon’un yerel evreninin sınırlarının ötesinde olan bu planlı açığa çıkarımların belirtilen kısımlarının denetlenmesi ve yönetilmesi için sunulmuştur. Tanrı’nın doğasını ve niteliklerini tasvir eden bu sayfaların yazımına destek olmak için görevlendirildim. Varlığım herhangi bir yerleşik dünya üzerinde bu görev için muktedir en yüksek bilgi kaynağının temsilcisidir. Yedi aşkın-evrenin yedisinde de bir Kutsal Danışman olarak hizmet ve her şeyin merkezi olan Cennet’te yeteri kadar uzunlukta ikamet ettim. Tanrı’nın karşı koyulamaz hâkimiyetiyle birlikte onun doğası ve niteliklerinin gerçekliği ve doğruluğunu tasvir ediyorum; bu bağlamda ne söylediğimin tam anlamıyla bilincindeyim.]
Urantia’nın Kitabı
2. Makale
2:0.1 (33.1) İNSANIN olası en yüksek Tanrı kavramının sınırsız ve özüt bir kişiliğin bünyesinde bütünleştiği ölçüde İlahiyat’ın karakterini oluşturan kutsal doğanın niteliklerini irdelemek mümkün ve aynı zamanda yararlı hale gelecektir. Tanrı’nın doğası Nebadon'a ait olan Mikâil’in çok çeşitli öğretilerinde ve bedensel yaşamının üstün ölümlü hayatında ortaya çıktığı şekliyle Tanrı’nın kendini açığa çıkarmasıyla en iyi bir biçimde anlaşılabilir. Bu kutsal doğa kendisini Tanrı’nın evladı olarak değerlendiren ve Cennet Yaratanı’na gerçek bir ruhani Yaratıcı olarak atfeden insan tarafından da en iyi bir biçimde anlaşılabilir.
2:0.2 (33.2) Tanrı’nın doğası yüce düşüncelerin kendini açığa çıkarmasının birinde bile irdelenebilir, bu kutsal karakter ruhani nihai amaçların bir tasviri olarak tahayyül edilebilir; fakat kutsal doğanın tüm kendini açığa çıkarışlarının ruhani öğretileri ve aydınlatışı, Nasıralı İsa’nın kutsallığın bütüncül bilincine varışının öncesini ve sonrasını kapsayan dinsel yaşamının idrakinde bulunur. Mikâil’in ete kemiğe büründürülen yaşamı Tanrı’nın insana bahşettiği gerçeğin açığa çıkarışına temel oluşturursa, Kâinatın Yaratıcısı’nın kişiliği ve karakterinin insani kavramsallaşmasını daha ileri düzeyde aydınlatacak ve bütünleştirecek belirli düşünceleri ve olası en yüksek amaçları insana ait olan kelimeler üzerine inşa etmeye çabalayabiliriz.
2:0.3 (33.3) Tanrı’nın insan tarafından kavramsallaşmasını genişletecek ve ruhanileştirecek tüm gayretlerimizde bizler fani bir hayatı olan aklımızın sınırlı kabiliyeti tarafından çok etkili bir biçimde kısıtlanırız. Bizler aynı zamanda üzerimize düşen bu görevi yerine getirmemizde dilimizin sınırlı doğası tarafından ve kutsal değerleri ve ruhani anlamları sınırlı ve fani olan insan aklına sunma çabalarımızda tasvir etmek amacıyla kullanacağımız imgesel açıklamalardaki veya karşılaştırmalarındaki maddi yetersizlik tarafından ciddi bir biçimde engellenmekteyiz. Tanrı’nın insana ait kavramsallaşmasını genişletecek tüm çabalarımız, bahşedilen Kâinatın Yaratıcı’sının Düzenleyicisi’nin ikame ettiği ve Yaratan Evlat’ın Gerçek Ruhaniyeti’nin hüküm sürdüğü ölümlü insan aklının gerçekliği dışında neredeyse tamamen kısırdır. Bunların sonucunda, insan kalbi içerisinde bahsi geçen kutsal ruhların mevcudiyeti üzerine Tanrı kavramsallaştırmasının genişlemesi amacıyla ihtiyaç duyulan destek için; Tanrı’nın doğasının daha kapsamlı bir tasvirini ortaya koyacak çabayı bu bağlamda tarafıma tahsis edilen vazifeyi memnuniyetle uygulayarak göstereceğim.
2:1.1 (33.4) “Sınırsızlıkta hüküm süren Onu biz tam anlamıyla idrak edemeyiz. Onu sınırsızlığa götüren kutsal yol takip edilemezdir.” “Onun sınırsız anlayışı ve onun büyüklüğü irdelenemezdir.” Tanrı’nın mevcudiyetinin göz kamaştırıcı ışığı onun düşük derecede bulunan yaratılanlarının ikame ettiği zifiri karanlığı karşısında kör edici bir aydınlıktır. Onun düşünceleri veya planları yalnızca araştırılamaz olması sebebiyle irdelenemez değildir, aynı zamanda “Onun sayısız muhteşem ve eşsizliklere imzasını atması” bakımından o tamamiyle takip edilemez. “Tanrı muhteşemdir; ne biz onu tam anlamıyla algılayabiliriz, ne de onun yaşamına dair seneler numaralara dökülebilir.” “Tanrı gerçekten dünya üzerinde ikame ediyor mu?” biçiminde yöneltilen sorulara “İşte, Onu cennet (evren) ve cennetlerin tümü (kâinatın âlemlerinin tümü) bile içine sığdıramıyor.” “Onun yargılarının ve geçmişinin izlerinin ne kadar algılanamaz ve irdelenemez olduğunu artık siz hesap edin!”
2:1.2 (34.1) “Aynı zamanda inançlı bir Yaratan olarak sınırsız olan Yaratıcı tek bir Tanrı’dır.” “Kutsal Yaratan aynı zamanda ruhların kökeni ve kaderi olan Evrensel Bahşedici’dir. Kendisi Aşkın Ruh, Ezeli Akıl ve tüm yaratılmışların Sınırsız Ruhaniyeti’dir.” “Bahsettiğimiz bu muazzam Düzenleyici hiçbir hataya yer vermez. Kendisi görkeminde ve ihtişamında göz kamaştırıcıdır.” “Yaratan Tanrı tüm korkulardan ve düşmanlıklardan tamamen arınmıştır. Kendisi ölümsüz, ebedi, kendiliğinden var olan, kutsal ve cömerttir.” “Kendisi nasıl da saf ve güzel, derin ve sırrına erişilemez olan her şeyin tanrısal Ata’sıdır!” “Onun kendisinin insanlığa olan takdiminde ve iletişiminde Sınırsız en mükemmel yapısında bulunur. O başlangıç ve sondur, her iyiliğin ve kusursuz niyetin Yaratıcısı’dır.” “Tanrı ile her şey mümkün hale gelir; ebedi Yaratan tüm sebeplerin kaynaklandığı tek kökendir.”
2:1.3 (34.2) Yaratıcı’nın ebedi ve evrensel kişiliğinin kendini dışavurumunun göz alıcı görkeminin sınırsızlığı yanı sıra tıpkı tamamiyle kendi kusursuzluğu ve gücünün bilgisine sahip olduğu gibi kendisi koşulsuz bir biçimde kendi sınırsızlığı ve ebediyetinin bilincindedir. O kendisinin kusursuz, düzgün ve tamamlanmış bir değerlendirmesini kendi kutsal yardımcılarından bağımsız bir biçimde deneyimleyen kâinattaki tek varoluştur.
2:1.4 (34.3) Yaratıcı sürekli ve hatasız olarak onun asli evreninin farklı birçok bölümünde zaman zaman kendisi için farklılaşan ihtiyaçlara göre değişimleri karşılar. Muhteşem olan Tanrı kendi mevcudiyetinin bütünsel anlamının farkında ve ayırdında; sınırsız bir biçimde kusursuzluğun içerisinde onun asli niteliklerinin bütününün bilincindedir. Ne tanrı kozmik bir tesadüften kaynaklanan bir oluşum, ne de kendisi bir evren tarafından kullanılan bir deneyimleyici değildir. Evren Egemenleri bu tür maceraların içinde olabilirler; Takımyıldız Yaratıcıları deneyimleyebilir; düzenin başlarında bulunanlar uygulayabilirler; fakat Kainatın Yaratıcısı kâinata dair her şeyi zaman bakımından başından sonuna apaçık bir biçimde görür. Bununla birlikte, onun kutsal tasarıları ve ebedi amacı, kendi çok çeşitli nüfuzuna ait her dünyada, düzende ve her evrende kendisi için hizmet veren tüm yardımcılarının deneyimlemelerini ve serüvenlerini gerçekte kapsar ve onları kavrar.
2:1.5 (34.4) Tanrı için hiçbir şey yeni değildir, ve hiçbir kozmik durum ona hiçbir zaman bir sürpriz olarak gelmez; çünkü kendisi ebediyetin döngüsünde ikamet eder. O günlerin başlangıcından veya sonundan tamamiyle bağımsızdır. Tanrı’ya göre, ne geçmiş, ne şimdiki zaman veya gelecek bulunmaktadır; bu üçünü kapsayan zamanın kendisi için her an her saniye herhangi bir kısıtlamadan bağımsız, ‘an’a ait olan mevcudiyettir. O harikulade ve o sadece BEN’dir.
2:1.6 (34.5) Kâinatın Yaratıcısı kendisinin tüm niteliklerinde herhangi bir koşuldan bağımsız ve mutlak olarak sınırsızdır ve bu gerçeklik kendi içinde ve kendiliğinden sınırlı maddi canlılar ve diğer düşük seviyede yaratılmış akli varlıklar ile olan tüm dolaysız bireysel iletişimden kendisini doğal olarak ayırır.
2:1.7 (34.6) Bunun yanı sıra bu durumun bütünsel varlığı, çok çeşitli yaratılmışlarıyla olan bu tür ilişki ve iletişimin düzenlenmesini emredildiği gibi ilk olarak Tanrı’nın Cennet Evlatları’nın kişiliklerinin varlığına olan ihtiyacı doğurur. Bu Evlatlar her ne kadar kutsal olarak kusursuz olursa olsun gezegen ırklarının bedeni ve kanının doğasından sıklıkla gözlenen bir biçimde bir parça paylaşarak, sizden biri gibi olarak sizinle birlikte olmak için, Mikâil’in bahşedilişinin değişik adlarla Tanrı’nın Evladı ve İnsanoğlundan Doğan olarak adlandırıldığı ve onun varlığının fani bir yaşamda gözlenişi gibi bu sebeple Tanrı insan haline gelir. Ve ikincil olarak, alt düzey kökenindeki maddi varlıklara yakınlaşan ve onlara birçok çeşitli biçimlerde yardımcı olan ve hizmet eden yüksek meleksel ev sahipleri ve diğer göksel akli varlıklarının çok çeşitli düzeylerinin oluşturduğu Sınırsız Ruhaniyet’in kişilikleri mevcuttur. Üçüncü ve sonuncu olarak bildirilmeden ve açıklanmadan Urantia’nın içinde ikame eden insanlarına muhteşem Tanrı’nın gerçek bir hediyesi olarak birey dışı Gizem Gözlemleyicileri ve Düşünce Denetleyicileri gönderilmiştir. Bitip tükenmeyen bollukta, onlar ihtişamın yücesinden Tanrı-bilinci niteliğine sahip veya bu amacın potansiyeline haiz bu fanilerin alçak gönüllü akıllarında şükranlıkla ikamet etmek için indirilir.
2:1.8 (35.1) Bu biçimlerde veya tarafınızdan bilinemeyecek biçimlerdeki veya tamamen sınırlı algılayışın çok ötesindeki yolların vasıtasıyla, Cennet Yaratıcısı sevgiyle ve tüm istenciyle bulunduğu konumdan aşağıya doğru ve doğasının aksine kendi sınırsızlığını kısıtlayarak, sınırlayarak ve kapsamını daraltarak kendi yarattığı çocuklarının sınırlı akıllarına daha fazla yakınlaşabilmek amacındadır. Ve böylelikle, mutlaklığın alt seviyelerinde birbirini izleyen kişilik dağıtımları sürecinde, sınırsız Yaratıcı uçsuz bucaksız kâinatının birçok âlemlerinin birbirinden farklı akıl sahipleriyle yakın ilişki kurabilmesinin memnuniyetine kavuşmuş olur.
2:1.9 (35.2) Onun şu ana kadar gerçekleştirmiş, şu an yapmakta ve gelecekte eylemlerini daha fazla bir biçimde sürdürecek olduğu tüm bu faaliyetleri onun sınırsızlığının, ebediyetinin ve üstünlüğünün gerçekliği veya doğruluğunu bir nebze olsun değiştirmez. Buna ek olarak ona ait tüm bu nitelikler her ne kadar onların algılamalarında yaşadıkları zorluğa, bu gizemin görülmeyecek bir biçimde örtülü oluşuna ve Urantia’da ikamet eden yaratılmışların deneyimlediği gibi onlar tarafından tamamen anlaşılmasının imkânsızlığına rağmen tamamen gerçektir.
2:1.10 (35.3) Öncül Yaratıcı’nın kendi tasarılarında sınırsız oluşundan ve kendi niyetlerinde ebedi olmasından dolayı herhangi sınırlı bir varlığın bu tasarıları ve niyetleri tam anlamıyla algılaması veya onları kavraması bu durumun doğası gereği mümkün değildir. Fani olan insan Tanrı’nın amaçlarını evren işleyişinin birbirini takip eden seviyelerinde yaratılmışın göğe çıkışının tamamlanmış tasarılarıyla ilişkili açığa çıkarıldığı biçimde anlık bir sınırlı kapsamla algılayabilir. Sınırsız Yaratıcı en yüksek kesinlikle, sevgiyle ve bütünsel bir kavramayla tüm âlemlerdeki tüm çocuklarının sınırlılığıyla bütünleşirken insanın nitelikleri bu derecedeki sınırsızlığı kapsayamaz.
2:1.11 (35.4) Yaratıcı’nın daha yüksek derecedeki Cennet varlıklarının büyük bir kısmıyla paylaştığı kutsallık ve ebediyet karşısında biz sınırsızlığın ve bunun sonucundaki evrensel üstünlüğün Cennetin Kutsal Üçlemesi’ndeki eş güdümü sağlayan herhangi bir yardımcısı tarafından tam olarak paylaşılıp saklandığı ve bunun olmadığını sorgularız. Kişiliğin sınırsızlığı kişiliğin tüm sınırlarıyla bütünleşmek zorunda ve durumundadır; bu sebeple kelimenin tam anlamıyla bir doğruluk olarak öğretinin gerçekliği “biz Onun içinde yaşar, hareket eder ve varoluşumuza sahip oluruz” sözünü haykırır. Kâinatın Yaratıcısı’nın saf İlahiyatı’nın fani insanda ikamet eden bu nüvesi Yaratıcıların Yaratanı olan İlk Muhteşem Kaynak ve Merkezin sınırsızlığının bir parçasıdır.
2:2.1 (35.5) Geçmiş dönemlerdeki peygamberleriniz bile ebedi, başlangıcı ve sonu olmayan Kâinatın Yaratıcısı’nın döngüsel doğasını anlamışlardı. Tanrı kelimenin tam anlamıyla ebedi bir biçimde kendisinin yarattığı kâinatın âlemlerinin tümünün içinde mevcut bulunmaktadır. Mutlak ihtişamıyla ve ebedi büyüklüğüyle O akıp giden her ‘an’a ikamet eder. “Tanrı kendi içerisinde yaşama sahiptir ve bu yaşam ebedidir.” Ebedi çağlar boyunca “tüm yaşamı bahşeden” Yaratıcı kendisi olmuştur. Kutsal bütünlükte sınırsız kusursuzluk bulunur. “Ben Koruyucunuz’um, ve ben değişmeyenim.” Kâinatın âlemlerinin tümü hakkındaki bilgimiz aydınlığın Yaratıcısı gerçeğini açığa çıkarmaz, fakat aynı zamanda gezegensel arası ilişkiler içerisinde kendi faaliyetlerinde “ne değişkenler ne de değişimin gölgesi mevcuttur.” O “sonu başından itibaren bildirir.” Kendisi “Evladım’ın mevcudiyetinde amaçladığım ebedi niyetin ışığında” “benim tavsiyemin geçerliliğini sürdürmesi için elimden gelen her şeyi yapacağım.” Bu sebeple İlk Kaynak ve Merkez’in tasarıları ve niyetleri tıpkı kendisi gibi ebedi, kusursuz ve sonsuza kadar değişmezdir.
2:2.2 (35.6) Yaratıcı’nın hâkimiyeti altında tamamlanmışlığın kusursuzluğu ve bütünlüğünün kesinliği vardır. “Tanrı ne yaparsa yapsın, onun yaptığı sonsuza kadar baki kalacaktır; buna ne bir şey eklenebilir ne de ondan bir şey alınabilir.” Kâinatın Yaratıcısı erdemin ve kusursuzluğun içindeki kendi özgün niyetleri hakkında pişmanlık duymaz veya geri adım atmaz. Onun hareketleri kutsal ve hatasızken kendisinin tasarıları değişmez, tavsiyeleri ise sabittir. “Onun bir bakışıyla bin yıllık bir süreç dün kadar yakındır, ve bu süreç tamamlandığında geçen süre gece içerisinde birkaç saatlik bir nöbet vakti kadardır.” Kutsallığın kusursuzluğu ve ebediyetin büyüklüğünün şiddeti fani insanın sınırlar içerisinde faaliyet gösteren aklının bütüncül algısının sonsuza kadar ötesindedir.
2:2.3 (36.1) Değişmeyen bir Tanrı’nın kendi ebedi niyetinin uygulamalarındaki tepkimeleri onun yarattığı akıl sahibi yaratılmışların mantık dönüşümleri ve bakış açılarının değişimiyle birlikte farklılık gösteriyormuş gibi görünür. Bu durum açık ve doğal olmayan bir biçimde farklılığa uğruyormuş gibidir, fakat tüm çevreye doğru olan dışavurumların altında ve onların görünen yüzeyinin aşağısında ebedi Tanrı’nın ezeli tasarısı olan değişmeyen niyetinin varlığı sürekli olarak yatar.
2:2.4 (36.2) Yaşadığınız evrenin dışındaki diğer âlemlerin içinde kusursuzluk doğası gereği göreceli bir kavramsallaşmayı tanımlar, fakat merkezi evrende ve özellikle Cennet üzerinde kusursuzluk katışıksız; ve hatta belirli fazlarda ise mutlaktır. Kutsal Üçleme’nin dışavurumları kutsal kusursuzluğun kendisini yansıtmasıyla değişkenlik gösterebilir, fakat bu durum onun bu yöndeki kendi niteliğinden bir şey kaybettirmez.
2:2.5 (36.3) Tanrı’nın asli kusursuzluğu varsayılan bir doğruluk üzerinde oluşmaz, bunun yerine onun kutsal doğasının varlığının kendisiden gelen iyiliğinin kusursuzluğunda kendisine bir yer bulur. O nihai, tamamlanmış ve kusursuzdur. Onun doğruluğu simgeleyen karakterinin kusursuzluğu ve güzelliğinden hiçbir şey eksik değildir. Bununla birlikte, yaşayan varlıkların tüm uyumsal düzeni, boşluk üzerindeki dünyalarda tüm idrak sahibi yaratılmışların ruhu temiz tutan kutsal niyetinde Yaratıcı’nın Cennetsel kusursuzluğunun paylaşımcı deneyiminin yüksek nihai sonuna ulaşması etrafında merkezileştirilmiştir. Tanrı ne ben-merkezci ne de kimsenin varlığına ihtiyaç duymayacak kadar kibirli bir tavırla kendinden müstakildir; bunun yerine uçsuz bucaksız olan kâinat âlemlerinin tümünün öz bilinç sahibi yaratılmışlarına karşı güzelliklerini bahşetmekten kendisini hiçbir zaman alamaz.
2:2.6 (36.4) Tanrı ebedi ve sınırsız olarak kusursuzdur, kendi deneyimlerinde kişisel olarak kusurluluğun ne olduğunu bilemez, fakat Cennetin Yaratan Evlatları’nın evrimsel âlemleri içerisinde kusursuzluğa ulaşmak için çaba gösteren yaratılmışların hepsinin kusursuz olmayan deneyimlerinin bütününün bilincini paylaşır. Tanrı’nın kişisel ve özgürleştirici kusursuzluğunun etkisi ahlaki farkındalığın evrensel seviyesine yükselen tüm bu fani yaratılmışların kalplerini kapsamı içine alır ve onların doğalarını bütünlüğü içerisinde çevreler. Bu bağlamda, kutsal mevcudiyetin ilişki içerisindeki olanların vasıtasıyla birlikte Kâinatın Yaratıcısı tüm kâinatın her ahlaki varlığının evrimleşen gelişiminde onların olgunlaşmamışlıkla ve kusurlulukla geçen deneyimleme sürecinin içerisindedir.
2:2.7 (36.5) İnsana ait sınırlılıklar ve onlara atfedilebilecek olası kötülükler kutsal doğanın bir parçası değildir, fakat fani deneyimlemelerin kötülükle olan etkileşimi ve tüm insan ilişkileri, Tanrı’nın Cennet’ten çıkmış her Yaratan Evlat tarafından yaratılmış ve evrimleşmiş ahlak sorumluluğuna sahip yaratılanlar olarak zamanın evlatları içerisinde onun ezelden beri genişleyen kendisini gerçekleştirmesinin çok kesin bir parçasıdır.
2:3.1 (36.6) Tanrı’nın kendisi başlı başına doğruluktur; bu sebeple kendisi adaletin timsalidir. “Koruyucu her bir biçimde doğruluktur.” Koruyucu bu bağlamda “Ben şu ana kadar yaptığım hiçbir şeyi bir sebebe dayanmadan gerçekleştirmedim,” sözünü söyler. Kâinatın Yaratıcısı’nın adaleti onun yaratılmışlarının faaliyetleri veya davranışları tarafından etkilenmez, Koruyucu olan Tanrımız’a atfedilecek hiçbir kötülük ve adaletsizlik yoktur, O ne kimseden kendisine gösterilecek saygıya ne de onların hediyelerine muhtaçtır.”
2:3.2 (36.7) Tanrı’ya, onun değişmeyen kurallarına, arkasında derin bir zekâ bulunan doğa yasaların ve adil ruhani çalışanlarının işleyişinden kaynaklanan sonuçları değiştirmek için ona çocukça karşı gelmek ne kadar da gereksiz bir uğraştır! “Kendinizi kandırmayın; Tanrı aldanmaz, ve insan neyi ekerse onu biçer.” Aynı zamanda yanlış olan bir ekimin adalet içerisindeki biçimi bile ılımanlaştırıcı bir bağışlanmayla kendisini gösterir. Sınırsız olan bilgelik hangi durumda olursa olsun uygulanacak adalet ve bağışlanmanın oranını belirleyecek ebedi karar verici ve arabulucudur. Tanrı’nın hükümranlığına karşı gösterilecek kararlı kötülüğün ve kasıtlı isyanın karşılığında kaçınılmaz bir sonuç olan en yüksek derecedeki ceza hükümranlığın altında barınan bir bireysel öznenin mevcudiyetini hiç yaşanmamış gibi kaybetmesidir. Bilinçli olarak yapılan bir günahın nihai sonucu onun hiç oluşmamış gibi ortadan kaldırılmasıdır. Son kertede, böyle günah ile özleşen bireyler ahlak dışılıkla bütünleşerek tamamen gerçek-dışı haline gelerek kendilerini yok ederler. Fakat, böyle bir yaratılmışlığın bilgiye dayanan bu ortadan kayboluşu mevcut evrenin tamamen bağlı olduğu adaletin hüküm vereceği karara kadar ertelenir.
2:3.3 (37.1) Varlığın kesin bir biçimde sona ermesi genellikle âlemlerin veya âlemin çağsal veya yazgı dönemi yargısında karara varılır. Urantia gibi bir dünya üzerinde bu karar gezegensel bir yagı döneminin sonucunda ortaya çıkar. Varlığın mevcudiyetinin son buluşu gezegensel kuruldan Yaratan Evladı’nın mahkemeleri boyunca Zamanın Ataları’nın karar alıcı adli yapılarına uzanan yargı mahkemelerinin yardımcı faaliyetleri tarafından bu tür zamanlarda karara vardırılır. Yok oluşun emri, suç işleyen bireyin ikamet ettiği âlemde suçlama hakkında değiştirilemez yargıya varılmasının ardından aşkın evrenin daha yüksek seviyedeki mahkemeleri tarafından oluşturulur. Bunun sonucunda ortandan kaldırılmasına karar verilen varoluşun ceza kararı yüksek mahkemede onaylanınca, aşkın âlemin yönetim merkezinden ve orada ikamet ederek faaliyetlerde bulunan hâkimlerin doğrudan eylemleriyle bu yok oluş yerine getirilir.
2:3.4 (37.2) Bu karar kesin olarak onaylanınca, suçlanan kötülükle tanımlanan varlık anında sanki hiç yaşamamış gibi yok olur. Böyle bir kaderden tekrar diriliş söz konusu değildir; bu karar sonsuza kadar bağlayıcı ve ebedidir. Kimliğin yaşayan enerji yapıları kozmik potansiyele olan zamanın dönüşümü ve mekânın başkalaşımı tarafından onların ilk olarak ortaya çıktıkları yerden çözülmeye ve yok olmaya başlar. Kötülük sahibi olanın kişiliği hakkında, yaratılmışlığının ebedi yaşamı sağlayacağı tercihleri ve kararları alma konusundaki başarısızlığı tarafından devam etmesi beklenen yaşamından mahrum kalma durumu söz konusudur. Günah ile devam eden bütünleşme onun etkileşimde bulunduğu akıl tarafından kötülük ile bütüncül bir kişilik birleşimine ulaşmasınin ardından; hayatın sona ermesinin kozmik yok oluşunu deneyimleyen böyle bir soyutlanmış kişilik Yüce Varlık’ın evrimleşen deneyiminin bir parçası haline gelerek yaratılanın üst ruhu tarafından içine alınarak soğurulur. Bir daha hiçbir biçimde kişilik olarak tekrar açığa çıkmaz; onun kimliği sanki hiç oluşmamış gibi ortadan çekilir. Düzenleyici-ikamesine sahip bir kişiliğin böyle bir durumunda deneyimsel ruhaniyet, yaşamasını sürdüren Düzenleyici’nin gerçekliğin hayatına devam ettirmesini önemser ve bu olanağı ona sağlar.
2:3.5 (37.3) Gerçekliğin mevcut düzeyleri arasında herhangi bir evren mücadelesinde, daha yüksek seviyedeki kişilik daha alt düzey kişilikle olan yarışından zaferle ayrılacaktır. Evrenin bu tartışıla gelen engel olunamaz sonucu, herhangi bir irade sahibi yaratılmışın mevcudiyeti veya gerçekliğinin derecesine eşit nitelikli kutsallığın doğru olan bilgisinin doğasında bulunur. Kesinleşmiş bütünlükte bir hata, iradeyle işlenen bir günah ve mutlak bir ahlak dışı hareket olarak katışıksız kötülük doğası gereği ve kendiliğinden olarak intihar vakasıdır. Kozmik gerçek dışılığının bu tür davranışları, sadece evren içerisinde doğruluk yargısının âlem mahkemeleri işleyişi içerisinde adalet-sağlayıcı ve hakkaniyet-bulucu eylemlerini bekleyen kısa süreli bağışlayıcı-merhameti sayesinde barınabilir.
2:3.6 (37.4) Yaratan Evlatlar’ın yerel evrenlerdeki yönetimi ruhaniyetin ve yaratılmışın bir örneğidir. Bu Evlatlar fani yükselişin Cennet tasarılarının etkili uygulamalarına ve yanlış ve tarumar edici bir isyankârlıkla düşünenlerin geri kazanımlarına kendilerini adamışlardır, fakat onların tüm bu emekleri kesin ve sonsuza kadar reddedildiği zaman yok oluşun son kararı Zamanın Ataları’nın yetki alanı altında hareket eden kuvvetler tarafından uygulanır.
2:4.1 (38.1) Bağışlama, sınırlı yaratılmışların çevresel kusurlarından ve doğal zayıflılığının bir bütün olarak tanınmasından ve kusursuz bilgiden türeyen adalet temelli bir bilgeliktir. “Tanrımız merhamette, kutsal lütufta ve nezakette, ümit dolu sabırlı bekleyişte sınır tanımaz, ve kendisi bağışlayıcılıkta oldukça cömerttir.” Bu sebeple, “her kim en sonunda Koruyucu’nun yardımına ihtiyaç duyarsa, o kişi onun tarafından kollanacaktır,” “ve bunun için yardıma ihtiyaç duyan kişi fazlasıyla affedilecektir.” “Koruyucu’nun bağışlaması sonsuzluktan geldiği için onun etkisi de sonsuzdur”; bu sebeple kuşkusuzdur ki “onun bağışlaması ebediyete kadar dayanır.” “Ben sevgi-dolu iyi niyeti, adaleti ve doğruluğu dünya üzerinde uygulayan ve bunların içinde büyük memnuniyet duyan Koruyucu’yum.” “Ben kasıtlı olarak veya iradem dâhilinde insan evlatlarına ne zarar verebilirim ne de onlara ıstırap çektirebilirim,” bunların karşısında ben “bütüncül bir huzurun Tanrı’sı ve bağışlamanın Yaratıcısı’yım.”
2:4.2 (38.2) Tanrı özü gereği sıcak, doğası gereği merhamet sahibi, ve etkisi sonsuza kadar sürecek ölçüde bağışlayıcıdır. Buna ek olarak, Tanrı’nın sevgi-dolu sıcaklığını herhangi bir etkiyle harekete geçirmek gibi gereklilik hiçbir zaman söz konusu bile değildir, onun bu sevgi dolu doğası kesinlikle koşulsuzluk ve süreklilik arz eder. Yaratılanın ona olan ihtiyacı Yaratıcı’nın incelikli bağışlaması ve onun kurtarıcı lütfunun eksiksiz deviniminin varlığına sebep teşkil eder. Tanrı kendi çocukları ile ilgili her şeyi bilmesi sebebiyle onun için onları affetmek hiçbir zorluk yaratmaz. Tıpkı, insanın komşusunu daha iyi anladığında onu affetmesi ve hatta ona sevgi beslemesinin önü rahatlıkla açıldığı gibi Yaratan’ın kendi çocuklarını bilmesi için de aynı durum söz konusudur.
2:4.3 (38.3) Yalnızca sınırsız bilgeliğin algısı, hangi evren durumunda olursa olsun adil bir Tanrı’yı aynı zamanda hem adalete yardımcı olmak ve hem de bağışlamak için harekete geçirir. Cennetsel Yaratıcı kendi evren çocuklarına karşı birbiriyle çelişen davranışlarla bölünmez; Tanrı kişisel düşmanlıkların hiçbir zaman kurbanı olmaz. Tanrı’nın her şeyi biliyor oluşu, onun ebedi doğasının sınırsız niteliklerini ve kutsal özelliklerinin tümünün isteklerine eşit bir ölçüde anında ve kusursuzca cevap verecek bir evren faaliyetini tercih edecek bir biçimde onun özgür iradesini kusursuz bir biçimde yönlendirir.
2:4.4 (38.4) Bağışlama, sevginin ve iyiliğin doğal ve karşı konulamaz bir biçimde doğumudur. Sevgi dolu bir Yaratıcı’nın iyi olan doğası, onun evren çocuklarının herhangi bir biriminin herhangi bir üyesine bağışlamanın akıllıca yardımını göstermemeyi hiçbir olasılık dâhilinde kabul etmez. Ebedi adalet ve kutsal bağışlama insan deneyimlerinde birleşerek adiliyet adı verilen yapıyı oluştururlar.
2:4.5 (38.5) Kutsal bağışlama, kusurluluğun ve kusursuzluğun evren düzeyleri arasındaki adiliyetin düzenlemesinin bir araçsallığını yansıtır. Bağışlama, evrimleşen sınırlılığın durumlarına uyum sağlayan Yücelik’in adaleti ve ebediyetin doğruluğunun zamanın çocuklarının evrensel refahını ve en yüksek seviyedeki amaçlarını karşılamak için değişim geçirmesidir. Bağışlama adaletin içinde onun mevcudiyetine bir tezat oluşturmaz, fakat bunun yerine evrimleşen evrenlerin maddi yaratılmışlarına ve emir altında çalışan ruhani varlıklara adil bir biçimde uygulandığı biçimiyle yüksek yargının isteklerinin yorumlanmasının bir anlayışıdır. Bağışlama, Kâinatın Yaratıcısı ve onun tüm yardımcı Yaratanları’nın egemen özgür iradesi ve bilgiye sahip aklı tarafından belirlenmiş ve kutsal bilgelik tarafından tasarlanmış haliyle, zaman ve mekân yaratılmışlarının çok çeşitli akli yapılarını akıllıca ve sevgiyle ziyaret eden Cennetin Kutsal Üçlemesi’nin adaletidir.
2:5.1 (38.6) “Tanrı derin sevginin ta kendisidir”; bu sebeple onun evren olaylarına karşı kişisel tutumu her zaman kutsal sevgi ve şefkatin bir karşılığıdır. Yaratıcı kendi hayatını bizlere bahşedecek kadar bizleri çok sevmektedir. “Kötülüğün ve iyiliğin üstüne kendi güneşini doğurur, ve adil ve adil olmayanların üstüne yağmuru gönderen O’dur.
2:5.2 (39.1) Kendi Evlatları’nın fedakârlıkları yüzünden yâda onun emri altındaki yaratılmışların “Yaratıcı’nın sizi sevmesinden dolayı” sizin adına dua etmesi sebebiyle Tanrı’nın biz çocuklarına dair olan sevgisine dışsal yollardan çekilmesini düşünmek yanlışlık olur. Bunun yerine Tanrı kendi içinden gelen babalık sevgisi karşısında ihtişamlı Düzenleyicileri insan aklına ikamet etmesi için göndermiştir. Tanrı’nın sevgisi evrenseldir; “kim olursa olsun herkes bu sevgiye doğru yönelebilir.” Kendisi “tüm insanların bu gerçeğin bilgisine doğru yönelerek kurtulmasını arzu eder.” O “hiç kimsenin ortadan yok olmasını arzulamaz.”
2:5.3 (39.2) Yaratanlar, kutsal kanunların insanlar tarafından mantıksız bir biçimde uyulmamasından doğan zarar verici etkilerden onları koruyamaya ilk elden çabalamakla yükümlüdürler. Tanrı’nın sevgisi doğası gereği koruyucu ve kollayıcı olan bir baba şefkati gibidir; bu sebeple insan bazı zamanlar “bizim doğru yolu bulmamızdan doğan kazancımız için bizi ıslah etki biz de senin kutsallığından nasibini alanlardan olalım.” En şiddetli sıkıntılarınızda bile “tüm ıstırap ve acılarınızı onunda sizinle birlikte hissettiğini” unutmayın.
2:5.4 (39.3) Tanrı kutsal bir biçimde günahkârlara bile sıcak ve samimidir. Ona isyan edenler doğruluk yoluna döndüklerinde, “bizim Tanrı’mız bizleri fazlasıyla affedecektir” gerçeğini bağışlanmayla deneyimler. “Ben sizin kurallarımın dışına çıkmanızı bilerek kendim için görmezden gelen ve günahlarınızı hatırlamayacak olan Yaratıcı'yım.” “Yaratıcı’nın nasıl bir anlamda bir sevgiyi bizlere bahşettiğinin işte ayırdında ol ki bizim Tanrı’nın evlatları olarak anılmamız gerektiğini anlayabilesin.”
2:5.5 (39.4) Son kertede, onu sevmenin en yüce sebebi ve Tanrı’nın iyiliğinin en mükemmel kanıtı Tanrı’nın sizde ikamet eden hediyesi olan, siz onunla birlikte ebedi haline geldiğiniz saati oldukça sabırlı bir biçimde bekleyen Düzenleyici’dir. Her ne kadar siz Tanrı’yı fiziksel bir biçimde arayarak bulamasanız da, kendinizi bu ikamet eden ruhaniyetin öncülüğüne teslim ettiğiniz zaman; Kâinatın Yaratıcısı’nın Cennet kişiliğinin mevcudiyetinde en sonunda durmaya başlayacağınız vakte kadar âlemler ve çağlar boyunca kusursuz bir biçimde adım adım yaşamın her düzeyinde onun rehberliğinde ilerleyeceksiniz.
2:5.6 (39.5) Kısıtlı olan insan doğası sebebiyle ve sizin maddi yaratılmışlığınızdan gelen kusurların onu görmenizi imkânsız hale getirmesinin sizin Tanrı’ya ibadet edemeyeceğiniz gibi bir sonuca varması ne kadar kabul edilemez bir mantıksal yargıdır. Sizinle Tanrı arasında katetmek için fiziksel boşluktan kaynaklanan korkunç bir uzaklık bulunmaktadır. Aynı zamanda buna benzer olarak birbirine bağlanması için aranızda büyük bir ruhani farklılaşmadan kaynaklanan boşluk bulunur, fakat sizi Tanrı’nın Cenneti kişiliğinin mevcudiyetinden fiziksel ve ruhani olarak ayıran bu farklılaşma karşısında durun ve Tanrı’nın sizin içinizde yaşadığınız kutsal bilgisini düşünün. Tanrı kendisine ait olan biçimlerde çoktan bu farklılaşmalardan doğan boşluğu doldurur ve sizi kendisine bağlar. O, kendi mevcudiyetinden bir parça olan kendi ruhunu, sizinle birlikte yaşaması ve zahmetlere sizlerle birlikte göğüs germek için göndermiştir.
2:5.7 (39.6) Ben, onun düşük düzeydeki yaratılmışlarının yüceltici yardımına oldukça sevgi dolu bir biçimde adanmış ve aynı zamanda bu kadar mükemmel olan birine ibadet etmeyi çok kolay ve çok memnuniyet verici olarak buluyorum. Ben, yaratmada ve bu sebeple düzenlemede bu derece güçlü olan birini, ve aynı zamanda hiç durmadan bizi kapsamına alan sevgi-dolu sıcaklıkta bu kadar iyi ve inanç dolu olan oldukça kusursuz birini doğal olarak çok seviyorum. Düşündüğümde şayet o bu kadar mükemmel ve güçlü olmasaydı fakat böyle iyi ve bağışlayıcı olsa bile Tanrı’yı yine bu kadar severdim. Hepimiz Yaratıcı’yı, onun harikulade güçsel özelliklerinin farkına varmamızdan daha çok onun doğasının büyüleyici güzelliği sebebiyle ona sevgiyle bağlıyız.
2:5.8 (39.7) Mekânın evrenlerinin evriminin doğasında olan çeşitli birçok zorluklarla cesurca başa çıkmak için uğraş veren Yaratan Evlatlar ve onların emri altında olan yöneticileri gözlemlediğimde bu âlemlerin yardımcı yönetenlerini büyük ve derin bir sevgiyle karşıladığımı keşfettim. Tüm bunların sonucunda, tüm âlemlerin faniler dâhil hepimiz Kâinatın Yaratıcısı’nı ve kutsal olan veya insani bir hüviyette olan tüm diğer varlıkları çok seviyoruz, çünkü biz bu kişiliklerin bizleri çok sevdiklerini algılıyoruz. Böyle bir sevginin bu deneyimi sevilmenin doğrudan bir karşılığıyla oldukça iniltilidir. Eğer Tanrı mutlak, nihai ve yüce olan tüm özelliklerinden mahrum olsaydı bile Tanrı’nın beni çok sevdiğini bildiğim için onu çok yüce bir biçimde sevmeye devam ederdim.
2:5.9 (40.1) Yaratıcı’nın sevgisi bizi şu an ve ebedi çağların bitip tükenmek bilmeyen döngüsü boyunca takip etmeye devam eder. Tanrı’nın sevgi dolu doğasını derin bir biçimde düşündüğünüzde sadece tek bir mantıklı ve doğal kişilik karşılığı olduğunu göreceksiniz. Bu ise sizin artan bir biçimde sizi Yaratan’ı çok seveceğiniz; bir çocuğun dünyevi ebeveynine karşı gösterdiği karşılaştırılabilir bir sevgiyi ve bağlılığı Tanrı’ya karşı açığa çıkaracağınız; ve gerçek, doğru ve olması gerektiği gibi bir babanın çocuklarını sevmesi gibi Kainatın Yaratıcısı’nın sevmesi ve sonsuza kadar kendi yarattığı oğulların ve çocukların refahını arzulaması gerçeğidir.
2:5.10 (40.2) Fakat Tanrı’nın sevgisi uzak görüşlü ve mantıksal bir ebeveyn sevgisidir. Kutsal Yaratıcı’nın kusursuz doğasının tüm diğer sınırsız nitelikleri ve kutsal bilgeliğiyle birlikte bütünsel olarak faaliyet gösterir. Tanrı başlı başına bir sevgidir, fakat sevgi tek başına Tanrı değildir. Kutsal sevginin fani varlıklar için en büyük dışavurumu Düşünce Denetleyicileri’nin bahşedilişinde gözlemlenir, fakat Yaratıcı’nın sevgisinin sizin için bahşedilmiş en muhteşem açığa çıkarılışı dünya üzerinde en nihai ruhani hayatı yaşamış olan Mikâil Evladı’nın armağan edilmiş yaşamında görülür. Tanrı’nın sevgisini her insan ruhu için kişiselleştiren içsel olarak barınan Düzenleyici’dir.
2:5.11 (40.3) Bir insan kelimesinin sembolik dışavurumu olan sevginin kullanımı vasıtasıyla cennetsel Yaratıcı’nın kendi kâinat çocukları için beslediği kutsal şefkati tasvir etmeye çalışmak konusunda hissettiğim zorluk karşısında bazen neredeyse acı hissettim. Bu kavram her ne kadar saygının ve bağlılığın fani ilişkileri içinde insanın en yüce kavramsallaşmasını tam olarak karşılasa da; bu kavram aynı zamanda sıklıkla, tamamiyle soylu olmayan ve bütünüyle uygunsuz herhangi bir kelimeyle de bilinebilecek olan insan ilişkilerinin birçoğuna atıfla ve yaşayan Tanrı’nın kendi kainatın yaratılmışları için karşılaştırılamaz şefkatinin tanımlayıcısı olarak da kullanılmaktadır! Ne kadar talihsizdir ki, Cennet Yaratıcısı’nın kutsal sevgisinin harikulade güzel önemini ve gerçek doğasını insan aklında yer edecek bir biçimde yüce ve tamamiyle sıra dışı başka bir kavramı kullanamıyorum.
2:5.12 (40.4) İnsan bir kişisel Tanrı’nın sevgisini gözden kaçırırsa ona Tanrı’nın hükümranlığı sadece iyiliğin hükümranlığı gibi görünmeye başlar. Kutsal doğanın sınırsız bütünlüğünün yanı sıra Tanrı’nın kendi yaratılmışlarıyla ilgili kişisel ilişkilerinin baskın karakteri yine sevgidir.
2:6.1 (40.5) Fiziksel âlemde biz kutsal güzelliği görebilir, akli dünyada ebedi gerçeği anlayabiliriz, fakat Tanrı’nın iyiliği sadece bireyin dinsel deneyimlerin ruhani dünyasında bulunabilir. Gerçek özünde din Tanrı’nın iyiliğine olan bir inanç-güvenidir. Tanrı mükemmel ve mutlak, felsefi olarak akıl sahibi ve kişisel olabilir, fakat dinsel olarak Tanrı’nın ahlaki olması ve bunun sonucunda iyi olması gerekir. Tanrı’nın iyiliği Tanrı kişiliğinin bir parçası olup, onun bir bütün olarak kendini gerçekleştirmesi sadece Tanrı’nın inanç sahibi evlatlarının bireysel olan dini deneyimlerinde açığa çıkar.
2:6.2 (40.6) Din, ruhani doğanın üstün dünyasının insan dünyasının temel gereksinimlerinin farkındalığı ve ona karşı gösterilen bir cevap niteliğindedir. Evrimsel din etik hale gelebilir, fakat sadece açığa çıkarılan din (vahiy edilen din) gerçek ve ruhani olarak ahlaki olabilir. Tanrı’nın geçmiş zamanlardaki kavramsallaşması hakimane bir ahlak anlayışı tarafından baskın bir konumda olan bir İlahiyat’tı. Bu buyurucu ahlak anlayışı İsa tarafından daha ince ve düşünceli ton ile, fani deneyimlerde daha sevecen ve güzel başka bir ilişkide bulunamayacak ebeveyn-çocuk ilişkisi içerisinde sıcak aile ahlakının sevgi dolu etkileyici seviyesine getirildi.
2:6.3 (41.1) “Tanrı’nın iyiliğinin zenginliği kusurlu insanı pişmanlığa kavuşturur.” “Her iyi bağış ve her kusursuz hediye aydınlanmanın Yaratıcı’sı tarafından gelir.” “Koruyucu Tanrı bağışlayıcı ve merhamet sahibidir. O gerçeklikte ve iyilikte fazlasıyla sabırlı ve cömerttir.” “Tanrı’nın iyiliğin kendisi olduğunu deneyimle ve gör! Kutsanan ona inanan insandır.” “Koruyucu inayetli ve tamamen merhamet sahibidir. O kötülüklerden arınmanın Tanrı’sıdır.” “O kırık kalbi iyileştirir, ve ruhun yaralarını sarar. O insanın tüm-kuvvetinin kökeni ve sahibidir.”
2:6.4 (41.2) Tanrı’nın bir buyurgan olarak kavramsallaşması her ne kadar yüksek ahlaki seviyeyi ileri bir noktaya taşıdıysa ve insanları yasalara saygılı bir zümre haline getirdiyse de, onları inançlı bireyler olarak zamanın ve ebediyetin içerisinde kendi düzeyi hakkında güven bunalımına sokan üzüntülü bir konumda bıraktı. Daha sonra gelen Musevi peygamberler Tanrı’yı İsrail’in bir yaratanı olarak ilan ettiler, fakat bunun karşısında İsa Tanrı’yı her insanoğlunun bir Yaratıcı’sı olarak açığa çıkardı. Tanrı’nın bütüncül ahlaki kavramsallaşması aşkın bir biçimde İsa’nın yaşamı tarafından aydınlatılmıştır. Ebeveyn sevgisinin doğasında kendini unutma başta gelir. Tanrı bir baba gibi sevmez, bir baba olarak çok sever. O her evren kişiliğinin Cennet Yaratıcısı’dır.
2:6.5 (41.3) Doğruluk, evrenin ahlaki yasasının Tanrı olduğunu atfeder. Gerçeklik Tanrı’yı bir gerçekleri açığa çıkaran ve bir öğretmen olarak gösterir. Fakat şefkatini gösterirken onu tekrar geri almayı fazlasıyla arzular, ebeveyn ile çocuk arasındaki kenetlenmeyi anlamanın peşine düşer. Doğruluk kutsal bir düşünce olabilir, fakat sevgi bir babada gözlenen özelliktir. İlahiyat’ın doğasında varsayıldığı gibi bir bütünlüğün olmadığından ve bundan dolayı doğrudan İsa’nın kefaret çekmesi savının yorumlanmasına dayandırmaktan hareketle, Tanrı’nın doğruculuğunun cennetsel Yaratıcı’nın içinde kendini unuttuğu sevgisiyle bağdaştırılamayacağını farz etmeye dayanan hatalı varsayımlar Tanrı’nın özgür istençli oluşunun ve birlikteliğinin ikisininde üzerine yapılan felsefi birer saldırıdır.
2:6.6 (41.4) Ruhaniyeti dünya üzerindeki çocuklarında ikame eden sevgi dolu cennetsel Yaratıcı ne adalet ve bağışlamadan oluşan bölünmüş bir kişiliktir, ne de Tanrı’nın görüşleri ve bağışlayışı arasında dengeyi sağlamak için bir arabulucuya ihtiyaç duyar. Kutsal doğruluk sıkı sıkıya tertip edilmiş dağıtımsal bir adalet anlayışı tarafından baskın değildir; Tanrı adaletini gösterirken bir yaratıcı bünyesinden bir hâkim olan Tanrı’ya doğru aşkınlaşır.
2:6.7 (41.5) Tanrı hiçbir zaman ne kin doludur, ne öç alıcıdır veya ne de nefret dolu bir düşmanlık besler. Şu gerçektir ki, adaletin şartları bağışlama durumunun reddedilmesini gerektiriyorsa onun erdemi sık sık onun gösterdiği sevgiyi kısıtlar. Doğruluğun bir parçası olarak onun sevgisi, kötülük karşısında yaratılmış eş değer nefretin bir uzantısı olarak algılanışının yıkılmasına başlı başına yararlı olmaz. Yaratıcı tutarsız bir kişilik değildir; kutsal birliktelik tamamiyle kusursuzdur. Cennetin Kutsal Üçlemesi’nde Tanrı’nın yardımcılarının ebedi kimliklerine rağmen mutlak bir bütünlük vardır.
2:6.8 (41.6) ‘Tanrı günahkârı bile sever, fakat o sadece günahtan nefret eder’ söylemi felsefi olarak doğru bir söylemdir; fakat Tanrı aşkın bir kişiliktir ve sadece kişiler diğer kişileri sever veya ondan nefret ederler. Kötülük bir kişilik değildir. Tanrı kötülük yapanı sever, çünkü kötülük işleyen bile potansiyel olarak ebedi olabilecek bir kişilik gerçekliğidir. Tanrı kişisel bir tavırla kötülüğe karşı bir duruş almamasının altında günahın ruhani bir gerçekliğe sahip bir kişilik olmamasının sebebi yatar. Bu sebeple, Tanrı sadece adaleti vasıtasıyla onun varlığıyla yüzleşir. Tanrı’nın sevgisi kötülük sahibini kurtarırken Tanrı’nın kanunları onun günahlarını yok eder. Kutsal doğanın böyle bir niteliği, eğer kötülük sahibinin kendisini sonunda kesin bir teslimiyetle günahla özdeşleştirmesi durumunda tamamen değişikliğe uğrar. Böyle bir teslimiyet, bireyden beklenen, onun fani aklının barınan ruhani Düzenleyicisi ile bütüncül bir birleşimi arzusuyla tıpatıp benzerlik gösterir, fakat önceki durum sonraki durumun tamamen zıt yönündedir. Böyle bir kötülükle özdeşleşen fani gittikçe tamamen doğasının özünde ruhundan mahrum kalarak kişisel olarak gerçek dışı olur, ve varlığın nihai yok oluşunu deneyimlemek zorunda kalır. Gerçek dışılık, yaratılmışın doğasının tamamlanmamışlığında bile, genişleyen ruhani evrende ve ilerleyen bir gerçeklikte sonsuza kadar varlığını koruyamaz.
2:6.9 (42.1) Kişiliğin doğası karşısında, Tanrı seven bir insan olarak keşfedilir; ruhani dünya önünde O bireysel bir sevgidir; ve dinsel deneyimde O bu iki durumun her ikisidir. Sevgi Tanrı’nın iradesinden doğan istencini açığa çıkarır. Tanrı’nın iyiliği; sevgiye olan evrensel yönelimin kutsal özgür istenci temelinde bulunur, merhamet gösterir, sabrını dışa vurur ve affetmeyi sağlar.
2:7.1 (42.2) Tüm sınırlı bilginin ve yaratılmışların anlayışı görecelidir. En yüksek kaynaklardan derlenen bilgi ve akıl bile göreceli olarak kesin, yerel olarak doğru ve kişisel olarak gerçektir.
2:7.2 (42.3) Fiziksel gerçekler adilane bir biçimde tek tiptir, fakat doğru olarak atfedilen değerler evrenin barındırdığı felsefesinde yaşayan ve esnek bir değişkendir. Evrimleşen kişilikler kendi iletişimlerinde sadece belirli bir ölçüde mantıklı ve göreceli olarak doğru olabilirler. Onların kişisel deneyimleri ancak sürmeye devam ettikçe onlar herhangi bir şeyden emin olabilirler. Çünkü tamamen bir yerde doğru olarak görünen bir şey yaratılmışın diğer bölümünde ancak göreceli olarak doğru olabilir.
2:7.3 (42.4) Kesin olan kutsal gerçek sabit ve evrenseldir, fakat yaşam alanlarından gelen sağanak şeklince gelen birçok birey tarafından anlatıldığı şekliyle bu doğruların altında yatan oluşum biçimleri ruhanidir. Bu hikâyelerin detayları zaman zaman bilginin tamamlanmışlığından kaynaklanan görecelik sebebiyle ve bireysel deneyimin doygunluk düzeyi, uzunluğu ve bu deneyimin ölçeği ölçüsünde değişkenlik gösterebilir. İlk Muhteşem Kaynak ve Merkez’in yasaları ve kuralları, düşünceleri ve davranışları ebedi, sınırsız ve evrensel olarak doğrudur; ve aynı zamanda onların her evrene, sisteme, dünyaya ve yaratılmış akla uygulanması ve onun için düzenlenmesi Yaratan Evlatlar’ın kendi idareleri altında oldukları evrenlerde ve tüm diğer katılımsal gökyüzü kişiliklerinin ve Sınırsız Ruhaniyet’in yerel tasarıları ve işleyişleriyle uyum içinde faaliyet gösterirlerken uyguladıkları yöntemler ve tasarılarıyla iniltilidir.
2:7.4 (42.5) Maddiyatçılığın yanlış yapılan bilimi fani insanı evrende dışlanmış hale getirmek için cezalandırır. Böyle kısmi bilgi taşıdığı potansiyel olarak kötüdür; böyle bir bilgi iyi ve kötü olan unsurlardan meydana gelmiştir. Doğru güzeldir, çünkü onun yargısı hem tamamlanmış hem de düzgün bir biçimde simetrik olarak örülmüş görülür. İnsan doğruluğu bulmak için yola çıktığında aslında o kutsal bir biçimde gerçek olanı amaçlar.
2:7.5 (42.6) Filozoflar kendileri için en büyük hataya soyutlamanın yanılgısı, gerçeğin sadece bir parçasına odaklanma yöntemi ve bunun sonucunda yalıtılmış bu parçayı bütüncül bir gerçek gibi sunması tarafından yanlış yönlendirilerek düşerler. Akıl sahibi bir filozof evrensel olgular bütününün arkasında ve mevcudiyet-öncesinde yaratıcı bir tasarıyı arar. Yaratan düşüncesi her koşulda değişecek bir biçimde yaratıcı eylemin varlığına ihtiyaç duyar ve onu takip eder.
2:7.6 (42.7) Akli birey-bilinci doğrunun güzelliğini, onun ruhani niteliğini, sadece onun kavramsallaşmasının felsefi tutarlılığıyla değil fakat daha kesin ve emin bir biçimde ezeli Doğruluğun Ruhaniyeti’nin yanılmaz karşılığı tarafından keşfedilebilir. Mutluluk doğruluğun tanınmasının ardından ortaya çıkar, çünkü bu doğrular davranışlarla ortaya konulup, onlar yaşamın içerisinde deneyimlenebilir. Hayal kırıklığı ve ıstıraplar yanlışa hizmet eder, çünkü bir gerçeklik olmadığından deneyimlerle gerçekleştirilemezler. Kutsal gerçek en iyi bir biçimde onun ruhani farklılığıyla bilinir.
2:7.7 (42.8) Ebediyeti arayış bütünleşmek ve kutsal birliktelik içindir. Cennet Adası içinde uçsuz bucaksız fiziksel kâinat; Birleştirici Bünye olan Tanrı’nın aklında mantıksal âlem, Ebedi Evlat’ın kişiliğinde ruhani evren bütünleşir. Bunun karşısında, Kâinatın Yaratıcısı’nın ve içimizde ikamet eden Düşünce Düzenleyicileri’nin arasındaki doğrudan ilişkiyle, Yaratıcı olan Tanrı’nın mevcudiyetinde zaman ve mekânın soyutlanmış fanileri bütünleşir. İnsanın Düzenleyicisi Tanrı’nın bir nüvesidir ve bitip tükenmeyen bir biçimde kutsal birlikteliğin peşindedir; İlk Kaynak ve Merkez’in Cennet İlahiyatı’yla ve onun içinde bütünlüğe ulaşır.
2:7.8 (43.1) Yüce güzelliğin algısı gerçekliğin bir araya gelmesi ve bunun keşfidir: ebedi doğrulukta kutsal iyiliğin algısının tamda kendisi nihai güzelliktir. İnsan sanatının büyüsü bile onun birlikteliği ve uyumunda oluşur.
2:7.9 (43.2) Musevi dininin en büyük hatası Tanrı’nın iyiliğini bilimin bilgiye dayanan doğrularına ve sanatın çekici güzelliğine iniltilendirme hususundaki eksikliğinden kaynaklanan başarısızlığıydı. Medeniyetler geliştikçe ve din Tanrı’nın iyiliğini doğruluğun reddi ve güzelliğin görmezden gelinmesi olarak haddinden fazla bir biçimde aynı mantıksızlıkla vurgulamayı amaçlamaya devam ettikçe, yapay bir biçimde ayrıştırılmış iyiliğin ilişkisini kaybetmiş soyut kavramsallaşmasından belirli tip insanların yollarını ayırmaları biçiminde artan bir yönelim gelişti. Aşırı bir biçimde tekrarlanan ve soyutlanan çağdaş dinin birçok yirminci yüzyıl insanının sadakatini ve bağlılığını tutamayan ahlakı; onun ahlaki emirlerinin yanı sıra bilimin, felsefenin, ve ruhani deneyimin doğrularına ve buna ek olarak fiziksel yaratılmışın güzelliklerine, akıl dolu sanatın büyüsüne ve benzersiz karakter erişiminin yaratacağı ihtişam karşısında düşünce önemini verirse kendisini tedavi edebilecektir.
2:7.10 (43.3) Bu çağın dinsel zorluk; kutsal iyiliğin, evrensel güzelliğin ve kozmik doğruluğun pürüzsüz bir biçimde iç içe geçmiş ve genişlemiş çağdaş kavramsallaşması içerisinde, yeni ve çekici gelecek yaşayan felsefeyi yaratmayı arzulayan ruhani donanıma sahip ileri görüşlü ve ileriye-bakmayı isteyen kadın ve erkekler içindir. Böyle bir ahlakın yeni ve doğru bakış açısı insan ruhunda en iyi şeyi bulmadaki zorluğu ve insan aklında güzele dair her şeyi beraberinde kendisine çekecektir. Doğruluk, güzellik, ve iyilik kutsal gerçeklikler olup, insan ruhani yaşam ölçeğine yükseldikçe Ebediyet’in bu yüce nitelikleri sevgi olan Tanrı’nın bünyesinde giderek bütünleşir ve düzenlenir.
2:7.11 (43.4) Maddi, felsefi veya ruhani tüm doğrular hem güzel hem de iyidir. Maddi sanat veya ruhani eşlenikten oluşan tüm gerçek güzellik hem doğru hem de iyidir. Bireysel ahlak, sosyal hakkaniyet veya kutsal hizmetten hangisi olursa olsun tüm benzersiz iyilikler eşit bir biçimde doğru ve güzeldir. Sağlık, akıl sağlığı ve mutluluk doğruluğun, güzelliğin ve iyiliğin insan deneyimlerinde birleşmiş halinin bütünlüğüdür. Bu türden bir etkili yaşam enerji, düşünce ve ruhani sistemlerin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır.
2:7.12 (43.5) Doğru bütüncül, güzellik çekici, iyilik düzen sağlayıcıdır. Ve insan deneyimlerinde gerçek olan doğrunun bu değerleri eş güdümlü hale gelince sonuç; sevginin yüksek bir düzeyinin bilgelikle belirlenişi ve sadakatle nitelikli hale gelmesidir. Tüm kâinat eğitiminin esas amacı dünyaların soyutlanmış evladının daha iyi uyumlu hale gelmesine etkide bulunmak ve bunu onun genişleyen deneyimiyle birlikte daha büyük gerçekliklere yaymaktır. Gerçeklik insan seviyesinde sınırlıdır, daha yüksek ve kutsal seviyelerde ise sınırsız ve ebedidir.
2:7.13 (43.6) [Uversa üzerinde Zamanın Ataları’nın yönetimi altında hareket eden bir Kutsal Danışman tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
3. Makale
3:0.1 (44.1) TANRI’nın mevcudiyeti her yerdedir; Kâinatın Yaratıcısı ebediyetin döngüsünü yönetir. Fakat bu yönetim yerel evrenlerdeki onun Cennetsel Yaratan Evlatları’nın bireylerinde gerçekleşir, hatta onun yaşamı bahşedişi bu Evlatlar kanalıyla ortaya çıkar. “Tanrı bize ebedi hayatı sunar, ve bu yaşam onun Evlatları’nın bünyesindedir.” Tanrı’nın bu yaratan Evlatları mekânın evrimleşen âlemlerinin içinde hareket eden gezegenlerin çocukları ve zamanın bölümlerindeki kendi bireysel dışavurumudur.
3:0.2 (44.2) Tanrı’nın yüksek bir biçiminde kişilikleştirilmiş Evlatları yaratılan aklın düşük seviyeleri tarafından açık biçimde algılanabilir, ve böylece bu Evlatlar Yaratıcı’nın daha zor algılanabilen doğasını bir ölçüde sınırsızlığın görünmezliğinden kurtararak onu algılanabilir kılar ve bu zorluğu nispeten telafi etmiş olur. Kâinatın Yaratıcısı’nın Cennetsel Yaratan Evlatları görünmez varlığın bir diğer açığa çıkarılışıdır, bu görünmezlik Cennet İlahiyatları’nın kişiliklerinde ve ebediyetinin döngüsünün özünde olan sınırsızlıktan ve mutlaklıktan kaynaklanır.
3:0.3 (44.3) Yaratıcılık hemen hemen hiçbir biçimde Tanrı’nın bir özelliği olarak addedilemez, çünkü daha yüksek bir biçimde yaratıcılık onun faaliyet içerisinde bulunan doğasının bütünlüğünden açığa çıkan bir kavramsallaşmadır. Ve bu yaratıcılığın evrensel işleyişi, İlk Kaynak ve Merkez’in kutsal ve sınırsız gerçekliğinin yardımcı özelliklerinin tümü tarafından belirlenmesi ve düzenlenmesi olarak ebedi bir biçimde dışa vurulmuştur. Biz açık gönüllülükle, kutsal doğanın herhangi bir niteliğinin diğerlerine öncül teşkil edecek şekilde onları belirleyici bir niteliği teşkil edip edemeyeceği hakkındaki yargılar üzerinde kuşku duymaktayız, fakat böyle bir durum gerçekten oluşmuş olsa bile İlahiyat’ın yaratıcı doğasının kendisinin tüm diğer doğaların, faaliyetlerin ve özelliklerin üzerinde öncelikli bir konumu almış olabileceğini düşünmekteyiz. Buna ek olarak, İlahiyat’ın yaratıcılığı Tanrı’nın Yaratıcılığı’nın evrensel gerçekliğinde en doruk noktasına ulaştığına inanmaktayız.
3:1.1 (44.4) Kâinatın Yaratıcı’nın her yerde mevcut oluşunun yetisi öte yandan onun her yerde eş zamanlı bulunuşu niteliğini oluşturur. Tanrı kendi başına iki yerde birden bulunabilir, ve aynı zamanda sayılamayacak kadar yerde de onun varlığı mevcuttur. Tanrı, kutsal kitabın bir kaside Yazarı’nın “Senin ruhaniyetinden başka nereye gidebilirim? veya senin mevcudiyetinden nereye kaçabilirim?” biçiminde haykırdığı gibi kendisi eş zamanlı olarak “hem yukarıdaki cennette ve hem de aşağıdaki dünyada” mevcuttur.
3:1.2 (44.5) Koruyucu “Ben sizin hemen ulaşacağınız bir yakınlıkta fakat aynı zamanda sizden uzaktayım” der. “Cenneti ve dünyayı dolduran ben değil miyim?” Kâinatın Yaratıcısı onun uçsuz bucaksız yaratılmışlarının kalplerinin bütününde ve her parçasında her zaman mevcuttur. O “kendi bütünlüğünün her şeyi içiyle bir tamamladığı” ve “her şeyin içinde faaliyet gösteren”dir, ve buna ek olarak onun kişiliğinin kavramsallığı öyle bir büyüklüktür ki o “cennete (evren) ve cennetlerin tümü (kâinatın âlemlerinin tümü) sığamaz.” Tanrı’nın her şeyde ve daha fazlası olarak her şey olduğu kelimenin tam anlamıyla doğrudur. Fakat bu yargıların hepsi bile Tanrı’nın bütünü değildir. Sınırsızlık sadece sınırsızlığın içerisinde kesin olarak açıklığa kavuşturulabilir; onun nedenselliği onun sonuçlarının bir irdelenişi olarak algılanamaz; yaşayan Tanrı, onun koşulsuz özgür iradesinin yaratıcı faaliyetlerinin bir sonucu olarak varlığa kavuşan tüm yaratılmışlarından ölçülemeyecek bir biçimde daha büyüktür. Tanrı Kâinat boyunca açığa çıkarılmıştır, fakat Kâinat Tanrı’nın sınırsızlığını ve bütünselliğini hiçbir zaman ne taşıyabilir ne de onu tamamen kapsayabilir.
3:1.3 (45.1) Yaratıcı’nın mevcudiyeti durmaksızın asli evreni göz altında bulundurur. “Onun etki alanı cennetin bitiminden başlar, ve onun döngüsü cennetin sınırlarını çevreler; bu sebeple onun aydınlığı altında saklı hiçbir şey yoktur.”
3:1.4 (45.2) Yaratılan sadece Tanrı içerisinde var olmaz, aynı zamanda Tanrı yaratılanın içinde mevcuttur. “Biz onun içinde ikamet ettiğimizi biliyoruz; çünkü o bize kendi ruhunu verdiği için o içimizde yaşıyor. Cennet Yaratıcısı’nın bu hediyesi insanın ayrılamaz can yoldaşıdır.” “O ezeli ve her şeye nüfuz eden Tanrı’dır.” “Sonsuza kadar hüküm sürecek olan Yaratıcı ger fani çocuğunun aklında saklıdır.” “Evladının bu can dostu kendinin kalbinde yaşarken insan bir arkadaş bulmanın peşine düşer.” “Gerçek Tanrı hiçbir zaman erişilemez bir uzaklıkta değildir; o bizim bir parçamız olup; onun ruhaniyeti bizim içimizden bize seslenir.” “Yaratıcı evladının içinde yaşar. Tanrı her zaman bizimledir. O ebedi kaderin yol gösterici ruhaniyetidir.”
3:1.5 (45.3) İnsan ırkı bağlamında ve onun adına “Siz Tanrı’nınsınız”, çünkü “sevgi içinde ikamet eden Tanrı’nın içinde barınır, ve Tanrı onun içindedir” sözü söylenmiştir. Herhangi bir yanlışınızda bile Tanrı’nın içinizde barınan hediyesine zarar verirsiniz, çünkü Düşünce Düzenleyicisi insan aklı içerisindeki kötü düşüncenin sonuçlerıyla başa çıkmak zorunda kalır.
3:1.6 (45.4) Tanrı’nın her yerde eş zamanlı olarak bulunuşu onun sınırsız doğasının gerçekte bir parçasıdır; mekân İlahiyat’a herhangi bir sınır getiremez. Tanrı herhangi bir sınırlama olmayan kusursuzluğunda sadece Cennet üzerinde ve merkezi evrende algılanabilir. Kendisi bu sebeple Havona’yı çevreleyen yaratılmışlarda gözle görülebilen bir biçimde mevcut değildir, çünkü Tanrı egemenliğin tanınmasında, yardımcı yaratanların kutsal imtiyazlarında ve zaman ve mekân âlemlerinin yöneticilerinde kendi doğrudan ve mevcut varlığının erişimini kısıtlamıştır. Böylece kutsallığın mevcudiyetinin kavramsallaşması Cennet Adası’nın, Sınırsız Ruhaniyet’in ve Ebedi Evlat’ın döngüsel varoluşunu içine alan daha büyük ölçekte çeşitli şekilde ve biçimde dışavurumların oluşmasına zemin hazırlayacaktır. Kâinatın Yaratıcısı’nın mevcudiyeti ile onun ebedi yardımcılarının ve kurumlarının faaliyetlerini birbirinden ayırmak ne her zaman mümkündür değildir, çünkü bu yapıların hepsi onun değişmez niyetinin sınırsız koşullarının tümünü kusursuz bir biçimde yerine getirir. Fakat bu durum onun kişilik döngüsü ve Düzenleyiciler için söz konusu değildir; bu özel alanda Tanrı benzersiz, doğrudan ve ayrıcalıklı bir biçimde hareket eder.
3:1.7 (45.5) Kainatsal Düzenleyici Cennet Adasının yer çekim döngülerinde, evrenin tüm bölümlerinde her anda ve aynı düzeyde mevcuttur. Bu mevcudiyetin fiziksel gerekliliklerine karşılık olarak ağırlık ölçüsünde ve tüm yaratılmışların özünden gelen doğasından dolayı her şey ona bağlı olup her şey onun bünyesinde bütünleşir. Bu durum tıpkı İlk Kaynak ve Merkez’in ebedi geleceğin içindeki yaratılmamış âlemlerin muhafaza edildiği Koşulsuz Mutlaklık’ın varlığında potansiyel olarak mevcut oluşu gibidir. Tanrı bu sebeple geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanın fiziksel evrenlerinin tümüne olası bir biçimde nüfuz eder. Maddi yaratılmış olarak sözde anılanların bütünlüğünün ezeli oluşumudur. Bu tür ruhani olmayan İlahiyat’ın potansiyeli, fiziksel varlıklar seviyesince onun ayrıcalıklı kurumlarının içerisinde bulunanların birkaçının açıklanamayacak müdahalesi sonucunda, evren faaliyeti düzeyinde her yerde olacak bir biçimde mevcudiyet kazanır.
3:1.8 (45.6) Tanrı’nın akli varlığı Sınırsız Ruhaniyet olan Bütünleştirici Bünye’nin mutlak aklıyla eş güdümlüdür, fakat sınırlı yaratılmışlar için Cennetsel Yüce Ruhaniyetleri’nin Kâinat akıllarının her yerde faaliyetlerini göstermesinde bu durum daha iyi bir biçimde algılanabilir. İlk Kaynak ve Merkez’in Bütünleştirici Bünye’nin akli döngüsünde olası bir biçimde mevcut oluşu gibi kendisi Kâinatsal Mutlak’ın gerilimsel çekiminde potansiyel olarak mevcuttur. Fakat insan düzeninin aklı, evrimleşen evrenlerin Kutsal Hizmetkârlar’ı olan Bütünleştirici Bünye’nin Kızları’nın bir bahşedişidir.
3:1.9 (46.1) Kâinatın Yaratıcısı’nın her yerde mevcut olan ruhaniyeti, İlahi Mutlaklık’ın sonsuza kadar sürecek olan kutsal potansiyeli ve Ebedi Evlat’ın evrensel ruhani varlığının faaliyetiyle eş güdüm halindedir. Fakat ne Ebedi Evlat’ın ne Cennet Evlatları’nın ruhani etkinlikleri, ne de Sınırsız Ruhaniyet’in akıl bahşedilmişliği, ona ait olan yaratılmış çocuklarının kalplerinde Tanrı nüvesi olarak ikame eden Düşünce Denetleyiciler’in doğrudan hareketlerini dışlamaz.
3:1.10 (46.2) Tanrı’nın bir gezegende, sistemde, takımyıldızda veya bir evrende mevcudiyeti hususunda, onun böyle bir varlığının herhangi yaratılan bir birimde karşılık gelen düzeyi Yüce Varlığın evrimleşen mevcudiyetinin seviyesinin bir ölçümüdür. Bu değer, Tanrı’nın bütünüyle tanınması ve devasa evren işleyişinin bir parçasından sistemlere ve oradan gezegenlerin yapılarına kadar izleyen bu yapıların üzerinde onun varlığına olan sadakatin ölçüsünde belirlenir. Bu sebeple, bazı gezenler veya hatta sistemler ruhani karanlığa fazlasıyla gömüldüğünde, Tanrı’nın kıymetli varlığının bu bölgelerde korunması ve güvence altına alınması için özellikle bu alanlar belirli bir derecede karantina altına alınır veya kısmen yaratılmışların daha büyük ölçekte birimlerinin erişiminden ve iletişiminden soyutlanır. Ve tüm bunlar, Urantia’da uygulandığı biçimiyle, bağnaz, yolsuz ve isyancı bir azınlığın yalnızlaştırıcı eylemlerinin soyutlayıcı sonuçlarının ıstırap verici etkilerinden, dünyalardaki çoğunluğun olabildiğince kendilerini kurtarmak amacıyla sergiledikleri ruhani özü olan koruyucu tepkimelerdir.
3:1.11 (46.3) Yaratıcı ebeveyn olarak kişiliklerin bütünü olan tüm evlatlarını çevrelerken, Yaratıcı’nın onlar üzerindeki etkisi onların kökenlerinin İlahiyat’ın İkinci ve Üçüncü Bireyler Düzeyi’ne olan uzaklığıyla kısıtlanır ve onların nihai sonlarının bu seviyelere olan yaklaşımlarıyla bu etki artar. Tanrı’nın varlığının yaratılmışların aklındaki gerçekliği, her koşulda Gizem Görüntüleyicileri gibi onun içinde ikamet eden Yaratıcı nüveleri tarafından belirlenir. Fakat bu etkili mevcudiyet bahsi geçen nüvelerin yaratılmışların akıllarındaki kısmi süreli ikamesin tarafından belirlenen barınan Düzenleyiciler’in eş güdüm düzeylerince şekillenir.
3:1.12 (46.4) Yaratıcı’nın varlığındaki dalgalanmalar Tanrı’nın değişebiliyor olmasından kaynaklanmaz. Yaratıcı kimse tarafından umursanmıyor diye inzivaya çekilmez; onun şefkati yaratılmışların yanlışları tarafından sınırlanmaz. Bunun yerine, Yaratıcı’yı tercih etme gücü tarafından donatılan onun çocuklarının bu tercihlerini uygulamaya geçirmesi, Yaratıcı’nın onların kalplerinde ve ruhlarındaki kutsal etkisinin kısıtlanış düzeyini doğrudan belirler. Yaratıcı hiçbir kısıtlama ve iltimas olmadan kendisini bizlere özgürce bahşetmiştir. O hiçbir insandan, gezegenden, sistemden veya evrenden birini diğerine tercih etmez. Zamanın belirli dilimlerinde, sınırlı âlemlerin yardımcı yaratanları olan Yedi Katmanlı Tanrı’nın sadece Cennet kişilikleri üzerinde farklılaşan bir saygınlığı takdim eder.
3:2.1 (46.5) Tüm Kâinat âlemleri “Korucu olan Tanrı’nın hakimiyetinin her şeye gücünün yettiğini” bilir. Bu dünyanın ve diğerlerinin olayları kutsal bir biçimde denetlenir. “O cennet içerisinde birliğin içinde ve yeryüzünün sakinlerinin arasında kendi iradesi doğrultusunda hareket eder.” “ Tanrı dışında hiçbir kudret yoktur” sözü ebediyete kadar doğrudur.
3:2.2 (46.6) Kutsal doğa ile uyumlu olan bağlar içerisinde “Tanrı ile her şey mümkündür” yargısı kelimenin tam anlamıyla gerçektir. İnsanların, gezegenlerin ve evrenlerin bitip tükenmez gibi görünen evrimsel gelişimi evren yaratanlarının ve yöneticilerinin kusursuz denetimi altındadır. Bu evrimsel ilerleyiş Kâinatın Yaratıcısı’nın ebedi amacıyla ilişkili olarak kendisini açığa çıkarır ve Tanrı’nın tüm akıl dolu tasarısıyla düzenli ve uyumlu bir biçimde gelişimini sürdürür. Sadece tek bir yasa koyucu vardır. O dünyaları boşlukta bir arada tutar ve ebedi döngünün sonu gelmeyen çevreleri etrafında âlemleri döndürür.
3:2.3 (47.1) Onun tüm kutsal özelliklerinin içinde her şeye gücünün yeter oluşu, özellikle onun maddi evrendeki hükümranlığı en iyi anlaşılabilen olanıdır. Ruhani olmayan bir olgu olarak gözlendiğinde Tanrı bir enerjidir. Bu fiziksel gerçekliğin bildirimi, İlk Kaynak ve Merkez’in tüm uzay boşluğunun evrensel fiziksel olgular bütünün başat sebebi olmasının algılanamaz gerçekliğinin ifadesidir. Bu kutsal etkileşimden tüm fiziksel enerji ve diğer maddi dışavurumlar türemiştir. Isıdan bağımsız ışık olarak aydınlanma İlahiyatlar’ın ruhani olmayan dışavurumlarının bir diğeridir. Ve bununla birlikte, Urantia’da görsel olarak bilinmeyen ve böylece henüz tanınmamış ruhani olmayan bir diğer enerji biçimi bulunmaktadır.
3:2.4 (47.2) Tanrı “aydınlanmayı ortaya çıkaracak yolu” yarattığı; tüm enerji çevrelerini oluşturduğu için o tüm gücü denetler. Enerji düzeyinin tüm biçimlerinin dışa vurduğu zamanın ve çeşidinin kararını vermiştir. Buna ek olarak, cennet’in altında merkezileşen yer çekimi denetlenmesi biçimde olan onun sonsuza kadar sürecek kavrayışında tüm bu bahsi geçen her şey ebedi bir biçimde bir arada tutulur. Ebedi Tanrı’nın ışığı ve enerjisi bu sebeple onun sonu olmayan görkemli çevresi etrafında, sonu gelmeyen fakat kâinat âlemlerinin tümünü oluşturan yıldızlarla dolu ev sahipliğinin düzenli geçişiyle döner. Her şeyin ve her varlığın Cennet-Kişiliği merkezi etrafında tüm yaratılmışlar ebedi bir biçimde tavaf eder.
3:2.5 (47.3) Yaratıcı’nın her şeye gücünün yetmesi; her şeyin Köken’i olan Ona yakınlaştıkça ayırt edilemez biçimde bulunan maddi, akli ve ruhani olan üç enerji seviyesi üzerindeki mutlak düzeyin her yerde baskın oluşu ile alakalıdır. Yaratılmışın aklı, ne Cennet’in ruhani olmayan fakat yaşayan enerji düzeyinin ismi olan monotasına ne Cennet ruhaniyetine, ne de doğrudan Kâinatın Yaratıcısı’na bağlıdır. Tanrı, Urantia’nın fanileri olan kusurluluğun aklıyla birlikte Düşünce Denetleyicileri vasıtasıyla uyumlu hale gelir.
3:2.6 (47.4) Kâinatın Yaratıcısı ne geçici bir kudret, ne ölçeği değişen bir güç ve ne de dalgalanan bir enerjidir. Yaratıcı’nın kudreti ve bilgeliği tüm evren gerekliliğiyle ve her şeyle başa çıkabilecek bütünsel bir yeterliliktir. İnsan deneyiminin olağanüstü durumları ortaya çıkınca O her şeyi çok önceden öngörmüştür, ve bu sebeple O evrenin meselelerine alakasız bir biçimde karşılık vermez. Fakat bunun yerine, ebedi bilgeliğin buyurduklarına ve sınırsız yargının emirlerine uygun olarak tepki gösterir. Görüntülerden bağımsız olarak, Tanrı’nın kudreti evren üzerinde amacı belli olmayan kör gibi güç olarak faaliyette bulunmaz.
3:2.7 (47.5) Tanrı’nın kudretinin ortaya çıktığı durumlar; olağanüstü idarelerin oluşturulması, doğa yasalarının askıya alınması, doğru olmayan uyarlamaların kabul görmesi ve böyle bir durumu düzeltmek için çabanın gösterilmesi şeklinde görünen koşullardan ibaret olduğu bilgisi doğru değildir. Tanrı hakkındaki bu kavramsallaşmalar sizin bakış açınızın kısıtlı aralığı, algınızdaki sınırlılık ve sizin araştırmalarınızın daraltılmış kapsamından kaynaklanmaktadır. Tanrı üzerinde böyle bir yanlış anlama; âlemin yüksek kanunların varlığı, Yaratıcı’nın karakterinin ölçeği, onun yetilerinin sınırsızlığı ve özgür-iradesinin gerçekliği karşısında hoşnut bir biçimde hayatınıza onları görmezden gelerek devam etmenizden ileri gelmektedir.
3:2.8 (47.6) Tanrı’nın ruhaniyetinin uzay boşluğu âlemleri boyunca öteye ve beriye dağılmış olarak içinde barındığı gezegensel yaratılmışlar sayıca ve sıraca neredeyse sınırsızıdır. Onların idrakı kabiliyetleri çok çeşitli, akli yapıları oldukça sınırlı ve bazı zamanlarda inceliksiz, öngörüsü perdelenmiş ve daralmıştır ki Yaratıcı’nın sınırsız niteliklerini yeterli bir biçimde yansıtacak ve aynı zamanda bu yaratılan idrak sahiplerinin herhangi bir algılayış düzeyine sunmak için bu hususta kanun genelleştirmelerini tasarlamak neredeyse imkansızdır. Bu sebeple, siz yaratılmışlara göre her şeye gücü yeten Yaratan’ın birçok faaliyeti; keyfi, alakasız, ve sık sık adı konulmasa da kalpsiz ve acımasız olarak gelmektedir. Fakat yine de sizi temin ederim ki bu doğru değildir. Tanrı’nın hareketlerinin bütünü her zaman bir sebebe ve derin bilgiye dayanan, mantıklı ve sıcaktır. Onun bu faaliyetleri en yüksek iyiliğinin ebedi düşüncesinden ilhamını alır, bu sebeple onun hareketleri her zaman bir insan varlığının, belirli bir ırkın, gezegenin veya hatta tek bir âlemin üzerine herhangi bir karşılıkla yapılmış faaliyetler değildir. Nihayetinde onun faaliyetleri en düşük düzeyden ve en yüksek seviyesine kadar alakalı her oluşumun olası en yüksek iyiliği ve refahı içindir. Zamanın belirli dilimlerimde bütünün bir kısmının rahatlığı tamamının refahından farklılık gösterebilir, fakat ebediyetin döngüsü içerisinde böyle gözle görünebilen farklılar mevcut değildir.
3:2.9 (48.1) Hepimiz Tanrı’nın ailesinin bir parçasıyız, ve bu bakımdan zaman zaman ailenin sahip olması gereken işleyiş kurallarına uymakla yükümlüyüz. Tanrı’nın bizi olumsuz anlamda etkileyen ve bizde kafa karışıklığına sebep olan birçok faaliyeti; sınırsız aklın içindeki kusursuz iradenin seçimini uygulamak, onun uçsuz bucaksız olan tüm devasa yaratılmışlarının en yüksek ve ebedi refahını sağlayan amaç, öngörü ve ilgisine sahip kusursuzluğun kişiliğinin kararlarının yaptırımını sağlamak için atanan Birleştirici Bünye’ye ait bütüncül bilgeliğin kesin yönetimi ve kararlarının sonucudur.
3:2.10 (48.2) Bu sebeple; varoluşunuzun doğasının özünde olan kısıtlılıklar ve soyut, dar görüşlü, sınırlı, özensiz ve fazlasıyla maddiyatçı olan bakış açınız kutsal etkinliklerin birçoğundaki sıcaklığı ve bilgeliği anlayabilmekten, algılayabilmekten, veya görebilmekten mahrum bırakan böyle bir kusurluluğu oluşturuyor. Bu kutsal etkinlikler karşısında onların size olumsuz gelebilecek tarafları için baskın bir kabalıkla dolu olup, onların sizin ve sizinle aynı yolda yürüyen yaratılmışların rahatını ve refahını sağlamasını, gezegensel mutluluğu ve bireysel zenginliği getirmesini ise tamamiyle görmezden geliyorsunuz. İnsan öngörüsünün sınırlarından, sizin kısıtlı anlayışınızdan ve sınırlı algılayışınızdan dolayı Tanrı’nın niyetlerini yanlış anlıyorsunuz ve amaçlarını saptırıyorsunuz. Fakat şunu aynı zamanda unutmamanız gerekir ki, evrimsel dünyalarda Kâinatın Yaratıcısı’nın bireysel faaliyetleri adı altında adlandırılamayacak birçok olay meydana geliyor.
3:2.11 (48.3) Kutsal her şeye gücünün yetmesi Tanrı’nın kişiliğinin diğer özellikleriyle kusursuz olarak eş güdüm halindedir. Tanrı’nın kudreti onun âlemsel ruhani dışavurumlarının sadece üç durumunda veya şartında olağan bir biçimde kısıtlıdır:
3:2.12 (48.4) 1. Tanrı’nın doğası olarak, özellikle onun sınırsız sevgisi, gerçekliği, güzelliği ve iyiliği tarafından.
3:2.13 (48.5) 2. Tanrı’nın iradesi olarak, onun bağışlayıcı görevi ve evren kişilikleri ile arasındaki ebeveynsel ilişki tarafından.
3:2.14 (48.6) 3. Tanrı’nın yasası olarak, ebedi Cennet Kutsal Üçlemesi’nin adaleti ve doğruluğu tarafından.
3:2.15 (48.7) Tanrı gücü bakımından sınırsız, doğası bakımından kutsal, iradesi bakımından kesin, nitelikleri bakımından sınırsız, bilgeliği bakımından ebedi ve gerçekliği bakımından mutlaktır. Fakat Kâinatın Yaratıcısı’nın tüm bu nitelikleri İlahiyat içinde bütünleşir ve Cennet Kutsal Üçlemesi’nde ve Kutsal Üçlemenin kutsal Evlatları’nda evrensel olarak ifade edilir. Bunların dışında, Cennet’in ve Havona’nın merkezi evreninin dışarısında; Tanrı ile alakalı her şey Yüce’nin evrimsel mevcudiyeti tarafından sınırlı, Nihayet’in meydana gelmiş varlığı tarafından koşullanmış ve İlahiyat, Evrensel ve Koşulsuz olan varoluşçu üç Mutlaklıklar tarafından eş güdümlenmiştir.
3:3.1 (48.8) “Tanrı her şeyi bilir.” Kutsal akıl tüm yaratılmışların düşüncesinin bilincinde ve onlara aşinadır. Onun olaylara dair bilgisi evrensel ve kusursuzdur. Ondan türemiş olan varlıksal birimler onun bir parçasıdır; “bulutları dağıtan ve dengeleyen” O aynı zamanda “bilgide de kusursuzdur.” “Koruyucunun gözleri her yerdedir.” Sizin büyük öğretmeninizin önemsiz bir haberci serçesinin zamanında ifade ettiği gibi “Yaratıcı’nın haberi olmadan biriniz bile yere düşmez,” ve aynı zamanda “Başınızdaki bir saç teliniz bile sayılıdır.” “O yıldızların sayısını bilir, ve hepsini kendi ismiyle çağırır.”
3:3.2 (49.1) Kâinatın Yaratıcısı tüm evrende onun uzay boşluğunda tam olarak kaç tane yıldızın ve gezegenin gerçekte olduğunu bilen tek kişiliktir. Her evrenin dünyalarının hepsi Tanrı bilincinde sürekli olarak bulunur. O aynı zamanda “Ben kesin olarak insanlarımın ıstıraplarını gördüm, hıçkırıklarını duydum, ve acılarını biliyorum” der. “Cennet’ten bakan Koruyucu; insanlığın tüm evlatlarını gözlemler; onun ikamet ettiği yerden yeryüzünün tüm sakinlerine görür.” Her yaratılan evlat içten bir biçimde şu sözleri söyleyebilir: “O benim neyi nasıl aldığımı ve kazandığımı bilir, ve O beni denediğinde ben pirüpak bir altın gibi tertemiz çıkacağım.” “Tanrı bizim güçlü ve zayıf yanlarımızı bilir, bizim düşüncelerimizi çok uzaktan bile olsa anlar ve bizim tercih ettiğimiz tüm yollarla kendisi çoktan karşılaşmıştır.” “Bizim her kimle yapmak zorunda olduğumuz tüm ilişkiler onun gözlerine sonuna kadar açık ve çırılçıplaktır.” Bu bakımdan her insan varlığının bahsi geçen şu yargıları anlaması onlara gerçek bir huzur kaynağı olacaktır: “O sizin tüm kimyanızı biliyor; ve aynı zamanda O sizin daha bir toz parçası olduğunuz hali bile hatırlıyor.” Yaşayan Tanrı hakkında konuşurken İsa, “Yaratıcınız siz daha ondan bir ihtiyacınızı istemeden bile neyi arzuladığınızı bilir” gerçeğini dile getirmiştir.
3:3.3 (49.2) Tanrı her şeyi bilebilecek sınırsız bir güçle donanmıştır; onun bilinci evrenseldir. Onun bireysel çevresi kişiliklerin tümünü kapsar, ve düşük seviyedeki yaratılmışlar bile onun bilgisiyle, gökten sırayla inen kutsal Evlatlar vasıtasıyla dolaylı olarak ve içimizde barınan Düşünce Düzenleyicileri tarafından doğrudan tamamlanmıştır. Ve buna ek olarak, Sınırsız Ruhaniyet her zaman ve her yerdedir.
3:3.4 (49.3) Tanrı’nın kötülüğün olaylarını önceden bilmeyi tercih edip etmeyeceği konusunda tamamiyle bilgimizden emin değiliz. Fakat Tanrı kendi çocuklarının özgür iradesinden kaynaklanan eylemlerini önceden bilse bile, böyle bir bilgi onların eylemlerini gerçekleştirmedeki özgürlerine en ufak bir derecede bile engel teşkil etmez.
3:3.5 (49.4) Tanrı’nın her şeye gücünün yetmesi tanrısal olmayacak bir eylemi yerine getirmeye dair bir güç anlamına gelmez. Onun bu varoluşu bilinmeyeni bilmek anlamına gelecek bir atıf da değildir. Fakat bu söylemler neredeyse hiçbir biçimde sınırlı aklın algılayabileceği bir bütünlüğe kavuşturulamazlar. Yaratılan Yaratan’ın iradesinin kapsamını ve kısıtlılığını büyük bir zorlukla ancak anlayabilir.
3:4.1 (49.5) Evrenlerin yaratılmasına ilişkin Tanrı’nın birbirini takip eden biçimlerde kendisini âlemlere bahşedişi, bu evrenlerin İlahiyat’ın kişiliğinin merkezindeki ikamesi ve geçici yerleşkesi olarak kendi gücünün sınırlarını veya bilgeliğinin muhafaza hazinesini katiyen değiştirmez ve onun bu değerlerini düşürmez. Onun gücünün, bilgeliğinin ve sevgisinin sınırlarında, Yaratıcı kendisinin Cennet Evlatları’na, emri altında olan yaratılmışlarına ve çok katmanlı yaratılanlarına olan sınırsız bahşedişinin bir sonucu olarak hiçbir zaman ne sahip olduğu bu değerleri zerre kadar azalttı ne de kendi muazzam kişiliğinin herhangi bir özelliğinden mahrum kaldı.
3:4.2 (49.6) Her yeni evrenin yaratılmışlığı yerçekiminin yeni bir uyarlamasını beraberinde getirmektedir. Fakat yine de bu yaratılmışlık süresiz olarak, ebedi ve hatta sınırsızlığa kadar devam etse bile ve bunun sonucunda maddi yaratılmışlık herhangi bir kısıtlama olmadan sürecek olsa dahi; düzenleme ve eş güdümün Cennet Adası’ndaki yerleşik gücü böyle bir sınırsız evren yaratılmışlığın üstünlüğü, denetimi ve eş güdümüne eşit ve onun için hala yeterli bir durumda olacaktır. Buna ek olarak, sınırı olmayan bir evren üzerine kısıtlanmamış bu kuvvetin bahşedilişinin hemen ardından, Sınırsızlık hala aynı güç ve enerjiyle yüklenecek, Koşulsuz Mutlaklık devam eden bir biçimde azalmamış; tıpkı kudret, güç ve enerjinin Kâinata diğer evrenler üzerinde etkisi olması için bağışının onlardan hiçbir şey eksiltemediği gibi Tanrı da hala aynı ölçüde sınırsızlık potansiyelini barındırmaya devam edecektir.
3:4.3 (50.1) Bu durum bilgelik için de ayniyet taşır. Aklın çok geniş biçimde âlemlerin düşünce gücüne olan tedariği hiçbir biçimde kutsal bilgeliğin merkezi kaynağını zayıflatmaz. Evrenler çoğaldıkça ve âlemlerin varlıkları sınırlı algılama dahilinde sayıca artmaya başladıkça, akıl sonu gelmez bir biçimde yüksek ve düşük yoğunlukta bu varlıkların bahşedilişiyle varlığını sürdürdükçe Tanrı’nın merkezi kişiliği aynı ebedi, sınırsız ve tamamiyle akılcı zekasıyla bütünleşmeye devam edecektir.
3:4.4 (50.2) Sizin dünyanızın erkek ve kadınlarında ikamet etmesi için ruhani habercileri kendi bünyesinden göndermesi gerçeği hiçbir biçimde onun kutsal ve tamamiyle kudretli ruhani bir kişiliğinin faaliyetini gerçekleştirmesini ne azaltır; ne de onun göndereceği ve gönderebileceği bu tür ruhani Gözlemleyicilerin kapsamını veya sınırını kesin bir biçimde sınırlayacak bir sınır vardır. Onun kendisini yaratılanlarına bu adayışı; sınırları olmayan, neredeyse tahmin edilemeyecek ilerlemenin gelecek potansiyeline sahip ve birbirini takip eden varlıkları bu kutsallıkla bahşedilen faniler için yaratır. Ve kendisinin bu tür yardımcı ruhani varlıkları yaratarak gösterdiği bu fazlasıyla olan cömertliği, tamamiyle kudretli, akıl dolu ve her şeyi bilen Yaratıcı’nın kişiliğinde barınan bilginin ve gerçekliğin kusursuzluğunu kesinlikle eksiltmez.
3:4.5 (50.3) Zamanın fanileri için geleceğin bir varlığı sözkonusudur, fakat Tanrı ebediyetin içinde ikamet eder. Ben sonsuzluğun hüküm sürdüğü İlahiyat’ın yakınlarından sizlere seslensem de birçok kutsal özelliklerin sınırsızlığı ile alakalı kusursuzluğun anlamı hakkındaki varsayımlar hakkında konuşamam. Sınırsızlığın aklı tek başına sınırsızlığın varoluşunu ve ebediyetin etkinliğini tamamen kavrayabilir.
3:4.6 (50.4) Fani insan cennetsel Yaratıcı’nın sonsuzluğunun sınırlarının bilgisine hiçbir biçimde ulaşamaz. Sınırlı akıl böyle bir mutlak gerçek ve bilgiyle düşüncesini bağdaştıramaz. Fakat aynı sınırlı insan varlığı bütüncül ve hiçbir şekilde eksilmeyen böyle bir Yaratıcı’nın sınırsız SEVGİ’sinin etkisini gerçekte kelimenin tam anlamıyla hissedebilir. Her ne kadar böyle bir deneyimin niteliği sınırsız dahi olsa da, ve yine ruhani algı için bu deneyimin niceliği insan kabiliyeti tarafından ve Tanrı’yı sevmenin karşılığında onun ilişkili kapsamı tarafından baskın bir biçimde kısıtlansa da, böyle bir sevgi içten bir biçimde deneyimlenebilir.
3:4.7 (50.5) Fani insanla birlikte yaşayan sınırsızlığın bir nüvesi olarak Tanrı’nın imgeleminde onun yaratılmış olmasından dolayı, sınırsız niteliklerin maddi bir biçimde tanınması yaratılmışların mantıksal olarak kısıtlı yeteneklerinin oldukça ötesindedir. Bu sebeple, insanın Tanrı’ya olan en yakın ve en içten yaklaşımı sevgi tarafından ve bu sevgi boyunca sağlanır. Ve bu tür benzersiz ilişkilerin bütünü âlemsel toplum biliminde yer eden Yaratıcı-evlat sevgisi olan Yaratan-yaratıcı ilişkisinin gerçek bir deneyimidir.
3:5.1 (50.6) Havona sonrası yaratılmışlarla onun ilişkisinde, Kâinatın Yaratıcısı kendi sınırsız gücünü ve kesin nüfuzunu doğrudan iletmek yerine Evlatları ve onların emri altında faaliyette bulunun kişiliklerin vasıtasıyla sağlar. Bununla birlikte Tanrı her şeyi kendi özgür iradesiyle gerçekleştirir. Tüm güçlerini temsilcilerine dağıtarak görevlendirmesine rağmen, kutsal aklının tercihi doğrultusunda herhangi bir durumun ortaya çıkması durumunda kudretini doğrudan uygulayabilir. Fakat hakimiyetinin bir parçası olarak böyle bir faaliyet, onun temsilci kişiliklerinin kutsal güvenin gerekliliklerini yerine getirmedeki başarısızlığın bir sonucu olarak ancak böyle bir durumda açığa çıkar. Böyle zamanlarda ve bu tür yükümlülüğün yerine getirilmediği durumların karşısında, kutsal gücün ve onun potansiyelinin yetki sınırları dahilinde Yaratıcı bağımsız olarak kendi tercihinin sonuçları dahilinde hareket eder; ve bu tercih her zaman hataya mahal vermeyecek bir kusursuzlukta ve sınırsız bilgeliktedir.
3:5.2 (51.1) Yaratıcı yukarıdan Evlatları üzerinden yönetimini gerçekleştirir; aşağıdan ise evren işleyişi boyunca Yaratıcı’nın uçsuz bucaksız etki alanı içerisindeki evrimsel bölgelerinin nihai sonlarına yön veren Gezegensel Prensler’in son halkasını oluşturduğu kırılmaz bir yönetim zinciri bulunur. “Yeryüzü Koruyucu ve bu sebeple onun tamamlanmışlığıdır” ifadesi artık şiirsel bir söylemden çok daha fazlasıdır. “O kralları tahtlarından indirir ve yeni krallıklar kurar.” “En Yüksektekiler insanlığın krallıkları içinde yönetimlerini gerçekleştirir.”
3:5.3 (51.2) İnsanların kalplerinde gerçekleşen olaylarda Kâinatın Yaratıcısı’nın her zaman kendine ait izlediği yol açığa çıkmaya bilir, fakat bir gezegenin işleyişi ve onun nihai sonunda bu kutsal tasarı üstün bir biçimde baskın bir duruma gelir; bilgeliğin ve sevginin ebedi amacı baskın bir biçimde zaferle çıkar.
3:5.4 (51.3) İsa şu sözleri buyurdu: “Şu an elimde tuttuğum şeylerin hepsini bana veren Babam her şeyden daha büyük ve her şeyin üstündedir; ve hiçbir kimse onları benim Babam’ın ellerinden koparamaz.” Siz Tanrı’nın neredeyse sınırı olmayan yaratıcılığının şaşırtıcı enginliğini gördüğünüzde ve onun çok katmanlı eserlerine baktığınızda onun yüceliği hakkında sizde oluşan kavramsallaşmada bocalayabilirsiniz. Fakat siz, tüm akli varlıkların ait olduğu Yaratıcı olarak ve her şeyin merkezi olan Cennet’te sonsuza kadar sürecek bir biçimde güven içinde Tanrı’nın taht kurmuş olmasını kabul etmede hataya düşmemelisiniz. Orada yalnızca “her şeyin Yaratıcısı olarak yalnızca tek bir Tanrı vardır, ve o aynı anda hem her şeyin içinde ve hem de her şeyin üstündedir.”
3:5.5 (51.4) Yaşamın sahip olduğu bilinmezlikler ve mevcudiyetin beklenmedik iniş çıkışları, hiçbir biçimde, Tanrı’nın kainatsal egemenliğine ait kavramsallaşma ile çelişmez. Tüm evrimsel yaratılmış yaşamı belirli bir takım kaçınılmazlıklar tarafından çevrelenmiştir. Şunları düşünün:
3:5.6 (51.5) 1. Cesaret — karakterin kuvveti olarak — arzu edilen bir değer midir? Eğer öyleyse, insan, zorluklara karşı koymayı ve hayal kırıklıklarına karşılık göstermeyi gerektiren bir çevrede yetişmelidir.
3:5.7 (51.6) 2. Fedekârlık — bir kişinin akranlarına hizmeti olarak — arzu edilen bir değer midir? Eğer öyleyse, yaşam deneyimi, toplumsal eşitsizliklerle yüzleşilen durumları sağlamalıdır.
3:5.8 (51.7) 3. Umut — güvenin ihtişamı olarak — arzu edilen bir değer midir? Eğer öyleyse, insan mevcudiyeti sürekli olarak, güvensizliklerle ve tekrarlanan belirsizliklerle karşılaşmalıdır.
3:5.9 (51.8) 4. İnanç — insan düşüncesinin yüce bildirimi olarak — arzu edilen bir değer midir? Eğer öyleyse, insanın sahip olduğu akıl kendisi; inanabileceği ölçüden her zaman daha azını bilebildiği kargaşalı çıkmazda bulmalıdır.
3:5.10 (51.9) 5. Gerçeğin sevgisi ve onun öncülüğünde götürdüğü yere kadar gitmek, arzu edilen bir değer midir? Eğer öyleyse, insan, hatanın mevcut ve yanlışın her zaman olası olduğu bir dünyada büyümelidir.
3:5.11 (51.10) 6. Nihai hedeflerin peşinden gitmek — kutsalın yakınlaşan kavramsallığı olarak — arzu edilen bir değer midir? Eğer öyleyse, insan; daha iyi şeylere ulaşmak için durdurulamaz arzuyu harekete geçiren çevreleyiciler olarak, göreceli iylik ve güzelliğin bir çevresi içinde mücadele vermek zorundadır.
3:5.12 (51.11) 7. Sadakat — en yüksek göreve bağlılık olarak — arzu edilen bir değer midir? Eğer öyleyse, insan; ihanete uğramanın ve terk edilmenin olasılıkları ortasında yaşamına devam etmelidir. Göreve olan bağlılığın bu gözüpekliliği, yükümlülüğü yerine getirememenin içkin tehlikesinden gücünü alır.
3:5.13 (51.12) 8. Bencil olmamak — bireyin-kendini-unutuşunun ruhaniyeti olarak — arzu edilen bir değer midir? Eğer öyleyse, fani insan; tanınma ve onur için, kaçınılmaz nitelikteki benliğin bitmek bilmeyen haykırışlarıyla yüzyüze yaşamak zorundadır. Eğer ortada insanın terk edemeyeceği herhangi bir benlik-yaşamı olmasaydı, insan kutsal yaşamı sürekli faal olan bir biçimde seçemezdi. Eğer yüceltmek ve ayrıştırmak amacıyla karşıtının kullanıldığı potansiyel nitelikli kötülük olmasaydı, insan hiçbir zaman, doğruluğa sımsıkı sarılamazdı.
3:5.14 (51.13) 9. Keyif — mutluluğun memnuniyeti olarak — arzu edilen bir değer midir? Eğer öyleyse, insan; içinde, onun zıttı olan acı ve ızdırabın olanaklılığının sürekli mevcut deneyimsel olasılıklar olduğu bir dünya içinde yaşamak zorundadır.
3:5.15 (52.1) Evren boyunca, herbir birim bütünün bir parçası olarak değerlendirilir. Parçanın varlığını devam ettirmesi, Yaratıcı’nın kutsal iradesini yapmak için duyulan kusursuz istenç ve samimi arzu olarak bütünlüğün niyeti ve tasarına dayanan eş güdümüne bağlıdır. Akılcı olmayan yargının bir olasılığı olarak hataya mahal vermeyen tek bir evrimsel dünya özgür düşünceye ve bilgiye yer vermeyen bir dünya olacaktır. Havona âleminde kusursuz sakinleriyle birlikte yaşayan milyarlarca mükemmel dünya mevcuttur, fakat evrimleşen insan eğer özgür olmak istiyorsa hataya meyilli olmak zorundadır. Özgür ve deneyimsiz akıl başlangıçta hiçbir koşul altında evrensel bir biçimde mantıklı olamaz. Yanlış yargı olan kötülüğün olasılığı sadece; insan iradesinin bilerek ve özümseyerek, bilinçli bir biçimde, kasıtlı ahlaki olmayan yargıyla bütünleşmesiyle günaha dönüşür.
3:5.16 (52.2) Gerçeğin, güzelliğin ve iyiliğin bütünsel takdiri kutsal âlemin kusursuzluğunun doğasında mevcuttur. Havona dünyalarının sakinleri, bir tercih uyarıcısı olarak göreceli değer seviyelerinin olanaklılığına ihtiyaç duymazlar; böyle kusursuz varlıklar iyiliği tanıyıp onu tüm çelişkili ve düşünmeye sevk eden ahlaki durumların yokluğunda tercih ederler. Fakat bu tür kusursuz varlıklar ahlaki doğaları ve ruhani konumları itibariyle varoluşlarının erdeminin gerçekliğinin ürünüdür. Onlar deneyimsel olarak gelişmelerini sadece özlerinde olan doğalarının içinde kazandılar. Bunun karşısında fani insan göğe çıkma adayı olarak kendi derecesini bile sadece kendi inancı ve ümidiyle kazanabilir. İnsan aklının algıladığı ve insan ruhunun elde ettiği kutsal olan her şey deneyimsel bir erişimdir. Havona’nın yanılmaz kişiliklerinin doğasına doğrudan verilen iyilik ve doğruluk karşısında fani insanın bu erişimi kişisel deneyimin bir gerçekliği ve bu sebeple bu durum onun özgün bir sahipliğidir.
3:5.17 (52.3) Havona’nın yaratılmışları özü itibariyle cesurdur, fakat insani bakımdan cesaret dolu değillerdir. Onlar doğuştan sıcak ve düşünceli, fakat insanların tercih ettikleri biçimde neredeyse hiçbir şekilde herkesi düşünen fedakârlığa sahip değillerdir. Onlar olumlu bir geleceğin bekleyicileridirler, fakat belirsiz evrimsel âlemlerinin güven duyan fanilerinin sahip olduğu gibi seçkin bir umut doluluk onlar için bahsedilemez. Onlar evrenin düzenine inanç beslerler, fakat fani insanın bir hayvansal düzeyden Cennet’in kapılarına olan yükselişindeki inançlarını korumalarına tamamen yabancılardır. Onlar gerçeği severler, fakat onun ne tür ruhu-koruma niteliklerine sahip olduğu hakkında hiçbir şey bilmezler. Nihai hedeflerinin peşinden giderler, fakat onlar doğuştan bu nitelikle var olmuşlardır; onlar tüm hücrelerine kadar mutluluğu hissettiren tercih edebilme imkanı tarafından oluşum içinde var olmanın yüksek sevincinden tamamen habersizdirler. Onlar sadıktır, fakat yükümlülüğü yerine getirmemenin çekiciliği karşısında göreve karşı samimi ve akıl dolu sadakatin heyecanını deneyimlemediler. Onlar bencil değillerdir, fakat onlar kavgacı bir bireyselliğin harikulade yenilgisi sayesinde bu tür deneyimleme seviyeleri kazanmadılar. Onlar keyif alırlar, fakat potansiyel acıdan kaçışın keyfinin tadını kavrayamazlar.
3:6.1 (52.4) Eksiksiz bir cömertlik olan kutsal bencil olmama durumuyla Kâinatın Yaratıcısı kendi hakimiyetini açığa çıkarır ve kendi gücünü temsilcilerine onu taşıması için devreder, fakat Tanrı hala en yücedir; onun eli evrensel âlemlerin şartlarını belirleyen güçlü manivelasının üzerindedir. Kâinatın Yaratıcısı tüm nihai karar yetkisini saklı tutar ve genişleyen, devinim içerisinde olan ve ezelden beri döngüsel bir biçimde hareket halinde bulunan yaratılmışlığın nihai sonu ve refahı üzerinde sarsılamaz hakimiyetle, ebedi amacının bütünüyle güçlü reddediş asasını hatasız bir biçimde tutar ve onu kullanır.
3:6.2 (52.5) Tanrı’nın hakimiyeti sınırsızdır; ve bu mutlaklık tüm yaratılmışlığın en temel bilgisidir. Evrenin yaratılmışlığı kaçınılmaz değildi. Bu bakımdan evren ne kendi haline olmuş bir varoluş, ne de bir kaza sonucu meydana gelmiş bir oluşumdur. Evren yaratılmışlığın bir eseridir ve bu nedenle Yaratan’ın iradesine tamamen bağlıdır. Tanrı’nın iradesi kutsal gerçek ve yaşayan sevgidir. Bu değerler, kutsallığa yakınlığın iyilik olarak, ona uzaklığın kötülüğün olanaklılığı olarak nitelendirildiği evrimsel âlemin kusursuzlaştıran yaratılmışlığıdır.
3:6.3 (53.1) Tüm dinsel felsefeler eninde sonunda bütünlükçü evren hakimiyetin, Tanrı’nın hakimiyetinin kavramsallaşmasına ulaşır. Evren’nin sebepleri evren etkilerinden daha az veya alt seviyede değildir. Evren yaşam akışının ve Kâinat aklının kaynağı onların dışavurum seviyelerinin üstünde olmalıdır. İnsan aklı varoluşun düşük düzeyleri bakımından tutarlı bir biçimde açıklanamaz. İnsan aklı, ancak amaçsal iradenin ve düşüncenin yüksek düzeylerinin gerçekliğinin tanınması vasıtasıyla gerçekten kavranabilir. Kâinatın Yaratıcı’nın gerçekliği bilinmeden ve tanınmadan insan ahlaki bir varlık olarak açıklanamaz.
3:6.4 (53.2) Fiziksel işleyişe sadık bir filozof evrensel ve egemen iradenin varlığı fikrini şiddetle reddeder, fakat onun çok derin bir biçimde saygı duyduğu evren yasalarının hareketlerinin yorumlanması aslında bahsi geçen egemen iradeden başkası değildir. Bu filozofun böyle yasaları kendi kendine hareket eden ve açıklaması kendisinde olan kanunlar olarak anlaması, aslında onun istemeden de olsa yasa-Yaratan’a nasıl da saygı dolu bir takdiridir!
3:6.5 (53.3) Tanrı’yı Düşünce Denetleyicileri’nin ikamesinin kavramsallaşması dışında insanileştirmeye çalışmak hep boşa çıkacak büyük bir yanlıştır. Fakat yine de bu durum İlk Büyük Kaynak ve Merkez fikrini bütünüyle fiziksel işleyişe indirgemekten daha budalaca değildir.
3:6.6 (53.4) Tanrı ıstırap çeker mi? Bilmiyorum. Yaratan Evlatlar neredeyse kesin olarak acıyı hisseder ve bazı zamanlar acı çeker. Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet farklılaşan bir şekilde bunu deneyimler. Kâinatın Yaratıcısı’nın da acı çektiğini tahmin ediyorum, fakat nasıl olduğunu anlayamıyorum; bu durum büyük olasılıkla kişilik döngüsüyle veya Düşünce Denetleyicileri’nin bireyselliğiyle ve onun ebedi doğasının diğer bahşedilmişlikleri vasıtasıyla gerçekleşiyor olabilir. Kâinatın Yaratıcısı fani ırklara “Istıraplarınızın tümünde ben de acı çekerim” biçiminde seslenmiştir. O sorgulanamaz bir biçimde ebeveynsel ve duygudaşsal algılayışı ve anlayışı deneyimler; o gerçekten acı da çekebilir, fakat onun bu bahsi geçen doğasını kavramaktan mahrumum.
3:6.7 (53.5) Kâinat âlemlerinin tümünün sınırsız ve ebedi İdareci’si güçsel, şekilsel, enerjisel, süreçsel, yöntemsel, ilkesel, mevcudiyetsel ve nihai amaca vardırılmış gerçekliktir. Fakat o bütün bu bahsi geçen değerlerden daha fazlasıdır. O kişiseldir ve böylece; bir egemen iradeyi uygular, kutsallığın birey bilincini deneyimler, bir yaratıcı aklın emirlerini yerine getirir, bir ebedi amacın gerçekleşmesinden doğan memnuniyeti amaçlar, ve bir Yaratıcı sevgisini ve şefkatini Kâinat çocukları için dışa vurur. Ve tüm bu daha ileri olan kişisel özellikler, sizin Yaratan Evlat’ın Urantia’da ete kemiğe büründürülmüş yaşamı olan Mikâil’in bahşedilmiş hayatında açığa çıkarıldığı biçimde gözlemlenmesiyle daha iyi bir şekilde anlaşılabilir.
3:6.8 (53.6) Yaratıcı olarak Tanrı insanları çok sever; Evlat olarak Tanrı onlara hizmet eder; Ruhaniyet olarak Tanrı, Evlatlar olarak Tanrı tarafından buyurulan yollarla Yaratıcı olan Tanrı’yı bulmak için Ruhaniyet olan Tanrı’nın lütfunun yardımcılığıyla ezeli-göğe yükseliş serüveninde evren çocuklarına ilham verir.
3:6.9 (53.7) [Kâinatın Yaratıcısı gerçeğinin açığa çıkarılmasının sunuşunu yapmak için görevlendirilen Kutsal Danışman olarak İlahiyat’ın niteliklerinin ifade edilmesine bu bildiriyle devam etmiş bulunmaktayım.]
Urantia’nın Kitabı
4. Makale
4:0.1 (54.1) KÂİNATIN Yaratıcısı; tüm zamanlar boyunca yönettiği kâinat âlemlerinin tümünün maddi, akli ve ruhani olgularıyla iniltili ebedi bir amacı vardır. Tanrı kendi özgür ve egemen iradesinin âlemlerini yaratmıştır, ve onları kendisinin tümüyle akıl dolu ve ebedi amacının doğrultusunda oluşturmuştur. Cennet İlahiyatları’nın ve onların en yüksek yardımcılarının dışında Tanrı’nın ebedi amacı hakkında gerçekten yüksek bilgiye sahip herhangi birinin olup olması şüphe götürür bir gerçektir. Cennet’in engin vatandaşları bile İlahiyatlar’ın ebedi niyetinin doğası hakkında fazlasıyla farklı düşünceleri içlerinde barındırırlar.
4:0.2 (54.2) Havona’nın kusursuz merkezi evrenini yaratımını saf bir biçimde kutsal doğanın kendisinin tatminine bağlamak kolay bir çıkarım olacaktır. Havona tüm diğer âlemlerin oluşumunda yöntemsel bir yaratım olarak hizmet eder, bununla birlikte kutsallığa ulaşmaya çalışan zamanın yolcularının Cennet’e olan yolculuğunda eğitimin tamamlandığı bir okul olarak görev yapar. Fakat böyle bir cennetsel yaratım başat olarak sınırsız Yaratanlar’ın kusursuz tatmini ve memnuniyeti için var olmalıdır.
4:0.3 (54.3) Kusursuzluğa doğru gelişen evrimsel faniler ve sonrasında onların Cennet’e ulaşımı ve Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’ne katılımı için var olan, bazı açıklanmamış gelecek yükümlülüklerinin ileri düzeyde öğrenimi sağlayacak mükemmel tasarısı şu an yedi üstün evrenin ve onların birçok alt bölgesinin başlıca meselelerinden birisidir. Fakat zamanın ve mekânın fanilerinin ruhanileştirilmesi ve ehlileştirilmesi için olan bu yükseliş yapısı her bakımdan evren akli varlıklarının sıra dışı bir görevsel yetisidir. Bunların yanı sıra, gerçekten, göksel sakinlerinin zamanında nüfuz oluşturan ve onun enerjilerini göreve çağıran birçok büyüleyici uğraşlar mevcuttur.
4:1.1 (54.4) Urantia’nın sakinleri yüzyıllar boyunca Tanrı’nın ilahi takdirini yanlış bir biçimde anladı. Sizin dünyanızda kutsallığın savunucusu olan bir takdirsel özen mevcuttur, fakat bu özen birçok faninin algısının aksine çocuksu, keyfi ve maddi bir hizmet değildir. Tanrı’nın ilahi takdiri; onun onuru ve kendi evren çocuklarının ruhani gelişimi için sonu gelmez bir emeğin ve kâinatsal kanunun ışığında bulunan kutsal ruhaniyetlerin ve göksel varlıkların kenetlenen faaliyetlerinde oluşur.
4:1.2 (54.5) Tanrı’nın insan ile olan ilişkisine dair sizin kavramsallaştırmanızdan evrenin esas amacını tanımaya başladığınız seviyeye olan ilerlemeniz bir gelişim değildir midir? İnsan ırkı uzun çağlar boyunca şimdiki konumuna ulaşmak için çok emek sarf etti. Tüm bu milyon yıllar boyunca, Takdiri İlahi ilerleyici evrimin tasarısıyla kendisini gerçekleştiriyordu. Bu iki kavramsal düşünce uygulamada birbirine tezatlık oluşturmaz, bu durum sadece insanın yanılgıya düştüğü kavramsallaşmalar için geçerlidir. Kutsal takdiri ilahi geçici veya ruhani olan gerçek insan gelişimine hiçbir biçimde aykırı şekilde bir düzeni barındıramaz. Takdiri İlahi yüce Yasa Yapıcı’nın değişmeyen ve kusursuz doğasıyla her zaman uyum halindedir.
4:1.3 (55.1) “Tanrı inanç sahibidir” ve “onun tüm emirleri adildir.” “Onun inançlılığı tam da gökyüzünün kendisinde oluşturulmuştur.” “İşte benim Koruyucum, senin sözün sonsuza kadar cennette yerini almıştır. Ve senin inançlılığın tüm nesillere nüfuz etmiştir; dünyayı sen ortaya çıkardın ve sana itaat eden odur.” “O inançlı bir Yaratan’dır.”
4:1.4 (55.2) Tanrı’nın kendi amacını idame ettirmek ve onun yaratılmışlarını bütünsel mevcudiyetlerini sağlamak için kullanabileceği güçlerin ve kişiliklerin sınırı yoktur. “Ebedi Tanrı sonsuza kadar uzanan kollarına ve onun altına sığındığımız sığınağımızdır.” En Yüksek’in gizli yerinde ikamet eden Tanrı Her Şeye Gücü Yeten’in gölgesi altında barınır.” “İşte bakın, bizi koruyan ne uyur ne de vaktini boşa harcar.” “Tanrı’yı sevenler için her şeyin sonsuza kadar bir arada iyi bir biçimde sonuçlanacağını biliriz,” “Koruyucu’nun gözleri doğrunun üzerinde, ve onun kulakları bu insanların dualarına açıktır.”
4:1.5 (55.3) Tanrı “her şeyi kendi gücünün bir sözüyle” ayakta tutar. Bununla birlikte yeni dünyalar doğduğu zaman O “kendi Evlatları’nı gönderir ve bu dünyalar bir araya gelir.” Tanrı sadece yaratımda bulunmaz, aynı zamanda “tüm yarattıklarını muhafaza eder.” Tanrı sürekli bir biçimde tüm maddi şeyleri ve tüm ruhani varlıkları idame ettirir. Âlemler ebedi bir biçimde sabittir. Bu sabitlik görünen istikrarsızlığın içinde mevcuttur. Yıldızsal âlemlerin fiziksel ani değişimleri olan afetlerinin ve enerjisel çalkantılarının ortasında temel sarsılmaz bir düzen ve güvenlik vardır.
4:1.6 (55.4) Kâinatın Yaratıcısı âlemlerin idaresinden hiçbir biçimde ayrılmaz, bu bakımdan kendisi etkin olmayan bir İlahiyat değildir. Tanrı eğer tüm yaratılmışların mevcut kollayıcısı görevini bırakırsa, vakit kaybetmeksizin ortaya çıkacak olan evrensel bir çöküş baş gösterecektir. Tanrı haricinde ondan bağımsız hiçbir gerçeklik mevcut değildir. Şu an içerisinde tıpkı geçmişin uzak çağlarında ve ebedi gelecekte olduğu gibi Tanrı idame etme görevini sürdürür. Kutsal erişim ebediyetin döngü çevresine kadar uzanır. Evren bir saatin yeteri kadar işleyip daha sonra faaliyetinin sonuna gelmesi gibi ömrünü tamamlamaz, o ve onun içerisindeki her şey sürekli bir biçimde kendisini yeniler. Yaratıcı bitip tükenmeyen bir biçimde enerjinin, ışığın ve yaşamın üzerine doğru nüfuzunu sürdürür. Tanrı’nın eseri gözle görülebilir bir biçimde algılanmasının yanı sıra ruhanidir. “O boşluk uzayın kuzeyinden dünyaya ve oradan hiçliğin bulunduğu mekâna kadar uzanır ve orada kalıcı bir biçimde etkisi altındaki tüm bir alanı bir arada tutar.”
4:1.7 (55.5) Benim bulunduğum düzen içerisindeki bir varlık nihai uyumu keşfetmeye ve evren idaresinin tekrarlanan olaylarında geniş-kapsamlı ve iç içe işleyen eş güdümün farkındalığına varmaya yetkindir. Fani akla iniltisiz ve düzensizmiş gibi görünen bu olayların birçoğu benim anlayışıma yerli yerinde ve yapıcı olarak gelmektedir. Fakat bununla birlikte âlemlerde vuku bulan benim tamamen kavrayamadığım birçok şey bulunmaktadır. Ben yerel ve aşkın-evrenlerin tanınmış kuvvetlerinin, enerjilerinin, akıllarının, morontialarının, ruhaniyet ve kişiliklerinin uzun bir süredir öğrencisiyim ve onlara şimdiye kadar az veya çok aşinayım. Bu bakımdan, bu kurumların ve kişiliklerin nasıl işledikleri hakkında genel bir bilgiye sahibim, ve yakinen bütüncül kainatın yetki sahibi ruhani akli yapılarının eserlerinin bilgisine vakıfım. Benim sahip olduğum, âlemlerin olgular bütünlüğüne dair bilgime rağmen, kesin bir biçimde çözemediğim kozmik karşıt etkileşimlerle sürekli bir biçimde karşılaşmaktayım. Devam eden bir biçimde tatmin edici bir açıklamaya sahip olamayacağım, güçlerin, enerjilerin, akli yapıların ve ruhaniyetlerin karşılıklı etkileşimlerinin rastlantısal olarak açığa çıkan gizli düzenleriyle yüz yüze gelmekteyim.
4:1.8 (55.6) Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat, Sınırsız Ruhaniyet ve daha büyük bir açıdan Cennet Adası’nın işleyişinden doğrudan sonuçlanan tüm olgular bütününün çalışma biçimini ortaya çıkarmaya ve onu irdelemeye tamamiyle yetkinim. Olanaklılığın üç Mutlaklıklar’ı olan onların gizemli yardımcılarının kendilerini ortaya koymalarının sadece dışsal görüntüsüyle yüz yüze gelmem dolayısıyla yaşadığım bahsi konu akıl bulanıklığı oluşur. Bu Mutlaklıklar maddenin yerine geçiyormuş, aklı aşıyormuş ve ruhun devamında oluşuyormuş gibi görünür. Evresel Mutlaklık, İlahi Mutlaklık ve Koşulsuz Mutlaklık’ın mevcudiyetlerine ve kendilerini ortaya koymalarına atfettiğim bu karmaşık ilişkilerin tarafımdan algılanmasındaki yetersizlikle devam eden bir biçimde şaşkınlığa ve sık sık zihin karışıklığına düşmekteyim.
4:1.9 (56.1) Bu Mutlaklıklar diğer aşkın nihayetlerin faaliyetlerinde ve mekan güç etkisinin olgular bütünlüğünde olan evrenin her tarafında tamamen-açığa-çıkmamış mevcudiyetler olmalıdır. Mevcudiyetlerin bu nitelikleri karşısında, karmaşık bir gerçeklik durumuyla iç içe yüce düzenlemelerin ve nihai değerlerin ihtiyaçlarına karşı kuvvet, kavramsallaşma ve ruhani iradenin ezeli öncüllerinin nasıl cevap vereceğini fizikçiler, filozoflar ve hatta din âlimleri kesin bir biçimde tahmin edemezler.
4:1.10 (56.2) Kâinatsal olayların bütünsel görüngülerinin altında yatıyormuş gibi görünen zaman ve mekân evrenlerinde aynı zamanda organik bir birliktelik bulunur. Bu Tasarlanan Tamamlanmamışlığın Enginliği olan evrimleşen Yüce Varlık’ın yaşayan mevcudiyeti, görünüşü itibariyle evren oluşumlarından bağımsız mükemmel bir biçimde rastlantısal eş güdümü tarafından açıklanamaz bir biçimde zaman zaman kendini orta çıkarışıdır. Bu nitelik Yüce Varlık’ın ve Birleştirici Bünye’nin etki alanı olan Takdiri İlahi’nin bir faaliyetidir.
4:1.11 (56.3) Evren etkinliğinin tüm fazları ve şekillerinin eş güdümü ve karşılıklı etkileşiminin genellikle farkına varılmayacak ve uçsuz bucaksız olan denetimi; Tanrı’nın ihtişamına oldukça hatasız bir biçimde ulaşmak için fiziksel, mantıksal, ahlaki ve ruhani olgusallıkların böyle ümitsizceymiş gibi görülen zihin karıştırıcı bir çeşitliliğe ve değişikliliğe insanların ve meleklerin iyiliği için sebep olurlar.
4:1.12 (56.4) Fakat kâinatın görünen biçimiyle bu “tesadüfleri”, kendi Mutlaklıklar’ının ebedi güdümünde Sınırsız’ın zaman ve mekân serüveninin kısıtlı ve sınırlı bir dramatik durumunun kuşkuya yer vermeyecek biçimde bir parçasıdır.
4:2.1 (56.5) Doğa dar bir bakış açısıyla Tanrı’nın fiziksel bağımlılığıdır. Tanrı’nın idaresi veya etkinliği bir yerel evrenin, bir takımyıldızının, bir sistemin veya bir gezegenin evrimsel yöntemleri veya deneyimsel tasarıları tarafından yetkinleştirilmiş ve şartlı olarak değiştirilmiştir. Geniş alana yayılan aşkın-evren boyunca Tanrı en iyi şekilde tanımlanan, değişmeyen ve kesin bir kanunla hareket eder. Fakat evrimsel açığa çıkışların sınırlı kurgularının yerel tasarıları, amaçları ve maddelerine bağlı olarak her evren, yıldız kümesi, sistem, gezegen ve kişiliğin dengeli ve yardımcı işleyişine katkıda bulunmak için kendi faaliyetlerinin yöntemlerini değiştirir.
4:2.2 (56.6) Bu bakımdan doğa, fani insanın algıladığı gibi değişmez İlahiyat’ın ve Tanrı’nın kesin kanunlarının temel altyapısını ve onun altında yatan kuruluşunu sunar. Doğa; yerel evren, yıldız kümesi, sistem ve gezegen kuvvetleri ve kişilikleri tarafından başlatılan ve düzenlenen yerel tasarıların, amaçların, yöntemlerin ve şartların işleyişi tarafından değişir, ve bu sebeple dalgalanmaya açıktır ve ani farklılaşmaları bu süreçler boyunca deneyimler. Örneğin: Tanrı’nın kanunların Nebadon’un içinde buyruluşunda, bu yerel evrenin Yaratan Evlat’ı ve Yaratıcı Ruhaniyeti tarafından oluşturulan tasarılar tarafından değişikliğe uğrar; ve buna ek olarak bu kanunların tüm bu uygulanışı, sizin gezegeniniz üzerinde ve ara gezegensel sisteminiz olan Satania’ya ait sakinlerin belirli varlıklarının hatalarından, görevlerini yerine getirememelerinden ve şiddetli isyanlarından daha büyük bir biçimde etkilenir.
4:2.3 (56.7) Doğa iki kâinatsal etkenin zaman-mekân sonuçlarından biridir. Bunlarda birincisi Cennet İlahiyatı’nın doğruluğu, kusursuzluğu ve kesinliğidir. Ve diğeri ise en yüksek seviyesinden en düşüğüne kadar Cennet dışı yaratılmışlarının bilgeliğinin kusurluluğu, gelişmelerinin tamamlanmamışlığı, isyancı yanlışları, uygulama hataları ve deneme yanılmaya dayanan tasarılarıdır. Bu sebeple doğa ebediyetin döngüsünden kusursuzluğun bütüncül, değişmez, ihtişamlı ve sıra dışı bir nüvesini alır; fakat her gezegen üzerindeki her âlem içindeki her bir birey yaşamında bu doğa; âlemlerin evrimsel sistemlerinin yaratılmışlarının sadakatsizlikleri, hataları ve eylemleri tarafından değişir, koşullanır ve büyük bir olasılıkla zarara uğrar. Bu bakımdan, yerel bir evrenin işleyiş düzenine göre doğa; değişken bir çehreye, bununla beraber tuhaflıkları içinde barındıran, alt yapısı sabit olsa da farklılaşma arz eden bu düzenin başından beri bir parçasıdır.
4:2.4 (57.1) Doğa, Cennet’in kusursuzluğunun tamamlanmamışlık, kötülük ve bütünleşmemiş âlemlerin günahı tarafından bölünmüşlüğüdür. Bu bölümden çıkan oran, bu sebeple, ebedi ve geçici, kusursuz ve kısmi olanın ikircikliliğinin dışavurumudur. Devem eden evrim Cennet’in içeriksel etkisini arttırarak ve aynı zamanda kötülüğün, yanlışın, uyumsuzluğun ve göreceli gerçekliğin muhteviyatını azaltarak doğayı değiştirmektedir.
4:2.5 (57.2) Tanrı kişisel olarak doğada veya doğanın herhangi bir kuvvetinin içerisinde bulunmamaktadır. Doğanın olgusallığı, Tanrı’nın evrensel kanununun kurulumu üzerine ilerlemeci evrimin kusurluluğunun aşırı dayatmaları ve bazen yanlış olanın isyanının sonuçlarıdır. Urantia gibi bir dünyada gözlemlenebileceği gibi, doğa bütünüyle mantığın kendisi olan sınırsız bir Tanrı’nın inançlı tasviri, gerçek temsili ve yeterli dışavurumunun simgesi olamaz.
4:2.6 (57.3) Doğa, sizin dünyanızda, yerel evrenin evrimsel tasarıları tarafından oluşturulmuş kusursuzluğun kanunlarının bir yetkinliğidir. Tanrı tarafından koşulluluk ve sınırlılık arz etmesi için yaratılmış bir doğaya ibadet etmek ne de tutarsız bir yanlıştır; çünkü Tanrı kâinatın bir fazı olduğu için ve bu sebeple kendisi başlı başına kutsal gücün kendisidir! Ayrıca doğa kâinatsal evrimde bir evren deneyiminin gelişimi, büyümesi ve ilerlemesinin kusurlu, tamamlanmamış ve bitmemiş çalışmalarının bir dışavurumudur.
4:2.7 (57.4) Doğal dünyanın gözle görünen kusurları Tanrı’nın karakterindeki kusurlar biçiminde ona hiçbir biçimde mal edilemez. Bunun yerine, bu gözlenen kusurlar, sınırsızlığın imgelemindeki başından beri hareket eden salınışının sadece karşı konulamaz duruş anlarının gösterimidir. Kusursuzluğun devamının bu kusurlu duraklamalarının kendisi, maddi insanın sınırlı aklının zaman ve mekândaki kutsal gerçekliklerine olan çok kısa süreliğine bir bakışı yakalamasının olasılığını sağlar. Kutsallığın maddi dışavurumları insanın evrimsel aklına kusurlu olarak görünür, bunun sebebi gerçeğin açığa çıkmasının zamanın dünyaları üzerindeki telefi edici değişimi tarafından veya morontianın erdemi veya bilgeliği tarafından desteklenmemiş insan bakış açısının sadece doğal gözleri tarafından doğanın olgusallığına bakışta fani insanın ısrarıdır.
4:2.8 (57.5) Ve doğa; doğanın bir parçası olan fakat onun zaman içerisinde bozulmasına zemin hazırlayan çok çeşitli yaratılmışların yanlış düşünüşleri, işlemleri, ve isyanlarıyla zarar görmüş, onun güzel yüzü yaralanmış ve onun özellikleri dağlanmıştır. Hayır, doğa Tanrı değildir. Doğa ibadetin bir aracı olamaz.
4:3.1 (57.6) Uzun bir süre boyunca insan Tanrı’yı kendi gibi düşünmüştür. Tanrı ne şimdi, ne geçmişte ve ne de gelecekte kâinatın âlemlerinin tümü içinde barınan insana veya herhangi bir varlığa kıskançlık beslememiştir. Yaratan Evlat’ın gezegensel yaratılmışlığının örnek başyapıtsallığının bilinmesi karşısında; insanların tüm dünyanın hâkimi olmak istemesi, kendi basit tutkularının varlıklarının gören gözlerine baskın gelmesi, korunun, kayanın, altının ve bencil hedefin önünde göz alıcı bir biçimde diz çöküşünü yaratan bu ahlak dışı sahneler karşısında ancak Tanrı ve onun Evlatları’nın insanlar tarafından gıpta edilmesi gerekir, bunun tam tersi olan onun insanları kıskanması değil.
4:3.2 (57.7) Ebedi Tanrı insan duygularında ve onun algıladığı biçimde tepkimeler olarak nefret ve kızgınlık duymaktan yoksundur. Bu hissiyatlar bayağı ve değersizdir; onlar insani olarak bile neredeyse adlandırılamayacak bir değerde olup fazlasıyla kutsallık dışıdır; bu tür nitelikler Kâinatın Yaratıcısı’nın kusursuz doğasına ve bağışlayıcı karakterine tamamen yabancıdır.
4:3.3 (58.1) Urantia fanilerinin Tanrı anlayışlarındaki zorluğun fazlasıyla büyük bir kısmı Lucifer isyanının ve Caligastia ihanetinin geniş kapsamlı sonuçlarıyla iniltilidir. Günah tarafından bölünmemiş dünyalarda, evrimsel ırklar Kâinatın Yaratıcısı hakkında çok daha fazla sağlıklı fikirler ortaya atabilmeye yetkindirler. Bu ırklar kavramsal sapkınlıktan, kargaşadan ve çarpıklıktan daha az bir biçimde zarar görürler.
4:3.4 (58.2) Tanrı ne şimdiye kadarki, ne şimdi ve ne de gelecekte yaptığı hiçbir şeyden pişmanlık duymaz. O tamamiyle güç sahibi olduğu gibi aynı zamanda da mantık sahibidir. İnsanın bilgeliği insan deneyimlerinin deneme ve yanılmalarından oluşur; Tanrı’nın bilgeliği onun sınırsız evren derinliğinin koşulsuz kusursuzluğundan bir araya gelir. Ve bu kutsal öngörüye dayanan bilgi yaratıcı özgür iradeyi verimli bir biçimde yönlendir.
4:3.5 (58.3) Kâinatın Yaratıcısı bir pişmanlığa veya acıya sebep olacak hiçbir şey yapmaz, fakat âlemlerin çok uzaklarında kendi Yaratan kişiliklerinin tasarlayan ve oluşturan irade sahibi yaratılmışlıkları, kendi talihsiz tercihleriyle bazı zaman ve durumlarda onların Yaratan ebeveynlerinin kişiliklerinde derin acı duygularını yaratabiliyorlar. Fakat Yaratıcı ne hata yapmaz, ne pişmanlığa sığınmaz ve ne de büyük üzüntüyü deneyimlemezken o aslında bir baba sevgisinin varlığıdır. Bununla birlikte, âlemlerin fani-yükselme yasaları ve ruhani-erişim tasarıları tarafından özgürce sağlanan yardım karşısında kolaylıkla erişebilecekleri ruhani seviyelere ulaşmada çocukları başarısızlık yaşayınca onun kalbi kuşkusuz ağır bir yara alır.
4:3.6 (58.4) Yaratıcı’nın sınırsız iyiliği zamanın sınırlı aklının kavrayışının ötesindedir; bu sebeple göreceli iyiliğin tüm fazlarının etkili bir biçimde gösterilimi için, bir tezat olarak günah olmayan kötülüğün karşıtlığı her zaman öne çıkarılır. Kutsal iyiliğin kusursuzluğu fani kusurluluğun bakışı tarafından, bu durum sadece uzay boşluğunun hareketlerinde madde ve zamanın ilişkisinin göreceli kusurluluğunun tezatsal birlikteliğinde gerçekleştiği için algılanabilir.
4:3.7 (58.5) Tanrı’nın karakteri sınırsız olarak insan-üstüdür; bu sebeple kutsallığın böyle bir doğası tıpkı kutsal Evlatlar’ın mevcudiyetinde olduğu gibi insanın sınırlı aklı tarafından inançla algılanmasından öncesinde bile kişilikleştirilebilir.
4:4.1 (58.6) Tanrı kâinat âlemlerinin tümünde tek olarak değişmez, kendisinden müstakil ve nihai bir varlıktır, hiçbir dışsallığı yoktur, ne ondan aşkın bir şey, ne ondan eski bir geçmiş ne de ondan ileride olacak bir gelecek mevcuttur. Tanrı yaratıcı ruhaniyet olarak amaçsal bir enerji ve nihai idaredir, ve tüm bu niteliklerin hepsi kendiliğinden var olan bir varoluşa sahip olup ve evrenseldir.
4:4.2 (58.7) Tanrı’nın varoluşu kendisinden ibaret olduğu için O mutlak bir biçimde bağımsızdır. Tanrı’nın kimliğinin kendisi dışsal bir değişime başından itibaren aykırıdır. “Ben, Koruyucu’nuz olarak, değişmem.” Tanrı sabit bir tamamlanmışlıktadır; fakat siz Cennet düzeyine ulaşana kadar Tanrı’nın birliktelikten nasıl iki ve üç katmandan oluşumuna, kutsallıktan insanlığa, sınırsızlıktan sınırlılığa, bağıllıktan harekete, kimlikten farklılaşmaya, basitlikten derinliğe nasıl geçtiğini anlamaya bile daha başlamayacaksınız. Bunun haricinde, onun kutsal değişmezliği hareketindeki sabitlik anlamına gelemeyeceği için bu sebeple kendi mutlaklıklarının dışavurumlarını değiştirebilir; Tanrı irade sahibidir — O iradenin kendisidir.
4:4.3 (58.8) Tanrı kendini-belirlemenin mutlak varlığıdır; onun kendisine uyguladığı evrensel karşıt eylemlerine getirilebilecek hiçbir sınır yoktur, ve onun özgür iradesinin eylemleri sadece özünden gelen bir biçimde onun ebedi doğasını şekillendiren bu kusursuz özellikleri ve kutsal nitelikleri tarafından belirlenir. Bunun sonucunda Tanrı, yaratıcı sınırsızlığın bir özel iradesine ek olarak nihai iyiliğin varlığı biçiminde kâinat ile ilişki içerisindedir.
4:4.4 (58.9) Mutlak-Yaratıcı merkezi ve kusursuz âlemin yaratanı ve tüm diğer Yaratanlar’ın Yaratıcısı’dır. Kişilik, iyilik, ve sayılamayacak kadar birçok diğer nitelik Tanrı tarafından insan ve diğer varlıklarla paylaşılır, fakat iradenin sınırsızlığı sadece kendisine aittir. Tanrı sadece kendi sınırsız bilgeliğinin belirledikleri ve onun ebedi doğasının hissiyatları tarafından etkilendiği biçimiyle kendi yaratıcı eylemlerinde sınırlıdır. Tanrı kişisel olarak sadece sınırsız bir biçimde olan kusursuzluğu tercih eder, bu sebeple merkezi evrenin göksel kusursuzluğuna erişir. Buna ek olarak Yaratıcı Evlatlar onun kutsallığını onun mutlaklığının fazlarına varıncaya kadar tamamen paylaşsa bile Tanrı’nın sınırsız iradesini yönlendiren bilgeliğin kesinliği tarafından bütünlükçü bir biçimde üstün sınırlılıkla belirlenmezler. Bu sebeple, mutlak olmasa bile Mikâil’in oğulluğunun düzeyinde yaratıcı özgür irade hatta daha fazla bir biçimde fazla etkin, tamamen ebedi ve neredeyse nihai hale gelir. Yaratıcı sınırsız ve ebedidir, fakat onun iradesini uygulamasından doğan kendisini kısıtlamasını reddetmek onun irade uygulayıcı mutlaklığının kendisinin bütüncül kavramsallaşmasını reddetmekle eş değer olacaktır.
4:4.5 (59.1) Tanrı’nın mutlaklığı tüm evren gerçekliğinin yedi düzeyine de yayılır ve onlarla bütünleşir. Ve bu mutlak doğanın bütünü Yaratan’ın kendi evren yaratılmışlığı olan ailesiyle ilişkisine bağlıdır. Kâinat âlemlerinin tümünde kesinlik kutsal üçlemeyle iniltili adaleti tasvir edebilir, fakat zamanın yaratılmışlarıyla olan ucu bucağı olmayan tüm ailesel ilişkisinde âlemlerin Tanrı’sı kutsal hissiyat tarafından yönetilir. Ebedi bakımdan ilk ve son olan sınırsız Tanrı bir Yaratıcı’dır. Onun uygun bir biçimde bilinebilecek tüm olası tasvirlerinin içerisinde, tüm yaratılmışların Tanrı’sını Kâinatın Yaratıcısı olarak adlandırma konusunda bilgilendirilerek görevlendirildim.
4:4.6 (59.2) Yaratıcı olan Tanrı’nın özgür iradesinin uygulanması ne kuvvet tarafından yönetilir ve ne de akli yapı tarafından rehberlik edilir; kutsal kişilik ruhaniyette oluşarak ve kendisini âlemlere sevgi olarak dışa vurarak tanımlanır. Bu sebeple, evrenlerin yaratılmış kişilikleriyle olan onun tüm kişisel ilişkilerinde İlk Kaynak ve Merkez her zaman bütünsel olarak sevgi dolu bir Yaratıcı’dır. Tanrı kavramın en yüksek anlamıyla bir Yaratıcı’dır. O kutsal sevginin kusursuz nihai amacı tarafından ebedi bir biçimde harekete geçirilmiştir ve bu hassas doğa en güçlü ifadesini ve en yüksek memnuniyetini sevme ve sevilmenin kendisinde bulmaktadır.
4:4.7 (59.3) Bilimde, Tanrı Başat Neden; dinde, evrensel ve sevgi dolu Yaratıcı; felsefede, hiçbir diğer varlığa varoluş için bağlı olmayan bunun tam tersi bir biçimde cömertçe varlığının gerçekliğini her şey içinde ve tüm diğer varlıklarda bahşeden, kendi başına mevcudiyetini kazanan bir varoluştur. Fakat bilimin Başat Neden’ini, felsefenin varlığı kendisinden mevcut Birlik’ini ve dinin tamamiyle iyilik ve bağışlama sahibi ve onun çocuklarının yeryüzü üzerinde ebedi yaşamını sürdürmesine söz vermişliğini göstermek için gerçeğin açığa çıkarılmasına ihtiyaç vardır.
4:4.8 (59.4) Biz sınırsızlığın kavramsallaşmasına ulaşmak için çok derin bir arzu duyarız, fakat İlahiyat kavramsallaştırmamızın en yükseğinin kutsallık ve kişilik etmenlerinin herhangi bir yer ve herhangi bir zamanda algılama yetisi olarak Tanrı’nın deneyimselliği-düşüncesine ibadet ederiz.
4:4.9 (59.5) Dünya üzerinde zafer sahibi bir insan yaşamının bilinci; insan kısıtlılığının çirkin gösterisiyle karşılaştığı zaman, varoluşun her tekrar eden bölümünü sarsan, hataya yer bırakmayan bir biçimde “Bunu yapamazsam bile, benim içimde yaşayan bunu yapabilecek biri kainat âlemlerinin tümünün Yaratıcı-Mutlaklık’ının bir parçası olarak yapamadığımı gerçekleştirecek” bildiriminin yansıttığı yaratılmış inançla doğar. Ve bu “dünyanın ve hatta sizin inancınızın üstesinden gelen bir zaferdir.”
4:5.1 (59.6) Dinsel gelenek geçmiş çağların Tanrı-tanıyan insanlarının deneyimlerinin kusurlu bir biçimde muhafaza edilen kayıtlarıdır, ve bu bakımdan bu kayıtlar dinsel bir yaşam veya Kainatın Yaratıcısı hakkında gerçek bir bilgi için güvenilmez rehberlerdir. Bu tür tarihi inanışlar ilk insanın bir mit yaratıcısı olması gerçeğinden hareketle her koşul ve her şart altında birçok biçimde değişikliğe uğramıştır.
4:5.2 (60.1) Urantia üzerinde Tanrı’nın doğasıyla alakalı zihin bulanıklılığının en büyük kaynaklarından bir tanesi sizin kutsal kitaplarınızın Cennetin Kutsal Üçlemesi’nin, Cennet İlahiyatı’nın ve yerel evren yaratanlarınızın ve yöneticilerinizin kişilikleri arasında ayrımı açık bir biçimde ortaya koyamaması sonucu büyüyen yetersizliktir. Bahsi geçen kısmi olarak bu dar anlayışın geçmiş yazgı dönemi boyunca, sizin rahipleriniz ve papazlarınız Gezegensel Prensler’i, Düzen Egemenleri’ni, Takımyıldız Yaratıcıları’nı, Yaratıcı Evlatlar’ı, Aşkın-evren Yöneticiler’i, Yüce Varlık’ı ve Kâinatın Yaratıcısı’nı birbirinden açık bir biçimde ayırt etmekte başarısız oldular. Yaşam Taşıyıcıları ve meleklerin birçok seviyesi gibi emir alında çalışan kişiliklerin birçok iletisi sizin kaynaklarınızda Tanrı’nın kendisinin gelişi biçiminde sunulmuştur. Urantia’nın dinsel düşüncesi İlahiyat’ın yardımcı kişiliklerini Kâinatın Yaratıcısı’nın öz kişiliğiyle hala karıştırıyor, bu bakımdan tüm bu farklı olması gereken kavramsallaşmalar bir potada yanlış bir biçimde toplanmış oluyor.
4:5.3 (60.2) Urantia’nın insanları Tanrı’nın hala ilk çağ kavramsallaşmalarının etkisinden zarar görmektedir. Fırtınada ortalığı kasıp kavuran; yeryüzünü nefretiyle sarsan ve insanı siniriyle yerle bir eden; memnuniyetsizliklerinden kaynaklanan yargılarını açlık ve sel olarak şeklindeki cezalandırmayla ortaya çıkaran ilk çağ dinlerinin bu tanrıları gerçekte yaşamakta olan ve evrenleri yöneten Tanrılar değillerdir. Bu tür kavramsallaşmalar, insanların evrenin bu biçimde hayal ürünü olan tanrılarının kaprislerinin ve keyfiyetlerinin baskınlığı ve rehberliği altında olduğunu varsaydığı zamanların bir kalıntısıdır. Fakat fani insan Yüce Yaratanlar’ın ve Yüce Denetleyiciler’in yönetimsel işlemi ve yasalarıyla olabildiğince ilişkili karşılaştırmalı yasaların ve düzenin bir âlemi içerisinde yaşadığının farkına varmaya başlıyor.
4:5.4 (60.3) Sinirli bir Tanrı’nın yatıştırılması, alınan bir Koruyucu’nun kalbinin tekrar kazanılması, İlahiyat’ın takdiri için kurbanların verilmesi ve bireyin gönüllü olarak kendisini cezalandırması ve hatta kan akıtılmasına kadar bu durumun vardırılışı gibi fazlasıyla gerçek dışı bir düşüncenin; çocuksu bir biçimde gerçeklerden uzak ve çağdışı olarak bir din, ve bilim ve gerçekliğin baskın olduğu bir aydınlanma çağının eşleniği olmayan felsefesi olarak sunumudur. Bu tür inanışlar, âlemlerde hizmet halinde bulunan ve onların içinde hüküm süren göksel varlıklara ve kutsal yöneticilere karşı tamamen itici gelmektedir. Masumluğun kanını Tanrı’nın rızasını kazanmak veya onun gerçek olmayan kutsal nefretinin yönünü değiştirmek için akıtmaya inanmak, bu inanışı beslemek ve onu öğretmek aslında ona karşı yapılan bir aşağılamadır.
4:5.5 (60.4) İbraniler “kanın akıtılması olmadan hiçbir günahın affedilmesinin gerçekleşmeyeceğine” inandılar. Onun çocuksu Bedevi takipçilerinin ilkel akıllarından ve hayvanların dini merasimlerde kurban edilmesinden gelen, kanın bir görünüşü dışında Tanrılar’ın sakinleştirilemeyeceği gibi eski ve putperestlikten gelme düşünceden, Musa’nın farklı bir gelişim yaratarak insanların kurban edilmesini ve onların yerine geçebilecek şeyleri yasaklamasına rağmen, Museviler bu düşünceden kurtuluşu bir türlü bulamadılar.
4:5.6 (60.5) Bir Cennet Evladı’nın sizin dünyanıza bahşedilmesi bir gezegensel çağın kapanması durumunun doğasında bulunuyordu; bu kaçınılmazdı, ve aynı zamanda bu durum Tanrı’nın takdirinin kazanılması amacıyla da yapılmamaktaydı. Onun evreninin deneyimsel egemenliğini kazanmanın uzun serüveninde, bu bahşediş bir Yaratan Evlat’ın kesin kişisel eylemleri olması için de ortaya çıktı. Onun baba ve yaratıcı sevgisiyle dolu olan kalbinin tüm katı soğukluğuyla ve sertliğiyle yaratılmışlarının şansızlıkları ve ıstırapları karşısında hiçbir biçimde etkilenmediğinin; ve suçsuz Evladı’nın Calvary tepesinde çarmığa gerilişiyle onu kanlar içinde ve ölüyorken görmesi anına kadar onun hassas bağışlamasının ve merhametinin harekete geçmediğinin öğretisi Tanrı’nın sınırsız karakterine ne de büyük bir yergidir!
4:5.7 (60.6) Fakat Urantia’nın sakinleri, Kâinatın Yaratıcısı’nın doğasına atfen yapılmış bu tarihi yanlışlardan ve putperestlikten gelen hurafelerden kurtuluşu bulacaktır. Tanrı ile alakalı gerçeğin açığa çıkması sürekli olarak gerçekleşir, ve Urantia üzerinde geçici bir süreliğine İnsan’nın Evladı ve Tanrı'nın Evladı olarak ikame eden Yaratan Evlat tarafından oldukça harikulade bir biçimde tasvir edilen onun özelliklerinin sevgi doluluğu ve karakterinin güzelliğinin tümünde insan ırkı Kainatın Yaratıcısı’nın bilgisine ulaşmak gibi nihai bir sonla yönlendirilmiştir.
4:5.8 (61.1) [Uversa’nın bir Kutsal Danışmanı tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
5. Makale
5:0.1 (62.1) EĞER insanın sınırlı aklı, bir Tanrı olarak Kâinatın Yaratıcısı’nın ebedi ikamesinden sınırsız bir kusursuzlukta bireysel insan yaratılmışlığıyla bütünleşmek için yeryüzüne inmesinin nasıl mükemmel ve harikulade olduğunu kavrayamıyorsa; böyle bir durumda bu tür sınırlı bir akli yapı, yaşayan Tanrı’nın mevcut bir nüvesinin her olağan akılda ve ahlaksal bakımdan bilinç sahibi Urantia fanilerinde ikamet ettiği kutsal birlikteliğin doğrusuna dayandığı gerçeğinin güvencesiyle iç huzura erişmelidir. İkame eden Düşünce Denetleyicileri Cennet Yaratıcısı’nın ebedi İlahiyat’ının bir parçasıdır. İnsanın, Tanrı’yı bulmak ve onunla gönüldaşlık kurmaya çalışmak için bu ruhani-gerçeklik mevcudiyetinin ruh tasavvurlarının kendi içindeki deneyimlemelerinden daha uzağa gitmesine gerek yoktur.
5:0.2 (62.2) Tanrı kendi ebedi doğasının sınırsızlığını kendisinin altı mutlak düzenleyicilerinin varoluşçu gerçeklikleri boyunca paylaştırmıştır, fakat onun birey öncesi nüvelerinin kurumsallığı sayesinde herhangi bir bölgeyle, faz ile veya herhangi bir çeşit yaratılmışla doğrudan kişisel bir iletişim kurabilir. Buna ek olarak, Ebedi Tanrı kişilik döngüsü boyunca kişisel varlıklarla doğrudan veya ebeveynsel iletişimini sağlamanın ayrıcalığını fazlasıyla saklı tutarken, ebedi Tanrı kâinatın âlemlerinin tümünün kişilik bahşedeni olmasının imtiyazını aynı zamanda tam anlamıyla saklı tutar.
5:1.1 (62.3) Sınırlı yaratılmışların sınırsız Yaratıcı’ya olan erişimden yoksunluğu Yaratıcı’nın onlara karşı beslediği soğukluktan değil, fakat yaratılmış varlıkların sınırlı ve maddi kısıtlılıklarının doğasından gelir. Evren mevcudiyetinin en yüksek kişiliği ve yaratılmış akli yapıların daha düşük düzeydeki birimleri arasındaki ruhani farklılaşmanın ölçeği idrak edilemez derecede büyüktür. Akli yapıların düşük düzeyde bulunan katmanları Yaratıcı’nın kendi mevcudiyetine anında ulaştırılsalardı, onlar onun mevcudiyetine eriştikten sonra aslında nereye geldiklerini içsel bir biçimde kavrayamazlardı. Tıpkı şimdi onların dünyalarında neden bulunduklarından habersiz oldukları gibi böyle bir durumda Kâinatın Yaratıcısı’nın mevcudiyetinden aynı biçimde habersiz olacaklardı. Kâinatın Yaratıcısı’nın Cennet mevcudiyetine güvenli bir biçimde erişim için fani insanın tutarlı bir biçimde ve olanaklılığın sınırları içerisinde istekte bulunmasından çok önce onun önünde izlemesi gereken çok uzun bir yol bulunmaktadır. İnsanın Yedi Üstün Ruhaniyet’in bir tanesini bile görebilmesine olanak yaratacak ruhani bakışı ona sağlayacak bir düzeye ulaşabilmesi için insanın ruhani bakımdan birçok kez değişmesi ve dönüşmesi gerekir.
5:1.2 (62.4) Bizim Yaratıcı’mız hiçbir biçimde ne gizli saklıdır, ne de keyfi bir soyutlanmanın içerisindedir. O kutsal bilgeliğin kaynaklarını bitip tükenmeyen bir çabayla kendisini evrensel bölgelerinin çocuklarına açığa çıkarmak için seferber etmiştir. Onu kavrayan, seven ve ona yaklaşmak isteyen her yaratılmış varlığıyla olan birlikteliğini arzulamasına sebep olan kendi sevgisinin ihtişamıyla iniltili sınırsız bir büyüklük ve tarif edilemez bir cömertlik vardır. Sizin sınırsız kişiliğinizden ve maddi mevcudiyetinizden ayrılamaz bir biçimde, bu durum her şeyin merkezinde bulunan Yaratıcı’nın mevcudiyetine fani yükselişin yolculuğunun hedefiyle erişebileceğiniz ve onda ikamet edeceğiniz zaman, mekân ve koşulları belirler.
5:1.3 (63.1) Yaratıcı’nın Cennet mevcudiyetine olan erişim sizin ruhani gelişiminizin en yüksek sınırlılık seviyelerine ulaşmanızı bekliyor olsa da; sizin içsel ruhunuzla ve ruhanileşen benliğinizle oldukça içten bir biçimde ilişkili olan Yaratıcı’nın bahşedilmiş ruhaniyetiyle birlikte ezelden beri var olan dolaysız bütünleşmenin olasılığını tanımada siz bu memnuniyeti duyumsamalısınız.
5:1.4 (63.2) Zaman ve mekanın fanileri özlerinden gelen yetenekleri ve akli yapılarının bağışlanma dereceleri bakımından fazlasıyla değişkenlik gösterebilir, onlar aynı zamanda toplumsal gelişmişliğe ve ahlaki ilerleyişe eşine az rastlanacak elverişli çevrelerde bulunmanın ayrıcalığına sahip olabilir, veya medeniyetin sanatı içerisinde kültüre ve beklenen ilerlemeye katkıda bulunacak her türlü insani yardımdan mahrum kalabilirler; fakat yükselimin süreci içerisinde ruhani gelişimin olanaklılığı herkes için eşit bir düzeydedir. Evrimsel dünyalar üzerinde ruhani derinliğin yükselen seviyeleri ve kâinatsal anlamları bu bahsi geçen değişkenlik gösteren maddi çevrelerin tüm bu tür toplumsal ve ahlaki farklılaşmalarından fazlasıyla bağımsız bir biçimde eşit ölçüde erişilir.
5:1.5 (63.3) Bu rağmen Urantia fanileri kendilerinin akli, toplumsal, ekonomik ve hatta ahlaki olanaklılıklarının ve kendilerine bağışlanan niteliklerinin bakımından değişkenlik gösterse de, unutmayınız ki onların ruhani bağışlanmışlıkları benzersiz ve eş değerdir. Onların Yaratıcı tarafından verilen kutsal mevcudiyetin aynı hediyesine sahiptirler, ve onlar Gizem Görüntüleyicileri’nin eşdeğer ruhani üstünlüğünü eşit bir biçimde kabul etmeyi tercih ederlerken kutsal kökenin ikame eden ruhaniyetiyle içten bireysel bir bütünleşmeyi aramanın ayrıcalığını hepsi eşit bir biçimde tadarlar.
5:1.6 (63.4) Eğer fani insan samimi bir biçimde ruhaniyet tarafından yönlendirilmeyi amaç edinir, koşulsuz bir biçimde Yaratıcı’nın iradesini gerçekleştirmeye adanırsa; ikame eden ve kutsal olan Düzenleyici tarafından oldukça kesin ve etkili bir biçimde ruhaniyete sahip edildiği için böylelikle Tanrı’yı tanımanın kutsal bilincini ve Tanrı’yı bulmak amacı için varlığını devam ettirmenin göksel güvencesini bireyin deneyimlemelerinde gerçekleştirememenin başarısızlığı her zaman daha fazla onun gibi olmanın ilerleyici deneyimiyle söz konusu olamayacaktır.
5:1.7 (63.5) İnsan ruhani olarak her koşulda varlığını sürdüren bir Düşünce Denetleyicisi tarafından donatılmıştır. Eğer böyle bir insan aklı samimi ve ruhani bir biçimde yönlendirilmeyi amaç edinir, eğer böyle bir insan ruhu Tanrı’yı tanımak ve onun gibi olmayı arzularsa ve Tanrı’nın iradesini yerine getirmeyi dürüst bir biçimde isterse; ne kutsallıkla yönlendirilmeyi arzulamış bir ruhu Cennet’in ana kapılarına güvenle yükselmekten alı koyacak olası bir müdahalenin olumlu bir gücü ne de fani yoksunluğun olumsuz etkisi söz konusu olabilir.
5:1.8 (63.6) Yaratıcı tüm yaratılmışlarının kendisiyle birlikte kişisel bütünleşme halinde olmalarını arzular. Böyle bir erişimi erişilebilir haline getirecek varlığını devam ettirici bir düzeye ve ruhani doğaya sahip olan varlıklarının tümünü barındırabileceği Cennet üzerinde bir yere sahiptir. Bu sebeple felsefenizi şimdi sonsuza kadar bu yargılar boyunca belirleyin: “Her biriniz ve hepimiz için Tanrı ulaşılabilir, Yaratıcı erişilebilirdir ve bunu sağlayacak olan yol herkese açıktır; kutsal sevginin güçleri ve biçimleri buna ek olarak kutsal yönetimin araçları, Kainatın Yaratıcısı’nın Cennet mevcudiyeti karşısında her bir evrenin tüm muktedir akıl sahiplerinin gelişimini sağlamak için bir emekte bunların tümü bir araya gelmiştir.
5:1.9 (63.7) Tanrı’ya erişim süreci boyunca geçen büyük bir zamanın bilgisi Sınırsızlık’ın kişiliğinin mevcudiyetini daha az gerçek haline getirmez. Sizin yükselmeniz yedi aşkın-evrenin dairesel döngüsünün bir parçasıdır, ve onun çevresinde sayısız defa salınmanıza rağmen siz ruhaniyet ve içinde bulunduğunuz seviyede başından beri içe doğru bir dönüşü bekleyebilirsiniz. Siz bölgeden bölgeye, dışsal döngülerden içsel merkezin yakınlarına olan terfiiniz bakımından koşullu bir doğaya sahip olabilirsiniz, fakat şundan kuşku duymayınız ki siz kutsallığın ve merkezi mevcudiyetin karşısında durmalı ve onu, görsel olarak söylemek gerekirse, karşı karşıya görmelisiniz. Bu durum sadece mevcut ve belirli olan ruhani seviyelere olan erişimin bir sorunsalıdır; ve bu ruhani düzeyler bir Gizem Görüntüleyicileri tarafından ikame edilmiş bununla birlikte ebedi bir biçimde Düşünce Denetleyiciler’i tarafından bütünleştirilmiş her varlık tarafından erişilebilir.
5:1.10 (64.1) Yaratıcı ruhani bir gizleniş içerisinde değildir; fakat onun birçok yaratılmışları, kendilerini irade dâhilinde gerçekleştirdikleri kararların sis perdesi arkasına saklarlar ve yine kabul edilemez yöntemleri tercihi etmeleri ve hoşgörüsü olmayan ruhsuz doğalarının kendisini açığa çıkarmalarına karşı koyamamaları sonucunda kendilerini onun ve Evladı’nın ruhaniyetinin birlikteliğinden bir süreliğine ayırırlar.
5:1.11 (64.2) Fani insan Tanrı’ya yakınlaşabilir ve aynı zamanda karar verme gücü kendisinde bulunmaya devam ettikçe kutsal iradeyi istediği kadar dışlayabilir. İnsanın geri döndürülemez biçimde son buluşu Yaratıcı’nın iradesini seçme gücünü kaybedene kadar gerçek bir kesinliğe kavuşmaz. Onun çocuklarının ihtiyaçlarına ve ricalarına karşı Yaratıcı’nın kalbinin herhangi bir biçimde kapanması söz konusu bile değildir. Bu kapanış sadece, ondan doğumu olan çocuklarının onun kutsal iradesi olan onu tanımak ve onun gibi olmak biçimindeki öğretisini uygulamada tüm istencini kesin ve ebediyen kaybettiğinde onların kalplerinin sonsuza kadar Yaratıcı’nın çekici gücüne kapanması şeklinde kendisini gösterir. Yine aynı şekilde, insanın ebedi nihai sonu Düzenleyici’nin birleşiminin evrene yaptığı “bu tür bir yükselen varlığın Yaratıcı’nın iradesini gerçekleştirmek için kesin ve geri dönüşü olmayan bir tercihte bulundu” açıklamasıyla birlikte kesinleşir.
5:1.12 (64.3) Muhteşem Yaratıcı fani insanlarla birlikte dolaylı yollardan iletişim halindedir, çünkü kendisinin sınırsız, ebedi ve kavranamaz derecedeki benliğinin bir parçasını onu yaşamak ve onun içinde ikamet etmek için bu varlığına verir. Tanrı bu ebedi serüvene insan ile birlikte yola çıkmıştır. Eğer siz kendi içinizdeki ve çevrenizdeki ruhani güçlerin yönlendirmelerine izin verirseniz, mekânın evrimsel dünyalarından onun yükselen yaratılmışlarının evrensel hedefi olarak sevgi dolu bir Tanrı tarafından oluşturulmuş en yüksek nihai sona ulaşmada başarısız olamazsınız.
5:2.1 (64.4) Sınırsızlığın fiziksel mevcudiyeti maddi evrenin gerçekliğidir. İlahiyat’ın akli mevcudiyetinin anlaşılması bireysel zihinsel deneyimlerinin derinliği ve evrimsel kişilik düzeyi tarafından yakından alakalıdır. Kutsallık’ın ruhani varlığının evrende farklılaşan bir niteliğe sahip olması ihtiyaç bakımından zorunludur. Onun varlığı algılamanın ruhani yetisi ve yaratılmışın kutsallığın iradesini uygulamadaki adanmışlığın derecesi tarafından belirlenir.
5:2.2 (64.5) Tanrı onun her ruhaniyetle doğan evladının içinde yaşar. Cennet Evlatları Tanrı’nın varlığına “Yaratıcı’nın sağ kolu olarak” her zaman erişim haline sahiptirler. Bununla birlikte onun yaratılmış kişiliklerinin tümü “Yaratıcı’nın bağrına” olan bağlanmışlığa sahiptirler. Bu durumun kendisi kişilik döngüsünün kaynağını oluşturur; buna göre nerede, ne zaman ve hangi koşulda olursa olsun, onun ikamet ettiği merkezi yerleşkesinde veya Cennet’in yedi kutsal bölgelerinden biri üzerinde bulunan diğer belirlenmiş yerlerde sürekli temas halinde olan veya böyle olmadığı durumlarda Kâinatın Yaratıcısı ile kişisel, öz bilinç dâhilinde bir iletişim ve bütünlük mevcuttur.
5:2.3 (64.6) Kutsal mevcudiyet, buna rağmen, doğa üzerinde hiçbir yerde ve hatta Tanrı-bilen fanilerinin yaşamlarında oldukça tamamlanmış ve kesinleşmiş haliyle Gizem Gözetleyicileri ve Cennet Düşünce Denetleyicileri’nin ikamesiyle bütünleşmenin çabasında bile keşfedilemez. Kâinatın Yaratıcısı’nın ruhaniyeti sizin kendi aklınız içerisinde ikamet ediyorken Tanrı’yı ufkun ve gökyüzünün çok ötesinde düşlemeye çalışmak ne de büyük bir hatadır!
5:2.4 (64.7) Tanrı nüvesinin sizin içinizde olan ikamesi sebebiyle, siz Düzenleyici’nin ruhani yönlendirmesiyle uyumlu hale gelmede ilerlerken sizin başat etken bir parçanız olarak faaliyet göstermeyen fakat sizin üzerinizde veya çevrenizde diğer ruhani tesirlerin dönüştürücü gücünü ve mevcudiyetini daha fazla bir biçimde tamamen algılayacağınızı ümit edebilirsiniz. Sizin bilgisel bakımdan ikamet eden Düzenleyici ile yakın ve içten olan ilişkinizin bilincine sahip olmamanız böyle bir engin deneyimin gerçekleşmemesini bir parça bile olsun desteklemez. Kutsal Düzenleyici ile olan bütünleşmenin kanıtı tamamen, bireysel inananın hayat deneyiminde üretilmiş ruhaniyetin içinden türeyen sonuçların kapsamından ve doğasından oluşur. “Onların sonuçlarından onların aslında ne olduklarını bilmelisin.”
5:2.5 (65.1) Cennet Düzenleyicileri gibi bu tür kutsal varlıkların ruhani faaliyetlerinin belirli bir bilincine varmak eksik bir biçimde ruhaniyetini tamamlayamamış fani insanın maddi aklı için oldukça zordur. Düzenleyici yaratılmışlık ve birleşik aklın ruhu artan bir biçimde kendi varlığını hissettirmeye başlayınca, Gizem Görüntüleyicileri’nin varlığını, tanımlayıcı ruhani yönlendirmelerini ve diğer madde üstü faaliyetlerini deneyimlemeye yetkin hale gelecek ruh bilinci yeni bir faza doğru gelişir.
5:2.6 (65.2) Düzenleyici birlikteliğin bütüncül deneyimi bir katılımcı ahlaki düzey, ussal yönelim ve ruhani deneyimdir. Böyle bir başarının kendisini gerçekleştirmesi başlıca olarak fakat istisnai bir özellik göstermeden ruh bilincinin bölgeleriyle sınırlıdır, buna rağmen tüm bu tür içsel ruh iletişimcilerinin yaşamlarında ruhaniyetin ürünlerinin kendilerini açığa çıkarması hususunda kanıtlar oldukça zengin ve her zaman her ihtiyaca cevap verecek niteliktedir.
5:3.1 (65.3) Evrenin bakış açısından Cennet İlahiyatları bir olmasına rağmen onların Urantia’da ikamet eden bu tür varlıklarla olan ruhani ilişkilerinde onlar aynı zamanda üç farklı ve üç ayrı kişiliktirler. Tanrılıklar arasında kişisel çağrılar, bütünleşmeler ve diğer içten ilişkiler konularında bir farklılık vardır. En yüce bağlamda, biz Kâinatın Yaratıcısı’na yalnızca ona olmak üzere ibadet ederiz. Yaratıcı’nın Yaratan Evlatları’nda kendini dışa vurduğu haliyle bizim onlara ibadet edebilmemiz ve bunu gerçekleştiriyor olmamız doğru bir yargıdır, fakat Yaratıcı doğrudan veya dolaylı olarak bizim ibadet ettiğimiz ve hayran olduğumuz kişiliktir.
5:3.2 (65.4) Yakarışların tüm türleri Ebedi Evlat ve Evlat’ın ruhani idare alanına aittir. Dualar tüm resmi iletişimler olarak Kâinatın Yaratıcısı’na olan ibadet ve hayranlığın dışında yerel bir evreni ilgilendiren hususlardır; dualar bu bakımdan bir Yaratan Evlat’ın yetki alanına alışılagelmiş bir biçimde girmez. Fakat ibadet kuşkusuz Yaratıcı’nın kişiliğinin döngüsünün bir faaliyeti tarafından Yaratan’ın bünyesine yönlendirilir ve ona ulaştırılır. Biz buna ek olarak, bir Düzenleyici-ikame edilmiş yaratılmışın bu tür onursal tescilinin Yaratıcı’nın ruhani mevcudiyeti tarafından zemin hazırlandığına inanmaktayız. Bu tür inanışı destekleyecek olağanüstü bir ölçekte kanıtlar bulunmaktadır, ve Yaratıcı nüvelerinin tüm emirlerinin Kâinatın Yaratıcısı’nın varlığında kabul edilecek bir biçimde onun bireylerinin tüm samimiyetiyle ona hayranlık beslemesini sağlamak için verildiğinin bilgisine sahibim. Kuşkuya hiçbir biçimde yer bırakmayacak bir biçimde Düzenleyiciler aynı zamanda Tanrı’yla bütünleşmenin doğrudan birey öncesi bağlantılarını kullanır, ve onlar buna ek olarak Ebedi Evlat’ın ruhani-çekim döngülerinden yararlanmaya yetkindir.
5:3.3 (65.5) İbadette bulunmak sadece ibadeti gerçekleştirmek içindir, dua ise öz benliği veya yaratılmışın kendisi için herhangi bir isteğinin unsurunu somutlaştırır; bu bakımdan ibadet ile dua arasında büyük bir fark vardır. Gerçek bir ibadette kesinlikle ne bireysel rica ne de kişisel beklentilerin diğer unsurlarından biri bulunur; biz sade bir değişle Tanrı’ya onu nasıl idrak ettiğimiz uyarınca ibadet ederiz. İbadet kendisinin yerine getirilmesi için hiçbir koşul öne sürmez, ve ibadet onu gerçekleştirenden hiçbir beklentisi yoktur. Biz Yaratıcı’ya karşılığında ondan herhangi bir saygı elde etmek beklentisiyle ibadet etmeyiz. Bunun yerine, biz bu tür sadakati gösterir ve böyle saf bir ibadetle içli dışlı olurken bunu sadece onun sevgi dolu doğası ve hayranlık uyandırıcı özellikleri ve Yaratıcı’nın eşi benzeri olmayan kişiliğinin tanımak için bir doğal ve kendiliğinden olan yansıma biçiminde yaparız.
5:3.4 (65.6) Bireysel beklenti unsuru ibadet süreci içerisine zorla dâhil olduğu andan itibaren kendiliğinden olan bireyin kendini adaması ibadetten duaya dönüşür, ve böyle bir durumda bu tür bir değişimin yaşandığı ibadet daha uygun olan bir biçimde Ebedi Evlat’ın veya Yaratan Evlat’ın kişiliği adına yapılmalıdır. Fakat uygulanan dinsel deneyim içinde neden duanın Yaratıcı olan Tanrı’ya gerçek ibadetin bir parçası olarak yapılamayacağı hakkında aleni herhangi bir sebep yoktur.
5:3.5 (66.1) Siz günlük yaşamınızın işleyişsel olaylarıyla başa çıktığınızda Üçüncü Kaynak ve Merkez’in içinde kökeni olan ruhaniyet kişiliklerinin gözetiminde olup siz Bütünleştirici Bünye’nin kurumlarıyla birlikte eş güdüm halindesinizdir. Ve böylelikle: Siz Tanrı’ya dua eder, ve Evlat’la bütünleşir; bununla beraber sizin dünyanızda ve evreniniz boyunca faaliyette bulunan Sınırsız Ruhaniyet’in akli yapılarıyla ilişki dâhilinde kendi dünyevi kısa süreli olan ikamenizin detaylarının sorunlarını çözmeye çalışırsınız.
5:3.6 (66.2) Yerel Evrenlerin nihai sonları üzerinde hüküm süren Yaratan veya Egemen Evlatlar Kâinatın Yaratıcısı’nın ve Cennetin Ebedi Evladı’nın yerleşkesinde onların vekâletinde görevlerini sürdürürler. Evren Evlatları Yaratıcı adına ibadetin hayranlığını şükranlıkla kabul eder ve onların ilgili yaratılmışları boyunca bu yaratılmışların öz benlikleriyle ilgili ricalarına kulak verirler. Yerel bir evren çocuklarına göre bir Mikâil Evladı tüm işlevsel gerekçeleri ve niyetleri bakımından Tanrı’dır. O Kâinatın Yaratıcısı’nın ve Ebedi Evlat’ın yerel evren kişilikleştirilmiş halidir. Sınırsız Ruhaniyet, Cennet Yaratan Evlatları’nın yaratıcı ve idari yardımcıları olan Evren Ruhaniyetleri boyunca bu âlemlerin çocuklarıyla birlikte kişisel iletişimi sürdürür.
5:3.7 (66.3) İçten ibadet, eş güdüm halindeki Düşünce Denetleyicileri’nin kutsal yönlendirmelerine bağlı ve evrimleşen ruhun baskınlığı altında insan kişiliğinin tüm güçlerinin devinimine atıfta bulunur. Maddi kısıtlanmaların aklı, gerçek ibadetin taşıdığı asli önemin yüksek bilincine hiçbir zaman nail olamaz. İnsanın ibadet deneyimini gerçekleştirmesi onun evrimleşen ruhunun gelişimci düzeyi tarafından başlıca olarak belirlenir. Ruhun ruhani gelişimi akli birey bilincinden tamamen bağımsız bir biçimde gerçekleşir.
5:3.8 (66.4) İbadet deneyimi, Tanrı’yı bulmaya çalışan fani aklın birleşik yaratılmışlığı ve Tanrı’yı açığa çıkaran ölümsüz Düzenleyici’den oluşan insan ruhunun tarifsiz derecede yoğun arzularının ve açıklanamayacak özlemlerinin kutsal Yaratıcı’yla olan iletişimini sağlamak için süreç dâhilinde ilişki içerisinde bulunan Düzenleyici’nin ulvi çabalarından bir araya gelir. Böylelikle ibadet, maddi aklın onun ruhanileşen öz benliğini onaylaması uğraşının bir faaliyeti olarak, ilişkide bulunduğu ruhaniyetin rehberliği altında Kâinatın Yaratıcısı’nın bir inanç evladı olarak Tanrı’yla iletişim kurmasıdır. Fani akıl ibadet etmeye razı olur; sınırsız ruh derin bir biçimde ibadeti arzular ve onu gerçekleştirir; kutsal Düzenleyici varlığı böyle bir ibadeti evrimleşen ölümsüz ruhun ve fani aklın adına yerine getirir. Gerçek ibadet son kertede dört kâinatsal düzeyde bir deneyim halinde gerçekleşir: aklın bilinci olarak ussallık, ruhun bilinci olarak morontial, ruhaniyetin bilinci olarak ruhi ve tüm bunların kişilikte birleşimi olarak kişisel seviyeleridir.
5:4.1 (66.5) Evrimin dinlerinin ahlak anlayışı insanları Tanrı arayışına korkunun güdüsel gücü vasıtasıyla ileriye doğru sürükler. Gerçekleri açığa çıkarmanın oluşturduğu dinler insanları bir Tanrı sevgisinin peşine düşmek için onların aklını çeler, çünkü onlar Tanrı gibi olmanın derin bir arzusunu duyarlar. Fakat din yalnızca “mutlak bir bağlılık” ve “hayatı devam ettirmenin olmazsa olmazı” gibi niteliklerin oluşturduğu bir durağan hissiyat değildir; bunun yerine din insanlığın hizmetine dayandırılmış kutsallığa erişimin yaşayan ve sürekli devinim içerisinde olan halidir.
5:4.2 (66.6) Gerçek dinin büyük ve doğrudan hizmeti, insan deneyiminde gerçekleşecek sonsuza kadar sürecek bir barışta ve engin derinlikte bütünlüğü sağlamanın oluşumudur. İlk insanla birlikte, çok tanrılı dinler bile İlahiyat’ın evrimleşen kavramsallaşmasının göreceli bir bütünlüğüdür. Er ya da geç Tanrı nihai olarak değerlerin gerçekliği, anlamların özü ve doğruluğun yaşamı olarak kavranmasının yazgısına sahiptir.
5:4.3 (67.1) Tanrı sadece kaderin bir belirleyicisi değildir; o aynı zamanda insanın ebedi istikametidir. Tüm din-dışı insan faaliyetleri evreni, bireyin zarar verici hizmeti doğrultusunda şekillendirme amacındadır; içten bir biçimde inanan dindar birey, kendi benliğini evrenin bütüncül varlığı ile tanımlar ve bunun sonucunda bu bütünleşmiş bünyesinin faaliyetlerini insan ve insan-ötesi unsurlar olarak ortak kaderi paylaştığı varlıkların oluşturduğu evren ailesinin hizmetine adar.
5:4.4 (67.2) Sanat ve felsefenin etki alanı insan özünün dini ve dinsel olmayan faaliyetlerinin arasında bir yerde kendisine yer bulur. Sanat ve felsefe vasıtasıyla, maddi akla sahip olan insan ebedi anlamların kâinatsal değerlerinin ve ruhani gerçekliklerinin tasavvuru içine çekilir.
5:4.5 (67.3) Tüm dinler İlahiyat’ın ibadetini ve insanın kurtuluşunun bazı öğretilerinin öğrenilmesini amaçlar. Budist dini ıstıraplardan kurtuluşu sonu gelmeyecek bir barış içinde; Musevi dini zorluklardan kurtuluşu zenginliğin doğruluk üzerine dayanmasında; Yunan dini uyumsuzluktan ve çirkinlikten kurtuluşu güzelliğin kendisini açığa çıkarmasında; Hıristiyanlık günahtan kurtuluşu kutsallıkta; İslamiyet ise kurtuluşu Musevilik ve Hıristiyanlık’ın katı ahlaki öğretilenlerin arınışta müjdeler. İsa’nın dini ise zaman ve ebediyetin içerisinde yaratılmışın tecridinin kötülüklerinden arındırılışı ve bireyin kendisinden kurtuluşudur.
5:4.6 (67.4) İbraniler dinlerini iyilik, Yunanlılar ise güzellik üzerine dayandırdılar; sonuçta bu iki din de bu öğretileriyle doğruyu aramaya çalıştılar. İsa ise bir sevginin Tanrı’sını açığa çıkardı, çünkü derin sevgi hem gerçeğin, hem güzelliğin ve hem de iyiliğin bütününü kapsamı içerisine alır.
5:4.7 (67.5) Zerdüştlerde ahlaki ilkelerin, Hindularda metafiziğin, Konfüçyanizmde ise etik değerlerin oluşturduğu bir din anlayışı mevcuttur. İsa ise hizmetin dinini yaşadı. Bahsi geçen bu üç din de içlerinde İsa’nın dininin özüne olan geçerli yaklaşımları barındırmaları sebebiyle bir değer teşkil ederler. Din insan deneyiminde iyi, güzel ve gerçek olanın hepsinin bütünsel ruhani birleşiminin gerçekliği haline nihayeten gelmesinin yazgısına sahiptir.
5:4.8 (67.6) Yunan dini “Kendini tanı” biçiminde genel bir öğretiye sahipti; İbrahimler “Tanrı’nı tanı” öğretisini merkezine aldı Hıristiyanlar İncil’in öğretilerinden biri olan “Koruyucu Hazreti İsa’nın bilgisi” vaazını verdiler. Bunların karşısında ise İsa “Tanrı’yı bilmenin sizin Tanrı’nın bir evladı olarak bilmeniz” anlamına geleceğinin olumlu haberini bildirdi. Dinin amaçsal farklılaşan bu kavramları, bireyin değişken hayat şartlarda onların davranışlarını belirler, ve bireysel dua alışkanlıklarının doğasının ve ibadetinin derinliğinin habercisi olur. Bu bakımdan herhangi bir dinin ruhani düzeyi onun dualarının doğası tarafından belirlenebilir.
5:4.9 (67.7) Yarı-insan ve kıskanç Tanrı kavramsallaşması çoklu dinler ile ulvi tek tanrılı dinler arasında kaçınılmaz olan bir geçiş döneminin ürünüdür. Tanrı’ya insana dair niteliklerin atfedilmesi ve onun bu özellikler tarafından tahayyül edilmesinin bir engin biçimi saf olarak evrimleşen dinin en yüksek erişim düzeyidir. Hıristiyanlık bu insanbiçimcilik kavramsallaşmasını insanın nihai hedeflerinden yüceltilmiş Hazreti İsa’nın kutsal ve aşkın kişilik kavramsallaşmasına yüceltmiştir. Ve bu anlamsal yüceltme insanın algılayabileceği en yüksek insanbiçimciliğidir.
5:4.10 (67.8) Tanrı’nın Hıristiyan kavramsallaşması birbirinden ayrı üç öğretinin birleştirilmesinin bir denemesidir.
5:4.11 (67.9) 1. İbrani dininin kavramsallaşması — Tanrı ahlaki değerlerin yargılarının haklılığını doğrulayan olarak, doğruluğun Tanrısı.
5:4.12 (67.10) 2. Yunan dininin kavramsallaşması — Tanrı bir bütünleştirici olarak, bilgeliğin bir Tanrısı.
5:4.13 (68.1) 3. İsa’nın kavramsallaşması — Tanrı yaşayan bir arkadaş, bir sevgi dolu Yaratıcı olarak, kutsallığın mevcudiyeti Tanrı.
5:4.14 (68.2) Bu bakımdan birçok farklı öğelerden oluşmuş Hıristiyan tanrıbiliminin kendi bünyesinde tutarlılığa ulaşmada büyük zorlukla karşılaşmasının nedeni bariz olmalıdır. Bu zorluk Hıristiyanlığın erken dönem öğretilerinin genel olarak İskenderiyeli Filo, Nasıralı İsa, ve Tarsuslu Paul’dan oluşan üç farklı kişinin bireysel dini deneyimlerine dayanması sebebinin gerçeğiyle daha fazla bir biçimde derinleşmiştir.
5:4.15 (68.3) İsa’nın dinsel yaşamının irdelenmesinde ona olumlu olarak bakın. Onun doğruluğu ve günahlardan arınmışlığı hakkında fazla düşünmek yerine, onun sevgi dolu hizmetini önemseyin. İsa cennetsel Yaratıcı’nın İbrani dinindeki kavramsallaşmasında açığa vurulmuş durağan sevgi anlayışından, her bireyin hatta kötülük işleyenin Yaratıcı’sı olan bir Tanrı’nın daha üstün olan etkin ve yaratılmış-sevgi şefkatinin yüksek kavramsallaşmasını açığa çıkarmıştır.
5:5.1 (68.4) Ahlak’ın kökeni birey öz bilincinin nedenselliğindedir; bu durum hayvanlar üstü bir durum arz eder, fakat tamamen evrimseldir. İnsan evrimi, Gerçekliğin Ruhaniyeti’nin beslenişine ve Düzenleyiciler’in bahşedilişine öncüllük eden, kendisine ihsan edilmiş tüm niteliklerin ortaya çıkmasıyla karşılaşır. Fakat ahlakın bu erişim düzeyleri insanı fani yaşamının gerçek mücadelelerinden özgürleştirmez. İnsanın fiziksel çevresi varoluşun mücadelesini zorunlu kılar; onun toplumsal çevrilmişlikleri etik düzenlemelerinin varlığını gerektirir; ahlaki durumlar nedenselliğin en yüksek düzeylerinde tercihler yapmayı şart koşar; ve nihayet Tanrı’yı gerçekleştirmeden doğan ruhani deneyim ise insanın onu bulmasını ve samimi bir biçimde onun gibi olmasını arzulamasını ondan bekler.
5:5.2 (68.5) Din; ne bilimin gerçeklerinde, ne toplumun ödevlerinde, ne felsefenin varsayımlarında ne de ahlakın ima edilen görevlerinde temellenmiştir. Din hayat şarlarına karşı insan tepkilerinin bağımsız bir düzeyidir ve ahlak sonrası olan insan gelişiminin tüm seviyelerinde hataya yer bırakmayacak bir biçimde dışa vurulur. Din, değerlerin ve evren birlikteliğinin coşkusunun kendisini gerçekleştirmesinin dört düzeyinin tümüne nüfuz edebilir. Bu düzeyler; bireyin kendini korumasının maddi ve fiziksel düzeyi, birlikteliğin toplumsal ve duygusallık düzeyi, nedenselliğin ahlaki ve görevsel düzeyi, ve kutsal ibadet boyunca evren birliktelik bilincinin ruhani düzeyidir.
5:5.3 (68.6) Gerçeği arayan bilim adamı kudretin bir Tanrı’sı biçiminde Tanrı’yı İlk Sebep olarak algılar. Duygusal sanatçı estetiğin bir Tanrı’sı biçiminde Tanrı’yı nihai güzellik olarak görür. Nedensel düşünen filozof Tanrı’yı bir evrensel bütünlük hatta bir panteistik İlahiyat olarak önermeye zaman zaman yatkınlaşır. İnancın sofusu varlığı devam ettiren olarak Tanrı’ya, cennetteki Yaratıcı’ya ve sevginin Tanrı’sına inanır.
5:5.4 (68.7) Ahlaki davranış her zaman evrimleşen dinin ve hatta açığa çıkarılan dinin bir parçasının öncülüdür, fakat bu davranış hiçbir zaman dinsel bir deneyimin tümünü teşkil etmez. Toplumsal hizmet ahlaki düşünüşün ve dinsel yaşamın bir sonucudur. Ahlak, dinsel deneyimin daha yüksek olan ruhani düzeylerine biyolojik olarak öncülük etmez. Yapay güzelliğe olan hayranlık Tanrı’ya ibadet değildir; ne doğanın yüceltilmesi ne de bütünlüğe duyulan derin saygı Tanrı’nın ibadeti olamaz.
5:5.5 (68.8) Evrimsel din; insanı, fiziksel algı düzeyinden Düzenleyiciler’in bahşedilişinin ve Gerçekliğin Ruhaniyeti’nden sonuçlarının dâhil olduğu açığa çıkarılmış dine yükselten bilimin, sanatın ve felsefenin anasıdır. Evrimsel ve biyolojik, açığa çıkarımsal ve dönemsel olan birbirinden çok farklı nitelikte dinlerin olmasına rağmen insan varlığının evrimsel resmi dinle başlar ve dinle biter. Ve böylelikle, din insana olağan ve doğal görülürken aynı zamanda onun için dinler arasında farklılaşmadan dolayı tercihseldir. Dolayısıyla insan kendi rızasına aykırı gelecek bir biçimde dindar olma zorunluluğunda değildir.
5:5.6 (69.1) Öz bakımından ruhani olan dinsel deneyim maddi akıl tarafından hiçbir zaman tamamen anlaşılamaz; bu bakımdan tanrı biliminin faaliyeti ve dinin psikolojik olgusallığı ussal değildir. Tanrı’nın insan gerçekleştirmesinin temel öğretisi bu sınırlı olan kavrama yetisinde bir çelişki yaratır. Tanrı’nın her bireyin içinde ve onun bir parçası olması, onun aşkınlığının düşüncesi ile birlikte kâinatın âlemlerinin tümünün kutsal üstünlüğünün ulvi içkinliğinin kavramsallaşmasını uyumlu hale getirmek neredeyse imkânsızdır. İlahiyat’ın bu iki kavramsallaşması, kişiliğin varlığını devam ettirme ümidini doğrulamak ve ussal ibadeti haklı çıkarmak için kişisel bir Tanrı’nın aşkınlığının kavramının içinde inanç algılayışında ve Tanrı’nın bir nüvesinin ikamet eden mevcudiyetinin kendisini gerçekleştirmesinde bütünleşmelidir. Din içerisinde var olan anlayışa dayalı zorluklar ve karmaşalar; onun önermiş olduğu doğruların, ussal kavrayış için fani yetkinliğin tamamiyle ötesinde bulunması gerçeğinden kaynaklanmaktadır.
5:5.7 (69.2) Fani insan dinsel deneyimlerden dünya üzerindeki geçici ikamesi sürecinde geçen günlerde bile üç büyük tatminiyet elde eder:
5:5.8 (69.3) 1. Ussal olarak daha fazla bütünleşmiş bir insan bilincinin memnuniyetini elde eder.
5:5.9 (69.4) 2. Felsefi olarak kendi nihai amaçları içinde ahlaki değerlerinin doğrulanmasının coşkusunu yaşar.
5:5.10 (69.5) 3. Ruhani olarak gerçek ibadetin ruhani memnuniyetinde olan kutsal bütünleşmesinin deneyiminde gözle görülür bir biçimde büyür ve gelişir.
5:5.11 (69.6) Tanrı bilinci, âlemlerin evrimleşen bir fanisi tarafından deneyimlendiği gibi gerçekliğin ortaya çıkmasının üç farklı düzeyinden ve onların taşıdığı içerik bakımından üç değişken etkenden meydana gelir. Birincil olarak Tanrı düşüncesinin kavranması — akli bilinç bulunur. Bunun akabinde Tanrı düşüncesinin gerçekleştirilmesi — ruh bilinci onu takip eder. Sonuncusu ise Tanrı’nın ruhani gerçekliğinin gerçekleştirilmesi — ruhaniyet bilinci olarak kendisine yer bulur. Hangi bir biçimde nasıl tamamlanmamış olduğundan bağımsız, kutsal kendini gerçekleştirmenin bu etmenlerinin bütünleşmesi tarafından fani kişilik tüm zamanlarda bir Tanrı’nın kişiliğinin ortaya çıkışıyla birlikte bilinç düzeylerinin bütününe yayılır. Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’ne erişen bu fanilerde tüm bu düzeyler Tanrı’nın yüceliğinin zaman içerisinde ortaya çıkışına öncülük edecektir ve Cennet Yaratıcısı’nın absonit üstün bilincinin bazı fazları olan Tanrı’nın nihayetinin gerçekleşmesinde birbirini takip eden biçimlerde sonuçlanmasına sonlanabilirler.
5:5.12 (69.7) Tanrı-bilincinin deneyimi kuşaktan kuşağa değişmeyen bir biçimde aynı kalır, fakat her ilerleyen çağda Tanrı’nın tanrıbilimsel ve felsefi kavramsallaşmasının bilgisi değişmek zorundadır. Tanrı’nın bilgisini bilme durumu ve dinsel bilinç bir evren gerçekliğidir, fakat gerçek dinsel deneyim her ne kadar geçerli olursa olsun bu gerçeklik kendisini ussal eleştirilere ve mantıksal felsefi yorumlara açıklılıkta istence sahip olması gerekir. Bu bağlamda insan deneyimlerinin bütünlüğünden ayrık bir biçimde bir şeyin arayışında bulunmaması zorunludur.
5:5.13 (69.8) Kişiliğin ebedi varlığını devam ettirmesi, kararları ölümsüz ruhun varlığını devam ettirme olanağını belirleyen fani aklın tercihine tamamen bağımlıdır. Akıl Tanrı’ya inandığı ve ruh Tanrı’yı tanıdığı zaman, bununla birlikte destekleyici Düzenleyici’yle birlikte bu esnada hepsinin Tanrı’yı arzulamasıyla ruhun varlığını devam ettirmesi kesinleşir. Akli yapının sınırlılığı, eğitimin perdelenmesi, kültürden yoksunluk, toplumsal düzeyin fakirleşmesi, hatta eğitimin, kültürün ve toplumsal faydaların talihsiz eksikliğinden kaynaklanan ahlakın insani ölçütlerindeki düşüklük bile, kutsal ruhun mevcudiyetini böyle bir talihsiz ve insani bir biçimde engellenmiş ama inançlı bireylerde varlığını ortadan kaldıramaz. Gizem Görüntüleyicisi’nin ikamesi ölümsüz ruhun varlığını devam ettirmesinin kuruluşunu oluşturur ve onun olası ilerlemesinin olanaklılığının teminat altına alır.
5:5.14 (70.1) Fani ebeveynlerin doğurganlık yetisi onların eğitimsel, kültürel, toplumsal veya mali düzeylerinden bağımsızdır. Doğal koşullar altında ebeveynsel etkenlerin birliği, doğumu başlatmak için fazlasıyla yeterlidir. Tanrı’ya ibadetin yetisine sahip ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayan insan aklı, bir kutsal Düzenleyici’yle bütünlük içerisinde; eğer böyle bir ruhaniyet-ihsanına sahip birey Tanrı’yı arıyor ve samimi bir biçimde onun gibi olmayı arzuluyor, dürüstçe cennette bulunan Yaratıcı’nın iradesini yerine getirmeyi seçiyorsa, fani insanda varlığını devam ettirme niteliklerine sahip ölümsüz ruhun yeniden üretimini başlatmasının ve onu desteklemesinin tüm koşullarına sahiptir.
5:6.1 (70.2) Kâinatın Yaratıcısı kişiliklerin Tanrı’sıdır. Evren kişiliğinin nüfuz alanı, kişilik düzeyinin maddi ve en düşük fani yaratılmışlığından kutsal düzeyin ve yaratan saygınlığının en yüksek bireylerine kadar, Kâinatın Yaratıcısı’nda kendi odağına ve çembersel merkeze sahiptir. Yaratıcı olan Tanrı her kişiliğin bahşedicisi ve koruyucusudur. Buna ek olarak, Cennet Yaratıcısı benzer bir biçimde kutsal iradeyi tüm kalbiyle gerçekleştirmeyi tercih eden, Tanrı seven ve onun gibi olmayı özlemleyen tüm sınırlı kişiliklerin nihai kaderidir.
5:6.2 (70.3) Kişilik âlemlerin çözülemeyen gizemlerinden biridir. Biz kişiliğin düzeyleri ve birçok seviyelerinin düzenlemesine katılan etkenlerin yeterli kavramsallaştırmasını oluşturacak yetiye sahibiz, fakat kişiliğin kendisinin gerçek doğasını tamamiyle kavrayamayız. İnsan kişiliğinin yönsel devinimini bir araya getirilince oluşturan birçok etkeni açık bir biçimde algılayabiliriz, fakat böyle sınırlı bir kişiliğin doğasını ve önemini tamamiyle kavrayamayız.
5:6.3 (70.4) Kişilik, en düşük düzeyde bulunan bireyin öz benliğinin bilincinden en yüksek Tanrı bilincine kadar değişen bir akıl ihsanına sahip tüm yaratılmışlarda bir potansiyeldir. Buna rağmen akıl ihsanı tek başına ne kişilik, ne ruhaniyet ne de fiziksel enerjidir. Kişilik; birliktelikte ve eş güdüm halinde bulunan ruhaniyet, akıl ve madde enerjilerinin bu yaşayan sistemlerde Yaratıcı olan Tanrı tarafından ayrıcalıklı bir biçimde bahşedilen kâinatsal gerçeklikteki nitelik ve değerdir. Kişilik bu bakımdan ne de ilerleyici bir başarıdır. Kişilik maddi veya ruhani olabilir, fakat kişiliğin varlığı ya var ya da yok olma durumudur. Cennet Yaratıcısı’nın doğrudan faaliyeti dışında kişilik düzeyine kişilikten başka hiçbir şey ulaşamaz.
5:6.4 (70.5) Kişiliğin bahşedilişi, Kâinatın Yaratıcısı’nın göreceli yaratıcı bilincinin ve bu sebeple özgür irade düzenlemesinin özellikleriyle ihsan ettiği yaşayan enerji sistemlerinin kişilikleştirilmesi olan onun ayrıcalıklı bir faaliyetidir. Yaratıcı olan Tanrı’nın kişiliğinden ayrı bir biçimde hiçbir kişilik yoktur, ve Yaratıcı olan Tanrı’nın haricinde hiçbir kişilik var olamaz. İnsanın bireyselliğinin temel özellikleri, insan kişiliğinin mutlak Düzenleyici çekirdeği dâhil olmak üzere, Kâinatın Yaratıcısı’nın ayrıcalıklı kişiliğinin nüfuz alanındaki kâinatsal hizmetinde faaliyet göstere onun bahşedişidir.
5:6.5 (70.6) Birey öncesi düzeyin Düzenleyiciler’i birden çok çeşitte bulunan fani yaratılmışlarda ikamet eder; bu sebeple, bu aynı varlıkların morontia yaratılmışları olarak nihai ruhaniyet erişimiyle kişilikleştirilmesi için fani ölümden kurtularak varlığını devam ettirebilir. Bunun için, kişilik ihsanının böyle bir yaratılmış aklı kişisel Yaratıcı’nın birey öncesi bahşedişi olan ebedi Tanrı’nın ruhaniyetinin bir nüvesi tarafından ikame edildiğinde, bu sınırlı kişilik kutsal ve ebedi olanaklılığı elinde bulundurur ve bununla birlikte, Nihayet’e benzer olan bir sona ve hatta Mutlaklık’ın bir kendisini gerçekleştirmesine ulaşmayı amaç edinir.
5:6.6 (71.1) Kutsal kişilik için yeti birey öncesi Düzenleyici’nin doğasında bulunur; insan kişiliği için yeti insan varlığının kâinatsal-akıl ihsanının olanaklılığıdır. Fakat, fani yaratılmışlığın maddi yaşam yönlendirmesi Kâinatın Yaratıcısı’nın özgürleştirici kutsallığı tarafından dokunuluncaya, böylece bir benlik bilinci, benliğin göreceli bir biçimde kendini belirlemesi ve bireysel yaratıcı kişiliği olarak deneyimin enginliğinin onun üzerinde harekete geçirilmesine kadar fani insanın deneyimsel kişiliği faal ve işlevsel bir gerçeklik olarak gözlenemez. Maddi benlik kelimenin tam anlamıyla ve koşulsuz olarak bireyseldir.
5:6.7 (71.2) Maddi benlik geçici bir kimlik olarak kişiliğe ve kimliğe sahip olup birey öncesi ruhaniyet Düzenleyicisi de ebedi kimlik olarak kimliğe sahiptir. Bu maddi kişilik ve birey-öncesi ruhaniyet, ölümsüz ruhun varlığını devam ettiren kimliğini mevcudiyete dönüştüren yaratıcı özelliklerini birleştirmede oldukça yetkindir.
5:6.8 (71.3) İnsanın içsel benliğinin öncül nedensellik üzerine dayanan mutlak bağlılığının engellerinden insanın içsel bünyesini özgürleştirdiği ve böylece ölümsüz ruhunun gelişimini sağladığı için Yaratıcı bu hususta kendisini kenara çekmiştir. Tüm bunların sonucunda; nedenselliğin karşılığının engellerinden özgürleşmesiyle birlikte insan en azından ebedi nihai sona uygun olarak ve ölümsüz ruh olan benliğin ilerlemesinin yargısına varılmasıyla, bu ebedi ve varlığını devam ettiren bünyenin yaratılmışlığını kısıtlamak veya onun yaratılmasında irade gösterme konusu tercih için kendisine bırakılmıştır. Hiçbir diğer varlık, güç, yaratıcı, veya kurum uçsuz bucaksız olan kâinat âlemlerinin tümünde, ebedi kutsallığın kişiliğinin tercihte bulunan fanisi olarak ölümlü özgür iradenin mutlak egemenliğine hiçbir derecede müdahale edemez. Ebedi varlığı sürdürmeye ilişkin olarak Tanrı maddi ve fani iradenin egemenliğini buyurmuştur ve bu hüküm kesin bir mutlaklık arz eder.
5:6.9 (71.4) Yaratılmışın kişiliğinin bahşedilişi, ilkel nedenselliğe karşı kölece boyun eğmeden göreceli bir bağımsızlaşmayı sağlar, bununla birlikte tüm bu tür ahlaki varlıkların kişilikleri, evrimsel ve diğer geride kalanlar olarak farklılaşmasından bağımsız, Kâinatın Yaratıcısı’nın kişiliğinin merkezindedir. Ebedi Tanrı’nın bütünleştirici döngüsünü ve sayısız evrensel aile çevresini oluşturan varlıksal kan bağı tarafından, onlar ezelden beri onun Cennet mevcudiyetine doğru çekilirler. Tüm kişiliklerde kutsal kendiliğinden gerçekleşmenin bir kan bağı bulunmaktadır.
5:6.10 (71.5) Kâinat âlemlerinin tümünün kişilik döngüsü Kâinatın Yaratıcısı’nın kişiliğinde merkezi bir konumdadır, ve Cennet Yaratıcısı bireysel olarak öz benlik mevcudiyetinin tüm düzeylerinin içinde bütün kişiliklerinin bireysel olarak bilincinde ve kişisel olarak onlarla iletişim halindedir. Ve tüm yaratılmışların bu kişilik bilinci Düşünce Düzenleyicileri’nin amacından bağımsız olarak mevcuttur.
5:6.11 (71.6) Cennet Adası’nda çevrimleştirilmiş yer çekiminin bütünü, Bütünleştirici Bünye’de ve Ebedi Evlat’ta ruhaniyetin tümünde döngüleştirilen, ve bunun sonucunda Kâinatın Yaratıcısı’nın bireysel varlığında kişiselliğin tamamının çevrilmesi olarak bu döngü hataya yer bırakmayacak biçimde tüm kişiliklerin ibadetini Özgün ve Ebedi Kişiliğe ulaştırır.
5:6.12 (71.7) Düzenleyici’nin ikamet etmediği bu kişiliklerle ilgili olarak; onların tercih-özgürlüğünün özelliği aynı zamanda Kâinatın Yaratıcısı tarafından bahşedilmiştir, ve bu bireyler benzer biçimde Kâinatın Yaratıcısı’nın kişilik döngüsü olan kutsal sevginin büyük döngüsünde bütünleşir. Tanrı gerçek kişiliklerin tümünün egemen tercih hakkını sağlamıştır. Hiçbir kişisel yaratılmışlık ebedi serüveni yaşamaya zorlanamaz; ebediyetin kapısı sadece özgür iradenin Tanrı’sının özgür iradeye sahip çocuklarının özgür tercihlerine verilen karşılıkta açıktır.
5:6.13 (72.1) Ve bu makale yaşayan Tanrı’nın zamanın çocuklarıyla olan ilişkisini sunma çabalarımı yansıtır. Bununla birlikte her şey söylendiğinde ve geriye yapılacak bir şey kalmadığında, Tanrı’nın sizin kâinatınızın Yaratıcı’sı olduğunu ve onun tüm gezegensel çocuklarının sizin bünyenizde taşındığını tekrar tekrar söylemekten daha yararlı bir şey yapamam.
5:6.14 (72.2) [Bu makale Uversa’nın bir Kutsal Danışmanı tarafından Kâinatın Yaratıcısı’nın anlatımının sunuşunu konu alan dizinin beşinci ve son kısmıdır.]
Urantia’nın Kitabı
6. Makale
6:0.1 (73.1) EBEDİ Evlat, Kâinatın Yaratıcısı’nın “başat” kişisel ve mutlak kavramsallaşmasının kusursuz ve nihai dışavurumudur. Bununla iniltili olarak, nerede ve nasıl olursa olsun Yaratıcı kişisel ve mutlak olarak kendisini açığa çıkarır, kutsal ve yaşayan Söz’ün şimdiki ve gelecekte ezeli bir biçimde olduğu gibi Yaratıcı bunu kendisinin Ebedi Evlat’ı üzerinden gerçekleştirir. Bununla birlikte, bu Ebedi Evlat her şeyin merkezinde ikamet eder ve her şeyle, buna ek olarak gözlerden saklı Ebediyetin ve Kâinatın Yaratıcısı’nın kişisel mevcudiyetiyle doğrudan birliktelik içerisindedir.
6:0.2 (73.2) Tanrı’nın “başat” olma düşüncesinden bahsetmeyi ve Ebedi Evlat’ın kavranılması olanaksız bir zaman kökenini kastetmeyi insanın akli yapısının düşünce bağlantılarına olan erişimi elde etmek amacıyla gerçekleştiriyoruz. Dilin bu yönde oluşan olağan dışına çıkma durumu, zamana bağlı fani yaratılmışların akıllarıyla ilişimin uzlaşması noktasında bizim elimizden gelen en iyi uğraşlarımızı yansıtıyor. Sonsuzluğun doğası içerisinde oluşum sırası bakımdan ne Kâinatın Yaratıcısı bir ilk düşünceye, ne de Ebedi Evlat bir başlangıca sahip olabilir. Fakat yine de, ben sırasallığın bu tür zaman kavramları vasıtasıyla ebediyetin ilişkilerini tanımlamakla, ve düşüncenin bu tür sembolleriyle fanilerin zaman tarafından sınırlandırılmış akıllarına ebediyetin gerçekliklerini yansıtmakla görevlendirildim.
6:0.3 (73.3) Ebedi Evlat, Cennet Yaratıcısı’nın evrensel ve sınırsız kavramsallaşmasının, koşulsuz ruhaniyetinin ve mutlak kişiliğinin tamamının kutsal gerçekliğinin ruhani kişileşmesidir. Ve bununla birlikte Evlat Kâinatın Yaratıcısı’nın yaratan kimliğinin kutsal gerçeği açığa çıkarmasını oluşturur. Evlat’ın kusursuz kişiliği, Yaratıcı’nın gerçekten ruhani, iradi, amaçsal ve kişisel değerleri ve anlamlarının tümünün evrensel kökeni ve ebediyeti olduğunu açığa çıkarır.
6:0.4 (73.4) Zamanın sınırlı aklını harekete geçirmekte verilen bir uğraşta Cennet Kutsal Üçlemesi’nin sınırsız ve ebedi varlıklarının ilişkilerinin bazı sırasal kavramsallaşmasını oluşturma amacıyla, biz “Yaratıcı’nın başat olan kişisel, evrensel ve sınırsız kavramsallaşmasına” atıfta bulunarak bu tür kavramların kullanımından yararlanıyoruz. İlahiyat’ın ebedi ilişkilerinin herhangi yeterli bir fikrini insan aklına taşımak benim için imkânsızdır; bu sebeple, zamanın sırasal dönemlerinde bu ebedi varlıkların ilişkisi hakkında birkaç düşünceyi sınırlı akla ulaştırabilmenin üstesinden gelebilmek için bu terimleri kullanıyorum. Biz Yaratıcı’dan türeyen Evlat’a inanıyoruz; ve biz ikisinin de koşulsuz olarak ebedi olduğu hususunda bilgilendirildik. Bir Evlat’ın Yaratıcı’dan türediği gizeminin tamamen kavramasının ve yine onun olağan bir biçimde Yaratıcı’nın kendisiyle birlikte ebedi olduğunun hiçbir zaman yaratılmışlığı tarafından en başından beri tamamen kavranamaması bu sebeple aşikârdır.
6:1.1 (73.5) Ebedi Evlat benzersiz ve Tanrı’nın kendisinden türeyen tek Evlat’tır. O Evlat olarak Tanrı, İlahiyat’ın İkinci Kişisi ve her şeyin yardımcı yaratanıdır. Yaratıcı’nın nasıl İlk Büyük Kaynak ve Merkez olduğunu belirttiysek Ebedi Evlat ise İkincil Büyük Kaynak ve Merkez’dir.
6:1.2 (74.1) Ebedi Evlat kâinat âlemlerinin tümünün ruhani yönetiminin kutsal yöneticisi ve ruhaniyet merkezidir. Kâinatın Yaratıcısı ilk olarak bir yaratan ve daha sonrasında ise denetleyicidir; Ebedi Evlat ise aynı biçimde ilk olarak bir yardımcı yaratan ve daha sonrasında ise bir ruhani yöneticidir. “Tanrı ruhaniyettir,” ve Evlat ruhaniyetin bir kişisel açığa çıkarılışıdır. İlk Kaynak ve Merkez, İradesel Mutlaklık; İkincil Kaynak ve Merkez ise Kişilik Mutlaklık’dır.
6:1.3 (74.2) Kâinatın Yaratıcısı, Evlat’ın birlikteliğinin dışında veya Evlat’ın yardımcı faaliyetleri olmadan kişisel biçimde hiçbir zaman bir yaratıcı olarak faaliyet göstermez. Yeni Ahit yazarının Ebedi Evlat’a atıfta bulunduğu zaman, o yazmaya başladığında gerçeği şöyle dile getirecekti: “Her şeyin başlangıcında Söz vardı, ve Söz Tanrı’yla birlikte dile geldi, bunun sonucunda Söz Tanrı’ydı. Her şey onun tarafından yapılmıştı, ve o olmadan yapılmış hiçbir şey yoktu.”
6:1.4 (74.3) Ebedi Evlat’ın bir Evlat’ı Urantia’da görüldüğünde, bu insan vücudunda olan kutsal varlıkla bütünleşenler şu sözleri kendisi için kastettiler: “O başlangıçtan gelen, duyduğumuz, gözlerimizle gördüğümüz, baktığımız ve ellerimizin dokunduğu, hatta yaşamın Söz’üydü.” Ve bu bahşedilen Evlat Yaratıcı’dan tıpkı gerçekten Özgün Evlat’ın türediği gibi gelmiştir, onun dünyevi dualarından bir tanesinde söylediği biçimiyle: “ve şimdi sen, benim Yaratıcım, beni kendi bünyenle birlikte yücelt, tıpkı bu dünya olmadan önce seninle sahip olduğum ihtişamda olduğu gibi.”
6:1.5 (74.4) Ebedi Evlat farklı evrenler içerisinde değişik isimler altında bilinir. Merkezi evrende kendisi; Eş güdüm Kökeni, Eş Yaratan ve Yardımcı Mutlak olarak bilinir. Aşkın-evrenin yönetim merkezi olan Uverta üzerinde, Evlat’ı Eş Ruhaniyet Merkezi ve Ebedi Ruhaniyet Yöneticisi olarak adlandırırız. Sizin yerel evreninizin yönetim merkezi olan Salvington üzerinde bu Evlat İkincil Ebedi Kaynak ve Merkez olarak kayıtlıdır. Melçizedekler onun hakkında Evlatların Evlat’ı olarak bahsetmişlerdir. Sizin dünyanız üzerinde, fakat ikame edilen âlemlerin sizin sisteminizde bulunmayanlarında, bu Özgün Evlat, kendisini Urantia’nın fani ırklarına bahşeden Nebadonlu Mikâil olan bir yardımcı Yaratan Tanrı’yla karıştırılmaktadır.
6:1.6 (74.5) Cennet Evlatları’nın herhangi biri Tanrı'nın Evlatları olarak uyuşan bir biçimde adlandırılsa da; sınırsız İlahiyatlar’dan türeyen diğer tüm kutsal Evlatlar’ın eş yaratıcısı, kusursuzluğun ve kudretin merkezi evreni olan Kainatın Yaratıcısı’yla birlikte yardımcı yaratıcı, İkinci Kaynak ve Merkez olan bu Özgün Evlat için biz “Ebedi Evlat” atfını kullanma alışkanlığındayız.
6:2.1 (74.6) Ebedi Evlat, Kâinatın Yaratıcısı kadar değişmez ve sonsuza kadar sorumluluklarına sadıktır. O aynı zamanda Yaratıcı kadar ruhsal ve tıpkı onun olduğu gibi tamamiyle sınırsız bir ruhaniyettir. Sizin gibi düşük seviye kökenlerinden gelen faniler için Evlat daha fazla birey olarak görülecektir, çünkü Kâinatın Yaratıcısı’na kıyasla o size yaklaşılabilirlik bakımından bir adım daha yakındır.
6:2.2 (74.7) Ebedi Evlat Tanrı’nın ebedi Sözü’dür. O tamamen Yaratıcı gibidir; aslında Ebedi Evlat Yaratıcı olan Tanrı’nın kişisel biçimde kâinat âlemlerinin tümüne olan dışavurumudur. Ve bu sebeple geçmişte ve şu an olduğu, bununla beraber gelecekte olacağı gibi, Ebedi Evlat’ın ve tüm yardımcı Yaratan Evlatlar’ın şu gerçek yargısı mevcuttur: “Evlat’ı gören Yaratıcı’yı görür.”
6:2.3 (74.8) Doğası bakımından Evlat tamamiyle ruhani Yaratıcı gibidir. Biz Kâinatın Yaratıcısı’na ibadet ettiğimizde, gerçekte biz aynı zamanda Evlat olan Tanrı’ya ve Ruhaniyet olan Tanrı’ya ibadet ederiz. Evlat olan Tanrı doğası bakımından Yaratıcı olan Tanrı kadar kutsal bir biçimde gerçek ve ebedidir.
6:2.4 (75.1) Evlat Yaratıcı’nın sınırsız ve aşkın doğruluğunun sadece bütününü elinde bulundurmaz, fakat aynı zamanda Evlat Yaratıcı karakterinin kutsallığının tümünün yansıtıcısıdır. Evlat, Yaratıcı’nın kusursuzluğunu ve onunla bütünleşmiş bir biçimde onların kutsal mükemmeliyete erişimlerinin ruhani çabalarında kusurluluğun tüm yaratılmışlıklarına yardım etmenin sorumluluğunu paylaşır.
6:2.5 (75.2) Ebedi Evlat Yaratıcı’nın kutsallığının karakterinin ve ruhaniyetinin özelliklerinin tümüne sahiptir. Evlat kişilik ve ruhaniyette Tanrı’nın mutlaklığının tamamlanmış halidir, ve Evlat bu nitelikleri kâinat âlemlerinin tümünün ruhani yönetiminin içindeki kendi iradesinde açığa çıkarır.
6:2.6 (75.3) Tanrı kelimenin tam anlamıyla evrensel bir ruhaniyettir; Tanrı bir ruhtur, ve Yaratıcı’nın bu ruh doğası Ebedi Evlat’ın İlahiyat’ı içerisinde odaklanmış ve kişileşmiştir. Evlat içinde tüm ruhani nitelikler gözle görülür bir biçimde fazlasıyla İlk Kaynak ve Merkez’in evrenselliğinden türeyerek gelişir. Ve Yaratıcı olarak onun ruhani doğasını Evlat’ıyla paylaşır, ve böylelikle koşulsuz ve tamamiyle Sınırsız Ruhaniyet olan Bütünleştirici Bünye ile birlikte kutsal ruhaniyeti tıpkı kendileriyle paylaştıkları gibi onunla paylaşırlar.
6:2.7 (75.4) Gerçeğin sevgisinde ve yaratılmışın güzelliğinde Yaratıcı ve Evlat, Evlat’ın evrensel değerlerin ruhani güzelliğinin gerçekleşmesine kendisini daha fazla ayrıcalıklı bir biçimde adayışının görünüşü haricinde, eşittirler.
6:2.8 (75.5) Kutsal iyilikte Yaratıcı ve Evlat arasında bir farkın olmadığını ayırt ediyorum. Yaratıcı kendi evren çocuklarını bir baba gibi sever; Ebedi Evlat ise tüm yaratılmışlara bir baba ve bir kardeş gibi bakar.
6:3.1 (75.6) Evlat Kutsal Üçleme’nin adalet ve doğruluğunu paylaşır, yine de Yaratıcı’nın sevgisi ve bağışlamasının sınırsız kişileşmesi tarafından bu kutsallık niteliklerini kendi üstünlüğüyle gölgede bırakır; Evlat âlemlere açığa çıkarılan kutsal sevgidir. Tanrı nasıl sevgi ise Evlat bağışlamadır. Evlat Yaratıcı’dan daha fazla sevgi gösteremez, fakat yaratılmışlara ilave bir biçimde bağışlama gösterebilir. Evlat, Yaratıcı gibi sadece yaratıcı temelli değildir; o aynı zamanda aynı Yaratıcı’nın Ebedi Evlat’ıdır, bu sebeple Kâinatın Yaratıcısı’nın tüm diğer evlatlarının evlat olma deneyimini paylaşabilme farklılığına sahiptir.
6:3.2 (75.7) Ebedi Evlat tüm yaratılmışlara karşı büyük bir bağışlama hizmeti gösterir. Bağışlama Evlat’ın ruhani karakterinin özüdür. Ebedi Evlat’ın yardımcıları, İkincil Kaynak ve Merkez’in ruhani döngülerinde hareket ettikleri gibi, bağışlama durumuyla görevlidir.
6:3.3 (75.8) Ebedi Evlat’ın sevgisini kavramak için, sevginin ta kendisi Yaratıcı olan onun kutsal kaynağını ilk olarak algılamanız; ve bunun akabinde onun neredeyse sayısız yardımcı kişiliklerinin ev sahipliğinde ve Sınırsız Ruhaniyet’in uçsuz bucaksız hizmetinde kendini gerçekleştiren bu sınırsız sevgiye dikkatli bakmanız gerekir.
6:3.4 (75.9) Ebedi Evlat’ın hizmeti, kâinat âlemlerinin tümü için sevginin Tanrı’sının kendisini açığa çıkarmasına adamıştır. Bu kutsal Evlat, merhamet sahibi Yaratıcı’sını, zamanın kötülük işleyenlerine bağışlama ve düşük düzeyde bulunan yaratılmışlarına sevgi göstermesine ikna etmeye çalışmak gibi soylu olmayan bir davranışın içinde değildir. Ebedi Evlat’ı Kâinatın Yaratıcısı’na mekânın maddi dünyaları üzerindeki düşük düzeydeki yaratılmışlarına bağışlama göstermesi için başvurması biçiminde tahayyül etmek ne kadar da yanlıştır! Tanrı’ya dair bu tür kavramsallaşmalar kaba ve çirkindir. Bunun yerine şunun farkına varmanız gerekir ki Tanrı'nın Evlatları’nın bağışlayıcı hizmetlerinin tümü Yaratıcı kalbinin evrensel sevgisi ve sınırsız merhametinin doğrudan bir açığa çıkışıdır. Yaratıcı’nın sevgisi Evlat’ın merhametinin gerçek ve ebedi kaynağıdır.
6:3.5 (75.10) Tanrı sevgi, Evlat ise bağışlamadır. Bağışlama sevginin uygulamalı halidir, Yaratıcı’nın sevgisi Ebedi Evlat’ın kişiliği içinde devinime geçer. Bu evrensel Evlat’ın sevgisi evrenselin kendisi gibidir. Sevginin cinsiyetlerin var olduğu bir gezegende algılanışı düşünüldüğünde, Ebedi Evlat’ın şefkati daha çok anne sevgisine benzetilebilirken Tanrı’nın sevgisi ise bir babanın sevgisi gibidir. Bu tür benzetmeler gerçekte nezaketsiz olan benzetmelerdir, fakat ben onları, kutsal içerik bakımdan değil ama Yaratıcı’nın ve Evlat’ın sevgisi arasındaki dışavurumun niteliksel ve biçimsel farklılığı bakımından insan aklına ulaştırmak ümidiyle kullandım.
6:4.1 (76.1) Ebedi Evlat kâinat gerçekliğinin ruhaniyet düzeyini harekete geçirir; Evlat’ın ruhaniyet kudreti tüm evren mevcudiyetleriyle ilişkili olarak mutlaktır. Kendisi tüm farklılaşmamış ruhaniyet enerjisinin eş birlikteliği ve gerçekleştirilen ruhaniyet gerçekliğinin tümü üzerinde mutlak algısının ruhaniyet çekimiyle kusursuz düzenlemeyi uygular. Parçalanmamış saf ruhaniyetin tümü ve ruhani varlık ve değerlerin bütünü temel Cennet Evlat’ının sınırsız çekim kudretine karşılık verirler. Ve eğer ebedi gelecek kısıtlanmamış evrenin açığa çıkışına şahitlik edecekse, Özgün Evlat’ın ruhaniyet çekimi ve ruhaniyet kudreti böyle sınırı olmayan bir yaratılmışlığın etkili yönetimi ve ruhani denetlemesi için tamamen yeterli bir düzeyde bulunacaktır.
6:4.2 (76.2) Evlat’ın her şeye gücü yetmesi sadece ruhani âlemdedir. Evren yönetiminin ebedi muhasebesinde, hizmetin müsrif ve ihtiyaca gerek olmayan tekrarına hiçbir zaman rastlanmaz; İlahiyatlar evren hizmetinin ihtiyaç duyulmayan suretleri için verilmezler.
6:4.3 (76.3) Özgün Evlat’ın her zaman her yerde oluşu kâinat âlemlerinin tümünün ruhani birlikteliğini oluşturur. Tüm yaratılmışların ruhani birleşmesi Ebedi Evlat’ın kutsal ruhunun faal mevcudiyetinin her yerde oluşuna dayalıdır. Yaratıcı’nın ruhani mevcudiyetini algıladığımızda onu Ebedi Evlat’ın ruhani mevcudiyetinden düşüncelerimizde ayırmayı zor buluyoruz. Yaratıcı’nın ruhaniyeti Evlat’ın ruhaniyetinin ebediyete kadar sakinidir.
6:4.4 (76.4) Yaratıcı ruhani bakımdan her zaman her yerdedir, fakat böyle bir her yerde oluş Ebedi Evlat’ın ruhani faaliyetlerinin her yerde oluşundan ayrılamaz görünmektedir. Buna rağmen biz, ikircikli ruhsal bir doğanın mevcudiyeti olan Yaratıcı-Evlat ilişkisinin tüm durumları altında Evlat’ın ruhaniyetinin Yaratıcı’nın ruhaniyetiyle iş güdüm halinde olduğuna inanıyoruz.
6:4.5 (76.5) Onun kişilikle olan ilişkisinde, Yaratıcı kişilik döngüsünde faaliyet gösterir. Onun ruhsal yaratılmışla olan bireysel ve takip edilebilir ilişkisinde o ilahiyatın bütünlüğünün nüvelerinde açığa çıkar, ve bu Yaratıcı nüveleri âlemler içinde hangi zamanda ve hangi yerde ortaya çıkarsa çıksın benzersiz, ayrıcalıklı ve tek başına bir faaliyet gösterir. Tüm bu durumlarda Evlat’ın ruhaniyeti, Kâinatın Yaratıcısı’nın bölümlere ayrılmış mevcudiyetinin ruhani faaliyetiyle eş güdüm halindedir.
6:4.6 (76.6) Ruhani bakımdan Ebedi Evlat her zaman her yerdedir. Ebedi Evlat’ın ruhaniyeti kesinlikle sizinle ve sizin etrafınızdadır, fakat Gizem Görüntüleyicisi’nde olduğu gibi sizin içinizde veya sizin bir parçanız değildir. İkamet eden Yaratıcı nüvesi, İkincil Kaynak ve Merkezi’nin çok güçlü ruhaniyet çekim döngüsünün kendisine çeken ruhani kudretine artan bir biçimde karşılık verir hale gelen böyle yükselen bir aklın olduğu koşullarda, insan aklını ilerleyici bir biçimde kutsal görüşlerle uyumlu hale getirir.
6:4.7 (76.7) Özgün Evlat evrensel ve ruhani bakımdan birey bilincine sahiptir. Bilgelik bakımından Evlat Yaratıcı’nın tamamiyle eşitidir. Bilginin nüfuz alanında her şeyin bilgisine sahip olmayı Birincil ve İkincil Kaynakları birbirinden ayırt edemeyiz; çünkü Evlat tıpkı Yaratıcı gibi her şeyi bilir; hiçbir evren olayı karşısında hayrete kapılmaz; ve O sonu başlangıcından itibaren kavrar.
6:4.8 (77.1) Yaratıcı ve Evlat kâinat âlemlerinin tümü içinde ruhaniyetlerin ve kendisine ruh verilmiş varlıkların tümünün sayısını ve bulunduğu yeri gerçekten bilir. Evlat sadece her şeyi kendisinin her zaman her yerde olan ruhaniyetinin erdemi sayesinde bilmez; aynı zamanda yedi aşkın-evrenin tüm dünyalarında her yerde ve her biçimde gerçekleşen her şeyin farkındalığına sahip us olarak Yüce Varlık’ın akli yapısının çok geniş dışavurumundan bütünüyle, Yaratıcı ve Bütünleştirici Bünye ile birlikte eşit derecede, haberdardır. Ve Cennet Evladı’nın her şeyin bilgisine sahip olduğu diğer biçimler de mevcuttur.
6:4.9 (77.2) Düşük düzeylerin yükselen varlıklarıyla birlikte bu tür bağışlayıcı ve şefkat dolu iletişiminde Ebedi Evlat, tıpkı kendilerini zamanın evrimsel dünyalarına oldukça sıklıkla bahşeden yerel âlemlerdeki onun Cennet Evlatları gibi sabırlı ve metanetli, sıcak ve düşünceli olurken; sevgi dolu, bağışlayıcı, ruhani kişiliği düzenleyici biri olarak Ebedi Evlat Kainatın Yaratıcısı’yla bütünüyle ve sınırsızca eşittir.
6:4.10 (77.3) Ebedi Evlat’ın özelliklerini üzerine daha fazla detaylı bir biçimde görüş belirtmek gereksizdir. İstisnalar göz önünde bulundurulmak şartıyla, Evlat olan Tanrı’nın özelliklerini doğru bir biçimde değerlendirmek ve anlamak Yaratıcı olan Tanrı’nın ruhani nitelikleri irdelemek için tek yeterliliktir olacaktır.
6:5.1 (77.4) Ebedi Evlat, ne fiziksel nüfuz alanlarında kişisel olarak, ne de Bütünleştirici Bünye’nin vasıtası dışında yaratılmış varlıklara akıl hizmetinin düzeylerinde faaliyette bulunur. Fakat bu koşullanmalar ruhani her şeyin bilgisine sahip olma, her yerde birden bulunma ve her şeye gücü yetmenin kutsal özelliklerinin tümünün özgür ve bütüncül uygulamalarından Ebedi Evlat’ı hiçbir biçimde sınırlandıramaz.
6:5.2 (77.5) Ebedi Evlat, İlahi Mutlaklık’ın sınırsızlığının doğasında olan ruhaniyet olanaklarına kişisel olarak hâkim değildir, fakat bu olanakların mevcut bir biçimde gerçekleşmesi olarak onlar Evlat’ın ruhani çekim döngüsünün her şeye gücü yeten algısı içinde bu dönüşüme ulaşırlar.
6:5.3 (77.6) Kişilik Kâinatın Yaratıcısı’nın ayrıcalıklı bir hediyesidir. Ebedi Evlat kişiliği Yaratıcı’dan elde eder, fakat Yaratıcı olmadan kişilik bahşedemez. Evlat çok geniş bir ruhaniyet ev sahipliğine kaynaklık eder, fakat ondan türeyen bu farklılaşmalar kişilik örnekleri olarak gösterilemez. Evlat, kişiliği yarattığı zaman, o bu yaratımı Yaratıcı veya Yaratıcı için bu tür ilişkilerde faaliyetlerde bulunabilecek Bütünleştirici Bünye ile birlikte gerçekleştirir. Ebedi Evlat bu sebeple kişiliklerin eş yaratıcısıdır, fakat o hiçbir varlık veya kendisi için bile ne tek başına kişilik bahşedebilir, ne de bireysel varlıkların yaratımını gerçekleştirebilir. Faaliyetin bu kısıtlanma durumu buna rağmen birey gerçekliğinden başka herhangi veya tüm diğer biçimlerin yaratma yetisinden onu mahrum bırakmaz.
6:5.4 (77.7) Ebedi Evlat yaratan ayrıcalıklarının iletimi hususunda da sınırlıdır. Yaratıcı, Özgün Evlat’ın ebedileştirilmesi sürecinde yaratıcı özelliklere sahip daha fazla Evlatlar’ı yaratmanın kutsal faaliyetinde Yaratıcı’ya sonradan katılımın ayrıcalığını ve kudretini ona bahşetmiştir, ve böylelikle onlar eskiden ve şimdi olduğu gibi artık bu yaratımı beraber gerçekleştirmektedirler. Fakat bu eş güdüm Evlatları yaratıldığı zaman açık bir biçimde yaratmanın ayrıcalıkları daha ileri taşınacak bir şekilde iletimsel değildir. Ebedi Evlat yaratma doğasının kudretini sadece ilk ve doğrudan kişileştirmelere iletebilir. Bu bakımdan, Yaratıcı ve Evlat bütünleşip bir Yaratan Evlat’ı kişileştirdikleri zaman onlar bu amaca ulaşır; fakat Yaratan Evlat’ın varlığa dönüşümü sonucunda onun daha sonrasında yaratacağı değişik düzeylerde Evlatlar’a yaratıcılığın ayrıcalıklarını iletme ve onları devretme yetisine kendisi sahip değildir. Tüm bunlara rağmen en yüksek yerel evren Evlatlar’ında bir Yaratan Evlat’ın çok kısıtlı da olsa yaratıcı özellikleri mevcuttur.
6:5.5 (78.1) Ebedi Evlat, sınırsız ve ayrıcalıklı bir bireysel varlık olarak; kendi doğasını parçalara ayıramaz, Sınırsız Ruhaniyet ve Kâinatın Yaratıcısı’nın yaptığı gibi benliğinin bireyselleşmiş bölümlerini diğer birimlerle ve kişilerle paylaşamaz ve onları bahşedemez. Fakat Evlat tüm yaratılmışların arınması için kendi sınırsız ruhaniyetini bahşedebilme yetisine sahiptir ve bunu faal olarak yerine getirir, bununla beraber durmaksızın ruhaniyet kişiliklerini ve ruhsal gerçekliklerini yanına çeker.
6:5.6 (78.2) Şunu unutmayınız ki, Ebedi Evlat ruhani Yaratıcı’nın tüm yaratılmışlara olan kişisel tasviridir. Evlat İlahiyat bakımından kişisel olmasından başka hiçbir biçimde tanımlanamaz; böyle bir kutsal ve mutlak kişilik bölünemez ve parçalanamaz. Yaratıcı olan Tanrı ve Ruhaniyet olan Tanrı kelimenin tam anlamıyla kişiseldir, fakat bu tür İlahiyat kişiliklerine ek olarak onlar aynı zamanda her kavrama karşılık gelen bir bütünlüğe sahiptir.
6:5.7 (78.3) Ebedi Evlat, Düşünce Düzenleyicileri’nin bahşedilişine bireysel olarak katılamasa da; ebedi geçmişte Yaratıcı Düşünce Denetleyicileri’nin bahşedilişini öne sürdüğünde ve Evlat’a “fani insanı kendi görünüşümüzde yaratalım” niyetini buyurduğu zaman Evlat bu tasarıyı onaylayarak ve sonu gelmeyen eş güdümünün güvencesinin sözünü ona vererek Kainatın Yaratıcısı’yla beraber bu kurulda bulundu. Bunun sonucunda, Yaratıcı’nın ruhaniyet nüvesi sizin içinizde ikamet ederek, Evlat’ın mevcudiyetinin ruhaniyeti sizi sarıp sarmalayarak, bu iki olay bir bütün olarak sonsuza kadar sizin ruhsal ilerleyişinizi gerçekleştirir.
6:6.1 (78.4) Ebedi Evlat bir ruhaniyettir ve bunun eşleniğinde bir akli yapısı bulunur, fakat bu akıl ve ruhaniyet fani us tarafından kavranılamaz bir niteliktedir. Fani insan aklı sınırlı, kâinatsal, maddi ve kişilik düzeylerinde algılar. İnsan aynı zamanda akli olgusallığı alt birey düzeyi olan hayvan seviyesinde yaşayan organizmaların işleyişi olarak görür, fakat üstün maddi varlıklarla ilişkili ve ayrıcalıklı ruhaniyet kişiliklerinin bir parçası olduğunda aklın doğasını algılamak onun için bir zorluk hale gelir. Buna rağmen akıl, ruhaniyet düzeyinin mevcudiyeti bağlamında ve akli yapının ruhani faaliyetlerine atfedildiğinde farklı bir biçimde tanımlanmalıdır. Ruhaniyetle doğrudan birliktelik kurmuş bu tür akıl, ne ruhaniyet ve madde arasında eş güdümü düzenleyen akılla ve ne de sadece madde ile birliktelik kurmuş akılla karşılaştırılabilir.
6:6.2 (78.5) Ruhaniyet en başından beri bilinç ve akıl sahibidir, ve kimliğin değişken fazlarını elinde bulundurur. Bazı fazlarda akıl olmadan ruhani varlıkların birlikteliğinde hiçbir ruhsal bilinç olmayacaktır. Aklın eşleniği, onun anlayabilme ve anlaşılabilme bilinci olarak İlahiyat’a özgü bir durumdur. İlahiyat bireysel, birey öncesi, bireyüstü veya birey dışı olabilir, fakat İlahiyat hiçbir zaman akıldan yoksun olamaz. Bu durum İlahiyat’ın benzer birimler, varlıklar ve kişiliklerle hiçbir zaman en azından iletişim kurmanın yetisinden mahrum kalmaması anlamına gelmektedir.
6:6.3 (78.6) Ebedi Evlat’ın aklı Yaratıcı gibidir, fakat evren içindeki diğer akli yapılar için aynı benzerliği göstermez. Ve Yaratıcı’nın aklıyla birlikte Bütünleştirici Yaratan’ın uçsuz bucaksız ve çeşitli akıllarına öncülük eder. Yaratıcı ve Evlat’ın Üçüncül Kaynak ve Merkez’in mutlak aklına öncülük eden akli yapısı galiba en iyi bir biçimde bir Düşünce Denetleyicisi’nin akıl önceliğinde gösterilir. Bunun için, bu Yaratıcı nüveleri her ne kadar Bütünleştirici Bünye’nin aklı döngülerinin tamamiyle dışında olsa da, onlar bir çeşit akıl önceliğinin biçimine sahiptirler, bununla beraber anlamanın ve anlaşılmanın yetisine sahip oldukları için insanın düşünmesine benzer ve ona eşlenik bir yetiyi tadarlar.
6:6.4 (78.7) Ebedi Evlat bütünsel bir biçimde ruhsaldır; insan ise bu duruma yakın bir biçimde neredeyse tamamiyle maddidir. Bu sebeple Ebedi Evlat’ın ruhaniyet kişiliğine, onun Cenneti çevreleyen yedi ruhsal nüfuz alanına, ve Cennet Evlatları’nın birey dışı yaratımlarının doğasına fazlasıyla uygun olmak, sizin Nebadon’un yerel evreninin morontial yükselimini tamamlamanızı takip eden ruhani düzeye erişiminizi beklemek zorundadır. Ve bunun sonucunda Havona üzerinde aşkın-evren boyunca geçiş yapmış olarak ruhaniyet saklı bu birçok gizem, ruhani içerik olan “ruhaniyetin aklına” ihsan edilmeye başladığınızda andan itibaren gün ışığına çıkacaktır.
6:7.1 (79.1) Ebedi Evlat, kutsal üçleme biçimiyle Kâinatın Yaratıcısı’nın koşulsuz mutlaklığın kişilik engellerinden kurtulduğu bu sınırsız kişiliktir. Bu erdemle, yaratılmışların Yaratanları’nın kendisinin en başından genişleyen evrenine bünyesini bitip tükenmek bilmeyen bir büyüklükte bahşetmeye ezelden beri devam etmiştir. Evlat mutlak bir kişiliktir; Tanrı ise kişiliğin kaynağı, onun bahşedicisi ve onun sebebi olarak yaratıcı kişiliğidir. Her bireysel varlık, tıpkı Özgün Evlat’ın ebedi bir biçimde kendi kişiliğini Cennet Yaratıcısı’ndan aldığı gibi, kişiliğini Kâinatın Yaratıcısı’ndan alır.
6:7.2 (79.2) Cennet Evladı’nın kişiliği mutlak ve saf bir biçimde ruhanidir, bununla birlikte bu mutlak kişilik kutsal ve ebedi bir yöntemsel oluşuma sahiptir. Buna göre, ilk olarak Yaratıcı’nın kişiliği Bütünleştirici Bünye’ye ve bunun ardından uçsuz bucaksız bir kâinat boyunca çok çeşitli yaratılmışlara olan bahşedişi vardır.
6:7.3 (79.3) Ebedi Evlat; tamamiyle bağışlayıcı bir hizmetkâr, kutsal bir ruhaniyet, ruhsal bir kudret ve gerçek bir kişiliktir. Evlat; birey olmayan, kutsallık dışı, ruhani olmayan ve sadece saf bir potansiyelden oluşma durumlarının dışında olan İlk Kaynak ve Merkez’in bütünü ve özü olan âlemlerde Tanrı’nın dışa vurulmuş ruhsal ve kişisel doğasıdır. Fakat Ebedi Evlat’ın bu göksel kişiliğinin ihtişamını ve güzelliğini bir kelimesel resmedişte insan aklına yerleştirmek imkânsızdır. Kâinatın Yaratıcısı’nın görünümünü bulanıklaştırma eğiliminde olan her şey Ebedi Evlat’ın kavramsal olarak tanınmasını neredeyse eşit ölçekte etkilemektedir. Siz şu an sınırsız aklın anlayışına bu mutlak kişiliğin karakterini neden tasvir etmede yetkin olmadığımı anlamak için Cennet’e erişmeyi beklemek zorundasınız.
6:8.1 (79.4) Kişiliğin kimliği, doğası ve diğer özellikleriyle ilgili olarak, Ebedi Evlat Kâinatın Yaratıcısı’nın ebedi eşleniği, kusursuz tamamlayıcısı ve bütüncül eşidir. Yine bu bakımdan, Tanrı Evrenin Babası, Evlat ise Evrenin Annesi’dir. Bununla birlikte hepimiz en düşük düzey yaratılmışlardan en yükseğine kadar kâinat ailesini oluşturuyoruz.
6:8.2 (79.5) Evlat’ın karakterini takdir etmek için Yaratıcı’nın kutsal karakterinin açığa çıkmasını irdelemeniz gerekir; çünkü onlar sonsuza kadar ve ayrılmaz bir biçimde bir tektirler. Kutsal kişilikler olarak görsel bir biçimde aklın düşük seviyeleri tarafından ayırt edilemezler. İlahiyat’ın kendilerinin yaratıcı faaliyetlerinde kökeni olanlar tarafından bu farklılığı tanımak zor da değildir. Merkezi evrende ve Cennet üzerinde saflığın varlıkları, Tanrı’yı ve Evlat’ı sadece evrensel denetlemenin bir bireysel birliği olarak değil, aynı zamanda evren yönetiminin kesin nüfuz alanlarında iki ayrı kişiliğin faaliyetsel varlıkları olarak algılarlar.
6:8.3 (79.6) Bireyler Kâinatın Yaratıcısı’nı ve Evlat’ı ayrı bireyler olarak özümseyebilirlerken, kaldı ki gerçekten de onlar ayrıdırlar; fakat evrenlerin yönetiminde onlar o kadar bütünleşmiş ve iç içe geçmiştir ki onları birbirinden ayırt etmek her zaman olanaklı değildir. Âlemleri ilgilendiren olaylarda, Tanrı’nın ve Evlat’ın kafa karıştırıcı bir birlikteliğiyle karşı karşıya kalındığı zaman onların hizmetlerini birbirinden ayırmaya çalışmak her zaman yararlı değildir; böyle bir durumda sadece Tanrı’nın başlatıcı düşünce olduğunu ve Evlat’ın onun dışa vurucu sözünü teşkil ettiğini unutmayın. Bu birbirinden ayrılmama durumu, her yerel evrende, Yaratıcı ve Evlat için on milyon yerleşik dünyaların yaratılmışlarını destekleyen Yaratan Evlat’ın kutsallığında kişileşir.
6:8.4 (80.1) Ebedi Evlat sınırsızdır, fakat kendisi Cennet Evlatları’nın kişileri ve Sınırsız Ruhaniyet’in sabırlı hizmeti sayesinde erişilebilirdir. Cennet Evlatları’nın bahşedici hizmeti ve Sınırsız Ruhaniyet’in yaratılmışlarının sevgi dolu hizmeti olmadan maddi kökenin varlıkları neredeyse hiçbir biçimde Ebedi Evlat’a ulaşmayı ümit edemez. Böylelikle bu göksel kurumların yardımı ve rehberliğinin sayesinde, Tanrı-bilincine sahip fanilerin kesinlikle Cennet’e ve Evlatların bu görkemli Evlat’ının bireysel varlığı huzuruna erişeceği yukarıda bahsi geçen yargı kadar gerçektir.
6:8.5 (80.2) Ebedi Evlat fani kişiliğe erişimin bir yöntemsel biçimi olsa da sizin için Yaratıcı ve Ruhaniyet’in gerçekliğini algılamak size daha kolay gelecektir, çünkü Yaratıcı sizin insan kişiliğinizin mevcut bahşedicisidir ve Sınırsız Ruhaniyet sizin fani aklınızın mutlak kaynağıdır. Fakat ruhani gelişimde Cennet yoluna yükseldiğiniz zaman, Ebedi Evlat’ın kişiliği size artan bir biçimde gittikçe gerçek olarak görünecek ve onun sınırsız ruhsal aklının gerçekliği sizin gelişerek ruhanileşen aklınıza daha algılanabilir hale gelecektir.
6:8.6 (80.3) Ebedi Evlat’ın kavramsallaşması sizin maddi veya sonradan sahip olacağınız morontial aklınızda çok parlak bir biçimde hiçbir zaman ışıldamaz. Bu durum ta ki, sizin ruhani yükselişinizi başlatmanız ve onu ruhsallaştırmanız, bunun neticesinde Ebedi Evlat’ın kişiliği kavramının, bir insan olarak ve şahsen insanlar arasında bir insan bedeninde Urantia’da bir kere ete kemiğe büründüğü ve yaşadığı öz olan sizin kavramsallaştırmanızdaki Cennet’in Yaratan Evladı’nın kişiliğinin berraklığına eşit olmasına kadar devam edecektir.
6:8.7 (80.4) İnsan tarafından kişiliği algılanabilen Yaratan Evlat, bu fazlasıyla ve ayrıcalıklı bir biçimde ruhsal fakat yine de kişisel olan Cennetin Ebedi Evladı’nın bütüncül önemini anlamanızdaki yetersizliğinizi sizin yerel evren deneyiminiz boyunca mutlaka telafi edecektir. Havona ve Orvonton boyunca ilerlediğiniz, yerel evreninizin Yaratan Evlat’ının derin hatıralarını ve berrak resmini geride bıraktığınız zaman; bu maddi ve morontia deneyiminizin gerçekliği ve yakınlığı, siz Cennet huzurunda ilerledikçe başından beri varlığını artan bir biçimde hissettiren Cennet Ebedi Evladı’nın yoğunlaşan kavrayışı ve ezelden beri genişleyen kavramsallaşması tarafından olumlu bir biçimde tazmin edilecektir.
6:8.8 (80.5) Ebedi Evlat muhteşem ve yüce bir kişiliktir. Böyle sınırsız bir varlığın kişiliğinin mevcudiyetini maddi aklın anlaması her ne kadar onun gücünün ötesinde olsa da onun bir birey olduğundan kuşku duymayınız. Bu bağlamda ne söylediğimin tam anlamıyla bilincindeyim. Sayısız zaman Ebedi Evlat’ın kutsal varlığında ikamet ettim, ve bunun sonrasında onun kutsal yücelikte olan isteğini yerine getirmek için kâinat içerisinde seyahatime bu ikameden ayrılarak başladım.
6:8.9 (80.6) [Cennetin Ebedi Evladı’nı tasvir eden bu makaleyi oluşturmak için görevlendirilen bir Kutsal Danışman tarafından kâğıda dökülmüştür.]
Urantia’nın Kitabı
7. Makale
7:0.1 (81.1) ÖZGÜN Evlat, Yaratıcı’nın ebedi amacının ruhsal yönlerinin uygulanmasıyla bu amaç evrimleşen evrenlerin yaşayan varlıklarının çok çeşitli birimleriyle olan olgusallığında ilerleyici bir biçimde açığa çıkarken onunla en başından beri ilişki halindedir. Biz bütüncül olarak bu ebedi tasarıyı kavrayamayız, fakat Cennet Evladı kuşkusuz bunu gerçekleştirir.
7:0.2 (81.2) Yaratıcı’nın yardımcı Evlatlar’a ve onların emri altında bulunan Evlatlar’a kendisinin sahip olduğu her şeyi bahşetmenin arayışında bulunuşunda Evlat tıpkı Yaratıcı gibidir. Ve Evlat, Yaratıcı’nın kendi paylaşımcı doğasını onların birleşik yöneticisi olan Sınırsız Ruhaniyet üzerinde sınırsız olan bahşedişinde paylaşır.
7:0.3 (81.3) Ruhaniyet gerçekliklerinin koruyucusu olarak, İkincil Kaynak ve Merkez muhteşem bir biçimde tüm maddi şeylerin koruyuculuğunu yapan Cennet Adası’nın ebedi dengesidir. Bu sebeple İlk Kaynak ve Merkez, Ebedi Evlat’ın göksel kişiliğinin ruhani değerlerinde ve merkezi Ada’nın harikulade seçkin yöntemlerinde ve maddi güzelliğinde sonsuza kadar açığa çıkarılmıştır.
7:0.4 (81.4) Ebedi Evlat, ruhsal varlıkların ve ruhaniyet gerçekliklerinin çok geniş yaratılmışlarının mevcut koruyucusudur. Ruhani dünya Evlat’ın bireysel işleyişinin yaşam biçimidir ve ruhani doğanın birey dışı gerçeklikleri Mutlak Evlat’ın kusursuz kişiliğinin amacına ve iradesine her zaman karşılık verir.
7:0.5 (81.5) Evlat, buna rağmen, tüm ruhaniyet kişiliklerinin işleyişinden sorumludur. Bireysel yaratılmışlığın iradesi göreceli olarak bağımsızdır ve bu sebeple irade sahibi varlıkların faaliyetlerini belirler. Bunun sonucunda, özgür iradenin ruhaniyet dünyası her zaman Ebedi Evlat’ın karakterinin gerçek bir yansıması değildir, bununla beraber Urantia’nın doğası bile Cennet ve İlahiyat’ın değişmezliğinin ve kusursuzluğunun tam anlamıyla kendisini açığa çıkarışı değildir. Fakat insanın ve meleğin özgür iradesinden kaynaklanan eylemlerini ne belirlerse belirlesin, Evlat’ın tüm ruhaniyet gerçekliklerinin evrensel çekim denetiminin ebedi algısı mutlak olarak kendisini devam ettirir.
7:1.1 (81.6) Tanrı’nın içselliği ile ilgili her düşünce, yani onun her zaman her yerde oluşu, her şeye gücünün yetişi ve her şeyin bilgisine sahip oluşu ruhani nüfuz alalarında Evlat için eşit derecede gerçektir. Bu ayrıcalıklı ruhani döngü biçimindeki tüm yaratılmışların evrensel ve saf olan ruhani çekimi, bu hususu doğrudan Cennet üzerinde İkincil Kaynak ve Merkez’in kişiliğine geri götürür. O tüm gerçek ruhani değerlerin hataya yer bırakmayan ve ezeli ruhsal algısının işleyişi ve denetimi üzerinde hâkimiyet kurar. Bu bakımdan Ebedi Evlat mutlak ruhsal egemenliği uygular. O kelimenin tam anlamıyla avucunun içinde tüm ruhanileştirilmiş değerleri ve tüm ruhani gerçeklikleri tutar. Evrensel biçimindeki ruhsal çekim evrensel olan ruhsal egemenliktir.
7:1.2 (82.1) Ruhsal şeylerin bu çekim denetimi zaman ve mekândan bağımsız olarak işlevsellik gösterir; bu sebeple ruhaniyet enerjisi herhangi bir kaybı olmadan iletimine devam eder. Ruhaniyet çekimi, hiçbir zaman ne ertelemelerden doğan zaman kaybına ne de mekân daralmasının sonuçlarına tabiidir. Onun iletiminin uzaklık alanı ölçüsünde küçülme yaşamaz; saf ruhaniyet kudretinin döngüleri maddi yaratılmışlığın kitlesi tarafından sekteye uğramaz. Bununla birlikte zaman ve mekânın bu aşkınlığı saf ruhaniyet enerjileri tarafından Evlat’ın mutlaklığının doğasında bulunur; Üçüncül Kaynak ve Merkez’in karşı-çekim güçlerinin bu süreç içerisinde araya girmesine bağlı değildir.
7:1.3 (82.2) Ruhaniyet gerçeklikleri, onların ruhaniyet doğası ölçüsünde olan onların niteliksel değeriyle birlikte ruhani çekimin çekim gücüne karşılık verir. Ruhani niteliksel özüt, fiziksel maddenin niceliksel örgütlenmiş enerjisinin fiziksel çekimine olan karşılığı gibi ruhani çekime karşılık verir. Ruhani değerler ve ruhani güçler gerçektir. Kişiliğin bakış açısından, ruhaniyet yaratılmışın ruhu; madde is onun kesinlik arz etmeyen doğaya sahip fiziksel bedenidir.
7:1.4 (82.3) Ruhani çekimin tepkimeleri ve dalgalanmaları, bir bireyin veya bir dünyanın niteliksel ruhani seviyesi olan ruhani değerlerin içeriği bakımından en başından beri doğruluk arz eder. Bu çekim gücü, gezegensel halin veya herhangi bir evren durumunun ruhaniyet içi ve ruhaniyetler arası değerlerine durmaksızın karşılık verir. Bir ruhani gerçeklik her zaman evren içinde kendisini gerçekleştirir, bu değişiklik ruhaniyet çekiminin sürekli ve doğrudan bir biçimde tekrar düzenlenmesini zorunlu kılar. Bu tür bir ruhaniyet gerçekte İkincil Kaynak ve Merkez’in bir parçasıdır ve fani insanın ruhanileşmiş varlık haline kesin olarak gelişi gibi o ruhsal çekimin merkezi ve kaynağı olan ruhsal Evlat’a erişecektir.
7:1.5 (82.4) Evlat’ın ruhani çekim gücü evlat olma durumunun birçok Cennet düzeylerinde daha düşük bir seviyenin doğasında bulunur. Orada mutlak ruhaniyet-çekim döngüsü içinde bulunması sebebiyle, yaratılmışın daha düşük birimlerinde ruhani ilgi çekiminin bu yerel sistemleri faaliyet gösterirler. Bu tür ruhaniyet çekiminin alt mutlak odaklanması, zaman ve mekânın Yaratan kişiliklerinin kutsallığının bir parçası ve Üstün Varlık’ın açığa çıkan deneyimsel üstün denetimiyle birlikte ilişkilidir.
7:1.6 (82.5) Ruhani-çekiminin etki ve tepkisi sadece evren üzerinde bir bütün olarak buradan işlevini yerine getirmez, aynı zamanda birey sınıfları ve bireyler arasında bile görevini yerine getirir. İnanan bireylerin sınıfları, ülkeler, ırklar, veya herhangi bir dünyanın ruhsal ve ruhanileştirilmiş bireyleri arasında ruhsal bir bütünlük mevcuttur. Aynı zamanda, özlemler ve istekler bakımından benzer ruhani akla sahip bireyler arasında ruhani bir doğanın doğrudan bir çekiciliği bulunmaktadır. Ruhdaşlık kavramı bu bakımdan tamamiyle sözün alelade temsilci kelimesi değil, içeriği bakımından da derinliği olan bir kavramsallaşmadır.
7:1.7 (82.6) Cennet’in maddi çekimine benzer bir biçimde, Ebedi Evlat’ın ruhani çekimi mutlaktır. Günah ve isyan yerel evren döngüsünün işleyişini sekteye uğratabilir, fakat Ebedi Evlat’ın ruhani çekimini hiçbir şey bütünüyle askıya alamaz, onun işleyişini engelleyemez. Lucifer isyanı sizin sisteminiz üzerinde ikame ettiğiniz dünyalarda ve Urantia üzerinde birçok değişikliğin ortaya çıkmasına sebep oldu, fakat Ebedi Evlat’ın her zaman her yerde olan ruhaniyetinin işleyişine veya mevcudiyetinin etkileşiminde veya ilişkili ruhaniyet-çekim döngüsünde sizin gezegeninizin ruhani tecridinin herhangi bir etkisine asla rastlamıyoruz.
7:1.8 (82.7) Muhteşem Kâinat’ın ruhaniyet-çekim döngüsünün tüm tepkimeleri tahmin edilebilirdir. Ebedi Evlat’ın her zaman her yerde olan ruhaniyetinin tüm etki ve tepkilerini tanırız ve bu bulgularımızın güvenilir olması için uğraşırız. Çok iyi bir biçimde bilinen yasalar uyarınca, tıpkı insanın sınırlı fiziksel yerçekiminin işleyişini hesaplamaya çalışması gibi biz ruhani çekimi ölçebiliyor ve bu ölçümleri devamlı bir biçimde uyguluyoruz. Evlat’ın ruhaniyetinin tüm ruhani şeylere, varlıklara ve kişilere değişmez bir karşılığı vardır, ve bu karşılık her zaman bu tür ruhsal değerlerinin tümünün gerçeğin niceliksel seviyesi olan mevcudiyetin ölçüsü uyarıncadır.
7:1.9 (83.1) Fakat Ebedi Evlat’ın ruhsal mevcudiyetinin fazlasıyla bağımlı ve tahmin edilebilen faaliyeti boyunca tepkimeleri yeterli ölçüde tahmin edilemeyecek olgular bütünüyle karşılaşılır. Bu belirli olgular büyük bir olasılıkla İlahi Mutlaklık’ın açığa çıkan ruhsal olanaklarının âlemlerinde eş güdüm eylemleriyle iniltilidir. Ebedi Evlat’ın ruhani mevcudiyetinin bir sınırsız ve ihtişamlı kişiliğin etkisi olduğunun bilgisine sahibiz, fakat İlahi Mutlaklık’ın varsayımsal dışavurumlarıyla ilgili tepkimeleri neredeyse hiçbir biçimde bireysel olarak değerlendiremeyiz.
7:1.10 (83.2) Bireyselliğin bakış açısından ve insanlar tarafından gözlemlendiğinde, Ebedi Evlat ve İlahi Mutlaklık aşağıda bahsi geçen bir biçimde birbirleriyle iniltili bir şekilde ortaya çıkar: Ebedi Evlat mevcut ruhani değerlerin âleminde baskındır, bunun karşısında bir diğer yandan İlahi Mutlaklık olanaklı ruhaniyet değerlerinin geniş bölgesine yayılmış gibi durmaktadır. Ruhani doğanın tüm mevcut değeri Ebedi evlat’ın çekim algısında kendisine bir yer bulur, fakat şayet bu durum potansiyellik arz ederse, bunun sonucunda İlahi Mutlaklık’ın mevcudiyetinde açıkça görülür.
7:1.11 (83.3) Ruhaniyet İlahi Mutlaklık’ın olanaklarından ortaya çıkıyormuş gibi görülür; evrimleşen ruhaniyet Nihayet ve Üstünlük’ün tamamlanmamış ve deneyimsel olan algısında bir ilişki bulur; ruhaniyet sonuç olarak Ebedi Evlat’ın ruhsal çekiminin mutlak algısında kendisine nihai bir son bulur. Bu durum karşımıza deneyimsel ruhaniyetin çevrimi olarak karşımıza çıkar, fakat varoluşçu ruhaniyet sınırsızlığın ve İkincil Kaynak ve Merkez’in doğasında bulunur.
7:2.1 (83.4) Cennet üzerinde Özgün Evlat’ın bireysel eylemi ve mevcudiyeti ruhsal anlamda mutlak olarak derindir. Cennet’ten Havona boyunca ve yedi aşkın-evrenin âlemlerine doğru dışa yönelik geçiş yaptığımızda, biz Ebedi Evlat’ın daha fazla azalan bir biçimde karşımıza çıkan bireysel eylemlerini tespit ediyoruz. Havona-sonrası evrenlerde Ebedi Evlat’ın mevcudiyeti Cennet Evlatları’nda kişileşir, Üstünlük ve Nihayet’in deneyimsel gerçeklikleri tarafından belirlenir, ve İlahi Mutlaklık’ın sınırsız ruhani olanaklarıyla birlikte eş güdümlü hale gelir.
7:2.2 (83.5) Merkezi evrende Özgün Evlat’ın bireysel eylemleri ebedi yaratılmışın seçkin ruhsal uyumunda anlaşılabilir. Havona o kadar harikulade bir biçimde kusursuzdur ki, bu yöntemsel bir varoluşa sahip evrenin ruhsal düzeyi ve enerji durumları kusursuz ve değişmez bir dengededir.
7:2.3 (83.6) Aşkın-evrenlerde Evlat bireysel olarak mevcut veya yerleşik değildir; bu yaratılmışlarda kendisi sadece bir aşkın birey sunumunu devam ettirir. Evlat’ın bu ruhaniyet dışavurumları bireysel değildir; ve onlar Kâinatın Yaratıcısı’nın bireysel döngüsünde bulunmazlar. Onları üstün kişilikler olarak atfetmekten başka daha iyi kullanılabilecek bir kavramın bilincinde değiliz; çünkü onlar ne absonit ve ne mutlaktırlar, onlar sadece sınırlı varlıklardır.
7:2.4 (83.7) Ebedi Evlat’ın aşkın-evrenlerdeki idaresi ayrıcalıklı bir biçimde ruhani ve bireyüstü olarak yaratılmış kişilikler tarafından algılanamaz. Yine de, Evlat’ın kişisel etkisinin her yanı kuşatıcı ruhsal isteği Zamanın Ataları’nın nüfuz alanlarındaki tüm bölümlerdeki eylemlerin her fazında karşılaşılır. Yerel evrenlerde, buna rağmen, Ebedi Evlat’ı Cennet Evlatları’nın bünyelerinde bireysel olarak mevcut bir biçimde gözlemlemekteyiz. Burada sınırsız Evlat, eş güdüm halindeki Yaratan Evlatları’nın ihtişamlı birliği kişilerinde ruhsal ve yaratımsal faaliyetlerini gerçekleştirir.
7:3.1 (84.1) Yerel evren yükselişinde, zamanın fanileri Yaratan Evlat’ı Ebedi Evlat’ın bireysel temsilcisi olarak görür. Fakat onlar aşkın-evren eğitim düzeni yükselişine başladıklarında, zamanın kutsal yolculuğu artan bir biçimde Ebedi Evlat’ın ilham verici ruhaniyetinin göksel mevcudiyetini tespit eder, ve onlar ruhsal enerji doluşunun bu hizmetini kabul ederek kazançlı çıkabilmeye yetkin hale gelirler. Yükselmişler Havona’da, Özgün Evlat’ın her yanı hâkimiyeti altına alan ruhaniyetinin sevgi dolu kucaklaşmasının bilincine daha fazla bir biçimde sahip olurlar. Fani yükselişin bütününün hiçbir aşamasında, Ebedi Evlat’ın ruhaniyeti akıl, ruh veya zamanın kutsal yolculuğunda ikamet etmez, fakat onun iyiliğinin cömertliği zamanın ilerleyen çocuklarının ruhsal güvenliği ve refahıyla her zaman ilişkili ve başından beri onların her zaman yakınındadır.
7:3.2 (84.2) Ebedi Evlat’ın ruhsal-çekiminin etkisi varlığını devam ettirmeye çalışan insan ruhlarının Cennet yükseliminin doğasında bulunan sırrı oluşturur. Tüm samimi ruhani değerler ve tüm hesapsız ruhanileşmiş bireyler Ebedi Evlat’ın ruhsal çekiminin hataya yer bırakmayan algısında tutulur. Bir örnek olarak, fani akıl bu bağlamdaki yaşamını maddi bir işleyiş olarak başlatır ve sonunda Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nde neredeyse kusursuzlaştırılmış bir ruhani mevcudiyet olarak toplanır. Bunun sonucunda, maddi çekime gittikçe azalan bir biçimde bağlı hale, buna karşın bu durumla iniltili olarak ruhaniyet çekiminin içe doğru çekiş etkisine daha fazla uyum gösterir bir hale gelir. Ruhaniyet-çekim döngüsü, kelimenin tam anlamıyla, insan ruhunu Cennet huzuruna doğru çeker.
7:3.3 (84.3) Ruhaniyet-çekim döngüsü, insan bilinci düzeyinden İlahiyat’ın mevcut bilincine inanan insan kalbinin içten dualarını iletiminin en basit yoludur. Sizin arzularınızda gerçek ruhani değeri yansıtan bu durum ruhaniyet çekiminin evrensel döngüsü tarafından genişleyecek ve ilgili tüm kutsal kişiliklere doğrudan ve kendiliğinden ulaşacaktır. Her irade kendisini, onun ait olduğu bireysel ikamesinde yerleşkesi altına alır. Bu bakımdan, işlevsel dinsel deneyiminizde arzularınızı dile getirişinizde, yerel evreninizin Yaratan Evlat’ını veya Ebedi Evlat’ı her şeyin merkezinde gözünüzün önüne getirmek önemsizdir.
7:3.4 (84.4) Ruhaniyet-çekim döngüsünün farklılaşan hizmeti maddi insan bedeninde sinirsel döngülerin işlevleri ile muhtemel bir biçimde karşılaştırılabilir: Duyular sinirsel yönlerden içe doğru hareket eder; en önemli ve en hayati olan dışarıdan gelen bu uyarılar bahsi geçen emir altında çalışan merkezler tarafından iletilirken ve doğrudan insan bilincinin en yüksek seviyelerine ulaştırılırken, bunlardan bazıları daha alt seviyedeki kendiliğinden hareket eden omurilik merkezleri tarafından tutulur ve onlara karşılık verilir; bazıları ise daha az kendiliğinden hareket eden fakat alışkanlık tarafından şekillenmiş alt beyin merkezlerine geçer.
7:3.5 (84.5) Fakat ruhsal dünyanın muhteşem işleyiş biçimi ne kadar da fazlasıyla kusursuzdur! Eğer bilinciniz içerisinde hayat bulan herhangi bir şey yüce ruhani değer ile dolup taşmışsa, onu dışa vuracağınız zaman evren içinde hiçbir güç onun doğrudan bir biçimde tüm yaratılmışlarının Mutlak Ruhaniyet Kişiliği’ne iletimine engel olamaz.
7:3.6 (84.6) Bunun zıttı bir biçimde, eğer arzularınız tamamiyle maddi ve bütüncül olarak birey merkezci ise, Ebedi Evlat’ın ruhaniyet döngüsünde bu tür değeri olmayan dualarınızla ilgili hiçbir tasarı kendisine bir yer bulamaz. “Ruhaniyetin yazılı olmadığı” hiçbir arzularınızın içeriği evrensel olan ruhsal döngüde herhangi bir yere sahip olamaz; bu tür tamamiyle bencil ve maddi istekler ölü hale gelirler; ve onlar gerçek ruhaniyet değerlerinin döngüsü içerisinde yükselemezler. Onların taşıdığı kelimeler “sesli bir müzik topluluğun notasız gürültüsü ve bir çimbalinin çınlaması” gibi manadan uzaktır.
7:3.7 (85.1) Ruhani içerik bir hareketle geçirici düşünce olarak fani istekleri geçerli kılar. Bu bakımdan kelimeler değersizdir.
7:4.1 (85.2) Ebedi Evlat sonsuza kadar Yaratıcı’yla bağlantılı uyum içerisinde olarak, ilerlemenin irade sahibi yaratılmışlarının yaratımı, evrimi, yükselişi ve kusursuzluğu için var olan kâinatsal tasavvuru biçimindeki kutsal tasarısının başarılı uygulaması içindedir. Ve kutsal inançlılıkta Evlat Yaratıcı’nın ebedi eşitidir.
7:4.2 (85.3) Yaratıcı ve Evlat, zamanın maddi varlıklarını ebediyetin kusursuzluğuna doğru ilerletişi için bu koskocaman tasarıya ulaşımın oluşturulmasında ve uygulamasında bir tek bünyeye dönüşür. Mekânın yükselen ruhlarının ruhani kaldırılışı için oluşturulan bu tasarı Yaratıcı ve Evlat’ın birleşik bir yaratımıdır, ve onlar Sınırsız Ruhaniyet ile eş güdüm halinde kutsal niyetlerinin birlikte gerçekleştirilen uygulanmasında katılımda bulunurlar.
7:4.3 (85.4) Kusursuzluğa ulaşmanın bu kutsal tasarısı evrensel serüvenin üç tane benzersiz fakat mucizevî bir biçimde birbiriyle iniltili teşebbüsleriyle bütünleşir.
7:4.4 (85.5) 1. İlerleyici Erişimin Tasarısı: Bu tasarı Kâinatın Yaratıcısı’nın evrimsel yükseliminin tasarısıdır. Bir düzen yapısı olarak, Ebedi Evlat Tanrı’nın “fani insanı kendi görünüşümüzde yaratalım” niyetinde fikir birliğine vardığında onun tarafından koşulsuz olarak kabul edilmiştir. Zamanın yaratılmışlarının yükselimi için verilen bu hüküm Yaratıcı’nın Düşünce Düzenleyicileri’nin bahşedişini ve kişiliğin ayrıcalıklarıyla birlikte maddi yaratılmışların kazanımlarını ihsan etmeyi içine alır.
7:4.5 (85.6) 2. Bahşedilişin Tasarısı: Bu bir diğer evrensel tasarı Ebedi Evlat ve onun emri altında bulunan eş güdüm halindeki Evlatlar’ın büyük Yaratıcı’nın açığa çıkarılmasının teşebbüsüdür. Bu tasarı Ebedi Evlat’ın niyetsel önergesi olup, kendisinin Tanrı'nın Evlatları’nın evrimsel yaratılmışlara olan bahşedilişi, ve böylelikle tüm âlemlerin yaratılmışlarına Evlatlar’ın merhametini ve Yaratıcı’nın sevgisini kişileştirmek, onların bir gerçeği haline getirmek, ete kemiğe büründürmek ve hayata geçirmek içindir. Bahşedilişin tasarısının doğasında bulunarak ve sevginin bu hizmetinin bir hükümsel özelliği olarak, Cennet Evlatları ruhsal tehlike içerisinde bulunan yanlış yönlendirilmiş yaratılmış iradesinin iyileştiricileri olarak eylemlerde bulunur. Muhtemel bir isyanın böyle bir teşebbüse zarar vermesi veya onu zora sokacak olması kaynaklanan ne zaman ve her nerede olursa olsun bu erişim tasarısında bir gecikme olursa, bahşedilişin tasarısının acil hükümleri bu esnadan itibaren harekete geçer. Cennet Evlatları düzelticiler olarak isyanın yaşandığı bölgelere bizzat gitmek ve orada bu fazların ruhsal düzenini eski haline getirmek için söz vermiş olup bu faaliyette bulunmaya hazırlardır. Bu bağlamda, bu tür eş güdüm halinde olan bir Yaratan Evlat’ın Urantia’da onun deneyimsel bahşedilen yaşantısının egemenlik kazanımıyla iniltili bir biçimde bir kahramanca hizmet olarak zamanında icra edilmiş örneği bulunmaktadır.
7:4.6 (85.7) 3. Bağışlama Hizmet Tasarısı: Erişim ve bahşediliş tasarısı oluşturulurken ve onlar duyurulurken, tek başına Sınırsız Ruhaniyet bağışlama hizmetinin olağanüstü derecede büyük ve evrensel teşebbüsünü hedefledi ve onu yürürlüğe koydu. Bu hizmet, bahşetme girişimleri ve erişiminin işlevsel ve verimli uygulanması için oldukça temel bir hizmettir. Üçüncül Kaynak ve Merkez, İlahiyatın Üçüncü Bireyi’nin doğasının fazlasıyla bir parçası olan bağışlama hizmetinin ruhaniyetine bütünüyle katılır. Sınırsız Ruhaniyet sadece yaratımda değil aynı zamanda yönetimde de gerçekten ve kelimenin tam anlamıyla Yaratıcı ve Evlat’ın birleşik idarecisi olarak faaliyet gösterir.
7:4.7 (86.1) Ebedi Evlat, Yaratıcı’nın kâinatsal tasarısı olan yaratılmışların yükselişinin kutsal koruyucusu olarak onun bireysel vekilidir. “Kusursuz olun, hatta benim olduğum kadar kusursuz olun” evrensel emri resmi olarak duyurulduğunda, Yaratıcı bu olağanüstü girişimin yerine getirilmesini Ebedi Evlat’a emanet etti; ve bu andan itibaren Ebedi Evlat, Sınırsız Ruhaniyet olan onun kutsal yardımcısıyla birlikte bu göksel teşebbüsün desteklenme görevini paylaşır. Bu bakımdan, İlahiyatlar gerektiği koşullarda düzeltme ve eski hale getirmeye ek olmak üzere yaratma, denetleme, evrimleştirme, açığa çıkarma ve hizmet etme görevlerinde etkin bir biçimde eş güdüm halindedir.
7:5.1 (86.2) Ebedi Evlat, koşulsuz olarak Kâinatın Yaratıcısı’nın tüm yaratılmışlara olan şu olağanüstü büyüklükte kesin emrinin herkese duyurulmasında ona katıldı: “Kusursuz olun, hatta Yaratıcınızın Havona’da olduğu gibi kusursuz olun.” Ve bu andan itibaren bu emre davet, Ebedi Evlat’ın bahşediş projelerini ve varlığın sürdürülüşüne dair tüm tasarılarını harekete geçirdi. Bunun sonucunda Tanrı'nın Evlatları’nın bu bahsi geçen bahşedişlerinde tüm evrimsel yaratılmışlar “onun yolu, onun gerçekliği, ve onun yaşamı” haline geldi.
7:5.2 (86.3) Ebedi Evlat, Yaratıcı’nın birey öncesi Düşünce Denetleyicileri’nin ihsanıyla gerçekleştirdiği gibi insan varlıklarıyla doğrudan iletişimde bulunamaz; fakat Ebedi Evlat insanın mevcudiyetinde ve bazı zamanlarda kendisi insan halinde bulunmaya yetkin hale gelinceye kadar kutsal evlatlık olma durumunun alçalan kademelerinin bir sırası tarafından yaratılmış kişiliklerin yakınına gelebilirler.
7:5.3 (86.4) Ebedi Evlat’ın saf bireysel doğası bölümlere ayrılmaya uygun değildir. Ebedi Evlat bir ruhsal etki olarak veya bir birey olarak hizmet eder, bunların dışında başka hiçbir benlikte bulunmaz. Evlat’ın Yaratıcı-Düzenleyici’nin içinde katılımı bakımından yaratılmışa ait bir deneyiminin parçası olması onun için imkânsızdır, fakat Ebedi Evlat bu kısıtlılığı bahşedişin yöntemi sayesinde telafi eder. Bölünmüş birimlerin deneyiminin Kâinatın Yaratıcısı için ne anlam ifade ettiği Cennet Evlatları’nın bedene bürünmesi deneyimlerinin Ebedi Evlat’a ifade ettiği anlamla eş değerdir.
7:5.4 (86.5) Ebedi Evlat, insan aklında ikamet eden Düşünce Düzenleyicisi biçiminde kutsal irade olarak fani insana gelmez; fakat Ebedi Evlat, Nebadonlu Mikâil olarak onun Evlat’ının kutsal kişiliğinde Nasıralı İsa’nın insan doğasında ete kemiğe büründüğünde Urantia üzerindeki fani insana ulaşır. Yaratılan kişiliklerin deneyimini paylaşmak için, Tanrı'nın Cennet Evlatları mevcut yaratılmışlar biçiminde kendileri olarak onların kutsal kişiliklerini bedene büründürmesi ve bu yaratılmışların bahse konu doğalarını tahayyül etmeleri gerekir. Bedene bürünme, Sonarington’ın bir sırrı olarak, kişilik mutlaklığının tüm kuşatıcı engellerinden Evlat’ın kurtuluş biçimidir.
7:5.5 (86.6) Çok ama çok uzun bir süre önce, Ebedi Evlat, merkezi yaratılmışın döngülerinin her birine, zamanın yükselen kutsal yolcularına ek olarak Havona’nın yolcularının ve sakinlerinin tümünün ilerleyişi ve aydınlanması için kendisini bahşetmiştir. Bu yedi bahşediş üzerinde ya yükseltici ya da Havona’ya ulaştırıcı olarak görev yapmıştır. Onun varoluşu kendiliğindendir. Onun deneyimi bu bakımdan benzersizdi; bir insan olarak, veya bir insanla yapılmamıştı ve diğer kutsal yolculara benzemezdi, fakat bazı biçimlerde bireyüstü olması bakımdan onlarla ilişkideydi.
7:5.6 (86.7) Kendisi, Havona’nın içsel döngüsü ve Cennet’in kıyısı arasında bulunan hiçbir kısım boyunca geçişte bulunmamıştır. Mutlak bir varlık olarak ruhsal çekimin tüm hatlarının onun merkezinde bulunuşu olan kişiliğin bilincini askıya almak onun için olanaklı değildir. Ve bu bahşediliş zamanlarında, ruhsal aydınlanmanın merkezi cennet ikamesi kararmamış ve Evlat’ın evrensel ruhaniyet çekiminin algısı azalmamıştı.
7:5.7 (87.1) Ebedi Evlat’ın Havona’daki bahşedişleri insanın hayali kapsamında değildir, bu bahşedişler aşkın bir niteliktedir. O tüm Havona deneyimi her şeyin sonrasında ve sonucunda bir araya getirdi, fakat varsayılan kendi varoluşçu doğasının deneyimsel yetisini bu sürece dâhil edip etmediğinin bilgisine sahip değiliz. Bu durum Cennet Evlatları’nın bahşediş gizeminin sınırları içerisine girmektedir. Buna rağmen, biz Ebedi Evlat’ın bu bahşediş görevlerini elde ettiğine ve onu en başından beri elinde bulundurmaya devam ettiğine inanıyoruz, fakat onun içeri bakımından gerçekte ne olduğu hakkında bir bilgiye sahip değiliz.
7:5.8 (87.2) İlahiyatın İkinci Bireyi’nin bahşedişlerini kavramaktaki hangi zorluğu çekersek çekelim, İlahiyat’a erişim için yükselenin bir hazırlanışını oluşturan bu deneyimlerin gerçekte paylaşılmasında ve merkezi evrenin döngüleri boyunca kelimenin tam anlamıyla geçişte bulunan Ebedi Evlat’ın bir Evlat bahşedişi olarak Havona’yı kavrayabiliriz. Bahse konu bu birey durumu Yaratan Evlat’ın ilk doğumu olan benzersiz Mikâil’e aitti, ve kendisi bir döngüden diğerine yükselen kutsal yolcuların hayat deneyimleri boyunca, kişisel olarak her çevrenin bir aşamasını Grandfanda günlerinde onlarla birlikte geçerek Havona’ya ulaşan tüm fanilerden ilki oldu.
7:5.9 (87.3) Benzersiz Mikâil her neyi açığa çıkardıysa yaptığı her şey Havona’nın yaratılmışlarına Benzersiz Ana Evlat’ının aşkın bahşedilişini onların bir gerçekliği haline getirdi. Onun sağladığı bu gerçeklik o kadar doğrudur ki, Havona döngülerini yaratmanın serüveninde emek veren zamanın her kutsal yolcusu; zaman-mekân kutsal yolcularının deneyimlerine katılmak için ilerleyici Havona erişiminin yedi döngüsü üzerinde Tanrı'nın Ebedi Evladı Cennet’in ihtişamını ve gücünü yedi kat düşürdü biçimindeki kesin bilgi sayesinde mutlu oldu ve kendisini daha güçlü hissetti.
7:5.10 (87.4) Ebedi Evlat zaman ve mekânın âlemleri boyunca bahşediciliklerinin hizmetinde tüm Tanrı'nın Evlatları için örnek alınacak bir ilham kaynağıdır. Eş güdüm halindeki Yaratan Evlatlar ve yardımcı Hakimane Evlatlar, diğer açığa kavuşturulmamış evlatlığın değişken düzeyleriyle beraber, yaratılmışların kendisi olarak ve yaratılmış hayatın değişken düzeyleri üzerinde kendilerini bahşetmenin bu muhteşem isteğine tümü etkin bir biçimde katılırlar. Bunun sonucunda, ruhaniyet bakımından ve köken olması itibariyle doğada içsel olan kan bağı sebebiyle, mekânın dünyaları üzerinde Tanrı'nın Evladı’nın her bahşedişinde ve bu bahşedişlerin içinde ve onlar boyunca, Ebedi Evlat âlemlerin ussal iradeye sahip yaratılmışlarına kendisini bahşetmesi bir gerçeklik haline gelir.
7:5.11 (87.5) Ruhaniyet ve doğa bakımından, tüm özellikleri için olmasa da her Cennet Evladı Özgün Evlat’ın kutsal bir biçimde kusursuz bir tasviridir. Bir Cennet Evladı’nı gören Tanrı'nın Ebedi Evladı’nı görmüş olur sözü kelimenin tam anlamıyla doğrudur.
7:6.1 (87.6) Tanrı'nın Evlatları’nın birden çok oluşu hakkındaki bilgi eksikliği Urantia’daki büyük kafa karışıklılığının bir kaynağıdır. Ve bu ilgisizlik bahse konu kutsal kişiliklerin bir oturumu sonrasında kayda alınmış şu sözlerinin karşısında bile devam eder: “Tanrı'nın Evlatları neşeyi buyurduğu zaman, Sabah Yıldızları beraber şarkı söyler.” Sabit zaman sürecine göre her bin yılda kutsal Evlatlar’ın birçok düzeyleri hep birlikte onların düzenli özel kurulları için bir araya gelir.
7:6.2 (87.7) Ebedi Evlat, yeryüzüne inen Tanrı'nın Evlatları yaratım boyunca faaliyetlerini sürdürürlerken onların tüm düzeylerini fazlasıyla belirleyen bağışlama ve hizmetin hayran olunası özelliklerinin bireysel kökenidir. Her ne kadar bu durum özelliklerin sınırsızlığının bütünü olmasa da, Ebedi Evlat kutsal doğanın tümünü, ebedi Ada’dan dışarıya doğru ayrılarak onun kutsal karakterini kâinat âlemlerinin tümüne hataya yer bırakmayacak bir biçimde iletir.
7:6.3 (88.1) Benzersiz ve Ebedi Evlat, Kâinatın Yaratıcısı’nın “ilk” tamamlanmış ve sınırsız düşüncesinin doğumu olan evlat-bireyidir. Ne zaman Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat birlikte yeni, özgün, özdeş, benzersiz ve mutlak bir bireysel düşünceyi öne sürseler bu andan itibaren benzersiz Yaratan Evlat ve yeni bir kişilik ve varlıkta bu yaratıcı düşünce kusursuz ve nihai olarak kişileşir. Ruhani doğa içinde, kutsal bilgelik ve eş güdüm halindeki yaratıcı gücün sonucu oluşan kişilikleşen bu Yaratan Evlatlar, Yaratıcı olan Tanrı’yla ve Evlat olan Tanrı’yla onların sahip oldukları olanakları bakımdan eşittir.
7:6.4 (88.2) Yaratan Evlatlar Cennet’ten zamanın âlemlerine doğru hareket ederler ve Üçüncül Kaynak ve Merkez’in yaratıcı ve denetleyici birimlerinin eş güdümüyle birlikte ilerleyici evrimin yerel âlemlerinin düzenlenmesini tamamlarlar. Bu Evlatlar, maddenin, aklın ve ruhaniyetin evrensel ve merkezi denetimlerine ne bağlıdır, ne de onlarla ilişkilidir. Bu bakımdan, İlk Kaynak ve Merkez’in varoluş önceliği, öncüllüğü, üstünlüğü ve onun eş güdümünde bulunan Mutlaklıklar tarafından bu Evlatlar yaratıcı eylemlerinde sınırlılardır. Bu Evlatlar sadece varoluş haline getirebileceklerini idare etmeye yetkinlerdir. Mutlak idare varoluşun öncüllüğünün doğasında bulunur ve bu durum mevcudiyetin sınırsızlığından ayrılamaz. Yaratıcı âlemler içinde her zaman onların özütü olma durumunu sürdürür.
7:6.5 (88.3) Yaratıcı ve Evlat tarafından Yaratan Evlatlar ne kadar kişileştirilirse; Hakimane Evlatlar, Evlat ve Ruhaniyet tarafından o ölçüde kişileştirilir. Yaratılmışın bedenine bürünme deneyiminde olan Evlatlar zaman ve mekânın yaratılmışlarında varlığı devam ettirişin hâkimleri olarak hizmet etme hakkını kazanır.
7:6.6 (88.4) Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet; insan veya kutsal olan tüm kişiliklerin göksel öğreticileri olarak, muhteşem kâinatı kapsayan birçok biçimde niteliğe sahip Kutsal Üçlemenin Öğretici Evlatları’nı birleşerek kişileştirir. Ve buna ek olarak, Urantia fanilerinin ilgisine ve alakasına sunulmayan Cennet evlatlığının sayısız diğer düzeyleri ve seviyeleri bulunmaktadır.
7:6.7 (88.5) Benzersiz Ana Evlat ve tüm yaratılmışlar boyunca dağıtılmış bu Cennet Evlatları’nın sakinleri arasında doğrudan ve ayrıcalıklı olan bir iletişim bağlantısı bulunmaktadır. Bu bağlantı, yakın-mutlak ruhsal birlikteliğin örgülerinde onları birleştiren ruhsal bağ ve onun niteliğinin doğasında bulunan faaliyete sahip bir bağlantıdır. Bu içsel evlatlık döngüsü, aynı zamanda İkincil Kaynak ve Merkez’in kişiliğinde merkezileşen ruhaniyet çekiminin evrensel döngüsünden tamamen farklıdır. Cennet İlahiyatları’nın bireylerinden kaynağını alan Tanrı'nın Evlatları’nın hepsi Ebedi Ana Evlat ile birlikte doğrudan ve sürekli iletişim halindedir. Ve bu iletişim anlık olan bir doğaya sahiptir; bazen mekân tarafından belirlense de zamandan tamamiyle bağımsızdır.
7:6.8 (88.6) Ebedi Evlat, Cennet evlatlığının tüm düzeylerinin çok çeşitli eylemleri, düşünceleri ve düzeyleriyle alakalı her zaman sadece kusursuz bir bilgiye sahip olmakla kalmaz; aynı zamanda ebediyetin ilk derece merkezi yaratımının tüm yaratılmışlarının ve eş güdüm halinde olan Yaratan Evlatları’nın ikincil zaman yaratımlarının kalplerinde ruhani değere dair her şey ile ilgili her zaman kusursuz bir bilgiye sahiptir.
7:7.1 (88.7) Ebedi Evlat, ruhaniyetin ve Kâinatın Yaratıcısı’nın kişiliğinin tamamlanmış, ayrıcalıklı, evrensel ve nihai bir açığa çıkarılışıdır. Tanrı ile alakalı tüm kanaatler ve onlara ilişkin tüm bilgiler onun Cennet Evlatları ve Ebedi Evlat tarafından taşınmış olmalıdır. Ebedi Evlat ebediyetten gelir ve tamamiyle herhangi bir ruhsal koşullanmadan bağımsız olarak Yaratıcı ile birlikte tek’tir. Kutsal kişilikte onlar eş güdüm halinde; ruhsal doğada ise eşit; son olarak kutsallıkta ise özdeştirler.
7:7.2 (89.1) Tanrı’nın karakterinin Evlat’ın kişiliğinde içkin olarak geliştirilebilmesi olanak dışıdır, çünkü kutsal Yaratıcı sınırsız olarak kusursuzdur. Fakat kişilik ve karakter birey ve ruhaniyet dışı öğelerin tasfiyesiyle yaratılmış varlıklara gerçeğin açığa çıkarılması için daha artan bir içerikle genişler. İlk Kaynak ve Merkez bir kişilikten çok daha fazlasıdır, ama İlk Kaynak ve Merkez’in yaratıcı kişiliğinin ruhaniyet niteliklerinin hepsi Ebedi Evlat’ın mutlak kişiliğinde ruhani olarak mevcuttur.
7:7.3 (89.2) Göksel Evlat ve onun Evlatlar’ı, Yaratıcı’nın kişisel ve ruhani doğasının tüm yaratılmışlara evrensel bir açığa çıkarılışını gerçekleştirme sürecine dâhil olmuşlardır. Merkezi evrende, aşkın-evrenlerde, yerel evrenlerde veya ikame edilmiş gezegenlerde Kâinatın Yaratıcısı’nı insanlara ve meleklere açığa çıkaran bir Cennet Evladı’dır. Ebedi Evlat ve onun Evlatları Kâinat Yaratıcısı’na yaratılmışlarının erişiminin çehresini açığa çıkarır. Buna ek olarak, Yaratıcı’nın karakteri ve kişiliğinin Ebedi Evlat’da ve Ebedi Evlat’ın Evlatları’nda açığa çıkışını daha yoğun bir biçimde irdelersek Yaratıcı’yı daha yüksek biçimlerde anlayabiliriz.
7:7.4 (89.3) Yaratıcı size bir kişilik olarak sadece Ebedi Evlat’ın kutsal olan Evlatlar’ı vasıtasıyla ulaşır. Buna ek olarak, Yaratıcı’ya bu aynı yaşayan biçimde eriştiğiniz zaman; kutsal Evlatlar’ın bu biriminin rehberliğinde Yaratıcı’ya yükselirsiniz. Böylelikle, sizin bahse konu kişiliğinizden bağımsız olarak bu durum Kâinatın Yaratıcısı’nın doğrudan bahşedişi olarak hükmünü korur.
7:7.5 (89.4) Ebedi Evlat’ın uçsuz bucaksız ruhsal yönetiminin bu geniş bir alana yayılmış eylemlerinin tümünde, Yaratıcı’nın bir birey olması gibi tıpkı Evlat’ın gerçekten ve mevcut bir biçimde birey olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Gerçekten, bir seferliğine insan düzeni içerisinde barınacak varlıklara göre, Ebedi Evlat Kâinatın Yaratıcısı’ndan daha kolay ulaşılabilir gelmektedir. Bu bakımdan, zamanın kutsal yolculuğunun ilerleyişinde Havona’nın döngüleri boyunca Yaratıcı’yı kavramaya hazır olmaktan çok daha önce Evlat’a ulaşmaya muktedir olacaksınız.
7:7.6 (89.5) Yaratan Evlat’ınız, bir kereliğine yeryüzüne gelen İnsanoğlu Evlat’ınız, ve bununla beraber Tanrı'nın Evladı ve İnsanoğlu Evladı biçiminde olan yerel evreninizin yüceltilmiş egemenliği tarafından sevgi dolu bir hizmet haline getirilen bu kutsal özelliklerin açığa çıkması üzerine enine boyuna düşündüğünüzde, bağışlamanın Ebedi Evlat’ının merhamet dolu doğası ve karakteri hakkında daha fazla kavrayış edinimlerine sahip olacaksınız.
7:7.7 (89.6) [Cennetin Ebedi Evladı’nı tasvir eden bu makaleyi oluşturmak için görevlendirilen bir Kutsal Danışman tarafından kâğıda dökülmüştür.]
Urantia’nın Kitabı
8. Makale
8:0.1 (90.1) EBEDİYETE dönüldüğünde, Kâinatın Yaratıcısı’nın “ilk” sınırsız ve mutlak düşüncesi Ebedi Evlat’ta onun kutsal nitelendirmesi için bir tür kusursuz ve yeterli kelime bulur, orada bu karşılığın bulunuşundan sonra Düşünce-Tanrısı ve Sözün-Tanrısı’nın yüce istenci karşılıklı bir tanımlama ve birleşik eylemin evrensel ve sınırsız bir görevlisi için onun arkasından gelir.
8:0.2 (90.2) Ebediyetin ilk ortaya çıkışında, Yaratıcı ve Evlat karşılıklı olarak birbirlerine bağlı olduklarının ve ebedi ve mutlak tek oluşlarının sınırsız bir biçimde farkına varırlar; ve bu sebeple kutsal birlikteliğin sonsuza kadar sürecek ve sınırsız olacak olan anlaşmasına varırlar. Bu hiçbir zaman sona ermeyecek olan sözleşme ebediyetin tüm döngüleri boyunca bütünleşmiş kavramsallaşmalarının uygulanması için yapılır, ve bu ebediyet hadisesinden itibaren Yaratıcı ve Evlat kutsal birleşmelerini sürdürür.
8:0.3 (90.3) Bu bakımdan biz, İlahiyatın Üçüncül Bireyi olan Sınırsız Ruhaniyet’in ebediyet kökeniyle karşı karşıya geliriz. Yaratıcı olan Tanrı ve Evlat olan Tanrı’nın mutlak bir düşünce-tasarısını uygulamasından doğan özdeş ve sınırsız bir eylemini birliktelikle kabul ettikleri bu esnada, Sınırsız Ruhaniyet kesin bir biçiminde eksiksiz olarak var olur.
8:0.4 (90.4) Bu nedenle, İlahiyatlar’ın kökeninin bahsi geçen düzeninde ben sadece sizi onların bu ilişkisini düşünmeye sevk ediyorum. Gerçekte onlar üçü olarak ebediyetten gelmektedir ve onlar varoluş halindedir. Onlar günlerin başlangıcından veya bitişinden bağımsız; ve onlar eş güdüm halinde, yüce, nihai, mutlak ve sınırsızdır. Onlar her zaman bu niteliklerde şimdiki gibi olup, gelecekte de böyle olmayı süreceklerdir. Bununla birlikte, bu üç farklı biçimde bireyleşmiş ama ebedi bir biçimde birlikte olan bireyler; Yaratıcı olan Tanrı, Evlat olan Tanrı ve Ruhaniyet olan Tanrı’dır.
8:1.1 (90.5) Geçmişin ebediyetinde, Sınırsız Ruhaniyet’in tüm kişileştirmeleri üzerinde kutsal kişilik çevrimi kusursuz ve tamamlanmış bir hale gelir. Eylemin Tanrı’sı mevcuttur, ve mekânın çok büyük bir kısmı ebedi çağların kutsal farklılaşan görünü olan evrensel serüven biçimindeki yaratılmışın fazlasıyla göz alıcı olan olaylarına sahne olması için oluşturulmuştur.
8:1.2 (90.6) Sınırsız Ruhaniyet’in ilk eylemi onun kutsal ebeveynleri olan Yaratıcı-Baba ve Ana-Evlat’ın farkına varması ve onları incelemesidir. O Ruhaniyet olarak koşulsuz bir biçimde ikisini de kimlikleri bakımından tespit eder. Onların farklı olan kişiliklerinin, sınırsız özelliklerinin ve onların bütünleşen doğaları ve birleşen faaliyetlerinin tamamen bilincine varır. Öte yandan, gönüllü olarak, aşkın istençlilikle ve ilham verici kendiliğinden hareketle, ama İlk ve İkincil Bireyler’le eşit olan bir konumda, Üçüncül İlahiyat Bireyi Yaratıcı olan Tanrı’ya ebedi bir sadakatle bağlı bulunacağının sözünü verir ve Evlat olan Tanrı’ya sonsuza kadar sürecek olan bağlılığını kabul eder.
8:1.3 (90.7) Bu karşılıklı iletişimin doğasında ve uygulayıcı birliğin üç biriminden her birinin kişilik bağımsızlığının karşılıklı tanınmasında, ebediyetin çevrimi kurulmuş olur. Cennet Kutsal Üçlemesi böylelikle mevcut hale gelir. Evrensel mekânın sahnesi, Ebedi Evlat’ın kişiliği boyunca ve Yaratıcı-Evlat yaratan birlikteliğinin gerçeklik dışavurumları için yönetici bünye biçimindeki Eylem olan Tanrı’nın idaresi tarafından Kâinatın Yaratıcısı’nın sürekli kendisini açığa çıkaran niyetinin farklılaşan ve hiçbir zaman sona ermeyen uygulamaları için kurulmuş olur.
8:1.4 (91.1) Eylem olan Tanrı faaliyetlerde bulunur ve mekânın sınırlı olan ve onları bir arada tutan çatıları hareket halindedir. Bir milyar kusursuz âlem böylece varlığın aydınlığına kavuşur. Bu varsayılan ebediyet anının öncesinde, Cennet’in doğasında bulunan mekân-enerjileri varoluş içindedir ve potansiyel olarak faaliyete hazırdır; fakat onlar ne varlığın gerçekliğine sahiptir ne de fiziksel çekimleri maddi gerçekliklerin durmaksızın devam eden çekişine verilen tepki dışında ölçülebilir. Bu varsayılan, ebedi bir biçimde uzak olan anda maddi bir evren bulunmaz; fakat yine bu an bir milyar dünyanın gerçekleşmesine sebep olur, bu durumun kanıtı Cennet’in sonsuza kadar süren algısında onları bir arada da tutabilecek yeterli ve yetkin çekimin varlığıdır.
8:1.5 (91.2) Bunun sonucunda, Evlatlar’ın yaratımı boyunca enerjinin ikinci biçimi açığa çıkar, ve bu ortaya çıkan ruhaniyet Ebedi Evlat’ın ruhsal çekimi tarafından aynı esnada algılanır. Bu nedenle, çift katmanlı çekimle yüzleşen evren sınırsızlığın enerjisiyle etkileşime girer ve kutsallığın ruhaniyetinde bir araya gelir. Bununla birlikte yaşam toprağı, Sınırsız Ruhaniyet’in birliktelikte bulunduğu akli döngülerde dışa vurulmuş aklın bilinci için hazırlanmış olur.
8:1.6 (91.3) Olanaklı varoluşun bu tohumları üzerinde Tanrılar’ın merkezi yaratımı boyunca yayılmasıyla, Yaratıcı faaliyette bulunur ve yaratılmış kişilik açığa çıkar. Bunun ardından Cennet İlahiyatları’nın mevcudiyeti tüm düzenlenmiş mekânı doldurur, bununla birlikte her şeyi ve Cennet huzuru varlıklarını etkin bir biçimde yanına çekmeye başlar.
8:1.7 (91.4) Sınırsız Ruhaniyet Havona dünyalarının doğuşuyla aynı anda olan bir biçimde ebedileşir, bu merkezi evren onun tarafından, onunla ve onun içinde Yaratıcı ve Evlat’ın bütünleşmiş iradelerine ve birliktelik kurmuş kavramlarına bağlı kalınarak yaratılmıştır. Üçüncül Birey bu birliktelikle oluşmuş yaratımın eylemini ilahileştirir ve böylelikle kendisi sonsuza kadar Bütünleştirici Yaratan haline gelir.
8:1.8 (91.5) Yaratıcı, Evlat ve onların birlikteliğinin yardımcı ve ayrıcalıklı idarecisi olan Üçüncül Kaynak ve Merkez tarafından ve onların içinde oluşan bu anlar yaratılmışın gelişiminin bu büyük ve merak uyandırıcı anlarıdır. Bu heyecan uyandırıcı anların hiçbir kaydı yoktur. Biz bu konuda sadece Sınırsız Ruhaniyet’in sınırlı dışavurumlarına bu üstün etkileşimi ete kemiğe büründürmek için sahibiz. Buna ek olarak kendisi sadece merkezi evren ve orada onunla alakalı onun kişiliğiyle ve bilinç varlığıyla aynı esnada ebedileşen her şeyin varlığını sadece doğrular.
8:1.9 (91.6) Kısacası, Sınırsız Ruhaniyet kendisi ebedi olduğu için merkezi evrenin aynı zamanda ebedi olduğunu doğrular. Ve bununla beraber bu durumun kendisi kâinat âlemlerinin tümünün tarihinin geleneksel olarak başladığı yerdir. Mutlak olarak; her şeyin merkezinde var olan, oldukça seçkin biçimde faaliyette bulunan, çok geniş evreni belirginleştiren idari bilgelik ve yaratıcı enerjinin bu görkemli açığa çıkışına öncül olan herhangi bir olay veya etkileşim hakkında hiçbir kayıt yoktur ve buna dair hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Bu durumun ötesinde bu olay, mutlak gizem olan sınırsızlığın derinlerinde ve ebediyetin araştırılamaz etkileşimlerinde yatmaktadır.
8:1.10 (91.7) Ve bu sebeple Üçüncül Kaynak ve Merkez’in ardıl kökenini fani yaratılmışların zaman tarafından bağlı ve mekân tarafından şartlanmış akıllarına irdeleyici bir lütuf olarak tasvir ediyoruz. İnsan aklı evren tarihini gözlerinin önüne getirmesi için bir başlangıç noktasına ihtiyaç duyar, ve ben ebediyetin tarihsel kavramına bu yakınlaşma biçimini size tedarik etmek için yönlendirildim. Fani akılda, tutarlılık İlk Sebep’e ihtiyaç duyar; bu sebeple Kâinatın Yaratıcısı’nı tüm yaratılmışların İlk Kaynak ver Mutlak Merkez’i olarak temel alıyoruz. Aynı zamanda, biz tüm yaratılmışların akıllarına Evlat ve Ruhaniyet’i, evren tarihinin bütün fazlarında ve yaratılma faaliyetinin tüm âlemlerinde Yaratıcı’yla birlikte eş ebedi olduğunu öğretiyoruz. Bunu yaparken biz; İlahi, Koşulsuz, Kâinatsal Mutlaklıkları’nın ve Cennet Adası’nın ebediyeti ve gerçekliği hakkında hiçbir biçimde saygısızlıkta bulunmuyoruz.
8:1.11 (92.1) Zamanın çocuklarının maddi aklının ebediyet içindeki Yaratıcı’yı algılamaları onların yeteri kadar erişebilecekleri bir noktadadır. Biz herhangi bir evladının gerçekle kendisini, ilk olarak çocuk-ebeveyn ilişkilerini anlamasıyla ve daha sonra bu kavramın genişleyerek bir bütünlük biçiminde aileyle kucaklaşması tarafından gerçekle en iyi bir biçimde bağdaştırabileceğinin bilincindeyiz. Bunun hemen ardından, evladın gelişen aklı aile ilişkilerinin kavramsallaşmasını toplum, ırk, dünya ve daha sonra evren, üstün evren ve hatta kâinatın âlemlerinin tümüne uygun bir biçimde aktarmaya ve onları bunun doğrultusunda düzenlemeye yetkin hale gelecektir.
8:2.1 (92.2) Bütünleştirici Yaratan ebediyetten gelmiştir ve tamamiyle hiçbir koşullamadan bağımsız olarak Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat’la birlikte tek’tir. Sınırsız Ruhaniyet kusursuzlukla sadece Cennet Yaratıcısı’nın doğasını dışa vurmaz, aynı zamanda Özgün Evlat’ın doğasını da yansıtır.
8:2.2 (92.3) Üçüncül Kaynak ve Merkez birçok başlık altında bilinir. Evren Ruhaniyeti, Yüce Rehber, Bütünleştirici Yaratan, Kutsal Uygulayıcı, Sınırsız Akıl, Ruhaniyetlerin Ruhu, Cennet Ana Ruhaniyeti, Bütünleştirici Bünye, Nihai Yardımcı, Her Zaman Her Yerde Bulunan Ruhaniyet, Mutlak Akıl, ve Kutsal Eylem bunlardan birkaçıdır. Bununla birlikte kendisi zaman zaman Urantia üzerinde kâinat aklıyla karıştırılır.
8:2.3 (92.4) İlahiyatın Üçüncül Bireyi’ni Sınırsız Ruhaniyet olarak atfetmek tamamiyle uygundur, çünkü Tanrı ruhaniyettir. Fakat maddi yaratılmışlar maddeyi sadece yavan gerçeklik ve akıl olarak değerlendirme hatasına düşmeye eğilimlidirler. Eğer kendisi Sınırsız Gerçeklik, Kâinatsal Düzenleyici veya Kişilik Yardımcısı olarak çağrılırsa, maddenin kökeninde hüküm sürdüğü biçimde maddeyi ruhaniyet ile birlikte görmek Üçüncül Kaynak ve Merkez’in daha iyi bir şekilde kavranmasının önünü açacaktır.
8:2.4 (92.5) Sınırsız Ruhaniyet, kutsallığın bir evren açığa çıkarılışı olarak araştırılamaz olup bütünüyle insan kavramsallığının dışındadır. Ruhaniyet’in mutlaklığını hissetmek için sadece Kâinatın Yaratıcısı’nın sınırsızlığı üzerinde düşünmeniz ve Özgün Evlat’ın ebediyetinin merak dolu saygısının huzurunda olmanız gerekir.
8:2.5 (92.6) Sınırsızlığın Ruhaniyeti’nin kişiliğinde gerçekten bir gizem bulunur, fakat bu gizem Evlat ve Yaratıcı’da olan gizem kadar fazla değildir. Yaratıcı’nın doğasının tüm yönlerinde Bütünleştirici Yaratan kendi sınırsızlığını en etkili bir biçimde ortaya çıkarır. Üstün evren nihai olarak sınırsızlığa genişlese de; Bütünleştirici Bünye’nin ruhani mevcudiyeti, enerji düzenlemesi ve akli potansiyeli bu tür sınırı olmayan bir yaratılmışın ihtiyaçlarına cevap vermek için yeterli bulunacaktır.
8:2.6 (92.7) Kâinatın Yaratıcısı’nın sevgisinin, doğruluğunun ve kusursuzluğunun her türlü paylaşımında Sınırsız Ruhaniyet Ebedi Evlat’ın bağışlama özelliklerine benzer bir biçimde yakınlaşsa da ve bunun sonucunda Cennet İlahiyatları’nın muhteşem kâinata olan bağışlama hizmeti haline gelse de, kutsal Evlatlar Tanrı’nın sevgisini açığa çıkardıkları için ve kutsal Ruhaniyet Tanrı’nın bağışlamasını temsil ettiği için başından beri evrensel ve ebedi olarak her zaman Ruhaniyet bir bağışlama hizmetkârıdır.
8:2.7 (93.1) Ruhaniyet’in Tanrı’nın iyiliğinden daha fazlasına sahip olması mümkün değildir, çünkü iyiliğin tümü kökenini Tanrı’dan alır. Fakat Ruhaniyet’in eylemleri içerisinde böyle bir iyiliği biz daha iyi kavrayabiliriz. Yaratıcı’nın inançlılığı ve Evlat’ın sürekliliği âlemlerin maddi yaratılmışları ve ruhani varlıklarına Sınırsız Ruhaniyet’in kişiliklerinin sonu gelmez hizmetiyle ve sevgi dolu yardımıyla sahip olabilecekleri gerçeklik haline getirildi.
8:2.8 (93.2) Bütünleştirici Yaratan, Yaratıcı’nın sahip olduğu gerçeğin güzelliğinin ve karakterinin tümünü ondan alır. Bununla beraber, kutsallığın tüm bu ulvi özellikleri Üçüncül Kaynak ve Merkez’in sınırı ve koşulu olmayan aklının ebedi ve sınırsız bilgeliği altında ona bağlı olarak kâinat aklının üstünlüğe yakın düzeylerinde eş güdüm halindedir.
8:3.1 (93.3) Ebedi Evlat’ın Kâinatın Yaratıcısı’nın “ilk” mutlak ve sınırsız düşüncesinin kelimesel olarak dışavurumu olmasından dolayı, böylelikle mutlak düşünce-kelime birliğinin Yaratıcı-Evlat kişilik ilişkisi tarafından bütünlükçü bir faaliyet için “başat” olarak tamamlanmış yaratıcı kavramsallaşması veya tasarısının kusursuz uygulayıcısı Bütünleştirici Bünye’dir. Üçüncül Kaynak ve Merkez merkezi veya emredilen yaratımla birlikte aynı anda ebedileşir, ve sadece bu merkezi yaratım âlemler arasında mevcut bir biçimde ebedidir.
8:3.2 (93.4) Üçüncül Kaynak’ın kişilikleştirilmesinden itibaren, İlk Kaynak artık bireysel olarak evren yaratımına katılmaz. Kâinatın Yaratımı bu bağlamda tüm görevlerini onun Ebedi Evlat’ına devreder; benzer bir biçimde Ebedi Evlat tüm olası gücü ve otoriteyi Bütünleştirici Yaratan’a bahşeder.
8:3.3 (93.5) Ebedi Evlat ve Bütünleştirici Yaratan birliğin üyeleri olarak ve onların yardımcı kişilikleri vasıtasıyla varlığa kavuşturulan her Havona sonrası evreni tasarladı ve ona arzuladığı şekli verdi. Ruhaniyet, Evlat’ın Yaratıcı’yla ilk ve merkezi yaratımda elinde bulundurduğu ilişkinin aynısını Ruhaniyet tüm ardıl yaratımda Evlat’a karşı bulundurur.
8:3.4 (93.6) Ebedi Evlat’ın bir Yaratan Evlat’ı ve Sınırsız Ruhaniyet’in bir Yaratıcı Evlat’ı sizi ve sizin bulunduğunuz evreni yarattı; ve Yaratıcı inançlılıkla onların oluşturduklarını korurken bu oluşum bu Evren Evladı’na ve bu Evren Ruhaniyeti’ne çalışmalarını desteklemek ve onları sürdürmek için, aynı zamanda onların kendi yaratım süreçlerinin yaratılmışlarına hizmet için devredildi.
8:3.5 (93.7) Sınırsız Ruhaniyet, bütünüyle sevgi dolu Yaratıcı ve tamamiyle bağışlama dolu Evlat’ın zaman ve mekân üzerindeki tüm dünyalarda, gerçek-aşkı içerisinde yanıp tutuşan tüm ruhları kendilerine doğru çekmesinin ortak tasarılarını uygulamak için kurdukları etkin kurumdur. Ebedi Evlat onun Yaratıcı’sının âlemlerin yaratılmışlarının kusursuzluğa ulaşma tasarısını kabul ettiği bu andan itibaren, yükselişin projesi bir Yaratıcı-Evlat tasarısına dönüştü, ve aynı anda Sınırsız Ruhaniyet, Yaratıcı ve Evlat’ın birleşik ve ebedi olan niyetinin bütünleşmiş idarecisi haline geldi. Sınırsız Ruhaniyet bu görevi yerine getirerek tüm kaynaklarının kutsal mevcudiyetini ve ruhaniyet kişiliklerini Yaratıcı ve Evlat’a sunacağının teminatını verdi; ve bunun sonucunda kendisini yüceltilmiş varlığını sürdürmeye çalışan irade sahibi yaratılmışlarının göz kamaştırıcı tasarısını tamamiyle Cennet kusursuzluğunun kutsal doruklarına adadı.
8:3.6 (93.8) Sınırsız Ruhaniyet; Kâinatın Yaratıcısı ve onun Ebedi Evlat’ının tamamlanmışlığı, onların ayrıcalıklı doğası, ve onların kâinatsal açığa çıkarılışıdır. Yaratıcı-Evlat birlikteliğinin tüm bilgisi kutsal düşünce-söz birliğinin birleşik tanıtımcısı olarak Sınırsız Ruhaniyet vasıtasıyla sahip olunabilir.
8:3.7 (93.9) Ebedi Evlat, Kâinatın Yaratıcısı’na erişimin ona bağlanan tek çıkar yoludur; ve Sınırsız Ruhaniyet, Ebedi Evlat’a erişimin tek vasıtasıdır. Sadece Ruhaniyet’in sabır dolu hizmetiyle zamanın yükselen varlıkları Evlat’ı keşfedebilir.
8:3.8 (94.1) Kâinata dair her şeyin merkezinde, Sınırsız Ruhaniyet yükselen kutsal yolcular tarafından ulaşılabilecek Cennet İlahiyatları’nın ilkidir. Üçüncül Birey, İkincil ve Birincil Bireyleri kendi görüntüsüyle kaplayarak onları dışarıdan görünmez hale getirir, bu sebeple Evlat ve Yaratıcı’nın tanıtımını sağlayacak tüm adaylar tarafından her zaman ilk sırada kendisi ayırt edilmelidir.
8:3.9 (94.2) Buna ek olarak, diğer birçok biçimde Ruhaniyet eşit bir şekilde Yaratıcı ve Evlat’ı tanıtır ve buna benzer olarak ona hizmet eder.
8:4.1 (94.3) Fiziksel evren içinde Cennet çekiminin her şeyi beraberinde tutmasına benzer bir biçimde, içinde Evlat’ın sözünün Tanrı düşüncesini ve “ete kemiğe büründürme zamanının” anlaşılacak bir biçimde aktardığı ruhsal evren, yardımcı Yaratanlar’ın bütünleşmiş doğasının sevgi dolu bağışlamasını gösterir. Fakat bu maddi ve ruhani yaratılmışlığın tümü içinde ve onun boyunca, Sınırsız Ruhaniyet ve onun ruhani doğumunun; onların eş güdüm halinde tasarımlarının ve yapımlarının akli yapıya sahip çocuklarına doğru kutsal ebeveynlerin bağışlama, sabır ve sonu gelmez şefkatinin hepsinin birleşmiş halini üzerinde gösterdiği bir büyük bir alan vardır. Akla yapılan sonsuza kadar sürecek olan bu hizmet Ruhaniyet’in kutsal karakterinin özüdür. Bununla beraber, Bütünleştirici Bünyenin ruhaniyet doğumu, hizmette bulunmak için olan bu kutsal istenç biçimindeki yardım etme arzusunun içinde yar alır.
8:4.2 (94.4) Tanrı sevgi, Evlat bağışlama, Ruhaniyet ise tüm akli yapıya sahip yaratılmışların kutsal sevgisinin ve bitmek bilmeyen bağışlama yardımı olan hizmettir. Ruhaniyet, Yaratıcı’nın sevgisi ve Evlat’ın bağışlamasının birey haline gelişidir; onun içinde evrensel hizmet için tüm bunlar ebedi bir biçimde bütünleşir. Ruhaniyet yaratılmışın yaratılması üzerine sevginin gösterilişidir, ve bu sevgi Yaratıcı ve Evlat’ın bir araya gelen sevgisidir.
8:4.3 (94.5) Urantia üzerinde Sınırsız Ruhaniyet, kâinatsal bir mevcudiyet olarak onun her zaman her yerde birden bulunuşu olarak bilinir; fakat Havona üzerinde onu, asli hizmetin kişisel mevcudiyeti olarak bilmelisiniz. Burada Cennet Ruhaniyeti’nin hizmeti, zaman ve mekânın dünyaları üzerinde onun eş güdüm halinde bulunan Ruhaniyetler’inin ve yaratılmış varlıklara hizmet ederek ona bağlı olarak görev yapan kişiliklerin her biri için örnek alınacak ve ilham verici biçimidir. Bu kutsal evrende Sınırsız Ruhaniyet, Ebedi Evlat’ın yedi aşkın görünüşüne katılır; buna benzer bir biçimde benzersiz Mikâil Evladı’yla birlikte Havona’nın döngülerine yapılan yedi bahşedilmişliğe katılır, ve bunun sonucunda ruhaniyet hizmetinin bu kusursuz döngülerin zirvesinde seyahat halinde olan zamanın her kutsal yolcusuna duygudaşlığın ve anlayışın ruhaniyet hizmeti haline gelir.
8:4.4 (94.6) Tanrı’nın bir Yaratan Evlat’ı gösterilen bir yerel evrende yaratma görevinin sorumluluğunu kabul ettiği zaman, Sınırsız Ruhaniyet’in kişilikleri Mikâil Evladı’nın yaratım serüveni görevinin peşinden gitmesinin yorulmak bilmeyen hizmetlerinde olduğu gibi sorumluluklarını yerine getireceklerine dair teminat verirler. Özellikle yerel evren Ana Ruhaniyetleri olan Yaratıcı Kız Evlatları’nın kişiliklerinde, ruhsal erişimin gittikçe yükselen seviyelerine maddi yaratılmışların yükselişini destelemek görevine Sınırsız Ruhaniyet’in kendisini adayışını buluruz. Buna ek olarak yaratım hizmetinin bu görevi, bahsi geçen niyetlerle kusursuz bir uyumda ve bu yerel evrenlerin Yaratan Evlatlar’ın kişilikleriyle yakın ilişkide yerine getirilir.
8:4.5 (94.7) Tanrı'nın Evlatları’nın bir evrene Yaratıcı’nın kişiliğinin açığa çıkarılışının bu devasa görevine katılımına benzer bir biçimde, Sınırsız Ruhaniyet her evrenin tüm çocuklarının bireysel akıllarına Yaratıcı ve Evlat’ın birleşik sevgisini açığa çıkarışın bitmek tükenmek bilmeyen hizmetine kendisini adamıştır. Bu yerel yaratılmışlarda Ruhaniyet, Tanrı'nın Evlatları’nın kesin olarak yaptığı gibi fani bedene benzer bir yapı içerisinde maddi ırklara gelmezler, fakat Sınırsız Ruhaniyet ve onun eş güdüm halindeki Ruhaniyetler’i bulundukları göksel mekândan aşağıya inerler, ve sizin yanınızda duran melekler olarak görünene ve dünyevi varoluşun düşük seviyedeki yolları için size rehberlikte bulununcaya kadar memnuniyet içinde mükemmel bir dizi kutsallığından feragat etmenin deneyimini yaşarlar.
8:4.6 (95.1) Sınırsız Ruhaniyet’in bu kutsallığının azalan dizisi sayesinde gerçekte bir birey olarak hayvan kökenli âlemlerin her varlığının yakınına gelebilir. Ve Ruhaniyet, tüm bunları her şeyin merkezinde olan İlahiyatın Üçüncül Birey varoluşu olarak kendisinin mevcudiyet değerini kesinlikle dışlamadan gerçekleştirir.
8:4.7 (95.2) Bütünleştirici Yaratan, gerçek anlamıyla ve sonsuza kadar evrensel bağışlama hizmetkârı olarak hizmette bulunan muhteşem kişiliktir. Ruhaniyet’in hizmetini kavramak için, kendisinin Yaratıcı’nın bitmek tükenmek bilmeyen sevgisinin ve Evlat’ın ebedi bağışlamasının birleşik tasviri olduğu gerçeğini enine boyuna düşünün. Buna rağmen Ruhaniyet’in hizmeti Ebedi Evlat ve Kâinatın Yaratıcısı’nın sadece tanıtılmasıyla sınırlı değildir. Sınırsız Ruhaniyet aynı zamanda kendi ismi altında ve kendisinin hakkı olarak âlem yaratılmışlarına hizmet etme gücünü elinde bulundurur; Üçüncül Birey kutsal saygınlığın bir parçasıdır ve kendi adına evrensel hizmetin bağışlamasını bahşeder.
8:4.8 (95.3) İnsan bu Sınırsız Ruhaniyet’in yaratılmış ailesinin daha düşük düzeyde bulunan sevgi dolu ve yorulmak nedir bilmeyen hizmetini daha fazla öğrendiğinde; Ebedi Evlat ve Kâinatın Yaratıcısı’nın bu bütünleşen Eylemi’nin benzersiz karakterini ve aşkın doğasını daha fazla bir biçimde takdir edecek ve onlara her zamankinden daha fazla hayranlık besleyecektir. Gerçekten, Ruhaniyet “Koruyucu’nun her zaman doğrunun üzerinde olan gözleri”dir ve “onların dualarına en başından beri açık olan kutsal kulaklar”ıdır.
8:5.1 (95.4) Sınırsız Ruhaniyet’in sıra dışı özelliği onun her zaman her yerde aynı anda bulunuşudur. Kâinat âlemlerinin tümü boyunca her yerde mevcut olan kutsal ve evrensel bir aklın varlığına oldukça benzer biçimde her yeri saran ruhaniyet bulunmaktadır. İlahiyat’ın İkincil ve Üçüncül bireyleri onların başından beri mevcut olan ruhaniyetleri tarafından tüm dünyalarda temsil edilirler.
8:5.2 (95.5) Yaratıcı sınırsızdır ve bu sebepten dolayı sadece kendi iradesi tarafından sınırlıdır. Düzenleyiciler’in bahşedilişinde ve kişiliğin kendi içerisindeki döngüsünde Yaratıcı tek başına hareket eder, fakat akli yapı varlıklarıyla olan ruhaniyet güçlerinin ilişkisinde Sınırsız Ruhaniyet ve Ebedi Evlat’ın kişiliklerini ve ruhaniyetlerini kullanır. Kendisi sahip olduğu iradesinin tercihiyle ruhani olarak Evlat’la veya Bütünleştirici Bünye ile eşit bir biçimde varoluş içindedir; çünkü kendisi Evlat’la birlikte ve Ruhaniyet’in içerisinde var olur. Yaratıcı kesin bir biçimde her yerde mevcuttur, ve biz onun mevcudiyetini, tüm bu farklı görünen fakat özünde birleşik olan güçlerin, etkilerin ve varoluşlarının herhangi birisi veya hepsi tarafından ve onların vasıtasıyla algılayabiliriz.
8:5.3 (95.6) Sizin kutsal yazılarınızda Tanrı'nın Ruhaniyeti kavramı değişken bir biçimde Cennet üzerindeki Sınırsız Ruhaniyet ve yerel evreninizin Yaratıcı Ruhaniyet’ini tanımlamak için kullanılmış gözlenmektedir. Kutsal Ruhaniyet, Cennet Sınırsız Ruhaniyeti’nin bu Yaratıcı Kız Evlatları’nın döngüsüdür. Kutsal Ruhaniyet her yerel evren için onların yerel niteliklerine uyumlu olan bir döngüdür ve bu yaratımın ruhsal âlemiyle sınırlıdır. Fakat şu unutulmamalıdır ki Sınırsız Ruhaniyet her zaman her yerde aynı anda bulunur.
8:5.4 (95.7) Birçok ruhsal etki bulunmaktadır, ve bunların tümü aslında bir tek’tir. Düşünce Düzenleyicileri’nin çalışması bile, tüm diğer etkilerden bağımsız olmasına rağmen, değişmeyen bir biçimde bir yerel evren Ana Ruhaniyet’in ve Sınırsız Ruhaniyet’in birleşik etkilerinin ruhaniyet hizmetiyle örtüşür. Bu ruhsal mevcudiyetler Urantia sakinlerinin yaşamlarında işlevini yerine getirirlerken bu süreç içerisinde biri diğerinden ayrı tutulamaz. Sizin akıllarınızda ve ruhlarınız üzerinde farklı olan kökenlerine rağmen onlar bir ruhaniyet olarak faaliyette bulunurlar. Buna ek olarak, bu birleşik ruhsal hizmet deneyimlendiğinde, bu hizmet “başından beri sizi hataya düşmekten koruyan ve yüksekte bulunan Yaratıcı’nızdan önce sizlere masumiyeti sunan bünye” olarak Yücelik’in etkisi haline gelir.
8:5.5 (96.1) Şunu unutmayınız ki: Sınırsız Ruhaniyet Bütünleştirici Bünye’dir; Yaratıcı ve Evlat beraberce onun içinde ve onun vasıtasıyla faaliyetlerini gerçekleştirir; o sadece kendisi olarak varoluş içerisinde değildir, fakat aynı zamanda Yaratıcı, Evlat ve Yaratıcı-Evlat olarak mevcuttur. Bunun farkındalığından ve birçok buna ilave sebeplerden dolayı Sınırsız Ruhaniyet’in ruhaniyet mevcudiyeti “Tanrı’nın ruhaniyeti” olarak sıklıkla atıfta bulunulur.
8:5.6 (96.2) Tüm ruhsal hizmetin ilişkisini Tanrı’nın ruhaniyeti olarak adlandırmak aynı zamanda tutarlı olacaktır, böyle bir bağlantısal iletişim Yaratıcı olan Tanrı, Evlat olan Tanrı, Ruhaniyet olan Tanrı ve hatta Yücelik olan Tanrı’nın ruhaniyeti olarak Yedi Katmanlı olan Tanrı’nın ruhaniyetlerinin tam anlamıyla birliğidir.
8:6.1 (96.3) Üçüncül Kaynak ve Merkez’in uçsuz bucaksız dağıtımının ve çok geniş bir alana yayılan bahşedişinin onun kişiliğinin gerçeğinin apaçıklığını bulandırmasına veya onun değerini azaltmasına izin vermeyin. Sınırsız Ruhaniyet; bir evren varoluşu, bir ebedi eylem, bir kâinatsal güç, bir kutsal etki ve bir evren aklıdır. Kendisi tüm bunların hepsi ve onların sınırsız bir biçimde daha fazlasıdır, fakat tüm bu niteliklerinin yanı sıra o aynı zamanda gerçek ve kutsal bir kişiliktir.
8:6.2 (96.4) Sınırsız Ruhaniyet tamamlanmış ve kusursuz bir kişiliktir, Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat’ın kutsal eşiti ve yardımcısıdır. Bütünleştirici Yaratan, tıpkı Yaratıcı ve Evlat gibi, âlemlerin daha yüksek olan akli yapılarına benzer bir biçimde gerçek ve gözle görülebilir olarak gelmektedir; gerçekte bunlardan daha fazlası olarak kendisi, tüm yükselenlerin Evlat vasıtasıyla Yaratıcı’ya yaklaşmadan önce erişmek durumunda oldukları bünyedir.
8:6.3 (96.5) İlahiyatın Üçüncül Bireyi olan Sınırsız Ruhaniyet sizin karakterle birliktelik kurduğunuz tüm özelliklerden oluşmuştur. Ruhaniyet’e mutlak akıl kazandırılmıştır: “Ruhaniyet her şeyi ve hatta Tanrı’nın en derinliklerini irdeler.” Ruhaniyet sadece akılla değil aynı zamanda iradeyle de donatılmıştır. Kendisinin bu hediyelerinin bahşedilişi hususunda, “Fakat tüm bunlar tek ve özdeş olan Ruhaniyet’inin bir eseridir, bunu her insana ayrı ayrı ve kendi iradesi uyarınca paylaştırır” söylemi biçiminde kayıt altına alınmıştır.
8:6.4 (96.6) “Ruhaniyet sevgisi” ve aynı zamanda onların ıstırapları gerçektir; bu sebeple “Tanrı'nın Ruhaniyeti’nden üzüntü çekmeyin.” Sınırsız Ruhaniyet’i Cennet İlahiyatı veya yerel bir evren Yaratıcı Ruhaniyet’i olarak gözlemleyelim veya gözlemlemeyelim Bütünleştirici Yaratan sadece Üçüncül Kaynak ve Merkez değil, fakat aynı zamanda kutsal bir kişiliktir. Bu kutsal kişilik aynı zamanda evrene bir kişilik olarak karşılık verir. Ruhaniyet sizinle konuşur, tıpkı şu sözde olduğu gibi: “O bir kulağı Ruhaniyet’in ne söylediğini duyması için yarattı”. “Ruhaniyet kendisi olarak sizin için ricalarda bulunur.” Ruhaniyet yaratılmış varlıklar üzerinde doğrudan ve kişisel bir etkiyi kullanır, “Tanrı'nın Ruhaniyeti tarafından olabildiği kadar fazla bir biçimde yönlendirildiği için onlar Tanrı’nın evlatlarıdır.”
8:6.5 (96.7) Sınırsız Ruhaniyet’in kâinat âlemlerinin tümünün uzak dünyalarına olan hizmetinin olgusallığını dikkatle değerlendirmemize rağmen, Üçüncül Kaynak ve Merkez içinde kökenini alan çok çeşitli varlıkların söylenmeyen birliğinin içinde ve onun vasıtasıyla hareket eden bu aynı yardımcı İlahiyat’ı tasavvur etmemize rağmen, Ruhaniyet’in her zaman her yerde aynı anda bulunuşunu tanımamıza rağmen, bu aynı Üçüncül Kaynak ve Merkez’in her âlemin, her varlığın ve her şeyin Bütünleştirici Yaratan’ı olarak bir kişilik olduğunu yine de hala kabul ederiz.
8:6.6 (96.8) Âlemlerin yönetiminde Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet kusursuz ve ebedi bir biçimde birbirleriyle etkileşimde bulunarak ilişki halindedir. Her biri tüm yaratılmışlara bireysel bir hizmetin içinde olsa bile, tüm bu üçü kutsal ve mutlak olarak onları her zaman tek bir bütün yapan yaratımın ve hizmetin bir servisinde kenetlenmiştir.
8:6.7 (97.1) Ruhaniyet; Yaratıcı, Evlat ve tıpkı aynı zamanda onların ikisinin sonsuza kadar tek bir bütün olması gibi benzer bir biçimde var olduğundan dolayı, Sınırsız Ruhaniyet’in kişiliğinde Yaratıcı ve Evlat karşılıklı olarak her zaman koşulsuz kusursuzluğun içinde mevcuttur.
8:6.8 (97.2) [Zamanın Ataları tarafından Sınırsız Ruhaniyet’in doğasını ve eserini tasvir etmek için Uversa’nın bir Kutsal Danışmanı tarafından Urantia üzerinde sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
9. Makale
9:0.1 (98.1) CENNET’in mevcudiyetinde Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat kendilerini kişileştirmek için bir araya geldiklerinde şaşırtıcı bir durum meydana geldi. Bu ebediyet durumunda hiçbir şey, Bütünleştirici Bünye’nin mutlak akılla eş güdüm halinde bulunan ve enerji işletiminin benzersiz ayrıcalıklarıyla bahşedilmiş bir sınırsız ruhaniyet olarak kişilikleştirmesinin önceden belirticisi olamaz. Onun varlığa bürünüşü, kişilik mutlaklığının engellerinden ve merkezileştirilmiş kusursuzluğun bağlarından Yaratıcı’nın kurtuluşunu sağlar ve böylelikle onun özgürleşmesini tamamlamış olur. Ve bu özgürleşme, daha sonra açığa çıkacak olan evrimleşen âlemlerin maddi yaratılmışlarına bile hizmet halinde bulunan ruhaniyetler olarak yardımda bulunmaya fazlasıyla uyum sağlamış varlıkları yaratmak amacıyla Bütünleştirici Bünye’nin muhteşem kudretinde açığa çıkarılmıştır.
9:0.2 (98.2) Yaratıcı sevgi ve iradesini yerine getirmede, ruhsal fikir ve niyette sınırsızdır; o evrensel koruyucudur. Evlat doğrunun bilgisine sahiplikte ve bilgelikte, ruhsal dışavurumda ve onun anlamlandırılmasında sınırsızdır; o evrensel gerçeğin açığa çıkarıcısıdır. Cennet gücün bahşedilişinin potansiyelinde ve enerji üstünlüğünün büyüklük ölçeğinde sınırsızdır; o evrensel düzen sağlayıcısıdır. Bütünleştirici Bünye, tüm var olan evren enerjilerini, tüm mevcut evren ruhaniyetlerini ve tüm gerçek evren akli yapılarını düzenlemek için birleşimin benzersiz ayrıcalığı olan sınırsız yetiyi elinde bulundurur; Üçüncül Kaynak ve Merkez, Kâinatın Yaratıcısı’nın ebedi niyeti ve kutsal tasarısının sonucunda açığa çıktığı haliyle çeşitli yaratılmışların ve çok katmanlı enerjilerin evrensel birleştiricisidir.
9:0.3 (98.3) Bütünleştirici Yaratan olarak Sınırsız Ruhaniyet evrensel ve kutsal bir yardımcıdır. Ruhaniyet sonu gelmez bir biçimde Evlat’ın bağışlamasına ve Yaratıcı’nın sevgisine hizmet eder, ve bunu Cennet Kutsal Üçlemesi’nin doğruluğu savunan, farklılıklar göstermeyen tutarlı ve değişmez adaletiyle bile uyumlu halde gerçekleştirir. Onun etkisi ve kişilikleri en başından beri sizin en yakınınızdadır; onlar tüm gerçekliğiyle sizi bilir ve içten bir biçimde sizi anlar.
9:0.4 (98.4) Âlemler boyunca Bütünleştirici Bünye’nin kurumları durmak bilmeden tüm mekânın güçleri ve enerjilerinin işletilmesini sağlarlar. İlk Kaynak ve Merkez’in sahip olduğu niteliğe benzer bir biçimde, Üçüncül Kaynak ve Merkez ruhsallıkla ve maddeyle etkileşim halindedir. Bütünleştirici Bünye, anlamların ve maddelerin, buna ek olarak enerjiler, akıllar ve ruhaniyetler olarak değerlerin tümünün içinde bir araya geldiği Tanrı’nın bütünlüğünün bir açığa çıkışıdır.
9:0.5 (98.5) Sınırsız Ruhaniyet tüm mekânı kapsamı altına alır ve içine nüfuz eder; o ebediyetin döngüsünde ikame eder; bununla birlikte Yaratıcı ve Evlat gibi Ruhaniyet mutlak bir biçimde kusursuz ve değişmezdir.
9:1.1 (98.6) Üçüncül Kaynak ve Merkez, bahse konu ilişkiyi atfeden isimlerin tümünde ve onun hizmetinin tanınmasında “Ruhaniyet olarak Tanrı, Yaratıcı olan Tanrı’nın ve Evlat olan Tanrı’nın kutsal eşiti ve onların eş güdüm halindeki kişiliği olarak” birçok isim altında bilinir. Sınırsız Ruhaniyet olarak o, her zaman her yerde bulunan ruhsal bir etkidir. Evrensel İdareci olarak güç-denetleyici yaratılmışların atası ve mekânın kâinatsal güçlerinin etkinleştiricisidir. Bütünleştirici Bünye olarak o, Yaratıcı-Evlat’ın yönetici birlikteliğinin eş temsilcisidir. Mutlak Akıl olarak o, âlemler boyunca ussal bahşedilişin kaynağıdır. Eylem olan Tanrı olarak o, hareketin, değişimin ve ilişkinin görünürdeki atasıdır.
9:1.2 (99.1) Üçüncül Kaynak ve Merkez’in bir takım özellikleri Yaratıcı’dan türemiş olup, bazıları ise kaynağını Evlat’dan almaktadır. Bunların dışında kalanlar ise etkin ve kişisel bir biçimde Yaratıcı veya Evlat’ın mevcudiyetinde gözlenemese de; bu özellikler, Üçüncül Kaynak ve Merkez’i ebedileştiren Yaratıcı-Evlat birlikteliğinin Cennet’in mutlaklığının ebedi gerçekliğinin farkındalığında ve onunla uyum halinde devamlı bir biçimde faaliyette bulunuyor olmasının varsayımının dışında başka bir biçimde açıklanamazlar. Bütünleştirici Yaratan, Birincil ve İkincil İlahiyat Bireyleri’nin sınırsız ve bütünleşmiş kavramsallaşmasının tamamlanmışlığını mevcudiyetiyle somutlaştırır.
9:1.3 (99.2) Yaratıcı’yı özgün bir yaratan ve Evlat’ı ruhani bir idareci olarak tahayyül ederken, Üçüncül Kaynak ve Merkez’i sınırsız eş güdümün bir hizmetkârı biçiminde olan evrensel bir denetleyici olarak düşünmeniz gerekir. Bütünleştirici Bünye tüm mevcut gerçekliğin bağdaştırıcısıdır; o Yaratıcı’nın düşüncesinin ve Evlat’ın sözünün İlahi muhafaza yeridir, ve eylemlerinde merkezi Ada’nın maddi mutlaklığının ebedi bir biçimde saygın bilinci içerisinde hareket eder. Cennet Kutsal Üçlemesi ilerleyişin evrensel emrinin hükmünü verdi, ve bu bağlamda Tanrı’nın takdiri ilahisi Bütünleştirici Yaratan’ın ve evrimleşen Yüce Varlık’ın nüfuz alanını oluşturur. Hiçbir mevcut veya oluşum içerisinde olan gerçeklik Üçüncül Kaynak ve Merkez’in nihai ilişkisinden kaçamaz.
9:1.4 (99.3) Kâinatın Yaratıcısı enerji öncesi, ruhaniyet öncesi ve kişiliğin âlemleri üzerinde hâkimiyet sahibidir; Ebedi Evlat ruhsal eylemlerin alanlarında üstündür; Cennet Adası’nın mevcudiyeti fiziksel enerjinin ve maddileştiren gücün nüfuz alanını birleştirir; Bütünleştirici Bünye, Evlat’ı temsil eden sadece sınırsız bir ruhaniyet olarak faaliyette bulunmaz, aynı zamanda Cennet’in enerjilerinin ve güçlerinin kâinatsal bir işletimcisi olarak görev yapar, böylelikle mutlak ve evrensel aklı mevcut hale getirir. Bütünleştirici Bünye, yapıcı ve benzersiz bir kişilik olarak özellikle ruhsal değerlerin daha yüksek alanlarında, fiziksel-enerji ilişkilerinde ve gerçek akıl anlamlarında olmak üzere muhteşem kâinat boyunca faaliyette bulunur. Daha ayrıntılı olarak o, her ne zaman ve her nerde olursa olsun enerji ve ruhaniyet etkileşim ve birliktelik içinde girdiğinde faaliyette bulunur; aklıyla birlikte tüm tepkimelere üstünlük kurar, ruhsal dünyada muhteşem gücünü elinde barındırır, ve buna ek olarak enerji ve maddi üzerinde çok büyük bir etkiyi ortaya koyar. Her zaman Üçüncül Kaynak, İlk Kaynak ve Merkez’in doğasının dışavurumsal halidir.
9:1.5 (99.4) Üçüncül Kaynak ve Merkez kusursuz bir biçimde ve herhangi bir koşuldan bağımsız olarak İlk Kaynak ve Merkez’in her zaman her yerde aynı anda bulunma özelliğini paylaşır, ve bu bakımdan bazı durumlarda Her Zaman Her Yerde Bulunan Ruhaniyet olarak adlandırılır. Alışılmışın biraz dışında ve fazlasıyla kişisel bir biçimde aklın Tanrı’sı Kâinatın Yaratıcısı’nın ve onun Ebedi Evladı’nın her şeyin bilgisine sahip oluşuna dair niteliğini paylaşır; Ruhaniyet’in bilgisi bu bakımdan çok derin ve eksiksizdir. Bütünleştirici Yaratan, Kâinatın Yaratıcısı’nın her şeye gücünün yetme özelliğinin belirli fazlarını dışa vurur, fakat kendisi gerçekte sadece aklın nüfuz alanında her şeye kadirdir. Üçüncül İlahi Birey akıl âlemlerinin evrensel idarecisi ve ussal merkezidir; burada onun egemenliği her hangi bir koşuldan bağımsız olduğu için o mutlaktır.
9:1.6 (99.5) Bütünleştirici Bünye, Yaratan-Evlat birlikteliği tarafından olumlu yönde yönlendiriliyormuş gibi görünebilir, fakat onun tüm eylemleri Yaratıcı-Cennet ilişkisini tanımak için ortaya çıkar. Zaman zaman ve bazı belirli faaliyetlerinde o, Yüce olan Tanrı ve Nihai olan Tanrı gibi deneyimsel İlahiyatlar’ın tamamlanmamış gelişimini telafi ediyormuş gibi görünür.
9:1.7 (100.1) Ve burada sınırsız bir gizem mevcuttur: Sınırsız’ın kendi sınırsızlığını Evlat içinde ve Cennet olarak eş zamanlı bir biçimde açığa çıkarışı, ve bunun sonucunda kutsallıkta, Evlat’ın ruhani doğasının yansımasında ve Cennet işleyişini etkinleştirmeye yetkinlikte Tanrı’ya eşit bir varlık olarak buradan mevcudiyete bürünür. Bu varlık, duruma bağlı bir biçimde egemenliğin emri altındadır, fakat birçok biçimde eylem bakımdan bariz olarak çok yönlüdür. Ve eylem bakımından bu tür apaçık üstünlük, Cennet Adası’nın kâinatsal dışavurumu olan fiziksel çekiminden bile daha üstün olan Üçüncül Kaynak ve Merkez’in bir özelliğinde dışa vurulmuştur.
9:1.8 (100.2) Enerji ve maddi şeyleri kapsamına alan bu fiziksel yüksek denetime ek olarak; Sınırsız Ruhaniyet üstün bir biçimde, onun ruhsal hizmetinde oldukça seçkin bir biçimde açığa çıkarılmış olan sabrın, bağışlamanın ve sevginin bu özellikleriyle bahşedilmiştir. Ruhaniyet yüce bir biçimde sevgiye hizmet etmeye ve bağışlamayla adaleti etkisi altına almaya yetkindir. Ruhaniyet olan Tanrı, Benzersiz ve Ebedi Evlat’ın bağışlayıcı sevgisinin ve tanrısal iyiliğinin tümünü elinde barındırır. Evreninizin kökeni adaletin örsü ve mahrumiyetin çekici arasında şekillenmiştir, fakat çekici elinde bulunduranlar Sınırsız Ruhaniyet’in ruhaniyet doğumu biçimindeki bağışlamanın çocuklarıdır.
9:2.1 (100.3) Tanrı ruhani üç katmanlıdır: Tanrı öncelikle kendisi olarak bir ruhaniyettir; buna ek olarak kendi Evlat’ının içinde herhangi bir koşuldan bağımsız olarak ruhaniyet biçimde ortaya çıkar; ve son olarak akılla birliktelik halinde bulunan ruhaniyet olarak Bütünleştirici Bünye’nin içindedir. Ve bu ruhsal gerçekliklere ek olarak, Yüce Varlık’ın, Nihai İlahiyat’ın ve İlahi Mutlaklık’ın ruhaniyetleri olarak deneyimsel ruhaniyet olgular bütününün düzeylerini algılayabildiğimizi düşünmekteyiz.
9:2.2 (100.4) Sınırsız Ruhaniyet, tıpkı Evlat’ın Kâinatın Yaratıcısı’nın bir tamamlayıcısı olduğu gibi aynı ölçekte Ebedi Evlat’ın bir tamamlayıcısıdır. Ebedi Evlat, Yaratıcı’nın ruhsallaştırılmış bir kişilikleştirilmesidir; Sınırsız Ruhaniyet ise Ebedi Evlat ve Kâinatın Yaratıcısı’nın kişileşmiş bir ruhsallaştırılışıdır.
9:2.3 (100.5) Urantia insanlarını doğrudan bir biçimde Cennet İlahiyatları’na bağlayan kısıtlanmamış birçok ruhsal güç hatları ve maddeler üstü güç kaynakları bulunmaktadır. Bunların arasında; Düşünce Denetleyicileri’nin Kâinatın Yaratıcısı’yla doğrudan ilişkisi, Ebedi Evlat’ın ısrarlı ruhsal-çekim yönlendirmesinin çok geniş etkisi, ve Bütünleştirici Bünye’nin ruhsal varoluşu mevcuttur. Bu noktada, Ruhaniyet ve Evlat’ın ruhaniyetleri arasında yükümlü oldukları faaliyetleri bakımından bir fark bulunmaktadır. Üçüncül Birey kendi ruhsal hizmeti içinde akıl ve ruhaniyetle beraber veya yalnız ruhaniyet olarak faaliyette bulunabilir.
9:2.4 (100.6) Bu Cennet mevcudiyetlerine ek olarak, Urantialı unsurlar yüce kusursuzluk hedefine ve kutsallığın nihai amaçlarına yukarı ve derinlemesine doğru, niyetin gerçekliğine ve kalbin dürüstlüğüne başından beri onları taşıyacak bu evrenlerin sevgi dolu kişiliklerinin neredeyse sonu olmayan dizilimleriyle beraber yerel ve aşkın evrenin ruhsal etkilerinden ve eylemlerinden yararlandılar
9:2.5 (100.7) Ebedi Evlat’ın kâinatsal ruhaniyetinin mevcudiyeti tamamiyle bizim bilgisine sahip olduğumuz niteliktedir, biz hiçbir hataya yer bırakmadan onu tanırız. Üçüncül İlahi Birey’i olan Sınırsız Ruhaniyet’in mevcudiyetini, fani insanın bile bilebileceği bir biçimde, insan aklının ırklarına bahşedilmiş olan yerel evrenin Kutsal Ruhaniyet’i olarak faaliyet gösteren bu kutsal etkinin cömert ihsanlarını maddi yaratılmışlar gerçekte deneyimleyebilir. İnsanoğulları Kâinatın Yaratıcısı’nın birey dışı mevcudiyeti olan Düzenleyici’nin bilincine bir ölçüde varabilir. İnsan hizmetinde onun ruhsallaştırılması ve ahlaksal olarak yükseltilmesi için çalışan bu kutsal ruhaniyetlerin hepsi eş zamanlı olarak faaliyette bulunur ve onlar kusursuz bir eş güdüm halindedir. Fani yükselişin ve kusursuzluğa erişimin tasarılarının ruhsal işletim görevinde onlar bir tek bütün halindedirler.
9:3.1 (101.1) Cennet Adası fiziksel çekimin özü ve kaynağıdır; ve bu durum çekimin fiziksel kâinat âlemlerinin tümünde en gerçek ve ebedi olarak üzerinde emin olunabilecek şeylerden biri olduğu hususunda sizi yeterli bir ölçüde bilgilendirmeye yetkindir. Kendisine emanet edilen ve faaliyetlerinde birliktelik halinde olduğu Üçüncül Kaynak ve Merkez’in kişiliğiyle birlikte Yaratıcı ve Evlat tarafından bütünleşmiş bir biçimde sağlanan güçler ve enerjilerin dışında, bu çekim hiçbir biçimde değiştirilemez veya ortadan kaldırılamaz.
9:3.2 (101.2) Sınırsız Ruhaniyet benzersiz ve muhteşem bir gücü elinde barındırır, bu ise karşı-çekimdir. Bu güç gözle görülen bir biçimde işlevsel olarak ne Yaratıcı’da ne de Evlat’da mevcut değildir. Maddi çekimin etkisine karşı koyma yetisi Üçüncül Kaynak’ın doğasındadır, ve bu yeti Bütünleştirici Bünye’nin evren ilişkilerinin belirli fazlarında sergilenen bireysel tepkimelerinde açığa çıkarılmıştır. Ve bu özgün özellik Sınırsız Ruhaniyet’in daha yüksekte bulunan belirli kişiliklerine iletilebilir bir niteliktedir.
9:3.3 (101.3) Karşı-çekim yerel bir çerçevelenmişlik içerisinde çekimi ortadan kaldırabilir; bu eylemi eşit güç mevcudiyetinin uygulanması sayesinde yapar. Bu yapı görevini sadece maddi çekimle olan kaynaksal ilişkisi sayesinde yerine getirir, bu bakımdan aklın bir eylemi değildir. Bir denge çarkı olan jireskop’un çekim-karşıtlığı ve ona dayanıklılığı bahse konu karşı-çekimin etkisinin uygun bir örneğidir, fakat bu durum karşı-çekimin sebebini sergilemede hiçbir öneme sahip değildir.
9:3.4 (101.4) Bütünleştirici Bünye daha ileri bir biçimde kuvveti aşan ve enerjiyi etkisiz hale getiren güçleri ortaya koyar. Bu tür güçler maddileştirme seviyesine kadar enerjiyi düşürme vasıtasıyla ve daha sizin için bilinmez olan diğer yöntemler tarafından görevlerini yerine getirir.
9:3.5 (101.5) Bütünleştirici Bünye ne bir enerji, ne bir enerji kaynağı, ne de enerjinin nihai sonudur; bunun yerine o enerjinin işletimcisidir. Bütünleştirici Bünye; devinim, değişim, değişiklik, eş güdüm, sabitleştirme ve denkleştirmeden oluşan bir eylemdir. Cennet’in doğrudan veya dolaylı denetimine bağımlı olan bu enerjiler, doğası gereği Üçüncül Kaynak ve Merkez ve onun çok katmanlı kurumlarının eylemleriyle karşılıklı etkileşim içerisindedir.
9:3.6 (101.6) Kâinat âlemlerinin tümü, Üçüncül Kaynak ve Merkez’in güç-denetim yaratılmışları tarafından çevrelenmiştir: bunlar fiziksel denetimciler, güç yöneticileri, güç merkezleri ve fiziksel enerjilerin istikrara kavuşturulması ve düzenlenmesiyle ilgilenen Eylem olan Tanrı’nın diğer temsilcileridir. Fiziksel işlevin bu benzersiz yaratılmışlıklarının hepsi, muhteşem kâinatın enerjilerini ve maddenin fiziksel dengesini kendi çabalarında oluşturmak için kullanılan karşı-çekim gibi güç düzenlemesinin çeşitli özelliklerinin tümünü elinde bulundurur.
9:3.7 (101.7) Eylem olan Tanrı’nın tüm maddi eylemleri onun Cennet Adası’yla olan faaliyetiyle ilişkili olmak üzere ortaya çıkar, ve gücün bu kurumları ebedi Ada’nın mutlaklığının tümüyle bilincinde ve hatta ona bağımlıdır. Fakat Bütünleştirici Bünye Cennet’e karşılık olarak veya onun için hareket içinde bulunmaz. O bireysel olarak Yaratıcı ve Evlat için eylemlerini gerçekleştirir. Cennet bir birey değildir. Üçüncül Kaynak ve Merkez’in birey olmayan, birey dışı ve ayrıca kişisel olmayan faaliyetleri Bütünleştirici Bünye’nin tamamiyle iradesi dâhilinde gerçekleşen eylemleridir; onlar herhangi bir şeyin veya birinin yansıması, türemesi veya sonuçları değildir.
9:3.8 (101.8) Cennet sınırsızlığın bir işleyişidir; Eylem olan Tanrı ise bu işleyişi etkinleştirendir. Cennet sınırsızlığın maddi dayanak noktasıdır; Üçüncül Kaynak ve Merkez’in kurumları, maddi seviyeyi yönlendiren ve fiziksel yaratılışın işleyişine kendiliğinden kendisini gerçekleştirmeyi aşılayan akli yapı kaldıraçlarıdır.
9:4.1 (102.1) Üçüncül Kaynak ve Merkez’in fiziksel ve ruhsal özelliklerinden farklı olarak onun bir akli doğası bulunur. Böyle bir doğa ilişki halinde olamaz, fakat kişisel olmayan bir biçimde ussal olarak birliktelik içerisindedir. Bu durum Üçüncül Birey’in ruhsal karakteri ve fiziksel özelliklerinden faaliyetin akıl seviyeleri üzerinde ayırt edilebilir, fakat kişiliklerin kavranması için bu doğa hiçbir zaman fiziksel veya ruhsal dışavurumlardan bağımsız bir biçimde faaliyette bulunmaz.
9:4.2 (102.2) Mutlak akıl Üçüncül Birey’in aklıdır; bu akıl Ruhaniyet olan Tanrı’nın kişiliğinden ayrılamaz. Varlıklar içerisinde faaliyette bulunan biçimiyle akıl enerjiden, ruhaniyetten veya her ikisinden de ayrık değildir. Akıl enerjinin doğasında bulunmaz; bunun yerine enerji akıl karşısında algılayıcı bir konumda ve onunla ilişkilidir; akıl enerji üzerine konumlandırılabilir, fakat bilinç saf bir biçimde maddi düzeyin doğasında bulunmaz. Akıl katışıksız ruhaniyete eklenmek zorunda değildir, çünkü ruhaniyet kendiliğinden bilinç sahibi ve kimliğini tamamiyle açığa çıkarıcıdır. Ruhaniyet her zaman akıl sahibidir, ve belirli bir biçimde mantık doğrultusunda hareket eder. Onun ussal nitelikleri gözlemlediğiniz bu veya şu akıllar, hatta tabirinize göre akıl öncesi veya yüksek akıl olabilir, fakat kesin olan bir şey vardır ki bu akıl düşünmenin ve bilgiye sahipliğin eşleniği olan bir akıldır. Ruhaniyetin içeriksel derinliği aklın bilincini aşar, onu dönüşüme uğratır ve yapısal olarak ona öncüllük eder.
9:4.3 (102.3) Bütünleştirici Yaratan, kâinatsal akli yapıların âlemleri olarak sadece aklın nüfuz alanında mutlaktır. Üçüncül Kaynak ve Merkez’in aklı sınırsızdır; ve bu akıl bütünüyle kâinat âlemlerinin tümünün etken ve işleyen akıl döngüleri karşısında aşkın bir konumdadır. Yedi aşkın evrenin akıl bahşedilmişlikleri, Bütünleştirici Yaratan’ın öncül kişilikleri olan Yedi Üstün Ruhaniyet’den türemiştir. Bu Üstün Ruhaniyetler kâinat aklı olarak aklı muhteşem kâinata dağıtır, ve sizin yerel evreniniz Orvonton kökenli olan kâinatsal aklın Nebadon’a özgü değişik bir biçimi tarafından etki altına alınmıştır.
9:4.4 (102.4) Sınırsız akıl zamanı göz ardı eder, nihai akıl zaman karşısında aşkınlaşır ve onun üzerine geçer, kâinat aklı ise zaman tarafından koşullanır. Ve böylelikle mekânla birlikte: Sınırsız Akıl mekândan bağımsızdır, fakat köken bakımından sınırsızlıktan aklın emir-yardımcı düzeylerine kadar oluşturulurken, akli yapı mekânın kısıtlanması ve onun göz ardı edilemeyecek gerçekliğiyle artan bir biçimde yüzleşmesi gerekir.
9:4.5 (102.5) Kâinatsal kuvvet, tıpkı kâinatsal aklın ruhaniyet ile karşılıklı etkileşim halinde bulunması gibi akılla karşılık bir ilişki halindedir. Ruhaniyet kutsal bir niyettir, ve ruhani akıl eylem bakımından bu nedenle aynı ölçekte kutsal bir niyettir. Enerji bir meta, akıl ise anlam, ruhaniyet bir değerdir. Zaman ve mekân içinde bile; ebediyet bakımından fikir veren, birliktelik içindeki enerji ve ruhaniyet arasında bu göreceli ilişkileri akıl oluşturur.
9:4.6 (102.6) Akıl ruhaniyetin değerlerini ussal anlamlara dönüştürür; iradeyi kullanma durumu, aklın anlamlarına maddi ve ruhani nüfuz alanlarında hayat kazandıracak güce sahiptir. Cennet yükselişi; ruhaniyette, akılda ve enerjide göreceli ve farklılaşan bir büyümeyle iç içedir. Kişilik, deneyimsel bireyselliğin bu bileşenlerinin bütünleştiricisidir.
9:5.1 (102.7) Üçüncül Kaynak ve Merkez akıl bakımından sınırsızdır. Evren eğer sınırsızlığa doğru bir biçimde büyüme içerisinde ilerlemesini sürdürecekse; onun akli kapasitesi, sınırı olmayan sayıda yaratılmışlara uygun akıl ve buna imkân sağlayacak ussal diğer koşulları onlara ihsan edilmeye yetkin halde olacaktır.
9:5.2 (102.8) Üçüncül Birey, yaratılmış aklın nüfuz alanında, onunla eş güdüm halinde olan ve onun emri altında görev yapan yardımcılarıyla birlikte yüceliğin idareciliğini yapar. Yaratılmış aklın âlemleri Üçüncül Kaynak ve Evren’de ayrıcalıklı kökenine sahiptir; o aklın bahşedicisidir. Yaratıcı nüveleri bile, Sınırsız Ruhaniyet’in ruhsal faaliyetleri ve akli eylemleri tarafından onlar için buna uygun yol düzgün bir biçimde hazırlanana kadar insanların akıllarında ikamet etmeyi imkânsız bulurlar.
9:5.3 (103.1) Aklın benzersiz özelliği onun bu kadar geniş bir yaşam üzerinde bahşedilebilir olmasıdır. Onun yaratıcı ve yaratılmış birlikteliğiyle Üçüncül Kaynak ve Merkez, tüm âlemler üzerindeki bütün akıllara hizmet eder. Yerel evrenlerin emir-yardımcıları vasıtasıyla tüm insan ve alt-insan akli yapılarına hizmet eder, fiziksel denetleyicilerin kurumsallığı vasıtasıyla yaşayan şeylerin en ilkel çeşitleri olan en düşük düzeyde deneyimleme yetisinden yoksun varlıklara bile hizmet eder. Bununla beraber her zaman aklın doğrultusunda bir akıl-ruhaniyet veya akıl-enerji kişiliklerinin hizmetkârıdır.
9:5.4 (103.2) Üçüncül İlahiyat Bireyi aklın kökeni olduğu için, evrimsel irade yaratılmışlarının Sınırsız Ruhaniyet hakkında algılanabilir kavramsallaştırmalar oluşturmayı Kâinatın Yaratıcısı veya Ebedi Evlat’dan herhangi biri hakkında bunu yapmaktan daha kolay bulmaları fazlasıyla olağandır. Bütünleştirici Yaratan’ın gerçekliği insan aklının varoluşunun tam da kendisinde kusursuz olmayan bir biçimde açığa çıkarılmıştır. Bütünleştirici Yaratan kâinatsal aklın atasıdır, buna ek olarak insan aklı bireyselleştirilmiş bir döngü ve yerel evrende Üçüncül Kaynak ve Merkez’in bir Yaratıcı Kız’ı tarafından bahşedildiği şekliyle kâinatsal aklın bir birey dışı bölümüdür.
9:5.5 (103.3) Üçüncül Birey aklın kökeni olduğu için, aklın tüm olgularının kutsal olmak zorunda olacağı gibi bir varsayımda bulunmayın. İnsanın sahip olduğu akli yapısı hayvan ırklarının maddi kökeninden gelmektedir. Evren akli yapısı ise, Cennet’in uyumu ve güzelliğinin gerçek bir açığa çıkarılışı olan fiziksel doğadan farklı olarak akıl olan Tanrı’nın gerçek bir açığa çıkarılışından başka bir şey değildir. Kusursuzluk doğanın içindedir, fakat doğa başlı başına kusursuz değildir. Bütünleştirici Yaratan aklın kökenidir, fakat akıl yine bu bağlamda başlı başına Bütünleştirici Yaratan değildir.
9:5.6 (103.4) Urantia üzerinde akıl, sizin olgunlaşmamış insan doğanızın evrimleşen mantıksallığı ve düşünce kusursuzluğunun temeli arasındaki bir uzlaşmanın ürünüdür. Sizin ussal evriminiz için yaratılan tasarı gerçekte ilahi olan kusursuzluklardan bir tanesidir, fakat bedeninizin sizlere ev sahipliği yaptığı bünye içerisinde yaşamaya devam ettikçe bu kutsal hedefin gerisinde kalmaya devam edeceksiniz. Akıl bütünüyle kutsal köken içindedir, ve o kutsal nihai bir sona sahiptir; fakat sizin fani akıllarınız bu yapı içerisinde henüz bu kutsal soylulukta içinde barınmazlar.
9:5.7 (103.5) Çok fazla sıklıkla ve bunların hepsinde akıllarınıza samimi olmayan bir biçimde zarar verip, onları doğruluk dışına çıkarak dağlamaktasınız; onların hayvanlara özgü olan bir korku duymalarına sebep olmakta ve onları gereksiz olan endişelerle işlemez hale getirmektesiniz. Bu nedenle aklın kökeni kutsal olmasına rağmen; akıl, yükselişte olan dünyanızda sizin bildiğiniz gibi bırakınız kendisine duyulabilecek hayranlık veya ona yapılacak ibadet şöyle dursun, büyük bir beğeninin öznesi olması bile beklenemez. Olgunlaşmamış ve etkin bir durumda olmayan insanın akli yapısı hakkındaki düşünceler sadece teması alçak gönüllülük olan tepkimelere yol açmalıdır.
9:6.1 (103.6) Kâinatsal akli yapı olan Üçüncül Kaynak ve Merkez; tüm yaratılmışlardaki her aklın ve her usun kişisel olarak bilincine sahiptir. Buna ek olarak, uçsuz bucaksız âlemlerde akıl ihsan edilen ruhsal, morontial ve fiziksel bu tüm yaratılmışlarla bireysel ve kusursuz bir ilişkiyi sürdürür. Aklın tüm bu eylemleri Üçüncül Kaynak ve Merkez’de odaklanan akıl-çekim döngüsünde algılanabilir ve bu çekim Sınırsız Ruhaniyet’in bireysel bilincinin bir parçasıdır.
9:6.2 (103.7) Yaratıcı tüm kişilik kavramsallaşmasını kendisine doğru çektiği ve Evlat bütün ruhsal gerçekliği üzerinde topladığı, bununla beraber Bütünleştirici Bünye bir çekim kuvvetini tüm akıllar üzerinde uyguladığı kadar; aynı ölçüde o, koşulsuz olarak evren aklı döngüsünü denetler ve onun üzerinde üstünlük kurar. Tüm gerçek ve samimi ussal değerler, kutsal düşüncelerin ve kusursuz fikirlerin bütünü hataya yer bırakmayacak bir biçimde aklın bu mutlak döngüsüne doğru çekilir.
9:6.3 (104.1) Akıl çekimi maddi ve ruhsal çekimden bağımsız olarak işleyişte bulunabilir, fakat her nerede ve her ne zaman olursa olsun ruhsal çekim bir etkiye sahip olduğunda akıl çekimi her zaman faaliyet içinde bulunmaya devam eder. Tüm bu üç çekim bir araya gelip etkileşim haline geçtiklerinde, kişilik çekimi fiziksel veya morontial, sınırlı veya absonit seviyede olan maddi yaratılmışla bütünleşebilir. Fakat bu durumdan bağımsız olarak, aklın ihsanı birey dışı varlıklarda bile onları düşünmeye yetkin kılar ve onların bilinç edinimini kişiliğin bütüncül yokluğuna rağmen sağlar.
9:6.4 (104.2) İnsan veya kutsal, ölümsüz veya ölümsüzlük olanağına sahip kişilik saygınlığının şahsiyeti kaynağını ne akıldan ne de maddeden alır; bunun yerine gerçekte o Kâinatın Yaratıcısı’nın bir bahşedişidir. Bununla iniltili olarak, ne de ruhaniyetin, aklın ve maddenin çekiminin etkisi kişiliğin çekiminin ortaya çıkması için bir ön koşuldur. Yaratıcı’nın döngüsü ruhaniyet çekimine karşılık vermeyen akli-maddi varlıkla bile bütünleşebilir veya maddi çekimle etkileşime girmeyen bir akıl-ruhaniyet varlığını kapsamı içine alabilir. Kişilik çekiminin işleyişi her zaman Kâinatın Yaratıcısı’nın iradesi dâhilinde gerçekleşen bir eylemdir.
9:6.5 (104.3) Akıl saf bir biçimde maddi varlıklar içinde enerji birlikteliğinde ve katışıksız ruhsal kişiliklerinde ruhaniyet birlikteliğindeyken; içine insanı da alacak bir biçimde kişiliğin sayılamayacak kadar çok olan düzeyleri, enerji ve ruhaniyet ile birliktelik halinde olan aklı ellerinde bulundurur. Yaratılmış aklın ruhsal nitelikleri hatasız bir biçimde Ebedi Evlat’ın ruhaniyet-çekiminin etkisine karşılık gösterir; maddi özellikler ise maddi evrenin çekim istenciyle etkileşim halindedir.
9:6.6 (104.4) Kâinatsal akıl, ne enerjiyle ne de ruhaniyetle etkileşim halinde olduğunda, yine bu bağlamda ne maddenin ne de ruhsallığın döngüsünün çekim gücüne bağlıdır. Saf akıl sadece Bütünleştirici Bünye’nin kâinatsal çekim algısına bağımlıdır. Saf akıl, sınırsız aklın geldiği kökene yakın bir soydandır, ve sınırsız akıl (ruhaniyet ve enerjinin mutlaklıklarının yapısal yardımcısı olduğu için) açık bir biçimde kendi başına bir işleyiş yasasına sahiptir.
9:6.7 (104.5) Daha büyük bir ölçekte gerçekleşen ruhaniyet-enerji ayrımı daha yakından gözlemlenebilecek aklın faaliyetine yol açar; daha düşük düzeyde olan enerji ruhaniyet farklılaşması ise bu bakımdan aklın hizmetini daha az görünmez kılar. Açık bir biçimde, kâinat aklının en yüksek sınırda olan faaliyeti mekânın zaman âlemlerindedir. Burada akıl, enerji ve ruhaniyet arasında bir orta alanda faaliyette bulunuyormuş gibi görünür, fakat bu aklın daha yüksek seviyeleri için doğru değildir; Cennet üzerinde, enerji ve ruhaniyet temel olarak bir bütündür.
9:6.8 (104.6) Akıl-çekim döngüsü güvenilirdir; o bu niteliğini Cennet üzerindeki Üçüncül İlahiyat Bireyi’nden alır, fakat aklın tüm gözle görülebilir faaliyeti tahmine açık değildir. Tüm bilinen yaratılmışlar boyunca, aklın bu döngüsüne benzerlik teşkil eden, faaliyetleri tahmin edilemeyen, hakkında çok az şey anlaşılabilmiş mevcudiyetler bulunur. İnanıyoruz ki bu tahmin edilemezlik Kâinatsal Mutlaklık’ın faaliyetiyle kısmen ilişkilendirilebilir. Bu faaliyetin ne olduğunun bilgisine tam anlamıyla sahip değiliz; onun neyi belirli bir yönde harekete geçirdiği hususunda sadece varsayımda bulunup; onun yaratılmışlar ile olan ilişkisi konusunda ise yalnızca doğruluğu kanıtlanmamış tahminlerde bulunabiliyoruz.
9:6.9 (104.7) Sınırlı aklın tahmin edemeyişinin belirli aşamaları Üstün Varlık’ın tamamlanmamışlığından kaynaklanabilir, buna ek olarak Bütünleştirici Bünye ve Kâinatsal Mutlaklık’ın muhtemelen birbirlerine teğet oluşturdukları burada eylemlere sahiplik eden geniş bir alan bulunmaktadır. Akıl hakkında bilinmeyen birçok şey mevcuttur, fakat bizim emin olduğumuz gerçek: Sınırsız Ruhaniyet’in, Yaratan’ın aklının tüm yaratılmışlara olan kusursuz dışavurumu; Yüce Varlık’ın, onların Yaratan’ının tüm yaratılmışlarının akıllarındaki evrimleşen ifadesidir.
9:7.1 (105.1) Bütünleştirici Bünye, evren gerçekliğinin tüm seviyelerini düzenlemeye; ruhsallığın, maddiyatın ve zihinselliğin eş zamanlı tanınmasını mümkün hale getirmek için yetkindir. Bu benzersiz ve açıklanamaz gücün görülmesi, duyulması, hissedilmesi ve her şeyin aşkın bir evren boyunca gerçekleştiği biçimde bilinmesi, buna ek olarak yansıma tarafından tüm bu bilginin ve bilgisel edinimin herhangi bir arzu edilen noktada üzerine odaklanılması olarak bu olgular bütünü evren yansımasının tam da kendisidir. Yansımanın eylemi yedi aşkın evrenin her bir yönetim merkezi olan dünyalarında kusursuzluk içinde gösterilmiştir. Bu durum yerel evrenlerin sınırları içerisinde ve aşkın evrenlerin tüm bölümleri boyunca aynı zamanda işleyiş halindedir. Yansıma böylece en son aşamada Cennet üzerinde bir merkezde toplanır.
9:7.2 (105.2) Yansımanın olgusallığı, aşkın evren idari merkezlerinde orada yerleştiği ve muhteşem dışavurumlarda ortaya çıktığı haliyle, her yaratılmışta bulunabilecek varoluşun tüm fazlarının en girişik karşılıklı birlikteliğini yansıtır. Ruhaniyetin bağlantıları Evlat’a kadar, fiziksel enerjinin Cennet’e kadar ve aklınkiler Üçüncül Kaynak’a kadar uzanır; fakat evren yansımasının sıra dışı olgusallığında tüm bu üçünün benzersiz ve eşine az rastlanır bir birlikteliği vardır. Bu bahsi geçen birlikteliğin üç unsuru, uzak koşulları anında ve eş zamanlı olarak onların oluşlarıyla birlikte, evren idarecilerini bunlardan haberdar olmaya yetkin kılmak için birliktelik halindedir.
9:7.3 (105.3) Yansımanın işleyiş biçiminin büyük bir kısmını her ne kadar kavrasak da orada bizi kafa karışıklığına iten birçok faz bulunmaktadır. Bütünleştirici Bünye’nin akıl döngüsünün evren merkezi olduğunun, onun kâinatsal aklın atası olduğunun, kâinatsal aklın Üçüncül Kaynak ve Merkez’in mutlak akıl çekiminin baskınlığı altında işleyişini gerçekleştirdiğinin bilgisine sahibiz. Buna ek olarak, kâinatsal aklın döngülerinin tüm bilinen varoluşların ussal düzeylerini etkilediğini; bu döngülerin evrensel mekân raporlarını taşıdığını ve kesin bir biçimde Yedi Üstün Ruhaniyet’e odaklandığını ve Üçüncül Kaynak ve Merkez’de bir araya geldiğini biliyoruz.
9:7.4 (105.4) Sınırlı kâinatsal akıl ve kutsal mutlak akıl arasındaki ilişki Yücelik’in deneyimsel aklında evrimleşme biçiminde ortaya çıkar. Zamanın ilk ortaya çıktığı anda, bu deneyimsel aklın Yücelik’e Sınırsız Ruhaniyet tarafından bahşedildiğinin bilgisi bize öğretildi ve biz bu bakımdan yansımanın olgusallığının belirli niteliklerinin sadece Yüce Akıl’ın eylemlerinin varsayımı tarafından açıklanabileceğini tasavvur ediyoruz. Yücelik yansımayla ilişki halinde olmasaydı, kâinatın bu bilincinin hataya yer bırakmayan faaliyetlerini ve karmaşık işlemlerini açıklamada ne yapacağını bilmez bir hale düşerdik.
9:7.5 (105.5) Yansıma, deneyimsel sınırlılığın sınırları dâhilinde her şeyin bilgisine sahip olma biçiminde ortaya çıkar ve yansıma Yüce Varlık’ın mevcudiyet-bilincinin oluşumunu yansıtır. Eğer bu varsayım doğruysa, yansımanın ona ait herhangi bir fazda kullanılması Yücelik’in bilinciyle birlikte kısmı iletişime denk bir durumda olacaktır.
9:8.1 (105.6) Sınırsız Ruhaniyet güçlerinin ve ayrıcalıklarının birçoğunu kendi yardımcılarına ve emri altındaki kişiliklere ve kurumlara iletmenin bütüncül gücünü elinde bulundurur.
9:8.2 (105.7) Sınırsız Ruhaniyet’in ilk İlahiyat-yaratıcı eylemi, Kutsal Üçleme’den ayrı bir biçimde faaliyet gösterip yine de Yaratıcı ve Evlat ile birlikte bazı açığa çıkarılmamış birliktelik içerisinde kalarak, Sınırsız Ruhaniyet’in âlemlere dağıtıcısı olan Cennetin Yedi Üstün Ruhaniyet’in mevcudiyetinde kişileşmiştir.
9:8.3 (106.1) Bir aşkın evren yönetim merkezinde Üçüncül Kaynak ve Merkez’in doğrudan bir temsilcisi bulunmamaktadır. Bu yedi yaratılmışlığın her biri, aşkın evrenin başkentinde yerleşik bir durumda olan yedi Yansıtıcı Ruhaniyetler vasıtasıyla faaliyette bulunan Cennetin Üstün Ruhaniyetleri’nden birine bağlıdır.
9:8.4 (106.2) Sınırsız Ruhaniyet’in bir diğer ve devamlılık içinde olan yaratıcı eylemi zaman zaman Yaratıcı Ruhaniyetler’in üretiminde ortaya çıkmaktadır. Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat bir Yaratan Evlat’a ebeveyn haline geldikleri her zaman; tüm bunları takip eden evren deneyiminde Sınırsız Ruhaniyet, Yaratan Evlat’ın yakın birlikteliğinde olacak yerel bir evrenin Yaratıcı Ruhaniyet’inin atası haline gelir.
9:8.5 (106.3) Ebedi Evlat’ı Yaratan Evlatlar’dan ayırmak her ne kadar gerekliyse aynı ölçüde Sınırsız Ruhaniyet ve Yaratan Evlatlar’ın yerel evren düzenleyicileri olan Yaratıcı Ruhaniyetler’i birbirinden ayırt etmek gereklidir. Bütünsel yaratımda Sınırsız Ruhaniyet ne ifade ediyorsa Yaratıcı Ruhaniyet ise yerel bir evren için o anlama gelmektedir.
9:8.6 (106.4) Üçüncül Kaynak ve Merkez, muhteşem kâinatta geniş bir dizilimde hizmet eden ruhaniyetler, haber taşıyıcıları, öğretmenler, yargıçlar, yardımcılar, ve danışmanlarla birlikte fiziksel, morontial ve ruhsal doğanın belirli döngülerinin denetçileriyle temsil edilir. Bu varlıkların tümü kişiliğin katı kavramsallaşması dâhilinde değildir. Sınırlı-yaratılmışın çeşitliliğinin kişiliği şu biçimlerde tanımlanır:
9:8.7 (106.5) 1. Öznel birey-bilinci.
9:8.8 (106.6) 2. Tanrı’nın birey döngüsüne verilen nesnel karşılık.
9:8.9 (106.7) Yaratan ve yaratılmış kişiliklerine ek olarak bu iki temel çeşitlerin dışında, Sınırsız Ruhaniyet’e kişisel olarak bağlı bulunan Üçüncül Kaynak ve Merkez’in kişilikleri bulunmaktadır; fakat bu kişilikler koşulsuz olarak yaratılmış varlıklara kişisel olarak bağlı değillerdir. Bu Üçüncül Kaynak kişilikleri Yaratıcı’nın kişilik döngüsünün bir parçası değildir. İlk Kaynak ve Üçüncül Kaynak kişilikleri karşılıklı olarak iletişim halinde olmasına ek olarak tüm kişilikler iletişim halindedir.
9:8.10 (106.8) Yaratıcı, kendi kişisel özgür iradesi vasıtasıyla kişilik bahşedişinde bulunur. Onun bunu neden yaptığına dair sadece tasavvurda bulunabiliriz; fakat onun bunu nasıl gerçekleştirdiğine dair bir bilgiye sahip değiliz. Buna ek olarak Üçüncül Kaynak’ın Yaratıcı-dışı kişilik bahşetmesinin nedenini bilmiyoruz, fakat bu konuda bildiğimiz bir şey var ki o da Sınırsız Yaratıcı’nın bu bahşedişini yaratım bakımından Ebedi Evlat’la birlikte ve sayılamayacak biçimlerde sizin tarafınızdan bilinemeyecek bir şekilde kendi adına gerçekleştirdiğidir. Sınırsız Ruhaniyet aynı zamanda İlk Kaynak kişiliğinin bahşedilişinde Yaratıcı için eylemlerde bulunur.
9:8.11 (106.9) Üçüncül Kaynak kişiliklerinin birçok çeşidi bulunmaktadır. Sınırsız Ruhaniyet; Üçüncül Kaynak kişiliğini, Yaratıcı’nın kişilik döngüsüne dâhil olmayan belli başlı güç yöneticileri gibi birçok birim üzerinde bahşeder. Buna benzer bir biçimde Sınırsız Ruhaniyet; Yaratıcı Ruhaniyetler gibi, Yaratıcı’nın döngüsü içine alınmış yaratılmışlarıyla ilişkilerinde kendilerinin oluşturduğu birliktelikte sayılamayacak kadar çok olan varlık birimlerini kişilikler gibi idare eder.
9:8.12 (106.10) İlk Kaynak ve Üçüncül Kaynak kişilikleri, insanın kişilik kavramsallaşmasıyla olan birlikteliğinden daha fazlası olarak bu kavramsallaşmanın bütünüyle ihsan edilmiştir; onlar hafızayla, nedensellikle, yargılamayla, yaratıcı hayal gücüyle, fikir birlikteliğiyle, tercihsellikle ve faniler tarafından hiçbir biçimde bilinemeyecek sayısız ilave güçlerle bütünleşen akla sahiplerdir. Az sayıda birkaç istisna dışında, sizin algınızda açığa çıkarılan düzeyler yapısal biçimselliği ve benzerlerinden farklı olan bireyselliği elinde bulundurur; çünkü onlar gerçek varlıklardır. Onların büyük bir çoğunluğu ruhani mevcudiyetin tüm düzeylerine görünebilir bir haldedir.
9:8.13 (107.1) Mevcut maddi gözlerinizin sınırlı bakış açısından kurtarıldığınız anda ve morontia bünyesi ile beraberinde gelen ruhsal unsurların gerçekliğine karşı genişleyen hassaslıkla birlikte, siz daha düşük düzeydeki ruhsal birliktelik içinde bulunduklarınızı bile görmeye yetkin hale geleceksiniz.
9:8.14 (107.2) Üçüncül Kaynak ve Merkez’in işlevsel ailesi, bu anlatımda ortaya çıkarıldığı biçimiyle üç muhteşem birim altında toplanır:
9:8.15 (107.3) I. Yüce Ruhaniyetler. Birleşik kökenin bir birimi olarak diğerleri arasında aşağıda bahsi geçen düzeylerle birlikte bütünleşir:
9:8.16 (107.4) 1. Cennetin Yedi Üstün Ruhaniyeti.
9:8.17 (107.5) 2. Yüce Evrenlerin Yansıtıcı Ruhaniyetleri.
9:8.18 (107.6) 3. Yerel Evrenlerin Yaratıcı Ruhaniyetleri.
9:8.19 (107.7) II. Güç Yöneticileri. Denetleyici yaratılmışların ve kuruluşların bir birimi olarak, işleyiş halinde olan tüm mekân boyunca faaliyette bulunur.
9:8.20 (107.8) III. Sınırsız Ruhaniyetin Kişilikleri. Bu adlandırma, bahse konu varlıkların bazılarının irade sahibi yaratılmışlar gibi benzersiz olmasına rağmen Üçüncül Kaynak kişilikleri olduğu anlamına gelmez. Bu kişilikler genel olarak üç büyük sınırlandırma altında toplanır.
9:8.21 (107.9) 1. Sınırsız Ruhaniyet’in Daha Yüksek Kişilikleri.
9:8.22 (107.10) 2. Mekân’ın İletici Ev Sahipleri.
9:8.23 (107.11) 3. Zamanın Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
9:8.24 (107.12) Bu birimler üstün evrenlerde merkezi ve yerleşik evren olan Cennet üzerinde hizmet eder; buna ek olarak yerel evrenlerde hatta yıldız takımlarına, sistemlere ve gezegenlere faaliyette bulunan düzeylerle bütünleşir.
9:8.25 (107.13) Kutsal ve Sınırsız Ruhaniyet’in geniş ailesinin ruhaniyet kişilikleri, zaman ve mekânın evrimsel dünyalarının akıl sahibi yaratılmışlarının tümüne ve Tanrı’nın sevgisinin ve Evlat’ın bağışlamasının yardımının hizmetine sonsuza kadar kendilerini adamıştır. Bu ruhaniyet varlıkları, fani insanın kargaşadan ihtişama ulaşacakları yaşayan bir merdiveni onlar için oluşturur.
9:8.26 (107.14) [Zamanın Ataları tarafından Sınırsız Ruhaniyet’in doğasını ve eserini tasvir etmek için Uversa’nın bir Kutsal Danışmanı tarafından Urantia üzerinde sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
10. Makale
10:0.1 (108.1) İlahiyatların Cennet Kutsal Üçlemesi, Yaratıcı’nın kişilik mutlakıyetinden kurtulmasını sağlar. Kutsal Üçleme, İlahiyat’ın mutlaklığıyla birlikte Tanrı’nın sınırsız kişisel iradesinin sınırlanmamış dışavurumuyla kusursuz bir biçimde birliktelik kurar. Ebedi Evlat ve çok çeşitli Evlatlar’ın kutsal kökeni, Bütünleştirici Bünye ve onun evren çocuklarıyla birlikte; kurtuluşun, öncüllüğün, kusursuzluğun, değişmezliğin, ebediyetin, evrenselliğin, mutlaklığın ve sınırsızlığın özünde olan bir biçimde Yaratıcının kısıtlılıklardan etkili bir şekilde kurtulmasını sağlar.
10:0.2 (108.2) Cennet Kutsal Üçlemesi, İlahiyat’ın ebedi doğasının kusursuz açığa çıkarılışının ve dışavurumunun tümünü etkin bir biçimde yerine getirir. Kutsal Üçlemenin Yerleşik Evlatları buna benzer bir biçimde kutsal adaletin bütüncül ve kusursuz bir açığa çıkarılışına imkân sağlar. İlahiyatın Kutsal Üçlemesi birliktelik halindedir; ve bu birliktelik, üç özgün eş güdüm ve eş varoluş halindeki Yaratıcı olan Tanrı, Evlat olan Tanrı ve Ruhaniyet olan Tanrı’nın kişiliklerin kutsal bir bütün halindeliğinin mutlak temelleri üzerine ebedi bir biçimde dayanır.
10:0.3 (108.3) Ebediyetin döngüsünün mevcut durumundan sonu olmayan geçmişe doğru bakarak biz, kâinat olaylarında tek bir başka çıkar yolu olmayan kaçınılmazı keşfederiz, bu ise Cennet Kutsal Üçlemesi’dir. Ben Kutsal Üçlemenin ezelden beri kaçınılmaz olduğunu bu ifadelerimle addediyorum. Geçmişe, şimdiki ve gelecek zamana baktığımda, kâinat âlemlerinin tümü içinde başka hiçbir şeyin kaçınılmaz olmadığını tasavvur etmekteyim. Geçmişten veya gelecekten mevcut olan üstün evrene Kutsal Üçleme olmadan bakılması bile düşünülemez. Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bilgisiyle biz, her şeyi gerçekleştirmenin başka şeklini veya çok çeşitli biçimlerini varsayabiliriz; fakat Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in oluşturduğu Kutsal Üçleme olmadan, İlahiyat’ın mutlak bir bütünlüğü karşısında Sınırsız’ın nasıl üç katmanlı ve eş güdüm halindeki kişiselleşmesine ulaştığını algılamaktan yoksunuz. Yaratımın hiçbir diğer kavramsallaşması, İlahiyat’ın üç katmanlı kişiselleşmesinin doğasında olan iradesel bağımsızlaşmanın doygunluğuyla bütünleşmiş, İlahiyat birlikteliğinin doğasından kaynaklanan mutlaklığın tamamlanmışlığının ölçülerine ulaşamaz.
10:1.1 (108.4) Ebediyete bakıldığında Yaratıcı’nın kapsamlı bir bireysel dağıtım yasasını hayata geçirdiği görülür. Bu durumda; Kâinatın Yaratıcısı’nın fazlasıyla sevgiye layık, sevgi dolu ve bireysel olmayan doğasında olan bazı şeylerin, onun temsili için devredilmesini veya bahşedilmesini gözlenen biçimiyle imkânsız bulduğu bu güçlerin ve onlara olan hâkimiyetin sadece kendisi tarafından uygulanmasının kendisinde kalacak olan imtiyazına neden olmuştur.
10:1.2 (108.5) Kâinatın Yaratıcısı başından beri süre gelen bir biçimde, herhangi bir Yaratan veya yaratılmışlığa bahşedilebilecek olası her bir parçasından kendisini mahrum bırakmıştır. Kutsal Evlatlar’ına ve onların birliktelik içerisinde olduğu akli yapılara temsil edilmesi mevzu bahis olan her gücünü ve otoritesini devretmiştir. Egemen Evlatlar’ına onların bağlı bulundukları âlemlerde, devredilebilen yönetsel hâkimiyetin her ayrıcalığını aktarmıştır. Yerel bir evrene konu olan olay durumlarında, her Egemen Yaratan Evlat’ı, benzersiz ve merkezi evrende Ebedi Evlat’ın olduğu gibi eşit derecede kusursuz, yetkin ve yetkili kıldı. O; kişiliği elinde bulundurmanın kutsallığı ve saygınlığıyla, kendisinden bir parça olarak teslim edebileceği sahip olduğu her şeyi ve her özelliği, her bir biçimde, her çağda ve her bireye, ikamet ettiği merkeziyet haricinde her evrene kendisini gerçekte bahşederek ulaştırdı.
10:1.3 (109.1) Kutsal kişilik birey merkezci değildir; bireysel dağıtım ve kişiliğin paylaşımı öz benliğin kutsal özgür istencini tanımlar. Yaratılmışlar diğer yaratılmışlar ile kurulacak olan birlikteliği derinden arzular; Yaratanlar onların evren çocuklarıyla olan kutsallığını paylaşmak için harekete geçer; Sınırsız’ın kişiliği, Ebedi Evlat ve Bütünleştirici Bünye olarak iki eş güdüm halindeki kişiliklerle bireyin eşitliğini ve varlığın gerçekliğini paylaşan Ebedi Evlat olarak açığa çıkar.
10:1.4 (109.2) Yaratıcı’nın kişiliğiyle ve kutsal özellikleriyle iniltili bilgiye sahip olmak için biz her zaman Ebedi Evlat’ın açığa çıkarışlarına bağımlıyız. Çünkü, yaratımın bütünleştirici eyleminin sonuçlandığı, Üçüncül İlahiyat Bireyi’nin kişilik mevcudiyetine kavuştuğu, ve kutsal ebeveynlerin bütünleşen kavramsallaşmasını yerine getirdiği anda Yaratıcı koşulsuz kişilik olarak varoluşunu sonlandırdı. Bütünleştirici Bünye’nin mevcudiyete kavuşması ve yaratımın merkezi çekirdeğinin gerçekleşmesiyle belirli ebedi değişikliklerin yerleşmeye başladı. Tanrı kutsal bir kişilik olarak kendisini Ebedi Evlat’ına adadı. Bu nedenle, Yaratıcı “sınırsızlığın kişiliğini” onun kendisinden türeyen tek Evlat’ına bahşederken, ikisi beraber bir biçimde Sınırsız Ruhaniyet üzerinde ebedi birlikteliklerinin “bütünleşmiş kişiliğini” bahşederler.
10:1.5 (109.3) Bu sebepler ve sınırlı aklın kapsamı dışında olan diğerleri nedeniyle, insan yaratılmışı için Tanrı’nın sınırsız yaratan-kişiliğini anlamak, Ebedi Evlat içinde evrensel bir şekilde açığa çıkarıldığı ve böylece Sınırsız Ruhaniyet içinde kâinatsal bir biçimde etkin olduğu halin dışında fazlasıyla zordur.
10:1.6 (109.4) Tanrı'nın Cennet Evlatları evrimsel dünyaları ziyaret ettiği ve hatta bazı zamanlarda insan bedeni halinde buralarda ikamet ettiği için, buna ek olarak bu bahşedilmişlerin kutsal kişiliğin karakteriyle ve doğasıyla ilgili bazı şeyleri fani insanın öğrenebilmesini olanaklı hale getirdikleri için, Yaratıcı, Evlat ve Ruh ile ilgili güvenilir ve doğru bilgi elde etmek amacıyla gezegensel âlemlerin yaratılmışlıkları bu Cennet Evlatları’nın bahşedişlerini irdelemek zorundadır.
10:2.1 (109.5) Kutsal üçleştirmenin işleyiş biçimi vasıtasıyla Yaratıcı, Evlat olan koşulsuz ruhaniyeti kendisinden bir parça olarak ayırır. Fakat bunu yaparken kendisini bu bahse konu Evlat’ın Yaratıcısı olarak oluşturur, ve böylelikle ussal irade sahibi yaratılmışların zaman içinde yaratılmış, var edilmiş ve diğer kişileştirilmiş türlerinin hepsinin kutsal Yaratıcısı haline gelmek için kendisinin sınırsız yetisini elinde bulundurur. Mutlak ve koşulsuz kişilik olarak Yaratıcı sadece Evlat ile birlikte faaliyet içerisinde bulunabilir; fakat bir kişisel Yaratıcı olarak ussal irade sahibi yaratılmışların farklılaşan düzeylerinin çeşitli ev sahiplerinin üzerine kişilik bahşetmesine devam eder, ve sonsuza kadar kâinat çocuklarıyla olan bu çok geniş ailesinin sevgi dolu bu kişisel birliktelik ilişkilerini düzenler.
10:2.2 (109.6) Yaratıcı Evlat’ının kişiliği üzerinde kendi bütünlüğünü bahşettikten sonra ve bunun sonucunda Yaratıcı-Evlat birlikteliğinin kökeninde olan onun sınırsız gücü ve doğası bu birey bahşedişinin eylemiyle tamamlanıp kusursuz hale geldiğinde, ebedi ilişki üyeleri bütüncül bir biçimde kendileri gibi olan fakat farklı bir varlığı oluşturan bu nitelikleri ve özellikleri bahşederler. Sınırsız Ruhaniyet olarak bu bütünleştirici kişilik İlahiyat’ın varoluşçu kişileşmesini tamamlar.
10:2.3 (110.1) Evlat, Tanrı’nın yaratıcı bünyesi için kaçınılmaz bir öneme sahiptir. Ruhaniyet, İkincil ve Üçüncül Bireyler’in kenetlenmişliği için hayatidir. Bu üç kişilik en azından sosyal bir zümredir, fakat bu durumun kendisi Bütünleştirici Bünye’nin kaçınılmazlığına inanmak için birçok sebepler bütününden sadece asgari olanıdır.
10:2.4 (110.2) İlk Kaynak ve Merkez, kısıtlanmamış kişilik kaynağı olarak sınırsız yaratıcı-kişiliğidir. Ebedi Evlat, Tanrı’nın kişisel doğasının kusursuz açığa çıkarılışı biçiminde ebediyet ve zamanın tümü boyunca var olan kutsal varlık olarak koşulsuz kişilik-mutlaktır. Sınırsız Ruhaniyet, sonsuza kadar sürecek olan Yaratıcı-Evlat birlikteliğinin benzersiz bireysel sonucu olan bütünleştirici kişiliktir.
10:2.5 (110.3) İlk Kaynak ve Merkez’in kişiliği, Ebedi Evlat’ın mutlak kişiliği dışında kalan sınırsızlığın kişiliğidir. Üçüncül Kaynak ve Merkez’in kişiliği, Yaratıcı-kişilik ve mutlak Evlat-kişiliğinin bağımsızlaştırılmış birliğinin üstün ilave sonucudur.
10:2.6 (110.4) Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet özgün kişiliklerdir; biri diğerinin kesinlikle bir taklidi değildir; her biri benzersiz ve hepsi bütünleşmiş bir haldedir.
10:2.7 (110.5) Ebedi Evlat tek başına, kutsal kişilik ilişkisinin tamamlanmışlığını, Yaratıcı’yla olan evlatlığın bilincini, buna ek olarak Yaratan-atası ve Ruhaniyet-birlikteliğiyle beraber kutsal eşitliğin Ruhaniyet’ine yapmakta olduğu ebeveynliği deneyimler. Yaratıcı, kendisine eş olan bir Evlat’a sahip olmanın deneyimini bilir, fakat kendisinden önce gelen, geçmişe ait hiçbir ata bağlarına sahip olmadığı için böyle bir husus hakkında kendisinin hiçbir bilgisi bulunmamaktadır. Ebedi Evlat, evlatlığa ait deneyime ve kişiliğin kökeninin farkındalığına sahip olup, buna ek olarak Evlat aynı zamanda Sınırsız Ruhaniyet’e eş ebeveyn olmanın bilinci içerisindedir. Sınırsız Ruhaniyet iki katmanlı kişilik soyunun bilincindedir, fakat eş güdüm halindeki bir İlahiyat kişiliğine ebeveynlik etmez. Ruhaniyet’le birlikte İlahiyat kişileşmesinin varoluş döngüsü tamamlanmışlığa ulaşır; Üçüncül Kaynak ve Merkez’in başat kişilikleri deneyimsel olup sayı bakımdan yedi tanedir.
10:2.8 (110.6) Bunları size ulaştıran olarak ben, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin kökenindenim. Kutsal Üçleme’nin birleşik İlahiyat olduğunu biliyorum; aynı zamanda Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in var olduklarını, kesin bir biçimde belirli olan kişilik yetilerinde eylemde bulunduklarının bilgisine sahibim. Buna ek olarak bilmekteyim ki: onlar sadece kişisel ve ortaklaşa bir biçimde faaliyetlerde bulunmazlar, onlar aynı zamanda değişik birimler altında görevlerini eş güdüm halinde yürütüp böylece son kertede yedi değişik tekil ve çoğul yetiler içerisinde hizmet ederler. Bu yedi birliktelik böyle bir kutsal değişken birleşimini yerine getirdikleri için, evren gerçekliklerinin yedi farklı değerler, anlamlar ve kişilikler halinde görünmesi kaçınılmaz olacaktır.
10:3.1 (110.7) Sadece bir İlahiyat olmasına rağmen İlahiyat’ın aynı zamanda üç olumlu ve kutsal kişileşmesi bulunmaktadır. İnsanın kendisine verilen ihsanıyla olan kutsal Düzenleyiciler hususunda Yaratıcı şu sözleri ifade etmiştir: “fani insanı kendi görünüşümüzde yaratalım”. Tekrar eden bir biçimde Urantia hakkında yazılmış yazılar boyunca, üç Kaynak ve Merkez’in işleyişi ve mevcudiyetinin tanınmasını açıkça gösteren çoğul İlahiyat’ın eserleri ve eylemlerine yapılan bu atıf sıkça dile getirilir.
10:3.2 (110.8) Evlat ve Ruhaniyet’in Kutsal Üçleme’nin birlikteliğinde Yaratıcı’yla olan ilişkilerinin eşit ve aynı olduğu konusunda bilgilendirildik. Ebediyette ve İlahiyatlar olarak kuşkusuz bu durumu yerine getirirler, fakat zaman içinde ve kişilikler olarak kesin bir biçimde çok çeşitli bir doğanın ilişkilerini açığa vururlar. Cennet’den çevreye doğru bakıldığında, âlemler üzerinde bu ilişkiler birbirine çok benzer olarak görünürler, fakat mekânın nüfuz alanlarından bakıldığında onların çok farklı oldukları açığa çıkar.
10:3.3 (111.1) Kutsal Evlatlar gerçektende “Tanrı’nın Sözü”dür, fakat Ruhaniyet’in çocukları gerçekte “Tanrı’nın Eylemi”dir. Tüm kâinat eylemlerinde Evlat ve Ruhaniyet ayrıcalıklı bir biçimde kenetlenmiş olsalar ve varlığına onurla ve kutsallıkla saygı duyulan ortak bir Yaratıcı’ya karşı sevgi ve hayranlık besleyen iki eşit kardeş biçimde çalışsalar da; Tanrı, Evlat’ı vasıtasıyla kendisini ifade eder ve Evlat’la beraber Sınırsız Ruhaniyet’in üzerinden eylemlerini gerçekleştirir.
10:3.4 (111.2) Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet kesin bir biçimde doğaları bakımdan eşit, varlıkları bakımından ise eş güdüm halindedir; fakat onların kâinatsal dışavurumlarında apaçık farklılıklar bulunmaktadır, ve her biri tek başına eylemde bulunurken İlahiyat’ın her bireyi açık bir biçimde mutlaklıkla sınırlıdır.
10:3.5 (111.3) Kâinatın Yaratıcısı, onun kendi iradesi dâhilinde Evlat ve Ruhaniyet’i oluşturan kişiliğinin, güçlerinin ve özelliklerinin ayrılmasından önce felsefi olarak düşünüldüğünde koşulsuz, mutlak ve sınırsız bir İlahiyat’tı. Fakat, bir Evlat olmadan kuramsal bir haliyle İlk Kaynak ve Merkez, Kâinatın Yaratıcısı olarak hiçbir bağlamda düşünülemez; yaratıcılığa ait olan babalık müessesesi evlat olmadan gerçekliğini koruyamaz. Buna ek olarak Yaratıcı’nın bütüncül bir anlamda mutlak olabilmesi için, onun ebedi bir biçimde uzak olan bir anda yalnız başına mevcut olması gerekirdi. Fakat o hiçbir zaman böyle soyutlanmış bir deneyimi tercih etmedi; Evlat ve Ruhaniyet Yaratıcı’ya birlikte ezelden beri eş ebedi olarak varoluş içindeydi. İlk Kaynak ve Merkez başından beri olduğu gibi ve sonsuza kadar sürecek bir biçimde Özgün Evlat’ın ebedi Yaratıcısı, Evlat ile birlikte ise Sınırsız Ruhaniyet’in ebedi atası olacaktır.
10:3.6 (111.4) Yaratıcı’nın, mutlak yaratıcılığı ve iradece gücü dışında mutlakıyetinin tüm dolaylı dışavurumlarını kendisinden ayırdığını gözlemlemekteyiz. İradesini kullanma gücünün Yaratıcı’nın kendisinden ayrılabilir bir özelliği olup olmadığının bilgisine sahip değiliz; bu bağlamda biz sadece kendi iradesini bünyesinden ayırmadığını gözlemleyebiliriz. Buna dayanarak iradenin böyle bir sınırsızlığının İlk Kaynak ve Merkez’in doğasında en başından beri ebedi bir biçimde mevcut olmuş olduğunu varsaymaktayız.
10:3.7 (111.5) Ebedi Evlat’ın kişiliği üzerinde mutlaklığın bahşedilişinde, Kâinatın Yaratıcısı kişiliğin mutlaklığının engellerinden kurtulmuş olur; fakat bu oluşumun kendisiyle kişilik-mutlak olarak yalnız başına bir daha eylemde bulunmayı sonsuza kadar imkânsız kılacak adımı atmış olur. Ayrıca, Bütünleştirici Bünye olarak İlahiyat’ın eş varoluşunun nihai kişileşmesiyle birlikte, mutlaklık içerisinde İlahiyat hizmetinin bütünlüğüyle iniltili üç kutsal kişiliklerinin birbirlerine olan hayati üçleme bağlılıkları bunun sonucunda oluşmuş olur.
10:3.8 (111.6) Tanrı, kâinat âlemlerinin tümü içindeki tüm kişiliklerin Yaratıcı-Mutlaklık’ıdır. Yaratıcı, eylemin bağımsızlığı bakımından kişisel olarak mutlaktır; fakat inşa aşamasında olup henüz tamamlanmamış zaman ve mekân âlemlerinde Yaratıcı, Cennet Kutsal Üçlemesi dışında algılanabilecek bir biçimde bütüncül İlahiyat olarak kutsal değildir.
10:3.9 (111.7) İlk Kaynak ve Merkez, Havona’nın dışında şu olgular âlemlerinde faaliyette bulunur:
10:3.10 (111.8) 1. Yaratan olarak, onun torunları olan Yaratan Evlatları’nın vasıtasıyla.
10:3.11 (111.9) 2. Denetleyici olarak, Cennet’in çekimi merkezi vasıtasıyla.
10:3.12 (111.10) 3. Ruhaniyet olarak, Ebedi Evlat vasıtasıyla.
10:3.13 (111.11) 4. Akıl olarak, Bütünleştirici Yaratan vasıtasıyla.
10:3.14 (111.12) 5. Bir Yaratıcı olarak, kendi kişilik döngüsü vasıtasıyla tüm yaratılmışlarla ebeveynsel ilişkiyi sürdürür.
10:3.15 (111.13) 6. Bir kişilik olarak, fani insanda mevcut halde bulunan Düşünce Denetleyiciler biçimindeki — onun ayrıcalıklı nüveleri tarafından yaratım boynuca doğrudan eylem içinde bulunur.
10:3.16 (111.14) 7. Bütüncül İlahiyat olarak, sadece Cennet Kutsal Üçlemesi içerisinde faaliyette bulunur.
10:3.17 (112.1) Kâinatın Yaratıcısı tarafından onun karar yetkisi dâhilindeki tüm bu yapılan feragatler ve devirler, tamamiyle gönüllü bir biçimde olup kendiliğinden hayata geçirilmiştir. Yaratıcı’nın her şeye gücünün yeterliliği, bilinçli bir biçimde evren yönetim idaresinin bu kısıtlanmışlıklarını üstlenir.
10:3.18 (112.2) Ebedi Evlat, Tanrı nüvelerinin bahşedilmişlikleri ve diğer birey öncesi faaliyetler haricinde, tüm ruhsal bakımlardan Yaratıcı ile birlikte bir bütünlük halinde faaliyet ediyormuş gibi görülür. Evlat, ne maddi yaratılmışların akli eylemleriyle, ne de maddi âlemlerin enerji hareketleriyle yakın bir biçimde tanımlanır. Mutlak olarak Evlat, bir birey biçimde ve sadece ruhsal âlemin nüfuz alanında faaliyette bulunur.
10:3.19 (112.3) Sınırsız Ruhaniyet, tüm işleyişlerinde muhteşem bir biçimde kâinatsal ve inanılmayacak bir biçimde çok yönlüdür. Kendisi aklın, maddenin ve ruhaniyetin nüfuz alanlarında faaliyet gösterir. Bütünleştirici Bünye Yaratıcı-Evlat birlikteliğini temsil eder, fakat aynı zamanda kendi bünyesini temsilen faaliyette bulunur. Doğrudan bir biçimde fiziksel ve ruhsal çekimle veya kişisel döngüyle iniltili değildir, fakat o az veya çok bir biçimde tüm diğer kâinat faaliyetlerine katılır. Varoluş içerisindeki ve mutlak olan üç denetime açık bir biçimde bağlı bulunurken, Sınırsız Ruhaniyet ortaya çıkan şekliyle üç üst denetimi uygular. Bu üç katmanlı kendisine ihsan edilmiş kazanım, mutlaklığın üst nihai sınırlarına doğru olan başat güçlerin ve enerjilerin dışavurumlarını bile gözlenen biçimiyle aşkınlaştırarak etkisiz hale getirmek için birçok biçimde uygulanır. Belirli durumlarda, bu üst denetimler mutlak bir nitelikte olan kâinatsal gerçekliğin temel dışavurumlarını bile aşar.
10:4.1 (112.4) Tüm mutlak birlikteliklerin içerisinde ilk üçlü bütünlük olan Cennet Kutsal Üçlemesi, kişisel İlahiyat’ın ayrıcalıklı bir birlikteliği olarak benzersizdir. Tanrı bünyesel biçimiyle, sadece Tanrı’yla ve Tanrı’yı bilenlerle ilişki halindedir, fakat mutlak İlahiyat olarak sadece Cennet Kutsal Üçlemesi’nde olup kâinatsal bütünlükle ilişki halindedir.
10:4.2 (112.5) Ebedi İlahiyat kusursuz bir biçimde bütünleşmiş haldedir; yinede İlahiyat’ın kusursuzca bireyselleşen üç kişiliği mevcuttur. Cennet Kutsal Üçlemesi, bölünmemiş İlahiyat’ın evren faaliyetleri içindeki kutsal birlikteliğinin tümünü, İlk Kaynak ve Merkez’in ve onun ebedi yardımcılarının çeşitli sınırsız güçleri ve karakter niteliklerinin bütününün eş zamanlı dışavurumunu olanaklı hale getirir.
10:4.3 (112.6) Kutsal Üçleme, bir birey dışı yetkinlikte faaliyet gösteren sınırsız kişiliklerin birlikteliğidir, fakat bu birliktelik hiçbir biçimde kişiliğin ihlal edilmesiyle gerçekleşmez. Yapılacak olan benzetim basit gibi görünebilir, ancak bir baba, evlat ve torun birey dışı fakat yine de onların kişisel iradelerine bağlı bütünlükçü bir birlik oluşturabilirler.
10:4.4 (112.7) Cennet Kutsal Üçlemesi gerçektir. Bu gerçeklik Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in İlahiyat birliği olarak mevcuttur; yine de bu mevcudiyet içerisinde tek başına Yaratıcı, Evlat veya Ruhaniyet olarak, ya da onlardan herhangi ikisinin birlikteliği, tamamiyle aynı olan Cennet Kutsal Üçlemesi ile ilişkili halde faaliyet gösterebilir. Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet, Kutsal Üçlemenin ilişkisi dışında olan bir biçimde işbirliği yapabilirler, fakat üçü birden bu yapının dışında ortak işbirliğine katılmazlar. Kişiler olarak seçtikleri bir biçimde işbirliğinde bulunabilirler, fakat bu durum Kutsal Üçleme olarak adlandırılamaz.
10:4.5 (112.8) Şunu her zaman hatırlayınız ki: Sınırsız Ruhaniyet’in hizmeti Bütünleştirici Bünye’nin faaliyetidir. Yaratıcı ve Evlat onun içinde ve onun vasıtasıyla faaliyette bulunur, bu faaliyeti onun bünyesi olarak yerine getirirler. Fakat, üçünün bir bütün ve bir tek birliktelikte olması, ayrıca bir olarak görünenin iki bünyeden meydana gelmesi ve bu bir bünyenin diğer ikisi için eylemlerde bulunması durumu olan Kutsal Üçleme’nin gizemini izah etmeye çalışmak faydasız olacaktır.
10:4.6 (112.9) Kutsal üçleme, kişilik ilişkilerinin veya soyutlanmış kâinatsal herhangi bir olayın bütünlüğünü açıklamak için bizim girişimlerimizde yüzleşmek zorunda olan bütüncül evren olaylarıyla oldukça ilişkilidir. Kutsal Üçleme, kâinatın tüm düzeyleri üzerinde faaliyette bulunur ve fani insan sınırlı düzeyle kısıtlanmıştır; bu sebeple, insan bu muhteşem bütünlüğün Kutsal Üçleme olarak sınırlı kavramsallaşmasıyla yetinmek zorundadır.
10:4.7 (113.1) Bedene bürünmüş bir fani olarak siz Kutsal Üçlemeyi, aklınız ve ruhunuzun karşılıklarıyla birlikte uyum içerisinde ve bireysel aydınlanmanızla iniltili olarak değerlendirmelisiniz. Kutsal Üçleme’nin mutlaklığıyla ilgili çok az şey bilebilirsiniz, fakat Cennet huzuruna yükseldikçe Kutsal Üçleme’nin mutlaklığı olmasa bile onun üstünlüğü ve nihayetinin şaşırtıcı keşifleri ve birbirini takip eden açığa çıkarışlarında birçok zaman şaşkınlık içinde kalmayı deneyimleyeceksiniz.
10:5.1 (113.2) Kişisel İlahiyatlar belli başlı özelliklere sahiptir, fakat Kutsal Üçleme hakkında onların bu tür özelliklere sahip olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Kutsal varlıkların bu birlikteliği; adalet yönetimi, bütünlük davranışları, eş güdüm halindeki eylem ve kâinatsal üst denetim gibi işlevlere sahip olma biçiminde daha uygun olarak tanımlanabilir. Bu faaliyetler, kişilik değerinin yaşayan gerçeklikleri söz konusu oldukça etkin olarak üstün, nihai, ve İlahiyat’ın sınırları içinde mutlaktır.
10:5.2 (113.3) Cennet Kutsal Üçlemesi’nin faaliyetleri, Ruhaniyet ve Evlat’ın bireysel mevcudiyetinde benzersiz olan özelleşmiş niteliklerine ek olarak basit bir biçimde Yaratıcı’nın gözle görünen kutsallık edinimin toplamı değildir. Cennet İlahiyatları’nın üçünün Kutsal Üçleme birlikteliği, kâinatsal eylemin, yönetimin ve gerçeğin açığa çıkarılması için yeni yetkinliklerin, güçlerin, değerlerin, anlamların evrimleşmesinde, var edilmesinde ve ilahileşmesinde açığa çıkar. Yaşayan birliktelikler, insan aileleri, toplumsal gruplar veya Kutsal Cennet Üçlemesi yalnızca aritmetik bir toplamla bir araya gelmemiştir. Bu grup potansiyeli onu oluşturan bireylerin özelliklerinin basit toplamından her zaman çok daha fazladır.
10:5.3 (113.4) Kutsal Üçleme, bütüncül evrenin geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman karşısında benzersiz olan tutumunu muhafaza eder. Kutsal Üçleme’nin faaliyetleri en yerinde bir biçimde onun evren tutumlarıyla ilişkili bir biçimde değerlendirilir. Bu tutumlar eş zamanlı olup herhangi bir soyutlanmış durum veya olay karşısında değişkenlik gösterebilir:
10:5.4 (113.5) 1. Sınırlı’ya karşı olan tutumu. Kutsal Üçleme’nin en yüksek bireysel kısıtlaması onun sınırlılığa karşı olan tutumudur. Kutsal Üçleme ne bir birey, ne de onun ayrıcalıklı bir kişileşmesi olan Yüce Varlık’tır; fakat Yücelik, sınırlı yaratılmışlar tarafından kavranabilecek olan Kutsal Üçleme’nin bir güç-kişilik odaklanmasına en yakın yaklaşımdır. Bu nedenle, sınırlı olan ile Kutsal Üçleme’nin ilişkisi zaman zaman Üstünlüğün Kutsal Üçlemesi adı altında anılır.
10:5.5 (113.6) 2. Absonit’e karşı olan tutumu. Cennet Kutsal Üçlemesi, mutlaklıktan aşağı bir seviyede olan fakat sınırlılıktan daha yukarıdaki bu düzeylerle bağlantı içindedir; bu ilişki zaman zaman Nihayetin Kutsal Üçlemesi olarak adlandırılır. Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bütüncül temsilcisi ne Nihayet ne de Yücelik’tir, fakat yetkin bir biçimde ve onların ilişkili düzeylerine karşı her biri Kutsal Üçleme’yi deneyimsel-güç gelişiminin birey öncesi dönemleri boyunca temsil etmekte olarak gözlemlenir.
10:5.6 (113.7) 3. Cennet Kutsal Üçlemesi’nin Mutlak karşısında olan tutumu, mutlak mevcudiyetleriyle ilişkisi olup bütüncül İlahiyat’ın eyleminde sonuçlanır.
10:5.7 (113.8) Kutsal Üçleme, İlk Kaynak ve Merkez’in ilahileştirilmiş veya ilahileştirilmemiş tüm üçlü birlik ilişkilerinin eş güdüm eylemlerine katılır, ve bu katılımın çeşitliliği sebebiyle bu durumun kişilikler için algılanması bir hayli zordur. Kutsal Üçleme’nin sınırsızlık olarak düşünülmesinde yedili birliği görmezlikten gelmeyiniz; böylelikle anlama sürecindeki belirli zorluklar aşılabilir, ve belli başlı anlam karmaşası kısmen de olsa açıklığa kavuşturulabilir.
10:5.8 (114.1) Fakat, sınırsız kusursuzluğun üç varlığının bitmek tükenmek bilmeyen birlikteliğinin doğası ve Cennet Kutsal Üçlemesi’nin ebedi önemi ve tüm doğruluğunu sınırlı insan aklına taşımak için beni yetkin hale getirecek bir dil üzerinde bu düşüncelerimi ifade etmiyorum.
10:6.1 (114.2) Tüm yasalar İlk Kaynak ve Merkez’den kökenini alır; o kanunun ta kendisidir. Ruhsal yasa idaresi İkincil Kaynak ve Merkez’in doğasından gelir. Kanunun açığa çıkarılması, kutsal hükümlerin ilan edilmesi ve yorumlanması Üçüncül Kaynak ve Merkez’in faaliyetidir. Adaletin kendisi olan kanunun uygulanması Cennet Kutsal Üçlemesi’nin sorumluluğuna düşer ve bu uygulama Kutsal Üçleme’nin belirli Evlatları tarafından yürütülür.
10:6.2 (114.3) Adalet Cennet Kutsal Üçlemesi’nin kâinatsal egemenliğinin doğasındadır; fakat iyilik, bağışlama ve gerçeklik, Kutsal Üçleme’yi oluşturan İlahiyat birlikteliğine ait olan kutsal kişiliklerin evren hizmetidir. Adalet; Yaratıcı, Evlat veya Ruhaniyet’in ayrı ayrı gerçekleşen bireysel bir tutumu değildir. Adalet; Kutsal Üçleme’nin sevgi, bağışlama ve hizmet kişiliklerinin bir tutumudur. Cennet İlahiyatları’nın hiçbiri adalet idaresinin yürütülmesini tek başına yerine getirmez. Adalet hiçbir zaman bireysel bir tutum değildir; bunun yerine her zaman o çoğul bir faaliyettir.
10:6.3 (114.4) Kanıt, bağışlamayla uyum içerisindeki adalet olan adiliyetin kaynağı biçiminde, Yaratıcı ve Evlat’ın bütüncül temsilcisi olan Üçüncül Kaynak ve Merkez’in kişilikleri tarafından tüm yaratılmışların ussal varlıklarının akıllarına ve tüm âlemlerine sunulmuştur.
10:6.4 (114.5) Yargı, Sınırsız Ruhaniyet’in kişilikleri tarafından sunulmuş olan kanıt uyarınca adaletin nihai uygulanması olarak, Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in birleşik Kutsal Üçleme doğasının parçası varlıklar olan Kutsal Üçleme’nin Yerleşik Evlatları’nın görevidir.
10:6.5 (114.6) Kutsal Üçleme Evlatları’nın bu birimi şu kişilikler ile bütünleşir:
10:6.6 (114.7) 1. Yüceliğin Kutsal Üçleme Haline Getirilmiş Sırları.
10:6.7 (114.8) 2. Zamanın Ebediyetleri.
10:6.8 (114.9) 3. Zamanın Ataları.
10:6.9 (114.10) 4. Zamanın Kusursuzlukları.
10:6.10 (114.11) 5. Zamanın Geçmişleri.
10:6.11 (114.12) 6. Zamanın Birliktelikleri.
10:6.12 (114.13) 7. Zamanın İnançlıları.
10:6.13 (114.14) 8. Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları.
10:6.14 (114.15) 9. Kutsal Danışmanlar.
10:6.15 (114.16) 10. Kâinatsal Denetimciler.
10:6.16 (114.17) Bizler, Kutsal Üçleme olarak faaliyet gösteren Cennet İlahiyatları’nın üçünün çocuklarıyız, ve ben bu grubun onuncu düzeyinde olan Kâinatsal Denetimciler’e dâhil olma şansına eriştim. Bu düzeyler kâinatsal bakımdan Kutsal Üçleme’nin tutumunun bir yansıtıcısı değildir; bunun yerine adalet olan yürütücü yargının yalnızca nüfuz alanlarında İlahiyat’ın birliktelik halindeki tutumunu yansıtır. Onlar kendilerine verilen belirli görevi yerine getirmek için özel olarak Kutsal Üçleme tarafından tasarlanmıştır, ve onlar Kutsal Üçleme’yi bu görev için kişileştirilmiş bünyeler olarak sadece bu faaliyetlerde temsil ederler.
10:6.17 (115.1) Zamanın Ataları ve onların Kutsal Üçleme-köken birliktelikleri, yedi aşkın evrene yüce adiliyetin adil yargısını yerine getirirler. Merkezi evrende bu tür faaliyetler sadece yapısal bir biçimde mevcuttur; orada adalet kusursuz bir biçimde kendiliğinden gerçekleşmektedir, ve Havona kusursuzluğu, uyumsuzluğun olası tüm olasılıklarını önler.
10:6.18 (115.2) Adalet, doğruluğun bir araya gelmiş ortaklaşa düşüncesidir; bağışlama ise onun kişisel dışavurumudur. Bağışlama aynı zamanda sevginin bir tutumudur; onun hassas kesinliği kanunun işleyişini tanımlar. Kutsal yargı adil olmanın ruhudur, bununla birlikte onun mevcudiyeti Kutsal Üçleme’nin adaletiyle başından beri uyumlu olup Tanrı’nın kutsal sevgisini en başından beri yerine getirir. Bütünüyle algılandığında ve tamamiyle anlaşıldığında, Kutsal Üçleme’nin doğruluğu savunan adaleti ve Kâinatın Yaratıcı’nın bağışlama dolu sevgisi birbirleriyle kesişir. Fakat insan, kutsal adalete dair böyle bir bütüncül anlayışa sahip değildir. Bu nedenle, Kutsal Üçleme içerisinde insanın ayırt edeceği biçimde; Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in kişilikleri, zamanın deneyimsel âlemlerinde sevgi ve kanunun hizmetinin düzenlenmesine göre belirlenmiştir.
10:7.1 (115.3) İlahiyat’ın Birincil, İkincil ve Üçüncül Bireyleri birbirlerine eşittir, ve onlar bir bütündür. “Tanrı’mız olan Koruyucumuz birdir.” Burada niyetin kusursuzluğu ve ebedi İlahiyatlar’ın Kutsal Üçlemesi’nde birliğin yerine getirilmesi bulunmaktadır. Yaratıcı, Evlat ve Bütünleştirici Bünye tamamiyle ve kutsal olarak bir bütündür. Bu bağlamda gerçek çoktan yazılmıştır: “Ben ilk ve sonum, benim mevcudiyetim dışında hiçbir Tanrı bulunmamaktadır.”
10:7.2 (115.4) Sınırlı düzey üzerinde faninin gözleri önünde yerel biçimde ortaya çıkanlar gerçekleşirken; Cennet Kutsal Üçlemesi tıpkı Yüce Varlık gibi, bütüncül gezegen, bütüncül kâinat, bütüncül aşkın evren, ve bütüncül muhteşem kâinatı içerisine alan sadece bu bütünsellikten sorumludur. Bu bütünsellik tutumu, İlahiyat’ın bütününün Kutsal Üçleme olması ve diğer birçok sebepten dolayı mevcut haldedir.
10:7.3 (115.5) Yüce Varlık, sınırlı âlemlerde faaliyet gösteren bünye olarak Kutsal Üçleme’den farklı ve ondan daha alt bir düzeydedir; fakat bazı belirli sınırlar içerisinde ve tamamlanmamış güç-kişileşmesinin mevcut dönemi boyunca, bu evrimsel İlahiyat, Yüceliğin Kutsal Üçlemesi’nin tutumunu yansıtan olarak ortaya çıkar. Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet, Kutsal Varlık’la kişisel olarak faaliyet içerisinde bulunmaz, fakat mevcut evren çağı boyunca onunla Kutsal Üçleme olarak işbirliği halindedir. Anladığımız biçimiyle onlar Nihayet ile birlikte benzer bir ilişkiyi aynı biçimde sürdürür. Yüce Varlık’ın evrimleşmesini tamamladıktan sonra, Cennet Kutsal İlahiyatları ve Yüce olan Tanrıyla kişisel ilişkisinin nasıl olacağına dair sık sık tasavvurlarda bulunmaktayız, fakat bu konu hakkında kesin bir bilgiye gerçekten sahip değiliz.
10:7.4 (115.6) Yüceliğin üst denetimi tamamen tahmin edilebilir olarak karşımıza çıkmaz. Buna ek olarak, bu tahmin edilemezlik, kuşkusuz bir biçimde Yücelik’in bitmemişliğinin belirleyici özelliği ve Cennet Kutsal Üçlemesi’ne olan sınırlı tepkinin eksikliği olan belirli bir gelişimsel tamamlanmamışlık tarafından meydana gelmiş olarak ortaya çıkar.
10:7.5 (115.7) Fani akıl; karmaşık fiziksel olaylar, korkutucu kazalar, dehşet verici doğal afetler, acı dolu hastalıklar ve dünya genelindeki felaketler biçimindeki bin bir şeyi bir anda düşünebilir, ve bunları düşünürken bu tür korkunç yaşantıların Yüce Varlık’ın hizmetinin bu olası işleyişinin bilinmez manevrasıyla bir bağlantısı olup olmadığını sorgular. Dürüst bir biçimde, bu sorgunuza verilecek cevabın ne olduğunu emin olmadığımız için bilemiyoruz. Fakat, zaman geçtikçe, tüm bu zor ve az veya çok gizemli durumların her zaman âlemlerin ilerleyişi ve refahı lehine sonuçlandığını gözlemliyoruz. Varoluşun koşulları ve yaşamın açıklanamayan iniş çıkışları, Kutsal Üçleme’nin aşkın denetimi ve Yücelik’in hizmeti tarafından yüksek değerin anlamlı bir işleyişine bütünüyle bağlanmıştır.
10:7.6 (116.1) Tanrı’nın bir evladı olarak, Yaratıcı olan Tanrı’nın tüm eylemlerinde sevginin kişisel tutumunu sezebilirsiniz. Fakat siz, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin kâinatsal eylemlerinin kaç tanesinin mekânın evrimsel dünyaları üzerinde bireysel fanilerin iyiliğine büyük bir biçimde katkıda bulunduğunu hiçbir zaman anlamaya yetkin olamayacaksınız. Ebediyetin ilerleyişi içinde, Kutsal Üçleme'nin eylemleri her zaman bütünüyle anlamlı ve düşünceli olarak açığa çıkarılır, fakat zamanın yaratılmışları için bu durum her zaman bu biçimde görünmez.
10:8.1 (116.2) Cennet Kutsal Üçlemesi ile ilgili birçok bilgi ve gerçek, sınırlılığı aşan bir faaliyetin farkındalığında bulunmak tarafından sadece kısmen de olsa kavranabilir.
10:8.2 (116.3) Nihayetin Kutsal Üçlemesi’nin hizmetlerini tartışmak önerilemez bir durumu kendi içerisinde barındırır, fakat Aşkınlar tarafından kavranabilen Kutsal Üçleme’nin dışavurumunun Nihai olan Tanrı olduğu gerçeği gün ışığına kavuşturulabilir. Üstün evrenin bir bütün haline gelmesinin, Nihayet’in var etme eylemi ve Cennet Kutsal Üçlemesi’nin absonit düzeyindeki aşkın denetiminin tüm değil fakat bazı fazlarının olası yansıması olduğu inancını kabul etmeye yatkın bir haldeyiz. Nihayet; Yücelik’in, sınırlılıkla ilişki halinde olan Kutsal Üçlemesi’ni kısmen temsil etmesi bağlamında, Kutsal Üçleme’nin absonit düzey ile olan ilişkisinin bu nedenle yetkin bir dışavurumudur.
10:8.3 (116.4) Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet belirli bir bağlamda bütüncül İlahiyat’ın bileşen kişilikleridir. Cennet Kutsal Üçlemesi’nde ve Kutsal Üçleme’nin mutlak hizmetindeki birliktelikleri bütüncül İlahiyat’ın faaliyetine denk düşmektedir. Ve İlahiyat’ın böyle bir tamamlanmışlığı sınırlı ve absonit düzeyi aşan bir konumdadır.
10:8.4 (116.5) Cennet Kutsal Üçlemeleri’nin hiçbir kişiliği gerçekte tek başına tüm İlahiyat potansiyelini yerine getiremez, bunun yerine onların üçü birlikte işbirliği halinde bunu yerine getirir. Sınırsız kişiliklerin üçlü birlikteliği, İlahiyat Mutlaklığı olan bütüncül Mutlaklık’ın birey öncesi ve mevcut potansiyelini etkin hale getirmek için yeterli olan asgari rakam gibi görünmektedir.
10:8.5 (116.6) Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyeti kişilikler olarak tanıyoruz, fakat ben İlahi Mutlaklık’ı kişisel olarak tanımamaktayım. Yaratıcı olan Tanrı’yı seviyorum ve ona ibadet ediyorum; diğer bir yandan ise İlahi Mutlaklık’a saygı duyuyorum ve onun varlığına itibar ediyorum.
10:8.6 (116.7) Ebediyet içindeki kesinliğe erişeceklerin İlahi Mutlaklık’ın sonunda çocukları haline geldiğinin bilgisini veren varlıkların belirli bir topluluğunun bulunduğu bir evrende kısa bir süreliğine ikamet ettim. Fakat, kesinliğe erişeceklerin geleceğini gizleyen gizemin böyle bir öğretiye dayanarak aydınlığa kavuşturulmasını kabul etmede isteksizim.
10:8.7 (116.8) Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri, diğerleri arasında, Tanrı’nın iradesiyle ilişkin her şeyde kusursuzluğa erişen zaman ve mekânın bu fanileriyle bütünleşir. Yaratılmışlar ve yaratılmışın yetkinliğinin sınırları içerisinde, onlar içten ve bütüncül bir biçimde Tanrı’nın bilgisine sahiptir. Tüm yaratılmışların Yaratıcı’sı olarak Tanrı’yı bulmuş olmalarından dolayı bu kesinliğe erişecekler, elinde sonunda sınırlılığı aşan bir aşkınlıkta bulunan Yaratıcı’nın izinin peşine düşmek zorundadırlar. Fakat bu sorgulama, Cennet Yaratıcısı’nın karakteri ve nihai özelliklerinin absonit doğasına dair bir algıyla birleşir. Ebediyet, bu tür bir erişimin olanaklı olup olmadığını ortaya çıkarır; fakat bu kesinliğe erişeceklerin kutsallığın bu nihayetini algılamalarına rağmen onların mutlak İlahiyat’ın aşkın nihai düzeylerine erişiminde muhtemelen yetkin olmadıkları konusunda biz ikna olmuş durumdayız.
10:8.8 (116.9) Kesinliğe erişeceklerin İlahi Mutlaklık’a kısmen erişebilecek olmaları olanak dâhilindedir; fakat onlar bunu başarsalar bile, ebediyetin sonsuzluğu içerisinde Kâinatsal Mutlaklık, ilerleyiş ve yükseliş halindeki kesinleştiricilerin ilgisini çekmeye, kafalarını karıştırmaya, onları şaşırtmaya ve zorlamaya devam edecektir. Bu nedenle, maddi evrenler ve onların ruhsal yönetim genişlemesi sürdürdükçe, bu ölçekte Kâinatsal Mutlaklık’ın kâinatsal ilişkisinin anlaşılmazlığının büyümeye devam edeceğini öngörüyoruz.
10:8.9 (117.1) Sadece sınırsızlık Sınırsız-Yaratıcı’yı meydana getirebilir.
10:8.10 (117.2) [Buanlatım, Uversa üzerinde yerleşik olan Zamanın Ataları’nın idaresiyle hareket eden Bir Kutsal Denetimci tarafından sağlanmıştır.]
Urantia’nın Kitabı
11. Makale
11:0.1 (118.1) CENNET, kâinat âlemlerinin tümünün ebedi merkezi olup; o, Kâinatın Yaratıcısı’nın Ebedi Evlat’ın, Sınırsız Ruhaniyet’in, onların kutsal yardımcılarının ve birliktelik içinde bulundukları bünyelerin kalıcı olarak bulundukları yerdir. Bu merkezi Ada, tüm merkezi âlemde Kâinat gerçekliğinin bir düzen halinde işleyen en büyük bedenidir. Cennet, maddi bir âlem olduğu kadar aynı zamanda ruhani bir ikame yeridir. Kâinatın Yaratıcısı’nın tüm akli yapıya sahip yaratılmışları maddi yerleşkelerde barınır haldedir; bu nedenle mutlak denetleme merkezi aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla maddi olmak durumundadır. Ve tekrar yinelemek gerekirse, ruhaniyetin unsurları ve ruhsal varlıklar gerçektir.
11:0.2 (118.2) Cennetin maddi güzelliği onun fiziksel kusursuzluğunun muhteşemliğinden oluşur; Tanrı’nın Adası’nın ihtişamı onun sakinlerinin akli gelişimi ve olağanüstü ussal kazanımlarında ortaya koyulmuştur; merkezi Ada’nın görkemi, yaşamın ışığı olan kutsal ruhaniyet kişiliğinin sınırsız edinimlerinde sergilenmiştir. Fakat, ruhsal güzelliğin derinlikleri ve bu muhteşem bir aradalığının harikaları, maddi yaratılmışların sınırlı aklının kavramasının tamamen dışındadır. Kutsal yerleşkenin ruhsal parlaklığının görkemi fani algısı için bir imkânsızlığı içerisinde barındırır. Buna ek olarak, Cennet ebediyetten gelir; ve Yaşam’ın ve Işığın Adası’nın bu çekirdeğinin kaynağı ile iniltili ne herhangi bir kayıt ne de bununla alakalı geçmişten süre gelen gelenekler mevcuttur.
11:1.1 (118.3) Cennet, Kâinatsal âlemlerin yönetiminde birçok amacı yerine getirir, fakat yaratılmış varlıkların gözünde öncelikle o sadece İlahiyat’ın ikamet yeri olarak mevcut bir haldedir. Kâinatın Yaratıcısı’nın kişisel mevcudiyeti, İlahiyatların yerleşke yeri olan, küresel bir biçimde değil fakat çevresele benzer bu yapının yukarıda bulunan yüzeyinin tam merkezinde ikamet eder. Kutsal Yaratıcı’nın bu Cennet mevcudiyeti, Ebedi Evlat’ın kişisel mevcudiyeti tarafından eş zamanlı olarak çevrelenirken, onlar birlikte Sınırsız Ruhaniyet’in söze gerek olmayan ihtişamıyla genişlerler.
11:1.2 (118.4) Tanrı geçmişte ve şimdi ikamet ettiği gibi sonsuza kadar da bu merkezi ve ebedi yerleşkede ikamet edecektir. Biz onu aradığımızda her zaman bu yerleşkede ikamet eder halde bulduk ve kendisini burada bulmaya devam edeceğiz. Kâinatın Yaratıcısı, kâinat âlemlerinin tümünün bu merkezinde Kâinatsal olarak odaklanmış, ruhsal olarak kişileşmiş ve coğrafi olarak yerleşmiştir.
11:1.3 (118.5) Kâinatın Yaratıcısı’nı bulmak için hangi yolu izlememiz gerektiğinin tümünün bilincine sahibiz. Kutsal yerleşke hakkında fazla bir kavrama dâhilinde bulunmaya onun sizden uzaklığı ve kapladığı alanın enginliği sebebiyle yetkin değilsiniz. Fakat bu muazzam uzaklıkların anlamını kavramaya yetkin olanlar, Tanrı’nın konumu ve yerleşkesinin, Urantia üzerinde coğrafi ve kesinlik dâhilinde konumlanmış olarak bulunan, tıpkı sizin malum bir biçimde bilgisine sahip olduğunuz New York, Londra, Roma ve Singapur gibi konumlarla benzerlik gösterdiğini kavrarlar. Eğer siz; gemi, haritalar ve pusula ile donanmış ne yaptığını bilen bir gezgin olsanız bu şehirleri rahatlıkla bulabilirsiniz. Buna benzer bir biçimde, eğer siz yeterli olan zamana ve yolculuk için gerekli araçlara sahip olursanız, ruhsal bir yetkinlikteyseniz ve bir gereklilik olan rehberliğe sahipseniz; Kâinatın Yaratıcısı’nın ruhsal ihtişamının merkezi parıltısı huzuruna en azından çıkana kadar, ışıldayan âlemler boyunca en başından beri merkeze doğru seyahat ederek, bir âlemden ve bir döngüden diğerine ulaştırılabilirsiniz. Seyahatin tüm gerekliliklerinin sağlanmasıyla, Tanrı’nın kişisel mevcudiyetini her şeyin merkezinde bulmak, tıpkı gezegeninizde uzak yerleri bulmak kadar olanak dâhilindedir. Sizin bu yerleri ziyaret etmemiş olmanız, onların gerçekliğini veya mevcut varoluşunu hiçbir biçimde dışlamaz. Sayıları çok az olan Kâinat yaratılmışlarının Cennet üzerinde Tanrı’yı bulmuş olmaları, buna benzer bir biçimde ne her şeyin merkezinde olan onun varlığının gerçekliğini ne de ruhsal bünyesinin mevcudiyetini geçersiz kılar.
11:1.4 (119.1) Yaratıcı her zaman bu merkezi konumda bulunur. Eğer o bulunduğu bu konumu değiştirirse, bu merkezi yerleşkede bulunan yaratımın nihayetinden kaynaklanan çekimin evrensel bağlantıları onun bünyesinde bir araya geldiği için, Kâinatsal karışıklık baş gösterir. Biz ya âlemler boyunca kişilik döngüsünün izlerini süreceğiz, veya onların Yaratıcı’ya doğru merkeze yaptıkları yolculukları biçimindeki yükselen kişiliklerini takip edeceğiz. Biz ya Cennet’in aşağısında olan maddi çekimin izlerini süreceğiz, veya Kâinatsal gücün yükselen çevrimlerini takip edeceğiz. Biz ya Ebedi Evlat’ın ruhsal çekiminin izlerini süreceğiz, veya Tanrı'nın Cennet Evlatları’nın merkeze doğru olan hareket yörüngesini takip edeceğiz. Biz ya akıl döngülerinin izini süreceğiz, veya Sınırsız Ruhaniyet’den gelen trilyonlarca göksel varlığı takip edeceğiz. Bütün bu gözlemlerin herhangi biri veya hepsi, bizi onun merkezi yerleşkesi olan Yaratıcı’nın mevcudiyetine doğrudan ulaştıracak. Burada Tanrı; kişisel olarak, kelimenin tam anlamıyla gerçekten mevcuttur. Ve onun burada bulunan sınırsız varlığından tüm âlemlere yaşam, enerji ve kişilik dolu ırmaklarının akışı sağlanır.
11:2.1 (119.2) Yıldız sistemleri içindeki mekânsal yerleşkeniz olan bulunduğunuz astronomik konumuzdan bile sezilebilen maddi evrenin muazzam büyüklüğüne göz atmaya başlamanızdan itibaren, böyle muhteşem maddi bir evrenin yetkin ve ona layık, yaşayan varlıkların ve maddi âlemlerin bu çok geniş ve uçsuz bucaksız olan Kâinatsal Yönetici’nin soyluluğu ve sonsuzluğuna denk bir yönetim merkezi olarak başkentinin olması gerektiği bariz bir biçimde ortaya çıkar.
11:2.2 (119.3) Biçim bakımından Cennet, yerleşime açık mekân bedenlerinden ayrılır: Cennet küresel değildir. O, kuzey-güney çapının batı-doğu çapından altıda bir oranında daha uzun olduğu bir geometrik şekliyle kesin olarak elips biçimindedir. Merkezi Ada temel olarak yatay bir konumda olup, onun üst ve alt yüzeyi arasındaki uzaklık batı-doğu çapının onda biri kadardır.
11:2.3 (119.4) Boyutlar arasındaki bu farklılıklar, Ada’nın kuzey ucunda onun kuvvet-enerjinin dışa doğru olan baskısı ve sabit konumuyla ilişkisi bakımından, merkezi evrende mutlak işleyişin oluşturulmasını olanaklı kılmak için oluşturulmuştur.
11:2.4 (119.5) Merkezi Ada, coğrafi olarak eylemin üç ayrı nüfuz alanına ayrılmıştır:
11:2.5 (119.6) 1. Üst Cennet.
11:2.6 (119.7) 2. Çevresel Cennet.
11:2.7 (119.8) 3. Alt Cennet.
11:2.8 (119.9) Yukarı kısım olarak cennet eylemleriyle kaplı olan Cennet’in yüzeyi hakkında konuşmaya başladığımızda, bunun tam zıt yönündeki taraf alt Cennet olarak adlandırılır. Cennet’in çevresel kısmı, tam bir biçimde kişisel veya kişisel olarak sayılamayacak, bunların ikisi arasından kalan eylemleri sağlar. Kutsal Üçleme kişisel veya diğer bir değişle yukarı düzlemde, Koşulsuz Mutlaklık ise kişisel olmayan veya diğer bir tabirle alt düzlemde baskındır. Biz Koşulsuz Mutlaklık’ı bir kişilik olarak algılayamayız, fakat bu Mutlak’ın işlevsel mekân mevcudiyetinin alt Cennet’e odaklandığını biliyoruz.
11:2.9 (120.1) Ebedi Ada, gerçekliğin değişmez işleyişleri olan maddileşmenin tek bir biçiminden oluşmuştur. Cennet’in gerçek özü, uçsuz bucaksız kâinat âlemlerinin tümü olarak onun başka hiçbir yerinde bulunamayacak mekân gücünün uyum halindeki bir işleyişidir. Bu durum değişik âlemlerde birçok farklı isim altında anılmıştır, fakat özel olarak Nebadon’un Melçizedekleri başından beri onu absolutum olarak isimlendirmektedir. Cennet’in maddi kökeni ne cansız ne de canlı bir maddeden oluşmaktadır; o İlk Kaynak ve Merkez’in ruhsal olmayan özgün dışavurumudur; o Cennet’dir, ve Cennet’in bir eşi ve benzeri yoktur.
11:2.10 (120.2) İlk Kaynak ve Merkez, alt-sınırsızlığı, hatta zaman-mekân ve yaratımı mümkün kılmanın bir aracı şeklinde sınırsızlığın kısıtlanmasından kendisini bağımsızlaştırmasının bir biçimi olarak, Cennet üzerinde Kâinatsal gerçeklik için tüm mutlak potansiyelini birleştirdi. Fakat, kâinat âlemlerinin tümü bu yetkinlikler üzerinde kendisini açığa çıkardığı için, bu durum Cennet’in zaman ve mekân tarafından sınırlı olduğu anlamına gelmez. Cennet zaman olmadan da mevcut halindedir, buna ek olarak o mekân içerisinde hiçbir konuma sahip değildir.
11:2.11 (120.3) Kabataslak ifade etmek gerekirse: mekân alt Cennet’in altında oluşumunu gerçekleştirir; zaman ise üst Cennet’in hemen yukarısındadır. Merkezi Ada’nın vatandaşları olayların zaman bağlamından ayrık ilerleyişinin tamamiyle bilinci halinde olmasına rağmen; zaman, sizin algıladığınız biçimde Cennet mevcudiyetinin bir özelliği değildir. Devinim Cennet doğasında bulunmaz; o irade dâhilinde gerçekleşir. Fakat, uzaklığın ve hatta mutlak uzaklığın kavramsallaşması, Cennet üzerinde göreceli konumlara uygulanabilecek birçok anlama sahiptir. Cennet, sınırları belli olmayan mekânsal bir yer değildir; bu sebeple onun sınırları ve alanı mutlaktır; buna ek olarak da o işlevsel bakımdan fani aklın kavramasını aşan bir birçok biçimde yetkin hizmetini gerçekleştirir.
11:3.1 (120.4) Üst Cennet üzerinde, İlahi mevcudiyet, En Yüksek Kutsal Alan ve Kutsal Bölge olarak eylemin muazzam büyüklükteki üç nüfuz alanı bulunmaktadır. İlahiyatlar’ı doğrudan doğruya çevreleyen bu çok geniş ikamet alanı, En Yüksek Kutsal Alan olarak ayrı bir bölge biçiminde belirlenip, burası yüksek ruhsal erişimin, kutsal üçleştirmenin birleştiriciliğinin ve ilahiyatın işlevleri için ayrılmıştır. Bu alan içerisinde ne maddi herhangi bir yapılaşma ne de ussal yaratılmışlar bulunmaktadır; çünkü bahsi geçen unsurlar orada mevcut bir halde var olamazlar. Cennetin En Yüksek Kutsal Alan’ının muhteşemliğini ve kutsal doğasını insan aklına tasvir etmeye girişmek benim için gereksiz bir uğraş olacaktır. Bu nüfuz alanı tamamiyle ruhsaldır, fakat bunun karşısında siz ise neredeyse bütünüyle maddi bir yapıya sahipsiniz. Katışıksız bir ruhsal gerçeklik, saf bir maddi varlık karşısında tamamiyle mevcudiyet dışı olarak görünür.
11:3.2 (120.5) En Yüksek Kutsal’ın bölgesinde fiziksel maddileşme olmasa da, Kutsal Kara bölgelerinde sizin maddi günlerinize ait çok fazla sayıda hatıralık eşyalar bulunmakta olup ve bunlardan daha fazlası ise çevresel Cennet’in tarihi alanlarını anımsatan hatıratlarında mevcuttur.
11:3.3 (120.6) Merkez dışı bulunan veya diğer bir değişle ikamet alanı olan Kutsal Bölge, eş merkeze ait olan yedi bölüme ayrılmıştır. Cennet, Tanrı’nın ebedi ikamet alanı olması sebebiyle zaman zaman “Yaratıcı’nın Evi” olarak da anılmakta olup, bu yedi bölge sıklıkla “Yaratıcı’nın Cennet malikâneleri” olarak da tanımlanır. En iç bölgede olan kısım veya diğer bir değişle birinci bölüm, Cennet üzerinde ikame etme şansına sahip olan Cennet Vatandaşları ve Havona Yerlileri tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmaktadır. Bu bölgeye bitişik olan kısım ikinci bölge, yedi engin bölümün bir parçası olarak, ruhani varlıkların ve evrimsel ilerlemenin âlemlerinden gelen yükselen yaratılmışların Cennet evidir. Bu bölümlerin her biri, tek bir aşkın-evrenin kişiliklerin gelişimi ve refahına ayrıcalıklı bir biçimde adanmıştır; fakat bölgeler biçiminde karşımıza çıkan bu yerleşke imkânları, mevcut olan yedi aşkın-evrenin gereksinimlerinin neredeyse sınırsız bir biçimde ötesindedir.
11:3.4 (121.1) Cennet’in yedi bölümünün her biri, sayı bakımından bir milyarı bulan onurlandırılmış bireysel çalışma birimlerinin yönetim merkezlerinin ağırlanmasına uygun ikame bölgelerine kendi içinde ayrılmıştır. Bu birimlerin bin tanesi bir bölümü oluşturmaktadır. On milyonunun birlikteliği bir kurulu oluşturmaktadır. Bir milyar kuruldan oluşan topluluk asli bir birliği meydana getirmektedir. Ve sayıları artan bu diziler, ikinci asli birlikten devam ederek yedinci asli birlikte son bulur. Bununla birlikte, yedi asli birliğin bütünü üstün birlikleri bir araya getirir, ve yedi üstün birlikler yüce bir birliği ortaya çıkarır. Bu nedenle, yükselen bu yedili seriler; yüce, aşkın yüce, göksel, aşkın göksel ve yüce birimlere doğru aşamalı olarak genişler. Fakat, bu muhteşem sayıda çok olan birimler bile ayrılan mekânın tümünü kaplamakta yetersiz kalır. Kavramanızı aşan bir rakamsal boyutta olan Cennet üzerinde yerleşkesel tasarımların bu şaşırtıcı sayısı, Kutsal Alan’ın kapladığı alanın sadece yüzde birini oluşturur. Cennet’in merkezine doğru yolculuğuna devam eden veya ebedi geleceğin zamanda Cennet’e tırmanmaya başlayacaklar için bile burada hali hazırda birçok yer mevcuttur.
11:4.1 (121.2) Merkezi Ada sınırsal bakımdan onun çevresinde sonlanır; fakat onun alanı o kadar büyüktür ki göreceli olarak bu bahsi geçen sınırsal son, alan ölçümünün herhangi sınırlandırılmış biçimiyle idrak edilemeyecek bir durumdadır. Cennet’in çevresel yüzeyi kısmi bir biçimde, ruhaniyet kişiliklerin çeşitli birimleri için iniş ve kalkış alanlarıyla kaplanmıştır. Yerleşkelerle sarılmamış mekân bölgeleri çevresel Cennet’e yakın olduğu için, Cennet parçasına yapılan tüm kişilik aktarımı bu bölgelere gerçekleştirilir. Ne Üst ne de Alt Cennet, birincil hizmetkâr ruhaniyetlerin ulaştırması veya mekân seyahat katedicilerinin diğer biçimleri tarafından erişilebilir değildir.
11:4.2 (121.3) Yedi Üstün Ruhaniyet, Ruhaniyet’in yedi nüfuz alanında kişisel güç ve idare mevkilerine sahiptir; Cennet’e dair bu dairesel hareket, Evlat’ın parlak küresi ve Havona dünyalarının içsel döngüleri arasında kalan mekânda bulunur. Fakat onlar Cennet çevresi üzerinde güç-odak yönetim merkezlerini idare etmeye devam ederler. Burada Yedi Üstün Güç Yöneticileri’nin ağır bir biçimde ilerleyen döngüsel mevcudiyetleri, yedi aşkın-evrene yayılan belirli Cennet enerjileri için yedi ışık istasyonlarının konumuna işaret eder.
11:4.3 (121.4) Çevresel Cennet üzerinde, zaman ve mekânın yerel âlemlerine adanmış olup Yaratan Evlatlar’a tahsis edilen çok büyük tarihi ve peygambersel teşhir alanları bulunmaktadır. Orada kurulum halinde veya ayırtılmış bir biçimde olan bu koruma altına alınmış tarihsel alanlardan sadece yedi trilyon adet bulunmaktadır, ve düzenlemelerin hepsi bahse konu tahsis edilen çevresel alanın sadece yüzde dördünü kaplamaktadır. Yaratılmışlara tahsis edilen bu geniş yedek birliklerden biz, vakti gelince yerleşik yedi aşkın-evrenin ve onlara dair mevcut olarak bilinen sınırlarının ötesinde onların konumlandırılacağının çıkarımını yapmaktayız.
11:4.4 (121.5) Mevcut âlemlerin kullanımı için tasarlanmış Cennet’in bu bölümü, bahse konu niyetler için gerçekte gerekecek alanın en az bir milyon katı büyüklükte olan bir bölge bu faaliyetler için ayrılmış olurken, onun kapladığı alan sadece Cennet’in yüzde biri ile yüzde dördü arasındadır. Cennet, neredeyse sınırsız sayıda yaratılmışın eylemlerine zemin hazırlamak ve onların oluşumunu sağlayacak kadar yeteri kadar geniştir.
11:4.5 (121.6) Fakat, Cennet’in ihtişamını bütün bunlara ilave bir biçimde sizin için tasvir etmeye girişmek faydasız bir uğraş olacaktır. Siz sabırla bekleyiş içerisinde olmalı ve bekleyiş içindeyken de yükselişinize devam etmelisiniz, çünkü kelimenin tam anlamıyla “Kâinatın Yaratıcısı’nın, zaman ve mekânın dünyaları üzerinde varlığını beden içinde devam ettirmeye çalışanlar için hazırladıklarını, ne göz onu gördü, ne kulak onu işitti, ve ne de onlar fani insanın aklının içerisinde kendisine bir yer buldu.”
11:5.1 (122.1) Alt Cennet ile ilgili olarak, biz bizim için sadece gerçeğin açığa çıkarıldığı şekliyle, kişiliklerin burada geçici olarak ikame halinde olmadığı bilgisine sahibiz. Bu durum, ruhani akılların herhangi bir olgusallığıyla veya İlahi Mutlaklık’ın burada faaliyet göstermesiyle ilişkili değildir. Tüm fiziksel-enerji ve Kâinatsal-kuvvet döngülerinin Cennet üzerinde kaynaksal kökenine sahip olduğu hakkında bilgilendirildik, ve bu durum aşağıda bahsi geçen şu oluşumların gerçekleşmesine zemin hazırlamaktadır:
11:5.2 (122.2) 1.Kutsal Üçleme’nin konumunun doğrudan bir biçimde altında, alt Cennet’in merkezi bölümünde, bilinmeyen ve açığa çıkarılmamış Sınırsızlığın Bölgesi’ni oluşturmuştur.
11:5.3 (122.3) 2. Bu Bölge, doğrudan doğruya bilinmeyen bir alan tarafından kaplanmıştır.
11:5.4 (122.4) 3. Yüzey altında uzak dışsal sınırları kaplayan alan, başat bir biçimde mekân gücü ve kuvvet-enerjisiyle ilişkili bir bölgedir. Bu çok geniş oval kuvvet merkezinin eylemleri, herhangi bir kutsal üçlemenin bilinen faaliyetleriyle tanımlanabilir bir nitelik arz etmez, fakat mekânın ezeli kuvvet-etkisi bu alan içerisinde odaklanmış bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. Bu merkez, merkezleri ortak olan üç oval kısım tarafından bir araya gelmiştir: En içte olan kısım, Cennet’in kendisinin kuvvet-enerji faaliyetlerinin odak noktasıdır; en dışta olan kısım ise muhtemelen Koşulsuz Mutlaklık’ın işlevleri ile tanımlanabilir. Fakat, en iç ile en dış kısımlar arasında kalan orta bölgenin mekân işlevleri ile ilgili kesin bir bilgiye sahip değiliz.
11:5.5 (122.5) Bu kuvvet merkezinin en iç kısmı, devasa bir kalp gibi atışlarının fiziksel mekânın en dış sınırlarının akımlarını yönettiği bir biçimde hareket eder. Burası kuvvet-enerjilerini yönlendirir ve onu değişikliğe uğratır, fakat bahse konu bu işlev onu bizzat harekete geçirmez. Bu temel kuvvetin gerçeklik baskı-mevcudiyeti, Cennet merkezinin kuzey sonunda onun güney bölgelerine kıyasla kesin olarak daha büyük bir ölçektedir; bu durumun kendisi bütüncül bir biçimde kayıt altına alınan farklılık olarak karşımıza çıkar. Mekânın ana kuvveti kuzey dışında ve güneyde, kuvvet-enerjinin bu temel biçiminin dağılımıyla iniltili bilinmeyen döngüsel sistemin bazılarının işleyişi vasıtasıyla hareket eder. Zaman zaman batı-doğu baskıları arasında farklılıklar da gözlenmiştir. Bu bölgeden yayılan kuvvetler, gözle görünen fiziksel çekimle etkileşim içerisindedir, fakat onlar her zaman Cennet çekiminin etki gücüne bağımlıdır.
11:5.6 (122.6) Kuvvet merkezinin ara kısmı doğrudan doğruya bu alanı çevreler. Bu ara kısım, eylemin üç çevrimsel hareketi vasıtasıyla genişlemesi ve içe doğru bükülmesi dışında sabit bir özellik gösterir. En büyük akış, bir genişleme ve daralma olarak her yönde gerçekleşse de; bu tepkimelerin düzey bakımından en sönük olanı batı-doğu doğrultusunda olup, düzeysel olarak onun bir kademe daha yukarısında olan ise bir kuzey-güney istikametinde bulunur. Bu ara kısmın işlevi, bütüncül bir biçimde hiçbir zaman tanımlanmadı, fakat onun bu işlevi muhtemelen kuvvet merkezinin iç ve dış bölgelerinin karşılıklı düzenlenmesiyle ilişkili dâhilinde olabilir. Birçokları tarafından bu ara kısmın, ardışık mekân düzeylerini birbirinden ayıran orta sınır veya boş alanların denetim biçimi olduğuna inanıldı, fakat bunun doğru olduğuna dair elimizde ne bir kanıta veya ne de gerçeğin açığa çıkarılışına sahibiz. Bu doğrultuda ortaya çıkan kanılar, üstün evrenin yerleşkelerle sarılmamış mekân bölgelerinin işleyişinin hizmetiyle bu ara kısmın bazı bakımlardan ilişkili olduğuna dair bilgiden kaynaklanmaktadır.
11:5.7 (122.7) Dışsal kısım, tanımlanmayan mekân potansiyelin üç eş merkezli olan oval kemerlerinin en genişi ve en etkin olanıdır. Bu alan, dışsal uzaya doğru tüm dışsal mekânın devasa ve kavranılamaz nüfuz alanların yüzeyinin ötesinde ve yedi aşkın-evrenin dışsal sınırlarına her yönde ilerleyen merkezi döngü noktasının yayılmalarından oluşan hayal edilemeyecek eylemlerin merkezidir. Kutsal Üçleme olarak eylemde bulunduğu zaman sınırsız Ruhaniyet’in iradesine ve emirlerine dolaylı olarak karşılık gösteren bir biçimde bazı bakımlardan ortaya çıkmamış olmasına rağmen, bu mekân mevcudiyeti tamamiyle birey dışıdır. Bu durum, Koşulsuz Mutlaklık’ın mekân mevcudiyeti biçiminde Cennet merkezi’nin asli odak noktası olarak kabul edilir.
11:5.8 (123.1) Kuvvetin tüm biçimleri ve enerjinin tüm fazları birbirleriyle ilişkin bir biçimde döngüsel bir haldedir; onlar âlemler boyunca çevrimlerini gerçekleştirirler ve kesin güzergâhları vasıtasıyla başladıkları yere geri dönerler. Fakat Kutsal Mutlak’ın etkinleştirilmiş bölgesinin kaynaklığıyla, bu güzergâh ya geliş veya gidiş biçiminde karşımıza çıkar, aksi halde bu iki yön hiçbir zaman eş zamanlı olarak kullanılmaz. Dışsal kısım, devasa ölçeklerde yüzyıllar süren çevriminde kalbe benzer atışını gerçekleştirir. Urantia’nın zaman akışına göre bir milyar yıldan biraz daha fazla bir süreliğine, bu merkezin mekân-kuvveti gidiş yönünde seyretmektedir; belirtilen sürenin bitiminde ise yine buna benzer bir zaman aralığı için bu akış geliş istikametine çevrilecektir. Buna ek olarak, bu merkezin mekân-kuvvetinin dışavurumları evrenseldir; onlar ikameye açık tüm mekân boyunca genişlerler.
11:5.9 (123.2) Tüm fiziksel güç, enerji ve madde bir bütündür. Kuvvet-enerjinin tümü, kaynaksal olarak Alt Cennet’den yayılmakta olup, onun mekân döngüsünün tamamlanmasıyla nihayetinde tekrar kaynağına geri dönecektir. Fakat, kâinat âlemlerinin tümünün maddi ve enerjilerinin oluşumsal düzenlenmelerinin tümü, onların mevcut olgusal durumlarında olan Alt Cennet’den kaynaklanmaz; mekân, maddenin ve madde öncesinin birkaç biçiminin kaynaklığını yapmaktadır. Cennet kuvvet merkezinin dışsal kısmı mekân-enerjilerinin kökeni olmasına rağmen, mekânın oluşumsal mevcudiyeti kökeni bakımından buradan türememiştir. Mekân ne bir kuvvet, ne bir enerji ve ne de bir güçtür. Veya ne de bu kısmın atışları mekânın solumasıyla ilişkilidir, fakat bu kısmın geliş ve gidiş fazları, mekânın iki milyar yıllık genişleme ve daralma döngüleriyle uyumlu olarak eş zamanlı bir hale getirilmiştir.
11:6.1 (123.3) Mekân solunumunun mevcut işleyişi hakkında bir bilgiye sahip değiliz; bunun yerine biz sadece tüm mekânın değişimli olarak genişlemesi ve daralmasını gözlemleyebiliyoruz. Bu solunum, yerleşkeye açık mekânın yatay genişlemesi ve Cennet’in üst ve alt kısımlarındaki geniş mekân rezervlerinde bulunan yerleşkeye açılmamış mekânın dikey genişlemesi üzerinde etkide bulunur. Eğer bu mekân rezervlerinin hacminin ana hatlarının nasıl olduğunu hayal etmeye çalışacak olursanız, bir kum saatini gözünüzün önüne getirebilirsiniz.
11:6.2 (123.4) Âlemlerin yerleşkeye açık olan mekânının yatay uzantısı genişlediği zaman, yerleşkeye açık olmayan mekân rezervlerinin dikey uzantısı daralmaya başlar veya bu ilişki tam tersi bir biçimde gerçekleşir. Alt Cennet’in hemen altında, yerleşkeye açık ve yerleşkeye açık olmayan mekânların bir bileşke noktası bulunmaktadır. Kâinatın genişleme ve daralma çevriminde, yerleşik mekânı yerleşik olmayan haline getirecek veya bunun tam tersini gerçekleştirecek değişliklerin yapıldığı dönüşümsel düzenleyici kanallar aracılığıyla mekânın bu iki biçimi akış halindedir.
11:6.3 (123.5) “Yerleşkeye açık olmayan” mekân; yerleşkeye açık olan mekânda var olduğu bilenen mevcudiyetlerin ve bunların kuvvetlerinin, enerjilerinin ve güçlerinin yayılmadığı alanlardır. Dikey olan rezerv mekânın her zaman yatay olan âlem mekânının bir dengeleyicisi olarak faaliyet içerisinde bulunmakla nihai olarak yükümlendirildiği hakkında bir bilgiye sahip değiliz; buna ek olarak yerleşkeye açık olmayan mekân ile ilişkili yaratıcı bir niyetin arkasında bulunup bulunmadığını da bilmiyoruz. Bizim bu hususta bilgisinden emin olduğumuz az da olsa tek gerçek, mekân rezervlerin gerçekten mevcut olduğu ve onların Kâinat âlemlerinin tümünün mekân genişleme ve daralmasının karşıt dengesini oluşturuyor olmasıdır.
11:6.4 (123.6) Mekân solumasının çevrimi, bir milyar Urantia yılından biraz daha fazlası kadar bir süre içinde her fazda genişleme gösterir. Bir faz boyunca âlemler genişleme gösterirken, bunu takip eden diğer bir fazda bu genişleme kendisini daralmaya bırakır. Yerleşemeye açık olan evren, mevcut an içerisinde genişleme fazının orta noktasına doğru yaklaşmaktadır, ve mekân genişlemelerinin en ücra noktalardaki sınırlarının, şu anki haliyle kuramsal bakımdan Cennet’den yaklaşık olarak eşit uzaklıkta bulundukları konusunda bilgilendirildik. Yerleşkeye açık olmayan mekân rezervleri, içinde bulunduğumuz şu an içerisinde Üst Cennet üzerinde ve Alt Cennet altında dikey olarak genişlemekte; ve bu durumla eş zamanlı olarak Kâinatın yerleşkeye açık olan mekânı, Çevresel Cennet’in dışından dışsal dört mekân düzeyinin sonlarına kadar varacak şekilde bile yatay genişlemesini sürdürmektedir.
11:6.5 (124.1) Urantia zamanına göre bir milyar yıl içinde üstün evren ve bütün yatay mekânın kuvvet etkinlikleri genişlerken, mekân rezervleri daralır. Bu nedenden dolayı bu döngünün genişleme ve daralma çevrimini tamamlaması için iki milyardan biraz daha fazla sürmesi gereken zamana ihtiyaç vardır.
11:7.1 (124.2) Mekân, Cennet’in hiçbir yüzeysel bölgesi üzerinde mevcut değildir. Eğer birisi Cennet’in üst yüzeyinden doğrudan bir biçimde aşağıya doğru “bakabilse”; tıpkı şimdi onun daralma halinde olmasından dolayı, yerleşkeye açık olmayan mekânın içeri veya dışarı doğru kasılıp genişlemelerinden başka bir şey “göremediğinin” ayırtına varacaktır. Mekân, Cennet ile doğrudan bir temas halinde değildir; fakat yalnızca, sakin bir doğaya sahip olan ara-mekân kısımları, merkezi Ada ile etkileşim haline geçer.
11:7.2 (124.3) Cennet gerçekte, yerleşime açık ve açık olmayan mekân arasında kalan bu göreceli olarak sakin bölgelerin hareketsiz çekirdeğidir. Coğrafi bakımdan bu alanlar, Cennet’in göreceli bir uzantısı olarak göze çarpar, fakat bu alanlarda muhtemelen bir takım devinim bulunmaktadır. Biz onlar hakkında çok az şey bilmekteyiz; fakat azaltılmış mekân hareketinin bu bölgeleri yerleşkeye açık ve açık olmayan mekân biçiminde ayırdığını gözlemlemekteyiz. Buna benzer olan bölgeler bir zamanlar yerleşkeye açık olan mekânın düzeyleri arasında mevcut bulunmuştu; fakat bahse konu bu bölgeler artık daha hareketsiz bir konumdalar.
11:7.3 (124.4) Mekânın bütününün dikey kesit bölgesi, dikey kollarının yerleşkeye açık olmayan rezerv kısmın ve yatay kollarının yerleşkeye açık olan evren mekânını temsil etmesiyle kısmen de olsa Malta haçını anımsatır. Dört kol arasında kalan bu alanlar, yerleşkeye açık olan veya olmayan mekânlar arasındaki ara-mekân kısımlarına benzer bir işlevde, hepsini birbirinden ayırır. Bu hareketsiz olan ara-mekân kısımları, Cennet’den artan bir biçimde uzaklaşarak büyür, buna ek olarak en sonunda bütün mekânın sınırlarını çevreler ve yerleşkeye açık olan mekânın bütüncül yatay uzantısını ve mekân rezervini tamamiyle içine alır.
11:7.4 (124.5) Mekân, Koşulsuz Mutlaklık’ın içinde ne bir alt mutlak hali ne onun bir mevcudiyeti, ne de Nihayet’in bir işlevidir. Mekân, Cennet’in bir bahşedişidir; buna ek olarak muhteşem Kâinatın ve tüm dışsal bölgelerin mekânının, Koşulsuz Mutlaklık’ın geçmişten gelen mekân gücü vasıtasıyla bütünüyle sarıldığına inanılır. Çevresel Cennet’e yakın bir açıdan bakıldığında, bu yerleşime açık olan mekânın, dört mekân düzeyi boyunca ve asli evrenin çevresel bölümünün ötesine doğru dışsal bir biçimde yatay olarak genişlediği gözlenir, fakat onun hangi ölçekte bu genişlemenin ötesine geçtiği konusunda bir bilgiye sahip değiliz.
11:7.5 (124.6) Eğer siz maddi fakat kavranılamayacak kadar büyük olan bir V-biçimindeki düzlemi, Cennet’in üst ve alt yüzeylerinin doğru açılarına konumlandırırsanız, onların kenarlarının birleştiği nokta neredeyse Çevresel Cennet’e teğet bir konuma gelir. Ve buna ek olarak bu düzlemi Cennet’e dair oval biçimdeki döngüye uyarlayacak olursanız, onun şekli dolayısıyla çizeceği döngü size kabataslak bir biçimde yerleşime açık olan mekânın hacminin ana hatlarını gösterecektir.
11:7.6 (124.7) Evren içerisinde herhangi verilen bir konumdaki yatay mekânda bir üst ve alt sınır bulunmaktadır. Eğer birisi Orvonton düzleminin doğru açılarında yukarı veya aşağı olarak yeteri kadar ilerlerse, sonunda yerleşime açık olan mekânın üst ve alt sınırlarına ulaşır. Asli evrenin bilinen boyutları içerisinde, bu sınırlar arasındaki fark Cennet’den uzaklaştıkça artmaya başlar; buna ek olarak mekân kalınlaşmaya başlar ve bu kalınlaşma, âlemler olan yaratılmışın düzleminden bir biçimde daha hızlı bir şekilde gerçekleşir.
11:7.7 (125.1) İlk dışsal mekân seviyesinden yedi aşkın-evreni ayıranlardan birinde olduğu gibi mekân düzeyleri arasındaki görece sessiz kısımlar, hareketsiz mekân eylemlerinin devasa yapıdaki oval bölgeleridir. Bu kısımlar, Cennet etrafında belirli bir düzen içerisinde dönen çok geniş galaksileri birbirinden ayırır. Hakkında bahsi geçmemiş âlemlerin şu an içerisinde oluşum aşamasında bulunduğu ilk dışsal mekân düzeyini; hareketsizliğin ara-mekân kısımları tarafından üstten ve alttan, buna ek olarak görece sessiz mekân kısımları tarafından iç ve dış kenarları üzerinde sabitlenmiş, Cennet etrafında belirli bir düzen içerisinde dönen çok geniş galaksiler olarak gözünüzün önüne getirebilirsiniz.
11:7.8 (125.2) Bu bakımdan bir mekân düzeyi, göreceli hareketsizlik vasıtasıyla tüm kenarları üzerinde çevrelenmiş hareketin oval bir bölgesi biçiminde faaliyet gösterir. Eylem ve hareketsizlik arasındaki bu türden bir ilişki, Cennet Adası’nın etrafında sonsuza kadar çevresel bir biçimde hareket eden Kâinatsal kuvvet ve açığa çıkan enerji tarafından evrensel bir biçimde takip edilen hareket etkisi azaltılmış direncin kavisli bir mekân yörüngesini oluşturur.
11:7.9 (125.3) Galaksilerin saat yönünde ve onun aksi yönündeki dönüşümlü akışıyla birliktelik halinde olan asli evrenin bu değişimli bölgelendirişi, engelleyici ve zarar verici eylemler noktasına kadar uzanan çekim basıncının kuvvetlenmesini engellemek için tasarlanan fiziksel çekim sabitlenmesi içinde bir etmendir. Bu türden bir düzenleme, karşı-çekim etkisini ortaya çıkarıp tehlikeli olan akışkanların üzerinde bir engelleyici olarak faaliyette bulunur.
11:8.1 (125.4) Çekimin kaçınılmaz olan etkisi, etkin bir biçimde tüm mekânın bütün âlemlerinin her dünyasını sıkıca bir arada tutar. Çekim, Cennet’in fiziksel mevcudiyetinin her şeye gücü yeten kavrayışıdır. Bu çekim; her şeyin kendisi olduğu, her şeyi mevcudiyetinin doldurduğu ve onun içinde her şeyin var olduğu ebedi Tanrı’nın Kâinatsal olan fiziksel donatımını oluşturan, üzerinde ışıldayan yıldızların, parıldayan güneşlerin ve dönen âlemlerin dizili olduğu her şeye gücü yeten halattır.
11:8.2 (125.5) Mutlak maddi çekimin merkezi ve odak noktası Cennet Adası’dır; bu yapı Havona’yı çevreleyen karanlık çekim bünyeleri tarafından tamamlanmakta olup, alt ve üst mekân rezervleri tarafından dengelenmektedir. Alt Cennet’in tüm bilinen yayılımı, asli evrenin oval mekân düzeylerinin sonsuz döngüleri üzerinde merkezi çekim etkisinin uygulamasına karşı değişmez ve hatasız bir biçimde karşılık gösterir. Kâinatsal gerçekliğin her bilinen biçimi, çağların eğilimini, çevrimin seyrini ve muhteşem ovalin salınımını beraberinde taşır.
11:8.3 (125.6) Mekân çekimle ilişki içerisinde değildir, fakat çekim üzerinde bir denge unsuru olarak hareket eder. Acil durumlar için sağlanan mekân desteği olmasaydı, mekân bünyelerini çevreleyecek patlayıcı bir ani olay meydana gelebilirdi. Yerleşime açık olan mekân, fiziksel veya doğrusal çekim üzerinde aynı zamanda bir karşı-çekimi uygular; mekân her ne kadar bu çekim kuvvetini geciktiremese de, gerçekte bu tür çekim eylemini etkisizleştirebilir. Mutlak çekim Cennet’in çekimidir. Yerel veya doğrusal çekim, maddenin veya enerjinin elektriksel aşamasıyla ilişkilidir; bu çekim maddeleşmenin gerçekleştiği hangi uygun konumda olursa olsun merkezi, aşkın ve dışsal âlemler içinde işlevini gerçekleştirir.
11:8.4 (125.7) Kâinatsal kuvvetin, fiziksel enerjinin, evren gücünün ve değişik birçok maddileşmelerin sayısız biçimleri, her ne kadar birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmamış da olsa, Cennet çekiminin üç genel düzey karşılığında kendisini açığa çıkarır:
11:8.5 (126.1) 1. Çekim-Öncesi Düzeyler (Kuvvet Seviyeleri). Bu düzey, mekân gücünün Kâinatsal kuvvetin enerji öncesi biçimlerine doğru bireyselleşmesinde ilk aşamadır. Bu konum aynı zamanda, mekânın ezeli kuvvet-etkisinin kavramsallaşmasına örneksel bir durum arz ederek zaman zaman saf enerji veya segregata olarak adlandırılır.
11:8.6 (126.2) 2. Çekim Düzeyleri (Enerji Seviyeleri). Mekânın kuvvet-etkisinin bu değişimi, Cennet güç örgütleyicilerinin eylemleri tarafından üretilir. Bu değişim, Cennet çekim etkisine karşılık veren enerji sistemlerinin görünümüne işaret eder. Bu ortaya çıkan enerji özü bakımdan doğallık arz eder, fakat daha ileri bir düzeyde olan dönüşümün sonucu üzerine olumlu veya olumsuz biçiminde adlandırılan nitelikleri sergiler. Biz bu düzeyleri ultimata olarak tanımlıyoruz.
11:8.7 (126.3) 3. Çekim Sonrası Düzeyler (Evren Gücü Seviyeleri). Bu aşamada, enerji-maddesi, doğrusal çekimin idaresine karşılık olarak açığa çıkar. Merkezi evrende, bu fiziksel sistemler üç katmanlı oluşumlar olup triata olarak bilinir. Zaman ve mekânın yaratılmışlarının aşkın güç ana sistemleri mevcut bir halde bulunmaktadır. Aşkın-evrenlerin bu fiziksel sistemleri, Kainat Güç Yöneticileri ve onların yardımcıları tarafından harekete geçirilir. Bu maddi düzenlenmeler, oluşum itibariyle ikircikli bir yapıda olup gravita olarak bilinir. Havona’yı kuşatan karanlık çekim bünyeleri, bu bağlamda ne triata ne de gravitadır; buna ek olarak onların çekim gücü doğrusal ve mutlak olan fiziksel çekimin iki tür olan biçimlerinde açığa çıkar.
11:8.8 (126.4) Mekân gücü, çekimin hiçbir biçiminin etkileşimine bağlı değildir. Cennet’in bu temel edinimi, gerçekliğin mevcut bir düzeyi değildir; fakat güç ve maddenin oluşumu ve kuvvet-enerji dışavurumlarının tümü olan işlevsel ruhaniyet dışı gerçekliklerin bütününe kökensel bir yapıda kaynaklık eder. Mekân gücü tanımlanması zor olan bir kavramdır. Bu kavram, mekânın kökeni olduğu anlamına gelmez; bunun yerine onun anlamı, mekân içinde var olan güçlere ve potansiyellere dair fikri taşımalıdır. Yine bu kavram kabataslak bir biçimde, Cennet’den yayılan ve Koşulsuz Mutlaklık’ın mekân mevcudiyetini oluşturan tüm bu mutlak etkileri ve potansiyelleri kapsamı dâhiline alan bir biçimde algılanabilir.
11:8.9 (126.5) Cennet, kâinat âlemlerinin tümü içinde tüm enerji-maddesinin ebedi odak noktası ve mutlak kaynağıdır. Koşulsuz Mutlaklık, kaynağında ve özünde Cennet’in olduğu hazine, düzenleyici ve gerçeğin açığa çıkarıcısıdır. Koşulsuz Mutlaklık’ın Kâinatsal mevcudiyeti, Cennet mevcudiyetinin esnek bir gerilimi olarak çekim uzantısının potansiyel bir sınırsızlığının kavram dengi biçiminde görünmektedir. Bu kavram, her şeyin Cennet’in merkezine doğru çekildiği gerçeğinin anlaşılmasında bize yardımda bulunur. Bu türden derin bir oluşum hakkında maddi benzetmelerle açıklamalarda bulunmak yapısal olarak uygun olmayabilir, fakat yine de bu tür benzetmeler kavrayışımıza yardım etmesi bakımından önemlidir. Aynı zamanda bu benzetmeler, Cennet’in farklılaşan boyutlarının ve onları çevreleyen yaratılmışlarının belirleyici bir olgusallığı olarak çekim kuvvetinin kütle yüzeyine neden dik bir biçimde hareket etmeyi tercih etmesinin sebebini de açıklar.
11:9.1 (126.6) Cennet, tüm ruhaniyet kişilikleri için nihai hedefinin son noktası ve esas kökenin nüfuz alanı olması bakımından benzersizdir. Yerel âlemlerin düşük düzey ruhaniyet varlıklarının hepsinin nihai sonları doğrudan doğruya Cennet’de son bulmayacak olması her ne kadar gerçek olsa da; Cennet her koşulda tüm aşkın maddesel kişilikler için arzulanan bir amaç olarak kalmaya devam eder.
11:9.2 (126.7) Cennet, sınırsızlığın coğrafi merkezidir; o bu bakımdan bırakınız Kâinatsal yaratımın bir kısmı olmayı Havona evreninin bile gerçek bir parçası değildir. Biz, merkezi Ada’yı ortaklaşa bir biçimde kutsal Kâinata ait bir biçimde tarif ederiz, fakat gerçekte böyle bir durum söz konusu dahi değildir. Cennet ebedi ve başlı başına ayrıcalıklı bir mevcudiyettir.
11:9.3 (127.1) Geçmişin ebediyeti içerisinde Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat’ın varlığında kendi ruhani benliğinin sınırsız kişilik yansımasını ona verdiğinde, eş zamanlı olarak onun birey dışı benliğinin sınırsız potansiyelini Cennet olarak açığa çıkardı. Birey ve ruhsallık dışı olan Cennet, Yaratıcı’nın iradesinin ve Özgün Evlat’ı ebedileşen eyleminin kaçınılmaz sonucu olarak karşımıza çıkar. Bu bakımdan Yaratıcı, bireysel-birey dışı ve ruhsal-ruhsallık dışı olarak iki mevcut faz halinde gerçekliği yansıtır. Yaratıcı ve Evlat tarafından iradenin eyleme dönüşmesi karşısında bu niteliklerin arasındaki zıtlık, Bütünleştirici Bünye’nin mevcudiyetine ek olarak maddi dünyaların ve ruhsal varlıkların merkezi evreninin var olmasını sağlamıştır.
11:9.4 (127.2) Gerçeklik, bireysel ve (Ebedi Evlat ve Cennet olarak) birey dışı biçiminde farklılaşmaya uğradığı zaman; aksi bir biçimde nitelendirilmedikçe hangisinin birey dışı “İlahiyat” olarak uygun bir biçimde tanımlanacağı hemen hemen imkânsız bir hal almaktadır. İlahiyat’ın eylemlerinin maddi ve enerjisel sonuçları neredeyse hiçbir biçimde İlahiyat olarak adlandırılamaz. İlahiyat’ın onun özsel varlığını aşan sonuçları olabilir. Buna ek olarak, ne Cennet bir İlahiyat’dır, ne de fani insan böyle bir kavramsallaşmayı olanak dâhilinde anlayacak bir bilince sahiptir.
11:9.5 (127.3) Cennet, herhangi bir varlığa veya yaşayan bünyeye öncül bir biçimde kaynaklık sağlamaz, bu bağlamda o bir yaratan değildir. Kişilik ve akıl-ruhaniyet ilişkileri aktarılabilir bir doğaya sahiptir, fakat onların üretim düzeni böyle bir doğadan yoksundur. Üretim düzeni hiçbir zaman yansımaların bir çeşidi olmamıştır; gerçekte onlar yeniden doğum biçimindeki çoğalmalardır. Cennet üretim biçimlerinin mutlaklığı; Havona ise mevcut haldeki bu potansiyellerin bir sergilenişidir.
11:9.6 (127.4) Tanrı’nın yerleşkesi merkezi ve ebedi olmasının yanı sıra, muhteşem ve nihai olarak amaçsal sonu simgeler. Onun evi, tüm evren yönetim merkez dünyaları için güzel olanın ne olması gerektiğinin biçimidir; buna ek olarak onun doğrudan doğruya bulunduğu ikamesinin merkezi evreni, tüm âlemler için onların esas amaçları, işleyişsel oluşumları ve nihai sonları bakımından örnek biçimini yansıtır.
11:9.7 (127.5) Cennet; tüm kişilik eylemlerine ek olarak, bütün kuvvet-mekân ve enerji dışavurumlarının merkez-kökeninin Kâinatsal yönetim merkezidir. Bundan önce ve şimdi var olan, buna ek olarak bundan sonra var olacak her şey, ebedi Tanrılar’ın merkezi yerleşim yerinden geçmişte ve şimdi yaşandığı gibi türemiş olup bundan sonra da kaynağını oradan almaya devam edecektir. Cennet; tüm yaratımın merkezi, enerjilerin bütününün kaynağı ve kişiliklerin hepsinin temel kökeninin bulunduğu yerdir.
11:9.8 (127.6) Tüm bunların neticesinde, faniler için ebedi Cennet hakkında en önemli şey; Kâinatın Yaratıcısı’nın bu kusursuz yerleşkesinin, zaman ve mekânın evrimsel dünyalarının yükselen yaratılmışları olarak Tanrı’nın maddi ve fani evlatlarının sahip olduğu ölümsüz ruhlarının uzakta bekleyen nihai ve gerçek sonu olduğudur. Tanrı’nın iradesini yerine getirmek uğraşına sonuna kadar bağlanmış olan, Tanrı’nın varlığını kabul eden her fani; çok uzun olan kusursuzluğuna erişimin ve kutsallığı takip etmenin ait olduğu Cennet yoluna çoktan koyulmuştur. Buna ek olarak, bu türden bir hayvan-kökenli varlık, mekânın düşük âlemlerinden yükselerek şu an sayısız defa yaşandığı gibi, Tanrılar’la kucaklaşmadan önce Cennet huzuruna erişir. Böyle bir erişim, yüceliğin sınırlarında gerçekleşen ruhsal bir dönüşümün gerçekliğini yansıtır.
11:9.9 (127.7) [Uversa üzerindeki Zamanın Ataları tarafından bu bağlamda faaliyet göstermesi için görevlendirilen bir Bilgelik Kusursuzlaştırıcısı tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
12. Makale
12:0.1 (128.1) KÂİNATIN Yaratıcısı’nın uçsuz bucaksız yaratımının enginliği sınırlı bir yapıda olan tasavvur algısının tamamiyle ötesindedir; üstün evrenin devasalığı, benim düzeyimde bulunan varlıkların bile kavramsal anlayışının bocalamasına sebep olmaktadır. Fakat fani akıl, âlemlerin düzeni ve tasarımı hakkında daha çok bilgiyi içselleştirebilir; bu nedenle siz onların fiziksel işleyişi ve fevkalade yönetimi hakkında bazı bilgilere sahip olabilirsiniz; buna ek olarak siz, zamanın yedi aşkın-evrenlerinde ve ebediyetin merkezi evreninde ikamet eden akli yapılara sahip varlıkların birçok farklı birimleri hakkında daha fazla şey öğrenebilirsiniz.
12:0.2 (128.2) Kuramsal olarak onun ebedi olanaklılığında, Kâinatın Yaratıcısı mevcut bir biçimde sınırsız olduğu için, maddi yaratılmışı sınırsız olarak algılıyoruz; fakat bütüncül maddi yaratılmışlığı gözlemlediğimizde ve onun üzerinde çalışmalarımızı sürdürdüğümüzde, her ne kadar sizin sınırlı akıllarınız için onlar karşılaştırmaya dayanan bir biçimde sınırsız ve görsel olarak tüm koşullanmalardan uzak olarak görünse de, zamanın herhangi bir anı içerisinde onlar her zaman sınırlıdır.
12:0.3 (128.3) Fiziksel kanunun çalışmaları ve yıldızsal âlemlerin gözlemleri bakımından, sınırsız Yaratan’ın henüz kâinatsal dışavurumunun nihailiğinde kendisini açığa vurmadığına ve Sınırsız’ın kâinatsal potansiyelinin hala kendisinden müstakil ve bunun açığa çıkarılmadığına ikna olmuş durumdayız. Yaratılmış varlıklar için, üstün evren neredeyse sınırsız olarak görünse de, üstün evren nihayete erişiminden hala çok uzak bir durumdadır; maddi yaratım için fiziksel engeller devam etmekte olup ebedi niyetin deneyimsel açığa çıkışı hala bir gelişim halindedir.
12:1.1 (128.4) Kâinatın âlemlerinin tümü ne sınırsız bir düzlem, ne hudutları olmayan bir küp ve ne de sınırları bulunmayan bir dairedir; o kesin olarak belirli ve sınırlı boyutlara sahiptir. Fiziksel işleyiş düzeni ve idarenin kanunları madde-güç ve kuvvet-enerjinin bütüncül bir biçimde bu devasa bir araya gelişinin, düzen ve eş güdüm kazandırılmış bütünlük olarak bir mekân birimi şeklinde nihayeten faaliyet gösterdiğini doğrular. Maddi yaratımın bu gözlemlenebilir davranışı, bir fiziksel evrenin belirlenmiş sınırlarının varoluşunun kanıtını oluşturur. Döngüsel ve sınırlanmış evrenin kesin kanıtı bize; temel enerjinin tüm biçimlerinin Cennet çekiminin mutlak ve aralıksız etkisine itaat halinde üstün evrenin mekân düzeylerinin kavisli yörüngesi etrafında en başından beri dönüşünün çok iyi bilinen bilgisi tarafından sağlanmıştır.
12:1.2 (128.5) Üstün evrenin ardışık mekân düzeyleri, işleyiş bakımından düzenlenmiş veya düzenlenecek ve kısmen ikame edilmiş veya edilecek bütüncül yaratım biçimindeki yerleşime açık mekânın ana bölümlerini oluşturur. Eğer üstün evren, harekete karşı olan azaltılmış direncin oval mekân düzeylerinin, göreceli hareketsizliğin bölgeleriyle dönüşümlü halde seyir halinde olan bir düzeni olmasaydı biz bazı kâinatsal enerjilerin sınırsız bir aralıkta ve takip edilemeyecek mekânın doğrusal çizgisi boyunca yörüngeden çıkışına şahit olacaktır. Bu nedenle biz, hiçbir zaman enerjiyi, kuvveti ve maddeyi böyle bir düzen dışı biçimde davranış içerisinde gözlemlememekteyiz; her ne kadar onlar hızla dönüş içerisinde olursa olsunlar, her zaman muhteşem mekân döngülerinin yörüngeleri üzerinde çevrimlerini gerçekleştirirler.
12:1.3 (129.1) Cennet’in dışından yerleşkeye açık mekânın yatay uzantısı boyunca ilerledikçe üstün evren, merkezi Ada’yı çevreleyen mekân düzeyleri olan yedi eş merkezli oval düzlemler içinde mevcut bir haldedir:
12:1.4 (129.2) 1. Merkezi Evren — Havona.
12:1.5 (129.3) 2. Yedi Aşkın-evren.
12:1.6 (129.4) 3. Birincil Dışsal Mekân Düzeyi.
12:1.7 (129.5) 4. İkincil Dışsal Mekân Düzeyi.
12:1.8 (129.6) 5. Üçüncül Dışsal Mekân Düzeyi.
12:1.9 (129.7) 6. Dördüncü ve En Dıştaki Mekân Düzeyi.
12:1.10 (129.8) Merkezi Evren Havona, bir zaman yaratılmışı değildir; o başlı başına ebedi bir mevcudiyettir. Bu başlangıcı ve sonu olmayan evren, ulvi yaratımın bir milyar âlemi tarafından bir araya gelmiştir ve o devasa karanlık çekim bünyeleri tarafından çevrelenmiştir. Havona’nın merkezinde Cennet Adası mutlak ve değişmez bir biçimde konumlandırılmış olup onun çevresi yirmi-bir uydu tarafından sarılmıştır. Merkezi evrenin ayrıcalıklı doğası hususunda; karanlık çekim bünyelerinin çevreleyici devasa kütleleri nedeniyle bu merkezi yaratımın kütlesel bütünlüğü, asli kâinatın tüm yedi bölümünün bilinen bütünsel kütlesinden çok daha fazladır.
12:1.11 (129.9) Ebedi Ada’yı çevreleyen sonsuz evren olarak Cennet-Havona Sistemi, üstün evrenin ebedi ve kusursuz çekirdeğini oluşturur; tüm yedi aşkın-evren ve dışsal mekânın bütün bölgeleri, Havona âlemleri ve Cennet uydularının merkezi devasa bir araya gelişlerinin etrafında oluşturulan yörüngelerde dönüşlerini gerçekleştirir.
12:1.12 (129.10) Yedi Aşkın-Evren, temel fiziksel oluşumlar değildir; ne onların sınırları bir biçimde herhangi bir nebula oluşum ailesinin sınırlarını böler, ne de onlar başat bir yaratım birimi olan yerel bir evrenin içinden geçer. Her aşkın-evren sade bir anlatımla, işlevsel bakımdan düzenlenmiş ve kısmen yerleşik hale gelmiş Havona-sonrası yaratımın yaklaşık yedi de biri olan coğrafi mekân kümelenmesinden biridir; buna ek olarak her biri kapladığı alan ve bütünleştiği yerel evrenlerin sayısı bakımından birbirine eşittir. Sizin yerel evreniniz olan Nebadon, aşkın-evrenlerin yedincisi olarak Orvonton’un yeni yaratılmışlarından biridir.
12:1.13 (129.11) Muhteşem Kâinat, mevcut olarak düzenlenmiş ve yerleşik halde olan yaratımdır. O, yedi aşkın-evren ve onların beraberinde taşıdığı yedi trilyon yerleşik gezegen etrafındaki evrimsel potansiyelin bir araya gelmesinden oluşmaktadır; buna ek olarak merkezi yaratımın ebedi âlemleri de bu oluşuma dâhildir. Fakat bu kesinlik belirtmeyen tasvir, ne imardan sorumlu yönetici âlemlerin mevcudiyetini hesaba katar ne de düzenlenmemiş âlemlerin ücra birimlerini içine alır. Muhteşem Kâinat’ın mevcut olan eksik sınırlarına ek olarak onun tamamlanmamış ve eşitsiz olan çevresi bütüncül astronomik yerleşke genişliğinin çok büyük bir biçimde henüz kesinleşmemiş durumuyla birlikte, bizim yıldız öğrencilerimize yedi aşkın-evrenin bile henüz tamamlanmamış olduğunun öğretisini sağlar. Kutsal merkez içerisinde veya onun dışına doğru herhangi bir yön dâhilinde hareket ettiğimizde, son kertede düzenlenmiş ve ikame edilmiş yaratımın dışsal sınırlarına ulaşarak böylece muhteşem kâinatın çevresel hudutlarına varmış oluruz. Ve bu dışsal sınırın yakınında, böyle bir muhteşem yaratımın ücra köşelerinin birinde sizin yerel evreniniz macera dolu olan mevcudiyetine sahiptir.
12:1.14 (129.12) Dışsal Mekân Düzeyleri. Uzayın derinliklerinde, yedi yerleşik aşkın evrenden çok büyük bir uzaklıkta, kuvvetin ve maddileşen enerjilerin inanılması çok güç ve çok büyük olan muhteşem döngülerinin bir araya gelişi bulunmaktadır. Yedi aşkın evrenin enerji döngüleri ve kuvvet hareketinin bu devasa dışsal kemeri arasında, genişliği değişkenlik arz etmekle birlikte ortalama dört yüz bin ışık yılı olan görece sessiz bir mekân bölümü bulunmaktadır. Bu mekân bölümleri, kâinatsal sis olan yıldız tozundan arınmış bir haldedir. Bu olgular bütünü karşısında bizim öğrencilerimiz, yedi aşkın evreni çevreleyen görece sessiz olan bu bölüm içerisinde mekân-kuvvetlerinin mevcut olup olmadığının kesin durumu hakkında kuşkuya düşmektedirler. Fakat mevcut muhteşem kâinatın çevresinin yaklaşık olarak bir buçuk milyon ışık yılı ötesinde, yirmi beş ışık yılının üzerinde hacim ve yoğunluk bakımından artış gösteren inanılması güç olan bir enerji eyleminin kendine ait bir bölgesinin oluşmaya başladığını gözlemlemekteyiz. Harekete geçiren kuvvetlerin bu devasa burgaçları, düzenlenmiş ve yerleşik olarak bilinen yaratımın bütününü çevreleyen, kâinatsal eylemin süregelen bir kemeri olarak birincil dışsal mekân düzeyinde konumlanmıştır.
12:1.15 (130.1) Kapsamı daha geniş olan eylemler hala bu gölgelerin ötesinde gerçekleşmektedir; bu bilgi, Uversa fizikçilerinin kuvvet dışavurumlarının ilk kanıtını, birincil dışsal mekân düzeyinde bahse konu olgular bütününün çevresel aralıklarının elli milyon ışık yılı ötesinde tespit etmelerine dayanmaktadır. Bu eylemler kuşkuya yer bırakmayan bir biçimde, üstün evrenin ikincil dışsal mekân düzeyi içinde maddi yaratılmışlarının işleyişsel oluşumunun gerçekleşeceğini öngörür.
12:1.16 (130.2) Merkezi evren ebediyetin yaratımı yedi aşkın evren ise zamanın yaratılmışlarıdır; bahse konu dört dışsal mekân düzeyleri kuşkusuz olarak yaratımın nihai gelişimini var etmekle yükümlüdür. Buna ek olarak, Sınırsız’ın hiçbir zaman sonsuzluk haricinde bütüncül bir dışavuruma erişemeyeceğini savunanlar bulunmaktadır; bu nedenle onlar, sınırsızlığın ezelden beri genişleyen ve sonu olmayan olası bir evreni biçiminde, dördüncü ve çevresel mekân düzeyinin ötesinde açığa çıkarılmamış ayrıca bir yaratımın bulunduğunu öne sürerler. Kuramsal olarak ne Yaratan’ın sınırsızlığının ne de yaratımın potansiyel sonsuzluğunun nasıl kısıtlanabileceği hakkında bir bilgiye sahip değiliz, fakat mevcut olduğu ve idare edildiği biçimiyle biz üstün evreni, açık uzay tarafından onun dışsal uçlarının kesin bir biçimde kısıtlandığı ve sınırlandığı hali olan onun kısıtlılıklarıyla değerlendiriyoruz.
12:2.1 (130.3) Urantia’nın gök bilimcileri dışsal uzayın gizemli derinlikleri boyunca güçlü teleskopları vasıtasıyla gözlerini çevirdikleri ve orada fiziksel âlemlerin neredeyse sayısız olan muhteşem evrimine dikkatle baktıkları zaman, onlar Üstün Evren Mimarları’nın takip edilemez tasarılarının muazzam oluşumlarına bakakaldıklarının farkına varmalıdırlar. Bu dışsal bölgelerin özelliği olan bahse konu geniş enerji dışavurumları boyunca, belirli Cennet kişilik etkilerinin buralarda mevcudiyetini doğrulayacak kanıtları elimizde bulundurduğumuz doğrudur. Fakat daha geniş bir bakış açısından bakıldığında, yedi aşkın evrenin dışsal sınırlarını aşan bu mekân bölgeleri, genellikle onların Koşulsuz Mutlaklık’ın nüfuz alanlarını oluşturması niteliğiyle tanınırlar.
12:2.2 (130.4) Her ne kadar insan gözü tek başına Orvonton’un aşkın evren sınırlarının dışındaki sadece iki veya üç nebulasını gözlemleyebilirken; sizin teleskoplarınız, oluşum içerisindeki bu fiziksel âlemlerin kelimenin tam anlamıyla milyonlarcasını açığa çıkarır. Sizin şu an mevcut teleskoplarınızın taramasına görsel olarak erişilebilir olan yıldız âlemlerinin birçoğu Orvonton üzerindedir. Fakat fotoğraflama tekniğiyle birlikte daha geniş teleskoplar; muhteşem kâinatın sınırlarının çok uzağına, düzenleme içerisinde olan bahsi geçmemiş evrenlerin bulunduğu dışsal uzayın nüfuz alanlarına doğru, erişimlerini sağlayabilirler. Yine de sizin mevcut ekipmanlarınızın kapsamının ötesinde olan milyonlarca sayıda olan âlem bulunmaktadır.
12:2.3 (130.5) Uzak olmayan bir gelecekte yeni teleskoplar, dışsal uzayın uzak derinliklerinde üç yüz yetmiş beş milyondan az olmayan yeni galaksilerin varlığını, Urantialı gökbilimcilerinin merak dolu bakışlarının önüne serecekler. Aynı zamanda daha güçlü olan teleskoplar, eskiden dışsal uzayda olduğuna inanılan birçok ada âlemlerinin gerçek haliyle Orvonton’un galaktik sisteminin bir parçası olduğunu açığa çıkaracaklar. Bu yedi aşkın evren süre gelen bir biçimde büyümesine devam etmekte; onun her bir çevresi düzenli olarak genişlemekte; yeni nebulalar durmaksızın düzenlenmekte ve sabitlenmekte; ve Urantialı gök bilimcilerinin galaktik dışı olarak tanımladıkları bazı nebulalar aslında Orvonton’un çeperinde bizimle birlikte seyahat etmektedir.
12:2.4 (131.1) Uversa yıldız öğrencileri muhteşem kâinatı dışsal âlemlerin üst üste bir araya gelmiş eş merkezli halkaları olarak, mevcut yerleşik yaratımı tamamen çevreleyen gezegensel ve yıldızsal bir dizi kümelenmelerin ataları tarafından çevrelenmiş olarak gözlemlemektedirler. Uversa’nın fizikçileri, enerji ve maddenin bu dışsal ve keşfedilmemiş bölgelerinin, yedi aşkın evrenin tümünde bütünleşen enerji ve toplam maddesel kütle etkisinin birçok katına eş olduğunu çoktan hesaplamış bir durumdalar. Bu dışsal mekân düzeylerinde kâinatsal kuvvetin dönüşümünün, Cennet’in kuvvet düzenleyicilerinin bir faaliyeti olduğu konusunda bilgilendirildik. Buna ek olarak biz aynı zamanda bu kuvvetlerin, muhteşem kâinatı hali hazırda harekete geçiren bahse konu fiziksel enerjilere kaynaklık sağladıklarının bilgisine sahibiz. Fakat Orvonton güç yöneticileri ne bu uzak âlemler ile bir bağlantıya sahiptir, ne de onlar orada düzenlenmiş ve yerleşik yaratılmışlarının güç döngüleriyle algıya açık bir biçimde ilişki halinde bulunan enerji hareketleridirler.
12:2.5 (131.2) Biz dışsal uzayın bu muazzam olgular bütünlüğünün önemi hakkında çok az bir bilgiye sahibiz. Geleceğin daha büyük bir yaratımı hala oluşum aşamasındadır. Biz onun enginliğini gözlemleyebilir, ihtişamlı boyutlarını hissedip içsel kapsamını algılayabiliriz, fakat bunların dışında Urantia’nın gök bilimcilerinin sahip oldukları bilgisel bütünlüğün sadece biraz daha fazlasına sahibiz. Bildiğimiz kadarıyla insan, melek veya diğer ruhaniyet yaratılmışlarının düzeyinde hiçbir maddi varlık; nebulaların, güneşlerin ve gezegenlerin bu halkasının dışında mevcut değildir. Bu uzak nüfuz alanı, aşkın evren hükümetlerinin yönetimi ve yetki sınırlarının dışındadır.
12:2.6 (131.3) Bir araya gelen Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nin gelecek eylemlerinin sergileneceği âlemlerin bir düzeyi haline nihayeten erişmekle sonlandırılmış yeni bir yaratımın gerçekleşmekte olduğuna Orvonton boyunca inanılmaktadır; ve eğer bizim tasavvurlarımız doğruysa, sonsuz geçmişin sizden önce ve onlardan da öncekileri taşımış olduğu gibi, büyüleyici bu benzer görünüm biçiminde sonu olmayan gelecek hepinizi bir arada tutabilecektir.
12:3.1 (131.4) Maddi, akli veya ruhsal tüm kuvvet-enerji biçimleri, çekim olarak adlandırdığımız bu evrensel mevcudiyetler olarak bahse konu etkilerine benzer bir şekilde bağımlıdır. Kişilik aynı zamanda, Yaratıcı’nın ayrıcalıklı döngüsü olan çekime karşılık gösterir; fakat bu döngü her ne kadar Yaratıcı için ayrıcalıklı olsa da, kendisi diğer döngülerden bağımsız bir konumda değildir; Kâinatın Yaratıcısı sınırsız olup, üstün evrende dört tane olan tüm mutlak-çekim döngüleri üzerinde hareket halindedir:
12:3.2 (131.5) 1. Kâinatın Yaratıcısı’nın Kişilik Çekimi.
12:3.3 (131.6) 2. Ebedi Evlat’ın Ruhaniyet Çekimi.
12:3.4 (131.7) 3. Bütünleştirici Bünye’nin Akıl Çekimi.
12:3.5 (131.8) 4. Cennet Adası’nın Kâinatsal Çekimi.
12:3.6 (131.9) Bu dört döngü alt Cennet kuvvet merkezi ile ilişkili değildir; onlar ne kuvvet, ne enerji ve ne de güç döngüleridir. Onlar mutlak mevcudiyet döngüleridir, ve onlar tıpkı Tanrı gibi zaman ve mekândan bağımsızdırlar.
12:3.7 (132.1) Bu ilişki içerisinde, çekim araştırmacılarının birliği tarafından geçmiş bin yıllar boyunca Uversa üzerinde belirli gözlemlerin yapılmış olduğunu kaydetmek ilginçtir. Bu uzman çalışanların birimi, üstün evrenin farklı çekim sistemleri hakkında aşağıda bahsi geçen şu sonuçlara ulaşmışlardır.
12:3.8 (132.2) 1. Fiziksel Çekim. Muhteşem kâinatın bütüncül fiziksel-çekim kapasitesinin ortalama bir hesabı formülleştirildiğinde onlar, şu an işlev dâhilinde olan mutlak çekim mevcudiyetinin tahmini toplamıyla birlikte elde ettikleri bu sonuçlarının bir karşılaştırmasına, yorucu emekler sonucunda etkide bulunmuşlardır. Bu hesaplamalar göstermektedir ki; muhteşem kâinat üzerindeki bütüncül çekim etkisi, evren maddesinin temel fiziksel birimlerinin çekime gösterdiği karşılık üzerinden hesaplanan Cennet’in tahmini çekim etkisinin çok küçük bir kısmını oluşturmaktadır. Merkezi evren ve onları çevreleyen yedi aşkın evrenin, etkin bir biçimde şu an faaliyet içerisinde bulunan Cennet mutlak-çekim kavrayışının sadece yüzde beşini kullandığına dair muazzam sonuca bu araştırmalar varmıştır. Diğer bir değişle bu bütünlükçü kuram üzerinde yapılan hesaplamayla, mevcut an içerisinde Cennet Adası’nın kâinatsal-çekim eyleminin yüzde doksan beşi, mevcut düzenlenmiş âlemlerin sınırlarının ötesindeki denetleyici maddi sistemlerle katılım içerisindedir. Tüm bu hesaplamalar mutlak çekime kaynaklık göstermektir; buna ek olarak doğrusal çekim etkileşimli bir olgular bütünü olarak sadece mevcut Cennet çekiminin bilinmesiyle hesaplanabilir.
12:3.9 (132.3) 2. Ruhsal Çekim. Aynı karşılaştırmalı tahmin ve hesaplamalar biçimiyle, bu araştırmacılar ruhaniyet çekiminin mevcut tepki kapasitesini keşfettiler; buna ek olarak Yalnız İleticiler’in eş güdümüyle ve diğer ruhaniyet kişilikleriyle birlikte, İkincil Kaynak ve Merkez’in etkin ruhaniyet çekiminin toplamına ulaştılar. Bununla birlikte onların, etkin ruhaniyet çekiminin mevcut toplamını hakkındaki varsayımlarıyla muhteşem kâinat içindeki gerçek ve işlevsel ruhaniyet çekimin mevcudiyetini aynı değerde bulmaları kayda değer en öğretici bilgidir. Diğer bir değişle bu bütünlükçü kuram üzerinde yapılan hesaplamayla, mevcut an içerisinde işlevsel olarak Ebedi Evlat’ın ruhaniyet çekiminin tamamı, muhteşem kâinat içinde faaliyet halinde gözlemlenebilir. Eğer bu varılan sonuçlar güvenilir ise, dışsal uzayda şu an itibariyle evrimleşen âlemlerin mevcut haliyle bütüncül olarak ruhaniyet dışı olduğu sonucuna varabiliriz. Buna ek olarak eğer bu tasavvurumuz doğruysa; neden ruhaniyet ihsan edilmiş varlıkların, bu geniş enerji dışavurumlarının fiziksel mevcudiyeti bilgisinin haricinde neredeyse hiçbir şey bilmedikleri gerçeğini tatmin edici bir biçimde açıklayabilir.
12:3.10 (132.4) 3. Akli Çekim. Karşılaştırmalı hesaplamanın aynı ilkeleri vasıtasıyla bu uzmanlar, akli-çekim mevcudiyeti ve tepkisinin sorununu çözmek için harekete geçtiler. Her ne kadar güç yöneticilerinde ve onların yardımcılarında bulunan akıl biçimi, akli-çekim tahmini için temel bir birime ulaşma çabasında karışıklık çıkaran bir etken olmasına rağmen; akli birimin tahminine, zihniyetin üç maddi ve üç ruhsal biçiminin ortalaması vasıtasıyla ulaşıldı. Bu bütünlükçü kuram üzerinde yapılan hesaplamayla iniltili olarak, akli-çekim işlevi hakkında Üçüncül Kaynak ve Merkez’in mevcut yetisinin tahminini zorlaştıracak veya onu engelleyecek çok az şey vardı. Her ne kadar bu bağlamda elde edilen sonuçlar, ruhaniyet ve fiziksel çekimin tahmini için tamamlayıcı bir nitelikte değilse bile, göreceli olarak düşünüldüğünde onlar oldukça bilgilendirici ve hatta ilgi çekicilerdir. Bu araştırmacılar, Bütünleştirici Bünye’nin ussal çekimine karşı akli-çekim tepkisinin yaklaşık yüzde seksen beşinin kaynağını mevcut muhteşem kâinattan aldığı sonucuna vardılar. Bu durum dışsal uzay alanları boyunca akıl eylemlerinin, şu an gelişim içerisinde olan gözlenebilir fiziksel eylemlerle ilişki dâhilinde olmasının olanaklılığına dair yargıyı sağlayacaktır. Her ne kadar bu tahmin muhtemel bir biçimde doğru olmaktan öte bir konumda olursa olsun; akli güç düzenleyicilerinin, mevcut bir biçimde muhteşem kâinatın günümüz dış sınırlarının ötesindeki mekân düzeylerinde kâinat evrimini yönettiklerine dair varsayım ilkesel olarak bizim bu konu hakkındaki inancımızla uyum gösterir. Bu tasavvura dayanan ussal çıkarımın doğası her ne olursa olsun, o açık bir biçimde ruhaniyet-çekimine tabi değildir.
12:3.11 (133.1) Fakat tüm bu hesaplamalar, varsayılan kanunlara dayanan yapılabilecek en iyi tahminlerdir. Bu bakımdan biz onların oldukça güvenilir olduğunu düşünüyoruz. Ruhaniyet varlıkların çok az bir kısmı dışsal uzay içerisinde yerleşmiş olsaydı bile, onların bütüncül mevcudiyeti bu tür devasa ölçümlerle ilişkili hesaplamaları hissedilir bir oranda etkilemeyecekti.
12:3.12 (133.2) Kişilik Çekimi hesaplanamaz. Bu bağlamda biz bu döngünün farkındalığına sahip olabiliriz, fakat ona karşı olan tepkinin ne niceliksel ne de niteliksel gerçekliklerini ölçebiliriz.
12:4.1 (133.3) Temel devir içinde kâinatsal enerjinin tüm birimleri, kâinatsal yörüngenin çevresi etrafında dönüş halindeyken kendilerine verilen görevleri yerine getirirler. Mekânın âlemlerine ek olarak onların yetkin sistemleri ve dünyaları, üstün evren mekân düzeylerinin sonsuz döngüleri üzerinde hareket içerisinde olan bütünüyle dönüş halinde bulunan alanlardır. Çekimin odağı ebedi Cennet Adası olan Havona’nın tam anlamıyla merkezi dışında, üstün evrenin bütününde hiçbir şey mutlak olarak hareketsiz bir konumda bulunmaz.
12:4.2 (133.4) Koşulsuz Mutlaklık, işleyiş bakımından mekân tarafından sınırlanmıştır, fakat bu Mutlak’ın hareket ile ilişkisi hakkında aynı derecede kesin bir bilgiye sahip değiliz. Hareketin onun içinde olup olmadığını bilmiyoruz. Biz sadece, hareketin mekânın doğasında olmadığını ve hatta mekânın hareketlerinin doğuştan gelen bir niteliğe sahip olmadığını biliyoruz. Fakat biz Koşulsuz’un hareketle olan ilişkisi hakkında aynı derecede kendimizden emin bir konumda değiliz. Mevcut yedi aşkın evren sınırlarının ötesinde şu an ilerleme içerisinde olan kuvvet-enerji dönüşümünün devasa eylemleri hakkında kimin ve neyin sorumlu olduğuna dair şu düşüncelere sahibiz:
12:4.3 (133.5) 1. Bütünleştirici Bünye’nin mekân içinde hareketi başlattığını düşünüyoruz.
12:4.4 (133.6) 2. Eğer Bütünleştirici Bünye mekânın hareketlerini üretiyorsa, biz bunu kanıtlayacak bir konumda değiliz.
12:4.5 (133.7) 3. Kâinatsal Mutlak ilk harekete kaynaklık sağlamamakta, fakat hareket vasıtasıyla oluşturulan tüm gerilimi denetlemekte ve onları ortadan kaldırmaktadır.
12:4.6 (133.8) Dışsal uzayda kuvvet düzenleyicileri, açık bir biçimde şu an yıldızsal evrimde ilerleme halinde olan devasa evren burgaçlarının üretilmesinden sorumludur; fakat onların faaliyet gösterme yetisi, Koşulsuz Mutlaklık’ın mekân mevcudiyetinde yapılan bazı değişiklikler vasıtasıyla olanaklı hale gelmiş olmalıdır.
12:4.7 (133.9) İnsanın bakış açısına göre uzay olumsuz bir anlamda hiçliktir; ve ona göre uzay sadece olumlu ve uzay dışı bir takım şeylerle var olabilir. Fakat buna rağmen uzay gerçektir. O hareketi taşır, onu koşullandırır ve hatta onu harekete geçirir. Mekân hareketleri kabataslak bir biçimde şu biçimlerde sınıflandırılabilir:
12:4.8 (133.10) 1. Birincil Hareket — mekânın kendi hareketi olarak mekânın solumu.
12:4.9 (133.11) 2. İkincil Hareket — artarda gelen mekân düzeylerinin birbirini izleyen yönsel dönüşleri.
12:4.10 (133.12) 3. Göreceli Hareketler — temel bir dayanak olarak Cennet ile birlikte değerlendirilmemesi bakımından göreceli olma durumu. Birincil ve ikincil hareketler, hareketin sabit bir konumda olan Cennet’le ilişkisi bakımından mutlaktır.
12:4.11 (133.13) 4. Telafi edici ve bağdaştırıcı hareket tüm diğer hareketler için uyum sağlaması için tasarlanmıştır.
12:4.12 (134.1) Güneşiniz ve onun yardımcı gezegenlerinin mevcut ilişkisi mekân içinde birçok mutlak ve göreceli hareketleri açığa çıkarsa da, onun bu ilişkisi gök bilim gözlemcilerine sizin uzayda görece sabit bir durumda olduğunuz; ve buna ek olarak sizin hesaplamalarınız uzayın derinliklerini içine alacak şekilde ilerledikçe, çevreleyen yıldız kümeleri ve onun akışları en başından beri artan hızlarda dışa doğru uçma imgelemini yansıtma eğilimindedir. Fakat gerçekte böyle bir durum söz konusu değildir. Yerleşkeye açılmış mekânın bütünlüğünün fiziksel yaratılmışlarının mevcut dışsal ve birliktelik halindeki genişlemesinin ayırt edilmesinde başarısızlığa uğradınız. Barındığın yerel yaratım olan Nebadon, kâinatsal dışsal gelişimin bu hareketine katılmaktadır. Yedi aşkın evrenin hepsi, üstün evrenin dışsal bölgeleriyle birlikte mekân solunumunun iki milyar yıllık çevrimi içinde rol alır.
12:4.13 (134.2) Âlemler genişleyip daraldıkları zaman, yerleşkeye açılmış mekândaki maddi kütleler, dönüşümlü olarak Cennet çekiminin etkisiyle birlikte veya ona karşı olarak hareket eder. Yaratımın enerji kütlesinin bu hareketinin gerçekleşme işi güç-enerji işlevi değil bunun yerine bir mekân eseridir.
12:4.14 (134.3) Her ne kadar gök bilimsel hızlar hususunda sizin spektroskopik tahminleriniz, aşkın evreniniz ve onun yardımcı aşkın evrenlerine ait olan yıldızsal âlemlere uygulandığında oldukça güvenilir bir nitelik gösterse de, bu hesaplamalar dışsal uzay alanlara kaynaklık göstermesi bakımından bütünüyle güvenilmezdir. Işık tayfının çizgileri yaklaşan bir yıldızla birlikte olağandan uzaklaşarak eflatun rengine doğru dönüşür; buna benzer bir biçimde bu tayf çizgileri uzaklaşan bir yıldız etkisiyle olağandan uzaklaşarak kırmızıya doğru yakınlaşır. Dışsal âlemlerin durgunlaşan hızlarının, her bir milyon ışık yılı uzaklığı için saniyede yüz milden daha fazla bir ölçekte artıyor görünmesine aracılık eden birçok etki bulunmaktadır. Bu hesaplama yöntemi sayesinde daha kapsamlı teleskopların kusursuzlaşmasını takiben, evrenin bu kısımdan saniyede otuz bin milden daha fazla olan inanılmaz bir ölçekte uzaklaşıyor görünen bahse konu çok uzak sistemler ortaya çıkacaktır. Fakat görünen bu yavaşlama gerçek değildir; bunun yerine o, farklı zaman-mekân sapmalarından ve gözlemin bütünleşen açılarındaki sayılamayacak kadar çok olan etmeni içine alan hatadan kaynaklanmaktadır.
12:4.15 (134.4) Fakat bu tür sapmaların en büyüğü, yedi aşkın evrenin nüfuz alanlarına bitişik bölgelerde dışsal uzayın geniş âlemlerinin muhteşem kâinatın karşı yönünde dönüyormuş gibi görünmesi nedeniyle ortaya çıkar. Bu olay gerçekte, sayısız nebulalara ek olarak onlara eşlik eden güneşlerin ve kürelerin, merkezi yaratıma göre saat yönünde dönüyor olma durumudur. Yedi aşkın evren, Cennet’e göre saat yönünün tersi istikamette dönüşünü gerçekleştirmektedir. Yedi aşkın evrene benzer bir biçimde, ikincil dışsal âlemin galaksilerinin Cennet’e göre saat yönünün tersi yönde dönmekte olduğu gözlenmektedir. Buna ek olarak Uversa’nın gök bilimi gözlemcileri, saat yönü doğrultusunda hareket eden bir doğanın yönsel eğilimlerini açığa çıkarmaya başlayan, uzayın derinliklerinde bir üçüncül kemerde döngüsel hareketlerin kanıtını tespit ettiklerini düşünmektedirler.
12:4.16 (134.5) Âlemlerin ardışık mekân dizisinin bu dönüşümlü istikametlerinin, mekân gerilimlerinin ortadan kaldırılmasından ve kuvvetlerin bir eş güdümünden oluşan Kâinatsal Mutlak’ın içsel-üstünlüğü olan kâinatsal çekim biçimiyle ilişkili olması olanak dâhilindedir. Tıpkı mekân gibi hareket de çekimin bir tamamlayıcısı veya dengeleyicisidir.
12:5.1 (134.6) Tıpkı mekân gibi, zaman da Cennet’in bir bahşedişidir; fakat bu bahşediş mekândaki niteliğinin aksine sadece dolaylı bir yapıdadır. Zaman hareketin erdemi tarafından ortaya çıkar, çünkü akıl doğası gereği peş peşe gerçekleşme olgusunun bilincine sahiptir. İşlevsel bir bakış açısından zaman için hareket hayati bir öneme sahiptir, fakat Cennet-Havona’nın olağan bir günlük zaman diliminin oldukça isteğe bağlı bir biçimde belirlenmesinin dışında harekete dayalı şu ana kadar belirlenen hiçbir kâinatsal zaman birimi bulunmamaktadır. Mekân solunumunun bütünlüğü bir zaman kaynağı olarak onun yerel değerini ortadan kaldırmaktadır.
12:5.2 (135.1) Mekân kaynağını Cennet’den alsa bile sınırsız değildir; buna ek olarak mutlaklık niteliğine sahip değildir, çünkü o Koşulsuz Mutlaklık tarafından sarılmıştır. Mekânın mutlak sınırlarının ne olduğunun bilgisine sahip değiliz, fakat biz zamanın mutlaklığının ebediyet olduğundan eminiz.
12:5.3 (135.2) Zaman ve mekân sadece yedi aşkın evren olan zaman-mekân yaratımlarında birbirlerinden ayrılmaz bütünlüğe sahiptir. Geçici olmayan mekân (zamanı içermeyen mekân) kuramsal olarak mevcuttur, fakat sadece gerçek geçici olmayan mekân Cennet bölgesidir. Mekânsal olmayan zaman (mekânı içermeyen zaman) Cennet düzey faaliyetin aklında mevcuttur.
12:5.4 (135.3) Cennet üzerinde etkide bulunan ve yerleşik mekânı yerleşkeye açık olmayan mekândan ayıran göreceli olarak hareketsiz biçimdeki ara-mekân kısımları, zaman ile ebediyet arasındaki geçiş bölgelerini oluşturur; bu nedenle Cennet vatandaşlığına ait olmayla sonuçlanıncaya kadar, Cennet’e yapılacak kutsal yolculuğun gerekliliği bu geçiş süreci boyunca bilince dayanak teşkil eden nedenselliğini kaybeder. Zaman-bilincine sahip ziyaretçiler Cennet’e bu nedenle uyku devresine girmeden gidebilir, fakat onlar bu durumda zamanın yaratılmışları olarak kalmaya devam edeceklerdir.
12:5.5 (135.4) Zamanla olan ilişkiler, mekân içerisinde hareketler olmadan var olamaz, fakat zaman bilinci bu mevcudiyeti gerçekleştirebilir. Peş peşe gerçekleşme olgusu, hareketin yokluğunda bile zamanı bilinç dâhiline getirebilir. İnsan aklı usun doğasından gelen özü nedeniyle, mekâna bağlılığa kıyasla daha az bir biçimde zamana bağlıdır. Beden içindeki dünya yaşamının günleri boyunca bile, her ne kadar insan aklı katı bir biçimde mekâna bağlı olursa olsun, yaratıcı insan imgelemi göreceli olarak zamandan bağımsızdır. Fakat zaman kendi başına, aklın kalıtsal bir niteliği değildir.
12:5.6 (135.5) Zaman bilincinin üç farklı düzeyi bulunmaktadır:
12:5.7 (135.6) 1. Aklın algıladığı zaman — peş peşe gelme olgusunun, hareketin ve sürece dair bir algının bilincidir.
12:5.8 (135.7) 2. Ruhaniyetin algıladığı zaman — Tanrı huzuruna erişim için yapılan harekete ve çoğalan kutsallığın düzeylerine olan yükseliş hareketinin farkındalığına dair kavrayış.
12:5.9 (135.8) 3. Kişilik, süreç hakkında bir farkındalığa ve mevcudiyetin bir bilincine ek olarak Gerçeklik’e dair kavrayıştan benzersiz bir zaman algısı yaratır.
12:5.10 (135.9) Ruhsal olmayan hayvanlar, sadece geçmişin ve içinde yaşadıkları anın bilincine sahiptirler. Ruhaniyet barındıran insan, kavrayış olan ön-sezinin gücüne sahiptir; bu bakımdan insan geleceği imgelemiyle canlandırabilir. Sadece ileri görüşlü ve gelişimi olumlayan tutumlar kişilik bakımından gerçektir. Durağan etik anlayışı ve geleneksel ahlak, sadece çok hafif bir derecede hayvanlar üstü bir niteliğe sahiptir. Bu bakımdan bireyin dışsal yaşamını içermeyen içsel bir özgürlük, benliğin kendisini gerçekleştirmesinin yüksek bir düzeyi değildir. Etik ve ahlak, faal ve ilerlemeci olması ek olarak kâinat gerçekliğiyle birlikte canlı olduğu müddetçe gerçek anlamıyla insani olurlar.
12:5.11 (135.10) İnsan kişiliği sadece zaman ve mekân olaylarının beraberinde getirdiği bir sonuç değildir; insan kişiliği aynı zamanda bu olayların kâinatsal sebebi olarak da eylemde bulunur.
12:6.1 (135.11) Kâinat durağan değildir. Sabitlik hareketsizliğin bir sonucu değil, bunun yerine denk enerjilerin, eş güdüm halindeki akılların, düzenlenmiş morontiaların, ruhaniyet üst denetimin ve kişilik birleşiminin bir sonucudur. Sabitlik her zaman bütünüyle kutsallıkla orantılıdır.
12:6.2 (135.12) Üstün evrenin fiziksel denetiminde Kâinatın Yaratıcısı, Cennet Adası vasıtasıyla üstünlüğü ve önceliği uygular; Tanrı, Ebedi Evlat’ın kişiliğinde kâinatın ruhsal idaresi bakımından mutlaktır. Aklın nüfuz alanları bakımından Yaratıcı ve Evlat, Bütünleştirici Bünye’nin içinde eş güdüm halinde faaliyet gösterir.
12:6.3 (136.1) Üçüncül Kaynak ve Merkez; onun kavrayışındaki kâinatsal aklın mutlaklığı ve doğasından gelen fiziksel ve ruhsal çekim tamamlayıcılarının evrensel uygulanması vasıtasıyla, dengenin sürdürülmesine, fiziksel ve ruhsal enerji ve düzenlenmelerin bütünlenmiş eş güdümüne yardımda bulunur. Her nerede ve her ne zaman olursa olsun, maddi ve ruhsal olan arasında bir bağlantı ortaya çıkar, böyle bir akıl olgusu Sınırsız Ruhaniyet’in bir eylemidir. Akıl tek başına, ruhaniyet düzeyinin varlıkları ve ruhsal güçleriyle birlikte, maddi seviyenin enerjileri ve fiziksel kuvvetleriyle birliktelik kurabilir.
12:6.4 (136.2) Kâinatsal olgular bütünü üzerine bütün düşüncelerinizde; fiziksel, ussal ve ruhsal enerjilerin karşılıklı ilişkilerine ek olarak kişilik tarafından onların birleşimine dayalı olarak beklenmeyen ve Mutlaklıklar ve deneyimsel İlahiyat’ın eylem ve karşılıklarından kaynaklanan tahmin edilemez olguları hesaba kattığınızdan emin olun.
12:6.5 (136.3) Evren sadece niceliksel ve çekim-ölçümü bakımından hayli tahmin edilebilir bir niteliğe sahiptir; fakat ne nihai evren gerçekliklerinin esas ruhaniyet değerleri ve yüksek akıl anlamları, ne de başat fiziksel kuvvetler doğrusal çekime tabidirler. Her ne kadar bu tür fiziksel, akli veya ruhsal kuvvetlerin birleşimleri eleştirel gözleme tabi tutulunca kısmen tahmin edilebilir olsa da, niteliksel olarak kâinat; bu kuvvetlerin her birinin farklı birliktelikleri bakımından büyük oranda tahmin edilebilen bir niteliğe sahip değildir. Madde, akıl ve ruhaniyet yaratılmışın kişiliği tarafından bütünleşince, böyle bir özgür irade sahibi varlığın kararlarını tahmin etmede bütünüyle yetersiz kalmaktayız.
12:6.6 (136.4) Ezeli kuvvet, oluş halinde bulunan ruhaniyet ve diğer kişilik dışı nihayetlerin tüm fazları, belirli göreceli sabit ama bilinmeyen kanunlarla ilişkili olarak tepki halinde ortaya çıkıyormuş gibi görünür; buna ek olarak bu fazlar, sınırlandırılmış ve yalıtılmış bir durumun olgularıyla karşılaştığında sık sık beklenmedik bir karakter sergileyen tepkinin bir esnekliği ve uygulamanın bir serbestliği tarafından nitelendirilmektedir. Peki bu oluşan kâinat gerçeklikleri tarafından açığa çıkarılmış tepkinin öngörülemez özgürlüğünün açıklaması nedir? Kuvvetin ezeli bir biriminin davranışıyla, aklın tanımlanmamış düzeyinin tepkisiyle, veya dışsal uzayın nüfuz alanları içinde yapım bakımından geniş bir kâinat öncesi olgularıyla ilişkili olursa olsun; muhtemel bir biçimde bu bilinmez, kavranılamaz ve öngörülemezler, tüm kâinat Yaratanlar’ının faaliyetlerine kökensel dayanak teşkil eden Mutlaklıklar’ın varoluş-uygulamaları ve Nihayet’in eylemlerini açığa çıkaracaktır.
12:6.7 (136.5) Biz her ne kadar onlara dair özsel gerçekliklerin bilgisine sahip olmasak da, Mutlaklıklar’ın uygulamaları ve mevcudiyetini simgeleyen bu tür derin eş güdümü ve muhteşem çok yönlülüğü, buna ek olarak bariz olan tek-tip nedensellik karşısında sadece anlık ve durumsal nedenselliğe karşı değil, fakat aynı zamanda bütün üstün evren boyunca ilgili tüm diğer nedenselliklere karşılık bu karşı-eylem çeşitliliğinin Mutlaklıklar’ın tepkisini ortaya çıkaracağı hakkında kanıya varabiliriz.
12:6.8 (136.6) Bireyler nihai sonlarının koruyucularına sahip olup; gezegenlerin, sistemlerin, yıldız takımlarının, evrenlerin ve aşkın âlemlerin her biri, onların nüfuz alanlarının iyiliği için emek harcayan ilgili idarecilere sahiptir. Havona ve muhteşem kâinat bile, bu tür yüksek sorumluluklar emanet edilmiş kişiler tarafından gözlenmektedir. Peki Cennet’den dördüncü ve en dış mekân düzeyine kadar üstün evrenin temel ihtiyaçları için bir bütün olarak onu kollayan ve ona destek sağlayan kişiler kimlerdir? Varoluş bakımdan böyle bir üst kollama muhtemelen Cennet Kutsal Üçlemesi’ne atfedilebilecek bir özelliktir, fakat deneyimsel bir bakış açısından ise Havona-sonrası âlemlerin görünümü şu niteliklere bağlıdır:
12:6.9 (136.7) 1. Potansiyel bakımından Mutlaklıklar.
12:6.10 (136.8) 2. Yönelim bakımından Nihayet.
12:6.11 (137.1) 3. Evrimsel eş-güdüm bakımından Sınırsız.
12:6.12 (137.2) 4. Belirli idarecilerin ortaya çıkmasına öncül yönetim bakımından Üstün Evren Mimarları.
12:6.13 (137.3) Koşulsuz Mutlaklık tüm mekân üzerine yayılır. Kâinatsal Mutlak ve İlahiyat’ın tam durumu hakkında aynı derecede kesin bir yargıya sahip değiliz, fakat biz, Koşulsuz Mutlaklık ve İlahiyat her ne zaman faaliyet içerisinde olursa olsun bu süreç içerisinde Kâinatsal Mutlak’ın işlev dâhilinde olduğunun bilgisine sahibiz. İlahi Mutlaklık, kâinatsal olarak mevcut olabilir; fakat o aynı biçimde mekânsal olarak varoluş içerisinde değildir. Nihayet şimdi ve daha sonra olacağı gibi, dört mekân düzeyinin dışsal sınırlarına karşı mekânsal mevcudiyet halindedir. Nihayetin üstün evrenin çevresi dışında herhangi bir zaman içinde bir mekân mevcudiyetine sahip olacağından kuşku duymaktayız; fakat bilmekteyiz ki bu sınır içerisinde Nihayet, Mutlaklıklar’ın üçünün yaratıcı işleyişinin potansiyelini ilerlemeci bir biçimde bir araya getirir.
12:7.1 (137.4) Kâinatsal bir takdiri ilahinin işleyişine denk olan, tüm gerçekliğin bireysel olmayan ve engellenemeyen herhangi bir kanunu hakkında tüm zaman ve mekân boyunca işlevsel bir etkinlik bulunmaktadır. Bağışlama, Tanrı’nın bireye karşı beslediği sevginin niteliğini belirler; ve bağışlama taraf gözetmeksizin Tanrı’nın bütünlüğe karşı olan tutumunu yansıtır. Tanrı’nın iradesi, herhangi bir kişiliğin kalbi biçimde bütünün bir tür parçasında hüküm sürmek zorunda değildir; fakat onun iradesi gerçekte kâinatın âlemlerinin tümü olan bütünlüğü yönetir.
12:7.2 (137.5) Bütün varlıklarıyla olan her ilişkisinde, Tanrı’nın kanunları gerçek olup, doğasından kaynaklanan bir biçimde keyfi değildir. Kısıtlı algınız ve sınırlı bakış açınız nedeniyle sizin için Tanrı’nın eylemleri, sık sık amirane ve keyfi olarak görünüyor olmalıdır. Tanrı’nın kanunları onun tekrar eden faaliyetlerinin biçimi bakımından sadece onun alışkanlıklarıdır; buna ek olarak o her zaman her şeyin en iyisini yapar. Tanrı’nın tekrar eden bir şekilde benzer şeyleri hep aynı biçimde gerçekleştirdiğini gözlemlersiniz, bunun nedeni en basit biçimiyle bahse konu bir koşul içinde belirli bir tercihin en iyi biçimde onun uyguladığı şekliyle gerçekleştiriliyor olmasıdır. En iyi tercih doğru tercihtir, bu nedenle sınırsız bilgelik bu tercihin kusursuz ve eksiksiz olarak her zaman uygulanmasını emreder. Aynı zamanda, doğanın İlahiyat’ın ayrıcalıklı bir sanatı olmadığını unutmamalısınız; çünkü insanın doğa olarak atfettiği onun görünen olgular bütünü içerisinde, etkin olan ve onun kendisinden gelmeyen birçok farklı etkiler bulunmaktadır.
12:7.3 (137.6) Kutsal doğanın herhangi bir tür bozulmaya uğrayabileceği ve katışıksız bir kişilik eyleminin bunun uygulanmasına bayağı bir biçimde müsaade edebileceği kesinlikle kabul edilemez. Yine de bu husus açıklığa kavuşturulmalıdır ki: Herhangi bir kutsallık durumunda, herhangi bir olağandışı koşulda ve yüce bilgeliğin tercihinin farklı bir uygulamayı işaret edeceği herhangi bir şartta; eğer kusursuzluğun gereklilikleri farklı bir karşılık biçimini herhangi bir nedenden dolayı daha iyi olduğu için belirleyebilir. Bunun sonucunda, tamamiyle bilgeliğin kendisi olan Tanrı’nın bu faaliyeti bu yeni karşılıkta daha iyi ve daha uygun bir haldedir. Bahse konu yeni karşılık daha yüksek olan bir yasayı temsil eder; ve bu hiçbir zaman var olan yasadan atılmış geri bir adım değildir.
12:7.4 (137.7) Tanrı, kendi gönüllü eylemlerinin tekrarının süregeliyor olmasına karşı bir alışkanlık bağımlısı değildir. Sınırsız’ın kanunları arasında hiçbir çelişki yoktur; onların hepsi, hataya yer bırakmayan temel doğasının bütünüyle kusursuzlaşmış halleridir; onların tümü hatasız yargıların sorgulanamayan eylemlerinin dışavurumudur. Kanun; sınırsız, kusursuz ve kutsal bir aklın kesin olan karşılığıdır. Tanrı’nın eylemlerinin hepsi, benzer görünümlerine rağmen onun iradesi dâhilinde gerçekleşir. Tanrı’nın içinde, “ne bir değişkenlik ne de değişimin bir gölgesi” bulunur. Fakat Kâinatın Yaratıcısı hakkında tüm içtenliğiyle ifade edilen bu sözler, onun evrimsel yaratılmışları olan emri altındaki ussal varlıkları için eşit bir kesinlikte dillendirilemez.
12:7.5 (137.8) Tanrı değişmeyen olduğu için; tüm olağan koşullarda aynı şeyi özdeş ve alelade biçimde gerçekleştirmesi bakımından ona güven duyabilirsiniz. Tanrı, tüm yaratılmış unsurlar ve varlıklar için düzenin güvencesi ve istikrarın sağlayıcısıdır. O Tanrı’dır; bu sebeple o değişmez olandır.
12:7.6 (138.1) Muhteşem Tanrı kendi kusursuzluğu ve sınırsızlığı karşısında çaresiz bir bağımlı olmadığı için; eylemin birlik içerisindeki düzeni ve onu gerçekleştirmenin bu azmi bir bütün olarak kişisel olup bilinç ve fazlasıyla irade dâhilindedir. Tanrı, tek başına istemsiz olarak hareket eden bir kuvvet; veya yasaya çaresizce bağlı bir güç değildir. Tanrı ne matematiksel bir denklem, ne de kimyasal bir formüldür. Tanrı özgür iradeye sahip olan asli bir kişiliktir. O tüm niteliklerine ek olarak kişilikle donanmış bir varlık ve tüm yaratılmış kişiliğin kâinatsal kökeni olarak Kâinatın Yaratıcısı’dır.
12:7.7 (138.2) Tanrı’nın iradesi, Tanrı’yı arayan maddi faninin kalbinde tek bir biçimde bütün olarak hüküm sürmez; fakat eğer zaman zarfı ilk yaşamın bütününü kapsayacak şekilde genişlerse, Tanrı’nın iradesi artan bir biçimde, onun ruhaniyet rehberliğinde hareket eden çocuklarının yaşamlarında doğan güzelliklerde algılanabilir hale gelecektir. Buna ek olarak sonuçta insan yaşamı eğer morontia deneyimini içinde alacak bir biçimde daha fazla genişlerse; Kâinatın Yaratıcısı’nın kişiliğiyle birlikte insan kişiliğinin ilişkisini deneyimleyen kutsal hazları tatmaya başlayan zamanın yaratıcılarının ruhsallaştıran eylemlerinde kutsal irade, daha berrak bir biçimde parıldar halde gözlemlenecektir.
12:7.8 (138.3) Tanrı'nın Yaratıcılığı ve insanın kardeşliği, kişilik düzeyindeki parça ve bütünün karmaşıklığını yansıtır. Tanrı her bireyi, cennetsel ailesindeki kişisel bir evladı olarak sever. Her bireye engin bir sevgi beslemesinden dolayı, yine de Tanrı hiçbir kişiyi diğerinden ayırt etmez; buna ek olarak onun sevgisinin evrenselliği, kâinatsal kardeşlik olan bir bütünlüğün ilişkisini mevcut kılar.
12:7.9 (138.4) Yaratıcı’nın sevgisi her kişiliği mutlak bir biçimde, sınırsızlığın içinde eşi benzeri olmayan bir evlat ve tüm ebediyet içerisinde yeri doldurulamayacak irade sahibi bir yaratılmış olarak Kâinatın Yaratıcısı’nın benzersiz bir evladı biçiminde bireyselleştirir. Yaratıcı’nın sevgisi; göksel ailesinin her üyesini yansıtan ve bütünlüğün Yaratıcısı’nın birlikteliğin döngüsü dışında kalan birey olmayan düzeylere karşı her kişisel varlığın benzersiz doğasını kesin hatlarıyla anımsatan Tanrı’nın her evladını yüceleştirir. Tanrı’nın sevgisi oldukça etkileyici bir biçimde her irade sahibi yaratılmışın aşkın değerini tasvir eder; ve onun sevgisi hataya yer bırakmayan bir şekilde Cennet’in en yüksek yaratıcı kişiliğinden, zaman ve mekânın bazı evrimsel dünyaları üzerinde insan türlerinin alacakaranlık evresindeki insanlığın ilkel kabileleri arasında irade soyluluğunun en düşük düzeyindeki kişiliğine kadar evlatlarının teker teker her biri üzerinde Kâinatın Yaratıcı’nın yüksek değerini takdim etmesi gerçeğini açığa çıkarır.
12:7.10 (138.5) Tanrı’nın bahse konu tam da bu sevgisi, Cennet Yaratıcısı’nın özgür irade sahibi evlatlarının kâinatsal kardeşliği olan tüm bireylerin kutsal ailesini bireysel varlıklar için mevcut kılar. Ve evrensel olarak bu kardeşlik, bütünlüğün bir ilişkisidir. Kâinatsal olduğu zaman bu kardeşlik kendisini teker teker her ilişki üzerinde açığa çıkarmak yerine, kendisini ilişkilerin bütünü biçiminde açığa çıkarır. Kardeşlik bütünlüğün bir gerçekliği ve bu nedenden dolayı, parçanın tanımlayıcı özelliklerine zıt bir biçimde bütünlüğün niteliklerini açığa çıkarır.
12:7.11 (138.6) Kardeşlik, evrensel mevcudiyet içinde her kişilik arasındaki ilişkinin bir gerçekliğini oluşturur. Hiçbir kişi, diğer bireylerle olan ilişkinin bir sonucu olarak gerçekleşen yararlardan veya zararlardan kaçamaz. Fayda veya zararlar her zaman parçanın bütüne olan kıyasıdır. Her insanın iyi için gösterdiği bireysel çaba tüm insanlık için yarar sağlar; buna benzer bir biçimde her insanın hatası veya kötülüğü insanlığın tümünün kederinin artmasına neden olur. Parça hareket ettikçe, bütün de devinim haline geçer. Bütünün ilerlemesiyle parça da gelişim gösterir. Parça ve bütünün göreceli hızları parçanın, bütünlüğün hareketsizliği tarafından mı yavaşlamış olduğunu yoksa parçanın, kâinatsal kardeşliğin devinimi tarafından mı yürütüldüğünü belirler.
12:7.12 (139.1) İkamet ettiği yönetim merkeziyle birlikte Tanrı’nın oldukça kişisel bir öz bilince sahip olması, buna ek olarak aynı zamanda onun böyle geniş bir evrende kişisel bir biçimde var olması, ve neredeyse sınırsız bir sayıdaki bu tür varlıklarla bireysel olarak ilişki dâhilinde bulunması başlı başına bir gizemdir. Böyle bir olgular bütününün bir gizem olarak sizin kavrayışınızı aşan nitelikte olması, hiçbir biçimde sizin inancınızda bir eksilmeye sebebiyet vermemelidir. Sınırsızın ölçeğinin, ebediyetin enginliğinin, ve Tanrı’nın benzersiz karakterinin görkemi ve ihtişamının sizi korkutmasına, sersemletmesine veya sizin güveninizi kırmasına izin vermeyiniz; çünkü Yaratıcı’nın mevcudiyeti, herhangi birinin size olan mesafesinden daha uzakta değildir; o sizin içinizde ikamet eder, ve onun içinde hepimiz kelimenin tam anlamıyla hareket edip, mevcut bir biçimde yaşar, ve öz itibariyle kendi varlığımıza sahip oluruz.
12:7.13 (139.2) Cennet Yaratıcısı bile kendi kutsal yaratanları ve yaratılmış evlatları vasıtasıyla faaliyette bulunur, fakat o aynı zamanda sizinle birlikte en samimi olan içsel ilişkinin mutluluğunu deneyimler. Bu ilişki o kadar yüce ve bir o kadar kişiseldir ki, Yaratıcı nüvesinin insan ruhu ve onun mevcut olarak barındırdığı fani akıllarla birlikte bu gizemli bütünleşmesi benim bile kavrayışımın dışındadır. Tanrı’nın bu ihsanlarıyla nasıl bir etkinlik içerisinde olduğunuzu bilmekle, Yaratıcı’nın sadece kutsal yardımcılarıyla değil fakat aynı zamanda zamanın evrimsel fani evlatlarıyla olan samimi iletişiminin böylece bilincinde olursunuz. Yaratıcı gerçekten Cennet üzerinde yerleşkeye sahiptir, ve onun kutsal mevcudiyeti aynı zamanda insanların akıllarında ikamet eder.
12:7.14 (139.3) Bir Evlat’ın ruhaniyeti bedenin bütününü bile kaplasa, bir Evlat fani bedenin ortaklığı içerisinde sizinle birlikte bir kez bile yaşamış olsa, yüksek melekler sizi kişisel olarak korusa ve kollasa da; nasıl olur da İkincil ve Üçüncül Merkezler’in bahse konu varlıklarından herhangi bir tanesi size yaklaşmayı, kendisinden bir parçasını sizin içinde var olmak, sizin gerçekliğiniz, kutsallığınız ve ebediyetiniz olan benliğiniz haline gelmek için size vermiş olan Yaratıcı kadar arzulayabilir veya onun kadar bütüncül bir biçimde sizi anlayabilir?
12:8.1 (139.4) “Tanrı ruhaniyettir,” fakat Cennet bu nitelikte değildir. Maddi evren, her zaman tüm ruhsal eylemlerin içinde gerçekleştiği alandır; ruhaniyet varlıkları ve ruhaniyet yükselenleri, maddi gerçekliğin fiziksel alanlarında yaşar ve görevlerini onun üzerinde sürdürürler.
12:8.2 (139.5) Kâinatsal çekimin nüfuz alanı olan evrensel kuvvetin bahşedilişi Cennet Adası’nın faaliyetidir. Kuvvet-enerjisinin kaynaksal bütünlüğü Cennet üzerinden sağlanır, ve sözü edilmemiş âlemlerin yapılışında madde, yerleşime açık olan mekânın kuvvet-etkisini oluşturan bir aşkın çekim mevcudiyeti biçiminde üstün evren boyunca an itibariyle çevrim halindedir.
12:8.3 (139.6) Merkezin çevresel âlemlerde kuvvetin herhangi bir başkalaşımı Cennet’den uzaklaşan bir biçimde, âlemlerin ebedi mekân yörüngeleri etrafında sonsuza kadar itaatkâr ve yaradılışına içkin biçimdeki dönüşü olan, ebedi Ada’nın hataya mahal vermeyen, ezelden beri var olan ve ebediyete kadar devam edecek çekimine bağlılıkla seyahat eder. Fiziksel enerji, evrensel yasaya bağlılığında dosdoğru ve değişmez olan bir gerçekliktir. Sadece yaratılmışın iradesini gerçekleştirmesine dair alanlarda, özgün tasarılardan ve izlenecek kutsal yollardan türemiş olan nüveler bulunmaktadır. Kuvvet ve enerji; merkezi Cennet Adası’nın ebediyetinin, devamlılığının ve değişmezliğinin kâinatsal kanıtlarıdır.
12:8.4 (139.7) Ruhsal çekimin nüfuz alanı olarak ruhaniyetin bahşedilişi ve kişiliklerin ruhsallaştırılması Ebedi Evlat’ın yetki alanıdır. Buna ek olarak Evlat’ın başından beri tüm ruhsallıkları kendisine doğru yakınlaştıran bu ruhaniyet çekimi, Cennet Adası’nın her şeye gücü yeten maddi kavrayışı kadar gerçek ve mutlaktır. Fakat maddi-akla sahip insan doğası gereği, sadece ruhun algılayışı tarafından kavranabilecek bir ruhsal doğanın eşit derecedeki gerçek ve üstün faaliyetlerine kıyasla fiziksel bir doğanın maddi dışavurumlarına daha yakın bir biçimde aşinadır.
12:8.5 (140.1) Evren içinde herhangi bir kişilik aklı olarak onun Tanrısal ruhsallık haline daha fazla yakınlaşması, maddi çekime daha az bir biçimde karşılık göstermesiyle sonuçlanır. Fiziksel-çekim tepkisi tarafından ölçülen gerçeklik, ruhaniyet içeriğinin niteliği tarafından belirlenen gerçekliğin karşıtlığıdır. Fiziksel-çekim eylemi, ruhaniyet olmayan enerjinin sayısal bir belirleyicisidir; bunun yanında ruhsal-çekim eylemi, kutsallığın yaşayan enerjisinin niteliksel bir ölçümüdür.
12:8.6 (140.2) Fiziksel yaratılmış için Cennet, ve ruhsal evren için Ebedi Evlat ne ise; maddi, morontial ve ruhsal varlıklara ek olarak onların kişiliklerinin ussal evreni olan akıl âlemleri için, Bütünleştirici Bünye o değere karşılık gelmektedir.
12:8.7 (140.3) Bütünleştirici Bünye maddi ve ruhsal gerçekliklere karşılık verir; ve bu nedenle, yaratımın maddi ve ruhsal fazlarının bir birlikteliğini yansıtabilecek olan tüm ussal yaratılmışlara doğası gereği kâinatsal bir hizmetkâr haline gelir. Usun olgular bütünlüğü içinde, maddeselliğe ve ruhsallığa olan hizmeti olarak aklın ihsanı dolayısıyla; zamanın evrimsel yaratılmışlarının maddi aklının özü, morontial aklın temeli ve ruhsal aklın işbirlikçisi haline gelen Bütünleştirici Bünye’nin ayrıcalıklı nüfuz alanıdır.
12:8.8 (140.4) Akıl, onun vasıtasıyla ruhaniyet gerçekliklerinin yaratılmış kişilikler için deneyimsel hale geldiği bir işleyiş biçimidir. Buna ek olarak; maddeleri, düşünceleri ve değerleri düzenleme yetisi biçimindeki, insan aklının bile sahip olduğu bütünleştirme olanakları son kertede maddeler üstü bir konumdadır.
12:8.9 (140.5) Fani akıl için göreceli kâinatsal gerçekliğin yedi düzeyini kavramak her ne kadar neredeyse imkânsız olsa da; insan aklı, sınırsız gerçekliğin işlev dâhilinde olan şu üç düzeyinin anlamının birçoğuna dair çıkarsama yapmaya yetkin olmalıdır:
12:8.10 (140.6) 1. Madde. Hareket tarafından değişikliğe uğraması ve akıl tarafından belirlenmesinin dışında, doğrusal çekime bağlı olan düzenlenmiş enerji.
12:8.11 (140.7) 2. Akıl. Maddi çekime bütünüyle bağlı olmayan, ve ruhaniyet tarafından değişikliğe uğraması vasıtasıyla tamamiyle özgür hale gelebilen düzenlenmiş bilinç.
12:8.12 (140.8) 3. Ruhaniyet. En yüksek kişisel gerçeklik. Gerçek ruhaniyet fiziksel çekime tabi değildir; fakat nihai olarak, kişilik saygınlığının evrim içinde bulunan tüm enerji sistemlerinin yönlendirici etkisi haline gelir.
12:8.13 (140.9) Tüm kişiliklerin varoluş amacı ruhaniyettir; bunun karşısında ise maddi dışavurumlar görecelidir; ve kâinatsal akıl bu evrensel karşıtlıklar arasında düzenleyici olarak görev yapar. Aklın bahşedilişi ve ruhaniyetin hizmeti, Sınırsız Ruhaniyet ve Ebedi Evlat olan İlahiyat’ın yardımcı kişiliklerinin eseridir. Bütüncül İlahiyat gerçekliği sadece akıl değildir, bunun yerine kişilik vasıtasıyla akıl-ruhaniyet birleşimi olan ruhaniyet-aklıdır. Buna rağmen ruhaniyetin ve maddenin mutlaklıkları, Kâinatsın Yaratıcısı’nın kişiliğinde bir araya gelir.
12:8.14 (140.10) Cennet üzerinde fiziksel, ussal ve ruhsal olarak bu üç enerji biçimi eş güdüm halindedir. Evrimsel kâinatta enerji-maddesi, ruhaniyetin ikamet ettiği ve aklın aracılığıyla üstünlüğü arzulayan kişilik dışında, baskın bir niteliğe sahiptir. Ruhaniyet tüm yaratılmışların kişilik deneyiminin temel gerçekliğidir, çünkü Tanrı ruhaniyettir. Ruhaniyet değişmezdir, ve bu nedenle o tüm kişilik ilişkilerinde, ilerleyici erişimin deneyimsel farklılıkları olan akıl ve maddeden aşkınlaşır.
12:8.15 (140.11) Kâinatsal evrimde madde, kutsal aydınlanmanın ruhaniyet parıltısının mevcudiyetinde akıl vasıtasıyla felsefi bir gölge haline gelir; fakat bu durum, maddi-enerjinin gerçekliğini geçersiz bir hale getirmez. Akıl, madde ve ruhaniyet eşit olarak gerçektir; fakat onlar, kişilik için kutsallığa erişimde birbirine eş değerlere sahip değildir. Kutsallığın bilinci ilerleyici bir ruhsal deneyimdir.
12:8.16 (141.1) Bireysel yaratılmıştaki potansiyel ruhaniyet kişiliğinin nüvesi olarak evren içinde Yaratıcı biçimindeki ruhsallaştırılmış kişiliğin parıltısı artan bir biçimde berraklaşınca, etkileşim içerisinde bulunan aklın maddi oluşum üzerindeki gölgesi gittikçe büyür. Zamanda insanın bedeni akıl veya ruhaniyet kadar gerçektir; fakat ölümde, bedenin aksine kimlik olan akıl ve ruhaniyet varlığını sürdürmeye devam eder. Kâinatsal bir gerçeklik kişilik deneyiminde mevcudiyet dışı olabilir. Buna ek olarak, sahip olduğunuz bir Yunan mecazi deyişi olan daha gerçek ruhaniyet özünün gölgesi olarak madde, felsefi bir öneme sahiptir.
12:9.1 (141.2) Ruhaniyet, âlemlerde asli bir kişilik gerçekliğidir; ve kişilik, ruhsal gerçeklikle birlikte tüm ilerleme deneyimine temel teşkil eder. Evren ilerleyişinin her ardışık düzeyi üzerinde kişilik deneyiminin her safhası, cezp edici kişisel gerçekliklerin keşfini taşıyan ipuçlarıyla dolup taşar. İnsanın gerçek nihai sonu, yeninin ve ruhaniyet amaçlarının yaratılmasından, ve bunun sonrasında madde dışı değerin bu tür tanrısal amaçlarının kâinatsal cezp ediciliklerine yanıt vermesinden oluşur.
12:9.2 (141.3) Sevgi, kişilikler arasında faydalı birlikteliğin sırrıdır. Bir insanı tek bir iletişimin sonucunda tam anlamıyla tanıyamazsınız. Müzik her ne kadar matematiksel bir ritim biçimi olsa da, siz müziği matematiksel bir çıkarım vasıtasıyla hakkını vererek değerlendiremezsiniz. Telefon defterinde bir abonmana ait numara hiçbir biçimde ne bu abonmanın kişiliğini açığa çıkarır ne de onun sahip olduğu karakteriyle ilgili herhangi bir şeyi belirtir.
12:9.3 (141.4) Maddi bilim olarak Matematik, evrenin maddesel yönlerinin ussal tartışmaları için hayati bir öneme sahiptir; fakat böyle bir bilgi, gerçeğin daha üst bir kademedeki kendisini gerçekleştirmesinin veya ruhsal gerçekliklerinin kişisel değerinin bilinmesinin zorunlu olarak bir parçası değildir. Sadece hayat alanlarında değil fiziksel enerji dünyalarında bile, iki veya daha fazla unsurun toplamı çoğunlukla, bu tür birlikteliğin tahmin edilebilen toplama sonucundan bazen farklı veya yine bazı durumlarda ise onların bütünlüğünden çok daha fazladır. Felsefenin tamamını kaplayan yetki alanı, matematiğin bütünsel ilimi, en yüksek kimya veya fizik bilimi; gaz halindeki iki hidrojen atomunun bir oksijen gaz atomuyla birleşmesinin, sıvı halindeki su biçiminde niceliksel ve yeni bir aşkın birleşmenin özü olarak sonuçlanacağını, ne bilebilirdi ve ne de onu tahmin edebilirdi. Bu tek bir fizyokimyasal olgunun bilgisel bakımdan önceden bilinebiliyor olması, maddesel felsefenin ve mekanik evren biliminin gelişmesini engelleyebilirdi.
12:9.4 (141.5) Teknik inceleme bir insanın veya bir unsurun neyi yapabileceğini açığa çıkarmaz. Örneğin su etkin olarak yangının söndürülmesi için kullanılır. Yangının dindirilmesi için suyun kullanılması gerektiği günlük deneyimin bir bilgisidir; fakat su üzerinde tek başına yapılacak hiçbir inceleme, onun böyle bir işlevinin olduğunu yangın olmadan açığa çıkarmayacaktır. Su araştırıldığında onun hidrojen ve oksijenden oluştuğu; daha ileri bir safhadaki araştırmalarda ise bu elementlerden oksijenin yanmanın gerçek bir tetikleyicisi ve hidrojenin ise kendi başına yanıcı bir madde olduğu açığa çıkmıştır.
12:9.5 (141.6) Dininiz gittikçe gerçek bir hal almaktadır, çünkü o köleliğin korkusundan ve hurafelerin esaretinden kurtularak açığa çıkmıştır. Felsefeniz gelenek ve dogmadan özgürleşmeye çabalamaktadır. Biliminiz; soyutlamanın boyunduruğu altından, matematiğin köleliğinden ve mekanik maddeselliğin göreceli körlüğünden kurtulmak için savaşırken o, gerçek ve yanlış arasında asırlardır süregelen çekişmenin mücadelesini vermektedir.
12:9.6 (142.1) Fani insan ruhani bir çekirdeğe sahiptir. Akıl, kutsal bir ruhaniyet çekirdeği etrafında mevcut ve maddi bir çevrede faaliyet gösteren kişisel bir enerji sistemidir. Kişisel aklın ve ruhaniyetin bu tür yaşayan bir ilişkisi, ebedi kişiliğin kâinat potansiyelini oluşturur. Gerçek karışıklık, devam eden hayal kırıklığı, ciddi yenilgi veya kaçınılmaz olan ölüm sadece; öz benlik kavramlarının bütüncül olarak merkezi ruhaniyet çekirdeğinin yönetici gücünü ortadan kaldırmayı farz etmesi ve böylece kişilik kimliğinin kâinatsal düzenini bozması sonucunda meydana gelmektedir.
12:9.7 (142.2) [Zamanın Ataları’nın iradesi altında hareket eden bir Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcısı tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
13. Makale
13:0.1 (143.1) MERKEZİ Cennet Adası ve Havona gezegensel döngülerinin en iç kısmı arasında, uzay içinde konumlanan üç tane daha küçük olan özel alanların döngüsü bulunmaktadır. En iç kısım döngüsü, Kâinatın Yaratıcısı’nın yedi gizli alanından meydana gelmekte olup; ikinci topluluk ise, Ebedi Evlat’ın yedi tane parlak dünyasından oluşmaktadır; en dış kısım ise, Yedi Üstün Ruhaniyet’in yönetim merkez dünyaları olan Sınırsız Ruhaniyet’in yedi engin alanıdır.
13:0.2 (143.2) Bu sayısı üç olan yedi-dünyadan meydana gelmiş Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in döngüleri, hayal edilemeyen ihtişamın ve eşsiz görkemin alanlarıdır. Onların her maddi veya fiziksel inşası bile, sizin için henüz açığa çıkarılmayan gerçekliğinin bir düzeyidir. Her döngü, maddesel bakımdan farklılık arz eder; ve her döngünün her dünyası fiziksel oluşum bakımından birbirlerinin aynısı olan Evlat’ın yedi dünyası dışında birbirlerinden tamamiyle farklıdır. Yirmi-bir dünyanın hepsi çok muazzam olan alanlardır, ve onların yedişerli her bir grubu farklılaşan bir biçimde ebedileştirilmiştir. Bildiğimiz kadarıyla onlar başından beri tıpkı Cennet gibi ebedidir. Onların kökeni hakkında ne bir kayıt ne de bir gelenek bulunmaktadır.
13:0.3 (143.3) Ebedi Ada’ya yakın bir biçimde Cennet etrafında dönen Kâinatın Yaratıcısı’nın yedi saklı alanı ebedi İlahiyatlar’ın merkezi parlaklığının ruhsal aydınlığının yüksek bir biçimde yansıtıcıları olup, onlar kutsal ihtişamın bu aydınlığını Cennet ve hatta Havona’nın yedi döngüsü üzerine yansıtırlar.
13:0.4 (143.4) Ebedi Evlat’ın yedi kutsal dünyası üzerinde, ruhaniyet aydınlığının birey dışı enerjilerinin kaynağını oradan alıyor olduğu açığa çıkmaktadır. Hiçbir kişisel varlık, bu yedi parıldayan alanların herhangi biri üzerinde geçici olarak ikamet edemez. Ruhsal ihtişamla birlikte, onlar Cennet ve Havona’nın tümünü aydınlatır, buna ek olarak onlar yedi aşkın-evrene saf ruhaniyet aydınlığının yönlendirici idaresini yaparlar. Buna benzer bir biçimde, ikincil döngünün bu harikulade alanları ısıya sahip olmayan ışıklarını Cennet üzerine ve yedi-döngüden oluşan merkezi evrenin bir milyar olan dünyasına yayar.
13:0.5 (143.5) Sınırsız Ruhaniyet’in yedi dünyası yedi aşkın-evrenin nihai sonları üzerinde yönetimlerini gerçekleştiren, ve İlahiyatın Üçüncül Bireyi’nin ruhsal aydınlanmasını bu zaman ve mekân yaratılmışlarına ulaştıran Yedi Üstün Ruhaniyet tarafından doldurulmuştur. Buna ek olarak Cennet Adası dışındaki tüm Havona bu ruhsallaştırıcı etkilerle kaplanmıştır.
13:0.6 (143.6) Yaratıcı’nın dünyaları, Yaratıcı-ihsanına sahip tüm kişilikler için nihai düzey alanları olsa da, bu onların ayrıcalıklı faaliyetini oluşturmaz. Birçok varlık ve unsur, kişisel bir geçici süreli olan ikametin dışında bu dünyalar üzerinde mevcutturlar. Yaratıcı’nın döngüsü ve Evlat’ın döngüsündeki her dünya, farklı bir kalıcı vatandaşlık biçimine sahiptir; fakat Evlat’ın dünyalarının kişisel varlıkların dışında tek tip biçimlerde olan unsurlar tarafından ikamet edildiğini düşünmekteyiz. Yaratıcı nüveleri, Divinington’un yerlileri arasındadır; kalıcı vatandaşlıkların diğer düzeyleri ise sizler için açığa çıkarılmamışlardır.
13:0.7 (143.7) Yirmi-bir Cennet uydusu, merkezi ve aşkın evrenlerde bu anlatımda açığa çıkarılmayan birçok amaca hizmet eder. Bu alanlardaki hayat hakkında çok az şeyi anlamaya yetkin bir durumdasınız; bu nedenle, onların sizin için açığa çıkarılmayan, doğası veya işleyişi bakımından binlerce devam eden faaliyeti hakkında tutarlı bir görüşü elde etmeyi düşleyemezsiniz. Bu yirmi-bir alan, üstün evren faaliyetinin potansiyelleriyle bütünleşir. Bu makaleler muhteşem kâinatın yedi bölgesinden birinin mevcut evren çağıyla ilgili olarak, kapsamı sınırlı olan bahse konu belirli eylemlerine sadece kısa bir anlık bakışı sizlere sunar.
13:1.1 (144.1) Yaratıcı’nın kutsal yaşam alanlarının döngüsü, kâinat âlemlerinin tümü içinde sadece doğasında olan kişilik sırlarını taşır. Üç döngünün en iç kısmında bulunan Cennet’in bu uyduları, merkezi evrende kişilik ile alakalı tek yasaklı nüfuz alanlarıdır. Alt Cennet ve Evlat’ın dünyaları benzer bir biçimde kişiliklere ayrılmıştır, fakat bu alanların hiçbiri hiçbir biçimde doğrudan kişilik ile ilişkili değildir.
13:1.2 (144.2) Yaratıcı’nın Cennet dünyaları, Yüceliğin Kutsal Olarak Üçleştirilmiş Sırları olan Kutsal Üçlemenin Yerleşik Evlatları’nın en yüksek düzeyi tarafından idare edilir. Bu dünyalar hakkında size çok az şey ifade edebilirim; onların çok katmanlı faaliyetleri hakkında ise önceki duruma nazaran sizlere daha da az bilgiler sunabilirim. Böyle bir bilgi, sadece orada faaliyet eden ve oradan faaliyetlerini yürüten varlıklara ilişkindir. Buna ek olarak, bu özel dünyaların altısına az veya çok aşina olsam da, ben hiçbir zaman Divinington üzerinde ikamet etmedim; çünkü bu dünya benim için tamamiyle yasaklı bir durumdadır.
13:1.3 (144.3) Bu dünyaların sır dolu olmasına ilişkin nedenlerden bir tanesi; bu kutsal alanlardan her birinin bir kişilik olarak değil, fakat sadece bu ilgili alan üzerinde ikamet eden veya ona erişebilen belirli us sahibi topluluklar tarafından değeri anlaşılabilen ve kavranabilen Kutsallık’ın benzersiz bir mevcudiyeti olarak, Cennet Kutsal Üçlemesi’ni meydana getiren İlahiyatlar hakkında özelleşmiş bir tanıtımın veya dışavurumunun ayrıcalığına sahip oluşudur. Yüceliğin Kutsal Olarak Üçleştirilmiş Sırları, Kutsallık’ın bu birey dışı ve özelleşmiş mevcudiyetlerinin kişisel görevlileridir. Buna ek olarak Yüceliğin Sırları, onların engin ve zahmetli görevleri için üstün bir biçimde donanmış ve muhteşem bir biçimde onlara uyum sağlamış olan oldukça kişisel varlıklardır.
13:1.4 (144.4) 1. DİVİNİNGTON. Bu dünya tamamiyle özgün bir biçimde, Kâinatın Yaratıcısı’nın kişisel-bütünleşme alanı ve bu sebeple onun kutsallığının özel bir dışavurumu olması bakımından “Yaratıcı’nın bağrıdır."Divinington, Düşünce Düzenleyicileri’nin Cennet buluşma yeridir; fakat o aynı zamanda, kaynağını Kâinatın Yaratıcısı’ndan aldığı sayısız birçok diğer unsurun, kişiliğin ve varlığın evidir. Ebedi Evlat’ın yanı sıra birçok kişilik, Kâinatın Yaratıcısı’nın tek başına gerçekleştirdiği eylemlerinin doğrudan bir kökenidir. Doğrudan ve ayrıcalıklı kaynağını Kâinatın Yaratıcısı’ndan alan Yaratıcı nüvelerine ek olarak sadece bu kişilikler ve diğer varlıklar, bu yerleşke üzerinde bir araya gelip faaliyette bulunabilir.
13:1.5 (144.5) Divinington’un sırları, Düşünce Düzenleyicileri’nin bahşedişinin ve onun asli görevinin sırrını içine alır. Onların doğası, kaynağı ve evrimsel dünyaların düşük düzeyde bulunan yaratılmışlarıyla olan iletişim biçimi, bu Cennet alanının bir sırrıdır. Bu muhteşem iletişim, kişisel olarak hiçbirimizi ilgilendirmemektedir; bu nedenle İlahiyatlar, bu büyük ve kutsal hizmetin belirli özelliklerini bizim bütüncül anlayışımızın dışında tutmayı uygun olarak görmektedirler. Kutsal eylemin bu fazıyla ilişki dâhiline geçtiğimiz kadarınca, bu iletişimin tüm bilgisine erişmemize izin verilmiştir, fakat bu büyük bahşedişin içsel ayrıntılarıyla ilgili olarak bütünüyle bilgilendirilmedik.
13:1.6 (145.1) Bu faz aynı zamanda; Çekim İleticileri’nin, Yaratıcı nüvesinin, ve sizin için açığa çıkarılmamış diğer varlıkların ev sahiplerinin tüm diğer biçimlerinin doğasının, nihai amacının ve eylemlerinin sırlarını içinde barındırmaktadır. Divinington ile ilgili benim erişiminden uzak tutulan, açığa çıkarılsaydı bile muhtemelen şu an yazdığım bu eser sürecinde benim yalnızca bocalamama ve kısıtlanmama sebep olacak bu gerçekler, büyük bir olasılıkla benim düzeyimde bulunan varlığın kavramsal yetisini hala aşan bir konumdadır.
13:1.7 (145.2) 2. SONARİNGTON. Bu alan Ebedi Evlat’ın kişisel varış dünyası olarak “Evlat’ın bağrıdır." Bütünüyle çağrılması ve kesin olarak kabul edilmesiyle birlikte ve onun hemen sonucunda yeryüzüne inen ve oradan yükselen Tanrı'nın Evlatları’nın Cennet yönetim merkezidir. Bu dünya, Ebedi Evlat’dan ve onun eş güdüm halindeki yardımcı Evlatları’ndan türeyen tüm Evlatları’nın Cennet evidir. İnsanın ruhsal ilerleyişinin âlemler ve Cennet huzuru boyunca yükselişinin işleyişi ile ilgili tasarılar fanileri ilgilendirmediği için, kutsal evlatlığın sayısız düzeninin bağlı bulunduğu bu aşkın yerleşke faniler için açığa çıkarılmamıştır.
13:1.8 (145.3) Sonarington’un sırları, kutsal evlatların ete kemiğe bürünmesinin sırrını içine alır. Tanrı’nın bir Evlat’ın bin dokuz yüz yıl önce gerçekleştiği gibi kelimenin tam anlamıyla bir anneden İnsan olan Evlat halinde dünyaya gelmesi hala kâinatsal bir gizemdir. Bu oluşum âlemler boyunca süregelmeye devam etmekte olup, bu gizem kutsal evlatlığın bir Sonarington sırrıdır. Düzenleyiciler Yaratıcı olan Tanrı’nın bir gizemidir. Kutsal Evlatlar’ın ete kemiğe bürünmesi Evlat olarak Tanrı’nın bir gizemidir; bu bir sır olarak, bahse konu benzersiz deneyim vasıtasıyla kişisel olarak oraya geçen kişileri koruyan, hiç kimsenin erişemediği bir alan olan Sonarington’un yedinci bölgesinde saklı kalmaktadır. Yükseliş uğraşınızla ilgili olarak yalnızca ete kemiğe bürünmenin bu fazları, sizin algısal dikkatinize çekilmiştir. Sizin için ortaya serilmemiş kâinatsal hizmetin görevleri içinde, Cennet Evlatları’nın ete kemiğe bürünmesinin açığa çıkarılmamış biçimlerinin gizemi arasında diğer birçok faz bulunmaktadır. Buna ek olarak hala bahsi geçmemiş diğer Sonarington gizemleri mevcuttur.
13:1.9 (145.4) 3. SPİRİTİNGTON. Sınırsız Ruhaniyet’i ayrıcalıklı olarak yansıtan yüksek varlıkların Cennet evi olarak “Ruhaniyet’in bağrıdır."Burada Yedi Üstün Ruhaniyet ve tüm âlemlerden onların belirli doğumları bir araya gelir. Bu göksel yerleşimde, ebediyetin Cennet düzeylerinin zamanın yükselen fani yaratılmışlarının tasarılarıyla birlik içinde olmadığı evrenin çok katmanlı eylemleri için görevlendirilen varlıklar olarak ruhaniyet kişiliklerinin açığa çıkarılmamış sayısız düzeyi bulunabilir.
13:1.10 (145.5) Spiritington’un sırları yansımanın erişilemez gizemlerini içine alır. Yansımanın bu çok geniş ve kâinatsal olgular bütünü hakkında ifadelerimizi belirtirken, daha detaylı olarak yedi aşkın evrenin yönetim merkez dünyaları üzerinde onların işleyiş halinde olmasından bahsediyoruz; fakat bu bağlamda hiçbir zaman bu olgular bütününü tamamiyle açıklayamıyoruz, çünkü onu hiçbir biçimde bütünüyle kavrayamadık. Onu ne kadar fazlasıyla algılamaya çalışırsak çalışalım, onlarla iniltili birçok temel detay hala bizim için algılamamızı engelleyen bir biçimde gizemini koruyama devam edecektir. Yansıma, Ruhaniyet olan Tanrı’nın bir sırrıdır. Fani varlığı devam ettirmenin yükseliş işleyişi ile alakalı yansıma işlevleri bakımından bilgilendirildiniz ve işlev bu biçimde görevini yerine getirmektedir; fakat yansıma aynı zamanda, evren yerleşiminin sayısız diğer fazlarının olağan işleyişinin hayati bir özelliğidir. Sınırsız Ruhaniyet’in bu ihsanı aynı zamanda, kaynaksal bilginin elde edilmesinden ve bu gerçeğin dağıtılmasından farklı olan kanallarda kullanılmaktadır. Buna ek olarak Springton’un burada bahsi geçmemiş diğer sırları da bulunmaktadır.
13:1.11 (145.6) 4. VİCEGERINGTON. Bu gezegen “Yaratıcı ve Evlat’ın bağrı” olup o Yaratıcı ve Evlat’ın eylemleriyle kökenini alan açığa çıkarılmamış belirli varlıkların gizli alanıdır. Burası aynı zamanda, yedi aşkın evrende birçok farklı biçimlerde işlev göstermesi sebebiyle kökensel bakımdan karmaşık olan birbiri içine girişik haldeki soyun birçok yüceltilmiş varlıklarının Cennet evidir. Bu varlıkların birçok topluluğu, kimlikleri Urantia’nın fanileri için açığa çıkarılmamış bu dünya üzerinde bir araya gelir.
13:1.12 (146.1) Vicegerington’un sırları, kutsal üçleştirmenin sırlarını içine olmakta olup bu kutsal üçleştirme, Tanrılar’ın vekilleri olarak faaliyet gösterme biçiminde Kutsal Üçleme’yi temsil eden idarenin sırrını oluşturur. Kutsal Üçleme’yi temsil etmek için irade sadece, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin herhangi iki üyesi veya hepsi tarafından açığa çıkarılmış ve çıkarılmamış, kutsal üçlemeleştirilmiş, yaratılmış, var edilmiş veya ebedileştirilmiş bu varlıklara aittir. Kişilikler her ne kadar bu tür yaratılmışlar onların türlerinin tümüyle bütünleşmeye açık olarak İlahiyat’ın yolunda yükselebilseler de; onlar, kutsal üçleştirme içerisinde kavramsallığı belirlenen potansiyel hareketlerinin fazlasını yansıtmaya yetkin olmayan yüceltilmiş yaratılmışların belirli biçimlerinin kutsal üçleştirilmiş faaliyetleri tarafından mevcudiyet kazandırılmıştır.
13:1.13 (146.2) Kutsal bir biçimde üçleştirilmemiş varlıklar; iki veya üç Yaratan’ın, veya belirli yaratılmışların üçleştirme biçimini bütünsel olarak anlayamazlar. Böyle bir olgular bütününü, yüceltilmiş uğraşınızın uzak geleceğinde bu tür bir tecrübeye girişmedikçe ve bu maceranın içinde yer almadıkça hiçbir zaman kavrayamayacaksınız; çünkü Vicegerinton’un bu sırları sizin için her zaman yasaklı bir nitelikte olacaktır. Fakat benim gibi yüksek bir Kutsal Üçleme kökeninden gelen biri için, Vicegerinton’un tüm bölümleri erişime açıktır. Bu bakımdan, kökenimin ve nihai sonumun sırrını tamamiyle anladığım gibi onu her zaman bütünsel ve kutsal olarak korumaktayım.
13:1.14 (146.3) Urantia insanlarının dikkati çekilmemiş, kutsal üçleştirmenin hala bahsi geçmemiş diğer biçimleri ve fazları mevcuttur; ve bu deneyimler onların kişisel yönleri bakımından, Vicegerinton’un gizli bölgesinde gerektiğine uygun olarak korunmaktadır.
13:1.15 (146.4) 5. SOLİTARİNGTON. Bu dünya “Yaratıcı ve Ruhaniyet’in bağrı” olup; kalıtsal Ruhaniyet edinimlerine ek olarak Yaratıcı özelliklerini alan açığa çıkarılmamış bu varlıklar, Sınırsız Ruhaniyet ve Kâinatın Yaratıcı’nın bütünleştirici eylemlerinde onların muazzam bir ev sahipliğini yaptığı buluşma yeridir.
13:1.16 (146.5) Burası aynı zamanda Yalnız İleticiler’in ve aşkın meleksel düzeylerin diğer kişiliklerin evidir. Bu varlıklar hakkında çok az şey bilmektesiniz; ve buna ek olarak Urantia üzerine açığa çıkarılmamış çok geniş sayıda ve düzeyde varlık bulunmaktadır. Onların beşinci dünyada yerleşik olması sebebiyle, Yaratıcı’nın hiçbir biçimde Yalnız İleticiler’in veya onların aşkın meleksel birlikteliklerin yaratımı ile ilgili bir ilişkisinin olamayacağı yönünde bir çıkarsama kendiliğinden yapılamaz; fakat bu evren çağında Yaratıcı’nın bu varlıkların işleyişi ile ilgisi olduğu ifade edilebilir. Mevcut olan evren çağı süresinde, bahse konu bu düzen Kainat Güç Yöneticileri’nin konumsal alanıdır.
13:1.17 (146.6) Solitarington’u kendilerinin Cennet ev alanı olarak gören, fani insanlar için bilinmez bir durumda olan varlıklar biçiminde ruhaniyet kişiliklerinin sayısız ek düzeyleri mevcuttur. Evren eylemlerinin tüm bölümleri ve düzeylerinin; tıpkı fani insanın onun kutsal Cennet nihai sonuna yükselimi için yardım görmesiyle iniltili olan alanda olduğu gibi, ruhaniyet yardımcılarıyla birlikte bütünsel olarak desteklenmiş oldukları unutulmamalıdır.
13:1.18 (146.7) Solitarington’un sırları. Kutsal üçleştirmenin belirli sırlarının yanı sıra bu dünya, Üçüncül Kaynak ve Merkez’in daha yüksek olan belirli doğumuyla birlikte Sınırsız Ruhaniyet’in kişisel ilişkisinin sırlarını saklar. Solarington üzerinde; Ruhaniyet’in, Yaratıcı’nın, Evlat’ın, Yücelik’in, Nihayet’in, Yüce-Nihayet’in ruhaniyetlerine ek olarak, Kutsal Üçleme’nin üç katmanlı ruhaniyetiyle birlikte açığa çıkarılmamış sayısız düzeylerin içsel birlikteliğinin gizemleri saklı tutulur.
13:1.19 (146.8) 6. SERAPHİNGTON. Bu alan “Evlat ve Ruhaniyet’in bağrı” olup; Ruhaniyet ve Evlat tarafından yaratılmış, açığa çıkarılmamış varlıkların geniş yerleşkelerinin ev sahipliğini yapan ana dünyadır. Buna ek olarak bu dünya; birincil, ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerine ek olarak yüksek melekleri içine alan meleksel yerleşkenin tüm yardımcı düzeylerinin nihai alanıdır. Burası aynı zamanda, “kurtuluşun mirasçıları için var olan yardımcı ruhaniyetlerden" olmayan aşkın ruhaniyetlerin birçok düzeyine, merkezi ve dışsal âlemlerde hizmet eder. Tüm bu ruhaniyet çalışanları, kâinat eylemlerinin bütün seviyelerinde ve alanlarında Seraphington’u onların Cennet evi olarak değerlendirir.
13:1.20 (147.1) Seraphington’un sırları; yüksek meleksel taşımanın gizemi olan, benim sadece bir tanesi hakkında görüşlerimi ifade edebileceğim üç katmanlı bir gizemi içine alır. Yüksek meleklerin çeşitli birçok düzeyinin ve onların müttefik ruhaniyet varlıklarının, maddiyat dışı kişiliklerin tüm düzeylerini kendi ruhaniyet biçimlerinde sarmalama ve uzun gezegenler arası seyahatler boyunca onları taşıma yetisi, Seraphingon’un kutsal bölgelerinde saklı bir sırdır. Bahse konu taşıyıcı yüksek melekler bu gizemi kavrayabilir, fakat onlar bu yeti hakkında hiçbirimizle iletişim kurmaz veya muhtemelen böyle bir niteliğe sahip değildir. Ruhaniyet sağlayıcılarının kişisel deneyimlerinin biçimleri hakkındaki Seraphington’un diğer gizemleri henüz faniler için açığa çıkarılmamıştır. Buna ek olarak size yakın olan bu tür düzeylerin mevcudiyetini neredeyse tamamen kavrayabilir olmanızdan dolayı ve bizim bu tür olgular hakkındaki sınırlı bilgimizi sunmamız bile tarafımıza olan güvenin boşa çıkmasına benzer durumla sonuçlanabileceğinden dolayı bahse konu varlıklarla çok yakından ilişkili olan sırları tartışmaktan kendimizi uzak tutmaktayız.
13:1.21 (147.2) 7. ASCENDİNGTON. Bu özgün dünya “Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in bağrı” olup, Havona âlemleri boyunca Cennet’e doğru olan yolda ilerleyen zamanın kutsal yolcularını kabul eden alan olarak mekânın yükseliş halindeki yaratılmışlarının buluşma yeridir. Ascendington, Cennet düzeyine erişimlerine kadar zaman ve mekânın yükselen ruhlarının mevcut Cennet evidir. Siz faniler Havona “istirahatınızın” büyük bir kısmını Ascendington üzerinde geçireceksiniz. Yerel ve aşkın-evren yükseliş süreci için anımsama yöneticileri için ne anlama geldiyse, Havona yaşamınız boyunca Ascendington sizin için o anlamı beraberinde taşımaktadır. Burada siz, fani hayalinin kavrayışının çok ötesinde olan binlerce eylem içerisine katılacaksınız. Buna ek olarak Tanrı huzuruna olan yükselişin her öncül aşamasında, insan benliğiniz sahip olduğu kutsal özünüzle birlikte yeni ilişkiler içine girecektir.
13:1.22 (147.3) Ascendington’un sırları, kimliğin ve karakterin ruhsal ve potansiyel olarak ölümsüz eşleniği içerisinde maddi ve fani bir akıl üzerinde yavaş ve belirli olan inşasının gizemini içine alır. Bu olgular bütünü, maddi ve fani yaratılmışın aklı içerisinde ölümsüz bir ruhun evrimi olan en şaşırtıcı gizemlerden bir tanesini oluşturur.
13:1.23 (147.4) Ascendington’a erişiminizden önce bu gizemli iletişimi hiçbir biçimde bütünsel olarak kavrayamayacaksınız. Ve bu nedenden dolayı Ascendington’un bütünü merak dolu bakışlarınıza açık bir halde olacaktır. Mevcut bir biçimde varlığın sizin türünüzde olanlarının ayrıcalıklı deneyimi ve edinimi olmasına ek olarak her zaman böyle bir biçimde kalacak olan, bu çok gizli sırla ilişkili Ascendington’un yedide biri olan bölüm benim için yasaklı bir bölgedir. Bu deneyim varoluşun sahip olduğunuz insan düzeyine aittir. Benim kişilik düzeyim, bu tür iletişimler ile doğrudan ilişkili değildir. Bu nedenle, benim için yasaklı olan bu iletişim nihai olarak sizin için açığa çıkarılacaktır. Fakat sizin açığa çıkarılmasından sonra bile, bir takım nedenlerden dolayı o her zaman sizin sırrınız olarak kalmaya devam edecektir. Siz bu sırrı ne bizim ne de varlığın hiçbir düzeyi için açığa çıkarmayacaksınız. İnsan kökenli kutsal bir Düzenleyici’nin ve ölümsüz bir ruhun ebedi bütünleşmesi hakkında bir takım bilgiye sahibiz, fakat yükseliş kesinliğine erişecekler bu bahse konu deneyimi mutlak bir gerçeklikte bilmektedirler.
13:2.1 (147.5) Ruhsal varlıkların farklı düzeylerinin bu ev sahibi dünyaları, muazzam ve bir hayli hayret verici alanlardır; buna ek olarak onlar, benzersiz güzellikleri ve üstün ihtişamı bakımından Cennet’e eş değerlik gösterir. Kalıcı kâinatsal adresleri biçiminde hizmet ederek onlar buluşma yeri dünyaları ve birleşim alanlarıdır. Kesinliğe erişecekler olarak siz Cennet üzerinde yerleşik bir durumda olacaksınız; fakat dışsal uzayda görev alsanız bile, Ascendington her zaman sizin ev adresiniz olarak kalmaya devam edecektir. Tüm ebediyet boyunca Ascendington’u, duygusal anılarınızın ve anımsadığınız hatıratlarınızın evi olarak göreceksiniz. Ruhaniyet varlıklarının yedinci düzeyine eriştiğinizde, muhtemelen siz Cennet üzerindeki yerleşik düzeyinizden vazgeçeceksiniz.
13:2.2 (148.1) Eğer dışsal âlemler oluş sürecinde olup ve onlar yükseliş potansiyeline sahip zaman yaratılmışları tarafından ikame edileceklerse; bunun sonucunda geleceğin bu evlatlarının da Ascendington’u nihai olarak kendilerinin Cennet ev dünyası biçiminde değerlendireceklerinin çıkarımını yapabiliriz.
13:2.3 (148.2) Ascendington, bir Cennet varış alanı olarak sizin incelemenize koşulsuz bir biçimde açık olan tek kutsal alandır. Vicegerington ise, benim denetimime bütüncül ve şartsız olarak açık tek kutsal alandır. Onun sırları kökenimle iniltili olsa da, bu evren çağında ben Vicegerington’u kendi evim olarak değerlendirmemekteyim. Kökensel Kutsal Üçleme varlıkları ile kutsal bir biçimde üçleştirilmiş varlıklar birbirinin aynı değillerdir.
13:2.4 (148.3) Kökensel Kutsal Üçleme varlıkları Yaratıcı’nın dünyalarını bütünsel olarak paylaşmamakta olup, En Yüksek Kutsal Alan’a yakın bir uzaklıkta Cennet Adası üzerinde kendi özel evlerine sahiplerdir. Onlar; mekânın alt düzey dünyalarından gelen kardeşleriyle birlikte bütünleştiği, Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in bağrı” olan Ascendington üzerinde sık sık ortaya çıkarlar.
13:2.5 (148.4) Yaratıcı-Evlat kökeninden gelmesi bakımından Yaratıcı Evlatlar’ın Vicegerington’u kendi evleri olarak göreceğini düşünebilirsiniz, fakat Yedi Katmanlı olan Tanrı’nın bu evren çağındaki işlevi bakımından böyle bir durum söz konusu değildir. Buna ek olarak, Cennet’e çok yakın olan bu unsurları anlamaya çalışıyorken birçok zorlukla karşılaşmakta kararlı olduğunuz için, bu çabalarınızda sizlerin bocalamasına sebebiyet verecek benzer birçok sorunun mevcut bulunduğunu sizlere hatırlatmak gerekmektedir. Bu durumla ile ilgili sorularınızı bile yeterli ölçüde mantıksal düzleme bağlayamazsınız, çünkü siz onlar hakkında çok az şey bilmektesiniz. Buna ek olarak, Yaratıcı’nın dünyaları hakkında daha çok şey biliyor olsaydınız bile, ona dair her şeyi öğrenene kadar açıkçası daha fazla bir biçimde karşınıza çıkacak zorluklara mücadele etmek zorunda kalmaya devam edecektiniz. Bu sır dünyalarda mevki, hizmete ek olarak kaynaksal doğayla elde edilir, ve ardışık evren çağları bu kişilik toplulukların bazılarını yeniden dağıtır veya dağıtabilir.
13:2.6 (148.5) İçsel döngü dünyaları, mevcut yerleşik alanlardan açıkçası daha bütünlükçü veya itibarlı dünyalardır. Faniler, Yaratıcı’nın dünyaları arasında izin verdiği her bir dünya için belirli bir konuma erişeceklerdir. Örneğin siz faniler Havona’ya ulaşınca, sonuna kadar hoşnutlukla karşılaşacağınız yer olan Ascendington’a giriş hakkını kazanırsınız; fakat geride kalan altı diğer dünyayı ziyaret etmenize izin verilmez. Cennet iradesine olan geçişiniz ve onun sonrasında Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’ne olan kabulünüzle, Tanrı’nın evlatlarına ek olarak onun yükselmişleri ve daha fazlası olarak Sonarington için giriş hakkını elde edersiniz. Fakat kutsal Evlatlar’ın ete kemiğe bürünüşünün sırlarının olduğu bölüm olan Sonarington’un yedide biri, sizin incelemenize kapalı bir durumda bulunacaktır. Bu sırlar hiçbir zaman Tanrı’nın yükseliş evlatları için açığa çıkarılmayacaktır.
13:2.7 (148.6) Nihai olarak siz Ascendington’a tamamiyle ve Yaratıcı’nın Divinington hariç diğer âlemlerine göreceli olarak erişim hakkına sahip olacaksınız. Siz kesinliğe erişeceklerden biri haline geldikten sonra ilave beş sır bölgesi üzerinde oturum hakkını elde edeceksiniz, ancak bu durumda ise bu dünyaların bütün bölgelerini ziyaret etmenize izin verilmeyecek. Her ne kadar siz kesin ve tekrarlanan bir biçimde “Yaratıcı’nın sağ elinde” olsanız da, “Yaratıcı’nın bağrı olan” Divinington’un kıyılarında ikamet etmenize izin verilmemektedir. Ebediyetin bütünü boyunca orada Düşünce Denetleyicileri’nin dünyası üzerinde, sizin mevcudiyetiniz için hiçbir zaman herhangi bir zorunluluk oluşmayacaktır.
13:2.8 (149.1) Ruhani hayatın bu buluşma yeri olan dünyaları, deneyimsel algımızın bütünüyle dışında olan bu alanların bahse konu aşamalarına giriş için müzakere etmememizin istenmesi bakımından onlar yasaklıdırlar. Tıpkı Kâinatın Yaratıcısı’nın ilahi kusursuz oluşu gibi siz yaratılmış kusursuzluğa erişebilirsiniz, fakat kâinat kişiliklerinin tüm diğer düzeylerinin deneyimsel sırlarının tamamının bilgisine erişemezsiniz. Yaratıcı yaratılmışıyla ilgili deneyimsel bir kişilik sırrına sahip olduğunda, Yaratan bu sırrı ebedi gizlilikte muhafaza eder.
13:2.9 (149.2) Varsayılan bir biçimde tüm bu sırlar, Yüceliğin Kutsal Olarak Üçleştirilmiş Sırları’nın birleşik bünyesi tarafından bilinen bir haldedir. Bu varlıklar bütüncül olarak onların özel dünya toplulukları tarafından bilinmekte olup; siz Ascendington’u yöneten Yücelik Sırları’nın onuyla birden tanışıp, bunun akabinde ona sevgi besleyeceksiniz. Divinington’un haricinde, her ne kadar Ascendington’un üzerinde oldukça kusursuz bir biçimde olmasa da Yaratıcı’nın diğer dünyaları üzerinde, ilaveten Yücelik Sırları’nın kısmi bir anlayışına erişeceksiniz.
13:2.10 (149.3) Yüceliğin Kutsal Olarak Üçleştirilmiş Sırları, isminin belirttiği gibi Yücelik ile ilişkilidir; buna ek olarak onlar Nihayet ve gelecek Nihai-Yücelik’e benzer bir biçimde iniltilidir. Bu Yücelik Sırları, Yücelik’e ek olarak Nihayet’in ve hatta Nihai-Yücelik’in sırlarıdır.
13:3.1 (149.4) Ebedi Evlat’ın yedi aydınlık alanı, saf-ruhaniyet varlığının yedi fazının dünyalarıdır. Bu parıldayan küreler, Cennet ve Havona’nın üç katmanlı ışığının kaynağını oluşturur; ancak onlar etkileri çok geniş olmasıyla sebebiyle tamamiyle merkezi evrenle sınırlı kalmamıştır.
13:3.2 (149.5) Kişilik, Cennet uyduları üzerinde mevcut değildir; bu nedenle fani ve maddi kişilikler için temsil edilebilecek bu saf-ruhaniyet yerleşkeleriyle alakalı orada çok az şey bulunmaktadır. Bu dünyaların, Ebedi Evlat’ın varlıklarının kişisel yaşamlarından farklı olan hayatlarıyla kaynaşmış olmaları hakkında bilgilendirildik. Dışsal uzayın tasarlanan yeni âlemlerinde bu oluşumların hizmet için bir araya geldiklerinin çıkarsamasını yapmaktayız. Cennet filozofları Urantia zamanının yaklaşık iki milyar yıllık süreçsel döngüsünde her Cennet çevriminin, Ebedi Evlat’ın gizli dünyaları üzerinde bu düzeylerin ilave yedek birliklerinin yaratımına şahit oldukları bilgisini öne sürerler.
13:3.3 (149.6) Bilgilendirildiğim kadarıyla; hiçbir kişilik, Ebedi Evlat’ın bu alanlarının hiçbirinde şimdiye kadar hiçbir biçimde mevcut bir halde bulunmamıştır. Şu ana kadar uzun deneyimlerimin tümü boyunca, Cennet içinde veya dışında hiçbir zaman bu dünyalardan birini ziyaret etmek için görevlendirilmedim. Ebedi Evlat’ın eş yaratımı olan kişilikler bile bu dünyalara uğramamışlardır. Biz, geldikleri ebeveynsel kökenden bağımsız olarak kişilik dışı ruhaniyetlerin bütün türlerinin bu ruhaniyet evlerine kabul edildiklerinin çıkarımını yapmaktayız. Bir kişilik ve ruhaniyet biçimine sahip olarak bahse konu dünyaları ziyaret etmem izin verilmiş olsaydı bile, bu tür bir dünya benim için kuşkusuz olarak ıssız ve terk edilmiş olarak görünecekti. Yüksek ruhaniyet kişilikleri, katışıksız bir biçimde gereksiz maceradan oluşan amacı olmayan meraktan memnuniyet duymamaktadır. Bu tür gereksiz veya gerçek dışı olan niyetlerde herhangi bir büyük merakın gelişmesine izin verilemeyecek kadar fazla merak uyandırıcı ve amaç dolu serüven bulunmaktadır.
13:4.1 (149.7) Havona’nın içsel döngüleri ve Ebedi Evlat’ın parıldayan alanlarının arasında; Sınırsız Ruhaniyet’in doğumu tarafından, yüceltilen yaratılmış kişiliklerin kutsal olarak üçleştirilmiş evlatları tarafından, ve kâinat eylemlerinin çeşitli âlemlerinin birçok girişimlerinin etkili iradesiyle iniltili olarak açığa çıkarılmamış varlıkların diğer biçimleri tarafından, Sınırsız Ruhaniyet’in yedi küresi dönüş halindedir.
13:4.2 (150.1) Yedi Üstün Ruhaniyet, Sınırsız Ruhaniyet’in yüce ve nihai temsilcileridir. Onlar Cennet’in çevresi üzerinde bahsi geçen bu kişiliklerin güç odakları olan kişisel konumlarını idare ederler; fakat onların muhteşem kâinat idaresi ve yönlendirmesiyle ilgili tüm faaliyetler, Sınırsız Ruhaniyet’in yedi özel yönetim alanları üzerinde ve bu konumlardan gerçekleştirilir. Gerçekte Yedi Üstün Ruhaniyet gerçekte; her şeyi düzenleyen, her şeyi içine alan ve her şeyle bütünleşen bir merkezi konum olan kâinatın âlemlerinin tümünün akıl-ruhaniyet denge burgacıdır.
13:4.3 (150.2) Üstün Ruhaniyetler bu yedi özel alandan, muhteşem kâinatın kâinatsal-akıl döngülerini sabitler ve onları birbirine denkleştirir. Buna ek olarak muhteşem kâinat boyunca onlar, İlahiyatlar’ın mevcudiyeti ve farklılaşan ruhsal tutumuyla alakalıdır. Fiziksel tepkimeler; tek tip, değişmez ve her zaman anlık olarak ortaya çıkan mekanik bir karşılıklardır. Fakat deneyimsel olan ruhsal mevcudiyet, âlemlerin bireysel akıllarının doğasında bulunan ruhsal algının içinde bulunduğu durumlar ve şartlarla her zaman iniltilidir.
13:4.4 (150.3) Fiziksel irade, mevcudiyet ve işleyiş, tüm âlemlerde küçük veya büyük ölçeklerde farklılık göstermesinden bağımsız olarak değişmezdir. Ruhsal mevcudiyette veya ruhsal karşılıkta farklılığı yaratan etmen, irade sahibi yaratılmışlar tarafından onların farkındalığında ve algısında yatan sabit olmayan farklılaşmadır. Her ne kadar mutlaklığın ruhsal mevcudiyeti ve varoluşsal İlahiyat, hiçbir biçimde yaratılmış varlıkların sadakati veya sadakatsizliğinin herhangi bir tutumu tarafından etkilenmemesine rağmen; bireysel varlığın, gezegenin, sistemin, takımyıldızının veya evrenin sadakati ve bağlılığı olan bu tür yaratılmış varlıkların iradesel tutumları, tercihleri ve kararlarından alt mutlağın işlevsel mevcudiyetinin ve varoluşsal İlahiyat’ın kesin ve doğrudan bir biçimde etkilendiği aynı zamanda doğrudur. Fakat kutsallığın bu ruhsal mevcudiyeti ne tuhaf bir değişkenlikte ne de keyfidir; onun deneyimsel değişimi, kişisel yaratılmışların özgür irade edinimlerinin doğasından kaynaklanmaktadır.
13:4.5 (150.4) Farklılaşmanın veya ruhsallığın belirleyicisinin kalplerinizde ve akıllarınızda mevcut olmasına ek olarak, onlar tercih etme biçiminizden, akıllarınızın kararlardan ve kendi iradelerinizin belirleyiciliğinden meydana gelir. Bu farklılaşma; Kâinatın Yaratıcısı’nın hükmünü verdiği ve uygulanmasını istediği tercih özgürlüğüne sahip, aklı barındıran kişisel varlıkların bağımsız iradesinin tepkilerinin doğasında bulunur. Buna ek olarak İlahiyatlar, yaratılmışın bu farklılaşan tercihin isteklerini ve şartlarını yerine getirmesi bakımından onların ruhaniyetlerinin hareketi ve işleyişi içinde de başından beri gerçeklik arz eder. Bununla birlikte onların kutsal bir biçimde bahşettiği özgür tercihin uygulanması bakımından; onlar yaratılmışların samimi istekleri karşısında kendi mevcudiyetlerinin bahşedişlerini daha fazla bir biçimde gösterirken, bu varlıkların tam tersi bir biçimde olan istekleri karşısında ise İlahiyatlar mevcudiyetlerini geri plana çekerler. Bu nedenle, kutsallığın ruhaniyeti, âlemlerin yaratılmışların tercihine alçak gönüllülükle bağlı bir duruma gelmektedir.
13:4.6 (150.5) Yedi Üstün Ruhaniyet’in yönetim yerleşkeleri gerçekte, dışsal uzayda yedi aşkın evrenin Cennet yönetim merkezlerinde ve onların bağlantılı bölümlerindedir. Her üstün Ruhaniyet bir aşkın evren üzerine hükmetmekte olup, bu yedi dünyanın her biri ayrıcalıklı olan Üstün Ruhaniyetler’den biri için görevlendirilmiştir. Bu yönetim dünyaları üzerinde sağlanmayan yedi aşkın evrenin alt-Cennet idaresinin hiçbiri, kelimenin tam anlamıyla orada mevcut bir biçimde bulunmamaktadır. Onlar Yaratıcı’nın veya Evlat’ın âlemleri gibi ayrıcalıklı bir niteliğe sahip değillerdir, ve onların yerleşik konumu sadece onun üzerine çalışan yerli varlıkların yerleşimiyle sınırlandırılmıştır. Buna ek olarak bu yedi yönetim gezegenleri, gerekli ulaşım araçlarını yönlendirecek olan ve buraları ziyaret etme arzusu taşıyan tüm varlıklara her zaman açıktır.
13:4.7 (151.1) Benim için bu yönetim dünyaları, Cennet’in dışında olan en ilgi çekici ve en şaşırtıcı olan yerlerdir. Herhangi bir kimse geniş kâinatta başka hiçbir yerde; maddi, akli ve ruhsal olan işlerin bir arada olduğu, birçok farklı düzeyde işlevlerle bu kadar ilişkili olan, yaşayan varlıkların birçok farklı düzeylerinin katıldığı böyle değişken eylemleri aynı mekân içerisinde gözlemleyemez. Görevimden bir süreliğine uzaklaşmaya razı olduğumda, Cennet üzerinde veya Havona içerisinde bir yeri seçme şansı sunulduğunda, genel olarak Yedi Üstün Ruhaniyet’in bu yoğun olan dünyalarından bir tanesine yönlendirilirim. Orada etkileyiciliğin, bilgeliğin, sadakatin, bağlılığın ve girişimin bu tür görüntüleri benim aklım için ilham niteliği oluşturmaktadır. Başka hiçbir yerde, kâinatsal gerçekliğin tüm yedi düzeyi üzerinde kişilik uygulamalarının böyle bir muhteşem içsel birlikteliğini gözlemleyememekteyim. Buna ek olarak, görevlerini nasıl yerine getirmesi gerektiğini çok iyi bilen ve yaptıkları işlerden fazlasıyla zevk alan bu kişiliklerin eylemlerinden her zaman yararlı dersler çıkarırım.
13:4.8 (151.2) [Uversa üzerindeki Zamanın Ataları tarafından bu bağlamda faaliyet göstermesi için görevlendirilen bir Bilgelik Kusursuzlaştırıcısı tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
14. Makale
14:0.1 (152.1) KUSURSUZ ve kutsal âlem tüm yaratımın merkezini kaplar; o, zaman ve mekânın çok geniş yaratılmışlarının etrafında döngüsü ebedi temel parçadır. Cennet, muhteşem ebedi evrenin tam da kalbinde hareketsiz bir biçimde ikamet eden devasa çekirdek Ada’nın mutlak sabitliğidir. Bu gezegensel merkezi aile Havona olarak adlandırılmakta olup, kendisi Nebadon’un yerel evrenin çok uzağındadır. O devasa boyutlardan oluşmakta olup, hayal dahi edilemeyecek güzelliğin ve aşkın ihtişamın sayısı bir milyar olan âlemlerinden ve bununla iniltili neredeyse inanılmayacak derece büyük olan kütleden meydana gelmiştir; fakat bu geniş yaratımın gerçek ölçeği, insan aklının anlamaya dönük kavrayışının kesin bir biçimde ötesindedir.
14:0.2 (152.2) Bu düzen tek olup; sadece yerleşmiş, kusursuz ve oluşturulmuş dünyaların birlikteliğidir. O bütüncül olarak yaratılmış ve kusursuz olan bir evrendir; bu bakımdan o evrimsel olarak bir gelişim değildir. O; ebedi kusursuzluğun, nihai gerçekliğin, yüce kesinliğin ve kutsal tamamlanmışlığın en yüksek amacı olan yöntemsel evrenin mekân içinde yeniden üretilmesini ve zaman içinde çoğaltılmasını arzulayan Tanrı’nın Yaratan Evlatları’nın cüretkâr serüveni biçimindeki devasa evrimsel deneyimini oluşturan, âlemlerin sonsuz dönüşsel takibinin gerçekleştiği kusursuzluğun ebedi çekirdeğidir.
14:1.1 (152.3) Cennet’in çevresinden yedi aşkın evrenin içsel sınırlarına kadar, orada şu yedi mekân durumu ve hareketi bulunmaktadır:
14:1.2 (152.4) 1. Cennet üzerinde etkisi olan hareketsiz orta-mekân kısımları.
14:1.3 (152.5) 2. Üç Cennet döngüsü ve yedi Havona döngüsüne ait saat yönündeki hareket yörüngesi.
14:1.4 (152.6) 3. Havona döngülerini merkezi evrenin karanlık çekim bünyelerinden ayıran yarı hareketsiz mekân kısmı.
14:1.5 (152.7) 4. Karanlık çekim bünyelerinin saat yönünün tersinde hareket eden içsel kemeri.
14:1.6 (152.8) 5. Karanlık çekim bünyelerinin iki mekân doğrultusunu bölen ikincil özgün mekân kısmı.
14:1.7 (152.9) 6. Cennet etrafında saat yönünde dönen karanlık çekim bünyelerinin dışsal kemeri.
14:1.8 (152.10) 7. Karanlık çekim bünyelerinin dışsal kemerini yedi aşkın evrenin en iç döngülerinden ayıran, — bir yarı hareketsiz mekân olarak — bir üçüncül mekân kısmı.
14:1.9 (152.11) Havona’nın milyarları bulan dünyası, Cennet uydularının bu üç döngüsünü eş zamanlı olarak çevreleyen yedi eş merkezli döngüler biçiminde düzenlenmiştir. Orantılı olan müdahil sayılarla birlikte, en iç Havona döngülerinde yirmi-beş milyona kadar ve Havona’nın en dış kısım döngülerinde ise iki-yüz-kırk-beş milyon’u aşan dünya mevcut bir halde bulunmaktadır. Her döngü farklılık göstermektedir, fakat bu döngülerin hepsi kusursuz bir biçimde dengelenmiş olup, onlar ender bir zarafetle düzenlenmiştir; buna ek olarak onların her biri, Döngülerin Yedi Ruhaniyeti’nden bir tanesi olan Sınırsız Ruhaniyet’in özelleştirilmiş bir temsillinin nüfuzu altındadır. Diğer işlevlerine ek olarak, bu kişilik dışı Ruhaniyet her döngü boyunca göksel olayların işletimsel işleyişini düzenler.
14:1.10 (153.1) Havona gezegensel döngüleri konumsal bakımdan üst üste yerleşen bir mevcudiyeti kendi içinde barındırmaz; bunun yerine onların dünyaları, doğrusal olarak takip eden şekilde birbirlerini ardışık bir biçimde izler. Merkezi evren; Cennet alanlarının sayıca üç ve Havona dünyalarının sayıca yedi olan, sabitleştirilmiş on eş merkezli birimlerinden oluşan çok geniş bir tane düzlemde, hareketsiz Cennet Adası’nın etrafında dönüşünü gerçekleştirir. Fiziksel olarak düşünüldüğünde Havona ve Cennet döngüleri aynı ve tek bir bütün halindeki sistemdir; onların arasındaki ayrım, işlevsel farklılıklarının ve yönetimsel ayrılıklarının tanınmasından kaynaklanmaktadır.
14:1.11 (153.2) Cennet üzerinde zaman ona dair varsayılan bir nitelik olarak karşımıza çıkmaz; çünkü birbirini takip eden olayların sırasal boyutu, merkezi Ada’ya özgü olan kişilerin kavramsallaşmasının doğasından kaynaklanmaktadır. Fakat Havona döngüleri ve onun üzerinde geçici bir süreyle ikamet eden göksel veya karasal kökenli sayısız varlık için zaman onların tabi oldukları bir olgudur. Her Havona dünyası bağlı olduğu döngüsü tarafından belirlenen kendisine ait yerel bir zamana sahiptir. Herhangi bir döngü içerisindeki tüm dünyalar eşit sürece haiz bir yıl aralığında sahiptir, çünkü onlar bütüncül olarak aynı döngü içerisinde Cennet etrafında dönmektedirler. Bu duruma ek olarak, bu gezegensel yılların uzunluğu en dışsal döngüden en içe doğru gittikçe azalır.
14:1.12 (153.3) Havona-döngü zamanının yanı sıra; Sınırsız Ruhaniyet’in yedi Cennet uydusundan gönderilen ve onlar üzerinde belirlenen, Cennet-Havona’nın bir günlük zamanı ve bununla beraber diğer zaman kabulleri mevcuttur. Cennet-Havona’nın bir günlük zamanı ilk veya diğer bir değişle en içte bulunan Havona döngüsünün gezegensel yerleşkesinin, Cennet Adası’nın etrafında bir kez dönüşünü tamamlaması için geçen süre ölçüsünde belirlenmiştir. Buna ek olarak onun hızı, karanlık çekim bünyeleri ve devasa Cennet’in arasında olan konumu nedeniyle her ne kadar çok büyük olursa olsun, bu alanların kendi döngüsünü tamamlaması için neredeyse bin yıl geçmesi gerekir. “Tanrı ile bir günün bin yıl kadar sürmesine, ancak bu geçen sürenin bir gece seyri kadar kısa olmasına” dair satırlar üzerinde göz gezdirdiğinizde, farkında olmadan ona dair gerçeğin bilgisine erişeceksiniz. Cennet-Havona’nın bir günü sadece yedi dakikadır; bu yedi dakika, Urantia’nın mevcut artık-yıl takvimine göre bin yılının üç nokta on sekiz saniyesi kadar daha az olan bir süreçtir.
14:1.13 (153.4) Her ne kadar yedi aşkın evrenin her biri kendisine ait yerel zaman birimlendirmelerini taşısa da, bu Cennet-Havona günü onların bütünü için merkezi saat ölçümünü oluşturur.
14:1.14 (153.5) Havona dünyalarının yedinci kemerinin oldukça uzağında olarak bu geniş merkezi evrenin dışsal kısımlarında, inanılması güç olan bir sayıdaki devasa karanlık çekim bünyeleri dönüşlerini gerçekleştirir. Bu sayıca çok olan karanlık kütleler, biçim olarak bile çok farklı olmalarına ek olarak birçok nitelik bakımından diğer mekân bünyelerinden oldukça ayrı bir konumda bulunur. Bu karanlık çekim bünyeleri ne ışığı yansıtır, ne de onu soğurur; fiziksel-enerji ışığı karşısında tepkisel olmayan bir özellik sergilemelerine ek olarak onlar, zaman ve mekânın ikame edilmiş âlemlerin yakınından bile görünmesini engelleyecek şekilde Havona’yı oldukça bütüncül bir biçimde çevreleyip onu gizlemişlerdir.
14:1.15 (153.6) Karanlık çekim bünyelerinin bu büyük kemeri, benzersiz olan bir mekân eklentisiyle iki eşit oval döngüye ayrılır. İçsel kemer saat yönü etrafında, dışsal olan ise saat yönüne ters istikamette dönüşünü gerçekleştirir. Karanlık bünyelerinin olağandışı kütlesiyle birleşen bu çok yönlü dönüşümsel hareket; merkezi evreni fiziksel olarak dengeli hale getiren ve onu kusursuz bir biçimde sabitleştirilen yaratımın açığa çıkması olarak gözlenen Havona çekiminin işlev hatlarını çok etkili bir biçiminde birbirine denkleştirir.
14:1.16 (153.7) Karanlık çekim bünyelerinin içsel işleyiş düzeni, üç çevresel sınıflandırmadan oluşan düzenleme bakımından borusal bir nitelik gösterir. Bu döngünün bir kesişim noktası, eşit yoğunluk etrafındaki eş merkezli üç daireyi simgeler. Karanlık çekim bünyelerinin dışsal döngüsü, içsel döngüden on bin kez daha fazla olarak dik bir şekilde hizalanmıştır. Dışsal döngünün boylamasına olan çapı, enlemesine olan çapının elli bin katıdır.
14:1.17 (154.1) Çekim bünyelerinin iki döngüsü arasında bulunan müdahil mekân, geniş âlemin tümü üzerinde başka hiçbir yerde bulunamayacak olması bakımından benzersizdir. Bu özgün alan, boylamasına olan bir doğanın devasa dalga hareketleri tarafından tanımlanmasına ek olarak, bilinmeyen bir düzenin çok büyük enerji eylemleri vasıtasıyla nüfuz eder hale getirilir.
14:1.18 (154.2) Kanımca merkezi evrenin karanlık çekim bünyeleri dışında ona benzer hiçbir şey, dış mekân düzeylerinin gelecek evrimini ondan daha iyi bir şekilde tanımlayamaz; bu nedenle biz üstün evrende, muhteşem çekim-dengeleyici bünyelerin bu dönüşümlü takibini benzersiz olarak algılayıp onu bu biçimde tarif ediyoruz.
14:2.1 (154.3) Ruhani varlıklar ne belirsiz olan bir mekânda, ne de ruhani dünyalarda ikamet ederler; onlar bunun yerine, fanilerin yaşadığı ve onlar kadar gerçek dünyaların oluşturduğu maddi bir doğanın mevcut alanlarında yerleşiklerdir. Havona dünyaları, her ne kadar onların bütüncül özü yedi aşkın evrenin gezegenlerinin maddi düzenlenişinden farklılık gösterse de, mevcut ve bütünüyle varoluş halindedir.
14:2.2 (154.4) Havona’nın fiziksel gerçeklikleri, mekânın evrimsel âlemlerinde egemen olan herhangi bir unsurdan temel olarak farklı bir biçimde, enerji düzenlenmesinin bir seviyesini temsil eder. Havona enerjileri üç katmanlı olup, enerjinin bir biçiminin olumlu ve olumsuz fazlarda mevcut olmasına rağmen enerji-maddesinin aşkın evren birimleri iki katmanlı bir enerji etkisi taşır. Merkezi evrenin yaratımı Kutsal Üçleme biçiminde üç katmanlı, bir yerel evrenin yaratımı ise bir Yaratan Evlat ve bir Yaratıcı Ruhaniyet’in doğrudan olan katılımıyla iki katmanlıdır.
14:2.3 (154.5) Havona’nın maddesi, Havona enerjisinin yedi biçiminin dengeli işlevi ve tamı tamına bin temel kimyasal yapıtaşının düzenlenmesiyle bir araya gelmiştir. Bu temel enerjilerin her biri, Havona yerlilerinin kırk dokuz uyarıcıyı algılayışına cevap vermesi için uyarımın dokuz düzeyinde açığa çıkar. Diğer bir değişle saf bir fiziksel açıdan bakıldığında, merkezi evrenin yerlileri kırk dokuz adet özelleşmiş duyuyu ellerinde bulundurur. Buna ek olarak morontial duyular yetmiş olup, daha yüksek düzeylerde bulunan unsurların tepkisel karşılıkları yetmişten iki yüz ona kadar değişen sayısal aralıkta bulunur.
14:2.4 (154.6) Merkezi evrenin hiçbir fiziksel varlığı Urantialı unsurlar için görülebilir olma özelliği taşımaz. Bu uzak dünyaların herhangi bir fiziksel uyarıcısı, sizin hassaslaşmamış organlarınızda bir karşıt hisse yol açacak etkiyi harekete geçirmez. Eğer bir Urantia fanisi Havona’ya seyahat ettirilse, kendisi orada gözleri görmeyen, kulakları duymayan ve tamamiyle tüm diğer duyusal karşılıklardan yoksun bir durumda olacaktır; bunun karşısında ise orada bu kişi, tüm çevresel uyarıcılar ve onlardan kaynaklanacak bütüncül dışavurumsal karşılıklardan mahrum bir biçimde, sadece öz benliğe sahip sınırlı bir varlık olarak faaliyet gösterecekti.
14:2.5 (154.7) Urantia gibi dünyalar üzerinde bilinmeyen, merkezi yaratım içinde gerçekleşen sayısız ruhsal tepki ve fiziksel olgu bulunmaktadır. Üç katmanlı bir yaratımın temel işleyiş düzeni, zaman ve mekânın yaratılmış âlemlerinin iki katmanlı oluşumunun bütünüyle dışındadır.
14:2.6 (154.8) Doğa yasalarının bütünü evrimleşen yaratılmışların ikircikli enerji sistemleri bakımından bütünüyle farklı bir belirleyici temel üzerinde düzenlenir. Merkezi evrenin tamamı, kusursuz ve simetrik denetimin üç katmanlı işleyiş düzeniyle uyumlu olarak düzenlenir. Cennet-Havona sisteminin bütünü boyunca, kâinatsal gerçekliklerin ve ruhsal kuvvetlerin hepsi arasında kusursuz bir denge sağlanır. Maddi yaratımın mutlak bir kavrayışıyla birlikte Cennet, bu merkezi evrenin fiziksel enerjilerini düzenler ve onların işleyişini sağlar; ruhaniyet kavrayışıyla tamamiyle bütünleşmenin bir parçası olarak Ebedi Evlat ise, Havona üzerinde ikamet eden unsurların ruhsal konumunu en kusursuz bir biçimde muhafaza eder. Cennet üzerinde hiçbir şey deneyimsel değildir, ve Cennet-Havona sistemi yaratıcı kusursuzluğun bir birimidir.
14:2.7 (155.1) Ebedi Evlat’ın kâinatsal olan ruhsal çekimi merkezi evren boyunca muhteşem bir biçimde etkindir. Tüm ruhaniyet değerleri ve ruhsal kişilikler, sonu gelmez bir biçimde Tanrı’nın yerleşkesine doğru çekim içerisindedirler. Bu Tanrı huzuruna olan ulaşma isteği yoğun ve kaçınılmazdır. Tanrı’ya erişme arzusu merkezi evrende daha güçlüdür; bunun olma sebebi ruhaniyet çekiminin dış evrenlerde daha güçlü olması değil, Havona’ya erişen bu varlıkların daha bütüncül olarak ruhanileştirildiği ve bu sebeple Ebedi Evlat’ın kâinatsal olan ruhaniyet çekiminin başından beri etkin olan eylemine daha baskın bir biçimde karşılık veriyor olmasıdır.
14:2.8 (155.2) Benzer bir biçimde Sınırsız Ruhaniyet tüm ussal değerleri Cennet yolu huzuruna çeker. Merkezi evren boyunca Sınırsız Ruhaniyet’in akli çekimi; Ebedi Evlat’ın ruhaniyet çekimiyle iniltili bir biçimde faaliyet içerisinde bulunur, ve birlikte onlar yükselen ruhların Tanrı’yı bulmak, İlahiyat’a erişmek, Cennet’e kavuşmak ve Yaratıcı’yı tanımak biçimindeki bütünleşen arzularını oluştururlar.
14:2.9 (155.3) Havona ruhsal olarak kusursuz ve fiziksel olarak sabit bir evrendir. Merkezi evrenin denge ve denetim halindeki sabitliği kusursuz olarak açığa çıkar. Fiziksel veya ruhsal olan her şey tahmin edilebilir bir niteliktedir, fakat aklın olgusallığı ve kişiliğin benliksel iradesini yerine getirmesi böyle bir kalıtsal özelliği beraberinde taşımaz. Günahın imkânsızlığın meydana gelişi olarak tarif edilebilir olduğu kanısındayız; çünkü biz bu kanıya, Havona’nın yerel özgür irade sahiplerinin İlahiyat’ın iradesine karşı gelmedikleri için hiçbir zaman suçluluk duymadıkları temelinden hareketle varmaktayız. Tüm ebediyet boyunca bu tanrısal varlıklar, Zamanın Ebediyetleri’ne kararlı bir biçimde sadık kaldılar. Havona’ya kutsal bir yolcu olarak giriş yapan hiçbir yaratılmışta günahın işlenmesine rastlanmadı. Orada, merkezi Havona evrenine kabul edilen veya orada yaratılmış herhangi bir hiçbir kişilik topluluğun yaratılmışının yanlış bir uygulaması veya hareketi gerçekleşmemiştir. Zamanın âlemlerinde tercih edilen yöntem ve araçlar o kadar kusursuz ve o kadar kutsaldır ki, Havona’nın kayıtlarında ortaya çıkan herhangi bir hataya ve yapılan bir yanlışa rastlanılmadığı gibi yükseliş halindeki hiçbir ruh vaktinden önce bir biçimde merkezi evrene kabul edilmemiştir.
14:3.1 (155.4) Merkezi evrenin yönetimi ile ilgili hiçbir şey mevcut bir biçimde bulunmamaktadır. Havona eşine az rastlanır bir biçimde o kadar kusursuzdur ki, hiçbir ussal yönetim sistemi onun iradesi için gereklilik arz etmez. Orada ne sık sık düzenli olarak toplanan mahkemeler ne de yasamanın organı olan meclisler bulunmaktadır; Havona sadece idaresel bir gidişata ihtiyaç duyar. Bu noktada gerçek öz yönetimin nihai amacının en üst noktasına olan erişimi gözlenebilir.
14:3.2 (155.5) Böyle bir kusursuz ve ona yakın olan bu ussal yapılar arasında hiçbir yönetime ihtiyaç yoktur. Onlar hiçbir düzenlemeye ihtiyaç duymaz; çünkü onlar evrimsel yaratılmışlara katılmış asli kusursuzluğun varlıkları olarak aşkın evrenlerin yüce yargısının denetiminden çoktan geçmişlerdir.
14:3.3 (155.6) Havona’nın idaresi kendiliğinden gerçekleşmez, fakat o hayretler içinde bırakan bir biçimde kusursuz ve kutsal olarak etkilidir. Bu idare başlıca olarak gezegensel olup, yerleşik Zamanın Ebediyeti’nde yetkilendirilmiştir; bununla birlikte her Havona alanı, Kutsal Üçleme’nin kökensel kişiliklerinin biri tarafından idare edilmektedir. Zamanın Ebediyetleri yaratan değillerdir, ancak onlar kusursuz idarecilerdir. Yüce yetenekleriyle öğretimde bulunmalarına ek olarak onlar, gezegensel evlatlarını Mutlaklığa yakın bilgeliğin bir kusursuzluğuyla yönlendirirler.
14:3.4 (156.1) Merkezi evrenin milyarı bulan alanları, Havona ve Cennet için yerel olan yüksek kişiliklerinin eğitim dünyalarını oluşturmasına ek olarak, zamanın evrimsel dünyalarından gelen yükseliş halinde olan yaratılmışlar için nihai “kendini kanıtlama” alanları olarak görev yapar. Kâinatın Yaratıcısı’nın yaratılmışın yükselişi için oluşturduğu muhteşem tasarısının uygulanmasında, zamanın kutsal yolcuları yedinci veya diğer bir değişle en dışta olan döngünün varış dünyaları üzerine iniş yapar; bununla birlikte artan öğrenimleri ve genişleyen deneyimlerini izleyen bir biçimde, gezegenden gezegene ve döngüden döngüye sonunda kesin olarak İlahiyatlar’a ulaşıncaya ve Cennet üzerinde yerleşime erişinceye kadar içe doğru ilerlerler.
14:3.5 (156.2) Her ne kadar bu yedi döngü alanı hâlihazırda kendilerinin göksel ihtişamının bütününde yerine getiriliyor olsa da; tüm gezegensel kapasitenin sadece yüzde biri kadar olan bölümü Yaratıcı’nın kâinatsal tasarımı olan fani yükselimin ilerleyen safhalarının uygulanmasında kullanılır. Bu devasa dünyaların bahse konu yüzde biri olan kısmının yaklaşık olarak bir bölü onu; Havona dünyaları üzerinde sık sık geçici süreliğine ikamet eden ve orada hizmette bulunan, ebedi olarak yaşamda ve aydınlıkta ikamet eden varlıklar olarak Kesinleştirici Birlikler’in eylemleri ve yaşamına ayrılmıştır. Bu yüceltilmiş varlıklar kendi kişisel yerleşimlerine Cennet üzerinde sahiptirler.
14:3.6 (156.3) Havona alanlarının gezegensel inşası, mekânın evrimsel dünyaları ve sistemlerinin yapısal oluşumunun bütünüyle dışındadır. Muhteşem kâinatta başka hiçbir yer, yerleşik dünyalar kadar devasa alanları kullanmaya elverişli değildir. Engin karanlık çekim bünyelerinin dengeleyici etkisiyle bütünleşen triata fiziksel oluşumu, bu olağanüstü derecede büyük olan yaratımın çok çeşitli çekimlerini ender bir biçimde dengelemeyi ve fiziksel kuvvetleri oldukça kusursuz bir biçimde birbirlerine denkleştirmeyi mümkün hale getirir. Karşı-çekim aynı zamanda, bu devasa dünyaların ruhsal eylemlerinin ve maddi işleyişlerinin düzenlenmesinde uygulanır.
14:3.7 (156.4) Biyolojik özelliklerine ek olarak Havona alanlarının sanatsal hatları biçiminde karşımıza çıkan onun mimarisi, aydınlatması ve ısıtması insan tahayyülünün en nihai sınırlarının bile çok ötesindedir. Havona hakkında hiçbir zaman yeterli bir bilgiye erişemezsiniz, çünkü onun güzelliğini ve ihtişamını anlamak için onu görmeniz gerekmektedir. Yine de belirtmek gerekir ki, bu kusursuz dünyalarda gerçek nehirler ve göller bulunmaktadır.
14:3.8 (156.5) Ruhsal olarak bu dünyalar olası en yüksek düzeyde hazırlanmış olup, merkezi evrende faaliyet gösteren farklı varlıkların sayısız düzeylerinin sığınması amacını karşılayan bir biçimde uyarlanmıştır. Çok katmanlı eylemler, insan kavrayışının fazlasıyla ötesinde olan bu güzel dünyalar üzerinde gerçekleşir.
14:4.1 (156.6) Havona dünyaları üzerinde yaşayan yedi temel varlık ve unsur biçimi bulunmaktadır, bu temel çeşitlerden her biri üç farklı fazda mevcut bulunur. Bu üç fazın her biri yetmiş büyük bölüme ayrılmış olup, her büyük bölüm bin küçük bölümden, alt bölümlerden ve diğerlerinden meydana gelir. Bu temel yaşam birimleri şu biçimlerde sınıflandırılabilir:
14:4.2 (156.7) 1. Maddi.
14:4.3 (156.8) 2. Morontial.
14:4.4 (156.9) 3. Ruhsal.
14:4.5 (156.10) 4. Absonit.
14:4.6 (156.11) 5. Nihai.
14:4.7 (156.12) 6. Eş Mutlak.
14:4.8 (156.13) 7. Mutlak.
14:4.9 (157.1) Yıpranma ve yaşamın son bulması Havona dünyaları üzerinde yaşam çevriminin bir parçası değildir. Merkezi evrende yaşayan unsurların daha düşük düzeyde olanları dönüşümün gerçekleşmesi sürecinden geçerler. Onlar biçin ve görünüm değiştirirler, fakat onlar yıpranma süreci veya hücresel ölüm tarafından dönüşerek yok olmazlar.
14:4.10 (157.2) Havona yerlileri tamamiyle Cennet Kutsal Üçleme’sinin doğumudur. Onlar yaratılmış ebeveynden yoksun olup, doğuma yetkin olmayan varlıklardır. Hiçbir zaman yapım süreci sonucunda yaratılmamış varlıklar olarak merkezi evrenin bu vatandaşlarının yaratımını sizlere tasvir edemeyiz. Havona’nın bütüncül geçmişi, fani insanın kavradığı zaman veya mekânla hiçbir ilgisi olmayan, zaman-mekânın içinden ifade edilmeye çalışılan bir ebediyet gerçeğidir. Fakat insanın yaratımsal felsefesinin bir başlangıç kökenine sahip olduğunu kabul etmemiz gerekir; insan düzeyinin çok üzerinde olan kişilikler bile “başlangıcın” yapısal bir kavramsallaşmasına ihtiyaç duyarlar. Her ne kadar bu başlangıçsal kavramsallaşma bir etken olsa da, Cennet-Havona sistemi ebedidir.
14:4.11 (157.3) Havona’nın yerlileri; kendilerine ait yerelliğin alanlarında ikamet eden kalıcı vatandaşların diğer düzeyleri gibi merkezi evren üzerinde milyarı bulan alanlarda yaşarlar. Bir aşkın evrende bir milyar yerel sisteminin maddi, ussal ve ruhsal işleyişini yerine getiren evlatlığın maddi düzeyleri gibi, daha büyük bir kapsamda Havona yerlileri merkezi evrenin milyarı bulan dünyaları üzerinde yaşar ve faaliyette bulunur. Siz muhtemelen, “maddeselliği” kutsal âlemin fiziksel gerçekliklerini tarif edecek bir biçimde anlamsal olarak geniş haliyle kullanıp bahse konu Havonalılar’ı maddi yaratılmışlar şeklinde değerlendirebilirsiniz.
14:4.12 (157.4) Orada Havona için yerel olan bir yaşam mevcut olup bu yaşam sadece kendisinde ve kendi içinde önem arz eder. Havonalılar birçok biçimde Cennet’in alçalanlarına ve aşkın evren yükselenlerine hizmet eder, fakat onlar aynı zamanda merkezi evrende benzersiz olan hayatlarını yaşarlar. Buna ek olarak onlar hem Cennet’den hem de aşkın evrenden fazlasıyla ayrık olan göreceli bir anlama sahiptirler.
14:4.13 (157.5) Evrimsel dünyaların inanç evlatlarının ibadeti Kâinatın Yaratıcısı’nın sevgisinin memnuniyetini yerine getirirken, Havona yaratılmışlarının yüceltilmiş hayranlığı kutsal güzelliğin ve gerçeğin kusursuz nihai amaçlarını fazlasıyla tatmin eder. Fani insan Tanrı’nın iradesini yerine getirme arzusunu taşırken, merkezi evrenin bu varlıkları Cennet Kutsal Üçlemesi’nin nihai amaçlarını sağlamak için yaşar. Tam da onların sahip oldukları bu doğada, onlar Tanrı’nın iradesinin kendisidir. Her ne kadar İnsan ve Havonalılar yaşayan gerçeğin bağımsız hizmetinin mevcudiyetinden hoşnut olsa da; İnsan, Tanrı’nın iyiliğinin mevcudiyetinde memnuniyeti, Havonalılar ise kutsal güzellikte çok büyük bir neşeyi bulur.
14:4.14 (157.6) Havonalılar tercihlere açık olan mevcut ana ve kendileri için açığa çıkarılmamış gelecek nihai sonlarına sahiplerdir. Orada aynı zamanda sadece merkezi evren için ayrıcalıklı olan, yerli yaratılmışların ait olduğu bir ilerleme durumu söz konusudur; bu ilerleme ne Cennet’e doğru alçalmayla ilişkin olup, ne de aşkın evrenlere katılımla iniltilidir. Yüksek Havona düzeyine olan ilerleme şu biçimlerde gerçekleşebilir:
14:4.15 (157.7) 1. Birinci döngüden yedinci döngüye olan dışsal biçimdeki deneyimsel ilerleme.
14:4.16 (157.8) 2. Yedinci döngüden ilk döngüye olan içsel biçimdeki ilerleme.
14:4.17 (157.9) 3. Herhangi bir döngü içerisinde gelişim biçimindeki döngü içi ilerleme.
14:4.18 (157.10) Havona yerlilerine ek olarak, merkezi evrenin içinde ikamet edenler; yaratım boyunca kendi türündeki danışmanların, yöneticilerin ve öğreticilerinin olduğu birçok evren birimleri için sayısız yöntemsel işleyiş sınıfıyla birlikte bütünleşir. Tüm âlemler içindeki bütün varlıklar; Havona’nın milyarı bulan dünyalarının bazılarında, yöntemsel işleyişin içinden türeyen cana sahip olan yaratılmışın bir takım düzeylerinin belirleyicileri boyunca şekillenir. Zamanın fanileri bile, yücelikte olan bu yöntemsel işlev alanlarının dışsal döngüleri üzerinde, yaratılmış mevcudiyetinin kendi amacına ve nihai hedeflerine sahiptir.
14:4.19 (157.11) Bunlara ek olarak orada; Kâinatın Yaratıcısı’na erişen, oraya giriş çıkış yetkisine sahip, özel hizmetin görevleri üzerinde âlemler içinde her alanda faaliyet göstermek için atanan bahse konu varlıklar bulunmaktadır. Buna ek olarak her Havona dünyasında, merkezi evrene fiziksel olarak ulaşan erişim adayları bulunabilir; fakat onlar, Cennet’de ikamet etme hakkını sağlamada onları yetkin hale getirecek ruhsal gelişimi henüz elde edememişlerdir.
14:4.20 (158.1) Sınırsız Ruhaniyet, Havona dünyaları üzerinde; merkezi evrenin karmaşık ve ruhsal olan olaylarının ayrıntılarını idare eden, ihtişamın ve lütfün varlıkları olarak kişiliklerin bir ev sahipliği tarafından temsil edilir. Kutsal kusursuzluğun bu dünyaları üzerinde onlar, bu geniş yaratımın olağan işleyişine özgü olan sorumluluğu yerine getirirler; buna ek olarak onlar, mekânın karanlık dünyalarından ihtişama yükselen yükseliş yaratılmışlarının sayıca devasa düzeyde olan bireylerine eğitim, öğretim ve yardımdan oluşun çok katmanlı görevleri yerine getirir.
14:4.21 (158.2) Orada, yaratılmışın kusursuzluğa erişiminin yükseliş taslağıyla doğrudan hiçbir biçimde birliktelik halinde bulunmayan, Cennet-Havona sistemine özgün olan sayısız varlık birimleri mevcuttur; bu nedenle onlar, fani ırklara sunulan kişilik sınıflandırmalardan uzak tutulmuştur. Sadece insan-üstü varlıklarının büyük toplulukları ve sizin varlığınızı devam ettirme deneyiminizle doğrudan bağlantılı olan bu düzeydekiler burada temsil edilirler.
14:4.22 (158.3) Havona; çabalarında alçak döngülerden daha yüksek olan döngülere ilerlemeyi kutsallığın gerçekleşmesinin yukarı seviyelerine erişmek için, buna ek olarak mutlak gerçekliklerin, nihai değerlerin, yüce anlamların genişleyen takdirine sahip olmak için amaçlayan ussal varlıkların tüm fazları, yaşam ile birlikte bir bütünlük içerisinde birbiriyle etkileşir.
14:5.1 (158.4) Urantia üzerinde, maddi varoluşunuzun öncül yaşamında kısa fakat yoğun olan bir denemeden geçersiniz. Bulunduğunuz sistem, takımyıldızı ve yerel evren boyunca konaklama dünyalarınız üzerinde, yükselimin morontia fazlarında katedersiniz. Aşkın evrenin öğrenim dünyalarında ise, ilerlemenin gerçek ruhaniyet düzeyleri boyunca geçişinize ek olarak, Havona’ya nihai erişiminiz için hazır bir hale getirilirsiniz. Havona’nın yedi döngüsü üzerinde sizin erişiminiz ussal, ruhsal ve deneyimseldir. Buna ek olarak, bu döngülerin her birine ait dünya üzerinde erişilmesi gereken belirli bir görev bulunmaktadır.
14:5.2 (158.5) Merkezi evrenin kutsal dünyalarında hayatın oldukça zengin ve tamamlanmış olmasının yanı sıra onların üzerinde yaşam o kadar eksiksiz ve doygundur ki, o yaratılmış bir varlığın muhtemel bir biçimde deneyimleyebileceği herhangi bir insan kavramsallaşmasını bütünüyle aşar. Bu ebedi yaratımın toplumsal ve mali eylemleri, Urantia’ya benzer olan evrimsel dünyalarda yaşayan maddi yaratılmışların sahip oldukları mesleklerle hiçbir biçimde benzerlik göstermez. Havona fikirlerinin üretim biçimi bile, Urantia üzerindeki düşünce süreçlerinden farklıdır.
14:5.3 (158.6) Merkezi evrenin düzenlemeleri uyumlu ve kalıtsal bir biçimde doğaldır; işleyişin kuralları keyfi değildir. Havona’nın her gerekliliğinde, adaletin idaresi ve doğruluğun nedenselliği mevcut bir halde açığa çıkar. Buna ek olarak bu iki etmen birleşmiş bir halde Urantia üzerinde hakkaniyet olarak atfedilen kavrama denk düşer. Havona’ya eriştiğinizde şu anki yaşamınızda yapmaktan zevk duyduğunuz şeyleri orada gerçekleştirmekten doğal olarak memnuniyet duyacaksınız.
14:5.4 (158.7) Ussal varlıklar ilk olarak merkezi evrene ulaştıklarında, onlar yedinci Havona döngüsünün öncü dünyasında karşılandı ve oraya yerleştirildi. Varışlarını yeni gerçekleştirenler, kendileriyle ilişkili aşkın evren Üstün Ruhaniyeti’nin kimlik kavrayışına erişerek ruhsal olarak ilerlemeye devam ettiğinde, buradan altıncı döngüye ulaştırılır. (Merkezi evrendeki bu düzenlemelerden insan aklında olan ilerleme döngüleri tasarlanmıştır.) Yükseliş halinde olanlar Yücelik’in bir gerçekleştirilişine erişince ve oradan da İlahiyat serüveni için hazırlanınca beşinci döngüye götürülürler; buna ek olarak Sınırsız Ruhaniyet’e erişince dördüncü döngüye aktarılırlar. Ebedi Evlat’a erişimi takiben üçüncü bölüme; ve Kâinatın Yaratıcısı’nı tanımalarıyla birlikte, Cennet ev sahiplerine daha fazla aşina olacakları yer olan ikinci döngü dünyaları üzerinde geçici olarak ikamet etmek için oraya hareket ederler. Havona’nın ilk döngüsüne olan varış Cennet’in hizmetine zamanın bireylerinin kabul edilmesini simgeler. Süresi belirlenmemiş bir biçimde yaratılmışın yükselişinin uzunluğu ve doğasına bağlı olarak, ilerleyici ruhsal erişimin içsel döngüsü üzerinde onlar beklemeye devam eder. Yükseliş halindeki kutsal yolcular bu içsel döngüden Cennet yerleşkesinin içine doğru ve Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nin kabulüne doğru ilerlerler.
14:5.5 (159.1) Bir yükselimin kutsal yolcusu olarak Havona üzerinde geçici ikamenizde, tarafınıza atanan döngünün dünyaları arasında özgür bir biçimde seyahat etmenize izin verilecek. Aynı zamanda daha önceden katettiğiniz döngülerdeki gezegenlere geri dönmenize müsaade edilecek. Buna ek olarak, birincil hizmetkâr ruhaniyetleri olarak oluşturulmasına gerek olmaksızın Havona döngüleri üzerinde geçici olarak ikamet eden tüm unsurlar için bahse konu bütün bu durumlar muhtemeldir. Zamanın kutsal yolcuları, “erişilen” mekânı katetmek için kendilerini gerekli bir biçimde hazırlamaya yetkindirler; fakat bu durum, “erişilmemiş” mekân üzerinde yapılacak anlaşma için hükmedilen işleyiş biçimine bağlıdır. Bir kutsal yolcu ne Havona’yı terk edebilir, ne de birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin ulaştırma desteği olmadan kendisine atanan döngünün ötesine geçebilir.
14:5.6 (159.2) Bu çok geniş olan merkezi yaratımda zindeliği sağlayan bir özgünlük bulunmaktadır. Ussal varlıkların veya diğer yaşayan unsurların en temel düzeylerinin asli oluşumu ve maddenin fiziksel düzenlenmesinin dışında, Havona’nın dünyaları arasında ortak hiçbir şey yoktur. Bu gezegenlerin her biri özgün, benzersiz ve ayrıcalıklı bir yaratımdır; her gezegen benzersiz, harikulade ve kusursuz bir yapımdır. Buna ek olarak bireyselliğin bu farklılığı, gezegensel mevcudiyetin ruhsal, fiziksel ve ussal olan yönlerinin tüm özelliklerine kadar uzanır. Bu milyarı bulan kusursuz alanlardan her biri, yerleşik Zamanın Ebediyeti’nin tasarıları uyarınca gelişmiş ve göz alıcı hale getirilmiştir. Ve bu durum onların arasından seçilen herhangi bir alanın diğerine neden benzemediğinin sebebidir.
14:5.7 (159.3) Havona döngülerinin sonuna kadar seyahatinizi gerçekleştirmeden ve en sonunda arta kalan Havona dünyasını ziyaret etmeden önce, içinde bulunduğunuz maceranın canlandırıcılığı ve merakın teşviki sizin bu kutsal sürecinizde yok olmayacaktır. Ve bunun sonucunda, ebediyetin ileriye yönlendiren uyarıcısı olarak arzu, onun öncülü olan zamanın macera cezp edicisinin yerini alacaktır.
14:5.8 (159.4) Tekdüzelik, yaratıcı düşüncenin olgunlaşmamışlığının ve ruhsal edinimle birlikte akli eş güdümün etkisizliğinin göstergesidir. Yükseliş içinde bulunan faninin bu cennetsel dünyaların keşfine başlamasından önce, kendisi ruhsal olmasa da duygusal, ussal, ve toplumsal olgunluğa çoktan erişmiş bir düzeyde olur.
14:5.9 (159.5) Havona üzerinde bir döngüden diğerine ilerlerken siz sadece hayal edilmeyen değişiklerle karşılaşmayacaksınız, buna ek olarak sizin şaşkınlığınız her döngü içerisinde bir gezegenden diğerine ilerleyişinizde tarif edilemez bir boyutta olacaktır. Bu milyarı bulan öğrenim dünyalarının her biri şaşkınlıkların gerçek bir üniversitesidir. Bitip tükenmek bilmeyen gerçeği bilme arzusu olarak süregelen şaşkınlıklar, bu döngülerde seyahat eden ve bu devasa alanlarda dolaşan kişilerin deneyimidir. Bu bakımdan tekdüzelik Havona sürecinin bir parçası değildir.
14:5.10 (159.6) Evrim halindeki insan doğasının özünde bulunan nitelikler olarak — serüven aşkı, merak ve tekdüzeliğe karşı duyulan tiksinti; yeryüzü üzerindeki kısa süreli ikameniz süresince sadece sizi sinir etmek veya rahatsızlık duymanıza sebep olmak için oraya konulmamıştır, bunun yerine onlar ölümün, keşfin ebedi bir yolculuğu, beklentinin sonsuza kadar sürecek bir yaşamı biçiminde serüvenin sonu gelmez bir sürecinin sadece başlangıcı olduğunu sizlere önermek için verilmiştir.
14:5.11 (160.1) Araştırmanın ruhu, keşfin dürtüsü ve incelemenin güdüsü olarak merak, evrimsel mekân yaratılmışlarının kutsal ve onların doğasından gelen edinimlerinin bir parçasıdır. Bu doğal dürtüler sadece bastırılması veya engellenilmesi için verilmemiştir. Bu arzu sahibi dürtülerin dünya üzerindeki kısa olan yaşamınız sürecinde sık sık kısıtlandığı ve hayal kırıklıklarının tekrar eden biçimlerde deneyimlendiği gerçektir, fakat onlar gelecek çok uzun asırlar boyunca bütüncül olarak gerçekleştirilip muhteşem bir biçimde tatmin edilecektir.
14:6.1 (160.2) Yedi döngüden oluşan Havona eylemlerinin kapsamı devasa bir büyüklüktedir. Genel olarak bu kapsam şu başlıklar altında tarif edilir.
14:6.2 (160.3) 1. Havonasal.
14:6.3 (160.4) 2. Cennetsel.
14:6.4 (160.5) 3. Evrimsel Nihai-Yücelik olarak sınırlı-yükselen.
14:6.5 (160.6) Aşkın olan birçok sınırlı eylem, ruhaniyet ve akıl işlevlerinin absonit ve diğer fazlarının içinde dile getirilmeyen farklılıklarına katılan Havona’nın mevcut evren çağında gerçekleşir. Merkezi evrenin yaratılmış aklın kavrayışının ötesinde birçok şekilde faaliyet göstermesi gibi, tıpkı onun benim için açığa çıkarılmayan birçok nihai amaca hizmet etmesi olanak dâhilindedir. Yine de bu kusursuz yaratımın, kâinat aklının yedi düzeyinin ihtiyaçlarını karşılamada nasıl hizmet ettiğini ve onların memnuniyetine hangi biçimlerde katkıda bulunduğunu tasvir etmeye çabalayacağım.
14:6.6 (160.7) 1. Kâinatın Yaratıcısı — Birincil Kaynak ve Merkez. Yaratıcı olan Tanrı, yüce ebeveynsel memnuniyetini merkezi yaratımın kusursuzluğundan elde eder. Kendisi yakın-eşitlik düzeylerinde sevgiye doyum deneyiminin hoşnutluğunu taşır. Kusursuz Yaratan kusursuz yaratımın hayranlığıyla kutsal olarak hoşnuttur.
14:6.7 (160.8) Havona, Yaratıcı’nın yüce erişiminin memnuniyetini yerine getirir. Havona içinde kusursuzluğun yerine getirilmesi, sınırsız genişlemenin ebedi istenci içinde zaman-mekân kısıtlanması dolayısıyla yaşanan gecikmeyi telafi eder.
14:6.8 (160.9) Yaratıcı, kutsal güzellik karşısında Havona’nın onu tamamlayan karşılığından memnuniyet duyar. Bu durum, tüm evrimleşen âlemler için ender uyumun kusursuz bir işleyişsel yöntemini sağlamak için kutsal aklı hoşnut kılar.
14:6.9 (160.10) Yaratıcımız merkezi evreni kusursuz bir memnuniyetle karşılar; çünkü o, kâinat âlemlerinin tümünün bütün kişilikleri için ruhaniyet gerçekliğinin bu değere layık bir açığa çıkarılmış halidir.
14:6.10 (160.11) Âlemlerin Tanrı’sı, zaman ve mekân üzerinde birbirlerini peşi sıra takip eden evren genişlemesinin bütünü için, ebedi güç çekirdeği olarak Havona ve Cennet’i ayrı bir gözle değerlendirir.
14:6.11 (160.12) Ebedi Yaratıcı, Yaratan-Yaratıcı’nın ebedi evine erişen kendisinin mekâna ait fani torunları olarak zamanın yükseliş adayları için değerli ve cezp edici bir hedef olarak Havona yaratımını bitmek tükenmek bilmeyen bir hoşnutlukla değerlendirir. Buna ek olarak Tanrı, kutsal aile ve İlahiyat’ın ebedi evi olarak Cennet-Havona’nın kendisinden haz duyar.
14:6.12 (160.13) 2. Ebedi Evlat — İkincil Kaynak ve Merkez. Mümkün olan en üst düzeydeki merkezi yaratım Ebedi Evlat için; Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet olarak kutsal ailenin birliksel işlevselliğinin ebedi kanıtını sağlar. Bu durum, Kâinatın Yaratıcısı’nın içindeki mutlak huzurun maddi ve ruhsal altyapısını oluşturur.
14:6.13 (160.14) Havona, ruhaniyet gücünün en başından beri genişleyen kendisini gerçekleştirişinin neredeyse sınırsız olan kaynağını Ebedi Evlat için sağlar. Merkezi evren Ebedi Evlat’a bu alanı onun içinde güvenli ve emin bir biçimde, birliktelik halinde bulunduğu Cennet Evlatları’nın eğitimi için ruhsal ve biçimsel bahşediş hizmetini öğretmesi amacıyla tahsis etti.
14:6.14 (161.1) Havona, Ebedi Evlat’ın sahip olduğu kâinatın âlemlerinin tümünün ruhani-çekim düzenlenmesinin özsel oluşumudur. Bu merkez, ruhsal çoğalma olan ebeveynsel arzunun tatminini sağlar.
14:6.15 (161.2) Havona dünyaları ve onların kusursuz sakinleri, Yaratıcı Sözü olan Evlat’ın ilk ve nihai olarak son temsilidir. Bu bakımdan Evlat’ın bilinci, kendisinden kusursuz bir biçimde hoşnut olan Yaratıcı’nın sınırsız bir tamamlayıcısıdır.
14:6.16 (161.3) Buna ek olarak bu âlem, Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat arasında bulunan eşitliğin birlikteliğinin içerisinde onun tamamlayıcı karşılığının gerçekleşmesi için imkân sağlar, ve bu durum her birinin sınırsız kişiliğinin sonsuza kadar sürecek olan kanıtını oluşturur.
14:6.17 (161.4) 3. Sınırsız Ruhaniyet — Üçüncül Kaynak ve Merkez. Havona âlemi, bütünleşen Yaratıcı-Evlat’ın sınırsız temsilcisi olarak Bütünleştirici Bünye’nin Sınırsız Ruhaniyet olduğu kanıtını sağlar. Sınırsız Ruhaniyet; bu kutsal meydana gelişin mutlak eş mevcudiyetinin yerine getirilmesinden hoşnut olurken, bir diğer yandan ise yaratıcı bir eylem olarak bütünleşen faaliyetsel tatmini Havona içinde elde eder.
14:6.18 (161.5) Havona içinde Sınırsız Ruhaniyet, olası bağışlama yardımcısı olarak hizmet etmenin yetisini ve istekliliğini gösterebileceği bir alan bulmuştur. Bu kusursuz yaratımda Ruhaniyet, evrimsel âlemlerde hizmetin serüveni için alıştırmalarını gerçekleştirmiştir.
14:6.19 (161.6) Bu kusursuz yaratım Sınırsız Ruhaniyet’e; yardımcı-Yaratan doğumu olarak bir evreni idare etmek için kutsal ebeveynleriyle birlikte kâinat yönetimine katılma, ve bu bakımdan Yaratan Evlatlar’ın yardımcıları olarak Yaratıcı Ruhaniyet biçiminde yerel evrenlerin birleşik idaresinin hazırlanması imkânını sağlamıştır.
14:6.20 (161.7) Havona dünyaları mevcudiyet içerisinde bulunan her yaratılmış akıl için belirli yardımcılar olup, kâinatsal usun yaratanlarının akıl laboratuarıdır. Akıl her Havona dünyası üzerinde farklıdır, ve o tüm ruhsal ve maddi yaratılmış akli yapıları için bir işleyiş yöntemi olarak hizmet eder.
14:6.21 (161.8) Bu kusursuz dünyalar, Cennet toplumuna erişim amacıyla nihai olarak belirlenmiş tüm varlıklar için akli yüksek-lisans programlarıdır. Onlar Ruhaniyet’e, güvenli ve fikir veren kişilikler üzerinde akli hizmet biçiminin denenmesinin olanağını fazlasıyla sağladı.
14:6.22 (161.9) Havona, mekânın âlemlerinde Sınırsız Ruhaniyet’in bencil olmayan ve yaygın çalışmaları için ona tahsis edilen bir yerdir. Aynı zamanda Havona, zaman ve mekânın yorulmak bilmez Akıl Hizmeti’nin kusursuz bir evi ve istirahat yerleşkesidir.
14:6.23 (161.10) 4. Yüce Varlık — deneyimsel İlahiyat’ın evrimsel birleşimi. Havona yaratımı Yüce Varlık’ın ruhsal gerçekliğinin ebedi ve kusursuz kanıtıdır. Bu kusursuz yaratım; zaman ve mekânın deneyimsel âlemleri içinde Cennet İlahiyatları’nın sınırlı yansımalarının güç-kişilik bütünleşmesinin başlangıcından önce, Yüce olan Tanrı’nın simetrik ve kusursuz olan ruhaniyet doğasının bir açığa çıkarılışıdır.
14:6.24 (161.11) Havona içinde Her-Şeye-Gücü-Yeten’in güç olanakları Yücelik’in ruhsal doğasıyla birlikte bütünleşmiş bir haldedir. Bu merkezi yaratım, Yücelik’in gelecek-ebediyet birlikteliğinin bir örneğidir.
14:6.25 (161.12) Havona, Yücelik’in kâinatsal potansiyelinin kusursuz bir işleyişsel yöntemidir. Bu evren, Yücelik’in gelecek kusursuzluğunun tamamlanmış bir tasviri olup Nihayet’in potansiyeli mevcudiyetinin hatırlatıcısıdır.
14:6.26 (162.1) Havona; kusursuz öz benlik denetimi ve yüceliğin yaşayan irade sahibi yaratılmışlarının varoluşu, ruhaniyetin nihai bir biçimde dengi olan aklın mevcudiyeti, ve sınırsız bir olanaklılıkla aklın gerçekliği ve birliği olarak ruhani değerlerin kesinliğini sergiler.
14:6.27 (162.2) 5. Eş Güdüm Halindeki Yaratan Evlatlar. Havona, Cennet Mikâilleri’nin evren yaratımındaki bir sonraki serüvenleri için hazır hale getirildikleri eğitimsel hazırlama merkezidir. Bu kutsal ve kusursuz yaratım, her Yaratan Evlat için işleyişsel bir yöntemdir. Kendisi evreninin, kusursuzluğun bu Cennet-Havona düzeylerine nihai olarak erişimini sağlamak için çaba gösterir.
14:6.28 (162.3) Bir Yaratan Evlat, kendi fani evlatları ve ruhaniyet varlıkları için Havona yaratılmışlarını kişiliğin-işleyişsel yöntemi olarak kullanır. Mikâil ve diğer Cennet Evlatları, Cennet ve Havona’yı zamanın evlatlarının kutsal nihai sonu olarak görürler.
14:6.29 (162.4) Yaratan Evlatlar, yerel evrenlerini birleştiren ve istikrarlı hale getiren hayati evren üst denetiminin gerçek kaynağının merkezi yaratım olduğunun bilincindedirler. Onlar aynı zamanda, Yücelik’in ezelden beri var olan etkisinin kişisel mevcudiyetinin ve Nihayet’in Havona’nın içinde mevcut olduğunun bilgisine sahiptirler.
14:6.30 (162.5) Havona ve Cennet, bir Mikâil Evladı’nın yaratıcı gücünün kaynağıdır. Burada onunla evren yaratımında eş güdüm halinde olan varlıklar ikamet eder. Evren Ana Ruhaniyetleri olarak bu yerel âlemlerin eş yaratanları Cennet’den gelmektedirler.
14:6.31 (162.6) Cennet Evlatları merkezi yaratımı kutsal ebeveynlerinin evi olarak kendi yerleşkeleri biçiminde görürler. Burası onların zaman geri döndükleri ve ziyaret etmekten hoşnut kaldıkları bir yerdir.
14:6.32 (162.7) 6. Eş Güdüm Halinde olan Yardımcı Kız Evlatlar. Yerel evrenlerin eş yaratanları olarak Evren Ana Ruhaniyetleri, Döngülerin Ruhaniyetleri’yle yakın bir birliktelikte Havona dünyaları üzerinde kendi kişilik öncesi eğitimini tamamlarlar. Bu merkezi evrende yerel evrenlerin Ruhaniyet Kız Evlatları, Yaratıcı’nın iradesine her zaman tabi olan Cennet Evlatları’yla birlikte eş güdüm yöntemleri içinde uygun bir biçimde eğitilmişlerdir.
14:6.33 (162.8) Havona dünyaları üzerinde Ruhaniyet ve Ruhaniyet’in Kız Evlatları, kendi topluluklarının tümünün ruhsal ve maddi akli yapılarının ussal işleyiş yöntemleriyle karşılaşır; buna ek olarak bu merkezi evren, bir Evren Ana Ruhaniyeti’nin birleşik bir biçimde ilişkili bir Yaratan Evlat’la desteklediği bu yaratılmışların gelecekteki nihai sonudur.
14:6.34 (162.9) Evren Ana Yaratanı, Cennet ve Havona’yı kendi kökensel yeri ve Sınırsız Akıl’ın kişilik mevcudiyetinin yerleşkesi olan Sınırsız Ana Ruhaniyet’in evi olarak hatırlar.
14:6.35 (162.10) Bir Evren Kutsal Hizmetkârı’nın yaşayan irade sahibi yaratılmışların oluşturulması görevinde, bir Yaratan Evlat için tamamlayıcı olarak uyguladığı yaratma yetisinin kişisel ayrıcalıklarının bahşedişi bu merkezi evrenden gelmiştir.
14:6.36 (162.11) Ve son olarak, Sınırsız Ana Ruhaniyet’in bu Kız Evlat Ruhaniyetleri kendilerine ait Cennet evine muhtemelen bir daha geri dönmeyecekleri için, Cennet üzerinde Majeston’da kişileşen ve Havona’da Yüce Varlık ile birliktelik halinde bulunan kâinatsal yansımanın olgular bütününden büyük bir haz duyarlar.
14:6.37 (162.12) 7. Yükselim Sürecinin Evrimsel Fanileri. Havona, her fani türünün işleyişe dayanan yöntemsel kişiliğinin evi olup, zamanın yaratılmışlarına özgü olmayan fani birlikteliğinin insan-üstü kişiliklerinin bütünün ana yerleşkesidir.
14:6.38 (162.13) Bu dünyalar, algılanabilecek en yüksek gerçeklik düzeyleri üzerinde gerçek ruhaniyet değerlerinin erişimine karşı tüm insan duyularının uyarıcılığını sağlar. Havona, yükseliş halinde bulunan her fani için Cennet öncesi eğitim amacının hayata geçtiği yerdir. Havona, Cennet ve Tanrı’ya olan erişim öncesinde bir ana kapı olarak her irade sahibi yaratılmış için mevcut bir halde bulunur.
14:6.39 (163.1) Cennet bir ev, Havona ise kesinliğe erişecek olanlar için bir atölye ve keyif veren mutluluk yeridir. Bununla birlikte, Tanrı’yı tanıyan herkes kesinliğe erişeceklerden biri olmayı çok derin bir biçimde arzular.
14:6.40 (163.2) Merkezi evren, insan için oluşturulmuş sadece nihai bir son değildir; burası aynı zamanda, Kâinatın Yaratıcısı’nın sınırsızlığını keşfetmenin deneyiminde açığa çıkmamış ve evrensel olan serüven içinde kesinliğe erişeceklerin ebedi sürecinin gelecekte yola koyulacakları başlangıç yeridir.
14:6.41 (163.3) Havona, aşkın sınırlı düzeyler üzerinde Tanrı’yı bulmak için çabalayan mekânın kutsal yolcularına şahit olacak gelecek evren çağları üzerinde bile, absonitsel önemiyle birlikte kuşkusuz olarak faaliyet göstermeye devam edecektir. Havona, absonit varlıklar için eğitim evreni olarak hizmet verme yetkinliğine sahiptir. Dış uzayın ilkokulunun mezunları için ortaokul olarak faaliyet gösteren yedi aşkın-evrenin mevcudiyetsel varlığı göz önüne alındığında, Havona bu benzetme içerisinde muhtemelen eğitimin tamamlandığı okul olacaktır. Bu bakımdan, Havona’nın ebedi olanaklarının gerçek bir biçimde sınırsız olduğuna; ve merkezi evrenin, yaratılmış varlıkların geçmiş, mevcut ve gelecek biçimlerinin tümü için deneyimsel eğitim evreni olarak hizmet etmesinin ebedi yetisine sahip olduğu fikrini onaylıyoruz.
14:6.42 (163.4) [Uversa üzerindeki Zamanın Ataları tarafından bu bağlamda faaliyet göstermesi için görevlendirilen bir Bilgelik Kusursuzlaştırıcısı tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
15. Makale
15:0.1 (164.1) BİR Yaratıcı olarak Kâinatın Yaratıcısı’nın ilişkisi bakımından âlemler neredeyse tamamen mevcudiyet dışı bir konumdadır; kendisi sadece kişilikler ile ilişki halindedir; o kişiliklerin Yaratıcısı’dır. Yaratan birliktelikler olarak Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet bakımından âlemler, Yaratan Evlatlar’ın ve Yaratıcı Ruhaniyetler’in birleşik idaresi altında sınırlanmış ve bireysel bir karakter kazandırılmıştır. Cennet Kutsal Üçlemesi bakımından Havona dışında, Havona sonrası mekân düzeyinin ilk döngüsü üzerinde idare yetkisini elinde barındıran sadece yedi aşın evren olarak yedi yerleşik evren bulunmaktadır. Yedi Üstün Ruhaniyet, merkezi Ada üzerinden kendi etkisini yaymakta olup; bu nedenle, muhteşem Kâinatın dış bölgelerinin çevresinden, Yedi Üstün Ruhaniyet’in yayılımının yedi merkezi bağlantı noktasından, ebedi Cennet Adası’nın merkezinden oluşan bir devasa burgaç olarak bu uçsuz bucaksız yaratımı meydana getirmiş olur.
15:0.2 (164.2) Kâinatsal yaratımın maddileşmesinin öncül safhalarında, aşkın evrenin işleyişsel idaresinin ve yönetiminin taslağı oluşturuldu. İlk Havona sonrası yaratım yedi muazzam birimlere ayrıldı, ve bu yerel evren hükümetlerinin merkezi yönetim dünyaları tasarlandı ve inşa edildi. Bahse konu yönetimin mevcut olan taslağı yakın ebediyetten kaynaklanan bir biçimde varoluş içindedir, buna ek olarak bu yedi aşkın evrenin idarecileri Zamanın Ataları biçiminde doğru bir şekilde ifade edilir.
15:0.3 (164.3) Yedi aşkın evren ile ilgili olarak uçsuz bucaksız olan bilgiler bütünü içerisinde, size sadece ona dair çok az şey söyleyebilmenin ümidi içerisindeyim; fakat görkemli gücün ve kusursuz uyumun içerisinde orada faaliyet gösteren Kâinatsal çekim mevcudiyetlerine ek olarak fiziksel ve ruhsal kuvvetlerinin akli denetiminin bir yöntemi olan bu alanlar boyunca bu bilgiler bütünü faaliyet içerisindedir. İlk olarak aşkın evren nüfuz alanlarının maddi düzenlenmesi ve fiziksel oluşumuna dair tatmin edici bir fikre sahip olmak önemlidir; çünkü bunun sonucunda siz, bu yedi aşkın evren boyunca sayısız yerleşik gezegenin üzerinde etrafa dağılmış olan irade sahibi yaratılmışların akıl gelişimleri ve ruhsal yönetimi için sağlanan muhteşem düzenlemenin önemini daha iyi kavramak için hazır bir konuma geleceksiniz.
15:1.1 (164.4) Kısa olan yıllarınızın bir milyonunun veya bir milyarının içinde yaşamış kuşaklarınızın bellekleri, gözlemleri ve kayıtlarının sınırlı kapsamı içinde; Urantia’ya ve bahse konu âlemlere ait olan tüm işlevsel niyetler ve amaçlar yeni mekâna keşfedilmemiş erişimin uzun bir serüvenini deneyimlemektedir. Fakat Uversa kayıtlarına göre, daha önce yapılan gözlemler ışığında, bulunduğumuz düzeyin çıkarsamaları ve daha kapsamlı olan deneyimiyle uyumlu olarak, ilaveten bu ve diğer bulguların sonuçlarına dayanan yargıların neticesinde biz; evrenlerin oldukça iyi idrak edilen bir düzen içinde bulunmasına ek olarak, İlk Muhteşem Kaynak ve Merkez ve onun ikamet ettiği evrenin etrafında görkemli bir büyüklük içerisinde dönerek kusursuz bir biçimde biçimde denetlenen hareket yörüngesinin bilgisine sahibiz.
15:1.2 (165.1) Uzunca bir zamandır yedi aşkın evrenin, devasa ve genişliğine kıyasla boyunun çok uzun olduğu bir döngü olan muhteşem bir elips üzerinde katettiğini gözlemlemekteyiz. Güneş sisteminiz ve zamanın diğer dünyaları, sınırları açık bir biçimde belirtilmemiş mekâna doğru yönergesiz ve pusulası olmayan bir şekilde dönüşsel hareketini gerçekleştirmemektedir. Sizin içinde bulunduğunuz sistemin ait olduğu yerel evren, merkezi evreni çevreleyen çok geniş olan döngü etrafında saat yönünün tersi istikamette kesin ve açık olarak gözlenen biçimiyle dönüşünü gerçekleştirir. Bu Kâinatsal işleyiş düzeni çok mükemmel bir biçimde belirlenmiş olup; tıpkı güneş sisteminizi oluşturan gezegenlerin yörüngelerinin Urantia gök bilimcileri tarafından bilinmesine benzer bir biçimde bu belirleniş, aşkın evren yıldız gözlemcileri tarafından bilinmektedir.
15:1.3 (165.2) Urantia, bütünüyle düzenlenmemiş aşkın bir evrenin yerel evreni içerisinde konumlanmıştır; buna ek olarak yerel evreniniz, kısmi biçimde tamamlanmış sayısız fiziksel yaratımlarıyla doğrudan doğruya yakınlık içerisindedir. Bu bakımdan siz, görece yeni olan âlemlerden birine ait bir konumda bulunmaktasınız. Fakat diğer bir yandan şu an itibariyle siz, ne bilinmeyen bölgelere doğru körü körüne dönüşünüzü gerçekleştirmektesiniz, ne de belirlenmemiş bir mekân üzerinde ne yaptığınızı bilmez bir biçimde seyir halindesiniz. Mevcut an içerisinde siz, gezegensel sisteminiz veya ondan öncekilerinin çok uzun bir zaman önce katettiği aynı mekân boyunca seyrinizi gerçekleştirmektesiniz; buna ek olarak uzak gelecek içerisinde bir gün sisteminiz veya onu takip edenler, şu an çok çabuk bir biçimde hareket eden seyriniz boyunca aynı mekân üzerinde bu döngüyü tekrar katedecektir.
15:1.4 (165.3) Bu çağda ve Urantia üzerinde yönsel kavramın algılandığı biçimiyle ilk aşkın evren kuzeye doğru, Muhteşem Kaynaklar ve Merkezler’in ikamet ettiği ve Cennet ve Havona’nın merkezi evrenine göre ise yaklaşık olarak ters istikamette bulunan daha doğuya yakın bir doğrultuda dönüşünü gerçekleştirir. Batıya doğru ilişkin olan bu konum, ebedi Ada’ya göre zamanın alanlarının en yakın fiziksel yaklaşımını temsil eder. İkinci aşkın evren kuzeyde bulunan konumundan batıya doğru olan dönüşüne hazırlanırken; üçüncü aşkın evren bu anda, güneye doğru olan eğilimine çoktan yönelişiyle bu büyük mekân yörüngesinin en kuzey birimini elinde bulundurur. Dördüncü aşkın evren bahse konu an içinde, Muhteşem Çevreler’e karşıt yönde ileri bölgelere olan yaklaşımı biçiminde güneysel hareketin görece dosdoğru ilerleyişi üzerindedir. Beşinci aşkın evren, doğuya doğru dönüşü takip eden doğrusal güney ilerleyişi üzerinde hareketini sürdürürken, Eş Merkezler’e karşıt bir istikamette kendi konumunu yaklaşık olarak terk eder. Altıncı aşkın evren, bulunduğunuz evrenin kısmi bir biçimde yakınından geçtiği birim olan güney kavisinin büyük bir kısmını oluşturur.
15:1.5 (165.4) Yerel evreniniz Nebadon, yedinci aşkın evren olan ve bizim zaman algımıza göre uzun zamandan beri aşkın evren mekân düzeyinin güneydoğu eğilimine yönelmemiş birinci ve altıncı yerel evren arasında döngüsünü sürdüren Orvonton’a bağlıdır. Günümüzde Urantia’nın ait olduğu güneş sistemi, birkaç milyar yılı aşkın bir süredir güney eğrisi etrafında dönmektedir; ve bu dönüş sayesinde siz şu an güneydoğu eğiliminin ötesine doğru ilerlemekte olup görece doğrusal olan kuzey yörüngesi boyunca hızla hareketinize devam etmektesiniz. Bahsi geçmeyen gelecek çağlar boyunca Orvonton, neredeyse doğrusal olan bu kuzey istikametinde seyrini sürdürecektir.
15:1.6 (165.5) Urantia, yerel evreninizin sınırlarının çok dışına doğru olan bir sisteme aittir; buna ek olarak yerel evreniniz mevcut haliyle Orvonton’un çevresinde seyir halindedir. Sizin varlığınızın ötesinde hala mevcut olan diğer unsurlar bulunmaktadır; fakat siz, İlk Kaynak ve Merkez’in görece yakınlığındaki muhteşem döngü etrafında dönüşünü gerçekleştiren bu fiziksel sistemlerden mekân bakımından çok büyük bir ölçekte uzaklaştırılmış bir konumda bulunmaktasınız.
15:2.1 (165.6) Sadece Kâinatın Yaratıcısı, mekân içinde yerleşik dünyaların mevcut olan sayısının ve konumunun bilgisine sahiptir; kendisi onların tamamını isimleri ve sayısal değerleriyle tek tek tanımlar. Ben size, yerleşik veya yerleşime elverişli gezegenlerin sadece yaklaşık olarak rakamsal değerini sunabilirim; çünkü bazı yerel evrenler, ussal yaşamlar için onlar dışında kalanlara kıyasla elverişli olan daha fazla dünyaya sahiptir. Bu nedenle, benim sizlere sunabileceğim yaklaşık değerler yalnızca maddesel yaratımın enginliğine dair bazı fikirlerin oluşması amacına hizmet etmesi içindir.
15:2.2 (166.1) Muhteşem kâinat içerisinde yedi aşkın evren bulunmaktadır, ve onlar yaklaşık olarak bahse konu şu birimler tarafından meydana gelmektedir:
15:2.3 (166.2) 1. Sistem. Yaklaşık olarak bin adet yerleşik veya yerleşmeye açık olan dünya tarafından oluşan aşkın yönetimin temel birimidir. Kavurucu güneşler, soğuk dünyalar, sıcaklık yayan güneşlerin çok yakınında bulunan gezegenler ve yaratılmışların ikamesi için elverişli olmayan diğer alanlar bu topluluğa dâhil değildir. Yaşamı sağlamak için uyumlu hale getirilen bu bin dünya bir sistem olarak adlandırılır, fakat yaş bakımından daha genç olan sistemlerde bu dünyaların görece az sayıda olanları ikame edilebilir bir niteliktedir. Her yerleşik gezegen bir Gezegensel Emir’in hâkimiyeti altındadır; ve her yerel evren yönetim merkezi olarak bir mimari alana sahip olup burası bir Sistem Egemeni tarafından yönetilir.
15:2.4 (166.3) 2. Takımyıldızı. Yaklaşık olarak 100.000 tane yerleşime açık olan gezegen biçiminde yüz sistem bir takımyıldızını meydana getirir. Her takımyıldızı bir tane mimari yönetim merkezi alanına sahip olup burası En Yüksektekiler olan üç Vorondadek Evlatları’nın yönetimi altındadır. Her takımyıldızı aynı zamanda, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bir elçisi olan gözlemle görevli bir Zamanın İnançlısı’na sahiptir.
15:2.5 (166.4) 3. Yerel Evren. Yaklaşık olarak 10.000.000 tane yerleşime açık olan gezegenden meydana gelmekte olan yüz takımyıldızı bir yerel evreni oluşturur. Her yerel evren muhteşem bir yönetim merkez dünyasına sahiptir, ve burası Mikâil’in düzeyi olan eş güdüm halindeki Tanrı'nın Yaratan Evlatları’nın bir tanesi tarafından idare edilir. Her evren, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bir temsilcisi olan bir Zamanın Birlikteliği mevcudiyeti tarafından kutsanmıştır.
15:2.6 (166.5) 4. Azınlık Birimi. Yaklaşık olarak 1.000.000.000 tane yerleşime açık olan gezegenden meydana gelmekte olan bin yerel evrenin oluşturduğu aşkın evren yönetiminin bir azınlık birimini oluşturur; burası muazzam bir yönetim merkezi dünyasına sahip olup, Zamanın Geçmişleri olarak onun yöneticileri azınlık biriminde gerçekleşen olayları idare ederler. Her azınlık birimi merkezleri üzerinde, Yüceliğin Kutsal Üçleme Kişilikleri olan üç Zamanın Geçmişi bulunmaktadır.
15:2.7 (166.6) 5. Çoğunluk Birimi. Yaklaşık olarak 100.000.000.000 tane yerleşime açık olan gezegenden meydana gelmekte olan bin azınlık birimi bir tane çoğunluk birimini meydana getirmektedir. Her çoğunluk birimi, muhteşem bir yönetim merkezine sahip olup, burası Yüceliğin Kutsal Üçleme Kişilikleri olan Zamanın Kusursuzlukları’nın üçünün idaresi altındadır.
15:2.8 (166.7) 6. Aşkın Evren. Yaklaşık olarak 1.000.000.000.000 tane yerleşime açık olan gezegenden meydana gelmekte olan on çoğunluk birimi bir aşkın evreni meydana getirir. Her aşkın evren, devasa ve muazzam yönetim merkezleriyle donatılmış olup buralar Zamanın Ataları’nın üçü tarafından yönetilir.
15:2.9 (166.8) 7. Muhteşem Kâinat. Yedi aşkın evren, yaklaşık olarak yedi trilyon yerleşime açık dünyaya ek olarak Havona’nın bir milyar yerleşim bölgesinden oluşan mevcut haldeki düzenlenmiş muhteşem Kâinatı meydana getirir. Aşkın evrenler, Yedi Üstün Ruhaniyet tarafından Cennet’in konumsal yerleşkesinden dolaylı ve aracısal bir biçimde yönetilip hükmedilir. Havona’nın milyarı aşan dünyaları doğrudan bir biçimde, bu tür bir Yüceliğin Kutsal Üçleme Kişiliklerinin bahse konu kusursuz alanlarının her birine hükmetmesi biçiminde, Zamanın Ebediyetleri tarafından idare edilir.
15:2.10 (167.1) Cennet-Havona âleminin dışında kalan kâinat düzeninin tasarımı aşağıdaki şu verileri sağlamaktadır:
15:2.11 (167.2) Aşkın Evrenler7
15:2.12 (167.3) Çoğunluk Birimleri70
15:2.13 (167.4) Azınlık Birimleri7,000
15:2.14 (167.5) Yerel Evrenler700,000
15:2.15 (167.6) Yıldız Takımları70,000,000
15:2.16 (167.7) Yerel Sistemler7,000,000,000
15:2.17 (167.8) Yerleşime Elverişli Gezegenler7,000,000,000,000
15:2.18 (167.9) Yedi aşkın evrenden her biri yaklaşık olarak şu oluşumlardan meydana gelmiştir:
15:2.19 (167.10) Bir sistemin oluşumu yaklaşık olarak1,000 dünyadan
15:2.20 (167.11) Yüz sistemden meydana gelen bir takımyıldızının oluşumu100,000 dünyadan
15:2.21 (167.12) Yüz takımyıldızından meydana gelen bir evren oluşumu10,000,000 dünyadan
15:2.22 (167.13) Yüz evrenden meydana gelen bir azınlık birimi oluşumu1,000,000,000 dünyadan
15:2.23 (167.14) Yüz azınlık biriminden meydana gelen bir çoğunluk birimi oluşumu100,000,000,000 dünyadan
15:2.24 (167.15) On çoğunluk biriminden meydana gelen bir aşkın evren oluşumu1,000,000,000,000 dünyadan
15:2.25 (167.16) Tüm bu tahmini ölçümler yaklaşık olarak bu bağlamda yapılabileceklerinin en iyisini yansıtır; diğer düzensel oluşumlar geçici bir süreliğine maddi mevcudiyetin yok oluşuyla karşılaşırken, bunun karşısında yeni sistemler aralıksız bir biçimde evirilmeye devam etmektedir.
15:3.1 (167.17) İşlevsel olarak yıldızsal âlemlerin tümü, Orvonton’un aşkın evreni olarak muhteşem Kâinatın yedinci bölümüne ait olan Urantia üzerinde çıplak gözle görünebilir durumdadır. Geniş Samanyolu yıldız sistemi, yerel sisteminizin sınırlarının oldukça ötesinde olan Orvonton’un merkezi çekirdeğini temsil eder. Bu muhteşem güneşlerin, mekânın karanlık adalarının, çifte yıldızların, küresel kümelerin, yıldız bulutlarının, buna ek olarak sarmal ve diğer nebulaların bir araya gelişi sayısız bireysel gezegenlerle birlikte; yerleşik evrimsel âlemlerin yaklaşık olarak bir bölü yedisinin uzatılmış-çevrimsel toplulukları biçiminde bir saat gibi işleyişini oluşturur.
15:3.2 (167.18) Urantia’nın gök bilimsel konumundan yakınınızda bulunan sistemlerin kesişim noktası boyunca muhteşem Samanyolu’na doğru baktığınızda, genişliği kalınlığından çok daha fazla olan ve uzunluğu genişliğinden bile daha büyük olan uçsuz bucaksız bir uzatılmış düzlem üzerinde seyahat ettiğinizi gözlemlersiniz.
15:3.3 (167.19) Samanyolu olarak tarif ettiğiniz yapının gözlemi; cennetler tek bir yönden gözlendiğinde Orvonton üzerindeki yıldızsal yoğunluğun karşılaştırmalı olarak artışını ve aynı zamanda herhangi farklı bir taraftan bakıldığında ise onun yoğunluğun azalışını açığa çıkarır. İçinde bulunduğumuz maddesel aşkın evrenin merkezi düzleminden ise yıldızların ve diğer alanların sayılarının azalmakta olduğu gözlemlenir. En yüksek yoğunluğun bu alanının ana bedensel bütünlüğüne doğru dikkatlice baktığınızda, gözlem açısı müsait olduğu takdirde siz, her şeyin merkezi ve yerleşik evrene doğru bakmakta olduğunuzu fark edersiniz.
15:3.4 (167.20) Orvonton’un on büyük kısmından sekizi Urantialı gökbilimcileri tarafından kabataslak bir biçimde saptanmıştır. Geride kalan iki büyük kısım ayrımsal fark ediliş bakımından zor bir konumda bulunmaktadır, çünkü bu olgular bütününü görebilmeniz için onları içeriden görebiliyor olmanız gerekmektedir. Orvonton’un aşkın evrenine uzayın çok uzak bir konumundan bakabilirseniz, yedinci galaksinin on büyük kısmını eş zamanlı olarak ayırt edebilirsiniz.
15:3.5 (168.1) Sizin azınlık biriminizin dönüşümlü merkezi; yerel evreniniz ve onunla birliktelik içinde bulunan yaratılmışların hepsinin onun etrafında hareket ettiği Yay Takımyıldızı’nın devasa büyüklükte ve yoğun olan yıldız bulutunun çok uzağında konumlanmıştır. Buna ek olarak bu çok geniş olan Yay Takımyıldızı’nın alt galaktik sisteminin karşıt taraflarından, muhteşem yıldız sarmalının içinde ortaya çıkan bulutların iki büyük akımını gözlemleyebilirsiniz.
15:3.6 (168.2) Güneşinizin ve onunla birliktelik halinde bulunan gezegenlerin ait olduğu fiziksel sistemin çekirdeği, eskinin Andronover nebulasının merkezidir. Bu eskinin sarmal nebulası, güneş sisteminizin doğuşu üzerine görevlendirilen olaylarla ilişkili çekim kesintileri tarafından hafif bir biçimde bozulmaya uğramıştır; buna ek olarak bu duruma, geniş komşu bir nebulanın yakın biçimde yaklaşımı sebebiyet vermiştir. Neredeyse bütünsel olan bu çarpışma, Andronover’in küresel bir birlikteliğe benzer bir biçimde dönüşmesine sebebiyet vermiştir; fakat bu olay güneşlerin iki yönlü takibinin ve onların birliktelik içinde bulunduğu fiziksel topluluğun tamamiyle tahrip olmasıyla sonuçlanmamıştır. Şu an güneş sisteminiz, yaklaşık olarak merkezden yıldız sisteminizin uç noktasına kadar olan uzaklığın orta konumunda bulunan bu bozulmaya uğrayan sarmalın kollarının birinde oldukça merkezi bir konumu elinde bulundurur.
15:3.7 (168.3) Yay Takımyıldızı birimi, tüm diğer birimler ve Orvonton’un bölümleri Uversa etrafında dönüşümlü olan döngüsel bir yapıdadır. Ve Urantialı yıldız gözlemcilerin sahip olduğu bir takım kafa karışıklıkları, aşağıda bahsi geçen şu çoklu döngüsel hareket tarafından üretilmiş görece bozulmaların ve yanılsamaların sonucunda açığa çıkar:
15:3.8 (168.4) 1. Urantia’nın kendi güneş etrafında dönüşü.
15:3.9 (168.5) 2. Eski Andronover nebulasının çekirdeği etrafında güneş sisteminizin dönüşü.
15:3.10 (168.6) 3. Andronover yıldız ailesinin ve onunla birliktelik içerisinde bulunan kümenin, Nebadon’un yıldız bulutunun bütüncül döngüsel-çekim merkezinin etrafında dönüşü.
15:3.11 (168.7) 4. Nebadon’un yerel yıldız bulutunun ve onun birliktelik içerisinde bulunan yaratılmışlarının Yay Takımyıldızı’nın sahip olduğu azınlık birimi etrafında dönüşü.
15:3.12 (168.8) 5. Yay Takımyıldızı’na ek olarak yüz azınlık biriminin kendilerinin çoğunluk birimi etrafında dönüşü.
15:3.13 (168.9) 6. Yıldız akıntısı olarak da adlandırılan on çoğunluk biriminin Orvonton’un Uversa yönetim merkezleri etrafında dönüşü.
15:3.14 (168.10) 7. Aşkın evren mekân düzeyinin saat yönü tersine olan hareket yörüngesi biçimindeki, Cennet ve Havona etrafında Orvonton’un ve onun birliktelik içerisinde bulunduğu altı aşkın evreninin hareketi.
15:3.15 (168.11) Bu birkaç düzenin çoklu hareketleri hususunda gezegeninizin uzay yörüngesi ve güneş sisteminiz doğalarından gelen köken bakımından kalıtsaldır. Aynı zamanda Orvonton’un mutlak saat yönünün tersi istikametteki hareketi, üstün evrenin mimari tasarılarının doğasından kaynaklanan bir biçimde kalıtsaldır. Fakat bu düzene katılan hareketler; kısmen Cennet’in kuvvet düzenleyicilerin ussal ve bilinçli eylemi tarafından üretilen ve kısmen bütünleştirici madde-enerji bölünmesinden aşkın evrenlere kadar elde edilen bütüncül kaynağa aittir.
15:3.16 (168.12) Yerel evrenler Havona’ya yaklaştıklarında birbirlerine daha yakın bir konuma gelirler; döngüler sayı bakımından fazlalaşır ve orada katman üzerine katman biçimindeki üst üste ekleniş artar. Fakat ebedi merkezin dışına doğru gidildikçe daha az sayıda sistem, katman, döngü ve âlem bulunmaktadır.
15:4.1 (169.1) Yaratım ve evren düzenlemesi sonsuza kadar, sınırsız Yaratıcılar ve onlarla birliktelik içinde bulunanların denetimi altında kalacak olsa da; bu düzenin olgusal bütünlüğü, emredilen bir işleyiş yöntemi uyarınca ve maddenin, enerjinin ve kuvvetin çekim yasalarına bağlı olarak gerçekleşir. Fakat mekânın Kâinatsal kuvvet-etkisiyle ilgili olarak gizemsel birtakım unsurlar bulunmaktadır. Biz maddesel yaratımların düzenlenmesini onların ultimatonik düzeyinden başlayarak sonuna kadar bütünüyle kavramaktayız, fakat ultimatonların Kâinatsal kökenlerinin tümüyle bilincine sahip değiliz. Biz bu kökensel kuvvetlerin bir Cennet özüne sahip olduğundan eminiz, çünkü onlar Cennet’in kesin olan devasa hatları içinde yerleşime açık mekân boyunca sonsuza kadar dönmektedirler. Her ne kadar Cennet çekimine bağlı olmasa da, tüm maddeleşme sürecinin kökeni olan mekânın bu kuvvet-etkisi; Alt Cennet merkezi içinde ve dışında açık bir biçimde döngü halinde olan alt Cennet’in mevcudiyetine her zaman tabidir.
15:4.2 (169.2) Cennet kuvvet düzenleyicileri, mekân gücünü ezeli kuvvete dönüştürür; ve bununla birlikte bu madde öncesi potansiyelin, fiziksel gerçekliğin birincil ve ikincil enerji dışavurumlarına evirilmesini sağlar. Bu enerji çekim-karşılık düzeylerine erişince; güç yöneticileri ve onların aşkın evren düzen yardımcıları sahneye çıkar, buna ek olarak mekânın ve zamanın âlemlerinin enerji kanallarını ve çok katmanlı güç döngülerini oluşturması için tasarlanan, kendilerine ait sonu olmayan etkilerini uygulamaya koyulurlar. Bu nedenle fiziksel madde mekân içinde açığa çıkar, ve evrenin işleyişsel düzenlenmesinin faaliyetine başlaması böylelikle hazırlanmış olur.
15:4.3 (169.3) Enerjinin bu bölünmesi, Nebadon fizikçileri tarafından hiçbir zaman açığa çıkarılamamış bir olgudur. Onların çektiği başlıca zorluk, Cennet kuvvet düzenleyicilerinin görece erişilemez oluşunda yatmaktadır; çünkü yaşayan güç yöneticileri her ne kadar mekân enerjisiyle başa çıkmakta yetkin olsalar da, oldukça yetkin ve ussal bakımından son derece etkin bir biçimde yönlendirebilecekleri enerjilerin kaynaksal kavramsallaşmasına sahip değillerdir.
15:4.4 (169.4) Cennet kuvvet düzenleyicileri nebula yaratıcılarıdır; onlar, kâinat maddesinin ultimatonik birimlerinin nihai açığa çıkışları için yayılımcı kuvvetlerin tümünün harekete geçirilmesine kadar bir kere başladıktan sonra hiçbir zaman kısıtlanamayacak veya sonlandırılamayacak olan devasa kuvvet tufanının kendi mekân mevcudiyetini sunmaya yetkindirler. Bu nedenle, sarmal ve diğer nebulalar, doğrusal-köken güneşin ve onların çeşitli sistemlerine ait ana burgaçları mevcut hale getirilmiştir. Dış uzayda öncül Kâinatsal evrimin fazları olan nebulanın farklı biçimlerde gözlenen on değişik bütünlüğü bulunabilir, ve bu geniş enerji burgaçları yedi aşkın evrende tıpkı ait olduğu gibi aynı kökene sahip olmuştur.
15:4.5 (169.5) Nebulalar ölçek bakımından ve onların yıldızsal ve gezegensel doğumlarının bir araya getirdiği kütleler ve bunun sonucundaki sayısal topluluk bakımından fazlasıyla çeşitlilik gösterir. Orvonton’un hemen kuzey sınırında bulunan fakat aşkın evren mekân düzeyinin içinde kalan bir güneş-meydana getiren nebula, yaklaşık olarak kırk bin güneşin oluşmasına çoktan kaynaklık eder. Buna ek olarak bu ana burgaç güneşleri dışarı doğru fırlatarak oluşturmaya devam eder, ve bu üretimin sonucunda ortaya çıkan güneşlerin büyük bir çoğunluğu sizin güneşinizden kat be kat daha büyüktür. Dış uzayın daha büyük olan bir takım nebulaları, yüz milyon kadar güneş oluşumuna kaynaklık etmektedir.
15:4.6 (169.6) Her ne kadar bazı yerel evrenler tek bir nebulanın üretimiyle düzenlenmiş olsa da, nebulalar doğrudan bir biçimde azınlık birimleri veya yerel evrenler olan herhangi bir idari birimleriyle alakalı değildir. Her yerel evren, nebulasal ilişkiden bağımsız olarak bir aşkın evrenin bütünsel enerji etkisinin tamı tamına on-bin parçasından biriyle bütünleşir; çünkü enerji nebulalar tarafından düzenlenmemekte olup o tamamiyle Kâinatsal olarak dağıtılmaktadır.
15:4.7 (170.1) Sarmal nebulaların hepsi güneş yapımına katılmaz. Bazıları onların bölünmüş yıldızsal doğumlarının bir çoğunundaki denetimlerini elinde bulundurur; buna ek olarak onların sarmal görünüşü, güneşlerinin nebula kolundan benzer bütünlük içerisinde dışarı çıkması fakat farklı doğrultularda geri dönmesi sebebiyle belirlenmiştir. Bu sebeple onların bu durumu bir noktadan onların gözlenebilmesini kolay hale getirmektedir, fakat nebulasal kolundan dışarı ve onun uzağından gerçekleşen dönüş doğrultuları üzerinde güneşler geniş bir biçimde dağıldıklarında onları görmek daha zor bir hale gelir. Mevcut an içerisinde Orvonton üzerinde etkin olan fazla sayıda bir güneş-oluşturan nebula bulunmamaktadır, fakat yerleşik aşkın evrenin dışında olan Andromeda nebulaları bu bağlamda fazlasıyla etkindir. Bu çok uzakta bulunan nebula çıplak göz için görülebilir bir niteliktedir; ve siz onu gördüğünüzde, güzünüze yansıyan ışığın uzak güneşlerden bir milyar yıl önce salındığını bir durup düşünün.
15:4.8 (170.2) Samanyolu galaksisi, geçmiş sarmal ve diğer nebulaların çok geniş sayıdaki birlikteliklerinden meydana gelmiştir; ve onların birçoğu hala, kökensel oluşumlarını kendi içlerinde barındırmaya devam etmektedir. Fakat içsel felaketler ve dışsal çekim sonucunda onların birçoğu, Macellansal Bulut’a benzer yakıcı güneşlerin devasa derecedeki aydınlık kütleleri olarak bu çok büyük kümelenmelerin sebebini oluşturan bu tür bozulmalara ve yeniden düzenlenmelere maruz kalmıştır. Küresel biçimdeki yıldız kümelenmeleri, Orvonton’un dışsal uçlarının yakınında baskın bir konumdadır.
15:4.9 (170.3) Orvonton’un çok geniş yıldız bulutları maddenin bireysel bir araya gelişleri olarak değerlendirilebilir, ve bu durum Samanyolu galaksisine dışsal olan mekân bölgelerinde gözlemlenen ayrık nebulalarla karşılaştırılabilir bir niteliktedir. Mekânın yıldız bulutları olarak adlandırılan unsurların birçoğu, aslında sadece gazsal maddeden oluşmuştur. Bu yıldızsal gaz bulutlarının enerji potansiyeli çok şaşırtıcı bir biçimde devasadır, buna ek olarak onlardan bazıları her yakın olan güneşten diğerlerine doğru kabul edilip, uzay içerisinde güneş salınımı olarak tekrar çevrime katılır.
15:5.1 (170.4) Kütle yığını, nebulasal burgaçlardan kaynağını alan bir aşkın evrenin güneşi ve gezegenleri içinde taşınır. Maddenin sürekli farklılık gösteren miktarı açık uzay içinde oluşsa da; aşkın evren kütlesinin çok azı, mimari alanları inşasında olduğu gibi güç yöneticilerinin doğrusal eylemi tarafından düzenlenir.
15:5.2 (170.5) Kaynak bakımından güneşlerin, gezegenlerin ve diğer alanların çok büyük bir kısmı şu on topluluklardan biri olarak tanımlanabilir:
15:5.3 (170.6) 1. Eş Merkezli Daralım Halkaları. Her nebula sarmal bir halde değildir. Engin bir nebulanın büyük bir kısmı, çifte bir yıldız sisteminin içine doğru dağılması veya sarmal olarak evrimleşmesi yerine, çoklu-halka dizilişi tarafından yoğunlaşmaya uğrar. Uzun süreçler boyunca bu tür bir nebula, maddenin halka şeklinde görünen dizilişi biçimindeki sayısız miktardaki çevreleyici devasa bulutlar tarafından sarılan çok büyük bir güneş olarak görünür.
15:5.4 (170.7) 2. Sarmal Biçiminde Dönen Yıldızlar, çok yüksek ısılarda ısıtılmış gazların muazzam ana burgaçları tarafından oluşturulan bu güneşlerle bütünleşir. Onlar halkalar şeklinde dışarıya salınmamaktadır, fakat bunun yerine onlar sağlı-sollu olan seyirleri biçiminde oluşturulmuşlardır.
15:5.5 (170.8) 3. Çekim-Patlama Gezegenleri. Bir güneş bir sarmaldan veya bir sarmal nebulasından doğduğunda, nadir olmayan bir biçimde o çok büyük olan bir uzaklığa salınır. Böyle bir güneş yüksek bir oranda gazsal olup, bu hali takiben o bir biçimde soğuyunca veya yoğunlaşınca, uzayın karanlık bir adası veya devasa bir güneş biçimindeki maddenin çok büyük ölçekteki bir takım kütlesinin yakınında dönme şansına sahip olabilir. Böyle bir yaklaşım çarpışmaya sebebiyet verecek kadar yakınlıkta olmayabilir; fakat bu yaklaşım aynı zamanda, daha büyük olan bünyenin çekim etkisinin daha küçük olan parçasında gelgitsel kasılmaların oluşturmaya başlamasına izin verecek kadar yakındır. Bu nedenle sürecin kendisi, kasılmış güneşin karşıt tarafları üzerinde eş zamanlı olarak ortaya çıkan bir gelgitsel ani değişimi harekete geçirmiş olur. Onların en üst noktasında patlamanın bu açığa çıkışı, püsküren güneşin çekimin-yeniden kazanımı bölgesinin ötesinde yönlendirilebilecek maddenin değişen boyutlarının bir araya gelmesinin bir dizisini üretir. Bu durumun sonucunda bahse konu bölüm ile alakalı, iki bedenden birinin etrafında kendisine ait yörüngelerde sabit bir hale gelir. Bu süreçlerden daha sonra, maddenin daha büyük olan toplulukları bir bütün biçiminde birleşip, daha küçük olan bedenleri gittikçe kendilerine doğru çekerler. Böylece daha küçük olan sistemlerin cisimsel gezegenlerinden birçoğu mevcudiyete kavuşturulur. Kendi güneş sisteminiz tıpkı böyle bir kökene sahiptir.
15:5.6 (171.1) 4. Merkezden Uzaklaşan Gezegensel Kız Evlatlar. Devasa güneşler büyümenin belirli aşamalarında, ve onların döngüsel hızları fazlasıyla artış gösterdiğinde, birliktelik halinde bulunduğu güneşi çevrelemeye devam eden küçük dünyaları oluşturmak için daha sonradan bir araya getirilebilecek maddenin geniş niceliklerinin salınmasına başlarlar.
15:5.7 (171.2) 5. Yetersiz Çekim Alanları. Bireysel yıldızların büyüklüğü için önemli bir sınır bulunmaktadır. Bir güneş bu sınıra ulaşınca ve çevrimsel hızında her hangi bir yavaşlama olmazsa, mecbur olarak bu yapı ayrışmaya uğrayacaktır. Güneşin bölünmesi bu aşamada meydana gelip yeni bir çifte yıldızın bu çeşitliliği hayata geçer. Sayısız küçük gezegen bu oluşumun sonrasında bahse konu devasa parçalanmanın bir yan ürünü olarak oluşabilir.
15:5.8 (171.3) 6. Kasılım Yıldızları. Daha küçük olan sistemlerde en geniş dışsal gezegen bazen kendisine komşu olan dünyaları, güneş yakınında bu dünyalar kendilerinin oluşumsal atılımlarına başlarlarken, kendisine doğru çeker. Sizin güneş sisteminiz bakımından böyle bir son, dört içsel gezegenin güneş tarafından çekilmesi anlamına gelebilir. Böyle bir durum karşısında ise, güneş sisteminin büyük bir gezegeni olan Jüpiter, dört gezegenden arta kalan dünyaları içine alarak fazlasıyla genişlemiş olacaktır. Bir güneş sisteminin böyle bir sonu, çifte yıldız oluşumunun bir çeşidi biçimindeki bitişik olan fakat eşit olmayan iki güneşin çoğalımıyla sonuçlanacaktır. Bu tür yıkımsal olaylar, aşkın evren yıldızsal bütünleşmesinin sınırları üzerinin dış bölgesi haricinde nadiren gerçekleşen bir niteliğe sahiptir.
15:5.9 (171.4) 7. Toplu Alanlar. Mekânda çevrim içindeki maddenin çok büyük miktarından küçük gezegenler yavaş bir biçimde toplu olarak birikebilir. Onlar çok hızlı bir biçimde birikerek ve küçük çaplı çarpışmalar sonucunda büyüyebilir. Uzayın belirli birimlerinde, var olan şartlar gezegensel doğuşun bu biçimlerini destekler. Birçok yerleşik halde bulunan bir dünya böyle bir kökene sahip olmuştur.
15:5.10 (171.5) Bazı yoğun karanlık adalar, uzay içinde enerji dönüşümünün birikimlerinin doğrudan sonucu olarak karşımıza çıkar. Bu karanlık adaların bir diğer topluluğu; uzay içinde döngü halinde olan, yalnızca parçacıklardan ve göktaşlarından oluşan soğuk maddenin devasa ölçekteki miktarlarının bir araya gelmesiyle var olmuştur. Maddenin bu tür bütünleşmesi hiçbir zaman sıcak bir içeriğe sahip olmamıştır, buna ek olarak yoğunluk olarak farklılık göstermesi haricinde bu bütünleşme oluşum bakımından Urantia’ya oldukça benzerlik gösterir.
15:5.11 (171.6) 8. Sönmüş Güneşler. Uzayın bazı karanlık adaları sönmüş olan yalıtılmış güneşler olup onların sahip olduğu mevcut olan tüm mekân-enerjisi harcanmıştır. Maddenin düzenlenen birimleri varsayılan bütüncül yoğuşma olan tam yoğuşuma yaklaşır; buna ek olarak, uzayın döngüleri içinde bir hayli yoğuşma içinde olan maddenin bu tür devasa kütlelerinin yeniden yüklenmesi için süre bakımından birçok çağın geçmesi gerekir. Böylece bu süreç sonunda, bir çarpışmanın veya aynı dirilten etkiye sahip bazı Kâinatsal oluşumlar sonucunda Kâinatsal faaliyetin yeni döngüleri için onlar hazırlanmış olurlar.
15:5.12 (171.7) 9. Çarpışma Alanları. Daha kalın olan kümelenmenin bu bölümlerinde çarpışmalar sıra dışı bir nitelik taşımaz. Böyle bir gökbilimsel yeniden düzenleme, madde dönüşümleri ve muazzam enerji değişimleri tarafından eşlik edilir. Sönmüş güneşlerle olan çarpışmalar, geniş enerji dalgalanmalarının yaratılmasında özel bir etkiye sahiptir. Çarpışmanın sonucunda ortaya çıkan enkaz, fani yerleşimine uyumlu hale getirilen gezegensel bedenlerin daha sonraki oluşumu için zaman zaman maddi çekirdekleri oluşturur.
15:5.13 (172.1) 10. Mimari Dünyalar. Bazı özel amaçlar için tasarılar ve belirtilen özellikler uyarınca inşa edilen dünyalar bulunmaktadır. Yerel evreninizin yönetim merkezi olan Salvington ve bizim içinde bulunduğumuz aşkın evreninin idari mevkisi olan Uversa bunlardan biridir.
15:5.14 (172.2) Evrim halindeki güneşler ve ayrım içinde bulunan gezegenler için sayısız derecek çok olan diğer yöntemler bulunmaktadır; fakat sözü geçen usullerin sunduğu yöntemler vasıtasıyla, yıldız sistemlerinin ve gezegensel ailelerin bu çok büyük çoğunluğu mevcut hale getirilir. Yıldızsal dönüşüme ve gezegensel evirilişe katılan birçok işleyiş biçiminin tümünü tanımlamak amacıyla böyle bir girişimi üstlenmek, gezegensel kökenin ve güneş oluşumunun yaklaşık yüz farklı biçiminin anlatımına ihtiyaç duymaktadır. Sizin yıldız öğrencileriniz cennetleri incelediği zaman, onlar yıldız evriminin bahse konu bütün biçimlerinin belirtilerinden oluşan olgular bütününü gözlemleyecektir; fakat onlar çok seyrek olarak, geniş maddi yaratımların en önemli kısmı olan yerleşik gezegenlerde hizmet halindeki, maddenin aydınlık olmayan bir araya gelişlerinden meydana gelen bu küçük oluşumların kanıtını tespit edeceklerdir.
15:6.1 (172.3) Kökeninden bağımsız olarak uzayın birçok alanı aşağıda bahsi geçen şu büyük farklılaşmalar altında sınıflandırılabilir:
15:6.2 (172.4) 1. Uzayın yıldızları olarak güneşler.
15:6.3 (172.5) 2. Uzayın karanlık adaları.
15:6.4 (172.6) 3. Kuyruklu yıldızlar, göktaşları ve gezegenimsi alanlar olarak ölçek bakımından küçük uzay bedenleri.
15:6.5 (172.7) 4. Yerleşik dünyaları içine alan gezegenler.
15:6.6 (172.8) 5. Düzenleme amacıyla yaratılan dünyalar olarak mimari alanlar.
15:6.7 (172.9) Mimari alanların istisnai durumuyla birlikte tüm bu uzay bedenleri evrimsel bir kökene sahiptir. İlahiyat’ın iradesi tarafından mevcudiyet haline getirilmemiş olması bakımından, buna ek olarak İlahiyat’ın yaratılan ve var edilen akli yapılarının birçoğunun işleyişi boyunca bir zaman-mekân faaliyet biçimi tarafından Tanrı’nın yaratıcı eylemlerinin kendisini açığa çıkarışı bakımından evrimsel bir niteliğe sahiptir.
15:6.8 (172.10) Güneşler. Bu unsurlar, onların mevcudiyetinin çok çeşitli düzeylerinin tümü bakımından uzayın yıldızlarıdır. Onlardan bazıları kendi başına evrim içinde olan uzay sistemleridir; bunların dışında kalan diğerleri ise, kasılan veya genişleyen gezegensel sistemleri biçimindeki çifte yıldızlardır. Uzayın yıldızları, sayıca binden az olmayan farklı durumlarda ve düzeylerde mevcut bir halde bulunmaktadır. Siz güneşlerin ısı yardımıyla ışık yayması durumuna aşina bir durumdasınız; fakat ısı olmadan sadece ışık yayan güneşlerde bulunmaktadır.
15:6.9 (172.11) Olağan bir güneş trilyonlarca yıl boyunca, maddenin her biriminin taşındığı enerjinin çok geniş muhafaza alanlarını çok iyi bir biçimde temsil eden ışı ve ışık yayışına devam edecektir. Fiziksel maddenin bu görünmeyen parçacıklarında muhafaza edilen mevcut enerji neredeyse hayal edilemeyecek kadar büyüktür. Buna ek olarak, yakıcı güneşlerlerin içinde hüküm süren ilgili enerji faaliyetlerine ve devasa ısı basıncına maruz kaldığı zaman bu enerji neredeyse ışık kadar erişilebilir hale gelir. Bunun yanı sıra, oluşturulan uzay döngülerinde kendi yörüngelerine oturan uzay enerjilerinin büyük bir çoğunluğunun dönüşümü ve yayılımı için diğer koşullar da güneşleri onların bahse konu bu faaliyetlerinde etkin hale getirir. Fiziksel enerjinin birçok fazı ve maddenin tüm biçimleri güneş dinamolarına bağlanmış bir konumda olup, onlar bu mekanizmalar tarafından dağıtılır. Böylelikle güneşler, kendiliğinden faaliyet gösteren güç-denetim istasyonları biçiminde hareket eden enerji çevriminin yerel hareketlendiricileri olarak görev yaparlar.
15:6.10 (172.12) Orvonton’un aşkın evreni, sayıca on trilyondan daha fazla bir miktardan oluşan yakıcı güneşler tarafından aydınlanır ve ısıtılır. Bu güneşler, sizin gözlenebilir gökbilimsel sisteminizin yıldızlarıdır. Onların arasında iki milyondan daha fazla sayıda olan güneş, Urantia’dan hiçbir zaman gözlenemeyecek kadar uzaklıkta ve küçüklüktedir. Fakat üstün evrende, dünyanızın içinde var olan okyanusların taşıdığı bardaklarca su kadar çok güneş bulunmaktadır.
15:6.11 (173.1) Uzayın Karanlık Adaları. Bu unsurlar, ışıktan ve ısıdan mahrum olan, maddenin ölü güneşlerinden ve diğer birlikteliklerinden oluşan yapılardır. Bahse konu karanlık adalar kütle bakımından bazı durumlarda devasa boyutlarda karşımıza çıkar, ve onlar evren dengesinde ve enerji yönetiminde çok güçlü bir etki bırakırlar. Bu geniş kütlelerin bazılarının yoğunluğu neredeyse hayal dahi edilemeyecek bir ölçeğe dayanır. Buna ek olarak kütlenin bu devasa yoğunluğu, etkin bağlayıcılıkta geniş komşu sistemleri bir arada tutan çok kuvvetli denge burgaçları olarak faaliyet göstermesi amacıyla bu karanlık adaları etkin hale getirir. Onlar birçok takımyıldızında gücün çekim dengesini bir arada tutar; bahse konu koruyucu karanlık adalarının çekim kavrayışı tarafından güvenli bir biçimde bir arada tutulan birçok fiziksel sistemler, bu düzenin yoksunluğu halinde yakın güneşlere hızla bir biçimde yönelerek çok büyük bir zarara sebep olurdu. Bu işleyiş nedeniyle, biz onların yerini bir arada olarak doğru bir biçimde tespit etmekteyiz. Biz ışık saçan bu bünyelerin çekim etkisini ölçmüş bir durumda bulunmaktayız, bu nedenle herhangi bir sistemde sabit bir biçimde birlikteliğin muhafazası şeklinde çok etkin olarak faaliyet gösteren uzayın karanlık adalarının ölçüsel olarak tam bir boyutunu ve konumunu hesaplayabiliriz.
15:6.12 (173.2) Küçük Uzay Bedenleri. Uzay içinde evrimleşen ve çevrim halinde bulunan göktaşları ve maddenin diğer parçacıkları, enerjinin ve maddesel özün çok devasa bir birlikteliğini meydana getirirler.
15:6.13 (173.3) Birçok kuyruklu yıldız, merkezi yönetici güneş tarafından kademeli olarak denetim altına alınan ana güneş burgaçlarının irade dâhilinde oluşturulmamış yabani doğumlarıdır. Buna ek olarak kuyruklu yıldızlar sayısız derecede farklı kökenlere sahiplerdir. Bir kuyruklu yıldızın kuyruğu, güneşten veya bağlı bulunduğu bedeninden uzağa doğru yönlenir; bunun nedeni, onun sahip olduğu genleşme bakımından bir hayli yüksek gazların elektriksel tepkimesine ek olarak güneşten kaynaklığını alan diğer enerjilerin ve ışığın mevcut basıncıdır. Bu olgular bütünü, ışığın gerçekliğinin olumlu kanıtlarından birini ve onunla ilişkili enerjilerini meydana getirir; bahse konu bu olgular aynı zamanda ışığın da fiziksel bir ağırlığı olduğunu ortaya koyar. Bu bakımdan ışık gerçek bir öz olup, basit bir biçimde varsayımlara dayanan havanın bir bölümündeki dalgalardan ibaret değildir.
15:6.14 (173.4) Gezegenler. Bu yapılar bir güneş veya diğer uzay bedeni etrafında bir yörüngeyi takip eden maddenin daha geniş topluluklarıdır; onlar büyüklük bakımından, gezegenimsi yapılardan devasa gazlara, sıvılara veya katı alanlara varan geniş bir çerçevede mevcut bir halde bulunabilirler. Yüzen uzay maddesinin birlikteliği tarafından inşa edilmiş katı dünyalar, yakın bir güneş ile elverişli bir ilişki içerisinde bulundukları zaman, akli yapılara sahip sakinlerin sığınması için daha uygun gezegenler haline gelirler. Bir prensip olarak ölü güneşler yaşam için elverişli değillerdir; onlar genellikle, yaşamı etrafında barındıran yakıcı bir güneşten çok daha uzakta bulunur, ve buna ek olarak onlar bütünsel bir biçimde kütlesel bakımından çok büyük olup, yüzeylerinde bulunan çekim elverişli olmayan bir şekilde devasa boyuttadır.
15:6.15 (173.5) Aşkın evreninizde kırk gezegen arasında sadece tek bir ılıman gezegen düzeyinizde bulunan varlıklar için yerleşime elverişli değildir. Buna ek olarak çok aşırı derece sıcak olan güneşler ve uzak olan dondurucu derecedeki soğuk dünyalar daha üstün yaşamın sığınması için tabii ki uygun değildir. Güneş sisteminizde mevcut haliyle sadece üç gezegen yaşam için elverişlidir. Mevcut haliyle Urantia; büyüklük, yoğunluk ve konum itibariyle insan yerleşkesi için birçok bakımdan en uygunudur.
15:6.16 (173.6) Fiziksel-enerji tutumunun kanunları temel olarak evrenseldir; fakat yerel etkiler, daha çok bireysel gezegenler üzerindeki ve yerel sistemler içinde etkin olan fiziksel şartlar ile alakalıdır. Yaratılmış yaşamın neredeyse sonsuz olan bir çeşitliliği ve diğer yaşam dışavurumları, uzayın sayısız dünyalarını tanımlar. Fakat ussal yaşamın ayrıca Kâinatsal bir işleyiş biçimi olmasına rağmen, herhangi bir sistem içerisinde ilişki içerisinde bulunan dünyaların bir topluluğu içinde benzerliğin belirli ortak noktaları bulunmaktadır. Aynı fiziksel döngüye ait olan bu gezegensel sistemler arasında fiziksel ilişkiler bulunmaktadır; buna ek olarak onlar, âlemlerin çevresi etrafında sayısız olan dönüşlerinde birbirlerini yakın olarak takip ederler.
15:7.1 (174.1) Her aşkın evren hükümeti onların uzay bölümünün evrimsel âlemlerinin merkezi yakında yönetimini gerçekleştirirken; aynı zamanda bu oluşum, idare etmek için yaratılan bir dünyayı elinde bulundurup, bu dünya liyakat sahibi kişilikler tarafından toplanır. Bu merkezi yönetim alanları, onların belirli yaratılma amacı için özellikle yaratılmış mekân bedenlerinin mimari alanlarıdır. Yakın güneşlerin ışığını paylaşırken bu alanlar, bağımsız olarak ısı ve ışık alırlar. Her biri tıpkı Cennet’in uyduları gibi ısı olmadan ışık veren bir güneşe sahip olurken, aynı zamanda alanlarının yüzeyine yakın olan belirli enerji akımlarının çevrimi tarafından ısıyla beslenirler. Bu yönetim merkezleri dünyaları, onların ilişkili oldukları aşkın evrenlerinin gök bilimsel merkezinin yakınında konumlanmış daha büyük sistemlerden birine aittir.
15:7.2 (174.2) Aşkın evrenlerin yönetim merkezleri üzerinde zaman, her biçimde aynı olarak tespit edilebilecek bir ölçüm haline getirilmiştir. Orvonton’un aşkın evreninde bir ortak gün, Urantia zamanına göre neredeyse otuz güne karşılık gelmektedir; buna ek olarak bir Orvonton yılı, yüz kadar Urantia gününe eşittir. Bu Uversa yılı, yedinci aşkın evrende tek bir ölçüm süresi olarak ortaktır, ve bu sayısal değer sizin yıllarınızın yaklaşık olarak sekiz nokta iki katı olarak Urantia zamanının üç bin gününden yirmi iki dakika eksiktir.
15:7.3 (174.3) Yedi aşkın evrenin merkezi yönetim dünyaları, kusursuzluğun merkezi işleyişsel yöntemi bakımından Cennet’in doğasını ve ihtişamını alır. Gerçekte tüm merkezi yönetim dünyaları cennetseldir. Onlar tam anlamıyla cennetsel biçimdeki yerleşim yerleri olup, Jerusem’den merkezi Ada’ya gidildikçe maddesel büyüklük, morontial güzellik ve ruhaniyet ihtişamı bakımından artış gösterirler. Buna ek olarak, bu yönetim merkezleri dünyalarının tüm uyduları aynı zamanda mimari alanlardır.
15:7.4 (174.4) Yönetim merkezlerinin birçok çeşidi, maddi ve ruhsal yaratımın her aşamasıyla donatılmıştır. Maddi, morontial ve ruhsal varlıkların tüm türleri, âlemlerin bu buluşma yerlerini kendi evleri olarak hisseder. Fani yaratılmışlar, maddi ve ruhsal alanlardan geçerek bu âleme yükseldiklerinde; kendi mevcudiyet düzeylerinin önceki âlemlere ilişkin takdirini ve hoşnutiyetini hiçbir zaman yitirmezler.
15:7.5 (174.5) Satania’ya ait olan yerel sisteminizin yönetim merkezi Jerusem, kendisine ait geçiş kültürünün yedi dünyasına sahiptir; bu dünyalardan her biri yedi uydu tarafından çevrilmiş olup, onların arasında insanın fani yaşam sonrası ilk yerleşkesi olan morontia gözetim alanının yedi malikâne dünyaları bulunmaktadır. Urantia üzerinde cennet kavramı kullanılırken, bu kavramsallaşma zaman zaman bu yedi malikâne dünyaları anlamına gelmektedir; bu dünyalar arasında ilk malikâne dünyası birincil cennet olarak adlandırılırken, aynı sıralandırma içerisinde yedinci dünya ise yedinci cennete karşılık gelir.
15:7.6 (174.6) Norlatiadek’e ait olan sizin takımyıldızınızın yönetim merkezi Edentia, sosyalleştiren kültüre ve öğretime kaynaklık eden yetmiş uyduya sahiptir. Yükseliş içinde olanlar bu uyduların üzerinde; kişiliğin taşınmasının, birliğinin ve onun gerçekleştirilmesinin düzeni olan Jerusem’in tamamlanışı ardından kısa bir süreliğine ikamet ederler.
15:7.7 (174.7) Yerel evreniniz Nebadon’un başkenti Salvington, her biri kırk dokuz alandan oluşan on üniversite topluluğu tarafından çevrelenmiştir. Yıldız takımının sosyalleştirme sürecinin ardından, bahse konu bu yerleşkelerin üzerinde insan ruhanileştirilme sürecine girer.
15:7.8 (174.8) İçinde bulunduğunuz azınlık birimi olan Ensa’nın yönetim merkezi Uversa azınlık üçüncü birimi, yükselim yaşamının daha yüksek olan fiziksel çalışmalarının yedi alanı tarafından çevrelenmiştir.
15:7.9 (174.9) Sizin çoğunluk biriminiz olan Splandon’un yönetim merkezi Uversa çoğunluk beşinci birimi, aşkın evrenin ilerleyici ussal eğitiminin yetmiş alanı tarafından çevrelenmiştir.
15:7.10 (175.1) Sizin aşkın evreniniz olan Orvonton’un yönetim merkezi Uversa, yükseliş içerisinde olan irade sahibi tüm yaratılmışlar için, ilerici ruhsal eğitiminin daha üst düzeyde bulunan yedi üniversitesi tarafından eş zamanlı olarak çevrelenmiştir. Bahse konu başyapıt alanlarının bu yedi topluluğunun her biri; zamanın kutsal yolcuların Havona’ya olan uzun yolculuğuna hazırlık için üzerinde yeniden eğitildiği ve değerlendirildiği, kâinat eğitimi ve ruhsal kültüre adanan dopdolu kurumların ve düzenlenmelerin binlercesini taşıyan sayıca yetmiş tane olan özelleşmiş dünyadan meydana gelir. Zamanın kutsal yolcularının varışları her zaman bu birliktelik içerisinde bulunan dünyalar üzerinde karşılanır, fakat buralardan Havona için ayrılacak olan mezunlar her koşulda Uversa’nın sınırlarından doğrudan bir biçimde yönlendirilir.
15:7.11 (175.2) Uversa, sayıca yaklaşık olarak bir trilyonu bulan yerleşik veya yerleşime açık olan dünyalar için ruhsal ve idari yönetim merkezi konumundadır. Orvonton’un başkentinin ihtişamı, görkemi ve kusursuzluğu zaman-mekân yaratılmışlarının herhangi bir başyapıtını aşan derecede üstün olan bir niteliğe sahiptir.
15:7.12 (175.3) Eğer tasarlanan yerel evrenler ve onları bir araya getiren kısımların tümü oluşturulmuş olsalardı, yedi aşkın evren üzerinde beş yüz milyar mimari dünyadan sayıca biraz daha az olan yapıtlar karşımıza çıkacaktı.
15:8.1 (175.4) Aşkın evrenlere ait olan alanların yönetim merkezleri öyle bir biçimde inşa edilmişlerdir ki; onlar, yerel evren oluşum unsurlarına enerjinin yönlendirilmesi amacıyla merkezi noktalar olarak hizmet eden çok çeşitli birimleri için etkin güç-enerji düzenleyicileri olarak faaliyet göstermeye yetkin hale gelmişlerdir. Onlar, düzenlenmiş mekân boyunca döngü içerisinde bulunan fiziksel enerjilerin denetimi ve dengesi üzerine çok güçlü bir etkide bulunurlar.
15:8.2 (175.5) Bu ifade edilen niyet amacıyla oluşturulan tam zamanlı veya yarı zamanlı yaşayan ussal unsurlar biçimindeki aşkın evren güç merkezleri ve fiziksel denetleyicileri tarafından, daha ileri düzeydeki düzenleyici faaliyetler uygulanır. Bu kuvvet merkezleri ve denetleyicileri anlaşılması zor olan bir niteliği içerisinde barındırır; onların düşük olan düzeyleri öz iradeleri dâhilinde hareket etmez, bu nedenle onlar ne bir iradeye sahiptirler ne de tercih etme konumunda bulunurlar. Onların faaliyetleri son derece ussaldır; fakat bu nitelik açık bir biçimde istemsiz olarak, onların çok yüksek derece özelleşen düzenlenmesinin doğasından kaynaklanır. Aşkın evrenin kuvvet merkezleri ve fiziksel denetleyicileri, yerçekimi nüfuz alanını oluşturan otuz enerji sisteminin kısmi denetimini ve yönlendirmesini yerine getirir. Uversa’nın kuvvet merkezleri tarafından yönetilen fiziksel-enerji döngüleri, aşkın evrenin dolanımını tamamlaması için 968 milyondan sayıca biraz daha fazla olan yıla ihtiyaç duyar.
15:8.3 (175.6) Evrimleşen enerji bir öze sahiptir; onun fiziksel ağırlığı olup, bu ağırlık her zaman, döngüsel hıza, kütleye ve karşı-çekime bağlı olarak, göreceli bir niteliğe sahiptir. Madde içerisindeki kütle, enerji içindeki hızı yavaşlatma eğilimine sahiptir. Buna ek olarak enerjinin herhangi bir yerinde mevcut olan hız; çok yüksek miktarda ısıtılan veya baskın olarak etkilenen bünyelerin yakınındaki fiziksel etkinin ve aşkın evrenin yaşayan enerji denetleyicilerinin düzenleyici faaliyetinin karşısında, taşınma esnasında karşılaşılan kütle tarafından yavaşlama sonucunda açığa çıkan hızın öncül edinimini temsil eder.
15:8.4 (175.7) Madde ve enerji arasındaki dengenin sağlanması için Kâinatsal tasarı, daha küçük düzeydeki maddi birimlerin sonsuza kadar sürecek olan bozulması ve yeniden yapılmasını gerektirir. Kâinat Güç Yöneticileri enerjinin değişen miktarları olarak yoğunlaştırmanın ve muhafazanın veya genişlemenin ve salınımın yetisine sahiptir.
15:8.5 (175.8) Yavaşlayan etkinin herhangi yeterli bir süreci içerisinde, çekim nihai olarak tüm enerjiyi madde biçimine iki unsurun mevcudiyeti sebebiyle dönüştürmez. Bu unsurlardan birincisi enerji denetleyicilerinin karşı-çekim etkileri olup; ikinci olarak ise düzenlenen maddenin, çok yüksek miktarda enerji kazandırılmış yoğunlaşan maddenin soğuk bedenleri yakınında belirli ayrıcalıklı koşullar altında ve çok fazla sıcak olan yıldızlarda bulunan belirlenmiş şartlar altında çözülme eğilimi göstermesidir.
15:8.6 (176.1) Kütle, aşırı bir biçimde bütünleşmesinin sonucunda büyüdüğünde ve enerjinin dengesini tehdit eder hale geldiğinde; çekimin enerjiyi haddinden fazla bir biçimde maddileştirmesinin ileriki aşamalarda ortaya çıkan kendi eğilimi mekânın ölü olan devasa bedenleri arasındaki bir çarpışmanın ortaya çıkması tarafından bertaraf edilmediği takdirde, uzay fiziksel güç döngülerini boşaltmak için fiziksel denetleyiciler çekimin eklemsel bir araya gelişlerini bu nedenle anlık bir tepkime biçimiyle tamamiyle yok ederek müdahale eder. Bu çarpışmasal olaylarda maddenin devasa kütleleri aniden enerjinin en az rastlanan biçimlerine çevrilir, buna ek olarak Kâinatsal denge için verilen mücadele böylece yeniden başlamış olur. Nihai olarak daha büyük fiziksel sistemler fiziksel sabitlenme biçiminde dengesel konuma gelir; ve onlar, aşkın evrenlerin oluşturulan ve dengelenen döngülerine doğru olan dönüş seyirlerine yerleştirilirler. Bu oluşumun sonrasında bu tür inşa edilmiş sistemlerde artık hiçbir çarpışma veya diğer yıkımsal afet gerçekleşmez.
15:8.7 (176.2) Artan enerjinin zamanları boyunca, elektriksel dışavurumlar tarafından etkileşimsel olarak açığa çıkan güçsel bozukluklar ve ısısal dalgalanmalar mevcuttur. Azalan enerjinin zamanlarında ise; çevrim içinde olan enerjinin ve aslına daha uygun olarak sabitlenen maddenin arasındaki dengenin hızla yerine getirilmesini sağlayan gelgitsel veya çarpışmasal düzenlenmelerin sonucuyla birlikte, daha hassas bir biçimde dengeye oturtturulmuş döngülerde maddenin bütünleşmesi, yoğunlaşması ve denetimden çıkması için artış gösteren eğilimler mevcuttur. Uzayın karanlık adalarının ve yakıcı güneşlerinin buna benzer bir davranışını tahmin etmek ve ayrıca onu anlamak göksel yıldız gözlemleyicilerin görevlerinden biridir.
15:8.8 (176.3) Kâinatsal dengeyi idare eden yasaların birçoğunu tanımaya ve evren dengesiyle alakalı birçok unsuru öngörmeye yetkin bir durumdayız. Gerçeğe uygulanabilir olarak bizim tahminlerimiz güvenilirdir, fakat biz, tarafımızca bilinen maddenin davranışı ve enerjinin denetimi yasalarına bütünüyle tabi olmayan belirli kuvvetler tarafından karşılaşmaktayız. Tüm fiziksel olgular bütününün tahmin edilebilirliği, Cennet’in âlemlerinden dışa doğru olarak ilerlediğimizde artan bir biçimde zor bir hale gelir. Cennet Yöneticiler’in kişisel idaresinin sınırları dışına geçtiğimizde ise, oluşturulan ortak ölçütlerle ve yanı başında bulunan gökbilimsel sistemlerin fiziksel olgular bütünüyle ayrıcalıklı gözlemlerimizle iniltili bir biçimde kazanılan deneyime bağlı olarak ayırt etmede yaşanan artan acziyetimizle karşılaşmaktayız. Yedi aşkın evrenin alanlarında bile biz, dışsal uzayın tüm bölgelerinin üzeri boyunca bütünleşen denge içinde, nüfuz alanlarımızın tümü üzerine yayılan ve genişleyen enerji tepkimelerinin ve kuvvet eylemlerinin ortasında yaşamaktayız.
15:8.9 (176.4) Bulunduğumuz bölgeden daha dışarı doğru hareket ettiğimizde, deneyimsel İlahiyatlar’ın ve Mutlaklıklar’ın kavranılamaz mevcudiyet-uygulamalarının hataya hiçbir biçimde yer bırakmayan niteliği biçimindeki bu tahmin edilemez ve çeşitlilik arz eden olgular bütünüyle daha kesin bir biçimde karşılaşmaktayız. Buna ek olarak bu olgular bütünü, kuvvetle muhtemel bir biçimde her şeye ait olan bazı Kâinatsal üst denetimlerin belirleyicisi olmalıdır.
15:8.10 (176.5) Şu an itibariyle Orvonton’un aşkın evreni açıkça gözlenen bir biçimde çöküş eğilimindedir; dışsal evrenler ise benzeri olmayan gelecek faaliyetleri için oluşum ve toparlanma aşamasında olduğu gözlenmektedir; nihai olarak ise merkezi Havona evreni ebedi bir biçimde sabitleştirilmiştir. Çekim ve soğukluk biçimindeki ısının yoksunluğu maddeyi bir arada tutup onu düzenler; ısı ve karşı-çekim maddede bozulmaya sebep olup onun enerjisini dağıtır. Yaşayan güç denetleyicileri ve kuvvet düzenleyicileri, Kâinatsal inşanın, yıkımın ve yeniden yapımın sonu gelmeyen başkalaşımlarının ussal yönlendirilişinin ve özel denetiminin sırrıdır. Nebulalar ortalığa saçılabilir, güneşler sönebilir, sistemler ortadan kalkabilir ve planetler bile tamamen yok olabilir; fakat âlemler hiçbir zaman yıkım süreci içerisine girmezler.
15:9.1 (176.6) Cennet’in Kâinatsal döngüleri gerçekte yedi aşkın evrenin alanlarını tümüyle kuşatır. Bu mevcudiyet döngüleri şu çekimler tarafından meydana gelir: Kâinatın Yaratıcısı’nın kişilik çekimi, Ebedi Evlat’ın ruhsal çekimi, Bütünleştirici Bünye’nin ussal çekimi ve ebedi Ada’nın maddi çekimi.
15:9.2 (177.1) Kâinatsal Cennet döngülerine ve deneyimsel İlahiyatlar’ın ve Mutlaklıklar’ın mevcudiyet-uygulamalarına ek olarak, aşkın evren uzay düzeyinde faaliyet gösteren güç ayrımının ve bölünmesinin sadece iki enerji döngüsü bulunmaktadır. Bunlar aşkın evren döngüleri ve yerel evren döngüleridir.
15:9.3 (177.2) Aşkın Evren Döngüleri:
15:9.4 (177.3) 1. Cennetin Yedi Üstün Ruhaniyet’in birinin birleştiren ussal döngüsüdür. Bu tür bir Kâinatsal-akıl döngüsü tek bir aşkın evrenle kısıtlıdır.
15:9.5 (177.4) 2. Yedi Yansıtıcı Ruhaniyetler’in her aşkın evrendeki yansıtıcı-hizmet döngüsü.
15:9.6 (177.5) 3. Cennet üzerinde Kâinatın Yaratıcısı’na doğru olan, Divinington tarafından birtakım biçimler dâhilinde gerçekleştirilen yönlendiriliş ve karşılıklı etkileşim biçimindeki Gizem Görüntüleyicileri’nin gizli döngüleri.
15:9.7 (177.6) 4. Ebedi Evlat’ın Cennet Evlatları ile olan karşılıklı ilişkisinin döngüsü.
15:9.8 (177.7) 5. Sınırsız Ruhaniyet’in ışıltılı olan mevcudiyeti.
15:9.9 (177.8) 6. Havona’nın uzay bildirimleri olarak Cennet’in yayımlayıcıları.
15:9.10 (177.9) 7. Kuvvet merkezlerinin enerji döngüleri ve fiziksel denetleyicileri.
15:9.11 (177.10) Yerel Evren Döngüleri:
15:9.12 (177.11) 1. Bahşedilmiş dünyaların Huzur Sağlayıcısı olarak Cennet Evlatları’nın ruhaniyet bahşedişi. Urantia üzerinde Mikâil’in ruhaniyeti olarak Gerçekliğin Ruhaniyeti.
15:9.13 (177.12) 2. Dünyanızın Kutsal Ruhaniyet’i olarak Ana Ruhaniyetler’in yerel evreni biçimindeki Kutsal Hizmetkârlar’ın döngüsü.
15:9.14 (177.13) 3. Emir-yardımcı akıl-ruhaniyetlerin çok farklı alanlarda faaliyet içerisindeki mevcudiyetine ek olarak bir yerel evrenin us-hizmet döngüsü.
15:9.15 (177.14) Aşkın evrenlerin herhangi birinden ayırt edilebilir hale gelen bu tür ruhsal uyumun bireysel birleşik döngüleri olan yerel bir evrende onun gelişimi olduğu, faaliyetin ve hizmetin birliğinin bu tür bir kimliği gerçekte hüküm sürdüğü zaman; yerel evren, aşkın yaratımın kusursuzlaştırılan birliğinin ruhsal konfederasyonuna giriş için aynı anda uygun hale gelerek eş zamanlı olarak ışığın ve yaşamın yerleştirilen döngüleri içinde dönüş seyrine geçer. Aşkın evren konfederasyonunun üyeliği biçimindeki Zamanın Ataları’nın kurullarına katılım için şartlar şunlardır:
15:9.16 (177.15) 1. Fiziksel Denge. Yerel bir evrenin yıldızları ve gezegenleri denge içinde olmak durumunda olup; dolaysız yıldızsal başkalaşımının süreçleri tamamlanmış olmalıdır. Kâinat pürüzsüz bir işleyiş içerisinde işleyişine devam etmek zorunda olup; onun yörüngesi güvenli ve nihai bir biçimde tamamen yerleştirilmiş olmalıdır.
15:9.17 (177.16) 2. Ruhsal Sadakat. Yerel bir evrenin olayları üzerinde hâkimiyete sahip olan Tanrı’nın Egemen Evladı’nın kâinatsal bir biçimde tanınmasının ve ona bağlılığın bir durumu mevcut bulunmak zorundadır. Buna ek olarak orada, yerel evrenin tamamının takımyıldızlarının, bireysel gezegenleri ve sistemlerinin arasında uyumlu eş güdümün varlığı oluşmalıdır.
15:9.18 (177.17) Yerel evreniniz, aşkın hükümetin tanınan ruhsal ailesinde bir üyeliğe sahip olması şöyle dursun aşkın evrenin yerleştirilen fiziksel düzenine ait olarak bile gösterilemez. Her ne kadar Nebadon, Uversa üzerinde henüz bir temsilciliğe sahip olmasa da; aşkın evren hükümetinin görevlileri olan bizler, tıpkı Uversa üzerinden doğrudan olarak Urantia’ya doğru olan benim hareketimde olduğu gibi, zaman zaman özel görevler için ona ait dünyalara gönderiliriz. Biz, bu dünyaların zor olan sorunlarının çözümü amacıyla sizin yöneticileriniz ve idarecileriniz için olası her yardımı sunmakla mükellefiz; aynı zamanda biz, evreninizin aşkın evren ailesinin birliktelik içerisinde bulunan yaratılmışlarına bütüncül katılımı için yetkin hale geldiğini görmeyi arzuluyoruz.
15:10.1 (178.1) Aşkın evrenin yönetim merkezleri, zaman-mekân nüfuz alanlarının en yüksekte bulunan ruhsal hükümetinin mevkileridir. Kutsal Üçlemenin Kurulları’ndan kaynağını alan aşkın hükümetin yönetim kolu; Cennet’in en dış uyduları olan Sınırsız Ruhaniyet’in yedi özel dünyası üzerine konumlanan Yedi Yüce İdarecileri vasıtasıyla aşkın evrenleri idare eden ve Cennet otoritesinin mevkisi üzerinde oturan varlıklar olarak, yüce denetimin Yedi Üstün Ruhaniyet’in bir tanesi tarafından eş zamanlı olarak yönetilir.
15:10.2 (178.2) Aşkın evren yönetim merkezleri, Yansıtıcı Ruhaniyetler ve Yansıtıcı Görüntü Yardımcıları’nın yerleşim mekânlarıdır. Bu arasal konumdan, bahse konu olağanüstü varlıklar kendilerinin mükemmel olan yansıma faaliyetlerini yerine getirip, aşağıda olan yerel evrenlere ve yukarıda bulunan merkezi evrene yardımcı olurlar.
15:10.3 (178.3) Her aşkın evren, aşkın hükümetin birleşik ana yöneticileri olan Zamanın Ataları’nın üçü tarafından idare edilir. Ona ait olan yönetim kolunda, aşkın evren hükümetinin çalışanları yedi farklı topluluk tarafından meydana gelmiştir.
15:10.4 (178.4) 1. Zamanın Ataları.
15:10.5 (178.5) 2. Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları.
15:10.6 (178.6) 3. Kutsal Danışmanlar.
15:10.7 (178.7) 4. Kâinatsal Denetimciler.
15:10.8 (178.8) 5. Kudretli Haberciler.
15:10.9 (178.9) 6. Yetkide Yüksek Olanlar.
15:10.10 (178.10) 7. İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar.
15:10.11 (178.11) Zamanın Ataları’nın üçü eş zamanlı olarak, üç milyar Kutsal Danışmanla beraberlik içinde bulunduğu Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıların bir milyarının bir birimi tarafından desteklenir. Kâinatsal Denetimcilerin sayıca bir milyar kadarı her aşkın evren idaresine bağlanmıştır. Bu üç topluluk, kaynağını doğrusal ve kutsal olarak Cennet Kutsal Üçlemesi’nden alan Eş Güdüm Kutsal Üçleme Kişilikleridir.
15:10.12 (178.12) Kudretli Haberciler, Yetkide Yüksek Olanlar ve İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar biçimindeki geriye kalan üç ayrı düzeyde bulunanlar fanilerin yüceltilmiş yükselenleridir. Bu düzeydekilerden ilki, Grandfanda zamanı içinde yükseliş düzeni boyunca gelip, Havona’ya doğru geçiş yapar. Cennet’e erişimle birlikte onlar, Cennet Kutsal Üçlemesi vasıtasıyla bütünleşen Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nde toplanırlar; ve bunun sonucunda ise Zamanın Ataları’nın tanrısal hizmetine atanırlar. Bir sınıf olarak bu üç ayrı düzey, mevcudiyet bakımından Kutsal Üçleme hizmeti olarak bilinen fakat ikircikli bir kökene sahip olarak Erişimin Kutsal Üçleme Evlatları olarak bilinirler. Bu nedenle aşkın evrenin yönetim kolu, evrimsel dünyaların kusursuzlaştırılan ve yüceltilen evlatlarını içine alacak şekilde genişletilmiştir.
15:10.13 (178.13) Aşkın evrenin eş güdüm halindeki kurulu, önceki adlandırılışlarıyla, ve bunları takip eden birim yöneticileri ve diğer bölgesel denetçileri olarak yedi idare birimlerinden meydana gelmiştir.
15:10.14 (179.1) 1. Zamanın Ataları — aşkın evren çoğunluk birimlerinin yöneticileri.
15:10.15 (179.2) 2. Zamanın Geçmişleri — aşkın evrenin azınlık birimlerinin yönlendiricileri.
15:10.16 (179.3) 3. Zamanın Birliktelikleri — yerel evrenlerin idarecileri için Cennet danışmanları.
15:10.17 (179.4) 4. Zamanın İnançlıları — Yıldız takımı hükümetlerinin En Yüksek idarecileri için Cennet rehberleri.
15:10.18 (179.5) 5. Aşkın evren yönetim merkezlerinde görev alma imkânına sahip olabilen Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları.
15:10.19 (179.6) 6. Aşkın evren yönetim merkezlerinde mevcut olma yetkinliğine sahip olan Zamanın Ebedileri.
15:10.20 (179.7) 7. Yedi Yansıtıcı Görüntü Yardımcıları — yedi Yansıtıcı Ruhaniyetler ve onlar vasıtasıyla Cennetin Yedi Üstün Ruhaniyet’in temsilcilerinin sözcüleri.
15:10.21 (179.8) Yansıtıcı Görüntü Yardımcıları aynı zamanda, aşkın evren hükümetlerinde etkin bir konuma sahip olan varlıkların sayısız topluluklarının temsilcileri olarak da faaliyet gösterir; fakat onlar şu mevcut an içerisinde birçok farklı nedenden dolayı bireysel yetilerinde tamamen etkin değillerdir. Bu toplulukla bütünleşenler: Yüce Varlık’ın evrim içinde bulunan aşkın evren kişilik dışavurumları, Yücelik’in Koşulsuz Yüksek Denetimcileri, Nihayet’in Yetkin Vicegerentleri, Majeston’un isim verilmemiş ilişki yansıtıcıları, ve Ebedi Evlat’ın üstün kişilik ruhaniyet temsilcileridir.
15:10.22 (179.9) Neredeyse her zaman, aşkın evrenlerin yönetim merkezi dünyaları üzerinde yaratılmış varlıkların tüm topluluklarının temsilcilerini bulmak mümkündür. Aşkın evrenin olağan yardımcı olarak çalışması, kudretli ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri ve Sınırsız Ruhaniyet’in çok geniş ailesinin diğer bireyleri tarafından gerçekleştirilir. Aşkın evren idaresi, denetimi, hizmeti, ve yönetimsel yargısının işlevinde; Kâinatsal yaşamın her alanının akli yapıları, etkin hizmetle, mahir yönetimle, sevgi dolu yardımla ve adil yargıyla kucaklaşır.
15:10.23 (179.10) Aşkın evrenler elçisel temsilin hiçbir biçimini taşımazlar; onlar bütünüyle birbirlerinden ayrık bir konumdadır. Onlar kendilerine ait ortak olayları sadece Yedi Üstün Ruhaniyet tarafından yerine getirilen Cennet değişim merkezi vasıtasıyla öğrenebilirler. Onların idarecileri, Kâinatsal yaratımın diğer bölümlerinde hangi koşulda oluşum gösterdiğinden bağımsız olarak kendi aşkın evrenlerinin refahı için kutsal bilgeliğin kurullarında çalışırlar. Aşkın evrenlerin bu yalıtımı; onların eş güdümünün, evrim içerisinde olan deneyimsel Yüce Varlık’ın kişilik-egemenliğinin daha fazla kesinleşmiş gerçekleşmesi tarafından erişilinceye kadar devam edecektir.
15:11.1 (179.11) Uversa olarak bu tür dünyalar üzerinde, kusursuzluğun mutlakıyeti ve evrimin demokrasisinin temsilci varlıkları yüz yüze görüşmek için buluşurlar. Aşkın hükümetin yönetim kolu, kusursuzluğun âlemleri içinde bir kökensel oluşum olarak meydana gelir; yasama kolu ise evrim içindeki âlemlerin yükselişinden kaynağını alır ve buradan yayılır.
15:11.2 (179.12) Aşkın evrenin katılımcı meclisi yerleşke olarak yönetim merkezi dünyasıyla sınırlıdır. Bu yasama veya danışma kurulu yedi yasama organından meydana gelmektedir, aşkın evren kurullarına kabul edilen her yerel evrenden biri bağımsız bir temsilci seçer. Onların temsilcileri, Havona’ya erişim hakkını kazanmış Uversa üzerinde beklenenden daha uzun süre kalan, Orvonton’un yükseliş içinde olan kutsal yolcu mezunları arasından bu tür yerel evrenlerin yüksek kurulları tarafından seçilir. Onların ortalama görev süresi yaklaşık olarak aşkın evren ortak zamanının yüz yılı kadardır.
15:11.3 (180.1) Orvonton yöneticileri ve Uversa meclisi arasında hiçbir bir anlaşmazlığın yaşanmadığının bilgisine sahibim. Yine de buna ek olarak ifade etmek gerekir ki; içinde bulunduğumuz aşkın evren tarihinde, aşkın hükümetin yürütme bölümü katılımcı meclis bünyesinin yürürlüğe koyduğu bir tavsiye kararını uygulamakta tereddüt dahi etmemiştir. Bu iki yapı arasında her zaman en kusursuz uyum ve işlevsel anlaşma hüküm sürmüştür. Bu ifadeler bütünü göstermektedir ki; evrimsel varlıklar, kutsal doğa ve kusursuz kaynağın kişilikleriyle birlikte onları yakınlık içerisine sokmak için yetkin hale getiren kusursuzlaştırılmış bilgeliğin yükseklerine gerçekten erişebilirler. Aşkın evren yönetim merkezleri üzerindeki katılımcı meclisler, Kâinatın Yaratıcısı ve onun Ebedi Evladı’nın çok geniş olan bütüncül evrimsel kavramsallaşmasının bilgeliğini açığa çıkarır ve onun nihai zaferinin haberciliğini yapar.
15:12.1 (180.2) Uversa hükümetinin yürütücü ve karar alıcı kolları hakkında bilgilerimizi paylaşırken, Urantia’da olan sivil hükümetin belirli biçimlerinin karşılaştırılmasından bizim aynı zamanda üçüncü bir idare koluna veya tam adıyla yargı koluna sahip olmamız gerektiğinin çıkarsamasını yapabilirsiniz. Bu çıkarsamanız yerinde bir çıkarsamadır, fakat sahip olduğumuz yargı kolu ayrı bir görevlilerden oluşan bir yapıyı içinde barındırmaz. Mahkemelerimiz davanın çekimi ve doğası uyarınca bir Kutsal Danışman, bir Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcısı ve bir Zamanın Ataları vasıtasıyla hükmedilen yapı tarafından meydana gelmektedir. Bir birey, bir gezegen, sistem, takımyıldızı veya evren için, yâda bunlara karşı sunulacak herhangi bir kanıt Denetimciler tarafından takdim edilip yorumlanır. Zamanın çocuklarının ve evrimsel gezegenlerin savunması, yerel evrenler ve sistemler için aşkın evren hükümetinin yasal gözlemcileri olarak Kudretli Haberciler tarafından verilir. Yüksek hükümetin tavrı Yetkide Yüksek Olanlar tarafından şekillenir. Buna ek olarak bu mahkeme davalarının sonucunda çıkacak olan karar genellikle, katılımcı meclis tarafından seçilen algılayış kişiliklerinin bir topluluğu ve İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar tarafından eşit olarak katılan değişik büyüklükteki bir kurul vasıtasıyla oluşturulur.
15:12.2 (180.3) Zamanın Ataları’nın mahkemeleri, tüm katılımcı âlemlerin ruhsal hükmü için yüksek yargı mahkemeleridir. Yerel evrenlerin Egemen Evlatları kendilerine ait olan nüfuz alanlarında yüce bir konuma sahiptirler; onlar, irade sahibi yaratılmışların ortadan kaldırılması dışında kalan meselelerde Zamanın Ataları tarafından hüküm veya danışma için gönüllü olarak görüşlerini bildirdikleri ölçüde aşkın hükümete bağımlıdır. Yargının talimatları yerel evrenlerde oluşturulur, fakat irade sahibi yaratılmışların ortadan kaldırılmasıyla ilgili kararlar her zaman aşkın evrenin yönetim merkezlerinde alır ve onlar bu kurum tarafından uygulanır. Yerel evrenlerin Evlatlar’ı fani insanın varlığını sürdürmesine dair bir hükme varabilir, fakat sadece Zamanın Ataları ebedi yaşam ve ölüm hususlarında yönetici yargılayıcı mevkisinde oturabilir.
15:12.3 (180.4) Dava açılmasını gerektirmeyen tüm meselelerde; kanıtın sunulması, Zamanın Ataları veya onların birlikteliklerinin aldıkları kararlar ve onların idareleri her zaman oybirliğiyle alınır. Burada biz tam anlamıyla kusursuzluğun kurullarından bahsetmekteyiz, bu bakımdan yüce ve en üstün nitelikte olan mahkemelerin herhangi bir hükmü için hiçbir bir biçimde anlaşmazlıklar veya azınlıkta kalan düşünceler bulunmamaktadır.
15:12.4 (180.5) Belirli başlı küçük istisnalar dışında, aşkın hükümetler kendilerine ait nüfuz alanları üzerinde her unsur ve her varlık üzerinde yaptırım gücü uygularlar. Aşkın evren yönetimlerinin kararları ve idarelerinden kaynaklanan hiçbir temyiz talebi bulunmamaktadır, çünkü onlar Cennet’den gelenler olarak ilgili aşkın evrenin nihai sonu üzerinde hüküm sahibi biçimindeki Üstün Ruhaniyet ve Zamanın Ataları’nın çakışan düşüncelerini temsil ederler.
15:13.1 (181.1) Bir çoğunluk birimi; yaklaşık olarak yüz milyar yerleşime açık dünyalar biçimindeki on bin yerel evrenin oluşturduğu yüz azınlık biriminden meydana gelmiş olup, bir aşkın evrenin takriben onda birini teşkil eder. Bu çoğunluk birimleri, Yüce Kutsal Üçleme Kişilikleri olan Zamanın Kusursuzlaştırıcıları’nın üçü tarafından idare edilir.
15:13.2 (181.2) Zamanın Kusursuzlaştırıcıları’nın mahkemeleri her ne kadar Zamanın Ataları’nın bu kişileri tarafından oluşsa da, bu koşul onların âlemler üzerinde ruhsal karar mevkisinde oturmalarının dışında gerçekleşir. Bu çoğunluk birim hükümetlerinin işlevi başlıca uçsuz bucaksız bir yaratılmışın ussal düzeyiyle iniltilidir. Çoğunluk birimleri; Cennet İdarecileri’ne ait olan fani-yükselim tasarılarının işleyişiyle veya âlemlerin ruhsal idaresiyle eş zamanlı biçimde ilgilisi bulunmayan, rutin ve idari doğanın aşkın evren önemine ilişkin tüm vakalar, Zamanın Ataları’nın mahkemelerine sunuş için el koyulabilir, hüküm verebilir ve sınıflandırabilir. Bir çoğunluk birimi hükümetinin görevlisi aşkın evrendeki eşleniğinden herhangi bir farklılığı içinde barındırmaz.
15:13.3 (181.3) Uversa’nın muhteşem uyduları Havona’ya erişim için sizin nihai olan ruhsal hazırlığınızla ilgilidir; tıpkı bunun gibi Uversa çoğunluk beşinci biriminin yetmiş uydusu sizin aşkın evren ussal eğitimiz ve gelişiminiz için ayrılmıştır. Orvonton’un bütününden onlar, zamanın fanilerini ebediyetin sürecine doğru hazırlamak için yorulmak bilmeden çabalayan bilge varlıklarla birlikte burada toplanır. Yükseliş içinde bulunan fanilerin bu eğitiminin büyük bir kısmı yetmiş eğitim dünyası üzerinde gerçekleştirilir.
15:13.4 (181.4) Azınlık birim hükümetleri Zamanın Geçmişlerinin üçü tarafından idare edilir. Onların yönetimi, başlıca tamamlayıcı yerel evrenlerin idaresinin işleyişsel eş güdümü, fiziksel denetimi, birleşimi ve dengelenmesiyle iniltilidir. Her azınlık birimi, yaklaşık olarak sayıca bir milyar yerleşime açık dünyalardan veya bir milyon sistemlerden meydana gelen on bin takımyıldızının oluşturduğu yüz yerel evren kadarıyla bütünleşir.
15:13.5 (181.5) Azınlık birimi yönetim merkez dünyaları, Üstün Fiziksel Denetleyiciler’in çok büyük buluşma yerleridir. Bu yönetim merkez dünyaları; aşkın evrenin giriş okullarını oluşturan yedi eğitim alanları tarafından çevrelenmiş olup, kâinat âlemlerinin tümüyle ilgili iradesel ve fiziksel bilgi için eğitim merkezleridir.
15:13.6 (181.6) Azınlık birim hükümetlerinin yöneticileri, çoğunluk birim idarecilerinin eş zamanlı karar yetkisi altındadır. Zamanın Geçmişleri; takımyıldızlarının yönetim merkezlerindeki En Yüksekler’in kurullarına benzer bir biçimde bağlı olan Zamanın İnançlıları tarafından ve yerel evrenlerin yönetim merkezleri üzerindeki Kutsal Üçleme danışmanları ve gözlemcileri olarak konumlanan Zamanın Birliktelikleri’nden, bir aşkın evren için getirilen tüm tavsiyeleri eş güdüm haline getirmekten ve gözlemlerin raporlarının bütününü almakla sorumludur. Bu tür raporların tümü çoğunluk birimi üzerindeki Zamanın Kusursuzlaştırıcıları’na iletilmekte olup, bunun sonrasında ise onlar Zamanın Ataları’nın mahkemelerine ulaştırılır. Bu nedenle Kutsal Üçleme düzeni yerel evrenlerin takımyıldızlarından aşkın evren yönetim merkezlerine kadar olan bir çerçevede genişler. Yerel sistem yönetim merkezleri Kutsal Üçleme temsilcilerine sahip değillerdir.
15:14.1 (181.7) Yedi aşkın evrenin evriminde kendini gerçekleştirmekte olan yedi ana amaç bulunmaktadır. Aşkın evren evriminde her ana amaç kendisinin bütüncül dışavurumunu sadece yedi evrenden birinde bulur, bu bakımdan her yerel evren kendisine özel bir işleve ve benzersiz olan bir doğaya sahiptir.
15:14.2 (182.1) Yedinci aşkın evren olan ve sizi yerel evreninizin ait olduğu Orvonton, âlemlerin fanileri tarafından başlıca bağışlayıcı hizmetin fazlasıyla cömert ve devasa olan bahşedilmişliği sebebiyle tanınır. Zamanın özverisi, özgür olarak ebediyetin dengelenmesini sağlamak için yapılırken; o, sabır tarafından koşullanan bağışlama ve güç yöneticileri tarafından ölçülü hale getirilen adaletin hüküm sürdüğü durumlar için yenilenir. Orvonton, sevgi ve bağışlamanın Kâinatsal bir temsili örneğidir.
15:14.3 (182.2) Fakat Orvonton üzerinde kendisini gerçekleştiren evrimsel niyetin gerçek doğasına dair bizim kavrayışımızı tarif etmek çok zordur. Yine de bütünlüğün tek bir anlamıyla karşılıklı olarak burada bütünleşen altı yardımcı aşkın yaratımların içinde dışa vurulduğu biçimiyle, bu aşkın yaratım üzerinde Kâinatsal evrimin benzersiz olan altı amacını hissettiğimizi söylemek yerine olabilir. Ve bu nedenlerden dolayı biz bazı zamanlar, Yüce olan Tanrı’nın tamamlanmış ve evrimini gerçekleştirmiş kişileşmesinin uzak bir zamanda ve Uversa’dan, kendisinin bütüncül deneyimsel büyüklüğünde ve bunun neticesinde her şeye gücü yeten egemen kuvvetinde kusursuzlaştırılmış yedi aşkın evreni idare edeceğinin varsayımında bulunmaktayız.
15:14.4 (182.3) Tıpkı Orvonton’un doğası bakımından benzersiz ve nihai sonu itibariyle bireysel olması gibi, onun altı yardımcı aşkın evreninden her biri aynı niteliği taşır. Fakat bunun yanı sıra Orvonton’da gerçekleşen birçok oluşum sizin için açıklığa kavuşturulmamıştır; Orvonton yaşamının bu açığa çıkarılmamış özellikleri içinde onların birçoğunun bazı diğer aşkın evrenlerde çoğunlukla tamamlanmış dışavurumu bulunabilir. Aşkın evren evriminin yedi amacı tüm aşkın yedi aşkın evren boyunca işlev halindedir, fakat her aşkın yaratım bu amaçların en tamamlanmış dışavurumundan sadece bir tanesi açığa çıkaracaktır. Bu aşkın evren amaçlarını daha fazla kavramak hususunda, sizin algılayamadığınız birçok şeyden daha fazlası sizin için açığa çıkarılsa bile bunların sadece çok az bir kısmını kavrayabileceksiniz. Bu bütüncül anlatım bile sadece, sizin dünyanız ve yerel sisteminizin bir parçası olduğu engin yaratımın kısacık bir anlık bakışını yansıtır.
15:14.5 (182.4) İçinde bulunduğunuz dünya Urantia olarak adlandırılır, ve onun numarası Satania sistemi olan gezegensel topluluğunun içinde 606’dır. Bu sistem 619 tane yerleşime açık dünyadan oluşur, ve bunlara ek olarak iki yüz gezegen gelecek zamanın birinde yerleşmeye açık dünyalar haline gelmeye uygun olarak evrim içerisindedir.
15:14.6 (182.5) Satania, Jerusem olarak adlandırılan bir yönetim merkezine sahiptir, ve onun Norlatiadek takımyıldızının içerisindeki sistem numarası yirmi-dörttür. Norlatiadek yüz yerel sistemden oluşmakta olup, o Edentia olarak adlandırılan bir yönetim merkez dünyasına sahiptir. Nortlatiadek’in Nebadon âlemi içerisindeki numarası yetmiştir. Nebadon’un yerel evreni yüz takımyıldızından oluşmakta olup, onun başkenti Salvington olarak bilinir. Nebadon’un âleminin Ensa’nın azınlık birimi içerisindeki numarası seksen-dörttür.
15:14.7 (182.6) Ensa’nın azınlık birimi yüz yerel evrenden oluşmakta olup, Uversa üçüncü azınlık birimi olarak adlandırılan bir başkente sahiptir. Splandon’un çoğunluk birimi içerisinde bu azınlık biriminin numarası üçtür. Splandon yüz azınlık birimlerinden oluşmuş olup, o Uversa beşinci çoğunluk birimi olarak adlandırılan bir yönetim merkez dünyasına sahiptir. Burası, muhteşem Kâinatın yedinci bölgesi olan Orvonton’un aşkın evreninin beşinci çoğunluk birimidir. Bu nedenle kendi gezegeninizi, kâinat âlemlerinin tümünün düzenlenmesi ve idaresinin oluşumsal yapısı içerisinde tespit edebilirsiniz.
15:14.8 (182.7) Sizin dünyanız Urantia’nın muhteşem kâinat numarası 5,342,482,337,666. Bu kayıt numarası, Uversa ve Cennet üzerinde yerleşime açık dünyaların bulunduğu dizilim içindeki size ait numaralandırmadır. Buna ek olarak fiziksel-alan kayıt numarasının bilgisine sahibim, fakat böyle bir olağandışı büyüklüğe sahip olan dizilim fani akıl için çok az bir işlevsel yere sahiptir.
15:14.9 (183.1) İçinde bulunduğunuz gezegen devasa bir Kâinatın üyesidir; siz neredeyse sınırsız olan dünyalar ailesine aitsiniz. Fakat sizin âleminiz, tıpkı tüm varoluşun tek yerleşmeye açık dünyasıymışçasına eksiksiz bir biçimde idare edilip bütünsel bir sevgiyle beslenir.
15:14.10 (183.2) [Yerleşkesi Uversa’dan gelen bir Kâinatsal Denetimci tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
16. Makale
16:0.1 (184.1) CENNET’in Yedi Üstün Ruhaniyeti, Sınırsız Ruhaniyet’in öncül kişilikleridir. Bu öz benliğin çoğaltılmasının yedi katmanlı yaratıcı eylemi içinde Sınırsız Ruhaniyet, İlahiyat’ın üç kişiliğinin eksiksiz mevcudiyetinin doğasında matematiksel olarak var olan tüm ilgili olasılıkları denemiştir. Üstün Ruhaniyetler’in daha büyük sayılardaki oluşumlarını ortaya çıkarmak mümkün olsaydı onlar bu tür bir yaratımı gerçekleştirirlerdi, fakat üç İlahiyat’ın doğasında sadece sayıca yedi tane olan birliktelik içinde bulunan olasılıklar bütünü mevcuttur. Ve bu durum neden evrenin yedi büyük bölge içinde işlev dâhilinde olduğunu ve neden bu yedi sayısının temel olarak onun düzenlenmesinde ve yönetiminde esas olduğunu açıklar.
16:0.2 (184.2) Yedi Üstün Ruhaniyet, bu nedenden dolayı, kendi özünü ve bireysel niteliklerini şu yedi kaynaktan alır:
16:0.3 (184.3) 1. Kâinatın Yaratıcısı.
16:0.4 (184.4) 2. Ebedi Evlat.
16:0.5 (184.5) 3. Sınırsız Ruhaniyet.
16:0.6 (184.6) 4. Yaratıcı ve Evlat.
16:0.7 (184.7) 5. Yaratıcı ve Ruhaniyet.
16:0.8 (184.8) 6. Evlat ve Ruhaniyet.
16:0.9 (184.9) 7. Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet.
16:0.10 (184.10) Yaratıcı ve Evlat’ın Üstün Ruhaniyetler’in yaratımı sürecindeki eylemleri hakkında çok az şeyin bilgisine sahibiz. Göründüğü biçimiyle onlar, mevcudiyetlerine Sınırsız Ruhaniyet’in bireysel faaliyetleri sonucunda erişmişlerdir; fakat biz kesin bir biçimde Yaratıcı ve Evlat’ın onların kökenine katıldıkları yönünde bilgilendirildik.
16:0.11 (184.11) Ruhaniyet karakteri ve doğası bakımından Cennetin Yedi Ruhaniyetleri bir bütündür; fakat kimliklerinin tüm diğer özellikleri bakımından onlar birbirine benzememekte olup, onların aşkın-evrenler içindeki faaliyetlerinin sonuçları öyle bir nitelik gösterir ki onların her birinin arasındaki bireysel farklılıklar hataya yer bırakmayacak bir biçimde algılanabilir haldedir. Muhteşem evrenin yedi bölümünün tasarlanan sonuçlarının tümü, ve hatta dışsal uzayın bağdaşık bölümleri bile, yüce ve nihai yüksek denetimin bu Yedi Üstün Ruhaniyet’in ruhsal farklılıklarının dışında kalan nitelikleri tarafından koşullanmıştır.
16:0.12 (184.12) Üstün Ruhaniyetler birçok işleve sahiptir, fakat şu mevcut an içinde onların kendilerine özgü nüfuz alanı yedi aşkın evrenin merkezi yüksek denetimidir. Her Üstün Ruhaniyet devasa bir kuvvet-odak yönetim merkezlerini idare eder. Bu yönetim merkezleri Cennet çevresinin etrafında yavaş olan dönüşü gerçekleştirirken, bölümsel enerji dağıtımı ve onun özelleşen kuvvet denetiminin Cennet odak merkezinde ve aşkın evrenin eş zamanlı üstün denetiminin karşısındaki bir konumu her zaman korur. Herhangi bir aşkın evrenin dairesel çevre hatları gerçekte, üstün denetimi sağlayan Üstün Ruhaniyet’in Cennet yönetim merkezlerinde birleşir.
16:1.1 (185.1) Sınırsız Ruhaniyet olarak Bütünleştirici Yaratan, bölünmeye uğramamış olan İlahiyat’ın üçleme bütünlüğü kişileştirilmesinin tamamlanması için gereklidir. Bu üç katmanlı İlahiyat kişileştirilmesi içsel olarak bireyselliğin olanaklığı ve birliktelik içindeki dışavurum bakımından yedi katmanlıdır; bu nedenle Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in akli yapılara sahip ve potansiyel bakımdan ruhsal varlıklar tarafından yerleşik hale getirilecek âlemleri yaratmak için bunu takip eden planı Yedi Üstün Ruhaniyet’in kişileştirmesini kaçınılmaz hale getirmiştir. Yedi Aşkın Ruhaniyetleri alt mutlak kaçınılmaz olarak tanımlarken, İlahiyat’ın üç katmanlı kişileştirmesini mutlak kaçınılmaz olarak nitelendireceğiz.
16:1.2 (185.2) Yedi Üstün Ruhaniyet üç katmanlı İlahiyat’ın temsilcisi olarak gösterilemez olsalar da onlar, İlahiyat’ın ezelden beri varoluş içinde olan üç kişiliğinin yardımcı ve etkin faaliyetleri biçimindeki İlahiyat’ın yedi katmanlılığının ebedi temsilcisidir. Bu Yedi Ruhaniyetler, Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat, Sınırsız Ruhaniyet veya onların herhangi bir ikircikli birlikteliği tarafından, onların içinde ve onlar boyunca bu tür faaliyetlerde bulunmaya yetkindir. Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet birlikte hareket ettiklerinde, onlar aynı zamanda Yedinci Üstün Ruhaniyet boyunca hareket edebilme yetisine sahip olup bunu gerçekleştirir. Fakat bu eylem Kutsal Üçleme olarak yerine getirilmez. Üstün Ruhaniyetler tek ve bütüncül olarak herhangi bir veya olanak dâhilindeki tüm İlahiyat işlevlerini temsil ederler, fakat bu temsili katılımsal olarak veya Kutsal Üçleme olarak yerine getirmezler. Yedinci Üstün Ruhaniyet kişisel olarak Cennet Kutsal üçlemesi bakımından işlev dışıdır, ve bu durum onun kişisel olarak Yüce Varlık için neden faaliyet içinde olma yetisine sahip olduğunun nedenini oluşturur.
16:1.3 (185.3) Fakat Yedi Üstün Ruhaniyet kişisel gücün bireysel mevkilerinden, aşkın evren hâkimiyetinden ve Cennet İlahiyat’ının üçleme birlikteliği içinde Bütünleştirici Bünye’nin oluşturduğu birleşimden ayrıldıklarında, onlar burada bunun sonucunda evrimleşen âlemlerde ve Kutsal Üçleme olan bölünmez İlahiyat’ın yetki alanı, bilgeliği ve işlevsel gücünü toplu olarak temsil ederler. İlahiyat’ın böyle bir Cennet birlikteliğinin başat yedi katmanlı dışavurumu gerçekte, Nihayet ve Yücelik içindeki üç ebedi İlahiyat’ın davranışını ve her niteliğinin bütününü kelimenin tam anlamıyla kapsar ve onunla bütünleşir. Bunun sonucunda ve orada Yedi Üstün Ruhaniyet’in katıldığı tüm işlevsel amaçlar ve niyetler, üstün evrende ve onun için olan Yücelik-Nihayet’inin faaliyet içerisindeki nüfuz alanlarını kapsamı içine alır.
16:1.4 (185.4) Bizim algılayabildiğimiz kadarıyla bu Yedi Ruhaniyet, İlahiyat’ın üç ebedi kişilerinin kutsal eylemleriyle birliktelik halindedir; fakat bunun yanı sıra Mutlak’ın üç ebedi fazının işlevsel mevcudiyetiyle doğrudan bir birlikteliğinin hiçbir kanıtını tespit edememiş durumdayız. Onlar bir araya geldiklerinde Üstün Ruhaniyetler, eylemin kabataslak bir biçimde sınırlı nüfuz alanı olarak algılanabilecek olan Cennet İlahiyatları’nı yansıtır. Bu durum her ne kadar nihayet kavramsallaşmasıyla bütünleşebilirken, o mutlak değildir.
16:2.1 (185.5) Tıpkı Ebedi ve Özgün Evlat’ın, kutsal Evlatlar’ın sürekli artan sayılarının kişileri vasıtasıyla açığa çıkarıldığı gibi; Sınırsız ve Kutsal Ruhaniyet, Yedi Üstün Ruhaniyet ve onların birliktelik içerisinde olduğu ruhaniyet toplulukları bağlantılarıyla açığa çıkarılır. Her şeyin merkezinde Sınırsız Ruhaniyet erişilebilir bir niteliğe sahiptir, fakat Cennet’e erişenlerin hepsi onun kişiliğini ve farklılaşan mevcudiyetini eş zamanlı olarak kavrayamaz. Fakat merkezi evrene ulaşan herkes, yolculuklarını henüz tamamlamış olan mekân yolcuların kökeninden geldiği aşkın evren üzerinde hâkim olan Yedi Üstün Ruhaniyet’den biriyle eş zamanlı olarak bütünleşme yetisine sahip olup bunu gerçekleştirir.
16:2.2 (186.1) Cennet Yaratıcısı ve Evlat bütüncül olarak sadece Sınırsız Ruhaniyet biçiminde faaliyet içerisinde bulunurken, Cennet Yaratıcısı kâinat âlemlerinin tümü için sadece kendi Evlat’ı vasıtasıyla iletişim kurar. Havona ve Cennet dışında ise Sınırsız Ruhaniyet sadece Yedi Üstün Ruhaniyet’in seslenişiyle kendisini ifade eder.
16:2.3 (186.2) Sınırsız Ruhaniyet kişisel mevcudiyetini Cennet-Havona sisteminin sınırları içerisinde ortaya koyar; bunların dışında kalan herhangi bir yerde onun kişisel ruhaniyeti Yedi Üstün Ruhaniyetin biri tarafından ve onun vasıtasıyla uygulanır. Bu nedenle Üçüncül Kaynak ve Merkez’in herhangi bir dünya veya herhangi bir birey üzerindeki aşkın evren ruhaniyet mevcudiyeti, yaratımın bu biriminin Üstün Ruhaniyet üst denetiminin benzersiz doğası tarafından belirlenir. Bunun tersi bir biçimde ruhaniyet kuvveti ve usunun bütünleşen doğrultularının içsel geçişi İlahiyatın Üçüncül Kişiliği’ne Yedi Üstün Ruhaniyet’in kanalı tarafından sağlanır.
16:2.4 (186.3) Yedi Üstün Ruhaniyet, Üçüncül Kaynak ve Merkez’in toplu olarak yücelik-nihayet özellikleriyle donatılmıştır. Onlardan her biri bu edinimden bireysel olarak bir parça alsa da, onlar sadece bütünsel olarak her şeye gücü yetmenin, her yerde mevcut bulunmanın ve her şeyi bilmenin özelliklerini dışa vururlar. Onlardan hiçbiri kâinatsal olarak faaliyette bulanamazlar; bireysel olmalarına ek olarak yüceliğin ve nihayetin güçlerinin uygulanmasında onlardan her biri kişisel bir biçimde aşkın evrenin dolaysız üstün denetimiyle sınırlıdır.
16:2.5 (186.4) Bütünleştirici Bünye’nin kişiliği ve kutsallığı ile ilgili size söylenen her şeyin tümü; muhteşem kâinatın yedi birimi için onların kutsal edinimi uyarınca ve farklılaşan bireysel olarak benzersiz doğaları bakımından, Sınırsız Ruhaniyet’i çok etkin bir biçimde dağıtan Yedi Üstün Ruhaniyet’e eşit ve bütüncül olarak birebir uyar. Bu nedenle Sınırsız Ruhaniyet’in isimlerinin herhangi biri veya tümü, yedisel birliğin bütünsel topluluğuna uygulanmak için uygundur. Toplu olarak onlar alt mutlak düzeylerinin tümü üzerinde Bütünleştirici Bünye ile bir bütündür.
16:3.1 (186.5) Yedi Üstün Ruhaniyet tarif edilemez varlıklardır, fakat onlar belirgin ve kesin olarak bireysel bir hüviyete sahiptirler. Onların isimleri vardır, fakat biz onları numaralarıyla adlandırmayı tercih etmekteyiz. Sınırsız Ruhaniyet’in öncül kişileşmesi olarak onlar birbirine benzerdir, fakat üçleme halinde bulunan İlahiyat’ın yedi olası birlikteliğin öncül dışavurumları olarak onlar doğaları bakımından öz itibariyle çeşitlilik gösterir. Buna ek olarak bahse konu doğanın bu çeşitliliği onların aşkın evren faaliyetinin farklılaşmasını belirler. Bu Yedi Üstün Ruhaniyet şu biçimlerde tarif edilebilir:
16:3.2 (186.6) Birinci Üstün Ruhaniyet. Özel bir biçimde bu Ruhaniyet Cennet Yaratıcısı’nın doğrudan temsilidir. Kendisi, Kâinatın Yaratıcısı’nın bilgeliğinin, kuvvetinin ve sevgisinin etkili ve özel bir dışavurumudur. Divinington üzerindeki Kişileştirilmiş Düzenleyicilerin Okulu’nda yöneticilik yapan varlık olarak Gizem Görüntüleyicileri’nin yüksek danışmanı ve yakın yardımcısıdır. Yedi Üstün Ruhaniyet’in tüm birlikteliklerinde Kâinatın Yaratıcısı adına konuşan her zaman Birinci Üstün Ruhaniyet’dir.
16:3.3 (186.7) Bu Ruhaniyet ilk aşkın evren üzerinde hâkimiyetine sahip olup, Sınırsız Ruhaniyet’in başat bir kişileşmesinin kutsal doğasını hataya yer bırakmayan bir biçimde dışa vururken özellikle Kâinatın Yaratıcısı’na kişilik bakımından daha çok benzemektedir. O her zaman, ilk aşkın evrenin yönetim merkezlerinde yedi Yansıtıcı Ruhaniyetler’le birlikte kişisel birlikteliğin içindedir.
16:3.4 (187.1) İkinci Üstün Ruhaniyet. Bu Ruhaniyet, tüm yaratılmışların ilk doğanı olan Ebedi Evlat’ın cezp edici karakterini ve eşi benzeri olmayan doğasını çok yerinde bir biçimde resmeder. Tanrı'nın Evlatları bireyler veya onların hoşnut oldukları özel topluluğunun içinde olarak yerleşik evrende her nerede açığa çıkarsa çıksınlar, o her zaman onların tüm düzeyleriyle yakın birliktelik içerisindedir. Yedi Üstün Ruhaniyet’in meclislerinin tümünde, o her zaman Ebedi Evlat adına konuşmaktadır.
16:3.5 (187.2) Bu Ruhaniyet ikinci aşkın-evrenin nihai sonlarını yönlendirmekte olup, tıpkı Ebedi Evlat’ın yapacağı gibi bu çok geniş olan nüfuz alanını idare eder. O her zaman, ikinci aşkın-evrenin başkentinde konumlanmış yedi Yansıtıcı Ruhaniyetler’le birliktelik içerisindedir.
16:3.6 (187.3) Üçüncü Üstün Ruhaniyet. Bu Ruhaniyet kişiliği özellikle Sınırsız Ruhaniyet’e benzemekte olup, o Sınırsız Ruhaniyet’in yüksek kişiliklerinin birçoğunun hareketlerini ve faaliyetlerini yönlendirir. O kendi meclisleri üzerinde hâkimiyet sağlamakta olup, Üçüncül Kaynak ve Merkez’den ayrıcalıklı kökenini alan tüm kişiliklerle birlikte yakın birliktelik içerisindedir. Yedi Üstün Ruhaniyet bahse konu olan kurulda bulunduğu zaman, Sınırsız Ruhaniyet adına her zaman konuşan Üçüncü Üstün Ruhaniyet’tir.
16:3.7 (187.4) Bu Ruhaniyet üçüncü aşkın-evrenin yönetiminde olup, o tıpkı Sınırsız Ruhaniyet’in fazlasıyla yapacağı gibi bu birimin olaylarını idare eder. O her zaman üçüncü aşkın-evrenin yönetim merkezlerinde olan Yansıtıcı Ruhaniyetler’le birliktelik içerisindedir.
16:3.8 (187.5) Dördüncü Üstün Ruhaniyet. Yaratıcı ve Evlat’ın bütünleşen doğalarından kaynağını olan bu Üstün Ruhaniyet, Yedi Üstün Ruhaniyet’in kurullarındaki Yaratıcı-Evlat politikaları ve işlevsel süreçleri hususunda belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu ruhaniyet, Sınırsız Ruhaniyet’e erişen bu yükseliş varlıklarının başlıca yöneticisi ve danışmanı olup; bu nedenle Yaratıcı ve Evlat’ı görme yetisine sahip olabilecek adaylardan biri haline gelir. Kendisi, Yaratıcı ve Evlat’dan kaynağını alan kişiliklerin devasa topluluğunu destekler. Yaratıcı ve Evlat’ı temsil etmek gerekli haline geldiğinde ve Evlat Yedi Üstün Ruhaniyet’le birliktelik içinde olduğunda, onlar adına her zaman konuşacak olan Dördüncü Üstün Ruhaniyet’dir.
16:3.9 (187.6) Bu Ruhaniyet, kendisinin özel birlikteliğinin Ebedi Evlat ve Kâinatın Yaratıcısı’nın özellikleri uyarınca muhteşem kâinatın dördüncü birimini destekler. O her zaman, dördüncü aşkın evrenin yönetim merkezlerinin Yansıtıcı Ruhaniyetleri ile birlikte kişisel bütünlük içerisindedir.
16:3.10 (187.7) Beşinci Üstün Ruhaniyet. Kâinatın Yaratıcısı ve Sınırsız Ruhaniyet’in karakterini ayrıcalıklı bir biçimde harmanlayan bu kutsal kişilik; fiziksel denetleyiciler, güç merkezleri ve güç yöneticileri olarak bilinen varlıkların devasa topluluklarına danışmanlık yapmaktadır. Bu Ruhaniyet aynı zamanda, Yaratıcı ve Bütünleştirici Bünye içerisinden kaynağını alan kişiliklerin tümünü destekler. Yedi Üstün Ruhaniyet’in kurullarında Yaratıcı-Ruhaniyet tutumu sorgulandığında, her zaman bu husus hakkında konuşan Beşinci Üstün Ruhaniyet’dir.
16:3.11 (187.8) Bu Ruhaniyet, beşinci aşkın evrenin refahını Sınırsız Ruhaniyet ve Kâinatın Yaratıcısı’nın bütünleşen faaliyetini yansıtan bir biçimde yönlendirir. Kendisi her zaman, beşinci aşkın evrenin yönetim merkezinde Yansıtıcı Ruhaniyetler ile birliktelik halindedir.
16:3.12 (187.9) Altıncı Üstün Ruhaniyet. Bu kutsal varlık, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet’in birleşik karakterini temsil ediyor bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. Her ne zaman yaratılmışlar, merkezi evrende Evlat ve Ruhaniyet’in birlikteliği tarafından bütüncül bir biçimde yaratıldığında, onların danışmanı bu Üstün Ruhaniyet’dir. Buna ek olarak her ne zaman Yedi Üstün Ruhaniyet’in meclislerinde Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet hakkında bütüncül bir biçimde yapılacak görüşün ihtiyacı hissedilse bu duruma cevap veren her zaman Altıncı Üstün Ruhaniyet’dir.
16:3.13 (188.1) Bu Ruhaniyet, tıpkı Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet’in fazlasıyla yapacağı gibi altıncı aşkın evren olaylarını yönetir. Kendisi her zaman altıncı aşkın evren yönetim merkezlerinde Yansıtıcı Ruhaniyetler’le birliktelik halindedir.
16:3.14 (188.2) Yedinci Üstün Ruhaniyet. Yedinci aşkın evrenin yönetiminde olan bu Ruhaniyet; Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet’in benzersiz bir biçimde eşit olan temsilini sergiler. Yedinci Ruhaniyet tüm üçleme bütünlüğü-kaynaklı olan varlıklarının yardımcı danışmanı olarak; Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in bütünleşen hizmeti yardımıyla ihtişamın mahkemelerine ulaşan bu düşük düzeyde bulunan varlıklar biçimindeki Havona’nın yükselen kutsal yolcularının tümünün yöneticisi ve danışmanıdır.
16:3.15 (188.3) Yedinci Üstün Ruhaniyet yaşamsal işleyiş bakımından Cennet Kutsal Üçlemesi’nin temsilcisi değildir; fakat onun kişisel ve ruhsal doğası, üç sınırsız kişiliğin eşit temsillerindeki Bütünleştirici Bünye’nin tasviri olduğu bilinen bir gerçektir. Bu kişiliğin İlahi birlikteliği Cennet Kutsal Üçlemesi’dir; buna ek olarak onun bu yöndeki işlevi Yüce olan Tanrı’nın kişisel ve ruhsal doğasının kaynağıdır. Bu nedenle Yedinci Üstün Ruhaniyet, evrimleşen Yücelik’in ruhaniyet kişiliğiyle bireysel ve organik ilişkiyi açığa çıkarır. Bunun sonucunda yüksek konumda bulunan Üstün Ruhaniyet meclisleri içinde; Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in bütünleşen kişisel veya Yüce Varlık’ın ruhsal tutumunu temsil için seçim işlemi gerekli olduğunda Yedinci bu hususta faaliyette bulunan Yedinci Üstün Ruhaniyet’dir. Kendisi doğası gereği bu bakımdan, Yedi Üstün Ruhaniyet’in Cennet kurulunun başkanlığını idare eden bir konuma gelir.
16:3.16 (188.4) Yedi Ruhaniyetler’in hiçbiri yaşamsal işleyiş bakımından Cennet Kutsal Üçlemesi’nin temsilcisi değildir; fakat onlar yedi katmanlı İlahiyat olarak bir araya geldiklerinde, bireysel bakımdan değil fakat ilahi bir bakımından bu birliktelik içinde olabilecek Kutsal Üçleme faaliyetleri işlevsel bir düzeyde birbirine denk düşmektedir. Aynı zamanda bu bağlamda Yedinci Üstün Ruhaniyet bazı zamanlarda Kutsal Üçleme tutumlarıyla uyum içerisinde veya Cennet Kutsal Üçlemesi’nin tutumu olan Üç Katmanlı İlahiyat-birliğinin tutumuyla alakalı olan Yedi-Katmanlı-Ruhaniyet-birliğinin tutumu için sözcü biçiminde faaliyet gösterir.
16:3.17 (188.5) Yedinci Üstün Ruhaniyet’in çok yönlü faaliyetleri bu nedenle; Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in kişilik doğalarının bütünleşen bir tasvirinden, Yüce olan Tanrı’nın kişilik tutumunun bir temsili boyunca, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin ilahi tutumunun bir dışavurumuna kadar genişleyen çerçeveye yayılır. Buna ek olarak bazı belirli açılardan bu hükmeden Ruhaniyet, Nihayet ve Yüce-Nihayet’inin tutumlarının benzer bir biçimde yansımasıdır.
16:3.18 (188.6) Çok yönlü olan yetilerinde, zamanın dünyalarından kendi çabalarıyla Yücelik’in bölünmez İlahiyat’ının kavrayışına ulaşmayı amaçlayan yükseliş adaylarının ilerleyişini kişisel olarak sağlayan Yedinci Üstün Ruhaniyet’in kendisidir. Bu tür bir kavrayış, Yücelik’in birliğinin yaratılmışın kavrayışını oluşturması için Yüce Varlık’ın genişleyen deneyimsel egemenlik kavramsallaşmasıyla birlikte oldukça eş güdüm haline getirilmiş Yüceliğin Kutsal Üçlemesi’ne ait olan deneyimsel egemenliğin bir algısını içine alır. Yaratılmışın bu üç unsuru gerçekleştirmesi; İlahiyat’ın üç sınırsız kişilerini keşfetmek biçimindeki Kutsal Üçleme’ye nihai olarak erişimin yetisiyle birlikte zamanın kutsal yolcularını donatıp, Kutsal Üçleme’nin Havona algısının bir araya gelmesini sağlar.
16:3.19 (188.7) Havona kutsal yolcularının Yüce olan Tanrı’yı tamamiyle bulma hususundaki yetkinsizliği, Yücelik’in ruhaniyet kişiliğinin çok özel bir biçimde açığa çıkarılmasının üçleme bütünlüğü doğasına sahip olan Yedinci Üstün Ruhaniyet tarafından telafi edilir. Yücelik’in kişiliğinin erişilemezliğinin mevcut evren çağı sürecinde Yedinci Üstün Ruhaniyet, kişisel ilişkiler hususunda yükseliş yaratılmışlarının Tanrı’sı konumunda faaliyet gösterir. O, yükseliş içinde olanların tümü ihtişamın merkezlerine ulaştığında onların kesin olarak tanıyacakları ve bir biçimde kavrayacakları bir yüksek ruhaniyet varlığıdır.
16:3.20 (189.1) Bu Üstün Ruhaniyet her zaman, yaratımın bizim birimimizde bulunan yedinci aşkın evrenin yönetim merkezi olan Uversa’nın Yansıtıcı Ruhaniyetleri ile birliktelik halindedir. Orvonton’a ait olan onun yönetimi; Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in kutsal doğalarının eş güdümsel harmanlanmasının muhteşem olan simetrisini açığa çıkarır.
16:4.1 (189.2) Yedi Üstün Ruhaniyet, evrimsel âlemler için Sınırsız Ruhaniyet’in bütüncül temsilidir. Onlar; enerji, akıl ve ruhaniyet ilişkilerinde Üçüncül Kaynak ve Merkezi temsil ederler. Onlar Bütünleştirici Bünye’nin kâinatsal idari denetiminin eş güdüm halindeki baş sorumluları olarak faaliyette bulunurken, onların kendilerine olan kökensel kaynağını Cennet İlahiyatları’nın eylemlerinden aldığını unutmayınız. Bu Yedi Ruhaniyet’in, “Tanrı'nın Yedi Ruhaniyet’inin kâinatın tümüne gönderildiği” biçimindeki söylemsel haliyle, üçleme haline bulunan İlahiyat’ın kişiselleşmiş fiziksel gücü, kâinatsal aklı ve ruhsal mevcudiyeti olduğu kelimenin tam anlamıyla gerçektir.
16:4.2 (189.3) Üstün Ruhaniyetler, mutlak haricindeki gerçekliğin kâinat düzeylerinin tümü üzerinde onların faaliyette bulunması bakımından benzersizdir. Onlar bu sebepten dolayı, aşkın evren eylemlerinin tüm düzeyleri üzerinde yönetimsel olaylarının bütün fazlarının kusursuz ve etkin yüksek denetimcileridir. Üstün Ruhaniyetler ile ilgili birçok konu hakkında fani aklın algısı zorluk çekmektedir, çünkü onların görevleri bir hayli özelleşmiştir ve aynı zamanda oldukça istisnai bir biçimde maddesel ve bunun yanında fazlasıyla benzersiz bir biçimde ruhsaldır ki yine de bu bakımdan o tümüyle bütünseldir. Kâinatsal aklın bu çok yönlü olan yaratılmışları, Evren Güç Yönlendiricileri’nin ataları olup; onlar kendileri içinde çok geniş ve uçsuz bucaksız olan yaratılmış-ruhaniyet yaratımının yüce yöneticileridir.
16:4.3 (189.4) Yedi Üstün Ruhaniyet; üstün kâinatın fiziksel enerjilerinin düzenlenmesi, denetimi ve işleyişsel yapılandırılması için hayati öneme sahip olan unsurlar olarak, Kâinat Güç Yöneticileri’nin ve onların yardımcılarının yaratıcılarıdır. Buna ek olarak yine bu Üstün Ruhaniyetler, yerel evrenlerin düzenlenmesi ve şekillenmesi görevinde Yaratan Evlatlar’a oldukça maddi bir biçimde destek olurlar.
16:4.4 (189.5) Koşulsuz Mutlaklık’ın kuvvet faaliyetleri ve Üstün Ruhaniyetler’in kâinatsal enerji görevi arasındaki herhangi kişisel bir ilişkinin izini sürmeye yetkin değiliz. Üstün Ruhaniyetler’in yetki alanı altında enerji dışavurumlarının tümü Cennet’in çevresinden yönlendirilir; onlar, Cennet’in alt yüzeyi ile birlikte tanımlanan kuvvet olgular bütünüyle herhangi bir doğrusal biçimde birliktelik halinde ortaya çıkmazlar.
16:4.5 (189.6) Şüphesiz olarak birçok Morontia Güç Üstün Denetleyicileri’nin işlevsel eylemleriyle karşılaştığımızda, Üstün Ruhaniyet’in açığa çıkarılmamış belirli eylemleriyle karşı karşıya gelmekteyiz. Fiziksel denetleyicilerin ve ruhaniyet yardımcılarının bu atalarının dışında, kim morontia özü ve usu olan evren gerçekliğinin şimdiye kadar bir mevcudiyet dışı fazını üretmek için maddi ve ruhsal enerjileri bir araya getirip onları bütünleştirmeyi sağlayabilirdi?
16:4.6 (189.7) Ruhsal dünyalarla ilgili gerçekliğin birçoğu, Urantia üzerinde tamamıyla bilinmez bir niteliğe sahip olan kâinat gerçekliğinin bir fazı olan morontia düzeyine aittir. Kişiliğin mevcudiyetinin amacı ruhsallıktır; fakat morontia yaratılmışları her zaman, ilerleyen ruhsal düzeyin aşkın evren alanları ve fani kaynağının maddi alanları arasındaki açıklığın birbirine bağlanması biçiminde sürece müdahil olurlar. Bu alan üzerinde Üstün Ruhaniyetler, insanın Cennet yükselişinin tasarısına kendilerinden gelen büyük bir katkı sağlarlar.
16:4.7 (190.1) Yedi Üstün Ruhaniyet, muhteşem evren boyunca faaliyet gösteren kişisel temsilcilere sahiptir; fakat kendilerine tabi bu varlıkların geniş bir çoğunluğu doğrudan bir biçimde, Cennet kusursuzluğun doğrultusu dâhilinde fani ilerlemenin yükseliş düzeniyle iniltili değildir. Bu hususta onlar hakkında az veya çok hiçbir şey açığa çıkarılmamıştır. Yedi Üstün Ruhaniyet’in eyleminin çok büyük çoğunluğu insan algılayışından saklı bir biçimde tutulmaktadır, çünkü bu durum hiçbir biçimde sizin Cennet yükselim sorununuzla doğrudan bir ilişkiye sahip değildir.
16:4.8 (190.2) Her ne kadar biz kesin bir kanıt sağlayamasak da, Orvonton’un Üstün Ruhaniyet’inin eylemin bahse konu şu alanları üzerinde belirli bir etki bırakması yüksek bir olasılık dâhilindedir:
16:4.9 (190.3) 1. Yerel evren Yaşam Taşıyıcıları’nın hayat başlatım mevzuatları.
16:4.10 (190.4) 2. Yerel bir evren Yaratıcı Ruhaniyet’i tarafından dünyalar üzerinde bahşedilen emir-yardımcı akıl-ruhaniyetleri.
16:4.11 (190.5) 3. Düzenlenmiş maddenin doğrusal çekime tabi olan birimleri tarafından enerji dışavurumlarında sergilenen dalgalanmalar.
16:4.12 (190.6) 4. Koşulsuz Mutlaklık’ın kavrayışından tamamen serbest bırakıldığında ortaya çıkan enerjinin davranışı sebebiyle, Kâinat Güç Yöneticileri ve onların yardımcılarının etkilerine ve doğrusal çekimin dolaysız tepkisine karşılık verir bir konuma gelmesi.
16:4.13 (190.7) 5. Urantia üzerinde Kutsal Ruh olarak bilinen yerel bir evren Yaratıcı Ruhaniyeti’nin yardımcı ruhaniyetinin bahşedilişi.
16:4.14 (190.8) 6. Urantia üzerinde Huzur Sağlayıcı veya Doğruluğun Ruhaniyeti olarak adlandırılan bahşedilmiş Evlatlar’ın ruhaniyetinin takip eden ihsanı.
16:4.15 (190.9) 7. Yerel evrenlerin ve aşkın evrenin yansıma işleyişi. Bu olağandışı olgular bütünüyle bağlı birçok özellik, Yüce Varlık ve Bütünleştirici Bünye’nin birlikteliğinde Üstün Ruhaniyetler’in eylemleri hakkında tasavvurlarda bulunmadan ne ussal olarak anlaşılabilir ne de mantıksal bir biçimde açıklanabilir.
16:4.16 (190.10) Yedi Üstün Ruhaniyet’in çok katmanlı çalışmalarını yeteri bir biçimde kavrayamayışımızla iniltili olan başarısızlığımıza rağmen; kâinat eylemlerinin bu çok geniş olan kapsamı her neyle ilişki dâhilinde olursa olsun, onun hiçbir biçimde Düşünce Denetleyicileri’nin hizmeti ve bahşedilmişliğine ek olarak Koşulsuz Mutlaklık’ın anlaşılamaz faaliyetlerinin iki alanıyla iniltili olmadığından eminiz.
16:5.1 (190.11) Her bireysel evren ve dünya biçimindeki muhteşem kâinatın tüm birimleri, Yedi Üstün Ruhaniyet’in bütünleşen desteği ve bilgeliğinin yararlarından faydalanır; fakat onlar sadece biri tarafından kişisel iletişimine ve onun varlıksal izine ulaşabilirler. Buna ek olarak Üstün Ruhaniyet’in kişisel doğası, onun içinde bulunduğu aşkın evreni bütünüyle hâkimiyeti altına alıp, onu özgür bir biçimde şekillendirir.
16:5.2 (190.12) Yedi Üstün Ruhaniyet’in bahse konu kişisel etkisi boyunca, Havona ve Cennet’in dışındaki ussal varlıkların her düzeyinin her bir yaratılmışı, bu Yedi Cennet Ruhaniyetleri’nin birinin atalarından gelen birtakım doğasal kişisel belirtilerinin karakteristik özelliğini taşımakla yükümlüdür. Yedi aşkın evren ile iniltili insan veya melek halindeki her özgün yaratılmış, bahse konu bu doğum izinin tanımlayıcı nişanını sonsuza kadar taşıyacaktır.
16:5.3 (191.1) Yedi Üstün Ruhaniyet doğrudan bir biçimde, mekânın evrimsel dünyaları üzerinde bireysel yaratılmışların maddi akıllarına müdahalede bulunmaz. Urantia’nın fanileri, Orvontonun Üstün Ruhaniyeti’nin akıl-ruhaniyet etkisinin kişisel mevcudiyetini deneyimlememektedir. Eğer bu Üstün Ruhaniyet, yerleşime açık bir dünyanın daha önceki evrimsel çağları boyunca bireysel fani akılla birlikte herhangi bir iletişime erişebilirse; bu durum, her yerel yaratımın nihai sonu üzerinde hâkimiyete sahip olan, Tanrı’nın Yaratan Evladı’nın yardımcısı ve eşi biçimindeki yerel evren Yaratıcı Ruhaniyet’in hizmeti vasıtasıyla gerçekleşir. Fakat tam da bu Yaratıcı Ana Ruhaniyet doğası ve karakteri bakımından Orvontonun Üstün Ruhaniyeti’ne fazlasıyla benzemektedir.
16:5.4 (191.2) Bir Üstün Ruhaniyet’in fiziksel ayırt edici belirtisi, insanın maddi kökeninin bir parçasıdır. Morontia sürecinin tamamı, bu aynı Üstün Ruhaniyet’in devam eden etkisi altında yaşanmaktadır. Yükseliş içinde bulunan bir faninin daha sonra içinde bulunacağı ruhani sürecin, bahse konu bu üstün denetimini sürdüren Ruhaniyet’in ayırt edici belirtisini tamamiyle ortadan kaldırmayacak oluşu, herhangi bir biçimde şaşılması gereken bir durumu içinde barındırmaz. Bir Üstün Ruhaniyet’in etkisi, fani yükselimin Havona öncesi her düzeyinin bu mevcudiyeti için temel bir nitelik arz eder.
16:5.5 (191.3) Evrimsel fanilerin yaşam deneyimlerinde sergilenen farklı kişilik türleri, her aşkın evrenin kendine özgü bir karakteri ve baskın olan Üstün Ruhaniyet’in doğasının doğrudan bir dışavurumu olarak bütüncül bir biçimde silinemez. Bu durumun gerçekliği; bahse konu yükseliş içinde olanların, Havona’nın bir milyara varan eğitim alanları üzerinde karşılaşılan uzun süreli öğretimine ve birleştirici disiplinine tabi olmasında sonra bile değişmez. Bunu takiben gerçekleşen yoğun Cennet kültürü bile aşkın evren kökeninin ayırt edici doğum izlerini silmeye yetmez. Tüm ebediyet boyunca yükseliş içinde bulunan bir fani, kökenini aldığı aşkın evreninde hâkimiyete sahip olan Ruhaniyet’in belirleyici özelliklerini göstermeye devam edecektir. Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nde bile evrimsel yaratım için tamamlanmış bir Kutsal Üçleme ilişkisini yansıtmak veya ona ulaşmak arzulandığında, kesinleştiricilerin yedisinin oluşturduğu bir birlik her bir aşkın evrenden bir tane üye alınmak suretiyle toplanır.
16:6.1 (191.4) Üstün Ruhaniyetler, muhteşem kâinatın akli potansiyeli olarak kâinatsal aklın yedi katmanlı kaynağıdır. Bu kâinatsal akıl, Üçüncül Kaynak ve Merkez aklının alt-mutlak bir dışavurumudur; buna ek olarak belirli biçimler dâhilinde o, işlevsel olarak evrimleşen Yüce Varlık’ın aklıyla ilişkilidir.
16:6.2 (191.5) Urantia gibi bir dünya üzerinde, insan ırklarını ilgilendiren olaylar içinde Yedi Üstün Ruhaniyet’in doğrudan etkisiyle karşılaşmamaktayız. Siz bu ırkların mensubu olan üyeler olarak, Nebadonun Yaratıcı Ruhaniyeti’nin dolaysız biçimdeki etkisi altında yaşamınızı sürdürmektesiniz. Yine de bahse konu bu Üstün Ruhaniyetler tüm yaratılmış aklın temel tepkileri üzerinde baskın bir etkiye sahiptir; çünkü onlar, zaman ve mekânın evrimsel dünyalarında yerleşik olan bu bireylerin yaşamlarında faaliyet göstermek için, yerel evrenler içinde özelleşen ruhsal ve ussal potansiyellerin mevcut kaynaklarıdır.
16:6.3 (191.6) Kâinatsal aklın gerçekliği, insan ve insan-üstü akılların çeşitli türleri arasındaki akrabalığı açıklamaktadır. Sadece ruhdaş olan ruhaniyetler birbirleri için çekici değillerdir; fakat aynı zamanda akıldaşlar olan uslar bütünlük içinde olup birbirleriyle yapacakları eş güdüme yatkındırlar. İnsan akılları bazen açıklanamayan anlaşmanın ve hayranlık verici benzerliğin kanallarında hareket ediyor bir biçimde gözlenir.
16:6.4 (191.7) Kâinatsal aklın tüm kişilik birlikteliklerinde “gerçeklik tepkisi” olarak adlandırılabilecek bir nitelik bulunmaktadır. İrade sahibi yaratılmışların bu kâinatsal akıl edinimi onları dinin, felsefenin ve bilimin kastedilen öncül varsayımlarının çaresiz birer kurbanları olmasından alıkoyar. Kâinatsal aklın bu gerçeklik hassasiyeti, tıpkı çekime karşılık veren enerji-maddesi gibi gerçekliğin belirli fazlarına karşılık vermektedir. Bu üstün maddi gerçekliklerinin buna benzer bir biçimde kâinatın aklına tepki verdiğini söylemek daha yerinde olan bir ifadedir.
16:6.5 (192.1) Kâinatsal akıl hataya yer bırakmayan bir biçimde, verilen karşılığı tanıyan bir şekilde kâinat gerçekliğinin üç düzeyi üzerinde tepkide bulunur. Bu karşılıklar; derin düşünen ve açık bir muhakemeye sahip olan akıllar için aşikârdır. Gerçekliğin bahse konu bu düzeyleri şunlardır:
16:6.6 (192.2) 1. Nedensellik — fiziksel hislerin gerçeklik nüfuz alanı, mantıksal bütünlüğün bilimsel alanları, bilgisel olan ile olmayanın farklılaşması ve kâinatsal karşılık üzerinde yapılan yansıtıcı çıkarsamalar. Bu düzey kâinatsal ayrımın matematiksel biçimidir.
16:6.7 (192.3) 2. Görev — felsefi alan içindeki ahlakın gerçeklik nüfuz alanı, sebepselliğin merkezi, göreceli olan doğru ve yanlışın tanınması. Bu düzey, kâinatsal ayrımın yargısal biçimidir.
16:6.8 (192.4) 3. İbadet — dinsel deneyimin gerçekliğinin ruhsal nüfuz alanı, kutsal birlikteliğin kişisel olarak gerçekleştirilmesi, ruhani değerlerin tanınması, ebedi olan varlığı devam ettirmenin güvencesi, Tanrı’nın hizmetkârları düzeyinden Tanrı’nın evlatlarının özgürlüğü ve memnuniyetine olan yükseliş. Bu düzey, kâinatsal ayrımın saygıya layık ve ibadetsel biçimi olan kâinatsal aklın en yüksek olan içeriksel derinliğidir.
16:6.9 (192.5) Bahse konu karşılıklar biçimindeki bu bilimsel, ahlaki ve ruhsal olan içeriksel derinlik, tüm irade sahibi yaratılmışlara bahşedilen kâinatsal akılda içkindir. Yaşama durumunun bu deneyimi, bahse kâinatsal üç oluşumu geliştirmekte hiçbir zaman başarısızlığa uğramaz; onlar yansıtıcı düşüncenin bilinci içerinde bir araya gelir. Fakat Urantia üzerinde sayı bakımından çok az olan, sadece bir takım insanların özgür ve cesur olan kâinatsal düşüncenin bu niteliklerinde memnuniyeti elde ettiğini kayıt altına almak bizim için üzüntü vericidir.
16:6.10 (192.6) Yerel evren akıl bahşedicileri içinde, kâinatsal aklın bu üç içeriği; bilimin, felsefenin ve dinin alanlarında birey bilincine sahip ve akılcı olan bir kişilik olarak insanı faaliyet eder hale getirmesinin önünü açan öncel varsayımları oluşturmaktadır. Aksi belirtilmediği takdirde Sınırsızlık’ın bu üç dışavurumunun gerçekliğinin tanınması, bireysel açığa çıkarımın kâinatsal bir biçimi tarafından sağlanır. Madde-enerjisi, algıların matematiksel mantığı tarafından tanınmaktadır; akli-sebebi ise kendisine ait ahlaki görevin bilincine sezgisel olarak ulaşmaktadır; ibadet biçimindeki ruhani-inanç, ruhsal deneyimin gerçekliğinin dinidir. Yansıtıcı düşünce içerisinde bu üç temel unsur, kişilik gelişiminde birleşebilir veya eş güdüm haline gelebilir; ya da bunların dışında olarak onlar, kendilerine ait faaliyetleri içinde gözle görünen bir biçimde ilişki dışı ve orantısız hale gelebilir. Fakat onlar bütünleştiklerinde; bilgiye dayanan bir bilimin, ahlaki bir felsefenin ve içten bir dinsel deneyimin etkileşiminde bir araya gelen güçlü bir karakteri yaratırlar. Buna ek olarak, maddesel unsurlarda, anlamlarda ve değerlerde insanın deneyimine tarafsız geçerlilik ve gerçeklik kazandıran bu üç kâinatsal oluşumdur.
16:6.11 (192.7) İnsan aklının bu içkin edinimlerini geliştirmek ve onları daha keskin bir hale getirmek eğitimin; onları dışa vurmak medeniyetin; onları gerçekleştirmek yaşam deneyiminin; onları aslileştirmek dinin; buna ek olarak onları bütünleştirmek kişiliğin görevidir.
16:7.1 (192.8) Akıl tek başına ahlaki doğayı açıklığa kavuşturamaz. Erdem olarak ahlak insan kişiliğine özgüdür. Görevin yerine getirilmesi olarak ahlaki sezgi, insan aklının ediniminin bir bileşenidir; ve o insan doğasının diğer inkâr edilemezleri olan bilimsel merak ve ruhsal derinlikle birlikte bütünlük halindedir. İnsanın sahip olduğu zihinsel yetisi, aynı kökeni paylaştığı hayvan kuzenlerini fazlasıyla aşan bir niteliğe sahiptir; fakat özellikle onun ahlaki ve dinsel olan doğası, onu hayvan dünyasından ayırır.
16:7.2 (193.1) Bir hayvanın tercihsel tepkisi, davranışın hareketsel düzeyiyle sınırlıdır. Daha yüksek bir düzeyde bulunan hayvanların varsayılan derinliği bir hareketsel düzey üzerinde olup, bu durum genellikle hareketsel deneme ve yanılmanın deneyimi sonrasında ancak açığa çıkar. İnsan, keşfin ve deneyimin tümüne öncüllük eden bilimsel, ahlaksal ve ruhsal derinliği uygulamaya yetkindir.
16:7.3 (193.2) Sadece bir kişilik, bir şeyin yapılmadan önce onun ne işe yaradığını bilebilir; sadece kişilikler deneyimin öncül içeriğine sahip olabilirler. Bir kişilik harekete geçmeden önce bile düşünsel yargıya varabilir, ve bu sebepten dolayı bu tür zihinsel faaliyetlerden bile tıpkı hareketinde olduğu gibi bilgiye erişebilir. Birey olmayan bir hayvan tekrar eden bir olağanlıkta sadece hareket vasıtasıyla bilgiyi içselleştirir.
16:7.4 (193.3) Deneyimin bir sonucu olarak bir hayvanın, herhangi bir hedefe ulaşmanın farklı yollarını irdelemekte yetkin bir hale gelişine ek olarak, o birikmiş deneyimi ışığında herhangi bir yaklaşımı tercih eder. Fakat bir kişilik aynı zamanda niyetin kendisini irdeleme yetkinliğine sahip olup, onun gerçek ederi biçimindeki değeri üzerinde bir yargıya varır. Akıl tek başına gelişi güzel amaçlara ulaşmak için en iyi araçları ayırt edebilir; fakat ahlaki bir birey, araçlar ile amaçlar arasındaki niteliksel farkı ayırt etmeyi etkin hale getiren bir derinliği elinde bulundurur. Buna ek olarak bir ahlaki varlık, tercihsel erdemi bakımından yine de ussaldır. Bu birey neyi ve neden yaptığının farkında olup, nereye gittiğini ve gitmek isteği bu yere nasıl ulaşacağını bilir.
16:7.5 (193.4) İnsan fani çabalarının sonunu ayırt etmede başarısızlığa uğradığı zaman, kendisini mevcudiyetin hayvan düzeyinde hareket ediyor halde bulur. Bu kişi; kişisel bir varlık olarak kendi kâinatsal akıl ediniminin maddi kavrama yeteneğinin, ahlaki ayrımın ve ruhani derinliğin tamamlayıcı bir parçasını oluşturan yüksek faydalarından yararlanmayı başaramamıştır.
16:7.6 (193.5) Kâinatla uyum halinde olan bir biçimde erdem doğruluktur. Erdemleri isimlendirmek onları tanımlamak anlamına gelmemektedir, fakat onları yaşamak onların bilgisine sahip olmak demektir. Erdem ne yalnızca bir bilgi ne de bilgeliktik; fakat bunun yerine o, kâinatsal kazanımın yükselen düzeylerine olan erişimde ilerleyici deneyim gerçekliğidir. Fani insanın günlük hayatında erdem, kötülük karşısında iyiliğin tutarlı tercihi tarafından gerçekleştirilir, ve bu tür bir tercih yetkinliği ahlaki bir doğaya sahip olmanın kanıtıdır.
16:7.7 (193.6) İnsanın iyi ve kötü arasında tercihte bulunması sadece onun ahlaki doğasının dirayetinden etkilenmemekte olup, aynı zamanda önemsememe, olgunlaşmamışlık ve yanılgı bahse konu bu etki üzerinde önemli bir rol oynar. Erdemin uygulanmasında aynı zamanda niceliksel bir durum söz konusudur; çünkü kötülük çarpıtılmışlığın ve aldanmanın bir sonucu olarak çoğunluğun içinde azınlığın tercih edilmesiyle de işlenebilir. Göreceli tahminin ve karşılaştırmalı ölçümün sanatı, ahlaki alanın erdemlerinin uygulanması hususuna girmektedir.
16:7.8 (193.7) İnsanın ahlaki doğası, onun anlamları irdelemesinin yetkinliğinde bütünleşen ayrım biçimindeki ölçülülüğün sanatı olmadan etkisiz bir bütünlükte olacaktır. Buna benzer bir biçimde ahlaki tercih, ruhsal değerlerin bilincini sağlayan kâinatsal içerik olmadan faydasız bir niteliğe sahip olacaktır. Aklın bakış açısına göre insan ahlaki bir varlık düzeyine yükselir, çünkü o kişilik ile donatılmıştır.
16:7.9 (193.8) Ahlak hiçbir zaman kanun veya kuvvet ile gelişemez. Bu olgu başlı başına kişisel bir biçimde özgür irade meselesidir; ve o, ahlaki olarak iyiliği özümsemiş insanların, ahlak bakımından daha düşük bir düzeyde tepkide bulunan fakat aynı zamanda Yaratıcı’nın iradesini bir ölçüye kadar yerine getirmekte niyetli olanlarla girdiği ilişkilerinin etkilenmesi yoluyla yayılır.
16:7.10 (193.9) Ahlaki eylemler; ahlaki araçların ahlaki amaçlara erişimindeki tercihine ek olarak daha yüce olan amaçların seçiminde tercihsel ayrım tarafından yönlendirilme biçimindeki en yüksek akli yapılar tarafından tanımlanan bu insan uygulamalarıdır. Böyle bir davranış erdemli olandır. Yüce erdem bu nedenle, cennette olan Yaratıcı’nın iradesini yerine getirmemeyi kalpten bir biçimde tercih etmektir.
16:8.1 (194.1) Kâinatın Yaratıcısı kendi kişiliğini, varlıklarının sayısız derece çok olan düzeylerine, onlar kâinat gerçekliğinin farklı aşamalarında faaliyet gösterirlerken bahşeder. Urantia insan varlıkları için, Tanrı’nın yükselen evlatlarının düzeyi üzerinde faaliyet gösteren bir biçimde olan sınırlı-ölümlü türün kişiliği kazandırılmıştır.
16:8.2 (194.2) Her ne kadar biz kişiliği tanımlamayı bütüncül olarak yükümlenemesek de; Kâinatın Yaratıcısı’nın bahşedilmiş kişiliğinin orada, onun üzerinde ve onunla faaliyet içerisinde bulunmaya sebep olduğu, işleyişi oluşturan içsel birlikteliğe sahip olan ruhsal, maddi ve akli enerjileri bir araya getiren bilinen unsurların bizim tarafımızdan nasıl anlaşıldığını size aktarabiliriz.
16:8.3 (194.3) Kişilik, Düşünce Denetleyicisi’nin bahşedilmişliğine başat olarak ve ondan bağımsız bir biçimde mevcudiyete sahip olan özgün doğanın benzersiz bir edinimidir. Yine de Denetleyici’nin mevcudiyeti, kişiliğin niteliksel dışavurumunu arttırmaktadır. Düşünce Denetleyicileri Yaratıcı’dan türedikleri zaman onlar doğaları bakımından birbirlerinin aynıdır, fakat kişisel olarak çeşitli, özgün ve ayrıcalıklı bir biçimde birbirinden farklıdır; buna ek olarak kişiliğin dışavurumu, onun için canlı oluşumun araçsallığını oluşturan maddi, ussal ve ruhsal doğanın birlikte bulunduğu enerjilerin nitelikleri ve özü tarafından daha ileri bir biçimde koşullanması ve yetkin hale getirilişidir.
16:8.4 (194.4) Kişilikler benzer bir yapıda bulunabilir, fakat onlar hiçbir zaman birbirlerinin aynı değillerdir. Belirli bir sıradaki, biçimdeki, düzeydeki ve işleyişsel yöntem içindeki kişiler birbirlerine benzeyebilir ve onlar gerçekte birbirlerine benzemektedir; fakat onlar hiçbir zaman özdeş değillerdir. Kişilik bir insanın bilebildiğimiz bir özelliğidir; buna ek olarak bu özellik biçim, akıl ve ruhani düzey bakımından herhangi bir gelecek zaman diliminde değişimin düzeyi ve doğasından bağımsız olarak bu tür bir varlığı tanımlamamızı sağlar. Kişilik; zaman içinde kişiliğinin dışavurumu ve yansımasının araçsallığındaki değişiklik sebebiyle ne kadar değişebileceğinden bağımsız olarak bizim geçmişte tanıştığımız bu insanı olumlu olarak tanımlamamız ve onu tanımamızı yetkin hale getiren bireyin bir parçasıdır.
16:8.5 (194.5) Yaratılmışın kişiliği, fani tepkisel davranışın özgün ve kendiliğinden dışa vurulan iki olgular bütünü tarafından ayırt edilir. Bunlardan ilki birey bilinci ve ikinci olarak ise onunla birliktelik halinde olan göreceli özgür iradedir.
16:8.6 (194.6) Birey bilinci, kişilik gerçekliğinin ussal farkındalığından meydana gelir; bu yapı, diğer kişiliklerin gerçekliğini tanıma yetisini içine alır. O, evrenin kişilik ilişkileri içinde birey düzeyine erişimi çağrıştıran kâinatsal gerçeklikler içinde ve onlarla birlikte bireyselleştirilen deneyim için yetkinliğin belirticisidir. Birey bilinci, akli hizmet gerçekliğinin tanınmasına ek olarak yaratıcı ve belirleyici özgür iradenin göreceli özgürlüğün gerçekleşmesini ifade eder.
16:8.7 (194.7) Göreceli özgür irade, insan kişiliğinin birey bilincini tanımlayan şu bahsi geçen durumlarla ilişki halindedir:
16:8.8 (194.8) 1. En yüksek bilgelik olarak, Ahlaki karar.
16:8.9 (194.9) 2. Gerçekliğin algısı olarak, Ruhsal tercih.
16:8.10 (194.10) 3. Kardeşlik hizmeti olarak, Bencil olmayan sevgi.
16:8.11 (194.11) 4. Topluluğa sadakat olarak, Amaçsal eş güdüm.
16:8.12 (194.12) 5. Kâinat anlamlarının kavrayışı olarak, Kâinatsal derinlik.
16:8.13 (194.13) 6. Yaratıcı’nın iradesini yerine getirmedeki samimi bağlılık olarak, Kişisel sadakat.
16:8.14 (195.1) 7. Kutsal olan Değer-Belirleyen’in kalpten sevgisi ve kutsal değerlerinin samimi arayışı olarak, İbadet.
16:8.15 (195.2) İnsan kişiliğinin Urantia’ya özgün olan biçimi, hayat etkinliğinin elektrokimyasal düzeyine ait olan Nebadon türü canlı oluşumun gezegensel değişiminin fiziksel bir işleyişinde faaliyet gösteren şekilde görülebilir; buna ek olarak bu biçim, kâinatsal aklına ait olan ebeveynsel üretim işleyiş biçiminde Orvonton sırasının Nebadon düzeyi ile birlikte donatılmıştır. Kişiliğin bu kutsal hediyesinin akılla donatılmış böyle bir fani işleyişe bahşedilmişliği, kâinatsal vatandaşlığın soyluluğunu beraberinde getirip; bu bahşedilmişlik, böyle bir fani yaratımın bir an önce kâinatın şu üç temel akıl gerçekliklerinin oluşumsal farkındalığı için yeniden etkin hale gelişinin önünü açar:
16:8.16 (195.3) 1. Fiziksel nedenselliğin bütünlüğünün matematiksel veya mantıksal farkındalığı.
16:8.17 (195.4) 2. Ahlaki faaliyetin yükümlülüğünün mantıksal bir sebebe bağlanmış olan farkındalığı.
16:8.18 (195.5) 3. İnsanlığın sevgi dolu hizmetiyle bütünlük halinde olan, İlahiyat’ın birliktelik ibadetinin inanç-kavrayışı.
16:8.19 (195.6) Böyle bir kişilik ihsanının bütünsel faaliyeti, İlahiyat’ın kökensel bağının kendisini gerçekleştirmesinin başlangıcıdır. Yaratıcı olan Tanrı’nın bir birey-öncesi nüvesinin ikamet ettiği bu tür bir birey benliği, doğru biçimiyle ve gerçek olarak Tanrı’nın ruhsal bir evladıdır. Böyle bir yaratım; sadece kutsal mevcudiyetin bahşedilmişliğinin kabul edilmesi için yetkinliği ortaya çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda kişiliklerin tümünün Cennet Yaratıcısı’nın kişilik-çekim döngüsüne göstermiş olduğu karşılığı ortaya koyar.
16:9.1 (195.7) Düzenleyici’nin ikamet edilişiyle birlikte kâinatsal aklın ihsan edildiği kişisel yaratılmışlık; ruhani gerçekliğin, ussal gerçekliğin ve enerji gerçekliğinin içkin farkındalık-gerçekleştirmesini elinde bulundurur. İrade sahibi olan yaratılmışlık bu nedenle Tanrı’nın sevgisini, kanununu ve onun gerçekliğini algılamayla donatılmıştır. İnsan bilincinin bu üç inkâr edilemez unsuru dışında, geçerliliğin sezgisel gerçekleşmesinin kâinatsal farkındalığın bu üç evren gerçeklik karşılığının bütünleşmesine bağlanması durumu haricinde, tüm insan deneyimi tamamiyle kişiseldir.
16:9.2 (195.8) Tanrı’yı kavrayan fani; ölümsüz olan ruhu ikircikli hale getirmek için yerleşik kutsal ruhaniyetle birlikte fani aklın işbirliği yaptığı yer olan fiziksel muhafazası içinde insanın yüce yükümlülüğü biçimindeki, varlığını devam ettirmeye çalışan ruhun evriminde bu üç kâinatsal niteliğin bütünleşmiş değerini anlamaya yetkin hale gelir. En öncül başlangıcından itibaren ruh gerçektir; o kâinatsal olan, varlığını devam ettirmenin niteliklerine sahiptir.
16:9.3 (195.9) Eğer fani insan doğal olan ölümden varlığını sürdürmeyi başaramazsa, onun insan deneyiminin gerçek ruhsal değerleri Düşünce Denetleyicisi’nin devam eden deneyiminin bir parçası olarak varlığını sürdürür. Bu tür bir varlığını devam ettiremeyen bireyin kişilik değerleri, Yüce Varlık’ın kendini gerçekleştiren kişiliği içinde bir unsur olarak kalmaya devam eder. Kişiliğin bu tür varlığını sürdürmeye devam eden nitelikleri kimlikten mahrum olan bir konumdadır; fakat bu nitelikler, fani yaşam boyunca beden içinde bütünleşen deneyimsel değerlerden yoksun bir durumda değildir. Kimliğin varlığını devam ettirişi, morontia düzeyinde bulunan ölümsüz ruhun varlığını sürdürüşüne ve onun artan kutsal değerine bağlıdır. Kişilik kimliği, ruhun varlığını korumaya devam etmesi tarafından ve onun içinde varlığının bütünlüğünü muhafaza eder.
16:9.4 (195.10) İnsanın öz benlik bilinci, yalnızca birey bilinci yerine diğer bireylerin bireyselliklerinin gerçekliğinin tanınması anlamına gelir; buna ek olarak bu unsur, böyle bir farkındalığın karşılıklı olduğunu işaret eder; bireyin tıpkı kendisinin bilincine sahip olması gibi, dışsal bir biçimde aynı ölçüde tanınır. Toplumsal bilinç, Tanrı bilinci gibi inkâr edilemez bir nitelik taşır; bu unsur kültürel bir gelişim olup bilim, ahlak ve din biçimindeki insanın oluşumsal edinimlerinin katkıları, simgeleri ve bilgisine bağlıdır. Buna ek olarak toplumlaşma biçimindeki bu kâinatsal hediyeler medeniyeti bir araya getirir.
16:9.5 (196.1) Medeniyetler dengesiz bir yapıya sahiptirler, çünkü onlar kâinatsal değillerdir; onlar ırkların bireyleri içinde doğalarından kaynaklanan içkin bir konumda bulunmazlar. Onlar; bilim, ahlak ve din biçimindeki insanın oluşumsal unsurlarının bütünleşen katkılarından beslenmelidir. Medeniyetler gelir ve geçerler; fakat bilim, ahlak ve din her zaman çöküntüden varlığını sürdürmeye devam eder.
16:9.6 (196.2) İsa sadece Tanrı’yı insan için açığa çıkarmamıştır, o aynı zamanda insana dair yeni bir açığa çıkarılışı hem kendisi ve hem de diğer insanlar için gerçekleştirmiştir. İsa’nın yaşamında siz insan biçiminin en iyi halini gözlemlersiniz. İnsan bu nedenle oldukça güzel bir biçimde gerçek hale gelmiştir. Çünkü İsa kendi yaşamında Tanrı’dan aldığı birçok niteliğe sahip olup, insanlığın tümü içinde Tanrı’nın tanınması biçimindeki bu kendini gerçekleştirmesi temel ve inkâr edilemezdir.
16:9.7 (196.3) Ebeveynsel sezgi dışında bencil olmamak tümüyle doğal olan bir niteliğe sahip değildir; diğer insanlar kendiliğinden sevilmemekte veya toplumsal olarak hizmet edilmemektedir. Bencil olmayan ve fedakâr bir toplum düzeni yaratmak için; Tanrı’nın bilgisine sahip olma biçimindeki dinsel istek, ahlak ve ussal aydınlanma gerekmektedir. Öz benlik biçimindeki insanın kendisine dair bireysel farkındalığı aynı zamanda; insandan kutsala değişen bir kapsam içinde, diğer kişilik gerçekliğinin kavranması ve onun tanınması için bu tabiattan gelen yeti biçimindeki ‘diğer’ olanın içkin farkındalığın tam da bu gerçekliğine doğrudan bir biçimde bağlıdır.
16:9.8 (196.4) Bencil olmayan toplumsal bilinç özünde dinsel bir bilinçtir; eğer toplumsal bilinç tarafsız bir biçimde ise onun kökeninde bu bahse konu dinsel bilinç bulunmaktadır. Aksi halde, o katışıksız bir biçimde kişisel felsefi soyutlamalar biçiminde olup bu nedenle sevgiden yoksundur. Sadece Tanrı’yı kavrayan bir birey diğer bir kişiyi kendisi gibi sevebilir.
16:9.9 (196.5) Birey bilinci özünde müşterek bir bilinç olarak şu unsurlardan meydana gelir: Tanrı ve insan, Tanrı ve evlat, Yaratan ve yaratılmış. İnsan bilinci içinde dört kâinat-gerçekliğinin kendini gerçekleşmesi onun doğasında bulunmasına ek olarak saklı bir niteliğe sahiptir.
16:9.10 (196.6) 1. Bilimin mantığı olarak, Bilginin arayışı.
16:9.11 (196.7) 2. Görev hissi olarak, Ahlaki değerlerin arayışı.
16:9.12 (196.8) 3. Dinsel deneyim olarak, Ruhsal değerlerin arayışı.
16:9.13 (196.9) 4. Tanrı’nın gerçekliğini tanıma yetisi ve bunun sonucundaki ortak kaderi paylaştığımız kişiliklerle olan bütünsel ilişkimizin gerçekleşmesi olarak, Kişilik değerlerinin arayışı.
16:9.14 (196.10) Yaratılmış kardeşiniz biçimindeki insan bilincine sahip bir hale gelirsiniz çünkü siz çok daha önceden Yaratan Yaratıcı biçimindeki Tanrı bilincine sahip bir konumda bulunmaktasınız. Yaratıcılık, kardeşliğin tanınmasıyla kendi mevcudiyetimizi mantıksal bir çerçeveye oturttuğumuz ilişkidir. Buna ek olarak Yaratıcılık, tüm ahlaki yaratılmışlar için bir kâinat gerçekliği haline gelir veya gelebilir; çünkü Yaratıcı kendi kişiliğini, bu tür varlıkların tümü üzerinde bahşetmiş olup, onları kâinatsal kişilik döngüsünün kavrayışı içinde çevrelemiştir. Biz Tanrı’ya ibadet etmekteyiz; çünkü o öncelikle bizim Yaratıcımızdır, bunun sonrasında ise o bizim içimizde barınır ve son olarak biz onun içinde varlığımıza sahip oluruz.
16:9.15 (196.11) Kâinatsal aklın, sınırsız Ruhaniyet’in sınırsız olan aklı biçimindeki kendi kaynağının bireysel bilinciyle farkındalık içinde olmasına ek olarak aynı zamanda Kâinatın Yaratıcısı’nın kişilik gerçekliğinin, Ebedi Evlat’ın ruhaniyet gerçekliğinin ve uçsuz bucaksız evrenlerde fiziksel gerçekliğinin bilincinde olması gerekliliği şaşılacak bir durum mudur?
16:9.16 (196.12) [Bu anlatım, Uversa’da ikamet eden bir Kâinatsal Denetimci tarafından sağlanmıştır.]
Urantia’nın Kitabı
17. Makale
17:0.1 (197.1) YEDİ Üstün Ruhaniyet toplulukları, muhteşem kâinatın yedi birime ayrılmış yönetiminin eş güdümü sağlayan evren idarecileridir. Her ne kadar onlar Sınırsız Ruhaniyet’in işlevsel ailesi arasında gösterilse de, onlar Cennet Kutsal Üçlemesi’nin çocukları olarak genellikle şu bahsi geçen üç topluluk altında sınıflandırılır.
17:0.2 (197.2) 1. Yedi Üstün Ruhaniyet.
17:0.3 (197.3) 2. Yedi Yüce İdareci.
17:0.4 (197.4) 3. Yansıtıcı Ruhaniyetler.
17:0.5 (197.5) Geride kalan dört topluluk, Sınırsız Ruhaniyet’in yaratıcı faaliyetleri veya yaratım düzeyi içinde onun birliktelik içerisinde bulunduğu yardımcıları tarafından mevcut hale getirilir.
17:0.6 (197.6) 4. Yansıtıcı Görüntü Yardımcıları.
17:0.7 (197.7) 5. Döngülerin Yedi Ruhaniyeti.
17:0.8 (197.8) 6. Yerel Evren Yaratıcı Ruhaniyetleri.
17:0.9 (197.9) 7. Emir-Yardımcı Akıl-Ruhaniyetleri.
17:0.10 (197.10) Bu yedi düzey Uversa üzerinde yedi Üstün Ruhaniyet toplulukları olarak bilinir. Onların işlevsel nüfuz alanı ebedi Ada’nın çevresi üzerinde Yedi Üstün Ruhaniyet’in kişisel mevcudiyetinden, Ruhaniyet’in yedi Cennet uydusu, Havona döngüleri, aşkın-evren hükümetleri ve yerel evrenlerin üst denetimi boyunca, zaman ve mekânın dünyaları üzerinde evrimsel aklın alanlarına bahşedilmiş olan emir-yardımcıların düşük düzeyde olan hizmetine kadar çok geniş bir alana yayılır.
17:0.11 (197.11) Yedi Üstün Ruhaniyet, bu uçsuz bucaksız olan idari alanın eş güdümü sağlayan idarecileridir. Birey dışı ruhaniyet hizmeti, akli enerji ve düzenlenmiş fiziksel gücün idari düzenlenişiyle alakalı olarak bazı konularda onlar doğrudan bir biçimde kişisel olarak hareket eder; bunların dışında kalanlarda ise onlar çok çeşitli olan birliktelikleri vasıtasıyla faaliyet gösterir. Yönetimler, düzenlemeler, ölçülendirmeler ve idari kararlar biçimindeki bir yürütme doğasının tüm olayları içinde Üstün Ruhaniyetler, Yedi Yüce İdareciler’in kişiliklerinde hareket ederler. Merkezi evrende Üstün Ruhaniyetler, Havona Döngülerinin Yedi Ruhaniyeti vasıtasıyla faaliyet gösterebilir; yedi aşkın-evrenin yönetim merkezleri üzerinde onlar kendilerini Yansıtıcı Ruhaniyetler’in kanalıyla açığa çıkarırlar. Buna ek olarak onlar, Yansıtıcı Görüntü Yardımcıları vasıtasıyla kişisel ilişki içinde olan Zamanın Ataları’nın kişilikleriyle hareket ederler.
17:0.12 (197.12) Yedi Üstün Ruhaniyet, doğrudan ve kişisel bir biçimde Zamanın Ataları’nın mahkemeleri altında bulunan kâinat idaresiyle iletişim halinde değildir. Sizin yerel evreniniz, Orvonton’un Üstün Ruhaniyet’i tarafından bizim içinde bulunduğumuz aşkın evrenin bir parçası olarak idare edilir; fakat onun Nebadon’un yerel varlıklarıyla olan ilişkisi doğrudan bir biçimde kesilir, ve yerel evreninizin yönetim merkezi olan Salvington üzerinde ikamet eden Yaratıcı Ana Ruhaniyet tarafından kişisel olarak yönetilir.
17:1.1 (198.1) Üstün Ruhaniyetler’in yürütücü yönetim merkezi, en içte bulunan Havona döngüsü ve Ebedi Evlat’ın ışıldayan alanları arasındaki merkezi Ada etrafında dönen Sınırsız Ruhaniyet’in yedi Cennet uydusunda yerini teşkil etmektedir. Bu yürütme alanları onların kâinat temsilcileri olarak faaliyet gösterebilen bir biçimde bulunan varlıklar için Yedi Üstün Ruhaniyet’in özellikleri uyarınca, Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet tarafından kutsal bir biçimde üçleme haline getirilmiş Yüce İdareciler’in yönetimi altındadır.
17:1.2 (198.2) Üstün Ruhaniyetler, bu Yüce İdareciler boyunca aşkın evren hükümetlerinin çok çeşitli olan birimleriyle olan ilişkisinin devamını sağlar. Yedi aşkın evrenin temel oluşum eğilimlerini geniş bir ölçüde belirleyen onlardır. Onlar bütüncül ve kutsal bir biçimde kusursuzdur, fakat onlar aynı zamanda kişiliğin çeşitliliğini elinde bulundurur. Onlar kalıcı olan yönetici bir başkanlığa sahip değildir; onlar ne zaman bir araya gelseler, kendileri arasından bir yöneticiyi bu bütüncül kurula başkanlık etmesi için seçerler. Onlar belirli zaman aralıkları dâhilinde Cennet’e yolculukta bulunup, Yedi Üstün Ruhaniyet ile birlikte aynı kurul topluluğuna katılırlar.
17:1.3 (198.3) Yedi Yüce İdareci, muhteşem kâinatın yönetici düzenleyicileri olarak faaliyet gösterirler; onlar Havona sonrası yaratımın idareci yöneticileri kurulunda görev alabilirler. Onlar Cennet’in içsel olayları ile ilişki dâhilinde olmayıp, Döngülerin Yedi Ruhaniyet’i boyunca kendilerine ait alanların Havona etkinliklerini idare ederler. Bunların dışında kalan olaylarda, onların üst denetiminin kapsamı bakımından sayıca çok az olan kısıtlamalar bulunmaktadır; onlar fiziksel, ussal ve ruhsal olan unsurların yönetimine katılırlar; onlar Havona içinde ve yedi aşkın evrende ortaya çıkan her şeyi görür, hisseder ve hatta her şeyin bilgisine sahiptir.
17:1.4 (198.4) Bu Yüce İdareciler yönetim içinde oldukları alanlarda ne siyasaları belirler, ne de evren düzenlemelerinde değişiklikte bulunurlar; onlar, Yedi Üstün Ruhaniyet tarafından duyurulan kutsallığın yürütüm tasarılarıyla ilişkilidir. Onlar aşkın evrenlerde ne Zamanın Ataları’nın yönetimine müdahalede bulunurlar, ne de yerel evrenlerde bulan Yaratan Evlatlar’ın egemenliğine müdahil olurlar. Onlar, muhteşem kâinat içinde gerektiği biçimde oluşturulmuş yöneticilerin bütünleşen siyasalarını yürütme işlevine sahip olan düzenleyici iradecilerdir.
17:1.5 (198.5) İdarecilerin her biri ve onların alanlarındaki olanaklar tek bir aşkın evrenin etkin idaresine ayrılmıştır. Birinci yürütme alanı üzerinde faaliyet içerisinde olan Birinci Yüce İdareci, tamamiyle birinci aşkın evren olaylarıyla görevlendirilmiş olup; yedinci aşkın evrenin idaresi için çabalarını adayan ve Ruhaniyet’in yedinci Cennet uydusundan faaliyette bulunan Yedinci Yüce İradecisi’ne kadar her idareci buna benzer bir biçimde görev alır. Bu yedinci alanın ismi Orvonton olup, Ruhaniyet’in Cennet uyduları içinde onların ilişkide bulundukları aşkın evrenler olarak aynı isimlere sahiptir; gerçekte aşkın evrenlerin isimlendirilmesi onların sahip oldukları adlandırmalardan sonra belirlenmiştir.
17:1.6 (198.6) Yedinci aşkın evrenin yönetim alanı üzerinde Orvonton’un olaylarını istikrarlı hale getirmekte olan görevliler insan kavrayışını aşan bir sayıda olup, onlar işlevsel olarak kutsal aklın her düzeyiyle bütünleşir. Düşünce Denetleyicileri ve Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri haricinde kişiliğin tüm aşkın evren hizmeti, Cennet’den ve ona doğru olan kâinat seyahatleri üzerinde yedi yürütme dünyasından birine doğru geçecek bir biçimde yönlendirilir; buna ek olarak, aşkın evrenler içinde faaliyet gösteren Üçüncül Kaynak ve Merkez tarafından yaratılmış tüm kişilikler için merkezi kayıtlar burada idare edilir. Ruhaniyet’in bu yürütme dünyalarının biri üzerinde maddi, morontial ve ruhsal kayıtların düzeni benim düzeyimde olan bir varlığı bile hayretler içine düşürür.
17:1.7 (199.1) Yüce İdareciler’in altında doğrudan hizmette bulunanlar; zaman ve mekânın yükseliş düzeninin çağlar süren öğreniminden mezun olan yüceltilmiş fanilerin kutsal üçleme haline getirilmiş doğumlarından ve Cennet-Havona kişiliklerinin kutsal üçleme haline getirilmiş evlatlarının büyük bir kısmından oluşur. Bu kutsal üçleme haline getirilmiş evlatlar, Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri’nin Yüce Kurulu’nun başı tarafından Yüce İdareciler ile birlikte hizmeti tayin edilmiştir.
17:1.8 (199.2) Her Yüce İdareci iki danışma kabinine sahiptir. Her aşkın evren yönetim merkezi üzerinde Sınırsız Ruhaniyet’in çocukları, kendilerinin Yüce İdareci’sinin öncül danışma kabini içinde bin yıl boyunca hizmet etmesi için kendi rütbelerinden temsilcileri seçerler. Zamanın yükseliş halinde bulunan fanilerini etkileyen tüm meselelerde, yüceltilmiş fanilerin kutsal üçleme haline getirilmiş evlatlarından ve Cennet erişiminin fanilerinden oluşan ikincil bir kabine bulunmaktadır; bu bünye, yedi aşkın evren yönetim merkezleri üzerinde geçici olarak ikamet eden kusursuzlaşan ve yükseliş halinde olan varlıklar tarafından seçilir. Bunların dışında kalan tüm diğer sorumlulukların baş sorumluları Yüce İdareciler tarafından atanır.
17:1.9 (199.3) Zaman zaman Ruhaniyet’in bu Cennet uyduları üzerinde büyük özel kurullar toplanır. Bu dünyalar üzerine atanan kutsal üçleme haline getirilmiş evlatlar Cennet’e erişen yükselim içinde olanlarla birlikte, yükselim sürecinin çaba ve zaferlerinin yeniden birleşimlerinde Üçüncül Kaynak ve Merkez’in ruhaniyet kişiliklerini bir araya getirir. Yüce İdareciler her zaman bu tür bütünlükçü bir araya gelişlere başkanlık ederler.
17:1.10 (199.4) Yedi Yüce İdareci her Cennet bin yılında bir kere, yaratımın ussal ev sahipleri için kâinatsal karşılamanın ve iyi dileklerin bin yıllık oturumunun yapıldığı Cennet’i ziyaret etmek için yönetim mevkilerinden ayrılırlar. Bu önemli olay, tüm yansıtıcı ruhaniyet toplulukların başı olan Majeston’un dolaysız mevcudiyetinde gerçekleşir. Buna ek olarak onlar bu nedenle, kâinatsal yansımanın özgün işlevi boyunca muhteşem evren içinde kendi yardımcılarıyla eş zamanlı olarak iletişim haline geçme imkânına sahip olurlar.
17:2.1 (199.5) Yansıtıcı Ruhaniyetler kutsal Kutsal Üçleme’nin kökenine aittir. Orada bu özgün ve bir biçimde gizemli olan varlıkların elli tanesi bulunmaktadır. Bu olağanüstü kişiliklerin yedi tanesi bir seferde yaratılmış olup, bu tür her yaratım bölümü Cennet Kutsal Üçlemesi ve Yedi Üstün Ruhaniyet’in birinin herhangi bir ilişkisi tarafından etkilenmiştir.
17:2.2 (199.6) Zamanın başlangıcında oluşan bu önemli etkileşim; Cennet Kutsal Üçlemesi ile birlikte eş yaratanlar olarak faaliyette bulunmak için, Üstün Ruhaniyetler tarafından temsil edilen Yüce Yaratan Kişilikleri’nin öncül çabalarını yansıtır. Yüce Yaratanlar’ın yaratıcı gücünün bu birlikteliği Kutsal Üçleme’nin yaratıcı potansiyelleriyle birlikte, Yüce Varlık’ın mevcudiyetinin tam da bahse konu kaynağıdır. Bu nedenle, yansıtıcı yaratımın çevrimi kendi istikameti doğrultusunda hareket ettiği, Yedi Üstün Ruhaniyet’in her biri Cennet Kutsal Üçlemesi ile birlikte kusursuz yaratıcı eş zamanlılığı bulduğu, kırk dokuz Yansıtıcı Ruhaniyet kişileştiği zaman; bunun sonucunda, kâinat âlemlerinin tümü boyunca kırk dokuz Yansıtıcı Ruhaniyet’in ve onların yardımcılarının çalışmaların tümünün Cennet merkezi ve yansımanın baş sorumlusu olarak, Majeston’un kişileşmesinde sonuçlanan ve Yüce Varlık’ın yeni kişilik ayrıcalıklarını açığa çıkaran İlahi Mutlaklık’ın içinde yeni ve geniş kapsamlı bir tepki oluşur.
17:2.3 (200.1) Zaman ve mekânın tüm yedi aşkın evreninin yansıma olgular bütününün kişisel ve mutlak merkezi olarak Majeston gerçek bir kişiliktir. Bu kişilik, Yedi Üstün Ruhaniyet’in buluşma alanında her şeyin merkezinin yakınında bulunan kalıcı Cennet yönetim merkezlerini idare eder. O sadece uçsuz bucaksız yaratım içinde yansıma hizmetinin eş güdümü ve onun devamlılığının sağlanmasıyla ilgilidir; o, bunun dışında kalan kâinat olaylarının yönetimine katılmamaktadır.
17:2.4 (200.2) Majeston, sahip olduğumuz Cennet kişiliklerinin sıralı olan dizisinde yer teşkil etmemektedir; çünkü o sadece, İlahi Mutlaklık ile işlevsel bir biçimde bağlantılı olması bakımından Yüce Varlık tarafından yaratılmış kutsallığın mevcut kişiliğidir. O bir kişiliktir; fakat açık ve ayrıcalıklı bir biçimde, kâinat idaresinin bahse konu bu bir fazıyla kendiliğinden ilişki halindedir. Kâinat kişiliklerinin yansıtıcı olmayan biçimdeki diğer düzeyleriyle ilişkili olarak herhangi bir fiziksel yetkinlik içinde şu an faaliyet göstermemektedir.
17:2.5 (200.3) Majeston’un yaratımı, Yüce Varlık’ın ilk yücelik yaratıcı eylemini simgelemekteydi. Eylem için bu irade, Yüce Varlık içinde iradenin uygulanması ile iniltiliydi; fakat İlahi Mutlaklık’ın muazzam tepkisi önceden bilinebilir bir niteliğe sahip değildi. Havona’nın ebedi ortaya çıkışından itibaren kâinat, işlevsel ruhaniyet eylemlerin eş güdümü ve gücünün bu türden uçsuz bucaksız olan bir devasa düzenlenişinin, bu derecedeki muazzam bir gerçekleşmesine o zamana kadar şahit olmamıştı. Yüce Varlık ve onların yardımcılarının yaratıcı iradelerine karşı İlahi karşılık, onların kavramsal gözlemlerini fazlasıyla aşan bir biçimde olup, onların anlamlı niyetlerinin çok geniş bir biçimde ötesindeydi.
17:2.6 (200.4) Yücelik ve Nihayet içinde gelecek çağların; kişilik faaliyetin hangi yeni nüfuz alanlarına yükselebileceğinin ve kutsallığın hangi yeni düzeylerine erişebileceğinin, ilerlemiş kâinat eş güdümünün hayal dahi edilmemiş kuvvetlerini elinde bulunduracak olan düşlenmemiş ve beklenmeyen hali hazırdaki hangi diğer varlıkların ilahileştirilmesinin alanlarında neyi gözlemleyebileceğinin olasılıklarının arifesinde bulunmaktayız. Varoluşsal Cennet Kutsal Üçlemesi ve deneyimsel İlahiyat arasındaki ilişkilerin bu tür bir birleşimine İlahi Mutlaklık’ın potansiyel karşılığı için hiçbir kısıtlamanın olmadığı görünmektedir.
17:3.1 (200.5) Kırk dokuz Yansıtıcı Ruhaniyet Kutsal Üçleme’nin kökeninden gelmektedir; fakat oluşumları için görevlendirilen yedi yaratıcı bölümden her biri, Üstün Ruhaniyet’in eş köken niteliklerine doğası bakımından benzeyen varlığın bir türünün üretimidir. Bu nedenle onlar değişen biçimlerde; Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet’in kutsallık karakterlerinin yedi olası bileşimlerinin ve birlikteliklerinin karakterlerini ve doğalarını yansıtır. Bu sebepten dolayı her aşkın evrenin yönetim merkezi üzerinde bu Yansıtıcı Ruhaniyetler’den yedisine sahip olmak gereklidir. Yedi türden her biri; Cennet İlahiyatları’nın üçünün her olası dışavurumu, böyle bir olgular bütünü yedi aşkın evrenin herhangi bir parçasında ortaya çıkabilirken, tüm fazlarının kusursuz yansımasına ulaşmak için gereklidir. Her türden bir tanesi bu nedenle, aşkın evrenin her biri içinde hizmet etmesi için görevlendirilmiştir. Birbirine benzemeyen yedi Yansıtıcı Ruhaniyet’in bu toplulukları, her âlemin yansıtıcı noktasında aşkın evrenlerin başkentleri üzerinde yönetim merkezlerini idare eder; buna ek bu durum ruhsal kutuplaşma noktasıyla özdeşlik taşımamaktadır.
17:3.2 (200.6) Yansıtıcı Ruhaniyetler kendilerine ait isimlere sahiptirler, fakat bu adlandırmalar mekânın dünyaları üzerinde açığa çıkarılmamışlardır. Bu isimler bahse konu varlıkların doğalarıyla ve karakterleriyle ilişkili olup, Cennet’in gizli alanlarının yedi kâinatsal gizemlerinin bir tanesinin bir parçasıdır.
17:3.3 (201.1) Bütünleştirici Bünye, Yüce Varlık ve Üstün Ruhaniyetler’in akli düzeylerinin olgular bütünü olan yansımanın özelliği, kâinatsal aklının bu geniş düzeninin işleyişinde ilgili tüm varlıklar için iletilebilir olma niteliğini taşır. Ve bu durumun kendisi ise gerçek bir gizemdir. Ne Üstün Ruhaniyetler ne de Cennet İlahiyatları tek başına veya ortaklaşa olarak tıpkı Majeston’un ilişki halinde bulunan bu kırk dokuz kişiliğinde açığa çıktıkları gibi, eş güdüm halinde bulunan kâinatsal yansımanın bu güçlerini açığa çıkarmazlar; buna ek olarak yine de onlar, muazzam bir biçimde bahşedilmiş bu varlıkların tümünün yaratıcılarıdır. Kutsal soyaçekim bazı zamanlar, Yaratan içinde algılanamayan belirli özellikleri yaratılmış içinde açığa çıkarır.
17:3.4 (201.2) Majeston ve Yansıtıcı Ruhaniyetler haricinde yansıtma hizmetinin görevlileri, Sınırsız Ruhaniyet ve onun doğrudan yardımcılarına ek olarak onun emri altında çalışanlarının tüm yaratılmışlarıdır. Her aşkın evren Yansıtıcı Ruhaniyeti, Zamanın Ataları’nın mahkemeleri için onların kişisel sözcülüğünü yapan Yansıtıcı Görüntü Yardımcıları’nın yaratıcılarıdır.
17:3.5 (201.3) Yansıtıcı Ruhaniyetler sadece iletimi sağlayan sorumlular değillerdir; onlar aynı zamanda muhafaza eden kişiliklerdir. Onların doğumu olan ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri aynı zamanda muhafaza eden veya kayıt altına alan kişiliklerdir. Gerçek ruhsal değer ile alakalı her şey bir nüshası alınma biçiminde kayıt altına alınır; buna ek olarak bir izlenim, Yansıtıcı Ruhaniyetler’in geniş çalışanlarına ait ikincil hizmetkâr ruhaniyet kişiliklerinin sayısız olan düzeylerinden birindeki bazı üyelerinin kişisel donanımlarında muhafaza edilir.
17:3.6 (201.4) Evrenlerin resmi kayıtları, meleksel yazıcılar boyunca ve onlar tarafından aktarılır; fakat gerçek ruhsal yazıcılar yansıma tarafından bir araya gelir ve onlar Sınırsız Ruhaniyet’in ailesine ait olan uygun ve yerinde kişiliklerin akıllarında muhafaza edilir. Bu kayıtlar, kâinatın resmi ve ölü olan kayıtlarının tersi bir biçiminde canlı kayıtlardır; buna ek olarak onlar, Sınırsız Ruhaniyet’in kayıt altına alan kişiliklerinin yaşayan akıllarında kusursuz bir biçimde muhafaza edilir.
17:3.7 (201.5) Yansıma düzeni, tüm yaratımın hüküm ulaştırıcı ve haber toplayıcı işleyişidir. Bu düzen, birçok yayın hizmetinin dönemsel faaliyetine karşıt bir biçimde sürekli etkin bir konumdadır.
17:3.8 (201.6) Yerel bir evren yönetim merkezi üzerinde açığa çıkan her önemli veri onun aşkın evreninin başkentinde içkin olarak yansıtılır. Buna ek olarak zıt bir biçimde, yerel evrenin dikkate değer olaylarıyla ilgili her şey onların aşkın evren yönetim merkezlerinden yerel evren başkentlerine doğru dışsal bir biçimde yansıtılır. Zamanın evrenlerinden aşkın evrenlere kadar olan bu yansıma hizmeti, göründüğü biçimiyle istemsiz veya kendiliğinden faaliyet gösteren bir niteliktedir; fakat gerçekte bu durum böyle değildir. Bu yansıma hizmeti tamamiyle kişisel ve ussaldır; onun duyarlılığı eş güdümün kişiliğinin kusursuzlaşmasından kaynaklanır, ve bu sebeple Mutlaklıklar’ın kişilik dışı mevcudiyet-uygulamalarıyla ilişkilendirilemez.
17:3.9 (201.7) Düşünce Denetleyicileri, kâinatsal yansıma sisteminin işletimine katılmamaktadırlar; tüm Yaratıcı nüvelerinin bütüncül bir biçimde bu etkileşimlerden haberdar olduklarına ve onların içeriğinden istifade ettiklerine inanmak için her türlü nedene sahibiz.
17:3.10 (201.8) Mevcut evren çağı boyunca ek-Cennet yansıma hizmetinin uzay kapsamı, yedi aşkın evrenin çevresi tarafından kısıtlı olarak görünmektedir. Bunların dışında kalanlarda ise, bu hizmetin işlevi zaman ve mekândan bağımsız olarak göze çarpmaktadır. Bu işlev, bilinen tüm alt mutlak kâinat döngülerinden bağımsız olarak ortaya çıkmaktadır.
17:3.11 (201.9) Her aşkın evrenin yönetim merkezi üzerinde yansıma düzeni bölünmüş bir birim olarak hareket eder; fakat tıpkı Yedi Yüce İdareciler’in bin yıllık karşılama zamanlarına ek olarak ışıkta ve yaşamda bütüncül bir yerel evrenin yerleşimi tarafından belirlenen yıldönümü etkinliğinde olduğu gibi belirli özel durumlarda, Majeston’un iradesi altında onların yedisi birden kâinatsal birliktelik içerisinde hareket eder ve edebilir.
17:4.1 (202.1) Kırk dokuz Yansıtıcı Görüntü Yardımcıları Yansıtıcı Ruhaniyetler tarafından yaratılmıştır, ve onlar her aşkın evrenin yönetim merkezlerinde Yardımcı olarak sayıca sadece yedi tane bulunmaktadır. Uversa’nın yedi Yansıtıcı Ruhaniyeti’nin ilk yaratıcı eylemi onların yedi Görüntü Yardımcıları’nın üretimi olup; her Yansıtıcı Ruhaniyet, kendisine ait Görüntü’sünü yaratmaktadır. Görüntü Yardımcıları belirli özelliklerinde ve niteliklerinde onların Yansıtıcı Ana Ruhaniyetleri’nin kusursuz üretimleridir; onlar yansımanın özelliğinden yoksun olarak gerçek suretleridir. Onlar gerçek görüntüler olup, Yansıtıcı Ruhaniyetler ve aşkın evren idarelerinin arasında iletişim kanalı olarak sürekli faaliyet halindedir. Görüntü Yardımcıları, kelimenin yalın anlamıyla sadece yardımcılar olmayıp, onlar gerçekte kendileriyle ilgili Ruhaniyet atalarının mevcut temsilcileridir; onlar görüntüler olup, tıpkı isimlerinin ima ettiği gibi gerçektir.
17:4.2 (202.2) Yansıtıcı Ruhaniyetler kendileri içinde gerçek kişilikler olup, böyle bir düzeyin üyeleri olarak maddi varlıklar için kavranılamaz bir durumdadırlar. Bir aşkın evren yönetim merkez alanını üzerinde bile onlar, Zamanın Ataları ve onların yardımcıları ile tüm kişisel ilişkilerinde kendilerine ait olan Görüntü Yardımcıları’nın desteğine ihtiyaç duyarlar. Görüntü Yardımcıları ve Zamanın Ataları arasındaki tüm ilişkilerde, bazen bir Yardımcı yeterli bir biçimde faaliyet gösterirken; diğer durumlarda ise iki, üç, dört veya hatta onların yedisi birden, aktarımları için görevlendirilen iletişimin bütüncül ve uygun temsili için gereklidir. Buna benzer bir biçimde Görüntü Yardımcıları’nın iletileri, iletişimin içeriğinin gerektirebileceği bir biçimde; Zamanın Atalarının biri, ikisi veya üçü tarafından da çok çeşitli biçimlerde alınabilir.
17:4.3 (202.3) Görüntü Yardımcıları, onların öncül Ruhaniyetler’inin tarafları vasıtasıyla sonsuza kadar hizmet edip; yardımcı ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerin inanılması güç olan bir ev sahipliğinde kendilerine ait konumlanmalarına sahiptir. Görüntü Yardımcıları doğrudan bir biçimde, yükseliş içinde olan fanilerin eğitim dünyalarıyla ilişkin olarak faaliyet göstermez. Onlar, fani ilerlemesinin kâinatsal düzeninin ussal hizmetiyle yakın bir biçimde birliktelik halindedir; fakat siz Uversa eğitim kurumlarında kısa zamanlı olarak ikamet ettiğiniz zaman onlarla kişisel olarak iletişim dâhilinde olmayacaksınız. Bunun nedeni kişisel varlıklar olarak görünen bu unsurların iradeden yoksun oluşudur; onlar tercih etme gücünü uygulamazlar. Onlar, bireysel Ruhaniyet atasının aklı ve kişiliğinin bütüncül yansıtıcısı olarak gerçek görüntülerdir. Bir sınıf olarak yükseliş halinde olan faniler, yansımayla içten bir biçimde ilişki kurmazlar. Her zaman yansıtıcı doğanın bazı varlıkları, siz ve hizmetin gerçek işleyişi arasına girecektir.
17:5.1 (202.4) Havona Döngülerinin Yedi Ruhaniyeti, merkezi evrenin yedi döngüsü için Yedi Üstün Ruhaniyet ve Sınırsız Ruhaniyet’in bütüncül birey dışı temsilidir. Onlar, Üstün Ruhaniyetler’in ortak doğumları olarak onların hizmetkârlarıdır. Üstün Ruhaniyetler, yedi aşkın evrende farklı ve çeşitli bir hale getirilmiş yönetimsel kişiliği sağlarlar. Havona döngülerinin bu bütünlüğü vasıtasıyla onlar, merkezi evrenin birleşen, bütünleşen ve eş güdüm haline getirilen bir ruhsal aşkın denetimini sağlamak için yetkin hale getirilmişlerdir.
17:5.2 (202.5) Döngülerin Yedi Ruhaniyeti’nden her biri, tek bir Havona döngüsünün yayılışıyla sınırlıdır. Onlar doğrudan bir biçimde, bireysel Havona dünyalarının idarecileri olan Zamanın Ebedileri’nin yönetimleriyle ilişkili değillerdir. Fakat onlar Yedi Yüce İdareciler ile bağlantılı bir konumda olup, Yüce Varlık’ın merkezi evren mevcudiyetiyle eş uyumluluğu sağlarlar. Onların görevi bütünüyle Havona ile sınırlıdır.
17:5.3 (203.1) Döngülerin bu Ruhaniyetleri, üçüncü derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri biçimindeki onların kişisel doğumları boyunca, Havona içinde geçici olarak ikamet edenler ile ilişkide bulunur. Döngü Ruhaniyetleri, Yedi Üstün Ruhaniyet ile eş zamanlı olarak mevcut halde olurken; onların üçüncü derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri yaratımındaki faaliyeti, zamanın ilk kutsal yolcuları Grandfanda’nın zamanı boyunca Havona’nın dışsal döngüleri üzerine erişene kadar büyük bir önem kazanmamıştır.
17:5.4 (203.2) Havona içinde döngüler boyunca ilerlediğiniz zaman, Döngülerin Ruhaniyetleri’ni öğrenmiş olacaksınız; fakat her ne kadar siz, onların ruhsal etkisinin birey dışı mevcudiyetinden kişisel olarak hoşnutluk duyacak ve onların varlığını tanıyacak olsanız da, onlarla birlikte kişisel bütünlüğü barındırmaya yetkin olamayacaksınız.
17:5.5 (203.3) Düşünce Düzenleyicileri evrimsel evrenlerin dünyalarında ikamet eden fani yaratılmışlarla ilişkide olduğu kadar; Döngü Ruhaniyetleri Havona’nın yerli sakinleriyle ilişkilidir. Düşünce Denetleyicileri gibi Döngü Ruhaniyetleri birey dışı olup; Kâinatın Yaratıcısı’nın birey dışı ruhaniyetlerinin fani insanın sınırlı akıllarında ikamet ettiği kadar, onlar Havona varlıklarının kusursuz akıllarıyla birliktelik halindedir. Fakat Döngülerin Ruhaniyetleri, Havona kişiliklerinin kalıcı bir parçası haline hiçbir zaman gelemezler.
17:6.1 (203.4) Yerel evren Yaratıcı Ruhaniyetler’inin doğası ve işlevinin büyük bir kısmı, yerel yaratılmışların idaresi ve düzenlenmesinde Yaratan Evlatlar ile onların birlikteliğinin anlatımına uygun bir biçimde aittir; fakat orada, yedi Yüce Ruhaniyet topluluğunun bu hususunun bir parçası olarak anlatılabilecek bahse konu muazzam varlıkların yerel evren öncesi deneyimlerinin birçok özelliği bulunmaktadır.
17:6.2 (203.5) Biz, yerel bir evren Ana Ruhaniyeti sürecinin altı fazının bilgisine aşinayız; buna ek olarak biz, eylemin bir yedinci düzeyinin olasılığı ile alakalı birçok şeyi ifade edebilir Mevcudiyetin bu farklı düzeyleri şunlardır:
17:6.3 (203.6) 1. Öncül Cennet Farklılaşması. Yaratan bir Evlat, Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat’ın birleşik faaliyeti sonucunda kişiselleştirildiğinde; o, eş zamanlı olarak “tamamlanmanın yüce tepkisi” biçiminde bilindiği haliyle Sınırsız Ruhaniyet’in kişiliğinde meydana gelir. Biz bu tepkinin doğasını kavrayamayız; fakat biz bu tepkiden, Bütünleştirici Yaratan’ın yaratıcı potansiyeli içinde bütünleşmiş bu kişileştirilebilen olasılıkların içkin bir değişimini tanımladığını anlayamamaktayız. Bir eş güdüm Yaratan Evlat’ının doğuşu, bu Cennet Evladı’nın gelecek yerel evren eşinin potansiyelindeki Sınırsız Ruhaniyet kişiliğindeki doğumunu simgeler. Varlığın bu yeni birey öncesi kimlikleşmesinin bilincinde değiliz; fakat bu gerçeğin, böyle bir Yaratan Evlat’ın mevcudiyet sürecinin Cennet kayıtları üzerinde kendisine bir yer bulduğunun bilgisine sahibiz.
17:6.4 (203.7) 2. Hazırlıksal Yaratıcılık Eğitimi. Âlemlerin düzenlenmesinde ve idaresinde bir Mikâil Evladı’nın hazırlıksal eğitiminin uzun süreci boyunca, onun gelecekteki eşi birliğin daha ileri gelişimine uğrayıp, varlığın topluluk bilinci halini alır. Bu duruma dair kesin bir bilgiye sahip olmamakla beraber; böyle bir topluluk bilincinin uzay farkındalığı haline gelmesine ek olarak evren yaratımında ve idaresinde hazırlıksal eğitimin, tamamlayıcı Mikâil ile birlikte işbirliğinin kendisine ait gelecek görevinde ruhaniyet yeteneğinin erişimi için bir ön koşul haline gelmeye başladığını varsaymaktayız.
17:6.5 (204.1) 3. Fiziksel Yaratımın Düzeyi. Yaratıcılık etkisi Ebedi Evlat tarafından bir Mikâil Evladı’na uygulandığı anda; Sınırsız Ruhaniyet’in mevcudiyetinde bu yeni Yaratan Evlat’ın nihai bir biçimde yükümlü olduğu aşkın evreni yöneten Üstün Ruhaniyet, “tanınmanın duası” için karşılıkta bulunurlar. Ve bunun sonrasında Yaratıcı Ruhaniyet’in varlığı ilk defa Sınırsız Ruhaniyet’in kişiliğinden farklılaşan bir halde ortaya çıkar. Dilekte bulunan Üstün Ruhaniyet’in kişiliğine doğrudan bir biçimde ilerleyerek bu varlık; bahse konu Üstün Ruhaniyet’in kişiliğinin bir parçası haline gözle görülür bir biçimde gelerek, eş zamanlı olarak bizim algımızın dışına çıkar. Yeni bir kimlik kazanan Yaratıcı Ruhaniyet, uzay serüveni için Yaratan Evlat’ın ayrılış anına kadar Üstün Ruhaniyet ile birlikte kalır; bununla beraber Üstün Ruhaniyet, Yaratan Evlat’ın muhafazasına yeni Ruhaniyet eşini teslim edip, aynı zamanda sonu gelmez sadakatin ve ebedi bağlılığın etkisini Ruhaniyet eşine uygular. Tüm bunların sonucunda Cennet üzerinde o zamana kadar gerçekleşmiş mevcudiyeti en derinden etkileyen bölümlerden bir tanesi ortaya çıkar. Kâinatın Yaratıcısı, Yaratıcı Evlat ve Yaratıcı Ruhaniyet’in ebedi birliğinin tanınmışlığı ve aşkın evren hâkimiyet alanının Üstün Ruhaniyet’i tarafından idarenin belirli birleşik güçlerinin bahşedilmişliğinin kabulü uyarınca konuşur.
17:6.6 (204.2) Yaratıcı’ya bütünleşen Yaratan Evlat ve Yaratıcı Ruhaniyet bunun sonucunda kâinat yaratımı içinde kendilerine ait serüvenlerin ardından giderler. Buna ek olarak onlar, kendilerine ait evrenin maddi düzenlenmesinin uzun ve çetrefilli süreci boyunca birlikteliğin bu biçimi içinde beraber görev yaparlar.
17:6.7 (204.3) 4. Yaşam-Yaratım Devri. Yaratan Evlat tarafından yaşamın yaratılması hususundaki niyetin bildirilmesi üzerine, Yedi Üstün Ruhaniyet’in katılımcılığıyla ve üstün denetimi gerçekleştiren Üstün Ruhaniyet’in kişisel olarak deneyimleyişiyle Cennet üzerinde “kişileştirme törenleri” meydana gelir. Bu oluşum, Yaratan Evlat’ın Ruhaniyet eşinin kişiliğine katkı olan bir Cennet İlahiyatı olup; o, Sınırsız Ruhaniyet’in kişiliğinde “temel patlamanın” olgular bütününde evren için gözle görülen bir hale gelir. Cennet üzerindeki bu olgular bütünüyle eş zamanlı olarak, Yaratan Evlat’ın bundan öncesine kadar birey dışı olan Ruhaniyet eşi, işlevsel amaçlarının ve niyetlerinin tümünde gerçek bir insan haline gelir. Bundan dolayı ve sonsuza kadar bahse konu bu yerel evren Ana Ruhaniyeti bir birey olarak görülüp, açığa çıkan yaşam yaratımının tüm kişilik ev sahipleriyle birlikte kişisel ilişkilerini sürdürecektir.
17:6.8 (204.4) 5. Bahşedilmişlik Sonrası Çağlar. Yaratan Evlat, kendisinin yedinci bahşedilmişliğinin tamamlanmasının ardından ve evren egemenliğinin tümüne erişimini takiben evren yönetim merkezine geri döndüğünde; Yaratıcı bir Ruhaniyet’in sonu gelmez olan süreci boyunca farklı ve muhteşem bir değişim meydana gelir. Bu olay üzerine evrenin idarecileri bir araya gelmeden önce; başarılı olan Yaratan Evlat, Evren Ana Ruhaniyeti düzeyine eş egemen olarak yükselir ve Ruhaniyet eşini kendisinin dengi olarak tanır.
17:6.9 (204.5) 6. Işığın ve Zamanın Çağları. Işık ve zaman devrinin oluşturulması üzerine, yerel evren eş egemeni bir Yaratıcı Ruhaniyet sürecinin altıncı fazına giriş yapar. Fakat biz bu büyük deneyimin doğasını tasvir edemeyiz. Bu tür unsurlar, Nebadon içinde evrimin gelecek bir düzeyiyle ilişkilidir.
17:6.10 (204.6) 7. Açıklığa Çıkarılmamış Süreç. Yerel bir evren Ana Ruhaniyet sürecinin altı fazının bilgisine sahibiz. Orada yedinci bir sürecin var olup olmadığı bizim sormamız gereken kaçınılmaz bir sorudur. Kesinliğe erişebilecek olanlar göründüğü biçimiyle ahlaki yükseliş içinde kendilerine ait nihai sonlarına eriştiklerinde, onların altıncı düzey ruhaniyet sürecine giriş yaptıklarına dair kaydın farkındayız. Evren görevi içinde, kesinliğe erişecek olanları hali hazırda bekleyen açığa çıkarılmamış diğer bir sürecin mevcut olduğunun çıkarımını yapmaktayız. Evren Ana Ruhaniyetleri’ni; Yaratan Mikâiller’in düzeyi ile birlikte sadık eş güdüm ve evren hizmeti içinde, kişisel deneyimin yedinci düzeylerini oluşturacak açığa çıkmamış bir takım sürecin onların önünde olduklarını buna benzer bir biçimde düşünmemiz, yerinde olarak bizden tek beklenecek şeydir.
17:7.1 (205.1) Bu emir-yardımcı ruhaniyetleri; bir yerel evren Ana Ruhaniyeti’nin, bu tür bir Yaratıcı Ruhaniyet ve Yaratan Evladı’nın birleşik yaratımının yaşayan varlıkları üzerinde yedi katmanlı olan akıl bahşedişidir. Bu bahşediş, kişilik ayrıcalıklarının düzeyi için Ruhaniyet’in yükseliş zamanında mümkün hale gelir. Yedi emir-yardımcı akıl-ruhaniyetinin doğası ve işlevinin anlatımı daha uygun olarak, Nebadon’un içinde bulunan sizin yerel evreninizin hikâyesine aittir.
17:8.1 (205.2) Yüce Ruhaniyetlerin yedi topluluğu, Sınırsız Ruhaniyet ve Bütünleştirici Bünye olarak Üçüncül Kaynak ve Merkez’in işlevsel ailesinin çekirdeğini oluşturur. Yüce Ruhaniyetler’in nüfuz alanı uzayın gezegenleri üzerinde, Cennet üzerinde bulunan Kutsal Üçleme’nin mevcudiyetinden evrimsel-fani düzey aklının işlevine kadar uzanır. Bu nedenle onlar, alçalan yönetim düzeylerini bir araya getirip bunlardan sorumlu görevlilerin çok katmanlı olan faaliyetlerini düzenlerler. Bir Yaratıcı Ruhaniyet topluluğunun Zamanın Ataları ile bağlantılı olup olmadığından, bir Yaratıcı Ruhaniyeti’nin bir Mikâil Evladı ile birlikte uyum içinde hareket edip etmediğinden veya Yedi Üstün Ruhaniyet’in Cennet Kutsal Üçlemesi etrafında çevrelenip çevrelenmediğinden bağımsız olarak; Yüce Ruhaniyetler’in eylemi yerel, merkezi ve aşın evrenler içinde her yerde karşılaşılan bir niteliktedir. Onlar, “Zamanın” düzeyinin Kutsal Üçleme kişilikleriyle ve “Evlatlar”ın Cennet kişilikleriyle tıpatıp benzer bir biçimde faaliyet gösterirler.
17:8.2 (205.3) Yüce Ruhaniyet toplulukları onların Sınırsız Ana Ruhaniyet’i birlikte, Üçüncül Kaynak ve Merkez’in geniş olan yaratım ailesinin doğrudan yaratanlarıdır. Yardımcı ruhaniyetlerin tüm düzeyleri bu birliktelikten doğar. Birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri, Sınırsız Ruhaniyetler içinde açığa çıkıp; bu düzeyin ikincil varlıkları Üstün Ruhaniyetler tarafından yaratılır; üçüncü derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri ise Döngülerin Yedi Ruhaniyet’i vasıtasıyla oluşturulur. Yansıtıcı Ruhaniyetler ortaklaşa bir biçimde, aşkın evren hizmetlerinin ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri biçimindeki meleksel ev sahiplerinin muazzam bir düzeyinin ana-yapıcılarıdır. Bir Yaratıcı Ruhaniyet, bir yerel yaratımın yüksek meleksel düzeylerinin kaynağıdır; bu tür melek hizmetkârları, her ne kadar merkezi evrenin işleyiş biçimleri sonrasında şekillendirilse de, her bir yerel evrende özgün bir nitelikte bulunurlar. Yardımcı ruhaniyetlerin tüm bu yaratanları sadece dolaylı bir biçimde, tüm meleksel hizmetin özgün ve ebedi kaynağı olan Sınırsız Ruhaniyet’in merkezi yerleşimi tarafından desteklenir.
17:8.3 (205.4) Yedi Yüce Ruhaniyet topluluğu, yerleşik yaratımın düzenleyicileridir. Yedi Üstün Ruhaniyet biçimindeki onların yönlendirici başlarının birlikteliği, Yedi Katmanlı Tanrı’nın uçsuz bucaksız olan eylemlerini düzenlemek amacıyla ortaya çıkar:
17:8.4 (205.5) 1. Ortaklaşa bir biçimde Üstün Ruhaniyetler, Cennet İlahiyatları’nın Kutsal Üçlemesi’nin kutsallık düzeyini yakın bir biçimde denk düşmektedir.
17:8.5 (205.6) 2. Bireysel olarak onlar, İlahiyat üçleme bütünlüğünün öncül birliktelik olasılıklarını denemektedirler.
17:8.6 (206.1) 3. Bütünleştirici Bünye’nin farklılaşan temsilcileri olarak onlar, Yüce Varlık’ın henüz kişisel olarak uygulamadığı onun ruhsal-akıl-güç egemenliğinin muhafaza alanlarıdır.
17:8.7 (206.2) 4. Yansıtıcı Ruhaniyetler boyunca onlar, kâinatsal yansımanın Cennet Merkezi olan Majeston ile birlikte Zamanın Ataları’nın aşkın evren hükümetlerini eş zamanlı hale getirirler.
17:8.8 (206.3) 5. Onların katıldığı yerel evren Kutsal Hizmetkârları’nın bireyselleşmesinde Üstün Ruhaniyetler, yerel evrenlerin Yaratan Evlat-Yaratıcı Ruhaniyet birlikteliği olan Yedi Katmanlı Tanrı’nın son düzeyine katkıda bulunurlar.
17:8.9 (206.4) Bütünleştirici Bünye’nin doğasında bulunan işlevsel bütünlük, onun öncül kişilikleri olan Yedi Üstün Ruhaniyet içinde evrimleşen evrende açığa çıkarılmıştır. Fakat geleceğin kusursuz hale getirilen aşkın evrenleri içinde bu birlik, kuşkusuz olarak Yücelik’in deneyimsel egemenliğinden ayırt edilemez bir halde olacaktır.
17:8.10 (206.5) [Uversa’nın bir Kutsal Danışmanı tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
18. Makale
18:0.1 (207.1) YÜCE Kutsal Üçleme Kişilikleri’nin tümü belirli bir hizmet için yaratılmışlardır. Onlar ulvi Kutsal Üçleme tarafından belirli özel görevlerin yerine getirilmesi için tasarlanmış olup, bağlılığın kesinliği ve işleyiş biçiminin kusursuzluğuna hizmet etmek için yetkin hale getirilmişlerdir. Yüce Kutsal Üçleme Kişilikleri’nin yedi düzeyi bulunmaktadır:
18:0.2 (207.2) 1. Yüceliğin Kutsal Üçleme Haline Getirilmiş Sırları.
18:0.3 (207.3) 2. Zamanın Ebedileri.
18:0.4 (207.4) 3. Zamanın Ataları.
18:0.5 (207.5) 4. Zamanın Kusursuzlukları.
18:0.6 (207.6) 5. Zamanın Geçmişleri.
18:0.7 (207.7) 6. Zamanın Birliktelikleri.
18:0.8 (207.8) 7. Zamanın İnançlıları.
18:0.9 (207.9) İdari kusursuzluğun bu varlıkları sayıca belirli ve kesindir. Onların yaratımı geçmişe ait bir olaydır; ve onlar artık kişileştirilmemektedirler.
18:0.10 (207.10) Muhteşem kâinat boyunca bu Yüce Kutsal Üçleme Kişilikleri, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin idari siyasalarını yansıtır; onlar adaleti temsil etmekte olup, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin yürütücü yargı organlarıdır. Yaratıcı’nın Cennet alanlarından genişleyerek yerel evrenlerin yönetim merkezi dünyalarına, ve oradan da onların tamamlayıcı yıldız takımlarının başkentlerine uzanan bir biçimde, idari kusursuzluğun karşılıklı ilişkili olan bir hattını oluşturur.
18:0.11 (207.11) Kutsal Üçleme kökenli tüm varlıklar, onların sahip olduğu tüm kutsal özellikler bakımından Cennet kusursuzluğu içinde yaratılmışlardır. Sadece deneyimin alanlarında zamanın işleyiş süreci, Kâinat hizmeti için onların sahip olduğu niteliklere eklenmiştir. Kutsal Üçleme kökenli varlıklar ile iniltili olarak karşı çıkışın herhangi bir riski veya yükümlülüğün herhangi bir biçiminin yerine getirilmeme tehlikesi hiçbir zaman bulunmamaktadır. Onlar kutsallığın özüne aittiler, ve onlar hiçbir zaman kişilik faaliyetinin kusursuz ve kutsal doğrultusunun dışına çıkan varlıklar olarak tanınmamaktadırlar.
18:1.1 (207.12) Cennet uydularının en iç döngüsü içerisinde yedi dünya bulunmakta olup; bu yüceltilmiş dünyalardan her biri, Yüceliğin Kutsal Üçleme Haline Getirilmiş Sırları’nın sayıca on tanesinin oluşturduğu bir birlik tarafından idare edilir. Onlar yaratan değillerdir, fakat onlar yüce ve nihai idarecilerdir. Bu yedi bütünlük içerisinde bulunan alanlara ait olaylarının işleyişi tamamiyle, yetmiş yüce yöneticilerin oluşturduğu bu birliklere ayrılmıştır. Kutsal Üçleme’nin doğumu olan bu oluşum her ne kadar Cennet’e en yakın olan yedi kutsal alanda üst denetimi sağlasa da, dünyaların bu birliği evrensel olarak Kâinatın Yaratıcısı’nın kişisel döngüsü olarak bilinir.
18:1.2 (208.1) Yüceliğin Kutsal Üçleme Haline Getirilmiş Sırları; onarlı topluluklar halinde, kendilerine ait olan alanların eş güdüm ve birleşik yöneticileri biçiminde faaliyet gösterir. Bu özel dünyaların her birinin görevi yedi büyük bölüme ayrılmış olup; bu eş güdüm idarecilerinin her biri, özelleşmiş eylemlerin bu kısmının her biri üzerinde hâkimiyeti sağlar. Onarlı birlikler içerisinde ayrışan üç unsur; bir tanesi Yaratıcı’yı, bir tanesi Evlat’ı ve diğeri ise Ruhaniyet’i temsil eden bir biçimde geride kalan yedisiyle ilişkili olarak, İlahiyat’ın üçleme bütünlüğünün kişisel temsilcileri olarak hareket eder.
18:1.3 (208.2) Yüceliğin Kutsal Üçleme Haline Getirilmiş Sırları’nı simgeleyen kesin bir sınıf benzerliği olmasına rağmen, onlar aynı zamanda yedi farklı topluluk niteliklerini açığa çıkarır. Divinington’un on yüce idarecisi, Kâinatın Yaratıcısı’nın kişisel karakteri ve doğasının yansıtıcısı olup; onlar, onların nüfuz alanlarının ortak niteliği olan İlahiyat’ın veya onun birlikteliğine benzeyen onlu topluluğun her bir tanesi biçimindeki bu yedi alanın her biri ile iniltilidir. Ascendington’u idare eden bu on yönetici; Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in bir araya gelen doğalarının yansıtıcılarıdır.
18:1.4 (208.3) Ben Yaratıcı’nın yedi kutsal dünyası üzerinde bulunan bu yüksek kişiliklerin görevleri hakkında çok az şeyi açığa çıkarabilirim, çünkü onlar gerçek anlamda Yüceliğin Sırları’dır. Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat veya Sınırsız Ruhaniyet’e olan erişimle birliktelik içerisinde olan hiçbir keyfi sır bulunmamaktadır. İlahiyatlar, kutsal kusursuzluğa erişen herkes için gizlisi saklısı olmayan bir gerçekliktir; fakat Yüceliğin Kutsal Üçleme Haline Getirilmiş Sırları, hiçbir zaman bütüncül olarak erişilemez. Biz hiçbir zaman, yaratılmış varlıkların bu yedi katmanlı topluluğuyla birliktelik içerisinde bulunan İlahiyat’ın kişilik sırlarını taşıyan âlemlere tamamiyle erişim için yetkin bir durumda olamayacağız.
18:1.5 (208.4) Bu yüce idarecilerin görevi; bahse konu yedi özel dünya üzerinde yer aldığında veya muhteşem Kâinat boyunca faaliyet içerisindeyken İlahiyatlar’ın Kâinat varlıklarının bu yedi temel topluluğuyla olan kişisel ve içten ilişkileriyle iniltili olduğu için, bu kişisel ilişkilerin ve olağan üstün etkileşimlerin kutsal bir biçimde sır olarak saklanması anlamlı bir yere oturur. Cennet Yaratanları, onlara ait olan alt düzey yaratılmışlarında bile kişiliğin mahremiyeti ve kutsallığına saygı gösterir. Buna ek olarak bu durum, kişiliklerin birçok farklı düzeyleri ve bireyleri için doğruluk gösterir.
18:1.6 (208.5) Yüksek evren erişiminin varlıkları için bile bu sır dolu dünyalar başından beri sadakatin bir sınanışı olarak kalmaktadır. Bu nitelik, bize bütünüyle ve kişisel olarak ebedi Tanrılar’ı tanımamıza ek olarak onların kutsallık ve kusursuzluk karakterlerini özgür olarak öğrenmemiz için verilmiştir; fakat bu nitelik, Cennet İdarecileri’nin onlara ait olan yaratılmış varlıklarının bütünüyle olan kişisel ilişkilerinin tümüyle, bütünsel olarak etkileşim hakkını sağlamamaktadır.
18:2.1 (208.6) Havona’nın milyarı aşan dünyalarının her biri, tek bir Yüce Kutsal Üçleme Kişiliği tarafından idare edilmektedir. Bu idareciler Zamanın Ebedileri olarak bilinmekte olup, Havona alanlarından her bir tanesi biçiminde tam olarak bir milyarı bulan sayıdadır. Onlar Cennet Kutsal Üçlemesi’nin doğumudur, fakat Yüceliğin Sırları’na benzer bir biçimde onlar kökenlerine ait herhangi bir kaydı taşımaz. Tümüyle akıl sahibi olan bu yaratıcıların iki topluluğu sonsuza kadar Cennet-Havona sisteminin kendilerine ait olan seçkin dünyalarını idare edip, onlar herhangi bir nöbetleşe çalışma veya yeniden görevlendirme içinde bulunmaksızın faaliyet gösterirler.
18:2.2 (208.7) Zamanın Ebedileri, onların nüfuz alanlarında ikamet eden tüm idare sahibi yaratılmışları için görünebilir bir haldedir. Onlar düzenli bir biçimde toplanan özel gezegensel kurullara başkanlık ederler. Belli aralıklar dâhilinde ve dönüşümlü olarak onlar yedi aşkın evrenin yönetim merkez alanlarını ziyaret ederler. Onlar yedi aşkın hükümetin nihai sonları üzerinde iradeye sahip olan Zamanın Ataları’na yakın bir soydan olup, onların kutsal denkleridir. Bir Zamanın Ebedisi kendi alanında bulunmadığı zamanlarda, onun dünyası bir Kutsal Üçlemenin Öğretici Evladı tarafından idare edilir.
18:2.3 (209.1) Hayatın oluşturulan düzeyleri dışında, bu tür Havona yerlileri ve merkezi evrenin diğer yaşayan yaratılmışları olarak yerleşik Zamanın Ebedileri kendilerine ait alanları, onların kişisel düşünceleri ve nihai amaçları doğrultusunda geliştirmiştir. Onlar kendilerinin dışında her bir diğer unsura ait olan gezegeni ziyaret eder, fakat onlar taklit veya birebir çoğaltım yoluyla faaliyetlerini gerçekleştirmezler; onlar her zaman ve bütünüyle özgündürler.
18:2.4 (209.2) Mimari oluşum, doğal olan güzelleştirme, morontia yapıları ve ruhani yaratımlar ayrıcalıklı niteliğe sahip olup; onlar her alan üzerinde benzersizdir. Her dünya sonsuza kadar sürecek olan güzelliğin mekânı olup; yine her dünya, merkezi evren içinde diğer herhangi bir dünyadan bütünüyle farklıdır. Buna ek olarak siz Havona’dan Cennet’e olan içe doğru yolculuğunuzda bu benzersiz ve heyecan verici alanların her biri üzerinde kısa veya uzun bir süre geçireceksiniz. Sizin dünyanız üzerinde Cennet hakkında yukarı doğru ifadesini kullanmak doğal bir durumdur, fakat yükselişin kutsal amacını içe doğru olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.
18:3.1 (209.3) Zamanın fanileri, yerel bir evrenin yönetim merkezini çevreleyen öğrenim dünyalarından mezun olduğu ve onların aşkın evreninin eğitimsel alanlarına ilerlediği zaman; ruhsal gelişim bakımından onlar, Zamanın Ataları’nı da içine alan bu gelişmiş alanların yüksek ruhsal idarecileri ve yöneticilerini tanımaya ve onlarla birlikte iletişime yetkin olacakları bir noktaya gelirler.
18:3.2 (209.4) Zamanın Ataları’nın tümü temel olarak özdeştirler; onlar, Kutsal Üçleme’nin bütünleşen doğasını ve bir araya gelen karakterini ortaya çıkarırlar. Onlar bireyselliği ellerinde bulundurup, kişisel bakımdan çeşitlilik arz ederler; fakat onlar, Yedi Üstün Ruhaniyet’e içkin olan bir biçimde olduğu gibi birbirleri bakımından farklılık göstermez. Onlar, aksi bir biçimde her biri diğerinden belirgin olan, ayrılmış ve benzersiz bir yaratım olarak farklılaşan yedi aşkın evrenin yöneticiliğindeki bütünlüğü sağlarlar. Yedi Üstün Ruhaniyet doğaları ve özellikleri bakımından farklılık gösterir; fakat aşkın evrenlerin kişisel yöneticileri olarak Zamanın Ataları’nın tümü, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin tek-tip ve üstün kusursuz olan doğumlarıdır.
18:3.3 (209.5) Yedi Üstün Ruhaniyet, yönetim bakımından üstün olan bir konumda kendilerine ait aşkın evrenlerin doğasını belirler; fakat Zamanın Ataları, bahse konu bu aşkın evrenlerin idaresini yerine getirir. Onlar yaratıcı farklılık üzerinde idari bütünlüğü üstün bir biçimde uygulayıp, muhteşem evrenin yedi ayrımsal topluluğunun temelini oluşturan yaratımsal farklılıklar karşısında bütünlüğün uyumunu sağlarlar.
18:3.4 (209.6) Zamanın Ataları’nın tümü aynı anda kutsal üçleme haline getirilmiştir. Kâinat âlemlerinin tümünün kişilik kayıtlarının başlangıcını temsil ettikleri için onların isimleri Zamanın Ataları’dır. Cennet’e ulaştığınızda ve her şeyin başlangıcına dair olan yazılı kayıtları araştırdığınız zaman; kişilik bölümünde göze çarpan ilk kayıt, bu yirmi bir Zamanın Atası’nın kutsal bir biçimde üçleştirmesinin kaydı olacaktır.
18:3.5 (209.7) Bu yüksek varlıklar her zaman üçlü topluluklar haline idaresini yerine getirir. Onların birey olarak veya ikili birliktelikler halinde faaliyet gösterdiği eylemin birçok fazı bulunmasına karşın, idarelerinin daha yüksek olan alanlarında onlar birliktelik halinde hareket etmek durumundadır. Onlar hiçbir zaman bireysel olarak kendilerine ait yerleşik dünyalardan ayrılmazlar. Onlar bunu yapmak zorunda değillerdir, çünkü bu dünyalar uçsuz bucaksız olan yansıma sisteminin aşkın evren odak noktalarıdır.
18:3.6 (209.8) Zamanın Ataları’nın her bir üçlüsünün bireysel yerleşkeleri, onların yönetim merkezleri alanı üzerinde ruhsal kutuplaşma noktasında konumlanmıştır. Böyle bir alan yetmiş idari bölüme ayrılmış olup, zaman zaman Zamanın Ataları’nın içinde ikamet ettiği yetmiş ayrımsal başkente sahiptir.
18:3.7 (210.1) Güç, yönetim kapsamı ve yetki alanın boyutu bakımından Zamanın Ataları, zaman-mekân yaratılmışlarının doğrudan herhangi bir idarecisinin en güçlü ve en kudretli olanıdır. Uçsuz bucaksız olan kâinat âlemlerinin tümünde onlar, idare sahibi yaratılmışların ebedi sonunun gelmesiyle ilgili olarak kesin yürütüm yargısının yüksek güçleriyle donatılmıştır. Buna ek olarak Zamanın Ataları’nın üçünün tümü, bir aşkın-evrenin yüksek mahkemesinin kesin hükümlerine katılmak zorundadırlar.
18:3.8 (210.2) İlahiyatlar ve onların Cennet birlikteliklerinin haricinde, Zamanın Ataları zaman-mekân mevcudiyetinin tümü boyunca en kusursuz, en çok yönlü ve en kutsal bir biçimde donatılmış yöneticilerdir. Açık bir biçimde onlar aşkın-evrenlerin yüce idarecileridir; fakat onlar deneyimsel biçimde idare etmek için olan bu hakkı kazanmamışlardır. Bu nedenle onlar, deneyimsel bir egemen olan Yüce Varlık tarafından bir zaman aralığında yerine geçilmesinin nihai sonuna sahip olup, ona vekâlet edecek olanlar haline kuşkusuz bir biçimde geleceklerdir.
18:3.9 (210.3) Yüce Varlık, tıpkı bir Yaratan Evlat’ın deneyimsel olarak kendi yerel evreninin egemenliğini elde ettiği gibi, deneyimsel hizmet vasıtasıyla yedi aşkın-evrenin egemenliğine ulaşmaktadır. Fakat Yücelik’in tamamlanmamış evriminin mevcut çağı boyunca Zamanın Ataları, zaman ve mekânın evirilen âlemlerinin kusursuz ve eş güdümsel idari üst denetimini sağlar. Buna ek olarak özgünlüğün bilgeliği ve bireyselliğin bağımsız teşebbüsü, Zamanın Ataları’nın yönetimi ve hükümlerinin tümünü tanımlar.
18:4.1 (210.4) Tamı tamına iki yüz on Zamanın Kusursuzlukları bulunmakta olup, onlar her aşkın evrenin on çoğunluk biriminin hükümetleri üzerine başkanlık ederler. Onlar, aşkın evren yöneticilerine yardımın özel görevi için kutsal üçleme haline getirilmiş olup, Zamanın Ataları’nın kişisel ve dolaysız vekilleri olarak idarede bulunurlar.
18:4.2 (210.5) Zamanın Kusursuzlukları’nın üçü her çoğunluk başkent birimine atanmıştır, fakat Zamanın Ataları’nın aksine, onların üçününde her zaman mevcut bir durumda bulunması gerekmemektedir. Zaman zaman bu üçlü, kendi alanının refahı ile ilgili hususlarda Zamanın Ataları’na bireysel olarak danışmak için konumundan ayrılabilir.
18:4.3 (210.6) Çoğunluk birimlerin bu üçleme bütünlüğü yöneticileri, özel olarak idari detayların üstünlüğünde kusursuzlardır; bu nedenle onların ismi Zamanın Kusursuzlukları’dır. Ruhsal dünyanın bu varlıklarının isimlerinin kayda geçirilmesi sürecinde biz, sizin konuştuğunuz dile çeviride bulunmanın sorunuyla karşılaşmaktayız; ve buna ek olarak, tatminkâr bir çevriyi ortaya koymak bizim için bir hayli sıklıkla tekrar eden bir şekilde aşırı bir biçimde zordur. Sizin için anlamsız gelebilecek yapay tanımlamaları kullanmaktan hoşlanmamaktayız; bu nedenle, özgün olanı bir biçimde temsil edecek ve aynı zamanda sizin için açık bir anlamda olacak uygun bir ismi seçmekte sıklıkla zorlanmaktayız.
18:4.4 (210.7) Zamanın Kusursuzlukları; onların hükümetlerine bağlı olan Kâinatsal Denetimciler, Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları ve Kutsal Danışmanlar’ın orta büyüklükteki bir birimlerine sahiptir. Onlar hali hazırda Kudretli Haberciler, Yetkide Yüksek Olanlar ve İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar’ın sayıca yüksek olan unsurlarına sahiptirler. Fakat çoğunluk birim olaylarının işleyişsel görevinin fazlası Göksel Koruyucular ve Yüksek Evlat Yardımcıları tarafından sürdürülür. Bu iki topluluk, Cennet-Havona kişiliklerinden veya yüceltilmiş fani kesinliğe erişebileceklerden bir tanesinin kutsal bir biçimde üçleştirilmiş doğumları arasından seçilir. Kutsal bir biçimde üçleştirilmiş yaratılmış varlıklarının bu iki düzeyinin bazıları, Cennet İlahiyatları tarafından yeniden kutsal bir biçimde üçleştirilir; ve bunun sonrasında onlar, aşkın evren hükümetlerinin yönetiminde yardımda bulunması için buralara gönderilir.
18:4.5 (211.1) Göksel Koruyucular’dan ve Yüksek Evlat Yardımcıları’ndan birçoğu, azınlık ve çoğunluk birimlerinin hizmeti için görevlendirilmiştir; fakat Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş yüksek melekler ve yarı-ölümlüler olarak Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlular, Zamanın Geçmişleri, Zamanın Kusursuzlukları, ve Zamanın Ataları’nın yüksek mahkemelerinde faaliyet gösteren tüm üç birimin mahkemelerinin görevlileridir. Evlat veya Ruhaniyet ile bütünleşme doğasına sahip Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş yükseliş içinde olan faniler olarak, Kutsal bir biçimde Üçleştirilmiş Elçiler’le aşkın bir evrenin herhangi bir yerinde karşılaşılabilir; fakat onların çoğunluğu azınlık birimlerinin hizmetinde bulunmaktadır.
18:4.6 (211.2) Yedi aşkın evrenin hükümetsel düzeninin bütüncül olarak açığa çıktığı zamanlardan önce, işlevsel olarak Zamanın Ataları’nın haricindeki bu hükümetlerin çok çeşitli bölümlerinin tüm yöneticileri, kusursuz Havona evreninin çeşitli dünyaları üzerinde Zamanın Ebedileri altında farklılaşan süreçlerin hazırlanış eğitimine hizmet etmiştir. Bunun sonrasında ise kutsal üçleme haline getirilmiş varlıklar benzer bir biçimde; Zamanın Geçmişleri, Zamanın Kusursuzlukları ve Zamanın Ataları’nın hizmetine bağlanmadan önce Zamanın Ebedileri altında bir hazırlanış dönemi boyunca ilerlemişlerdir. Onların hepsi hazırlanmış, denenmiş ve deneyim kazandırılmış idarecilerdir.
18:4.7 (211.3) Sizin azınlık birimi dünyaları üzerindeki kısa süreli ikamenizden sonra Splandon’un yönetim merkezine ilerlediğiniz zaman, ilk önce Zamanın Kusursuzlukları’nı göreceksiniz; çünkü bu yüceltilmiş yöneticiler, zamanın yükseliş yaratılmışları için yüksek hazırlanışın yetmiş çoğunluk dünyasıyla birlikte yakın bir biçimde birliktelik halindedir. Zamanın Kusursuzlukları bizzat, çoğunluk birim okullarının yükseliş halinde olan mezunları haline gelmeyi vaat eden bahse konu topluluğu idare eder.
18:4.8 (211.4) Zamanın kutsal yolcularının görevi, bir çoğunluk birim yönetim merkezini çevreleyen dünyalar üzerinde, bir azınlık biriminin yedi eğitim alanlarının üzerinde hazırlanmanın daha fazla olan maddi ve fiziksel niteliğine ve bir aşkın evren yönetim merkezinin dört yüz doksan üniversite dünyası üzerinde ruhsal üstlenime tezat bir biçimde başat olarak akli bir doğaya aittir.
18:4.9 (211.5) Her ne kadar siz sadece, kökeninizin yerel evreniyle bütünleşen bir biçimde olan Splandon çoğunluk biriminin kabulü üzerine giriş yapsanız da; bizim aşkın evrenimizin on çoğunluk bölümünden her biri boyunca geçmek zorunda olacaksınız. Siz Uversa’ya ulaşmadan önce, Zamanın Orvonton Kusursuzlukları’nın tümü olan otuzunu da göreceksiniz.
18:5.1 (211.6) Zamanın Geçmişleri aşkın evrenlerin yüce yöneticilerinin en gencidir; üçlü topluluklar halinde azınlık birimlerinin olayları üzerinde idareye sahiptirler. Doğası bakımından onlar Zamanın Kusursuzlukları ile birlikte eş güdüm halindedirler, fakat idari yönetim bakımından onlar Zamanın Kusursuzlukları’na tabidirler. Orada sayıca sadece, bu kişisel biçimde muhteşem ve kutsal olarak etkin Kutsal Üçleme kişiliklerinin yirmi bir bin tanesi bulunur. Onlar eş zamanlı olarak yaratılmışlardır, ve toplu bir biçimde Zamanın Ebediyetleri altında kendilerinin Havona hazırlanışı boyunca ilerlerler.
18:5.2 (211.7) Zamanın Geçmişleri, Zamanın Kusursuzlukları’na benzer bir biçimde yardımcılara ve birliktelik içerisinde bulunduğu eşlerin bir birliğine sahiptir. Buna ek olarak onlara, göksel varlıkların çeşitli birçok tabi düzeylerinin devasa sayıdaki unsurları atanmıştır. Azınlık birimlerin yönetiminde onlar; yerleşik halde bulunan yükseliş fanilerini, çeşitli eşlenik topluluklarının görevlilerini ve Sınırsız Ruhaniyet içinden kökenini alan birçok birlikteliğin geniş sayıdaki bütünlüklerini kullanır.
18:5.3 (211.8) Azınlık birimlerinin hükümetleri çok geniştir, bu nitelik her ne kadar ayrıcalıklı olmasa da aşkın evrenlerin büyük fiziksel sorunlarıyla iniltilidir. Azınlık birim alanları, Üstün Fiziksel Denetleyicileri’nin yönetim merkezleridir. Bu dünyalar üzerinde yükseliş fanileri, Yüce Güç Merkezleri’nin üçüncü düzeyinin ve Üstün Fiziksel Denetleyicileri’nin tüm yedi düzeyinin eylemlerinin bir incelenişi ile ilgili olan deneyimleri ve çalışmaları sürdürür.
18:5.4 (212.1) Bir azınlık birimi fazlasıyla geniş bir biçimde fiziksel sorunlar ile ilgili olduğu için, onun içinde bulunan üç Zamanın Geçmişi seyrek bir biçimde başkent alanında beraberce mevcut haldedirler. Çoğu zaman onlardan biri yüksek denetim çoğunluk biriminin Zamanın Kusursuzlukları ile birlikte görüşme halinde olduğu veya yüksek Kutsal Üçleme kökenli varlıkların Cennet özel kurullarında Zamanın Ataları’nı temsil ettikleri için yerlerinden ayrı bir konumda bulunurlar. Onlar Zamanın Kusursuzlukları ile Cennet üzerinde yüce kurullarda Zamanın Atalarını temsil etmede dönüşümlü bir rol üstlenirler. Bu arada diğer Zamanın Geçmişleri, kendilerine ait olan yetki alanı içerisindeki yerel evrenlerin yönetim merkezi dünyalarının teftişinin bir gezisi için görev yerlerinde bulunmayabilirler. Fakat en azından bu yöneticilerden bir tanesi her zaman bir azınlık biriminin yönetim merkezinde görev başında kalmaya devam eder.
18:5.5 (212.2) Siz hepiniz, belirli bir zaman içerisinde azınlık biriminiz olan Ensa’nın iradesiyle sorumlu olan Zamanın Geçmişleri’nin üçünü de tanıyacaksınız; çünkü çoğunluk birimlerinin hazırlık dünyalarına olan içe doğru yolculuğunuzda onların elleri boyunca ilerlemeniz gerekmektedir. Uversa’ya olan yükselişte siz sadece, azınlık biriminin hazırlık alanlarının bir topluluğu boyunca ilerleyeceksiniz.
18:6.1 (212.3) “Zamanın” düzeyinin Kutsal Üçleme kişilikleri, idari bir iktidar yetisi bakımından aşkın evren hükümetleri seviyesinin altında faaliyet göstermez. Evirilen yerel evrenlerde onlar sadece, danışmanlar veya yardımcılar olarak hareket ederler. Zamanın Birliktelikleri, yerel evrenlerin ikircikli yöneticileri için Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından kabul edilen kişilik bağlantılarının bir topluluğudur. Düzenlenen ve ikamet edilen her yerel evren, Kutsal Üçleme’nin temsilcisi ve bazı durumlarda Kâinatın Yaratıcısı olarak yerel yaratım için hareket eden bahse konu Cennet danışmanlarından bir tanesine atanmıştır.
18:6.2 (212.4) Mevcut halde bulunan bu varlıkların sayısı her ne kadar hepsi görevlendirilmese de yedi yüz bini bulmaktadır. Zamanın Birliktelikleri’nin ayrılan birlikleri Cennet üzerinde, Kâinat Düzenlenmesinin Yüce Kurulu olarak faaliyet gösterir.
18:6.3 (212.5) Özel bir biçimde bu Kutsal Üçleme gözlemcileri, bahse konu yerel evrenlerden birim hükümetleri boyunca bu aşkın evrenlere kadar uzanan biçimiyle evrensel hükümetin tüm kollarının idari eylemlerini düzenler; bu nedenle onların ismi Zamanın Birliktelikleri’dir. Onlar üstlerine karşı üç katmanlı bir sunuş yapar. Bunlardan ilki onların azınlık biriminin Zamanın Geçmişleri için fiziksel ve yarı-akli doğasının ilgili verilerini sunuşudur; ikinci olarak ise onların çoğunluk biriminin Zamanın Kusursuzlukları için ussal ve neredeyse-ruhsal olan oluşumları sunmasıdır; sonuncu olarak onların aşkın evreninin başkentinde Zamanın Ataları için ruhsal ve yarı-cennetsel olayları aktarmasıdır.
18:6.4 (212.6) Onlar Kutsal Üçleme kökenli varlıklar oldukları için, Cennet döngülerinin tümü karşılıklı iletişim amacıyla onların erişimine açık bir haldedir; ve bu nedenle onlar her zaman birbirleriyle ve Cennet’in yüce kurullarına kadar olan gerekli tüm diğer kişilikler ile iletişim halindedir.
18:6.5 (212.7) Bir Zaman Birlikteliği, kendisine atanan yerel evrenin hükümetiyle birlikte organik olarak etkileşim halinde değildir. Bir gözlemci olarak ona ait olan görevleri haricinde o, sadece yerel idarelerin istekleri doğrultusunda hareket eder. O, yerel yaratımın tüm öncül heyetlerinin ve önemli özel kurullarının reysen bir üyesidir; fakat o idari sorunların işleyişsel düşünsel tespit sürecine katılmaz.
18:6.6 (213.1) Yerel bir evren ışık ve yaşamda konumlandığı zaman, onun yüceltilmiş varlıkları, evrimsel kusursuzluğun bu tür bir âlemi içinde genişleyen bir yeti içerisinde, bunun sonrasında faaliyet gösteren Zamanın Birlikteliği ile birlikte özgür bir biçimde bütünlük içerisine girer. Fakat o hala başat bir biçimde bir Kutsal Üçleme elçisi ve Cennet danışmanıdır.
18:6.7 (213.2) Yerel bir evren doğrudan bir biçimde, ikircikli İlahiyat kökeninin bir kutsal Evladı tarafından yönetilir; fakat o sürekli bir biçimde kendi yanında bir Kutsal Üçleme köken kişiliği olarak bir Cennet kardeşine sahiptir. Yaratan Evladı’nın yerel evreninin yönetim merkezinden onun bir geçici yokluğu durumunda, idare halindeki yöneticiler büyük kararlarında geniş bir biçimde, kendilerine ait olan Zamanın Birlikteliği’nin tavsiyesi vasıtasıyla yönlendirilir.
18:7.1 (213.3) Bu yüksek Kutsal Üçleme kökenli kişilikler, her yerel evrende yüz takımyıldızının yöneticileri için Cennet danışmanlarıdır. Orada yetmiş milyon Zamanın İnançlısı mevcut bir halde olup, Zamanın Birliktelikleri’ne benzer bir biçimde onların tümü hizmet halinde bulunmamaktadır. Onların Cennet ayrımsal birlikleri, Karşılıklı Evren Etiği ve Öz Yönetim’in Danışma Heyeti’dir. Zamanın İnançlıları hizmet bakımından, onların ayrımsal birliklerinin yüce kurulunun yönetimleri uyarınca dönüşüm halindedirler.
18:7.2 (213.4) Bir Zamanın Birlikteliği yerel bir evrenin bir Yaratan Evladı için ne anlama geliyorsa, Zamanın İnançlıları yerel yaratımın yıldız takımlarını yöneten Zamanın İnançlıları için o anlama gelmektedir. Onlar yüce bir biçimde ve kutsal bir şekilde, onların yıldız takımlar görevinin refahına sadık olup, ona derin bir inanç beslemektedir. Bu nedenden dolayı onların ismi Zamanın İnançlıları’dır. Onlar sadece danışmanlar olarak hareket ederler; onlar yıldız takım idarelerinin daveti dışında hiçbir zaman yönetim eylemlerine katılmaz. Ne de onlar, bir takımyıldızı yönetim merkezini çevreleyen mimari hazırlanma alanları üzerinde yükselişin kutsal yolculuğu için eğitim hizmeti bakımından doğrudan bir biçimde ilişkili değildir. Bu tür bir sorumluluk üstlenişinin tümü, Vorondadek Evlatları’nın üst denetimi altındadır.
18:7.3 (213.5) Yerel bir evrenin takımyıldızları içinde faaliyet gösteren Zamanın İnançlıları’nın tümü, Zamanın Birliktelikleri’nin yetki altında olup Zamanın İnançlıları bildirimlerini doğrudan bir biçimde onlara sunar. Onlar, yerel bir evrenin sınırları içinde karşılıklı bir ilişki için olağan bir biçimde kendini sınırlayan bir varlık olarak, karşılıklı etkileşimin uçsuz bucaksız bir düzenine sahip değillerdir. Nebadon üzerinde görevde olan herhangi bir Zamanın İnançlısı, bu yerel evrende görevde olan kendi düzeyinin tüm diğer unsurlarıyla birlikte iletişim kurabilir ve bunu yerine getirir.
18:7.4 (213.6) Zamanın Birliktelikleri bir evren yönetim merkezinde olduğu gibi Zamanın İnançlıları, bu tür alanların bahse konu idari yöneticilerinden ayrı olarak yıldız takım başkentleri üzerinde kendilerine ait kişisel yerleşkelerini sağlarlar. Onların yerleşkeleri, yıldız takımlarının Vorondadek yöneticilerinin evlerine kıyasla tam anlamıyla daha küçüktür.
18:7.5 (213.7) Zamanın İnançlıları, her şeyin merkezinin yakınındaki Kâinatın Yaratıcısı’nın kutsal alanlarından yerel evrenlerin başat bölümlerine kadar olan bir alanı kapsayan uzun idari-danışma zincirinin en son halkasını oluşturur. Kutsal Üçleme kökenli yönetim düzeni, yıldız takımlarıyla birlikte sona erer; bu tür hiçbir Cennet danışmanı kalıcı olarak onların tamamlayıcı düzenleri ve ikame edilmiş dünyaları üzerinde konumlanmamaktadır. Bahse konu bu son idari birimler tamamen, yerel evrenlerin özgün varlıklarının yetki alanı altındadır.
18:7.6 (213.8) [Uversa’nın bir Kutsal Danışmanı tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
19. Makale
19:0.1 (214.1) KUTSAL Üçleme Kökenli Eş Güdüm Varlıkları olarak tanımlanan bu Cennet topluluğu, Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları ile bütünleşip; aynı zamanda yüksek aşkın evren idarecilerinin üçlü topluluğu olarak Tanrı'nın Cennet Evlatları’nın ve bir biçimde Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri’nin birey dışı sınıflandırmaları arasında gösterilir. Havona yerlileri bile, Cennet üzerinde yerleşik olan varlıkların sayısız topluluklarıyla birlikte Kutsal Üçleme kişiliklerinin bu sınıflandırmasının içinde alınabilir. Bu husus hakkında değerlendirilecek bahse konu Kutsal Üçleme kökenli varlıklar şunlardır:
19:0.2 (214.2) 1. Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları.
19:0.3 (214.3) 2. Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları.
19:0.4 (214.4) 3. Kutsal Danışmanlar.
19:0.5 (214.5) 4. Kâinatsal Denetimciler.
19:0.6 (214.6) 5. Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri.
19:0.7 (214.7) 6. Havona Yerlileri.
19:0.8 (214.8) 7. Cennet Vatandaşları.
19:0.9 (214.9) Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları ve muhtemelen Muazzam Kutsal Üçleme ruhaniyetleri dışında, bu topluluklar sayıca kesin olan sayılara sahiptir; onların yaratım süreci geçmiş ve tamamlanmış bir olaydır.
19:1.1 (214.10) Sizin için açığa çıkarılan göksel kişiliklerinin yüksek düzeyleri arasında Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları, tek başına ikircikli bir yeti içinde hareket eder. Kutsal Üçleme doğasının kökeni vasıtasıyla faaliyet bakımından onlar, neredeyse bütüncül olarak kutsal evlatlığın hizmetlerine bağlıdır. Onlar, Kutsal Üçleme ve ikircikli kökene sahip olan kişilikler arasındaki evren uzaklığını birbirine bağlayan bağlantı varlıklarıdır.
19:1.2 (214.11) Kutsal Üçlemenin Yerleşik Evlatları sayıca tamamlanmış sayıda bulunurken, Eğitmen Evlatlar sürekli bir biçimde sayıca artmaktadır. Eğitmen Evlatlar’ın kesin sayısının ne olacağının bilgisine sahip değilim. Fakat, Uversa’nın düzenli olarak güncellenmiş en son verilerine göre, Cennet kayıtları şu an hali hazırda hizmet içinde olan 21.001.624.821 tane Eğitmen Evladı’nın bulunduğunu göstermektedir.
19:1.3 (214.12) Bu varlıklar, Cennet Kutsal Üçlemesi içinden kaynaklığını alan sizin için açığa çıkarılmış tek Tanrı Evlatları topluluğudur. Onlar merkezi ve aşkın evrenleri içine alan bir kapsam dâhilinde bulunup, onların devasa bir birliği her bir yerel evren için görevlendirilmiştir. Onlar aynı zamanda, diğer Tanrı'nın Cennet Evlatları’nın yaptığı gibi bireysel gezegenlere hizmet eder. Muhteşem evrenin düzeni bütüncül olarak gelişmediği için, Eğitmen Evlatları’nın büyük bir kısmı Cennet üzerindeki yedek birlikleri içerisinde tutulmaktadır; buna ek olarak onlar, Havona dünyalarına ek olarak yerel ve aşkın evrende ve uzayın yalnız dünyalarının üzerinde bulunan aşkın evrenin tüm birimlerinin içinde, eşine rastlanmayan hizmeti ve acil durum görevini gönüllü olarak yerine getirmektedir. Onlar bununla birlikte Cennet üzerinde de faaliyet içerisindedir, fakat Tanrı'nın Cennet Evlatları’nın bahsi konusuna gelene kadar onların detaylı incelenmesini ertelemek daha yararlı olacaktır.
19:1.4 (215.1) Her ne kadar bu ilişki bakımından Eğitmen Evlatlar’ın Kutsal Üçleme kökenli yüce düzenleyici kişilikleri olduğu anlamı çıkarılabilir. Bu tür bir uçsuz bucaksız kâinat âlemlerinin tümünde, gerçekliğin ve kutsallığın kısımlara ayrılmış bir kavramsallaşmasında içkin olan kötülük bakımından sınırlandırılmış bakış açısının hatasının karşı konulamaz büyük bir tehlikesi bulunmaktadır.
19:1.5 (215.2) İnsan aklının, insan kökenin niteliklerden Kâinat nihailerine doğru olan biçimindeki basit ve sınırlı olandan karmaşık ve sınırsız olana düşünce tahlilinin ilerleyişi vasıtasıyla bu açığa çıkarılanlar içinde tasvir edilen Kâinatsal felsefeye olan yaklaşımı genel bir biçimde arzulaması örnek gösterilebilir. Fakat bu izlenen yöntem ruhsal bilgeliğe götüren yönü izlememektedir. Böyle bir işleyişsel süreç, kalıtımsal bilginin belirli bir biçimine erişimin en kolay yoludur; bu süreç en iyi ihtimalle insanın kökenini açığa çıkarabilir, fakat bu durum onun kutsal nihai sonu hakkında çok az şey açığa çıkarabilir veya hatta hiçbir şey açığa çıkarmaz.
19:1.6 (215.3) Urantia üzerinde insanın biyolojik evriminin çalışmalarında bile, onun mevcut sorunlarına ve onun güncel olan durumuna olan ayrıcalıklı tarihsel yaklaşım bakımından ciddi bir biçimde karşıtlıklar bulunmaktadır. İnsan veya kutsal, dünyevi veya Kâinatsal olan biçimdeki herhangi bir gerçeklik sorunu için doğru bakış açısı; köken, tarih ve nihai sonu oluşturan Kâinat gerçekliğinin üç fazının karşılıklı ilişkisine ek olarak bütüncül ve önyargısız çalışmalar tarafından elde edilebilir.
19:1.7 (215.4) İnsan aklı, ister biyolojide veya ister tanrı biliminde olsun daha düşük düzeyden daha yüksek olana doğru başlayan felsefi işleyiş biçimini üstlendiğinde, her zaman mantıksal akıl yürütmenin şu dört hatasına düşmenin tehlikesini içinde barındırır:
19:1.8 (215.5) 1. O, Kâinatsal nihayetin veya bireysel erişimin kesin ve tamamlanmış evrimsel hedefini algılamakta bütünüyle başarısızlığa uğrayabilir.
19:1.9 (215.6) 2. O, deneyimsel olan Kâinatın evrimsel gerçekliğini indirgemeci bir biçimde inceleyerek büyük bir felsefi hataya düşebilir ve bunun sonucunda, nihai sonların yanlış bir biçimde olan kavramsallaşması, gerçekliğin çarpıtılması ve bilginin bozulmasına sebep olabilir.
19:1.10 (215.7) 3. Nedenselliğin irdelenmesi tarihin incelenişidir. Fakat bir varlığın nasıl oluş içinde olduğuna dair bilgi, böyle bir varlığın gerçek karakteri ve mevcut olan durumunun ussal bir anlayışını kendiliğinden sağlamaz.
19:1.11 (215.8) 4. Nihai son biçimindeki geleceğin gelişimini açığa çıkarma bakımından tarih tek başına yetersiz kalmaktadır. Bu durum için sınırlı kökene sahip olanlar bir nebze olsun yardımcıdır, fakat sadece kutsal nedenler nihai etkileri açığa çıkarırlar. Ebedi sonlar zaman başlangıcında gösterilmezler. Mevcut olan gerçek anlamıyla sadece iniltili geçmiş ve geleceğin ışığı altında yorumlanabilir.
19:1.12 (215.9) Bu ve buna benzer diğer nedenler sebebiyle, tüm Kâinatsal mevcudiyetin ve kişilik gerçekliğinin bütününün sınırsız, ebedi ve kutsal Cennet Kaynağı ve Merkezi’nden zaman-mekân yolculuğuna başlanmasıyla, yaklaşan insanın ve gezegensel sorunlarının işleyiş biçimini uygulamaktayız.
19:2.1 (215.10) Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları, aşkın evrenler içinde kutsallığın bilgeliğini kişiselleştirmek için tasarlanan Cennet Kutsal Üçlemesi’nin özelleşmiş bir yaratımıdır. Mevcut bir halde bu varlıkların sayıca tam olarak yedi milyar kadarı bulunmakta olup, bir milyarı yedi aşkın evrenin her birine atanmıştır.
19:2.2 (215.11) Kutsal Danışmanlar ve Kâinatsal Denetimciler olarak onların eş güdüm halinde bulundukları unsurlarla ortak bir biçimde Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları; Cennet’in, Havona’nın, ve Divinington haricindeki Yaratıcı’nın Cennet alanlarının bilgeliği boyunca ilerler. Bu deneyimlerden sonra Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları, kalıcı olarak Zamanın Ataları’nın hizmetine atanmıştır. Onlar ne Cennet üzerinde ne de Cennet-Havona döngü dünyalarının üzerinde hizmet eder; onlar bütünüyle aşkın evren hükümetlerinin idaresiyle yükümlüdür.
19:2.3 (216.1) Her nerede ve her ne zaman olursa olsun Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları faaliyet içerisinde bulunduğu anda, bunun sonucunda orada kutsal bilgelik faaliyet durumuna geçer. Bu kudretli ve ihtişamlı kişiliklerin eylemlerinde yansıtılan bilgi ve bilgeliğin içinde gerçekte kusursuzluğun dışavurumunun mevcudiyeti bulunmaktadır. Onlar Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bilgeliğini yansıtmamaktadır; onlar bunun yerine bilgeliğin kendisidir. Kâinat bilgisinin uygulanması içerisinde tüm eğitmenler için onlar bilgeliğin kaynaklarıdır; onlar tüm âlemler içerisinde kavrayışın ve öğrenmenin kurumları için ayırt etmenin kökenleri ve sağduyunun kaynaklarıdır.
19:2.4 (216.2) Bilgelik, kusursuz varlıkların doğasının içinde bulunan kutsal sezişin kusursuzluğundan ve evrimsel yaratılmışlar vasıtasıyla elde edilen kişisel deneyimden türetilmiş kaynak bakımından iki katmanlıdır. Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları, İlahi sezişin Cennet kusursuzluğunun kutsal bilgeliğidir. Kudretli Haberciler, İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar ve Yetkide Yüksek Olanlar biçiminde onlar bir arada hareket ettikleri zaman, onların Uversa üzerindeki idari birliktelikleri deneyimin Kâinat bilgeliğidir. Kutsal bir varlık, kutsal bilginin kusursuzluğuna sahip olabilir. Evrimsel bir fani herhangi bir zaman aralığında ilerlemenin bilgisinin kusursuzluğuna erişebilir, fakat bu varlıkların hiçbiri olası bilgeliğin tüm olanaklarını tek başına deneyimleyemez. Bu nedenle, aşkın evrenin faaliyeti içerisinde her ne zaman idari bilgeliğin en yüksek noktasına erişilmek istense; kutsal sezişin bilgeliğinin bu kusursuzlaştırıcıları, evrimsel ilerlemenin deneyimsel büyük sorunları vasıtasıyla aşkın evren yönetiminin yüksek olan sorumluluklarıyla karşılaşan bu yükseliş kişilikleriyle her zaman birliktelik halinde olurlar.
19:2.5 (216.3) İlahiyatın Kusursuzlaştırıcıları her zaman, onların idari ferasetinin tamamlanması için deneyimsel bilgeliğin bu tamamlanışına ihtiyaç duyacaklardır. Fakat ilahiyatın şimdiye kadar erişilememiş olan yüksek bir seviyesinin, Cennet kesinliğine erişebileceklerin ruhaniyet mevcudiyetinin yedinci düzeyine ulaştıkları bir zaman sonrasında onlar tarafından muhtemel bir biçimde erişilebilecek olması öngörülmektedir. Eğer bu varsayım doğru çıkarsa, evrimsel yükselişin bu tür kusursuzlaştırılmış varlıkları bunun sonucunda, kuşkusuz bir biçimde tüm yaratım içinde sonsuza kadar bilinecek olan en etkin Kâinat idarecileri haline gelecektir. Böyle bir nihai sonun kesinliğe erişecek olanların yüksek kaderi olduğuna inanmaktayım.
19:2.6 (216.4) Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları’nın çok yönlülüğü, yükseliş halinde olan yaratılmışların göksel hizmetlerinin tümüne onların işlevsel olarak katılmasını etkin hale getirir. Kâinatsal Denetimciler ile birlikte Kutsal Danışmanlar biçimindeki kişiliğin benim bir parçası olduğum düzeyi ve Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları; varlıkların yüksek düzeylerinin öncül çağlarında veya zaman ve ışık altında yerleşmelerinden sonra bireysel gezegenler için gerçeği açığa çıkaran göreve katılabilmeye yetkin olup, bunu yerine getiren bu varlıkları oluştururlar. Zaman zaman biz, bir öncül yaşam gezegeninden başlayarak yukarı doğru olan yerel bir evren ve özel olarak aşkın evren boyunca yükseliş halinde olan fanilerin hizmetiyle ilişki halinde oluruz.
19:3.1 (216.5) Bu Kutsal Üçleme kökenli varlıklar, yedi aşkın evren alanları için İlahiyat’ın danışmanıdır. Onlar Kutsal Üçleme’nin kutsal danışmanlığının yansıtıcısı değillerdir; onlar başlı başına danışmanlığın kendisidir. Hizmet halinde bulunan yirmi bir milyar Danışman bulunmaktadır, ve onların sayıca üç milyar kadarı her aşkın evren için görevlendirilmiştir.
19:3.2 (217.1) Kutsal Danışmanlar, Kâinatsal Denetimciler ve Bilgelik Kusursuzlaştırıcıların birliktelik içinde bulundukları yardımcıları ve eşleridir; birden başlayarak yediye kadar uzanan Danışmanlar, bu bahse konu kişiliklerin her biriyle birliktelik halindedir. Onların bu üç düzeyinin tümü; azınlık ve çoğunluk birimlerine, yerel evrenlere ve yıldız takımlarına, ve yerel evren egemenlerinin kurullarına ek olarak Zamanın Ataları’nın hükümetine katılırlar.
19:3.3 (217.2) Tıpkı bu ifadeleri kaleme alırken olduğu gibi biz, bireyler olarak hareket ederiz; fakat aynı zamanda biz, her ne zaman olursa olsun gereken bir durum açığa çıkarsa üçlü olarak faaliyet göstermekteyiz. Yönetimsel bir yetkinlik içerisinde hareket ettiğimiz zaman, orada birden yediye kadar uzanan Kutsal Danışmanlar, bir Kâinatsal Denetimci ve bir Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcısı her zaman birliktelik halinde mevcut olacaktır.
19:3.4 (217.3) Bir Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcısı, yedi Kutsal Danışman ve bir Kâinatsal Denetimci zaman ve mekân âlemleri içerisinde en yüksek düzeyde faal olan danışma organı biçimindeki Kutsal Üçleme kutsallığının bir hâkimiyet makamını oluşturur. Dokuz unsurun bir araya geldiği bu tür bir topluluk, bir doğruluk arayıcısı veya gerçeği açığa çıkarmanın bir hâkimiyet makamı olarak bilinir; buna ek olarak o herhangi bir sorun için yargıya vardığında ve bunun sonucunda bir karara sahip olduğunda, tıpkı sanki Zamanın Ataları’nın madde hakkında hüküm veriyor olması gibi, aşkın evrenlerin tarihi olaylarının tümü için yargıya varılan bir hüküm Zamanın Ataları tarafından hiçbir zaman geri çevrilmemiştir.
19:3.5 (217.4) Zamanın üç Atası faaliyet içinde olduğu zaman, Cennet Kutsal Üçlemesi faaliyet haline geçer. Dokuz unsurun oluşturduğu hâkimiyet makamı, onların birleşik görüşmelerini takiben Zamanın Ataları’nın ifade ettiği tüm niyetler ve amaçlar için bir karara varırlar Buna ek olarak Cennet İdarecileri bu bağlamda; bireysel dünyalar, sistemler ve evrenlerle birlikte hükümetsel düzenlenme ve idari konular bakımından kişisel ilişkide bulunurlar.
19:3.6 (217.5) Kutsal Danışmanlar, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin kutsal danışmanlığının kusursuzluğudur. Gerçekte biz kusursuzluğun danışmanlarıyız. Evrimsel yükselişin kusursuzlaştırılmış ve Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş varlıkları biçimindeki birliktelik içerisinde bulunduğumuz deneyimsel danışma tarafından desteklendiğimizde, bizim bir araya gelmiş kanılarımız sadece tamamlanmış bir nitelik göstermez, aynı zamanda onlar bütünsel olarak kesin bir doygunluktadır. Bizim bütüncül danışmanlığımız bir Kâinatsal Denetimci tarafından birliktelik içinde bulunduğunda, hükme varıldığında ve resmi olarak duyurulduğunda; onun Kâinatsal bütünlüğün eşiğine yaklaşıyor olması bir hayli olanak dâhilindedir. Bu tür kararlar, sorunlarla alakalı ve ilgili durumun zaman-mekân sınırları içinde İlahiyat’ın mutlak tutumuna olası en yakın yaklaşımı temsil eder.
19:3.7 (217.6) Yedi Kutsal Danışman; bir Kudretli Haberci, bir İsme ve Sayıya Sahip Olmayan ve bir Yetkide Yüksek Olan ile birliktelik biçimindeki kutsal üçleme haline getirilmiş bir evrimsel üçlemeyle bütünlük içerisinde, gerçeklik değerlerin ve ruhsal anlamların yakın cennet düzeylerinin kutsal tutumunun ve insani bakış açısının birliğine en yakın olan aşkın evren yaklaşımını temsil eder. Yaratan ve yaratılmışın bir araya gelmiş Kâinatsal tutumlarının bu türden bir yakın yaklaşımı sadece, Tanrı ve insan biçimindeki kişilik deneyiminin her fazında olan Cennet’in bahşedilmiş Evlatları içinde aşılabilir.
19:4.1 (217.7) Mevcut bir durumda olan, sayıca tam olarak sekiz milyarı bulan Kâinatsal Denetimci bulunmaktadır. Bu eşi benzeri olmayan varlıklar İlahiyat’ın yargısıdır. Onlar kusursuzluğun kararlarının sadece yansıtıcısı değil; onlar Cennet Kutsal Üçlemesi’nin yargısının kendisidir. Zamanın Ataları bile, Kâinatsal Denetimciler ile birliktelik halinde olmadan herhangi bir karar için hükme varmamaktadırlar.
19:4.2 (217.8) Bir Denetimci, yerleşik Zamanın Ebedisi’nin gezegensel idaresine bağlı olan bir biçimde merkezi evrenin milyarı bulan dünyalarının her biri üzerinde görevlendirilmiştir. Ne Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları ne de Kutsal Danışmanlar bu nedenle kalıcı olarak Havona yönetimlerine bağlanmışlardır. Bu bağlamda ne de herhangi birimiz Kâinatsal Denetimciler’in neden merkezi evren üzerinde konumlandığını anlayabilmektedir. Onların mevcut faaliyetleri, Havona üzerindeki onların görevleri bakımından herhangi bir ilişkiyi kendi içinde barındırmamaktadır; bu bakımdan biz, Havona nüfusunun kısmen değişiyor olmasının olanak dâhilinde bulunduğu gelecek bir evren çağının ihtiyaçlarının beklentileri için onların orada ikamet ettiği çıkarımında bulunmaktayız.
19:4.3 (218.1) Bir milyarı bulan Denetimci, yedi aşkın evrenin her birine atanmıştır. Kutsal Danışmanlar ve Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları ile birliktelik halinde ve bireysel bir yetkinlikte onlar, yedi aşkın evrenin tüm birimleri boyunca faaliyet gösterir. Bu nedenle Denetimciler, Havona’nın kusursuz dünyalarından Düzen Egemenleri’nin kurullarına uzanan aşkın evrenin tüm düzeyleri üzerinde hareket eder; buna ek olarak onlar, evrimsel dünyaların tüm yazgı dönemi yargılarının organik bir parçasıdır.
19:4.4 (218.2) Her ne zaman ve her nerde olursa olsun bir Kâinatsal Denetimci mevcudiyet halinde olduğunda bunun sonucunda İlahiyat’ın yargısı hazır bir durumda bulunur. Buna ek olarak, Denetimciler kararlarını her zaman Kutsal Danışmanlar ve Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları ile birliktelik halinde mevcut kıldığında, bu tür kararlar Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bir araya gelmiş bilgeliği, danışmanlığı ve yargısıyla bütünleşir. Bu yargısal üçleme içerisinde Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları “bireysel geçmişi” ve Kutsal Danışmanlar “bireysel geleceği” temsil ederlerken, Kâinatsal Denetimciler her zaman “bireysel şimdiki zamanı” yansıtır.
19:4.5 (218.3) Denetimciler evrenin bütünleştirici kişilikleridir. Bin veya bir milyon gözlemci tanıklığını sunduğu, bilgeliğin sesi ifadesini verdiği, kutsallığın danışmanlığı kayıt altında alındığı ve bütün bunlara ek olarak yükseliş kusursuzluğunun şahitliği eklendiği zaman; bunun sonucunda orada bütünüyle ortaya çıkan kutsal ve hataya yer bırakmayan kutsal bir bütünleşme eş zamanlı biçimde açığa çıkarılır. Ve böyle bir açığa çıkış, kesin ve kusursuz kararın özü ve bütünlüğü biçimindeki kutsal hükmünü temsil eder. Bu nedenle, bir Denetimci konuştuğu zaman hiç kimse bunun üzerine görüşlerini ifade etmeyebilir; çünkü bahse konu Denetimci, bundan önce gerçekleşen her şeyin gerçek ve hatasız olan bütünlüğünü tasvir etmiştir.
19:4.6 (218.4) Olabilecek en bütünsel biçimde bir Bilgelik Kusursuzlaştırıcısı’nın aklının faaliyetini anlamaktayım, fakat kesin bir biçimde bir Kâinatsal Denetimci’nin yargısal aklının işleyişini tümüyle kavrayamamaktayım. Bana öyle gelmektedir ki; Denetimciler, evren olaylarının bir araştırması hususunda kendilerine sunulan bilgilerin, gerçeklerin ve bulguların birlikteliğinden yeni değerler üretmekte ve yeni anlamlar oluşturmaktadırlar. Kâinatsal Denetimciler’in kusursuzlaştırılmış yaratılmış deneyimini ve kusursuz Yaratan seziş birliğinin özgün yorumlanışını meydana getirmede yetkin oldukları olanak dâhilinde görünmektedir. Cennet kusursuzluğu ve evren deneyiminin bu birlikteliği kuşkuya yer bırakmayan bir biçimde nihailer içerisinde yeni bir değeri mevcut hale getirmektedir.
19:4.7 (218.5) Fakat bu durum, Kâinatsal Denetimciler’in akli işleyişi ile iniltili yaşadığımız zorlukların sonunu oluşturmamaktadır. İlgili herhangi bir evren durumu içerisinde, bir Denetimci’nin faaliyeti ile alakalı bizim bildiğimiz veya kanıya sahip olduğumuz beklenen ayrımı yaptıktan sonra, alınacak kararı tahmin etmekte veya varılacak yargıları önceden kestirebilmekte kendimizi hala yetkin olmayan bir konumda bulmaktayız. Biz, Yaratan tutumunun ve yaratılmış deneyiminin birlikteliğinin olası sonucunu çok isabetli bir biçimde belirleyebiliriz; fakat bu tür kanılar her zaman, Denetimci dışavurumunun kesin öngörülerini oluşturmamaktadır. Denetimciler’in bir takım biçimlerde İlahi Mutlaklık ile birlikte bağlantı içinde bulunduğu mümkün olarak görünmektedir; bunların dışında kalan hususlarda ise, onların kararlarının ve idarelerinin birçoğunu açıklamakta yetkin bir durumda bulunmamaktayız.
19:4.8 (218.6) Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları, Kutsal Danışmanlar ve Kâinatsal Denetimciler Yüce Kutsal Üçleme Kişilikleri’nin yedi düzeyi ile birlikte, zaman zaman Kutsal Üçlemenin Yerleşik Evlatları olarak adlandırılan, bu sayıca on olan topluluğu oluşturmaktadır. Onlar hep birlikte; Kutsal Üçleme idarecileri, yöneticileri, yardımcıları, danışmanları ve yargıçlarının muhteşem birliğini bir araya getirir. Onların sayıları otuz yedi milyarı birazcık aşan bir seviyededir. Onların sayıca iki milyar yetmiş kadar olanı merkezi evrende konumlanmış olup, beş milyardan biraz fazlası ise her aşkın evrende ikamet etmektedir.
19:4.9 (219.1) Kutsal Üçlemenin Yerleşik Evlatları’nın işlevsel sınırlarını tasvir etmek çok zordur. Onların eylemlerinin sonlu bir biçimde sınırlandırılmış olduğunu söylemek doğru olmaz, çünkü bunun aksini işaret eden aşkın evren etkileşim kayıtları bulunmaktadır. Onlar; üstün evrenin geçmiş, şimdiki ve gelecek evrimiyle iniltili olmasına ek olarak zaman-mekân şartları tarafından gerekli olan evren idaresinin veya yargısının herhangi bir düzeyi üzerinde hareket edebilir.
19:5.1 (219.2) Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri ile ilgili olarak siz çok az şey söylemeye yetkin olacağım; çünkü onlar, mevcut haldeki varlıkların bütünüyle sır dolu olan birkaç düzeyinden biridir. Onlar kuşkusuz olarak sırdır, çünkü onların yaratımına çok yakın bir kaynağa sahip olan bizler için bile onların kendilerini açığa çıkarması imkânsızdır. Onlar Cennet Kutsal Üçlemesi’nin faaliyeti tarafından varlığa kavuşmuş olup, onlar İlahiyat’ın herhangi birinin, ikisinin veya hatta üçü tarafından da kullanılabilir. Bu Ruhaniyetler’in tamamlanmış sayılarda olup olmadığının veya onların sayılarının artıp artmadığının bilgisine sahip değiliz, fakat biz onların sayılarının belirli bir düzeyde olmadığına dair inancı kabul etmeye eğilimliyiz.
19:5.2 (219.3) Biz, Muazzam Ruhaniyetler’in ne faaliyetlerini ne de doğalarını bütüncül bir biçimde anlamaktayız. Onlar olasılık dâhilinde üstün kişilik ruhaniyetlerinin sınıflandırmasına ait olabilir. Onların zaman ve mekândan neredeyse bağımsız olarak hareket ettikleri gözlenmekte olup, yine onların tüm bilinen döngüler üzerinde faaliyet içerisinde olduğu görünmektedir. Fakat biz, âlemler içinde çeşitli yerlerde kesin olarak gözlemlediğimiz sonuçlar biçimindeki eylemlerinin doğasından, onların karakterlerinin çıkarımını yapmamız dışında onlar hakkında çok az şey bilmekteyiz.
19:5.3 (219.4) Belirli şartlar altında bu Muazzam Ruhaniyetler, Kutsal Üçleme kökenli varlıklar tarafından yeterli bir biçimde tanınmaları için kendilerini bireyselleştirebilirler. Ben, onların bu durumu gerçekleştirdiklerini bizzat gözlemlemiş durumdayım; fakat göksel varlıkların daha alt düzeyleri tarafından onlardan birinin tanınması hiçbir zaman mümkün olmayacaktır. Kutsal Üçleme kökenli herhangi bir varlığın doğrudan bir biçimde bu Ruhaniyetleri kendi görevlerinin ilerleyişi için kullandığı evrimleşen âlemlerin faaliyetinde zaman zaman belirli koşullar da ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle biz onların mevcut bir durumda olduklarını bilmekteyiz, ve belirli şartlar altında biz onları yönlendirebilir, onların yardımını alabilir ve zaman zaman onların mevcudiyetini tanıyabiliriz. Fakat onlar, bu tür maddi yaratımların ışık ve yaşam içinde konumlandırılmalarından önce zaman-mekân evrenlerinin faaliyetiyle görevlendirilmiş, kesin bir biçimde dışa vurulmuş ve açığa çıkarılmış düzenlenmenin bir parçası değildir. Onlar, evrimleşen yedi aşkın evrenin idaresinde veya mevcut refah yönetiminde açık bir biçimde kavranabilecek yere sahip değillerdir. Onlar Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bir sırrıdır.
19:5.4 (219.5) Nebadon’un Melçizedekleri; kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatların belirli biçimlerinin birliktelikleri olarak, Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri’nin görevleri tarafından yavaşça kesin bir biçimde tüketilmekte olan düzeylere sahip Yalnız İleticiler’in yerleşim yerlerinde, ebedi gelecek içinde herhangi bir zaman zarfında onların faaliyet göstermesinin nihai sonuna sahip olduğunun öğretisini yaymaktadır.
19:5.5 (219.6) Muazzam Ruhaniyetler, kâinat âlemlerinin tümünün yalnız Ruhaniyetleri’dir. Ruhaniyetler olarak onlar, Yalnız İleticiler’in farklı olan kişilikleri haricinde bu unsurlara çok büyük bir oranda benzerlik gösterir. Biz Muazzam Ruhaniyetler ile ilgili edindiğimiz bilginin büyük bir kısmını; tıpkı çekim etkisinde olan bir iğnenin manyetik bir kutbu göstermesi gibi, hataya yer bırakmayan bir biçimde faaliyet gösteren Muazzam Ruhaniyetler’in mevcudiyeti için, içkin olan bir hassasiyetin erdemi tarafından onların yakınlığını tespit eden Yalnız İleticiler’den elde etmiş bulunmaktayız. Yalnız bir İletici bir Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyeti’nin yakınında olduğu zaman, o kutsal bir mevcudiyetin niteliksel bir belirtisinin bilincine sahiptir. O aynı zamanda kendisinin gerçekte, Ruhaniyet’in mevcudiyeti veya mevcudiyetlerinin sınıflandırılışını veya sayısını öğrenmesini etkin hale getiren, fazlasıyla belirli olan niceliksel bir kaydın bilincine sahiptir.
19:5.6 (220.1) Bu husus ile ilgili daha ilginç olan bir bilgiyi ilişkilendirebilirim. Bir Yalnız İletici, tıpkı Urantia üzerinde olduğu gibi Düşünce Denetleyicileri’nin ikamet ettiği yerleşimcilerin ait olduğu bir gezegen üzerinde olduğu zaman; kendisi, ruhaniyet mevcudiyeti için onun hassasiyet tespiti içerisinde niteliksel bir uyarımın farkındalığında bulunur. Bu durum, Düşünce Denetleyicileri’nin bazı bakımlardan Cennet Kutsal Üçlemesi’nin Muazzam Ruhaniyetleri ile ilişkide veya iletişimde olduğu fikrini verir. Bazı biçimlerde onlar muhtemel olarak kendilerine ait görevin belirli fazlarında birliktelik halindedirler; fakat bu husus hakkında kesin bir gerçekliğin bilgisine sahip bir durumda bulunmamaktayız. Onlar, her şeyin merkezi ve kaynağının yakınında meydana gelirler; fakat onlar varlığın aynı düzeyine ait değillerdir. Düşünce Denetleyicileri Yaratıcı’dan tek başına bir biçimde türemiştir; Muazzam Ruhaniyetler ise Cennet Kutsal Üçlemesi’nin doğumudur.
19:5.7 (220.2) Muazzam Ruhaniyetler göründüğü biçimiyle bireysel gezegenlerin veya evrenlerin evrimsel düzenine ait değildir; yine de buna ek olarak onlar, her yerde bulunuyormuş gibi görünmektedirler. Bu ifadelerin oluşturulmasına katılırken bile benim birliktelik içerisinde bulunduğum Yalnız İletici’nin Ruhaniyeti’nin bu düzeyinin mevcudiyeti için sahip olduğu kişisel hassasiyeti, şu an içerisinde bizden yirmi beş adım uzakta olmayacak bir biçimde güç mevcudiyetinin üçüncü seviyesinin Muazzam düzeyinin bir Ruhaniyeti biçiminde onun bizimle birlikte olduğunun işaretçisidir. Güç mevcudiyetinin bu üçüncü seviyesi bize, üç Muazzam Ruhaniyeti’nin birliktelik içerisinde hareket ettiğine dair olanaklılığın fikrini verir.
19:5.8 (220.3) Şu sıralar benimle birliktelik içerisinde olan varlıkların on iki düzeyinden daha fazlası arasında sadece Yalnız İletici, Kutsal Üçleme’nin gizem dolu bu unsurlarının mevcudiyetinin farkındalığına sahip olan tek varlıktır. Buna ek olarak, bahse konu kutsal Ruhaniyetler’in yakınlığını böylece bildirirken, eş değer bir biçimde hepimiz onların görevlerinden habersiz bir durumda bulunmaktayız. Biz; onların bizim faaliyetlerimizle sadece ilgili gözlemciler olup olmadıklarını, veya onların bizim tarafımızdan bilinmeyen bir takım biçimlerde aslında girişimlerimizin başarısına katkıda bulunup bulunmadığını gerçekten bilmemekteyiz.
19:5.9 (220.4) Biz, Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları’nın Kâinat yaratılmışlarının bilinçsel aydınlanmasına adanmış olduğunun bilgisine sahibiz. Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri’nin üstün bilinç biçimleri tarafından alanların eğitmeleri olarak da faaliyet gösterdiklerinin sabit kanısına ulaşmış bulunmaktayız. Bilinçsel bir biçimde algılanamayacak, yüksek ruhsal erişim için hayati derecede öneme sahip olan doğru biçimindeki temel ruhsal bilginin geniş bir bedeninin var olduğa ikna olmuş bir durumdayım; birey-bilinci algının kesinliğini etkin bir biçimde tehlikeye sokacak bir niteliğe sahiptir. Eğer biz bu kavram bakımından haklı bir durumda bulunuyorsak ve varlığın benim içinde bulunduğum düzeyi bunu paylaşıyor bir halde ise; ruhsal ilerleme ve ahlaki aydınlanmanın Kâinatsal düzeni içinde bu ayrımı birbirine bağlamak için bu zorluğun üstesinden gelmesi, bahse konu bu Muazzam Ruhaniyetler’in görevi olabilir. Kutsal Üçleme kökenli eğitmenlerin bu iki biçiminin onların eylemlerindeki belirli bir bağlantı üzerinde etkisi olduğunu düşünmekteyiz, fakat biz bu durum hakkında kesin bir biçimde emin olamamaktayız.
19:5.10 (220.5) Aşkın evren eğitim dünyaları ve Havona’nın ebedi döngüleri üzerinde ben, evrimsel alanlardan ruhanileştirilmiş ve yükseltilmiş ruhlar olarak kusursuzlaşan faniler ile bütünlük kurmuş bulunmaktayım; fakat onlar hiçbir zaman, Yalnız İleticiler içinde ikamet eden tespit güçlerinin zaman zaman gösterdiği şekliyle bize çok yakın olan Sınırsız Ruhaniyetler’in farkında değillerdir. Yüksek ve alt seviyede bulunan Tanrı’nın Evlatları’nın tüm düzeyleriyle birlikte özgür bir iletişim kurma şansına eriştim, ve onlar da benzer bir biçimde Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri’nin öğretilerinden habersiz bir durumda bulunmaktadırlar. Onlar, herhangi bir Ruhaniyet’in eylemi dışında, açıklanması zor olan olayları yeniden dillendirme ve kendi deneyimlerini yeniden gözden geçirebilme yetisine sahip olup bunu hayata geçirirler. Fakat Yalnız İleticiler ve zaman zaman Kutsal Üçleme kökenli varlıklar dışında, şimdiye kadar göksel ailenin hiçbir üyesi Muazzam Ruhaniyetler’in varlığının yakınlığının bilincine sahip olamamıştır.
19:5.11 (221.1) Muazzam Kutsal Üçleme ruhaniyetlerinin benden bilinçli bir biçimde saklandığına inanmamaktayım. Muhtemel bir biçimde onlar, tıpkı benim onlarla iletişim kurmak istemem kadar kendilerini benim için açığa çıkarmak konusunda fazlasıyla gayret göstermektedirler; yine olasılık dâhilinde, bizim bu süreç içerisinde karşılaştığımız zorluklar ve kısıtlamalar karşılıklı ve içkin bir yapıya sahip olmalıdır. Kâinat içinde keyfi hiçbir sırrın olmadığından memnun bir durumda bulunmaktayım; bu nedenle ben, yaratımın benim düzeyime ait olan bu Ruhaniyetler’in yalıtılmış gizemini kendi çabalarımla çözmeye çalışmaktan vazgeçmeyeceğim.
19:5.12 (221.2) Buna ek olarak bahse konu tüm bu olay ve durumlardan hareketle, siz faniler şu an itibariyle ebedi yolculuğunuz üzerindeki ilk adımı atmakta olup, ‘maddi’ ve ‘görsel’ destek tarafından ilerlemenizi gerçekleştirmeden önce çok uzun bir yolu kat etmeniz gerektiğini de eş zamanlı olarak gözlemlemektesiniz. Eğer siz hızlı ve güven içinde ilerlemeyi umuyorsanız, inancınızı uzun bir süre korumaya ve açığa çıkarılmış gerçeklere bağlı bulunmaya devam edeceksiniz.
19:6.1 (221.3) Havona yerlileri Cennet Kutsal Üçlemesi’nin doğrudan yaratımı olup, onların sayısı sizin kısıtlanmış olan ussal yetinizin kavrayışının ötesindedir. Urantialı unsurlar için, ebedi Kâinatın bahse konu Kutsal Üçleme kökenli ırkları gibi, bu tür kutsal bir biçimde kusursuz olan yaratılmışların doğalarından gelen kazanımlarını kavramak mümkün değildir. Bu muazzam yaratılmışları hiçbir zaman gerçek bir biçimde zihninizde canlandıramazsınız; bunun yerine sizler, ruhaniyet yoldaşları olarak onları karşılayacağınız zaman olan Havona’ya varışınızı beklemek zorundasınız.
19:6.2 (221.4) Havona medeniyet ikliminin milyarı bulan dünyaları üzerinde sizin uzun süreli olan ikameniz boyunca, bu muhteşem varlıklarla ebedi bir dostluk kuracak ve onu geliştireceksiniz. Buna ek olarak, mekânın dünyalarından gelen en alt düzeyde bulunan kişisel yaratımdan, merkezi evrenin kusursuz alanlarına özgün olan bu üst düzey kişisel varlıklara kadar kurulan ve büyüyen bu dostluk oysa ne kadar da derindir! Havona yerlileri ile uzun ve sevgi dolu olan birlikteliklerinde yükseliş içerisinde bulunan faniler, fani ilerlemenin öncül düzeylerinin ruhsal gelişimini sağlamak için bir çok şeyi yerine getirmekle yükümlüdürler. Aynı zamanda yükseliş içinde bulunan kutsal yolcular ile birlikte kendi ilişkileri boyunca Havonalılar, kutsal kusursuzluğun bir hayatını her zaman yaşamış olmanın deneyimsel engelinin üstesinden azımsanmayacak bir biçimde gelen bir tecrübe kazanırlar. Yükseliş içinde bulunan fani ve Havona yerlisi için bu durumdan doğan fayda muhteşem ve karşılıklıdır.
19:6.3 (221.5) Tüm diğer Kutsal Üçleme kişilikleri gibi Havona yerlileri kutsal kusursuzluk içerisinde amaçlanmış olup, diğer Kutsal Üçleme kökenli kişiliklerle birlikte zamanın ilerleyişini kendi deneyimsel kazanımlarına ekleyebilirler. Fakat Kutsal Üçlemenin Yerleşik Evlatları’nın aksine Havonalılar, açığa çıkarılmamış geleceğin ebedi bir nihai sonuna sahip olabilme ihtimali içerisinde düzey bakımından evrimleşebilir. Bu durum, Denetleyici olmayan bir Yaratıcı nüvesiyle birlikte bir araya gelmenin yetkinlik gerçekleştirici-hizmetini sağlayıp, ve böylece Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri’ne olan üyelik için fazlasıyla nitelikli hale gelen bu Havonalılar tarafından örnek bir biçimde gösterilmiştir. Buna ek olarak, merkezi evrenin bu yerlileri için kesinliğe erişebilecek olanların diğer birlikleri hazır ve uygun bir durumdadır.
19:6.4 (221.6) Havona’nın düzeysel evrimi, Uversa üzerinde birçok varsayımın ortaya atılmasına sebebiyet vermiştir. Onlar, Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri’nin birkaçını sürekli bir biçimde elemeden geçirdikleri ve bu sürecin sonucunda artık hiçbir yeni bir varlık yaratılmadığı için; Havona’da arta kalan yerlilerin sayısının düzenli bir biçimde azalması aşikâr bir durumdur. Bahse konu bu hareketlerin nihai sonuçları hiçbir zaman bizim için açığa çıkarılmamıştır, fakat biz Havona’nın hiçbir zaman kendisine ait yerlilerden mahrum kalacağına inanmamaktayız. Biz; Havonalılar'ın muhtemel bir biçimde, dışsal uzay düzeylerinin ardışık yaratımlarının çağları boyunca bir zaman içinde, kesinliğe erişecek olanların birliğine dâhil olmayı sonlandıracakları kuramını göz önünde bulundurmuş bir durumdayız. Aynı zamanda biz, özgün Havona yerlilerinin sadece bir parçasını oluşturan bir çeşit vatandaşlık biçimindeki ardışık evren çağları içinde ikamet eden varlıkların çoklu bir topluluğu tarafından bir araya gelecek olan merkezi evren düşüncesini de hesaba katmış bir konumda bulunmaktayız. Bununla beraber biz, yaratılmışın hangi bir türünün veya düzeyinin bu nedenle gelecek Havona içinde yerleşik seviyeye nihai olarak sonlandırıldığını bilmemekteyiz; fakat biz şu unsurlar hakkında bir takım fikirlere sahip bir konumda bulunmaktayız:
19:6.5 (222.1) 1. Yerel evren yıldız takımlarının hâlihazırdaki kalıcı vatandaşları, univitatialar.
19:6.6 (222.2) 2. Işığın ve yaşamın yeşeren çağları içinde aşkın evrenlerin yerleşik alanları üzerinde doğabilecek olan fanilerin gelecekteki biçimleri.
19:6.7 (222.3) 3. Ardışık dışsal âlemlerin geliş içinde olan ruhsal soylu tabakası.
19:6.8 (222.4) Biz, Havona’nın geçmiş evren çağının bir biçimde şu andaki çağdan farklı olduğunun bilgisine sahibiz. Şimdiki zaman içinde gözlemlediğimiz bahse konu yavaş olan değişimlerin, gelecek çağlar için gerçekleşmesi beklenen ileriye dönük faaliyetler olduğunu varsaymamızdan daha makul bir şey olamayacağını farz etmekteyiz. Evrenin durağan olmadığı, bununla birlikte sadece Tanrı’nın değişmez olduğu kesin olan tek bir gerçekliktir.
19:7.1 (222.5) Cennet Vatandaşları biçimindeki muhteşem varlıkların sayısız topluluğu Cennet üzerinde ikamet halindedir. Doğrudan bir biçimde onlar kusursuzlaşan yükseliş halindeki irade sahibi yaratılmışlarıyla ilişkili olmayıp, bu nedenle Urantia fanileri için bütünüyle açığa çıkarılmamışlardır. Orada zamanın ve mekânın yedi aşkın evreninin yaratıcı tasarısını duyuran, Kutsal Üçleme’nin yönetimiyle birlikte eş zamanlı olarak kişileştirilmiş en son topluluk biçimindeki bu tanrısal akli yapıların üç bin düzeyinden daha fazlası bulunmaktadır.
19:7.2 (222.6) Cennet Vatandaşları ve Havona yerlileri bir arada zaman zaman Cennet-Havona kişilikleri olarak tanımlanırlar.
19:7.3 (222.7) Bu durumun kendisi, Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından mevcut hale getirilen bu varlıkların hikâyesini tamamlayan bir nitelik gösterir. Onlardan hiçbiri konumlandıkları doğrultudan ayrılmamışlardır. Yine de buna ek olarak onlar, en yüksek bir biçimde bütünüyle özgür iradeyle donatılmışlardır.
19:7.4 (222.8) Kutsal Üçleme varlıkları, yüksek melekler gibi, taşıyıcı kişiliklerden kendilerini bağımsız hale getirecek iletişim ayrıcalıklarını ellerinde bulundururlar. Hep beraber biz, kâinat âlemlerinin tümü içinde çabuk ve özgür bir biçimde hareket etmenin gücüne sahibiz. Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri haricinde biz, Yalnız İleticiler’in neredeyse inanılmayacak düzeyde olan hızına erişemeyecek bir konumda bulunmaktayız; fakat biz yine de uzay içinde taşıma imkânlarının bütününü kullanmaya yetkin bir durumdayız. Böylelikle aşkın evrenin yönetim merkezinden onun içinde herhangi bir noktaya Urantia zamanına göre bir yıldan daha kısa bir süre içinde erişebiliriz. Benim için Uversa’dan Urantia’ya olan yolculuk, sizin zamanınıza göre 109 yıl sürmektedir.
19:7.5 (222.9) Yine bu ortamlar sayesinde sürekli bir biçimde karşılıklı iletişimi sağlayabilmeye yetkin hale gelmiş bulunmaktayız. Yaratımın bizim düzeyimizde bulunanların bütünü, yalnızca Muazzam Ruhaniyetler dışında kalacak şekilde kendisini Cennet Kutsal Üçlemesi’nin çocuklarının her bir bölümü içindeki her bir bireyle ilişki halinde bulur.
19:7.6 (222.10) [Uversa’nın bir Kutsal Danışmanı tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
20. Makale
20:0.1 (223.1) TANRI’nın Evlatları Orvonton’un aşkın-evreninde faaliyet gösterirlerken, onlar şu üç genel başlık altında sınıflandırılır:
20:0.2 (223.2) 1. Tanrı’nın Alçalış Halinde olan Evlatları.
20:0.3 (223.3) 2. Tanrı’nın Yükseliş Halinde olan Evlatları.
20:0.4 (223.4) 3. Tanrı’nın Kutsal Üçleme Haline Getirilmiş Evlatları.
20:0.5 (223.5) Evlatlığın alçalan düzeyleri, kutsal ve doğrudan yaratıma ait olan kişilikleri içine alır. Fani yaratılmışlar biçiminde olduğu gibi yükseliş halinde olan evlatlar bu düzeye, evrim olarak bilinen yaratıcı işleyişi biçimi içine deneyimsel katılımlarıyla erişirler. Kutsal Üçleme Haline Getirilmiş Evlatlar, doğrudan Kutsal Üçleme kökenine ait olmasa da, Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından bütünleşen tüm varlıkları içine alan birleşik kökenin bir topluluğunun üyesidir.
20:1.1 (223.6) Tanrı’nın Alçalış Halinde olan Evlatları’nın tümü yüksek ve kutsal kökenlere sahiplerdir. Onlar, zaman ve mekânın sistemleri ve dünyaları üzerinde hizmetin alçalış görevine adanmış olup; burada onlar, Tanrı’nın alçalış halinde olan evlatları biçimindeki, evrimsel kökenin alt düzey yaratılmışlarına ait olan Cennet erişiminin ilerleyişine olanak sağlarlar. Alçalış halinde olan Evlatlar’ın sayısız düzeyi içinde yedi tanesi bu anlatımın içinde tasvir edilecektir. Işığın ve Yaşamın Adası’nın merkezi üzerinde İlahiyatlar’dan kökenlerini alan bu Evlatlar, Tanrı’nın Cennet Evlatları olarak adlandırılıp; onlar, bahse konu şu üç düzeyle bütünleşir:
20:1.2 (223.7) 1. Yaratan Evlatlar olarak — Mikâiller.
20:1.3 (223.8) 2. Hakimane Evlatlar olarak — Avonallar.
20:1.4 (223.9) 3. Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları — Daynallar.
20:1.5 (223.10) Alçalan evlatlığın geride kalan şu dört düzeyi Tanrı’nın Yerel Evren Evlatları olarak bilinir:
20:1.6 (223.11) 4. Melçizedek Evlatları.
20:1.7 (223.12) 5. Vorondadek Evlatları.
20:1.8 (223.13) 6. Lanonandek Evlatları.
20:1.9 (223.14) 7. Yaşam Taşıyıcıları.
20:1.10 (223.15) Melçizedekler; bir yerel evren Yaratan Evlat’ın, Yaratıcı Ruhaniyet’in ve Yaratıcı Melçizedek’in ortak bir doğumudur. Vorondadekler ve Lanondadekler, bir Yaratan Evlat ve onun birliktelik halinde bulunduğu Yaratıcı Ruhaniyet tarafından mevcudiyet haline getirilmiştir. Vorondadekler en yaygın biçimiyle, Takımyıldızları Yaratıcıları olan En Yüksekler olarak bilinirler; Lanonandekler ise Düzen Egemenleri ve Gezegensel Prensler olarak adlandırılır. Yaşam Taşıyıcıları’nın üç katmanlı olan düzeyi, yetki alanının aşkın-evrenine ait olan Zamanın Ataları’nın üçünden biriyle birliktelik halinde olan bir Yaratan Evlat ve Yaratıcı Ruhaniyet tarafından mevcut hale getirilmiştir. Fakat bu Tanrı’nın Yerel Evren Evlatları’nın doğaları ve etkinlikleri, yerel yaratımların olaylarıyla ilgili olan bu makaleler içinde daha yerinde bir biçimde tasvir edilmiştir.
20:1.11 (224.1) Tanrı’nın Cennet Evlatları üç katmanlı kökene aittir: Öncül olan veya ismiyle adlandırıldığı gibi Yaratan Evlatlar, Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat tarafından mevcut hale getirilmiştir; ikincil olan veya ismiyle adlandırıldığı gibi Hakimane Evlatlar, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet’in evlatlarıdır; Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları ise Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in doğumudur. Hizmet, ibadet ve arzuyu dile getirme bakımından Cennet Evlatları bir bütündür; onların ruhaniyeti tek olup, onların faaliyetleri kesinlik ve nitelik bakımından özdeştir.
20:1.12 (224.2) Zamanın Cennet düzeylerinin kutsal idareciler olarak onaylanmasıyla Cennet Evlatları’nın düzeyleri kendilerini; yaratanlar, hizmetkârlar, bahşediciler, hâkimler, eğitmenler ve gerçeği açığa çıkarıcılar biçimindeki kutsal yardımcılar olarak açığa çıkardılar. Onlar kâinat âlemlerinin tümü içinde; ebedi Ada’nın kıyılarından, bu anlatımlarda ortaya çıkarılmamış aşkın ve merkezi evrenlerde çok katmanlı hizmeti uygulayan zaman ve mekânın yerleşik dünyalarına kadar uzanan bir kapsamda hareket eder. Onlar, hizmetlerinin doğaları ve konumlarına bağlı olarak çeşitli biçimlerde düzenlenmişlerdir; fakat yerel bir evren içinde Hakimane ve Eğitmen Evlatlar, bu nüfuz alanı üzerinde idareyi sağlayan Yaratan Evlat’ın yönlendirmesi altında görevlerini yerine getirirler.
20:1.13 (224.3) Yaratan Evlatlar, onların denetledikleri ve bahşedebildikleri kendi bireylerinin merkezinde olan ruhsal bir edinimi ellerinde bulundurur bir görünüme sahiptirler. Bu durum tıpkı Yaratan Evlat’ınızın kendi ruhaniyetini Urantia üzerindeki tüm fani beden üzerine yaymasıyla benzerlik gösterir. Her Yaratan Evlat, kendisine ait olan alan içindeki bahse konu bu ruhsal çekim gücüyle birlikte donatılmıştır; o, kendi nüfuz alanı içinde hizmet eden Tanrı’nın alçalış halinde olan her Evlat’ının her faaliyeti ve duygusunun bireysel olarak bilincine sahiptir. Bu durum; kâinat âlemlerinin tümü içerisinde nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Ebedi Evlat’ın kendisini Cennet Evlatları’nın bütününe ulaştırmada, onlarla iletişimi geçirmede ve bu ilişkiyi sürdürmede yetkin hale getiren, onun mutlak olan ruhsal çekim gücünün yerel bir evren sureti biçimindeki kutsal bir yansımasıdır.
20:1.14 (224.4) Cennet Yaratan Evlatları, hizmetin ve bahşedişin kendilerine ait alçalış görevlerinde sadece Evlatlar olarak hizmet etmemekte olup; onlar kendilerine ait olan bahşedişin süreçlerini tamamladıklarında, her biri kendi yaratımlarında bir evren Yaratıcısı olarak faaliyet gösterirlerken; Tanrı’nın Evlatları’nın diğerleri, Cennet Yaratıcısı’nın Yaratan Evlat’ının kâinat egemenliği için gezegensel bağlılığında ve onun iradesine adanan yaratım içinde sonuçlanan biçimiyle, Kâinatın Yaratıcısı’nın sevgi dolu yönetiminin istençli tanınması amacıyla gezegenleri bir bir kazanmak için tasarlanan bahşedici ve ruhsal canlanmanın hizmetine devam ederler.
20:1.15 (224.5) Yedi Katmanlı bir Yaratan Evlat’da Yaratan ve yaratıcı, anlayışlı, cana yakın ve bağışlayıcı birliktelik içinde sonsuza kadar harmanlanmış bir haldedir. Yaratan Evlatlar biçimindeki Mikâil’in düzeyinin tümünün oldukça benzersiz bir biçimde olan onların doğalarının ve etkinliklerinin önemi, bu yazı dizisi içindeki diğer makalede ele alınacak iken; bu makaledeki anlatım başlıca, Hakimane Evlatlar ve Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları biçimindeki Cennet evlatlığının geride kalan iki düzeyiyle ilişkili biçimde olacaktır.
20:2.1 (224.6) Her ne zaman Ebedi Evlat tarafından tasarlanmakta olan bir özgün ve mutlak kavramsallaşma Sınırsız Ruhaniyet tarafından algılanan sevgi dolu hizmetin yeni ve kutsal bir nihai amacıyla birlikte bütünleştiğinde, bir Cennet Hakimane Evladı biçimindeki Tanrı’nın özgün ve yepyeni bir Evlat’ı türetilmiş olur. Bu Evlatlar, Yaratan Evlatlar biçimindeki Mikâil düzeyine tezat bir biçimde Avonallar’ın düzeyini oluşturur. Bireysel biçimde yaratan olmasalar da onlar tüm görevlerinde Mikâiller ile yakın bir biçimde birliktelik halindedirler. Avonallar; tüm ırkların içinde, tüm dünyalar için ve tüm âlemler üzerinde zaman-mekân alanlarının hâkimleri biçiminde gezegensel yardımcılar ve yargıçlardır.
20:2.2 (225.1) Muhteşem kâinat içinde Hakimane Evlatlar’ın toplam sayısının yaklaşık bir milyar olduğuna inanmak için sebeplerimiz bulunmaktadır. Onlar; tüm âlemlerin hizmetlerinden seçilen deneyimli Avonallar tarafından oluşturulan Cennet üzerindeki yüce kurulları vasıtasıyla yönlendirilmekte olan bir özerk düzeydir. Fakat onlar yerel bir evrende görevlendirildiğinde ve onun üzerine atandığında, bu nüfuz alanının Yaratan Evladı’nın yönlendirmesi altında hizmet vermektedir.
20:2.3 (225.2) Avonallar, yerel evrenlerin bireysel gezegenleri için hizmetin ve bahşedişin Cennet Evlatları’dır. Buna ek olarak her Avonal Evladı ayrıcalıklı bir kişiliğe sahip olduğundan ve onlardan herhangi birinin bile bir diğerine benzememesinden dolayı, onların görevi bireysel olarak kendilerine ait kısa süreli ikamet ettikleri âlemlerde benzersizdir. Bu âlemlerde onlar sık sık, fani bedene benzeyen bir suretin içinde ete kemiğe bürünüp, zaman zaman evrimsel dünyalar üzerinde dünyevi annelerden doğarlar.
20:2.4 (225.3) Daha yüksek olan idari düzeyler üzerinde hizmetlerine ek olarak Avonallar, yerleşik dünyalar üzerinde şu üç katmanlı faaliyete sahiptir:
20:2.5 (225.4) 1. Yargısal Faaliyetler. Onlar gezegensel yazgı döneminin bitimine doğru faaliyet gösterirler. Zaman içinde bu tür görevlerin sayıca yüzlercesi her bireysel dünya üzerinde yerine getirilebilir; ve buna ek olarak onlar, uyku halinde bulunan varlığını sürdürmeye çalışanların özgürleştiricileri biçimindeki yazgı dönemi sonlandırıcıları olarak sayısız bir biçimde, aynı veya diğer dünyalara hareket edebilir.
20:2.6 (225.5) 2. Hakimane Görevler. Bu türün gezegensel bir teftişi genellikle bir bahşedici Evlat’ın varışının öncesinde ortaya çıkar. Böyle bir görev üzerinde bir Avonal, fani doğumla ilgisi olmayan ete kemiğe bürünmenin bir işleyişi tarafından âlemin bir erişkini olarak ortaya çıkar. Bu ilk ve olağan hakimane ziyaretini takiben Avonallar, bahşedilen Evlat’ın ortaya çıkışından önce ve sonra aynı gezegen üzerinde hakimane bir yetkinlik içerisinde tekrar eden biçimlerde hizmet halinde olabilir. Bu ek hakimane görevlerinin üzerine bir Avonal, görünebilen ve maddi bir biçimde açığa çıkabilir veya çıkmayabilir; fakat onların hiçbiri yardıma ihtiyaç duymayan bir bebek olarak dünyaya getirilmeyeceklerdir.
20:2.7 (225.6) 3. Bahşetme Görevleri. Avonal Evlatların hepsi, en azından bir kere, kendilerini bazı fani ırkı üzerinde bazı evrimsel dünyalar üzerinde bahşedebilirler. Yargısal ziyaretler sayısız derecede ve hakimane görevler çoklu olabilir, fakat her gezegen üzerinde tek bir bahşedilen Evlat bulunmaktadır. Bahşedilmiş Avonallar, Urantia üzerinde ete kemiğe bürünen Nebadonlu Mikâil olarak kadın cinsiyetinden doğmuştur.
20:2.8 (225.7) Hakimane ve bahşedici vazifeleri üzerinde hizmet edebilecek Avonal Evlatları, görevleri bakımından sayıca kısıtlayacak hiçbir sınır bulunmamaktadır; fakat genellikle bahse konu deneyim yedi kez kat edildiğinde, bu tür hizmeti daha az yerine getirenleri gözeten bir askıya alma durumu söz konusudur. Çoklu bahşediş deneyiminin bu Evlatları bunun sonucunda bir Yaratan Evladı’nın yüksek bireysel kuruluna atanıp, bunun sonucunda kâinat olaylarının yönetiminde katılımcılar haline gelir.
20:2.9 (225.8) Yerleşik dünyalar üzerinde ve onlar için kendilerine ait olan tüm görevlerinde Hakimane Evlatlar, Melçizedekler ve başmelekler biçimindeki yerel evren yaratımlarının iki düzeyi tarafından desteklenirken; bahşedici görevleri üzerinde ise onlar aynı zamanda, yerel yaratımlar içinde benzer bir kökene ait olan Berrak AkşamYıldızları tarafından eşlik edilir. Her gezegensel çabada Avonallar olarak ikincil Cennet Evlatları, hizmetin kendilerine ait yerel evreninde Yaratan Evlat biçimindeki öncül bir Cennet Evladı’nın bütüncül gücü ve yönetimi tarafından desteklenir. Yerleşik alanlar üzerinde tüm niyetler ve amaçlar için onların görevleri, bir Yaratan Evladı’nın hizmetinin fani yerleşimin bu tür dünyaları üzerinde olması gerektiği gibi etkin ve kabul edilebilir bir niteliktedir.
20:3.1 (226.1) Avonallar Hakimane Evlatlar olarak bilinirler, çünkü onlar zamanın dünyalarının ardışık yazgı dönemlerinin yargıçları biçiminde âlemlerin yüksek hâkimleridir. Onlar, uyku halinde bulunan varlığını devam ettirmeye çalışan varlıkların uyanması üzerinde iradeye sahip olup; bu alan üzerinde karar için yargıya varıp; askıya alınan adaletin bir yazgı dönemini tamamlayıp; şartlı bağışlamanın bir çağının emrini uygulayıp; yeni bir yazgı döneminin görevleri için gezegensel hizmetin mekân yaratılmışlarını yeniden görevlendirip; bunların tümü sonucunda ise, görevlerini tamamlamaları üzerine kendilerine ait yerel evrenin yönetim merkezlerine geri dönerler.
20:3.2 (226.2) Onlar bir çağın nihai sonları üzerinde bir yargıya varmak için karara oturduklarında, Avonallar evrimsel ırkların nihai sonlarının hükmünü verdiklerinde; onlar her ne kadar bireysel yaratılmışların kimliğini ortadan kaldıran yargılara varsalar bile, bu kararları yine de bireysel olarak uygulamazlar. Bu doğanın kararları, bir aşkın-evrenin yönetim mercileri dışında hiçbir kimse tarafından uygulanamaz.
20:3.3 (226.3) Bir Cennet Avonalı’nın gezegensel devamlılığın yeni bir çağının başlatılması ve bir yazgı döneminin tamamlanması amacıyla bir evrimsel dünya üzerine varışı, bir bahşedilme veya hakimane görevi olmak zorunda değildir. Hakimane görevleri zaman zaman ve bahşedilme görevleri ise her zaman ete kemiğe bürünme şeklindedir; bu durum ise, her bu tür bir görevde Avonallar’ın bir gezegen üzerinde kelimenin tam anlamıyla maddi bir biçimde hizmet etmesidir. Onların diğer ziyaretleri “işleyişseldir,” ve bu yetkinlik içerisinde bir Avonal gezegensel hizmet için ete kemiğe büründürülmemiştir. Eğer bir Hakimane Evlat sadece bir yargı dönemi hâkimi olarak geliyorsa, o âlemin maddi yaratılmışları için görünebilen bir ruhsal varlık olarak bir gezegene ulaşır. Bu tür işleyişsel ziyaretler, bir yerleşik dünyanın uzun tarihi içerisinde tekrar eden biçimlerde ortaya çıkar.
20:3.4 (226.4) Avonal Evlatları, hakimane ve bahşediş deneyimleri öncesinde gezegensel yargıçlar olarak hareket edebilir. Bu görevler üzerinde bununla birlikte, ete kemiğe bürünen Evlat geçmekte olan gezegensel çağının yargısına varacaktır; bu durum, fani bedenin sureti içerisinde bahşedilmişin bir görevi üzerinde bir Yaratan Evlat’ın ete kemiğe büründüğündeki faaliyetine benzerdir. Bir Cennet Evladı evrimsel bir dünyayı ziyaret ettiğinde, ve onun varlıklarından biri haline geldiğinde; onun mevcudiyeti, bir yazgı dönemini tamamlayıp, bir âlem yargısını oluşturur.
20:4.1 (226.5) Bir bahşedilmiş Evlat’ın gezegensel ortaya çıkışının öncesinde bir yerleşik dünya, genellikle bir Cennet Avonalı tarafından hakimane bir görev dâhilinde ziyaret edilir. Eğer bu ziyaret öncül bir hakimane teftişi ise, Avonal her zaman bir maddi varlık olarak ete kemiğe bürünecektir. O, kendisine ait olan zamanın ve neslin fani yaratılmışları için bütünüyle görünebilen ve onlarla fiziksel ilişki halindeki bir varlık biçiminde fani ırkların uçsuz bucaksız bir erkek cinsiyeti olarak gezegensel görev üzerinde ortaya çıkar. Bir hakimane ete kemiğe bürünme süreci boyunca, Avonal Evlatları’nın yerel ve kâinatsal ruhsal kuvvetleriyle olan ilişkisi tamamlanmış ve bölünemez bir niteliktedir.
20:4.2 (226.6) Bir gezegen, bir bahşedilmiş Evlat’ın ortaya çıkmasından önce ve sonra birçok hakimane ziyaretleri deneyimleyebilir. Burası, yazgı dönemi hâkimler olarak hareket eden aynı veya diğer Avonallar tarafından birçok kez ziyaret edilebilir; fakat, yargının bu tür işleyişsel görevleri ne bahşedişsel ne de hakimanedir, buna ek olarak Avonallar hiçbir zaman bu tür süreçler içerisinde ete kemiğe bürünmezler. Bir gezegen tekrar eden hakimane görevleri tarafından kutsanmış olsa bile, Avonallar her zaman fani özüne ait olan ete kemiğe bürünmeye başvurmazlar. Buna ek olarak onlar fani bendenin sureti içinde hizmet etse bile, her zaman âlemin erişkin varlıkları olarak ortaya çıkarlar; onlar bir kadın cinsiyetinden doğmamaktadırlar.
20:4.3 (227.1) Cennet Evlatları, Bahşedilme veya hakimane görevlerinden biri üzerinde ete kemiğe büründüğünde Düzenleyiciler’i deneyimlemektedirler, ve bu Düzenleyiciler her ete kemiğe bürünme için farklılık göstermektedir. Tanrı’nın ete kemiğe bürünen Evlatları’nın akıllarını kaplayan Düzenleyiciler, hiçbir zaman onların ikamet ettikleri insan-kutsal varlıklarla bütünleşme boyunca kişilik kazanmanın ümidi içinde olmazlar; fakat onlar sık sık Kâinatın Yaratıcısı’nın iradesi tarafından kişileştirilirler. Bu tür Düzenleyiciler, yerleşik âlemler için Gizem Görüntüleyicileri’nin yönlendirilmesi, tanımlanması ve idaresi için yönetimin yüce Divinington kurulunu oluştururlar. Onlar aynı zamanda, dünyevi barınma mekânlarının fani yok oluşu üzerine Düzenleyicileri “Yaratıcı’nın bağrına” olan dönüşlerinde teslim alır, ve görevleri sonucunda onlara bu itibarı bahşeder. Böylece, dünya hâkimlerinin inançlı Düzenleyiciler’i kendi türlerinin yüceltilmiş başları haline gelir.
20:4.4 (227.2) Urantia hiçbir zaman bir hakimane görevi üzerinde bir Avonal Evladı’na ev sahipliği yapmamıştır. Urantia yerleşik dünyaların genel tasarımını takip etmiş olsaydı, Âdem’in zamanı ve Hazreti Mikâil’in bahşedilmişi arasında bir zaman zarfında bir hakimane göreviyle kutsanmış olacaktı. Fakat Cennet Evlatları’nın düzenli takibi bütüncül olarak, bin dokuz yüz yıl öncesinde Yaratan Evlat’ınızın dönemsel bahşedilişi üzerinde onun ortaya çıkmasıyla birlikte dengesiz hale gelmiştir.
20:4.5 (227.3) Hali hazırda Urantia, hakimane bir görev üzerinde ete kemiğe bürünmekle görevlendirilmiş bir Avonal tarafından ziyaret edilebilir; fakat Cennet Evlatları’nın gelecekteki ortaya çıkışları bakımından, “bu tür ziyaretlerin biçimini ve zamanlamasını cennette bulunan melekler dahi” bilmemektedir. Bu durumun sebebi, bir Mikâil-bahşedilmiş dünyasının bir Üstün Evlat’ının kişisel ve bireysel vesayeti haline gelmesi; ve böylelikle bu dünyanın bütünüyle kendi tasarıları ve idaresine bağımlı bir nitelik kazanmasıdır. Buna ek olarak sizin dünyanızla birlikte bu durum, Mikâil’in geri dönmek için verdiği söz tarafından daha karmaşık bir hal almıştır. Nebadonlu Mikâil’in Urantia’daki kısa süreli ikamesiyle ilgili olan yanlış anlamalardan bağımsız olarak tek bir şey kesin olarak doğrudur; bu ise onun sizin dünyanıza geri dönmek için verdiği sözdür. Bu ihtimal bakımından sadece zaman, Urantia üzerinde Tanrı’nın Cennet Evlatları’nın ziyaretlerinin gelecek düzeylerini açığa çıkarabilir.
20:5.1 (227.4) Ebedi Evlat Tanrı’nın Ebedi Sözü’dür. Ebedi Evlat, onun ebedi Yaratıcısı’nın sınırsız ve mutlak olan “öncül” düşüncesinin kusursuz bir dışavurumudur. Bu Özgün Evlat’ın bir kusursuz uzantısı veya bir kişisel sureti, fani ete kemiğe bürünmenin bir bahşedilme görevine başlarsa, kutsal olan “Söz’ün bedene bürünmesi” kelimenin tam anlamıyla gerçek haline gelir; ve böylece Söz hayvan kökenli alt düzey varlıkları arasında ikamet eder bir nitelik kazanır.
20:5.2 (227.5) Urantia üzerinde, bir Evlat’ın bahşedilişinin amacının bir şekilde Kâinatın Yaratıcısı’nın tutumu üzerinde etkide bulunmak için olduğuna dair yaygın bir inanç bulunmaktadır. Fakat sizin aydınlanmanız bu yargının doğru olmadığını göstermelidir. Avonal ve Mikâil Evlatları’nın bahşedilişleri, bu Evlatları zaman ve mekânın gezegenleri ve insanlarının yöneticileri ve hâkimleri olarak güvenilir ve anlayışlı hale getirmek için tasarlanan deneyimsel sürecin gerekli bir parçasıdır. Yedi katmanlı bahşedişin varlıksal süreci, tüm Cennet Yaratan Evlatları’nın yüce hedefidir. Buna ek olarak tüm Hakimane Evlatlar, öncül Yaratan Evlatları’nı ve Cennetin Ebedi Evladı’nı fazlasıyla tanımlayan hizmetin bu aynı ruhaniyeti tarafından harekete geçirilmektedir.
20:5.3 (227.6) Cennet Evladı’nın bazı düzeyleri, bahse konu alan üzerinde tüm olağan insan varlıklarının akıllarında Düşünce Düzenleyicileri’nin ikamesini mümkün kılmak amacıyla her fani yerleşik dünya üzerinde bahşedilmelidir; çünkü Düzenleyiciler, Gerçekliğin Ruhaniyeti’nin tüm beden üzerine yayılmasına kadar tüm gerçek insan varlıkları için gelmemektedir; buna ek olarak Gerçekliğin Ruhaniyeti’nin bu gönderimi, bir evrimleşen dünya üzerinde fani bahşedişin görevini başarıyla uygulayan bir Cennet Evladı’nın evren yönetim merkezine dönmesine bağlıdır.
20:5.4 (228.1) Bir yerleşik gezegenin uzun tarih süreci boyunca birçok yargı dönemi hâkimleri ortaya çıkacak olup, birden fazla hakimane görevi meydana gelecektir; fakat olağan bir biçimde, bir bahşedilmiş Evlat sadece bir kere bu alan içinde hizmet edecektir. Her yerleşik dünyanın, doğumundan ölümüne kadar bütüncül fani hayatı yaşamak için gelmekte olan bir bahşedilmiş Evlat’a sahip olması tek gerekli koşuldur. Elinde sonunda ruhsal düzeyden bağımsız bir biçimde her fani-yerleşik dünya, bir Yaratan Evlat’ın kendi fani bahşedilişini üzerinde seçtiği her yerel evren içinde bir gezegen dışında, bir bahşedilmiş görevi üzerinde bir Hakimane Evladı’na ev sahipliği yapması bakımından nihai bir biçimde sonlandırılmıştır.
20:5.5 (228.2) Bahşedilmiş Evlatlar ile ilgili daha geniş bir anlayışa sahip olmakla birlikte, Nebadon’un tarihi içinde Urantia için neden bu kadar önem atfedildiğini kavrayacaksınız. İçinde bulunduğunuz küçük ve önemsiz olan gezegen yerel evren öneminin bir parçasıdır, bu durumun nedeni yalın bir ifadeyle onun Nasıralı İsa’nın fani ana dünyası olmasıdır. Yaratan Evlat’ınızın kesin ve zafer dolu bahşedilişinin yarattığı imgelem, Mikâil’in Nebadon evreninin kişisel egemenliğini kazandığı mücadele alanını simgeler.
20:5.6 (228.3) Bir Yaratan Evlat’ın yerel evreninin yönetim merkezinde, özellikle onun fani bahşedilişinin tamamlanmasından sonra, zamanının büyük bir kısmını Hakimane Evlatları ve diğerleri biçimindeki birliktelik içinde bulundukları Evlatlar’ın okullarında danışmanlık ve eğitmenlik görevlerinde geçirir. Sevgi ve sadakat içerisinde, şefkatli bağışlama ve sevecen düşünceyle birlikte bu Hakimane Evlatları kendilerini mekânın dünyaları üzerine bahşeder. Buna ek olarak bu gezegensel hizmetler hiçbir biçimde Mikâiller’in fani bahşedilmişlerinin altında bulunan bir konumda değildir. Yaratan Evlat’ınızın kendi nihai serüveni için seçmiş olduğu âlemin yaratım deneyimi bakımından olağan olmayan talihsizliklere sahip olduğu bir gerçektir. Fakat hiçbir gezegen bir Yaratan Evladı’nın bahşedilmesini onun ruhsal tedavisi üzerinde etkide bulunması amacıyla gerektirecek kadar böyle bir konumda bulunmamıştı. Bahşedilmişlerin topluluğu içerisinde herhangi bir Evlat eşit bir derecede bu görev için yeterli bir konumda olabilirdi; çünkü onların görevlerinin tümü bakımından yerel bir evrenin dünyaları üzerinde Hakimane Evlatlar, Yaratan Evlat biçimindeki onların Cennet kardeşinin olması gerektiği gibi, tıpkı onun kadar kutsal bir biçimde etkin ve bütünüyle akılcıdır.
20:5.7 (228.4) Her ne kadar herhangi bir felaketin olasılığı, bu Cennet Evlatları’nın bahşedilmesinin ete kemiğe bürünme sürecinde onların başına gelse de; ben bahşedilmenin herhangi bir görevi üzerinde, bir Yaratan veya Hakimane Evladı’nın herhangi birinin başarısızlığı veya yükümlülüğünü yerine getirememesinin kaydına rastlamadım. Onların ikisinin de ait olduğu köken, başarısızlığa uğramayacak kadar mutlak kusursuzluğa yakındır. Gerçekte onlar, beden ve kanın fani yaratılmışları haline kelimenin tam anlamıyla gelme ve böylece benzersiz yaratılmış deneyimini etme biçimindeki tehlikenin farkınadırlar; fakat benim gözlemim kapsamında onlar, her zaman bu tür zorluğun üstesinden gelmeyi başarmış bir durumdadırlar. Onlar bahşedilmişliğin görevinin hedeflerini yerine getirmekte hiçbir zaman başarısız olmamışlardır. Nebadon boyunca onların bahşedilme ve gezegensel hizmetinin hikâyesi, yerel evreninizin tarihi içinde en soylu ve en büyüleyici bölümü oluşturur.
20:6.1 (228.5) Bir Cennet Evladı’nın, bahşedilmiş gezegen üzerinde bir anne tarafından dünyaya gelme biçimindeki, bir bahşedilmiş Evlat olarak fani ete kemiğe bürünmesi için hazır hale gelmesinin işleyiş biçimi kâinatsal bir gizemdir. Buna ek olarak bu Sonarington’un işleyiş biçimini tespit etmek için harcanacak herhangi bir çabanın kesin başarısızlıkla karşılaşacak olması eli mahkûm bir durumdur. Nasıralı İsa’nın fani yaşamının bu ulvi bilgisinin sizin ruhlarınıza doğru yayılmasına izin verin; fakat aynı zamanda, Nebadonlu Mikâil’in bu gizemli ete kemiğe bürünmesinin nasıl meydana geldiği hakkında gereksiz varsayımlar üzerinde herhangi bir düşünceyi boş yere harcamayın. İzin verin hepimiz bu bilgi ve güvence içinde, bu tür erişimlerin kutsal doğa için mümkün olduğunun memnuniyetini yaşayalım; ve böyle bir olgusallığı etkilemek için kutsal bilgelik tarafından işleyiş biçiminin nasıl uygulandığı hakkında faydasız olan varsayımlar üzerinde boş yere vakit harcamayalım.
20:6.2 (229.1) Fani-bahşedilişin bir görevi üzerinde bir Cennet Evladı her zaman bir kadından dünyaya gelmiş olup, Urantia üzerinde İsa’nın gerçekleştirdiği gibi, bu âlemin erkek bir çocuğu olarak büyümesini tamamlamıştır. Yüce hizmetin bu Evlatları’nın hepsi, tıpkı bir insanoğlunun yerine getirdiği gibi, bebeklikten gençlik boyunca erişkinliğe geçmişlerdir. Her açıdan onlar dünyaya geldikleri ırkın fanilerine benzer bir halde oluşum içerisindedirler. Onlar, hizmet ettikleri âlemlerin çocuklarının yaptıkları gibi Yaratıcı’ya yakarışta bulunurlar. Maddi bir bakış açısından, bu insan-kutsal Evlatlar bir istisna dışında olağan bir biçimde yaşarlar. Onlar, kısa süreli olan ikamelerinin dünyaları üzerinde kendilerinden olan bir doğum bırakmamaktadırlar; gerçekte bu durum, Cennet bahşedilmiş Evlatları’nın tüm düzeyleri üzerinde uygulanan kâinatsal bir kısıtlamadır.
20:6.3 (229.2) Sizin dünyanız üzerinde İsa bir marangozun oğlu olarak çalıştığı gibi, diğer Cennet Evlatları kendilerine ait olan bahşedilmiş gezegenleri üzerinde çeşitli yetkinlikler içinde çaba harcayacaklardır. Zamanın evrimsel gezegenlerinin herhangi biri üzerinde, kendi bahşedilmişliklerinin süreci içinde herhangi bir Cennet Evladı tarafından çalışılmamış bir mesleğin bulunduğuna dair düşünceye sahip olamazsınız.
20:6.4 (229.3) Bir Bahşedilmiş Evlat fani hayatın yaşanmışlığını deneyimi üzerinde üstünlüğe sahip olduğu, kendisine ait olan ikamet halindeki Düzenleyici’si ile birlikte uyumun kusursuzluğuna eriştiği zaman; bunun üzerine o, beden içinde onun kardeşlerinin ruhları için ilhamda bulunmak ve onların akıllarını aydınlatmak amacıyla tasarlanan gezegensel görevinin bu kısmına başlamış olur. Eğitmenler olarak bu Evlatlar ayrıcalıklı bir biçimde, kendilerinin kısa süreli olan ikametlerinin dünyaları üzerinde fani ırkların ruhsal aydınlanmasına adanmışlardır.
20:6.5 (229.4) Mikâil ve Avonallar’ın fani-bahşedilmiş süreçleri birçok açıdan karşılaştırılabilir olsa da, onlar bütüncül olarak özdeş değillerdir. Hiçbir zaman bir Hakimane Evlat, “Her kim Evlat’ı görmüşse gerçekte Yaratıcı’nın kendisini gözlemlemiştir” biçiminde Yaratan Evladı’nızın beden halinde ve Urantia’da bulunduğu zaman zarfında yaptığı gibi bir bildiride bulunmaz. Fakat bir bahşedilmiş Avonal’ı “Her kim beni görmüşse Tanrı’nın Ebedi Evladı’nı gözlemlemiştir” biçiminde ilanda bulunur. Hakimane Evlatlar, ve Kâinatın Yaratıcısı’nın doğrudan bir soyuna aittirler; ne de Yaratıcı’nın iradesine bağlı bir biçimde bireysel bir ete kemiğe büründürmeyi gerçekleştirirler; onlar her zaman kendilerini, Cennetin Ebedi Evladı’nın iradesine bağlı olan Cennet Evlatları olarak bahşederler.
20:6.6 (229.5) Yaratan veya Hakimane biçimindeki bahşedilmiş Evlatlar ölümün kapılarından içeriye girdiklerinde, üçüncü gün içerisinde tekrar ortaya çıkarlar. Fakat onların, bin dokuz yüz yıl önce sizin dünyanız üzerinde kısa süreli olarak ikamet eden Yaratan Evlat tarafından karşılaşılan acıklı son ile her zaman karşılaştıklarına dair bir fikri yürütmemelisiniz. Nasıralı İsa tarafından geçirilen bu olağandışı ve nadiren ortaya çıkan zalim deneyim, Urantia’nın yerel olarak “haçın dünyası” olarak bilinmesine sebep oldu. Böyle bir insanlık dışı davranışı bir Tanrı’nın Evladı’yla ilişkilendirmek gerekli bir neden değildir; gezegenlerin geniş bir çoğunluğu, onların kendilerine ait fani süreçlerini bitirmelerine izin vererek, çağlarını sonlandırarak, uyku halinde bulunan varlığını devam ettiren varlıkların yargısına vararak ve yeni bir yazgı dönemini şiddetli bir ölümle onlar üzerinde uygulamayarak başlatmasıyla, onların daha düşünceli bir biçimde karşılanmasını sağladı. Bir bahşedilmiş Evlat ölümle karşılaşmalı ve âlemlerin fanilerinin mevcut deneyimlerinin süreçsel bütünlüğünü takip etmelidir; fakat bu ölümün şiddetli veya olağanın dışında olması kutsal tasarının bir gerekliliği değildir.
20:6.7 (229.6) Bahşedilmiş Evlatlar şiddet tarafından ölüme gönderilmediklerinde onlar gönüllü olarak hayatlarını bırakıp ölüm kapıları boyunca hareket ederler. Bu süreç “katı adaletin” veya “kutsal gazabın” gerekliliklerini tatmin etmek için değil; fakat bunun yerine, fani deneyimin gezegenleri üzerinde bir yaratılmışın yaşamının yaşanacağı gibi bunu oluşturan her şey içinde, kişisel deneyimin ve ete kemiğe bürünmenin sürecinin “kadehi içme” biçimindeki bahşedilişi tamamlaması içindir. Bahşedilme bir gezegensel ve kâinatsal gereklilik olup, fiziksel ölüm bir bahşediliş görevinin gerekli bir parçasından daha fazlası değildir.
20:6.8 (230.1) Fani ete kemiğe bürünme süreci tamamlandığında, hizmetin Avonal’ı Cennet’e ilerleyip, Kâinatın Yaratıcısı tarafından kabul edilip, bunun sonrasında yerel evren görevine geri dönüp, ve son olarak ise Yaratan Evlat tarafından tanınır. Bunun üzerinde Bahşedilmiş Avonal ve Yaratan Evlat, kendilerine ait olan birleşik bir haldeki Gerçekliğin Ruhaniyeti’ni, bahşedilmiş dünya üzerinde ikamet eden fani ırkların kalpleri içinde faaliyet göstermesi için gönderir. Yerel bir evrenin bu egemenlik öncesi çağlarında, bahse konu iki Evlat’ın bu birleşik ruhaniyeti, Yaratıcı Ruhaniyet tarafından uygulanır. Bu durum, bir Mikâil’in yedinci bahşedişini takip eden yerel evren çağlarını tanımlayan Gerçekliğin Ruhaniyeti’nden bir şekilde farklılık gösterir.
20:6.9 (230.2) Bir Yaratan Evlat’ının nihai bahşedilişinin tamamlanması üzerine, bahse konu yerel evrenin tüm Avonal bahşedilmiş dünyaları üzerine daha önceden gönderilen Gerçekliğin Ruhaniyeti, egemen Mikâil’in ruhaniyeti haline kelimenin tam anlamıyla daha fazla gelerek doğası bakımından değişikliğe uğrar. Bu olgular bütünü, Mikâil’in fani bahşedilmiş gezegeni üzerinde hizmet etmek için Gerçekliğin Ruhaniyeti’nin özgürleşmesiyle birlikte eş zamanlı olarak ortaya çıkar. Bunun sonucunda bir Hakimane bahşedilişi tarafından onurlandırılan her dünya, bahse konu Hakimane Evlat ile bütünlük halinde yedi katmanlı olan Yaratan Evlat tarafından aynı ruhaniyet Huzur Sağlayıcısı’na erişecektir. Eğer her yerel evren Egemeni kişisel olarak kendisinin bahşedilmiş Evladı biçiminde ete kemiğe büründürmeyi gerçekleştirmiş olsaydı, o kendi içinde bu erişime ulaşmış olacaktı.
20:7.1 (230.3) Bu son derece kişisel ve ruhsal olan Cennet Evlatları, Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından mevcudiyet haline getirilmişlerdir. Onlar Havona içinde Daynallar'ın düzeyi olarak bilinirler. Orvonton içinde ise onlar, soylarının ait olduğu kimlik sebebiyle adlandırıldıkları biçimiyle Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları olarak kayıt altına alınmışlardır. Salvington üzerinde onlar zaman zaman Cennet Ruhsal Evlatları olarak isimlendirilirler.
20:7.2 (230.4) Sayıları bakımından Eğitmen Evlatlar sürekli bir biçimde artış halindedir. En son yayınlanan kâinatsal nüfus sayımı, merkezi ve aşkın evrenler içinde faaliyet gösteren Kutsal Üçleme Evlatları’nın bu sayısının yirmi bir milyardan biraz daha fazla olduğunu göstermiştir; buna ek olarak bu rakam, mevcut haldeki tüm Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları’nın üçte birinden daha fazlasını içine alan Cennet yedek birliklerini içine almamaktadır.
20:7.3 (230.5) Evlatlığın Daynal düzeyi, yerel veya aşkın evren idarelerinin organik bir parçası değildir. Onların üyeleri ne yaratıcılar, ne düzelticiler; ne yargıçlar ne de idarecilerdir. Onlar, ahlaki aydınlanmanın ve ruhsal gelişimle iniltili olan evren idaresiyle yakın bir ilişki içinde değillerdir. Onlar, tüm âlemlerin ruhsal uyanışına ve ahlaki yönlendirilişine adanan varlıklar olarak kâinatsal eğitimcilerdir. Onların hizmeti, Sınırsız Ruhaniyet’in kişilikleriyle birlikte içten bir biçimde karşılıklı ilişki içinde olup; onlar, yaratılmış varlıkların Cennet yükselimiyle yakın bir biçimde birliktelik halindedir.
20:7.4 (230.6) Kutsal Üçleme’nin bu Evlatları, üç Cennet İlahiyatı’nın bir araya gelmiş doğalarının bir parçasıdır; fakat Havona içinde onlar, Kâinatın Yaratıcısı’nın doğasını daha fazla bir biçimde yansıtan bir görünüme sahiptirler. Yerel yaratımlar içinde onlar, Sınırsız Ruhaniyet’in karakterini açıklığa kavuşturan bir biçimde ortaya çıkarlarken; aşkın-evrenler içinde ise onlar, Ebedi Evlat’ın doğasını tasvir eden bir görünüme sahiptirler. Tüm evrenler içinde onlar, bilgeliğin hizmetinin ve sağduyusunun somutlaşmış halidir.
20:7.5 (230.7) Onların Cennet kardeşleri olan Mikâiller ve Avonallar’ın aksine Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları, merkezi evren içinde öncül bir eğitim görmezler. Onlar doğrudan bir biçimde aşkın-evrenlerin yönetim merkezlerine gönderirler; ve buradan onlar, birtakım yerel evrenler içinde hizmet vermek için görevlendirilirler. Bu evrimsel âlemler için hizmetlerinde onlar, bir Yaratan Evlat’ın ve onunla birliktelik içinde bulunan Hakimane Evlatlar’ın bir araya gelen ruhsal etkisini kullanırlar; çünkü Daynallar kendileri içinde ve kendilerine ait olan bir biçimde bir ruhsal çekim gücünü ellerinde barındırmazlar.
20:8.1 (231.1) Cennet Ruhsal Evlatları eşi benzeri olmayan Kutsal Üçleme kökenli varlıklar olup; sadece Kutsal Üçleme yaratılmışları, çifte kökenli olan âlemlerin faaliyetiyle oldukça bütüncül bir biçimde birliktelik halindedir. Onlar sevgi dolu bir biçimde, ruhsal varlıkların alt düzeyleri ve fani yaratılmışları için eğitimsel hizmete adanmışlardır. Onlar, çalışmalarına yerel sistemlerde başlayıp; deneyimleri ve kazanımları uyarınca, yerel evrenin en yüksek görevine uzanan takımyıldız hizmeti boyunca içsel bir doğrultuda ilerlemektedirler. Yetkinlikleri üzerine onlar, yerel evren hizmetlerini temsil eden ruhsal elçiler haline gelebilirler.
20:8.2 (231.2) Nebadon içindeki Eğitmen Evlatlar’ın kesin sayısını bilmemekteyim; fakat orada onların binlercesinin bulunduğunu ifade edebilirim. Melçizedek okulları içindeki bölüm başlarının birçoğu bu düzeye ait iken; Salvington Üniversitesi’ni düzenli bir biçimde oluşturan bir araya gelmiş bahse konu görevliler, bu Evlatlar’ın yüz bininden fazlasıyla bütünleşmektedir. Geniş sayıda unsur, çeşitli morontia-eğitim dünyaları üzerinde konumlanmış bir haldedir; fakat bütüncül bir biçimde onlar, fani yaratımların ussal ve ruhsal erişimiyle birlikte donanmamışlardır. Onlar eşit bir biçimde, yerel yaratılmışların diğer yerellerinin ve yüksek meleksel varlıkların öğrenimleriyle birlikte ilişkilidir. Onların yardımcılarının birçoğu, yaratılmış biçimindeki kutsal üçleme haline getirilmiş olan varlıkların düzeylerinden seçilmiştir.
20:8.3 (231.3) Eğitmen Evlatları çevre merkez koruyucularının görevlerinden yıldız öğrencilerinin yükümlülüklerine kadar uzanan, kâinat hizmetinin tüm alt düzey fazlarının bütününün yetkinliği ve tasdiki için yapılan tüm sınavları uygulayan ve bütün sınamaları idare eden eğitim sorumlularını oluştururlar. Onlar, gezegensel derslerden Salvington üzerinde konumlanan Bilgeliğin yüksek Üniversitesi’ne kadar uzanan bir kapsamda eğitimin yüzyıllar süren akışını yerine getirirler. Çabanın ve kazanımın belirticisi olan tanınma, bilgelik ve doğruluk içinde bu serüvenleri tamamlayan yükseliş içindeki fani veya arzu dolu çocuksu melekler biçimindeki herkes için sağlanmıştır.
20:8.4 (231.4) Tüm aşkın-evrenler içinde Tanrı’nın Evlatları’nın hepsi, bu ezeli bir biçimde inançlı olan ve kâinatsal olarak etkin Cennet Eğitim Evlatları’na borçludur. Onlar, Tanrı’nın Evlatları’nın kendilerinin bile gerçek ve güvenilir eğitmenleri olarak, tüm ruhaniyet kişiliklerinin yüceltilmiş öğretmenleridir. Fakat Eğitmen Evlatları’nın faaliyetleri ve görevlerinin sonu gelmez ayrıntıları hakkında sizleri bilgilendirememekteyim. Daynal-evlatlığının faaliyetlerinin geniş nüfuz alanı Urantia üzerinde; gezegeninizin ruhsal olan tecridi sona erdiği ve siz us bakımından daha ileri bir düzeye eriştiğiniz zaman, daha iyi bir biçimde anlaşılacaktır.
20:9.1 (231.5) Evrimsel bir dünya üzerindeki olayların ilerleyişi; zamanın ruhsal bir çağının başlatılması için olgun bir hale geldiğini gösterdiği an, Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları her zaman bu hizmet için gönüllükte bulunur. Siz, evlatlığın bu düzeyine aşina olan bir konumda bulunmamaktasınız; çünkü Urantia hiçbir biçimde, kâinatsal aydınlanmanın bir bin-yıl süreci biçimindeki bir ruhsal çağı deneyimlememiştir. Fakat Eğitmen Evlatlar şu an bile, âleminiz üzerinde onların hedeflenen kısa süreli ikametleriyle iniltili olan tasarılarını oluşturma amacıyla dünyanızı ziyaret etmektedir. Onlar Urantia’da; buranın sakinlerinin hayvan olma durumunun zincirlerinden ve maddiyatın engellerinden göreceli olan kurtuluşlarını kazanmalarından sonra ortaya çıkacaklardır.
20:9.2 (231.6) Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları’nın gezegensel yazgı dönemini nihayetlendirme ile ilgili hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Onlar ne ölümün yargıçları ne de yaşamın dönüştürücüleridir; fakat her gezegensel görev üzerinde onlar, bu hizmetleri yerine getiren bir Hakimane Evlat ile birliktelik halindedirler. Eğitmen Evlatlar bütünüyle, evrimsel bir gezegen üzerinde ruhsal gerçekliklerin döneminin doğuşu biçimindeki bir ruhsal çağın başlangıcına ilişkindir. Onlar maddi bilginin ve dünyevi bilgeliğin ruhsal eşleniklerini gerçek hale getirirler.
20:9.3 (232.1) Eğitmen Evlatlar genellikle, gezegensel zamana göre bin yıl süresince ziyaret ettikleri gezegen üzerinde kalmaya devam ederler. Bir Eğitmen Evlat, bin yıllık gezegensel egemenliğini idare edip, bu süreç içinde kendisine ait düzeyin sayıca yetmiş olan birlikteliği tarafından desteklenir. Daynallar ne ete kemiğe bürünür ne de başka bir biçimde fani varlıklar için görünebilir bir halde kendilerini maddileştirir; bu nedenle onların ziyaretlerinin ilişkisi, Kutsal Üçleme Evlatları’yla birliktelik halinde bulunan yerel evren kişilikleri biçimindeki Berrak Akşam Yıldızları’nın etkinlikleri tarafından sağlanır.
20:9.4 (232.2) Daynallar bir yerleşik dünyaya birçok kez geri dönebilir; ve buna ek olarak onların nihai görevini takiben bahse konu gezegen, mevcut evren çağının fani-yerleşim dünyalarının tümünün evrimsel amacı biçimindeki ışığın ve yaşamın bir âleminin sabitlenmiş düzeyine getirilmiş olur. Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri, ışık ve yaşam içinde sabitlenen âlemlerle yakın bir biçimde ilgilidir; bununla birlikle onların gezegensel etkinlikleri bahse konu bu Eğitmen Evlatları’yla temas halindedir. Gerçekte Daynal evlatlığının bütün düzeyi içten bir biçimde, zamanın ve mekânın evrimsel yaratılmışları içinde kesinliğe erişecek olanların etkinliklerinin tüm fazlarıyla ilişki halindedir.
20:9.5 (232.3) Kutsal Üçleme Evlatları, evrimsel yükselişin öncül aşamaları vasıtasıyla fani ilerleyiş düzeyiyle bütüncül bir biçimde tanımlanmış bir görünüme sahiptir ki; sıklıkla biz, gelecek evrenlerin açığa çıkarılmamış süreci içerisinde onların kesinliğe erişecek olanlarla olası birlikteliği hakkında varsayımda bulunmaya yönelmekteyiz. Biz, aşkın evrenlerin idarecilerinin Kutsal Üçleme kökenli kişiliklerin ve Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş yükseliş halindeki evrimsel yaratılmışların bir parçası olduğunu gözlemekteyiz. Biz kararlı bir biçimde; mevcut an içerisinde Eğitmen Evlatları’nın ve kesinliğe erişecek olanların, açıklanmayan gelecek bir son içerisinde daha yakın birliktelik amacıyla onları hazırlayacak olan öncül eğitim nitelikte olabilecek zaman-birlikteliğinin deneyimini elde etmekle meşgul bir durumda olduklarına inanmaktayız. Aşkın evrenler nihai bir biçimde ışık ve yaşam içinde sabit bir konuma getirildikleri zaman; evrimsel dünyaların sorunlarıyla fazlasıyla aşina olmuş bir hale gelen ve evrimsel fanilerin süreçleriyle oldukça uzun bir süre boyunca birliktelik içinde olan bu Cennet Eğitmen Evlatları’nın, Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri ile yaşanacak ebedi birlikteliğe muhtemel bir biçimde aktarılacaklarına dair inanca Uversa üzerinde sahip bulunmaktayız.
20:10.1 (232.4) Tanrı’nın Cennet Evlatları’nın tümü kökeni ve doğası bakımından kutsaldır. Her dünya adına her bir Cennet Evladı’nın görevi, hizmetin Evladı’nın Tanrı’nın ilk ve tek Evladı olmuşçasına benzersiz bir öneme sahiptir.
20:10.2 (232.5) Cennet Evlatları, zamanın ve mekânın nüfuz alanları için İlahiyat’ın üç bireyinin faaliyet içerisinde olan doğalarının kutsal temsilidir. Yaratan, Hakimane ve Eğitmen Evlatlar; insanlığın çocukları ve yükseliş olanağının tüm diğer kâinat yaratılmışları için ebedi İlahiyatlar’ın hediyeleridir. Tanrı’nın bahse konu bu Evlatları, ebediyetin yüksekte bulunan ruhaniyet hedefine erişen zamanın yaratılmışlarına yardım etme görevine durmak bilmeyen bir biçimde bağlı olan kutsal yardımcılardır.
20:10.3 (232.6) Yaratan Evlatlar içinde, Kâinatın Yaratıcısı’nın sevgisi Ebedi Evlat’ın bağışlamasıyla harmanlanmış olup; bu nitelik yerel evrenler için Mikâiller’in yaratıcı gücü, sevgi dolu hizmeti ve anlayışlı egemenliği içerisinde açığa çıkarılmıştır. Hakimane Evlatlar içinde Sınırsız Ruhaniyet’in hizmeti ile bütünleşen Ebedi Evlat’ın bağışlaması bahse konu Avonallar’ın yargısının, hizmetinin ve bahşedilmişliğinin süreci içinde evrimsel nüfuz alanları için açığa çıkarılmıştır. Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları içinde Cennet İlahiyatları’nın üçünün de sevgisi, bağışlaması ve hizmeti en yüksek zaman-mekân değer-düzeyleri üzerinde eş güdüm haline getirilmiş olup; bu nitelikler evrenlere yaşayan doğruluk, kutsal iyilik ve gerçek ruhsal güzellik olarak sunulmuştur.
20:10.4 (233.1) Yerel evrenler üzerinde evlatlığın bu düzeyleri, mekânın yaratılmışları için Cennet’in İlahiyatları’nın açığa çıkarılmış gerçeklikleri üzerinde etkide bulunmak amacıyla işbirliği halindedirler. Bu işbirliği içerisinde yerel bir evrenin Yaratıcısı olarak bir Yaratan Evlat, Kâinatın Yaratıcısı’nın sınırsız olan karakterini temsil eder. Bağışlamanın bahşedilmiş Evlatları olarak Avonallar, sınırsız merhametin Ebedi Evladı’nın eşi benzeri olmayan doğasını açığa çıkarır. Yükseliş halinde bulunan kişiliklerin gerçek öğretmenleri olarak Kutsal Üçleme Daynal Evlatları, Sınırsız Ruhaniyet’in eğitmen kişiliğini ortaya koyar. Onların kutsal bir biçimde kusursuz olan eş güdümü içerisinde; Mikâiller, Avonallar ve Daynallar zaman-mekân evrenleri için ve onun içerisinde Yüce olan Tanrı’nın kişiliğinin ve egemenliğinin gerçekleştirilmesine ek olarak açığa çıkarılmasına katkıda bulunur. Onların üçleme bütünlüğü etkinliklerinin uyumunda Tanrı’nın bu Cennet Evlatları sonsuza kadar sürecek olan Cennet Adası’ndan mekânın bilinmeyen derinliklerine kadar olan İlk Muhteşem Kaynak ve Merkez’in kutsallığının hiçbir zaman sona ermeyecek olan büyümesini takip ederlerken, İlahiyat’ın kişiliklerinin öncülüğünde ezelden beri faaliyet içerisinde bulunurlar.
20:10.5 (233.2) [Uversa’dan olan bir Bilgeliğin Kesinleştiricisi tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
21. Makale
21:0.1 (234.1) YARATAN Evlatlar, zaman ve mekânın yerel evrenlerinin yaratıcıları ve yöneticileridir. Bu evren yaratanları ve egemenleri, Yaratıcı olan Tanrı’nın ve Evlat olan Tanrı’nın somutlaşmış karakterleri biçimindeki çifte kökene aittirler. Fakat her Yaratan Evlat bir diğerinden farklıdır; onların her biri, doğalarına ek olarak kişilik bakımından benzersizdir; onların her biri, kendisine ait olan kökenin kusursuz ilahiyat nihai amacının “kendisinden türeyen tek Evladı”dır.
21:0.2 (234.2) Düzenlenen, evirilen ve kusursuzlaşan bir yerel evrenin geniş olan görevi içinde bu yüksek Evlatlar her zaman, Kâinatın Yaratıcısı’nın sürekli bir biçimde sağlanan onaylayışından memnuniyet duyarlar. Yaratan Evlatlar’ın Cennet Yaratıcısı ile olan ilişkisi içten ve en üst düzeydedir. Şüphesiz olarak İlahiyat’ın kendilerine ait olan kutsal soyları için gösterdiği ebeveynsel derin sevgisi, fani ebeveynlerin kendi çocuklarını yetiştirirken dahi gösterdikleri güzel ve neredeyse kutsal olan sevginin bir kökenidir.
21:0.3 (234.3) Bu temel Cennet Evlatları, Mikâiller olarak kişileştirilmişlerdir. Onlar Cennet’den kendi evrenlerini bulmak için ayrıldıklarında, Yaratan Mikâiller olarak tanınırlar. Yüce idare sağlandığında ise onlar, Üstün Mikâiller olarak adlandırılırlar. Nebadon içindeki evreninizin egemenini zaman zaman Hazreti Mikâil olarak ifade ederiz. Onlar her zaman ve sonsuza kadar, onların düzeyinin ve doğasının ilk Evladı’nın “Mikâil’in düzeyi” biçiminde tanımlanması ardından egemenliklerini sağlarlar.
21:0.4 (234.4) Asli veya ilk-doğan Mikâil, bir maddi varlık olarak ete kemiğe bürünmeyi hiçbir zaman deneyimlemememiştir; fakat dışta bulunan âlemlerden en içte bulunan merkezi yaratımın döngülerine ilerlerken, Havona’nın yedi döngüsü üzerinde yükseliş halinde olan ruhsal yaratımın deneyimi boyunca yedi kez geçiş halinde bulunmuştur. Mikâil’in düzeyi, muhteşem kâinatı bir sonundan diğerine kadar bilmektedir; Mikâiller’in bireysel olarak katılmadıkları, zaman ve mekânın çocuklarından herhangi birinin asli deneyimi bulunmamaktadır; gerçekte onlar, sadece kutsal doğanın bir parçasına sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda en üst düzeyden en alt seviyede bulunan düzeye kadar tüm doğaları içine alan bir biçimde, sizin doğanızın da bir parçasıdır.
21:0.5 (234.5) Özgün Mikâil, her şeyin merkezinde Cennet Evlatları büyük bir biçimde katılımsal olan toplantı için bir araya geldiklerinde onların idareci başkanlığını yapmaktadır. Kâinat âlemlerinin tümünün bütünleşmesinin ve düzeninin sağlanmasının ilerleyişi ile ilgili görüşmelere katılan ve ebeveynsel mevcudiyet içerisinde bir araya gelen yüz elli bin Yaratan Evlat’ının ebedi Adası üzerinde muhteşem bir biçimde olan bir özel bir kurulun kâinatsal bir yayınını Uversa üzerinde kaydetmemizden uzun bir zaman geçmemiştir. Geçmiş zamanda olan bahse konu bu unsur, yedi katmanlı bahşedilmiş Evlatlar biçimindeki Egemen Mikâiller’in seçilmiş bir topluluğudur.
21:1.1 (234.6) Ebedi Evlat içerisinde mutlak ruhsallığın düşünce olarak oluşturulmasının tamamlanması, Kâinatın Yaratıcısı içinde mutlak kişilik kavramsallaşmasının bütünlüğüyle birleştiğinde; böyle bir yaratıcı birliktelik kesin ve bütüncül olarak erişildiğinde; ruhaniyetin böyle bir mutlak kimliği ve kişilik kavramsallaşmasının bu tür sınırsız tekliği ortaya çıktığında; bunun sonucunda, sınırsız İlahiyatlar’ın herhangi biri tarafından kişiliğin veya ayrıcalığın herhangi bir şeyi kaybolmadan, kusursuzluğun ve gücün bu yeni yaratan kişiliğini üreten kusursuz nihai amacın ve güçlü düşüncenin kendisinden türeyen tek Evlat’ı biçimindeki özgün ve yeni bir Yaratan Evlat’ın uçsuz bucaksız varlığı ortaya çıkar.
21:1.2 (235.1) Her Yaratan Evlat, kâinat âlemlerinin tümünün ezelden beri mevcut olan Yaratanlar’ının kusursuz ve ebedi biçimindeki sayıca iki sınırsız akıllarının özgün kavramsallaşmalarının kusursuz birlikteliklerinin doğmuş olan ve doğrulabilen tek çocuğudur. Orada buna benzer başka herhangi bir Evlat bulunmamaktadır; çünkü her yaratan Evlat, bahse konu Mikâil Evladı’nı mevcut hale getirmek için bütünleşen bahse konu kutsal yaratıcı potansiyeller içinde tüm ebediyet boyunca en başından beri bulunan, onun tarafından ifade edilen veya ondan evirilen, her kutsal gerçekliğin her olanağının içinde her özelliğin her fazına ait bütünlüğün nihai bir temsili ve somutlaşmasına ek olarak tamamlanmışlığı ve koşulsuzluğudur. Her Yaratan Evlat, onun kutsal kökenini oluşturan bütünleşmiş ilahiyat kavramlaşmalarının mutlaklığıdır.
21:1.3 (235.2) İlke olarak Yaratan Evlatlar’ın kutsal doğaları, Cennet ebeveynlerinin ikisinin niteliklerinden eşit bir biçimde elde edilir. Kâinatın Yaratıcısı’nın kutsal doğasının tamamlanmışlığı ve Ebedi Evlat’ın yaratıcı ayrıcalıklarının benzer olan unsurlarının tümü içinde, evrenler içinde Mikâil’in işlevlerinin uygulanan işleyişlerini gözlemlediğimiz zaman gözle görülür bir biçimde olan farklılıkları algılarız. Bazı Yaratan Evlatlar daha çok Yaratıcı olan Tanrı’ya benzer bir biçimde görünmekte olup; diğerleri ise Yaratıcı olan Tanrı’ya benzemektedir. Nebadon evreni içindeki idarenin eğiliminin, onun Yaratan’ı ve idare eden Evlat’ının Ebedi Ana Evlat’a sahip oldukları doğa ve karakter bakımından daha çok benzediğini öne sürmesi örnek olarak gösterilebilir. Buna ilaveten, Cennet Mikâilleri tarafından idare edilen evrenlerin Yaratıcı olan Tanrı ve Evlat olan Tanrı’ya eşit olarak benzeyen bir görünüme sahip oldukları ifade edilmelidir. Bu bakımdan bahse konu gözlemler hiçbir biçimde ima edilen eleştiriler olmayıp, basit bir biçimde gerçeğin kayıt altına alınmış bir ifadesidir.
21:1.4 (235.3) Mevcut halde bulunan Yaratan Evlatlar’ın kesin sayısının bilgisine sahip değilim, fakat onların sayıca yedi yüz binden daha fazla olduğuna inanmak için yeterli nedenlere sahip bulunmaktayım. Şu an içerisinde, sayıca yedi yüz bin Zamanın Birliktelikleri olduğunu ve artık yeni hiçbir varlığın yaratılmadığını bilmekteyim. Bunun yanı sıra biz; mevcut evren çağının emredilen tasarılarının, Zamanın Birliktelikleri’nden birinin her yerel evren içinde Kutsal Üçleme’nin danışma halinde bulunan elçisi olarak konumlandığını belirten görünümü gözlemlemekteyiz. Buna ilaveten biz; Yaratan Evlatlar’ın sürekli bir biçimde artan sayısının, Zamanın birlikteliklerinin sayıca değişmeyen nüfusunu geçtiğini kaydetmekteyiz. Fakat Mikâiller’in sayıca yedi yüz bini geçen nüfusunun nihai sonlarıyla alakalı olarak biz hiçbir zaman bilgilendirilmedik.
21:2.1 (235.4) Öncül düzeyin Cennet Evlatları yedi evrimsel aşkın-evrenin temel yaratıcı birimleri biçimindeki zaman ve mekânın yerel evrenleri olarak onların ilgili nüfuz alanlarının idarecileri, kurucuları, yaratanları ve tasarımcılarıdır. Bir Yaratan Evlat’ın kendisine ait olan gelecek kâinat etkinliğinin mekânsal alanını seçmesine izin verilmiştir; fakat kendisine ait âleminin fiziksel olan düzenlenmesine başlayabilmesinden önce bile o, onun hedeflenen eyleminin aşkın-evreni içinde konumlanmış çeşitli yaratımlar arasındaki kendi büyük kardeşlerinin çabalarının çalışmalarına adanan gözlemin uzun bir süreci boyunca zaman harcaması gerekmektedir. Buna ek olarak tüm bahse konu bu olayların öncesinde Mikâil Evladı, Havona eğitiminin ve Cennet gözleminin kendisine ait olan uzun ve benzersiz deneyimini tamamlamış bir düzeyde olacaktır.
21:2.2 (235.5) Bir Yaratan Evlat Cennet’den ayrılıp, neredeyse Tanrı biçiminde kendisine ait olan düzenlenmenin yerel evreninin başı haline gelmek için evren yapımının serüvenine giriştiğinde; ilk olarak kendisini, bazı açılardan bağımlı olan bir biçimde Üçüncül Kaynak ve Merkez ile içten bir ilişki içerisinde bulur. Her şeyin merkezinde Yaratıcı ve Evlat ile birlikte ikame etmesine rağmen Sınırsız Ruhaniyet, her Yaratan Evlat’ın etkin ve mevcut yardımcısı olarak faaliyet gösterme biçimindeki nihai son ile sonlandırılmıştır. Bu nedenden dolayı her Yaratan Evlat, yeni yerel evrenin Ana Ruhaniyet’i biçiminde Kutsal Hizmetkâr haline gelmekle nihai olarak sonlandırılmış varlık olarak Sınırsız Ruhaniyet’in bir Yaratıcı Kız Evladı tarafından eşlik edilmektedir.
21:2.3 (236.1) Bir Mikâil Evladı’nın bu durumdaki ayrılışı belirli diğer yükseliş güçleri ve mevcudiyetlerine ek olarak bahse konu Kaynaklar’ın ve Merkezler’in mevcudiyet öncesi konumlarının doğasında bulunan belirli kısıtlamalara yalnızca bağlı olan Cennet Kaynakları ve Merkezleri’nden onun yaratan ayrıcalıklarını sonsuza kadar özgürleştirir. Bu kısıtlamalar arasında bir yerel evren Yaratıcısı’nın her şeye gücü yeten diğer yaratan ayrıcalıkları için olan kısıtlamalar şunlardır:
21:2.4 (236.2) 1. Enerji-maddesi Sınırsız Ruhaniyet’in idaresi altındadır. Büyük veya küçük unsurların herhangi yeni bir biçiminin yaratılmasından, enerji-maddesinin herhangi yeni bir dönüşümü denenmesinden önce; bir Yaratan Evlat, Sınırsız Ruhaniyet’in rızasını ve işlevsel eş güdümünü sağlamak zorundadır.
21:2.5 (236.3) 2. Yaratılmış tasarımları ve biçimleri Ebedi Evlat tarafından denetlenir. Bir Yaratan Evlat’ın, yaratılmışın herhangi yeni bir tasarımı biçimindeki varlığın yeni bir türünün yaratılmasına katılmasından önce, o Ebedi ve Özgün Ana Evlat’ın rızasını sağlamak zorundadır.
21:2.6 (236.4) 3. Kişilik, Kâinatın Yaratıcısı tarafından tasarlanır ve bahşedilir.
21:2.7 (236.5) Aklın türleri ve işleyiş biçimleri, varlığın yaratılma öncesi etkenleri tarafından belirlenir. Bu etkenlerin, kişisel veya diğer türde olan bir yaratılmışı oluşturmak için bir araya gelmesinden sonra; akıl, Cennet Yaratanları’nın düzeyinin altındaki tüm varlıklar için ussal hizmetin kâinatsal kökeni biçimindeki Üçüncül Kaynak ve Merkez’in edinimidir.
21:2.8 (236.6) Ruhaniyet tasarımları ve türlerinin denetimi, onların dışavurumlarının düzeyine bağlıdır. Son kertede ruhsal tasarı Kutsal Üçleme veya Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet biçimindeki Kutsal Üçleme kişiliklerinin Kutsal Üçleme öncesi ruhaniyet edinimleri tarafından denetlenir.
21:2.9 (236.7) Böyle bir kusursuz ve kutsal olan Evlat, kendi seçtiği âlemin mekân bütünlüğünü eline aldığı zaman; âlemin maddileşmesinin ve bütüncül dengenin öncül sorunları çözüldüğü zaman; o, Sınırsız Ruhaniyet’in tamamlayıcı Kız Evlat’ı ile birlikte eş güdümsel ve etkin olan bir işleyiş birlikteliğini oluşturduğu zaman; bunun sonucunda bahse konu Evren Evladı ve Evren Ruhaniyeti, onların yerel evren çocuklarının sayısız olan ev sahiplerine kökeni sağlamak için tasarlanan birleşimi başlatırlar. Bu durumla ilişki içerisinde Cennet Sınırsız Ruhaniyeti’nin Yaratıcı Ruhaniyet odaklanması, bir yerel evrenin Ana Ruhaniyeti’nin kişisel nitelikleri açısından doğası bakımından değişmeye uğrar.
21:2.10 (236.8) Yaratan Evlatlar’ın tümü kutsal bir biçimde kendilerinin Cennet ebeveynlerine benzemesine rağmen, hiçbiri kesin bir biçimde diğerine benzememektedir; her biri doğasına ek olarak kişilikleri bakımından benzersiz, çeşitlilik gösteren, ayrıcalıklı ve özgündür. Buna ek olarak onlar, kendileriyle ilgili olan âlemlerin yaşam tasarılarının yapıcıları ve mimarları oldukları için; bahse konu bu çeşitlilik, onların nüfuz alanlarının aynı zamanda, orada muhtemel bir biçimde yaratılacak veya takip eden bir biçimde evirilecek biçimdeki Mikâil’den türeyen yaşayan mevcudiyetinin her türü ve fazı içinde çeşitlilik gösterecektir. Bu nedenden dolayı, yerel evrenler için özgün olan yaratılmışların düzeyleri oldukça değişiklik gösterir. Her bakımdan özdeş olan çifte kökenli yerel varlıklar tarafından onlardan herhangi bir ikisi ne idare edilebilir ne de yerleşik hale getirilebilir. Herhangi bir aşkın evren içinde, Yaratıcı Ruhaniyetler’in bütünlenmiş mevcudiyetinden türeyen bir biçimde onların doğalarından gelen niteliklerin bir yarısı oldukça benzerlik gösterir; geride kalan, farklılaşan Yaratan Evlatlar tarafından türeyen bir biçimdeki diğer yarısı çeşitlilik arz eder. Fakat bu tür bir farklılaşma; ne Yaratıcı Ruhaniyet içindeki benzersiz kökenin bu yaratılmışlarını, ne de merkezi veya aşkın evrenlere özgü olan buraya getirilmiş bahse konu varlıkları tanımlar.
21:2.11 (237.1) Bir Mikâil Evladı kendi evreni üzerinde bulunmadığı zaman, onun hükümeti yerel evren baş idarecisi olan Berrak ve Sabah Yıldızı biçimindeki ilk-doğan yerel varlık tarafından yönetilir. Zamanın Birlikteliği’nin tavsiyesi ve danışması bu zamanlar için oldukça değerlidir. Onun bu yokluğunun zamanları boyunca bir Yaratan Evlat, yerleşik dünyalar üzerinde ve kendisinin fani çocuklarının kalplerinde onun ruhsal mevcudiyetinin üst denetimiyle birliktelik içinde bulunan Ana Ruhaniyet’i yetkilendirmeye yetkin haldedir. Buna ek olarak yerel bir evrenin Ana Ruhaniyet’i, yetiştirme için gösterdiği bakımı ve ruhsal hizmeti bu tür bir evrimsel nüfuz alanının en dış bölümlerine doğru genişleten bir biçimde, onun yönetim merkezinde kalmaya her zaman devam etmektedir.
21:2.12 (237.2) Bir Yaratan Evlat’ın kendi yerel evreni içindeki kişisel mevcudiyeti, oluşturulan maddi yaratımın pürüzsüz bir biçimde işlemesi için gerekli değildir. Bu tür Evlatlar Cennet’e doğru yolculukta bulunabilirlerken, kendi evrenleri uzay üzerindeki döngülerine buna rağmen devam ederler. Onlar zamanın çocukları olarak ete kemiğe bürünmek için gücün kendi doğrultularını ellerinden bıraktığında bile; onların âlemleri, kendileriyle iniltili olan merkezler etrafında dairesel hareketlerine devam ederler. Hiçbir maddi düzenleme, Koşulsuz Mutlaklık’ın mekân mevcudiyetinin doğasında bulunan kâinatsal üst denetiminden veya Cennet mutlak-çekim kavrayışından bağımsız bir konumda bulunmamaktadır.
21:3.1 (237.3) Bir Yaratan Evlat’a, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin rızası tarafından ve ilgili aşkın evrene ait olan üst denetimi sağlayan Üstün Ruhaniyet’in onaylaması ile birlikte bir evren alanı verilmiştir. Bu tür faaliyet, emanet edilmiş bir kâinatsal alan biçimindeki fiziksel iyeliğin kapsamını oluşturur. Fakat bir Mikâil Evladı’nın, idareciliğin bu başlangıçtaki ve kendiyle sınırlı olan düzeyinden kendisinin kazandığı egemenliğin deneyimsel üstünlüğüne doğru olan yükselimi; kâinat yaratımının ve ete kemiğe bürünmenin bahşedilmesinin görevi içinde ona ait olan kişisel deneyimlerin bir sonucu olarak gerçekleşir. Bahşedilmenin kazanılan egemenliğinin erişimine kadar o, Kâinatın Yaratıcısı’nın vekilleri olarak idaresini gerçekleştirir.
21:3.2 (237.4) Bir Yaratan Evlat, herhangi bir zaman içinde kendi kişisel yaratımı üzerine bütüncül egemenliğini uygulayabilir; fakat o, bilge bir biçimde bunu yapmamayı tercih eder. Yaratılmış bahşedilmeleri sürecinin öncesinde eğer o, kazanılmamış bir yüce egemenliği edinmiş olsaydı, kendi yerel evreni içinde bulunan yerleşik Cennet kişilikleri bu âlemi terk ederlerdi. Fakat zaman ve mekânın tüm yaratılmışları boyunca böyle bir şey hiçbir zaman gerçekleşmemiştir.
21:3.3 (237.5) Yaratanlığın gerçeği, egemenliğin tamamlanmışlığı anlamına gelmektedir; fakat Mikâiller bunu deneyimsel olarak kazanmayı tercih eder, böylelikle yerel evren yönetimine bağlı olan tüm Cennet kişiliklerinin bütüncül eş güdümünü ellerinde bulundurmaya devam ederler. Biz, Mikâiller’in aksi bir biçimde bunu gerçekleştirdiklerinin bilgisine sahip değiliz; fakat onlar bütünüyle bunu yapmaya yetkindirler, çünkü onlar gerçek bir biçimde özgür iradeye sahip Evlatlar’dır.
21:3.4 (237.6) Bir Yaratan Evlat’ın yerel bir evrendeki egemenliği, altı veya muhtemel bir biçimde yedi olan deneyimsel açığa vurumun düzeyinden geçer. Onlar şu düzeyler içinde ortaya çıkarlar:
21:3.5 (237.7) 1. Öncül vekâlet egemenliği — birliktelik içerisinde bulunan Yaratıcı Ruhaniyet tarafından kişisel niteliklerin elde edilmesinden önce, bir Yaratan Evlat tarafından uygulanan kalıcı olmayan yalnız hâkimiyeti.
21:3.6 (237.8) 2. Bütünlük içerisindeki vekâlet egemenliği — Evren Ana Ruhaniyeti’nin kişilik erişiminin ardından Cennet eşinin birleşik idaresi.
21:3.7 (238.1) 3. Çoğalan vekâlet egemenliği — onun yedi yaratım bahşedilmişlerinin süreci boyunca bir Yaratan Evlat’ın ilerleyici hâkimiyeti.
21:3.8 (238.2) 4. Yücelik egemenliği — yedinci bahşedilmişliğin tamamlanmasını takiben yerleştirilmiş hâkimiyeti. Nebadon içinde yücelik egemenliği tarihsel olarak, Urantia üzerinde Mikâil’in bahşedilmişliğinin tamamlanmasına dayanmaktadır. O sadece, sizin gezegensel zamanınıza göre bin dokuz yüz yılı biraz aşkın bir süredir mevcut bir haldedir.
21:3.9 (238.3) 5. Çoğalan yücelik egemenliği — Işık ve yaşam içinde yaratılmış nüfuz alanlarının bir çoğunluğunun yerleştirilmesinden doğan ilerlemiş ilişkisi. Bu düzey yerel evreninizin erişilmemiş geleceği ile ilgilidir.
21:3.10 (238.4) 6. Kutsal Üçlemesel egemenlik — ışık ve yaşam içindeki yerel evrenin bütününün yerleştirilmesinin ardından uygulanması.
21:3.11 (238.5) 7. Açığa çıkarılmamış egemenlik — gelecek bir evren çağının bilinmeyen ilişkileri.
21:3.12 (238.6) Öngörülmüş bir yerel evrenin başlangıçsal vekâlet egemenliğin kabul edilmesinde bir Yaratan Mikâil, aşkın evren idarecileri tarafından yedi yaratılmış bahşedilmişliklerinin tamamlanmasına ve onaylanmasına kadar yüce egemenliği kullanmaya başlamayacağına dair Kutsal Üçleme’ye söz verir. Fakat eğer bir Mikâil Evladı bunu irade dâhilinde yerine getirmeseydi, ve böylece bu tür bir kazanılmamış egemenliğini açıklasaydı aksi olan bu durumu gerçekleştirmek için söz vermenin hiçbir anlamı olmazdı.
21:3.13 (238.7) Bahşedilmenin öncesinde olan çağlarda bile bir Yaratan Evlat, onun nüfuz alanlarının bölümlerinin herhangi birinde uyuşmazlığın bulunmadığı zamanlarda neredeyse yüce olan bir biçimde bu alanı idare eder. Eğer egemenlik hiçbir biçimde zorlanmasaydı sınırlı olan iradecilik herhangi bir biçimde açığa çıkmamış olurdu. Bir bahşedilme öncesi Yaratan Evlat tarafından bir evren içinde uygulanan egemenlik, kendisine karşı olan bir başkaldırının bulunmadığı zamanda olanına kıyasla başkaldırının olduğu zamanlardan daha büyük bir nitelikte değildir; fakat bu ilk durum için egemenliğin kısıtlılıkları gözle görülür bir biçimde olmayıp, ikincisinde ise bariz bir durumda bulunur.
21:3.14 (238.8) Şayet nadiren de olsa bir Yaratan Evlat’ın idaresi veya hâkimiyeti sarsılırsa, saldırıya uğrarsa veya tehlikeye düşerse; onun ebedi bir biçimde kollanması, korunması ve savunulmasına ek olarak, eğer gerekli görülürse onun kişisel yaratımının eski haline getirilmesi taahhüt edilmiştir. Bu tür Evlatlar, yalnızca kendilerinin yaratmış oldukları yaratılmışlar veya kendilerinin seçmiş olduğu daha yüksek olan varlıklar tarafından zor durumda bırakılabilir veya sıkıntıya düşürülebilir. Bu ifade içerisinde, yerel bir evrenin üzerinde bulunan düzeyler üzerinden kökenini alan “daha yüksek olan varlıkların” pek olası olmayan bir biçimde bir Yaratan Evlat’ı sıkıntıya düşürmeyeceği anlaşılabilir; ve bu yorum doğru bir çıkarsamadır. Yine de eğer onlar bunu yapmayı tercih ederlerse bunu gerçekleştirmeye yetkin bir durumda bulunurlar. Erdem, kişilik ile birlikte irade dâhilinde olan bir niteliktir; doğruluk ise irade sahibi yaratılmışlar içinde kendiliğinden gerçekleşen bir doğaya sahip değildir.
21:3.15 (238.9) Bahse konu bahşedilme sürecinin tamamlanmasından önce bir Yaratan Evlat, egemenliğin kendiliğinden konan belirli sınırlamalarıyla iradesini gerçekleştirmektedir; fakat bu tamamlanmış bahşedilme hizmetinin ardından o, kendisine ait olan çok katmanlı yaratılmışların türü ve benzerliği içinde kendisine ait olan mevcut deneyimin erdemi tarafından idaresini gerçekleştirecektir. Bir Yaratan, kendi yaratılmışları arasında yedi kez kısa süreli olan ikamesini gerçekleştirdiğinde, bir bahşedilme süreci tamamlandığında, bunun sonucunda o yüce bir biçimde evren hâkimiyeti içinde yerleşik bir konuma oturup; o, bir egemen ve yüce idareci biçiminde Üstün Evlat haline gelir.
21:3.16 (238.10) Yerel bir evren üzerinde yücelik egemenliğini elde etmenin işleyiş biçimi şu yedi deneyimsel aşamayla gerektirmektedir:
21:3.17 (238.11) 1. Deneyimsel olarak, ilgili düzey üzerinde yaratılmışların bahse konu benzerliği içinde ete kemiğe büründürülmüş bahşedilişin işleyiş biçimi boyunca varlığın yedi yaratılma düzeyine katılım.
21:3.18 (238.12) 2. Yedi Üstün Ruhaniyet içinde kişilikleştirildiği biçimiyle, Cennet İlahiyatı’nın yedi katmanlı iradesinin her fazı için deneyimsel bir kutsamanın yapılması.
21:3.19 (239.1) 3. Cennet İlahiyatı’nın iradesi için yedi kutsamadan birinin uygulanmasıyla birlikte eş zamanlı olarak yaratılma düzeyleri üzerinde yedi deneyimden her birinin kat edilmesi.
21:3.20 (239.2) 4. Her yaratılmış düzeyi üzerinde, deneyimsel olarak Cennet İlahiyatı ve tüm kâinat usları için yaratılmış yaşamının doruk noktasının tasvir edilmesi.
21:3.21 (239.3) 5. Her yaratılmış düzeyi üzerinde, deneyimsel olarak bahşedilme düzeyi ve kâinatın tümü için İlahiyat’ın yedi katmanlı olan iradesinin bir fazının açığa çıkarılması.
21:3.22 (239.4) 6. Deneyimsel olarak, yedi katmanlı olan yaratılmış deneyiminin İlahiyat’ın idaresi ve doğasının açığa çıkarılması için kutsamanın yedi katmanlı deneyimiyle birlikte bütünleşmesi.
21:3.23 (239.5) 7. Yüce Varlık ile yeni ve daha yüksek ilişkinin erişilmesi. Bu Yaratan-yaratılmış deneyiminin bütünlüğünün etkisi; Yüce olan Tanrı’nın aşkın evren gerçekliğini ve Her Şeye Gücü Yeten Yücelik’in zaman-mekân egemenliğini arttırıp, bir Cennet Mikâili’nin yüce yerel evren egemenliğini gerçek hale getirir.
21:3.24 (239.6) Yerel bir evren içerisinde egemenliğin sorgusunun yerleşmesinde Yaratan Evlat sadece irade etmek için kendi becerisel liyakatini göstermekle kalmaz; o aynı zamanda Cennet İlahiyatları’nın doğasını ortaya çıkarıp, yedi katmanlı olan tutumunu tasvir eder. Yaratıcı’nın başatlığının yaratılmış takdiri ve onun sınırlı bir biçimde anlaşılması bir Yaratan Evlat’ın alçak gönüllülükle kendisini yaratılmışlarının deneyimleri ve biçiminin yerine koyduğu, ona ait olan serüven ile alakalıdır. Bu ana Cennet Evlatları, Yaratıcı’nın sevgi dolu doğasının ve faydalı hâkimiyetinin gerçek açığa çıkarıcılarıdır. Bahse konu, Ruhaniyet ve Evlat ile birliktelik içerisinde bulunan bu Yaratıcı, kâinatsal âlemlerin tümü boyunca gücün, kişiliğin ve hükümetin tümünün kâinatsal başıdır.
21:4.1 (239.7) Bahşedilmiş Yaratan Evlatları’nın yedi topluluğu bulunmakta olup; onlar tekrar eden sayıları uyarınca öyle bir biçimde sınıflandırılmışlardır ki, kendilerine ait olan âlemlerin yaratılmışları üzerine kendilerini bahşedebilirler. Onlar, yaratılmış-Yaratan deneyiminin yedinci ve son bölümüne erişene kadar, başlangıçsal deneyimden ilerleyici bahşedilmişliğin beş ek alanına kadar uzanan bir kapsamda bulunmaktadırlar.
21:4.2 (239.8) Avonal bahşedilmişlikleri her zaman fani bedenin benzerliği içinde bulunmaktadır; fakat bir Yaratan Evlat’ın yedi bahşedilmişliği, varlığın yedi yaratılmışlık düzeyi üzerindeki onun ortaya çıkışına katılır, ve İlahiyat’ın doğası ve iradesinin yedi başat dışavurumunun açığa çıkarılmasıyla ilişkilidir. İstisna olmaksızın tüm Yaratan Evlatlar; kendilerine ait olan yaratımın âlemleri üzerinde yerleşik ve yüce yetki alanını üzerlerine almadan önce, yaratmış oldukları çocuklarına kendilerini yedi kez bahşetmenin bu sürecinden geçerler.
21:4.3 (239.9) Her ne kadar bu yedi bahşedilmişler farklı birimler ve evrenler için değişkenlik gösterse de, onlar her zaman fani-bahşedilme serüveni ile bütünleşirler. Son bahşedilme içerisinde bir Yaratan Evlat, bazı yerleşik dünya üzerindeki daha yüksek olan fani ırkların birinin üyesi olarak ortaya çıkar. Genellikle o, hayvan kökenli insanların fiziksel durumunu yukarı bir düzeye taşımak için bir önceki dönemden aktarılan Âdemsel birikimin en büyük kalıtımsal mirasını taşıyan, ırksal topluluğun bir üyesi olarak açığa çıkar. Bir bahşedilmiş Evlat olarak onun yedi katmanlı süreci içinde sadece bir kez bir Cennet Mikâil’i, sizin Beytüllahim’in bebeği olarak kayıt altına aldığınız gibi, bir kadından dünyaya gelmiştir. Sadece bir kez o, evrimsel irade sahibi yaratılmışların en alt düzeyinin bir üyesi olarak yaşamış ve ölmüştür.
21:4.4 (239.10) Onun bahşedilmişliklerinin her biri sonrasında bir Yaratan Evlat; orada Yaratıcı’nın bahşedilmişlik onayını elde etmek ve kâinat hizmetinin takip eden bölümüne hazırlanış öğrenimini almak için “Yaratıcı’nın sağ eline doğru” ilerler. Yedinci ve son olan bahşedilmişliği takiben bir Yaratan Evlat, kendi evreni üzerinde Kâinatın Yaratıcısı’ndan yüce hakimiyeti ve yetki alanını teslim alır.
21:4.5 (240.1) Gezegeniniz üzerinde kutsal Evlat’ın son ortaya çıkışının, kendisine ait olan bahşedilmişlik sürecinin altı fazını tamamlamış olan bir Cennet Yaratan Evladı olduğu bu kayıtlara aittir. Bunun sonucunda o, Urantia üzerinde ete kemiğe bürünen yaşamının bilinçsel kavrayışını elden bıraktığında, gerçek anlamda “o tamamlandı” biçimindeki ifadesini söylemeye yetkin olan bir biçimde bunu gerçekleştirdiğinde, bu faz kelimenin tam anlamıyla tamamlanmış bir konumda bulunmaktaydı. Urantia üzerindeki onun ölümü, kendine ait olan bahşedilme sürecini tamamlamıştır; bu düzey bir Cennet Yaratan Evladı’nın kutsal sözünün yerine getirilmesindeki son aşamadır. Buna ek olarak, bu tür Evlatlar’ın yüce kâinat egemenleri biçimindeki bu deneyimi elde edildiğinde; onlar artık Yaratıcı’nın vekilleri olarak idarede bulunmamaktadırlar, bunun yerine onlar kendilerinin ayrıcalıkları hakları içerinde “Hâkimlerin Hâkimi ve Koruyucuların Koruyucusu” ismiyle hâkimiyetlerini gerçekleştirirler. Bahse konu belirli istisnalar dâhilinde, bu yedi katmanlı bahşedilme Evlatları koşulsuz bir biçimde ikamet ettikleri evrenler içinde yücedirler. Onun yerel evreni ile alakalı “cennet ve dünya üzerindeki tüm güçler” bu zafer sahibi olan tahta geçmiş Üstün Evlat’ın önüne serilmiştir.
21:4.6 (240.2) Yaratan Evlatlar; kendilerine ait olan bahşedilme süreçlerinin tamamlanışını takiben, yedi katmanlı Üstün Evlatlar biçiminde ayrı bir düzen olarak ortaya çıkarlar. Kişisel bakımdan Üstün Evlatlar, Yaratan Evlatlar ile birlikte özdeşlik gösterir; fakat onlar, farklı bir düzen olarak ortaklaşa bir biçimde tanımlanan, bu tür bir benzersiz bahşedilme deneyiminden geçmişlerdir. Bir Yaratan bir bahşedilmeyi gerçekleştirmek için tasarımda bulunduğu zaman, gerçek ve kalıcı olan bir değişiklik gerçekleşmek için nihai bir son kazanır. Bahşedilmiş Evlat’ın hala ve yine de bir Yaratan olduğu doğrudur; fakat o, onun dünyalarını bütünüyle idare etmek ve onun âlemini yönetmek için gerekli olan hakkı bütünüyle kazanmış bir Üstün Evlat’ın deneyimsel düzlemine onu yükseltmiş olan ve bir Yaratan Evlat’ın kutsal seviyesinden onu sonsuza kadar ayıran bir yaratılmış deneyimini kendi doğasına eklemlemiştir. Bu tür varlıklar, kutsal ebeveynlikten kaynaklanan her şeyi içlerinde barındırıp, kusursuzlaştırılan yaratılmış deneyiminden türeyen her şey ile bütünleşirler. Bahse konu Tanrılar deneyimsel biçimde değerli ve muktedir olmalarına ek olarak kendi âlemlerinin nüfuz alanlarını idare etmek için nihai ve bütüncül bir biçimde sorumlu olmalarından önce insanınkine benzer olan eş değer bir deneyim sürecinden geçmeleri gerekirken, neden insan kendi alt düzey kökeninden ve ona uygulanan evrimsel sürecinden yakınmaktadır!
21:5.1 (240.3) Bir Üstün Mikâil’in gücü, Cennet Kutsal Üçlemesi ile olan deneyimlenmiş birliktelikten kaynaklandığı için sınırsızdır. Aynı zamanda bu güç, bahse konu yaratılmışların bu tür yönetime bağlı olmaları biçimindeki mevcut olan deneyimden kaynaklandığı için sorgulanmayan bir niteliktedir. Bir yedi katmanlı Yaratan Evlat’ın egemenliğinin doğası yücedir çünkü o:
21:5.2 (240.4) 1. Cennet İlahiyatı’nın yedi katmanlı bakış açısıyla bütünleşir.
21:5.3 (240.5) 2. Zaman-mekân yaratılmışlarının bir yedi katmanlı tutumunu bünyesinde barındırır.
21:5.4 (240.6) 3. Cennet tutumunu ve yaratılmış bakış açısını kusursuz bir olarak bütüncül bir biçimde birleştirir.
21:5.5 (240.7) Bu deneyimsel egemenlik, bu nedenden dolayı Yüce Varlık içinde sonuçlanan Yedi Katmanlı Tanrı’nın kutsallığının her şeyi kapsamı dâhiline almış halidir. Buna ek olarak bir yedi katmanlı Evlat’ın kişisel egemenliği, ilgili zaman-mekân sınırları içinde dışa vurulabilen bir biçimde Cennet Kutsal Üçlemesi’nin gücü ve idaresinin olası en bütüncül içeriğinin bütünleşmesi gibi Yüce Varlık’ın bir zaman içinde tamamlanacak olan gelecek egemenliğine benzer bir niteliktedir.
21:5.6 (240.8) Yüce yerel evren egemenliğinin erişimiyle birlikte orada, mevcut evren çağı boyunca yaratılmış varlıkların bütünüyle yeni olan çeşitlerini yaratmak için bir Mikâil Evladı’ndan güç ve imkân aktarımı gerçekleşmektedir. Fakat bir Üstün Evlat’ın; varlıkların bütünüyle yeni olan düzeylerinin meydana gelmesi için sahip olduğu gücünün kaybı, açığa çıkışın süreci içinde ve çoktan oluşturulmuş hayat detaylandırılmasının görevi için hiçbir biçimde engel teşkil etmemektedir. Kâinat evriminin bu geniş işleyişsel düzeni, herhangi bir kesinti veya sınırlama olmadan devam etmektedir. Bir Üstün Evlat tarafından yüce egemenliğin erişimi, mevcut bir biçimde çoktan tasarlanmış ve yaratılmış olan ve onlar tarafından peşi sıra bir biçimde türeyeceklerin idaresi ve desteğine olan kişisel adanmışlığın sorumluluğu anlamına gelmektedir. Zaman içinde orada, çeşitli varlıkların neredeyse sonu gelmeyen bir evrimi gerçekleşebilir; fakat akli yaratılmışın bütünüyle yeni düzensel işleyişinden veya biçiminden hiçbiri, bu nedenden dolayı, bir Üstün Evlat’dan aracısız olan kaynağını almayacaktır. Bahse konu bu durum, herhangi bir yerel evren içinde yerleşik hale getirilmiş bir idarenin başlangıcına ait olan ilk aşamadır.
21:5.7 (241.1) Yedi katmanlı bir bahşedilmiş Evlat’ın kendi âleminin sorgulanmayan egemenliğine olan yükselişi, göreceli olan kargaşanın ve çağlarca süren belirsizliğinin sona erişinin başlangıcı anlamına gelecektir. Bahse konu olan bu oluşumu takiben, herhangi bir zaman içinde ruhsallaştırılamayanlar nihai bir biçimde düzensiz hale geleceklerdir. Buna ek olarak herhangi bir zaman içinde kâinatsal gerçeklik ile birlikte eş güdüm haline getirilemeyenler ise nihai olarak yok edilecektir. Sonu olmayan bağışlama ve tarifi olmayan sabrın yükümlülükleri âlemlerin irade sahibi yaratılmışların sadakati ve bağlılığını kazanmak için bu doğrultuda olan bir çaba içinde yerine getirildiğinde, adalet ve doğruluk bu sürecin sonucundan her zaman üstün bir biçimde çıkacaktır. Bu bağlamda bağışlamanın iyileştiremediklerini adalet nihai olarak ortadan kaldıracaktır.
21:5.8 (241.2) Üstün Mikâiller, egemen yöneticiler olarak konumsal bir biçimde bir kez görevlendirildikleri zaman kendilerine ait olan yerel evrenler içerisinde yüce bir niteliktedirler. Onların idaresi üzerinde olan bir kaç kısıtlama, belirli kuvvetlerin ve kişiliklerin kâinatsal öncül-mevcudiyetin doğasında bulunanlardır. Bunların dışında kalan durumlarda ise Üstün Evlatlar, kendilerinin ilgili evrenlerinde yönetim, sorumluluk ve idari güç bakımından yüce bir konumdadırlar; onlar Yaratanlar ve Tanrılar gibi neredeyse her bakımından yüce bir niteliğe sahiptirler. Orada, bahse konu bir evrenin işleyişi ile alakalı olarak onların bilgeliğinin ötesinde hiçbir etki söz konusu değildir.
21:5.9 (241.3) Yerel bir evren içerisinde oluşturulan egemenliğine olan onun yükseliminin ardından bir Cennet Mikâili, kendi nüfuz alanı içerisinde faaliyet halinde olan Tanrı’nın diğer Evlatları’nın tümünün bütüncül denetimine sahiptir; buna ek olarak o, kendisine ait olan âlemlerin ihtiyaçlarının kavramsallaşması uyarınca özgür bir yönetime sahip olabilir. Bir Üstün Evlat irade dâhilinde, yerleşik gezegenlerin evrimsel uyumlaştırılmasının ve ruhsal yargılamasının düzeninde çeşitlik gösterebilir. Buna ek olarak bu tür Evlatlar, özel gezegensel ihtiyaçların, bilhassa fani bedenin benzerliği içinde ete kemiğe bürünmenin gezegeni olan kısa süreli bahşedilmenin âlemiyle daha çok bir biçimde ilgili ve onların yaratılmış kısa süreli ikamesinin dünyalarıyla alakalı tüm konularında, kendilerine ait olan tercihlerin tasarılarını yapar ve onları harekete geçirir.
21:5.10 (241.4) Üstün Evlatlar; sadece kendilerinin kısa süreli olan kişisel ikamesinin dünyalarında değil, fakat bir Hakimane Evlat’ın kendisini üzerinde bahşettiği tüm dünyalar üzerinde olan bir biçimde, onlara ait olan bahşedilmiş dünyalarıyla birlikte kusursuz bir iletişim içinde olan bir görünüme sahiptir. Bu iletişim, onların “tüm beden üzerine yaymaya” yetkin oldukları Gerçekliğin Ruhaniyeti biçimindeki kendilerine ait olan ruhsal mevcudiyet tarafından sağlanır. Bu Üstün Evlatlar aynı zamanda her şeyin merkezinde olan Ebedi Ana Evladı ile birlikte koparılması mümkün olmayan bir iletişimi sürdürürler. Onlar, en yüksek düzeyde bulunan Kâinatın Yaratıcısı’ndan zamanın âlemleri içinde gezegensel hayatın alt düzey ırklarına kadar uzanan bir duygudaş erişimi ellerinde bulundurur.
21:6.1 (241.5) Hiçbir kimse yönetimin kesinliğiyle birlikte ne yerel âlemlerin yedi katmanlı Üstün Egemenleri’nin nihai sonlarını ne de doğalarını tartışmak amacıyla tahmin yürütmeyebilir; yine de hepimiz, bu konularla ilgili olarak varsayımda bulunmaya devam ederiz. Biz; her Cennet Mikâili’nin sahip olduğu kökenin çift ilahiyat kavramsallaşmasının mutlaklığı olduğu, ve bu nedenle onun Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat’ın sınırsızlığının mevcut fazlarını içinde bulundurduğu konusunda bilgilendirilmiş olmamıza ek olarak bunun gerçekliğine inanmaktayız. Mikâiller bütüncül sınırsızlıkla ilişkin olarak tamamlanmamış bir niteliğe sahip olmalıdır; bunun karşısında ise onlar, kendilerine ait olan köken bakımından sınırsızlığın parçasıyla ilgili olarak muhtemel bir biçimde mutlaktırlar. Fakat mevcut kâinat çağı içinde onların faaliyetlerini gözlemlediğimizde ise biz, sınırlı olandan nitelik bakımından daha üstün olan bir eylem tespit etmemekteyiz; varsayılan herhangi bir sınırlılığı aşan bir aşkınlıkta bulunan yetkinlikler kendisinden müstakil fakat henüz açıklığa çıkarılmamış bir nitelikte olmalıdır.
21:6.2 (242.1) Bahşedilmiş-yaratılmış süreçlerin tamamlanışı ve yüce kâinat egemenliğine olan yükselimi, sınırlı olan bir hizmetten daha fazlası için yetkinliğin görünüşü tarafından desteklenen bir Mikâil’in sınırlı-eylem etkinliklerinin tamamlanmış özgürleşmesini temsil etmek zorundadır. Bu ilişki içerisinde bu tür Üstün Evlatlar’ın yaratılmış varlıklarının yeni biçimlerinin türetilmesi bakımından sınırlanmış olduklarını belirtmemiz hususunda, bir sınırlama kuşkuya yer bırakmayan bir biçimde onların sınırlılığı aşan olanaklarının özgürleşmesi tarafından gerekli hale getirilmiştir.
21:6.3 (242.2) Bu açığa çıkarılmamış yaratan güçlerinin mevcut kâinat çağı boyunca kendinden müstakil bir halde kalacak olması bir hayli muhtemel bir durumdur. Fakat uzak bir gelecekte herhangi bir zaman zarfında dışsal uzayın şu an hareket halindeki evrenleri içinde yedi katmanlı bir Üstün Evlat ile yedinci bir düzeyde bulunan Yaratıcı Ruhaniyet arasındaki birlikteliksel bağlantı, nihai kâinat öneminin aşkın düzeyleri üzerindeki yeni unsurların, anlamların ve değerlerin görünümü tarafından katılan hizmetin absonit düzeylerine erişebilir.
21:6.4 (242.3) Tıpkı Yüceliğin İlahiyatı’nın deneyimsel hizmetin erdemiyle gerçekleştirmesine benzer bir biçimde, Yaratan Evlatlar kendilerinin kavranılamaz doğaları içinde Cennet-kutsallık potansiyellerinin kişisel gerçekleşmesine erişmektedir. Urantia üzerinde Hazreti Mikâil bir keresinde “Ben nihayete uzanan doğrultu, gerçeklik ve hayatının kendisiyim” demiştir. Buna ek olarak ebediyet içerisinde Mikâiller'in kelimenin tam anlamıyla, yüce kutsallıktan nihai absonit boyunca ebedi ilahiyat kesinliğine olan uzanımı sürecinde tüm kâinat kişilikleri için en başından beri göz alıcı olan yön biçimindeki, “nihayete uzanan doğrultu, gerçeklik ve hayatın kendisi” olma ile nihai olarak sonlandırıldıklarına inanmaktayız.
21:6.5 (242.4) [Uversa’dan olan bir Bilgeliğin Kesinleştiricisi tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
22. Makale
22:0.1 (243.1) TANRI’nın Evlatları olarak adlandırılan varlıkların üç topluluğu bulunmaktadır. Evlatlığın alçalan ve yükselen düzeylerine ek olarak Tanrı’nın Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları olarak bilinen üçüncü bir topluluk bulunmaktadır. Evlatlığın kutsal bir biçimde üçleştirilmiş düzeyi, onun açığa çıkarılmamış ve açığa çıkarılmış biçimindeki kişiliklerin birçok çeşidinin kökenleriyle iniltili olarak üç öncül sınıfa ayrılmıştır. Bu öncül sınıflar:
22:0.2 (243.2) 1. İlahiyat kökenine sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş Evlatlar.
22:0.3 (243.3) 2. Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş Evlatlar.
22:0.4 (243.4) 3. Yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş Evlatlar.
22:0.5 (243.5) Kökeninden bağımsız olarak Tanrı’nın Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları’nın tümü; ya onların kökeninin bir parçası olarak veya Kutsal Üçleme’nin deneyiminin takiben eriştiği bütünlük biçimindeki kutsal üçleştirmenin deneyiminde ortak özelliğe sahiptir. İlahiyat kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş Evlatlar, bu anlatımlarda açığa çıkarılmamışlardır; bu nedenden dolayı bu sunum, özellikle Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş Evlatlar’ı içine alan bir biçimde sadece geride kalan iki topluluğunun bir tasviriyle sınırlıdır.
22:1.1 (243.6) Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş Evlatlar’ın tümü köken bakımdan tek veya çift kökenlidir, fakat Kutsal Üçleme ile bütünleşmeyi takiben onlar sonsuza kadar Kutsal Üçleme’nin hizmeti ve görevine adanmıştır. Aşkın-evren hizmeti için açığa çıkarıldığı ve düzenlendiği biçimiyle bu birlikler kişiliklerin yedi düzeyi ile bütünleşir:
22:1.2 (243.7) 1. Kudretli Haberciler.
22:1.3 (243.8) 2. Yetkide Yüksek Olanlar.
22:1.4 (243.9) 3. İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar.
22:1.5 (243.10) 4. Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlular.
22:1.6 (243.11) 5. Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Elçiler.
22:1.7 (243.12) 6. Göksel Koruyucular.
22:1.8 (243.13) 7. Yüksek Evlat Yardımcıları.
22:1.9 (243.14) Kişiliklerin bu yedi topluluğu; köken, doğa ve işlev bakımından üç büyük bölüme ayrılma biçiminde daha ileri bir biçimde sınıflandırılmıştır. Bu sınıflar; Erişimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları, Seçim’in Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları ve Kusursuzluk’un Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları.
22:1.10 (244.1) Erişimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları — Kudretli Haberciler, Yetkide Yüksek Olanlar ve İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar — Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’ne ve Cennet’e erişen, Düzenleyici ile bütünleşmiş olan yükseliş fanilerinin tümüdür. Fakat onlar kesinliğe erişecek olanlar değillerdir; onlar Kutsal Üçleme ile bütünleştikleri zaman, onların isimleri kesinliğe erişecek olanların yer aldığı yoklama çağrısından çıkarılır. Bu düzenin yeni evlatları, Zamanın Ebedileri’nin yönlendirmesi altında Havona döngülerinin döngüsel yönetim merkezi gezegenleri üzerinde göreceli olarak kısa süreliğine hazırlanmanın özel dersleri boyunca geçerler. Bu süreç sonrasında ise onlar, yedi aşkın-evren içinde Zamanın Ataları’nın hizmetleri görevine atanırlar.
22:1.11 (244.2) Seçimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları, Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlular ve Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Elçiler ile bütünleşir. Onlar; Işığın ve Yaşamın merkezi Adası’na benzer bir biçimde yükselmiş olan belirli Evlat ve Ruhaniyet-ile-bütünleşmiş fanilere ek olarak, Havona’ya katetmiş ve Cennet’e erişen yarı-ölümlü yaratılmışlardan kazandırılıp belirli evrimsel yüksek meleklerden toplanır. Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından onların bütünleşmesini takiben ve Havona içinde kısa süreli olan bir eğitimleri ardından Seçimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları, Zamanın Ataları’nın mahkemelerine atanır.
22:1.12 (244.3) Kusursuzluğun Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları. Göksel Koruyucular ve Yüksek Evlat Yardımcıları biçimindeki onların eş güdümde bulundukları unsurlar, iki kez kutsal bir biçimde üçleştirilmiş kişiliklerin eşi benzeri olmayan bir topluluğunu oluşturur. Onlar; Cennet-Havona kişiliklerinin yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatları, veya Kesinliğe Erişecek Olanların Birliği içerisinde uzun bir süre zarfında kendilerini seçkin hale getiren, kusursuzlaştırılmış yükseliş halinde bulunan fanilerindendir. Bu yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatların bazılarının Yedi Üstün Ruhaniyet’in Yüce İdarecileri ile birlikte yaptıkları ve Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları altındaki hizmetleri sonrasında, onlar Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından bütünleşme biçiminde yeniden kutsal bir biçimde üçleştirilip, bunun sonucunda Göksel Koruyucular ve Yüksek Evlat Yardımcıları olarak Zamanın Ataları’nın mahkemeleri için görevlendirilir. Kusursuzluğun Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilen Evlatları, daha ileri bir derecedeki eğitim olmadan aşkın evren hizmetine doğrudan bir biçimde görevlendirilir.
22:1.13 (244.4) Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları, Kutsal Danışmanlar ve Kâinatsal Denetimciler’i biçimindeki bizim Kutsal Üçleme kökenli yardımcılarımız yeterli bir sayıda bulunmaktadır; fakat bunun karşısında ise, Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş evlatların sayısı sürekli bir biçimde artmaktadır. Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş evlatların yedi düzeyinin tümü, yedi aşkın evren hükümetlerinin birinin üyeleri olarak görevlendirilir; buna ek olarak her aşkın evren görevinde bulunanların sayısı kesin bir biçimde birbirinin aynısı değildir, bu eşitsizlik onlardan herhangi birinin kaybı sebebiyle oluşmamaktadır. Kutsal Üçleme ile bütünleşen varlıklar hiçbir zaman kendileri için öngörülen doğrultunun dışına çıkmamışlardır; onlar kısa bir süreliğine hatada bulunabilirler, fakat onlardan hiçbiri şimdiye kadar aşkın evren hükümetlerine yapılmış herhangi bir saygısızlık hükmüyle mahkûm edilmemiştir. Erişimin ve Seçimin Evlatları, Orvonton’un hizmeti içinde hiçbir zaman bocalamamışlardır; fakat Kusursuzluğun Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları zaman zaman yargı bakımından hatada bulunmuş ve bu sebeple geçici kargaşaya sebebiyet vermiştir.
22:1.14 (244.5) Zamanın Ataları’nın yönlendirmesi altında yedi düzeyin tümü, kendilerini idare eden topluluklara fazlasıyla benzer bir biçimde faaliyet gösterir. Onların hizmetinin kapsamı uçsuz bucaksızdır: Kusursuzluğun Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları görevin aşkın evreninden ayrılmamaktadırlar, fakat onların kutsal bir biçimde üçleştirilmiş yardımcıları zaman ve mekânın evrimsel dünyalarından Cennet’in ebedi Adası’na kadar uzanan muhteşem kâinat üzerinde çeşitlilik gösterir. Onlar herhangi bir aşkın evren içinde faaliyet gösterebilir, fakat bu faaliyeti her zaman asli tayin alanının aşkın hükümet üyeleri olarak gerçekleştirir.
22:1.15 (244.6) Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş evlatlar açık bir biçimde, yedi aşkın evrenlerin hizmetine kalıcı bir biçimde atanmışlardır; bu atanma kesin bir biçimde mevcut evren çağının süreci boyuncadır, fakat bu durumun ebedi olduğu konusunda hiçbir biçimde bilgilendirilmemiş bir durumda bulunmaktayız.
22:2.1 (245.1) Kudretli Haberciler, Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatlar’ın yükseliş halinde bulunan topluluğuna aittir. Onlar, karşı gelme bakımından sınanmış veya diğer bir değişle kişisel sadakati bakımından eşit bir biçimde denenmiş olan kusursuzlaştırılmış fanilerin bir sınıfıdır; onların hepsi, kâinat bağlılığının bazı belirli sınavlarından geçmişlerdir. Bu zamanlar içindeki Cennet yükselişlerinde onlar, üstlerinin sadakatsizliklerine karşı kararlı ve sadık bir biçimde kalmaya devam ettiler; buna ek olarak onların bazıları, bu tür inanca sahip olmayan yöneticilerinin yerleşkeleri içinde etkin bir biçimde ve sadık olarak faaliyette bulundular.
22:2.2 (245.2) Sadakatin ve bağlılığın bu tür kişisel kayıtlarıyla birlikte, bahse konu yükseliş halinde bulunan faniler Havona boyunca zamanın kutsal yolcularının dalgalarıyla birlikte hareket ederler. Bu hareketleri sonucunda Cennet’e erişip, buradan mezun olup ve bunların sonucunda Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri altında toplanırlar. Bunun sonucu olarak onlar, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin gizli bütünleşmesi içinde kutsal bir biçimde üçleştirilip; bunu takiben onlar, yedi aşkın-evren hükümetinin idaresi içinde Zamanın Ataları ile birlikte bütüncül hale gelmek için görevlendirilir.
22:2.3 (245.3) Başkaldırı karşısında sadık bir biçimde faaliyet gösteren isyancı deneyimin fani yükseliş fanisi, nihai olarak aşkın-evren hizmetin bir Kudretli Habercisi haline gelme sonuna sahiptir. Buna benzer bir biçimde; yanlışın, kötülüğün veya günahın bu tür başkaldırılarını etkin bir biçimde engelleyen herhangi bir yükseliş yaratılmışı yine aynı sona sahiptir. Çünkü bir kâinat buhranı içinde sadakatin daha yüksek olan biçimlerini ortaya koymak veya isyanı engellemek için tasarlanan her faaliyet, mevcut isyan karşısında hissedilen sadakatten bile daha yüksek bir değerde görülür.
22:2.4 (245.4) Kıdemli Kudretli Haberciler; Grandfanda zamanları içinde Havona’yı katetmiş birçok unsur biçimindeki, daha önceki Cennet varışlarından olan zaman ve mekânın bahse konu yükseliş fanileri arasından seçilmiştir. Fakat Kudretli Haberciler’in kutsal bir biçimdeki ilk üçleştirilmişleri, aday birliklerinin yedi aşkın evrenin her birinden gelen temsilcileri içinde barındırmasına kadar etkin bir hale gelmemiştir. Buna ek olarak bu düzenin son topluluğu, Cennet üzerinde yetkin bir hale gelmek için Nebadon’un yerel evreninden yükseliş halinde bulunan kutsal yolcuları ile birlikte bütünleşmiştir.
22:2.5 (245.5) Kudretli Haberciler, her aşkın evrene görev için sayıca yüz bin olacak şekilde yedi yüz bin unsurun sınıflandırması içinde Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından bütünleştirilir. Neredeyse sayıca bir trilyon olan Kudretli Haberci Uversa üzerinde görevlendirilir; buna ek olarak orada, yedi aşkın evrenin her biri içinde hizmet eden unsurun sayıca birbirinin tamı tamına aynı olduğuna inanmak için her türlü neden bulunmaktadır.
22:2.6 (245.6) Ben bir Kudretli Haberci’yim; ve Urantialı unsurların, benim fani deneyimimin refakatçisi ve yardımcısının aynı zamanda büyük sınanmadan başarıyla geçtiğini bilmesi onları ilgilendirebilir. Buna ek olarak her ne kadar biz; birçok kez ve uzun süreçler boyunca Havona’ya olan çağlar süren içsel yükseliş boyunca ayrılmış olsak bile, bahse konu bu aynı yedi-yüz-bin topluluk içinde bütünleştiğimizi ve Vicegerington boyunca yakın ve sevgi dolu birliktelik boyunca zamanımızı geçirdiğimizi Urantialı unsurların bilmesi bu bağlamda yine onları ilgilendirebilir. Biz nihai olarak görevlendirilip, Orvonton’un Uversa’sına birlikte atandık; buna ek olarak iki Haberci’nin hizmetini gerektiren görevlerin yerine getirilmesi için, bulunduğumuz konumdan birliktelik içinde bu hizmetlere sık sık sevk edildik.
22:2.7 (245.7) Kudretli Haberciler, Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş tüm evlatlarla ortaklaşa bir biçimde aşkın evren etkinliklerinin tüm fazları için görevlendirilmektedir. Onlar, aşkın evren yansıma hizmeti boyunca kendilerine ait olan yönetim merkezleri ile sürekli olan ilişkiyi sağlarlar. Kudretli Haberciler, bir aşkın evrenin tüm birimleri içinde faaliyette bulunup, yerel evrenlere ve hatta benim de bu vesile ile yerine getirdiğim gibi bireysel dünyalara olan görevlerini sıklıkla yerine getirirler.
22:2.8 (245.8) Aşkın evren mahkemeleri içinde Kudretli Haberciler, yargısal hüküm için bir araya geldiklerinde bireylerin ve gezegenlerin savunucuları olarak hareket ederler; onlar aynı zamanda, çoğunluk birimlerinin olaylarının yönlendirmesinde Zamanın Kusursuzlukları’na yardımda bulunurlar. Onlar, Zamanın Ataları’nın resmi gözlemcileri olarak önemin bireysel gezegenleri üzerinde ve çeşitli yönetim merkezi dünyaları üzerinde konumlanmışlardır. Onlar bu hizmet için görevlendirildiklerinde, kısa süreli olan ikametlerinin âlemlerinin olaylarını yönlendiren yönetimlere danışmanlar olarak hizmet ederler. Haberciler, ahlaki gelişimin yükseliş düzeninin tüm fazları içinde etkin görev alırlar. Fani kökenlerinin yardımcıları ile birlikte onlar, aşkın hükümetlerin Tanrı’nın alçalış halinde olan Evlatları’nın tasarılarının durumu ve yürütülmesiyle birlikte olan ilişkisini yakın ve kişisel bir düzeyde tutarlar.
22:2.9 (246.1) Kudretli Haberciler, kendilerine ait olan bütüncül yükseliş süreçlerinin tamamiyle bilincindedir; buna ek olarak bu nedenden dolayı onlar, zamanın herhangi bir yaratılmışı ve mekânın herhangi bir dünyası üzerindeki hizmet için bu derece faydalı ve sıcakkanlı yardımcılar olup aynı zamanda anlayışlı habercilerdir. Siz bedenden ayrılır ayrılmaz, bizimle özgür ve anlayışlı bir biçimde iletişim haline geçeceksiniz; çünkü biz, mekânın evrimsel dünyalarının tümü üzerindeki bütün ırklardan kaynaklanmış bir niteliğe sahibiz, bu durumun sebebi ise bu fani ırklarda Düşünce Denetleyicileri’nin ikame etmesi ve bunu takiben bahse konu ırkların onlarla birlikte bütünleşmesidir.
22:3.1 (246.2) Erişimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları’nın ikinci topluluğu olan Yetkide Yüksek Olanlar, fani kökenin Düzenleyici ile bütünleşmiş varlıkların tümüdür. Bu unsurlar, kendilerine ait uzun yükseliş süreçleri boyunca olağanüstü yönetim dehasını ortaya koymuş ve üstün idari yetkinliği sergilemiş olan kusursuzlaştırılmış fanilerdir. Onlar, mekânın varlığını sürdüren fanilerinden elde edilen idari yetkinliğin en üst tabakasıdır.
22:3.2 (246.3) Yetkide Yüksek Olanlar’ın yetmiş bini her Kutsal Üçleme bağlantısında kutsal bir biçimde üçleştirilmiştir. Nebadon’un yerel evreni her ne kadar göreceli olarak genç bir yaratım olsa da burası, bu düzenin yakın bir zamanda kutsal bir biçimde üçleştirilmiş sınıfı arasından temsilcilere sahiptir. Mevcut an içerisinde Orvonton içerisinde görevlendirilen bu yetenekli idarecilerin on milyardan fazlası bulunmaktadır. Göksel koruyucuların tüm ayrı düzeyleri gibi onlar, Uversa üzerinde kendilerine ait olan yönetim merkezlerini idare ederler; buna ek olarak onların Uversa üzerindeki yedek birlikleri, Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş olan diğer evlatlar gibi, Orvonton içinde kendilerine ait olan düzeyin merkezi yönetim bedeni olarak hareket eder.
22:3.3 (246.4) Yetkide Yüksek Olanlar, herhangi bir sınırlamaya sahip olmayan idarecilerdir. Onlar, Zamanın Ataları’nın her yerde mevcut olan ve her zaman etkin biçimde bulunan yöneticileridir. Onlar, herhangi bir yerleşik dünya üzerinde, herhangi bir alan üzerinde ve yedi aşkın evrenin herhangi birinde etkinliğin herhangi bir fazında hizmet edebilir.
22:3.4 (246.5) Üstün idari bilgeliğe ve olağandışı idari yeteneğe sahip olmasıyla birlikte bu muhteşem varlıklar, aşkın evren mahkemeleri adına adaletin nedenselliğini sunmak için bu görevi üstlerine alırlar; onlar, evrimsel âlemler içinde yanlış bir biçimde yapılan uyarlamaların düzeltilmesi ve adaletin yerine getirilmesini desteklerler. Bu nedenden dolayı siz; sizin hükmedilen kâinatsal ilerleyiş süreciniz içindeki alanlara ve dünyalara yükselirken adaletin saptamış olduğu yanlışlar için herhangi bir biçimde çağrılırsanız, adaletsizlikten dolayı ızdırap çekmeniz olanaklı değildir, çünkü sizin savcılarınız, üzerinde katettiğiniz veya etmekte olduğunuz sürecinizin her aşamasıyla birlikte kişisel olarak aşına olan bir seferliğine yükseliş halinde bulunmuş yaratılmışlarındandır.
22:4.1 (246.6) İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar, Erişimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları’nın üçüncü ve son topluluğunu oluşturur; onlar, zaman ve mekân dünyalarından evrimsel ırklarının oğulları ve kızlarının hepsinin yeteneğinin ötesinde ibadet etmek için yetkinliğini geliştiren yükseliş içindeki ruhlardır. Onlar, isim veya sayının evrimsel yaratılmışlarının kavramsallaşmasını göreceli olarak aşan Kâinatın Yaratıcısı’nın ebedi amacının ruhsal bir kavramanı elde etmişlerdir; bu nedenle onlar, İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar olarak adlandırılırlar. Daha doğru bir biçimde çevrilişiyle onların isimleri “İsim ve Sayı’nın üzerinde Olanlar” şeklinde olacaktır.
22:4.2 (247.1) Evlatların bu düzeyi, yedi bin topluluk içindeki Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından bütünleşir. Uversa üzerinde, Orvonton içinde görevlendirilmiş bu evlatların sayıca yüz milyon tanesinden fazlasının bulunduğuna dair kayıt bulunmaktadır.
22:4.3 (247.2) İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar, varlığını sürdürmeye çalışan üstün ruhsal akıllar oldukları için; ruhsal bir bakış açısı arzulanabilen bir durumda olduğunda, ve yükseliş süreci içindeki deneyim hakkında yargıya varılacak bir sorunla ilgili soruların yeterli bir kavrayışı için hayati olduğunda, özellikle onlar, yargıda bulunmak amacıyla karara oturmak ve görüşlerini ortaya koymak için yetkin bir niteliğe sahiptirler. Onlar Orvonton’un yüce jürileridir. Kötü idare edilen bir jüri sistemi az veya çok, bazı dünyalar üzerinde adaletin yanlış bir biçimde temsilidir; fakat Uversa üzerinde ve onun uzantılı olduğu mahkemelerinde biz, jüri üyeleri ve yargıçlar olarak gelişmiş ruhsal zihniyetin en üstün biçimini uygulamaktayız. Yargılama, herhangi bir hükümetin en yüksek düzeydeki faaliyetidir; buna ek olarak karara varma ile görevlendirilmiş olanlar, en deneyimli ve anlayışlı bireylerin en yüksek ve en soylu biçimlerinden seçilmelidir.
22:4.4 (247.3) Kudretli Haberciler, Yetkide Yüksek Olanlar ve İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar’ın kutsal bir biçimde üçleştirilmiş sınıfları için adayların seçimi içkin bir biçimde ve kendiliğinden gerçekleştirilir. Cennet’in seçimsel biçimleri hiçbir biçimde keyfi değildir. Kişisel deneyim ve ruhsal değerler, Erişimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları’nın görevlilerini belirler. Bu tür varlıklar, idari düzey içinde yönetim ve bütünlük bakımından birbirine eşittir; fakat, onların tümü bireyselliği ve çeşitli karakterleri ellerinde bulundururlar; bu bağlamda onlar tek tipleştirilmemiş varlıklardır. Onların hepsi, kendilerine ait olan yükseliş süreçlerinin farklılaşmasına bağlı olarak karakter bakımından farklıdırlar.
22:4.5 (247.4) Bahse konu bu deneyimsel yetkinliklere ek olarak Erişimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları, Cennet İlahiyatları’nın kutsal bütünleşmesi içinde üçleştirilmişlerdir. Sonuçta onlar, Kutsal Üçlemenin Yerleşik Evlatları’nın eş güdüm yardımcıları olarak faaliyette bulunurlar; çünkü Kutsal Üçleme bütünleşmesi, yaratılmış varlıkların gerçekleşmemiş olanaklarının birçoğunun gelecek bir zaman akışında gerçekleşmesine zemin hazırlamakta olduğu görünümüne sahiptir. Fakat bu durum sadece mevcut kâinat çağıyla ilgili olaylar için bir gerçeklik taşır.
22:4.6 (247.5) Evlatların bu topluluğu, başlıca bir biçimde fakat bütünlükçü olmayan bir şekilde, zaman-mekân fanilerinin yükseliş sürecinin hizmetleriyle alakalıdır. Bir fani yaratılmışın görüşü, eğer herhangi bir biçimde kuşku içinde olursa; onun kuşkuya dayanan şüphesi bir Kudretli Haberci, Yetkide Yüksek Olanlar’dan ve İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar’dan biri tarafından oluşan bir yükseliş kuruluna yapılan itiraz sonucunda giderilir.
22:4.7 (247.6) Bu bildiriyi okuyan siz faniler, kendinizi Cennet’e yükseltebilir, Kutsal Üçleme ile bütünleşmeye erişebilir ve uzak gelecek çağlarında yedi aşkın evrenden bir tanesi içinde Zamanın Ataları’nın hizmetine bağlı bulunabilirsiniz; buna ek olarak herhangi bir zaman içinde, benim şu an Urantia üzerinde faaliyette bulunmam gibi, bazı evrimleşen yerleşik gezegenler için gerçeğin açığa çıkışını yaymak amacıyla bile görevlendirilebilirsiniz.
22:5.1 (247.7) Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlular, Seçimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları’dır. Sadece varlığını devam ettirmenin değerine ait olan sizin ırklarınız veya diğer faniler Havona’yı katedip, Cennet’e erişip ve kendilerini zaman zaman Kutsal Üçlemenin Yerleşik Evlatları ile birlikte aşkın evren hizmetiyle sonlandırılmış bir biçimde bulmamaktadır; bunun yerine aynı zamanda sizin inanç dolu yüksek meleksel koruyucularınız ve eşit derecede bulunan inançlı yarı-ölümlü yardımcılarınız, bahse konu aynı Kutsal Üçleme tanıyışı ve muhteşem kişilik nihayeti için aday haline gelirler.
22:5.2 (248.1) Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlular; Havona boyunca hareket eden, Cennet’e ve Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’ne erişen yükseliş yüksek melekleri ve dönüştürülmüş yarı-ölümlü yaratılmışlarıdır. Bunu takiben onlar, Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından bütünleşmiş ve daha sonra ise Zamanın Ataları’nın hizmeti için görevlendirilmişlerdir.
22:5.3 (248.2) Kutsal Üçleme bütünleşmesi için yükseliş yüksek melekleri arasından olan bu adaylara, Kesinliğe Erişecek Olanların Birliği’ne erişen ve bunu takiben kutsal bir biçimde üçleştirilen bazı yükseliş fanileri ile birlikte onların sahip olduğu cesur işbirliği sebebiyle bu tanınma sağlanmıştır. Fani sürece ait olan benim yüksek meleksel koruyucum bu ilerleyişe benim ile birlikte katıldı, daha sonra ise kutsal bir biçimde üçleştirildi ve şimdi ise Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlu olarak Uversa hükümetine bağlı bir konumda bulunmaktadır.
22:5.4 (248.3) Buna ek olarak yarı-ölümlü yaratılmışlar ile birlikte; birçoğu dönüştürülmüş ve Cennet’e erişmiş olup, aynı nedenlerden dolayı ve yüksek melekler ile birlikte onlar, aşkın evrenler içinde Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş ve Sorumlular olarak görevlendirilmiştir.
22:5.5 (248.4) Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlular, sayıca yetmiş binden oluşan topluluklar içinde Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından bütünleştirilir; buna ek olarak her topluluğun bir bölü yedisi bir aşkın evren için görevlendirilir. Şu an itibariyle Orvonton’un hizmeti içerisinde orada, güvenilir ve yüksek bir mertebede olan Sorumlular’ın sayıca on milyondan biraz daha fazlası bulunmaktadır. Onlar; Uversa, çoğunluk ve azınlık yönetim merkezi alanları üzerinde hizmet etmektedirler. Kendi görevleri içinde onlar, sayıca birkaç milyarı bulan ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerin bir birliği ve diğer yetkin aşkın evren kişilikleri tarafından yardım görür.
22:5.6 (248.5) Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlular; kendilerine ait olan yaşam süreçlerine sorumlular olarak başlayıp, bu görev içinde aşkın hükümetlerin olaylarıyla ilgilenmeye devam ederler. Bir bakımdan onlar, aşkın evren hükümetlerinin görevlileridir; fakat onlar, Göksel Koruyucular’ın yaptıkları gibi bireyler ile bire bir biçimde ilişki kurmazlar. Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlular; topluluk olaylarını yönetip, toplu bir biçimde sürdürülen çalışmaları desteklerler. Onlar; kayıtların, tasarıların ve kurumların sorumlularıdır. Buna ek olarak onlar; yükümlülüklerin, kişilik topluluklarının, yükseliş projelerinin, morontia tasarılarının, kâinat tasarımlarının ve sayısız diğer birçok girişimin emanetçileri olarak hareket ederler.
22:6.1 (248.6) Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Elçiler, Seçimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları’nın ikinci düzeyidirler; buna ek olarak Sorumlular biçimindeki onların yardımcıları gibi onlar, yükseliş yaratılmışlarının iki türünden toplanmışlardır. Her yükseliş fanisi Düzenleyici veya Yaratıcı-ile-bütünleşmiş bir halde değildir, onlardan bazıları Ruhaniyet bazıları ise Evlat ile bütünleşmiştir. Bahse konu bu Ruhaniyet ve Evlat ile bütünleşmiş fanilerin belirli bir kısmı Havona’ya ulaşıp, Cennet’e erişir. Adaylar Cennet’e yükseliş halinde olanlar arasından Kutsal Üçleme bütünleşmesi için seçilir, ve zaman zaman onlar sayıca yedi bin olan sınıflar içerisinde kutsal bir biçimde üçleştirilir. Bunun sonucunda ise onlar, Zamanın Ataları’nın Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Elçileri olarak aşkın evrenler içerisinde görevlendirilir. Uversa üzerinde kayıtlı olan sayıca yaklaşık olarak bir buçuk milyarı bulan bahse konu unsur bulunmaktadır.
22:6.2 (248.7) Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Elçiler, kendilerine ait olan Havona eğitmenlerinin tavsiyeleri üzerine Kutsal Üçleme bütünleşmesi için seçilir. Onlar; kendilerine ait olan toplulukların üstün akıllarını temsil edip, bu nedenden dolayı Ruhaniyet-ile-bütünleşmiş fanilerin geldiği bu dünyaların niyetlerini idarede ve aşkın evren yöneticilerine anlayış bakımından yardım etmekte en yetkin olanlardır. Evlat-ile-bütünleşmiş Elçiler, kişiliğin Evlat-ile-bütünleşmiş düzeyiyle olan sorunlarla ilgili bizim uğraşlarımızda büyük bir yardıma sahiptirler.
22:6.3 (248.8) Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Elçiler, kendi görevlerine ait olan aşkın evren içindeki âlemlerin ve dünyaların herhangi biri veya tümü üzerinde herhangi bir amaç veya tüm niyetler için Zamanın Ataları’nın temsilcileridir. Onlar, azınlık birimlerin yönetim merkezleri üzerinde belirli ve önemli hizmetlerin yerine getirilmesini sağlarlar; buna ek olarak onlar, bir aşkın evrenin sayısız olan çeşitli görevlerini uygularlar. Onlar, aşkın hükümetlerin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları’nın olağanüstü durumlar veya yedek birlikleridir; buna ek olarak onlar bu nedenle, sorumlulukların çok geniş bir kapsamı için uygun bir durumdadırlar. Onlar, insan akılları için tasvir etmesi imkânsız olan aşkın evren olayları içinde yükümlülüklerin yüzlercesine katılmaktadır; çünkü Urantia üzerinde, bu etkinliklere herhangi bir biçimde benzeyen hiçbir şey gerçekleşmemektedir.
22:7.1 (249.1) Kutsal üçleştirme eylemi biçimindeki, kusursuz ve kusursuzlaştırılmış ruhsal varlıkların yüce yaratıcı uygulamalarının deneyimini maddi akıl için bütüncül bir biçimde açığa çıkaramam. Kutsal üçleştirmenin işleyiş biçimleri, Vicegerington ve Solitarington’un sırları arasındadır; buna ek olarak onlar, bu benzersiz deneyimler boyunca geçenler dışında kimse tarafından açığa çıkarılabilir veya anlaşılabilir değildir. Bu nedenden olayı, bu olağandışı etkileşimin doğası ve anlamını insan aklı için başarılı bir biçimde tasvir etmek herhangi bir varlığın olanağının ötesindedir.
22:7.2 (249.2) İlahiyatlar’ın dışında, kesinliğe erişecek olanların birliklerinin her birinin belirli üyeleri ve sadece Cennet-Havona kişilikleri kutsal üçleştirmeye katılırlar. Cennet kusursuzluğunun belirli şartları altında bu muhteşem varlıklar, kavram-kimliğinin benzersiz deneyimi üzerine atılabilirler; buna ek olarak onlar, yaratılmış kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş bir evlat biçimindeki yeni bir varlığın üretiminde birçok kez başarılı olurlar.
22:7.3 (249.3) Kutsal üçleştirmenin bu tür serüvenlerine katılan bahse konu bu yaratılmışlar, sadece bu tür tek bir deneyime katılabilir; oysa Cennet İlahiyatları ile orada, kutsal üçleştirmenin süreçlerinin devam eden uygulamaları için herhangi bir sınır bulunmadığı gözlenmektedir. İlahiyat’ın sadece tek bir açıdan sınırlı olduğu göze çarpmaktadır; bu durum ise Yaratıcı-Evlat’ın bütünleşmiş iradesinin tek bir sınırsız yönetimi biçimindeki Özgün ve Sınırsız Ruhaniyet’in bulunabilmesidir.
22:7.4 (249.4) Cennet kültürü ve ruhsal gelişiminin belirli düzeylerine erişmiş olan Düzenleyici ile bütünleşmiş yükseliş halindeki kesinliğe erişecek olan faniler, bir yaratılmış varlığını kutsal bir biçimde üçleştirmeye kalkışacak olanlar arasındandır. Kesinliğe erişecek onlar fanilerin birlikteliklerine, Cennet üzerinde konumlandıkları zaman Havona zamanının her bin yılında bir ara dönem verilir. Herhangi bir görevden muaf olunan bu süre zarfını geçirmek için, bu tür kesinliğe erişecek olanları seçmek amacıyla yedi farklı yol bulunmaktadır; bunlardan biri, bazı kesinliğe erişecek olanların birliktelik içinde bulundukları veya bazı Cennet-Havona kişilikleri ile işbirliği halindeki yaratılmış kutsal üçleştirmesi uygulamasının teşebbüsüdür.
22:7.5 (249.5) Eğer kesinliğe erişecek olan iki fani, Üstün Evren’in Mimarları’ndan önce devam eden bir biçimde kutsal üçleştirme için özdeş bir kavramsallaşmayı özgür bir biçimde seçtiklerini gösterirlerse; kendi takdir yetkileri içinde Mimarlar, bahse konu yüceltilmiş yükseliş halinde bulunan fanilerin ara sürecini genişletmeye ve onları bir süreliğine Cennet Vatandaşları’nın kutsal üçleştirme birimi için ortadan kaldırmaya izin veren talimatları duyurmak amacıyla yetkilendirilirler. Kendilerine verilen bu inziva döneminin sonunda eğer onlar, o vakte kadar kutsal bir biçimde üçleştirilmemiş olan seçilmiş ve özgün bir kavramsallaşmayı ruhsallaştıracak, nihai amaç haline getirecek ve onu gerçekleştirecek cennetsel çabayı göstermek için tek başına veya birleşik bir biçimde tercihte bulunmalarına dair bir kaydı sunarlarsa; bunun sonucunda Yedinci Üstün Ruhaniyet, bu türden bir olağanüstü yükümlülüğe izin veren yetkilendirmeyi gerçekleştirir.
22:7.6 (249.6) Zamanın inanılması güç olan uzun süreçleri, zaman zaman bu serüvenler içinde tüketilir. Bir çağ kâinatsal gerçek içinde onların tercih ettiği kavramsallaşmayı mevcut varlık haline tam anlamıyla getirmekte başarılı olmalarından önce olan bir biçimde, bahse konu inançlı ve kararlı, bir kereliğine fani bulunanların — buna ek olarak zaman zaman Cennet-Havona kişiliklerinin — kendi amaçlarına kesin olarak ulaşmalarından önce geçmiş olduğu gözlenmektedir. Buna ek olarak bahse konu bu adanmış çiftler, her zaman başarıyla sonuçlanmamaktadır; bunun yerine onlar birçok kez başarısızlık ile sonuçlanmakta, ve buna ek olarak kendilerinin neden olduğu herhangi bir biçimde keşfedilebilecek bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle kutsal üçleştirme için başarısız olan adaylar, yüce çabayı göstermiş ve yüce hayal kırıklığını deneyimlemiş varlıklar olarak tasarlanmış biçimdeki kesinliğe erişecek olanların özel bir topluluğuna kabul edilirler. Cennet İlahiyatları kutsal üçleştirme için bir araya geldiklerinde, onlar her zaman başarılı olurlar; fakat bu başarıyı, varlığın aynı düzeyinin iki üyesinin teşebbüs edilen birliği biçimindeki yaratılmışların uyumlu bir çifti ile gerçekleştirmezler.
22:7.7 (250.1) Yeni ve özgün bir varlık Tanrılar tarafından kutsal bir biçimde üçleştirildiği zaman, kutsal ebeveynler değişmeyen ilahi potansiyel içindedir; fakat yüceltilmiş biçimdeki yaratılmış varlıklar böyle bir yaratılmış sürecini uyguladıkları zaman, anlaşmanın üyesi ve katılımcı olan bireylerden bir tanesi eşi benzeri olmayan bir kişilik dönüşümüne uğramaktadır. Yaratılmış kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş bir evladın iki atası, belirli bir ruhsal biçimde bir bütün haline dönüşür. Muhtemel bir biçimde kişiliğin belirli ruhsal fazlarının çifte-bütünleşmesinin bu durumunun, Yüce Varlık’ın muhteşem kâinat içinde kişiliğin bütüncül ve tamamlanmış dışavurumuna ulaşana kadar varlığını sürdüreceğine inanmaktayız.
22:7.8 (250.2) Yeni bir yaratılmış kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evladın görünüşüyle birlikte eş zamanlı olarak orada, iki atanın bahse konu bu işlevsel olan ruhsal birliği ortaya çıkar; kutsal bir biçimde üçleştiren bu iki ebeveyn nihai işlevsel düzey üzerinde tek bir bütün haline gelir. Kâinat içinde hiçbir yaratılmış varlık, bu muhteşem olguyu bütüncül bir biçimde açıklayamaz; bu durum neredeyse kutsal olan bir deneyimdir. Bir Yaratıcı ve Evlat, Sınırsız Ruhaniyet’i ebedileştirmek için bir bütün haline geldiğinde, amaçlarının başarıyla sonlanması üzerine onlar en başından beri bir tekmiş gibi bir bütün haline gelir. Buna ek olarak, iki yaratılmışın bu kutsal üçleştirme birliği, Kâinatın Yaratıcısı ve Ebedi Evlat’ın kusursuz İlahiyat birliğinin sınırsız kapsamı düzeni üzerinde iken, yaratılmışın kutsal üçleştirilişinin sonuçları doğası bakımından ebedi değildir. Onlar, deneyimsel İlahiyatlar’ın tamamlanan kendini gerçekleştirmesi üzerine ortadan kaldırılacaklardır.
22:7.9 (250.3) Yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatların bahse konu bu ebeveynleri kendilerinin kâinat görevleri içinde bir bütün haline gelirlerken, onlar Üstün Evren’in Mimarları ve Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nin içeriksel oluşumunda ve yoklama çağrısında iki kişilik olarak yer almaya devam edeceklerdir. Mevcut kâinat çağı boyunca, kutsal üçleştirme ile bütünleşmiş olan ebeveynlerin hepsi, faaliyet ve görev bakımından ayrılamaz bir durumdadır. Birinin gittiği yere diğeri de gider, ve birinin yaptığı işi diğeri de yapar. Eğer ebeveynsel çifte-bütünleşim, bir fani veya diğer kesinliğe ulaşacak olanla ve bir Cennet-Havona kişiliğiyle gerçekleşiyorsa, bütünleşmiş ebeveynsel varlıklar ne Cennetliler, Ne Havonalılar ve ne de kesinliğe erişecek olanlarla faaliyet halinde bulunur. Bu tür karma birliktelikler, benzer varlıkların bir araya geldiği özel bir birlik halinde bir araya gelir. Buna ek olarak, karma veya diğer biçimde olan kutsal üçleştirme birlikteliklerinin hepsinde ebeveynsel varlıklar birbirlerinin bilincine sahip olup, birbirleriyle ilişki halinde bulunabilirler; ve onlar, önceden verilmemiş olan sorumlulukları yerine getirebilirler.
22:7.10 (250.4) Yedi Üstün Ruhaniyet, kesinliğe erişecek olanların kutsal üçleştirici birliği ve Cennet-Havona kişilikleri üzerinde yaptırım uygulayacak yönetimsel yetkiye sahiptir; buna ek olarak bu türden karma ilişkiler her zaman başarılı bir niteliğe sahiptir. Sonuç olarak ortaya çıkan yaratılmış kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş muhteşem evlatlar, ya Cennet’in ebedi yaratılmışlarının veya mekânın zaman yaratılmışlarının kavrayışı için elverişsiz olan kavramların temsilcileridir; bu nedenden dolayı onlar, Üstün Evren’in Mimarları’nın vesayet altındaki evlatları haline gelir. Nihai sonun kutsal bir biçimde üçleştirilmiş bu evlatları gelecek bir evren çağıyla ilgili olan ve bu nedenle merkezi ve aşkın kâinat yönetimlerinden biri için doğrudan işlevsel bir değeri olmayan düşünceleri, nihai amaçları ve deneyimleri beraberinde taşır. Zamanın çocuklarının ve ebediyetin vatandaşlarının bu benzersiz evlatlarının tümü; Yaratan Evlatlar’ın birliklerinin gizli üniversitelerinin yer aldığı alanın özel bir birimi içinde, geleceğin gerçekliklerinin ve zamanın kavramsallaşmalarının çalışması içine katıldıkları yer olan Vicegerington üzerinde yedek bir biçimde tutulur.
22:7.11 (251.1) Yüce Varlık, İlahiyat gerçekliğinin üç fazının bütünleşmesidir: Yüce olan Tanrı, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin sınırlı olan belirli yönlerinin ruhsal bütünleşmesi; Her Şeye Gücü Yeten Yücelik, muhteşem kâinat Yaratanları’nın güç bütünleşmesi; Yüce Akıl, Üçüncül Kaynak ve Merkez’in ve onlara ait olan Yüce Varlık’ın gerçekliği için eş güdüm halinde bulunduğu unsurların bireysel katılımıdır. Onların kutsal üçleştirme serüvenleri içinde Cennet ve merkezi evrenin üstün yaratılmışlarının serüvenleri, yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatların üç düzeyinin üretimi içinde sonuçlanan Yüceliğin İlahiyatı’nın şu üç katmanlı yapıda olan bir keşfine katılır.
22:7.12 (251.2) 1. Yükseliş halinde olan kutsal bir biçimde üçleştirilmiş Evlatlar. Onların yaratıcı çabalarında kesinliğe erişecek olanlar, Cennet için zaman ve mekân boyunca yükselişlerinde deneyimsel olarak elde ettikleri Her Şeye Gücü Yeten Yücelik’in belirli kavramsal gerçekliklerini kutsal bir üçleştirmenin teşebbüsünde bulunurlar.
22:7.13 (251.3) 2. Cennet-Havona kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş Evlatları. Cennet Vatandaşları ve Havonalılar’ın yaratıcı çabaları, Nihayet ve Ebediyet’e sınır teşkil eden aşkın bir yücelik temeli üzerinde onların deneyimsel olarak elde ettikleri Yüce Varlık’ın belirli olan yüksek ruhsal taraflarının kutsal bir biçimde üçleştirilmesiyle sonuçlanır.
22:7.14 (251.4) 3. Nihai Sonun Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları. Ancak kesinliğe erişecek olanlardan biri ve bir Cennet-Havonalısı beraber yeni bir yaratılmışı kutsal bir biçimde üçleştirdiği zaman, bu ortak çaba Yüce-Nihai Akıl’ın belirli fazları içinde sonuçlanır. Bu durum sonucunda ortaya çıkan Yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatları aşkın bir yaratımdır; onlar, deneyimsel olarak başka bir biçimde elde edilmemiş, ve bu nedenle mevcut kâinat çağının yaratımsal sınırlarını aşan bu unsurların sorumluları olan Üstün Evren’in Mimarları’nın uzmanlık alanı altına kendiliğinden giren Yüce-Nihayet İlahiyatı’nın mevcudiyetlerini yansıtır. Nihai sonun kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatları, Yüce-Nihayet’in açığa çıkmamış üstün evren işlevinin belirli yönlerini içinde barındırır. Zamanın ve ebediyetin birleşmiş bir biçimde olan bu çocukları hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz; fakat biz yine de, tarafımıza açığa kavuşturmak izin verilenden daha çok şeyin bilgisine sahip bulunmaktayız.
22:8.1 (251.5) Bu anlatımda dikkate alınan bir biçimde yer eden yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatlara ek olarak, Cennet-Havona kişiliklerinin kesinliğe ulaşacak olan yedi birliğinin çoklu birleşiminin çeşitli türevleri biçimindeki yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatların açığa çıkarılmamış sayısız düzeyleri mevcuttur. Fakat açığa çıkarılmış veya çıkarılmamış bahse konu yaratılmış kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş varlıkların tümü, Kâinatın Yaratıcısı’nın kişiliğiyle donatılmıştır.
22:8.2 (251.6) Yükseliş halinde olan kutsal bir biçimde üçleştirilmiş yeni evlatlar ve Cennet-Havona kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatlar, genç ve deneyimsiz oldukları zaman genellikle; Yedi Yüce İdareci’nin himayesi altında onların görev yaptıkları yer olan Sınırsız Ruhaniyet’in yedi Cennet alanı üzerinde hizmetin uzun süreçleri için görevlendirilir. Bunu takiben onlar, Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları tarafından yerel evrenler içinde daha ileri derece olan eğitim için kabul edilebilirler.
22:8.3 (251.7) Yüksek olan ve yüceltilmiş yaratılmış kökenin bu kabul edilen evlatları Eğitmen Evlatlar’ın öğrenci biçimindeki yardımcıları olan çıraklarıdır. Buna ek olarak sınıflandırma bakımından onlar, geçici bir biçimde sık sık bu Evlatlar ile sayılmaktadır. Hizmete ait olan kendilerinin tercih ettikleri âlemler adına birçok soylu görevi kendilerinden feragat ederek gerçekleştirebilmeye yetkin olup, bunu yerine getirir.
22:8.4 (251.8) Yerel evrenlerdeki Eğitmen Evlatlar, bütünleşme için Cennet İlahiyatı tarafından kendilerine ait olan yaratılmış kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş vesayet altındaki evlatlarını aday gösterebilir. Kusursuzluğun Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları olarak bu bütünleşmeden ortaya çıkarak onlar, iki kez kutsal bir biçimde üçleştirilmiş varlıkların bu benzersiz topluluğunun mevcut bilinen nihai sonu olarak yedi aşkın evren içinde Zamanın Ataları’nın hizmetine girerler.
22:8.5 (252.1) Yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatların hepsi Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş bir halde değildir; onlardan birçoğu, Cennet’in Yedi Üstün Ruhaniyeti’ne, aşkın evrenlerin Yansıtıcı Ruhaniyetleri’ne ve yerel yaratımların Ana Ruhaniyetleri’ne ait olan yardımcılar ve elçiler haline gelirler. Diğerleri ise ebedi Ada üzerindeki özel görevleri kabul edebilir. Buna ek olarak bazıları ise, Ruhaniyet’in Cennet alanları ve Yaratıcı’nın gizli dünyaları üzerinde özel görevlere katılabilirler. Nihai olarak ise onlar, Havona’nın iç döngüsü üzerinde Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatlar’ın bir araya gelmiş birliklerine doğru kendi yollarını bulabilir.
22:8.6 (252.2) Kusursuzluğun Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları ve Vicegerington üzerinde toplananlar dışında yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatların yüce nihai sonu, Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri’nin yedisinden biri biçimindeki Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Kesinliğe Ulaşacak Olanların Birlikleri’ne katılım olarak gözlenmektedir.
22:9.1 (252.3) Yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatlar, sayıca yedi binden oluşan sınıflar içinde Cennet Kutsal Üçlemesi tarafından bütünleştirilir. Cennet-Havona kişilikleri ve kusursuzlaştırılmış insanların bahse konu bu kutsal bir biçimde üçleştirilmiş doğumu, eşit bir biçimde İlahiyatlar tarafından bütünleştirilir; fakat onlar, Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları olan kendilerinin bir önceki öğretmenlerinin tavsiyesi uyarınca aşkın evrenler için görevlendirilir. Bahse konu bu unsurların karşılaştırmalı olarak daha uygun hizmeti, Yüksek Evlat Yardımcıları biçiminde görevlendirilir; yine bu bağlamda onların daha az bir biçimde farklılaşan uygulamaları ise Göksel Koruyucular olarak tanımlanır.
22:9.2 (252.4) Bahse konu bu eşi benzeri olmayan varlıklar Kutsal Üçleme tarafından bütünleştikleri zaman, onlar aşkın evren hükümetleri için değerli yardımcılar haline gelirler. Onlar, yükseliş sürecinin olayları içinde belli bir biçimde konumlandırılmışlardır; fakat bu durum onların kişisel yükselişleri tarafından değil, mekânın dünyaları üzerinde Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları ile birlikte onların hizmetlerinin bir sonucunda gerçekleşmiştir.
22:9.3 (252.5) Orvonton üzerinde sayıca neredeyse bir milyara varan Göksel Koruyucu bulunmaktadır. Onlar başlıca olarak, çoğunluk birimlerin yönetim merkezleri üzerinde Zamanın Kusursuzlukları’nın idarelerine atanmış olup; Evlat-ile-bütünleşmiş yükseliş halinde bulunan fanilerin bir birliği tarafından yetkin bir biçimde yardım görür.
22:9.4 (252.6) Göksel Koruyucular, aşkın evren hükümetlerinin çeşitli mahkemelerinin kararlarına ek olarak onların toplantılarının sorumluları ve mahkeme habercileri olarak faaliyet gösteren, Zamanın Ataları’nın mahkemelerinin görevlileridir. Onlar, Zamanın Ataları’nın tutuklamadan sorumlu temsilcileridir; Uversa’dan, aşkın evren yargısından önce mahkeme için kimin mevcudiyeti gerekli ise onu getirmek için ayrılır; ve onlar, aşkın evren içinde herhangi bir kişiliğin gözaltına alınması için çıkarılan hükmü uygularlar. Onlar aynı zamanda, Uversa üzerinde mevcudiyetleri herhangi bir neden için gerekli olduğu anda yerel evrenlerin Ruhaniyet-ile-bütünleşmiş fanilerine eşlik eder.
22:9.5 (252.7) Göksel Koruyucular ve onların birliktelik halinde bulundukları Yüksek Evlat Yardımcıları hiçbir biçimde Düzenleyiciler tarafından ikame edilmemişlerdir. Onlar ne Ruhaniyet ne de Evlat ile bütünleşmiş bir haldedirler. Buna rağmen Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bütünleşmesi, Kusursuzluğun Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları’nın bütünleşmemiş durumunu telafi eder. Kutsal Üçleme bütünleşmesi yalnızca, yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlat içinde kişilikleşen, bütünleşmiş evladı herhangi bir biçimde değişmeden bırakan fikir üzerine hareket edebilir; fakat bu türden bir kısıtlama sadece bu yönde tasarlandığında ortaya çıkabilir.
22:9.6 (252.8) Bahse konu iki kez kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatlar muhteşem varlıklardır; fakat onlar, kendilerine ait olan yükseliş birliktelikleri gibi ne çok yönlü ne de güvenilebilirlerdir. Onlar; mekânın karanlık nüfuz alanlarından gerçekte muhteşemliğe yükseliş tarafından, bu topluluğa ait olan evlatların geride kalanlarınca elde edilen muazzam ve derin kişisel deneyimden mahrumlardır. Yükseliş sürecine ait olan bizler onları sevmekte olup, tüm kusurlarını telafi etmek için hepimiz sahip olduğumuz gücü kullanmaktayız; yine de onlar, sahip olduğumuz alt düzeyde bulunan kökenimize ve deneyim için yetkinliğimize karşı bizlerin daima memnuniyet duymasını sağlamaktadır. Onların, kâinat yükselişinin deneyimlenebilien gerçeklikleri içinde kendilerine ait olan kusurlarının farkına varmak ve onların bilincinde olmak için sahip oldukları istenç aşkın bir biçimde güzel olup, zaman zaman en etkili bir şekilde dokunaklı olabilmektedir.
22:9.7 (253.1) Kusursuzluğun Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilen Evlatları, diğer Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş Evlatlar’ın aksine sınırlıdır; çünkü onların deneyimsel yetkinliği zaman ve mekân tarafından kısıtlanmaktadır. Onlar, Yüce İdareciler ve Eğitmen Evlatlar ile birlikte yapmış oldukları uzun süreli eğitime rağmen deneyimden yoksundurlar; buna ek olarak eğer bu durum söz konusu olmasaydı, deneyimsel doygunluk gelecek bir kâinat çağı içinde deneyim kazanmak için onların varlığının yedekte kalmasına engel olacaktı. Mevcut kişisel deneyime ait gerçekleşen tüm evrensel mevcudiyetin içinde, yalın bir ifadeyle hiçbir şey bulunmamaktadır; buna ek olarak bahse konu yaratılmış kökenli olan kutsal bir biçimde üçleştirilen evlatlar, herhangi bir gelecek kâinat çağı içinde deneyimsel işlev için yedekte tutulmaktadır.
22:9.8 (253.2) Malikâne dünyalar üzerinde, aşkın evrenin yüksek mahkemelerinin bahse konu soylulaştırılmış görevlilerinin, mekânın evrimsel dünyalarından oraya henüz ulaşmış olanları bile oldukça hasretle ve arzulayan bir biçimde karşıladıklarına sık sık şahit oldum ki; herhangi bir kişi, mevcut yaşamın ve iyi niyetli deneyimin aşamaları tarafından kâinatsal doğrultu üzerinde yükselen, varsayılan biçimiyle onların daha az talihli olan kardeşlerini gerçekten kıskanan deneyim dışı kutsal bir üçleştirmenin bu sahiplerinin tanımasına engel olamaz. Sahip oldukları yetersizliklere ve kısıtlamalara rağmen onlar, aşkın evren hükümetlerinin karmaşık idari tasarılarının uygulamalarına geldiğinde çalışanlarların muhteşem bir biçimde yararlı ve en başından beri idare sahibi bir birliğidir.
22:10.1 (253.3) Yüksek Evlat Yardımcıları, Cennet-Havona kişilikleri biçimindeki onların ebedi birlikteliklerine ve Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri’nin yüceltilmiş yükseliş varlıklarına ait olan yeniden kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatlarının daha üstün olan topluluğudur. Onlar, aşkın evren hizmeti ve Zamanın Ataları’nın hükümetlerinin yüksek evlatları için kişisel yardımlar biçiminde faaliyet göstermesi amacıyla görevlendirilmiştir. Onlar, uygun olabilecek bir biçimde özel yardımcılar şeklinde tanımlanabilir. Onlar zaman zaman, yüksek evlatların özel kurulları ve diğer topluluk birliktelikleri için kâtipler biçiminde hareket edebilir. Onlar; Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları’na, Kutsal Danışmanlar’a, Kâinatsal Denetimciler’e, Kudretli Haberciler’e, Yetkide Yüksek Olanlar’a ve İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar’a hizmet ederler.
22:10.2 (253.4) Göksel Koruyucular ile alakalı, iki kez kutsal bir biçimde üçleştirilmiş bahse konu evlatların sınırlılıkları ve yetersizlikleri hususunda eğer dikkati çeken bir görünüme sahip olduysam; şimdi adil bir biçimde, onları bizim için neredeyse paha biçilmez kılan özellikleri biçimindeki onların üstün oldukları bir noktaya dikkati çekmeme izin verin. Bu varlıklar bahse konu mevcudiyetlerini, tek ve yüce olan kavramın kişileşmeleri olmalarının gerçekliğine borçludur. Onlar; hiçbir şekilde önceden algılanmamış, dışa vurulmamış ve kutsal bir biçimde üçleştirilmemiş bazı kâinatsal nihai amaçlar biçimindeki bir takım kutsal düşüncelerin kişiliksel olarak somutlaşmasıdır. Buna ek olarak onlar, bu durumu takiben Kutsal Üçleme tarafından bütünleşmiştir; ve bu nedenden dolayı onlar, kendilerine ait olan kişilik mevcudiyetinin düşünce-nihai amacıyla ilgili ulvi Kutsal Üçleme’nin bahse konu bilgeliğini dışa vurmakta ve onu gerçekte kendi içinde taşımaktadır. Bahse konu bu özel kavramsallaşmanın kâinatlar için açığa çıkarılabilir halde bulunduğu kadarıyla bu kişilikler, herhangi bir yaratılmışın ve Yaratan aklının muhtemel bir biçimde algılayacağı, dışa vuracağı veya örneklendirebileceği her şeyi bünyesinde barındırır. Onlar kişilikleşen düşüncedir.
22:10.3 (253.5) Kâinat gerçekliğinin tek bir yüce kavramsallaşmasına ait olan bu türden bir yaşayan yoğunlaşmasının, aşkın evrenlerin idaresiyle sorumlu olanlar için ifade edilmemiş hizmetinin bir parçası olduğunu görmüyor musunuz?
22:10.4 (254.1) Yüksek evlatların her bir çiftinin bir birimi biçimindeki, Orvonton’un güney kısımları içinde yeni kâinatların bir topluluğuyla alakalı üç sorunun çalışması için görevlendirilmiş olarak onların altısının bulunduğu bir kurula başkanlık etmek için yönlendirilmemin üzerinden çok uzun bir zaman geçmemiştir. Ben kendi kurulumun bu tür yardımcılarının kısa süreli görevleri için Uversa üzerinde onların bulunduğu düzeyin başı olarak getirildiğimde, Yüksek Evlat Yardımcıları’nın değeri hakkında derin bir biçimde haberdar edildim. Bizim düşüncelerimizin ilki, bulunduğumuz topluluğa derhal katılan Uversa üzerindeki bir Yüksek Evlat Yardımcısı tarafından temsil edilmiştir. Bizim ikinci sorunumuz, üçüncü aşkın evren için görevlendirilen bir Yüksek Evlat Yardımcısı’nın bünyesinde bulunmaktaydı. Biz, merkezi evren değişim bölgesi boyunca temel bilginin dağıtımı ve düzenlenmesi için bu kaynak üzerinden fazlasıyla bir yardım sağladık; fakat yücelik bakımından yaratılmış kökenli kutsal üçleştirilmenin ve kesinlik bakımından İlahiyat kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmenin bir kavramsallaşması olan, bir kişiliğin mevcut varlığı tarafından sağlanan yardım karşısında hiçbir şey kıyaslanabilir bir nitelikte değildir. Üçüncü sorunumuz ile alakalı Cennet kayıtları, böyle bir düşüncenin hiçbir zaman yaratılmış kökenli olan kutsal bir biçimde üçleştirilmediğini ortaya çıkarmıştır.
22:10.5 (254.2) Yüksek Evlat Yardımcıları, muazzam kavramların ve muhteşem nihai amaçların benzersiz ve özgün olan kişilikleşmesidir. Buna ek olarak aslında onlar, zaman zaman akıl yürütmelerimizle dışa vurulamayacak olan görsel örneklendirmeyi açığa çıkarmaya yetkindirler. Mekânın âlemleri içinde bazı uzak görevler için faaliyette bulunduğum zamanlarda, üzerine gitmek ve çözmek için gönderildiğim bahse konu sorunla ilgili kutsal kavramın bütünlüğü olan bir Yüksek Evlat Yardımcısı’na görevim bağlandığında, gördüğüm yardım bakımından kendimi oldukça şanlı hissettiğimin ne anlama geldiğini bir düşünün; dahası ben bahse konu bu deneyime sürekli bir biçimde sahip oldum. Bu tasarı ile ilgili tek bir zorluk, kutsal bir biçimde üçleştirilmiş düşüncelerin bahse konu tamamlanmış bir haline hiçbir aşkın evrenin sahip olamamasıdır; biz bu varlıkların sadece yedide birini elde edebiliriz. Bu bakımdan yedi seferde sadece bir kez kayıtlar bir düşüncenin kutsal bir biçimde üçleştirildiğini gösterdiğinde, bu varlıkların bireysel birlikteliğinden memnuniyet duyarız.
22:10.6 (254.3) Biz, Uversa üzerindeki bu varlıkların daha büyük sayılardaki nüfusunu büyük bir yarar olarak kullanabiliriz. Onların aşın evren idareleri için sahip oldukları değer sebebiyle biz; bu tür yaratıcı serüvenlerin uygulanması için temel teşkil eden bahse konu deneyimsel gerçekliklerin her birine katkıda bulunmalarından sonra, olası her bir biçimde kutsal üçleştirme teşebbüsünde bulunmak amacıyla mekânın kutsal yolcularını ve aynı zamanda Cennet’in sakinlerini cesaretlendirmekteyiz.
22:10.7 (254.4) Şu an itibariyle biz, içinde bulunduğumuz aşkın evren içinde yaklaşık olarak bir milyon iki yüz elli bin Yüksek Evlat Yardımcısı’na sahibiz; buna ek olarak onlar, Uversa üzerinde faaliyet gösterseler bile azınlık ve çoğunluk birimleri üzerinde hizmet halindedirler. Çok sık bir biçimde onlar, uzak olan âlemler için görevlerimizde bize eşlik etmektedirler. Yüksek Evlat Yardımcıları, herhangi bir Evlat veya kurul için kalıcı bir biçimde görevlendirilmemişlerdir. Onlar, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin çocukları haline geldikleri bu üçlemenin ebedi niyetlerini en iyi biçimde yerine getirecek düşünce veya nihai amaçları biçimindeki varlıklar olarak, bu düşünce veya amaçlara hizmet eder bir şekilde sürekli olarak dönüşüm halinde görevlendirilir.
22:10.8 (254.5) Onlar etkileyici bir biçimde sevgi dolu, üstün bir biçimde sadık, seçkin bir biçimde ussal, tek bir düşünce bakımından yüce bir biçimde akıllı, ve aşkın bir biçimde alçak gönüllüdür. Onlar; sahip oldukları tek bir düşünce veya nihai amaç ile ilgili kâinatın ilmini sizler için açığa çıkarırken, yükseliş halinde bulunan fanilerden bile olacak şekilde diğer öznelerin ev sahipliği üzerinden bilgi ve haber elde etmeye çalışmalarını gözlemlemek neredeyse duygusal olarak dokunaklı bir durumdur.
22:10.9 (254.6) Tüm bunlara ek olarak bu anlatım; Tanrı’nın Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları olarak adlandırılan bu belirli unsurların kaynağı, doğası ve faaliyetinin; daha ayrıntılı bir biçimde Cennet Kutsal Üçlemesi’nin kutsal bütünleşmesi boyunca ilerleyen bu varlıkların; buna ek olarak aşkın evrenlerin hizmetleri için görevlendirilenlerin; bu görevler içinde, zamanın yükseliş halinde bulunan fanilerinin dolaysız Havona istikametlerine ve nihai olan Cennet amaçlarına doğru onların içsel ilerleyişini kolaylaştırmak amacıyla, yorulmak bilmeyen çabaları içinde, Zamanın Ataları’nın idarecileri ile birlikte gerekli olan bilgisel aklı ve anlayış dolu işbirliği sağlamak amacıyla bulunanların anlatımıdır.
22:10.10 (255.1) [Bu anlatım, Orvonton’un açığa çıkarım birliğine ait olan bir Kudretli Haberci tarafından gerçekleştirilmiştir.]
Urantia’nın Kitabı
23. Makale
23:0.1 (256.1) YALNIZ İleticiler, Bütünleştirici Yaratan’ın kişisel ve kâinatsal birliğidir; onlar Sınırsız Ruhaniyet’in Yüksek olan Kişiliklerinin ilk ve üstün düzeyidir. Onlar, yalnız kişilik ruhaniyetlerini mevcudiyet haline getirme amacıyla yalnız bir biçimde faaliyet göstererek Sınırsız Ruhaniyet’in öncül yaratıcı eylemini temsil eder. Ne Yaratıcı ne de Evlat doğrudan bir biçimde bu muhteşem ruhsallaştırmaya katılır.
23:0.2 (256.2) Bu ruhaniyet ileticileri, tek bir yaratım süreci içinde kişilikleştirilmiş olup, onların sayısı sabit bir konumdadır. Her ne kadar bu mevcut görev için bahse konu bu olağanüstü varlıklardan bir tanesine sahip olsam da, kâinat âlemlerinin tümü içinde mevcut olan bu tür kişiliklerin sayıca ne kadarının bulunduğunun bilgisine sahip değilim. Bunun yerine ben sadece, zaman zaman aşkın-evrenimizin yetki alanı içinde bir süreliğine faaliyet gösterir halde bulunanlara dair kayıt altına alınanların ne kadar olduğunun bilgisine sahibim. En son yayınlanan Uversa raporundan, Orvonton’un sınırları içinde faaliyet gösteren neredeyse 7,690 trilyon Yalnız İleticiler’in mevcut bulunmuş olduğunu gözlemledim; bu bakımdan ben, bahse konu bu rakamın onların toplam nüfusun yedi de birinden oldukça daha az olduğunun tahmininde bulunmaktayım.
23:1.1 (256.3) Havona Döngüleri’nin Yedi Ruhaniyeti’nin yaratımını eş zamanlı olarak takiben Sınırsız Ruhaniyet, Yalnız İleticiler’in geniş birlikleri şeklinde mevcudiyete kavuşturulmuştur. Cennet ve Havona döngüleri dışında Yalnız İleticiler için mevcudiyet-öncesi olan kâinatsal yaratımın hiçbir parçası yoktur; onlar, ebediyet yakınından muhteşem kâinat boyunca faaliyet içinde bulunur. Onlar, zaman ve mekânın uçsuz bucaksız yaratımları için ve onlarla kişisel ilişki halinde benliksel gerçekliğini açığa çıkarmak amacıyla, Sınırsız Ruhaniyet’in kutsal işleyiş biçimi bakımından temel olan bir niteliğe sahiptir.
23:1.2 (256.4) Her ne kadar bu ileticiler ebediyetin yakın zamanlarından mevcut bir halde olsa da, onların tümü birey olmanın başlangıcından haberdardır. Onlar, bahse konu bir zaman bilincini elinde bulundurmak bakımından Sınırsız Ruhaniyet’in yaratımından ilki olarak zamanın bilincinin kendisidir. Onlar, zaman içinde kişilikleştirilen ve mekân içinde ruhsallaştırılan Sınırsız Ruhaniyet’in ilk doğan yaratılmışlarıdır.
23:1.3 (256.5) Onlar, uçsuz bucaksız bir biçimde ve kusursuzca donanmış olan ruhaniyet varlıkları olarak zamanın başlangıç anında ortaya çıkmıştır. Onların tümü eşit olup, onlara dair kişisel farklılaşma üzerine kurulan hiçbir sınıflandırma veya alt bölümlendirme bulunmamaktadır. Onların sınıflandırılması bütünüyle, zaman zaman onların görevlendirildiği işlerin biçimi üzerine yapılmaktadır.
23:1.4 (256.6) Faniler, mekânın dünyaları üzerinde neredeyse maddi varlıklar olarak mevcudiyetlerine başlayıp; onlar Muhteşem Çevreler’e doğru olan içsel yükseliş haline geçerler. Bahse konu yalnız ruhaniyetler, her şeyin merkezinde mevcudiyetlerine başlayıp; onlar, en dış yerel evrenler ve hatta onun ötesinde bulunanlar biçimindeki bireysel dünyalar için görevlendirilmeyi arzularlar.
23:1.5 (256.7) Her ne kadar Yalnız İleticiler olarak adlandırılsalar da onlar, yalnız bir halde bulunan ruhaniyetler değildir; bunun yerine onlar, kelimenin tam anlamıyla yalnız çalışmak isteyen varlıklardır. Onlar her ne kadar kâinat aklının çok az miktardaki düzeyiyle kardeşlik içinde bulunacakları birlikten eşit bir derece memnuniyet duysa da, tüm yaratım içinde yalnız bir mevcudiyetten hoşlanabilen ve bunu hissedebilen tek varlıktır.
23:1.6 (257.1) Yalnız İleticiler, hizmetleri bakımından soyutlanmış bir konumda bulunmamaktadırlar; onlar, kısa süreli olarak ikamet ettikleri âlemlerin tüm yayınlarını “dinler bir halde” olmaya yetkin bir biçimde tüm yaratım aklının huzuruyla sürekli bir biçimde iletişim halindedir. Onlar aynı zamanda, aynı aşkın-evren içinde benzer bir görev yapan varlıklar biçiminde olan kendilerine ait dolaysız birliklerin üyeleri ile karşılıklı iletişimde bulunabilir. Onlar, kendilerine ait olan topluluğun diğerleri ile birlikte iletişim halinde olabilir; fakat onlar, Yedi Üstün Ruhaniyet’in kurulu tarafından bunu yerine getirmemesi hususunda yönlendirilmektedir. Buna ek olarak onlar sadık bir topluluktur; bu bağlamda onlar, verilen bir yükümlülüğü yerine getirmemek veya emirlere riayet etmemek gibi bir davranışta bulunmamaktadırlar.
23:1.7 (257.2) Kâinat Güç Yöneticileri gibi Yalnız İleticiler, zaman ve mekânın mahkemeleri tarafından gözaltına alınmadan veya tutuklamadan muaf olan âlemler boyunca faaliyet gösteren varlıkların sayıca çok az olan türü arasındadır. Onlar, Yedi Üstün Ruhaniyet dışında herhangi bir unsurdan önce ortaya çıkmış varlık olarak gösterilebilir; buna rağmen üstün âlemlerin tarihsel kayıtlarının tümünde, bahse konu bu Cennet kurulu şimdiye kadar herhangi bir Yalnız İletici’nin davası hakkında yargıya varmak çağrıldığına dair bir bilgi bulunmamaktadır.
23:1.8 (257.3) Yalnız görevin bu habercileri; Üçüncül Kaynak ve Merkez’den türeyen yaratılmış varlıkların güvenilir, öz-güvenli, çok yönlü, bütünüyle ruhsal ve kapsamlı bir biçimiyle duygudaş olan topluluğudur. Onlar, merkezi Cennet Adası üzerinde yerleşik olan ve yerel evrenlerin yönetim merkezi alanları üzerinde kişilikleştirilen Sınırsız Ruhaniyet’in yönetimi tarafından faaliyet içinde bulunur. Onlar; yerel evren Ana Ruhaniyetleri’nin dolaysız olan etkisi altında, yerel yaratımlar içinde faaliyet gösterirlerken bile Sınırsız Ruhaniyet’den kaynaklanan doğrusal döngünün sürekli bir biçimde devam eden katılımcılarıdır.
23:1.9 (257.4) Bahse konu Yalnız Haberciler’in yalnız başlarına seyahat etmeleri ve çalışmalarına dair işleyişsel bir neden bulunmaktadır. Onlar kısa süreli süreçler için ve sabit bir konumda bulundukları zaman, bir topluluk içerisinde ortaklaşa bir biçimde işbirliğinde bulunabilirler; fakat onlar bu nedenle bir araya geldiklerinde, kendilerine ait olan Cennet döngüsünün devamlılığından ve istikametinden bütünüyle mahrum bırakılırlar. Hareket halinde oldukları anda veya zamanın akışı ve mekânın döngüleri içinde faaliyet içerisinde bulundukları zaman, eğer bu düzeyin sayıca iki veya daha fazla olan unsuru birbirlerine yakın olan bir konumda bulunuyorsa, onların ikisi veya tümü daha yüksek olan döngüsel kuvvetlerine olan birleşim için reddedilir. Sizin görsel simgeler ile tarif edebileceğiniz bir biçimde onlar “kısa devre” yapmaktadır. Bu nedenden dolayı onlar, yerinde ve etkin faaliyetlerine müdahalede bulunmamak amacıyla, hataya yer bırakmayan bir biçimde yaklaşan çakışma durumu için onları bilgilendirecek ve eksiksiz bir biçimde onları etkin olarak ayrı tutacak, bir uyarı sinyali şeklinde kendiliğinden harekete geçen ikaz sisteminin bir gücüne kendi doğalarında sahiplerdir. Onlar aynı zamanda, Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri ve kutsal Düşünce Düzenleyicileri’nin yakınlığını tespit edecek ve bunu bildirecek, doğalarından kaynaklanan ve kendiliğinden hareket geçen güçleri ellerinde bulundururlar.
23:1.10 (257.5) Bahse konu ileticiler, kişilik genişlemesinin veya yeniden üretiminin hiçbir gücünü ellerinde barındırmamaktadır; buna rağmen âlemler içinde onların katılamadıklarına ek olarak, temel teşkil edecek ve yardımcı olacak bir biçimde katkıda bulunamadıkları hiçbir görev bulunmamaktadır. Özellikle onlar, kâinat olaylarının idaresi ile ilgili olan varlıklar için çok büyük zaman kazandırıcılardır; buna ek olarak onlar, en yükseğinden en düşüğüne kadar hepimize yardımda bulunur.
23:2.1 (257.6) Yalnız İleticiler, göksel kişiliklerin herhangi bir bireyine veya topluluğuna kalıcı bir biçimde bağlanmamışlardır. Onlar her zaman görevlendirme sonucunda hizmet halinde bulunur; buna ek olarak bu tür hizmet boyunca onlar, kendilerine ait olan bağlılığın âlemlerini yönlendiren unsurların doğrudan üst denetimi altında görevlerini yerine getirir. Onlar arasında ne bir yapısal düzenin veya hükümetin bir türü bulunmaktadır; onlar Yalnız Haberciler’dir.
23:2.2 (258.1) Yalnız Haberciler, hizmetin şu yedi bölümü için Sınırsız Ruhaniyet tarafından görevlendirilmektedir:
23:2.3 (258.2) 1. Cennet Kutsal Üçlemesi’nin Habercileri.
23:2.4 (258.3) 2. Havona Döngüleri’nin Habercileri.
23:2.5 (258.4) 3. Aşkın Evrenler’in Habercileri.
23:2.6 (258.5) 4. Yerel Evrenler’in Habercileri.
23:2.7 (258.6) 5. Yönlendirilmemiş Görev’in Kâşifleri.
23:2.8 (258.7) 6. Özel Görev’in Elçileri ve Temsilcileri.
23:2.9 (258.8) 7. Gerçeğin Açığa Çıkarıcıları.
23:2.10 (258.9) Bahse konu ruhaniyet elçileri her bakımdan, hizmetin bir çeşidinden diğerine kıyasla karşılıklı olarak değiştirilebilir bir niteliğe sahiptir; bu tür devretme olayları sürekli bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Yalnız İleticiler’in ayrı hiçbir düzeyi bulunmamaktadır; onlar ruhsal bakımdan birbirlerinin aynı olup her bakımdan eşittirler. Onlar genel olarak sayılarca tanımlanırken, Sınırsız Ruhaniyet tarafından kişisel isimleriyle bilinmektedir. Onlar, mevcut görevlerinin isim ve sayıca tanımlanışı vasıtasıyla geride kalanlarımız tarafından tanınmaktadır.
23:2.11 (258.10) 1. Cennet Kutsal Üçlemesi’nin Habercileri. Ben, Kutsal Üçleme için görevlendirilen haberciler topluluğun görevi ile ilgili fazla bir şeyi gerçeğe çıkarmak için izne sahip bulunmamaktayım. Onlar, İlahiyatların güvenilir ve gizli olan hizmetlileridir; buna ek olarak kendilerine Tanrılar’ın açığa çıkarılmamış siyasaları ve gelecek işleyişi ile ilgili olan özel iletiler emanet edildiği zaman, onların düzeylerine ait olan sükûnetin gizliliğine ihanet edecek veya bir sırrı ifşa edecek bir biçimde davrandıklarına hiçbir zaman rastlanmamıştır. Buna ek olarak bu bağlantıyla ilgili olan her şey, onların kusursuzluğunun kendini beğenmişliğinin göstergesini değil; İlahiyatlar’ın kusursuz varlıklarını yapmaya olan yetkinliğini ve bunu gerçekleştirmesini ortaya koyar.
23:2.12 (258.11) Urantia’nın karışıklığı ve karmaşıklığı, Cennet İdarecileri’nin Urantia’ya dair olan olaylar hakkında ne sahip olduğu ilgisinin yetersizliğini ne de onları farklı bir biçimde yönetmesi hususundaki yetkinsizliğini gösterir. Yaratanlar, Urantia’yı gerçek bir cennet haline getirmek için bütüncül güç ile donatılmıştır; fakat böyle bir Cennet Bahçesi, Tanrılar’ın kederin çekiçleri ve gerekliliğin örsleri arasında sizin dünyanızı kesin bir biçimde şekillendiren bahse konu bu güçlü, soylu ve deneyimli karakterlerin gelişimine katkıda bulunmayacaktı. Sizin deneyişleriniz ve hayal kırıklıklarınız biçimindeki kaygılarınız ve kederleriniz, tıpkı merkezi ve kusursuz kâinatın dünyaları üzerinde onların yüce amaçları için her şeyin seçkin kusursuzluğu ve sınırsız uyumu olduğu gibi, onlar sizin âleminiz üzerindeki kutsal tasarının bir parçasıdır.
23:2.13 (258.12) 2. Havona Döngüleri’nin İleticileri. Yükseliş süreci boyunca siz, Yalnız İleticiler’in mevcudiyetini saptamakta bariz bir biçimde görünmeyen ama yine de artan ölçeklerde yetkinleşeceksiniz; fakat siz, Havona’ya erişene kadar onları hataya yer bırakmayan bir biçimde tanıyamayacaksınız. Sizin yüz yüze göreceğiniz İleticiler’den ilki, bahse konu bu Havona döngülerinin unsurları olacaktır.
23:2.14 (258.13) Yalnız İleticiler, Havona dünyalarının sakinleriyle birlikte olan özel ilişkilerinden memnuniyet duyarlar. Birbirleriyle birliktelik halinde bulundukları zaman işlevsel olarak oldukça yetersiz olan bu ileticiler, Havona yerlileri ile birlikte fazlasıyla yakınlıkta bulunmaya ve kişisel bütünleşmeye yetkin olup, gerçekte bu niteliklere sahiptirler. Fakat kutsal bir biçimde kusursuz olan bahse konu bu varlıkların akıllarının, neredeyse aşkın olan bu türden bir kişiliklerin ruhaniyetleriyle olan ilişkisi sonucunda elde edilen yüce memnuniyeti insan aklına taşımak neredeyse imkânsızdır.
23:2.15 (259.1) 3. Aşkın Evrenlerin İleticileri. Kutsal gücün ve idari bilgeliğin bu üçlüsü şeklindeki, yedi aşkın evrenin nihai sonları üzerinde idarede bulunan Kutsal Üçleme kökenli bahse konu bu kişilikler biçimindeki Zamanın Ataları, Yalnız İleticiler tarafından oldukça cömert bir biçimde desteklenir. Bir aşkın evrenin bu üçleme bütünlüğünün yöneticilerinin doğrudan ve kişisel bir biçimde diğer idareciler ile iletişim halinde bulunabilmesi, ileticilerin sadece bu düzeyi vasıtasıyla gerçekleşebilir. Yalnız İleticiler, Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri’nden muhtemel bir biçimde ayrı olarak, ruhaniyet aklın tek olanaklı biçimidir. Onlar, doğrudan bir biçimde bir aşkın evren yönetim merkezinden bir diğerine sevk edilebilir. Tüm diğer kişilikler bu türden bir yolculuğu, Havona ve Üstün Ruhaniyetler’in yönetici dünyaları kanalıyla gerçekleştirmek zorundadır.
23:2.16 (259.2) Orada, Çekim İleticileri, yansıma veya yayının herhangi biri tarafından elde edilemeyecek bazı bilgi türleri mevcuttur. Buna ek olarak Zamanın Ataları kesin bir biçimde bu şeylerin bilgisine sahip olduğunda, onlar bir Yalnız İletici’ye bilginin kaynağı için sevk edilmek durumundadır. Urantia üzerindeki yaşam mevcudiyetinin çok öncesinde, mevcut an içerisinde benim ile birliktelik halinde olan iletici; merkezi evrenin bir Uversa görevi için bulunduğu yerin dışına doğru görevlendirilmiş olduğunda, yaklaşın bir milyon yıl boyunca Orvonton’un yoklama çağrısında yer almamasına rağmen kendisinden beklenen zaman içinde istenilen bilgiye ulaşıp geri dönmüştür.
23:2.17 (259.3) Aşkın evrenler içinde Yalnız İleticiler’in hizmeti için hiçbir kısıtlama bulunmamaktadır; onlar, yüksek mahkemelerin yargılarının uygulayıcıları veya âlemin iyiliği için bilgi toplayıcıları olarak faaliyet gösterebilir. Aşkın yaratılmışların bütünü içinde onlar, Orvonton üzerinde hizmet etmekten en büyük keyfi alanlardır; çünkü burada duyulan ihtiyaç en yüksek derecede olup, kahramansal çabalar için ortaya çıkan olanaklar fazlasıyla çoğalmış bir durumdadır. Bu bağlamda hepimiz, daha fazla ihtiyaç duyulan âlemlerde daha fazla doygun bir düzeyde bulunan faaliyete dair memnuniyeti duyumsamaktayız.
23:2.18 (259.4) 4. Yerel Evrenlerin Habercileri. Yerel bir evrenin hizmetleri içerisinde, Yalnız İleticiler’in faaliyetleri üzerinde hiçbir kısıtlama bulunmamaktadır. Onlar, her ne kadar hükmeden bir durumda olan Üstün Evlat’ın bütüncül yetki alanı altında olsalar da, yerel evren Ana Ruhaniyeti’nin amaçları ve niyetlerinin inanç sahibi olan gerçeği açığa çıkaranlarıdır. Buna ek olarak bu durum; evren yönetim merkezlerinden doğrudan bir biçimde dışa doğru seyir halinde olmalarından veya Takımyıldız Yaratıcıları, Sistem Egemenleri ve Gezegensel Prensler ile birlikte geçici olarak birliktelik halinde bulunmalarından bağımsız olarak, bir yerel evren içinde faaliyet halinde olan tüm ileticiler için doğru bir nitelik taşır. Bir Yaratan Evlat kendisine ait olan âlemin egemen idarecisi olarak yükseldiği anda onun eli altında tüm güçlerin toplanmasından önce; yerel âlemlerin bu ileticileri Zamanın Ataları’nın genel yönlendirmesi altında faaliyet gösterir, buna ek olarak onlar, Zamanın Birlikteliği biçimindeki kendilerine ait olan yerleşik temsilciye doğrudan bir biçimde sorumludur.
23:2.19 (259.5) 5. Yönlendirilmemiş Görev’in Kâşifleri. Yalnız İleticiler’in yedek birlikleri haddinden fazla bir biçimde görevlendirilmek üzere toplandığında, orada Yedi Yüce Güç Yöneticisi’nden biri tarafından gönüllülerin keşfi için bir çağrıda bulunulur. Buna ek olarak hiçbir zaman orada herhangi bir gönüllü eksikliği yaşanmamaktadır; çünkü onlar, yenidünyaların ve âlemlerin düzenleyici bir konumdaki çekirdeklerini bulmanın heyecanını deneyimlemek için özgür ve kısıtlanmamış kâşifler olarak sevk edilmekten büyük bir memnuniyet duyarlar.
23:2.20 (259.6) Onlar, âlemlerin mekân düşünürleri tarafından sağlanan izleri araştırmak için harekete geçerler. Kuşkuya yer bırakmayan bir biçimde Cennet İlahiyatları, mekânın keşfedilmemiş bahse konu enerji sistemlerinin varlığının bilgisine sahiptir, fakat onlar hiçbir zaman bu bilgiyi ifşa etmemektedirler. Eğer Yalnız İleticiler; düzenlenmekte olan bu yeni enerji sistemlerini keşfetmemiş ve onların konumlarını tespit etmemiş olsalardı, bu tür olgular komşu âlemlerin akli varlıkları tarafından bile uzun bir süreliğine fark edilmemiş olarak kalmaya devam edecekti. Bir sınıf olarak Yalnız İleticiler, yer çekimine karşı bir hayli hassastırlar; bu nedenle onlar bazen, yaşam deneyimleri için en iyi bir biçimde uyumlu hale gelmiş olan bahse konu dünyalar şeklindeki küçük karanlık gezegenlerin olası mevcudiyetini tespit ederler.
23:2.21 (260.1) Yönlendirilmemiş görevin bahse konu iletici-kâşifleri, üstün evren içinde devriye halinde bulunmaktadır. Onlar sürekli olarak, dışsal uzayın tümünün ortaya çıkarılmamış kısımları için keşifsel seferler düzenlerler. Dışsal uzayın âlemleri içindeki etkileşimlerine dair elimizde bulundurduğumuz bilgilerin büyük bir kısmını biz, onların sık sık tekrar eden göksel gökbilimcileri ile olan görevleri ve çalışmaları biçimindeki Yalnız İleticiler’in keşiflerine borçlu bulunmaktayız.
23:2.22 (260.2) 6. Özel Görev’in Elçileri ve Temsilcileri. Yerel evrenler, evlatlığa ait olan elçilerin özgün düzeylerinden seçilen onların geleneksel olarak değişime uğradıkları aynı aşkın evren üzerinde konumlanmıştır. Fakat yaşanacak herhangi bir gecikmeden kaçınmak için sık sık Yalnız İleticiler’den, bir âlemi diğerine tanıtmak ve ifade etmek amacıyla bir yerel yaratımdan diğerine elçiler olarak ziyaret etmesi istenir. Örnek olarak; yeni bir yerleşik âlem keşfedildiğinde, yüksek bir melek uykusuna yatırılmış elçinin bahse konu bu uzak âleme ulaşabilmesinden önce uzun bir sürenin geçmesi, onun mekân üzerinde oldukça uzak bir konumda bulunduğunu kanıtlayabilir. Yüksek bir melek uykusuna yatırılmış bir varlık mümkün olan bir biçimde, sizin zamanınıza göre bir saniyede 558,840 Urantia milini aşan bir hıza ulaşamaz. Devasa yıldızlar, çapraz akıntılar ve tali yollara ek olarak ilgi çekici teğetler bu türden bir hızın tümünü yavaşlatmaya o kadar eğilimlidir ki, uzun bir yolculuk sürecinde sahip olunan hız ortalama olarak saniyede 550,000 mile düşmektedir.
23:2.23 (260.3) Bir özgün elçinin uzun bir yerel evrene ulaşmasının bin yıllar sürecek olması gerektiğinde, çoğunlukla bir Yalnız İletici’den geçici olarak elçi biçiminde doğrudan faaliyet göstermeye başlaması istenir. Yalnız İleticiler, Çekim İleticiler’in yaptığı gibi zamandan ve mekândan bağımsız olan bir şekilde değil fakat neredeyse ona benzer bir biçimde, çok kısa olan süreler içinde hareket edebilir. Onlar aynı zamanda, özel görevin sorumluları olarak diğer şartlar altında hizmet gösterebilir.
23:2.24 (260.4) 7. Gerçeğin Açığa Çıkarıcıları. Yalnız İleticiler, gerçeği açığa çıkarmayı kendilerine ait olan düzeyin en yüksek olan yetkinliği olarak değerlendirirler. Buna ek olarak onlar zaman zaman, aşkın evrenlerden mekânın bireysel gezegenlerine bu yetkinlik içerisinde faaliyet gösterirler.
23:3.1 (260.5) Yalnız İleticiler; yayın hizmetinin veya yansıma işleyişinin uygulanmasının elverişsiz olduğu zamanlarda, önemli ve acil iletimlerin hızlı aktarımı için tüm âlemler içinde olanaklı olan kusursuz ve güvenilir kişiliğin en yüksek biçimidir. Onlar, özellikle zaman unsurunun bir etken olarak bulunduğu yerlerde olan âlemlerin ruhsal ve maddi varlıklarına yardım etme biçimindeki görevlerinin sonu olmayan çeşitliliği içinde hizmet eder. Aşkın evren nüfuz alanlarının hizmetleri için görevlendirilen tüm düzeyler içinde onlar, zaman ve mekânın sınırlamasına karşı durmaya çok yaklaşan, en yüksek ve en çok yönlü niteliğe sahip olan kişilikleştirilmiş varlıklardır.
23:3.2 (260.6) Kâinat’a, ulaşım amaçları için çekim gücünü kullanan ruhaniyetler oldukça yeterli bir biçimde tedarik edilmiştir; onlar, herhangi bir yere aniden gerçekleşen bir biçimdeki zaman aralığında hareket edebilir, fakat onlar bu bağlamda kişiler değillerdir. Çekim İleticileri ve Aşkın Kaydediciler gibi belirli diğer çekim katedicileri kişisel varlıklardır; fakat onlar aşkın ve yerel evren idarecileri için uygun bir durumda değillerdir. Dünyalar; melekler, insanlar ve diğer yüksek kişisel varlıklar tarafından doldurulmuş bir durumdadır, fakat onlar zaman ve mekân tarafından sınırlandırılmış bir durumdadır. Yüksek bir melek uykusuna yatırılmamış olan varlıklar için hız sınırı, sizin dünyanızın ölçümüne ve zamanına göre saniyede 186,280 mildir; yarı-ölümlü yaratılmışlar ve belirli diğer varlıklar, yetkinliğe sahip oldukları biçimiyle ve çoğunlukla bunu gerçekleştikleri şekliyle hız sınırının iki katı olan saniyede 372,560 mile erişirler. Bunun karşısında ise yüksek melekler ve diğerleri, hız sınırının üç katı olan saniyede 558,840 mil ile uzayı kat edebilir. Buna rağmen orada, Yalnız İleticiler’in dışında yüce meleklerin görece düşük hızları ve çekim katedicilerinin anlık hızları arasında faaliyet gösteren hiçbir taşıma veya iletici kişiliği bulunmamaktadır.
23:3.3 (261.1) Bu nedenle Yalnız İleticiler genel olarak; kişiliğin görevin başarılması için temel olduğu, ve kişilik ileticisinin hazır bir biçimde uygun olan diğer türlerinin gönderimiyle oluşması mümkün zaman kaybından kaçınılması arzulanan bu durumlarda, sevk ve görevlendirilme için kullanılırlar. Onlar kesinlikle, muhteşem evrenin bir araya gelmiş kâinatsal akımlarını eş zamanlı haline getirebilen kişileştirilmiş tek varlıklarıdır. Onların uzay içindeki hareketleri bakımından sahip oldukları hızlar, müdahil olan etkilerin çok büyük bir çeşitliliğine bağlı olarak değişkenlik gösterir; fakat kayıtlar göstermektedir ki, bu anlatım görevini yerine getirmek için hareket halinde olan birliktelik içinde bulunduğum ileticinin hızı, ölçümlerinize ve zamanınıza göre saniyede 841.621.642.000 mile ulaşmıştır.
23:3.4 (261.2) Bir ruhaniyetin nasıl gerçek bir insan olabileceğini, ve aynı zamanda uzay içinde bu türden devasa hızlar içinde nasıl katedebileceğini, aklın maddesel bir biçimine açıklamam sahip olduğum yetkinliğin bütünüyle ötesindedir. Yine de bahse konu bu Yalnız İleticiler gerçekte, Uratia’ya ve Urantia’dan bu kavranılamaz hızlarda hareket etmektedir; aslında kâinatsal idarenin bütüncül işleyişsel yapısı böyle bir gerçekliğe sahip olmasaydı, kendisine ait olan kişisel unsurdan büyük bir biçimde yoksun bir şekilde olacaktı.
23:3.5 (261.3) Yalnız İleticiler; muhteşem kâinatın oluşturulan döngüleri içinde, bütünleşmemiş âlemler biçimindeki uzayın derinliklerideki bölgeler boyunca iletişimin acil hatları olarak faaliyet gösterebilir. Bir ileticinin bahse konu biçimde faaliyet halinde olduğunda, Urantia’nın gök bilimcilerinin yıldızsal uzaklıkları ölçtüğü biçimiyle yaklaşık yüz güneş yılı uzaklıkta bulunan birliktelik içindeki bir ileticiye uzay boyunca bir iletimi veya uyarıyı aktarabilmesi gerçekleşen bir durumdur.
23:3.6 (261.4) Aşkın-evrenlerin olaylarının işleyişinde bizler ile eş güdüm halinde bulunan varlıkların sayısız türü içinde hiçbiri, zaman kazandıran destek ve işlevsel yardım bakımından onlar kadar önemli değildir. Mekânın âlemleri içinde, zamanın yetersizlikleri ile yüzleşmek durumundayız; bu nedenden dolayı Yalnız İleticiler’in, iletişimin kişisel ayrıcalıklarının araçları vasıtasıyla gerçekleştirdikleri büyük hizmeti bir biçimde mekândan, ve onların devasa hızlarının niteliği nedeniyle ise neredeyse zamandan da bağımsızdır.
23:3.7 (261.5) Urantia faniler için, Yalnız İleticiler’in herhangi bir biçime sahip olmadan nasıl gerçek ve kesin kişiliklere sahip olabildiklerini anlatacak olmanın şaşkınlığı içerisindeyim. Her ne kadar onlar, doğal olarak kişilik ile ilişkilendirilen bahse konu biçime sahip olmasalar da; ruhaniyet varlıkların tüm diğer biçimleri tarafından algılanabilecek bir ruhaniyet mevcudiyetini ellerinde bulundururlar. Yalnız İleticiler; uçsuz bucaksız olan bir kişiliğin tüm ayrıcalıklarıyla bir araya gelmiş olan, biçimi bulunmayan bir ruhaniyetin neredeyse tüm olumlu özellikleriyle donatılmış görünümüne sahip olan varlıkların tek bir sınıfıdır. Onlar, yine de kişisel olmayan ruhaniyet dışavurumları özelliklerinin neredeyse tümüyle donatılmış olduğu gerçek kişiliklerdir.
23:3.8 (261.6) Yedi aşkın evren içinde genel olarak fakat her zaman gerçekleşmeyen bir biçimde, zaman ve mekânın yetersizlikleri karşısında herhangi bir yaratımın özgürlüğünü arttıran her şey, kişiliğin ayrıcalıklarını orantılı bir biçimde azaltmaya eğilimlidir. Yalnız İleticiler, bu genel kanun için istisnai bir niteliğe sahiptir. Onlar etkinliklerinin tümünde; ruhsal dışavurumun, kutsal hizmetin, kişisel yardımın ve kâinatsal iletişimin sınırı olmayan alanlarının herhangi birinin ve tümünün uygulanması bakımından neredeyse kısıtlanmamış bir haldedir. Kâinat idaresi içinde bu olağanüstü varlıklara benim deneyimim gözünden bakacak olursanız, onların çok yönlü olan eş güdümü olmadan kâinat olaylarını düzenlemenin ne kadar zor olacağını kavrayacaksınız.
23:3.9 (262.1) Kâinat ne kadar genişlerse genişlesin, muhtemelen herhangi bir ilave Yalnız İletici bir daha yaratılmayacaktır. Âlemler büyürken idarenin genişleyen görevi artan bir biçimde; ruhaniyet yardımcılarının diğer türlerine ek olarak yerel evren Ana Ruhaniyetleri ve Egemen Evlatları’nın yaratılmışları gibi bahse konu yeni yaratılmışlar içinden kaynaklığını alan varlıklar tarafından yüklenilmelidir.
23:4.1 (262.2) Yalnız İleticiler, ruhaniyet varlıkların tüm türleri için kişilik eş güdümcüleri şeklindeki görünüme sahiptirler. Onların hizmeti, uçsuz bucaksız ruhsal dünyanın tüm kişiliklerinin birbirine benzemesine yardımda bulunacaktır. Onlar tüm ruhaniyet varlıkları içinde topluluk kimliğinin bir bilincine ait olan bu gelişime fazlasıyla katkıda bulunmaktadır. Ruhaniyet varlığının her bir türüne, farklı olmasına rağmen tüm diğer türler ve düzeylerle olan bu tür varlıkların anlayışını ve kardeşlik biçimindeki bütünleşmesini geliştiren Yalnız İleticiler’in özel toplulukları tarafından hizmet edilir.
23:4.2 (262.3) Yalnız İleticiler’in, üstün evren üst denetimcilerinin absonit düzeniyle iletişim halinde bile bulunması şeklinde, sınırlı kişiliğin tüm türleri ve düzenlerini eş güdüm haline getirmede bu kadar muazzam bir yetkinliği ortaya koyması bazılarımızın, Sınırsız Ruhaniyet tarafından bu ileticilerin yaratımının bazı yönleriyle Yüce-Nihai Akıl’a ait olan Bütünleştirici Bünye’nin bahşedilişi ile iniltili olduğu varsayımında bulunmasına sebep olmaktadır.
23:4.3 (262.4) Kesinliğe erişecek olanlardan biri ve bir Cennet Vatandaşı Yüce-Nihayet’in açığa çıkarılmamış olan akıl potansiyelleri ile alakalı bir etkileşim biçimindeki, “ebediyetin ve zamanın bir çocuğunun” kutsal bir biçimde üçleştirilmesinde eş güdüm halinde bulunur. Buna ek olarak bu türden sınıflandırılmamış bir kişilik Vicegerington’a sevk edilince bir Yalnız İletici her zaman, bu tür ilahiyat aklının bahşedilmesinin kişilik etkisinin bir varsayımı olarak, yaratılmış kökenli olan kutsal bir biçimde üçleştirilmiş bu türden bir evlat için koruyucu-refakatçi olarak görevlendirilir. Bu iletici, görevinin dünyası için nihai sonun yeni evladına eşlik eder, ve bir daha Vicegerington’dan ayrılmaz. Zamanın ve ebediyetin bir çocuğunun nihai sonuna bu nedenle bağlı olduklarında bir Yalnız İletici, sonsuza kadar Üstün Evren Mimarları’nın tek olan üst denetimine taşınır. Bu türden bir olağanüstü birlikteliğin geleceğinin ne olduğunun bilgisine sahip değiliz. Benzersiz kişiliklerin bu birliktelikleri çağlar boyunca Vicegerington üzerinde bir arada bulunmaya devam etmiş olup, buna rağmen onların bir çifti bile şimdiye kadar oradan ayrılmamıştır.
23:4.4 (262.5) Yalnız İleticiler, sayıca değişmez bir nüfusa sahiptir; fakat nihai sonun evlatlarının kutsal üçleştirilmesi, açık bir biçimde sınırı olmayan bir işleyiş biçimidir. Nihai sonun kutsal olarak üçleştirilen her bir evladı bir Yalnız İletici’ye atandığı için, bize öyle gelmektedir ki gelecek zaman içinde ileticilerin arzı karşısında onların talebinde bir artma olacaktır. Peki, bu durumda muhteşem kâinat içinde onların görevini kim devralacaktır? Onların hizmeti Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri arasındaki bazı yeni gelişimler tarafından mı üstlenilecektir? Tek ve çift kökenli yaratılmışlar dışsal uzayın âlemlerine doğru hareket ederlerken, muhteşem kâinat bazı uzun süreçler boyunca Kutsal Üçleme kökenli varlıklar tarafından daha yakından bir biçimde mi idare edilecektir? Eğer ileticiler bir önceki hizmetlerine dönerlerse nihai sonun bahse konu bu evlatları onlara eşlik edecek mi? Etkin Yalnız İleticiler’imizin hepsi Vicegerington üzerinde mi toplanacak? Bahse konu bu olağanüstü ruhaniyet kişilikleri ebedi olarak, açığa çıkarılmamış nihai sonun kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatları ile birliktelik halinde mi olacaklar? Vicegerington üzerinde bir araya gelen, Üstün Evren’in Mimarları biçimindeki bahse konu bu kudretli olan gizemli varlıkların ayrıcalıklı yönlendirilişi altında olan bu çiftlerin gerçekliğine hangi önemi atfetmeliyiz? Bu ve buna benzer kendimize ve göksel varlıkların sayısız diğer düzenlerine yönelttiğimiz soruların bilgisine sahip değiliz.
23:4.5 (263.1) Kâinat yönetiminin birçok benzer oluşumlarıyla birliktelik halindeki bu etkileşim; hataya yer bırakmayan biçimde Havona ve Cennet’e bile ait olan biçimdeki muhteşem kâinatın görevlilerinin, dışsal uzayın âlemleri boyunca şu an içinde ortaya çıkan çok geniş enerji evrimleriyle uyumlu ve onunla ilişkili olarak, belirli ve kesin olan bir yeniden düzenleniş sürecinden geçtiğini göstermektedir.
23:4.6 (263.2) Biz; gelecek zamanın, ebedi geçmişin deneyimlediği her şeyi fazlasıyla aşan kâinat evriminin olgular bütününü gözlemleyeceğine dair inancı kabul etmekteyiz. Buna ek olarak biz bu tür devasa serüvenleri, sizin bile yapmanız gereken bir biçimde, şevk dolu keyfiyetle ve en başından beri artan bir biçimde olan beklentilerle öngörmekteyiz.
23:4.7 (263.3) [Uversa’dan olan bir Kutsal Danışman tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
24. Makale
24:0.1 (264.1) UVERSA üzerinde biz, Bütünleştirici Yaratan’ın tüm kişiliklerini ve unsurlarını üç büyük bölüme ayırdık: bunlar Sınırsız Ruhaniyet’in Yüksek Kişilikleri, Mekânın İletici Ev sahipleri ve Zamanın Yardımcı Ruhaniyetleri’dir. Bu ruhsal varlıklar, fani ilerlemenin yükseliş düzenine ait olan irade sahibi yaratılmışlarına hizmet etme ve onların eğitimi ile görevlidir.
24:0.2 (264.2) Bu anlatımlarda ifade edilen Sınırsız Ruhaniyet’in Yüksek Kişilikleri, muhteşem kâinat içinde yedi bölüm altında faaliyet gösterir:
24:0.3 (264.3) 1. Yalnız İleticiler.
24:0.4 (264.4) 2. Kâinat Döngü-Yüksek Denetimcileri.
24:0.5 (264.5) 3. Nüfus İdarecileri.
24:0.6 (264.6) 4. Sınırsız Ruhaniyet’in Kişisel Yardımcıları.
24:0.7 (264.7) 5. Yardımcı Müfettişler.
24:0.8 (264.8) 6. Görevlendirilmiş Koruyucular.
24:0.9 (264.9) 7. Mezun Rehberleri.
24:0.10 (264.10) Yalnız İleticiler, Döngü-Yüksek Denetimcileri ve Kişisel Yardımcılar, karşı-çekimin devasa edinimlerinin iyeliği tarafından tanımlanmaktadırlar. Yalnız İleticiler, genel bir yönetim merkezine sahip olmamalarıyla tanınırlar; çünkü onlar kâinat âlemlerinin tümü içerisinde sürekli hareket halindedirler. Kâinat Döngü-Yüksek Denetimcileri ve Nüfus İdarecileri, aşkın-evrenlerin başkentleri üzerindeki yönetim merkezlerini idame ettirirler. Sınırsız Ruhaniyet’in Kişisel Yardımcıları, Işığın Adası’nın merkezi üzerinde konumlanmışlardır. Yardımcı Müfettişler ve Görevlendirilmiş Koruyucular sırasıyla, yerel evrenlerin ve bağlı bulundukları sistemlerin başkentleri üzerinde ayrı ayrı konumlanmışlardır. Mezun Rehberleri, Havona evreni üzerinde ikamet edip, ona ait sayıca milyara varan dünyaların hepsi üzerinde faaliyet gösterir. Bahse konu bu yüksek kişiliklerin büyük bir çoğunluğu, yerel evrenler üzerinde yerel merkezlere sahiptir; fakat onlar, organik olarak evrimsel âlemlerin idarelerine bağlı değillerdir.
24:0.11 (264.11) Bu topluluğu oluşturan yedi sınıf içerisinde sadece Yalnız İleticiler ve muhtemelen Kişisel Yardımcılar kâinat âlemlerinin tümünü kapsar. Yalnız İleticiler’e; Havona döngüleri boyunca aşkın-evren başkentlerine doğru, ve buradan dışa doğru uzanan yerel evrenlere ait olan alt bölümlerle birlikte onların birimleri boyunca yerleşik dünyalara bile varasıya kadar uzanan bir kapsam dâhilinde Cennet’in dışına doğru rastlanır. Her ne kadar Yalnız İleticiler, Sınırsız Ruhaniyet’in Yüksek Kişilikleri’ne dâhil olsalar da; onların kökeni, doğası ve hizmeti bir önceki makalede etraflıca dile getirilmiştir.
24:1.1 (265.1) Mekânın geniş güç mevcutları ve ruhani enerji döngüleri kendiliğinden işler bir görünüme sahip olabilir; onlar herhangi bir izin veya engelleme olmadan işlevini yerine getiriyormuş gibi görünebilir, fakat böyle bir durum bahse konu unsurlar için söz konusu değildir. Enerjinin bu olağanüstü derecede görkemli olan sistemlerinin tümü denetim altında bulunur; onlar akli yüksek denetime bağlıdır. Kâinat Döngü-Yüksek Denetimcileri; Kâinat Güç Yöneticileri’nin nüfuz alanı olan, saf bir biçimde bulunan fiziksel veya maddi enerjinin alanlarıyla ilgili değildir; bunun yerine onlar, akli yaratılmışların morontia veya geçiş türüne ek olarak bir hayli gelişmiş ruhsal varlıkların ikisinin de idamesi için temel teşkil eden, bahse konu değişikliğe uğratılmış ve göreceli olan ruhsal enerjinin döngüleriyle ilgilidir. Yüksek denetimciler, kutsallığın aşkın özünün ve enerjisinin döngülerine kökenlik teşkil etmezler; fakat onlar genel olarak, aşkın evreni bir araya getiren kısımlarının idaresi içerisinde ilgili olan göreceli ruhaniyet döngülerinin tümüne ek olarak ebediyetin ve zamanın tüm yüksek ruhaniyet döngüleriyle alakalıdır. Onlar, Cennet Adası’nın dışında bulunan bu tür ruhaniyet-enerji döngülerinin tümünü yönetir ve yönlendirir.
24:1.2 (265.2) Kâinat Döngü-Yüksek Denetimcileri, Sınırsız Ruhaniyet’in ayrıcalıklı yaratılmışları olup; onlar sadece Bütünleştirici Bünye’nin görevlileri olarak faaliyet gösterirler. Onlar şu dört düzey içinde hizmet vermek amacıyla kişileştirilmiştir:
24:1.3 (265.3) 1. Yüce Döngü-Yüksek Denetimcileri.
24:1.4 (265.4) 2. Bağlı Döngü-Yüksek Denetimcileri.
24:1.5 (265.5) 3. İkincil Döngü-Yüksek Denetimcileri.
24:1.6 (265.6) 4. Üçüncül Döngü-Yüksek Denetimcileri.
24:1.7 (265.7) Havona’nın yüce yüksek denetimcileri ve aşkın evrenlerin bağlı yüksek denetimcileri nüfusları bakımından tamamlanmıştır; bu düzeylere ait olan hiçbir yeni unsur artık yaratılmamaktadır. Yüce yüksek denetimciler sayıca yedi olup, yedi Havona döngüsünün öncü dünyaları üzerinde konumlanmışlardır. Yedi aşkın evrenin döngüleri; Yedi Yüce İdareci’nin dünyaları biçimindeki Sınırsız Ruhaniyet’in yedi Cennet alanı üzerinde yönetim merkezlerini düzenleyen, yedi bağlı yüksek denetimcinin muhteşem bir topluluğundan sorumludur. Onlar buradan mekânın aşkın evrenlerinin döngülerini yönlendirir ve onlar üzerinde yüksek denetimde bulunur.
24:1.8 (265.8) Ruhaniyet’in bu Cennet alanları üzerinde, yedi bağlı döngü-yüksek-denetimcileri ve Yüce Güç Merkezleri’nin ilk düzeyi; Yüce İdareciler’in yönetimi altında yedi aşkın-evrene doğru yayılan, tüm maddi ve ruhsal döngülerin alt Cennet eş güdümünde sonuçlanan bir birlikteliği yerine getirir.
24:1.9 (265.9) Her aşkın evrenin yönetim merkezi üzerinde, ikincil yüksek deneyimciler zaman ve mekânın yerel evrenleri için konumlanmışlardır. Azınlık ve çoğunluk birimleri, aşkın hükümetlerin yönetim bölümleridir; fakat onlar, ruhaniyet-enerji yüksek denetiminin bahse konu olaylarıyla ilişkili değildir. Ben, muhteşem kâinat içinde ne kadar ikincil-döngü-yüksek denetimcisinin var olduğunun bilgisine sahip değilim; fakat Uversa üzerinde bu varlıkların sayıca nüfusu 84.691’dir. İkincil yüksek denetimciler sürekli bir biçimde yaratılış halindedir; zaman zaman onlar, Yüce İdareciler’in dünyaları üzerinde yetmişerli topluluklar halinde ortaya çıkar. Biz; yetki alanımız içinde bulunan evrim halindeki yeni evrenler için kuvvet birliğinin ve ruhaniyet enerjisinin ayrı döngülerinin oluşturulması amacıyla düzenlemede bulunurken, onları kullanmak üzere idari talebimiz ile birlikte elde ederiz.
24:1.10 (265.10) Üçüncül bir döngü-yüksek denetimcisi her yerel evrenin yönetim merkezi üzerinde faaliyette bulunur. Bu düzey, ikincil yüksek denetimcilere benzer bir biçimde, yedi yüzlü topluluklar halinde yaratılma biçiminde sürekli devam eden yaratımın bir parçasıdır. Onlar, Zamanın Ataları tarafından yerel evrenler için görevlendirilmiştir.
24:1.11 (266.1) Döngü-yüksek denetimcileri belirli görevler için yaratılmışlardır, buna ek olarak onlar ebedi bir biçimde kendilerine ait özgün görevlerinin toplulukları içinde hizmet eder. Onlar hizmet içinde dönüşümlü olarak faaliyette bulunmazlar, ve bu nedenden dolayı onlar özgün görevlerinin âlemleri içinde bulunan sorunların çok uzun yıllar süren araştırmasını gerçekleştirebilirler. Örnek olarak; 572.842’nci üçüncül döngü-yüksek denetimcisi, yerel evreninizin öncül halinden beri Salvington üzerinde faaliyet göstermekte olup; o Nebadonlu Mikâil’in bireysel görevlilerinin bir üyesidir.
24:1.12 (266.2) Yerel veya daha yüksek olan evrenler içinde faaliyet göstermesinden bağımsız olarak döngü-yüksek denetimcileri; tüm kişiliklerin taşınması amacıyla ruhaniyet iletilerinin bütünün aktarımı için ilgili tüm uygun döngüleri uygulama gayesiyle yönlendirir. Döngü-yüksek denetiminin kendilerine ait olan görevlerinde bu etkili varlıklar; kâinat âlemlerinin tümü içindeki tüm kurumları, kuvvetleri ve kişilikleri kullanır. Onlar, açığa çıkarılmamış olan “döngü denetiminin yüksek ruhaniyet kişiliklerini” görevlendirip; Sınırsız Ruhaniyet’in kişiliklerinden oluşan sayısız görevli tarafından çok yetkin bir biçimde yardım görür. Eğer bir evrimsel dünyanın Gezegensel Prensi Kâinatın Yaratıcısı’na ve ona vekâlet Evlat’a karşı gelecek olursa, bahse konu bu dünyayı tecrit altına alacak olan onlardır. Onlar, yüksek ruhsal düzeyin belirli kâinat döngülerinin herhangi bir dünyasını dışarı çıkarmaya yetkindirler; fakat onlar, kuvvet yöneticilerinin maddi mevcudiyetlerini feshedemezler.
24:1.13 (266.3) Kâinat Döngü-Yüksek Denetimcileri, Kâinat Güç Yöneticileri’nin maddi döngülerle sahip olması gereken ilişkisine benzer bir ilişkiye ruhaniyet döngüleriyle sahiptir. Bahse konu bu iki düzey, bir birini tamamlar bir nitelikte olup; beraber bir biçimde, yaratılmışlar tarafından denetlenebilen ve onlar tarafından düzenlenebilen tüm ruhani ve maddi döngülerin gözetimine sahiptir.
24:1.14 (266.4) Döngü-yüksek denetimcileri, güç yöneticilerinin mekanik akıl biçimindeki fiziksel-enerji ile birliktelik halinde olan aklın düzeyleri üzerinde belirli yetkiye sahip olduğu kadar, ruhaniyet ile birliktelik halinde bulunan bahse konu akıl döngülerinin belirli gözetimini uygularlar. Genel olarak, her düzeyin faaliyeti bir diğerinin etkileşimsel birlikteliği tarafından genişlemiştir; fakat saf aklın döngüleri, hiçbirinin yüksek denetimine bağlı değildir. Buna ek olarak iki düzeyden hiçbiri eş güdüm halinde değildir; Kâinat Döngü-Yüksek Denetimcileri çok katmanlı görevlerinin tümünde, Yedi Yüce Güç Yöneticileri ve onların emri altındaki unsurlara bağımlıdır.
24:1.15 (266.5) Döngü-yüksek denetimcileri kendilerine ait olan düzey içinde bütüncül olarak birbirlerine benzerlerken, gerçekte onların hepsi farklı bireylerdir. Onlar kelimenin tam anlamıyla kişisel varlıklardır; fakat yine onlar, kâinatsal mevcudiyetin tümü içinde yaratılmışın herhangi bir diğer biçiminde karşılaşılmamış, Yaratıcı’nın bahşettiği kişiliğin dışında olan bir kişilik türünü elinde bulundururlar.
24:1.16 (266.6) Her ne kadar siz, içsel doğrultuda bulunan Cennet’e doğru olan yolculuğunuzda onları tanıyacak ve onların farkına varacak olsanız bile, onlar ile hiçbir kişisel ilişkiye sahip olmayacaksınız. Onlar döngü-yüksek denetimcileri olup, kendilerini ilgilendiren görevlerine katı ve etkin bir biçimde katılım halinde bulunmaktadırlar. Onlar sadece, kendilerinin yüksek denetimlerine bağlı olan döngülerle ilgili bu eylemlerin denetimine sahip olan bahse konu unsurlar ve kişilikler ile etkileşim halindedir.
24:2.1 (266.7) Her ne kadar Evrensel Us’un sahip olduğu kâinat aklı, tüm düşünen yaratılmışların mevcudiyetinin ve onların nerede bulunduklarının farkında olsa da; orada, tüm irade sahibi yaratılmışların sayımının yapıldığı kâinat âlemlerinin tümü içinde işlev dâhilinde olan bağımsız bir yöntem bulunmaktadır.
24:2.2 (266.8) Nüfus İdarecileri, Sınırsız Ruhaniyet’in özel ve tamamlanmış bir yaratımıdır, ve onlar bizler tarafından bilinmeyen bir nüfusa sahiptirler. Onlar; ussal iradeye kişisel olarak duyarlı ve ona karşılık veren bir niteliğe sahip olurken, aşkın âlemlerin yansıma işleyiş biçimiyle kusursuz eş zamanlılığı yerine getirmeye yetkin olması amacıyla yaratılmıştır. Bahse konu bu idareciler, muhteşem kâinatın herhangi bir parçası içinde herhangi bir iradenin doğuşundan -tamamiyle anlaşılamamış bir işleyiş biçimiyle- anında haberdar olan bir nitelikte yaratılmıştır. Bu nedenle onlar her zaman; yedi aşkın-evren ve merkezi yaratımın herhangi bir parçası üzerindeki tüm irade sahibi yaratılmışların nüfusu, doğası ve nerede bulunduklarını bizlere bildirmeye yetkindirler. Fakat onlar Cennet üzerinde faaliyet göstermemektedir; çünkü onların burada bulunmalarını gerektirecek herhangi bir neden bulunmamaktadır. Cennet üzerinde bilgi içkin olup; İlahiyatlar her şeyin bilgisine sahiptir.
24:2.3 (267.1) Yedi Nüfus İdarecisi, onlardan her birinin her bir Havona döngüsünün öncül dünyası üzerinde konumlanması biçiminde Havona içinde faaliyet gösterir. Ruhaniyet’in Cennet dünyaları üzerinde düzeyin bahse konu yedi unsuru ve yedek birlikleri haricinde tüm Nüfus İdarecileri, Zamanın Ataları’nın yetkisi altında faaliyet gösterir.
24:2.4 (267.2) Bir Nüfus İdarecisi, her aşkın evrenin yönetim merkezi üzerinde hâkimiyeti yerine getirir; böyle bir baş yöneticiye tabi olma durumu her yerel evrenin bir başkenti üzerinde binlercedir. Bu düzeyin tüm kişilikleri, Havona öncül dünyaları üzerinde bulunan unsurlar ve yedi aşkın evren baş yöneticileri haricinde eş niteliğe sahiptir.
24:2.5 (267.3) Yedinci aşkın evren üzerinde, yüz bin Nüfus İdarecisi bulunmaktadır. Ve bu sayı bütünüyle, yerel evrenler için hali hazırda görevlendirilebilecek olanlardan oluşmaktadır; bu sayı, tüm Orvonton yöneticilerinin aşkın evren baş yöneticisi biçimindeki Usatia’nın kişisel görevlilerini kapsamamaktadır. Usatia, diğer aşkın evren baş yöneticilerine benzer bir biçimde, ussal aklın onayına doğrudan bir biçimde bağlı bir halde değildir. O sadece, Orvonton âlemleri içinde konumlanmış kendisinin emri altında bulunan unsurlarına bağımlıdır; bu nedenle o, yerel yaratılmışların başkentlerinden gelen raporları için muhteşem bir bütünleştirici kişilik olarak hareket eder.
24:2.6 (267.4) Zaman zaman Uversa’nın resmi yazıcıları, Usatia’nın kişiliği üzerinde ve onun içindeki kütük kayıtları tarafından tanımlandığı biçimde aşkın evrenlerin durumunu kendi kayıtlarına geçirirler. Bu tür sayım verileri aşkın evrenlere özgüdür; bahse konu bu raporlar ne Havona’ya ne de Cennet’e iletilirler.
24:2.7 (267.5) Nüfus İdarecileri sadece, diğer irade sahibi varlıklarla olduğu gibi, irade faaliyetinin gerçekliğini kayıt altına alma kapsamında insan varlığıyla ilişkilidir. Onlar, sizin yaşamınız veya onun eylemlerinin kaydı ile ilgili değillerdir; onlar hiçbir biçimde yazıcı kişilikler değillerdir. Şu an Salvington üzerinde konumlanmış bir biçimde bulunan Orvonton’un sayıca 81.412’ncisi olan Nebadon’un Nüfus İdareci’si, mevcut an içerisinde Urantia üzerindeki sizin yaşayan mevcudiyetinizin kişisel olarak bilincinde ve ondan haberdardır; buna ek olarak o, bir irade sahibi yaratılmış olarak faaliyetinizin sonuna geldiğimiz ölüm anınızın onaylanmasına dair kayıtları yerine getirecektir.
24:2.8 (267.6) Nüfus İdarecileri, iradenin ilk eylemi ortaya konulduğu zaman yeni bir irade yaratılmışının mevcudiyetini kayıt altına alacaktır; bu bağlamda yine onlar, iradenin en son eylemi gerçekleştiği anda bir irade yaratılmışının ölümünü bildireceklerdir. Yüksek hayvanların belirli tepkileri içinde gözlemlenen iradenin kısmi ortaya çıkışı, Nüfus İdarecileri’nin nüfuz alanlarına dâhil değildir. Onlar, tamamiyle gerçek olan irade yaratılmışları dışında hiçbir şeyin kaydını tutmamaktadırlar; buna ek olarak onlar, irade faaliyeti dışında hiçbir şeye karşılık vermemektedirler. Onların iradenin faaliyetini nasıl kayıt altına aldıklarına dair olan etraflıca bilgiye sahip bulunmamaktayız.
24:2.9 (267.7) Bu varlıklar, şimdiye kadar her zaman oldukları gibi ve gelecekte her zaman olacakları gibi Nüfus İdarecileri’dir. Onlar, kâinat görevinin herhangi bir diğer bölümü için görece yararsız olabilirlerdi. Fakat onlar faaliyetleri içinde hataya yer bırakmayan bir biçimde görev yaparlar; onlar hiçbir zaman ne yükümlülüğünü yerine getirememe durumuyla karşılaşır, ne de kendilerinden beklenen niteliklerin dışına çıkarak aksi yönde değişirler. Buna ek olarak her ne kadar onlar olağanüstü görkemli olan kuvvetlere ve inanılmayacak derecedeki ayrıcalıklara sahip olsalar da, onlar son kertede kişiliklerdir; onlar tanınabilen ruhaniyet mevcudiyeti ve biçimine sahiptir.
24:3.1 (268.1) Kişisel Yardımcılar’ın yaratımlarının biçimine ve zamanına dair özgün hiçbir bilgiye sahip bulunmamaktayız. Onların nüfusu çok kalabalık olmalıdır, fakat bu varsayım Uversa üzerinde bulunan hiçbir bir kayda dayanmamaktadır. Onların görevlerine dair olan bilgimize dayanan tutarlı çıkarımlardan yola çıkarak, onların nüfusunun sayıca trilyonlara kadar uzanan yüksek rakamlara ulaştığını tahmin etme girişiminde bulunmaktayım. Biz, Sınırsız Ruhaniyet’in bahse konu bu Kişisel Yardımcılar’ın yaratımı içindeki nüfus ile sınırlı olmadığı görüşünü beslemekteyiz.
24:3.2 (268.2) Sınırsız Ruhaniyet’in Kişisel Yardımcıları, İlahiyat’ın Üçüncül Bireyi’nin Cennet mevcudiyetini ayrıcalıklı bir biçimde desteklemek amacıyla mevcut bir halde bulunmaktadır. Her ne kadar Cennet üzerinde konumlanmış ve doğrudan bir biçimde Sınırsız Ruhaniyet’e bağlanmış olsa da onlar, yaratımın en uzakta bulunan kısımlarına doğru ileri ve geri, sağa ve sola olan bir biçimde her yana doğru sürekli bir halde ışık saçmaya devam ederler. Bütünleştirici Yaratan’ın döngüleri nerede genişlerse orada bahse konu bu Kişisel Yardımcılar, Sınırsız Ruhaniyet’in emrini yerine getirme amacıyla ortaya çıkabilirler. Onlar, Yalnız İleticiler gibi mekân üzerinde çok fazla bir biçimde yol kat edebilirler, fakat onlar ileticilerin olduğu gibi kişiler değildirler.
24:3.3 (268.3) Kişisel Yardımcılar bütünüyle birbirine eşit ve özdeştir; onlar bireyselliğin hiçbir farklılaşmasını sergilemezler. Her ne kadar Bütünleştirici Bünye, onlara gerçek kişilikler gibi davransa da, diğerleri için onları gerçek kişilikler olarak görmek bir hayli zordur; onlar diğer ruhaniyet varlıkları için bir ruhaniyet mevcudiyeti ortaya koymazlar. Cennet-kökenli varlıklar her zaman bu Yardımcılar’ın yakın bir konumda bulunduklarından haberdardır; fakat biz bir kişilik mevcudiyetinin farkına varamayız. Bu türden bir mevcudiyet-biçiminin yoksunluğu kuşkusuz olarak, İlahiyat’ın Üçüncül Birey’i için onların bütününün daha yetkin bir biçimde hizmet verebilen bir nitelikle olmasını mümkün kılar.
24:3.4 (268.4) Sınırsız Ruhaniyet içinden kaynağını alan ruhani varlıkların açığa çıkarılmış düzeylerinin tümü içerisinde Kişisel Yardımcılar, Cennet’e yapacağınız içe doğru olan yolculuğunuzda sizin karşılaşmayacağınız tek unsurdur.
24:4.1 (268.5) Sınırsız Ruhaniyet’in yedi Cennet alanı üzerinde bulunan Yedi Yüce İdareci, yedi aşkın evren için aşkın idarecilerin idari kurulu olarak ortaklaşa bir biçimde faaliyet gösterir. Yardımcı Müfettişler, zaman ve mekânın yerel evrenleri için Yüce İdareciler’in yetki gücünün kişisel bir biçimde bütünleşmiş halidir. Yerel yaratımların olaylarının bahse konu bu yüksek gözlemcileri, Cennet’in Yedi Üstün Ruhaniyeti ve Sınırsız Ruhaniyet’in ortak doğumudur. Ebediyetin yakın zamanları içinde onların yedi yüz bini kişileştirilmiş olup, onların yedek birlikleri Cennet üzerinde ikamet eder.
24:4.2 (268.6) Yardımcı Müfettişler, zamanın ve mekânın yerel evrenleri için Yedi Yüce İdareci’nin kişisel ve güçlü temsilcileri olarak onların doğrudan yüksek denetimi altında görev yapar. Bir Müfettiş, her yerel yaratımın yönetim merkezi alanı üzerinde konumlanmıştır; ve o, yerleşik Zamanın Birlikteliği’nin yakın bir birlikteliği içindedir.
24:4.3 (268.7) Yardımcı Müfettişler, raporlarını sadece onların doğrudan üstü olan aşkın evren olaylarından sorumlu Yüce İdareci için hazırlarken; onlar raporları ve tavsiyeleri sadece, yerleşik dünyaların yerel sistemlerinin başkentleri üzerinde konumlanan Görevlendirilmiş Koruyucular biçimindeki onların emri altında çalışan unsurlardan alırlar.
24:5.1 (268.8) Görevlendirilmiş Koruyucular, Yedi Yüce İdareci’nin eş güdüm sağlayıcı kişilikleri ve irtibat temsilcileridir. Onlar Cennet üzerinde Sınırsız Ruhaniyet tarafından kişilikleştirilmiştir, ve onlar bu görevin özel amaçları için yaratılmışlardır. Onların sabit bir nüfusa sahiptirler, ve mevcudiyet halinde bulunan onlardan sayıca tam olarak yedi milyarı bulunmaktadır.
24:5.2 (269.1) Bir Bağlı Müfettişin tüm bir yerel evrene Yedi Yüce İdareci’yi temsil ettiği kadar; yerel yaratım içindeki on bin sistemden her birinde yedi aşkın evrenin tümünün olayları için, üst denetimin yüce kurulu ve uzaklığın doğrudan temsilcisi olarak orada hareket eden bir Görevlendirilmiş Koruyucu bulunmaktadır. Orvonton’un yerel sistem hükümetleri içinde görev halindeki koruyucular, yedinci aşkın evrenin eş güdüm sağlayıcısı biçimindeki Yedinci Yüce İdareci’nin doğrudan yetki alanı altında hareket eder. Fakat, onların sahip olduğu idari düzenlenme altında yerel bir evrende görevlendirilmiş tüm koruyucular, kâinat yönetim merkezinde konumlanan Yardımcı Müfettişler’e bağlıdır.
24:5.3 (269.2) Yerel bir yaratım içinde Görevlendirilmiş Koruyucular, bir sistemden diğerine aktarılma biçiminde değişmeli olarak hizmet ederler. Onlar genellikle, yerel evren zamanına göre her bin yıllık bir süre sonunda değiştirilir. Onlar, bir sistem merkezi üzerinde konumlanan en yüksek kıdeme sahip olan kişilikler arasındadır; fakat onlar, sistem olaylarıyla ilgili karar alma süreçlerine hiçbir zaman katılmazlar. Yerel sistemler içinde onlar, evrimsel dünyalardan gelen yirmi idareci ve reysen görev halinde olan dört baş yönetici olarak hizmet ederler; fakat bunların haricindeki durumlarda, yükseliş halinde olan faniler onlarla çok kısıtlı bir iletişime sahiptir. Koruyucular neredeyse tümüyle ayrıcalıklı bir biçimde; ilgili evrenlerinde bulunan Yardımcı Müfettişler, görevlerine ait olan sistemlerim durumu ve refahı ile alakalı olan tüm konularda bütünüyle haberdar kılmaktan sorumludur.
24:5.4 (269.3) Görevlendirilmiş Koruyucular ve Yardımcı Müfettişler, bir aşkın evren yönetim merkezi kanalıyla Yüce İdareciler’e raporlarını sunmazlar. Onlar sadece, ilgili aşkın evrenin Yüce İdareci’sine karşı sorumludur; onların eylemleri, Zamanın Ataları’nın idaresinden farklıdır.
24:5.5 (269.4) Yüce İdareciler, Yardımcı Müfettişler ve Görevlendirilmiş Koruyucular, açığa çıkarılmamış kişiliklerin bir ev sahibi ve dördüncül hizmetkâr ruhaniyetleri ile birlikte; varlıklar ve unsurların muhteşem kâinatının tümünün idari eş güdümüne ek olarak etkin, doğrudan, merkezi ve aynı zamanda uçsuz bucaksız olan danışmanın sistemini oluşturur.
24:6.1 (269.5) Bir topluluk olarak Mezun Rehberleri; Tanrı, geride kalan her şey ve bunun sonrasında kusursuzlaştırılan hizmetin ebediyeti biçimindeki çağların nihai amacının fani erişimi için oldukça temel olan ruhsal eğitimin ve teknik öğretimin yüksek üniversitesini destekleyip onu işler hale getirirler. Bu oldukça kişisel olan varlıklar, isimlerini görevlerinin amacı ve doğasından almaktadır. Onlar ayrıcalıklı bir biçimde; Cennet ve Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’ne kabul için, yükselişin kutsal yolcularını hazırlamak amacıyla hizmet eden, eğitim ve öğretiminin Havona çalışması boyunca zamanın aşkın evrenlerinden fani mezunlarını yönlendirme görevlerine adanmıştır.
24:6.2 (269.6) Bahse konu bu Mezun Rehberleri’nin görevlerini sizlere söyleme girişiminde bulunmam benim için yasaklanmış bir nitelik taşımaz; fakat onların çok katmanlı olan eylemlerinin bir kavramını, maddi akıl için yetkin bir biçimde tasvir etmeye yetkin olabilmenin umutsuzluğunu taşıyor olmam aynı zamanda son derece ruhsal bir durumdur. Malikâne dünyalar üzerinde, görüş kapsamınız genişledikten ve maddi karşılaştırmanın engellerinden özgürleştirildikten sonra; “bir gözün göremediği bir kulağın duyamadığı ve buna ek olarak insan aklının hiçbir zaman erişemediği kavramlar”, ve hatta “böyle ebedi gerçeklikleri sevenler için Tanrı’nın hazırladığı” gerçekliklerin anlamını kavramaya başlayabileceksiniz. Siz her zaman, sahip olduğunuz ufkun ve ruhsal kavramın kapsamı içinde bu kadar sınırlı bir biçimde olmayacaksınız.
24:6.3 (270.1) Mezun Rehberleri, Havona dünyalarının yedi döngüsü boyunca zamanın kutsal yolcularına kılavuzluk etmekle görevlidir. Dış Havona döngüsünün varış dünyası üzerine olan varışınız üzerine sizi karşılayan rehber, cennetsel döngüler üzerinde olan deneyimleyeceğiniz sürecin bütünü boyunca sizinle birlikte kalmaya devam edecektir. Her ne kadar, bir milyar dünya üzerindeki kısa süreli olan ikametiniz boyunca sayısız kişilik ile birliktelik içinde bulunacak olsanız da, sizin Mezun Rehberi’niz sahip olacağınız Havona ilerleyişinin sonuna kadar sizi takip etmeye devam edecektir. Buna ek olarak Mezun Rehberi’niz; uyanmanız üzerine sizi karşılamak için görevlendirilmiş Cennet Refakatçisi tarafından selamlanacağınız yer olan, Cennet amacına erişmek için ebediyet uykusu biçimindeki zamanın geçici süreliğine olan duruşu sürecine girişinizi gözlemleyecektir. Ayrıca o muhtemel bir biçimde, Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri’nin bir üyesi olarak kabul edilmenize kadar sizinle birlikte kalacaktır.
24:6.4 (270.2) Mezun Rehberleri’nin nüfusu, insan aklının kavrayışa dair gücünün ötesindedir; ve buna ek olarak onlar, sayıca çoğalmaya devam etmektedir. Onların kökeni bir gizeme benzer nitelik taşır. Onlar ebediyetten gelen bir biçimde var olmamışlardır; onlar ihtiyaç duyuldukları bir süreçte gizemli bir biçimde ortaya çıkmışlardır. Oldukça uzun bir sürece önce gerçekleşen bir zaman zarfında tüm zamanların ilk fani kutsal yolcusu merkezi yaratımın dış kemerine doğru kendi yolculuğunu gerçekleştirdiği ana kadar, merkezi evrenin tüm âlemleri içinde bir Mezun Rehberi’ne dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. En dışta bulunan döngünün öncül dünyasına ulaştığı andan itibaren bu kutsal yolcu, Mezun Rehberleri’nin ilki olan ve şu an onların geniş eğitim düzeninin yöneticiliğine ek olarak onların yüce kurulunun başı olarak görev yapan Malvorian’ın arkadaşça selamıyla tanıştırılmıştır.
24:6.5 (270.3) Havona’nın Cennet kayıtları üzerinde “Mezun Rehberleri” olarak ayrılmış bölüm içerisindeki ilk kayıt şu şekilde görünmektedir:
24:6.6 (270.4) “Ve Malvorian, bu düzenin ilk üyesi, Havona’nın kutsal yolcu kâşifini karşıladı ve onu yönlendirdi; buna ek olarak o, kâşifin Cennet için ebediyetin eşiğini geçmesini takiben öncül deneyimin dışta bulunan döngülerinden tüm kişiliğin Nihai Sonu ve Kökeni’nin tam da mevcudiyetinde ikamet etmesine kadar, bir aşamadan diğerine bir döngüden diğer bir döngüye ona rehberlik etmeye devam etti.
24:6.7 (270.5) Çok uzun bir zaman önce gerçekleşen bir zaman zarfında ben Uversa üzerinde Zamanın Ataları’nın hizmetine bağlanmıştım; ve benimle birlikte hepimiz, bulunduğumuz aşkın evrenden olan kutsal yolcuların nihai olarak Havona’ya erişecek olmasının güvencesinden oldukça büyük memnuniyet duymuştuk. Çağlar boyunca biz; mekânın evrimsel yaratılmışlarının Cennet’e erişecek olmalarına ek olarak, tüm zamanın gergin bekleyişinin ilk kutsal yolcunun gerçekte Cennet’e ulaşmasıyla cennetsel mahkemeler aracılığıyla sona erdiği hususunda bilgilendirildik.
24:6.8 (270.6) Havona’nın bahse konu bu kutsal yolcusunun ismi Grandfanda olup; o, birinci aşkın evren üzerinde konumlanmış 1.131’inci yerel evrenin 62’nci takımyıldızının 84’üncü sisteminin 341’inci gezegeninden gelmiştir. Onun varışı, kâinat âlemlerinin tümünün yayın hizmetinin kurulması içi bir uyarı niteliğinde olmuştur. O zaman zarfına kadar, sadece aşkın evrenlerin ve yerel evrenlerin yayıncıları faaliyet halinde bulunmaktaydı fakat Grandfanda’nın varışının duyurulması, Havona kapılarında “ihtişamın mekân raporlarının” faaliyete geçmesine dair olan gereksinimi işaret etmiştir. Bu türden bir isim verilmesinin sebebi; ilk evren yayınının, yükseliş mevcudiyetinin nihai amacı üzerinde evrimsel varlıkların ilkinin katılımda bulunmaya erişmesi için Havona’ya varışını duyuruşudur.
24:6.9 (270.7) Mezun Rehberleri, Havona dünyalarından hiçbir zaman ayrılmamaktadırlar; onlar zaman ve mekânın mezun kutsal yolcularının hizmetine adanmışlardır. Buna ek olarak eğer siz; yükselişinizi ve varlığınızı devam ettirmeyi yerine getirme amacıyla planlanan belirlenmiş ve tümüyle kusursuzlaştırılmış tasarıyı reddetmezseniz, bahse konu bu kutsal varlıklarla herhangi bir zaman aralığında yüz yüze gelerek onlarla tanışacaksınız.
24:7.1 (270.8) Her ne kadar evrim, merkezi evrenin düzeni olmasa da Mezun Rehberleri’nin; Havona Hizmetlileri biçimindeki merkezi evren yaratılmışlarının diğer düzeyinin kusursuzlaştırılmış veya daha deneyimli getirilmiş üyeleri olduğuna inanmaktayız. Mezun Rehberleri’nin yükseliş yaratılmışlarını anlamak için bu türden bir yetkinliği ve duygudaşlığın böyle bir düzeyini göstermiş olması onların bu türden bir kültürü, kâinat hizmetinin Havona Hizmetlileri olarak aşkın evren âlemleri içinde mevcut hizmet ile birlikte kazandıkları hususunda ikna olmamıza sebep olmuştur. Eğer bu türden bir yargı doğru değilse peki biz, kıdemli veya daha deneyimli olan hizmetlilerin sürekli bir biçimde yok olmasını nasıl açıklayabiliriz?
24:7.2 (271.1) Bir hizmetli, aşkın evren görevi için Havona’dan uzun bir süre ayrı bir konumda olacaktır. Bu türden birçok görevde bulunduktan sonra evine geri dönecektir. Kendisine Cennet Merkezi Işıltısı ile “kişisel ilişki’ halinde bulunmanın ayrıcalığı verildiğinde, Aydınlık Kişiler ile bütünleşecektir. Bunun sonrasında ise ruhani yoldaşlarının algısı içinde gözden kaybolacak, ve bir daha kendi türünden hiç kimse için yeniden ortaya çıkmayacaktır.
24:7.3 (271.2) Aşkın evren hizmetinden dönüşü üzerine bir Havona Hizmetli’si sayısız kutsal bütünlüğe erişebilir, ve buradan yalnızca yüceltilmiş bir hizmetli olarak ortaya çıkabilir. Aydınlıkla bütünleşmeyi deneyimlemek, bir hizmetlinin Mezun Rehberi’sine dönüşmesini zorunlu kılmamaktadır; fakat kutsal bütünleşmeye erişen bu unsurların neredeyse dörtte biri, âlemlerin hizmetine bir daha geri dönmemektedir.
24:7.4 (271.3) Yüce olan bu arşivlerde bu türden olan kayıtların birbirini takip eden sıralarından birinde şu detaylar ortaya çıkmaktadır:
24:7.5 (271.4) “Ve İsmi Sudna olan, sayıca Havona’nın 842.842.682.846.782’ncisi hizmetli; aşkın evren hizmetinden geldiğinde Cennet üzerinde karşılanmıştır. Yaratıcısını tanımış olan ve kutsal bütünlüğe giriş yapan bu hizmetli artık yoktur.”
24:7.6 (271.5) Arşivler üzerinde bu türden bir kayıt ortaya çıktığında böyle bir hizmetlinin süreci tamamlanmıştır. Fakat sadece üç an içinde (bu zaman zarfı sizin zamanınıza göre üç günden daha az olan süreye denk gelmektedir) yeni doğan bir Mezun Rehberi “kendiliğinden” Havona evreninin dış döngüleri üzerinde belirir. Buna ek olarak geçiş sürecinde olanların dikkate alınması sonucunda ufak bir yanılma payı göz ardı edildiğinde, Mezun Rehberleri’nin nüfusu tam olarak ortadan kaybolan hizmetlilerin sayısına eşittir.
24:7.7 (271.6) Mezun Rehberleri’nin Havona Hizmetlileri’nden evirildiğini varsaymak için ilave bir neden bulunmaktadır; bu ise bahse konu rehberlerin ve onların birliktelik halinde bulundukları hizmetlilerin, bu türden bir olağanüstü bağ kurmalarına dair hataya yer bırakmayan eğilime sahip olmalarıdır. Varlıkların önceden kabul edildiği biçimiyle ayrı olan düzeylerinin bu biçimde birbirlerini anlamaları ve duygudaşlık kurmaları tamamiyle, açıklanamaz olan bir nitelik taşır. Onların karşılıklı olan sadakatini gözlemlemek canlandırıcı ve ilham vericidir.
24:7.8 (271.7) Yedi Yüce İdareci ve onların birliktelik halinde bulundukları Yedi Yüce Güç Yöneticisi sırasıyla, henüz kişisel olarak işlev göstermeyen Yüce Varlık’ın akıl ve güç potansiyelinin kişisel muhafaza unsurlarıdır. Buna ek olarak bahse konu Cennet birliktelikleri Havona Seritalleri’ni yaratmak için işbirliğinde bulundukları zaman, Havona Hizmetlileri içkin olarak Yücelik’in belirli fazlarına katılmış olur. Havona Hizmetlileri bu nedenle mevcudiyetleri içinde; bir hizmetli dönüşüm ve yeniden yaratım süreci geçirdiğinde bahse geçen her şeyin ortaya çıktığı, zaman-mekân nüfuz alanlarının belirli evrimsel potansiyellerinin kusursuz merkezi evreninde bir yansımadır. Biz bu dönüşümün kuşkusuz, Yücelik adına hareket eden Sınırsız Ruhaniyet’in iradesine karşılık olarak ortaya çıktığına inanmaktayız. Mezun Rehberleri, Yüce Varlık tarafından yaratılmamıştır; fakat hepimiz, deneyimsel İlahiyat’ın bazı biçimlerde bu varlıkları mevcut hale getiren bahse konu etkileşimler ile ilgili olduklarının kanısına varmaktayız.
24:7.9 (271.8) Havona şu an içinde, Grandfanda zamanlarından önce olduğu gibi, merkezi evrenden birçok açıdan farklılık gösteren yükseliş fanileri tarafından kat edilir. Yükseliş halinde bulunan fanilerin Havona döngüleri üzerine varışı, merkezi ve kutsal yaratımın işleyişsel düzeni içinde köklü değişikleri beraberinde getirdi. Bu değişikler kuşkusuz olarak; yedi aşkın evrenden olan, kendisine ait deneyimsel çocuklarının ilkinin varışına karşılık biçiminde, evrimsel yaratılmışların Tanrı’sı konumundaki Yüce Varlık tarafından başlatılmıştır. Mezun Rehberleri’nin üçüncü derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin yaratımı ile birlikte ortaya çıkışı, Yüce olan Tanrı’nın bahse konu dışavurumlarının bir göstergesidir.
24:7.10 (272.1) [Uversa’nın bir Kutsal Danışmanı tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
25. Makale
25:0.1 (273.1) SINIRSIZ Ruhaniyet ailesi içinde sıra bakımından ortanca olanlar Mekân’ın İletici Ev Sahipleri’dir. Bu çok yönlü olan varlıklar, yardımcı ruhaniyetler ile daha yüksek olan kişilikleri birbirine bağlayan uzantılar olarak faaliyet gösterir. İletici ev sahipleri göksel varlıkların şu düzeylerini kapsamaktadır.
25:0.2 (273.2) 1. Havona Hizmetlileri.
25:0.3 (273.3) 2. Kâinatsal Arabulucular.
25:0.4 (273.4) 3. Teknik Danışmanlar.
25:0.5 (273.5) 4. Cennet üzerindeki Arşiv Sorumluları.
25:0.6 (273.6) 5. Göksel Kaydediciler.
25:0.7 (273.7) 6. Morontia Dostları.
25:0.8 (273.8) 7. Cennet Dostları.
25:0.9 (273.9) Yukarıda sıralanmış yedi topluluk içerisinde; hizmetliler, arabulucular ve Morontia Refakatçileri şeklindeki unsurlardan sadece üçü bu biçimde yaratılmıştır; geride kalan dördü ise, meleksel düzeylerin erişim seviyelerini yansıtmaktadır. İçkin olan dünyaya ve erişilen düzeye bağlı olarak, iletici ev sahipleri kâinat âlemlerinin tümü içinde değişken bir biçimde hizmet halinde olabilir; fakat onlar her zaman, görevli bulundukları âlemleri yöneten unsurların yönlendirmesine tabidir.
25:1.1 (273.10) Her ne kadar hizmetliler olarak adlandırılmış olsalar da, bahse konu merkezi evrenin “yarı-ölümlü yaratılmışları” kelimenin uşak kabilinden anlaşılacağı biçimde hizmetçi değillerdir. Ruhsal dünya içerisinde uşak hizmeti gibi bayağı bir görev bulunmamaktadır; burada her hizmet kutsal ve canlandırıcıdır; varlıkların yüksek düzeyleri, mevcudiyetin daha alçakta bulunan düzeylerini küçük görür bir gözle değerlendirmemektedir.
25:1.2 (273.11) Havona Hizmetlileri, Yedi Yüce Güç Yöneticisi biçimindeki Yedi Üstün Ruhaniyet’in birliktelik içinde bulundukları unsurların ve Yedi Üstün Ruhaniyet’in ortak yaratıcı görevinin bir sonucudur. Bu yaratıcı işbirliği; bir Yaratan Evlat-Yaratıcı Ruhaniyet birlikteliği tarafından bir Berrak ve Sabah Yıldızı’nın yaratımından, Urantia gibi dünyalar üzerindeki doğum olaylarına kadar uzanan bir kapsam dâhilindeki, evrimsel evrenler içindeki çifte düzey doğumlarının uzun bir listesi için doğum biçimi olmaya çok yaklaşır.
25:1.3 (273.12) Hizmetlilerin nüfusu oldukça kalabalık olup, onların düzenine ait olan unsurların yenileri sürekli bir biçimde yaratılmaya devam etmektedir. Onlar; Cennet’in kuzeysel birimlerinin uzağındaki ortak bölgelerinde, Üstün Ruhaniyetler ve Yüce Güç Yöneticileri’nin bir araya gelmesini takiben üç an içinde, binerli topluluklar halinde ortaya çıkarlar. Her dört hizmetliden biri diğerlerine kıyasla türü itibariyle daha fizikseldir; bu durumda her bin hizmetli içinde yedi yüz ellisi -bu bilgiden anlaşılacağı üzere- ruhaniyet biçimi bakımından aslı olan ruhaniyet türüne ait niteliğe sahiptir, fakat onlardan iki yüz ellisi doğası bakımından yarı-fizikseldir. Bahse konu bu dördüncü yaratılmış bir şekilde; Üstün Ruhaniyetler’e kıyasla fiziksel güç yöneticilerine daha çok benzer bir biçimde, Havonasal anlamda maddi olan maddi varlıklar düzeyi üzerindedir.
25:1.4 (274.1) Her ne kadar Urantia üzerinde mevcut an içerisinde ortaya çıkmamış olsa da, kişisel ilişkiler içerisinde ruhsal ilişkiler maddi olanlar üzerinde baskındır. Buna ek olarak Havona Hizmetlileri’nin yaratımında; üç ruhsal varlığın bir yarı-fiziksel varlığa karşılık gelmesi şeklindeki oluşturulan oran biçimindeki ruhaniyet’in baskınlığının bu kanunu, her zaman hüküm sürmektedir.
25:1.5 (274.2) Yeni yaratılmış hizmetliler yeni bir biçimde ortaya çıkan Mezun Rehberleri ile birlikte hepsi, Yedi Havona döngüsünün her biri üzerinde kıdemli rehberlerin sürekli bir biçimde faaliyet gösterdikleri eğitimin derslerinden geçerler. Bunun sonucunda Hizmetliler, en iyi biçimde uyum sağladıkları etkinlikler için görevlendirilirler; ve onlar ruhsal ve yarı-fiziksel biçiminde iki türde oldukları için, bahse konu bu çok yönlü varlıkların yapabildikleri kapsamdaki görevler için oldukça az bir kısıtlılık söz konusudur. Daha yüksek olan veya diğer bir deyişle ruhani topluluklar; Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet’in hizmetlerine ek olarak Yedi Üstün Ruhaniyet’in görevlerine ayrı ayrı seçilen biçimde görevlendirilirler. Sayıca büyük topluluklar halinde onlar zaman zaman; Havona’nın döngüleri için ilerleme amacıyla hazırlanan zamanın yükseliş halinde bulunan ruhlarının nihai eğitimlerine ve ruhsal kültürlere adanan dünyalar biçimindeki, yedi aşkın-evrenlerin yönetim merkezi alanlarını çevreleyen eğitim dünyaları üzerinde hizmet vermek için atanırlar. Ruhani hizmetliler ve onların tür bakımından daha çok fiziksel olan birlikteleri aynı zamanda; Havona’ya erişmiş ve Cennet’e ulaşmayı amaçlayan yükseliş halindeki yaratılmışların çok çeşitli düzeylerine yardım etme ve onları eğitme hususunda, Mezun Rehberleri’nin yardımcıları ve birliktelikleri olarak tasarlanmışlardır.
25:1.6 (274.3) Havona Hizmetlileri ve Mezun Rehberleri, birbirleri için görevlerine aşkın bir bağlılık ve birbirlerine karşı dokunaklı bir sevgi ortaya koyarlar. Ruhsal olan bu türden bir sevgiyi siz ancak, insan aşkının olgusallığının bu duygu ile olan karşılaştırılması sonucunda anlayabilirsiniz. Hizmetlilerin merkezi evrenin sınırları ötesindeki görevlerine atanmasıyla sıklıkla ortaya çıkan durumlar olan onların rehberlerden ayrılmasında kutsal dokunaklılık bulunmaktadır; fakat onlar yine de bu görevlerine üzüntü yerine mutlulukla gitmektedirler. Yüksek görevin tatmin edici memnuniyeti, ruhsal varlıkların baskın gelen duygusudur. Üzüntü, inançlı bir biçimde yerine getirilen kutsal görevin bilinci karşısında var olamaz. Buna ek olarak insanın yükselen ruhu Yüce Hâkim huzurunda durduğu zaman, ebedi kabulün kararı maddi başarılar ve sayısal kanımlar ile belirlenmeyecektir. Bunun yerine karar; “Aferin sana, iyi ve inançlı hizmetkâr: birkaç olmazsa olmaz nitelik üzerinde inancını hep korudun; sen kâinat gerçeklikleri üzerinde idareci olarak yükseltilmelisin.” şeklinde yüce mahkemelerin buyurması vasıtasıyla aksettirilecektir.
25:1.7 (274.4) Aşkın-evren hizmetinde Havona Hizmetlileri her zaman, onların genel ve özel ruhaniyet ayrıcalıklarında benzedikleri Üstün Ruhaniyet tarafından idare edilen nüfuz alanı için görevlendirilir. Onlar sadece, yedi aşkın-evrenin başkentlerini çevreleyen eğitimsel dünyalar üzerinde hizmet ederler; buna ek olarak Uversa’nın son raporu yaklaşık olarak 138 milyar hizmetlinin Uversa’nın 490 uydusu üzerinde hizmet ettiğini bildirmiştir. Onlar, Orvonton’un aşkın-evreninin yüksek üniversitelerini oluşturan bahse konu eğitimsel dünyaların görevleriyle bağlantılı olan sayısız çeşitlikteki etkinliklere katılırlar. Bu noktada onlar sizin refakatçilerinizdir; onlar, zamanın evrenlerinden ebediyetin âlemleri için nihai mezuniyetinizin kesinliği ve gerçekliği hususunda sizi hazırlamak ve sizin için ilham kaynağı olmak amacıyla, bundan sonraki gerçekleşecek olan sürecinizden gelecektir. Buna ek olarak bu ilişkiler içerisinde hizmetliler, zamanın yükseliş halinde bulunan yaratılmışlarına hizmetin başlangıçsal deneyimini kazanacaklardır. Bu hizmet, kendilerinin Mezun Rehberleri olarak çevrilmesi biçiminde veya Mezun Rehberleri’nin birliktelik içerisinde bulundukları unsurlar olarak Havona döngüleri üzerinde takip eden görevleri içi oldukça yararlıdır.
25:2.1 (275.1) Her Havona Hizmetlisi'nin yaratımı için, her aşkın-evrende bir tane olacak şekilde yedi Kâinatsal Arabulucu mevcut hale getirilir. Bu yaratıcı uygulama; Cennet üzerinde gerçekleşen etkileşimlere, belirli bir nitelikte olan aşkın-evren yansıtıcı karşılığının işleyiş biçimini içine alır.
25:2.2 (275.2) Yedi aşkın evrenin yönetim merkezi dünyaları üzerinde faaliyet gösteren Yedi Üstün Ruhaniyet’in yedi yansıması bulunmaktadır. Yansıtıcı Ruhaniyetler’in doğalarını fani akıllar için tasvir etmeye girişmek zordur. Onlar gerçek kişiliklerdir; buna rağmen bir aşkın evren topluluğundaki her bir üye, Yedi Üstün Ruhaniyet’den sadece birinin kusursuz yansıtıcısıdır. Buna ek olarak Üstün Ruhaniyetler, Havona Hizmetlileri’nin bir topluluğunu yansıtma amacıyla güç yöneticileri ile birliktelik içerisine girdikleri her seferde; aşkın evren topluluklarının her birinde, Yansıtıcı Ruhaniyetleri’nden biri üzerinde eş zamanlı olarak gerçekleşen bir odaklanma gerçekleşir; ve aşkın yaratımların yönetim merkezi dünyaları üzerinde anında ortaya çıkan ve tamamiyle gelişimini tamamlamış eşit sayıdaki Kâinatsal Arabulucu görünmeye başlar. Eğer hizmetlilerin yaratımı içinde Yedinci Üstün Ruhaniyet kişisel girişimde bulunursa, yedinci düzeyin Yansıtıcı Ruhaniyetleri’nden başka hiçbir unsur arabuluculara gebe kalmayacaktır; bununla birlikte Orvonton’da bulunanlara benzer biçimde olan bin hizmetlinin yaratımıyla eş zamanlı olarak, her aşkın evren başkentinde yedinci-düzey arabulucuların bin tanesini ortaya çıkacaktır. Bu olaylar sonucunda Üstün Ruhaniyetler’in yedi katmanlı doğasını yansıtan bir biçimde, her aşkın evren içinde hizmet eden arabulucuların yedi yaratılmış düzeni ortaya çıkar.
25:2.3 (275.3) Cennet öncesi düzeyin arabulucuları yaratımın kendilerine özgün olan birimleri için sınırlandığı biçimde, aşkın evrenler arasında dönüşümlü bir biçimde hizmet etmemektedir. Her yaratılmış düzeyin yedide biri ile bütünleşme biçiminde olan her aşkın evren birliği; Üstün Ruhaniyetleri’nin yedisi de aşkın evren başkentlerinde yansıtıldıklarında, içlerinden yalnızca biri her aşkın yaratımda baskınken, bu nedenle Üstün Ruhaniyetleri’nin birinin etkisi altında çok uzun bir süre geçirir.
25:2.4 (275.4) Yedi aşkın yaratımlardan her biri gerçekte, onların nihai sonları üzerinde hâkim bir durumda olan Üstün Ruhaniyetleri’nin birinin etkisi tarafından çepeçevre sarılır. Her aşkın evren bu nedenle, yüksek denetimde bulunan Üstün Ruhaniyet’in karakteri ve doğasını yansıtan devasa bir aynaya benzer bir hale dönüşür; buna ek olarak bu dönüşümlerin tümü, Yaratıcı Ana Ruhaniyetleri’nin mevcudiyeti ve işlevi tarafından her bağımlı yan aşkın evren içinde ilerleyen bir biçimde devam eder. Evrimsel büyüme üzerinde bu türden bir çevresel etki o kadar derindir ki; aşkın evren sonrası süreçleri içerisinde arabulucular işbirliği içinde, henüz tamamlanmamış olan her yönden gelen kırk-dokuz deneyimsel görüşü veya bakış açısını ortaya koyarlar. Yine de bu görüşler karşılıklı olarak dengeleyici ve onların birlikteliklerinde Yücelik’in döngüsünü kapsamaya eğilimlidir.
25:2.5 (275.5) Her aşkın evren içinde Kâinatsal Arabulucular kendilerini, içinde hizmet etmeye devam ettikleri birliktelikler halinde, şaşırtıcı olan ve doğalarından gelen bir şekilde dörtlü topluluklara ayrılmış biçimde bulur. Her topluluk içinde, üç ruhaniyet kişiliği bulunmaktadır; buna ek olarak geride kalan diğer unsur ise, tıpkı hizmetlilerin dördüncü yaratılmışlarında olduğu gibi yarı-maddi bir varlıktır. Bu dörtlü bir arabulucu heyetini oluşturmakta olup, bu heyet şu unsurlardan meydana gelmektedir:
25:2.6 (275.6) 1. Hâkim-Son Söz Sahibi: Bu bünye; geride kalan üç unsur tarafından, topluluğun yargısal başı olarak hareket etmesi amacıyla en yetkin ve liyakat sahibinin oybirliği ile belirlenmesiyle tasarlanır.
25:2.7 (275.7) 2. Ruhaniyet-Müdafaa Makamı: Bu bünye; hâkim-son söz sahibi tarafından, arabulucu heyetin yargısının baktığı herhangi bir davadaki tüm kişiliklerin haklarını kollama ve bu dava ile ilgili kanıtları sunma amacıyla atanmaktadır.
25:2.8 (276.1) 3. Kutsal Karar Uygulayıcı: Bu arabulucu, maddi varlıklar ile ilişki kurma ve heyetin kararlarını uygulama amacıyla içkin doğa tarafından yetkin bir hale getirilmiş bünyedir. Kutsal karar uygulayıcıları yarı-maddi varlıklar olarak, fani ırkların dar kapsamlı görüş açıları için neredeyse fakat bütünüyle olmayan bir biçimde fark edilebilir bir nitelikte bulunur.
25:2.9 (276.2) 4. Yazıcı: Heyetin geride kalan üyesi kendiliğinden, mahkeme görevlisi biçiminde olan yazıcı konumunda faaliyet gösterir. Bu bünye, aşkın evren arşivleri ve yerel evrenin zabıtları için tüm kayıtların düzgün bir biçimde hazırlandığından emin olur. Eğer heyet, evrimsel bir dünya üzerinde hizmet ediyorsa; üçüncü bir kayıt, karar uygulayıcının yardımıyla, yargının sistem hükümetinin fiziksel arşivleri için hazırlanır.
25:2.10 (276.3) Bir oturum içinde bir heyet üçlü bir topluluk olarak faaliyet gösteriyorsa; müdafaa makamı karar sırasında oturumdan ayrılmış olup, sadece davanın sonuçlandığı esnada kararın duyurulmasına katılır. Bu bakımdan bahse konu heyetler, zaman zaman hakem üçlüsü olarak da adlandırılır.
25:2.11 (276.4) Arabulucular, kâinat âlemlerinin tümünün pürüzsüz bir biçimde işleyişinin devam etmesinde büyük bir öneme sahiptir. Onlar; boşlukta meleksel hızın üç katı bir ölçekte yol kat edebilerek, küçük olan zorlukların çabucak bir şekilde karara bağlanmasına adanan heyetler biçiminde, dünyaların seyahat halindeki mahkemeleri olarak hareket ederler. Bahse konu bu hareketli ve oldukça adil olan heyetler bulunmasaydı, evrenlerin mahkemeleri; âlemlerde gerçekleşmekte olan küçük çaptaki yaşanan yanlış anlamalar tarafından oldukça fazla bir biçimde çoğalmış olacaktı.
25:2.12 (276.5) Bahse konu bu hakem üçlüsü, ebedi kabul ile ilgili durumlara bakmamaktadır; zamanın bir yaratılmışının ebedi geleceği biçiminde olan ruh, onların eylemleri tarafından hiçbir zaman tehlikeye atılmamaktadır. Arabulucular, zamanın yaratılmışlarının kısa süreli olan mevcudiyetini ve kâinatsal refahını aşan sorulara muhatap olmamaktadır. Fakat bir heyet, bir sorunun davasını kabul ettiği zaman; onun bu dava hakkında verdiği yargı, kesin ve her zaman oybirliğinde niteliğindedir; burada hâkim-son söz sahibinin kararından temyiz durumu söz konusu değildir.
25:3.1 (276.6) Arabulucular; öncül yedek birliklerinin tutulduğu yer olan aşkın evrenlerinin başkenti üzerinde, topluluk yönetim merkezini idare ederler. Onların ikincil yedek birlikleri, yerel evrenlerin başkentlerinde konumlanmıştır. Yaş bakımından genç ve daha az deneyime sahip olan heyet üyeleri görevlerine, düzey bakımından daha alçakta bulunan Urantia gibi dünyalar üzerinde başlar; ve onlar, olgun deneyime sahip olduktan sonra daha büyük sorunların yargısına yükselirler.
25:3.2 (276.7) Arabulucuların düzeyi tamamiyle güvenilirdir; onlardan hiçbiri şimdiye kadar yanlış bir yola sapmamıştır. Her ne kadar bilgeliklerinde ve yargılarında hatasız olmasalar da; onlar, inanç bakımından hataya yer bırakmayan ve sorgulanmaya gerek duyulmayan güvenin birer parçalarıdır. Onlar kökenini, bir aşkın evrenin yönetim merkezinden alıp; nihai olarak evren hizmetinin şu düzeyleri boyunca ilerleyerek, tekrar yine buraya dönerler:
25:3.3 (276.8) 1. Dünyalar’ın Arabulucuları. Bireysel dünyaların yüksek deneyim kişilikleri, mevcut şartlar altında olması gereken işleyiş ile ilgili ne zaman fazlasıyla kafa karışıklığı yaşasa ve gerçekte açmaza düşse; ve eğer bahse konu durum, âlemlerin düzenli bir biçimde toplanan mahkemelerinden önce dikkatin çekilmesi için uygun olmayan öneme sahip olursa, bunun sonucunda her tarafın bir temsilciden oluşan iki kişiliğin oluşturduğu bir dilekçenin alınması üzerine, bir arabulucu heyeti bu durum üzerine hemen işlev gösterecektir.
25:3.4 (277.1) Bahse konu bu idari ve yargısal zorluklar; yetki bakımından yüce olan arabulucuların ellerine incelemeleri ve karar vermeleri için verilmektedir. Fakat onlar, dava ile ilgili olan tüm kanıtların incelenmesine kadar bir karara varmayacaklardır; buna ek olarak onların herhangi bir yerden ve her yerden gelecek olan şahitleri çağırmalarına dair yetkilerini kısıtlayan kesinlikle hiçbir şey bulunmamaktadır. Ve onların kararları her ne kadar temyiz edilmese de; bazen dava ile ilgili olaylar öylesine gelişir ki, heyetin kayıtlarını belirli bir noktada durdurup, görüşlerini sonlandırıp, âlemin daha yüksek mahkemelerine bütün davayı aktarabilir.
25:3.5 (277.2) Heyet üyelerinin kararları, gezegensel arşivler içinde toplanır; eğer ihtiyaç duyulursa onlar, kutsal karar uygulayıcıları tarafından yerine getirilir. Onun gücü oldukça büyük olup, onun etkinliklerinin bir yerleşik dünya üzerindeki kapsamı oldukça geniştir. Kutsal karar uygulayıcıları, dikkatlerini olması gerektiği gibi arz edecek durumların üstün idarecileridir. Onların görevleri zaman zaman, apaçık bir nitelikte olan âlemlerin refahı için yerine getirilir; bazı zamanlarda ise zaman ve mekânın dünyaları üzerindeki eylemlerini açıklamak oldukça zordur. Her ne kadar yürütülen hükümler, ne doğa hukukuna ne de âlemlerin salık verilen uygulamalarına dayanmasa da; onlar, sistem idaresinin yüksek kanunları uyarınca, anlaşılması zor olan eylemlerini yerine getirip, arabulucuların emirlerini uygular.
25:3.6 (277.3) 2. Sistem Yönetim Merkezleri’nin Arabulucuları. Dörtlü topluluğun bahse konu heyetleri evrimsel dünyalar üzerindeki hizmetlerinden, bir sistem yönetim merkezi üzerindeki göreve yükseltilir. Burada onları bekleyen fazlasıyla görev yükü bulunmaktadır; buna ek olarak onlar burada, insanların meleklerin ve diğer ruhani varlıklara dair anlayışa sahip olduklarını kanıtlar. Üçlü hakemler, topluluk içindeki anlaşmazlıklarla ve yaratılmışların farklı düzeyleri arasındaki açığa çıkan yanlış anlamalarla olduğu kadar bireysel farklılıklar ile ilgilenmezler; ve bir sistem yönetim merkezi üzerinde, Maddi Evlatlar biçiminde olan bir araya gelmiş türlere ek olarak ruhsal ve maddi varlıklar yaşamaktadır.
25:3.7 (277.4) Yaratıcılar’ın tercih yetkisi ile birlikte evrimleşen bireyleri mevcut hale getirdiği anda, kutsal kusursuzluğun pürüzsüz olan işleyişinden bir kopuş yaratılmıştır; bu bakımdan yanlış anlamaların ortaya çıkacak olması bariz olup, bakış açısı bakımından bu samimi farklılıklar için adil bir düzenlenmenin tedarik edilmesi şarttır. Hiçbirimizin unutmaması gerekir ki; tümüyle akli ve her şeye gücü yeten Yaratanlar, yerel evrenleri tıpkı Havona gibi kusursuz hale getirmeye dair olan yetkinliğe sahip bulunmaktaydı. Merkezi evren içinde hiçbir arabulucu heyetine ihtiyaç duyulmamaktadır. Fakat Yaratanlar, tamamiyle bilgeliğe sahip olan nitelikleri içinde, böyle bir koşulu yerel evrenler için gerçekleştirmeyi tercih etmemişlerdir. Buna ek olarak onlar evrenleri, içlerinde birçok farklılığı barındıracak ve birçok zorluğa mesken tutacak şekilde yaratırlarken; buna benzer bir biçimde onlar aynı zamanda, tüm farklılıkları dengelemek ve bütünüyle karmaşa olarak görünen bu durumu uyumlu hale getirmek için gerekli olan araçlar ve işleyiş düzenlerini sağlamıştır.
25:3.8 (277.5) 3. Takımyıldızı’nın Arabulucuları. Arabulucular, sistemler içindeki hizmetlerinden; yerleşik dünyaların bir yüz sistem topluluğu içinde çıkan küçük çaplı zorlukları çözme biçiminde olan bir takımyıldızının sorunlarının yargısına yükseltilirler. Takımyıldız yönetim merkezleri üzerinde gelişen, onların yetki alanına düşen çok fazla sorun bulunmamaktadır; fakat onlar burada, bir sistemden diğerine kanıt toplamak ve öncül ifadeler hazırlamak amacıyla meşgul tutulur. Zorluklar görüşten doğan samimi farklılıklar ve bakış açılarından kaynaklanan dürüst farklılaşmadan doğan bir biçimde anlaşmazlık içten olursa; dava her ne kadar az sayıda kişiliği içine alıyor olursa olsun, her ne kadar anlaşmazlık önemsiz bir biçimde görünürse görünsün, bir arabulucu heyet her zaman tartışmanın esası hakkında karar verebilmelidir.
25:3.9 (277.6) 4. Yerel Evrenler’in Arabulucuları. Bir evrenin bu türden büyük bir görevi içinde heyet üyeleri; Melçizedekler ve Hakimane Evlatlar’a ek olarak, yüz takımyıldızının idaresi ve eş güdümü ile ilgili kişiliklerin ev sahipleri ve takımyıldız idarecilerine büyük destekte bulunur. Aynı zamanda yüksek meleklerin farklı düzeyleri ve bir yerel evrenin yönetim merkezi âlemlerinin diğer sakinleri, bahse konusun hakem üçlüsünün yardımı ve kararlarından yarar sağlamaktadır.
25:3.10 (278.1) Bir sitemin, bir takımyıldızının veya bir evrenin detaylı olayları içinde ortaya çıkabilecek bahse konu bu farklılıkların doğasını açıklamak neredeyse imkânsızdır. Zorluluklar kesin bir biçimde ortaya çıkabilmektedir, fakat onlar evrimsel dünyalar üzerinde yaşandığı gibi maddi mevcudiyetin küçük sorunlarından veya sancılarından tamamiyle farklıdır.
25:3.11 (278.2) 5. Aşkın Evren Azınlık Birimleri’nin Arabulucuları. Arabulucular, yerel evrenlerin sorunlarından aşkın evrenlere ait olan azınlık birimlerinde oluşan sorunların incelenmesine yükseltilir. Bireysel gezegenlerden onlar içsel doğrultuda daha çok yükseldikleri zaman, kutsal karar uygulayıcıların maddi görevleri azalmaktadır; ve aynı zamanda yarı-maddi varlık olarak o yavaş yavaş heyeti bir bütün olarak soruşturmalarının maddi açılarıyla duygudaş ilişki içerisinde tutarak, merhamet-adalet yargıcı biçimindeki yeni görevini üstlenir.
25:3.12 (278.3) 6. Aşkın Evren Çoğunluk Birimleri’nin Arabulucuları. Heyet üyelerinin görevinin karakteri, onların kıdemsel olarak yükselmeleriyle değişmeye devam eder. Hakkında yargıya varılması gereken yanlış anlama gittikçe azalan bir biçimde ortaya çıkarken, açıklanmaya ve yorumlanmaya ihtiyaç duyulan daha çok gizemli olgu kendisini göstermektedir. Düzeyden düzeye değişen bir biçimde onlar; farklılıkların karar vericileri konumundan, yorumlayıcı eğitmenlere evirilen yargıçlar biçiminde gizemlerin açıklayıcılarına evrilirler. Onlar karar verici olduklarında, bahse konu unsurlar görmezlikten gelerek zorlukların ve yanlış anlamaların ortaya çıkmasına izin verirler; fakat şimdi onlar, aklın çatışmalarından ve görüşlerin savaşlarından kaçmak için yeterli bir biçimde us sahibi ve hoşgörülü olan eğitmenler haline gelmektedir. Bir yaratılmışın eğitimi yükseldiğinde, onun diğerlerinin bilgisine, deneyimine ve görüşlerine olan saygısı artmaktadır.
25:3.13 (278.4) 7. Aşkın Evren’in Arabulucuları. Burada arabulucular, karar verici-eğitmenler olarak kusursuz bir şekilde faaliyet gösteren ve dördünün karşılıklı biçimde birbirlerini anladıkları biçimde eş güdümlü hale gelirler. Kutsal karar uygulayıcı dağıtımsal gücünden mahrum bırakılıp, ruhaniyet üçlünün fiziksel sesi haline gelir. Bu andan itibaren bahse konu bu danışmanlar ve eğitmenler uzman bir biçimde, aşkın evren olaylarının işleyişinde karşılaşılan mevcut problemlerin ve zorlukların büyük bir çoğunluğuna aşina olur. Bu nedenden olayı onlar, aşkın evrenlerin yönetim merkezi dünyalarını çevreleyen eğitimsel âlemler üzerinde ikamet eden yükseliş halindeki kutsal yolcuların mükemmel danışmanları ve akıl dolu eğitmenleri haline gelirler.
25:3.14 (278.5) Tüm arabulucular; Cennet’e yükselişlerine kadar olan bu süre zarfında, Zamanın Ataları’nın genel yüksek denetimi ve Görüntü Yardımcıları’nın doğrudan yönlendirmesi altında hizmet eder. Cennet üzerindeki kısa süreli olan ikametleri boyunca onlar, kökenlerinin aşkın evreni üzerinde irade sahibi olan Üstün Ruhaniyet’e raporlarını sunmaktadırlar.
25:3.15 (278.6) Aşkın evren kayıtları, yetkileri altına geçen bahse konu bu arabulucuların nüfusunu belirtmemektedir; buna ek olarak bu heyetler muhteşem kâinat boyunca çok geniş bir şekilde dağılmış bir halde bulunmaktadır. Uversa üzerindeki kaydın son raporuna göre; Orvonton içinde faaliyet gösteren, sayıca yetmiş trilyon bireyden oluşan, yaklaşık olarak on sekiz trilyon heyet bulunmaktadır. Fakat bahse konu bu nüfus sadece, Orvonton içinde yaratılmış olan arabulucuların çok küçük bir kısmını oluşturur; onların bütününün nüfusu bütünüyle daha büyük ölçeğe sahip olup, bu rakam Havona Hizmetlileri’nin Mezun Rehberleri’ne olan farklılaşanları göz önünde bulundurulup belirli bir pay bırakıldığında bahse konu Hizmetliler’in toplam nüfusuna eşittir.
25:3.16 (278.7) Zaman zaman aşkın evren arabulucuların sayıları arttığında onlar; nüfus ve etkinlik bakımından sürekli bir biçimde artan varlıkların muhteşem bir topluluğu biçiminde kâinat âlemlerinin tümü için Sınırsız Ruhaniyet tarafından evirilen eş güdüm birlikleri olarak, daha sonrasında ortaya çıkacakları Cennet üzerindeki kusursuzluğun kuruluna çevrilirler. Deneyimsel yükseliş ve Cennet eğitimi vasıtasıyla onlar, Yüce Varlık’ın ortaya çıkan gerçekliğinin benzersiz bir kavrayışına erişip; yine onlar, kâinat âlemlerinin tümü üzerinde özel görevler için sürekli yer değiştirirler.
25:3.17 (279.1) Bir arabulucu heyetinin üyeleri hiçbir zaman birbirlerinden ayrılmazlar. Bir dörtlü topluluk, tıpkı ilk kez birliktelik halinde bulundukları şekliyle sonsuza kadar hizmet etmeye devam ederler. Yüceltilmiş hizmetlileri içinde bile onlar, biriken kâinat deneyimi ve kusursuz hale getirilmiş deneyimsel bilgeliğin dörtlüleri olarak görev yapmaya devam ederler. Onlar ebedi olarak, zaman ve mekânın yüce adaletinin somut bir hali olarak birliktelik içinde bulunurlar.
25:4.1 (279.2) Ruhaniyet dünyasının bu yasal ve düzensel işleyiş akılları, bu biçimlerde yaratılmamışlardır. Bahse konu bu geniş ve çok yönlü topluluğun çekirdeği olarak Sınırsız Ruhaniyet tarafından, erken birincil yüksek melekler ve dördüncü yüksek melekler arasından en düzenli akılların sayıca bir milyon kadarı seçilmiştir. Buna ek olarak çok uzun bir zamandan beri evrimsel yaratımın tasarıları için kusursuzluğun kanunlarının uygulanmasında mevcut deneyim, Teknik Danışmanlar haline gelmeyi arzulayan herkes için gereklidir.
25:4.2 (279.3) Teknik Danışmanlar, şu kişilik düzeylerinin rütbelerinden seçilmektedir:
25:4.3 (279.4) 1. Birincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
25:4.4 (279.5) 2. İkincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
25:4.5 (279.6) 3. Üçüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
25:4.6 (279.7) 4. Dördüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
25:4.7 (279.8) 5. Yüksek Melekler.
25:4.8 (279.9) 6. Yükseliş Fanileri’nin Belirli Türleri.
25:4.9 (279.10) 7. Yükseliş Yarı-Ölümlüler’in Belirli Türleri.
25:4.10 (279.11) Mevcut zaman zarfı içinde, geçici bağlılığa ait olan faniler ve yarı-ölümlüler sayılmadığında, Orvonton üzerinde faaliyet gösteren ve Uversa üzerinde kayıtlı olan Teknik Danışmanlar’ın nüfusu altmış bir trilyondan biraz daha fazladır.
25:4.11 (279.12) Teknik Danışmanlar sıklıkla tekrar eden bir biçimde, bireyler olarak faaliyet gösterirler; fakat onlar yedili topluluklar halinde, görev alanları üzerinde ortak yönetim merkezlerine hizmet etmek ve onların idamesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Her topluluk içinde en azından beş unsur kalıcı düzeyde bulunmak zorundayken, geride kalan ikisi geçici birliktelik içinde bulunabilir. Yükseliş halinde bulunan faniler ve yarı-ölümlü yaratılmışlar, Cennet yükselişlerine devam ederlerken bahse konu danışma heyetleri üzerinde hizmet ederler; fakat onlar, ne Teknik Danışmanlar’ın düzenli eğitim derslerine katılır, ne de bahse konu düzenin herhangi bir zaman aralığında kalıcı üyeleri haline gelirler.
25:4.12 (279.13) Danışmanlar için geçici süreliğine hizmet eden bahse konu faniler ve yarı-ölümlüler, bu türden görevler için seçilmişlerdir; çünkü onların uzmanlık alanları evrensel hukuk ve yüce adaletin kavramsallaşması üzerinedir. Cennet amacı doğrultusunda seyahatine devam ettiğinizde sürekli olarak artan bilginiz ve genişleyen yeteneklerinizle birlikte siz, çoktandır biriktirdiğiniz bilgelik ve deneyimi diğerleriyle paylaşmanın olanağına aralıksız bir biçimde kavuşacaksınız. Havona’ya doğru olan tüm yolculuğunuz boyunca bir öğrenci-öğretmen rolü üstleneceksiniz. Siz kendi yolunuzda; ilerleme içindeki sürecinize ait olan bilgiyi yeni-keşfedenlere aktararak, bahse konu bu geniş deneyimsel üniversitenin yükseliş düzeyleri boyunca ilerleyeceksiniz. Kâinatsal düzen içerisinde, bahse konu bu bilgiyi ve gerçeği diğerlerine aktarmak için yeteneğinizi ve isteğinizi ortaya koyana kadar, bilgiyi ve gerçekliği elinizde bulundurmakta olduğunuz varsayılmayacaktır.
25:4.13 (280.1) Uzun eğitim ve mevcut deneyim sonrasında, çocuksu melekler biçimindeki unsurların düzeyinin üzerinde bulunan yardımcı ruhaniyetlerden herhangi birisinin; Teknik Danışmanlar biçimde kalıcı olarak görev almasına izin verilmiştir. Tüm adaylar gönüllü olarak hizmetin bu düzeyine giriş yaparlar; fakat onlar, bu tür sorumlulukları bir kez yerine getirdikleri zaman, bir daha bahse konu bu görevlerden ayrılamazlar. Sadece Zamanın Ataları bahse konu danışmanları diğer etkinliklere atayabilir.
25:4.14 (280.2) Teknik Danışmanlar’ın yerel evrenlerin Melçizedek yüksek eğitim bünyelerinden başlayan eğitimi, Zamanın Ataları’nın mahkemelerine kadar devam eder. Onlar bu aşkın evren eğitiminden, Havona döngülerinin öncül dünyaları üzerinde konumlanmış olan “yedi çevrenin okullarına” geçiş yaparlar. Buna ek olarak onlar, öncül dünyalardan Teknik Danışmanlar’ın kusursuzlaştırılmasını sağlayan Cennet eğitim okulu biçimindeki “Yüceliğin işleyişsel düzeninin ve hukuk etiğinin yüksek öğretimine” kabul edilirler.
25:4.15 (280.3) Bahse konu bu danışmanlar aslında, yasal uzmanlardan başkası değildir; onlar, uçsuz bucaksız yaratımın geniş nüfuz alanları üzerinde ikamet eden her unsurun yaşamına ve nihai sonuna uygulanan kâinat kanunları biçimindeki, uygulamalı hukukun öğretmenleri ve öğrencileridir. Zaman ilerledikçe onlar; ebediyetin idarecileri için en kabul edilir durumda olan işleyişsel yönetmeliğin biçimleri ve çeşitleri ile alakalı olan zamanın kişiliklerini eğiterek, sonu gelmez kargaşayı ve gereksiz gecikmeyi engeller biçimdeki zaman ve mekânın yaşayan hukuk kütüphaneleri haline gelirler. Onlar, mekânın çalışanlarının Cennet’in gereklilikleri ile birlikte uyum halinde faaliyet göstermesini etkin hale getirmek amacıyla danışma hizmetinde bulunmaya da yetkindirler; onlar Yaratanlar’ın işleyişsel düzeni ile ilgili tüm yaratılmışların öğretmenleridir.
25:4.16 (280.4) Bu türden bir yaşayan kütüphane ve uygulamalı hukuk yaratılmaz, böyle varlıklar mutlak bir biçimde mevcut deneyim vasıtasıyla evirilmelidir. Sınırsız İlahiyatlar varoluşsaldır, bu nedenden dolayı onların deneyim eksikliği telafi edilmelidir; onlar her şeyin bilgisine tümüyle deneyimlemeden önce bile sahiptir, fakat onlar, bu deneyimsel olmayan bilgiyi emri altında bulunan yaratılmışlara aktaramaz.
25:4.17 (280.5) Teknik Danışmanlar; gecikmeyi önlemenin, kolaylaştırılan ilerlemenin ve rehberlik kazanımının görevlerine adanmışlardır. Orada her zaman herhangi bir faaliyeti yerine getirmenin en iyi ve en doğru yolu bulunmaktadır; orada her zaman kutsal bir yöntem olan kusursuzluğun işleyiş düzeni bulunmaktadır, buna ek olarak bahse konu bu danışmanlar bu daha iyi yolun bulunmasında hepimizi nasıl yönlendirmeleri gerektiğinin bilgisine sahiptir.
25:4.18 (280.6) Bu fazlasıyla akli ve işlevsel olan varlıklar her zaman, Kâinatsal Denetimciler’in görevi ve hizmetiyle yakın bir biçimde birliktelik halindedir. Melçizedekler’e yetkin olan bir birlik tasdik edilmiştir. Sistemlerin, yıldız takımlarının, evrenlerin ve aşkın evren birimlerinin idarecilerinin tümüne, ruhsal dünyanın bahse konu teknik ve yasal kaynak akılları cömert bir biçimde tedarik edilmiştir. Özel bir topluluk, Yaşam Taşıyıcıları için hukuk danışmanları olarak hareket eder. Onlar bu Evlatlar’a; hayati çoğalımının oluşturulmuş düzeninden izin verilen ayrılışın boyutu ile ilgili hususları, ve bunun dışında kalan faaliyet içinde sahip oldukları ayrıcalıkları ve sınırları öğretir. Onlar, ruhaniyet-dünya etkileşimlerinin tümünün uygun kullanımları ve işleyiş düzenleri ile ilgili olan varlıkların tüm sınıflarının danışmanlarıdır. Fakat onlar, doğrudan ve kişisel olarak âlemlerin maddi yaratımlarıyla irtibat kurmamaktadırlar.
25:4.19 (280.7) Yasal kullanımlar ile ilgili olan danışmanın yanı sıra Teknik Danışmanlar eşit bir biçimde; fiziksel, akılsal ve ruhsal şekilde bulunan yaratılmış varlıklar ile ilgili tüm kanunların etkin yorumlanmasına adanmıştır. Onlar, Kâinatsal Arabulucular ve hukukun gerçeğini bilme arzusu taşıyan tüm diğerleri için erişilebilir bir durumdadır; diğer bir değişle İlahiyat’ın Yüceliği’nin nasıl olduğunu bilmek, oluşturulan fiziksel, maddi ve ruhsal bir düzenin etkenlerine sahip olan herhangi bir durum için karşılık vermeye bağlı olabilir. Onlar, Nihayet’in işleyiş düzenini aydınlatmak için makale bile kaleme almaya yetkin bir durumdadırlar.
25:4.20 (281.1) Teknik Danışmanlar, seçilmiş ve denenmiş varlıklardır; ben, onların hiçbir zaman kendilerine atanan doğrultudan saptıklarına şahit olmadım. Uversa üzerinde biz, onların oldukça etkin bir biçimde yorumladıkları ve ikna edici bir şekilde açıkladıkları kutsal yasalara karşı gelmekten şimdiye kadar bir kez dahi olsun hüküm giydiklerine dair herhangi bir kayda sahip bulunmamaktayız. Onların hizmetlerinin nüfuz alanı için getirildiği ve ilerleyişlerinin üzerinde uygulandığı bilinen bir sınır bulunmamaktadır. Onlar, danışmanların Cennet’in kapılarına varan bir biçimde olan ilerleyişlerine benzer bir şekilde yükselmeye devam eder; deneyimin ve hukukun tüm kâinat kapıları onlar için sonsuza kadar açıktır.
25:5.1 (281.2) Belirli kıdemli baş kaydedicileri Havona içindeki üçüncül hizmetkâr ruhaniyetleri arasından, Işığın Adası’nın resmi arşivlerinin koruyucuları biçimindeki Arşiv Sorumluları olarak seçilirler. Bilginin sorumlularının akıllarındaki kaydın yaşan arşivlerine tezat bir biçimde bulunan bahse konu bu arşivler, zaman zaman “Cennet’in yaşayan kütüphanesi” olarak adlandırılırlar.
25:5.2 (281.3) Yerleşik gezegenlerin kaydedici melekleri, tüm bireysel kayıtların kaynağıdır. Evrenler boyunca diğer kaydediciler resmi ve yaşayan kayıtlar ile ilişki halinde faaliyet göstermektedir. Urantia’dan Cennet’e kadar bahse konu bu iki kayıt birbirleriyle bütünleşir. Cennet üzerinde daha az resmi kayda karşılık daha çok yaşayan kayıt bulunmakta olup; Uversa üzerinde ise bunların her ikisi eşit bir biçimde erişime açıktır.
25:5.3 (281.4) Düzenlenmiş ve yerleşik yaratım içinde anlama dair nüvenin her ortaya çıkışı, kayıt için bir nedeni yaratır. Yerel konumdan daha fazlası için önem taşımayan olaylar sadece yerel bir kayıt içerisinde bulunur; bahse konu bu durum, farklılaşan düzeydeki önemler için buna uygun olarak değişir. Nebadon’un gezegenlerinden, sistemlerinden ve yıldız takımlarından kâinat kabulüne dair her şey Salvington üzerinde kayda geçirilir; buna ek olarak bahse konu bu olaylar bu türden olan başkentlerden, aşkın hükümetler ve birimlerinin olaylarıyla ilgili daha yüksekteki kayıtlara iletilir. Aynı zamanda Cennet, aşkın evren ve Havona verisinin ilgili özetine sahiptir; buna ek olarak kâinat âlemlerinin tümünün bahse konu tarihsel ve bütünsel öyküsü, bu yüceltilmiş üçüncül hizmetkâr ruhaniyetlerinin sorumluluğundadır.
25:5.4 (281.5) Bu varlıkların belirli olanları, aşkın evrenlere Göksel Kaydediciler’in eylemlerini yönlendirme hizmetiyle Arşivlerin Baş İdarecileri olarak atanırken, onlardan bir tanesi bile en başından beri düzeylerinin kalıcı yoklama çağrısından bir yere gönderilmemişlerdir.
25:6.1 (281.6) Bu unsurlar; bir karbon kopya olarak adlandırılabilecek, özgün bir ruhaniyet kaydını yarı-maddi eşleniğiyle birlikte yapma biçiminde olan çoğaltma görevi içinde, tüm kayıtlar üzerinde aynı işlemi uygulayan kaydedicilerdir. Bu işlemi onlar yapmaya yetkindirler, çünkü bu durum eş zamanlı olarak ruhsal ve maddi enerjiyi düzenleme biçimindeki onların bu benzeri olmayan yetisinden kaynaklanmaktadır. Göksel Kaydediciler yaratılma süreçlerine benzer bir biçimde var edilmemiştir; onlar yerel evrenlerden olan yükseliş yüksek melekleridir. Onlar, yedi aşkın-evrenlerin üzerindeki yönetim merkezleri üzerinde Arşivlerin Baş İdarecileri’nin kurulları tarafından görev alanları için teslim alınıp, sınıflanır ve görevlendirilir. Orada aynı zamanda, Göksel Kaydediciler’i eğitmek için yerleştirilen okullar mevcuttur. Uversa üzerindeki okul, Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları ve Kutsal Danışmanlar tarafından işletilir.
25:6.2 (281.7) Bir evren hizmetinde kaydediciler gelişme kaydettiklerinde, çifte kaydediş düzenlerine devam eder. Bu nedenden dolayı onların kayıtları, maddi düzeyin üyelerinden ışığın yüksek ruhlarına kadar olan varlıkların tüm sınıfları için erişilebilirdir. Geçiş deneyiminiz içinde maddi dünyadan yükselirken siz her zaman, bulduğunuz alan düzeyinin tarihi ve geleneklerinin kayıtlarına danışmaya ve bunun dışında onlara aşina olmaya yetkin bir halde olacaksınız.
25:6.3 (282.1) Kaydediciler denenmiş ve sınanmış bir birliktir. Bir Göksel Kaydedici’nin kusuru hakkında hiçbir zaman bir şey duymadım, buna ek olarak onların kayıtlarında gerçeğin herhangi bir biçimde saptırılmasına ise hiçbir zaman rastlamadım. Onlar çifte bir denetime tabidir, onların kayıtları özgün ruhaniyet kayıtlarının yarı-fiziksel çoğaltımlarının doğruluğunu denetleyen Kudretli Haberciler ve Uversa’dan onların yüceltilmiş yoldaşları tarafından etraflıca incelenir.
25:6.4 (282.2) Orvonton’un evrenleri içindeki bağlı alt alanların arşivi üzerinde trilyonlarca ilerleyen kaydedici konumlanırken, Uversa üzerinde erişilen düzeyin bahse konu unsurlarının nüfusu sekiz milyon gibi bir sayıda bulunmamaktadır. Bahse konu kıdemli veya mezun kaydediciler, zaman ve mekânın desteklenen arşivlerinin aşkın-evren sorumluları ve ileticileridir. Onların kalıcı yönetim merkezi, Uversa üzerindeki arşivlerin bulunduğu alanı çevreleyen dairesel yerleşim yeri içindedir. Onlar bu kayıtların sorumluluğunu hiçbir zaman kimseye vermemiştir; bireyler olarak onlar, görevlerinde bulunmayabilirler, fakat bu durum hiçbir biçimde sayıca büyük topluluklarca gerçekleşmemektedir.
25:6.5 (282.3) Arşiv Sorumluları haline gelen bahse konu birincil hizmetkâr ruhaniyetleri gibi, Göksel Kaydediciler’in birlikleri kalıcı görev konumlarıdır. Yüksek melekler veya birincil hizmetkâr ruhaniyetleri bu görevler altında toplandıkları zaman; onlar sırasıyla Göksel Kaydediciler ve Arşiv Sorumluları olarak, Yüce olan Tanrı’nın bütüncül kişileşmesinin yeni ve değişikliğe uğramış olan idaresi gününe kadar kalacaklardır.
25:6.6 (282.4) Uversa üzerinde bahse konu kıdemli Göksel Kaydediciler; Zamanın Ataları’nın çok uzun zamandan önce gerçekleşmiş olan varışından beri, Orvonton’un tümü üzerinde kâinatsal kabule dair her şeyin arşivini gösterirken; ebedi Ada üzerindeki Arşiv Sorumluları, Sınırsız Ruhaniyet’in kişileşmesi zamanlarından beri Cennet etkileşimlerine tanıklık eden ilgili âlemin arşivlerini korumaktadır.
25:7.1 (282.5) Yerel evren Ana Ruhaniyetleri’nin bahse konu bu evlatları, yükseliş halinde bulunan morontia hayatını yaşayan arkadaşların ve birliktelik halinde bulundukları unsurların tümüdür. Onlar; ne bir yükselişte bulunan unsurun yaratım ilerleyişi içinde gerçek görev için olmazsa olmaz niteliktedir, ne de Cennet seyahati üzerinde kendilerine ait olan fani birlikteliklere sık sık eşlik eden yüksek melek koruyucularının herhangi bir biçimde yerini alır. Morontia Dostları basit bir değişle, içsel olan uzun yükselişe henüz yeni başlamakta olan bahse konu bu unsurlar için iyilik sahibi ev sahipleridir. Aynı zamanda onlar, yetenek gerektiren etkinlik ve eğlencelerin destekçileri olup, buna ek olarak geri dönüşün idarecileri tarafından görevleri hususunda yardım görmektedir.
25:7.2 (282.6) Her ne kadar siz Nebadon’un morontia eğitim dünyaları üzerinde sergilemek amacıyla içten ve artan bir biçimde olan zor görevlere sahip olacak olsanız bile, size istirahatın ve çekilmenin düzenli mevsimleri sürekli bir biçimde tedarik edilecektir. Cennet’e olan yolculuğunuz boyunca orada her zaman, istirahat ve ruhsal eğlence için ayrılmış zamanınız olacaktır; buna ek olarak hayatın ve ışığın süreci içinde orada her zaman, ibadet ve yeni kazanımlar için yeterli zaman olacaktır.
25:7.3 (282.7) Bahse konu Morontia Dostları öyle arkadaşçıl birlikteliklerdir ki; morontia deneyiminin son fazından nihai olarak ayrılışınızda, aşkın evren ruhaniyet serüvenine başlamak için hazırlandığınızda, bahse konu dostluk edebilen yaratılmışların size bu süreç içinde eşlik edemeyecek olmasından dolayı samimi bir biçimde pişmanlık duyacaksınız, ancak onlar sadece ayrıcalıklı bir biçimde yerel evrenler üzerinde hizmet ederler. Yükseliş sürecinin her aşamasında irtibat kurulabilecek tüm kişilikler, dostane ve candan bir halde olacaktır; ancak Cennet Dostları ile olan buluşmanıza kadar, arkadaşlığa ve samimi yakınlığa bu kadar bağlı olan bir başka topluluk daha bulamazsınız.
25:7.4 (283.1) Morontia Dostları’nın görevi, yerel evreninizin olaylarıyla ilgili olan bahse konu anlatımlarda daha bütünsel bir biçimde tasvir edilmiştir.
25:8.1 (283.2) Cennet Dostları yüksek meleklere ek olarak birincil, ikincil ve dördüncül hizmetkâr ruhaniyetlerinin düzeylerinden seçilen oluşturulmuş veya bir araya getirilmiş bir topluluktur. Her ne kadar siz, onların hizmet etme sürelerini olağanüstü bir zaman aralığı olarak değerlendirecek olsanız da; onlar kalıcı bir düzeye ait olan unsurlar değildir. Bu hizmet tamamlandığı zaman değişmeyen bir irade olan onlar, Cennet hizmeti için çağrılmadan önceki sergiledikleri görevlerine geri dönerler.
25:8.2 (283.3) Meleksel ev sahiplerinin üyeleri bu hizmet için; yerel evren Ana Ruhaniyetleri, aşkın evren Yansıtıcı Ruhaniyetleri ve Cennet’in Majeston’u tarafından aday gösterilir. Bu unsurlar merkezi Ada’ya çağrılıp, bunun sonrasında ise Yedi Üstün Ruhaniyet’in biri tarafından Cennet Dostları olarak görevlendirilir. Cennet üzerindeki kalıcı görevlerinin dışında bu Cennet dostluğunun geçici hizmeti, hizmetkâr ruhaniyetlerine şimdiye kadar bahşedilmiş en yüksek onurdur.
25:8.3 (283.4) Bahse konu bu seçilmiş melekler, dostluğun hizmeti için adanmış olup; onlar, başta yükseliş halinde fanilere ama aynı zamanda merkezi Ada üzerinde yalnız olan tüm geride kalanlar biçimindeki, Cennet üzerinde yalnız kalabilecek olan varlıkların tüm sınıfları için birliktelikler olarak görevlendirilmiştir. Cennet Dostları, onların birlikte samimi bütünlük kuracakları bu unsurlar adına başaracakları görevlerinden başka özel hiçbir nitelikleri bulunmamaktadır; onlar sade dostlardır. Kutsal yolcular olan yoldaşlarınızdan başka, siz fanilerin Cennet’deki kısa süreli ikameti boyunca karşılaşacağınız neredeyse her diğer varlığın; sizin için veya sizinle birlikte yapmak durumunda olduğu tanımlı bir ilişkisi bulunmaktadır. Fakat bahse konu bu dostlar, sadece size eşlik etmek için ve kişilik birliktelikleri olarak sizinle bütünleşmek için görevlendirilmiştir. Onlar sık sık, inayet sahibi ve harikulade olan Cennet Vatandaşları tarafından bulundukları hizmetlerde destek görmektedirler.
25:8.4 (283.5) Faniler, oldukça sosyal olan ırklardan gelmektedir. Yaratıcılar, “insanın yalnız olmasının iyi olmadığını” oldukça iyi bilmektedirler; ve bu hüküm, taşıdığı yargıya uygun biçimde dostluk olarak Cennet üzerinde bile somutlaştırılmıştır.
25:8.5 (283.6) Bir yükseliş fanisi olarak eğer siz, dünyasal süreciniz içinde bulunan yakın birliktelikte bulunduğunuz biri veya bir dostun eşliğinde Cennet’e erişecek olursanız; veya nihai sonun yüksek melek koruyucunuz sizinle birlikte oraya varma imkânına sahip olursa, ya orada sizi bekliyor bir konumdaysa; sizin için kalıcı olarak görevlendirilebilecek hiçbir dost bulunmayacaktır. Fakat eğer siz bu sürece yalnız olarak erişiyor olursanız bir dost kesin bir biçimde sizi, zamanın kısa süreli olan uykusundan Işığın Adası üzerinde uyanmanız üzerine karşılayacaktır. Yükseliş birlikteliğinden biri tarafından bile eşlik edildiğiniz bilinse de; geçici dostların ebedi kıyılarda sizi karşılayacak olmalarına ek olarak, onlar sizin ve sizinle birlikte bulunanların girişi için hazırlanan kabul konumuna kadar sizlere refakat edecektir. Cennet’in sonsuza kadar uzanan kıyıları üzerinde ebediyetin yeniden dirilişini deneyimlediğiniz zaman, sıcak bir biçimde karşılanacak olmanızdan emin olabilirsiniz.
25:8.6 (283.7) Giriş dostları, Havona’nın son döngüsü üzerinde yükseliş halindekilerin kısa süreli ikametlerinin sayılı günleri boyunca görevlendirilir; buna ek olarak onlar, Havona’nın döngüleri ve mekânın dünyaları boyunca fani kökenin ve kayda değer yükselişin kayıtlarını dikkatli bir biçimde inceler. Onlar zamanın fanilerini karşıladıkları zaman; bahse konu gelen kutsal yolcularının süreçleri içinde zaten oldukça kat etmiş bir biçimde olup, kendilerini hemen duygudaş ve etkileyici dostlar olarak kabul ettirirler.
25:8.7 (283.8) Cennet üzerinde sizin kesinliğe erişmeniz öncesi kısa süreli olan ikametiniz boyunca, eğer herhangi bir sebepten dolayı fani veya meleksel yükseliş sürecinizin bir birlikteliğinden geçici süreyle ayrılmak zorunda olursanız, bir Cennet dostu bunun üzerine derhal danışma ve dostluk için görevlendirilir. Cennet üzerinde yalnız ikametin bir yükseliş fanisine bir dost atandığında bu dost, ya faninin yükseliş birlikteliğine tekrar kavuştuğu ana kadar ya da zamanı geldiğinde Kesinliğe Erişecek Olanların Birliği’ne katılımına kadar onunla beraber kalır.
25:8.8 (284.1) Cennet Dostları bir yükseliş halindeki unsur için, kendi aşkın evren türünün doğasından farklı olan bir dosta verilmesi dışında kalan hallerde bekleyiş içinde olmakla yükümlüdür. Eğer bir Urantia fanisi bugün Cennet üzerine erişiyor olsa, Orvonton’un veya onun dışında kalan Yedinci Üstün Ruhaniyet’in doğasının birinden olan bekleyiş halindeki bir dost kendisine atanır. Bu nedenden dolayı dördüncül hizmetkâr ruhaniyetleri, yedi aşkın evrenden olan yükseliş halindeki yaratılmışlara hizmet etmemektedir.
25:8.9 (284.2) Cennet Dostları tarafından birçok ek hizmet ortaya konmaktadır. Eğer bir yükseliş fanisi merkezi evrene yalnız olarak ulaşırsa ve Havona’da kat ederken İlahiyat serüveninin bir fazında başarısızlığa uğrarsa; sırası geldiğinde o, zamanın evrenlerine geri gönderildiğinde bu durum üzerine Cennet Dostları’nın yedek birlikleri derhal bir çağrıda bulunulacaktır. Bu düzenden biri; başarısızlığa uğramış olan kutsal yolcuyu sakinleştirmek ve neşelendirmek amacıyla onunla birlikte olacak, ve onun Cennet yükselişine devam etmesi için merkezi evrene olan dönüşüne kadar onu takip etmekle görevlendirilecektir.
25:8.10 (284.3) Eğer bir yükseliş kutsal yolcusu, fani sürecin koruyucu meleği şeklindeki bir yükseliş yüksek meleğinin eşliği içinde Havona içinde kat ederken İlahiyat serüveni içinde başarısızlığa uğrarsa; bahse konu bu melek, eşlik edeceği fani birlikteliği kendisi seçecektir. Bahse konu bu yüksek melekler; zamanın ve mekânın hizmetinden olan, dostlukları uzun zamana dayanan fanilere eşlik etmeye her zaman gönüllü olup bunu gerçekleştirmelerine izin verilir.
25:8.11 (284.4) Fakat bu durum yükseliş halinde olan yakın bir biçimde birliktelik içinde bulunan iki fani için söz konusu değildir. Eğer biri Tanrı’ya erişirken diğer geçici olarak başarısızlığa uğrarsa, başarılı olan birey her durumda hayal kırıklığına uğramış olan kişilik ile birlikte evrimsel yaratımlara geri dönmeyi tercih edeceği için bu duruma izin verilmemektedir. Bunun yerine, Cennet Dostları’nın yedek birliklerine bir çağrıda bulunup; gönüllülerden biri hayal kırıklığına uğramış olan kutsal yolcuya eşlik etmesi amacıyla seçilir. Bir gönüllü Cennet Vatandaşı bunun sonucunda; başarısızlığa uğramış olan dostun Havona dönüşünü merkezi Ada üzerinde beklerken bu süre zarfında belirli Cennet okullarında evrimsel yükselişin macera dolu hikâyesini sunma biçiminde öğretmenlik yapan başarılı fani ile birliktelik duruma gelmektedir.
25:8.12 (284.5) [Bu anlatım, Uversa’da ikamet eden Yetkide Yüksek Olan Biri tarafından sağlanmıştır.]
Urantia’nın Kitabı
26. Makale
26:0.1 (285.1) BİRİNCİL Hizmetkâr Ruhaniyetleri, merkezi evrenin ve Cennet’in hizmet ruhaniyetleridir; onlar, meleksel ev sahipleri biçimindeki Sınırsız Ruhaniyet’in en alt düzeyde bulunan topluluğunun en üst düzeyinde yer alır. Bu türden hizmetkâr ruhaniyetler ile, Cennet Adası’ndan zaman ve mekân dünyalarına kadar her yerde karşılaşılabilir. Onların hizmetleri olmadan, düzenlenmiş ve yerleşik hale getirilmiş yaratımın büyük bir kısmı var edilemezdi.
26:1.1 (285.2) Melekler, tüm mekânın evrimsel ve yükseliş halindeki irade yaratılmışlarının hizmetkâr-ruhaniyet birliktelikleridir; onlar aynı zamanda, âlemlerin kutsal kişilikleri içindeki yüksek ev sahiplerinin çalışma birliktelikleri ve iş arkadaşlarıdır. Meleklerin düzeylerinin tümü, apayrı kişilikler olup; oldukça yüksek bir biçimde bireyselleştirilmişlerdir. Onların tümü, geri dönüşüm idarecilerinin hizmetlerinin takdiri için büyük bir yetkinliğe sahiptirler. Mekânın İletici Ev Sahipleri ile birlikte hizmetkâr ruhaniyetler, istirahatın ve değişimin mevsimlerinden hoşnutiyet duyarlar; onlar, oldukça sosyal olan doğaya sahip olup, insanları fazlasıyla aşan bir birliktelik yetkinliğine sahiptir.
26:1.2 (285.3) Muhteşem kâinatın hizmetkâr ruhaniyetleri şu şekilde sınıflandırılmıştır.
26:1.3 (285.4) 1. Birincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
26:1.4 (285.5) 2. İkincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
26:1.5 (285.6) 3. Üçüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
26:1.6 (285.7) 4. Dördüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
26:1.7 (285.8) 5. Yüksek Melekler.
26:1.8 (285.9) 6. Çocuksu Melekler ve Sanobimler.
26:1.9 (285.10) 7. Yarı-Ölümlü Yaratılmışlar.
26:1.10 (285.11) Meleksel düzeylerin bireysel üyeleri, evren içinde bireysel düzey bakımından bütünüyle sabit değildir. Belirli düzeylerin melekleri bir mevsimliğine Cennet Dostları, bazıları ise Göksel Kaydediciler’i haline gelebilirler; geride kalanları ise Teknik Danışmanlar’ın düzeylerine yükselir. Belli başlı çocuksu melekler, meleksel düzeye ve onun nihai sonuna erişmeyi arzulayabilirlerken; evrimsel yüksek melekler yükseliş halindeki Tanrı’nın Evlatları’nın ruhsal düzeylerine erişebilir.
26:1.11 (285.12) Hizmetkâr ruhaniyetlerinin yedi düzeyi, açığa çıkarıldığı biçimiyle, yükseliş yaratılmışları için faaliyetlerinin en yüksek önemiyle iniltili olarak bu anlatımın sunumu amacıyla şu şekilde toplanmıştır:
26:1.12 (285.13) 1. Merkezi Evren’in Hizmetkâr Ruhaniyetleri: Birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin üç düzeyi Cennet-Havona sistemi içinde hizmet eder. Öncül veya Cennet birincil hizmetkâr ruhaniyeti, Sınırsız Ruhaniyet tarafından yaratılmıştır. Havona içinde hizmet eden ikincil ve üçüncül düzeyler sırasıyla, Üstün Ruhaniyetler’in ve Döngülerin Ruhaniyetleri’nin doğumudur.
26:1.13 (286.1) 2. Aşkın Evrenler’in Hizmetkâr Ruhaniyetleri — ikincil, üçüncül ve dördüncül hizmetkâr ruhaniyetleri. Yansıtıcı Ruhaniyetler’in çocukları biçimindeki ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri değişken bir biçimde yedi aşkın evren içinde hizmet eder. Sınırsız Ruhaniyet’in kökenine ait olan biçimdeki üçüncül hizmetkâr ruhaniyetleri nihai olarak, Zamanın Ataları’nın Yaratan Evlatları’nın irtibat hizmetine adanmıştır. Dördüncül hizmetkâr ruhaniyetleri Sınırsız Ruhaniyetler ve Yedi Yüce İdareci tarafından birlikte yaratılmış olup; onlar, Yedi Yüce İdareci’nin ayrıcalıklı hizmetçileridir. Bahse konu bu üç düzey hakkındaki tartışma, bu yazı dizisi içinde bulunan bir sonraki anlatımın konusunu oluşturmaktadır.
26:1.14 (286.2) 3. Yerel Evrenler’in Hizmetkâr Ruhaniyetleri; yüksek melekler ve onların yardımcıları biçimindeki çocuksu melekler ile bütünleşir. Yükseliş halindeki faniler bir Evren Ana Ruhaniyeti’nin bu doğumları ile birlikte ilk irtibatı kurmaktadır. Her ne kadar yarı-ölümlü yaratılmışlar işlev bakımından sık sık hizmetkâr ruhaniyetler ile birlikte sınıflandırılsa da; yerleşik dünyalar üzerinde doğuma ait olan onlar, bütüncül bir biçimde meleksel düzeylere aslında ait değillerdir. Yüksek melekler ve çocuksu melekler ile ilgili olan onların hikâyesi, yerel evreninizin olaylarıyla iniltili bahse konu bu makalelerde sunulmuştur.
26:1.15 (286.3) Meleksel ev sahiplerinin tüm düzeyleri, çok çeşitli evren hizmetlerine adanmış olup; onlar, göksel varlıkların yüksek düzeylerine bir şekilde hizmet etmektedir. Ancak zamanın çocukları için ilerlemenin kusursuzluğuna ait olan yükseliş düzeyinin devamının sağlanmasında görevli olan unsurlar, birincil ve ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerine ek olarak sayıca kalabalık olan nüfuslar halindeki yüksek meleklerdir. Merkezi, aşkın ve yerel evrenlerde faaliyet içinde bulunarak onlar; Sınırsız Ruhaniyet tarafından, Ebedi Evlat vasıtasıyla Kâinatın Yaratıcısı’na erişmeyi arzulayan her unsurun yardımı ve rehberliği için sağlanan ruhaniyet yardımcılarının kırılmaz zincirini oluşturur.
26:1.16 (286.4) Birincil hizmetkâr ruhaniyetleri, Kâinatın Yaratıcısı ile ilgili eylemin sadece bir fazıyla alakalı olan “ruhaniyet kutuplaşması” ile sınırlıdır. Onlar, Yaratıcı’nın ayrıcalıklı olan döngülerinde doğrudan bir biçimde görev almalarının dışında, tek başlarına çalışabilirler. Yaratıcı’nın doğrudan olan hizmeti üzerinde güç alıcılığında bulundukları zaman; birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin, faaliyet göstermeye yetkin hale gelmek için çiftler halinde gönüllü olarak birliktelik içine girmeleri gerekmektedir. İkincil hizmetkâr ruhaniyetleri benzer bir biçimde sınırlı olup; onlar, Ebedi Evlat’ın döngüleri ile birlikte eş zamanlı hale gelebilmek için çiftler halinde çalışmaya zorunludur. Yüksek melekler, bireysel ve konumsal şeklinde ayrı kişilikler olarak tek başlarına çalışabilirler; fakat onlar sadece bağlı çiftler olarak kutuplaştıklarında, döngüleştirmeye yetkin hale gelebilmektedirler. Bu türden ruhaniyet varlıkları çiftler halinde birliktelik içine girdikleri zaman, onlardan biri diğeri için tamamlayıcı olarak tanımlanır. Tamamlayıcı ilişkiler geçici olabilir; onlar kalıcı bir doğaya ait olmak zorunda değillerdir.
26:1.17 (286.5) Işığın bahse konu bu muazzam yaratılmışları, âlemin öncül döngülerinin ruhsal enerjisinin alımı tarafından doğrudan bir biçimde sağlanır. Urantia fanileri ışık-enerjisine mutlaka doğumsal ete kemiğe bürünüş ile erişmek zorundadır; fakat meleksel ev sahipleri, döngüleştirme ile bu süreci gerçekleştirir. Onlar “sizin bilmediğiniz yiyeceklere sahiptir.” Onlar aynı zamanda, harikulade Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları’nın dağıtım içinde bulunan öğretilerinden beslenir; yine onlar bir bilgi alışına sahip olup, bahse konu Evlatlar’ın hayat enerjilerini sindirme işleyiş biçimine fazlasıyla benzeyen bilgeliğin beslenmesini içlerinde barındırır.
26:2.1 (286.6) Birincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri, Cennet ve merkezi evren üzerinde kısa süreli olarak ikamet eden varlıkların tüm türleri için yetenekli hizmetkârlardır. Bahse konu bu yüksek melekler; birinci, ikinci ve üçüncü derece biçimindeki üç ana düzey içerisinde yaratılmıştır.
26:2.2 (287.1) Birinci Derece Birincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri, Bütünleştirici Yaratan’ın ayrıcalıklı doğumudur. Onlar kendi hizmetlerini, Cennet Vatandaşları ve yükseliş halindeki kutsal yolcuların başından beri genişleyen birliklerinin belirli toplulukları arasında eşit olarak bölerler. Ebedi Ada’nın bahse konu melekleri, Cennet sakinlerinin bu iki topluluğunun temel eğitimini ilerletmede yüksek bir biçimde etkilidir. Onlar; kusursuz irade yaratılmışlarının ve kutsallığın en yüksek türünden bir varlık olarak ve diğeri ise kâinat âlemlerinin tümü içinde irade sahibi yaratılmışın en alçakta bulunan türünün kusursuzlaştırılmış evrimi olarak, kâinat yaratılmışlarının bu iki benzersiz düzeyinin birbirlerini anlamasında oldukça fazla bir biçimde katkıda bulunur.
26:2.3 (287.2) Birinci derecedeki birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin görevi o kadar benzersiz ve ayırt edicidir ki, onların bu görevi ilerleyen anlatımlarda ayrı bir biçimde irdelenecektir.
26:2.4 (287.3) İkinci Derecedeki Birincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri, Havona’nın yedi döngüsü üzerindeki yükseliş varlıkları olaylarının yönlendiricileridir. Onlar, merkezi yaratımın dünya döngüleri üzerinde uzun süreçler boyunca geçici şekilde ikamet eden Cennet Vatandaşları’nın sayısız düzeylerinin eğitimsel hazırlanmasına hizmet etmede eşit bir derecede ilgilidir; fakat biz onların hizmetinin bu fazını irdelemeyebiliriz.
26:2.5 (287.4) Orada, kaynağının her birini Yedi Üstün Ruhaniyet’in birinden alan ve doğasının da ona göre belirlendiği biçimde bahse konu bu yüksek meleklerin yedi türü bulunmaktadır. Ortaklaşa bir biçimde Yedi Üstün Ruhaniyet, benzersiz varlıkların ve birimlerin birçok farklı topluluklarını yaratmakta olup; her düzeyin bireysel üyeleri göreceli bir biçimde doğaları bakımdan tek tiptir. Fakat bahse konu bu Yedi Ruhaniyet bireysel olarak yaratımda bulunduğu zaman, açığa çıkan düzeyler her zaman doğası bakımından yedi katmanlıdır; her Üstün Ruhaniyet’in çocukları kendilerini yaratanın doğasını alır, ve buna uygun olarak diğerlerinden farklılaşır. Böyle bir nitelik, ikinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetinin kaynağı olup; yaratılmış türlerinin yedisinin de melekleri, başlıca merkezi ve kutsal evrenin yedi döngüsü üzerinde olacak biçimde bütün düzeyleri için eylemin tüm kanalları içinde faaliyet gösterir.
26:2.6 (287.5) Havona’nın yedi gezegensel döngüsünden her biri; Yedi Üstün Ruhaniyet’in ortaklaşa ve böylece tek tip yaratılmışları olarak, Döngülerin Yedi Ruhaniyeti’nin birinin doğrudan yüksek denetimi altındadır. Her ne kadar Üçüncül Kaynak ve Merkez’in doğasını almış olsalar da; bahse konu Havona’nın yedi yardımcı Ruhaniyeti, evrenin özgün doğum biçiminin bir parçasına ait değillerdi. Onlar, ebedi biçimde olan özgün yaratım sonrasında faaliyet halindeydiler, fakat bu faaliyet Grandfanda zamanlarından çok önce bir zaman aralığındaydı. Onlar kuşkusuz olarak, Yüce Varlık’ın ortaya çıkmakta olan niyetine Üstün Ruhaniyetler’in yaratıcı bir karşılığı olarak belirdiler; buna ek olarak onlar, muhteşem kâinatın düzeni üzerinde faaliyet halinde iken keşfedildiler. Sınırsız Ruhaniyet ve kâinatsal düzenleyiciler olarak onların yaratıcı birlikteliklerinin tümü; deneyimsel İlahiyatlar ve evrimleşen evrenler içindeki eş zamanlı olarak gerçekleşen gelişmeler için, yararlı yaratıcı karşılıkları yaratma yetkinliğiyle bol miktarda donatılmış bir görünüme sahiptirler.
26:2.7 (287.6) Üçüncü Derece Birincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri, kaynağını bahse konu Döngülerin Yedi Ruhaniyeti’nden alır. Onların her biri ayrı Havona döngüleri içinde, merkezi evrenin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yeterli bir sayıdaki üçüncü düzetin yüksek birincil hizmetkâr ruhaniyet yardımcılarının yaratılması için Sınırsız Ruhaniyet tarafından yetkilendirilmiştir. Döngü Ruhaniyetleri, zamanın kutsal yolcularının Havona’sına olan varışlarının öncesinde bahse konu bu meleksel yardımcılarının görece az miktarda olan unsurlarını yaratmışken; Yedi Üstün Ruhaniyet, Grandfanda’nın varışına kadar ikinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin yaratımlarına bile başlamamıştır. İki düzeyden daha önce bir zamanda meydana gelmiş olarak, üçüncü derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin irdelenmesi bu nedenden dolayı anlatımın ilk sırasını teşkil edecektir.
26:3.1 (288.1) Yedi Üstün Ruhaniyet’in bu hizmetlileri, Havona’nın çeşitli döngülerinin meleksel uzmanları olup; onların hizmetleri, zamanın yükselen kutsal yolcuları ve ebediyetin alçalan yolcularına kadar uzanır. Kusursuz merkezi yaratımın milyarlara varan eğitim dünyaları üzerinde, tüm düzeyler içinde birincil hizmetkâr ruhaniyet birliktelikleriniz sizin için bütünüyle görülebilir halde olacaktır. Orada sizin hepiniz en yüksek anlamda, karşılıklı iletişimin ve duygudaşlığın kardeşsel bütünlükteki ve anlayış sahibi varlıkları olacaksınız. Aynı zamanda siz; Havona’ya ilk döngünün öncü dünyası boyunca giriş yapan ve buradan yedinci döngüye doğru dışsal doğrultuda kateden şekilde Cennet Vatandaşları biçimindeki alçalan kutsal yolcularını bütünüyle tanıyıp onlarla seçkin bir biçimde bütünleşeceksiniz.
26:3.2 (288.2) Yedi aşkın evrenlerden gelen alçalan kutsal yolcular; Havona’yı bahse konu doğrultunun tersi istikamette, yedinci döngünün öncü dünyasına giriş yaparak ve içsel olarak ilerleyerek geçerler. Alçalan yaratılmışların bir dünyadan diğerine olan ilerleyişleri üzerinde herhangi bir zaman limiti getirilmemiştir; buna benzer bir biçimde belirlenmiş zaman aralıkları keyfi olarak, morontia dünyaları üzerinde ikamet durumu için atanmamıştır. Fakat her ne kadar yeterli bir biçimde gelişen bireyler, yerel evren eğitim dünyalarının bir veya daha fazlasında olan kısa süreli ikametlerinden muaf tutulabilirler; hiçbir kutsal yolcu, ilerleyici ruhsallaşmanın Havona döngülerinin yedisinden de geçmekten kaçınamaz.
26:3.3 (288.3) Zamanın kutsal yolcularının hizmet için atanan üçüncü derece birincil hizmetkâr ruhaniyet birlikleri başlıca şu biçimde sınıflanmıştır:
26:3.4 (288.4) 1. Uyum Yüksek Denetimcileri. Havona üzerinde bile düzenleyici etkinin bir türünün; zamanın kutsal yolcularını, takip eden Cennet erişimlerine hazırlamak için onların tüm görevlerindeki uyumu sağlamak amacıyla gerekli olduğu açık bir biçimde görülmelidir. Bahse konu bu durum, uyum yüksek denetimcilerinin işleyen her şeyi pürüzsüzce ve hızlı bir biçimde tutmak biçimindeki gerçek görevidir. Birinci döngü üzerinde var olan bu unsurlar Havona boyunca hizmet eder; buna ek olarak onların döngüler üzerindeki mevcudiyeti, hiçbir şeyin herhangi bir biçimde ters gitmeyeceği anlamına gelmektedir. Farklı düzeylerin etkileşimde bulunduğu kişiliklerin eylemlerinin bütün bir çeşitliliğini çok katmanlı düzeylerde bile düzenleme gibi büyük bir yetkinlik, bu birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin nerede ve ne zaman ihtiyaç duyulduğunda destek sağlamalarının önünü açar. Onlar, ebediyetin ve zamanın kutsal yolcularının karşılıklı olarak birbirlerini anlamalarına çok büyük bir biçimde katkıda sağlar.
26:3.5 (288.5) 2. Baş İdareci Kaydediciler. Bu melekler ikinci döngüde yaratılmıştır, fakat onlar merkezi evren üzerinde her yerde hareket eder. Onlar yürütümsel kayıtları üç kopya halinde; Havona’nın yazılı dosyaları, onların düzeylerinin ruhsal dosyaları ve Cennet’in resmi kayıtları için kaydeder. Buna ek olarak onlar kendiliğinden, birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin birinci derece düzeyinin bilgi sorumluları şeklindeki Cennet’in yaşayan kütüphanelerine gerçek-bilgi aktarım işlemlerini gerçekleştirirler.
26:3.6 (288.6) 3. Yayınlayıcılar. Her ne kadar Üçüncü Döngü Ruhaniyeti’nin çocuklarının resmi merkezi, en dışta bulunan döngü içinde yetmişinci gezegen üzerinde konumlansa da; onlar Havona boyunca faaliyet gösterir. Bu üstün düzensel uygulayıcılar, merkezi yaratımın yayın alıcıları ve vericileridir; buna ek olarak onlar, Cennet üzerindeki tüm İlahiyat olgunun mekân raporlarının yönlendiricileridir. Onlar, mekânın temel döngülerinin tümü için işlev gösterebilirler.
26:3.7 (288.7) 4. İleticiler, kaynağını dördüncü döngüden alır. Onlar, kişisel iletimin gerekli tüm iletilerinin sorumluları olarak Cennet-Havona sistemini kapsar. Onlar; kendi düzeyinden olan unsurlara, göksel kişiliklere, Cennet kutsal yolcularına ve hatta zamanın yükseliş halindeki ruhlarına hizmet eder.
26:3.8 (289.1) 5. Akli Düzenleyiciler. Beşinci Döngü Ruhaniyeti’nin çocukları olarak bahse konu bu üçüncü derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri her zaman; yükseliş ve alçalış kutsal yolcuları arasındaki kardeşsel bütünlük birlikteliğinin ussal ve duygudaş olan destekleyicileridir. Onlar, Havona’nın tüm sakinlerine hizmet eder; ve özellikle bu hizmeti onlar, yükseliş halindeki unsurları kâinat evrenlerinin tümünün olaylarıyla ilgili güncel bir biçimde haberdar tutarak gerçekleştirir. Yayınlayıcılar ve yansıtıcılar ile birlikte kişisel irtibatın erdemi sayesinde bahse konu Havona’nın bu “yaşayan gazeteleri”, merkezi evrenin bahse konu geniş yeni döngüleri üzerindeki yeni bilgilerin tümünden anında haberdardır. Onlar; Havona kavrayış yöntemi sayesinde bilgiyi sabitler; bu yöntem, şu an sahip olduğunuz en hızlı telgraf tekniğinizin kaydetmek için bin yıllara ihtiyaç duyacağı bilgiyi Urantia zamanına göre bir saat içinde onun kendiliğinden ulaşmasına imkân sağlar.
26:3.9 (289.2) 6. Taşıma Kişilikleri. Altıncı döngü üzerinden kaynağını alan bahse konu bu varlıklar genellikle, en dışta bulunan döngünün kırkıncı numaralı gezegeninden faaliyetini gerçekleştirir. İlahiyat serüveni içinde geçici bir süreliğine başarısız olan hayal kırıklığına uğramış adayları teslim alan onlardır. Onlar, Havona’nın hizmetinde gelmek ve gitmek zorunda olan tüm unsurlara ve mekân katedicileri olmayan herkese hizmet etmeye hazır bir biçimde beklemektedir.
26:3.10 (289.3) 7. Yedek Birlikler. Cennet kutsal yolcuları biçimindeki yükseliş varlıkları ve Havona içinde kısa süreliğine ikamet eden unsurların diğer düzeyleriyle olan görevlerdeki dalgalanmalar, birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin bu yedek birliklerinin yer aldığı yedinci döngünün öncül dünyası üzerinde onları idare etmeyi önemli hale getirmektedir. Onlar özel bir tasarım olmadan yaratılmış olup; üçüncü derece düzeyine ait olan kendilerinin birincil hizmetkâr ruhaniyetleri birliklerinin görevlerinin herhangi birinin daha az meşakkatli olan fazları içinde hizmeti devralmaya yetkindirler.
26:4.1 (289.4) İkinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri, merkezi evrenin yedi gezegensel döngülerinin hizmetlileridir. Onların bir kısmı zamanın kutsal yolcularının hizmetine adanmış olup; evren düzeninin bir yarısı, ebediyetin Cennet kutsal yolcularının hazırlanmasıyla görevlendirilmiştir. Cennet Vatandaşları Havona döngüleri boyunca onların kutsal yolculuğu içinde aynı zamanda, Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri’nden görevliler katılmaktadır. Bu türden olan bir düzenleme, kesinliğe erişmiş topluluğunun tamamlanmasından beri var olmaktadır.
26:4.2 (289.5) Yükseliş halindeki kutsal yolcuların hizmeti için onların düzenli dönemsel görevlerine göre, ikinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri şu yedi topluluk altında görev vermektedir:
26:4.3 (289.6) 1. Kutsal Yolcu Yardımcıları.
26:4.4 (289.7) 2. Yüce Rehberler.
26:4.5 (289.8) 3. Kutsal Üçleme Rehberleri.
26:4.6 (289.9) 4. Evlat Bulucuları.
26:4.7 (289.10) 5. Yaratıcı Rehberleri.
26:4.8 (289.11) 6. Danışmanlar ve Karar Yardımcıları.
26:4.9 (289.12) 7. İstirahatın Tamamlayıcıları.
26:4.10 (289.13) Bu çalışma topluluklarından her biri, yedi yaratılmış türün hepsinin meleklerini içinde barındırıp; mekânın bir kutsal yolcusu her zaman, özgünlüğe ait olan kutsal yolcunun aşkın-evreni üzerinde iradeye sahip olan Üstün Ruhaniyet içinde kökenin ikinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyeti tarafından eğitilir. Urantia’nın fanileri olarak sizler Havona’ya eriştiğiniz zaman; evrimleşen doğalarınıza benzer bir biçimde Orvonton’un Üstün Ruhaniyeti’nden türeyen birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin yaratılmış doğaları tarafından kesinlikle bir biçimde yönlendireceksiniz. Buna ek olarak sizin eğitmenleriniz, aşkın-evreninize ait olan Üstün Ruhaniyet’den türediği için; Cennet kusursuzluğuna erişmek amacıyla tüm çabalarınızda sizi anlamaya, rahatınızı sağlamaya ve size yardımda bulunmaya özellikle yetkindirler.
26:4.11 (290.1) Zamanın kutsal yolcuları; Havona’nın karanlık çekim bünyelerinin öncesinden dışta bulunan gezegensel döngüye doğru, yedi aşkın-evrenin yönetim merkezlerinden faaliyet gösteren ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin birinci derece düzeyinin taşıma kişilikleri tarafından taşınmaktadır. Cennet yükselimi için kabul edilen gezegensel ve yerel kâinat hizmetinin yüce meleklerinin tamamı değil fakat onun içindeki bir çoğunluğu, Havona için uzun uçuş yolculuğundan önce kendilerine ait fani birlikteliklerinden ayrılacaklardır. Buna ek olarak onlar; mevcudiyetin kusursuzluğu ve hizmetin yüceliğine yüksek melekler olarak erişmeyi bekler biçimde, tanrısal görev için bir kereliğine uzun ve yoğun eğitimlerine başlayacaktır. Ve zamanın kutsal yolcularına tekrar katılma umuduyla gerçekleştirdikleri bu eylemi; Kâinatın Yaratıcısı’na erişmiş bu tür fanilerin izlediği yolu sonuna kadar takip edenler ve Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nin açığa çıkarılmamış hizmeti için görev alanlar arasında tanınmak için yapmaktadırlar.
26:4.12 (290.2) Yedinci döngünün öncül dünyası biçimindeki Havona’nın alıcı gezegeni üzerine kutsal yolcu, amacın kusursuzluğu şeklindeki kusursuzluğun sadece bir kazanımı için inmektedir. Kâinatın Yaratıcısı şöyle buyurmuştur: “Kusursuz olun, hatta benim olduğum kadar kusursuz olun.” Bu ifade, mekânın dünyalarına ait olan sınırlı evlatlar için hayretler verici davet-emrinin yayınıdır. Bu emrin ilanı; İlk Büyük Kaynak ve Merkez’in bahse konu devasa buyruğunun yerine getirilmesi ve gerçekleştirilmesini beraberinde getirmede göksel varlıkların işbirliği çabalarında destek vermek amacıyla, tüm yaratımları heyecanlı bir şekilde hareket haline getirmiştir.
26:4.13 (290.3) Varlığı devam ettirmenin kâinatsal düzenine ait olan tüm yardımcı ev sahiplerinin hizmeti tarafından ve onun boyunca siz, nihai olarak Havona’nın alıcı dünyalarına teslim edildiğinizde; amacın kusursuzluğu biçimindeki tek bir çeşit kusursuzluk ile oraya varırsınız. Amacınız tamamen doğrulandığında sizin inancınız sınanmadan geçmiş olur. Siz, hayal kırıklığı geçirmez olarak bilinirsiniz. Kâinatın Yaratıcısı’nı kavramaktaki bile başarısızlık, Havona’nın kusursuz âlemlerine erişmek amacıyla yol katetmek zorunda olan herkesin deneyimden geçtiği yükseliş halindeki bir faninin inancını ne sarsabilir ne de onun güvenini ciddi bir biçimde kırabilir. Havona’ya ulaştığınız zaman, sizin içtenliğiniz ulvilik kazanmaktadır. Amacın kusursuzlaşması ve istencin kutsallığı inancın azimli bağlılığı ile birlikte, ebediyetin oluşturulmuş yerleşim yerlerine olan girişinizi güvence altına alır; zamanın belirsizliklerinden olan kurtuluşunuz bütüncül ve tamamlanmıştır. Buna ek olarak şu anda siz; mekânın dünya okulları üzerindeki zamanın deneyimsel çağları içinde olan uzun bir süredir gördüğünüz eğitimle buluşmak biçiminde, Havona’nın sorunlarıyla ve Cennet enginlikleriyle karşı karşıya gelirsiniz.
26:4.14 (290.4) İnanç; ebediyetin kapılarından zamanın çocuklarını kabul eden amacın bir kusursuzlaşmasını, yükseliş kutsal yolcusu için kazanmıştır. Şu an kutsal yolcu yardımcıları, kişiliğin Cennet kusursuzluğu için hayati derecede önemli olan kavrayışın işleyiş biçimi ve anlayışın kusursuzluğunu geliştirme görevlerine başlamalıdırlar.
26:4.15 (290.5) Kavrama yetisi Cennet için gerekli olan fanilerin pasaportudur. İnanmak için sahip olunacak isteklilik Havona için anahtar işlevi görür. İkamet eden Düzenleyici ile birlikte eş güdüm halinde evlatlığın kabulü evrimsel varlığı devam ettirmenin gereğidir.
26:5.1 (291.1) İkinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin yedi topluluğundan ilki; merkezi evrenin sabitleştirilmiş dünyaları ve oluşturulmuş düzeni için mekânın fazlasıyla yol kat etmiş olan yükseliş halinde bulunan unsurlarını kolayca anlamının ve geniş duygudaşlığın bu varlıkları şeklindeki, kutsal yolcu yardımcıları ile karşılaşırlar. Eş zamanlı olarak bu yüksek hizmetkârlar; dış döngünün öncül dünyası üzerinde Grandfanda’nın varışıyla başlayan, iç Havona döngüsünün öncül dünyası üzerinde varanların ilki biçimindeki ebediyetin Cennet kutsal yolcuları için görevlerine başlarlar. Bahse konu bu çok uzun zaman önce gerçekleşmiş günlerde, Cennet’ten ve zamandan gelen kutsal yolcular dördüncü döngünün varış dünyası üzerinde karşılaşmıştır.
26:5.2 (291.2) Havona dünyalarının yedinci döngüsü üzerinde faaliyet gösteren bahse konu bu kutsal yolcu yardımcıları, yükseliş fanileri için görevlerini üç ana bölüm altında gerçekleştirir. Bunlardan ilki, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin yüce anlayışı; ikincisi, Yaratıcı-Evlat birlikteliğinin ruhsal kavrayışı; ve üçüncü olarak ise, Sınırsız Ruhaniyet’in ussal tanınmasıdır. Eğitimin bu fazlarının her biri, yetmiş bağımlı topluluğun on iki alt bölümlerinin yedi koluna ayrılmıştır; buna ek olarak bahse konu eğitimin bu yetmiş bağımlı topluluklarından her biri, sayıca bin olan sınıflandırmalar ile sunulmuştur. Daha detaylı olan eğitim, takip eden döngüler üzerinde sağlanmaktadır, fakat her Cennet gerekliliğinin çerçevesi, kutsal yolcu yardımcıları tarafından öğretilir.
26:5.3 (291.3) Bu durum sonrasında, mekânın inançla sınanmış ve fazlasıyla yol kat etmiş mekânın kutsal yolcularının karşılaştığı başlangıç veya ön eğitim dersi bulunmaktadır. Fakat Havona’ya ulaşmadan çok önce bahse konu zamanın yükseliş çocukları; belirsizlikten beslenmeyi, hayal kırıklığını içselleştirmeyi, bariz başarısızlık üzerine daha çok gayrete gelmeyi, zorluklar karşısında hayat bulmayı, enginlik karşısında boyun eğmez cesareti sergilemeyi ve açıklanamaz olanın zorluğuyla karşılaşıldığında yenilmez inancı yerine getirmeyi öğrenmiştir. Uzun zamandan beri, bahse konu kutsal yolcularının mücadele söylemi şu hale gelmiştir: “Tanrı ile olan bütüncül bağımlılık içerisinde; hiçbir şey, kesinlikle hiçbir şey imkânsız değildir.”
26:5.4 (291.4) Havona döngülerinin her biri üzerinde, zamanın kutsal yolcularının belirlenmiş bir koşulu bulunmaktadır. Buna ek olarak her kutsal yolcu, doğasından gelen bir biçimde yükseliş yaratımının belirli bir türüne yardım etmek için uyum sağlamış olan birincil hizmetkâr ruhaniyetinin vesayeti altında eğitimlerini sürdürürken; üstün bir biçimde tamamlanması gereken ders, merkezi evrene ulaşan yükseliş halinde bulunan unsurların tümü için tamamiyle tek-tiptir. Bu dersin getirdiği kazanım; ussal, ruhsal, ve yüce olan bir biçimde niceliksel, niteliksel ve deneyimseldir.
26:5.5 (291.5) Havona döngüleri üzerinde zaman, sadece ufak bir sonuca aittir. Kısıtlı bir biçimde o, ilerleyişin olanaklarına dâhil olmaktadır, fakat kazanım nihai ve yüce sınanmadır. Sizin birincil hizmetkâr ruhaniyet birlikteliğinizin, diğer döngüye doğru içsel olarak geçmeye yetkin olduğunuzu değerlendirdiği bahse konu bu anda; siz, yedinci Döngü Ruhaniyeti’nin on iki emir-yardımcısından önce teslim alınacaksınız. Burada, kökeninizin aşkın evreniniz ve özgünlüğe ait olan sisteminiz tarafından belirlenmiş döngü sınavlarını geçmeniz gerekecek. Bu döngünün kutsallık erişimi; öncül dünya içinde gerçekleşip, yükseliş halindeki kutsal yolcunun ait olduğu aşkın evreninin Üstün Ruhaniyeti’nin ruhsal tanınması ve gerçekleştirilmesinden oluşur.
26:5.6 (291.6) Dış Havona döngüsündeki görev tamamlandığında ve sunulan ders üstün bir biçimde öğrenildiğinde; kutsal yolcu yardımcıları kendilerine ait olan unsurları diğer döngünün öncül dünyasına taşıyıp, onları yücelik rehberlerinin yardımsal sorumluluğuna emanet eder. Kutsal yolcu yardımcıları her zaman, devir görevini güzel ve yararlı bir biçimde gerçekleştirmeye yardımcı olmak amacıyla bir mevsimliğine orada hazır bir biçimde beklemektedir.
26:6.1 (292.1) Mekânın yükseliş halinde bulunanları; yedinci döngüden altıncısına doğru çevrildiklerinde, ve onlar yücelik rehberlerinin doğrudan yüksek denetimi altında konumlandıklarında, “ruhsal mezunlar” olarak adlandırılırlar. Bahse konu bu rehberler; yükseliş ve alçalış kutsal yolcuları için Havona’nın tüm döngüleri üzerinde hizmetli birliktelikleri ile beraber hizmette bulunan, Sınırsız Ruhaniyet’in Yüksek Kişilikleri’ne ait olan Mezuniyet Rehberleri ile karıştırılmamalıdır. Yücelik rehberleri, merkezi evrenin sadece altıncı döngüsü üzerinde faaliyet gösterir.
26:6.2 (292.2) Yükseliş halinde bulunanların yeni bir Yüce Kutsallık gerçekleşmesine erişmesi bu döngü içerisindedir. Onların uzun süreçleri boyunca evrimsel âlemlerde zamanın kutsal yolcuları, zaman-mekân yaratılmışlarının her şeye gücü yeten bir yüksek denetimi gerçekliğinin gelişen bir farkındalığını deneyimler. Burada bahse konu Havona döngüsü üzerinde onlar, Yüce olan Tanrı’nın ruhsal gerçekliği biçimindeki zaman-mekân birliğinin merkezi evren kaynağıyla karşılaşmaya yaklaşır.
26:6.3 (292.3) Ben, bu döngü üzerinde neyin gerçekleştirildiğini açıklama noktasında bir şekilde yetersiz bulunmaktayım. Yükseliş halinde bulunan unsurlar için Yücelik’in hiçbir kişileşmiş mevcudiyeti algılanabilir değildir. Bir takım yönden Yedinci Üstün Ruhaniyet ile kurulan yeni ilişkiler, Yüce Varlık’ın bahse konu erişilemezliğini telafi etmektedir. Fakat bahse konu işleyiş düzenini kavramamız hususundaki bizim yetkin olmayışımızdan bağımsız olarak, her yükseliş yaratılmışı Yüce Varlık’ın açığa çıkarılmamış olan etkinliğini varsaymadan başarılı bir biçimde açıklanamayacak olan; bir dönüştüren deneyim, bilincin yeni bir eklemlenişi, amacın yeni bir ruhsallaşması ve kutsallık için yeni bir duyarlılık sürecinden geçer. Bahse konu bu gizemli etkileşimleri gözlemlemiş olan bizlere göre: eğer Yüce olan Tanrı sevgi dolu bir biçimde kendilerine ait olan deneyimsel yetkinliklerin en üst sınırına kadar deneyimsel çocuklarına sevgi dolu bir biçimde bahşetmede bulunmuş olsaydı; ussal kavrayış, ruhsal seziş ve kişilik erişimin bu türden çoğalımlarına, ebedi ve varoluşsal olan Cennet’in İlahiyatları’na ulaşmak amacıyla, Yüceliğin Kutsal Üçlemesi’nin kutsallık düzeyine katılımları içinde onların tüm çabalarında fazlasıyla ihtiyaç duyulacaktı.
26:6.4 (292.4) Yücelik rehberleri öğrencilerinin ilerleyiş için olgunlaştıkları yargısına varırsa; onlar, altıncı döngünün öncül dünyası üzerinde sınayıcılar olarak hizmet eden karma bir topluluk biçimindeki sayıca yetmiş olan unsurun heyetinden önce, öğrencilerini bulundukları yerden alır. Bu heyeti, içindeki unsurların Yüce Varlık ve Yüceliğin Kutsal Üçlemesi kavrayışlarına göre tatmin ettikten sonra; kutsal yolcular, beşinci döngüye çevrilmek için onaylanır.
26:7.1 (292.5) Kutsal Üçleme rehberleri, zaman ve mekânın ilerleyici kutsal yolcularının Havona eğitimlerine ait olan beşinci döngüsünün yorulmak nedir bilmez hizmetkârlarıdır. Ruhsal mezunlar burada “İlahiyat serüveni için adaylar” olarak adlandırılırlar; çünkü bu döngü üzerinde Kutsal Üçleme rehberlerinin yönlendirmesi altında kutsal yolcular, Sınırsız Ruhaniyet’in kişilik tanınmasına erişme çabasında bulunmaya hazırlanmada ilgili Kutsal Üçleme ileri eğitimini alırlar. Buna ek olarak burada yükseliş kutsal yolcuları; bahse konu döngünün dünyaları üzerinde onların erişimi için konulan yüksek hedefin isteklerini yerine getirmek amacıyla gerekecek olan artan beklentilerin ve çok daha fazla çetin ruhsal gayretin doğasını anlamaya başladıklarında, doğru çalışmanın ve gerçek zihinsel çabanın ne olduğunu keşfedecekler.
26:7.2 (292.6) En fazla inançlı ve etkin olanlar Kutsal Üçleme habercileridir; buna ek olarak her kutsal yolcu, bu düzeye ait olan bir birincil hizmetkâr ruhaniyetinin tüm ilgisini alır ve onun bütüncül sevgisine erişir. Zamanın bir kutsal yolcusu Cennet Kutsal Üçlemesi’nin ilk elden yaklaşılabilen kişisini hiçbir zaman; yaklaşan İlahiyat serüveninin doğası ve işleyiş biçimiyle ilgili yükseliş halinde olanların eğitimine katılan diğer ruhsal varlıkların ev sahiplerinden, bu rehberlerin desteğinden ve yardımından yoksun bir halde bulamaz.
26:7.3 (293.1) Bu döngü üzerinde eğitimin dersinin tamamlanmasından sonra Kutsal Üçleme rehberleri; İlahiyat serüveninin adaylarının sınayıcıları ve onaylayıcıları olarak faaliyet gösteren birçok üçleme bütünlüğü heyetinden biri öncesinde, öğrencilerini onun öncül dünyasına taşıyıp onlara sunar. Bahse konu bu heyetler; kesinliğe erişecek olan düzey unsurlarından biri, birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri düzeyinin görev yöneticilerinden biri, ve Cennet’in Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evladı veya mekânın bir Yalnız İleticisi’nden oluşur.
26:7.4 (293.2) Bir yükseliş ruhu Cennet’e gerçek anlamda başladığı zaman, o sadece ulaştırıcı şu üçleme tarafından eşlik edilir. Bunlar; birincil hizmetkâr ruhaniyetleri döngü birliktelikleri, Mezun Rehberleri ve onun ezelden beri mevcut olan hizmetli birliktelikleridir. Havona döngülerinden Cennet’e olan bu yolculuklar deneme gezileridir; yükseliş halinde bulunanlar Cennet düzeyine henüz ait bir konumda bulunmamaktadırlar. Onlar; Kâinatın Yaratıcısı’na erişimden ve Havona’nın döngülerinin nihai kabulünden hemen sonra, zamanın geçici süreliğine olan durması boyunca ilerleyişlerine kadar, Cennet üzerinde yerleşik düzeye erişemezler. Kutsal konumlanmaya kadar onlar, “ebediyetin özüne” ve “yüceliğin ruhaniyetine” katılamazlar; buna ek olarak onlar, ebediyetin döngüsü ve Kutsal Üçleme’nin mevcudiyeti içinde faaliyet göstermeye başlayamazlar.
26:7.5 (293.3) Yükseliş dostları olan ulaştırıcı üçlü, Kutsal Üçleme’nin ruhsal parıltısının coğrafi mevcudiyetini konumlamada onu yetkin hale getirmek için gerekli değildir; bunun yerine onlar, bir kutsal yolcunun Sınırsız Ruhaniyet’in farkındalığına varmasının, onu algılamasının ve onu kavramasının yeterli bir biçimde kişilik tanınmasını oluşturmadaki zorlu görevi içinde olası tüm yardımı sağlar. Cennet üzerinde herhangi bir yükseliş kutsal yolcusu, Kutsal Üçleme’nin coğrafi veya konumsal mevcudiyetini algılayabilir; onların büyük bir çoğunluğu, özellikle Üçüncül Kişilik olmak üzere İlahiyatlar’ın ussal gerçekleriyle irtibat kurmaya yetkindir. Fakat onların hepsi, Yaratıcı ve Evlat’ın ruhsal mevcudiyetinin gerçekliğini tanımaya veya hatta onu kısmen de olsa kavramaya yetkin değildir. Fakat yine de Kâinatın Yaratıcısı’nın en alt düzeyde olan ruhsal kavrayışı bile fazlasıyla zordur.
26:7.6 (293.4) Sınırsız Ruhaniyet için arayış seyrek de olsa yerine getirilmede başarısız olursa, buna ek olarak onların altında bulunan unsurları İlahiyat’ın serüveninin bu fazına ilerlediklerinde; Kutsal Üçleme rehberleri, onları Havona’nın dördüncü döngüsü üzerindeki Evlat bulucularının hizmeti için taşımaya hazırlar.
26:8.1 (293.5) Dördüncü Havona döngüsü zaman zaman “Evlatlar’ın döngüsü” olarak adlandırılır. Yükseliş halindeki kutsal yolcular, bu döngünün dünyalarından Cennet’e Ebedi Evlat ile birlikte bir anlayış irtibatına erişmek için ayrılırken; bu döngünün dünyaları üzerinde alçalış halindeki kutsal yolcular, zamanın ve mekânın Yaratan Evlatları’nın doğası ve görevinin yeni bir kavrayışına erişir. Yükseliş ve alçalış kutsal yolcularının karşılıklı hizmeti için var olan özel hizmet okullarını idare eden, Cennet Mikâilleri’nin yedek birliklerinin bu döngü içinde bulunduğu yedi dünya bulunmaktadır; buna ek olarak, zamanın ve ebediyetin kutsal yolcularının birbirlerini ilk kez gerçek bir biçimde anlamaya eriştikleri yer Mikâil Evlatları’nın bu dünyaları üzerindedir. Birçok açıdan bu döngünün deneyimleri, Havona kısa süreli ikamesinin bütünü içinde en merak uyandırıcısı olanıdır.
26:8.2 (294.1) Evlat bulucuları, dördüncü döngünün yükseliş halinde bulunan fanileri için birincil hizmetkâr ruhaniyetleri yardımcılarıdır. Ebedi Evlat’ın Kutsal Üçleme ilişkilerinin bir biçimde gerçekleştirilmesi için adaylarını hazırlamanın genel görevine ek olarak bahse konu bu Evlat bulucuları, altlarında bulunan unsurları bütünüyle başarılı olan bir hale getirmek için onları oldukça bütüncül bir biçimde eğitmelidir. Bu eğitimlerden ilki, Evlat’ın yeterli ruhsal kavrayışı; ikincisi, Evlat’ın kişiliğinin başarılı bir biçimde tanınması; ve üçüncü olarak, Evlat’ın Sınırsız Ruhaniyet’in kişiliğinden yerinde bir biçimde farklılaşması hususundadır.
26:8.3 (294.2) Sınırsız Ruhaniyet’e erişimden sonra ek hiçbir sınanma gerçekleştirilmez. İçsel döngülerin sınavları, İlahiyatlar’ın gizlenişinin bütünlüğünde bulunan zamanlardaki kutsal yolcu adaylarının ortaya koyduklarıdır. İlerleme saf bir biçimde bireyin ruhsallığı tarafından belirlenir, ve Tanrılar’dan başka hiç kimse bu iyeliği devretmeye yetkili değildir. Başarısızlık durumunda hiçbir zaman herhangi bir sebep aranmaz; ne adayların kendileri ne de onların çeşitli eğitmenleri ve rehberleri azarlanır veya eleştirilir. Cennet üzerinde hayal kırıklığı, hiçbir zaman yenilgi olarak değerlendirilmemektedir; kazanımlar hususundaki erteleyiş hiçbir zaman bir utanç olarak addedilmemektedir; zamanın bariz başarısızlıkları ebediyetin kayda değer ertelemeleri ile hiçbir zaman karıştırılmamaktadır.
26:8.4 (294.3) İlahiyat serüveni içinde başarısızlık olarak görünenin gecikmesini çok fazla kutsal yolcu deneyimlemez. Her ne kadar birinci aşkın evrenden olan bir kutsal yolcu zaman zaman ilk denemesinde başarılı olamasa da, neredeyse onların tümü Sınırsız Ruhaniyet’e erişir. Ruhaniyet’e erişen kutsal yolcular seyrek olarak Evlat’ı bulmada başarısızlığa uğrar; ilk serüveninde başarısız olan bu kutsal yolcuların neredeyse tamamı üçüncü ve beşinci aşkın evrenden gelmektedir. Ruhaniyet ve Evlat’ı bulduktan sonra Yaratıcı’ya erişmede ilk serüveni içinde başarısız olanların bu yolcuların büyük çoğunluğu, her ne kadar azınlıkta olan bir biçimde ikinden ve üçten gelenler benzer bir biçimde başarısız olsalar da, altıncı aşkın evrenden gelmektedir. Buna ek olarak tüm bunlar, bahse konu bariz başarısızlıklar için bazı iyi ve yararlı sebeplerin olduğunu açık bir biçimde göstermektedir; gerçekte bu sebepler basit bir değişle kaçınılmaz olan gecikmelerdir.
26:8.5 (294.4) İlahiyat serüveninde başarısızlığa uğrayan adaylar, birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin bir topluluğu biçiminde bulunan görevin baş idarecilerinin yetki alanı altında konumlanır; buna ek olarak onlar, bin yıllık bir süreden az olmayan bir zaman aralığı için mekânın âlemlerinde göreve geri gönderilir. Onlar, özgünlüğün aşkın evrenine hiçbir zaman geri dönmezler; bunun yerine onlar her zaman, ikinci İlahiyat serüveni için hazırlanmada yeniden eğitilmeleri amacıyla, aşkın yaratımın en müsait olan evrenine gönderilirler. Bu hizmeti takiben devinimleri içinde onlar, Havona’nın dış döngüsüne geri dönerler. Bu aşamadan sonra kesintiye uğramış süreçlerinin döngüsüne götürülmek için kendilerine eş zamanlı olarak refakat edilir; ve onlar, İlahiyat serüveni için hazırlanmalarına derhal devam eder. İkinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri, altında bulunan unsurların ikinci denemelerini başarılı bir biçimde yerine getirmelerindeki öncüllüklerinde hiçbir zaman başarısızlığa uğramaz; buna ek olarak bahse konu bu birincil hizmetkâr ruhaniyetleri ve diğer rehberler, bu ikinci serüven boyunca her zaman bu adaylara katılırlar.
26:9.1 (294.5) Bir kutsal yolcu Havona’nın üçüncü döngüsüne eriştiği zaman; birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin en kıdemli, en yetkin ve en deneyimli olanlar biçiminde bulunan Yaratıcı rehberlerinin vesayeti altına girer. Bu döngünün dünyaları üzerinde Yaratıcı rehberleri; merkezi evrende ikamet eden varlıklarının tümünün öğretmenleri olarak hizmet verdikleri işleyiş düzeninin üniversitelerini ve bilgeliğin okullarını yönetir. Ebediyet erişiminin bahse konu aşkın serüveni içinde zamanın bir yaratılmışı için hizmete dair hiçbir şey görmezden gelinmeyecektir.
26:9.2 (294.6) Her ne kadar geride kat edilmesi gereken döngüler geride kalsa da, Kâinatın Yaratıcısı’nın erişimi ebediyet için bir pasaport niteliğindedir. Ebediyetin kapıları boyunca Cennet’e girmeye çabalayan mekânın diğer bir yaratılmışı hususunda bir taşıma üçlüsü zamanın son girişiminin sonuçlanmaya başladığını duyurduğu zaman, bu gerçekleşmenin kendisi bu nedenle üçüncü döngünün öncül dünyası üzerinde çok önemli bir durumdur.
26:9.3 (295.1) Zamanın sınanması neredeyse tamamlanmış bir durumdadır; ebediyet için yarış, tüm zamanlar boyunca mevcut bir haldeydi fakat bu yarış gittikçe hızlanmaktadır; kuşku duymak için ortaya çıkan arzu ortadan kaybolmaktadır; kusursuz olmak için buyrulan emir uyulmaktadır. Zamansal ve maddi kişiliğin yaratılmışı akli mevcudiyetin en tabanından, mekânın evrimsel âlemlerine yükselmiştir; bu nedenden dolayı bahse konu bu durum, Kâinatın Yaratıcısı’nın dünyaların alt düzeyde bulunan yaratılmışlarına “Kusursuz olun, hatta benim olduğum kadar kusursuz olun” biçimindeki buyruğunun adaletini ve doğruluğunu sonsuza kadar gösterirken, aynı zamanda yükseliş tasarımının olanaklılığını da kanıtlamaktadır.
26:9.4 (295.2) Yükseliş süreci; bir adımdan diğerine, bir yaşamdan diğer yaşama, bir dünyadan ötekine üstün bir hale getirilmiş olup, İlahiyat’ın amacına erişilmiştir. Varlığı devam ettirme kusursuzluk içinde tamamlanmış, ve buna ek olarak kusursuzluk kutsallığın yüceliği içinde doygunluk noktasına ulaşmıştır. Zaman ebediyet içinde kaybolmakta; mekân ise, Kâinatın Yaratıcısı ile ibadetin kimliği ve uyumu içinde içine çekilerek yok olmaktadır. Havona yayınlayıcıları; doğruluğu amaç edinen hayvan kökenli ve maddi özlü yaratılmışların evrimsel yükseliş boyunca gerçeklik içinde ve ebedi olarak Tanrı’nın kusursuzlaştırılmış evlatları haline gelmesinin bahse konu bu gerçekliği biçimindeki gelişmeleri iyi haberler olarak, ihtişamın mekân raporlarını bülteninden sunar.
26:10.1 (295.3) İkinci döngüye ait olan birincil hizmetkâr ruhaniyetleri danışmanları ve karar yardımcıları, ebediyetin süreci ile ilgili zamanın çocuklarının eğitmenleridir. Cennet’in erişimi, yeni ve yüksek düzeyin sorumluluklarını gerektirir; buna ek olarak ikinci düzey üzerindeki kısa süreli ikamet, bahse konu bu adanmış birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin yardımcı danışmanlığını almak için çok geniş olanaklar sağlamaktadır.
26:10.2 (295.4) İlahiyat erişimi içinde ilk çabalarında başarısız olanlar, aşkın evren hizmetine dönmelerinden önce doğrudan bir biçimde başarısız olunan döngüden ikinci düzeye ilerletilir. Bu nedenle danışmanlar ve karar yardımcıları aynı zamanda, bu hayal kırıklığına uğramış olan kutsal yolcuların danışmanları ve teselli sağlayıcıları olarak hizmet eder. Bahse konu bu unsurlar burada, mevcudiyetlerinin en büyük hayal kırıklığıyla karşılaşmış olur; ölçeği dışında bu hayal kırıklığı, kargaşadan ihtişama olan bir merdiven gibi üzerindeki yükseldikleri bu türden deneyimlerin uzun listesinden hiçbir biçimde farklılık taşımamaktadır. Bu unsurlar, deneyimsel kadehi son damlasına kadar tüketmiş olanlardır; buna ek olarak ben onların, aşkın evrenler hizmetlerine zamanın ve geçici hayal kırıklıklarının çocukları için sevgi dolu hizmetkârların en yüksek türü olarak geçici bir biçimde geri döndüklerini gözlemlemiş bulunmaktayım.
26:10.3 (295.5) İkinci döngü üzerinde uzun süren bir geçici ikamet sonrasında hayal kırıklığının unsurları, bahse konu döngünün öncü dünyası üzerinde oturmakta olan kusursuzluk heyetleri tarafından incelenir; ve onlar, Havona sınavını geçmiş olarak onaylanırlar. Buna ek olarak şu ana kadar ruhsal olmayan düzey ile ilgili olan bu durum, İlahiyat serüveni içinde gerçek bir biçimde başarıya uğramışçasına zamanın evrenlerinde aynı düzeyi onlara sağlar. Bu türden olan adayların ruhaniyeti tümüyle kabul edilir durumdadır; onların başarısızlığı, yaklaşımın işleyiş düzenin bazı fazları veya onların deneyimsel alt yapısının bazı kısımları için içkin bir durumdadır.
26:10.4 (295.6) Onlar bu durum sonrasında; Cennet üzerindeki görevlerinin baş yöneticilerinden önce döngü danışmanları tarafından alınmakta, mekânın dünyaları üzerindeki zamanın hizmetine geri götürülme, ve onlar bu yolculuğa geçmiş günlerin ve çağların görevleri için mutluluk ve hoşnutiyet ile gitmektedir. Başka bir zaman günde onlar, en büyük hayal kırıklıklarının döngüsüne geri dönüp yepyeni bir İlahiyat serüvenine girişeceklerdir.
26:10.5 (296.1) İkinci döngü üzerinde başarılı olan kutsal yolcular için evrimsel belirsizliğin dışsal etki unsur tamamlanmıştır, fakat ebedi görevin serüveni henüz başlamamış bir haldedir; ve bu döngü üzerinde kısa süreli olan ikametleri tamamiyle hoşnutiyet verici ve bir hayli yararlı iken, bu ikamet önceki döngülerin belirsizlik karşısındaki sezişe ait olan bazı şevklerinden yoksundur. Kutsal yolculardan birçoğu böyle bir zamanda geçmişe dönüp baktığında; uzun mücadelelerini neşe dolu bir kıskançlıkla yâd edip, gerçekten tıpkı siz fanilerin yaşadığı şekilde zamanın dünyalarına geri dönmek ve her şeye yeniden başlamak için iç geçirirler. Yaklaşan ileri bir çağda zaman zaman siz; gençliğinizin ve yaşamınızın ilk dönemlerinin mücadelelerine bakıp, yaşamınızın bu kesitlerini yeniden yaşamak istemenin gerçek bir biçimde arzusunu duyacaksınız.
26:10.6 (296.2) Fakat en içte bulunan dünyanın kat edilmesi önünüzde sizi bekler bir halde bulunacak, yakın bir zamanda ise bu gelişmeden sonra nihai taşıma uykusu tamamlanacak ve ebedi sürecin yeni serüveni başlayacaktır. Danışmanlar ve karar yardımcıları ikinci döngü üzerinde; yükseliş sürecinin çağsal aşamaları arasında en başından beri bulunan önüne geçilemez uyku biçimindeki, nihai ve bu büyük istirahat için hazırlıklara başlayacaktır.
26:10.7 (296.3) Kâinatın Yaratıcısı’na erişen bahse konu bu yükseliş kutsal yolcuları ikinci-döngü deneyimini tamamladığında; onlara en başından beri eşlik eden Mezun Rehberleri, nihai döngüye onların kabul edilmesi için emir verir. Bu rehberler altlarındaki unsurları içte bulunan döngüye doğru kişisel olarak yönlendirir; ve buna ek olarak onlar bu unsurları, Havona’nın dünya döngüleri üzerinde zamanın kutsal yolcularının hizmeti için atanan ikinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin bu düzeylerinin son unsurları biçimindeki, istirahatın tamamlayıcılarının sorumluluğuna bırakır.
26:11.1 (296.4) Bir yükseliş unsurunun son döngü içindeki zamanın büyük bir kısmı, Cennet ikamesinin olması yakın sorunlarının incelenmesinin devamlı olan bir durumuna adanmıştır. Çoğunluğu açığa çıkarılmamış olan varlıkların geniş ve çeşitli ev sahipleri, Havona dünyalarının bu iç halkasının kalıcı ve geçici sakinleridir. Buna ek olarak bahse konu bu çok katmanlı türlerin birbirine karışması; Cennet üzerinde yakın bir zamanda karşılaşılacak olan, özellikle varlıkların birçok topluluğunun düzenlenmesinin sorunlarıyla ilgili biçimde, yükseliş kutsal yolcularının eğitiminin geliştirilmesinde onların etkin bir şekilde kullandığı zengin bir durumsal çevreyi, birincil hizmetkâr ruhaniyetlerine ait olan istirahatın tamamlayıcılarına sağlar.
26:11.2 (296.5) Bahse konu bu iç döngü içinde ikamet edenler arasında bulunanlar, yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatlardır. Birinci ve ikinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri; Cennet Vatandaşları’nın kesinliğe erişecek olan fanileri ve benzer soyunun kutsal bir biçimde üçleştirilmiş doğumunu içine alan, bu evlatların bütünleştirici birliklerinin genel sorumlularıdır. Bu evlatların belli başlı olanları, aşkın hükümetler ile bütünleşip onlar içinde görevlendirilir; diğerleri ise çeşitli biçimlerde atanır, fakat onların büyük çoğunluğu iç Havona döngüsünün kusursuz dünyaları üzerinde bütünleştirici birliklerde bir araya getirilir. Burada birincil hizmetkâr ruhaniyetinin yüksek denetimi altında onlar; Grandfanda zamanları öncesinde Zamanın Ebediyetleri için ilk yönetici yardımcıları olan, yüksek Cennet Vatandaşları’nın özel ve ismi konulmamış bir birlikleri tarafından bazı gelecek görevleri için hazırlanırlar. Kutsal bir biçimde üçleştirilmiş varlıkların bu benzersiz topluluklarının gelecek bir zaman için beraber çalışacaklarına dair varsayımda bulunmak için birçok neden bulunmaktadır; Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri’nin yedekler birlikleri içinde ortak nihai sona sahip olmaları bu nedenlerin arasında en önemsiz olanıdır.
26:11.3 (296.6) Bu en içte bulunan döngü içinde yükseliş ve alçalış kutsal yolcuları, birbirleriyle ve yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatlarla kardeşçe bütünleşir. Ebeveynleri gibi bu evlatlar, karşılıklı birliktelikten çok büyük yararlar sağlamaktadır; buna ek olarak, Cennet Vatandaşları’nın kesinliğe erişecek olan fanileri ve kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatlarının beraberliğinden olan, kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatlarının kardeşlik birlikteliğini gerçekleştirmek ve bunu kesin olarak sağlamak birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin özel görevidir. Birincil hizmetkâr ruhaniyetlerine ait olan istirahatın tamamlayıcıları, farklı topluluklar ile birlikte onların anlayışlı birlikteliğinin desteklenmesiyle fazla bir biçimde ilgili değillerdir.
26:11.4 (297.1) Faniler “Kusursuz olun, hatta Cennet Yaratıcı’nız kadar kusursuz olun” şeklindeki Cennet buyruğunu işittiler. Birincil hizmetkâr ruhaniyetleri; “Yükseliş kardeşlerinize karşı anlayışlı olun, onları Cennet Yaratan Evlatları’nın yaptığı gibi tanıyın ve onlara sevgi besleyin” şeklindeki, bütünleştirici birliklerin bahse konu bu kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatları için yaptıkları bildirilerinin iletimine bir an olsun ara vermemiştir.
26:11.5 (297.2) Fani yaratılmış Tanrı’yı bulmak zorundadır. Yaratan Evlat, en alt düzeyde bulunan irade sahibi yaratılmış olan insanı bulana kadar hiçbir şekilde durmaz. Şüphesiz olarak Yaratan Evlatlar ve onların fani çocukları, gelecekteki bir amaç ve bilinmez kâinat hizmeti için hazırlanmaktadırlar. Onların ikisi de, deneyimsel evreni bir uçtan diğerine kat eder; buna ek olarak onlar, kendilerine ait olan ebedi görev için eğitilmiş ve hazırlanmıştır. Âlemler boyunca, yaratılmış ve Yaratan’ın bir araya karışması biçimindeki insan ve kutsal olanın benzersiz bir araya gelişi ortaya çıkmaktadır. Düşüncesini kullanmadan hareket eden faniler; özellikle güçsüz olana karşı ve ihtiyaç duyanlar adına kutsal merhametin ve şefkatin dışavurumunu, insan biçiminde olan bir Tanrı’nın işareti olarak tanımladılar. Bu nasıl bir hatadır! Bunun yerine bağışlamanın ve hoşgörünün bu türden olan dışavurumlarının, yaşayan Tanrı’nın ruhaniyetinin fani insanda ikamet etmesinin kanıtı olarak insanlar tarafından alınması gerekirdi; bu türden bir yaratım en sonunda kutsallık tarafından güdülen bir varlıktır.
26:11.6 (297.3) İlk-döngü üzerindeki kısa süreli ikametin sonuna doğru yükseliş kutsal yolcuları, birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerine ait olan istirahatın başlatıcıları ile tanışır. Bahse konu bu Cennet melekleri; ebediyetin eşiğinde bekleyenleri karşılamak ve yeniden dirilmenin sonuncusunun hafif geçiş uykusu için onları hazırlamayı tamamlamak için dışarı çıkarlar. Siz içsel döngü içinde kat edene ve zamanın geçici uykusundan ebediyetin yeniden dirilmesini deneyimleyene kadar, Cennet’in bir çocuğu düzeyine gerçek bir şekilde ait bulunmamaktasınız. Kusursuzlaştırılan yolcular bu istirahata Havona’nın ilk döngüsü üzerinde uykuya geçerek başlar; konumsal olarak ancak onlar, Cennet sahilleri üzerinde kendilerini uyanmış bir halde bulur. Ebedi Ada’ya yükselenlerin bütünü içinde sadece buraya erişenler, ebediyetin çocukları olarak adlandırılır; diğerleri ise buraya oturma düzeyi olmayan misafirler biçimindeki ziyaretçiler olarak uğrarlar.
26:11.7 (297.4) Ve şimdi Havona sürecinin sonucunda, siz faniler içsel döngünün öncül dünyası üzerinde uykuya daldığınızda: siz istirahatınıza; ne fani ölümün doğal uykusu içinde gözlerini kapattığınız andaki gibi ve ne de Havona’ya olan yolculuğunuza hazırlanış için taşımanın uzun kendinden geçme halinde olduğu gibi, kökeninizin dünyaları üzerinde yaptığınız biçimiyle yalnız bir şekilde gitmemektesiniz. Burada erişimin istirahatı için hazırlandığınızda; taşımanızın tamamlanmasının ve sadece kusursuzluğun nihai dokunuşları bekler bir halde bulunacak olmanızın Havona vaadi olarak, istirahata sizinle birlikte girmek için hazırlıkta bulunan istirahatın ihtişamlı tamamlayıcısı, ilk döngüye ait olan uzun-zaman birlikteliğiniz sizin etrafınızda hareket eder.
26:11.8 (297.5) Sizin ilk taşımanız gerçekten ölüm şeklinde; ikincisi en uygun uyku biçiminde; ve şimdi ise üçüncü başkalaşım, çağların dinlenmesi olarak gerçek istirahat halindedir.
26:11.9 (297.6) [Uversa’dan olan bir Bilgeliğin Kesinleştiricisi tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
27. Makale
27:0.1 (298.1) BİRİNCİ Derece Birincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri, Cennet’in ebedi Ada’sı üzerinde İlahiyatlar’ın tanrısal hizmetlileridir. Onların, doğruluğun ve ışığın doğrultusundan bir zaman bile ayrıldıkları bilinmemektedir. Kabul edilen unsurların yoklama çağrısı tamamlanmıştır; bahse konu bu muhteşem ev sahiplerin bir tanesi bile ebediyetin bu listesinden çıkmamıştır. Bahse konu bu yüksek birincil hizmetkâr ruhaniyetleri, kusursuzluk bakımından yüce olan bir şekilde kusursuz varlıklardır; fakat onlar ne absonit ne de mutlaktırlar. Kusursuzluğun özünün varlıkları olarak bahse konu Sınırsız Ruhaniyet’in bu evlatları, kendilerine ait olan çok katmanlı görevlerinin tüm fazlarında irade dâhilinde ve dönüşümlü olarak görevde bulunurlar. Her ne kadar onlar, merkezi evrenin çeşitli bin yıllık toplanmalarına ve topluluksal birleşmelerine katılsalar da; onlar kapsamlı bir biçimde Cennet dışında faaliyet göstermezler. Onlar aynı zamanda İlahiyatlar’ın özel ileticileri olarak hareket edip, büyük topluluklar biçiminde Teknik Danışmanlar haline gelebilmek için yükselişte bulunurlar.
27:0.2 (298.2) Birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri aynı zamanda, isyan sebebiyle tecrit edilmiş dünyalar üzerinde yüksek meleksel ev sahiplerinin emri altında konumlandırılır. Bir Cennet Evladı; bu türden bir dünya üzerine bahşedilir, burada kendi görevini tamamlar, Kâinatın Yaratıcısı’na doğru yükselişte bulunur, bunun sonrasında ise onun tarafından kabul edilerek bahse konu tecrit edilmiş dünyanın resmi olarak tanınmış kurtarıcısı olarak geri döner. Bu durum üzerine birincil derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin bir tanesi her zaman; yeniden düzeni tekrar sağlanan âlem içinde görevde bulunmak üzere, hizmetkâr ruhaniyetlerinin görevini yerine getirmek amacıyla görevin baş idarecileri tarafından atanır. Birincil hizmetkâr ruhaniyetleri bu özel hizmet içinde, dönemsel olarak dönüşümlü bir biçimde değiştirilmektedir. Hazreti Mikâil’in bahşedildiği zamanlardan beri, Urantia üzerinde mevcut olan “yüksek meleklerin baş idarecisi”, bu görevi yerine getirmek amacıyla bu düzeyinin ikinci unsurudur.
27:0.3 (298.3) Ebediyetten beri birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri Işığın Adası üzerinde hizmet vermekte olup; mekânın dünyaları için liderliğin görevlerine katılmıştır. Fakat zamanın Havona kutsal yolcularının Cennet üzerinde varışlarından beri onlar, mevcut haliyle tanımlandıkları biçimde hizmette bulunmaktadır. Bahse konu bu yüksek melekler mevcut an itibariyle başlıca olarak hizmetin şu yedi düzeyinde hizmette bulunmaktadır:
27:0.4 (298.4) 1. İbadetin Yönlendiricileri.
27:0.5 (298.5) 2. Felsefenin Üstatları.
27:0.6 (298.6) 3. Bilginin Sorumluları.
27:0.7 (298.7) 4. Davranışın Yöneticileri.
27:0.8 (298.8) 5. Etiğin Yorumcuları.
27:0.9 (298.9) 6. Görevin Baş İdarecileri.
27:0.10 (298.10) 7. İstirahatın Başlatıcıları.
27:0.11 (298.11) Yükseliş halinde bulunan kutsal yolcuların Cennet yerleşimine mevcut olarak erişmelerinden önce onlar, bahse konu birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin doğrudan etkisinin altına girmemektedirler; bu sürecin sonrasında onlar, topluluklarının sıralandırılmasının tersinden başlayarak bahse konu meleklerin yönlendirmesi altında bir hazırlanma deneyiminden geçerler. Bu süreç; Cennet sürecinize istirahat başlatıcılarınızın gözetimi altında giriş yapmanız, ve bunu takip eden aşamalardaki düzeylerin katıldığı dönemlerin sonrasında ise ibadetin yönlendiricilerin eğitim süreci ile tamamlamanızdan oluşmaktadır. Bunun sonrasında ise siz, kesinliğe erişecek olan bir unsurun sonsuz sürecine başlayamaya hazır hale gelirsiniz.
27:1.1 (299.1) İstirahatın başlatıcıları, merkezi Ada’dan Havona’nın en içte bulunan döngüsüne hareket eden Cennet müfettişleridir; burada onlar, birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin ikinci düzeyinin istirahat tamamlayıcıları biçimindeki görev arkadaşları ile işbirliğinde bulunur. Cennet’in hoşnutiyeti için hayati öneme sahip olan bir nitelik, kutsal dinlenme biçimindeki istirahattır; buna ek olarak istirahatın bahse konu bu başlatıcıları, ebediyetin tanıtımı için zamanın kutsal yolcularını hazır hale getiren nihai eğitmenlerdir. Onlar, görevlerine nihai erişim döngüsü üzerinde başlayıp; mekânın bir yaratılmışını ebediyetin âlemine mezun eden hafif uyku biçimindeki son geçiş uykusundan zamanın yolcusu uyandığı an görevlerine devam eder.
27:1.2 (299.2) İstirahat yedi katmanlı bir doğaya aittir. Alt seviyede bulunan yaşam düzeyleri içinde uykunun ve eğlencenin istirahatı, yüksek varlıkların düzeyinde keşfin istirahatı ve ruhaniyet kişiliğinin en yüksek türü içinde ise ibadetin istirahatı bulunmaktadır. Aynı zamanda orada, ruhsal veya fiziksel enerji ile birlikte varlıkların yeniden enerji dolumu biçimindeki enerji alımının olağan istirahatı bulunmaktadır. Buna ek olarak bir âlemden diğerine olan geçiş zamanı olarak yüksek melekler uykusuna yatırılma anındaki bilinçsiz bir hafif uyku biçimindeki geçiş uykusu bulunmaktadır. Bunların tümünden bütünüyle farklı bir biçimde; bir aşamadan diğerine, bir yaşamdan diğer yaşama ve bir mevcudiyet düzeyinden bir diğerine olan biçimdeki geçiş istirahatı şeklinde başkalaşımın derin uykusu bulunmaktadır. Bu uyku, herhangi bir düzeyin çeşitli aşamaları boyunca gerçekleşen evrime tezat olan bir biçimde mevcut evren düzeyinden olan geçişe katılmaktadır.
27:1.3 (299.3) Fakat bahse konu son başkalaşım uykusu, yükseliş sürecinin takip eden düzey erişimlerine taşıyan önceki geçiş hafif uykularından biraz daha farklıdır; bunun sonucunda zaman ve mekânın yaratılmışları, Cennet’in zamansız ve mekânın yerleşim yerleri içinde yerleşik düzeye erişmek için zamansal ve mekânsal olan ölçümlerin en içte bulunan sınırlarında kat ederler. Tıpkı yüksek meleklerin ve onların birliktelik içinde bulunduğu varlıkların, ölümden fani yaratılmışın varlığını devam ettirmesi için hayati derecede temel öneme sahip olması gibi; istirahatın başlatıcıları ve tamamlayıcıları, bahse konu bu aşkınlaşan başkalaşım için aynı öneme sahiptir.
27:1.4 (299.4) Nihai olan Havona döngüsü üzerindeki istirahatınıza giriş yaptığınız zaman siz, ebedi olarak Cennet üzerinde yeniden dirilirsiniz. Buna ek olarak siz orada ruhsal olarak yeniden kişilikleştirildiğiniz zaman; Havona’nın en içte bulunan döngüsü üzerinde nihai uykuyu yaratan bahse konu bu birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri olarak ebedi kıyılarda sizi karşılayan istirahatın başlatıcılarını eş zamanlı olarak tanıyacaksınız; ve siz, Kâinatın Yaratıcısı’nın ellerine koruduğunuz kimliğinizi bir kez daha emanet etmek için hazır hale geldiğinizde, inancın bu son muhteşem güçlenişini hatırlayacaksınız.
27:1.5 (299.5) Zamanın en son istirahatı hoşnut bir biçimde yaşandığında; en son geçiş uykusu deneyimlendiğinde; ebedi yerleşkenin kıyılarında sonsuza kadar sürecek olan yaşam için uyanırsınız. “Bununla birlikte burada artık hiçbir uyku bulunmamaktadır. Tanrı’nın ve onun Evladı’nın mevcudiyeti sizden önce gelmekte olup, siz ebedi olarak onun hizmetinde bulunmaktasınız. Onun yüzünü görmüş olacaksınız, ve onun ismi ruhaniyetinizdir. Orada gece olmamakta, ve güneşin ışığına ihtiyaç duyulmamaktadır; çünkü Muhteşem Kaynak ve Merkez onlara ışığı sağlamaktadır. Onlar orada sonsuza kadar yaşayacaklardır. Bununla birlikte Tanrı gözlerden tüm yaşları silecektir; artık ne ölüm bulunacak, ne bir keder ne bir hüzün, ne artık bir acı olacaktır, çünkü orada her şey artık geçmiş olacaktır.”
27:2.1 (300.1) Bu topluluk zaman zaman, “özgün doğum-biçimi meleği” olan birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin baş idarecisi tarafından; birinci, ikinci ve üçüncü derecede bulunan bu meleklerin üç düzeyinin tümünün işleyişsel düzeni üzerine hâkimiyet sağlaması için tasarlanmıştır. Bir beden olarak birincil hizmetkâr ruhaniyetleri; bahse konu ruhaniyet kişiliklerinin tümü üzerinde hâkimiyete en başından beri sahip olan Cennet’in ilk meleği biçimindeki onların ortak baş idarecisinin faaliyetleri dışında, bütünüyle özerk olup öz denetime sahiptir.
27:2.2 (300.2) Görevin melekleri, Cennet’in yüceltilmiş fani sakinlerinin Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’ne kabul edilmelerinden önce onların mevcudiyetiyle fazlasıyla ilgilidir. Eğitim ve öğretim, Cennet’e ulaşanların ayrıcalıklı görevleri değildir; hizmet aynı zamanda kesinliğe erişimden önceki Cennet’in eğitimsel deneyimlerinde temel bir rol oynar. Buna ek olarak yükseliş fanileri serbest zamanların belirli dönemlerine sahip olduğunda, görevin birincil hizmetkâr ruhaniyetleri baş idarecilerinin yedek birlikleriyle birlikte onların kardeşçe bir bütünleşmeyi yeğlemeyi tercih etmelerini gözlemlemiş bulunmaktayım.
27:2.3 (300.3) Siz yükselişte bulunanlar faniler Cennet’e eriştiğinizde, engin ve kutsal olan varlıkların bir ev sahipliğine ek olarak yüceltilmiş yoldaş fanilerin benzer bir topluluğuyla irtibattan daha büyük olan bir ilişki içerisine gireceksiniz. Siz aynı zamanda; Cennet Vatandaşları’nın sayıca üç bini aşan farklı düzeyleriyle, Aşkınlar’ın çeşitli topluluklarıyla, Urantia üzerinde henüz açığa çıkarılmamış geçici ve kalıcı biçimdeki Cennet sakinlerinin sayısız diğer türleriyle kardeşsel bir biçimde bütünleşmelisiniz. Cennet’in bahse konu bu kudretli uslarıyla irtibatı sağladıktan sonra, aklın meleksel türleriyle ziyarette bulunmak aynı zamanda oldukça rahatlatıcı olacaktır; onlar, zamanın fanilerinin yüksek meleklerinin kiminle bu türden uzun bir irtibata ve bir canlandırıcı birlikteliğe sahip olduğunu hatırlatır.
27:3.1 (300.4) Hayatın ölçeğinde daha yukarı yükseldiğinizde, kâinat etiğine daha fazla ilgi göstermeniz gerekmektedir. Etiksel farkındalık, tüm bireylerin veya herhangi birinin mevcudiyetinde içkin olan herhangi bir bireyin haklarının temel bir biçimde tanınmasıdır. Fakat ruhsal etik, kişisel ve topluluk ilişkilerinin fani ve hatta morontia kavramsallaşmasını oldukça aşmaktadır.
27:3.2 (300.5) Etik; Cennet’in ihtişamlarına zamanın kutsal yolcularının uzun yükselişinde gerektiği gibi öğretilip, onlar tarafından yetkin bir biçimde öğrenilir. Bahse konu bu içsel olan yükseliş süreci, mekânın özgünlük dünyalarından itibaren gerçekleşmeye başlayınca; yükseliş halinde bulunan unsurlar, kâinat birlikteliklerinin en başından beri genişleyen döngüsü için bir topluluktan diğerine eklenmesine devam eder. Görev arkadaşlarının her yeni topluluğu, tanınmak ve uyumlu hale gelmek için fanilerin Cennet erişimine yükseldiği ana kadar etiğin artan düzeyleriyle buluşmaya devam eder; onlar, etiksel olan yorumlamalar ile ilgili yardımcı ve arkadaşsal tavsiyeyi sağlamak için birilerine gerçek anlamda ihtiyaç duyar. Onların, etik üzerine eğitim almalarına gerek yoktur; fakat onlar, oldukça yeni olanla irtibat kurmanın olağanüstü görevi ile yüz yüze getirilmiş olarak, fazlasıyla emek verilerek öğrenilen niteliklerin olması gerektiği gibi yorumlanışına ihtiyaç duymaktadır.
27:3.3 (300.6) Etiğin yorumlayıcıları; yerleşik düzeyin erişiminden Kesinliğe Ulaşacak Olanların Fani Birlikleri’ne yapılacak resmi girişe kadar uzanan önemli süreç boyunca, görkemli varlıkların sayısız toplulukları için onların düzenlenmesi amacıyla onlara yardımda bulunmak bakımından Cennet’e varan unsurların paha biçilmez desteğine aittirler. Yükseliş kutsal yolcuları, Cennet Vatandaşları’nın sayısız türlerinin birçoğuyla Havona’nın yedi döngüsü üzerinde çoktan tanışmış bir halde olacaktır. Yüceltilmiş faniler aynı zamanda; bahse konu varlıkların eğitimlerinin büyük bir çoğunluğunu aldıkları yer olan, iç Havona döngüsü üzerindeki bütünleştirici birliklerin yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş evlatları ile birlikte içten bir ilişkiyi yaşamaktan memnuniyet duyarlar. Buna ek olarak yükseliş kutsal yolcuları diğer döngüler üzerinde, geleceğin açığa çıkarılmamış olan görevleri için hazırlanma amacıyla topluluk eğitimlerine ulaşmaya çalışan Cennet-Havona sistemlerinin sayısız derecedeki açığa çıkarılmamış olan sakiniyle buluşur.
27:3.4 (301.1) Tüm bu göksel dostluklar devamlı bir biçimde karşılıklıdır. Yükseliş halinde bulunan siz faniler sadece, bahse konu ardışık kâinat dostlarından ve bu türden olan gittikçe çoğalan kutsal birlikteliklerin sayısız düzeninden yararlanmazsınız; siz aynı zamanda, bahse konu kardeşsel varlıkların her birini zaman ve mekânın evrimsel dünyalarından bir yükseliş fanisiyle önceden kurmuş olduğu birlikteliği için sonsuza kadar daha iyi ve farklı yapan kendi kişiliğiniz ve deneyiminizden bazı şeyleri onlara aktarırsınız.
27:4.1 (301.2) Ne anlamsız adetler ne de yapay olan sınıflandırmanın emirleri halinde bulunan fakat bunun yerine içkin şekildeki görgü kuralları biçimindeki Cennet ilişkilerinin etiği içinde çoktan eğitim görmeleri sebebiyle yükselen faniler; Işığın ve Yaşamın merkezi Ada’sı üzerinde kısa süreli olarak ikamet edecek olan yüksek varlıkların kusursuz davranışının uygulamalarında Cennet toplumunun yeni üyelerini eğiten, davranışın birincil hizmetkâr ruhaniyetleri yöneticilerinin tavsiyesini almayı yararlı olarak görürler.
27:4.2 (301.3) Ahenk, merkezi evrenin temel taşıdır; ve algı tarafından kavranabilen düzey Cennet üzerinde hüküm sürmektedir. Olması gereken davranış, felsefe vasıtasıyla elde edilen biçimdeki bilgi kanalıyla gelişme için hayati öneme sahiptir. Kutsallık’a yaklaşmada kutsal bir işleyiş düzeni bulunmaktadır; buna ek olarak bu işleyiş düzeninin elde edilmesi mutlaka Cennet üzerine kutsal yolcuların varışını beklemek zorundadır. Bahse konu durumunun bu ruhaniyeti Havona’nın döngülerine aktarılmıştır, fakat zamanın kutsal yolcularının eğitiminin nihai dokunuşları sadece Işığın Adası’na onların mevcut bir biçimde erişmelerinden sonra uygulanabilir.
27:4.3 (301.4) Tüm cennet davranışı, her bakımdan doğal ve özgür olması itibariyle bütünüyle kendiliğinden gerçekleşmektedir. Fakat ebedi Ada üzerinde bir takım şeyleri gerçekleştirmenin olması gereken ve kusursuz bir yolu her zaman bulunmakta olup; davranışın yöneticileri, onları eğitmeye ek olarak adımlarını kusursuz bir refaha atmaları için yönlendirmek ve aksi halde kaçınılmaz olan karmaşadan ve belirsizlikten kutsal yolcuların kaçınmasını aynı zamanda etkin hale getirmek amacıyla “geçitler arasında bulunan yabancıların” yanındadır. Yalnızca bu türden bir düzenleme vasıtasıyla sınırsız olan karmaşadan kaçınılabilir; ve karmaşa Cennet üzerinde hiçbir zaman ortaya çıkmamaktadır.
27:4.4 (301.5) Davranışın bu yöneticileri gerçekten, yüceltilmiş öğretmenler ve rehberler olarak hizmet eder. Başlıca olarak onlar, neredeyse sonsuz olan kapsamda bulunan yeni durumlar ve aşina olunmayan uygulamalar ile ilgili yeni fani sakinlerini eğitmek ile ilgilidir. Her ne kadar bahse konu bu uzun süreli hazırlanmanın tümü onun için gerçekleştirilse ve uzun seyahat buraya doğru olsa da, Cennet hala dışa vurulmayacak biçimde garip ve yerleşik düzeye nihai olarak erişenler için beklenmeyen bir biçimde yenidir.
27:5.1 (301.6) Bilginin birincil hizmetkâr ruhaniyet sorumluları, yüksek “yaşayan kutsal mektuplar” olarak bilinir ve onlar Cennet üzerinde ikamet eden herkes tarafından okunur. Onlar, gerçek bilginin yaşayan kitapları olarak gerçeğin kutsal kayıtlarıdır. Siz, “hayatın kitabı” içindeki kayıtları duymuş bir halde bulunmaktasınız. Bilginin sorumluları, kutsal yaşamın ve yüce teminatın ebedi levhaları üzerine yazılmış olan kusursuzluğun kayıtları biçimindeki bu türden yaşayan kitaplardır. Onlar gerçekte, kendiliğinden ortaya çıkan kütüphaneler biçimindeki yaşayan unsurlardır. Evrenlerin gerçekleri, mevcut bir halde bu meleklerde kaydedildiği biçimiyle bahse konu bu birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri içinde içkin bir haldedir; buna ek olarak bu durum için aynı zamanda, zamanın usu ve ebediyetin gerçeğinin bahse konu bu kusursuz ve tamamlanmış kaynaklarının akıllarında doğru olmayan bir şeyin kendisine yer bulması imkânsızdır.
27:5.2 (302.1) Bahse konu bu sorumlular, ebedi Ada’nın sakinleri için eğitimin resmi olmayan derslerini yönlendirirler; fakat onların başlıca işlevi, kaynak gösterme ve doğrulama görevleridir. Cennet üzerinde kısa süreliğine ikamet eden herhangi bir unsur irade dâhilinde, bilmek istediği belirli bir bilgi veya gerçeğin yaşayan kaynağını kendi yanında bulabilir. Ada’nın kuzey uçlarında; aranılan bilginin toplu bir biçimde elde bulundurulmasının yöneticisini atayacak ve bunun sonucunda bilmek istediğiniz tam da bu muazzam varlıkların kendisinin derhal oluşmasını sağlayacak, bilginin yaşayan bulucuları mevcut bir durumdadır. Burada artık siz ussal bilgiyi, bütünüyle düşünceye daldığınız kâğıtlarda aramak zorunda bulunmamaktasınız; bunun yerine şimdi siz yaşayan ussal bilgi ile yüz yüze bütünleşebilirsiniz. Siz bu nedenle yüce bilgiyi, onların nihai sorumluları olan yaşayan varlıklardan elde edersiniz.
27:5.3 (302.2) Sizin doğrulamayı arzuladığınız bilginin tam olarak kendisi olan birincil hizmetkâr ruhaniyetini konumlandırdığınızda, tüm âlemlerin bütün bilinen bilgilerini sizin için ulaşılabilir bir halde bulacaksınız; çünkü bilginin bu sorumluları, yerel ve aşkın-evrenlerin yüksek melekleri ve ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinden Havona’nın üçüncül hizmetkâr ruhaniyetlerinin başlıca kaydedicilerine uzanan kaydedici meleklerin geniş ağının nihai ve yaşayan özetleridir. Buna ek olarak bilginin bu yaşayan birikimi, kâinatsal tarihin bir araya gelmiş olan özeti biçiminde bulunan Cennet’in resmi kayıtlarından farklıdır.
27:5.4 (302.3) Gerçeğin bilgeliği kaynağını merkezi evrenin kutsallığından almaktadır, fakat deneyimsel bilgi biçimindeki bilgi başlangıcına büyük bir ölçekte zaman ve mekânın nüfuz alanlarında sahiptir. Bu nedenden dolayı, yüksek meleklerin ve birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin uçsuz bucaksız aşkın-evren düzenlemelerinin yürütülmesi için ortaya çıkan gereksinim Göksel Kaydediciler tarafından sağlanır.
27:5.5 (302.4) Kâinat bilgisini içkin bir biçimde elinde bulunduran bahse konu birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetleri aynı zamanda, bu bilginin düzenlenmesi ve sınıflandırılmasından da sorumludur. Kâinat âlemlerinin tümünün yaşayan kaynak kütüphanesi olarak kendilerini oluşturmalarında onlar bilgiyi, her biri bir milyon alt bölüme ayrılmış olan yedi muhteşem düzeyde sınıflandırmıştır. Cennet’in sakinlerinin bu geniş bilgi kaynağına danışabileceği bahse konu imkân, yalnızca bilginin sorumlularının gönüllü ve ussal çabaları sayesinde gerçekleşmiştir. Koruyucular aynı zamanda; Havona döngülerinin herhangi biri üzerindeki tüm varlıklar için yaşayan hazinelerini karşılık beklemeden onlara sunan, ve Zamanın Ataları’nın mahkemeleri tarafından her ne kadar dolaylı olsa da geniş çaplı bir biçimde kullanılan unsurlar halinde merkezi evrenin engin öğretmenleridir. Fakat merkezi evrenin ve aşkın-evrenin kullanımına açık olan bu yaşayan kütüphane yerel yaratımlar için erişilebilir bir niteliğe sahip değildir. Yalnızca dolaylama ve yansıtma biçiminde Cennet bilgisinin yararları yerel evrenlerde teminat altına alınabilir.
27:6.1 (302.5) Nitelik bakımından ibadetin yüce memnuniyetinin hemen yanında felsefenin hoşnutiyeti bulunmaktadır. Şimdiye kadar bu kadar yükseğe veya ileri düzeye erişmiş olmasaydınız, bir çözüm teşebbüsü içinde felsefenin uygulanmasını gerektirecek sayıca bini bulan gizem kalmaya devam etmeyecekti.
27:6.2 (302.6) Cennet’in felsefe üstatları; kâinat sorunlarını çözmeye girişmenin memnuniyet verici arayışı içinde, özgün ve yükseliş halinde bulunan unsurlar biçimindeki sakinlerinin akıllarını yönlendirmekten büyük keyif duyar. Bahse konu felsefenin birincil hizmetkâr ruhaniyet üstatları, bilinmeyen üzerinde üstünleşmek amacıyla bilginin doğruluğunu ve deneyimin gerçekliğini kullanan bilgeliğin varlıkları biçiminde, “cennetin ussal varlıklarıdır.” Onlarla birlikte bilgi doğruluğa erişip, deneyim bilgeliğe yükselir. Cennet üzerinde mekânın yükseliş kişilikleri varlığın yüksek ufuklarını deneyimler: Onlar bilgiye sahiptir; onlar gerçeği bilir; onlar doğruluğu düşünme biçiminde felsefe yapabilirler; hatta onlar, Nihayet’in kavramlarını kapsama arayışına girişebilir ve Mutlaklıklar’ın işleyiş biçimlerini kavramak için teşebbüste bulunabilirler.
27:6.3 (303.1) Geniş Cennet nüfuz alanlarının güney sınırlarında felsefenin üstatları, bilgeliğin işlevsel yetmiş bölümü içinde ayrıntılı dersleri yönlendirirler. Burada onlar, Sınırsızlık’ın amaçları ve tasarıları üzerine söylevde bulunarak, deneyimleri eş güdüm haline getirmeyi amaçlarlar. Buna ek olarak onlar, kendilerinin bilgeliğine ulaşan herkesin bilgisini oluştururlar. Onlar, birçok kâinat sorununa karşı bir hayli özelleşmiş bakış açısını geliştirirler, fakat onların nihai yargıları her zaman görüş birliği bakımından bütünsel bir birlikteliktedir.
27:6.4 (303.2) Bu Cennet filozofları; Havona’nın yüksek kavrama biçimi ve iletişimsel bilginin belirli Cennet şekillerini içine alan olası her türlü eğitim yöntemiyle öğretimde bulunur. Bilgi aktarımının ve düşünce taşınıcının bu yüksek biçimlerinin tümü, en yüksek derecede gelişmiş insan aklının kavrayış yetisinin bile tamamiyle ötesindedir. Cennet üzerinde bir saatin eğitimi, Urantia’nın kelime-hafıza yöntemlerinin on bin yılına denk gelir. Siz, bu türden olan iletişim biçimlerini kavrayamazsınız; ve yalın bir ifadeyle fani deneyim içinde, bahse konu bu yöntemlerin karşılaştırılabileceği veya benzerlik gösterdiği hiçbir şey bulunmamaktadır.
27:6.5 (303.3) Felsefenin üstatları, kâinat âlemlerinin tümünün yorumlanmasını mekânın dünyalarından yükselen bahse konu olan varlıklara aktarmada yüce olan nitelikte bir haz alır. Buna ek olarak felsefe her ne kadar yargılarında bilginin gerçekleri ve deneyimin doğruları olarak hiçbir zaman sabitleştirilemese de yine de siz; ebediyetin çözüme kavuşmamış sorunları ve Mutlaklıklar’ın uygulamaları üzerine bahse konu bu birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin söylevlerini dinlediğinizde, bu yetkinleşmemiş sorularla ilgili belirli ve etkisi sürekli devam eden bir memnuniyeti hissedeceksiniz.
27:6.6 (303.4) Cennet’in bahse konu bu ussal arayışları yayınlanmamaktadır; kusursuzluğun felsefesi sadece kişisel olarak mevcut olanlar için erişilebilir bir durumdadır. Çevreleyen yaratılmışlar, bu öğretileri sadece bu deneyimden geçenler ve mekânın âlemleri için bu bilgiyi peşi sıra ileri aşamalar için taşıyanlar vasıtasıyla öğrenir.
27:7.1 (303.5) İbadet, yaratılmış akli varlıkların tümünün en yüksek ayrıcalığı ve ilk sorumluluğudur. İbadet, Yaratanlar’ın kendilerine ait olan yaratılmışları ile içten ve kişisel olan ilişkilerinin doğruluğu ve gerçekliğinin tanınmasına ek olarak onun tasdik edilmesinin bilinçli ve memnuniyet verici eylemidir. İbadetin niteliği, yaratılmışın algısının derinliği tarafından belirlenir; buna ek olarak Tanrılar’ın sınırsız karakterinin bilgisi genişlemeye devam ederken ibadet eylemi, yaratılmış varlıklar tarafından bilinen en yüksek deneyimsel haz ve en seçkin memnuniyetin ihtişamına nihai olarak erişene kadar, her şeyi artan bir biçimde kapsamaya devam edecektir.
27:7.2 (303.6) Cennet Adası ibadetin belirli mekânlarını içinde barındırırken, o neredeyse kutsal hizmetin bir geniş ibadethanesidir. İbadet; Tanrı’nın mevcudiyetine erişmek için onun hakkında yeteri kadar bilgi edinmiş varlıkların kendiliğinden duyumsadıkları coşku biçimindeki, onun mutluluk dolu kıyılarına tırmanan herkesin ilk ve baskın olan tutkusudur. Havona’ya olan içsel yolculuk boyunca bir döngüden diğerine ibadet, Cennet üzerinde onun dışavurumunun yönlendirilmesi ve bunun haricinde düzenlenmesi için gereksinim duyulana kadar artan bir tutkudur.
27:7.3 (304.1) Cennet üzerinde memnuniyetle yaşanan yüce hayranlık ve ruhsal takdirin dönemsel, anlık, topluluksal ve diğer özel dışavurumları; birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin özel bir birliğinin öncüllüğü altında uygulanır. İbadetin bahse konu yönlendiricilerinin öncülüğü altında bu türden onur verici hürmet, yüce memnuniyetin yaratılmış varlık amacına erişmesine ek olarak ulvi olan öz-dışavurumun ve kişisel hoşnutiyetin kusursuzluğunun doruklarına erişir. Tüm öncül birincil hizmetkâr ruhaniyetleri, ibadetin yönlendiricileri olmaya can atar; ve şayet bahse konu görevin baş idarecileri dönemsel olarak bu toplulukları ayırmasa, tüm yükseliş varlıkları ibadet tutumunda kalmaya devam edecektir. Fakat ibadette bütüncül memnuniyete erişene kadar hiçbir yükseliş varlığı hiçbir zaman, ebedi hizmetin görevlerine katılmakta yükümlü değildir.
27:7.4 (304.2) Yükseliş yaratılmışlarının öz-dışavurumun bahse konu bu memnuniyetini elde etmelerini etkin hale getirebilecek, ve aynı zamanda Cennet düzeninin temel olan etkinliklerine önem vermelerini sağlayabilecek ibadetin nasıl olması gerektiğini öğretmek, ibadetin yönlendiricilerinin görevidir. İbadetin işleyiş biçimindeki gelişim olmadan, Cennet’e erişen olağan bir fani için ussal minnettarlığın ve yükseliş şükranının duygularını bütüncül ve tatminkâr bir biçimde dışa vurmak yüzlerce yılın geçmesini gerektirecektir. İbadetin yönlendiricileri; mekânın rahminden ve zamanın doğum sancılarından ortaya çıkmış olan bu muhteşem evlatların daha kısa bir süre içinde ibadetin bütüncül tatminini elde etmesini etkin hale getirmek amacıyla, şimdiye kadar dışavurumun bilinmeyen ve yeni alanlarını ortaya çıkarırlar.
27:7.5 (304.3) Minnettarlığın dışa vurulması ve taşınmasına ait olan kabiliyetleri derinleştirmeye ve enginleştirmeye muktedir olan bütün kâinatın tüm varlıkları ve sanatları, Cennet İlahiyatları’nın ibadeti içinde onların en yüksek yetkinliği için uygulanır. İbadet, Cennet mevcudiyetinin en yüksek sevincidir; o, Cennet’in canlandırıcı etkinliğidir. Dünya üzerinde yorgun olan akıllarınız için oyunsal etkinlik nasıl bir etkide bulunuyorsa; ibadet Cennet üzerindeki kusursuzlaştırılmış ruhlarınız için aynı etkide bulunacaktır. Cennet üzerindeki ibadetin türü tamamen fani kavrayışının ötesindedir; fakat onun ruhaniyetini burada Urantia üzerinde bile takdir etmeye başlayabilirsiniz, çünkü Tanrı’nın ruhaniyetleri şu an bile sizin içinizde ikamet etmekte, sizin üzerinizde durmakta ve gerçek ibadet için size esin kaynağı olmaktadır.
27:7.6 (304.4) Cennet üzerinde ibadet için ayrılmış zaman ve mekân bulunmaktadır; fakat bunlar, ebedi Ada için deneyimsel yükselişin muazzam varlıklarının artan akli yapılarına ve genişleyen kutsallık tanıyışına ait olan ruhsal duyguların başından beri çoğalan doygunluğunu karşılamakta yetkin değildir. Grandfanda’nın zamanından beri birincil kutsal ruhaniyetleri hiçbir şekilde, Cennet üzerindeki ibadetin ruhaniyetini bütünüyle karşılamakta yetkin bir konumda bulunamamıştır. Orada her zaman, ibadet için hazırlanış tarafından ölçülen ibadetselliğin bir fazlası bulunmaktadır. Ve bu nedenden dolayı içkin kusursuzluğun kişilikleri hiçbir zaman bütüncül bir biçimde, zaman ve mekânın daha alt düzeyde bulunan dünyalarının ruhsal karanlığının derinliklerinden Cennet ihtişamına doğru yukarı bir doğrultuda bulunan yollarında yavaş bir şekilde emek vererek seyir halindeki varlıkların ruhsal duygularının devasa tepkilerini bütüncül olarak takdir edememiştir. Zamanın bu türden olan melekleri ve fanileri Cennet Güçleri’nin mevcudiyetine eriştiği zaman orada, Cennet’in melekleri için şaşırtıcı ve Cennet İlahiyatları’nın kutsal memnuniyetinin yüce sevincinin üretimi olan bir temsil biçimindeki çağların bir araya gelmiş olan duygularının dışavurumu ortaya çıkar.
27:7.7 (304.5) Zaman zaman Cennet’in tümü, ruhsal ve ibadetsel dışavurumun baskın bir gel-giti içinde kaybolmuş bir hale gelir. Sıklıkla ibadetin yönlendiricileri; ihtişamın kusursuz vatandaşları ve zamanın yükseliş yaratılmışları biçimindeki Cennet’in sakinlerinin içten ibadeti tarafından bütünüyle ve kesin bir biçimde memnun hale gelen Tanrılar’ın kutsal kalbini işaret eden, İlahiyat yerleşkesi ışığının üç katmanlı olan dalgalanmasının ortaya çıkışına kadar bu türden olan olguyu düzenleyemez. Bahse konu bu durum ne de başarı dolu bir işleyiş düzenidir! Yaratan Yaratıcı’nın sınırsız olan sevgisini bütünüyle tatmin etmesi gereken yaratılmışın akli sevgisi, Tanrılar’ın ebedi tasarımının ve amacının nasıl da bir kendini gerçekleştirmesidir.
27:7.8 (305.1) İbadetin bütünlüğünün yüce memnuniyetine erişimden sonra siz, Kesinliğe Erişecek Olanların Birliği’ne katılım için yetkin hale geleceksiniz. Yükseliş süreci neredeyse tamamlanmış bir halde bulunmaktadır, ve yedinci sevinç ve bayram töreni kutlanması için hazırlanmaktadır. İlk sevinç ve bayram töreni, varlığı sürdürmenin amacı kesinleştiği andaki Düşünce Denetleyicisi ile yapılan fani anlaşmayı simgeler. İkinci sevinç ve bayram töreni, morontia hayatının uyanışının; üçüncüsü, Düşünce Düzenleyicisi ile bütünleşmenin; dördüncüsü, Havona içindeki uyanışın; beşincisi Kâinatın Yaratıcısı’nı bulmanın ve altıncısı ise zamanın ilk geçiş uykusundan Cennet uyanışı durumunun kutlanmasıdır. Yedinci sevinç ve bayram töreni, kesinliğe erişecek fani birliklerine olan katılımı ve ebedi hizmetin başlamasını simgeler. Kesinliğe erişecek olan bir unsur tarafından ruhani gerçekleşmenin yedinci düzeyine olan erişim muhtemel bir biçimde, ebediyetin sevinç ve bayram törenlerinin ilkinin kutlanmasına işaret edecektir.
27:7.9 (305.2) Ve tüm hizmetkâr ruhaniyetlerinin en yüksek düzeyi olan Cennet birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin hikâyesi; kökeninizin dünyasından başlayarak, Kutsal Üçleme yeminini etmenizle ve Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri için toplanmanızla birlikte ibadetin yönlendiricileri tarafından nihai bir biçimde uğurlanmanıza kadar, kâinatsal bir sınıf olan bu varlıkların en başından beri sizin sürecinize olan katılımı böylelikle bu biçimde sonlanır.
27:7.10 (305.3) Cennet Kutsal Üçlemesi’nin sonu gelmez bu hizmeti başlamak üzeridir; ve böylelikle kesinliğe erişecek olan unsur, Nihai olan Tanrı’nın sınayışıyla karşı karşıyadır.
27:7.11 (305.4) [Uversa’dan olan bir Bilgeliğin Kesinleştiricisi tarafından sunulmuştur.]
Urantia’nın Kitabı
28. Makale
28:0.1 (306.1) BİRİNCİL hizmetkâr ruhaniyetlerinin merkezi evrenin, ve yüksek meleklerin yerel evrenlerin ev sahipleri olması gibi tıpkı, ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri aşkın-evrenlerin yardımcı ruhaniyetleridir. Buna rağmen kutsallığın derecesinde ve yüceliğin olanağında Yansıtıcı Ruhaniyetleri’nin bu evlatları, yüksek meleklere kıyasla birincil hizmetkâr ruhaniyetlerine daha çok benzemektedir. Onlar yüksek yaratımlar içinde yalnız bir biçimde hizmet vermemektedir; buna ek olarak sayısız ve merak uyandırıcı nitelikler, onların açığa çıkarılmamış olan birliktelikleri tarafından sağlanmakta olan etkinliklerdir.
28:0.2 (306.2) Bu anlatımlarda sunulduğu gibi aşkın-evrenlerin hizmetkâr ruhaniyetleri şu üç düzeyle bütünleşir:
28:0.3 (306.3) 1. İkincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
28:0.4 (306.4) 2. Üçüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
28:0.5 (306.5) 3. Dördüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
28:0.6 (306.6) Bahse konu son iki düzey, fani ilerlemenin yükseliş düzeni ile oldukça doğrudan bir biçimde ilişkili olmadığı için; ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin daha ayrıntılı olan incelenmesinden önce onlara kısa bir biçimde değinilecektir. Her ne kadar üçüncül ve dördüncül hizmetkâr ruhaniyetleri, ruhaniyet yardımcıları olarak aşkın evrenlerin nüfuz alanları içinde hizmet etseler de; teknik olarak ne üçüncül ne de dördüncül hizmetkâr ruhaniyetleri, aşkın evrenlere ait olan hizmet halindeki ruhaniyetler değillerdir.
28:1.1 (306.7) Bahse konu bu yüksek melekler, aşkın evren yönetim merkezleri üzerinde kayıtlı olup, yerel yaratımlar içindeki hizmetlerine rağmen; onlar teknik olarak, yerel evrenlerin özgün varlıkları olmamalarına denk bir kapsamında bu aşkın evren başkentlerinin sakinleridir. Üçüncül hizmetkâr ruhaniyetleri Sınırsız Ruhaniyet’in çocukları olup, sayıcı binerli topluluklar halinde Cennet üzerinde kişilikleştirilir. Kutsal özgünlüğün ve nerdeyse yüce olan çok yönlülüğün bu tanrısal varlıkları, Sınırsız Ruhaniyet’in ve Tanrı’nın Yaratan Evlatları’nın hediyesidir.
28:1.2 (306.8) Bir Mikâil Evladı, Cennet’in ebeveynsel düzeninden ayrıldığı ve mekânın kâinat serüveni üzerinde hareket etmeye hazır hale getirildiği zaman; Sınırsız Ruhaniyet, bu dost ruhaniyetlerinin sayıca binli olan bir topluluğu tarafından ulaştırılır. Buna ek olarak bu görkemli üçüncül hizmetkâr ruhaniyetleri, bahse konu Yaratan Evlat’a kâinat düzeninin serüvenine başladığı zaman eşlik eder.
28:1.3 (306.9) Kâinat inşasının öncül zamanları boyunca bahse konu sayıca bu bir binlik üçüncül hizmetkâr ruhaniyetleri, bir Yaratan Evlat’ın tek kişisel görevlileridir. Onlar Evlat yardımcıları olarak, kâinat bir araya gelişinin ve diğer gök bilimsel düzenlemelerinin bu heyecan verici çağları boyunca çok zengin bir deneyim elde ederler. Onlar, bir yerel evrenin ilk-doğumu biçimindeki Berrak ve Sabah Yıldızı’nın kişiselleşmesinin yaşandığı ana kadar Yaratan Evlat’ın yanında hizmet eder. Bu durum üzerine, üçüncül hizmetkâr ruhaniyetlerinin resmi olan ayrılımı önerilip kabul edilir. Buna ek olarak özgün meleksel yaşamın öncül düzeylerinin ortaya çıkmasıyla birlikte onlar; yerel evren içindeki etkin hizmetten emekli olarak, öncül bağlanmanın Yaratıcı Evlat’ı ile ilgili aşkın evrenin Zamanın Ataları arasında irtibat yardımcıları haline gelir.
28:2.1 (307.1) Dördüncül hizmetkâr ruhaniyetleri, Sınırsız Ruhaniyet tarafından Yedi Yüce İdareci ile bağlantılı bir halde yaratılır; buna ek olarak onlar, bahse konu bu Yüce İdareciler’in ayrıcalıklı hizmetkârları ve ileticileridir. Dördüncül hizmetkâr ruhaniyetleri, muhteşem kâinat görevine aittir; buna ek olarak Orvonton içinde onların birlikleri, özel bir eşlenik bütünlükleri olarak ikamet ettikleri yer olan Uversa’nın kuzeysel bölümleri içinde yönetim merkezlerini idare ederler. Onlar ne Uversa üzerinde kayıtlıdır, ne de onlar bizim idaremize bağlı bir konumda bulunmaktadır. Buna ek olarak onlar, fani ilerleyişin yükseliş düzeni ile doğrudan bir biçimde ilgili değillerdir.
28:2.2 (307.2) Dördüncül hizmetkâr ruhaniyetleri bütüncül olarak; Yedi Yüce İdareciler’in bakış açısından idari düzenlemenin amaçları içinde, aşkın evrenlerin denetimini ile görevsel olarak yüklenmişlerdir. Uversa üzerinde dördüncül hizmetkâr ruhaniyetlerine ait olan bizim bütünlüklerimiz yönergeleri sadece; Cennet uydularının dışsal halkası içinde bağlı yedinci idari alan üzerinde konumlanan Orvonton’un Yüce İdarecisi’nden alıp, raporları yalnız ona sunar.
28:3.1 (307.3) İkincil hizmetkâr ruhaniyet ev sahipleri, her aşkın evrenin yönetim merkezlerine atanan yedi Yansıtıcı Ruhaniyet tarafından yaratılmıştır. Orada, sayıca yedili topluluk içinde bu meleklerin yaratımı ile birlikte olan belirli bir Cennet-karşılık işleyiş biçimi bulunmaktadır. Her yedili birliktelik içinde her zaman, sayıca bir tane birinci derece, üç tane ikinci derece ve yine üç tane üçüncü derece ikincil hizmetkâr ruhaniyeti bulunmaktadır; onlar her zaman bu belirli oran dâhilinde kişileşir. Bu türden yedi ikincil hizmetkâr ruhaniyeti yaratıldığında, birinci derece olan bir unsur Zamanın Ataları’nın hizmetine bağlı hale gelir. Sayıca üç tane olan ikinci derece melekler; Kutsal Danışmanlar, Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları ve Kâinatsal Denetimcileri biçimindeki aşkın hükümetlerin Cennet kökenli idarecilerinin üç topluluğu ile birliktelik içinde bulunur. Üçüncül derecedeki meleklerin sayıca üç tanesi; Kudretli İleticiler, Yetkide Yüksek Olanlar ve İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar biçimindeki aşkın evren idarecilerinin kutsal bir biçimde üçleştirilmiş yükseliş birlikteliklerine bağlanırlar.
28:3.2 (307.4) Aşkın evrenlerin bahse konu bu ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, Yansıtıcı Ruhaniyetler’in doğumudur; ve bu nedenle yansıma onların doğasında içkin bir halde bulunur. Onlar, Üçüncül Kaynak ve Merkez’e ek olarak Cennet Yaratan Evlatları içinde kökenin her yaratılmışının her fazının bütününe yansıtıcı bir biçimde karşılık gösterir; fakat onlar doğrudan bir biçimde, İlk Kaynak ve Merkez’in tek kökenine ait olan kişisel ve bunun dışında bulunan biçimdeki varlıkların ve unsurların doğrudan yansıtıcısı değildir. Biz, Sınırsız Ruhaniyet’in kâinatsal akli döngülerinin mevcudiyetinin birçok kanıtını elimizde bulundurmaktayız; fakat hiçbir kanıta sahip olmasaydık bile ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin yansıtıcı uygulamaları, Bütünleştirici Bünye’nin sınırsız aklının kâinatsal mevcudiyetinin gerçekliğini göstermede fazlasıyla yeterli olacaktı.
28:4.1 (307.5) Zamanın Ataları için görevlendirilen birinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, bu üçleme bütünlüğü yöneticilerinin hizmeti içinde yaşayan yansıtıcılardır. Bir aşkın evren düzeni içinde yaşayan bir yansıtıcı için, bulunduğu hale geri dönebilmesine ek olarak buranın içinden bakabilmesinin ve burayla birlikte bin veya yüz bin yıl ışık-yılı uzaklıkta bulunan başka bir varlığın belirli karşılıklarını duyabilmesinin, hatta bunu durmaksızın ve hataya yer vermeden gerçekleştirebilmesinin ne anlama geldiğini bir düşünün. Kayıtlar, evrenlerin işleyişi için hayati nitelikte, yayınlar faydalı, Yalnız ve diğer ileticilerin görevi ise oldukça yararlıdır; fakat insan ve Tanrı arasında olan biçimde yerleşik dünyalar ve Cennet arasındaki onların bulunduğu ara konumdan Zamanın Ataları sürekli bir biçimde iki tarafı görür, iki tarafı duyar ve iki tarafın bilgisine sahiptir.
28:4.2 (308.1) Her şeyi olduğu gibi görme ve duyma biçiminde olan bu yetkinlik, sadece Zamanın Ataları tarafından ve yalnızca onların ilgili yönetim merkezi dünyaları üzerinde aşkın evrenler içinde kusursuz bir biçimde gerçekleştirilebilir. Burada bile sınırlarla karşılaşılır: Uversa’dan bu türden bir iletişim Orvonton’un dünyaları ve evrenleriyle sınırlıdır; ve bahse konu bu yansıma işleyiş biçimi aşkın evrenler arasında işlerlik göstermezken o, onlardan her birini merkezi evren ve Cennet ile yakın iletişim halinde tutar. Bireysel olarak ayrılmış olsalar da yedi aşkın hükümet böylelikle üstünde bulunan yönetimin kusursuz bir biçimde yansıtıcıdır; buna ek olarak onlar, altlarında bulunanların ihtiyaçlarıyla kusursuz bir biçimde ilgili olmalarının yanı sıra bütünüyle duygudaş bir niteliğe sahiptirler.
28:4.3 (308.2) Birinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, hizmetin yedi türüne içkin doğaları tarafından yatkın olarak gözlenmektedir; buna ek olarak bu düzeyin ilk sırasının Zamanın Ataları için Ruhaniyet’in aklını içkin olarak yorumlamak amacıyla fazlasıyla donatılması gerekliliği yerinde bir yargı olacaktır:
28:4.4 (308.3) 1. Bütünleştirici Bünye’nin Sesleri. Her aşkın evrende ilk birinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyeti ve bu düzeyin takip eden yaratılmışının her yedinci unsuru, Zamanın Ataları ve onların aşkın hükümetleri içinde bulunan birliktelikleri için Sınırsız Ruhaniyet’in aklının anlaşılması ve yorumlanması amacıyla uyumun yüksek bir düzeyini ortaya koyarlar. Bu durum aşkın evrenlerin yönetim merkezleri üzerinde büyük bir değere sahiptir; çünkü Kutsal Hizmetkârlar’ın yerel yaratımları ile olan birlikteliğinin aksi bir biçimde bir aşkın hükümet yönetim konumu, Sınırsız Ruhaniyet’in özelleşmiş bir kişileşmesine sahip değildir. Bu nedenden dolayı bahse konu ikincil hizmetkâr ruhaniyeti sesleri, bu türden bir başkent âlemi üzerinde Üçüncül Kaynak ve Merkez’in kişisel temsilcilerinin en yakınına gelmektedir. Yedi Yansıtıcı Ruhaniyeti’nin burada olduğu doğrudur; fakat ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri ev sahiplerinin bu anneleri, Yedi Üstün Ruhaniyet’e nazaran Bütünleştirici Bünye’nin daha az gerçeklik içeren ve daha az kendiliğinden olan bir biçimde yansıtıcısıdır.
28:4.5 (308.4) 2. Yedi Üstün Ruhaniyet’in Sesleri. İkinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyeti ve onun mevcudiyeti sonucunda yaratılmış olan her yedinci unsuru, Yedi Üstün Ruhaniyet’in ortak doğalarını ve tepkilerini yansıtmaya meyillidir. Her ne kadar her Üstün Ruhaniyet, görevin yedi Yansıtıcı Ruhaniyet’in belirli bir unsuru tarafından bir aşkın evren üzerinde mevcut bir biçimde hali hazırda temsil ediliyor olsa da, bu türden bir temsil bireysel olup katılımsal değildir. Katılım içinde onlar sadece yansıma bakımından bir varoluş içerisindedir. Bu nedenle Üstün Ruhaniyetler; onları Zamanın Ataları’ndan önce temsil etmeye oldukça yetkin olan birinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin ikinci sırası biçimindeki, bahse konu bu yüksek kişisel meleklerin hizmetlerini kabul eder.
28:4.6 (308.5) 3. Yaratan Evlatlar’ın Sesleri. Sınırsız Ruhaniyet, Mikâil’in düzeyine ait olan Cennet Evlatları’nın yaratımı veya eğitimiyle ilgili bir niteliğe sahip olmalıdır; çünkü birinci derece hizmetkâr ruhaniyetlerinin üçüncü unsuru ve onlardan yaratılmış olan her yedinci sıradaki unsuru, bahse konu Yaratan Evlatlar’ın akıllarının yansıtıcılığına ait olan dikkate değer hediyeyi ellerinde barındırır. Eğer Zamanın Ataları tüm derinliğiyle hali hazırda irdelenmekte olan bir konu ile ilgili Nebadonlu Mikâil’in tavrını öğrenmek isterse, onlar mekânın iletişim kanalları üzerinde onu çağırmak zorunda değildir. Bunun yerine onlar sadece, istek üzerine kaydın Mikâil ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerini takdim edecek olan Nebadon Sesleri’nin Baş İdarecisi’ni çağırması yeterlidir. Bu durumun hemen sonrasında orada Zamanın Ataları, Nebadon’un Üstün Evladı’nın seslerini algılayacaktır.
28:4.7 (309.1) Evlatlığın başka hiçbir düzeyi bu bakımdan “yansıtabilir” değildir, ve bu nedenle meleklerin başka hiçbir düzeyi faaliyet göstermeye yetkin değildir. Biz, sadece bahse konu bu durumun nasıl bir biçimde gerçekleştirildiğini bütüncül bir biçimde anlamış bir konumda bulunmamaktayız; ve ben, Yaratan Evlatları’nın kendilerinin bile bu durumu tümüyle idrak ettiğinden oldukça kuşku duymaktayım. Fakat biz kesin olarak bu işleyişin gerçekleştiğini bilmekte olup, aynı zamanda bu düzenin hatasız bir biçimde işlerlik gösterdiğine dair gerçekliğin bilincine hemfikir halinde sahibiz; çünkü Uversa tarihinin bütünü içinde ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin seslerini sunumlarında hiçbir zaman yanılgıya düşmemiştir.
28:4.8 (309.2) Bahse konu bu anlatımlar vasıtasıyla siz; kutsallığın, zamanın mekânını etraflıca kapsaması ve mekânın zamanı üzerinde üstünlük kurması biçime dair bir takım nitelikleri görmeye başlamaktasınız. Burada siz; mekânın çetin engelleri üzerinde üstünlük kurmaya ait olan onların görevleri içinde zamanın çocuklarına yardımda bulunma anından farklı bir biçimde, ebediyet döngüsünün işleyiş düzenine dair kısacık öncül bakışlarınızdan birini elde etmektesiniz. Buna ek olarak bu olgular bütünü, Yansıtıcı Ruhaniyetler’in oluşturulmuş kâinat işleyiş düzeni mevcudiyetinin üzerine ek olan niteliktedir.
28:4.9 (309.3) Her ne kadar üstlerinde bulunan Üstün Ruhaniyetleri’nin ve altlarında bulunan Yaratan Evlatları’nın kişisel mevcudiyetinden bariz bir biçimde mahrum kalsalar da Zamanın Ataları yansıtıcı kusursuzluğun ve nihai kesinliğin kâinatsal işleyiş düzenleri için uyumlu hale getirilmiş emirleri altında bulunan yaşayan varlıklar vasıtasıyla, kişisel mevcudiyetlerinden onları yoksun bıraktırılmış bahse konu yüceltilmiş varlıkların tümünün yansıtıcı mevcudiyetini memnuniyet ile yaşayabilirler. Bu araçlar ve sizin tarafınızdan bilinmeyen diğerleri boyunca ve onlar vasıtasıyla, Tanrı aşkın evrenlerin yönetim merkezleri üzerinde potansiyel olarak mevcut bir halde bulunmaktadır.
28:4.10 (309.4) Zamanın Ataları Yaratıcı’nın iradesi hakkında, üstlerinden gelen Ruhaniyet ses-parıltısını altlarından gelen Mikâil ses-parıltısı ile eşleştirme vasıtasıyla kusursuz bir biçimde çıkarsamada bulunur. Böylelikle onlar, yerel evrenlerin yönetim olayları ile ilgili Yaratıcı’nın iradesini hesaplamada hatasız bir biçimde emin olabilirler. Fakat Tanrılar’dan birinin iradesi hakkında diğer ikisinin sahip olduğu bir bilgiden çıkarsamada bulunmak için Zamanın Ataları’ndan üçü beraber bir biçimde hareket etmek zorundadır, çünkü onların ikisi bir cevaba erişmeye yetkin olmayabilir. Ve bu nedenden dolayı orada hiç kimse olmasa bile, aşkın evrenler her zaman ne sayıca bir ne de hatta iki unsur tarafından fakat her zaman Zamanın Ataları’nın üçü tarafından idare edilir.
28:4.11 (309.5) 4. Meleksel Ev Sahipleri’nin Sesi. Birinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin dördüncü unsuru ve aynı sıranın yedincisi, üstlerinde bulunan birincil hizmetkâr ruhaniyetleri ve altlarında bulunan yüksek melekler biçimindeki meleklerin tüm düzeylerinin duygularına özel bir biçimde karşılık gösteren melekler olmayı kanıtlar niteliktedir. Böylelikle herhangi bir emir verici veya yüksek denetim meleğinin tutumu, Zamanın Ataları’nın herhangi bir kurulunda eş zamanlı olarak irdelenmek için olanaklı hale gelir. Dünyanız üzerinde, Urantia’daki yüksek meleğin baş idarecisinin Uversa’dan gelen bir biçimde aynı amaç için belirli bir süreç dâhilinde seyir halinde olan yansıtıcı aktarımın olgular bütününden haberdar edilmediği bir gün geçmemektedir; fakat bir Yalnız İletici tarafından önceden uyarılmadığı takdirde o neyin amaçlandığından ve nasıl bir biçimde kazanıldığından bütünüyle habersiz olarak kalmaktadır. Zamanın bahse konu bu hizmetkâr ruhaniyetleri sürekli bir biçimde, Zamanın Ataları’nın ve onların birlikteliklerinin ilgisine ve danışmasına katılan konuların sonsuz kapsamı ile ilgili bilinçsiz olan ve böylelikle kesin bir biçimde önyargısız biçimdeki tanıklığın bu türünü sağlamaktadır.
28:4.12 (309.6) 5. Yayın Alıcıları. Yalnızca bahse konu bu birinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri tarafından alınacak olan yayın iletimlerinin özel bir sınıfı bulunmaktadır. Onlar her ne kadar Uversa’nın düzenli yayıncıları olmasalar da; kâinat iletişimin oluşturulmuş döngüleri üzerine gelen belirli mevcut iletimlerle birlikte Zamanın Ataları’nın yansıtıcı görüşünü eş zamanlı hale getirme amacıyla, yansıtıcı seslerin melekleri ile birlikte irtibat halinde faaliyet gösterirler. Yayın alıcıları, yaratılacak olan birinci derece beşinci hizmetkâr ruhaniyetinin ve onun peşi sıra gelen her yedinci unsuru biçimindeki beşinci sırasına aittir.
28:4.13 (310.1) 6. Taşıma Kişilikleri. Bu unsurlar, aşkın evrenlerin yönetim merkezleri dünyasından Havona’nın dış döngüsüne kadar zamanın kutsal yolcularını taşıyan ikincil hizmetkâr ruhaniyetleridir. Onlar, Cennet içine ve kendilerine ait olan bölümlerinin dışına doğru faaliyet gösteren aşkın evrenlerin taşıma birlikleridir. Bu birlikler, sayıca birinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin altıncı ve onlardan yaratılmış olan her yedinci unsurundan oluşur.
28:4.14 (310.2) 7. Yedek Birlikler. Sayıca birinci derece yedinci sıra biçimindeki ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin oldukça geniş bir topluluğu, âlemlerin sınıflandırılmamış sorumlulukları ve acil görevleri için yedekte bekletilir. Yüksek bir biçimde özelleşmemiş olarak onlar, kendilerinin farklı birlikteliklerinin yetkinliklerinin herhangi biri içinde oldukça iyi bir biçimde faaliyet gösterebilirler; fakat bu türden özelleşmiş görev sadece acil durumlarda üstlenir. Onların olağan görevleri, özel görevin meleklerinin kapsamı dâhilinde girmeyen bir aşkın evrenin genelleşmiş sorumluluklarının yerine getirilmesidir.
28:5.1 (310.3) İkinci derece düzeyine ait olan ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, onların birinci derece olan görevdeşlerine kıyasla daha az yansıtıcıdırlar. Birinci, ikinci ve üçüncü derece olarak sınıflandırılmış olmaları, ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri için durumsal veya faaliyetsel bir farklılaşma durumunun göstergesi değildir; bu adlandırma yalnızca işleyişin düzeylerini simgeler. Özdeş nitelikler, bu üç topluluğun tümü tarafından sergilenmektedir.
28:5.2 (310.4) İkinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin yedi yansıtıcı türü, Zamanın Ataları’nın eş güdüm halindeki Kutsal Üçleme kökenli birlikteliklerinin hizmetleri için şu biçimde atanır:
28:5.3 (310.5) Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları için — Bilgeliğin Sesleri, Felsefenin Ruhları ve Ruhların Birlikleri biçiminde.
28:5.4 (310.6) Kutsal Danışmanlar için — Danışmanın Kalpleri, Mevcudiyetin Sevinçleri ve Hizmetin Memnuniyetleri biçiminde.
28:5.5 (310.7) Kâinatsal Denetimciler için — Ruhaniyetlerin Ayırt Edicileri biçiminde.
28:5.6 (310.8) Birinci derece düzeyine benzer bir biçimde bu topluluk sıralı bir biçimde yaratılmıştır; ilk-doğum bir Bilgeliğin Sesi olup, bu yansıtıcı meleklerin diğer altı türü gibi bunu takip eden yedinci unsur benzer bir biçimde oluşturulmuştur.
28:5.7 (310.9) 1. Bilgeliğin Sesi. Belirli ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerine ait olan bilginin koruyucuları biçimindeki Cennet’in yaşayan kütüphaneleri ile birlikte sürekli irtibat halindedir. Özelleşmiş yansıma hizmeti içinde Bilgeliğin Sesleri; kâinat âlemlerinin tümünün eş güdüm haline getirilmiş olan bilgeliğinin yaşayan, mevcut, tamamlanmış ve en ince ayrıntısına kadar güvenilir olan yoğunlaşmaları ve odaklanmalarıdır. Aşkın evrenlerin üstün döngüleri üzerinde dağıtımda olan bilginin neredeyse sınırsız olan hacmi için bu muhteşem varlıklar; Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları biçimindeki üstleri için bilgeliğin özünü ayırma ve onu almaya ek olarak düşünsel etkinliğin bu mücevheratını aktarmaya yetkin olma bakımından oldukça hassas bir biçimde yansıtıcı ve seçicidir. Buna ek olarak onlar; Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları’nın bilgeliğin mevcut ve özgün bu dışavurumlarını sadece duyması amacıyla değil, aynı zamanda bu dışavurumlara seslerini vermiş olan yüksek veya alt düzey kökenli bahse konu bu varlıkları yansımasal olarak görmeleri için faaliyette bulunur.
28:5.8 (310.10) “Eğer herhangi bir insan bilgelikten yoksunsa, onun soru sormasına izin verin” şeklinde yazılmıştır. Uversa üzerinde aşkın evren hükümetinin karmaşık olaylarının şaşırtıcı durumları içinde bilgeliğin kararlarına varma durumu gerekli olduğunda, kusursuzluğun ve uygulanabilirliğin bilgeliğinin ihtiyaç duyulduğunda hazır bir halde bulunması gerektiği zaman; Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları, Bilgeliğin Sesleri’nin bir bölüğünü çağırır. Buna ek olarak kâinat âlemlerinin tümünün ussallaştırılan ve dağıtılan bilgeliğinin bahse konu bu yaşayan alıcıları, onların düzeyinin kusursuz yetisi tarafından o derece uyumlu hale getirilmiş ve yönlendirilmiştir ki; mevcut bir biçimde bu ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri sesleri vasıtasıyla, üstlerinde bulunan âlemden kutsallığın bilgeliğinin bir ırmağı ve altlarında bulunan âlemlerin yüksek akıllarından işlevselliğin bilgeliğinin bir nehri ortaya çıkar.
28:5.9 (311.1) Bilgeliğinin bu iki türünün uyumlu hale gelmesiyle ilgili olarak kafa karışıklığı ortaya çıkarsa, işleyişin olması gereken birleşimini gecikmeden yöneten Kutsal Danışmanlar’a eş zamanlı olarak itirazda bulunulur. Orada başkaldırının yaygın olduğu âlemlerden gelen bir takım düşüncelerin gerçekliği hakkında herhangi bir kuşku bulunursa; Ruhaniyetlerin Ayırt Edicileri ile birlikte, danışmanı “ruhaniyetin hangi niteliğinin” harekete geçirdiği ile ilgili eş zamanlı olarak idarede bulunmaya yetkin olan Denetimciler’e itirazda bulunulur. Bu bakımdan çağların bilgeliği ve anın usu Zamanın Ataları ile birlikte, onların yararlı gözlemlerinden önce tıpkı açık bir kitap gibi en başından beri mevcut bir halde bulunmaktadır.
28:5.10 (311.2) Siz, bahse konu bu anlatımların aşkın evren hükümetlerinin işlevinden sorumlu olan bu varlıklar için tümüyle ne anlama geldiğini sadece yüzeysel bir biçimde kavrayabilirsiniz. Bu etkileşimlerin enginliği ve derin olan kapsamı, sınırlı kavramsallaşmanın oldukça ötesindedir. Uversa üzerinde bilgeliğin tapınağının özel kabul bölümlerinde benim defalarca yaptığım gibi bulunduğunuz zaman ve bahse konu tüm bu anlatılanları mevcut işleyiş içerisinde gözlemlediğiniz zaman; âlemlerin gezegenler arası iletişimlere ait olan biçimde karmaşıklığın kusursuzluğu ve işleyişin kesinliği tarafından hayranlığa kapılacaksınız. Siz, bu türden muhteşem bir işleyiş biçimini tasarlayan ve yürürlüğe koyan Tanrılar’ın kutsal bilgeliğine ve erdemine karşı derin bir saygı göstereceksiniz. Ve bahse konu bu tutumlar mevcut olarak tıpkı tasvir ettiğim gibi gerçekleşmektedir.
28:5.11 (311.3) 2. Felsefe’nin Ruhu. Bahse konu bu olağanüstü öğretmenler aynı zamanda, Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları’na bağlanmıştır; aksi yönlendirilmedikçe onlar, Cennet üzerinde felsefenin üstünleri ile birlikte odaksal eş zamanlılık içinde kalmaya devam ederler. Bahse konu bu durum için çok büyük bir yaşayan aynaya olduğunuz gibi çıktığınızı düşünün; siz bu ayna karşısında kısıtlı ve maddi bireysel mevcudiyetinizin benzerini karşınızda görmeniz yerine, Cennet’in felsefesi ve kutsallığına ait olan bilgeliğin bir yansımasını algılarsınız. Buna ek olarak kusursuzluğun felsefesini ‘ete kemiğe büründürmek”, alt düzey dünyaların alt düzey insanları tarafından işlevsel olarak uygulanması ve onlar tarafından kavranabilmesi biçiminde arzulanan bir nitelik haline gelirse; bu yaşayan aynalar yüzlerini sadece, evrenin veya diğer dünyanın ihtiyaçları veya ortak ölçütlerini yansıtmak amacıyla alt düzeyde bulunan unsurlara karşı dönmezler.
28:5.12 (311.4) Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları bahse konu bu işleyiş biçimleriyle, inşa aşamasında olan dünyaların ve onların insanlarının gerçek ihtiyaçları ve mevcut konumları için kararlara ve tavsiyelere kendilerini uyarlarlar; buna ek olarak onlar her zaman, Kutsal Danışmanlar ve Kâinat Denetimcileri ile uyumlu bir biçimde hareket ederler. Fakat bu etkileşimlerin yüce olan tamamlanmışlığı benim sahip olduğum yetkinliğin ötesindedir.
28:5.13 (311.5) 3. Ruhların Birliği. Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları’na olan bağlılığın üçleme bütünlüğünü tamamlayarak onlar, etik ilişkilerin nihai amaçları ve durumlarının yansıtıcılarıdır. Deneyimin ve uyumluluğun tamamlanmış bilgeliğinin bir uygulamasını gerektiren evren içindeki tüm sorunlar içinde hiçbiri, akli varlıkların ilişkileri ve birlikteliklerinden kaynaklanan bu durumlardan daha önemli değildir. Alım satım, ticaret, arkadaşlık ve evlilik biçimindeki insan birlikteliklerinde olsun veya meleksel ev sahiplerinin ilişkilerinde olsun, arabulucuların ilgisini gerektirecek derecede bile küçük anlaşmazlıklar şeklinde önemsiz pürüzler çıkmaya devam eder. Bu nedenle Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları, bir aşkın evrenin tümü için “uzlaşmanın sağlayıcısı” olarak, onların düzeyinin akıl dolu deneyimini olanaklı hale getirir. Tüm bu görev içinde aşkın evrenlerin bahse konu bu akıl dolu insanları evrenin durumu ile ilgili mevcut olan bilgiyi olanaklı hale getiren ve bahse konu kafa karışıklığına sebep olan sorunların en iyi biçimde uyumlu hale getirilmesinin Cennet en yüksek amacını eş zamanlı olarak temsil eden, Ruhların Birlikleri biçimindeki onların yansıtıcı birliktelikleri tarafından yetkin bir biçimde desteklenir. Herhangi bir konum için özel olarak yönlendirilmedikleri takdirde bu ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, Cennet üzerinde etiğin yorumlayıcıları ile birlikte yansıtıcı bağlantı içinde kalmaya devam ederler.
28:5.14 (312.1) Bu unsurlar, tüm Orvonton’un topluluk çalışmasını destekleyen ve onun devamlılığını sağlayan meleklerdir. Fani süreciniz boyunca öğrenilecek en önemli derslerden bir tanesi topluluk çalışmasıdır. Kusursuzluğun âlemleri, diğer varlıklar ile çalışmanın bu sanatında üstünlük sağlamış olan bu unsurlar tarafından güçlendirilmiştir. Kâinat içindeki görevlerin çok azı tek başına yapılacak olan hizmetten oluşur. Daha yukarı yükseldiğinizde yoldaşlarınızın birlikteliğinden geçici bir süreliğine uzak kalır bir biçimde daha yalnız hale gelirsiniz.
28:5.15 (312.2) 4. Danışmanın Kalbi. Bahse konu bu unsurlar, Kutsal Danışmanların üst denetimi altında konumlandırılacak olan bu yansıtıcı dehaların ilk topluluğudur. Bu türün ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, zamanın döngüleri içinde mekânın bilgileri türünden olan veriler için seçici olarak bu bilgilere sahiptir. Onlar özellikle, birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin akli eş güdüm sağlayıcılarının yansıtıcılarıdır, fakat onlar aynı zamanda üst veya alt düzeyde olan tüm varlıkların danışmanlığının seçici bir biçimde yansıtıcısıdır. Her ne zaman olursa olsun Kutsal Danışmanlar önemli bir tavsiye veya karar için çağrıldığında, onlar eş zamanlı olarak Danışmanın Kalpleri’nin bir araya gelmesini talep eder; ve bunun ardından orada, Havona’nın ve hatta Cennet’in yüksek akıllarının danışmanlığının aydınlığı altında denetimlenen ve yeniden düzenlenen şeylerin bütünü biçimindeki aşkın evrenin tümünün en yetkin akıllarının eş güdüm halindeki bilgeliği ve tavsiyesini mevcut bir biçimde kapsayan bir yönetim devredilir.
28:5.16 (312.3) 5. Mevcudiyetin Sevinci. Doğası bakımından bu varlıklar yansıma biçiminde, üstlerinde bulunan birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin ahenk üst denetimcileri ve altlarında bulunan belirli yüksek melekler için uyumlu hale getirilmiştir; fakat bu ilgi çekici topluluğun üyelerinin tam anlamıyla ne yaptığını açıklamak oldukça zor bir husustur. Onların başlıca etkinlikleri, meleksel ev sahiplerinin ve daha alt düzeyde bulunan iradeye sahip yaratılmışlarının birçok düzeyi arasında sevincin dışavurumlarını desteklemek için yönlendirilmiştir. Onların bağlanmış oldukları Kutsal Danışmanlar, seyrek olarak onları özel memnuniyet arayışı amacıyla kullanır. Daha genel bir çerçevede ve geri dönüşün idarecileri ile işbirliği içinde onlar, faniler ve melekler arasında aşkın bir mizah anlayışını geliştirmek için insan beğenisini ilerletmeye çalışarak âlemlerin memnuniyet karşılıklarını bir üst düzeye çıkarmayı amaçlama biçiminde memnuniyetin değişim bünyesi olarak faaliyet gösterirler. Onlar, dışsal kökenli etkilerin tümünden bağımsız bir biçimde bulunan özgür irade mevcudiyeti içinde içkin bir sevincin olduğunu göstermeye çabalar; ve ilkel insanların akıllarında bu gerçekliği yaymaya çalışmada çok büyük bir zorlukla karşılaşsalar da, onların çabalarında tamamen haklıdırlar. Daha yüksek ruhaniyet kişilikleri ve melekleri, bu eğitimsel çabalara daha çabuk bir biçimde karşılık gösterir.
28:5.17 (312.4) 6. Hizmetin Memnuniyeti. Bu melekler yüksek bir biçimde, Cennet üzerindeki davranışın yönlendiricilerinin tutumlarının yansıtıcısıdır; ve Mevcudiyetin Sevinci kadar faaliyet göstererek onlar, hizmetin değerini genişletmeyi ve buradan elde edilecek memnuniyeti çoğaltmayı derinden arzular. Onlar, doğruluğun idaresinin genişlemesi için verilecek olan hizmet biçimindeki bencil olmayan hizmet içinde içkin olan ertelenmiş ödülleri açık bir biçimde göstermek için her şeyi yapmaktadır.
28:5.18 (312.5) Onların düzeyinin bağlanmış olduğu Kutsal Danışmanlar onları, ruhsal hizmetten elde edilecek yararları bir dünyadan diğerine yansıtmak amacıyla kullanır. Buna ek olarak vasat olan unsurlara ilham vermek ve onları cesaretlendirmek için en iyinin dışavurumlarını kullanarak bu ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, aşkın evrenler içinde adanmış hizmetin niteliğine engin bir biçimde katkıda bulunur. Etkin kullanım, özellikle en iyi olan unsur biçimindeki diğerlerinin ne yapmakta olduğu ile ilgili herhangi bir dünya bilgisinin dağıtılması vasıtasıyla kardeşsel rekabetçi ruhaniyetten oluşturulmuştur. Canlandırıcı ve yararlı türden olan bir rekabet, yüksek melekler arasında bile desteklenmektedir.
28:5.19 (313.1) 7. Ruhaniyetlerin Ayırt Edicisi. İkinci Havona döngüsü ve bu yansıtıcı meleklerin danışmanları ve karar yardımcıları arasında özel bir bağlantı bulunmaktadır. Onlar, Kâinat Denetimcileri’ne atanan tek ikincil hizmetkâr ruhaniyetleridir; fakat muhtemel bir biçimde onlar, görev arkadaşlarının tümü içinde en benzersiz bir biçimde özelleşmiş olanıdır. Onların yansıtıcı incelemesine tabi olduğunda bu ayırt ediciler; bilginin kaynağından ve alınış biçiminden bağımsız olarak, elde edilen kanıtın ne ölçüde yetersiz bir biçimde bulunduğunu dikkate almadan, onun kaynağının gerçek doğası, mevcut amacı ve temel niyeti bakımından bizleri derhal bilgilendirir. Ben, odaksal bir dışavurum ile ilgili herhangi bir bireyin mevcut olan fani ve ruhsal karakterini oldukça hatasız bir biçimde yansıtan bu meleklerin faaliyeti karşısında hayranlık duymaktayım.
28:5.20 (313.2) Ruhaniyetlerin Ayırt Edicileri, bu karmaşık görevleri içkin “ruhsal kavrayışın” erdemi vasıtasıyla yerine getirir; insan aklı için bu düşüncenin taşınması çabası içinde onları tanımlamak için eğer bir takım zamirleri kullanacak olursam, bu yansıtıcı melekler içgüdüsel, içkin ve hatasız bir biçimde faaliyet gösterir. Kâinat Denetimcileri bu sunumlara dikkatle baktığı zaman, yansıtılmış bireyin çıplak ruhu ile karşı karşıya gelir; ve tasvirin bu türden kesinliği ve kusursuzluğu kısmen de olsa Denetimciler’in her zaman, doğrudan yana olan yargıçlar olarak ne kadar da adil bir biçimde faaliyet göstermeye yetkin olmalarının nedenini açıklar. Ayırt ediciler her zaman, Uversa’nın dışında olan herhangi bir görevi üzerinde Denetimciler’e eşlik eder; ve onlar tıpkı Uversa yönetim merkezlerinde olduğu gibi evrenler içinde de etkindir.
28:5.21 (313.3) Kâinatsal nüfuz alanlarının değişmez yasaları ile birlikte uyum halinde ve oluşturulmuş kullanımlar uyarınca ortaya çıkan bir biçimde, ruhaniyet dünyasının tüm bu etkileşimlerinin gerçek olduğu hususunda sizi temin ederim. Yeni yaratılmış düzeyin her yeni varlığı yaşam nefesini almasına eş zamanlı olarak, derhal yüksek düzeyde yansıtılır; yaratılmış doğanın ve potansiyelin bir yaşayan tasviri, aşkın evrenlerin yönetim merkezi üzerinde parlatılır. Böylelikle ayırt edicilerin aracılığı ile Denetimciler, mekânın dünyaları üzerinde tam anlamıyla “ruhaniyetin hangi niteliğinin” doğmuş olduğundan bütünüyle haberdar kılınır.
28:5.22 (313.4) Bu durum fani insan için de doğruluk gösterir: Salvington’un Ana Ruhaniyeti sizi bütüncül olarak bilmektedir, çünkü Kutsal Ruhaniyet dünyanız üzerinde “her şeyi araştırır”; ve ne zaman ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin ayırt edicileri, Ruhaniyet’in size dair olan bilgisiyle Ruhaniyet’i yansıtırsa, sizin hakkınızda bilgi sahibi olan ilgili kutsal Ruhaniyet eş zamanlı biçimde olanaklı hale gelir. Buna rağmen, Yaratıcı bünyelerinin bilgisi ve tasarılarının yansıtılamaz olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Ayırt ediciler, Denetimciler’in kutsal olarak tanımladıkları Düzenleyiciler’in mevcudiyetini yansıtabilir ve bunu yerine getir; fakat onlar, Gizem Görüntüleyicileri’nin düşünselliğinin içeriğini çözemez.
28:6.1 (313.5) Görev arkadaşlarına benzer bir nitelik dâhilinde, bu melekler sırasal olarak ve yedi yansıma türü içinde yaratılmıştır; fakat bu türler, aşkın evren idarecilerinin ayrı hizmetleri için bireysel olarak atanmamaktadır. Üçüncü derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin tümü, ortaklaşa bir biçimde Erişim’in Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları için görevlendirilmiştir; ve bu yükseliş evlatları onları dönüşümlü olarak kullanmaktadır; Kudretli İleticiler’e benzer bir biçimde, Yetkide Yüksek Olanlar’a ek olarak İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar biçimindeki onların eş güdüm içinde oldukları unsurlar; üçüncü türlerin herhangi birini kullanmaya yetkin olup bunu mevcut bir biçimde gerçekleştirir. Üçüncü derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin bahse konu yedi türü şunlardır:
28:6.2 (314.1) 1. Kökenlerin Önemi. Bir aşkın evren hükümetinin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş yükseliş Evlatları herhangi bir bireyin, ırkın veya dünyanın kökeninden kaynaklanan sorunların tümüyle ilgilenmenin sorumluluğuyla görevlendirilmiştir; ve kökenin önemi, âlemin yaşayan yaratılmışlarının kâinatsal ilerleyişi için tüm tasarılarımızda en yüksek öneme sahip olan sorgudur. Tüm ilişkiler ve etiğin uygulanması, kökenin temel olan gerçekliğinden türemiştir. Köken, Tanrılar’ın ilişkisel karşılıklarının temelidir. Bütünleştirici Bünye her zaman “insanı, hangi nitelikte doğduğu ölçüde dikkate alır.”
28:6.3 (314.2) Daha yüksekte bulunan alçalış varlıklarıyla köken, doğrulanması gereken temel bir geçektir. Fakat her ne kadar kâinat olaylarının neredeyse her birinde eşit bir hayati öneme sahip olsa da, meleklerin alt düzeylerini içine alan bir biçimde yükseliş varlıklarıyla kökenin doğası ve koşulları her zaman bu kadar açık değildir; bu nedenle merkezi evrenin veya bir aşkın evrenin bütün âlemi boyunca herhangi bir varlığın kökensel doğumu ile ilgili gerekli olan her şeyi sürekli bir biçimde tasvir eden yansıtıcı ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin bir sırasına sahip olmanın değeri emrimiz altında bulunmaktadır.
28:6.4 (314.3) Kökenlerin önemleri, yedi aşkın evren üzerinde ikamet eden insanlar, melekler ve diğerleri biçimindeki varlıkların bu çok geniş çerçevedeki ev sahiplerinin yaşayan hazır-kaynakları biçimindeki soy kütükleridir. Onlar; soysal kökenlerin güncel, tamamlanmış ve güvenilir olan tahminine ek olarak onların ilgili aşkın evrenlerinin herhangi bir dünyası üzerindeki herhangi bir bireyin mevcut gerçek düzeyi hakkında üstlerini bilgilendirmeye her zaman hazır bir halde bulunmaktadır; ve elde edilen bilgilere dayanan onların işlemleri, her zaman mevcut olan anı kapsayan bir biçimde günceldir.
28:6.5 (314.4) 2. Bağışlamanın Hafızası. Bahse konu bu unsurlar; Kökenlerin Önemi’nin tasvirleri tarafından açığa çıkarıldığı şekliyle, âlemlerin düzeyi için doğruluğun adaletinin uyumlu hale getirilmesinin görevi içinde Sınırsız Ruhaniyeti’nin nedensel araçlarının şefkatli hizmetleri tarafından bireylere ve ırklara kadar genişletilmiş olan bağışlamanın mevcut, bütünsel ve tamamlanmış biçimindeki yaşayan kayıtlarıdır. Bağışlamanın Hafızası Tanrı’nın Evlatları tarafından oluşturulmuş kurtarıcı hükme ait olan kendilerinin sahip oldukları değerler karşısında belirlenen onların ruhsal yükümlülükleri şeklindeki, bağışlamanın evlatlarının ahlaki borcunu açığa çıkarır. Yaratıcı’nın mevcudiyet-öncesi bağışlamanın açığa çıkarılmasında Tanrı’nın Evlatları, her şeyin varlığını devam ettirmesini teminat altına almak için gerekli olan değersel vadeyi oluşturur. Ve bunun sonucunda bir bağışlama vadesi; kutsal vatandaşlığı gerçekten arzulayan her ruhun varlığını devam ettirmesini teminat altına almak için cömert orantılamanın ve gerekli olan inayetin bir vadesi biçiminde, her mantıksal yaratılmışın varlığını devam ettirmesi için oluşturulur.
28:6.6 (314.5) Bağışlamanın Hafızası, âlemlerin doğa-ötesi güçleriyle sizin hesabınızın mevcut durumunu gösteren biçimdeki bir yaşayan adli bakiyesidir. Bu unsurlar; “dokuz katmanlı göksel sıra düzeninin en yüksek üçüncül düzeyine ait olan unsurlar toplandığında ve Zamanın Ataları’nın kurulu toplandığında”, her bireyin sonsuz olan yaşam için sahip olduğu hakkı karara varıldığında, Uversa üzerindeki mahkemelerde tanıklık için okunan bağışlama hizmetinin yaşayan kayıtlarıdır. “Uversa’nın yayınlayıcıları onlardan gelir ve ortaya çıkar; binlercesi onlara hizmet eder, ve on binlercesi ise onların huzurunda durur. Hüküm verilir ve cezai müeyyide işleme konulur.” Ve bu türden anlık bir durum için işleme konulan cezai müeyyideler, aşkın-evrenlerin üçüncü derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin yaşayan kayıtlarıdır. Gerektiğinde Bağışlamanın Hafızaları’nın tanıklığını doğrulamak amacıyla resmi kayıtlar dosyalanır.
28:6.7 (314.6) Bağışlamanın Hafızası Üçüncül Kaynak ve Merkez’in sabırlı kişiliklerinin sevgi dolu hizmeti içinde, Tanrı’nın Evlatları tarafından oluşturulmuş kurtarıcı vadenin bütünüyle ve inançlı bir biçimde karşılandığını göstermek zorundadırlar. Fakat bağışlamanın vadesi kullanıldığında, “hafıza” onun tükendiğine tanıklık ettiğinde, bunun sonunca adalet yürürlüğe geçer ve doğruluk hükümde bulunur. Bağışlama, onu küçümseyenler için zorla kabul ettirilemez; bağışlama, zamanın inatçı isyankârları tarafından ayaklar altına alınacak bir hediye değildir. Yine de her ne kadar bağışlama, böylelikle kıymetli ve çok özel bir biçimde bahşedilirse bahşedilsin; eğer amacınızda içten ve kalbinizde dürüst olursanız sizin için oluşturulmuş bireysel vadeniz, ayrılmış olan vadeyi tüketmeniz için sahip olduğunuz yetiden her zaman oldukça daha fazla olacaktır.
28:6.8 (315.1) Bağışlama yansıtıcıları üçüncü derece birliktelikleriyle birlikte, yükseliş yaratılmışlarının eğitimini içine alan sayısız aşkın-evren hizmetlerine katılmaktadır. Diğer birçok görevlerinin yanı sıra Kökenlerin Önemleri, yükseliş halinde bulunan bu unsurlara ruhaniyet etiğinin nasıl uygulanacağını öğretir; ve bu eğitimi takiben Bağışlamanın Hafızaları, onlara gerçekte nasıl bağışlayıcı olmaları gerektiğini öğretir. Bağışlama hizmetinin ruhaniyet işleyiş biçimi her ne kadar sizin kavramsallaşmalarınız dışında olsa da, gelişmenin bir niteliği olan bağışlamayı şu an içinde bile anlamanız gerekmektedir. İlk olarak adil, daha sonra ise hakkaniyeti gözeten, bunun ardından sabırlı ve nihayeten yardımsever olmanızda kişisel memnuniyetin büyük bir ödülünün var olduğunun farkına varmanız gerekmektedir. Ve bunun sonucunda bahse konu bu ilkesel düzeni seçerseniz ve onu kalbinizde taşırsanız, diğer bir aşamaya ulaşıp gerçek bir anlamda bağışlamada bulunmayı gösterebilirsiniz; fakat siz bağışlamayı, sadece kendisi için ve ona bütünüyle ait olan bir biçimde ortaya koyamazsınız. Bu aşamaların mutlaka kat edilmesi gerekmektedir; aksi halde içten bir bağışlama hiçbir şekilde var olamaz. Bunun yerine bağışlama adına sergilenen davranışlar gerçekte; hamisel yardım, lütufta bulunma ve hatta acıma biçiminde sadaka verme şeklinde olacaktır. Gerçek bağışlama yalnızca; topluluk anlayışı, karşılıklı minnettarlık, kardeşsel birliktelik, ruhsal bütünleşme ve kutsal uyum şeklindeki bu nitelikleri tamamlayan bir biçimde çok güzel bir birleşim olarak gerçekleşmektedir.
28:6.9 (315.2) 3. Zamanın Belirleyicileri. Zaman, tüm irade sahibi yaratılmışlarının tek bir kâinatsal edinimidir; o, tüm ussal varlıklarına emanet edilmiş olan “tek bir yetidir.” İçinde varlığınızı devam ettirmeyi teminat altına alacağınız zamanın tümüne sahip bir halde bulunmaktasınız; ve zaman yalnızca, umursamazlık içinde üzeri örtüldüğünde ve ruhunuzun varlığını devam ettirmesini kesinleştirmede onu kullanmanızda başarısız olduğunuz anda geri getirilemeyecek bir biçimde boşa harcanmış olur. Bir unsurun zamanını olabilecek en bütüncül bir biçimde geliştirmesindeki başarısızlık, hayati cezaları beraberinde getirmez; ancak bunun yerine bu durum yalnızca, yükselişe ait olan kendi yolculuğu içinde zamanın kutsal yolcusunun gecikmesine sebep olur. Eğer varlığını sürdürme kazanılırsa, tüm diğer kayıplar geri getirilebilir.
28:6.10 (315.3) Güvenlerin görevlendirilmesinde Zamanın Belirleyicileri paha biçilemez bir biçimde değerlidir. Zaman, Havona ve Cennet tarafında bulunan her şey içinde hayati derecede önemli olan bir etkendir. Zamanın Ataları’ndan önce nihai hüküm içinde zaman, kanıtın bir unsurudur. Zamanın Belirleyicileri her zaman, her sanığın herhangi bir tercihe erişmede karar vermek için yeteri kadar zamanı olduğunu göstermede tanıklığı sağlamak zorundadır.
28:6.11 (315.4) Bu zaman değerlendiricileri aynı zamanda kehanetin bir sırrıdır; onlar, herhangi bir görevin tamamlanmasında gerekli olan zamanın unsurunu tasvir eder; ve onlar belirleyiciler olarak, diğer yaşayan düzeylerin frandalankları ve kronoldekleri gibi güvenilirdir. Tanrılar öngörüde bulunur ve bu nedenle geleceğin bilgisine önceden sahip olabilirler; fakat zamanın evrenlerine ait olan yükseliş halinde bulunan yetki sahiplerinin, geleceğin olaylarını öngörmeye yetkin hale gelebilmesi için Zamanın Belirleyicileri’ne danışmaları zorunludur.
28:6.12 (315.5) Siz bahse konu bu varlıklar ile ilk olarak malikâne dünyaları üzerinde karşılaşacaksınız; ve onlar burada, sizin “zaman” olarak tanımladığınız niteliğin olumlu bir biçimde uygulanmasına ek olarak onun aksi bir biçimde dinlenme olarak kullanılması şeklinde olan yararlı bir biçimde kullanımı hususunda size eğitimde bulunacaktır. Zamanın bahse konu bu iki biçimde olan kullanımı eş değer bir biçimde önemlidir.
28:6.13 (315.6) 4. Güvenin Asli Niteliği. Güven, irade sahibi yaratılmışların hayati derecede öneme sahip olan bir sınanmasıdır. Güvenilirlik, karakter biçimindeki benliksel-üstünlüğün gerçek ölçüsüdür. Bahse konu bu ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, aşkın evrenlerin işleyişsel düzeni için bir çifte amacı yerine getirir: Onlar tüm irade sahibi yaratılmışları için; güvenin yükümlülüğünün, kutsallığının ve asli niteliğinin algısını tasvir eder. Aynı zamanda onlar, yönetimsel yetki sahiplerine hatasız bir biçimde, güven veya itimat için herhangi bir adayın olması gereken güvenirliğinin bu vasıflarını yansıtır.
28:6.14 (316.1) Urantia üzerinde siz, karakteri tespit etmek ve belirli yetkinlikleri tahmin etmek için anlamsız bir biçimde incelemede bulunursunuz; fakat Uversa üzerinde biz, bahse konu bu nitelikleri kusursuz bir biçimde yerine getiririz. Bu ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri güvenilirliği, hatasız karakter tespitinin yaşayan ölçütleri içinde belirler. Ve onlar size baktıklarında biz onları yalnızca; sizin sorumluluğu yerine getirmeniz, güveni sağlamanız ve görevleri tamamlamanız hususundaki yetkinliğinizin sınırlarını öğrenmek amacıyla gözlemlemek zorundayız. Güvenirlik içinde sizin sahip olduğunuz değerler, olası güveni boşa çıkarma veya ihanetin mesuliyetleri boyunca açık bir biçimde belirlenir.
28:6.15 (316.2) Karakteriniz, onun bahse konu bu ek sorumlulukları erdemle yüklenmesi için yeterli bir şekilde ne kadar hızlı bir bir biçimde gelişirse; aynı ölçüde çoğalan güven vasıtasıyla sizin ilerlemenizi sağlamak üstleriniz tasarımıdır. Fakat bireyi gereğinden fazla bir biçimde bu sorumluluklarla yüklemek, yıkımlardan başka bir şeye sebep olmamakta ve sonuçta hayal kırıklılıklarına sebebiyet vermektedir. Buna ek olarak sorumluluğun vaktinden önce bir biçimde insan veya melek üzerinde yüklenmesinden doğan hata, zaman ve mekânın bireylerine ait olan güven yetkinliğinin hatasız belirleyicileri tarafından kaçınılabilir bir hale getirilebilir. Bahse konu bu ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, başından beri Yetkide Yüksek Olanlar’a eşlik eder; ve bu yöneticiler hiçbir zaman, adayları ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin incelemesi içinde ölçülmeden ve “istemediklerine” dair olan niyetleri telaffuz edilmeden görevlendirmede bulunmazlar.
28:6.16 (316.3) 5. Hizmetin Kutsallığı. Hizmetin ayrıcalığı eş zamanlı olarak güvenirliğin belirlenmesini takip eder. Hiçbir şey; güvenirliğin asli niteliğinin değerli bir biçimde kabul edilmesindeki yetersiz yetkinliğiniz biçimindeki güvenilirsizliğiniz haricinde, siz ve artan hizmet için sahip olduğunuz olanaklar arasına giremez.
28:6.17 (316.4) Kölelik biçiminde olmayan amaçsal hizmet biçimindeki hizmet, en yüksek memnuniyetin üretkenliği ve en kutsal şerefin dışavurumudur. Daha fazla biçimdeki hizmeti, artan hizmeti, zor olan hizmeti, serüven dolu hizmeti, ve nihayet kutsal ve kusursuz olan hizmeti kapsayan bütünsel hizmet; zamanın amacı ve mekânın doğrultusudur. Fakat zamanın çevrimsel düzeni ilerlemenin hizmet çevrimi ile dönüşümlü olarak yer değiştirecektir. Buna ek olarak zamanın hizmetinin ardından, ebediyetin aşkın hizmeti bunun yerini alacaktır. Ebediyetin hizmeti boyunca bile zamanın düzenini memnuniyetle yâd edeceğiniz gibi, zamanın düzeni boyunca ebediyetin görevini tahayyül etmelisiniz.
28:6.18 (316.5) Kâinatsal işleyiş düzeni, girdilere ve çıktılara dayanmaktadır; ebedi süreç içinde siz hiçbir zaman, kişiliğin durgunluğunun veya durağanlığının ataleti ile karşılaşmayacaksınız. İlerleme içkin hareket vasıtasıyla mümkün bir hale gelir, gelişim eylemin kutsal yetkinliğinden kaynağını alarak büyümektedir, ve erişim hayal gücüne dayanan serüvenin bir evladıdır. Fakat erişim bu yetkinlik içinde içkin olarak, varlığın farklılaşan türlerinin sayısız bir çoğunluğu tarafından doldurulmuş dünya ve âlemin zorunluluğunu tanıma biçimindeki etiğin sorumluluğudur. Sizin benliksel mevcudiyetinizi içine alan bu muhteşem yaratımın tümü, sadece sizler için oluşturulmamıştır. Bu düzen, merkezinde öznelliğin olduğu bir evren değildir. Tanrılar “Veren el alan elden daha üstündür” şeklindeki hükümde bulunduğunda, sizin Üstün Evladı’nız “Aranızda her şeyin hizmeti içinde bulunan kişi en iyiniz olandır” ifadesinde bulunmuştur.
28:6.19 (316.6) Bir insan veya melek tarafından yerine getirilen herhangi bir hizmetin gerçek doğası Hizmetin Kutsallıkları biçimindeki ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin hizmet belirticilerinin yüzlerinde bütünüyle açığa çıkarılmıştır. Gerçek ve gizli olan amaçların bütüncül irdelenmesi açık bir biçimde gösterilmiştir. Bahse konu bu melekler gerçek anlamda; âlemlerin akıl okuyucuları, kalp arayıcıları, ruh ortaya çıkarıcılarıdır. Faniler, düşüncelerini saklamakta birtakım kelimeler kullanabilirler; fakat bu yüksek ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, insan kalbinin ve meleksel aklın derin amaçları ortaya çıkarırlar.
28:6.20 (317.1) 6 ve 7. Büyüklüğün Sırrı ve İyiliğin Ruhu. Yükseliş kutsal yolcuları zamanın belirleyicisi için uyandırılmış olduğunda bu yöntem, güvenin asli niteliğinin gerçekleştirilmesi ve hizmetin kutsallığının değerli bir biçimde kabul edilmesi için hazırlanmıştır. Bu nitelikler her ne kadar büyüklüğün ahlaksal unsurları olsa da, büyüklüğün aynı zamanda sırları da mevcut bir halde bulunmaktadır. Büyüklüğün ruhsal sınamaları uygulandığında, ahlaksal unsurlar göz ardı edilmemektedir; fakat özellikle sıkıntı içinde yardıma muhtaç varlıklar biçiminde, bir unsurun dünyasal yoldaşlarının refahı için çıkarsız görevinde açığa çıktığı şekliyle özverinin niteliği; gezegensel büyüklüğün gerçek ölçüsüdür. Urantia gibi bir dünya üzerinde büyüklüğün dışavurumu, öz denetimin sergilenmesidir. Büyük insan; “bir şehri elde eden” veya “bir ulusu bozguna uğratan” kişi değil, bunun yerine “dilini zapt edendir”.
28:6.21 (317.2) Büyüklük, kutsallığın eş anlamlısıdır. Tanrı yüce bir biçimde büyük ve iyidir. Yalın bir deyişle büyüklük ve iyilik birbirinden ayrı tutulamaz. Bu iki nitelik, Tanrı içinde sonsuza kadar bir bütün haline getirilmiştir. Bu doğruluk, tam anlamıyla ve çarpıcı bir biçimde Büyüklüğün Sırrı ve İyiliğin Ruhu’nun yansıtıcı bağımlılığı tarafından ortaya konulmuştur; çünkü onlardan herhangi biri, diğeri olmadan faaliyette bulunamaz. Kutsallığın diğer niteliklerinin yansıtılmasında, aşkın evren ikinci hizmet ruhaniyetleri yalnız başına hareket edebilir ve bunu gerçekte yerine getirir; fakat büyüklüğün ve iyiliğin yansıtıcı takdiri birbirinden ayrı tutulamaz. Bu nedenden dolayı herhangi bir âlem içinde herhangi bir dünya üzerinde büyüklüğün ve iyiliğin bu yansıtıcıları üzerinde odaklandıkları her varlığa dair çifte ve karşılıklı bağımlı olan bir raporu her zaman gösteren bir biçimde, birlikte çalışmak zorundadır. İyilik, ona ait olan içkin ve kutsal büyüklüğün ortaya konulmasından önce tasvir edilemezken; büyüklük, iyiliğin içeriğine dair olan bilgiye sahip olunmadan belirlenemez.
28:6.22 (317.3) Büyüklüğün belirlenmesi, bir âlemden diğerine değişmektedir. Büyük olmak, Tanrısal olmaktır. Ve büyüklüğün niteliği, bütüncül olarak iyiliğin içeriği tarafından belirlendiği için; mevcut olan insan varlığınızda bile, kutsal erdemle iyi bir hale gelebilirseniz böylelikle büyüklüğe erişmekte olan bir durumda bulunursunuz. Kutsal iyiliğin kavramlarına daha kararlı bir biçimde bakarsanız, ve onları daha ısrarcı bir biçimde amaçlarsanız; karakterin özgün olan varlığını devam ettirmesinin gerçek kapsamında, büyüklük içinde daha kesin bir şekilde büyüyeceksiniz.
28:7.1 (317.4) İkincil hizmetkâr ruhaniyetleri, kökenlerine ve yönetim merkezlerine aşkın evrenlerin başkentleri üzerinde sahiptirler; fakat birliktelik halindeki görev arkadaşlarıyla onlar, Cennet’in kıyılarından mekânın evrimsel dünyalarına kadar olan bir kapsamda çeşitlilik gösterirler. Onlar, aşkın evren hükümetlerinin karar alıcı meclislerinin üyeleri için değerli yardımcılar olarak hizmet edip; Havona taşıması için beklemekte olan yükseliş varlıklarını içine alan bir biçimde yıldız öğrencileri, bin yıllık ziyaretçiler, göksel gözlemciler ve diğerlerin bir ev sahipliği şeklindeki Uversa’nın eşlenik topluluklarına yapılan büyük yardımın içinde bulunurlar. Zamanın Ataları Uversa’yı çevreleyen sayıca dört yüz doksan tane olan eğitim dünyası üzerinde konumlanmış yükseliş yaratılmışlarına yardım için amacıyla, birinci derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetlerini görevlendirmekten büyük bir keyif alır; ve burada ikinci ve üçüncü derece düzeyleri aynı zamanda öğretmenler olarak görevde bulunurlar. Bahse konu Uversa uyduları, Havona’nın yedi döngüye sahip olan üniversitesi için hazırlık dersini sunma biçimindeki zamanın evrenlerinin tamamlayıcı okullarıdır.
28:7.2 (317.5) İkincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin üç düzeyi içinde yükseliş yetki sahiplerine bağlı olan üçüncü derece topluluğu, en kapsamlı olan bir biçimde zamanın yükseliş yaratılmışlarına hizmette bulunur. Her ne kadar siz, Orvonton’un beklemekte olan dünyalarına ulaşana kadar onların hizmetlerinden özgür bir biçimde faydalanamayacak olsanız da; Urantia’dan olan ayrılışınız sonrasında zaman zaman onlarla karşılaşacaksınız. Siz, Uversa okul dünyaları üzerinde kısa süreli olan ikametiniz boyunca onlarla bütüncül bir biçimde tanıştığınız zaman, onların dostluğundan keyif alacaksınız.
28:7.3 (318.1) Bahse konu bu üçüncü derece ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, büyük kafa karışıklığı ve ruhsal belirsizliğin olduğu anlarda kaygılı kutsal yolcuların eylemlerini yönlendirdikleri yer olan zamanın dönüm noktalarında bağışlama içinde konumlandırılmış zaman kazandırıcıları, mekân kısaltıcıları, hata tespit edicileri, inançlı öğretmenler ve sonsuza kadar sürecek olan kutsal kesinliğin yaşayan simgeleri biçimindeki işaret bünyeleridir. Kusursuzluğu kapılarına ulaşmanın çok öncesinde siz; kutsallığın araçlarına erişme hakkı kazanmaya başlayıp, İlahiyat’ın işleyiş biçimleriyle irtibata geçeceksiniz. Öncül malikâne dünyasına olan varışınızdan, Cennet ulaşımınıza hazırlık olan Havona uykusu içinde gözlerinizi kapatana kadar artan bir biçimde siz; kusursuzluğun kapılarına olan uzun yolculuk içinde sizden önce hareket eden bu tehlikeden uzak ve güvenilir olan kutsal yolcuların kendinden emin bilgisi ve kesin bilgeliğinin oldukça bütüncül ve özgür olan yansıtıcısı biçimindeki, bu muhteşem varlıkların acil durum desteğinden istifade edeceksiniz.
28:7.4 (318.2) Biz, Urantia üzerinde yansıtıcı düzeyin bahse konu meleklerini kullanmanın bütüncül olan ayrıcalığına sahip olma hususunda reddedildik. Onlar, görevlendirilmiş kişiliklere eşlik eden bir biçimde dünyalarınıza sıklıkla uğrayan ziyaretçilerdir; fakat burada onlar özgür bir biçimde faaliyet göstermeye yetkin değillerdir. Bu âlem; devam eden bir biçimde kısmi olan ruhsal tecrit altında olup, onların hizmetleri için hayati derecede önemli olan döngülerden bazıları burada mevcut bulunmamaktadır. Dünyanız, ilgili olan yansıtıcı döngüler için bir kerede daha onarımdan geçirildiği zaman; gezegenler ve evrenler arası iletişim görevinin büyük bir kısmı, önemli bir ölçüde kolaylaşacak ve hızlı bir hale gelecektir. Urantia üzerindeki göksel görevliler, yansıma birlikteliklerinin bu işleyişsel kısıtlılığından dolayı birçok sorunla karşılaşmaktadır. Mekânın yaşayan aynaları ve zamanın mevcut yansıtıcıları biçimindeki bu muhteşem varlıkların hizmetlerinin birçoğundan yerel bir biçimde yoksun oluşumuza rağmen biz, elimiz altında bulunan araçlar ile birlikte görevlerinizi memnuniyetle yerine getirmeye devam etmekteyiz.
28:7.5 (318.3) [Bu anlatım, Uversa’nın bir Kudretli İleticisi tarafından sağlanmıştır.]
Urantia’nın Kitabı
29. Makale
29:0.1 (319.1) GEZEGENLER arası ve evrenler arası olan olayların idaresiyle ilgili kâinat kişiliklerinin tümü içinde, güç yöneticileri ve onların birliktelikleri Urantia üzerinde en az anlaşılan olanıdır. Her ne kadar sizin ırklarınız, göksel varlıkların melekleri ve buna benzer düzeylerinin varlığını uzun bir süreden beri biliyor olsa da; fiziksel nüfuz alanının düzenleyicileri ve idarecileri ile ilgili şimdiye kadar çok az bir bilgi aktarılmıştır. Şu an bile üstün evren içindeki kuvvet düzenlenmesi ve enerji idaresi ile ilgili olan yaşayan varlıkların şu üç topluluğun en sonuncusunu bütünüyle açığa çıkarmaya izin verildim:
29:0.2 (319.2) 1. Varedilmiş Öncül Üstün Kuvvet Düzenleyicileri.
29:0.3 (319.3) 2. Aşkın Yardımcı Üstün Kuvvet Düzenleyicileri.
29:0.4 (319.4) 3. Kâinat Güç Yöneticileri.
29:0.5 (319.5) Her ne kadar kâinat gücünün yöneticilerinin, merkezlerinin ve düzenleyicilerinin çok çeşitli olan topluluklarının bireyselliğini tasvir etmeyi olanaksız görsem de; onların etkinliklerinin nüfuz alanı ile ilgili bir takım şeyleri size açıklamakta yetkin olabilmeyi umuyorum. Onlar, muhteşem kâinat boyunca enerjinin akli düzenlenmesine ilişkin yaşayan varlıkların benzersiz bir topluluğudur. Yüce yöneticileri içine alan bir biçimde onlar, şu ana topluluklar ile bütünleşir:
29:0.6 (319.6) 1. Yedi Yüce Güç Yöneticisi.
29:0.7 (319.7) 2. Yüce Güç Merkezleri.
29:0.8 (319.8) 3. Üstün Fiziksel Düzenleyicileri.
29:0.9 (319.9) 4. Morontia Güç Üst Denetimcileri.
29:0.10 (319.10) Yüce Güç Yöneticileri ve Merkezleri, ebediyetin yakın zamanlarından beri mevcut bir durumda bulunmaktadır; ve bildiğimiz kadarıyla bu düzeylerin varlıklarına ek olarak yeni unsurlar yaratılmamaktadır. Yedi Yüce İdareci, Yedi Üstün Ruhaniyet tarafından kişileştirilmiştir; ve onlar bunun sonucunda, sayıca on milyardan fazla olan birlikteliklerinin yapımında ebeveynleri ile birlikte işbirliğinde bulunmuştur. Güç yöneticilerinin zamanlarından önce merkezi evrenin dışında olan mekânın enerji döngüleri, Cennet’in Üstün Kuvvet Düzenleyicileri’nin akli üst denetimi altında bulunmuştur.
29:0.11 (319.11) Maddi yaratımlar ile ilgili bilgiye sahip olarak en azından siz, ruhsal varlıkların karşılaştırmalı bir kavramsallaşmasına sahip bir halde bulunmaktasınız; fakat fani akıl için güç yöneticilerini tahayyül etmek oldukça zor bir durumdur. Mevcudiyetin daha yüksek olan düzeylerine olan yükseliş ilerleyişinin düzeni içinde siz, ne yüce yöneticiler ve ne de güç merkezleri ile ilgili doğrudan bir ilişkiye sahip bulunmamaktasınız. Belirli olan nadir durumda siz, fiziksel düzenleyiciler ile etkileşim halinde olacaksınız; buna ek olarak siz, malikâne dünyalarına olan erişiminiz üzerine morontia gücünün üst denetimcileri ile özgür bir biçimde çalışacaksınız. Bahse konu bu Morontia Güç Üst Denetimcileri; yerel evren ile ilgili bölüm içerisinde onların etkinliklerini en iyi anlatan niteliğe sahip olarak kabul edilen, yerel yaratımların morontia düzeni içinde oldukça ayrıcalıklı bir biçimde faaliyet içerisinde bulunmaktadır.
29:1.1 (320.1) Yedi Yüce Güç Yöneticisi, muhteşem evrenin fiziksel-enerji düzenleyicileridir. Yedi Üstün Ruhaniyet tarafından onların yaratımı, gerçek ruhaniyet soyundan gelen yarı-maddi kuşağın türevlerine ait bir biçimde ilk olarak kaydedilen emsalleridir. Yedi Üstün Ruhaniyet bireysel olarak yaratımda bulunduğu zaman, onlar meleksel düzen içinde oldukça yüksek ruhsal kişilikleri meydana getirirler; onlar ortaklaşa bir biçimde yaratımda bulunduğu zaman, zaman zaman yarı-maddi varlıkların bahse konu bu yüksek türlerini üretirler. Fakat bu yarı-fiziksel varlıklar bile, Urantia fanilerinin kısa olan görüş açıları için görünmez bir nitelikte bulunacaktır.
29:1.2 (320.2) Yüce Güç Yöneticileri, sayıca yedi tane olup; görünüş ve faaliyet bakımından onlar özdeştirler. Üstün Ruhaniyet haricinde onlar içinde birini diğerinden ayırmak mümkün değildir; Üstün Ruhaniyet ile birlikte onların her biri doğrudan birliktelik halinde olup, onun için her biri bütüncül bir işlevsel hizmet içindedir. Bahse konu bir yönetici, her zaman aynı Ruhaniyet ile birliktelik halindedir; ve onların görevsel işbirliği, yarı-fiziksel bir varlık ve bir ruhaniyet kişiliğine ait olan bir biçimde fiziksel ve ruhsal enerjilerin benzersiz bir birlikteliği olarak sonuçlanır.
29:1.3 (320.3) Yedi Yüce Güç Yöneticisi; onların yavaş bir biçimde çevride bulunan mevcudiyetlerinin Üstün Ruhaniyetler’in kuvvet-odak yönetim merkezlerinin nerede olduğunu belirttiği yer olan, Cennet’in çevresi üzerinde konumlanmıştır. Bahse konu bu güç yöneticileri, aşkın-evrenlerin güç-enerji düzenlenmesi içinde tek başına faaliyette bulunur; fakat onlar işbirliği halinde merkezi yaratımın idaresi içinde görev yaparlar. Onlar, konumsal olarak Cennet’den faaliyetlerinde bulunurlar; fakat kendilerini, muhteşem kâinatın tüm bölümleri içinde etkin kuvvet merkezleri olarak idare ederler.
29:1.4 (320.4) Bahse konu bu kudretli varlıklar; güç merkezlerinin çok geniş bir ev sahipliğinin fiziksel soylarıdır, ve onlar vasıtasıyla yedi aşkın evren boyunca dağıtılmış fiziksel düzenleyicilerine aittir. Bu türden emir altında bulundan fiziksel-düzenleme oluşumları, her aşkın evren birliğinin farklılaşan güçlendirilmesi haricinde özdeş bir şekilde tek tiptir. Aşkın evren hizmeti içinde değişiklikte bulunmak için onlar yalnızca, yeniden güçlendirme amacıyla Cennet’e dönmek zorundadır. Fiziksel yaratım idari bakımdan temel olarak tek-tiptir.
29:2.1 (320.5) Yedi Yüce Güç Yöneticisi, bireysel olarak kendilerini yeniden yaratmak için yetkin değildirler; fakat işbirliği içinde ve Yedi Üstün Ruhaniyet ile birliktelik halinde onlar, yaratma biçiminde olan kendileri gibi diğer varlıkların üretilmesine yetkin olup bunu gerçekleştirirler. Muhteşem Kâinat’ın Yüce Güç Merkezleri’nin kökeni olan bu türden unsurlar, şu yedi topluluk içinde faaliyet gösterir:
29:2.2 (320.6) 1. Yüce Merkez Üst Denetimcileri.
29:2.3 (320.7) 2. Havona Merkezleri.
29:2.4 (320.8) 3. Aşkın Evren Merkezleri.
29:2.5 (320.9) 4. Yerel Evren Merkezleri.
29:2.6 (320.10) 5. Takımyıldız Merkezleri.
29:2.7 (320.11) 6. Sistem Merkezleri.
29:2.8 (320.12) 7. Sınıflandırılmamış Merkezler.
29:2.9 (321.1) Bahse konu bu güç merkezleri Yüce Güç Yöneticileri ile birlikte, yüksek irade özgürlüğü ve eyleminin varlıklarıdır. Onların tümü, Üçüncül Kaynak kişiliği ile donatılmış olup; bir yüksek düzeyin sorgulanmayacak olan iradesel yetkinliğini açığa çıkarır. Kâinat güç sisteminin bahse konu bu yönetici merkezleri, seçkin akli edinimin işleticileridir; onlar, muhteşem kâinatın güç sisteminin akli yapısı olup, Üstün Fiziksel Denetleyiciler’in ve Morontia Güç Üst Denetimcileri’nin uçsuz bucaksız işletimlerinin geniş ağının tümüne ait olan akli düzenlenmesinin işletim düzenidir.
29:2.10 (321.2) 1. Yüce Merkez Üst Denetimcileri. Yüce Güç Yöneticileri’nin bahse konu bu yedi yardımcısı ve birlikteliği, muhteşem kâinatın üstün enerji döngülerinin düzenleyicileridir. Her merkez üst denetimcisi, Yedi Yüce İdareci’nin özel dünyalarının biri üzerinde yönetim merkezi halinde konumlandırılmıştır; ve onlar genel kâinat olaylarının bu yardımcıları ile birlikte yakın birliktelik içinde görev yapar.
29:2.11 (321.3) Yüce Güç Yöneticileri ve Yüce Merkez Üst Denetimcileri, “çekim enerjisinin” düzeyleri altında tüm kâinatsal olgular bütünü ile ilgili bireysel olarak ve işbirliği halinde faaliyet gösterir. İrtibat halinde faaliyette bulunurken bahse konu bu on dört varlık; Yedi Yüce İdareci genel evren olayları için ve Yedi Üstün Ruhaniyet kâinat aklı için ne anlama geliyorsa kâinat gücü için o derece öneme sahiptir.
29:2.12 (321.4) 2. Havona Merkezleri. Zaman ve mekânın evrenlerinin yaratımından önce, Havona içinde güç merkezlerine ihtiyaç duyulmamaktaydı fakat bu oldukça uzun zaman önce gerçekleşmiş zamanlardan beri, sayıca bir bin Havona dünyasının üst denetimine her merkezin sahip olduğu biçimde bir milyon unsur merkezi yaratım içinde faaliyet göstermektedir. Burada kutsal evren içinde, hiçbir yerde bulunmayan bir durum olarak enerji denetiminin kusursuzluğu bulunmaktadır. Enerji düzenlenmesinin kusursuzluğu, mekânın güç merkezleri ve fiziksel düzenleyicilerinin tümünün nihai amacıdır.
29:2.13 (321.5) 3. Aşkın Evren Merkezleri. Onlar, aşkın evrenlerin her birinin başkent âlemi üzerinde çok büyük bir alan kaplayarak üçüncü düzeyin sayıca bin tane olan güç merkezleridir. On ayrışımın öncül enerjisinin üç akımından her biri bu güç merkezlerine gelmektedir; fakat her ne kadar kusursuz olmayan bir biçimde düzenlenmiş olsa da yedisi özelleşmiş ve oldukça iyi bir şekilde yönlendirilmiş bir biçimde, gücün döngüleri birleşik eylem içindeki bulundukları konumlardan hareket eder. Bu işleyiş, kâinat gücünün elektronsal işletim düzenidir.
29:2.14 (321.6) Enerjinin tümü, Cennet çevrimi içinde döngüsel halde bulunur; fakat Kâinat Güç Yöneticileri alt Cennet’in kuvvet-enerjilerini, merkezi ve aşkın evrenlerin mekân faaliyetleri içinde onları değişikliğe uğramış bir biçimde bulduklarında onları yararlı ve yapıcı uygulamanın kanallarına çevirerek ve yönlendirerek, yönetir. Havona enerjisi ve aşkın evrenlerin enerjileri arasında bir farklılık bulunmaktadır. Bir aşkın evrenin kuvvet etkisi, on ayrışımın her birinin enerjisine ait olan üç fazdan oluşmaktadır. Bu üç katmanlı enerji etkisi, muhteşem kâinatın mekânı boyunca yayılır; bu durum, yedi aşkın yaratımının her birinin bütününü içine alan ve onu bütünüyle kaplayan biçimde enerjinin hareket eden çok geniş bir okyanusu gibidir.
29:2.15 (321.7) Kâinat gücünün elektronsal işleyiş düzeni, yedi faz içinde faaliyet gösterip; yerel veya doğrusal çekime farklılaşan biçimlerde karşılık gösteren biçimde açığa çıkar. Bu yedi katmanlı döngü, aşkın evren güç merkezlerinden başlayıp her aşkın yaratımı kapsamı altında alır. Zamanın ve mekânın bu türden olan özelleşmiş akımları, özel amaçlar için başlatılan ve yönlendirilen belirli ve yerelleşmiş enerji hareketleridir; onların birçoğu Körfez Akıntısı gibi Atlas Okyanusu’nun ortasında sınırlandırılmış bir oluşum biçiminde faaliyet gösterir.
29:2.16 (321.8) 4. Yerel Evren Merkezleri. Her yerel evren merkezinin yönetim merkezleri üzerinde, dördüncü düzeyin sayıca yüz güç merkezi konumlanmıştır. Onlar, azaltıcı biçimde ve diğer hallerde ise aşkın evren yönetim merkezlerinden kökenini alan yedi güç döngüsünü değiştirme şeklinde faaliyet gösterir; bu nedenden dolayı onlar, takımyıldızları ve sistemlerin hizmetleri için bu döngüleri uygulanabilir hale getirirler. Mekânın yerel gök bilimsel felaketleri, bu güç merkezlerinin ilgili olduğu olaylara aittir; onlar, bağımlı takımyıldızları ve sistemleri için etkin enerjiyi düzenli bir biçimde dağıtma görevine katılırlar. Onlar, kâinatın işlevsel düzenlenmesinin ve enerji hareketlendirilmesinin sonraki zamanları boyunca Yaratıcı Evlatlar’a yapılan büyük yardım içinde bulunurlar. Bu merkezler, önemli yerleşik konumlar arasında gezegensel iletişim için yararlı olan enerjinin yoğunlaşmış şeridini sağlamaya yetkindirler. Bir enerji yolu olarak da zaman zaman adlandırılan bu türden enerjinin bir şeridi veya hattı, bir güç merkezinden diğerine veya bir fiziksel düzenleyiciden diğerine olan enerjinin doğrusal döngüsüdür. Bahse konu bu nitelik, gücün bireyselleşmiş bir akıntısı olup; farklılaşmamış enerjinin özgür mekân hareketlerine tezat bir biçimde bulunmaktadır.
29:2.17 (322.1) 5. Takımyıldız Merkezleri. Bahse konu bu yaşayan güç merkezlerinin sayıca on unsuru; yüz ırmak kolu yerel sistemi için enerji yansıtıcıları olarak faaliyet gösteren bir biçimde, her takımyıldızı içinde konumlanmıştır. Bu varlıklardan, iletişim ve taşımaya ek olarak yaşamın sağlanması amacıyla fiziksel enerjinin belirli biçimlerine bağlı olan bu yaşayan yaratılmışlarına enerji vermek için güç hatları uzanmaktadır. Fakat ne güç merkezleri ne de onların altında bulunan fiziksel düzenleyiciler, bir işlevsel düzen olarak yaşamla bunların dışında olan bir biçimde ilişkili değildir.
29:2.18 (322.2) 6. Sistem Merkezleri. Bir Yüce Güç Merkezi, kalıcı olarak her yerel sistem için görevlendirilmiştir. Bu sistem merkezleri, güç döngülerini zaman ve mekânın yerleşik dünyalarına dağıtır. Onlar, altlarında bulunan fiziksel düzenleyicilerin etkinliklerini eş güdüm haline getirir; ve bunun dışında ise, yerel sistem içinde gücün tatmin edici dağıtımını teminat altına almak için faaliyette bulunur. Bahse konu gezegenler arasında döngü rölesi, belirli maddi enerjilerin kusursuz olan eş güdümüne ve fiziksel gücün etkin düzenlenmesine bağlıdır.
29:2.19 (322.3) 7. Sınıflandırılmamış Merkezler. Bu unsurlar, yerleşik gezegenlerde değil fakat özel yerel konumlar içinde faaliyet gösteren merkezlerdir. Bireysel dünyalar; Üstün Fiziksel Düzenleyiciler’in sorumluluğu altında olup, onların sisteminin güç merkezi tarafından dağıtılan gücün döngüleştirilmiş hatlarını alırlar. En olağandışı enerji ilişkilerinin sadece bu âlemleri, evren denge burgaçları veya enerji idarecileri olarak hareket eden yedinci düzeyin güç merkezlerine sahiptir. Eylemin her fazı içinde bu güç merkezleri, düzenin daha yüksekte bulunan birimleri üzerinde faaliyette bulunan bu unsurlarının bütüncül eşitleridir; fakat sayıca bir milyonu bulan mekân bünyesi içinde hiçbiri, bu türden yaşayan bir kuvvet işleyiş düzeninde barınmamaktadır.
29:3.1 (322.4) Yüce Güç Merkezleri, sayıca on milyardan fazla olan bir biçimde birliktelikleri ve altlarında bulunan unsurlar ile birlikte aşkın evrenler boyunca dağıtılmıştır. Ve onların tümü, Yedi Yüce Güç Yöneticileri biçimindeki Cennet atalarıyla kusursuz uyum ve bütüncül birliktelik içerisinde bulunmaktadır. Muhteşem kâinatın güç denetimi bu nedenle, Yedi Yüce Güç Yöneticisi’nin yaratıcıları olan Yedi Üstün Ruhaniyet’in koruması ve yönlendirmesine emanet edilmiştir.
29:3.2 (322.5) Yüce Güç Yöneticileri ve onların birliktelikleri, yardımcıları ve emirleri altında bulunan unsurların hepsi; tüm mekânın mahkemelerinin hepsi tarafından yürütülecek olan herhangi bir tutuklamadan veya sorgulamadan muaftır; onlar ne Zamanın Ataları’nın aşkın evren hükümetinin idari yönetimine, ne de Yaratan Evlatlar’ın yerel evren idaresine bağlıdır.
29:3.3 (323.1) Bu güç merkezleri ve yöneticileri, Sınırsız Ruhaniyet’in evlatları tarafından mevcut hale getirilir. Her ne kadar onlar, maddi kâinat işleyiş düzeninin sonraki çağları boyunca Yaratan Evlatlar ile ilişki halinde olsalar da; Tanrı’nın Evlatları’na ait olan idareye bağlı değillerdir. Fakat güç merkezleri bazı biçimlerde Yüce Varlık’ın kâinatsal üst denetim ile yakın olarak birliktelik içindedir.
29:3.4 (323.2) Güç merkezleri ve fiziksel düzenleyiciler hiçbir eğitim sürecinden geçmemektedirler; onların tümü kusursuzluk içinde yaratılmış olup, eylemleri bakımından içkin olarak kusursuzdur. Onlar hiçbir zaman bir faaliyetten diğerine geçmemektedir, bunun yerine onlar her zaman özgün olarak görevlendirildikleri görevlerde hizmetlerini sürdürür. Onların sıralanmalarında hiçbir evrimsel gelişim bulunmamaktadır, ve bu durum iki düzeyin yedi kısmının tümü için gerçeklik taşır.
29:3.5 (323.3) Hafızalarında ziyaret edecekleri hiçbir yükseliş geçmişine sahip olmadıkları için, güç merkezleri ve fiziksel düzenleyiciler hiçbir zaman eğlencesel etkinlikler içinde bulunmamaktadırlar; onlar tüm eylemlerinde bütünüyle iş ciddiyetine sahiptir. Onlar her zaman görev üzerinde bulunur; kâinatsal düzen içinde enerjinin fiziksel hatlarının aksaklığa uğraması için hiçbir hüküm bulunmamaktadır; bir saniye içinde bir saliseliğine bile bu varlıklar, zamanın ve mekânın enerji döngüleri üzerinde sahip oldukları doğrudan üst denetimi elden bırakamazlar.
29:3.6 (323.4) Gücün bu yöneticileri, merkezleri ve düzenleyicileri; güç, maddi veya yarı-fiziksel enerji dışında yaratımın tümü içinde hiçbir ilişkiye sahip bir biçimde bulunmamaktadır; onlar enerjiyi oluşturmazlar, fakat onu dönüştürebilir, değiştirebilir ve yönlendirebilirler. Onlar, çekim gücüne karşı koyma dışında fiziksel çekim ile ilgili hiçbir şeyle alakalı değillerdir. Onların çekim ile olan ilişkisi bütünüyle aksi bir yöndedir.
29:3.7 (323.5) Güç merkezleri; birçok ayrışmış enerji yoğunlaşmasının yaşayan işleyiş düzenleri ile bağlılık içinde, bir maddi düzenin geniş bir kapsamda bulunan işleyiş düzenlerini ve düzenlemelerini kullanır. Her bireysel güç merkezi, faaliyetsel düzenlemenin sayıca tam olarak bir milyon birimi içinde oluşturulmuş olup; bu enerji-dönüştürücü birimleri, insanın fiziksel bedeninin hayati organları gibi sabit değildir; bu güç düzenlenmesinin bahse konu “hayati organları” birliktelik olanakları içinde hareket halinde ve gerçek anlamda sürekli değişen bir niteliktedir.
29:3.8 (323.6) Bu yaşayan varlıkların, kâinat enerjisinin üstün döngülerinin idaresi ve düzenlenmesini nasıl bir biçimde kapsadıklarını açıklamak bütünüyle benim yetkinliğimin dışındadır. Bahse konu bu devasa ve neredeyse kusursuz bir biçimde etkin olan güç merkezlerinin büyüklüğü ve faaliyeti ile ilgili sizi daha detaylı bir biçimde bilgilendirmeye girişmek, sizin kafa karışıklığınıza ve şaşkınlığınıza sadece yenilerini ekleyecektir. Onlar, yaşayan ve “kişisel” varlıklardır; fakat onlar, kavrayışınızın ötesindedir.
29:3.9 (323.7) Havona dışında Yüce Güç Merkezleri sadece, mimari bir biçimde özellikle inşa edilmiş alanlarda veya bunun dışındaki buna uygun bir biçimde oluşturulmuş mekân bünyeleri üzerinde faaliyet gösterir. Bu mimari dünyalar öyle bir biçimde inşa edilmişlerdir ki; yaşayan güç merkezleri seçici bir biçimde bu alanlar üzerinde yayılan mekânın enerjilerini yönlendirir, dönüştürür ve yoğunlaştırır. Onlar, olağan bir evrimsel güneş veya gezegen üzerinde bu biçimde faaliyet gösterecek yetkinliğe sahip değildir. Belirli topluluklar aynı zamanda, bu özel yönetim merkezi dünyalarının ısıtılması ve diğer maddi ihtiyaçları ile ilgilidir. Buna ek olarak her ne kadar bu durum, Urantia bilgisinin kapsamının ötesinde bulunsa da; yaşayan güç kişiliklerinin bu düzeylerinin daha çok, ısı vermeden ışık yayan ışığın dağıtımıyla ilgili olduğunu söyleyebilirim. Onlar bu olgular bütününü üretmemektedir, fakat yine de onlar bahse konu bu oluşumun dağıtımı ve yönlendirmesi ile ilgilidir.
29:3.10 (323.8) Güç merkezleri onların altlarında görev yapan düzenleyiciler, düzenlenmiş mekânın fiziksel enerjilerinin bütününün çalışması ile görevlendirilmiştir. Onlar, on enerjinin her birinin üç temel akımıyla birlikte görev yapar. Bu durum, düzenlenmiş mekânın enerji etkisidir; ve düzenlenmiş mekân onların nüfuz alanıdır. Kâinat Güç Yöneticilerinin, yedi aşkın-evrenin mevcut sınırlarının dışında şu an içinde gerçekleşen kuvvetin bahse konu devasa eylemleriyle hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır.
29:3.11 (324.1) Güç merkezleri ve düzenleyicileri, her kâinat temel akımı içinde taşınan enerjinin on biçiminden sadece yedisi üzerinde kusursuz bir denetim sağlar; onların denetiminden kısmi veya bütünüyle muaf olan bu biçimler, Koşulsuz Mutlaklık tarafından hâkim bir biçimde yönlendirilen enerji dışavurumunun tahmin edilemez âlemlerini temsil etmekle yükümlüdür. Eğer onlar bu Mutlaklık üzerinde ezeli kuvvetler üzerinde bir etkide bulunursa; bir takım fiziksel düzenleyicilerin zaman zaman kendiliğinden Kâinatsal Mutlak’ın belirli tepkilerine karşılık verdiğine dair kesin bir görüşü sağlayacak azıcık da olsa bir takım kanıtların mevcut bir biçimde bulunmasına rağmen, bu faaliyetlerin farkında bulunmamaktayız.
29:3.12 (324.2) Bu yaşayan güç işleyiş biçimleri, bilinçli bir biçimde Koşulsuz Mutlaklık’ın üstün kâinat enerji üst denetimiyle ilişkili değildir; fakat onların bütüncül ve neredeyse kusursuz olan güç yönetimi düzeninin, bilinmeyen bir biçimde bahse konu bu aşkın çekim mevcudiyetinin etkisi altına bağlanmış olduğunu varsayabiliriz. Herhangi bir yerel enerji durumunda, merkezler ve düzenleyiciler yakın yüceliği uygularlar; fakat onlar her zaman, aşkın enerjinin mevcudiyetinin ve Koşulsuz Mutlaklık’ın farkında bulunulamayacak olan uygulamasının bilincindedir.
29:4.1 (324.3) Bu varlıklar, Yüce Güç Merkezleri’nin emrinde hareket halinde bulunan unsurlardır. Fiziksel düzenleyiciler; Yalnız İleticiler’in seyahatine yaklaşan hızlarda yerel mekânı kat etmeye yetkin olan bir biçimde, kendiliğinden olan taşımanın belirgin bir çeşitliliğine katılan bu türden bir doğanın bireysellik dönüşümünün yetkinlikleriyle donatılmıştır. Fakat tüm diğer mekân kat edicileri gibi onlar; çekim eyleminin üstesinden gelmede ve maddi bir alandan ayrılış içinde eylemsizliğe karşı koymada, görevdeşlerinin ve varlıkların belirli diğer türlerinin desteğine ihtiyaç duymaktadır.
29:4.2 (324.4) Üstün Fiziksel Düzenleyiciler, muhteşem kâinat boyunca hizmette bulunurlar. Onlar doğrudan bir biçimde, Yedi Yüce Güç Yöneticisi tarafından olabildiğinde aşkın-evrenlerin yönetim merkezlerinden idare edilirler; buradan onlar, Birliktelik İçindeki Üstün Kuvvet Düzenleyicileri’nin sorumlu görevlileri olarak Yedi Üstün Ruhaniyet tarafından görevlendirilen yüksek güç delegeleri biçimindeki Dengenin Heyeti tarafından yönlendirilip dağıtılır. Bahse konu bu yüksek delegeler; bir bütüncül aşkın-evrenin güç baskısını ve enerji etkisini işaret eden yaşayan araçlar biçimindeki üstün frandalankların ölçümlerini ve kayıtlarını yorumlamakla güçlendirilmiştir.
29:4.3 (324.5) Cennet İlahiyatları’nın mevcudiyeti, muhteşem kâinatı çevrelerken ve ebediyetin döngüsü etrafında yayılırken; Yedi Yüce Ruhaniyet’in herhangi birinin etkisi tek bir aşkın evrenle sınırlıdır. Her yedi aşkın yaratımın biri arasında, farklı bir ayrışım ve güç döngülerinin bir bölünüşü mevcuttur; bu nedenle bireyselleşmiş düzenlenme biçimleri, yürürlükte bulunmak yükümlülüğünde olan bir biçimde bunu gerçekleştirir.
29:4.4 (324.6) Üstün Fiziksel Düzenleyicileri, Yüce Güç Merkezleri’nin doğrudan doğumu olup; onların nüfusu şu düzeyleri içine alır:
29:4.5 (324.7) 1. Yardımcı Güç Yöneticileri.
29:4.6 (324.8) 2. Mekanik Düzenleyiciler.
29:4.7 (324.9) 3. Enerji Dönüştürücüleri.
29:4.8 (325.1) 4. Enerji Taşıyıcıları.
29:4.9 (325.2) 5. Birinci Derece Birliktelik Sağlayıcıları.
29:4.10 (325.3) 6. İkinci Derece Birliktelik Ayrıştırıcıları.
29:4.11 (325.4) 7. Frandalanklar ve Kronoldekler.
29:4.12 (325.5) Bu düzeylerin bütünü, tercihte bulunmanın bireysel güçlerini elinde bulundurma bakımından kişiler biçiminde bulunmamaktadır. Özellikle onların son dört düzeyi; üstlerinin etkilerine cevap vermede ve mevcut olan enerji durumlarına karşılık vermede, bütünüyle kendiliğinden hareket eden bir biçimde olup tamamiyle mekanik bir görünüme sahiptir. Fakat her ne kadar bu türden karşılık tümüyle mekanik olarak görünse de, gerçekte durum böyle değildir; onlar bir çeşit robot görülse de, onların hepsi akli yapının farklı bir işleyişini açığa çıkarır.
29:4.13 (325.6) Kişilik nedensel bir biçimde, usun beraberinde getirdiği bir sonuç değildir. Akıl; hayvanların alt düzeyde bulunan sayısız türleri ve bu emir altında bulunan fiziksel düzenleyicilerinin birtakım unsurları içinde, tercihin gücünden bütünüyle yoksun olunan zamanlarda bile düşünme işlevini yerine getirebilir. Fiziksel gücün kendiliğinden daha fazla bir biçimde hareket eden bahse konu bu düzenleyicilerinin birçoğu, kavramsal olarak kişiler biçiminde bulunmamaktadır. Onlar, paylarına düşen görevler için tasarımın mekanik kusursuzluğuna bütünüyle tabi olarak irade ve karar vermenin bağımsızlığıyla donatılmamıştır. Yine de onların tümü bütünüyle ussal varlıklardır.
29:4.14 (325.7) Fiziksel düzenleyiciler başlıca olarak, Urantia üzerinde keşfedilmemiş temel enerjilerin düzenlenmesinden sorumludur. Bahse konu bu bilinmeyen enerjiler, taşımanın gezegensel sistemi ve iletişimin belirli işleyiş biçimleri için oldukça hayati bir nitelikte bulunmaktadır. Biz, ses eşdeğerlerinin taşınması ve görüşün genişlemesi amacıyla enerjinin hatlarını oluşturduğumuzda; bahse konu enerjinin bu keşfedilmemiş biçimleri, yaşayan fiziksel düzenleyiciler ve onların birliktelikleri tarafından kullanılır. Yeri geldiğinde bahse konu bu enerjiler aynı zamanda, olağan görevleri içinde yarı-ölümlü yaratılmışlar tarafından kullanılır.
29:4.15 (325.8) 1. Yardımcı Güç Yöneticileri. Olağanüstü biçimde etkin olan bu varlıklar; âlemlerin sürekli değişen enerji düzeylerinin başından beri yön değiştiren ihtiyaçlarıyla iniltili bir biçimde, Üstün Fiziksel Düzenleyiciler’in tüm düzeylerinin görevlendirilmesi ve dağıtımı ile yükümlü hale getirilmiştir. Fiziksel düzenleyicilerin bu geniş sayıdaki yedek birlikler, azınlık birimlerinin yönetim merkezleri üzerinde idare edilip; bu odak noktalarından onlar dönemsel olarak, birliktelik halinde bulunan güç yöneticileri tarafından âlemlerin yönetim merkezlerine, takımyıldızlarına ve bireysel gezegenlere atanır. Onlar bu şekilde görevlendirildiğinde, fiziksel düzenleyiciler geçici olarak arabulucu heyetlerin kutsal uygulayıcılarının düzeylerine tabi bir biçimde bulunmaktadır; fakat onlar aksi halde, yalnızca birliktelik yöneticilerine ve Yüce Güç Merkezleri’ne bağımlıdır.
29:4.16 (325.9) Birliktelik içinde bulunan sayıca üç milyon güç yöneticisi; bu olağanüstü biçimde çok yönlü olan varlıkların aşkın evren kotasını bir bütün halinde üç milyara tamamlayan bir şekilde, Orvonton azınlık birimlerinin her biri için görevlendirilmiştir. Onların kendi yedek birlikleri; akli enerji düzenlenmesinin ve dönüştürülmesinin bilimleri üzerinde çalışan herkesin öğreticileri olarak aynı zamanda hizmet ettikleri yer olan, bu aynı azınlık birim dünyaları üzerinde idare edilir.
29:4.17 (325.10) Bahse konu bu yöneticiler; mekânın âlemleri için müfettişlik hizmetinin eşit süreçleriyle birlikte, azınlık birimleri içinde yönetim hizmetinin belirli zaman aralıklarında dönüşümlü olarak görevde bulunur. Faaliyet içindeki en az bir müfettiş, onun başkent âlemi içindeki yönetim merkezlerini idare eder bir biçimde her yerel sistem içinde her zaman mevcut bir halde bulunmaktadır. Onlar, yaşayan enerjinin geniş bir biçimde olan tüm bir araya gelişini uyum halinde bulunan eş güdüm içinde tutar.
29:4.18 (325.11) 2. Mekanik Düzenleyiciler. Bu unsurlar, birliktelik halindeki güç yöneticilerinin oldukça çok yönlü ve hareket halinde olan yardımcılarıdır. Onların sayıca trilyonlarcası, azınlık birimizin olan Ensa üzerinde görevlendirilmiştir. Bu varlıklar, mekanik düzenleyiciler olarak adlandırılırlar; çünkü onlar, birliktelik içinde bulunan güç yöneticilerin idaresine oldukça bütüncül bir biçimde tabi olan bir şekilde üstleri tarafından eksiksiz bir şekilde idare edilir. Yine de kendileri oldukça akıl sahibi olup; her ne kadar görevleri doğası bakımından mekanik ve maddi bir biçimde işlevsel olsa da, bu görevler maharet dolu bir biçimde onlar yerine getirilir.
29:4.19 (326.1) Yerleşik dünyalar için görevlendirilen üstün Fiziksel Düzenleyiciler’in tümü içinde mekanik düzenleyiciler, açık ara en güçlü olanlarıdır. Tüm diğer varlıkları aşan bir şekilde karşı-çekimin yaşayan edinimini elinde bulunduran bir biçimde her düzenleyici, devasa hızlarda dönen ve sadece çok büyük alanlar tarafından eşitlenen bir çekim direncine sahiptir. Bu düzenleyicilerin sayıca onu, şu an içinde Urantia üzerinde konumlanmıştır; ve onların en önemli gezegensel etkinliklerinden biri, yüksek meleksel taşımaya ait olan ayrılışı yerine getirmedir. Sayıca bin enerji taşıyıcısının bir bölüğü meleksel ayrılış için öncül devinimi sağlarken, bu biçimde faaliyet göstererek mekanik düzenleyicilerin onunun da hepsi uyum içinde hareket eder.
29:4.20 (326.2) Mekanik düzenleyiciler; enerjinin akışını yönlendirmeye ve onun özelleşmiş akımlarına veya döngülerine olan yoğunlaşmasını gerçekleştirmeye yetkindir. Bu kudretli varlıklar daha çok; fiziksel enerjilerin ayrışması, yönlendirilmesi ve yoğunlaşması ile birlikte gezegenler arası döngülerin basınçlarının eşitlenmesiyle ilgilidir. Onlar, bir aşkın evrenin güç etkisini oluşturan bir haldeki mekânın sayıca otuz fiziksel enerjisinin yirmi birinin idaresinde uzmandır. Onlar aynı zamanda, fiziksel enerjinin ayrıntısal olarak farklılaşan dokuz ek biçiminden altısının idaresine ve düzenlenmesine daha çok dönük bir biçimde erişim sağlamaya yetkindir. Bu düzenleyicilerin, her biriyle ve belirli güç merkezleriyle olması gereken teknik ilişkiler içine yerleştirilmesiyle, birliktelik halindeki güç yöneticileri; güç düzenlenmesi ve enerji denetimi içinde hayretler içinde bıraktıracak değişimleri gerekleştirmeye etkin hale getirilir.
29:4.21 (326.3) Üstün Fiziksel Düzenleyiciler sıklıkla; yüzlükler, binlikler ve hatta milyonlar halindeki bölükler içinde faaliyet gösterir; ve değişen konumları ve farklılaşan dizilimleriyle onlar, bir bireysel kabiliyete ek olarak işbirliği halinde enerji düzenlemesini yerine getirmeye yetkindir. Değişen gerekliliklere bağlı olarak onlar; enerji hacmini ve hareketini yükseltip hızlandırır, veya enerji akımlarını engeller, yoğunlaştırır ve yavaşlatır. Onlar; katalizör etkenlerinin kimyasal tepkimeleri arttırması olarak bir biçimde adlandırılan haliyle enerji ve güç dönüşümleri üzerinde etkide bulunur. Onlar, içkin yetkinlikleri tarafından ve Yüce Güç Merkezleri ile işbirliği içinde faaliyet gösterir.
29:4.22 (326.4) 3. Enerji Dönüştürücüleri. Bu varlıkların bir aşkın evren içindeki nüfusu inanılmaz derecededir. Sadece Satania içinde onlardan neredeyse bir milyon unsur bulunmakta olup, her yerleşik dünya için olağan sınır sayıca yüz unsurun mevcudiyetinden oluşmaktadır.
29:4.23 (326.5) Enerji dönüştürücüleri, Yedi Güç Yöneticisi ve Yedi Merkez Üst Denetimcisi’nin bütünleştirici yaratımıdır. Onlar, fiziksel düzenleyicilerin daha kişisel olan düzeyleri arasında olup; bir birliktelik halindeki güç yöneticisi bir yerleşik dünya üzerinde mevcut bir halde bulunduğu zamanın dışında kalan hallerde dönüştürücüler, her zaman idari konumda bulunmaktadır. Onlar, ayrılış meleksel taşımanın tümünün gezegensel müfettişleridir. Göksel yaşamın tüm sınıfları, sadece birliktelik halindeki yöneticiler ve enerji dönüştürücülerinin daha kişisel olan düzeyleriyle olan bütünlük vasıtasıyla fiziksel düzenleyicilerin daha az kişisel olan düzeylerini kullanabilir.
29:4.24 (326.6) Bu dönüştürücüler; verilen bir güç düzenlenmesi veya yönlendirilmesi için veya ona karşı kendilerini konumlandırmaya yetkin olarak, güçlü ve etkin yaşayan akım anahtarlarıdır. Onlar aynı zamanda; devasa gezegensel ve yıldızsal komşuları arasında geçen güçlü enerji akımlarına karşı gezegenleri yalıtma bakımından, kendi çabalarında oldukça hünerlidir. Onların enerji-dönüştürücü nitelikleri, kâinatsal enerji dengesi ve güç eşitliği idaresinin önemli olan görevi içinde onları en olanaklı biçimde hizmet verebilen bir konuma getirir. Bir zaman aralığından bakıldığında onlar enerjiyi harcayan veya biriktiren bir biçimde gözlenir, diğer zamanlarda ise onlar enerjinin boşalması veya onun özgürleşmesini sağlayan bir görünüme sahiptir. Dönüştürücüler, kendilerinin ilgili âlemlerin yaşayan ve ölü enerjilerinin “biriktirilen-depolanması” potansiyelini arttırmaya ve azaltmaya yetkindir. Fakat onlar sadece, fiziksel ve yarı-maddi enerjiler ile ilgilidir; doğrudan bir biçimde ne yaşamın nüfuz alanı içinde faaliyet gösterir, ne de yaşayan varlıkların oluşumlarını değiştirir.
29:4.25 (327.1) Bazı açılardan enerji dönüştürücüleri, yarı-maddi yaşayan yaratılmışların tümü içinde en göze çarpan ve en gizemli olanıdır. Onlar, bilinmeyen biçimlerde fiziksel olarak farklılaşmıştır; ve bütünlük ilişkilerinin değişen biçimleri vasıtasıyla onlar, birliktelik içinde bulundukları mevcudiyetler boyunca geçen enerji üzerinde derin bir etkide bulunmaya yetkindir. Fiziksel âlemlerin durumu, onların hünerli idaresi altında bir dönüşüm altında bulunan görünüme sahip bulunmaktadır. Onlar, mekânın enerjilerinin fiziksel biçimini değiştirmeye yetkin olup bunu yerine getirir. Eş düzenleyicilerinin yardımıyla onlar mevcut olarak, aşkın evren güç etkisinin sayıca otuz olan fiziksel enerjisinin yirmi yedisinin biçimini ve potansiyelini değiştirmeye yetkindir. Bahse konu geriye kalan enerjilerin bu üç tanesinin onların denetiminin dışında olması, Koşulsuz Mutlaklık’ın kullandığı araçların dışında bulunduğunu gösterir.
29:4.26 (327.2) Üstün Fiziksel Düzenleyiciler’in geriye kalan dört topluluğu, kişiler olarak kullanılan kelimenin herhangi kabul edilen tanımı içinde ifade edilebilecek düzeyde bir niteliğe sahip değildir. Bahse konu bu taşıyıcılar, birliktelik sağlayıcılar, ayrıştırıcılar ve frandalanklar; karşılıklarında bütünüyle istemsiz olarak hareket eder. Biz, bahse konu bu muhteşem birimlerin bilgisinde oldukça kısıtlı bir durumda bulunmaktayız; çünkü biz, onlarla iletişim kuramamaktayız. Onlar, âlemlerin dilini anlar bir görünüme sahiptir; fakat onlar bizimle iletişime geçemez. Onlar, iletişimlerimizi bütünüyle algılayamaya yetkin görünmektedir; fakat iletişimlerimize karşılık vermede oldukça güçsüz bir durumda bulunmaktadır.
29:4.27 (327.3) 4. Enerji Taşıyıcıları. Bu varlıklar başlıca olarak fakat bütününü kapsamayan bir biçimde, gezegenler-içi bütünlüğü içerisinde faaliyet gösterir. Onlar, bireysel dünyalar üzerinde dışa vurulduğu biçimiyle enerjinin muazzam dağıtıcılarıdır.
29:4.28 (327.4) Enerji yeni bir döngü için çevrildiği zaman, taşıyıcılar kendilerini arzulanan enerji yolunun hattı boyunca konumlandırır; ve sahip oldukları enerji-çekimin benzersiz nitelikleri vasıtasıyla onlar mevcut bir biçimde, arzulanan yön dâhilinde arttırılan bir enerji akımını başlatabilir. Onların faaliyet içinde bulundukları bu eylem kelimenin tam anlamıyla, belirli madeni döngülerin elektrik enerjisinin belirli türlerinin akımını yönlendirmesine benzer; ve onlar, fiziksel enerjinin otuz türünün yarısından fazlası için yaşayan aşkın-ileticileridir.
29:4.29 (327.5) Taşıyıcılar; bir bireysel gezegen üzerinde, bir gezegenden diğerine ve konumlanmış bir görev merkezinden bir diğerine geçmekte olan özelleşmiş enerjinin gücünü kaybeden akımlarını onarmada etkin olan hünerli birliktelikleri oluşturur. Onlar, yaşayan varlıkların diğer türleri tarafından tanınabilecek derecede oldukça güçsüz hale gelmiş olan akımları tespit eder; ve onlar, eşlik eden iletimin kusursuz bir biçimde ussal hale gelmesini sağlamak amacıyla bu enerjileri oldukça arttırabilir. Onların hizmetleri, yayın alıcıları için oldukça paha biçilmezdir.
29:4.30 (327.6) Enerji taşıyıcıları, iletişimsel algılının tüm biçimleri bakımından faaliyet göstermeye yetkindir; onlar, uzak bir sesi “duyulabilen” hale getirmeye ek olarak uzak bir görüşü “görünebilir” kılar. Onlar, yerel sistemler içinde ve bireysel gezegenler üzerinde iletişimin acil durum hatlarını sağlarlar. Onların hizmetleri, düzenli bir biçimde oluşturulmuş döngülerin dışındaki iletişim amaçları için tüm yaratımlar tarafından işlevsel olarak kullanılmak durumundadır.
29:4.31 (327.7) Bu varlıklar enerji dönüştürücüleri ile birlikte, güçsüzleşen bir atmosfere sahip olan bahse konu dünyalar üzerinde fani mevcudiyetin iradesi için hayati derece öneme sahiptir; ve onlar, nefes almayan gezegenler içinde yaşamın işleyiş biçiminin bütünleyici bir parçasıdır.
29:4.32 (328.1) 5. Birinci Derece Birliktelik Sağlayıcıları. Bu ilgi çekici ve çok değerli birimler, üstün bir biçimde enerji koruyucuları ve sorumlularıdır. Bir bitkinin güneş enerjisini içinde depolamasına benzer bir biçimde bu yaşayan canlı varlıklar, artı yönlü olan dışavurumların zamanı boyunca enerjiyi bünyelerinde muhafaza eder. Onlar, mekânın enerjilerini Urantia üzerinde bilinmeyen bir fiziksel duruma çevirme şeklindeki devasa bir ölçek dâhilinde görev yapmaktadır. Onlar aynı zamanda bu dönüştürmeleri, maddi mevcudiyetin öncül birimlerinin bazılarının üretilmesi noktasına kadar taşımaya yetkindir. Bu varlıklar, basit bir değişle mevcudiyetleri vasıtasıyla hareket eder. Onlar hiçbir biçimde bu işlevden yorulmuş veya bitap düşmüş bir hale gelmez; onlar, yaşayan katalizör etkenleri olarak hareket eder.
29:4.33 (328.2) Eksi yönlü dışavurumların dönemleri boyunca onlar, muhafaza edilen bu enerjilerin salınımıyla güçlendirilmiştir. Fakat enerji ve madde hususundaki sizin bilginiz, onların görevlerinin bu fazının işleyiş biçimini açıklamayı uygun hale getirmek için yeterli bir gelişmişlik düzeyinde değildir Onlar her zaman; bahse konu alfabetik sembolleri onların çok geniş olan oluşumlarını anlatabilmek için ciddi bir biçimde uyguladığız türler biçimindeki atomların, elektronların ve ultimatonların kullanımını ve idare edilmesini içine alan evrensel yasa ile uyumluluk halinde görev yapar.
29:4.34 (328.3) Birliktelik sağlayıcıları, oluşumsal olarak düzenlenmekte olan bir maddi âlem üzerinde ortaya çıkmak amacı taşıyan yaşamın ilk topluluğudur; ve onlar, yaşayan varlıkların mevcudiyeti ile tamamiyle bağdaşmaz olarak tanımlayacağınız fiziksel sıcaklık koşullarında faaliyet gösterebilir. Onlar, insan hayal gücünün kapsamının basit bir değişle ötesinde olan yaşamın bir düzeyini temsil eder. Yardımcı çalışanları olan ayrıştırıcılar ile birlikte onlar, tüm akli yaratılmışlar içinde en fazla hizmet gösteren emir altındaki unsurlardır.
29:4.35 (328.4) 6. İkinci Derece Ayrıştırıcılar. Birinci derece birliktelik sağlayıcılarıyla karşılaştırıldıklarında devasa karşı-çekim ediniminin bu varlıkları, karşıt bir biçimde faaliyet gösteren çalışanlardır. Yerel dünyalar üzerinde veya yerel sistemler içinde fiziksel enerjinin özel veya dönüştürülmüş biçimlerinin herhangi bir biçimde tükenecek olmasına dair hiçbir tehlike bulunmamaktadır; çünkü bu yaşayan oluşumsal düzenlenmeler, enerjinin evrimleşen sınırsız arzının benzersiz gücü ile donatılmıştır. Başlıca olarak onlar, Urantia üzerinde neredeyse hiçbir biçimde bilinmeyen enerjinin bir türünün, daha az biçimde tanınan maddenin bir türünden olan evrimi ile ilgilidir. Onlar gerçek anlamıyla mekânın simyacıları ve zamanın harika-yaratıcılarıdır. Fakat onların görev yaptıkları harikaların tümü içinde onlar, Kâinatsal Yüceliği’nin emirlerine hiçbir zaman karşı gelmezler.
29:4.36 (328.5) 7. Frandalanklar. Bu varlıklar; birinci ve ikinci kuvvet düzenleyicileri ve güç yöneticileri biçimindeki, enerji-düzenleyici varlıkların üç düzeyinin tümünün bütünleştirici yaratımıdır. Frandalanklar, Üstün Fiziksel Düzenleyiciler’in tümü içinde en fazla nüfusa sahip olanlardır; Satania içinde faaliyet gösterenlerin nüfusu tek başına sizin rakamsal kavramlarınızın ötesindedir. Onlar, yerleşik dünyaların tümü üzerinde konumlanmış olup, her zaman fiziksel düzenleyicilerin yüksek düzeylerine bağlanmıştır. Onlar dönüşümsel olarak, merkezi ve aşkın evrenler içinde ve dışsal uzayın nüfuz alanları üzerinde faaliyet gösterirler.
29:4.37 (328.6) Frandalanklar, temel evren kuvvetinin her türüne karşılık gelen bir biçimde otuz bölüm içinde yaratılmıştır; ve onlar, yaşayan ve istemsiz mevcudiyetlerine ek olarak basınç ve hız ölçücüleri biçiminde ayrıcalıklı bir şekilde faaliyet gösterir. Bu yaşayan basınçölçerler yalnızca, kuvvet-enerjisinin tüm biçimlerinin durumunun istemsiz ve hataya yer bırakmayan kaydı ile ilgilidir. Geniş yansıtma işleyiş düzeni ussallık kazandırılmış evren için ne anlama geliyorsa, onlar fiziksel evren için eşdeğer bir değere sahiptir. Niteliksel ve niceliksel enerji mevcudiyetine ek olarak zamanı kaydeden frandalanklar, kronoldekler olarak adlandırılır.
29:4.38 (328.7) Frandalankların ussal niteliğe sahip olduklarının bilincine sahibim, fakat onları yaşayan istemsiz makinelerden başka bir sınıflandırma altında tanımlamamaktayım. Bahse konu bu yaşayan işleyiş düzenlerini anlamanıza yardım edebilmemin tek yolu onları, neredeyse ussal kesinlik ve doğruluk ile çalışan sizin mekaniksel buluşlarınız ile karşılaştırmak olacaktır. Bunun sonucunda eğer bu varlıkları, muhteşem kâinat içinde tanımanız ölçeğinde hayalinizde canlandırma biçiminde algılayacak olursanız; doğruluğun daha hassas kesinliği ve kesinliğin nihayeti ile bile daha hayranlık uyandırıcı hesaplamaları içine alan daha karmaşık görevleri yerine getirebilen ussal ve yaşayan birimler şeklindeki işleyiş düzenlerine gerçekte sahip olduğumuzu ifade edebiliriz.
29:5.1 (329.1) Kuvvet düzenleyicileri Cennet üzerinde yerleşik bir konumdadır; fakat onlar daha özel bir biçimde, düzenlenmemiş mekânın nüfuz alanlarını içine alan bir biçimde üstün evren boyunca faaliyette bulunur. Bu olağanüstü varlıklar ne yaratanlar ne de yaratılmışlardır, ve onlar hizmetin bu iki devasa bölümünden oluşmaktadır:
29:5.2 (329.2) 1. Varedilmiş Öncül Üstün Kuvvet Düzenleyicileri.
29:5.3 (329.3) 2. Aşkın Yardımcı Üstün Kuvvet Düzenleyicileri.
29:5.4 (329.4) Ezeli-kuvvet düzenleyicilerinin bu iki kudretli düzeyi, Üstün Evren Mimarları’nın yüksek denetimi altında ayrıcalıklı bir biçimde görev yapmaktadır; ve onlar mevcut zaman içinde muhteşem kâinatın sınırları dâhilinde kapsamlı bir biçimde faaliyet içerisinde bulunmamaktadır.
29:5.5 (329.5) Öncül Üstün Kuvvet Düzenleyicileri, Koşulsuz Mutlaklık’ın ezeli veya temel mekân-kuvvetlerinin idarecileridir; onlar nebula yaratıcılarıdır. Onlar, mekânın enerji tufanlarının yaşayan başlatıcıları ve bu devasa dışavurumların öncü düzenleyicileri ve yönlendiricileridir. Bu kuvvet düzenleyicileri; doğrusal Cennet çekime karşılık veren bir niteliğe sahip olmayan biçimdeki ezeli kuvveti, Koşulsuz Mutlaklık’ın ayrıcalıklı kavrayışından Cennet Adası’nın çekim kapsayışına değişen enerji biçimindeki birincil veya muazzam enerjisine dönüştürür. Bunun sonucunda onların görevi, birincil düzeyden ikincil veya çekim-enerji aşaması boyunca enerji dönüşümünün sürecine devam eden birliktelik halindeki kuvvet düzenleyicileri tarafından devralınır.
29:5.6 (329.6) Bir Yaratan Evlat’ın varışı tarafından simgelenen biçimdeki yerel bir evrenin yaratımı için tasarıların tamamlanması üzerine Birliktelik İçindeki Üstün Kuvvet Düzenleyicileri, gökbilimsel yargı yetkisinin aşkın evreni içinde hareket etmesi için güç yöneticilerinin düzeylerinin önünü açar. Fakat bu türden olan tasarıların yoksunluğunda birliktelik içindeki kuvvet düzenleyicileri, şu an içinde bile dışsal uzay içinde faaliyet gösterdiği biçimdeki bahse konu maddi yaratımların sorumluluğuna sahip olmaya sonsuza kadar devam eder.
29:5.7 (329.7) Üstün Kuvvet Düzenleyicileri, sıcaklık değerlerine karşı dayanıklı olup; Orvonton’un çok yönlü güç merkezleri ve fiziksel düzenleyicileri için bile tahammül edilemez olan fiziksel koşullar altında faaliyet gösterir. Bahse konu bu varlıkların haricinde, dışsal uzayın bu alanları içinde faaliyet göstermeye yetkin olan açığa çıkarılmış varlıkların diğer tek türü; Yalnız İleticiler ve Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri’dir.
29:5.8 (329.8) [Bu anlatım, Uversa üzerinde Zamanın Ataları’nın yönetimi altında hareket eden bir Kâinatsal Denetimci tarafından sağlanmıştır.]
Urantia’nın Kitabı
30. Makale
30:0.1 (330.1) ŞU an Cennet üzerinde ve muhteşem kâinat içinde faaliyet gösteren kişilikler ve kişilik varlıklarının diğerleri, yaşayan varlıkların neredeyse sınırsız olan bir nüfusunu oluştur. Bırakınız alt türlerinin ve bu türlerin arasındaki farklılaşmaları, çoğunluk düzeylerinin ve türlerinin nüfusu bile insan tahayyülünü aşmaya yeter bir nitelikte bulunmaktadır. Buna rağmen, Cennet tasnifinin bir önermesi ve Uversa Kişilik Kaydedicisi’nin sadeleştirilmiş tanımlandırması biçimindeki yaşayan varlıkların iki temel sınıflandırmasını sunmak arzu edilen bir durumdur.
30:0.2 (330.2) Muhteşem kâinatın kişiliklerinin kavramsal ve bütünüyle tutarlı sınıflandırmasını formülleştirmek mümkün değildir, çünkü bu toplulukların hiçbiri açığa çıkarılmamıştır. Tüm toplulukların sitemli bir biçimde sınıflandırılmasını içine alması amacıyla gerekli olan ileri düzeydeki açığa çıkarılış, sayısız ek makalelerin oluşturulmasını zorunlu kılacaktır. Bu kavramsal büyüme; ileriki bin yıllar boyunca fanilerin bu kısmen açığa çıkarılmış beslenen kavramlar hakkındaki yaratıcı tahayyüllerin oluşmasına zemin hazırlayacak şartlardan onların mahrum kalmasına neden olacağı için, arzu edilmeyen bir niteliği içerisinde barındırır. Bu bakımdan, insanın gerektiğinden fazla sunulacak olan bir açığa çıkarılma bütününe sahip olmaması onların açısından en iyi olandır; çünkü aksi halde bu durum, onların hayal gücünü perdeleyecektir.
30:1.1 (330.3) Yaşayan varlıklar, Cennet üzerinde Cennet İlahiyatları ile olan içkin ve erişilmiş ilişkileri uyarınca sınıflandırılır. Merkezi ve aşkın-evrenlerin devasa olan bir araya gelişleri boyunca bahse konu bu mevcut varlıklar sıklıkla; Üçleme bütünlüğü kökenine veya Kutsal Üçleme erişimine ait olanlar, çifte kökene ait olanlar ve tek kökene ait olanlar şeklinde, kökenleri bakımından sınıflandırılır. Yaşayan varlıkların Cennet sınıflandırılmasını fani akıl için anlaşılacak bir biçimde iletmeye çalışmak oldukça zordur, fakat yine de biz, şu bahse konu sınıflandırmayı sunmak için yetkilendirilmiş bulunmaktayız:
30:1.2 (330.4) I. ÜÇLEME BÜTÜNLÜĞÜ KÖKENLİ VARLIKLAR. Cennet İlahiyatları’nın üçü tarafından, benzer bir biçimde veya Kutsal Üçleme olarak Kutsal Bir Biçimde Üçlendirilmiş Birlikler ile beraber yaratılmış varlıklar olup; bu tanımsal sınıflandırma, açığa çıkarılmış veya çıkarılmamış kutsal bir biçimde üçleştirilmiş tüm toplulukları içine alır.
30:1.3 (330.5) A. Yüce Ruhaniyetler.
30:1.4 (330.6) 1. Yedi Üstün Ruhaniyet.
30:1.5 (330.7) 2. Yedi Yüce İdareci.
30:1.6 (330.8) 3. Yansıtıcı Ruhaniyetler’in Yedi Düzeyi.
30:1.7 (330.9) B. Kutsal Üçleme’nin Yerleşik Evlatları.
30:1.8 (330.10) 1. Yücelik’in Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sırları.
30:1.9 (330.11) 2. Zamanın Ebedileri.
30:1.10 (330.12) 3. Zamanın Ataları.
30:1.11 (330.13) 4. Zamanın Kusursuzları.
30:1.12 (331.1) 5. Zamanın Geçmişleri.
30:1.13 (331.2) 6. Zamanın Birliktelikleri.
30:1.14 (331.3) 7. Zamanın İnançlıları.
30:1.15 (331.4) 8. Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları.
30:1.16 (331.5) 9. Kutsal Danışmanlar.
30:1.17 (331.6) 10. Kâinatsal Denetimciler.
30:1.18 (331.7) C. Kutsal Üçleme kökenli ve Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Varlıklar.
30:1.19 (331.8) 1. Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları.
30:1.20 (331.9) 2. Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri.
30:1.21 (331.10) 3. Havona Yerlileri.
30:1.22 (331.11) 4. Cennet Vatandaşları.
30:1.23 (331.12) 5. Açığa Çıkarılmamış Kutsal Üçleme kökenli Varlıkları.
30:1.24 (331.13) 6. Açığa Çıkarılmamış İlahiyat-kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş Varlıkları.
30:1.25 (331.14) 7. Erişimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları.
30:1.26 (331.15) 8. Seçimin Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları.
30:1.27 (331.16) 9. Kusursuzluk’un Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları.
30:1.28 (331.17) 10. Yaratılmış kökene sahip kutsal bir biçimde üçleştirilmiş Evlatları.
30:1.29 (331.18) II. ÇİFTE KÖKENLİ VARLIKLAR. Cennet İlahiyatları’nın herhangi bir ikisi içinden kökenini alan veya bunun dışında Cennet İlahiyatları’ndan doğrudan veya dolaylı olarak türemiş herhangi bir iki varlık tarafından yaratılmış varlıklardır.
30:1.30 (331.19) A. Alçalan Düzeyler.
30:1.31 (331.20) 1. Yaratan Evlatlar.
30:1.32 (331.21) 2. Hakimane Evlatlar.
30:1.33 (331.22) 3. Berrak ve Sabah Yıldızı.
30:1.34 (331.23) 4. Yaratıcı Melçizedekler.
30:1.35 (331.24) 5. Melçizedekler.
30:1.36 (331.25) 6. Vorondadekler.
30:1.37 (331.26) 7. Lanonandekler.
30:1.38 (331.27) 8. Berrak Akşam Yıldızları.
30:1.39 (331.28) 9. Baş Melekler.
30:1.40 (331.29) 10. Yaşam Taşıyıcıları.
30:1.41 (331.30) 11. Açığa Çıkarılmamış Evren Yardımcıları.
30:1.42 (331.31) 12. Açığa Çıkarılmamış Tanrı Evlatları.
30:1.43 (331.32) B. Yerleşik Düzeyler.
30:1.44 (331.33) 1. Abandonterler.
30:1.45 (331.34) 2. Susatia.
30:1.46 (331.35) 3. Univitatialar.
30:1.47 (331.36) 4. Spironga.
30:1.48 (331.37) 5. Açığa Çıkarılmamış Çifte-kökenli Varlıklar.
30:1.49 (331.38) C. Yükseliş Düzeyleri.
30:1.50 (331.39) 1. Düzenleyici-ile-bütünleşmiş Faniler.
30:1.51 (331.40) 2. Evlat-ile-bütünleşmiş Faniler.
30:1.52 (331.41) 3. Ruhaniyet-ile-bütünleşmiş Faniler.
30:1.53 (331.42) 4. Dönüştürülmüş Yarı-Ölümlüler.
30:1.54 (331.43) 5. Açığa Çıkarılmamış Yükseliş Halinde Bulunanlar.
30:1.55 (332.1) III. TEK-KÖKENLİ VARLIKLAR. Cennet İlahiyatları’nın birinden kökenini alan veya bunun dışında Cennet İlahiyatları’ndan doğrudan veya dolaylı olarak türeyen herhangi bir varlık tarafından yaratılmış varlıklardır.
30:1.56 (332.2) A. Yüce Ruhaniyetler.
30:1.57 (332.3) 1. Çekim İleticileri.
30:1.58 (332.4) 2. Havona Döngüleri’nin Yedi Ruhaniyeti.
30:1.59 (332.5) 3. Havona Döngüleri’nin On iki-katmanlı Emir-Yardımcıları.
30:1.60 (332.6) 4. Yansıtıcı Görüntü Yardımcıları.
30:1.61 (332.7) 5. Evren Ana Ruhaniyetleri.
30:1.62 (332.8) 6.Yedi Katmanlı Akıl-Ruhaniyet Emir-Yardımcıları.
30:1.63 (332.9) 7. Açığa Çıkarılmamış İlahiyat-kökenli Varlıklar.
30:1.64 (332.10) B. Yükseliş Düzeyleri.
30:1.65 (332.11) 1. Kişileşmiş Düzenleyiciler.
30:1.66 (332.12) 2. Yükseliş Halindeki Maddi Evlatlar.
30:1.67 (332.13) 3. Evrimsel Yüksek Melekler.
30:1.68 (332.14) 4. Evrimsel Meleksel Çocuklar.
30:1.69 (332.15) 5. Açığa Çıkarılmamış Yükseliş Halinde Bulunanlar.
30:1.70 (332.16) C. Sınırsız Ruhaniyet’in Ailesi.
30:1.71 (332.17) 1. Yalnız İleticiler.
30:1.72 (332.18) 2. Kâinat Döngü Yüksek Denetimcileri.
30:1.73 (332.19) 3. Nüfus İdarecileri.
30:1.74 (332.20) 4. Sınırsız Ruhaniyet’in Kişisel Yardımcıları.
30:1.75 (332.21) 5. Yardımcı Müfettişler.
30:1.76 (332.22) 6. Görevlendirilmiş Koruyucular.
30:1.77 (332.23) 7. Mezun Rehberleri.
30:1.78 (332.24) 8. Havona Hizmetlileri.
30:1.79 (332.25) 9. Kâinatsal Arabulucular.
30:1.80 (332.26) 10. Morontia Dostları.
30:1.81 (332.27) 11. Birincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
30:1.82 (332.28) 12. İkincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
30:1.83 (332.29) 13. Üçüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
30:1.84 (332.30) 14. Dördüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
30:1.85 (332.31) 15. Yüksek Melekler.
30:1.86 (332.32) 16. Meleksel Çocuklar ve Sanobimler.
30:1.87 (332.33) 17. Açığa Çıkarılmamış Ruhaniyet kökenli Varlıklar.
30:1.88 (332.34) 18. Yedi Yüce Güç Yöneticisi.
30:1.89 (332.35) 19. Yüce Güç Merkezleri.
30:1.90 (332.36) 20. Üstün Fiziksel Düzenleyiciler.
30:1.91 (332.37) 21. Morontia Güç Yüksek Denetimcileri.
30:1.92 (332.38) IV. VAREDİLMİŞ AŞKIN VARLIKLAR. Işık ve yaşam içinde konumlanana kadar kökenleri zaman ve mekânın evrenleri için olağan bir biçimde açığa çıkarılmamış olan aşkın varlıkların, Cennet üzerindeki geniş bir ev sahipliği bulunabilmektedir. Bahse konu bu Aşkınlaştırılmışlar ne yaratıcı ne de yaratılmışlardır; onlar, kutsallığın, nihayetin ve ebediyetin var edilmiş çocuklarıdır. Bu “var edilmişler”, absonit olarak ne sınırlı ne de sınırsızdır; absonitlik ne sınırsızlık ne de mutlaklıktır.
30:1.93 (333.1) Bu yaratılmamış olan yaratan-olmayan unsurlar, başından beri Cennet Kutsal Üçlemesi’ne sadık ve Nihayet’e itaatkâr bir konumda bulunmaktadır. Onlar, kişilik etkinliğinin dört nihai düzeyinde mevcut bir durumda olup; her biri yedi sınıftan meydana gelmiş bin ana çalışma topluluğundan oluşan sayıca on iki devasa bölümlendirme içinde absonitin yedi düzeyi üzerinde işlevsel niteliğe sahiptir. Bu var edilmiş varlıklar şu düzeyleri kapsamı altına almaktadır:
30:1.94 (333.2) 1. Üstün Evren’in Mimarları.
30:1.95 (333.3) 2. Aşkın Kaydediciler.
30:1.96 (333.4) 3. Diğer Aşkınlaştırılmışlar.
30:1.97 (333.5) 4. Varedilmiş Öncül Üstün Kuvvet Düzenleyicileri.
30:1.98 (333.6) 5. Aşkın Yardımcı Üstün Kuvvet Düzenleyicileri.
30:1.99 (333.7) Bir aşkın kişilik olarak Tanrı var eder; bir kişilik olarak Tanrı yaratır; bir kişilik öncesi unsur olarak Tanrı nüvelere ayırır; ve benliğine ait olan bu türden bir Düzenleyici nüvesi, bir Yaratıcı olarak Tanrı’nın ebeveynsel eylemi tarafından böyle bir yaratılmış üzerine bahşedilmiş olan kişiliğin özgür irade tercihi uyarınca ruhani ruhu maddi ve fani akıl üzerinde evrimleştirir.
30:1.100 (333.8) V. İLAHİYAT’IN NÜVELERE AYRILMIŞ UNSURLARI. Kâinatın Yaratıcısı’ndan kaynağını alan yaşayan mevcudiyetin bu düzeyi; her ne kadar bahse konu bu unsurlar hiçbir biçimde İlk Kaynak ve Merkez’in kişilik öncesi gerçekliğinin nüvelere ayrılışının tek örneği olmasa da, en iyi biçimde Düşünce Düzenleyicileri’nin mevcudiyeti tarafından temsil edilir. Düzenleyici olmayan nüvelerin faaliyetleri çok katmanlı olup, onların bu özellikleri çok az ölçüde bilinmektedir. Bir Düzenleyici veya bu türden olan diğer nüveler ile olan bütünleşme, bir Yaratıcı-ile-bütünleşmiş varlığı meydana getirir.
30:1.101 (333.9) Üçüncül Kaynak ve Merkez’in akıl öncesi ruhaniyet nüvelere ayrılışı her ne kadar Yaratıcı nüveleri ile karşılaştırılamaz olsa da, onların bu anlatımda kayıt altına alınması gerekmektedir. Bu tür unsurlar Düzenleyiciler’den çok büyük ölçüde farklılık gösterir; onlar bahse konu bu nüveler gibi ne Spirington üzerinde ikamet eder, ne de akıl-çekim döngülerini bu biçimde kat eder. Onlar, Düzenleyiciler’in olduğu biçimde kişilik öncesi değillerdir; fakat akıl öncesi ruhaniyetin bu tür nüveleri, varlığını devam ettiren belirli faniler üzerinde bahşedilir; ve böyle bir durum sonucunda ortaya çıkan birleşme, Düzenleyici-ile-bütünleşen fanilere tezat bir biçimde onların Ruhaniyet-ile-bütünleşmesini oluşturur.
30:1.102 (333.10) Bahse konu bu tanımlamadan daha zor olan bir açıklama; bir Yaratan Evlat’ın bireyselleşmiş ruhaniyeti ile birlikteliğin, yaratılmışı bir Evlat-ile-bütünleşmiş fani biçiminde oluşturmasınıdır. Buna ek olarak orada hala, İlahiyat’ın diğer nüvelere ayrılışı bulunmaktadır.
30:1.103 (333.11) VI. AŞKIN-KİŞİLİK VARLIKLARI. Kutsal kökene ve kâinat âlemlerinin tümü içinde çok katmanlı olan hizmete ait olan, kişilik varlıklarının diğer unsurlarının geniş bir ev sahipliği bulunmaktadır. Bu varlıkların belirli olanları, Evlat’ın Cennet dünyaları üzerinde yerleşik bir konumdadır; diğerleri ise Ebedi Evlat’ın aşkın-kişilik temsilleri gibi, her yerde karşılaşılabilir bir biçimde konumlanmıştır. Onlar bu anlatımlarda büyük bir ölçüde bahsedilmemiştir, ve kişilik yaratılmışları için onların tanımlanmasına girişmek oldukça faydasız olacaktır.
30:1.104 (333.12) VII. SINIFLANDIRILMAMIŞ VE AÇIĞA ÇIKARILMAMIŞ DÜZEYLER. Mevcut kâinat çağı boyunca kişisel ve bunun dışında kalan unsurlar biçimindeki tüm varlıkları, mevcut kâinat çağı ile ilgili sınıflandırmalar içinde konumlandırmak mümkün değildir; bu türden olan sınıflandırılmalardan hiçbiri bu anlatımlarda açığa kavuşturulmamıştır; bu nedenle sayısız düzey bu listelerden çıkarılmıştır. Bu durum hakkında şu sınıflandırmaları bir düşünün:
30:1.105 (333.13) Kâinat Nihai Son Tamamlayıcısı.
30:1.106 (333.14) Nihayet’in Yetkin Vekilleri.
30:1.107 (334.1) Yücelik’in Koşulsuz Yüksek Denetimcileri.
30:1.108 (334.2) Zamanın Ataları’nın Açığa Çıkarılmamış Yaratıcı Görevlileri.
30:1.109 (334.3) Cennet’in Majeston’u.
30:1.110 (334.4) Majeston’un İsimlendirilmemiş Yansıtmayı Gerçekleştirici Birliktelikleri.
30:1.111 (334.5) Yerel Evrenler’in Midsonit Düzeyleri.
30:1.112 (334.6) Burada açığa çıkarıldığı biçimde cennet sınıflandırması içinde onların hiçbirinin görünmemesi dışında bu düzeylerin bu sınıflandırmalar altında bir araya gelmesine hiçbir özel önem atfedilmesine gerek bulunmamaktadır. Bahse konu bu unsurlar sadece sınıflandırılmamış bir azınlıktır; fakat yine de siz, onların açığa çıkarılmamış birçoğunu öğrenmeniz gerekmektedir.
30:1.113 (334.7) Ne sizin fani diliniz ne de fani ussal yetiniz için yeterli bir nitelikte olan; ruhani birimler, ruhani mevcudiyetler, kişilik ruhaniyetleri, kişilik öncesi ruhaniyetleri, aşkın-kişilik ruhaniyetleri, ruhaniyet mevcudiyetleri ve ruhaniyet kişilikleri mevcut bulunmaktadır. Buna rağmen biz, “saf aklın” hiçbir kişiliğinin bulunmadığını ifade edebiliriz; hiçbir unsur, ruhaniyet olan Tanrı tarafından kazandırılmadıkça bir kişiliğe sahip olamaz. Ruhsal veya fiziksel enerjinin herhangi biri tarafından birliktelik içinde bulunmayan hiçbir ussal unsur, bir kişilik değildir. Fakat yine bu düşünce doğrultusu içinde, akli yapıya sahip olan ruhaniyet kişilikleri olduğu gibi ruhaniyete sahip olan ussal kişilikler mevcuttur. Majeston ve onun birliktelikleri, ussal bakımdan baskın olan varlıkların oldukça iyi olan temsilleridir, fakat, sizin tarafınızdan bilinmeyen kişiliğin bu türünün daha iyi temsilleri bulunmaktadır. Bu türden ussal kişiliklerinin açığa çıkarılmamış bütüncül düzeyleri bile bulunmaktadır, fakat onlar her zaman ruhaniyet ile birliktelik halindedir. Diğer açığa çıkarılmamış yaratılmışların belli başlı olanları, ussal veya fiziksel enerji kişilikleri olarak tanımlanabilir. Varlığın bu türü, ruhaniyet çekimi karşısında tepkisizdir; fakat yine de gerçek bir kişilik —Yaratıcı’nın döngüsü içerisindedir.
30:1.114 (334.8) Bu anlatımlar; zamanın fazlasıyla yerleşik âlemleri ve ebediyetin merkezi kâinatı içinde yaşayan, ibadet ve hizmet eden yaşayan varlıklarının, yaratanlarının, var edilmişlerinin ve bunların dışında kalan mevcut varlıklarının hikâyesini etraflıca — yetkin olmayan bir biçimde — anlatmaya bile girişmez. Siz faniler kişilik olan bir nitelikte bulunmaktasınız; bu nedenle biz varlıkları kişilikleştirilmişler olarak tanımlayabiliriz, fakat bunun karşısında bir absonitleştirilmiş varlık size nasıl açıklanabilir?
30:2.1 (334.9) Yaşayan varlıkların kutsal ailesi, Uversa üzerinde şu yedi büyük bölüm içinde sınıflandırılmıştır:
30:2.2 (334.10) 1. Cennet İlahiyatları.
30:2.3 (334.11) 2. Yüce Ruhaniyetler.
30:2.4 (334.12) 3. Kutsal Üçleme kökenli Varlıklar.
30:2.5 (334.13) 4. Tanrı’nın Evlatları.
30:2.6 (334.14) 5. Sınırsız Ruhaniyet’in Kişilikleri.
30:2.7 (334.15) 6. Kâinat Güç Yöneticileri.
30:2.8 (334.16) 7. Kalıcı Vatandaşlık’ın Birlikleri.
30:2.9 (334.17) İrade sahibi yaratılmışların bu toplulukları, sayısız sınıflara ve alt topluluklara ayrılmıştır. Asli evrenin kişiliklerinin bu sınıflandırılmasının sunumu buna rağmen başlıca olarak; Cennet’e doğru ilerleyici yükselişleri üzerinde zamanın fanilerinin yükseliş deneyimleri içinde karşılaşılacak olan unsurların büyük bir çoğunluğu biçimindeki, bu anlatımlarda açığa çıkarılan ussal varlıkların bahse konu bu düzeylerinin izah edilmesiyle ilgilidir. Şu takip eden sıralama, fani yükseliş düzeninden ayrı bir biçimde görevlerini yerine getiren kâinat varlıkların geniş düzeyleri hakkında hiçbir biçimde bir önermede bulunmamaktadır.
30:2.10 (335.1) I. CENNET İLAHİYATLARI.
30:2.11 (335.2) 1. Kâinatın Yaratıcısı.
30:2.12 (335.3) 2. Ebedi Evlat.
30:2.13 (335.4) 3. Sınırsız Ruhaniyet.
30:2.14 (335.5) II. YÜCE RUHANİYETLER.
30:2.15 (335.6) 1. Yedi Üstün Ruhaniyet.
30:2.16 (335.7) 2. Yedi Yüce İradeci.
30:2.17 (335.8) 3. Yansıtıcı Ruhaniyetler’in Yedi Topluluğu.
30:2.18 (335.9) 4. Yansıtıcı Görüntü Yardımcıları.
30:2.19 (335.10) 5. Döngülerin Yedi Ruhaniyeti.
30:2.20 (335.11) 6. Yaratıcı Ruhaniyetler’in Yerel Evreni.
30:2.21 (335.12) 7. Emir-Yardımcı Akıl-Ruhaniyetleri.
30:2.22 (335.13) III. KUTSAL ÜÇLEME KÖKENLİ VARLIKLAR.
30:2.23 (335.14) 1. Yücelik’in Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sırları.
30:2.24 (335.15) 2. Zamanın Ebedileri.
30:2.25 (335.16) 3. Zamanın Ataları.
30:2.26 (335.17) 4. Zamanın Kusursuzlukları.
30:2.27 (335.18) 5. Zamanın Geçmişleri.
30:2.28 (335.19) 6. Zamanın Birliktelikleri.
30:2.29 (335.20) 7. Zamanın İnançlıları.
30:2.30 (335.21) 8. Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları.
30:2.31 (335.22) 9. Bilgeliğin Kusursuzlaştırıcıları.
30:2.32 (335.23) 10. Kutsal Danışmanlar.
30:2.33 (335.24) 11. Kâinat Denetimcileri.
30:2.34 (335.25) 12. Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri.
30:2.35 (335.26) 13. Havona Yerlileri.
30:2.36 (335.27) 14. Cennet Vatandaşları.
30:2.37 (335.28) IV. TANRI’NIN EVLATLARI.
30:2.38 (335.29) A. Alçalan Evlatlar.
30:2.39 (335.30) 1. Yaratan Evlatlar — Mikâiller.
30:2.40 (335.31) 2. Hakimane Evlatlar — Avonallar.
30:2.41 (335.32) 3. Kutsal Üçleme Eğitmen Evlatları - Daynallar.
30:2.42 (335.33) 4. Melçizedek Evlatları.
30:2.43 (335.34) 5. Vorondadek Evlatları.
30:2.44 (335.35) 6. Lanondadek Evlatları.
30:2.45 (335.36) 7. Yaşam Taşıyıcı Evlatları.
30:2.46 (335.37) B. Yükseliş Evlatları.
30:2.47 (335.38) 1. Yaratıcı-ile-bütünleşmiş Faniler.
30:2.48 (335.39) 2. Evlat-ile-bütünleşmiş Faniler.
30:2.49 (335.40) 3. Ruhaniyet-ile-bütünleşmiş Faniler.
30:2.50 (335.41) 4. Evrimsel Yüksek Melekler.
30:2.51 (335.42) 5. Maddi Yükseliş Evlatları.
30:2.52 (335.43) 6. Dönüştürülmüş Yarı-Ölümlüler.
30:2.53 (335.44) 7. Kişileşmiş Düzenleyiciler.
30:2.54 (336.1) C. Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatlar.
30:2.55 (336.2) 1. Kudretli İleticiler.
30:2.56 (336.3) 2. Yetkide Yüksek Olanlar.
30:2.57 (336.4) 3. İsme ve Sayıya Sahip Olmayanlar.
30:2.58 (336.5) 4. Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Sorumlular.
30:2.59 (336.6) 5. Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Elçiler.
30:2.60 (336.7) 6. Göksel Koruyucular.
30:2.61 (336.8) 7. Yüksek Evlat Yardımcıları.
30:2.62 (336.9) 8. Yükseliş halinde olan kutsal bir biçimde üçleştirilmiş Evlatlar.
30:2.63 (336.10) 9. Cennet-Havona kökenli kutsal bir biçimde üçleştirilmiş Evlatları.
30:2.64 (336.11) 10. Ebediyet’in Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Evlatları.
30:2.65 (336.12) V. SINIRSIZ RUHANİYET’İN KİŞİLİKLERİ.
30:2.66 (336.13) A. Sınırsız Ruhaniyet’in Yüksek Kişilikleri.
30:2.67 (336.14) 1. Yalnız İleticiler.
30:2.68 (336.15) 2. Kâinat Döngü Yüksek Denetimcileri.
30:2.69 (336.16) 3. Nüfus İdarecileri.
30:2.70 (336.17) 4. Sınırsız Ruhaniyet’in Kişisel Yardımcıları.
30:2.71 (336.18) 5. Yardımcı Müfettişler.
30:2.72 (336.19) 6. Görevlendirilmiş Koruyucular.
30:2.73 (336.20) 7. Mezun Rehberleri.
30:2.74 (336.21) B. Mekân’ın İletici Ev Sahipleri.
30:2.75 (336.22) 1. Havona Hizmetlileri.
30:2.76 (336.23) 2. Kâinatsal Arabulucular.
30:2.77 (336.24) 3. Teknik Danışmanlar.
30:2.78 (336.25) 4. Cennet üzerindeki Arşiv Sorumluları.
30:2.79 (336.26) 5. Göksel Kaydediciler.
30:2.80 (336.27) 6. Morontia Dostları.
30:2.81 (336.28) 7. Cennet Dostları.
30:2.82 (336.29) C. Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
30:2.83 (336.30) 1. Birincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
30:2.84 (336.31) 2. İkincil Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
30:2.85 (336.32) 3. Üçüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
30:2.86 (336.33) 4. Dördüncül Hizmetkâr Ruhaniyetleri.
30:2.87 (336.34) 5. Yüksek Melekler.
30:2.88 (336.35) 6. Meleksel Çocuklar ve Sanobimler.
30:2.89 (336.36) 7. Yarı-Ölümlüler.
30:2.90 (336.37) VI. KÂİNAT GÜÇ YÖNETİCİLERİ.
30:2.91 (336.38) A. Yedi Yüce Güç Yöneticisi.
30:2.92 (336.39) B. Yüce Güç Merkezleri.
30:2.93 (336.40) 1. Yüce Merkez Yüksek Denetimcileri.
30:2.94 (336.41) 2. Havona Merkezleri.
30:2.95 (336.42) 3. Aşkın-evren Merkezleri.
30:2.96 (336.43) 4. Yerel Evren Merkezleri.
30:2.97 (336.44) 5. Takımyıldız Merkezleri.
30:2.98 (336.45) 6. Sistem Merkezleri.
30:2.99 (336.46) 7. Sınıflandırılmamış Merkezler.
30:2.100 (337.1) C. Üstün Fiziksel Düzenleyiciler.
30:2.101 (337.2) 1. Yardımcı Güç Yöneticileri.
30:2.102 (337.3) 2. Mekanik Düzenleyiciler.
30:2.103 (337.4) 3. Enerji Dönüştürücüleri.
30:2.104 (337.5) 4. Enerji Taşıyıcıları.
30:2.105 (337.6) 5. Birinci Derece Birliktelik Sağlayıcıları.
30:2.106 (337.7) 6. İkinci Derece Birliktelik Ayrıştırıcıları.
30:2.107 (337.8) 7. Frandalanklar ve Kronoldekler.
30:2.108 (337.9) D. Morontia Güç Yüksek Denetimcileri.
30:2.109 (337.10) 1. Döngü Düzenleyicileri.
30:2.110 (337.11) 2. Sistem Eş Güdüm Sağlayıcıları.
30:2.111 (337.12) 3. Gezegensel Sorumlular.
30:2.112 (337.13) 4. Birleşik Denetleyiciler.
30:2.113 (337.14) 5. Birliktelik Düzenleyicileri
30:2.114 (337.15) 6. Seçici Sınıflandırıcılar.
30:2.115 (337.16) 7. Yardımcı Kaydediciler.
30:2.116 (337.17) VII. KALICI VATANDAŞLIK’IN BİRLİKLERİ.
30:2.117 (337.18) 1. Gezegensel Yarı-Ölümlüler.
30:2.118 (337.19) 2. Sistemlerin Âdemsel Evlatları.
30:2.119 (337.20) 3. Univitatia Takımyıldızı.
30:2.120 (337.21) 4. Susatia Yerel Evreni.
30:2.121 (337.22) 5. Yerel Evrenler’in Ruhaniyet-ile-bütünleşmiş Fanileri.
30:2.122 (337.23) 6. Aşkın evren Abandonterleri.
30:2.123 (337.24) 7. Aşkın evrenlerin Evlat-ile-bütünleşmiş Fanileri.
30:2.124 (337.25) 8. Havona Yerlileri.
30:2.125 (337.26) 9. Ruhaniyet’in Cennet Âlemleri’nin Yerlileri.
30:2.126 (337.27) 10. Yaratıcı’nın Cennet Âlemleri’nin Yerlileri.
30:2.127 (337.28) 11. Cennet’in Yaratılmış Vatandaşları.
30:2.128 (337.29) 12. Cennet’in Düzenleyici-ile-bütünleşmiş Fani Vatandaşları.
30:2.129 (337.30) Bu bölümlendirme, Uversa’nın yönetim merkezi dünyaları üzerinde onların kaydedildikleri şekliyle evrenlerin kişiliklerinin görev halindeki sınıflandırılmasıdır.
30:2.130 (337.31) BİRLEŞİK KİŞİLİK TOPLULUKLARI. Uversa üzerinde muhteşem kâinatın işleyişsel düzeni ve iradesi ile aynı zamanda yakın bir biçimde ilgili varlıklar olarak, akli varlıkların sayısız derecedeki ilave topluluklarına ait olan kayıtlar mevcuttur. Bu türden düzeylerin arasında şu birleşik kişilik toplulukları bulunmaktadır:
30:2.131 (337.32) A. Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri.
30:2.132 (337.33) 1. Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri.
30:2.133 (337.34) 2. Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri.
30:2.134 (337.35) 3. Kesinliğe Erişecek Olanların Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Birlikleri.
30:2.135 (337.36) 4. Kesinliğe Erişecek Olanların Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Birleşik Birlikleri.
30:2.136 (337.37) 5. Kesinliğe Erişecek Olanların Havona Birlikleri.
30:2.137 (337.38) 6. Kesinliğe Erişecek Olanların Aşkın Birlikleri.
30:2.138 (337.39) 7. İlahiyat’ın Açığa Çıkarılmamış Evlatları’nın Birlikleri.
30:2.139 (337.40) Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri, bu anlatımların oluşturduğu sıralamanın bir sonraki ve aynı zamanda son olan makalesinde irdelenmektedir.
30:2.140 (338.1) B. Evren Yardımcıları.
30:2.141 (338.2) 1. Berrak ve Sabah Yıldızları.
30:2.142 (338.3) 2. Berrak Akşam Yıldızları.
30:2.143 (338.4) 3. Baş Melekler.
30:2.144 (338.5) 4. En Yüksek Yardımcılar.
30:2.145 (338.6) 5. Yüksek Heyet Üyeleri.
30:2.146 (338.7) 6. Göksel Denetçiler.
30:2.147 (338.8) 7. Malikâne Dünya Eğitmenleri.
30:2.148 (338.9) Yerel ve aşkın evrenlerin yönetim merkezi dünyalarının tümü üzerinde, yerel evren idarecileri olan Yaratan Evlatlar için özel görevlendirmelere katılan bu varlıklar haklında bir hükümde bulunulmuştur. Biz, bahse konu bu Evren Yardımcıları’nı Uversa üzerinde karşılamaktayız; fakat yine de biz, onlar üzerinde herhangi bir yönetim yetki alanına sahip bulunmamaktayız. Bu türden görevlendirilmişler, Yaratan Evlatlar’ın yönetimi altında görevlerini uygular ve gözlemlerini yerine getirir. Onların etkinlikleri, yerel evreninizin anlatımı içinde daha bütünsel bir biçimde tanımlanmıştır.
30:2.149 (338.10) C. Yedi Eşlenik Topluluğu.
30:2.150 (338.11) 1. Yıldız Öğrencileri.
30:2.151 (338.12) 2. Göksel Zanaatkârlar.
30:2.152 (338.13) 3. Geri Dönüşüm İdarecileri.
30:2.153 (338.14) 4. Genişleme-okulu Eğitmenleri.
30:2.154 (338.15) 5. Çeşitli Yedek Birlikleri.
30:2.155 (338.16) 6. Ziyaretçi Öğrenciler.
30:2.156 (338.17) 7. Yükseliş Kutsal Yolcuları.
30:2.157 (338.18) Böylelikle varlıkların bu yedi topluluğuyla; yerel sistemlerden başlayarak özellikle son olarak aşkın evrenlerin başkentlerine kadar uzanan yönetim merkezi dünyalarının tümü üzerinde, işleyişsel bir biçimde düzenlenmiş ve yönetilmiş olarak karşılaşılacaktır. Yedi aşkın evrenin başkentleri, ussal varlıkların sınıfları ve düzeylerinin neredeyse tümü için buluşma noktalarıdır. Cennet-Havonalıları’nın sayısız topluluğunun haricinde mevcudiyetin her fazına ait olan irade sahibi varlıkları, burada gözlemlenebilir ve irdelenebilir.
30:3.1 (338.19) Yedi eşlenik topluluğu; yükümlülüklerinin taşınmasına ve özel görevlerinin uygulamasına katılırken uzun veya kısa bir süreliğine mimari âlemler üzerinde ikamet ederler. Onların görevleri şu biçimde tanımlanabilir:
30:3.2 (338.20) 1. Yıldız Öğrencileri, göksel gökbilimcileri olarak Uversa gibi âlemler üzerinde çalışmayı tercih ederler; çünkü bu türden olan özel bir biçimde oluşturulmuş dünyalar, gözlemleri ve hesaplamaları için olağanüstü bir biçimde elverişlidir. Uversa, bu eşlenik topluluğunun görevi için elverişli bir biçimde konumlanmıştır; bu durumun sebebi sadece onun merkezi konumu olmayıp aynı zamanda orada enerji akımlarını mevcut bir biçimde rahatsız eden çevresinde yaşayan veya ölü hiçbir devasa güneşin bulunmayışıdır. Bu öğrenciler, aşkın evrenin olayları ile hiçbir biçimde organik olarak ilgili değildir; onlar sadece ziyaretçilerdir.
30:3.3 (338.21) Uversa’nın gökbilimsel eşlenik topluluğu; merkezi evrenden gelen bir biçimde, hatta Norlatiadek’ten bile olan, yakın birçok âlemlerden katılan bireyleri içinde barındırır. Herhangi bir evrene ait olan herhangi bir sistem içindeki herhangi bir dünya üzerinde bulunan herhangi bir varlık; göksel gökbilimcilerinin bazı birliklerine katılmayı arzulayan bir şekilde bir yıldız öğrencisi haline gelebilir. Bunu gerçekleştirmek için tek koşul; devam eden yaşam ve özellikle evrime ve denetime ait olan fiziksel yasalar biçimindeki mekânın dünyaları hakkındaki yeterli bilgidir. Yıldız öğrencileri bu birlikler içinde ebedi biçimde hizmet etmekle yükümlü değildir; fakat bu topluluğa kabul edilen hiçbir varlık, Uversa zamanına göre bin yıldan aşağı bir süre içinde görevinden ayrılamaz.
30:3.4 (339.1) Uversa’nın yıldız-gözlemci eşlenik topluluğu mevcut an içinde nüfus bakımından bir milyonu aşan bir düzeyde bulunmaktadır. Bu gökbilimcilerinden bazıları her ne kadar göreceli olarak uzun süreçler dâhilinde kalsalar da, onlar geçici olarak bu konumda bulunmaktadır. Onlar görevlerini, mekanik araçlar ve fiziksel uygulamaların bir ölçeğinin yardımı vasıtasıyla yerine getirir; aynı zamanda onlar önemli bir ölçüde, Yalnız İleticiler ve diğer ruhaniyet kâşifleri tarafından yardım görmektedir. Bu göksel gökbilimciler; yıldız çalışmalarının ve mekân araştırmalarının görevleri içinde, yansıtıcı kişiliklerinkine ek olarak yaşayan enerji dönüştürücüleri ve taşıyıcılarından sürekli bir biçimde faydalanmaktadır. Onlar, mekân maddesinin ve enerji dışavurumlarının türleri ve fazlarının tümünü inceler; ve onlar, yıldızsal olgular bütünü ile olduğu kadar kuvvet işlevi ile oldukça ilgilidir; mekânın bütünü içinde gerçekleşen hiçbir şey onların ilgisinden kaçamaz.
30:3.5 (339.2) Benzer gökbilimci eşlenik toplulukları yerel evrenlerin ve onların idari alt-bölümlerinin mimari başkentlerine ek olarak, aşkın evrenlerinin yönetim merkezi birimleri üzerinde bulunabilir. Cennet üzerinde olanın haricinde bilgi içkin değildir; fiziksel evrenin anlayışı, geniş bir biçimde gözleme ve araştırmaya dayanmaktadır.
30:3.6 (339.3) 2. Göksel Zanaatkârlar yedi aşkın evren boyunca hizmet etmektedir. Yükseliş fanileri bu topluluklar ile ilk irtibatına, yerel evrenin morontia süreci içinde sahip olur; bu zanaatkârlar ile ilgili detaylar daha etraflıca bir biçimde tartışılacaktır.
30:3.7 (339.4) 3. Anımsama Yöneticileri geçmiş anıların geri dönüştürücüsü biçimde rahatlamanın ve mizahın sağlayıcılarıdır. Onlar; özellikle morontia geçişinin ve ruhaniyet deneyiminin öncül fazları boyunca olan bir biçimde fani ilerleyişin yükseliş düzeninin işlevsel işleyişi içindeki büyük hizmetin bir parçasıdır. Onların hikâyesi, yerel evren içindeki fani sürecin anlatımına aittir.
30:3.8 (339.5) 4. Genişleme-Okulu Eğitmenleri. Yükseliş sürecinin daha yüksek olan yerleşik dünyaları her zaman; bu âlemin ilerleyen sakinleri için hazırlık okulunun bir biçimi şeklinde, tam altlarında bulunan dünya üzerinde eğitmenlerin güçlü bir birliğini düzenler. Bu durum, zamanın kutsal yolcularının ilerlemesi için yükseliş düzeninin bir fazıdır. Bu okullar; eğitim ve sınama içindeki kendi yöntemleri bakımından, Urantia üzerinde davranışlarınızın denetlenmesiyle kıyaslanabilecek hiçbir benzerliğe sahip değildir.
30:3.9 (339.6) Fani ilerleyişin bütüncül yükseliş tasarımı, yeni bir doğruluğun ve deneyimin elde edilir edilmez diğer varlıklara aktarılmasının uygulanışı tarafından nitelendirilmiştir. Siz ilerleyişinizi; Cennet erişiminin uzun süren okul yaşamı boyunca, gelişimin ölçeği içinde arkanızdan gelen bahse konu bu öğrencilere eğitmen olarak hizmet ederek yerine getirirsiniz.
30:3.10 (339.7) 5. Çeşitli Yedek Birlikleri. Bizim doğrudan yüksek denetimimiz altında bulunmayan varlıkların geniş yedek unsurları, yedek-birlikler eşlenik topluluğu olarak Uversa üzerinde harekete geçirilir. Uversa üzerinde bu topluluğun yetmiş ana bölümü bulunmaktadır; ve onun bahse konu bu niteliği, bu olağanüstü kişilikler ile birlikte bir dönem geçirmesine izin verilmiş olan özgür bir eğitimdir. Benzer genel yedek birlikleri, Salvington ve diğer kâinat başkentleri üzerinde idare edilmektedir; onlar etkin hizmete, ilgili topluluk yöneticilerinin talebi üzerine gönderilmektedir.
30:3.11 (339.8) 6. Öğrenci Ziyaretçileri. Âlemlerin tümünden gelen göksel ziyaretçilerinin devamlı olan bir akımı, çeşitli yönetim merkezi hükümetleri boyunca hareket etmektedir. Bireyler ve sınıflar olarak varlıkların bu değişken türleri; gözlemciler, dönüşümlü öğrenciler ve öğrenci yardımcıları biçiminde sorumluluğumuz altında toplanır. Uversa üzerinde eşlenik topluluğu içinde mevcut olarak bir milyardan fazla unsur bulunmaktadır. Tümünün sahip olduğu görevlerin doğasına bağlı olarak, bu ziyaretçilerden bazıları bir gün bekleyebilir, bazıları ise bir yıl kalabilir. Bu eşlenik topluluğu, Yaratan kişilikleri ve morontia fanileri haricinde kâinat varlıklarının neredeyse her sınıfını içinde barındırmaktadır.
30:3.12 (340.1) Morontia fanileri, kökenlerinin geldiği yerel evrenlerin sınırları içinde öğrenci ziyaretçileridir. Onlar, sadece ruhani düzeye erişmelerinden sonra bir aşkın evren yetkinliği içinde ziyarette bulunabilir. Bizim ziyaretçi eşlenik topluluğumuzun yarısı, başka bir yere hareket ederken Orvonton başkentini ziyaret etmek için duraklamış olan varlıklar biçimindeki “konaklayıcılardan” oluşmaktadır. Bu kişilikler, bir kâinat görevini uygular halde veya görevden bir süreliğine uzaklaşarak dinlenmenin bir sürecini mutlu bir şekilde yaşıyor olarak bulunabilir. Evren içi seyahat ve gözlemin ayrıcalığı, tüm yükseliş varlıklarına ait olan sürecinin bir parçasıdır. Seyahat etme ve yeni insanları ve dünyaları gözleme arzusu; yerel, aşkın ve merkezi evrenler boyunca Cennet’e olan uzun ve görkemli yükseliş sürecinde bütünüyle tatmin edilecektir.
30:3.13 (340.2) 7. Yükseliş Kutsal Yolcuları. Yükseliş kutsal yolcuları kendilerinin Cennet ilerleyişi ile ilişkin olarak çeşitli hizmetler için görevlendirilirken, çeşitli yönetim merkezi dünyaları üzerinde bir eşlenik topluluğu olarak konumlandırılmıştır. Bir aşkın evren boyunca dağılmış olarak faaliyette bulunurken bu tür topluluklar, geniş bir ölçüde öz-yönetime sahip olan bir haldedir. Onlar; evrimsel fanilerin ve onların yükseliş birlikteliklerinin tüm düzeyleriyle bütünleşen, sürekli bir biçimde değişkenlik gösteren bir eşlenik topluluğudur.
30:4.1 (340.3) Her ne kadar zaman ve mekânın varlığını devam ettiren fanileri yükseliş kutsal yolcuları olarak tanımlansalar da, bu evrimsel yaratılmışlar bu anlatımlarda bu türden önemli bir konumu teşkil eder. Bu bakımdan biz burada, yükseliş kâinat sürecinin şu yedi aşamasının bir taslağını sunma arzusunu taşıyoruz:
30:4.2 (340.4) 1. Gezegensel Faniler.
30:4.3 (340.5) 2. Uyku Halindeki Varlığını Sürdürenler.
30:4.4 (340.6) 3. Malikâne Dünya Öğrencileri.
30:4.5 (340.7) 4. Morontia İlerleme Sağlayıcıları.
30:4.6 (340.8) 5. Aşkın Evren Vesayetleri.
30:4.7 (340.9) 6. Havona Kutsal Yolcuları.
30:4.8 (340.10) 7. Cennet’e Ulaşanlar.
30:4.9 (340.11) Bu anlatımları takip eden anlatım, Düzenleyici’nin ikamet ettiği bir faninin kâinat sürecini sunmaktadır. Evlat ile ve Ruhaniyet ile bütünleşmiş faniler, bu sürecin bazı kısımlarını paylaşmaktadır; fakat biz, Düzenleyici ile bütünleşmiş faniler ile ilgili olan bu hikâyeyi anlatmayı tercih etmiş bulunmaktayız; çünkü bu türden bir nihai son, Urantia’nın insan ırklarının tümü tarafından öngörülebilir.
30:4.10 (340.12) 1. Gezegensel Faniler. Faniler, yükseliş olanağının hayvan-kökenli evrimsel varlıklarının tümüdür. Köken, doğa ve nihai son bakımından insan varlıklarının bu çeşitli toplulukları ve türleri, Urantia insanlarından bütünüyle farklı değildir. Her dünyanın insan ırkları, Tanrı’nın Evlatları’nın aynı hizmetini almakta olup; zamanın hizmetkâr ruhaniyetlerinin mevcudiyetinin varlığını memnuniyetle deneyimlemektedir. Doğal olan ölüm sonrası, yükseliş halindeki varlıkların tüm türleri, malikâne dünyaları üzerinde bir morontia ailesi olarak bütünleşir.
30:4.11 (341.1) 2. Uyku Halindeki Varlığını Sürdürenler. Varlığını sürdürme düzeyindeki tüm faniler; nihai sonun kişisel gözetimcilerin sorumluluğu içinde doğal ölümün kapıları boyunca ilerleyip, ve üçüncü süreç içinde malikâne dünyaları üzerinde tekrar kişilikleşir. Kişisel gözetimcilerin yetkisi altına girmesini gerektiren, herhangi bir nedenden dolayı akli üstünlüğün ve ruhsallığın ediniminin düzeyine erişmede yetkin olamama durumuna sahip olan bu kabul edilmiş varlıklar bu nedenle; eş zamanlı ve doğrudan bir biçimde malikâne dünyalarına gidemezler. Bu tür varlığını sürdüren ruhlar; Tanrı’nın bir Evladı’nın yaşamı huzuruna çağırması ve âlemi yargılaması biçimindeki yeni bir yargı sonu olarak, yeni bir çağın yargı dönemine kadar bilinçsiz bir biçimde istirahat etmek durumundadır; bu niteliksel durum, tüm Nebadon boyunca yerine getirilen genel uygulamadır. Dünya üzerindeki görevinin bitiminde yükseğe çıktığı zaman “Alıkonulanların büyük bir çoğunluğunu yönlendirmiş olduğu” Hazreti Mikâil için söylenmiştir. Ve bu alıkonulanlar, Âdem’in zamanlarından Urantia üzerindeki Rehber’in yeniden dirildiği güne kadar uyku halinde varlığını sürdürenlerdi.
30:4.12 (341.2) Zamanın geçişi, uyku halindeki faniler için hiçbir ana karşılık gelmemektedir; onlar, istirahatlarının uzunluğu karşısında tamamiyle bilinç dışı ve habersiz bir konumda bulunmaktadır. Bir yaşam çağının sonunda kişiliğin yeniden bir araya gelmesi süreci üzerinde beş bin yıl uyuyan varlıklar, beş gün istirahat eden varlıklardan farklı bir biçimde karşılık vermeyecektir. Bu zamansal gecikmenin dışında bahse konu varlığını sürdüren unsurlar; ölümün uzun veya kısa olan uykusundan kaçınan varlıklar ile özdeş bir biçimde yükseliş düzeni boyunca ilerleyecekler.
30:4.13 (341.3) Dünya kutsal yolcularının bu yazgı dönemi sınıfları, yerel evrenlerin görevi içinde morontia etkinliklerinin topluluğu için kullanılır. Bu türden olan devasa toplulukların harekete geçirilmesinde büyük bir yarar bulunmaktadır; onlar böylelikle, etkin hizmetin uzun süreçleri boyunca bir arada tutulmaktadır.
30:4.14 (341.4) 3. Malikâne Dünya Öğrencileri. Malikâne dünyaları üzerinde yeniden uyanan bu varlığını sürdüren fanilerin tümü bu sınıfa aittir.
30:4.15 (341.5) Fani bedeninin fiziksel bünyesi, uyku halindeki varlığını sürdüren unsurun yeniden bir araya gelişinin bir parçası değildir; fiziksel bünye geldiği yer olan hiçliğe karışmaktadır. Görevin yüksek melekleri; ölümsüz ruh ve geri dönen Düzenleyici’nin ikamesi için yeni yaşam aracı olarak morontia bünyesi biçimindeki yeni bir bedeni mümkün kılar. Düzenleyici, uyku halindeki varlığını sürdüren unsura ait olan aklın ruhaniyet suretinin sorumlusudur. Görevlendirilen yüksek melek, evrimleştiği kadar ölümsüz ruh biçimindeki varlığını sürdüren kimliğin koruyucusudur. Ve Düzenleyici ve yüksek melek olarak bu iki unsur, sahip oldukları kişilik niteliklerini yeniden bir araya getirdiklerinde; ruhun evrimleşen morontia kimliğinin varlığını sürdürmesi biçiminde yeni birey eski kişiliğin yeniden dirilişini oluşturur. Düzenleyici ve ruhun bu türden bir yeniden birliktelik kazanışı oldukça yerine bir biçimde, kişilik etmenlerinin yeniden bir araya gelişi biçimindeki bir yeniden diriliş olarak adlandırılır; fakat bu durum bile bütünsel bir biçimde varlığını sürdüren kişiliğin yeniden ortaya çıkışını etraflı bir biçimde açıklamaz. Her ne kadar siz, bu türden açıklanamaz olan bir etkileşimin gerçekliğini muhtemelen hiçbir zaman anlamayacaksınız olsanız da; eğer fani varlığı sürdürmenin tasarımını reddetmezseniz sonunda deneyimsel olarak doğruluğun bilgisine ulaşacaksınız.
30:4.16 (341.6) İlerleyici hazırlanmanın yedi dünyası üzerinde öncül fani alıkoyuşun tasarımı Orvonton içinde neredeyse evrenseldir. Yaklaşık olarak bin yerleşik gezegenin her yerel sistemi içinde, yedi malikâne dünyası ve genellikle sistem başkentinin ana veya tali uyduları bulunmaktadır. Onlar, yükseliş fanilerinin çoğunluğu için varış dünyalarıdır.
30:4.17 (341.7) Zaman zaman fani yerleşkesinin tüm eğitim dünyaları, kâinat “malikâneleri” olarak adlandırılır; ve İsa “Babamın evi içinde birçok malikâne bulunmaktadır” ifadesinde bulunduğu zaman bahse konu bu âlemleri kastetmiştir. Buradan hareketle malikâne dünyaları gibi âlemlerin verilen bir topluluğu içinde yükseliş içinde bulunanlar, bir âlemden diğerine ve yaşamın bir fazından diğer bir fazına ilerleyecektir; fakat onlar her zaman, kâinat öğreniminin bir aşamasından diğerine sınıfsal bir oluşum içinde ilerleyecektir.
30:4.18 (342.1) 4. Morontia İlerleme Sağlayıcıları. Malikâne dünyaları üzerinden sistem, takımyıldız ve evren alanları boyunca faniler, morontia ilerleme sağlayıcıları olarak sınıflandırılır. Yükseliş fanileri, alt düzeyden morontia dünyalarının daha yüksekte olanlarına gerçekleşen yükseliş ilerleyişinde bulunurken; onlar, öğretmenleri ile bütünlük halinde ve daha fazla ilerleme sağlamış olanlara ek olarak daha deneyimli unsurdaşlarının eşliğinde sayısız biçimde bulunan görevler üzerinde hizmet vermektedir.
30:4.19 (342.2) Morontia ilerleyişi; akli, ruhsal ve kişilik biçiminin devam eden gelişimi ile ilgilidir. Varlığını sürdürenler hala üç-doğalı varlıklardır. Bütüncül morontia deneyimi boyunca onlar, yerel evrenin vesayetleridir. Aşkın evren düzeni, ruhaniyet süreci başlayıncaya kadar faaliyet göstermemektedir.
30:4.20 (342.3) Faniler; aşkın evrenin azınlık birimlerinin varış dünyaları için yerel evren yönetim merkezlerinden ayrılmadan hemen önce, gerçek ruhaniyet kimliğini elde ederler. Nihai morontia aşamasından ilk ve en alt ruhaniyet düzeyine olan geçiş yine de hafif olan bir geçiş sürecidir. Akıl, kişilik ve karakter bu türden bir gelişim tarafından değişikliğe uğramaz; sadece biçim dönüşüm geçirmektedir. Fakat ruhaniyet biçimi, morontia bedeni kadar gerçektir; ve o, eşit bir biçimde algılanabilir bir niteliğe sahiptir.
30:4.21 (342.4) Aşkın evren varış dünyaları için yerel evrenlerinden ayrılmalarından önce zamanın fanileri, Yaratan Evlat’ın ve yerel evren Ana Ruhaniyeti’nin ruhaniyet kabulünün alıcılarıdır. Bu aşamadan itibaren yükseliş fanisinin düzeyi oluşturulan bir biçimde sonsuza kadar sabitleştirilir. Aşkın evren vesayetleri, hiçbir zaman amaçlarından sapan bir duruma yönelmezler. Yükseliş yüksek melekleri aynı zamanda, yerel evrenlerden ayrılışlarının zamanında meleksel düzey içinde ileri düzeyde gelişmiş bir konumda bulunmaktadır.
30:4.22 (342.5) 5. Aşkın Evren Vesayetleri. Aşkın evrenlerin eğitim dünyaları üzerine varan tüm yükseliş halindeki unsurlar, Zamanın Ataları’nın vesayetleri haline gelirler; onlar, yerel evrenin morontia yaşamını kat etmiş bir durumda olup, artık bu anın sonrasında kabul edilen ruhaniyetler halindedirler. Genç ruhaniyetler olarak onlar; azınlık birimlerinin varış âlemlerinden, on çoğunluk birimi dünyalarının eğitim dünyaları boyunca, nihayet aşkın evren yönetim merkezinin yüksek kültür âlemlerine uzanan bir biçimde eğitimin ve kültürün aşkın evren sisteminin yükselişine başlarlar.
30:4.23 (342.6) Ruhaniyet ilerlemesinin azınlık birimi, çoğunluk birimleri ve aşkın evren yönetim merkezleri üzerinde kısa süreli ikametlerine bağlı olarak öğrenci ruhaniyetlerinin üç düzeyi bulunmaktadır. Morontia yükselişleri, yerel evrenin dünyaları üzerinde öğrenimlerine devam ederken ve görevlerini sürdürürken; benzer bir biçimde ruhaniyet yükselişleri, bilgeliğin deneyimsel kaynaklarından bütünüyle özümser bir biçimde faydalandıkları niteliklerin diğerleri için aktarımında bulunmayı uygularken, yeni dünyalar üzerinde üstünlük sağlamaya devam ederler. Fakat aşkın evren süreci içinde bir ruhaniyet varlığı olarak onun okula gitmesi durumu, insanın maddi aklının hayal gücünün sınırlarına şu ana kadar girmiş bir şeye benzememektedir.
30:4.24 (342.7) Havona için aşkın evrenden ayrılmalarından önce bu yükseliş ruhaniyetleri, yerel evren yüksek denetiminde morontia deneyimleri boyunca almış oldukları aynı bütüncül dersi aşkın evren idaresinde tekrar görmektedir. Ruhaniyet fanilerinin Havona’ya ulaşmasından önce onların -ayrıcalıklı görevi olmayan- başlıca eğitimi, yerel ve aşkın evren idaresinin üstünlüğüdür. Bu deneyimin bütünü hakkında gerekli olan neden mevcut an içerisinde bütünüyle aşikâr değildir; fakat bu türden bir eğitim, Kesinliğin Birlikleri’nin üyeleri olarak onların gelecekte gerçekleşecek mümkün nihai sonu açısından akli ve gerekli olan bir niteliktedir.
30:4.25 (342.8) Aşkın evren düzeni, tüm yükseliş fanileri için aynı değildir. Onlar aynı genel eğitimi alırlar; fakat özel topluluklar ve sınıflar eğitimin özel derslerinden geçmekte olup, hazırlanmanın özel derslerine tabi tutulurlar.
30:4.26 (343.1) 6. Havona Kutsal Yolcuları. Her ne kadar doygun bir düzeye ulaşmasa bile ruhaniyet ilerleyişi tamamlandığında, bunun ardından varlığını sürdüren fani unsur evrimsel ruhaniyetlerin cenneti olan Havona’ya doğru uzun bir uçuş gerçekleştirir. Dünya üzerinde siz, beden ve kanın bir yaratılmışı halinde bulundunuz; yerel evren boyunca siz, bir morontia varlığı halinde ikamet ettiniz; aşkın evren boyunca siz, evrimleşen bir ruhaniyet oldunuz; bu süreçlerin hepsinin ardından Havona’nın varış dünyaları üzerinde ise, sizin ruhsal eğitiminiz gerçek ve bütüncül bir biçimde başlamakta olup; Cennet üzerindeki nihai görünüşünüz kusursuzlaştırılmış bir ruhaniyet haline gelecektir.
30:4.27 (343.2) Aşkın evren yönetim merkezlerinden Havona varış âlemlerine olan seyahat her zaman yalnız bir biçimde gerçekleşmektedir. Bu andan itibaren artık hiçbir sınıf veya topluluk eğitimi verilmemektedir. Siz, zaman ve mekânın evrimsel dünyalarının teknik ve idari eğitimleri ile birlikte bulunmaktasınız. Şimdi artık bireysel olan ruhsal hazırlanmanız biçimindeki sizin kişisel eğitiminiz başlamaktadır. Havona’nın tümü boyunca başından sonuna kadar eğitim, kişisel olup; doğası bakımından akli, ruhsal ve deneyimsel olmak üzere üç katmanlıdır.
30:4.28 (343.3) Havona sürecinizin ilk eylemi, uzun ve güvenli olan seyahatinizi tanımak ve ona minnettar kalmak olacaktır. Bunun ardından öncül Havona etkinliklerinizi sağlayan bu varlıklara tanıtılacaksınız. Bunun sonrasında siz; varışınızı kayıt altına alacak olup, evlatlık sürecinizi mümkün kılan kâinat Yaratıcısı biçimindeki yerel evreninizin Yaratan Evladı’na gönderilmek üzere şükranlığınızın ve hayranlığınızın iletisini hazırlayacaksınız. Bahse konu bu son süreç, Havona varışının resmi olan yükümlülüklerinin tamamlanışıdır; bunun ertesinde siz, özgür gözlemin serbest zamanındaki uzun bir süreç için uyumlu hale gelmekte olup, bu durum uzun yükseliş deneyimine ait olan arkadaşlarınız, yoldaşlarınız ve birlikteliklerinizi aramanıza imkân sağlamaktadır. Siz aynı zamanda, Uversa’dan ayrıldığınız andan beri Havona için yolculuğa çıkmış olan kutsal yolcu yoldaşlarınızdan haberdar olmak için yayınlayıcılara başvurabilirsiz.
30:4.29 (343.4) Havona’nın varış dünyaları üzerine olan varışınızın bilgisi; yerel evreninizin yönetim merkezine olması gerektiği gibi aktarılacak, ve kendisi her nerede olursa olsun sizin yüksek meleksel koruyucunuza bireysel olarak taşınacaktır.
30:4.30 (343.5) Yükseliş fanileri, mekânın evrimsel dünyalarının olayları içinde oldukça yetkin bir biçimde eğitilmişlerdir; şu an itibariyle onlar, kusursuzluğun yaratılmış âlemleriyle uzun ve yararlı ilişkilerine başlayabilirler. Gelecek görev için böyle bir hazırlanma nasıl da bütünleşmiş, benzersiz ve olağandışı bu deneyim tarafından sağlanmıştır! Fakat size ben Havona’yı anlatamam; onların büyüklüğünü takdir etmek ve onların ihtişamını anlamak için sizin bu dünyaları görmeniz gerekmektedir.
30:4.31 (343.6) 7. Cennet’e Ulaşanlar. Cennet’e yerleşik düzeyle ulaşma üzerine siz, kutsallık ve absonite içinde ilerleyici dersinize başlarsınız. Cennet üzerindeki ikametiniz, Tanrı’yı bulmuş olduğunuzu simgelemektedir; ve siz buradan, Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri altında toplanacaksınız. Asli evrenin tüm yaratılmışları içinde sadece Tanrı ile bütünleşmiş olanlar, Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri’ne katılmaktadır. Cennet kusursuzluğu veya erişiminin diğer varlıkları, geçici olarak bu kesinliğe erişecek olanların birliklerine bağlanabilir; fakat onlar, zaman ve mekânın evrimsel olan ve kusursuzlaştırılmış emektarlarının bu bir araya gelmiş ev sahipliğinin bilinmeyen ve açığa çıkarılmamış ebedi görevine dâhil değildir.
30:4.32 (343.7) Cennet’e ulaşanlar, birinci derece birincil hizmetkâr ruhaniyetlerinin yedi topluluğu ile birlikte onların birlikteliklerine başladıktan sonra özgürlüğün bir sürecine uyum gösterir. Onlar; ibadetin yönlendiricileri ile birlikte olan derslerini tamamladıkları, ve bunun sonucunda kesinliğe erişecek olanlar olarak uçsuz bucaksız yaratımın nihai amaçları için gözlemsel ve eş güdümsel hizmet üzerinde görevlendirildikten sonra, Cennet mezunları olarak tanımlanırlar. Her ne kadar Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri, ışık ve yaşamda oluşturulmuş dünyalar üzerinde birçok yetkinlik dâhilinde hizmet etseler de; yine de onların görevlendirilmesi için özel veya oluşturulmuş hiçbir görev bulunmuyormuş gibi görünmektedir.
30:4.33 (344.1) Eğer Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri için gelecek olan ve açıklığa çıkarılmamış hiçbir son olmasaydı bile, bu yükseliş varlıklarının mevcut görevlendirilmesi yine de bütünüyle yeterli ve muhteşem olurdu. Onların mevcut nihai sonu, evrimsel yükselişin kâinatsal tasarımını bütünüyle doğrular niteliktedir. Fakat dışsal uzay âlemlerine ait olan evrimin gelecek çağları kuşkuya yer bırakmayan bir biçimde; insan varlığının sürdürülüşüne ve fani yükselişe ait olan kutsal tasarımlarının uygulanması içinde Tanrılar’ın bilgeliğini ve sevgi-dolu iyiliğini ilave bir biçimde ayrıntılandıracak ve daha tamlanmış bir biçimde onu kusursuzca ortaya çıkaracaktır.
30:4.34 (344.2) Dünyanızla ilgili eğitim ile alakalı sizin için açığa çıkarılan ve bununla birlikte sizin kavrayabileceğiniz bu anlatım, bir yükseliş fanisinin sürecinin bir taslağını sunmaktadır. Bu anlatımın içeriği, farklı aşkın evrenler için oldukça değişmektedir; fakat özellikle bu anlatım, Orvonton’un aşkın evreni olan Nebadon’un yerel evreni ve asli evrenin yedinci bölümü içinde faaliyet halindeki fani ilerleyişinin olağan tasarımının genel bir görünümünü sunmaktadır.
30:4.35 (344.3) [Bu anlatım, Uversa’dan olan bir Kudretli İletici tarafından sağlanmıştır.]
Urantia’nın Kitabı
31. Makale
31:0.1 (345.1) KESİNLİĞE Erişecek Olanların Fani Birlikleri, zamanın yükseliş halindeki Düzenleyici ile bütünleşmiş fanilerin mevcut bir biçimde bilinen varış noktalarını temsil eder. Fakat bu birlikler için aynı zamanda görevlendirilmiş olan diğer topluluklar da bulunmaktadır. Kesinliğe erişecek olanların birinci derece birlikleri şu unsurlardan meydana gelmiştir:
31:0.2 (345.2) 1. Havona Yerlileri.
31:0.3 (345.3) 2. Yerçekimi İleticileri.
31:0.4 (345.4) 3. Yüceltilmiş Faniler.
31:0.5 (345.5) 4. Dönüştürülmüş Yüksek Melekler.
31:0.6 (345.6) 5. Yüceltilmiş Maddi Evlatlar.
31:0.7 (345.7) 6. Yüceltilmiş Yarı-Ölümlü Yaratılmışlar.
31:0.8 (345.8) Yüceltilmiş varlıkların bu altı topluluğu, ebedi nihai sonun bu benzersiz bünyesini bir araya getirir. Biz onların gelecekteki görevlerini bildiğimizi düşünmekteyiz, fakat yine de biz bu konu üzerinde emin değiliz. Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri; Cennet üzerinde hareket halinde iken, mevcut an içerisinde oldukça geniş bir biçimde mekânın evrenlerine hizmet ederlerken ve ışık ve yaşam içinde oluşturulmuş dünyaları idare ederlerken, onların gelecekteki varış noktası dışsal uzayın hali hazırda düzenlenmekte olan evrenleri olmalıdır. En azından bu önerge Uversa’ya ait olan varsayımdır.
31:0.9 (345.9) Bahse konu bu birlikler; mekânın dünyalarının çalışan birliktelikleri uyarınca, ve dikkate değer olan yükseliş süreci boyunca elde edilen birlikteliksel deneyim ile uyumlu bir halde düzenlenmiştir. Bu birliklere kabul edilmiş yükseliş yaratılmışlarının tümü eşit bir şekilde kabul edilmektedir, fakat bu yüceltilmiş nitelik hiçbir biçimde bireyselliği ortadan kaldırmamakta veya kişisel kimliğe zarar vermemektedir. Bir kesinliğe erişecek olan unsur ile iletişim halinde biz; onun bir yükseliş fanisi mi, Havona yerlisi mi, dönüştürülmüş yüksek melek mi, yarı-ölümlü yaratılmış mı yâda Maddi Evlat mı olduğunu doğrudan bir biçimde algılayabiliriz.
31:0.10 (345.10) Mevcut evren çağı boyunca kesinliğe erişecek olanlar, zamanın âlemleri içinde hizmet vermek amacıyla geri dönerler. Onlar, farklı aşkın-evrenler içinde sıralı bir biçimde emek vermek için görevlendirilirler; ve onlar hiçbir zaman, diğer altı aşkın yaratımın tümü içinde hizmet vermeden özgün aşkın-evrenleri için görevlendirilmezler. Böylelikle onlar, Yüce Varlık’ın yedi katmanlı olan kavramını elde edebilirler.
31:0.11 (345.11) Fani kesinliğe erişecek olanların bir veya birden fazla olan dostları, sürekli bir biçimde Urantia üzerinde hizmet halindedir. Burada kâinat hizmeti için onların görevlendirilmediği hiçbir nüfuz alanı bulunmamaktadır; onlar kâinatsal olan biçime ek olarak, atanan görev ve özgür hizmetin dönüşümlü olan ve özdeş süreçleriyle birlikte faaliyette bulunmaktadır.
31:0.12 (345.12) Bu olağanüstü topluluğun gelecekteki işleyişsel düzenlenmesi hakkında hiçbir bilgiye sahip değiliz, fakat kesinliğe erişecek olanlar mevcut an içinde bütünüyle özerk bir bünyedir. Onlar kendilerine ait olan kalıcı, süreçsel ve görevlendirilmiş baş yöneticilerini ve idarecilerini seçmektedir. Hiçbir dış etki, onların siyasalarının üzerine buyurgan bir nitelikte sunulamaz; ve onların bağlılık yemini sadece Cennet Kutsal Üçlemesi’ne aittir.
31:0.13 (346.1) Kesinliğe erişecek olanlar kendilerine ait olan yönetim merkezlerini; Cennet üzerinde, aşkın-evrenlerde, yerel evrenlerde ve tüm bölüm başkentleri üzerinde idare ederler. Onlar evrimsel yaratımın aynı bir düzeyidir. Biz onları doğrudan bir biçimde idare etmekte veya düzenlememekteyiz, ve fakat yine de onlar mutlak bir biçimde sadık olup her zaman bizim tasarılarımızın tümü ile eş güdüm halinde bulunmaktadır. Onlar gerçek anlamda, evrenin evrimsel kimyası biçimindeki zaman ve mekânın çoğalan denenmiş ve gerçek olan ruhlarıdır; ve sonsuza kadar onlar, kötülük karşısında onun tesir edemeyeceği bir nitelikte olup günah karşısında ise her zaman güvenli bir konumda bulunmaktadır.
31:1.1 (346.2) Merkezi evrenin kutsal-yolcu-eğitim okullarında öğretmenler olarak hizmet veren Havona yerlilerinin birçoğu, büyük bir biçimde yükseliş fanilerine bağlı bir hale gelmektedir; ve onlar, Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri’nin gelecek görevleri ve nihai sonu ile hala daha fazla bir biçimde ilgili haldedir. Cennet üzerinde birliklerin idari yönetim merkezlerinde Grandfanda’nın birlikteliği tarafından idare edilen, Havona gönüllüleri için yönetilen bir tescil birimi bulunmaktadır. Bugün itibariyle siz, bu bekleme listesinde milyonlarca Havona yerlisini bulabilirsiniz. Doğrudan ve kutsal yaratımın bu kusursuz varlıkları, Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri’nin büyük yardımının bir parçasıdır; ve onlar kuşkusuz olarak, çok uzak bir zamanda gerçekleşecek gelecekte daha büyük olan hizmete bile dâhil olacaktır. Onlar, kusursuzluk ve kutsal doygunluk içinde doğan birinin bakış açısını sağlamaktadır. Kesinliğe erişecek olanlar böylelikle, kusursuz ve kusursuzlaştırılmış biçimde olan deneyimsel mevcudiyetin fazlarının ikisiyle de bütünleşir.
31:1.2 (346.3) Havona yerlileri; Kâinatın Yaratıcısı’nın ruhaniyetinin bir nüvesinin bahşedilmesi için algı yetisi yaratacak olan evrimsel varlıklar ile irtibat halinde, belirli deneyimsel gelişmeleri elde etmekle yükümlüdür. Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri kalıcı üyeler olarak sadece; İlk Kaynak ve Merkez’in ruhaniyeti ile bütünleşmiş olan, veya Çekim İleticileri gibi içkin olarak Yaratıcı olan Tanrı’nın bahse konu ruhaniyetini taşıyan bu türden varlıklara sahiptir.
31:1.3 (346.4) Merkezi evrenin sakinleri birliklere, kesinliğe erişecek olan unsurların bir bölüğü biçimindeki bin unsur arasından bir unsur oranında kabul edilir. Birlikler; 997 tane olan yükseliş yaratılmışına bir Havona yerlisi ve bir Çekim İleticisi düşecek şekilde orantılandırılan biçimiyle, binli bölükler halinde geçici hizmet için işlevsel olarak düzenlenir. Kesinliğe erişecek olanlar böylelikle bölükler halinde harekete geçirilmiştir, fakat kesinliğin yemini bireysel olarak idare edilir. Bu yemin, bütüncül anlamın ve ebedi kabulün bir yeminidir. Havona yerlisi aynı yemini eder ve sonsuza kadar bahse konu birliklere bağlı hale gelir.
31:1.4 (346.5) Havona seçilmişleri, görevlerine ait olan bölüğü takip eder; bu topluluk nereye giderse gitsin onlar aynı yöne doğru hareket eder. Ve siz, kesinliğe erişecek olanların yeni görevi içinde taşıdıkları şevki görmelisiniz. Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’ne erişme ihtimali, Havona’ya ait olan en yüksek heyecanlardan bir tanesidir; kesinliğe erişecek unsurlardan bir tanesi haline gelme olasılığı, bu kusursuz ırkların yüce serüvenlerinden biridir.
31:1.5 (346.6) Havona yerlileri aynı zamanda; Vicegerington üzerindeki Kesinliğe Erişecek Olanların Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Birleşik Birlikleri’ne ve Cennet üzerindeki Kesinliğe Erişecek Olanların Aşkın Birlikleri’ne aynı oranda kabul edilirler. Havona vatandaşları bu üç nihai sonu, Kesinliğe Erişecek Olanların Havona Birlikleri’ne olan olası kabulleriyle birlikte onların ulvi süreçlerinin yüce amaçlarını oluşturan bir nitelikte değerlendirirler.
31:2.1 (346.7) Her nerede ve her ne zaman olursa olsun Çekim İleticileri faaliyet halinde olup, kesinliğe erişecek olanlar emir altındadır. Çekim İleticileri’nin tümü, Grandfanda’nın ayrıcalıklı yetkisi altındadır; ve onlar sadece Kesinliğe Erişecek Olanların birinci derece Birliği için görevlendirilmektedir. Onlar şimdi bile kesinliğe erişecek olanlar için oldukça değerlidir, ve onlar ebedi gelecek içinde tümüyle hizmet verebilir bir halde olacaktır. Akli yaratılmışların hiçbir diğer topluluğu, zaman ve mekânı aşmaya yetkin olan bu türden bir kişileşmiş ileticiyi ellerinde bulundurmamaktadır. Kesinliğe erişecek olanların diğer birliklerine bağlı olan iletici-kaydedicilerinin benzer türleri kişilikleştirilmemiştir; bunun yerine onlar absonitleştirilmiş bir halde bulunmaktadır.
31:2.2 (347.1) Çekim İleticileri Divinington’dan gelmiş olup, onlar dönüştürülmüş ve kişileşmiş olan Düzenleyicilerdir; fakat bizim Uversa topluluğumuzun hiçbiri, bu ileticilerin herhangi birinin doğasını açıklamaya girişmeyecektir. Biz; onların bir hayli yüksek kişisel varlıklar olduklarını, ve kutsal, ussal ve içten olan anlayışa sahip olduklarını bilmekteyiz; fakat biz, zamandan bağımsız olan işleyiş biçimlerinin mekân kat edişini kavrayamayız. Onlar; enerjilerin, döngülerin ve hatta çekimin herhangi birini ve tümünü kullanmaya yetkin olan bir görünüme sahiptir. Kesinlik unsurları, zaman ve mekâna karşı gelemez; bunun yerine onlar, bahse konu bu iki nitelik ile birliktelik haline gelmiş olup, neredeyse bütünüyle sınırsız ruhaniyet kişiliğine sahip unsurların emir verme yetkinliğinde olduğu bu niteliklerin tüm belirlemelerine tabidir. Biz Çekim İleticileri’ni kişilikler olarak adlandırmayı tercih etmekteyiz; fakat gerçekte onlar, sınırsız ve koşulsuz olan aşkın ruhaniyet varlıklarıdır. Yalnız İleticiler ile karşılaştırıldığında onlar, kişiliğin bütünüyle farklı bir düzeyine aittir.
31:2.3 (347.2) Çekim İleticileri, sınırsız sayıdaki birlikler halinde bir kesinliğe erişecek olan unsura bağlanabilir; fakat yoldaşlarının başı olarak sadece tek bir iletici, Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri altında toplanabilir. Bu doğrultuda bahse konu baş iletici, 999 yoldaş ileticinin kalıcı bir görevli topluluğunu bu unsur için görevlendirir; buna ek olarak belirli durumlar gerektirdiğinde o, sınırsız sayılardaki yardımcıları için düzeyin yedek birliklerini çağırabilir.
31:2.4 (347.3) Çekim İleticileri ve kesinliğe erişecek olan yüceltilmiş fani birlikleri, birbirleri için içten olan ve derin bir sevginin düzeyine erişir; onların ortak birçok niteliği bulunmaktadır. Biri, Kâinatın Yaratıcısı’nın bir nüvesinin doğrudan bir kişilikleşmesi; diğeri ise ruhani Düşünce Düzenleyicisi olarak aynı Kâinatın Yaratıcısı nüvesi ile bütünleşmiş olan, varlığını sürdüren ölümsüz ruh içinde mevcut haldeki bir yaratılmış kişiliğidir.
31:3.1 (347.4) Düzenleyici ile bütünleşmiş olan yükseliş fanileri, Kesinliğe Erişecek Olanların birinci derece Birlikleri’nin bütünlüğünü oluşturur. Dönüştürülmüş ve yüceltilmiş yüksek melekler ile birlikte onlar genellikle, kesinliğe erişecek olanların birliğinin her bölüğü içinde sayı bakımından 990 unsur birlikteliğini meydana getirirler. Her ne kadar fanilerin sayısı yüksek meleklerin nüfusunu geçse de, herhangi bir topluluk içindeki fanilerin ve meleklerin oranı değişiklik göstermektedir. Havona yerlileri, yüceltilmiş Maddi Evlatlar, yüceltilmiş yarı-ölümlü yaratılmışlar ve Çekim İleticileri’ne ek olarak bilinmeyen ve eksik olan üye, birliklerin sadece yüzde birini meydana getirmektedir; kesinliğe erişecek olan sayıca bin kadar unsurun her bölüğü, bahse konu fani ve yüksek-meleksel olmayan bu kişiliklerin sadece onu için uygun olan mevkie sahiptir.
31:3.2 (347.5) Uversa’nın üyeleri olarak bizler, zamanın yükseliş fanilerine ait olan “kesinliğin nihai sonunu” bilmemekteyiz. Mevcut an içerisinde onlar; Cennet üzerinde ikamet etmekte, ve geçici olarak Işığın ve Yaşamın Birlikleri içinde hizmet vermektedir; fakat yükseliş eğitimi ve böyle uzun olan kâinat disiplininin bu türden devasa bir süreci, güvenin daha bile büyük olan sınanışı ve sorumluluğun daha yüce hizmetleri için onları yetkin hale getirmek amacıyla tasarlanmalıdır.
31:3.3 (347.6) Her ne kadar bu yükseliş fanileri; Cennet’e erişmiş, Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri altında toplanmış ve bu aşikâr olan nihai sonları karşısında bile geniş topluluklar içinde yerel evrenlerin işleyişine katılmak ve aşkın evren olaylarının idaresi içinde yardımda bulunmak amacıyla gönderilmiş olsalar da, onların sadece altıncı düzey ruhaniyetleri olduklarına dair kaydın gerçeği önemini korumaktadır. Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nin süreci içerisinde kuşkusuz olarak ilave bir aşama daha bulunmaktadır. Biz bu aşamanın doğasına dair herhangi bir bilgiye sahip bulunmamaktayız; fakat yine de biz şu üç gerçeği göz önüne alıp, burada onlar hakkında dikkatinizi çekmek istiyoruz:
31:3.4 (348.1) 1. Fanilerin azınlık birimleri içerisinde kısa süreli ikametleri boyunca ilk düzeyin ruhaniyetleri olduklarına, çoğunluk birimlerine dönüştürüldükleri zaman ikinci düzeye, ve aşkın evrenin merkezi eğitim dünyaları için ilerledikleri zaman üçüncü düzeye eriştiklerine dair bilgiye biz, bu durum üzerine tutulmuş olan kayıtlar sayesinde sahip bulunmaktayız. Faniler, Havona’nın altıncı döngüsüne eriştikten sonra dördüncü düzeyin unsurları veya mezun ruhaniyetler haline gelirler; ve Kâinatın Yaratıcısı’nı bulduklarında beşinci düzeyin ruhaniyetleri biçimini alırlar. Bu durumu takiben onlar, Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri’nin ebediyet görevi altında onları sonsuza kadar bir araya getirecek olan yemini etmenleri üzerine ruhaniyet mevcudiyetinin altıncı düzeyine erişirler.
31:3.5 (348.2) Ruhaniyet sınıflandırmasının veya tanımlamasının, evren hizmetinin bir âleminden diğerine veya bir evrenden bir diğerine olan mevcut ilerleyişi tarafından belirlenmiş olduğunu gözlemlemekteyiz. Buna ek olarak biz yedinci ruhaniyet sınıflandırılışının Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri üzerine bahşedilmesinin, o ana kadar kaydedilmemiş ve açığa çıkarılmamış hizmet için ebedi görevlerine olan ilerleyişleriyle eş zamanlı olacağının ve Yüce olan Tanrı’ya erişmeleriyle bir arada gerçekleşeceğinin çıkarımında bulunmaktayız. Fakat bu kesin varsayımlar dışında, bu hususun tümü hakkında biz gerçekten sizin bildiğinizden daha çok bilgiye sahip bulunmamaktayız; fani süreç hakkındaki bilgimiz, mevcut Cennet nihai sonunun ötesine gitmemektedir.
31:3.6 (348.3) 2. Kesinliğe erişecek olanların fani birlikleri, “Kusursuz olun” biçimindeki çağların hükmüne bütüncül bir biçimde uyum göstermiştir; onlar, fani erişimin evrensel olan doğrultusuna yükselmiştir; onlar Tanrı’yı bulmuş olup, Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’ne olması gerektiği gibi kabul edilmişlerdir. Bu türden varlıklar, ruhaniyet ilerleyişinin mevcut sınırına erişmiştir; fakat onlar henüz, nihai ruhaniyet düzeyinin kesinliğine ulaşmamışlardır. Onlar, yaratılmış kusursuzluğunun mevcut sınırına erişmiştir; fakat onlar, yaratılmışa ait olan hizmetin kesinliğine erişmemişlerdir. Onlar, İlahiyat ibadetinin bütünlüğünü deneyimlemişlerdir; fakat onlar, deneyimsel İlahiyat’a erişmenin kesinliğini yaşamamışlardır.
31:3.7 (348.4) 3. Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri’ne ait olan yüceltilmiş faniler, ussal mevcudiyetin en bütüncül olası yaşamının gerçekliği ve felsefesinin her aşamasına ait olan deneyimsel bilgiyi elinde bulunduran yükseliş varlıkları iken; en alt düzeyde bulunan maddi dünyalardan Cennet’in ruhsal yüksekliklerine kadar bu yükseliş çağları boyunca bahse konu varlığını sürdüren yaratılmışlar, zaman ve mekânın evrensel yaratımının tümünün adil ve etkin bir halde bulunmasına ek olarak aynı zamanda bağışlayıcı ve sabırlı biçimdeki idaresinin her kutsal ilkesine ait olayın her detayı ile ilgili yetkinliklerinin sınırları için eğitilmişlerdir.
31:3.8 (348.5) Biz, insan varlıklarının bizim düşüncelerimizi paylaşmakla yükümlü olduklarını ve Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri’nin nihai sonunun gizemi ile ilgili bizlerle birlikte varsayımda bulunmakta özgür bulunduklarını öngörmekteyiz. Kusursuzlaştırılmış evrimsel yaratılmışlarının mevcut görevlerinin, evren anlayışı ve aşkın evren idaresi içindeki mezuniyet sonrası derslerinin doğasına ait olduğu bizim için aşikâr olan bir görünüme sahiptir. Ve böylece hepimiz, “Neden Tanrılar’ın, evren idaresinin işleyiş biçimi içindeki varlığını sürdüren fanilerin eğitimiyle bu kadar büyük bir biçimde ilgili olduklarının” sorusunu yöneltmekteyiz.
31:4.1 (348.6) Fanilerin inançlı yüksek meleksel koruyucularının büyük bir çoğunluğunun, insan vesayetleri ile birlikte yükseliş süreci boyunca ilerlemesine izin verilmiştir; ve bu koruyucu meleklerin birçoğu Tanrı ile bütünleşmelerinden sonra, ebediyetin kesinliğe erişecek olan unsurunun yemini sürecinde sorumlulukları altında bulunan bireylere katılıp, onların fani birlikteliklerinin nihai sonunu sonsuza kadar kabul eder. Fani varlıkların yükseliş deneyimi boyunca ilerleyen melekler, insan doğasının nihai sonunu paylaşabilir; onlar, eşit ve ebedi bir biçimde Kesinliğe Erişecek Olanların bahse konu bu Birlikleri altında toplanabilir. Dönüştürülen ve yüceltilen yüksek meleklerin sayıca büyük düzeydeki unsurları, kesinliğe erişecek olan fani-olmayan birçok unsura bağlanmıştır.
31:5.1 (349.1) Zaman ve mekânın âlemleri içinde gezegensel görevin alınışı sürecinde, uzun süreliğine geciken durumlarda, yerel sistemlerin Âdemsel vatandaşları vasıtasıyla kalıcı-vatandaşlık düzeyinden ayrılış için bir dilekçe başvuruş sürecinin başlatabilmesi ile ilgili hüküm bulunmaktadır. İzin verildiği takdirde onlar; evren başkentleri üzerinde yükseliş kutsal yolcularına katılıp, buradan Cennet ve Kesinliğe Erişecek Olanların Birliği’ne doğru ilerler.
31:5.2 (349.2) İlerlemiş bir evrimsel dünya, ışığa ve yaşama ait olan çağının geç dönemlerine eriştiği zaman, Gezegensel Âdem ve Havva biçimindeki Maddi Evlatlar; insana dönüşmeyi tercih edebilir, Düzenleyiciler’i alabilir ve Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikler’in unsurlarına doğru olan kâinat yükselişinin evrimsel doğrultusunda ilerlemeye başlayabilir. Bu Maddi Evlatlar Âdem’in Urantia’da deneyimlediği gibi, biyolojik hızlandırıcılar olarak görevleri üzerinde kısmi olarak başarısızlığa uğramış veya işleyişsel bakımdan yükümlülüklerini yerine getirememiş olabilirler; ve bunun sonucunda onlar, Düzenleyicileri alıp, ölüm sürecinden geçip ve inanç vasıtasıyla yükseliş düzeninde ilerleyerek bunun sonucunda Cennet’e ve Kesinliğe Erişecek Olanların Birliği’ne ulaşma biçimindeki âlemin insanlarının olağan doğrultusunda ilerlemeye mecbur olan bir duruma düşerler.
31:5.3 (349.3) Bahse konu bu Maddi Evlatlar, kesinliğe erişecek olan birliklerin birçok bölüğü içerisinde bulunmamaktadır. Onların mevcudiyeti, bu türden bir topluluk için en yüksek hizmetin olanaklılığı bakımından büyük bir imkân sağlamaktadır; ve onlar her zaman, bu türden bir topluluğun öncüleri olarak seçilmektedir. Eğer Cennet Bahçesi’nin çiftleri bu topluluğu bağlanacak olursa, genellikle onların tek bir kişilik olarak birlikte faaliyet göstermelerine izin verilir. Bu türden yükseliş çiftleri, kutsal bir biçimde üçleştirmenin serüveni içinde yükseliş fanilerine kıyasla oldukça belirgin bir biçimde başarılı olmaktadır.
31:6.1 (349.4) Birçok gezegen üzerinde yarı-ölümlü yaratılmışlar, sayıca geniş olan nüfuslar halinde yaratılmışlardır; onlar nadiren, ışık ve yaşam içinde konumlandırılmalarını takiben özgün dünyaları üzerinde gereğinden fazla olan bir biçimde ikamet ederler. Bu konumlandırmanın hemen ardından veya üzerinden belirli bir süre geçtikten sonra onlar, kalıcı vatandaşlık düzeyinden çıkarılır; ve onlar, zaman ve mekânın fanilerinin eşliğinde morontia dünyalarını, ilgili aşkın evreni ve Havona’yı geçerek Cennet’e olan yükselişlerine başlarlar.
31:6.2 (349.5) Çeşitli birçok evrenlerden gelen yarı-ölümlü yaratılmışlar, doğaları ve kökenleri bakımından oldukça değişkenlik göstermektedir; fakat onların hepsi, kesinliğe erişecek olan Cennet birliklerinin herhangi birine katılmanın nihai sonuna sahiptir. İkinci derece yarı-ölümlü varlıkların hepsi nihai olarak Düzenleyici ile bütünleşmiş bir hale gelmekte olup, fani birlikler altında toplanmaktadır. Kesinliğe erişecek olanların birliklerin birçok bölüğü kendi toplulukları içinde bu yüceltilmiş varlıklardan birine sahiptir.
31:7.1 (349.6) Mevcut an içinde kesinliğe erişecek olan birliğin her bölüğü, kalıcı üyeler biçimindeki yemin düzeyinin 999 kişiliğine sahiptir. Boşta kalan bir unsurluk mevki, herhangi bir tekil görev üzerine görevlendirilmiş olan Işığın Müjdeleri’nin baş idarecisi tarafından doldurulmaktadır. Fakat bu varlıklar sadece, birliklerin geçici olan üyeleridir.
31:7.2 (349.7) Kesinliğe erişecek olan herhangi bir birliğin hizmeti için görevlendirilmiş olan herhangi bir göksel kişilik, bir Işığın Müjde’si olarak tanımlanmaktadır. Bu varlıklar, kesinliğe erişecek olanların birliklerinin yeminini etmemektedir; onlar he ne kadar birliklerin işleyişsel düzenine bağlı olsalar da, onlara ait olan kalıcı bağlılığın bir parçası değildir. Bu topluluk; kesinliğe erişecek olan birliklerin bir geçici görevinin uygulamasında ihtiyaç duyulacak herhangi bir varlık şeklinde Yalnız İleticiler, birincil hizmetkâr ruhaniyetleri, ikincil hizmetkâr ruhaniyetleri, Cennet Vatandaşları veya onların kutsal bir biçimde üçleştirilmiş doğumları ile bütünleşebilir. Birliklerin, ebedi göreve bağlı olan bir biçimde bu varlıklara sahip olup olmadığı hakkında herhangi bir bilgiye sahip bulunmamaktayız. Bağlanmanın sonunda Işığın Müjdeleri, bahse konu görevlere atanmalarından önceki düzeylerine geri dönmektedir.
31:7.3 (350.1) Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikleri mevcut an içinde oluşturulurken, bu oluşum içinde kalıcı üyelerin sadece altı sınıfı bulunmaktadır. Kesinliğe erişecek olanlar, kendilerinden beklenebileceği gibi, gelecek yoldaşlarının kimliği hakkında birçok varsayıma girişmektedir; fakat onların arasında bu varsayımlar hususunda çok zayıf bir görüş birliği bulunmaktadır.
31:7.4 (350.2) Uversa’nın üyeleri olarak bizler sıklıkla, kesinliğe erişecek olan birliklerin yedinci topluluğunun kimliği ile ilgili varsayımda bulunmaktayız. Bizler; Cennet, Vicegerington ve iç Havona döngüsü üzerinde sayısız derecede bulunan kutsal bir biçimde üçleştirilmiş toplulukların artan birliklerinin bazılarının olası görevlendirmeleriyle bütünleşen birçok düşünceyi aklımızdan geçirmekteyiz. Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nin; şu an inşa aşamasında olan evrenlere yapacakları hizmet biçimindeki nihai sona sahip olanların bu büyük etkinlik dâhilinde evren idaresinin görevi içinde, onların yardımcılarının birçoğunu kutsal bir biçimde üçleştirmelerine izin verilecek olması bile varsayılmaktadır.
31:7.5 (350.3) Bizlerden biri, bu boş olan mevkiinin onların gelecek hizmetinin yeni evreni içinde kökenin varlığının bir türü tarafından doldurulacağı görüşüne sahip olup; diğerleri ise, bu mevkiinin henüz yaratılmamış, var edilmemiş veya kutsal bir biçimde üçleştirilmemiş Cennet kişiliğinin bir türüne ait olacağı varsayımını desteklemektedir. Fakat biz bu duruma dair kesin bir gerçeğe ulaşmadan önce olması en muhtemel şekilde, kesinliğe erişecek olanların bu birliklerinin ruhaniyet erişiminin yedinci düzeyine girmelerini bekleyeceğiz.
31:8.1 (350.4) Kesinliğe erişecek olan bir unsur olarak kusursuzlaştırılmış fani deneyiminin bir parçası, absonit niteliklerin var edilmiş varlıkları biçimindeki Cennet’in aşkın yüksek vatandaşlarının binden fazla olan topluluklarına ait doğanın ve işleyişin kavrayışına erişmenin çabasından oluşmaktadır. Bahse konu bu aşkın kişilikler ile onların birliktelikleri içerisinde, kesinliğe erişecek olan yükseliş halindeki birlik unsurları evrimleşen kesinliğe erişecek olanların unsurlarını onların yeni Cennet kardeşleri için tanıştırmak amacıyla görevlendirilen aşkın yardımcıların sayısız düzeylerinin yararlı yönlendirmesinden büyük derecede yardım görmektedir. Aşkınlaştırılmışların bütün düzeyi, Cennet’in kuzeyi içinde ayrıcalıklı bir biçimde ikamet ettikleri geniş bir alan üzerinde yaşamaktadır.
31:8.2 (350.5) Aşkınlaştırmalar hakkındaki anlatımlar hususunda; sadece insan kavrayışının kısıtlı oluşuyla değil, aynı zamanda Cennet’in kişilikleri ile alakalı bu açığa çıkarımları düzenleyen hükmün şartları tarafından sınırlandırılmış bir durumda bulunmaktayız. Bu varlıkların hiçbir biçimde Havona’ya olan fani yükseliş ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Cennet Aşkınlaştırılmışları’nın geniş ev sahipliğinin, ne Havona ne de yedi aşkın evrenlerin herhangi birinin olayları ile ilişkisi bulunmaktadır; onlar yalnızca, üstün evrenin olaylarının aşkın idaresinden sorumludur.
31:8.3 (350.6) Bir yaratılmış olarak siz, bir Yaratan’ı algılayabilirsiniz; fakat siz, ne Yaratanlar ne de yaratılmışlar olan ussal varlıkların devasa ve oldukça farklılaşmış olan bir bütünlüğünün mevcut olduğunu neredeyse hiçbir biçimde kavrayamazsınız. Bu Aşkınlaştırılmışlar ne herhangi bir varlığı yaratmakta, ne de herhangi bir unsur tarafından yaratılmaktadır. Onların kökeni hususunda soyut ve herhangi bir anlamı karşılamayacak olan tanımlama biçimindeki yeni bir kavram kullanmaktan kaçınmak amacıyla, Aşkınlaştırılmışlar’ın basit bir değişle var ettiklerini söylememizin kullanılabilecek en iyi ifade olduğunu öngörmekteyiz. İlahi Mutlaklık, onların kökeni ile oldukça büyük bir biçimde ilgili olabilir; fakat bu benzersiz varlıklar şu an itibariyle İlahi Mutlaklık tarafından baskın bir biçimde bir idare edilmemektedirler. Onlar, Nihai olan Tanrı’ya tabi olup; onların Cennet üzerindeki kısa süreli mevcut ikamesi, her bakımdan Kutsal Üçleme tarafından yüksek bir biçimde denetlenmekte ve yönlendirilmektedir.
31:8.4 (351.1) Her ne kadar Cennet’e erişen fanilerin tümü, onların Cennet Vatandaşları ile yaptıkları gibi Aşkınlaştırılmışlarla birlikte sıklıkla kardeşsel bütünlük kursa da; kesinliğe erişecek olan birlik topluluğunun yeni bir üyesi olarak yükseliş fanisinin, ebediyetin Kutsal Üçleme yemini Üstün Evren’in Mimarları’nın yönetimde bulunan başı biçimindeki Aşkınlaştırılmışların baş idarecisi tarafından yürütülürken kesinliğe erişecek olanların birliğinin alıcı döngüsü üzerinde beklemesiyle ortaya çıkan bu dikkate değer olay üzerine, insanın bir Aşkınlaştırılmış ile olan ilk ciddi irtibatı gelişmemektedir.
31:9.1 (351.2) Üstün Evren’in Mimarları, Cennet Aşkınlaştırılmışları’nın yönetici birliğidir. Bu yönetici birlik; üstün akılları, yüksek ruhaniyetleri ve göksel absonitleri elinde bulunduran 28.011 kişilikten meydana gelmektedir. Deneyimli Üstün Mimar olarak bu muhteşem topluluğun görevlisi, İlahiyat’ın düzeyinin altında bulunan tüm Cennet ussal varlıklarının eş-güdüm sağlayıcı başıdır.
31:9.2 (351.3) Bu anlatımları onaylayan hükmün on altıncı yasaklayıcı maddesi şu biçimdedir: “eğer ussal olarak görülürse, Üstün Evren Mimarları ve onların birliktelikleri açığa çıkarılabilir; fakat onların kökeni, doğası ve nihai sonu bütünüyle açıklığa kavuşturulamayabilir.” Buna rağmen biz, bu Üstün Mimarlar’ın absonitin yedi düzeyi içinde mevcut bir halde bulundukları konusunda sizleri bilgilendirebiliriz. Bahse konu bu yedi topluluk şu şekilde sınıflandırılmıştır:
31:9.3 (351.4) 1. Cennet Düzeyi. Sadece deneyimli olan veya ilk-var edilmiş Mimar, absonitin bu en yüksek düzeyi üzerinde faaliyet gösterir. Ne yaratan ne de yaratılmış biçimindeki bu nihai kişilik, ebediyetin doğumunda var edilmiş olup; şu anda Cennet’in ve onun birliktelik içindeki yirmi-bir dünyasının seçkin eş güdüm sağlayıcısı olarak faaliyet göstermektedir.
31:9.4 (351.5) 2. Havona Düzeyi. Mimarların ikinci var edilişi, üç üstün tasarlayıcıyı ve absonit idarecisini beraberinde getirmiştir; ve onlar her zaman, merkezi evrenin bir milyarı bulan kusursuz âlemlerinin eş güdümü için adanmıştır. Cennet inanışı, önceden var edilmiş olan deneyimli Mimar’ın tavsiyesi ile birlikte bu üç Mimar’ın Havona’nın tasarımına katkıda bulunmuş olduğunu ileri sürmektedir; fakat biz bu husus hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz.
31:9.5 (351.6) 3. Aşkın Evren Düzeyi. Bu üçüncü absonit düzeyi, yedi aşkın evrenin yedi Üstün Mimarı ile bütünleşir. Bir topluluk olarak bu Mimarlar, Cennet üzerindeki Yedi Üstün Ruhaniyet’in eşliği içinde ve Sınırsız Ruhaniyet’in yedi özel dünyası üzerinde Yedi Yüce İdareci ile birlikte eşit bir biçimde zaman geçirmektedir. Onlar, asli evrenin aşkın eş güdüm sağlayıcılarıdır.
31:9.6 (351.7) 4. Birinci Derece Mekân Düzeyi. Bu topluluk, yetmiş Mimardan oluşmaktadır; ve biz onların, şu an içinde mevcut yedi aşkın evrenin sınırlarının ötesinde hareket halinde olan dışsal uzayın ilk evreni için nihai tasarımlar ile ilgili oldukları varsayımına sahibiz.
31:9.7 (351.8) 5. İkinci Derece Mekân Düzeyi. Mimarların bu beşinci birlikleri 490 unsurdan meydana gelmiş olup, benzer biçimde biz onların, fizikçilerimizin belirli enerji hareketlenmeleri olarak tespit ettikleri yer olan dışsal uzayın ikinci evreniyle ilgili olmaları gerektiğinin varsayımına sahibiz.
31:9.8 (352.1) 6. Üçüncü Derece Mekân Düzeyi. Üstün Mimarlar’ın bu altıncı topluluğu, 3.430 unsurdan meydana gelmektedir; aynı şekilde biz, onların dışsal uzayın üçüncü evreni için devasa tasarımlara dâhil olabileceklerinin çıkarımında bulunmaktayız.
31:9.9 (352.2) 7. Dördüncü Mekân Düzeyi. Son ve en geniş olan birlikler biçimindeki bu düzey, 24.010 Üstün Mimar tarafından meydana gelmiştir; buna ek olarak şayet bizim bahsi geçmiş olan varsayımlarımız doğruysa eğer, onlar dışsal uzayın en başından beri genişleyen evrenlerinin dördüncüsü ve en sonuncusu olan âlemi ile ilgili olmalıdır.
31:9.10 (352.3) Üstün Mimarlar’ın bu yedi topluluğunun bütününün nüfusu 28,011 kâinat tasarımcısından oluşmaktadır. Cennet üzerinde ebediyetin çok öncelerine dayanan bir inanış bulunmaktadır; bu inanışa göre 28.012’nci Üstün Mimar’ın var edilme sürecine girişilmiştir, fakat Kâinatsal Mutlak tarafından deneyimlenen kişilik elde edilmesi biçimindeki absonitleştirme başarısız olmuştur. Üstün Mimarlar’ın yükseliş sıralamasının, 28.011’nci Mimar’ın yaratımında absonitliğin sınırına erişmiş olması ve 28.012’nci Mimar’ın var edilme girişiminin Mutlaklık’ın mevcudiyetinin matematiksel sınırıyla karşılaşmış olması muhtemeldir. Diğer bir değişle 28.012’nci var edilme düzeyinde absonitliğin niteliği, Kâinatsal’ın düzeyine ve Mutlaklık’ın erişilmiş değerine denk düşmüş bulunmaktadır.
31:9.11 (352.4) İşlevsel olan işleyiş düzenlenmelerinde Havona’nın yüksek denetimde bulunan üç Mimar’ı, yalnız Cennet Mimarı için birliktelik halindeki yardımcılar olarak hareket ederler. Aşkın evrenlerin yedi Mimar’ı, Havona’nın üç yüksek denetimcisinin eş güdüm sağlayıcıları olarak etkinlikte bulunur. Birinci derece dışsal uzay düzeyinin evrenlerine ait olan yetmiş tasarlayıcı, yedi aşkın evrenin yedi Mimar’ı için birliktelik halindeki yardımcılar olarak mevcut an içerisinde hizmet vermektedir.
31:9.12 (352.5) Üstün Evren’in Mimarları birinci derece var edilmişler ve birliktelik içinde bulunan aşkınlaştırılmışlar biçimindeki kuvvet düzenleyicilerinin iki geniş düzeyine ek olarak, emirleri altında sayısız derecede olan yardımcılar ve destekleyicilerden oluşan topluluklara sahip bulunmaktadır. Bu Üstün Kuvvet Düzenleyicileri, asli evrenle ilgili olan güç yöneticileriyle karıştırılmamalıdır.
31:9.13 (352.6) Kesinliğe erişecek olan birliklerin unsurlarına ait olan kutsal bir biçimde üçleştirilmiş doğumları ve Cennet Vatandaşları gibi, zaman ve ebediyetin evlatlarının birliği tarafından yaratılmış tüm varlıklar; Üstün Mimarlar’ın vesayetleri haline gelir. Fakat mevcut haliyle düzenlenmiş evrenler içinde faaliyet gösteren biçimde açığa çıkarılmış olan tüm diğer yaratılmışlar veya unsurlar arasında, sadece Yalnız İleticiler ve Muazzam Kutsal Üçleme Ruhaniyetleri; Aşkınlaştırılmışlar ve Üstün Evren’in Mimarları ile bir organik birlikteliği sağlayabilir.
31:9.14 (352.7) Üstün Mimarlar; yerel evrenlerinin işleyiş düzenlenmesi amacıyla onların mekân alanları için, Yaratan Evlatlar’ın görevlerinin teknik onaylanışına katkıda bulunur. Üstün Mimarlar ve Cennet Yaratan Evlatları arasında oldukça yakın bir birliktelik bulunmaktadır; ve her ne kadar bu ilişki açığa çıkarılmamış olsa da siz, Mimarlar’ın birlikteliği ve ilk deneyimsel Kutsal Üçleme’nin ilişkisi içinde Yüce Yaratanlar’ın asli evreni hakkında bilgilendirilmiş bir halde bulunmaktasınız. Evrimleşen ve deneyimsel Yüce Varlık ile birlikte bu iki topluluk, aşkınlaştırılmış değerler ve üstün evren anlamlarına ait olan Kutsal Üçleme Nihayet’ini oluşturacaktır.
31:10.1 (352.8) Deneyimli Üstün Mimar, Kesinliğe Erişecek Olanların yedi Birliği’nin gözetimine sahiptir; bu birlikler şunlardır:
31:10.2 (352.9) 1. Kesinliğe Erişecek Olanların Fani Birlikler.
31:10.3 (352.10) 2. Kesinliğe Erişecek Olanların Cennet Birlikleri.
31:10.4 (352.11) 3. Kesinliğe Erişecek Olanların Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Birlikleri.
31:10.5 (353.1) 4. Kesinliğe Erişecek Olanların Kutsal Bir Biçimde Üçleştirilmiş Birleşik Birlikleri.
31:10.6 (353.2) 5. Kesinliğe Erişecek Olanların Havona Birlikleri.
31:10.7 (353.3) 6. Kesinliğe Erişecek Olanların Aşkın Birlikleri.
31:10.8 (353.4) 7. İlahiyat’ın Açığa Çıkarılmamış Evlatları’nın Birlikleri.
31:10.9 (353.5) Bu nihai son birliklerinin her biri bir baş idareciye sahip olup, onların yedisi Cennet üzerinde Nihai Son’un Yüce Kurulu’nu oluşturmaktadır; ve mevcut evren çağında Grandfanda, nihai sonun evlatları için kâinat görevinin bu yüce bünyesinin baş idarecisidir.
31:10.10 (353.6) Bahse konu kesinliğe erişecek olanların bu yedi birliğinin bir araya gelişi; Yüce Varlık’ın gelecek üstün evren faaliyetlerini bile muhtemel bir biçimde aşan olanakların, kişiliklerin, akılların, ruhaniyetlerin, absonitlerin ve deneyimsel mevcudiyetlerin gerçek bir biçimde hareketlenişini işaret eder. Kesinliğe erişecek olan bu yedi birlik muhtemel bir biçimde; dışsal uzayın evrenleri içinde anlaşılmaz olan gelişmeler için hazırlık aşamasında bulunan sınırlı ve absonit kuvvetlerinin toplanışına katılan Nihai Kutsal Üçlemesi’nin mevcut etkinliğini işaret etmektedir. Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bunu takiben Cennet ve Havona’nın mevcut kişiliklerini benzer bir biçimde harekete geçirdiği ve onları zaman ve mekânın öngörülen yedi aşkın evreninin idarecileri ve yöneticileri olarak görevlendirdiği zaman olan ebediyetin yakın çağlarından beri, bu hayata geçirmeye benzeyen büyüklüğe ve öneme sahip olan hiçbir hareketlenme yaşanmamıştır. Kesinliğe erişecek olanların yedi birliği, gelecek-ebedi etkinliklerin dışsal evrenleri içinde gelişmemiş olan olanakların gelecekteki ihtiyaçları için asli evrenin kutsallık karşılığını temsil eder.
31:10.11 (353.7) Biz; yükseliş mevcudiyetine ait olan kâinatsal yaşam içinde sınırlı deneyimin varlığı biçimindeki sadece tek bir önemli detayın eksik olduğu uçsuz bucaksız yaratım olan, nihayeti içinde ulvi bir maddi evren olarak seçkin ve benzersiz varlıklarının yeni düzeyleri ile birlikte doldurulan yeni alanlar şeklindeki yerleşik dünyaların gelecekteki ve daha büyük olan dışsal evrenlerinin öngörüsünde bulunmaya girişmekteyiz. Bu türden bir evren, Her Şeye Gücü Yeten Yücelik’in evirilişine katılımdan yoksun biçimdeki devasa bir deneyimsel engel içinde mevcudiyete kavuşacaktır. Bu dışsal evrenler, Yüce Varlık’ın benzersiz hizmetinin ve göksel üst denetiminin tümünü memnuniyetle deneyimleyecektir; fakat onun etkin mevcudiyetinin bahse konu bu gerçeği, Yüce Varlık’ın kendini gerçekleştirmesine onların katılmasını engellemektedir.
31:10.12 (353.8) Mevcut evren çağı boyunca asli evrenin evrimleşen kişilikleri, Yüce olan Tanrı’nın egemenliğinin tamamlanmamış haldeki kendini gerçekleştirmesi sebebiyle birçok zorlukla karşı karşıya gelmektedir; fakat biz hepimiz, onun evriminin benzersiz deneyimini paylaşır bir konumda bulunmaktayız. Biz onun içinde evrimleşirken, o da bizim içimizde evrimleşmektedir. Ebedi gelecek içinde belirli bir süre zarfı içinde Yüce İlahiyat’ın evrimi, kâinat tarihinin tamamlanmış bir gerçekliği haline gelecektir; buna ek olarak bu muhteşem deneyime katılmanın imkânı, kâinatsal etkinlik aşamasından geçmiş bir halde bulunacaktır.
31:10.13 (353.9) Fakat evren gençliği süresince bu benzersiz deneyimi elde etmiş olan bizler, bu deneyimden gelecek ebediyetin bütünü boyunca faydalanacağız. Ve birçoğumuz; Yüce Varlık’ın zaman-mekân evrimi içine katılmamasından doğan onların deneyimsel eksikliklerini telafi etmek için çabada bulunmanın içerisinde bu dışsal evrenleri idare etmenin, benzer bir biçimde bir araya gelmiş olan diğer altı birlik ile birlikte Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nin yükseliş ve kusursuzlaştırılmış fanilerinin düzenli bir biçimde artan yedek birliklerinin görevi olduğunu düşünmekteyiz.
31:10.14 (353.10) Bu eksiklikler, kâinat mevcudiyetinin tüm düzeyleri üzerinde kaçınılmazdır. Mevcut evren çağı boyunca ruhsal mevcudiyetlerin yüksek düzeylerine ait olan bizler şu an içinde, evrimsel evrenleri idare etmek ve yükseliş fanilerine hizmet etmek için alçalmış bir konumda bulunmaktayız; böylelikle biz, daha yüksek olan ruhsal deneyimin gerçeklikleri içinde onların eksikliklerini telafi etmek için uğraş vermekteyiz.
31:10.15 (354.1) Fakat her ne kadar Üstün Evren’in Mimarları’nın bahse konu dışsal yaratımları ile ilgili olan tasarıları hakkında gerçekten hiçbir bilgiye sahip olmasak da, yine de bu durumla alakalı olarak şu üç nitelik hakkında emin bir konumda bulunmaktayız:
31:10.16 (354.2) 1. Dışsal uzayın nüfuz alanları içinde düzenli bir biçimde düzenlenmekte olan evrenlerin geniş bir yeni sistemi orada mevcut bir biçimde bulunmaktadır. Yerleşik ve işleyişsel bir biçimde düzenlenmiş olan yaratımların mevcut bağlarının çok ötesinde bulunan, sürüler halindeki evrenin muazzam ve devasa olan döngüleri biçimindeki fiziksel yaratımların yeni düzeyleri; sizin teleskoplarınız vasıtasıyla mevcut bir biçimde görülebilen bir konumda bulunmaktadır. Mevcut an içerisinde bu dışsal yaratılmışlar, bütünüyle fiziksel olup; bariz bir biçimde onlar yerleşik olmayıp, yaratılmış idaresinden yoksun bir görünüme sahiptir.
31:10.17 (354.3) 2. Kesinliğe erişecek olanların diğer altı birliğiyle birliktelik halinde, zaman ve mekânın kusursuzlaştırılmış yükseliş varlıklarının açıklanmamış ve bütünüyle gizemli olan Cennet hareketlenmesi orada çağlar boyunca devam etmektedir.
31:10.18 (354.4) 3. Bu etkileşimlerle birlikte eş zamanlı olarak gerçekleşen bir biçimde İlahiyat’ın Yüce Kişisi, aşkın yaratılmışların her şeye gücü yeten egemeni olarak güç sağlamaya devam etmektedir.
31:10.19 (354.5) Yaratılmışların, evrenlerin ve İlahiyat’ın bütünleşmesi biçimindeki bu üçleme bütünlüğünün gelişimini değerlendirirken; yeni ve açığa çıkarılmamış olanın yaklaşan sonuçlanmasını öngörmemizden dolayı eleştirilebilir miyiz? Fiziksel evrenlerin çağlar boyu süregelmekte olan bu hareketlenişini ve işleyişsel düzenlenişini; mevcut ana kadar bilinmeyen bir ölçek ve Yüce Varlık’ın kişilik ortaya çıkışı üzerinden, kâinat gizemi içinde gizlenmiş olan bir tasarım ve nihai son biçiminde olan kutsal kusursuzluk için zamanın fanilerinin yükselmelerinin bu oldukça büyüleyici düzeniyle ve onların Cennet üzerinde Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri içindeki hareketlenmeleriyle ilişkilendirmememiz doğal değil midir? Kesinliğe Erişecek Olanların Birlikleri’nin bütünleşen mevcudiyetinin; mevcut aşkın evrenlerin herhangi birinden her bir tanesinin daha büyük olduğu, maddenin en az yetmiş bin tanesinin bir araya geldiği kümelenmesini hali hazırda tanımlayabildiğimiz yer olan dışsal uzayın evrenleri içindeki gelecekteki bir hizmetiyle ilgili nihai sona sahip olduklarına dair Uversa’nın tümü üzerinde yaygınlaşan bir kanı bulunmaktadır.
31:10.20 (354.6) Evrimsel faniler; mekânın gezegenleri üzerinde doğmuş olup, morontia dünyaları boyunca ilerleyip, ruhaniyet evrenlerine yükselip, Havona âlemlerinde kat edip, Tanrı’yı bulup, Cennet’e katılıp, Kesinliğe Erişecek Olanların birinci derece Birlikleri altında toplanıp, burada kâinat hizmetinin diğer görevi için bekleyiş halinde bulunmaktadırlar. Orada, kesinliğe erişecek olanların toplanma halinde olan diğer altı birliği bulunmaktadır; fakat ilk yükseliş fanisi olan Grandfanda, kesinliğe erişecek olan unsurların tüm düzeyinin Cennet baş idarecisi olarak yönetimde bulunmaktadır. Ve biz bu ulvi düzeni değerlendirdiğimizde, hepimiz hep bir ağızdan şu sözleri haykırmaktayız: Mekânın maddi evlatları olan zamanın hayvan-kökenli evlatları için ne de kadar da ihtişamlı bir nihai son bulunmaktadır!
31:10.21 (354.7) [Bu anlatım, Uversa üzerinde Zamanın Ataları tarafından bu bağlamda faaliyet göstermesi için yetkilendirilmiş bir Kutsal Danışman ve Bir İsme ve Sayıya Sahip Olmayan aracılığıyla ortak bir biçimde sağlanmıştır.]
* * * * *
31:10.22 (354.8) İlahiyat’ın doğasını, Cennet’in gerçekliğini, merkezi ve aşkın evrenlerin işleyişsel düzenlenmesini ve çalışmasını, asli evrenin kişiliklerini ve evrimsel fanilerin yüksek nihai sonunu tasvir eden bu otuz-bir makale; M.S. 1934 yılında Nebadon’un Norlatiadek’i içindeki Satania’nın 606’ncı dünyası olan Urantia üzerinde gerçekleştirmekle yükümlü kılındığımız, Zamanın Ataları tarafından verilen bir hüküm uyarınca hareket eden yirmi-dört Orvonton idarecisinden oluşan yüksek bir kurul tarafından desteklenmiş, oluşturulmuş ve İngilizce dilinde yazıya geçirilmiştir.